2015 Görünümü: Küresel ayrışma ve para politikalarında senkronizasyonun sonu Ekonomik Araştırmalar ve Stratejik Planlama Ocak 2015
Dünya Ekonomisi 2014 yılında olumlu finansal koşullar, iyileşen yatırımlar ve tüketimin yardımıyla büyüyen ABD ekonomisine karşılık Avrupa ekonomileri düşük seyreden enflasyon ve büyümeden dolayı daha fazla destekleyici para politikasına ihtiyaç duyuyor. 2015 yılının ikinci yarısında ABD merkez bankası ardışık ve agresif politika faizi artışlarındansa kısa vadeli faizleri para piyasasında uygulayacağı makro ihtiyati tedbirler ile artırmaya çalışırken uzun dönemli faizleri düşük tutmayı tercih edebilir. Avrupa ekonomilerinde ise ülkelerarası farklılıkları kapatmak için gereken yapısal reformlar zorlu koşullara sebep olmaya devam edecek. Japonya ekonomisinde enflasyon hedefi için uygulanacak daha fazla destekleyici para politikası büyümenin devam etmesini sağlayacak. 2015 yılında emtia ihraç eden gelişmekte olan ekonomileri dış dengesizliklerden dolayı zor günler beklerken iç talebin büyümeye katkısı ve enflasyon patikaları gelişmekte olan ülkeler arasındaki ayrışmayı belirleyecek. Global ekonomilerde düşük enflasyon ve destekleyici para politikaları aracılığıyla ılımlı büyümenin devam edebileceğini tahmin ederken sürdürülebilir yatırım, istihdam, tüketim ve gelir sağlayana kadar destekleyici politikaların devam edebileceğini öngörüyoruz. Bu senaryoda para politikası ve politik mevzular belirsizliklere yol açabilecekken en muhtemel sonuç gereken para politikalarını ve yapısal reformları yerine getirmek olacak. Büyümenin ivmesi durağanlaşırken yapısal reformlar yerine getirilirse gelecekle ilgili beklentileri güçlendirebilecek. Mevcut ABD uzun dönem faizlerinin ifade ettiği üzere düşük enflasyon, riskten kaçış eğilimi ve yavaş büyüyen global ekonomi yeni normal faiz ve büyüme seviyelerine işaret ediyor, bu yüzden herhangi bir ülke için büyümenin kalıcı ve istikrarlı olduğundan bahsetmek zorlaşıyor. ABD 10 yıllık devlet bonosu faizlerinin ilk çeyrekte Avrupa daki niceliksel genişleme, düşük enflasyon ve emtia fiyatlarının yarattığı riskten kaçış etkisiyle %2-%2,4 arasında olabileceğini tahmin ederken ikinci çeyrekten itibaren ABD faiz artışı ve durgunlaşan emtia fiyatları beklentilerinin etkisiyle %2,4- %3 arasında olabileceğini düşünüyoruz. ABD büyümesinin yılın ilk yarısında %3 civarına olabileceğini beklerken yılın ikinci yarısında %2,5-2,8 aralığında seyredebileceğini düşünüyoruz. ABD ekonomisinin temelde güçlü olması ve Avrupa daki niceliksel genişleme beklentileri Euro nun Dolar a karşı değer kaybına sebep olmaya devam edecek fakat yıl sonuna doğru Avrupa da niceliksel genişleme etkisini temel makro değerlerde göstermeye başladığı zaman Euro/Dolar ın 2014 sonundaki seviyelere dönme ihtimali var. 2
