YEŞİLÇAM SİNEMASINDAN GÜNÜMÜZ DİZİLERİNE DÖNÜŞÜM ÖRNEK ÇALIŞMA: SELVİ BOYLUM AL YAZMALIM

Benzer belgeler
Kitabı mı Çıkmış, Dizisi mi?

İÇİNDEKİLER ÖN SÖZ...7

Medya ve Toplumsal Cinsiyet

Aşk Her Yerde mi? - Genç Gelişim Kişisel Gelişim

BABA NERDESİN KAYBOLDUM

Metin Edebi Metin nedir?

İLERİ DÜZEY SENARYO YAZARLIĞI SERTİFİKA PROGRAMI

ÖLÜMCÜL OYUNCAKLAR KEMİKLER ŞEHRİ MORTAL INSTRUMENTS CITY OF BONES 30 AĞUSTOS TA SİNEMALARDA!

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

ÖRGÜTSEL DAVRANIŞ DORA KİTABEVİ, EYLÜL 2018, 302 SAYFA

SİNEMA YÖNETMENİ TANIM

Buruşuk Ömer Destanı

EĞİTİM ÖĞRETİM YILI SORGULAMA PROGRAMI

kişinin örgütte kendini anlamlandırmasına fırsat veren ve onun inanış, düşünüş ve davranış biçimini belirleyen normlar ve değerler

İlkçağ Anadolu Uygarlıklarında Sosyo-Ekonomik ve Kültürel Yapı Bağlamında Kütüphane/Arşiv Kurumu

Kültür Bilimi ve Yönetimi

CANIM KARDEŞİM BENİM 3D ANİMASYON FİLMİ BASIN KİTİ

AVRASYA UNIVERSITY. Ders Tanıtım Formu

ARAŞTIRMANIN KAPSAMI. Saha Tarihi: 9 10 Nisan il ilçe mahalle/ köy

Günümüzdeki ilke ve kuralları belirlenmiş evlilik temeline dayanan aile kurumu yaklaşık 4000 yıllık bir geçmişe sahiptir. (Özgüven, 2009, s.25).

Kişilerarası İlişkiler

GALATASARAY ÜNİVERSİTESİ BİLİMSEL ARAŞTIRMA PROJELERİİLETİŞİM FAKÜLTESİ ÖĞRETİM ÜYELERİ TARAFINDAN YÜRÜTÜLEN PROJELER ( )

Leyla Coşan (2009): Frauenliteratur der 70er Jahre in Deutschland und in der Türkei, Frankfurt a.m., Peter Lang Verlag, 185 sayfa

Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü. Sinema Bilim Dalı Doktora Programı:

Yönetmen VIJAY KRISHNA ACHARYA. Yapımcılar ADITYA CHOPRA. Türü Aksiyon. Oyuncular AAMIR KHAN KATRINA KAIF TABRETT BETHELL

tarih ve 495 sayılı Eğitim Komisyonu Kararı Eki

ÖLÇME, DEĞERLENDİRME VE SINAV HİZMETLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

SİHİRLİ ELLER PROGRAMI

ANTALYA ALTIN PORTAKAL'DA JÜRİ HEYECANI!

AVRASYA ÜNİVERSİTESİ

ARAŞTIRMANIN KAPSAMI. Saha Tarihi: 9-10 Nisan ilçe. 35 il. 200 mahalle/ köy görüşme

Giresun Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü İletişim Bilimleri Anabilim Dalı İletişim Bilimleri Doktora Programı Ders İçerikleri

SÖZCÜK SANATI EDEBİYATTAN GÖRÜNTÜ SANATI SİNEMAYA SEVGİNİN AKTARSLIŞI

DİZİLER İÇİN TOPLUMSAL CİNSİYET EŞİTLİĞİ İLKELERİ BELİRLENDİ, SIRA UYGULAMADA

Derece Alan Üniversite Yıl Lisans İletişim T.C. Galatasaray Üniversitesi Sanat ve Tasarım Fakültesi, İletişim Sanatları Bölümü

ANASINIFI PYP VELİ BÜLTENİ. (07 Aralık Ocak 2016)

Genç Yazar Muhammed Akbulut Edebiyat alanında popüler olmaktan ziyade gençlere örnek olmak isterim.

2. Hafta: Klasik Sosyolojide Endüstri Toplumu Düşüncesi

İLETİŞİM BECERİLERİ. Doç. Dr. Bahar Baştuğ

KADIN CİNSELLİĞİNİN SÖYLEMSEL İNŞASI VE NAMUS CİNAYETLERİ: ŞANLIURFA ÖRNEĞİ

14. New York Türk Film Festivali

Kohlberg e Göre Ahlak Gelişimi Kohlberg ahlak gelişiminin gelenek öncesi, geleneksel ve gelenek sonrası olmak üzere üç düzey içinde gerçekleştiğini

Abidin Dino'nun İngiltere'deki Dünya Kupası'nda gerçekleştirdiği Gol! (Goal! World Cup 1966), Türkiye belgeselcilik tarihinde çığır açan bir yapını.

