SUNUŞ. Kamu Gözetimi Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu Yönetim Kurulu Üyesi Uğur SAÇMACIOĞLU konuşmasında özetle;



Benzer belgeler
Şeffaflık, Sürdürülebilirlik ve Hesap Verilebilirlikte Yeni Yaklaşımlar: Finansal Raporlama ve Denetim Penceresinden Yeni TTK

DENETİM MESLEĞİNDE MEVZUAT PARADOKSU - YETKİ PAYLAŞIMI. Prof. Dr. Ünal TEkİNaLP. İhsan Uğur DELIkaNLI Yücel akdemir Nazmi karyağdi

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞI NA

Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu Bağımsız Denetçilik Belge Teslim Töreni

Bağımsız Denetim Raporunun Düzenlenmesi. YMM Mihdiye Taşçı

TÜRKİYE DE BAĞIMSIZ DENETİM VE GELECEĞİ

5 soru-cevap:layout 1 4/28/11 12:14 PM Page 201 CEVAPLAR VE PARALEL OTURUM I SORULAR 201

29. Türkiye Maliye Sempozyumu- Sakarya Üniversitesi İİBF Maliye Bölümü, Mayıs 2014 Antalya 535

Türkiye de Muhasebe Mesleğinin Son 28 Yıldaki Kilometre Taşları

PEKİ ŞİMDİ NE OLACAK? BAĞIMSIZ DENETİM YÖNETMELİĞİNE İLİŞKİN DEĞERLENDİRME

BAĞIMSIZ DENETİM UYGULAMALARINDA GELİNEN NOKTA Meslek Mensubu Olarak Bağımsız Denetçi: Analiz ve Öneriler

FASIL 6: ŞİRKETLER HUKUKU

AÇILIŞ KONUŞMASI KONYA SMMM ODASI 12. ANADOLU ODALARI EĞİTİM SEMİNERİ. YMM. Nail SANLI TÜRMOB Genel Başkanı. 12. Anadolu Odaları Eğitim Semineri

MÜNFERİT VE KONSOLİDE FİNANSAL TABLOLARININ HAZIRLANMASINDA TÜRKİYE MUHASEBE STANDARTLARINI UYGULAYACAK ŞİRKETLERE İLİŞKİN KURUL KARARI YAYIMLANDI

MUHASEBE MESLEĞİNİN GELECEĞİ VE TÜRMOB BAĞIMSIZ DENETİM MERKEZİ

TTK VE KAMU GÖZETIMI YA DA DOĞRUNUN İKI YÜZÜ

MEHMET ŞİRİN DENETİM STANDARTLARI DAİRESİ BAŞKANI

YENİ TÜRK TİCARET KANUNU ÇERÇEVESİNDE BAĞIMSIZ DENETİM VE VERGİSEL ETKİSİ

2013 YILI Faaliyet. Raporu. KGK Çalıştayı. KGK Çalıştayı

YENI TTK DA BUDAMA VE BAĞIMSIZ DENETIM DE TARIHI SORUMLULUK

Meslek Paydaşlarını Buluşturdu. Sürekli Eğitim ve Raporlama

68. BAŞKANLAR KURULU SONUÇ BİLDİRGESİ

KAMU GÖZETİMİ KURUMU İLE BAĞIMSIZ DENETİMDE YENİ DÖNEM. KGK Daire Başkanı -Veysel PEKUZ KGK Uzman Yardımcısı - Hüseyin DEMİRBAŞ

BAĞIMSIZ DENETÇİLER SÜREKLİ EĞİTİMİ

:48 FİLİZ ESEN-BİROL BAŞARAN

- MESLEK HUKUKU- 7.Aşağıdakilerden hangisi Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası Genel Kurulunun görevlerinden biri değildir?

DORA DENETİM S.M.M.M. A.Ş. DENETİM-VERGİ VE MALİ HUKUK-MALİ TEŞVİK- DANIŞMANLIK HİZMETLERİ

İÇ KONTROL ve İÇ DENETİM

Kızla İlk Buluşmada Nasıl Sohbet Edilir? Hızlı Bağ Kurma Teknikleri

BAĞIMSIZ DENETİM SEKTÖRÜNDE KARŞILAŞILAN SORUNLAR 1

OKUL MÜDÜRÜMÜZLE RÖPORTAJ

OMV Petrol Ofisi A.Ş. Denetimden Sorumlu Komite Tüzüğü

TÜRKİYE SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER VE YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLER ODALARI BİRLİĞİ UNION OF CHAMBERS OF CERTİFİED PUBLİC ACCOUNTANTS OF TURKEY

ESAM [Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Merkezi] I. Dünya Savaşı nın 100. Yıldönümü Uluslararası Sempozyumu

THOMAS SATIŞ MOTİVASYONU & MÜŞTERİ İLİŞKİLERİ EĞİTİMİ

T.C. KAMU GÖZETİMİ MUHASEBE VE DENETİM STANDARTLARI KURUMU. kgk.gov.tr

ANTALYA SERBEST MUHASEBECĐ MALĐ MÜŞAVĐRLER ODASI ODA ĐÇ YÖNETMELĐĞĐ

ANTALYA SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER ODASI ODA İÇ YÖNETMELİĞİ

S e m i n e r. Aday Meslek Mensupları İçin. Eskişehir SMMM Odası Aday Meslek Mensupları Toplantısı 4 Ocak 2017

MUHASEBE VE FİNANSMAN

SERMAYE PİYASASINDA BAĞIMSIZ DENETİM LİSANS BELGESİ, BAĞIMSIZ DENETÇİLİK SINAVLARI VE GEÇİŞ DÖNEMİ EĞİTİMLERİ İLE İLGİLİ SORULAR VE CEVAPLARI:

Değişen ve Gelişen Ekonomilerde Raporlamanı n ve Denetimin

KPSS'de çok konuşulan 'vitamin' sorusu ve çözümü

KGK SÜREKLİ EĞİTİM TEBLİĞİ TASLAK METNİ VE İÇERİĞİ Prof. Dr. Mehmet ERKAN 1

AYEN ENERJİ A.Ş. DENETİM KOMİTESİ TOPLANTI TUTANAĞI. Toplantı Yeri: Hülya Sokak No.37 GOP Çankaya/ANKARA

Biz yeni anayasa diyoruz

Ülkemizde Bağımsız Denetim Uygulamaları

Sirküler Rapor Mevzuat /115-1

3. Global SATELLITE SHOW HALİÇ KONGRE MERKEZİ STK, Kurum ve Kuruluşlarımızın Değerli Başkan ve Temsilcileri,

Bülent Çetin, Bursa. Evet, değerli arkadaşlar, ben sunumunu sunan arkadaşlara teşekkür ediyorum.

Ayça SANDIKCIOĞLU SPK Uzmanı İstanbul

NETSİS YAZILIM TTK Çalışmaları, Güncel Değerlendirme

I- TİCARET KANUNUNDA TİCARİ İŞLETMELERE İLİŞKİN DÜZENLEMELER A- GİRİŞ

ENGİN BAĞIMSIZ DENETİM VE SERBEST MUHASEBECİLİK MALİ MÜŞAVİRLİK A.Ş. Member of Grant Thornton International

> > ADAM - Yalnız... Şeyi anlamadım : ADAMIN ismi Ahmet değil ama biz şimdilik

TV LERDEKİ PROGRAMLARA ÇIKANLAR KURAN OKUMASINI BİLMİYOR

Denetim Komitesi Enstitüsü Serisi 1 kpmg.com.tr kpmgdenetimkomitesi.com

Genel Başkan Ymm Nail Sanlı nın Açılış Konuşmasından Başlıklar

MUHASEBECİ VE DENETÇİLERE YÖNELİK YAPTIRIMLARIN FİNANSAL RAPORLAMA SÜRECİNİN ETKİNLİĞİNDEKİ ROLÜ

MALİTÜRK DENETİM VE SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLİK A.Ş.

T Ü R M O B TÜRKİYE SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER VE YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLER ODALARI BİRLİĞİ BASIN BÜLTENİ TÜRMOB DAN MALİYE BAKANI NA ZİYARET

Şef Makbul Ev Yemekleri'nin sahibi Pelin Tüzün Quality of magazine'e konuk oldu

BANKACILIK KANUNU. Kanun Numarası : 5411

YENİ TTK -Meslek-Meslek Mensubu-Gelecek-

14. ÇALIŞMA EKONOMİSİ VE ENDÜSTRİ İLİŞKİLERİ KONGRESİ

Ücretsiz bir hizmet. Yemek masrafınız ayırdığınız bütçe kadar olsun.

MESLEKİ TECRÜBE SÜRESİNİN HESABI İLE İLGİLİ SORU VE CEVAPLAR:

7. TÜRKİYE MUHASEBE FORUMU

T Ü R M O B TÜRKİYE SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER VE YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLER ODALARI BİRLİĞİ BASIN BÜLTENİ

Özel SMMM Sınavı na Girecekler İçin Mesleki Uyum Eğitimi ile Özel Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik Sınavı Uygulama Rehberi Sirküler 1

Mesleğe SMMM olarak başlayan meslek mensupları; Staja Başlama Tarihi veri alınacaktır.

KURUMSAL. İlkelerine dayanmaktadır.