Dünya Ekonomisi-Devam 2015 in ikinci yarısında olumlu finansal koşullara rağmen değişen demografik yapı ve tüketim davranışının sebep olduğu durağan büyüme eğilimi ve niceliksel genişleme dahil olmak üzere Avrupa da, ABD de ve Japonya da uygulanan gevşek para politikalarının değerlendirmesi yeni normal büyüme ve faiz seviyeleri tartışmalarını alevlendirebilir. Bu bağlamda ayrışan para politikalarının, düşen emtia fiyatlarının, yavaşlayan Çin ekonomisinin ve büyüme ve tüketim eğilimlerindeki durağanlığın 2015 yılında ana mevzuları oluşturacağını düşünüyoruz. Emtia ihraç eden ve düşük tüketim eğilimi olan gelişen ekonomileri zorlu bir yıl bekliyor. Emtia fiyatlarındaki sert düşüşlerin sebep olduğu enflasyon patikaları gelişen ekonomilerin performanslarını ülkelerin kendine has koşullarına bağlı olarak ayrıştıracak. Faiz hadleri 2015 yılında da düşük seyredecek iken ayrışan ekonomi performansları için gereken farklı fiyatlamalar genel olarak döviz kurları aracılığıyla gerçekleşecek. Uygulanan farklı para politikalarının veriye bağlı gelişimleri ise jeopolitik risklerle beraber düşen emtia fiyatlarından etkilenen gelişen ekonomilerin döviz kurlarında ilave dalgalanmalara sebep olabilecek. Daha çok dalgalanmaya sebep olan faktörler aynı zamanda daha kısa vadeli portföy yatırımlarına ve sıkça ülkeler arası dağılımlarda düzenlemelere sebep olacağı için borsalarda da dalgalanmanın artma ihtimali yüksek. Fon yatırımları için gelişen ekonomilerde tüketim ve yatırım kaynaklı büyüme eğilimi gösteren ve enflasyon patikası aşağı yönlü olan ülkeler, emtia ihraç eden ve iç tüketimi zayıf olan ülkelere göre daha çok tercih edilme şansına sahip. 2015 yılının ikinci yarısındaki verilerin yavaşta olsa istikrarlı büyümeye işaret etmesi durumunda emtia fiyatlarının 2014 sonundaki seviyelerden sınırlı yükselme ihtimali var. Bu koşullarda yatırımcıların 2015 yılı içinde daha yüksek dalgalanmalar altındaki durağan büyüme eğilimi gösterme ihtimali olan ekonomiler içinde ümit veren yatırım noktaları arayışı içinde olacak. Hindistan ve Türkiye gibi emtia ithal eden, güçlü makroekonomik temelleri olan gelişmiş ülkelere ihracat yapabilen, iç taleple büyüyebilen ve yapısal reformlarla istikrarlı büyümeye devam edebilme adına potansiyeli olan ülkeler daha iyi getiri önerebilir. Durağan büyüme eğilimleri küresel bazda yapısal reformların uzun dönemde gerekliliğine işaret ederken kısa dönemde düşen petrol fiyatlarının tüketim büyümesine katkısı ve gevşek para politikalarıyla global büyüme destek bulmaya devam edecek. 3
Türkiye Ekonomisi Gelişmekte olan ülkelere dair risk iştahının azaldığı, TL nin hızla değer kaybedip dolara karşı yeni rekor düşüğe indiği bir yılda, Türkiye ekonomisi %3 büyümeyle G20 ülkeleri içinde yine en hızlı büyüyen ülkelerden biri olmayı başardı. 2014 yılı büyümesi için 2013 sonunda belirlediğimiz %3,1 lik büyüme tahminimizi yıl boyunca değiştirmezken, 2014 başında %2,0 olan ortalama piyasa tahmini de yıl ortasında hızla tahminimize yakınsadı. Güçlü sermayelendirilmiş bankacılık sektörü, görece güçlü mali performans ve büyümede ihracatın payını artırmayı hedefleyen 2010 sonunda hayata geçirilen yeni ekonomik programın süregelen avantajlarıyla Türkiye ekonomisi sürdürülebilir büyüme patikasına doğru emin adımlarla ilerliyor. Bu güçlü temellerle Türkiye ekonomisi istikrarlı bir şekilde G20 nin ve Avrupa nın en hızlı büyüyen ekonomilerinden biri olmayı başarıyor. Bu bağlamda 2014 