2. SINIFLAR PYP VELİ BÜLTENİ (07 Aralık Ocak 2016)

Doğal Afetler ve Kent Planlama

Kadir CANATAN, Beden Sosyolojisi, Açılım Yayınları, 2011, 720 s. İstanbul.

T.C. MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI ÖLÇME, DEĞERLENDİRME VE SINAV HİZMETLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

AVRASYA ÜNİVERSİTESİ

Prof. Dr. Metin ÖZARSLAN Hacettepe Üniversitesi

Eğitim Dizisi. Hazırlayanlar: Dr. Seçil Yücelyiğit - Bil. Uzm. Sibel Güler

Cengiz Aytmatov un Al Yazmalım Selvi Boylum Hikâyesi ve Göstergelerarasılık

AVM check-up. MallX. Alışveriş Merkezi Araştırmaları. www. mallx.org. AVM nin verimliliğini ölçer ve diğer AVM ler ile karşılaştırır.

Belmin Dumlu SAVAŞKAN,

Erken (Filizlenen) Okuryazarlık

Kırkayak Kültür - Sinema Atölyesi Çarşamba gösterimleri Nisan ayı programı açıklandı. Balkan Sineması

Hatıraların Masumiyeti Hatıraların Masumiyeti Hatıraların Masumiyeti

SiNEMA DiZiSi 16 TÜRK FİLM ARAŞTIRMALARINDA YENİ YÖNELİMLER. Yayına Hazırlayan Deniz BAYRAKDAR Derleyenler Özlem Avcı-Defne Tüzün.

26 Haziran 2015, İstanbul YTONG Mimari Fikir Yarışması "20 Yıl Sonra Ben Buradayken

Maliye Bakanı Sayın Mehmet Şimşek in Konuşma Metni

ÜNİTE:1. Sosyolojiye Giriş ve Yöntemi ÜNİTE:2. Sosyolojinin Tarihsel Gelişimi ve Kuramsal Yaklaşımlar ÜNİTE:3. Kültür ve Kültürel Değişme ÜNİTE:4

1.Kameranın Toplumsal Tarihi. 2.Film ve Video Kameraları. 3.Video Sinyalinin Yapılandırılması. 4.Objektif. 5.Kamera Kulanım Özellikleri. 6.

Âşıklık Geleneği ve Medya Endüstrisi -Geleneksel Müziğin Medyadaki Serüveni-

Brighton Ekolü. Film d'art (yapımevi)

Dr. YALÇIN TOSUN İstanbul Bilgi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Görevlisi SİNEMA ESERLERİ VE ESER SAHİBİNİN HAKLARI

GALATASARAY ÜNİVERSİTESİ BİLİMSEL ARAŞTIRMA PROJELERİİLETİŞİM FAKÜLTESİ ÖĞRETİM ÜYELERİ TARAFINDAN YÜRÜTÜLEN PROJELER ( )

Toplumsal cinsiyet, davranışalar, tutumlar, ilgiler, amaçlar, değerler vb. düzleminde kadınsı (dişil) ve erkeksi (eril) olarak ayrılan

KAHRAMANMARAŞ PİAZZA DA AYDİLGE RÜZGARI ESTİ

-Anadolu Türkleri arasında efsane; menkabe, esatir ve mitoloji terimleri yaygınlık kazanmıştır.

Toplumsal Cinsiyet ve Medya

ÇOCUKLARIMIZ VE TEKNOLOJİ

Özel Gebze Eğitim Kurumları Öz-Ge Gündüz Bakımevi

TOPLUMSAL KURUMLAR VE AİLE ÇIKMIŞ SINAV SORULARI MURAT YILMAZ EGE ANADOLU LİSESİ

MİTOLOJİ İLE İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR

JÜRİ GÖRÜŞÜ. Yaratıcı düşünmeyi teşvik eden nice yarışmalarda birlikte olmak dileği ile. Prof. Dr. Aysu AKALIN Gazi Üniversitesi

İDİL DİZDAR, HEM OYUNCU HEM YÖNETMEN

1999 dan 2007 ye Seçmen Tercihleri ve Değişim AKP

13. New York Türk Film Festivali

Uzaktan Eğitim. Öğr. Gör. Fırat YÜCEL Akdeniz Üniversitesi Enformatik Bölümü

PEK OKULLARI 1A KASIM. İzimden gelin gençler! Bocalamadan, yorulmadan, sıkılmadan Tek çıkış yolunuz budur!