Kişiye Özeldir BİLGİ NOTU. Kimden : Aksu Çalışkan Beygo Avukatlık Ortaklığı. Tarih : 22 Şubat 2019

Tüm bildiri sunan konuşmacılarımıza teşekkür ederim.

AKİS BAĞIMSIZ DENETİM VE SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLİK A.Ş YILINA İLİŞKİN KALİTE GÜVENCESİ RAPORU

Sayı : B.13.1.SGK.0.(İÇDEN).00.00/04 18/01/2008 Konu : İç Denetim Birimi GENELGE 2008/8

SAYI : 2013/25 İstanbul,

2015/2.DÖNEM SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLİK SINAVLARI MUHASEBE DENETİMİ 25 Temmuz 2015-Cumartesi 09:00-10:30

FK YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK LTD. ŞTİ.

HİZMETLER BÜLTENİ 1/10

Temiz üretimin altı çizilmeli ve algılanması sağlanmalıdır

XIX. TÜRKİYE MUHASEBE KONGRESİ

MUHASEBE DENETİMİ ÖĞR.GÖR. YAKUP SÖYLEMEZ

ŞİRKET AKTİFİNDE KAYITLI ARSANIN KAT KARŞILIĞI MÜTEAHHİDE VERİLMESİ

FİNANSAL RAPORLAMA STANDARDI BOBİ FRS KMTSO DA TANITILDI

Yönetmelikler. tmmob makina mühendisleri odası. Yatırım Hizmetleri Yönetimi Mühendis Yetkilendirme Yönetmeliği

Aç l fl Vural Öger Çok değerli misafirler, Konrad-Adenauer vakfının 23 senedir yapmış olduğu bu gazetecilik seminerinde son senesinde bizim de k

"Satmam" demiş ihtiyar köylü, "bu, benim için bir at değil, bir dost."

BAĞIMSIZ DENETÇİ ( = SMMM YMM 2.974) SÜREKLİ ZORUNLU EĞİTİM (3 YIL 120 KREDİ)

MUHASEBE MESLEK MENSUPLARININ ETİK EĞİTİMİ ve ETİK SÖZLEŞME YAPILMASI HAKKINDA MECBURİ MESLEK KARARI. BİRİNCİ BÖLÜM Genel Hükümler

İÇİNDEKİLER BİRİNCİ BÖLÜM BAĞIMSIZ DENETİM VE DENETÇİNİN AMAÇLARI

01/02/2018 ELS Sınavına Girenlerin hatırladıkları soruların benzer soru örnekleri

10. MUHASEBE FORUMU SONUÇ BİLDİRGESİ

PROTOKOL KONUŞMALARI. Prof. Dr. Vedat AKGİRAY Tevfik BİLGİN Mustafa ÖZYÜREK

SAYI : 10/431. : Bağımsız Denetim Merkezi Kur.Hk.Öneriler TÜRKİYE SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER VE YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLER ODALARI

TMMOB JEOFİZİK MÜHENDİSLERİ ODASI MESLEK İÇİ EĞİTİM ve BELGELENDİRME YÖNETMELİĞİ

ASELSAN ELEKTRONİK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. Denetimden Sorumlu Komite Çalışma Yönergesi 1. AMAÇ

Gündemden Geri Kalmayın! KOBİ ler için Finansal Raporlama Tebliğ i çıktı

Transkript:

SUNUŞ 27 Nisan 2012 tarihinde İstanbul Yeminli Mali Müşavirler Odasında yapılan toplantıya Kamu Gözetimi Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu Yönetim Kurulu Üyesi Uğur SAÇMACIOĞLU konuk konuşmacı olarak katılmış, toplantı Yeminli Mali Müşavirler Odası Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı H.İbrahim AKTAN tarafından yönetilmiştir. Toplantıyı açış konuşmasında Sayın AKTAN toplantının amacının esas itibariyle Türk Ticaret Kanununun yürürlüğe gireceği 1.1.2013 tarihinden itibaren sayıları 800.000 civarında olduğu söylenen işletmelerin Uluslararası Muhasebe Standartlarını uygulayıp uygulayamayacağı ve bu şirketler nezdinde TTK ya göre denetimlerin yapılıp yapılamayacağına ilişkin Kurul üyesi tarafından bilgi aktarımı olduğunu ifade etmiş ve sözü konuşmacıya vermiştir. Kamu Gözetimi Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu Yönetim Kurulu Üyesi Uğur SAÇMACIOĞLU konuşmasında özetle; Konuştuklarının Kurulda alınmış kesin kararlar olmadığının altını çizen konuşmacı, bazen kendisinin kişisel görüşlerini aktaracağını bazen de kurulda yapılan tartışmalardan söz edeceğini ifade etmiş ve bu arada Yeminli Mali Müşavirlerin de görüşlerini almak ve kurula taşımak amacının bulunduğunu belirtmiştir. Konuşmacı, denetim kuruluşlarının denetim faaliyetlerini kontrol eden kamu gözetim kuruluşlarının kurulma gerekçesini tarihsel olarak sıraladıktan sonra, 6102 sayılı TTK da bu amaçla bir üst kurul kurulmasının öngörüldüğünü ve bu nedenle Kamu Gözetimi Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu nun kurulmuş olduğunu açıklamış, Türk denetim kuruluşlarının yurt dışında itibar görmesi ile raporlarının yurt dışında kabul görmesinin ve belli bir kaliteyi yakalamasının bu Kuruma bağlı olduğunu ifade etmiştir. Kurumun iki temel amacı olduğunu belirten konuşmacı, bunlardan ilkinin TMSK dan gelen standartların ihdası, ikincisinin ise Türkiye de bağımsız denetim sistemini kaliteli bir şekilde işleyecek hale getirmek ve bağımsız denetim sistemini düzenlemek olduğunu belirtmiştir. Bağımsız denetim kuruluşlarını belli - kalitede tutarsak, sekizinci direktif çerçevesinde yetki verir ve gözetlersek, bu kurumlar Avrupa Birliği nde gittiği ülkelerde denetim yapabileceklerdir diyen konuşmacı, bu nedenle bizim amacımızın Avrupa Birliği ne akredite bir bağımsız denetim sistemi kurmak, Bağımsız denetçileri seçerken akredite olacak şekilde seçmek olacak demiştir. Konuşmacı konuşmasında denetçinin kaliteli olmasının iki unsura sahip olmayı gerektirdiğini, bu unsurların yeterlilik ve güvenilirlik olduğunu, yeterliliğin de üç şartının eğitim, staj ve sınav olduğunu ifade etmiştir. Konuşmacı sınavları denetçileri A, B ve C kategorilerine göre yapmayı düşündüklerini, bu kategorilerin denetçilerin denetleyecekleri firmalara göre belirleyeceklerini, bu 1

kademelendirmenin kaçınılmaz gözüktüğünü ancak uzun vadede olacak bir şey olduğunu belirtmiştir. Konuşmacı standartlar ile ilgili çalışmalar da yapıldığını ve bu amaçla oluşturulan komisyonların çalışmalara başlamış olduğunu ifade etmiştir. Daha sonra soru- cevap bölümüne geçilmiş, toplantıda bulunan kimi dinleyiciler konular hakkında görüşlerini ifade etmişlerdir. 2

İSTANBUL YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLER ODASI 27 NİSAN 2012 AYLIK TOPLANTISI OTURUM BAŞKANI KONUŞMACI : H.İbrahim AKTAN : Uğur SAÇMACIOĞLU (Kamu Gözetimi Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu Yönetim Kurulu Üyesi) TARİH : 27 Nisan 2012-14. 00-18. 00 H.İBRAHİM AKTAN: Değerli meslektaşlarım, öncelikle bugün düzenlemiş olduğumuz toplantıya hoş geldiniz. Bugün biliyorsunuz toplantının konusu Kamu Gözetim Kurumunun kuruluşu, işleyişi, hangi fonksiyonları icra edecek, bizim bu kurumla ilişkilerimiz ne olacak, kurumun denetimden beklediği, bizlerden beklediği neler, bizlerin kurumdan beklentilerimiz neler? Kurumu temsil eden arkadaşımız tarafından bunlar bize detaylı bir şekilde açıklanacak. Biliyorsunuz Türk Ticaret Kanunu çıktığında epey bir kamuoyunda tartışmalar yaşandı. Bu tartışmaların en önemlileri ve bizi en çok ilgilendiren konular 1 Temmuz 2012 de yürürlüğe girecek olan Türk Ticaret Kanunuyla ilgili. Denetim ve Muhasebe Standartlarıyla ilgili hükümleri ise 1.1.2013 tarihinde yürürlüğe girecek. Bu kapsamda aşağı yukarı 800.000 civarında şirket olduğuna göre bu şirketler hakikaten 1.1.2013 tarihinde Uluslararası Muhasebe Standartlarını uygulayabilecekler mi? Yine bu şirketler 1.1.2013 tarihinden itibaren Uluslararası Denetim Standartlarına tabi olacağına göre denetimler 1.1.2013 tarihinden itibaren başlayabilecek mi? Bunlarla ilgili hazırlıklar nelerdir, nasıl bir süreç işleyecek? Bütün bu konularla ilgili olarak sayın arkadaşımız, Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu Yönetim Kurulu Üyesi olarak bize bilgi aktaracaklar. Uğur Beyin sunumundan sonra sizlerden gelecek soruları yine belli kurallar çerçevesinde kendilerinin oluşturmuş olduğu belli politikalar doğrultusunda bizlere cevaplandıracaklar. Onun için şimdi ben sözü değerli konuğumuza, dostumuza vermek istiyorum. Yaklaşık 40 dakika, 50 dakika kadar bir süre alacak zannediyorum. Bundan sonra sizlerden gelen soruları hep birlikte karşılıklı olarak tartışacağız burada. Şimdi sözü Sayın Uğur Saçmacıoğlu arkadaşımıza bırakıyorum. UĞUR SAÇMACIOĞLU: Teşekkür ediyorum. Herkesi saygıyla selamlıyorum. Önce kendimi tanıtayım, adım Uğur SAÇMACIOĞLU. Aslen SPK uzmanıyım. Bundan önce Türkiye Muhasebe Standartları Kurulunda Genel Sekreter olmuştum. İki ay, üç ay geçmemişti ki bu Kanun Hükmünde Kararname yayınlandı. Yani Muhasebe Standartları Kurulunun devrik genel sekreteriyim diyebilirim. Sonrasında da işte hasbelkader buraya üye olduk. Ama SPK da Muhasebe Standartları dairesinde görev aldım çoğunlukla. Oradaki bağımsız denetim 3