yılının en önemli gelişmelerinden biri, tarihte ilk defa hem iç hem dış talebin büyümeye pozitif katkı sağlaması oldu. 2015 yılında ise, ABD Merkez Bankası nın politika duruşuna dair belirsizlikler, Euro Bölgesi ndeki deflasyon ve jeopolitik sorunlara rağmen, daha güçlü ve fakat halen potansiyel büyümenin altında %4 lük büyüme öngörüyoruz. Piyasadan iyimser makroekonomik veri setimizi destekleyen en önemli gelişmeler; petrol fiyatlarındaki kısmen kalıcı belirgin düşüşler ve Avrupa Merkez Bankası ndan ilave genişlemeci önlem beklentilerimiz. Dünya ekonomisi küresel krizden sonra potansiyel büyümesi keskin bir şekilde aşağı kayan, yeni nötr normal olarak tabir edilen görece düşük faiz hadlerine sahip bir konjonktürde ağır aksak ilerliyor. Euro Bölgesi ve Asya da belirgin bir şekilde hissedilen müzmin durgunluk ortamı ise ekonomilerin ılımlı büyüme ve fakat deflasyonist koşullarına bağlı olarak daha fazla genişlemeci tedbirlere ihtiyaç duyulduğuna işaret ediyor. Bu konjonktür hem gelişmiş hem gelişmekte olan ülkeler arasında belirgin ayrışmalara yol açıyor. Türkiye ekonomisinin bu tabloda, 2015 yılında makroekonomik istikrarını güçlendiren bir ülke olarak pozitif tarafta yer aldığını düşünüyoruz. 2014 yılını ağır kuraklık koşullarına bağlı olarak uzun dönem ortalamasının belirgin bir şekilde üzerinde gerçekleşen gıda fiyatları ve TL deki çift haneli değer kaybına bağlı olarak %8,2 de bitiren enflasyonun, 2015 yılında %7,0 lik piyasa beklentilerinin altında %5,9 a gerileyeceğini öngörüyoruz. 2014 yılında 2013 teki %7,9 dan %5,6 ya keskin bir şekilde iyileşen cari işlemler açığının milli gelire oranının da 2015 te petrol fiyatlarındaki keskin düşüş sayesinde %3,9 ile sürdürülebilir seviyelere ineceğini öngörüyoruz. Son dönemde açıklanan yapısal reformların kararlı bir şekilde hayata geçirilerek Sürdürülebilir Büyümeye Geçiş Programının güçlendirilmesi ve yatırımcı algısının iyi yönetilmesi, iyimser tahminlerimizin rahatlıkla ulaşılmasını sağlayacaktır. 4
Türkiye Ekonomisi-Devam 2014 ün son aylarında olduğu gibi, 2015 yılının gelişmiş ülkeler arasında ABD lehine ayrışma nedeniyle güçlü dolar yılı olacağını ancak finansal piyasalarda da volatilitenin yüksek olacağını düşünüyoruz. Bu bağlamda ortalama Dolar/TL kurunun 2014 teki 2,19 dan 2,30 a yükseleceğini, ancak Euro-Dolar eşit ağırlıklı sepet/tl kurunun ise 2,55 ten 2,54 e sınırlı gerileyeceğini öngörüyoruz. TL nin Dolar a karşı değer kaybederken, 2013 ün sonundan bu yana yaşanan anomalinin düzeltmesi olarak, gelişmekte olan ülke kurlarına karşı değerlenmesini bekliyoruz. Öte yandan TL nin reel olarak halen makroekonomik temellerine göre sınırlı seviyede değersiz kaldığını düşünüyoruz. İyimser tahminlerimiz üzerinde riskler; Merkez Bankası nın sıkı para politikası duruşu ve destekleyici emtia fiyatları sayesinde enflasyon ve cari açık için aşağı yönlü iken, büyüme tahminimizde de güçlü ABD Doları trendi ve Euro Bölgesi ekonomilerine dair belirsizlikler nedeniyle aşağı yönlü. Bu bağlamda aşağı yönlü risklerin realize olması durumunda, politika yapıcıların riskleri minimize etme açısından yeterli politika