ANA SINIFI PYP VELİ BÜLTENİ. (19 Aralık Şubat 2017)

DAVRANIŞ BİLİMLERİ ÜZERİNE YRD.DOÇ.DR. ÖZGÜR GÜLDÜ

Öykü Bir Çiftçi İki Memuru Nasıl Besledi? saltıkov şçedrin (aslı idil kaynar) Şiir Fotoğraf rıdvan salih

TARİHİN DİLİ OLSA! SÖZLÜ TARİH YÖNTEMİ. Adnan ALTUN

PENGUEN GRUBU MART AYI BÜLTENİ SİNCAPLAR TEMASI DÜNYA SU GÜNÜ ORMAN HAFTASI YAŞLILAR HAFTASI DÜNYA TİYATROLAR GÜNÜ

GÜZ YARIYILI YÜKSEK LİSANS DERSLERİ

Sinema tüm sanatları kapsar. Zaman ve mekan sanatıdır. Sinema iki boyutlu bir mekanda ve hareket halindeki bir tempoda (zamanda) görüntüleri verir.

SİNOPSİS. Fragmanın Youtube Fragmanı: Fragmanın İndirme Linki:

Elektrik, Plastik Cerrahi ve Prometheus: İlk BK Romanı Frankenstein 18 Ocak2014. Ütopyadan Distopyaya, Totalitarizm ve Anksiyete 25 Ocak 2014

İletişim Fakültesi(İ.Ö.) Radyo-Televizyon ve Sinema Lisans 2011 Yılı Müfredatı

herkesin bir reklamı olmalı

İKONCAN TV PROGRAMI İKONCAN PROGRAMI. Potansiyel Hedef Kitle. 14 yaş ve üstü A,B,C,D,E özellikle kadın-erkek genel TV. izleyicisi

Türkiye Nüfusunun Yapısal Özellikleri Nüfus; 1- Nüfusun Yaş Gruplarına Göre Dağılımı Genç (Çocuk) Nüfus ( 0-14 yaş )

Yönetmen: Cate Shortland Oyuncular: Saskia Rosendahl, Kai-Peter Malina Senaryo: Cate Shortland, Robin Mukherjee Görüntü Yönetmeni: Adam Arkapaw

SİNOPSİS Uzaklarda Arama, Türkiye de yaşanmış gerçek bir olaydan esinlenilmiştir ama karakterler ve sonrasında yaşananlar hayal ürünüdür.

6. BÖLÜM: BULGULARIN DEĞERLENDİRİLMESİ

YÖNETMEN, SENARİST, YAPIMCI DERVİŞ ZAİM İN ÖZGEÇMİŞİ

Uzakdoğu da Yalnızlık Dr. Barış Sancak

ANASINIFI PYP VELİ BÜLTENİ. (18 Aralık Şubat 2018)

Çoğuldizge Kuramı. Ünal Yoldaş* Giriş

Transkript:

YEŞİLÇAM SİNEMASINDAN GÜNÜMÜZ DİZİLERİNE DÖNÜŞÜM ÖRNEK ÇALIŞMA: SELVİ BOYLUM AL YAZMALIM DOÇ. DR. ALEV FATOŞ PARSA & ZUHAL AKMEŞE EGE ÜNİVERSİTESİ İLETİŞİM FAKÜLTESİ ÖZET Türkiye de televizyon dizileri özellikle 2000 li yılların başından itibaren, gerek sayı gerekse yayın akışı içerisinde yer aldığı zaman dilimi bakımından sektörde önemli ölçüde yer almaya başlamıştır. Günümüz özel televizyon kanalları, diziler üzerinden ciddi biçimde rekabet içinde olurken, kamusal yayın yapan TV kanalları da bu rekabete dahil olmaya başlamıştır. Son dönemde çekilen diziler incelendiğinde, edebiyat eserlerinden uyarlamalar ve Yeşilçam sinemasında çekilen klasik bazı filmlerin dizi formatına dönüştürülerek yeniden çekildiği görülmektedir. Dünya sinema tarihine bakıldığında ilk uyarlamaların Fransız film yapımcısı Melies tarafından gerçekleştirildiği bilinmektedir. Süreç içerisinde farklı yazarların eserleri sinema filmlerine uyarlanmıştır. Türk sinema tarihinde ise, 1950 li yılların ardından uyarlamaların yaygınlaştığı görülmektedir. Elbette bunun temel nedenleri arasında, 1948 vergi indirimi sonrasında yaygınlaşan yapım şirketlerinin etkisi büyüktür. Bu gelişim süreci edebiyat eserlerinin sinemaya uyarlanmasında etkin rol oynamıştır. Günümüzde televizyonun sosyal hayata yaygın biçimde dahil olmasıyla televizyon programları ve diziler sektörün önemli yapıtaşları arasına girmiştir. Çalışmanın örnek olay örgüsünü, Cengiz Aytmatov un Kırmızı Eşarp adlı eserinden uyarlanarak 1977 yılında yönetmen Atıf Yılmaz tarafından sinemaya uyarlanan Selvi Boylum Al Yazmalım(Yılmaz, 1977) filminden, günümüzde dönüştürülerek çekilen Al Yazmalım (Akman,2011) dizisi oluşturmaktadır. Çalışmada bununla birlikte, sinema/dizi ilişkisi içindeki kodlar üzerinden belirlenen benzerlikler ile farklılıklar ve aynı zamanda değişen dönüşen karakter yapıları göstergebilimsel yöntembilimiyle çözümlenmektedir. Anahtar sözcükler: Uyarlama, Yeniden Çekim, Karakter Analizi, Göstergebilim.