şirketlerinin yetkilendirilmesi, denetlenmesi, Muhasebe Standartları yani bu bizim yeni kurulun tüm alanlarıyla ilgili çalıştım zaten, görev alanım da oydu. Şimdi buraya geldik. Aslında Sayın Başkanımız gelecekti, fakat kendisinin Maliye Bakanına bir sunuş yapması gerektiği için dün saat 3 de benden rica etti. Yani dolayısıyla dün haberim oldu benim buraya geleceğimden. İsterdim ki sizlere bir slâyt hazırlayayım, takip etmesi kolay bir sunuş yapayım, ama bu kadar sürede bir şey hazırlayamadığım için mahcubum, kusuruma bakmayın. Sözlü bir şekilde devam edeceğim, yani böyle saygın, hakikaten geçmişi hizmetlerle dolu, o alanda otorite sahibi dediğimiz insanların önünde bulunmak da ayrı bir şeref. Bu noktada hani konuya başlamadan birkaç uyarı yaparak kendimce, konuya gireyim istiyorum. Öncelikle biliyorsunuz ki bir kuruluz biz. Hani bir üst kurul. Dokuz üyeden oluşuyor ve bir karar çıkması için bu dokuz üyenin çoğunluğunun evet demesi lazım. Dolayısıyla karar çıkmadan bir işlem tesis edilemiyor. Şu an da sizin çoğunlukla merak ettiğiniz konularda alınmış herhangi bir karar da yok ama çalışmalar var. Şimdi benim bugün burada bahsedeceğim şeyler belki o çalışmalar kapsamındaki tartışmalar ve ortaya çıkan olasılıklar olacak. Kimi zaman kendi görüşümü söyleyeceğim, kimi zaman da orada konuşulan ve ağır bastığını düşündüğümüz, hani şu an için ağır basan görüş bu diye düşündüğüm şeyler olacak. Dolayısıyla yarın öbür gün bugün konuştuklarımızdan farklı bir şey çıkarsa, hatta yukarıda da konuşuyorduk, çoğumuz devletten geliyoruz dediler, biz biliriz dediler, son ana kadar ketumiyet esastır, yukarıda bir şey olur, değişir eder. Dolayısıyla takdir edeceğinizi düşünüyorum, anlayacağınızı düşünüyorum, konuşmalarımı bu çerçevede değerlendirirseniz sevinirim. Tabii ki buraya da gelmişken hazır, bu kadar tecrübeli, bilgili insanın önünde sizin de görüşlerinizi almak, bizim görüşlerimizin ötesinde sizin de görüşleriniz varsa bu konularda onları da not etmeyi ben düşünüyorum, istiyorum ki, bunu da kurula taşıyalım. Bakın böyle alternatifler de var diyebilelim, bizim aklımıza gelmeyen şeyler olabilir. Akıl akıldan üstündür ne kadar çok kişi aklı girerse işin içine, o kadar faydalı olacağına inanıyoruz. Bizim derdimiz orada iş yapmak. Biz yetki alalım, kullanalım değil, bizim derdimiz hakikaten kaliteli bir finansal raporlama ve kaliteli bir denetim yapılan bir ülke, bir ortam yaratmak istiyoruz. Herkesin derdi iş yapmak. O açıdan da rahat olabilirsiniz ve her türlü görüşünüze de açığız. Ben elimden geldiğince onları da önümüzdeki -her hafta biz iki üç kez toplanıyoruzkurul toplantısına da taşırım, oradaki üyelerle de paylaşırım. Şimdi konuya girecek olursak, tarihsel olarak bugüne nasıl gelindiğinden bahsedelim istiyorsanız. Bilindiği üzere bağımsız denetim aslında 1987 yılında bağımsız denetim anlamında şirketler ve -BDDK yoktu o zaman da-, bankalar için bağımsız denetim yönetmeliği oluşturuldu. Aynı yıl SPK bir yönetmelik çıkarttı, halka açık şirketler için bağımsız denetim öngördü. Sonra kanundan yetki alarak 1996 yılında bir tebliğ yayınladı. Bu arada 1989 yılında galiba, yanılmıyorumdur inşallah, 3568 sayılı Kanun yürürlüğe girdi. Bağımsız denetimin en önemli unsuru olan kaliteli bir bağımsız denetçi havuzunu sağlayacak muhasebecilerle birlikte ki bağımsız denetçiler muhasebeden gelen yani muhasebenin uzmanlaşmış ayrı bir alanıdır bağımsız denetim. Düzenlemeler devam etti. 1996 yılında çıkarılan tebliğ sonrasında SPK biraz daha kendi inisiyatifine aldı. 2002 yılına gelindiğinde hepiniz biliyorsunuz bütün dünyada Enron başta olmak skandallar arka arkaya patlak verdi. Bu skandallarla birlikte bütün dünyada birden bire denetimin kalitesi sorgulanır hale geldi. O ana kadarki düzenlemeler sorgulanır hale geldi. 4

Böyle olunca önce Amerika da biliyorsunuz, Sarbanes Oxley Kanunu çıktı ve çok radikal değişiklikler getirdi ve onun arkasından hemen Avrupa Birliği, Kanada, Japonya Dünyanın dört bir yanında bu konuda hızlı bir şekilde Sarbanes Oxley ye paralel, bağımsız denetimi düzenleyen mevzuatlarda değişiklikler oldu. Yani neydi bu. Zaten biliyorsunuz bağımsız denetim şirketleri müşterilerine denetim dışında başka hizmetler de vermeye başlamıştı, danışmanlık gibi. 20 yıl 30 yıl aynı şirketin denetçisi olarak devam ediyordu, denetçilerin gözetimi etkin yapılamıyordu, hiçbir zaman denetlenmemiş denetçiler vardı. Sistemin işlemediği sonucuna varılarak radikal bir değişiklik yapıldı. Bütün Dünyaya da yayıldı bu değişiklik, Türkiye ye de geldi. SPK 2002, 2003 yılında 1996 daki tebliğde bu hususları da ekledi. Rotasyon şartı getirdi, bağımsızlık kriterlerini daha da zorlaştırdı, danışmanlık hizmetini, diğer hizmetleri kısıtladı, denetim komitesi kurma zorunluluğu getirdi. Sarbanes Oxley de ne varsa getirmeye çalıştı. Sarbanes Oxley de biliyorsunuz Public Accountant Outsıde Board diye halka açık şirketlerin muhasebesinin finansal raporlamasını gözetleme faaliyetini yürüten bir gözetleme kurumu vardı. Bu kurumun yaptığı bağımsız denetçileri yetkilendirmek, onları denetlemek, en az üç yılda bir, ki 100 den fazla müşterisi olanı da her yıl denetleyecek şekilde bir düzenlemeyle faaliyete geçti. Ve çok sıkı bir şekilde başladı biliyorsunuz bu kurul. Arkasından Avrupa da da çeşitli otoriteler kurulmaya başladı, Türkiye de de kurulması gündeme geldi. Uzun süredir belki bizim Kamu Gözetimi gibi bir kurum konuşuluyordu, o dereceye geldi ki denetçileri denetleyen, gözetleyen kamu otoritelerinin oluştuğu bir uluslararası kurum bile kuruldu. Yani Dünya çapında denetime yönelik bir düzenleme harekâtı başladı diyebiliriz. Sonra TTK çıktı. O zamana kadar hep kamu yararını ilgilendiren kuruluşlar açısından bakılmıştı bağımsız denetime. Yani bir bankaysa, halka açık bir şirketse, bu şirketlerin finansal durumunda, finansal tablosunda hata bulunmamasını zaten herkes kabul ediyordur. Türk Ticaret Kanunu birdenbire binlerce şirketi içine alan bir düzenlemeyle bağımsız denetim ile sermaye şirketlerinin hepsini içine alacak şekilde düzenlendi. Şimdi tabii bu süreç içerisinde şunu da söyleyeyim, sigortacılık, bankacılık, EPDK bunlar da bağımsız denetimle ilgili düzenlemeler yapmaya başladılar ve devam ettiler. Bir çok başlılık vardı. Zaten bu çok başlılık azaltılsın diye düşünülüyordu. Türk Ticaret Kanunu çıkınca ve Türk Ticaret Kanununda da bir gözetim kurumu, bir standart koyma kurumu telaffuz edilince, muhasebe standartlarıyla ilgili zaten Türk Ticaret Kanunu söylüyordu, bir yerde böyle bir kurum kurulması kaçınılmaz oldu. Hemen, hemen herkes de böyle bir kuruma ihtiyaç olduğunu söylüyordu zaten. Bu kuruma hem kamu yararını ilgilendiren kuruluşlar hem de Türk Ticaret Kanunu ile birlikte işin içine girmiş olan sermaye şirketleri açısından ihtiyaç vardı. Türk şirketlerinin artık uluslararası arenada olsun, yurt içinde olsun güvenilirliğini arttırmaya yönelik bir amaç da denetimi getirdi. Eski murakıplık sistemi, kendi içinde ilkokul mezununun bile yapabildiği o sistem kaldırıldı. Hani iyi mi oldu, kötü mü oldu o ayrı bir tartışma da, en azından bu eski murakıplık sisteminden daha iyidir. Getirilen sistemin iyi olması da bize bağlı, hem meslek mensuplarına hem de düzenleyicilere bağlı. Ve şunu da söyleyebilirim, Türk denetim kuruluşları iyi gözetlenmediği, belli bir kaliteyi yakalamadığı müddetçe de yurt dışında hiçbir zaman itibar gören raporlar çıkaramayacak. Yurt dışında kimse itibar göstermeyecek ve bugün dört büyük şirket varsa buna belki Dünya da yenileri eklenmek için uğraşıyor. Devamlı network lar kuruluyor. Tek başına zaten bu iş olmaz, onu da konuşuruz, soru cevap kısmında da konuşabiliriz, yeri geldiğinde de konuşabiliriz. Bu mesleğin en büyük sermayesi güvendir, itibardır. İyi 5