araçları bulunmakla birlikte, en kritik risk unsuru reel sektörün döviz riski (hem Euro hem TL deki dolara karşı değer kaybı nedeniyle) olacaktır. Merkez Bankası nın bir süredir izlediği kararlı duruşun ardından önümüzdeki dönemde -tıpkı ABD Merkez Bankası gibi- veri bağımlı para politikası izleyeceğini tahmin ediyoruz. Bu çerçevede ilk çeyrekte 125 baz puana kadar faiz indirimi beklerken, global çapta yüksek volatiliteli bir yıl beklentimiz ışığında, riskleri sınırlamak adına geniş faiz koridoruna daha fazla ihtiyaç duyulacağını düşünüyoruz. Bu bağlamda TCMB nin sermaye girişlerinin canlandığı dönemde likidite koşullarını gevşetirken, aksi durumda faiz koridorunu etkin bir şekilde kullanacağını öngörüyoruz. Maliye politikası açısından bakıldığında ise, Türkiye kamu borç stokunu istikrarlı bir şekilde düşürmeye devam ederek, birçok gelişmekte olan ülkeden ve gelişmiş ülkelerden pozitif yönde ayrışıyor. 2014 yılında 2013 teki %36,3 ten %32,8 e inmesini beklediğimiz kamu borç stokunun milli gelire oranının 2015 te de %31,6 ile gelişmekte olan ülke ortalaması olan %42 nin ve %96 lık Euro Bölgesi ortalamasının belirgin bir şekilde altında kalacağını öngörüyoruz. İçinde bulunduğumuz dönemde kamu borç stokunda belirgin düşüşler yerine, mevcut küresel konjonktürü dikkate alarak sıkı maliye politikasının alternatif maliyetini yeniden tartışmak gerektiğini düşünüyoruz. Bu perspektifle, kamu maliyesi duruşunun gelir adeletinde iyileşmeyi sağlayacak, üretim maliyetlerini özellikle de ihracatçı firmalar için azaltacak, yatırım ortamını iyileştirecek bir çerçevede daha destekleyici olmasını gerektiğini düşünüyoruz. 5
Makroekonomik Tahminler Gerçekleşmeler Odeabank Tahminleri Hükümet Hedefi IMF Tahminleri 2005-12 ort. 2013 2014 2015 2016 2015 2016 2015 2016 TÜFE 8.2% 7.4% 8.2% 5.9% 5.1% 6.3% 5.0% 7.1% 6.2% GSYİH Büyümesi 4.5% 4.1% 3.1% 4.0% 4.3% 4.0% 5.0% 3.0% 3.7% GSYİH (Milyar TL) 996 1,565 1,757 1,925 2,112 1,945 2,150 1,940 2,140 GSYİH (Milyar USD) 663 822 803 835 913 850 907 861 911 Deflatör 7.6% 6.1% 8.9% 5.3% 5.2% 6.0% 5.3% 6.7% 6.3% Kişi Başına Gelir USD 9,222 10,807 10,445 10,747 11,617 10,936 11,541 11,018 11,536 Gösterge Faiz (yılsonu-bileşik) 12.7% 10.1% 8.2% 7.9% 8.3% Reel Faiz (Ex-Ante, ortalama) 5.0% 2.2% 3.8% 1.9% 3.1% USD/TL (yılsonu) 1.52 2.13 2.29 2.25 2.32 USD/TL (ortalama) 1.48 1.90 2.19 2.30 2.31 2.29 2.37 2.25 2.35 EURO/TL (yılsonu) 2.04 2.94 2.82 2.69 2.90 EURO/TL (ortalama) 1.99 2.53 2.91 2.77 2.85 3.03 3.17 Döviz sepeti (yılsonu) 1.92 2.54 2.55 2.47 2.61 Döviz sepeti (ortalama) 1.88 2.21 2.55 2.54 2.58 2.64 2.76 Euro/USD Paritesi (yılsonu) 1.34 1.38 1.23 1.19 1.25 1.34 1.35 Reel Kur (2003=100, yılsonu, sepet) 119 107 113 122 120 Cari Açık (Milyar USD) 39.2 65.1 45.0 32.9 33.9 46.0 49.2 51.5 54.3 Cari Açık/GSYİH 5.7% 7.9% 5.6% 3.9% 3.7% 5.4% 5.4% 6.0% 6.0% İhracat (Milyar USD) 112.7 151.8 157.8 143.5 147.8 173.0 187.4 İthalat (Milyar USD) 179.0 251.7 242.5 212.3 220.8 258.0 276.8 Dış Ticaret Açığı (Milyar USD) 66.3 99.9 85 69 73 85 89 Dış Ticaret Açığı/GSYİH 9.9% 12.1% 10.5% 8.2% 8.0% 10.0% 9.9% AB Tanımlı Kamu Borcu/GSYİH 42.8% 36.3% 32.8% 