GİRİŞ Roman ve sinema farklı dönemlerde ortaya çıkmış olmalarına rağmen, sanat eserlerinin konusunu hayattan alması, ortak duygu ve düşünceleri yansıtmaları dolayısıyla bir etkileşim içerisinde olmuştur. Roman sinema etkileşimine bakıldığında romanın sinemaya en önemli katkılarından birinin anlatım diliyle ilgili olduğu görülmektedir. Sinema anlatısında kullanılan kurgu tekniği roman anlatı kurgusundan etkilenilerek sinema anlatısında kullanılmaya başlanmıştır. Dolayısıyla sinema bu anlamda romandan teknik anlamda etkilenmiş ve roman tekniklerini sinema anlatısında kullanmaya başlamıştır. Genel olarak değerlendirildiğinde roman ve film birbirinden farklıdır, bir romanda sayfalarca anlatılan bir durum, filmde birkaç saniyelik bir görüntüyle verilebilir bu anlamda roman ya da yazılı eser filme uyarlanırken, görsellik, somutluk ya da belirli göstergelerle bu duygunun ya da durumun verilmesi gerekir, bu anlamda sinema anlatısı farklılık göstermektedir. Çünkü sinema duyguyu düşünceyi görsel yolla anlatır (Çetin 1990: 11). Romanı okurken okuyucu hayal eder ve hayal gücünün kendisine tanıdığı sınırsız özgürlüğe sahiptir. Romanda geçen nesneyi dilediği gibi hayal eder, film izlerken ise yönetmenin seçtiği ve filminde kullandığı nesneyi görür ve o nesne üzerine düşünür. Filmde izleyici yönetmenin tercihleri doğrultusunda çizdiği perspektif üzerinden düşünürken, romanda yazarın anlatımını kendi hayal gücüyle yeniden yaratır ve yaşar. Bu bağlamda aynı konu iki farklı sanat eserinde eserin hedef kitlesini oluşturan bireylerin farklı eylemleri gerçekleştirmesini sağlar. Romanın sinemaya bir başka katısı da konu olmuştur. Hem Türk sinemasında hem de dünya sinemasında roman ve edebi eserler sinemaya uyarlanmıştır. Dünya sinema tarihine bakıldığında ilk uyarlamaların Fransız film yapımcısı Melies tarafından gerçekleştirildiği bilinmektedir (Saydam 2011: 1). Daha sonra süreç içerisinde farklı yazarların eserleri sinemaya uyarlanmıştır. Türk sinema tarihinde ise 1950 li yılların ardından uyarlamaların yaygınlaştığı görülmektedir. Bunun temel nedenleri arasında 1948 vergi indirimi sonrasında yaygınlaşan yapım şirketlerinin etkisi yer almaktadır. Yapım şirketlerinin çoğalması, ortaya çıkan rekabet durumu, yaşanan senaryo sıkıntısı yapımcıların edebiyat uyarlamalarına yönelmelerinde etkili olmuştur (Saydam 2011: 1). Bu süreç edebiyat eserlerinin sinemaya uyarlanması anlamında etkin bir rol üstlenmiştir.

Son dönem dizileri incelendiğinde, tarihsel süreç içerisinde edebiyat eserlerinden Yeşilçam a uyarlanan filmlerin dönüştürülerek dizi formatıyla yeniden çekildiği gözlenmektedir. Bu bağlamda sinema ve edebiyat etkileşimi günümüzde de devam etmekte, edebiyat eserleri sinemaya uyarlanmaktadır. Türkiye de televizyon dizileri özellikle 2000 li yılların başından itibaren gerek sayı gerekse yayın akışı içerisinde yer aldığı zaman dilimi bakımından sektörde önemli ölçüde yer almaya başlamıştır. Son dönemlerde özel televizyon kanalları diziler üzerinden ciddi biçimde rekabet içerisinde yer alırken, kamusal yayın yapan televizyon kanalları da bu rekabete dahil olmaya başlamıştır. Günümüzde ise televizyonun sosyal hayata yaygın biçimde dahil olması ve hedef kitlesinin genişlemesi, televizyon dizi ve programlarının sektörün içerisinde önemli bir yere gelmesine olanak vermiştir. Melodram kalıplarının Türk toplumunun aile yapısı, aşk yaşantısı, sosyal ve kültürel kodlarıyla uyumlu olması, melodramların Yeşilçam dışında günümüz televizyon dizilerinde de rahatlıkla kullanılmasına olanak sağlamaktadır. Bu olanaklar içerisinde üretilen dizilerden biri de çalışma örneklemimizi oluşturan Al Yazmalım (Akman,2011) dizisidir. Selvi Boylum Al Yazmalım filmi 1977 yılında Atıf Yılmaz tarafından Cengiz Aytmatov un Kırmızı Eşarp adlı romanından uyarlanmış bir filmdir. 1977 yılında yönetmen Atıf Yılmaz tarafından Selvi Boylum Al Yazmalım adıyla sinemaya uyarlanan film, o dönemde büyük bir ilgi görmüş ve büyük başarı sağlamıştır. Bu eserden uyarlanan sinema filmi de sinemanın kodları ihtiyaca göre değiştirilerek 2011 yılında ay yapım tarafından Al Yazmalım adıyla diziye uyarlanmıştır. Romandan sinemaya sinemadan televizyona uyarlanan eser, gerek toplumsal yapının sahip olduğu kültürel değerler, gerekse dönemin koşulları doğrultusunda değişikliklere uğratılarak sinema ve televizyon formatına uygun hale getirilmiştir. Televizyonun işlevinin sinemadan temel farkı, sinemanınkinden çok daha geniş bir kitleye ulaşması ve etki alanının genişliğidir. Televizyon bu geniş kitleye seslenirken niceliksel anlamda yarattığı farkın yanı sıra ailelerin, bireylerin mahremiyet alanlarına sızarak, o alana ilişkin toplumsal rolleri yeniden üretmek gibi bir işlevi de üstlenmektedir. Bu bağlamda dizilerin daha geniş kitlelere hitap ediyor olması, popüler kültürün önemli nesneleri olması, kültür kodlarını kolaylıkla yeniden üretmelerine olanak sağlamaktadır.