denetlenmeyen piyasadaki bir şirket ne kadar başarılı olursa olsun yurt dışında dışarıdan bakıldığında itibarı daha düşük olacaktır. Dolayısıyla düzenlemelerin çok etkili olması lazım. Hem burada kuruluşların iyi yetişmiş insanlardan kurulması, iyi bir işleyişle denetim işini yapması lazım. Çünkü bir işlem kötü çıktığında zaten eninde sonunda ortaya çıkıyor. Yapılan işin kalitesi zamanla anlaşılır, güvenilir gözükmek de güvenilir bir piyasadan geçiyor. Bizim kurumumuzun temel olarak iki amacı var. Birisi TMSK dan devraldığımız muhasebe standartları koyma, diğeri de Türkiye de bağımsız denetim sistemini kaliteli bir şekilde işleyecek hale getirme, bağımsız denetim sistemini düzenleme. Avrupa Birliği direktifinde Qualıty a Sure Systems denilen yani kaliteyi sağlama, güvence altına alma sistemini kurmak, kaliteli bir bağımsız denetim piyasası oluşturmak, bağımsız denetimi düzenlemenin amacı zaten. Kaliteli bir bağımsız denetim niye lazım, standardını koymuş olduğumuz finansal raporların gerçekten uygulanıp uygulanmadığının tespiti, sağlanması için. Biri olmadan diğeri olmaz. Bağımsız denetim olmadan en güzel muhasebe standartlarını koysanız da hiçbir anlamı yok, hiçbir anlam ifade etmez. UFRS ler artık Türkiye Finansal Raporlama Standardı, TFRS olarak yayınlanacak. Yoruma açık diyelim, yani hazırlayanın muhakemesini, yorumlarını, tahminlerini içeren, eskisinden daha çok içeren bir finansal raporlama çerçevesi diyelim, standartlar bütününden bağımsız denetçinin rolü çok daha önemli hale geliyor. Yani gerektiğinde tabloyu hazırlayacak olan yöneticinin niyetini okuması gerekecek. Yorumlarının doğru olup olmadığını, tahminlerinin makul olup olmadığını değerlendirecek ki bunların içinde finansal analizler var, nakit indirgeme var, değerleme var, finansal matematik çok fazla. Yani böyle eski muhasebe ekolünden finansa doğru bir kayma olacak. Yani denetçide muhasebecinin çok ötesinde donanımlar olması gerekecek. Tabii ki tecrübesi de çok önemli olacak. Bir diğer işlevi ikiye ayırıyoruz, çünkü bunlar hakikaten çok uluslararası benzer kurumlarda iki yetki aynı yerde toplanmıyor, bir İsveç te var, bir Norveç te var. Hem muhasebe standardı, hem denetim standardı, yetkilendirme, denetim, gözetim İsveç te de Norveç te de var. Bize de bu dört tane işlev verilmiş, muhasebe standardı, bağımsız denetim düzenlemek, bağımsız denetim düzenlemek ne demek, yetkilendirmek, gözetimini yapmak ve denetim standartlarını koymak. Sonuçta amaç dürüst resim ilkesine uygun finansal raporlamaların çıkması, hazırlanması ve bunların garanti altına alınması denetimde. Şu da bir gerçek bunu atlamamak lazım: Yurt dışındaki düzenlemeler dedik, bu düzenlemelerden bizi en çok ilgilendiren Avrupa Birliği düzenlemesi. Avrupa Birliği Sekizinci Direktif esas olarak bağımsız denetimi düzenliyor, Sekizinci Direktif yani bu saydığımız bağımsız denetçilerin standartlarından, yetkilendirilmesine kadar, gözetimine kadar bütün hususları düzenlemiş. Bizimle ilgili zaten şirketler faslı çerçevesinde muhasebe denetim uyumlaşması çerçevesinde böyle bir kuruma da ihtiyaç vardı. Şimdi Avrupa Birliği nde tek bir muhatap kaldı. Denetim konusunda Avrupa Birliği Standartlarına ulaşırsak eğer Avrupa Birliği nin akredite bağımsız denetim kuruluşlarımız olacaktır. Yani bağımsız denetim kuruluşlarımızı biz bu kalitede tutarsak, sekizinci direktif çerçevesinde yetki verir ve gözetlersek, bu kurumlar Avrupa Birliği nde gittiği ülkelerde denetim yapabileceklerdir. Birkaç tane her ülkenin kendine has ufak ek kurallarını da sağladıktan sonra bunu kolaylıkla yapabileceklerdir. Bunun dışında zaten Avrupa Birliğine uyum çerçevesinde bizim düzenlememizi ona paralel hale getirmemiz lazım, sekizinci direktife paralel hale getirmemiz lazım. Bizim bu nedenle amacımız Avrupa Birliği ne akredite bir bağımsız denetim sistemi 6

kurmak. Bağımsız denetçileri seçerken akredite olacak şekilde seçmek olacak. Tabii burada biliyoruz ki bu yeni bir düzenleme -hemen olsun da- olmayacağını biliyoruz, bir geçiş hükmü gerekeceğini de biliyoruz, yeri geldiğinde onlardan da bahsedeceğim. Şimdi Kamu Gözetimi Kurumu diyoruz biz kısaca. Çünkü çok fazla isim var içinde. Kamu Gözetimi Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu diye her seferinde söylenmiyor. Gözetim Kurumu. Geçen polis çevirdi bizi, konferanstan dönüyorduk. Şoför de Kamu Gözetimi Kurumundan geliyoruz deyince Polis ne oluyor ya, bizi de mi gözetliyorsunuz falan diye. Hani isimde bir caydırıcılık var ya. Şimdi biz ne yapıyoruz, bu zamana kadar ne yaptık. Aralıkta yemini ettik. Yerimiz yurdumuz henüz yok. TMSK nın bilirsiniz Ankara da küçük bir binası var, üç katlı. Oraya üs olarak yerleştik ama hani hiçbir üyenin odası yok, bırakın üyeleri bir Daire Başkanını atayacak olsak, vallahi oturacak yeri yok. Binamızı kiraladık ama içinin yapılmasını bekliyoruz. Dolayısıyla biz şimdi temel olarak haftada iki gün kurul toplantısı yapıyoruz. O iki gün dışında yine aynı toplantı odasında gelen üyelerle birlikte yönetmelik çalışıyoruz, bir uzman gibi tartışıyoruz. Şöyle olsun, böyle olsun, bir şekilde bir uğraşı içerisindeyiz. Öbür taraftan Başkanımız Seyit Ahmet BAŞ kendi odasında gelenlerle görüşüyor, alternatifleri değerlendiriyor, kurulacak sistemle ilgili teknik yeterliklilikler, neler yapılabileceği hakkında genel sunuşlar, araştırmalar, istişareler, böyle bir uğraşı içerisindeyiz şu ana kadar ve öncelikle kurum olduğumuz için teşkilat yönetmeliğimiz, insan kaynakları yönetmeliğimiz, bunların çıkması gerekiyordu, onlara da çalıştık. Kurumun çalışma esasları şudur, budur, hani bir kurumun teşkilatıyla ilgili, kurumun işleyişiyle ilgili olmazsa olmaz düzenlemeler yaptık ve son bir, bir buçuk aydır da bağımsız denetim yönetmeliğiyle ilgili çalışıyoruz. Bağımsız denetim yönetmeliği derken de hani denetçilerin yetkilendirilmesi nasıl olacak, yetkilendirildikten sonra hangi esaslara uyacaklar, hangi kurallara uyacaklar bunları belirleyen bir ana çatı olsun dedik ve bu çatı diğer ayrıntı düzenlemelerine gönderme yaparak sistemin bir taslağını, belki de anayasasını oluştursun istedik. Şimdi, bağımsız denetim piyasasında amacımız kalite dedim. Bu kalite nasıl sağlanacak, ne aşamalardan geçilip sağlanır, bundan biraz bahsetmekte fayda görüyorum. Şimdi kalite deyince, bağımsız denetim kalitesi deyince ilk akla gelen şey bağımsız denetçilerin kalitesi olacaktır. Birincisi yeterlilik Bağımsız denetçilerin kalitelisi demek de yeterlilik sahibi ve güvenilir, bu iki hususu üzerinde taşıyabilen insan demek. Ki zaten Sekizinci Avrupa Birliği Direktifinde de yetkilendirmede aranacak iki ana kriterden söz ediyor.. İkincisi de itibar. Saygın anlamına gelen good reputed diye bir ifade var. Yani sicilinin temiz olması gibi, hani kötü bir şeyle anılmamış olması gibi. Güven çok önemli bu piyasada. E tabii ki ilk gelen insana da sen güvenilirsin diyebilmek çok zor. Belli temel kriterleri sağlıyorsa güvenin ilk adımını atabiliyorsa bir yetkilendirme olacaktır. Güvenin asıl kısmı sonradan gözetimlerle ortaya çıkacaktır zaten. Hani iş üstünde biraz belli olur, iş yaparken belli olur. Direktif yeterlilik kısmını da yine üçe ayırıyor ki, biz de üçe ayırmayı düşünüyoruz. Birincisi mesleki teorik eğitim, yani bağımsız denetim işini layığıyla yürütebilecek teorik bir bilgi birikimine sahip olması ki bunu da eğitimle sağlayabilecek, objektif kriterle, belki hiç 7