31.6% 29.7% 31.8% 30.0% 33.1% 32.4% Nüfus (Milyon kişi, Yıl ortası tahmini) 71.7 76.1 76.9 77.7 78.6 77.7 78.6 78.2 79.0 İşsizlik Oranı 9.9% 9.0% 9.6% 9.4% 8.9% 9.5% 9.2% 9.9% 9.9% Merkezi Bütçe FDF/GSYİH 2.9% 2.0% 1.5% 1.9% 2.0% 1.7% 1.8% 0.4% 0.5% Merkezi Bütçe Dengesi/GSYH -2.2% -1.2% -1.4% -1.0% -0.6% -1.1% -0.7% -1.9% -2.1% Petrol US$ (ortalama) 82 109 100 75 85 102 100 104 102 Kaynak: Kalkınma Bakanlığı, IMF, Merkez Bankası, TÜİK, Bloomberg ve Odeabank Ekonomik Araştırmalar ve Stratejik Planlama 6
Türk Bankacılık Sektörü Türk Bankacılık sektörü 2014 yılında 2013 e göre daha düşük bir kredi büyümesi gerçekleştirirken, özellikle kredi kartı ve ihtiyaç kredilerine yönelik alınan makro-ihtiyati düzenlemeler sonrasında, bireysel kredi büyümesi 2009 dan bu yana en düşük yıllık büyümesini gerçekleştirdi. Kredi kartları pazarı yıllık bazda daralırken, tüketici kredileri ise ılımlı artış gösterdi. Ticari krediler ise bu yıl kredi büyümesinin ana unsuru olarak öne çıktı. 2015 yılında da bu durumun devam etmesini ve bankaların ticari krediler yoluyla kredi büyümelerini sürdürmesini, daha güçlü iç talebin de etkisiyle toplam kredi büyümesinin geçen yıla göre iyileşmesini bekliyoruz. Mevduatlar ise Türkiye deki tasarruf açığına bağlı olarak kredilerin altında büyümeye devam ediyor. 2014 yılında kredi/mevduat oranı tüm zamanların en yüksek seviyesine çıkarak yılı %118 de kapattı. 2015 yılında mevduatların enerji fiyatlarındaki hızlı geri çekilmeye bağlı olarak daralan cari açığın iyileştirmesini beklediğimiz tasarruflar nedeniyle daha hızlı artmasını ancak yine de mevduat büyümesinin kredi büyümesinin altında kalarak kredi mevduat oranının %120 lerde gerçekleşeceğini öngörüyoruz. 2014 yılındaki potansiyelin altında iç talebin TGA lardaki artışı 2015 yılında da desteklemesini ancak kredi büyümesinin de etkisiyle TGA oranında sınırlı artış olacağını düşünüyoruz. TCMB nin yılın ilk çeyreğinde iyileşen enflasyon göstergelerine paralel faiz indirimine gideceğini ve buna paralel olarak kredi ve mevduat faizlerinin yılın ilk yarısında gerileyeceğini sonrasında ise yılın geri kalanında küresel etkilerle birlikte toparlanarak hafif artacağını öngörüyoruz. Bu kapsamda ticari kredi faizlerinde 2015 son çeyreğinde ortalamada 2014 son çeyreğine göre 120 baz puanlık azalış beklerken, mevduat faizlerindeki düşüşün ise 80-90 baz puan arasında olmasını bekliyoruz. Tüketici kredilerindeki geri çekilmenin ise 20 baz puan ile sınırlı kalacağını düşünüyoruz. 7
Türk Bankacılık Sektörü Fonlama faizlerindeki düşüşün sınırlı kalacağı beklentimize paralel olarak net kârdaki iyileşmenin de düşük kalmasını ROA, ROE ve net faiz marjı (NFM) gibi kârlılık performansı göstergelerinin ise aktifler ve özkaynaklardaki artışın net kâr ve net faiz gelirlerindeki artıştan yüksek olması beklentimiz nedeniyle gerilemesini öngörüyoruz. Özet olarak 2014 yılı genelinde; Ticari kredilerin yıllık %25, bireysel kredilerin %12 ve toplam kredilerin %21 büyümesini, Ticari kredilerden kaynaklı TGA ların yıllık %26, bireysel kredilerden kaynaklı TGA ların %23 ve toplam TGA ların %25 artmasını, Yıllık bazda