Edebiyat eserleri, romandan sinemaya sinemadan diziye aktarılırken kaçınılmaz olarak birtakım değişikliklere maruz kalmaktadır. Bu değişiklikler sinema formatından tamamen farklı bir yapıya sahip olan televizyon dizi formatının gereklerinden ve bazı diğer etkenlerden kaynaklanmaktadır. Dizilerin haftada bir 90 dakikalık bir zaman dilimini doldurma zorunluluğu, dizinin reyting getirdiği müddetçe mümkün olduğunca uzatılmaya çalışılması, hedef kitlede merak uyandırılarak bu eyleme süreklilik kazandırmaya çalışılması gibi birçok nedenden ötürü dizilerde çatışmalar, ana öyküye bağlı birçok yan öykü, karakter eklemlenmektedir. Bu değişiklikler dizi süresinin uzatılması ve hikayenin dinamizminin sağlanması açısından gereklidir. Çatışmalar, kurulan yan öyküler aynı zamanda diziler aracılığıyla üretilen kültürel kodların yaygınlaşması ve sürdürülebilirlik açısından bir zorunluluk olarak değerlendirilir. Dizilerde çatallanan öyküler nedeniyle kaçınılmaz olarak ayrıntılar, entrikalar, abartılı ilişki ağları, yılan hikayesine dönüşen problemler sıklıkla gözlenmektedir. Bu kalıplar dizilerin formatına ilişkin birtakım olmazsa olmaz özellikler olarak değerlendirilebilir. Çünkü dizide esas olan her hafta aynı saat diliminde hedef kitleyi televizyona bağlamak ve dizi üzerinden sistemin ürettiği kodların hedef kitleye ulaşmasını sağlamaktır. Ağır çekimler, yoğun müzik kullanımı ve diğer teknik kullanımlar anlama ait kodların yeniden üretimi için bir olanak olarak görülür. Bu bağlamda sinema ve televizyon yapımlarının farklı olması, televizyonun hedef kitlesini koruma çabası, reyting kaygısı, televizyon dizilerindeki zamanı doldurma zorunluluğu gibi nedenlerden ötürü dizi birçok değişikliği, yan olay örgüsünü bünyesinde barındırmakta dolayısıyla ana öykü dönüşmekte ve başka bir hal almaktadır. Bunun temelinde televizyon dizilerinin ticari kaygıyla hareket etmesi buna paralel olarak izleyicinin beklentilerine karşılık verme gerekliliği, kitleyi ekran başına bağlama ve sürdürülebilirliği sağlama çabası yatmaktadır. Dizi furyası konu sıkıntısını beraberinde getirmekte, dizinin sürdürülebilir olması, reyting alması ve izleyiciyi bağlaması önem taşımaktadır. Dolayısıyla yapım şirketleri Yeşilçam sineması ve edebiyata yönelerek daha önce çekilmiş filmleri ve edebiyat alanında önemli eserleri ya da dönem filmlerini dizi formatına uygun hale getirerek yeniden çekim ve uyarlamalara ağırlık vermeye başlamıştır.