eğitim görmeden biri çok iyi yapıyor olabilir. Ama objektif bir değerleme, kriter olarak mesleki eğitim şart diyor Avrupa birliği. Biz de öyle istiyoruz. İkincisi tabii ki denetim stajı. Denetçi olabilmek için üç yıllık bir staj, pratik eğitim ve bunun iki yılı bağımsız denetçinin yanında geçmesi lazım. Bu zamana kadar belki 1000, 2000 şirket vardı. Bankalar, finansal kurumlar, halka açık şirketler kurumlar toplam 1500, 2000 şirketti belki daha bile az bir kitle vardı. Şimdi binlerle ifade edilen limitet şirketler de dâhil edilirse çok fazla beş yüz, altı yüz binlere dayanan bir müşteri kitlesi olduğunu düşündüğümüzde iki yıl bağımsız denetçinin yanında staj yapmış birini bulmak şu an çok zor. Yani bunu biliyoruz, farkındayız bir geçiş dönemi istiyor, o geçiş dönemini biz bir şekilde koyacağız. Üçüncü şart sınav şartı. Avrupa Birliği sekizinci direktifi ve bütün Dünyada denetçi olabilmek için sınav şart. CPA sınavı biliyorsunuz Amerika da çok ünlü. İngilizlerin sınavları, Avrupa daki sınavlar, Türkiye de de Sermaye Piyasası Kurulu 2008 den beri sınav yapmaya başlamıştır. IFAC biliyorsunuz, muhasebecilerin uluslararası federasyonu, muhasebe, denetim standartlarını da yayınladılar. Eğitim standartlarını yayınlayanlar da bunlar, etik kuralları yayınlayanlar da onlar. Ve eğitim standartlarında diyorlar ki denetim, ODIT denilen iş muhasebe işinin özelleşmiş yani uzmanlaşmış bir alanıdır ve burada yeterliliğin ölçülmesi için ileri düzey muhasebe, ileri düzey denetim ve şirketi tanımaya yönelik risk değerlendirme gibi muhasebecilerden beklemediğimiz ekstra bilgiler sorulması lazım, bunların sınanması lazım. Dolayısıyla da bir sınavımız olacak ve bu sınav bağımsız denetime yönelik olacak. Hukuk da olacak bunun içinde, finans da olacak. Belki gerekirse şirketleri de ilgilendiren bir kontrol sistemi nedir, kurumsal yönetim nedir, bunları da içeren bir sınav. Bir şirketi denetleyen insanların şirketi tanıması çok önemli biliyorsunuz. Şirketin faaliyette bulunduğu sektörü tanıması, şirketi tanıması çok önemli. Şirket ile ilgili, şirket yönetimiyle, finansal yönetimle ilgili çok şey bilmesi gerekecek. Şimdi biz konuları alt alta saydığımızda çok fazla da konu çıktı. Böyle olunca da dedik ki, KOBİ leri denetleyecek insanlar da var bunların içinde,. Denetçi havuzunda KOBİ leri, küçük şirketleri denetleyecek olanlar da var, halka açık şirketleri denetleyecekler de var, bankaları denetleyecekler de var. Şimdi hepsini aynı ağırlıkta sınav yapmak haksızlık olur. Sınavı zor tutarsak Kamu yararını ilgilendiren sistemin denetçisinin ya kalitesini düşüreceğiz ya da hiç kimse denetçi olamayacak. O zaman dedik, sınavla ilgili üç tür lisans belgesi olsun, biz ona lisans belgesi diye başladık da sonradan denetçi belgesi diyelim dedik, hani SMMM belgesi gibi, Yeminli Mali Müşavirlik belgesi gibi, Denetçilik Belgesi. Denetçilik Sınavı gibi ismi de öyle olacak büyük ihtimal de, tabii bunlar daha geçmedi. Denetçi Belgeleri A, B, C olsun, C ler sadece KOBİ leri denetleyebilsin tek başına. B ler tek başına KOBİ olmayan büyük şirketleri denetleyebilsin, A lar da kamu yararını ilgilendiren kuruluşları denetlesin dedik de, daha üzerinde çalışılmadı, karara varılmadı. Belki A lar da kendi içinde bankacılık, sermaye şirketleri, halka açık şirketler, sigorta şirketleri diye de ayrılabilir. Çünkü biliyorsunuz bankayı tanımak lazım, bambaşka bir işleyişi var, sigorta ha keza. Halka açık şirketler de belki bankacılık kadar özellik arz etmiyorlar ama büyüklüğü nedeniyle biraz sermaye piyasası mevzuatıyla ve biraz daha ağır finans ve kurumsal yönetim ilkeleri soruları sorarak orayı da kapsayabiliriz diye düşündük. Hani şu an bunlar düşünce aşamasında. Hem şirketleri yetkilendirirken A,B,C diye sınıflandıracağız. Hem de şahıs olarak bağımsız denetçileri C sınıfı yetki belgesi olan, B sınıfı denetçi belgesi olan, A sınıfı denetçi belgesi olan diye 8