TL mevduatların %24, döviz mevduatlarının %11, toplam mevduatların %19 büyümesini, Menkul kıymetlerin yıllık %7, özkaynakların %12 ve toplam aktiflerin %21 büyümesini, Faiz gelirlerinin yıllık %16, faiz giderlerinin ise %21 ve net kârın ise %7 artmasını, Kârlılık performansları olan aktif kârlılığının %1,2 ye, özkaynak kârlılığının %11 e ve NFM nin %3,8 e gerilemesini, Tahsili gecikmiş alacakların toplam kredilere oranının %2,9, risk maliyetinin %1 ve sermaye yeterlilik rasyosunun ise %14,9 olarak gerçekleşmesini bekliyoruz. 8
Türk Bankacılık Sektörü Tahminleri 2015 Yılı Beklentileri 2013 3Ç.2014 2014'Tahmin 1Ç.2014 2Ç.2014 3Ç.2014 4Ç.2014 Bilanço Kalemleri (Yıllık Büyüme) Ticari Krediler 35% 25% 24% 25% Bireysel Krediler 25% 8% 7% 12% Toplam Krediler 32% 20% 18% 21% Menkul Kıymetler Portfoyü 6% 3% 5% 7% YP Mevduatlar 40% 24% 11% 11% TL Mevduatlar 14% 7% 11% 24% Toplam Mevduatlar 23% 13% 11% 19% Özkaynaklar 7% 16% 19% 12% Toplam Aktifler 26% 17% 15% 21% Gelir Tablosu (Yıllık Büyüme) Faiz Gelirleri 1% 26% 24% 16% Faiz Giderleri -8% 44% 36% 21% Faiz Dışı Gelirler 24% 19% 21% 19% Faiz Dışı Giderler* 17% 8% 8% 16% Net Kâr 5% -6% 2% 7% Faiz Oranları (Çeyreklik Ortalama) Ticari Kredi Faizi 11,0% 11,9% 12,8% 12,1% 11,3% 11,4% 11,6% İhtiyaç Kredisi Faizi 13,7% 15,1% 14,7% 14,1% 14,1% 14,3% 14,5% Konut Kredisi Faizi 10,7% 11,1% 10,9% 10,1% 10,2% 10,5% 10,7% 1 Aya Kadar Vadeli Mevduat Faizi 6,8% 8,1% 8,3% 7,7% 7,3% 7,2% 7,4% 3 Aya Kadar Vadeli Mevduat Faizi 8,5% 9,2% 9,5% 8,9% 8,6% 8,5% 8,7% Önemli Rasyolar ROE 13,0% 11,4% 11,8% 11,0% ROA 1,5% 1,3% 1,4% 1,2% NFM 4,4% 4,1% 4,1% 3,8% TGA Oranı 2,8% 2,9% 2,8% 2,9% Risk Maliyeti 1,1% 1,2% 1,1% 1,0% Kredi/Mevduat 111% 116% 118% 120,3% SYR 15,4% 15,9% 16,1% 14,9% *Bütün Faiz Dışı Giderler Maliyetin içine dahil edilmiştir (dolayısıyla genel karşılık giderleri de maliyete dahil) Kaynak: BDDK, Odeabank Ekonomik Araştırmalar ve Stratejik Planlama 9
Odeabank Ekonomik Araştırmalar ve Stratejik Planlama Maslak Mahallesi Ahi Evran Caddesi No. 11 Olive Plaza Kat 9 34398 Sarıyer/İstanbul Telefon: 0212 304 87 42 Faks: 0212 304 84 45 Serkan Özcan, Genel Müdür Yardımcısı Ali Kırali, Stratejik Planlama Direktörü Erkan Dernek, Stratejik Planlama Grup Müdürü İnanç A. Sözer, Başekonomist Ferhat Yükseltürk, Stratejik Planlama Müdürü Serkan.Ozcan@Odeabank.com.tr Ali.Kirali@Odeabank.com.tr Erkan.Dernek@Odeabank.com.tr Inanc.Sozer@Odeabank.com.tr Ferhat.Yukselturk@Odeabank.com.tr Burada belirtilen bilgiler, Odea Bank A.Ş. tarafından, güvenilirliğine ve doğruluğuna inanılan kaynaklardan, okuyucuyu bilgilendirmek amacıyla derlenmiştir. Resmi kaynaklardan alınan bilgilere dayalı yapılan yorumlar ve tahminler, o tarihteki kanımızı yansıtmaktaysa da bu bilgiler, hiçbir şekilde yatırım danışmanlığı faaliyeti olarak değerlendirilemeyecektir. Söz konusu kaynaklardaki hata ve eksikliklerden ve bu bilgilerin kullanılmasından doğabilecek zararlardan dolayı, Odea Bank A.Ş. hiçbir sorumluluk kabul etmez. İşbu rapor içerisindeki bilgilere ait telif hakkı Bankamıza ait olup, üçüncü kişilerce izinsiz kullanılamaz, çoğaltılamaz veya kopyalanamaz. 10