Buna örnek olarak son dönemlerde çekilen Aşkı Memnu, Fatmagül ün Suçu Ne, İffet, Ezel, Küçük sırlar, Canan, Yaprak dökümü ve daha birçok dizi gerek Türk gerekse yabancı roman ve filmden uyarlanarak tekrar çekilmiştir. Çalışmamız Selvi Boylum Al Yazmalım(Yılmaz, 1977) filmi ve bu filmden televizyona uyarlanan Al Yazmalım (Akman, 2011) dizisinin göstergebilimsel yöntembilimiyle analizinden oluşmaktadır. Film ve dizi karşılaştırılarak karakterin değişen ve dönüşen yönleri saptanmış ve film ve dizi formatı arasındaki farklılıklar saptanmıştır. Kırmızı Eşarp romanı Türk sinemasına uyarlanırken dönemin koşulları, toplumsal değerleri göz önünde bulundurularak toplumsal yapıya uygun hale getirilmiş ve dönemin Türkiye sine adapte edilmiştir. Romanın ana konusu korunarak karakterler dönüştürülmüş, romanda yer alan bazı karakter ve olay örgüleri kullanılmazken bazı eklemeler de yapılmıştır. Selvi Boylum Al Yazmalım çekildiği dönemde ses getirmiş ve bir Yeşilçam klasiği olmayı başarmıştır. Yeşilçam sinemasında elde edilen bu başarının filmin dizi formatına dönüştürülerek yeniden çekilmesinde etkili olduğunu söylemek mümkündür. SELVİ BOYLUM AL YAZMALIM FİLMİ VE AL YAZMALIM DİZİSİNİN ANALİZİ Selvi Boylum Al Yazmalım filmi ve Al Yazmalım dizisi ele alındığında sinema dizi ilişkisi içerisindeki kodlar üzerinden belirlenen benzerlik, farklılık ve değişken karakter yapıları dikkat çekicidir. Roman, film ve dizi üzerinden bir analiz yapıldığında filmin esere daha yakın bir bağlamda ilerlediğini söylemek mümkündür. Filmde eser temel alınarak, dönemin koşulları, toplumsal değerler ve kültürel kodlar anlamında Türkiye koşullarına uygun hale getirilen eser konsept olarak eserle bir paralellik arz ederken dizide genel çerçeve ve temel kodlar dışında bütünüyle farklı yapılar gözlenmektedir. Bilindiği gibi filmin ana öyküsü İlyas (Kadir İnanır), Asya (Türkan Şoray) ve Cemşit (Ahmet Mekin) arasında gelişen ilişki üzerinden ilerlemektedir. İlyas ve Asya nın aşkı daha sonra dengenin bozulması ile yaşanan sorunlar ve Asya nın Cemşit le karşılaşması üzerinden gelişen öykü filmin sonunda tekrar dengenin kurulmasıyla son bulur. Filmin ana öyküsü İlyas ve Asya arasında gelişen aşk üzerinden kurulsa da Cemşit karakteri filmin merkezinde yer almaktadır. Cemşit filmde dengeyi bozan, bu şekilde ana öykünün akışını değiştiren ve filmin sonunda tekrar dengeyi kuran temsil olarak karşımıza çıkmaktadır.

Film ve dizi arasındaki benzerlik ve farklılıklar irdelendiğinde karakterlere ilişkin olarak aşağıdaki analizi yapmak mümkündür. İLYAS KARAKTERİ Sinema Filminin İlyas ı İlyas İstanbullu başka bir deyişle şehirli olarak tasvir edilmektedir. Burada geleneksel modern, şehirli köylü, kent ve köy karşıtlıklarından söz edilebilir. İlyas yapı olarak havai, ani karar veren, inatçı ve asi bir genç olarak tanımlanır. Filmde İlyas ın ailesi ile ilgili hiçbir detay yoktur. Sadece İstanbullu olduğu vurgulanır, ailesine ve ailesiyle ilgili hiçbir bilgiye yer verilmez. İlyas Dilek adlı bir kadının emrinde özel bir şirkette kamyon şoförlüğü yapmaktadır. Kamyoneti onun için bir araç olmaktan öte bir anlam ifade etmektedir. Kamyonetini dostu, arkadaşı ve yoldaşı olarak görür. At-Avrat-Silah metaforu dikkate alındığında kamyonetin İlyas için aynı zamanda bir erkeklik göstergesi olarak kullanıldığını söylemek mümkündür. Dizideki İlyas İlyas genç, yakışıklı, düzenli bir işi olmayan, babasının tamirhanesinde bir işin ucundan tutan, aynı zamanda bir motosiklet tutkunu olarak dizide karşımıza çıkar. Dizide İlyas ın ailesine geniş ölçüde yer verilir. Babası tamirci ustası, annesi ev hanımı, Motosiklet şampiyonu ve aynı zamanda motosiklet kazasında ölen abisinin eşi öğretmendir. Hepsi birlikte yaşar. Dizinin ilerleyen bölümlerinde İlyas ın ablası ve kız kardeşi de diziye dahil edilir. Aynı zamanda babasının yanında çalışan usta ve çırakları da İlyas ın aile bireyleri arasında değerlendirmek mümkündür. İlyas ın en büyük hayali motosiklet yarışlarında şampiyon olmak ve ününü dünya çapında duyurmaktır. Nitekim birçok çabadan sonra dizinin sonunda amacına ulaşır ve dünyaca ünlü bir motosiklet şampiyonu olur. Ancak bunun karşılığında büyük bir bedel öder, sevdiği kadını ve oğlunu kaybeder.