kategorileştirilecek büyük ihtimal. Yani böylece ne olacak A sınıfı belgesi olan bir denetçi, A sınıfına giren bir şirket denetiminde denetçi olarak görev alabilecek. B sınıfında yer alan denetçi ise A sınıfı denetiminde denetçi olarak görev alamayacak, denetçi yardımcısı olarak görev alabilir ama bir denetçi sorumluluğu içinde bu işi üstlenemeyecek. Yani bunlar tabii çok ayrıntıya giriyorum, belki plan aşamasında değişir ama, genel mantalite, mümkün mertebe denetçi havuzunu geniş tutalım şeklinde. Çünkü çok fazla şirket var, geniş tutmanın tek yolu da kademelendirmek. Kalite de istiyoruz, belli şirketler için, diğer taraftan diğer şirketlerin de işi görülsün istiyoruz. Bu kademelendirme kaçınılmaz gözüküyor, uzun vadede olacak bir şey. Bunu da tabii şu an söyleyeyim bunu unutmamam lazımdı, bizim bu yönetmeliğimizdeki ana anlayış uzun vadede ulaşmak istediğimiz noktayı düzenlemek. Yani tebliğde ne olacak, denetçinin yanında iki yıl stajın geçmesi lazım diye bir hüküm olacak, şu an için olmayacak yani, olmaması gereken bir şey, geçiş hükmü istiyoruz, bunlar ana metin olacak, geçiş hükmü isteyenler için de geçici maddeler düzenlenecek. Yani 1, 2, 3, 5 yıl belki bir geçiş dönemi gerekecek. Ha şu da olabilir belki. TTK da limitet şirketlere bir muafiyet gelir, bu geçiş süresi kısalabilir. Muafiyet gelmedi diyelim, biz belki KOBİ ler için, şirketler için denetim standartlarını çok hafifletebiliriz, ölçeklere göre kurumun yetkisi var. Uluslararası denetim standartlarından daha basit şeyler benimseyebilir. Küçük bir denetim standardı paketi benimsenebilir. Küçük şirketlerde, hatta onu matbu bir formu da olur bazen, hani kolaylaştırıcı şeyler de verilebilir beraberinde ve küçük şirketlerde denetim hızlı bir şekilde ve ekstra yetkilendirme yapmadan halledilebilir belki. Sınavla ilgili olarak bir başka proje ise Başkanın projesi Şu anda fizibilite çalışmaları yapılıyor, sınavın 7x24 saat olacak şekilde online bilgisayar üzerinden -TOEFL sınavları vardır hani bilirsiniz buna benzer şekilde- bir 200 kişilik bilgisayarlı sınav ve eğitim salonu gibi bir şey düşünülüyor. Burada insanlar işte online randevu alıp gelip istedikleri kadar ayda kaç kez giriliyorsa girip sınav şansını kullanabilmesi planlanıyor. Güvenliği sağlamak açısından şimdilik ilk başta merkezdeki 200 kişilik salonda, sonrasında belki diğer şeyleri de taşınabilir deniyor. Mesela bilgisayarda altı kez gösterilen bir soru artık sistemden düşecek, binlerce soru gibi soru bankasına kadar bununla ilgili bir çalışma yapılıyor. Olabilir mi, olamaz mı teknik çalışmanın sonunda belli olacak, yani burada yenilik de getirilmek, işler bir sistem de oturtulmak isteniyor. Şimdi sınavdan bahsederken kulağımıza çok gelen bir soru, mevcut Sermaye Piyasası Kurulundan lisans belgesi alanlar ne olacak, yani bunlar da sınava girecek mi diye merak ediliyor. Şimdi biz de bunun farkındayız tabii. Yani insanları devlet kurumuna güvenerek belli bir yaştan sonra ve onca işinin arasında hazırlanıp sınava girdi. Başarılı oldular, sevindiler, rahatladılar belki, şimdi oyunun kuralı değişiyor diye sıkıntılı, moral bozucu bir durum ortaya çıkmış olabilir. Bu da bir geçiş hükmüyle çözümlenecek. Plan bu. Olur, olmaz tabii, ama şu an ağır basıyor gibi. Lisans belgesi olanları öncelikle ikiye ayırdık onu söyleyeyim. Bir sınavlı girmiş olanlar, bir de sınavsız biliyorsunuz, 2006 daki SPK Tebliğiyle birlikte on yıldır denetim yapanlar, o an için sorumlu ortak baş denetçi olanları sınava girmeden lisans belgesi verilmişti. O lisansı sınavla almış ve almamış olarak ikiye ayırdık şimdi kafamızda. Dedik ki sınavla almış olanları her meslek mensubunun tâbi olacağı lisans yenileme eğitimi vardır ya ona benzer bir sürekli eğitim kapsamında beş yılda bir mi olur, yedi yılda bir mi olur, bu sürekli eğitime alınması düşünülebilir. SPK lisans belgem var, girdim ben 2013 de 9

yetkilendirildim ve 5 yıl diyelim sürekli eğitim süresi, 2018 de sürekli eğitime katılmam lazım. Yani eskileri de sürekli eğitim yoluyla bizim oluşturmak istediğimiz bilgi dağarcığına dâhil etmek. Yani 2013 de gözetim kurumu tarafından yetkilendirilmiş denetçilerin de katılacağı sürekli eğitim, bu eğitime onlar da katılacak 5 yılda bir olursa 5 yıl, 7 yılda bir olursa 7 yıl, ama onlar da katılacak, hani adaletsiz bir durum olmayacak, onlar da girecek, öbürleri de. Sınavsız girmiş olanlar için belki bir ayrım olabilir mi, şöyle olur onlara da verilen eğitimde 5 yıl veriyorsak öbürüne birkaç yıl verilebilir. Hani süreler belli değil, şu an örnek olsun diye veriyorum. Yani bu sürekli eğitim yoluyla sonuçta mevcut lisans belgesi sahiplerini sisteme kazandırmak amaçlanıyor, yeni bir sınavdan ziyade. Dersi olanlar da belki o konudan muaf tutulur, denetçilik sınavının o kısmından muaf tutulabilir, öyle bir şey konuşuldu böyle bir şey yapılabilir diye. Şimdi kaliteli bağımsız denetimde kalite güvence ortamı oluşturmak için bir diğer amacımız da denetçilerin kullanacağı malzemeleri, araçları kaliteli hale getirmek. Bunların başında da denetim standartları geliyor, denetim standartları ne kadar kaliteli olursa denetçiler işlerini o kadar iyi yapar. Çünkü denetçilerin bu denetim standartları aslında denetim rehberidir. Bunlara baktıysanız bilmiyorum, uluslararası denetim standartlarına böyle okuduğunuzda baştan sona hakikaten denetim nedir, ne değildir çok güzel anlatıyor. Sabırla okunduğunda ve ekindeki o örneklere de bakıldığında ufuk açıcı oluyor, hakikaten de denetimin nasıl olması gerektiğini güzel bir şekilde ortaya koyuyor. Tabii ki denetçiler kendi metotlarını oluşturacaklar ayrıntıya yönelik ama bu denetim standartları, kendi metodolojilerini oluşturmaları için çok güzel bir yol gösterici. Şimdi bunları öğrenmek zorunda olan denetçiler kullandıkları iyi bir araca sahip olmuş olacaklar ve bu suretle de denetim kalitesinin artacağına inanıyoruz. Denetim standartlarının ötesinde artık günümüzde bağımsız denetimin bilgisayar programsız gerçekleştirilmesi biliyorsunuz çok zor. Yani eski usullerle üç günde dört günde yapılan bir inceleme bilgisayar programıyla tablolar üzerinde analiz beş dakikada, iki dakikada yapılabiliyor artık. Oranları alarak istediğiniz analitik incelemeyi yapabiliyorsunuz. Bilgisayar programlarının denetim standartlarını adım, adım izletme yanı da var, yani orada uygulanacak kuralları atlamamamızı da sağlıyor ve aynı denetim şirketi içinde ortak bir uygulamaya da sahip oluyor. Bir denetçi bir şekilde yaparken diğeri başka şekilde yapmıyor, şirket için tek düzen sağlıyor. İmkân olursa biz de piyasaya bir denetim programı önerisi de verebiliriz yani, öneri de değil direkt verme imkânımız var. Böyle bir planımız var inşallah olur. Gözetim kurumunun önermiş olduğu programı da, direkt belki sizin bilgisayara yüklenir ve kullanabilirsiniz. Denetimle ilgili verileri bir merkezde de toplayabiliriz, uzaktan gözetime de imkân verebilir, bu da önemli bir araç. Sistemde kaliteli olması gereken üçüncü bir şey, denetçileri gözetleyeceklerin de kaliteli olması. Önce şunu bahsedeyim, kaliteyi sağlamada, yeterliliğin ölçülmesinde önce sınav yapıyoruz ve sonrasında yetkilendiriyoruz. Kalite, yeterlilik ve güven açısından yetkilendirme aşamasında saydığım gibi, eğitim şartı, staj şartı bu kapsamda Yetkilendirdikten sonra da Gözetim Kurumunun gözetimi ile kalitenin sağlaması ve bu denetim araçları sayesinde kalitenin arttırılması Biz Avrupa Birliği direktifi gereği en az 6 yılda bir listemizdeki bütün şirketleri gözetimden, yani gidip belki yerinde incelemeden geçirmemiz lazım, bunu yapmayı planlıyoruz. Hatta bu kamu yararını ilgilendiren kuruluşlarda 3 yılda bir olacak. Bu sıklıkta bir gözetimimiz olacak ve gözetimimizde, denetim demiyoruz özellikle gözetim diyoruz, kalite 10