Kamyonetin Motosiklete dönüşümü ve Otorite Filmdeki kamyonetin dizideki karşılığının motosiklet olması değişen ve dönüşen toplumsal yapının bir gereğidir. Burada İlyas için kullanılan araç değişse de anlam aynıdır. İlyas ın araca bağlılığı, onu hayatının merkezinde konumlandırması açısından değişen bir şey yoktur. Bu araç aynı zamanda erkekliğin simgesi olarak sunulur. İlyas ın bu araca olan bağımlılığı arzusu ve hırsı dengenin bozulmasının temel nedenidir. Film ve dizide dikkat çeken diğer bir nokta ise İlyas ın bir otorite tarafından engellenmesi ve erkeklik simgesi olan aracının belirli bir süre elinden alınmasıdır. Filmde otorite kapitalizmin patronu olarak karşımıza çıkarken, dizide otorite İlyas ın bu tutkusundan vazgeçmesini isteyen ve bu nedenle karşısında duran babasıdır. ASYA YA DA ASİYE Filmin Masum Asya sı Asya filmde saf, masum ve güzel bir kız temsili olarak karşımıza çıkar. Annesinin tek derdi onu biran önce telli duvaklı gelin olarak evlendirmektir. Asya annesine bazı noktalarda karşı çıksa da gelenek ve göreneklerine bağlı geleneksel bir kadını temsil eder. Ancak İlyas la karşılaşması ilk kez aşkı yaşaması ve sevgiyi tatması onun ailesine karşı gelerek İlyas la kaçmasına neden olur. Daha sonra sevdiği adamın onu yüzüstü bırakması Asya nın dönüşümünü kaçınılmaz kılmaktadır. Asya oğlunu alarak evini, güvenli alanını terk eder. Cemşit le karşılaşması ve Cemşit e sığınması yeni bir başlangıcı beraberinde getirmektedir. Dizinin Hırçın Asiye si Asiye inatçı, dik kafalı, gururlu ve doğru bildiğini yapmaktan çekinmeyen bir karakter olarak temsil edilir. Anne ve ailenin diğer üyeleri Asiye nin evlenmesi için elinden geleni yapar. Ancak Asiye görücü usulüyle evlenmeyi reddeder, direnir ve aşkı bulacağına inanır. Nitekim İlyas la karşılaşması ve İlyas a aşık olması olayların başlangıcıdır. Emekli polis müdürü baba ve polis memuru abisini bile dinlemeyecek kadar asi ve inatçı bir temsil olarak sunulur. Asiye otoriteyi reddeder ve İlyas la birlikte olur. Ancak İlyas ın tutarsız davranışları, her seferinde onu yarı yolda bırakması onu Cemşit e yaklaştırır.

CEMŞİT Filmin Yol Ustası Cemşit Cemşit sinema filminde ailesini depremde kaybeden orta yaşlı olgun etrafta saygı gösterilen bir yol ustası olarak temsil edilir. Etrafta herkes tarafından sevilen bir adamdır. Ailesini kaybettikten sonra kendi kabuğuna çekilmiş ve sade bir hayat yaşamaktadır. Dizinin Gizemli adamı Cemşit Cemşit dizide de filmde olduğu gibi eşini ve çocuğunu kaybetmiş orta yaşlı, olgun etrafta saygı gören bir karakter olarak karşımıza çıkar. Ailesini kaybettikten sonra birkaç emektar çalışanıyla birlikte kendi balık üretim çiftliğine kapanmış çevreyle sınırlı ilişkiler içinde bulunan bir karakterdir. Asiye yle tanışması onu tekrar hayata döndürür. Ekonomisi iyi kendi kararlarını kendi verebilen sevdiği kadına sonuna kadar sahip çıkan, koruyucu kollayıcı bir temsil olarak karşımıza çıkar. KADİÇA, DİLEK YA DA HELİN Filmin Dilek Hanımı Dilek filmde taşralı Asya nın rakibi şehirli kadının temsilidir. Boyalı saçları, ojeli tırnakları ve erkeklerle rahat bir ilişki biçimi sergileyen şehirli kadın olarak temsil edilir. Filmde çok fazla yer almaz. İlyas ı ailesinden koparan kadındır. Filmde her ne kadar başlangıçta İlyas ı ailesinden koparıp birlikte olsa da çok kötü bir kadın temsili olarak gösterilmez. Sadece görevini yerine getirir, İlyas ı elde eder ve sonra İlyas ı elinde tutmak için kötülüklere başvurmaz, son kararı İlyas ın vermesini bekler, çünkü araya giren kadını temsil etse de o da aynı zamanda aşık bir kadındır ve tam anlamıyla kötü bir karakter değildir. Filmde diziye oranla daha vicdanlı gösterilir. Dizinin Sınır tanımaz Helin i Helin filmdeki Dilek karakterinin karşılığıdır. Dizideki karakter temsili roman ve filmdeki karakterden çok daha farklıdır. Çok zengin bir iş adamının kızı olan Helin güçlü, hırslı ve kendinden yaşça küçük İlyas ı elde etmek için tüm kötülükleri yapmaktan çekinmeyen Fettan kadını temsil eder.

İlyas ı elde etmek için ölümcül bir hastalığa yakalandığı yalanını söyler. Olayların açığa çıkması ve İlyas ın kendisinden ayrılması üzerine İlyas ın oğlu Samet i kaçırır. Helin İlyas a sahip olmak için bütün yolları denemekten geri durmaz, dizinin sonunda yaptığı bütün kötülükler ortaya çıkar ve bunu hayatıyla öder. Dizinin Diğer karakterleri Ana karakterler dışında daha öncede belirtildiği gibi dizi formatının gereği olarak birçok yan karakter ve olay yer almaktadır. Bu zorunluluk dizinin sürdürülebilirliği, geniş zamana yayılma zorunluluğu ve televizyonun sinemadan farklı kodlarından ileri gelmektedir. Diğer karakterler analiz edildiğinde İlyas ve Asiye nin aile bireyleri, Cemşit in çalışanları ve dizinin sürdürülebilirliğinin sağlanması açısından çatallanan öykünün içerisinde yan olaylarda kullanılan karakterlerden söz etmek mümkündür. Dizinin devamlılığının sağlanması, doksan dakikalık zamanın doldurulması ve sürdürülebilirlik açısından bu karakterlerin varlığı zorunluluk arz etmektedir. SONUÇ Geçmişten günümüze yapılan çalışmalar incelendiğinde uyarlamaların son dönemlerde özellikle televizyon sektöründe gittikçe yaygınlık kazandığı görülmektedir. Özellikle son dönem dizileri incelendiğinde hemen hemen bütün dizilerin edebiyat ve sinemadan uyarlanarak yeniden çekildiği örneklerden anlaşılmaktadır. Bu eğilimin temelinde denemiş ve başarıya ulaşmış yapımların ticari anlamda kazanç sağlaması bakımından risk oranının az olması, bilinen ve beğenilen bir eserin alıcısının hazır olduğu düşüncesinden ileri geldiği söylenebilir. Bu bağlamda son dönem dizilerine bakıldığında Al Yazmalım, Dila Hanım, Aşkı Memnu, Yaprak Dökümü, Fatmagül ün Suçu Ne, Canan, Keşanlı Ali Destanı ve daha birçok dizinin edebiyat eseri ve sinema filminden uyarlanarak çekildiği görülmektedir. Bütün örnekler incelendiğinde eserin ana temasının dışında, içeriğin tamamen dönüştüğünü söylemek mümkündür. Burada eserin ana teması korunarak içerik dizi formatına ve günün koşullarına adapte edilerek yeniden kurgulanmakta ana karakterler hariç birçok ekleme ve çıkarma yapılarak eser tamamen farklı bir boyuta taşınabilmektedir.

Eserin deforme edilmesi, niteliğin kaybolması, içeriğin boşaltılması yapımcı ve kanal için önem taşımamakta, başarı dizinin reyting alması, ticari anlamda gelir getirmesi ve sürdürülebilir olmasıyla ölçülmektedir. Bu anlamda uyarlanan eserler dizi formatına dönüştürülürken niteliksel anlamda değer kaybetmekte, eser ilk halinden uzaklaşmakta ve toplumsal hafıza bağlamında eserle ilgili sentetik bir algı oluşma tehlikesi ortaya çıkmaktadır. Sonuç İtibariyle geçmişten günümüze edebiyattan sinemaya, sinemadan diziye metinlerarası gezintiler her dönem söz konusu olmuştur. Bu uyarlamalar çağın birey ve toplum algısına göre değişebilir. Kültür endüstrisinin bir ürünü olan televizyon kaçınılmaz bir biçimde hikayelerinde özgün ve farklı olanı değil, standart, alışılmış, onay görmüş olana doğru yönelir ve hedef kitlesini bu üretimler üzerinden birtakım örtük ideolojilere maruz bırakır. Sonuç olarak ürettiği kodlar üzerinden toplumsal değerleri yeniden inşa ederek toplumsal yapının, hakim ideolojinin istediği yönde değişmesine hizmet eder. KAYNAKÇA Akman, Nisan (2011) Al Yazmalım dizisi, Ay yapım Çetin, Mustafa (1990) Selvi Boylum Al Yazmalım ın Roman, Senaryo, Film Olarak Mukayesesi İstanbul Üniversitesi sosyal Bilimler Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi Saydam, Barış (29.03.2011) Yeşilçam da Edebiyat Uyarlamaları http://www.hayalperdesi.net/dosya/95-yesilcamda-edebiyat-uyarlamalari.aspx Yılmaz, Atıf (1977) Selvi Boylum Al Yazmalım filmi www.alyazmalimdizi.com http://tr.wikipedia.org/wiki/selvi_boylum_al_yazmal%c4%b1m_(film)