sağlama, kalite güvence incelemesi diyoruz biz buna, cezalandırmadan ziyade, yani özellikle ilk yıllarda öğretici olmasını amaçlıyoruz bunun. Ben de SPK da iken gittiğim denetimlerde mümkün mertebe bizim amacımız burada öğretmek diyorduk. 2006 yılında SPK da iken uluslararası denetim standartlarını tebliğle yayınlamıştık. Çok uzun bir tebliğ idi. Bir yıl iki yıl içinde insanlardan bunlara tamamen uymalarını beklemek haksızlık olacaktı zaten. Burada amaç kaliteyi sağlamaktır. Kaliteyi sağlama amaçlı, cezalandırma amaçlı değil. Tabii ki kötü niyetli olunduğunda da onun cezası olması şart. O da bu işin caydırıcılığı. Zaten caydırıcı olmayan hiçbir kural işlemez. Yetkilendirme sonrası güvenceyi sağlamak için en önemli unsur kalite güvence incelememiz. İşte biz bu incelemeleri yapacak elemanları da çok iyi yetiştirmeliyiz. Yani bu da bize bakıyor kalite anlamında, eleman seçiminde, yetiştirmesinde kaliteye çok önem vereceğiz. Şimdi neler yaptığımızdan biraz bahsettim, şu an için yönetim, denetim yönetmeliği, bu anlamda yetkilendirme, yetkilendirme için de sınav, eğitim, staj ana esaslarını belirleme, yetkilendirme sonrasında uyulacak kurallar ve bunların başında denetim standartlarına uyumlu bir şekilde denetim yapmak, etik ilkeler, kalite kontrol sistemi oluşturulması ile uğraşıyor Yani bir şirket nasıl kendi iç kontrol sistemini kurarsa, iç kontrol sistemi nedir, şirketteki faaliyetlerin yönetimin arzuladığı şekilde ya da kanun ve düzenlemelerin arzuladığı şekilde yürütülüp yürütülmediğinin kontrolü. Diyelim siz bir iş kuruyorsunuz, işin başındasınız, her an herkesi göremiyorsunuz, şirket büyüdükçe elemanların sizin istediğiniz gibi davranmama ihtimali de artıyor. Dolayısıyla bir kontrol sistemi kurmamız lazım. Ki çalışanlarınız, şirketteki herkes istenilen şekilde hareket etsin. Bunu isteyen kuruyor normalde şirketlerde. Buna biz bağımsız denetim şirketleri için de zorunluluk olarak getireceğiz. Kalite kontrol sistemi oluşacak. Kalite kontrolle ilgili bir standart da var. Bu standart 30, 40 sayfalık, açıklamalı. Yani bir bağımsız denetim şirketinin eleman seçiminden tutun da onu yetiştirmesine, eğitmesine, kendi yapmış olduğu denetimleri nasıl gözetleyeceğine, yani bizim yaptığımız gözetimi belki kuruluşlar kendi içinde de yapacaktır. 5 tane sorumlu ortak denetçisi var diyelim, hepsinden birer ikişer örnek alacak, bizim yaptığımız gibi sonradan bizim koyduğumuz standartlara, kendi kurduğumuz metodolojiye uygun yapmış mı, yapmamış mı, bilimsel olmuş mu olmamış mı, bunu kontrol edecek, kendi gözetimini yapacak. İşe alırken, eleman seçerken o esaslara uyacak, birçok yönden bu kurallara uymasını garanti altına alacak bir sistem kuracak. Hem biz dışarıdan düzenlemelerin sağlamasını yapacağız, hem de kuruluşları kendi içinde o düzenlemeleri yapsın diye zorlayacağız. Bu yönetmelikler çıktıktan sonra ana esaslar belirlenecek eğitimle ilgili, mesleki eğitimle ilgili ayrıntılar, sınavla ilgili ayrıntılar, stajla ilgili ayrıntılar. Tebliğ olur, yönerge olur, bunlar ayrıntı olacağı ve çok sık değişeceği için yönetmelik arkasından yapacağımız teknik analizler hani ne kadar elverir ne kadar elvermez çerçevesinde onlarda hızlı bir şekilde yürürlüğe girecek. Bu arada tabii biz eleman alımı yapacağız, birkaç ay içinde, Daire Başkanımızı, Kurul Başkanımızı atamamız lazım, onları atayacağız. Muhasebe standartları şu an çevrilmiş durumda zaten biliyorsunuz, yine de güzel bir başlangıç olsun diye komisyonlar kurduk. Buralardan da istendi zaten o komisyonla ilgili bilgiler, bu komisyonlar her standardın son halini gözden geçirecekler, düzeltilmesi gereken yerler varsa düzeltecekler. Bundan da öte standartlar biliyorsunuz farklı zamanlarda mevzuata kazandırıldı, yani 2006 yılında kullanılan bir terim ile aynı konu ile 2012 de kullanılan bir terimin Türkçe karşılığı farklı olabiliyor. Bir kavram birliği sağlanması amaçlanıyor. Standart 10, 15 tane komisyon kuracak, şu an bildiğim 11

kadarıyla çalışmalarına başladı. Standartlarımızı daha güzel daha anlaşılır bir hale getirmeye çalışıyoruz. Diğer taraftan uluslararası muhasebeciler federasyonuyla yazışmalar var, onlardan da onay aldıktan sonra bu standartları, TÜRMOB un da çevirisi var ama daha sonra denetim standartlarını çok açık, daha anlaşılır bir hale getirdiler. Bu son haliyle mevzuata kazandırmayı düşünüyoruz. Eskiden Uluslararası Denetim Standartlarının İngilizcesi bile anlaşılmıyordu, Türkçesinde zaten zorlanıyorlardı, İngilizcesine insanlar itiraz ediyordu. Burada bu maddelerden hangisi kural, hangisi açıklama biz anlamıyoruz diyorlardı. Clearity dediler, yani biz bunu netleştirelim, eski standart metninde zorunluluk olanları required diye, zorunluluklar diye bir bölüme aktar, onun arkasında da açıklayıcı bölüm eklenir. Böylece hakikaten okunduğunda, ne istendiği açık olan, bir hale geldi. Bunu da bu haliyle mevzuata kazandırırsak denetçilerin çok daha rahat ve hızlı bir şekilde anlayacağını görürüz. Yapacaklarımız herhalde çoğunluğunu bahsetmişimdir Hani bizim yapacağımız denetim, gözetim, üç yılda bir, altı yılda bir olacak. H.İBRAHİM AKTAN: O zaman şöyle yapalım mı? Uğur Bey genel bir değerlendirme yaptı. Çok yeni bir kurum hakikaten. Şimdi isterseniz bizim kafamızdaki soruları tek, tek biraz da özetleyerek gündeme taşırsak belki tartışma o yönüyle devam ederse, biraz daha konular netleşir gibi geliyor bana. Mesela Sayın Başkan denetçi lisansıyla ilgili olarak üç türlü lisanstan bahsediyorsunuz. Bu da öncesinde açıkçası gündeme taşınmıştı, A grubu, B grubu, C grubu diye, yani bunların biraz daha netleşmesi lazım. Biz bunları şöyle yorumluyoruz aslında. Daha doğrusu Avrupa Birliğinin de hakikaten direktifleri böyle mi, çok merak ettiğimiz konu bu. İkincisi de diyebilir misiniz siz Gelir Vergisini biliyorsunuz, sadece bu konuda müşavirlik yapın, efendim Katma Değerle ilgilenmeyin, efendim Kurumlarla ilgilenmeyin falan, yani böyle bir şey denilebilir mi? Sadece gelir vergisiyle ilgilen diye. Hâlbuki bu bir bütün, bu bütünün bir parçasını bilip, bir parçasını bilmemek gibi bir şey söz konusu olamaz. Dolayısıyla hani araç gereç, denetim ekibi sayısı olabilir ama bunun dışında yapıldığı zaman sanki başka noktalara gidiyoruz gibi. Yani sadece konuşma düzeyinde mi bu, yoksa bunun daha ileri aşamaları var mı? Avrupa Birliğinde böyle mi, acaba nasıl bir sistem var, onu öğrenmemiz lazım ki biz de ona göre düşüncelerimizi ifade edelim. Üçüncüsü de sınavlardan bahsettiniz. Yani buradaki meslektaşlarımızın hepsi yirmi seneden bu yana denetim yapıyor. 20 senelik var, 30 senelik var, 15 senelik var. Bizim kurumsal olarak görüşümüz şöyleydi, bilmiyorum tabii ne olur ileride, bu seviyeye gelmiş meslek mensuplarının, biz buna SMMM leri de dâhil etmişizdir, geçiş hükümleri çerçevesinde değerlendirilmiş olması lazım. Nitekim Sayın Başkan da TÜRMOB daki konuşmasında böyle bir geçiş hükümlerinden bahsetti. Bakacağız dedi falan. Açıklarsanız seviniriz, arkadaşlarımız da buna benzer küçük soruları, kafasına takılan soruları sorarlarsa daha sağlıklı yürürüz diye düşünüyorum. UĞUR SAÇMACIOĞLU: Buna cevap vereyim. İstiyorsanız sınavla ilgili başlayayım. Belki açık konuşamadım o arada, siz şey diyorsunuz herhalde bir SPK lisansı olmayan biri de H.İBRAHİM AKTAN: Bizde 20 senedir bu işleri fiilen yapan, denetim yapan arkadaşlarımız var. Bunlar ne olacak, denetim yapıyor fiilen ama SPK da lisansı olmayan diyelim. UĞUR SAÇMACIOĞLU: Şimdi onlar için 12

H.İBRAHİM AKTAN: Yahut gündeminize geldi mi, illa cevap vermek durumunda değilsiniz, bağlayıcı olmaması açısından UĞUR SAÇMACIOĞLU: Kategorilere ayırdık da, yani bize şu an çok soru geldi belli kesimlerden hani lisansımız var ne olacak gibi. Şimdi bizim temel düşüncemiz hakikaten bir sınav yapmak. Ama şu da bir gerçek. 20 yıl çalışmış bir insanın da gidip sınava girmek hem ağrına gider hem de yani bu bir insanın çalışma temposu var, oturmuş bir şeyi vardır, müşterisi vardır, zaman bulması biraz zor olabilir. İlla 10 yılı doldurması gerekmez, KOBİ denetiminde de bir denetçi ya da kamu yararını ilgilendirmeyen büyük bir şirkette de 6 yıllık biri denetçi olabilir. Sonuçta bununla ilgili sınırlamaya çok gitmiyoruz. Kamu yararını ilgilendirenlerde tamam on yıllık o eski sorumlu baş denetçi gibi bir sistem olacak belki ama diğer daha küçük şirketlerde olmayacak. Dolayısıyla lisans belgesi olmayan kişiler için geçiş hükmü düşünülüyor şu an. Ama bilmiyorum sizin de sonradan gelen görüşleriniz doğrultusunda bu esnetilebilir mi. Sonuçta bu daha görüşe açılacak, daha karar alınacak. H.İBRAHİM AKTAN: Sayın Başkan şöyle bir şey söylemişti, ben de o toplantıyı çok dikkatli izledim ve not aldım, geçiş hükümlerine bakacağız. Avrupa da, Amerika da nasıldır bu sistem onları inceleyeceğiz, ondan hareketle bakacağız dedi, yani bir taahhütte bulunmadı, bir deklarasyonda bulunmadı ama Dünyada nasılmış geçiş hükümleri, biz de ona bakacağız dedi. Dolayısıyla oradan hareketle Sayın Başkan şunu da söyledi. Öncelikle kurumun Türkiye olarak gözetim kurumunun yurtdışına akredite olması gerektiğini söylüyor Sayın Başkan. Sonra denetim şirketlerini ve denetçilerin akreditasyonunu öngörüyor kendi ifadesinde. Artı bu denetçiler akredite olduktan sonra burada düzenlenen raporların da yurtdışında artık geçerli olması söz konusu olabilecek. Şimdi siz demin konuşmanızda bizim gibi akredite olursa gidip orada iş yapabilme durumundan bahsettiniz buna eyvallah. Ama bizim buradaki raporlarımızın sonucu, durumu ne olacak düzenlediğimizde. Bu uluslararasında geçerli olabilecek mi, yani bu konulardaki düşünceleriniz nelerdir, lütfederseniz. UĞUR SAÇMACIOĞLU: Uluslararası standartlarda kabul görebilmesi için belli kriterleri sağlaması lazım düzenlenen raporların. H.İBRAHİM AKTAN: Sayın milletvekilimiz TÜRMOB un onursal başkanı burada aramızda. Üstada bir iki söz verelim, ondan sonra her isteyene kısaca soruyu çok fazla uzatmadan söz vereceğim. MUSTAFA ÖZYÜREK: Öncelikle değerli konuşmacıya çok teşekkür ederim, aydınlatıcı bir konuşma yaptı. Dikkatle izledim, öncelikle bürokrasinin hizmetinin % 60 ının kendilerine dönük olduğuna dair bir çalışma vardır. Şimdi işte büro tutuyoruz, eleman alıyoruz, kendi çalışma yönetmeliklerimizi filan yapıyoruz dediğimiz zaman önemli bir hizmeti öncelikle bu kurul kendine veriyor. Ama bu sadece size mahsus değil, genel bir yaklaşımdır. Şimdi birinci mesele şu. Burada Yeminli Mali Müşavir olarak görev yapan arkadaşlarımız eğer serbest kökenden gelmişlerse staja giriş sınavıyla, staja başlama sınavından geçtikten sonra bir yeterlik sınavı veriyorlar, Mali Müşavir oluyorlar. Daha sonra on senelik bir çalışmadan sonra bir sınavdan daha geçerek Yeminli Mali Müşavir oluyorlar ve üç yıl da staj yapmış oluyorlar. Şimdi sizin açıklamalarınızda sanki yeni üniversite mezunlarına dönük düzenleme yapılıyormuş izlenimi bende uyandırdı. Oysa bu insanlar bu mesleği seçmişler, bu meslek 13

kanunla düzenlenmiş, her türlü sınav kanuna dayanılarak yapılmış. E şimdi bunların hepsini yok sayarsak nasıl olacak ve bu görevi de arkadaşlarımız yapıyorlar. Şimdi bu nasıl değerlendirilecek yani bunca giriş sınavları, yeterlik sınavları, yapılmış stajlar yok mu sayılacak. Yani bu çok önemlidir, burada herkesin de merak ettiği nokta budur. Yani TÜRMOB camiasında 3568 sayılı yasaya göre verilmiş sınavlar yok mu sayılacak, yapılmış stajlar yok mu sayılacak, bunlar nasıl değerlendirilecek bu noktada bir cevap verirseniz memnun olurum, tekrar teşekkür ederim. DİNLEYİCİ: Sayın Başkan, değerli arkadaşlarım şimdi anladığım kadarıyla bir kargaşa var, nasıl bir kargaşa var, kanun çıkmış, sizin yeriniz yok, siz düzenleme kurulusunuz, biraz zaman tanıyın, eğitimlere başlayın, millet eğitilsin, kavrasın ondan sonra sınav mı olur, ondan sonra uygulanıyor mu uygulayın. Şimdi Amerika bile 2016 senesinde benim bildiğim kadarıyla uygulayacak, yani niye acele ediyoruz, bilemiyorum. Teşekkür ederim. H.İBRAHİM AKTAN: Evet, UFRS ile ilgili süreci var. Şimdi bir soru var, isterseniz o soruyu ben sorayım, herkesin ortak sorusu diye düşünüyorum. Tek düzen hesap planı çerçevesinde tutulan muhasebe sistemi halen devam edecek mi süreç içerisinde? TFRS mali tablonun tekniği olduğuna göre muhasebe var olan şekliyle tutulacak, çıkarılacak mali tablo, bilanço ve kar zarar tablosu TFRS ye uyarlanacak mıdır, Tabii Ticaret Kanunu böyle söylemiyor da, hani siz nasıl düşünüyorsunuz, öyle bir sorumuz var. İsterseniz soruları tek, tek alalım. UĞUR SAÇMACIOĞLU: Ben cevap verdikçe diğer soruları türetebiliriz hani. Şimdi Avrupa Birliğinde A.B,C diye bir şey yok. Amerika bile 2016 da geçiyor değil mi, kısa bir sürede bunlara geçmek çok zor. Biz kısa bir sürede düzenleme ekibi oluşturmak zorundayız ve A,B,C bir ayrımdan ziyade kolaylık olsun diye meslek mensuplarına. Yani bir KOBİ C belgesi alacak, KOBİ TFRS veya daha basit standartları daha sonra sınava tabi tutulacak. Diğeri bütün Tam Set TFRS den sınava tabi tutulacak. Örnek veriyorum, A yı yapacak bütün denetim standartları 770 sayfa ve ekleri de var. Gelelim daha basitleştirilmiş denetim standartlarına, şimdi biz herkese 770 sayfayı sorsak, herkese Tam Set sorsak denetçi çıkmaz. Bizim KOBİ leri denetleyecek bir ekibe ihtiyaç var. Hani bilmiyoruz belki buradakiler olmaz da, dışarıdaki bir meslek mensubu ben KOBİ denetimini sürdürmek istiyorum, Tam-Set sınavlarına niye beni çalıştırtıyorsunuz, niye beni ondan sınava sokuyorsunuz diyecek. Yani tamamen meslek mensubuna kolaylık olsun, onlara yardımcı olsun diye böyle bir şey düşünüyoruz. Yani demek ki sizin burada görüşleriniz niye olmayacağı, nasıl olmayacağı söylenir, ha böyle de kaygılar var meslekte bunu da göz önünde bulundurabiliriz. Ama bizim geçiş sürecimiz yok, keşke herkes dörtdörtlük hani her şeyi bilen denetçi olsa. Avrupa Birliğinde böyle bir şey yapmamışlar. Ama Avrupa Birliği nde şöyle bir şey var, burada bir kültür oturmuş, üstlenemeyeceğin, yapamayacağın bir denetimi, üstesinden gelemeyeceğin bir denetimi üstlenme diye bir kural var. Denetim standartlarında önemli bir kural, yani burada o adam onu üstlenmiyor zaten, bunu ben yaparım diye üstüne almıyor. Ama biz de genelde böyle işlemediği için H.İBRAHİM AKTAN: Şunu tüm samimiyetimle söylüyorum ben 25 senedir bu işi fiilen uyguluyorum, uluslararası şirketler dâhil. Bu tür şeyler Sayın meslektaşım belli adreslere gönderilebilir UĞUR SAÇMACIOĞLU: Şimdi şöyle bir durum var, sınıflandırma yok dedik yurt dışında ama Amerika da var. PCAOB dedikleri örnek verdik, bunlar halka açık şirketlerin denetimini 14

yapacakları seçiyor. PCAOB tan yetkilendirilmemiş olanlar halka açık olmayan şirketlerin denetimini yapabiliyor. Avrupa da hep kamu yararını ilgilendirenlere doğru bir kayma başladı. Onun dışındakiler daha az düzenleme, kamu yararını ilgilendiren denetçiler için ise daha fazla düzenlemeler var. Şeffaflık raporu getiriyorlar, şunu getiriyor, bunu getiriyor ağırlaştırıyorlar. Bir ayrım mutlaka oluyor, önemli çünkü kamu yararını ilgilendiren şirketlerin önemli olduğu için. Bir de bizim geçiş süremiz kısıtlı olduğu için böyle bir şeye başvurduk. Adres gösteriliyor kaygısı var, bunu konuştuk sanırım. H.İBRAHİM AKTAN: Yani bu şirketleri siz denetlemeyi mi düşünüyorsunuz. Yani kaydı olmayan ticaret sicilinde belki vardır ama yok böyle bir şey. UĞUR SAÇMACIOĞLU: Ben bunların 400 e düştüğünü düşünüyorum. 400 de çok büyük bir rakam. YILMAZ BÜKE: Ben burada bir soru sormak istiyorum Sayın Başkan. Az önce dediniz ki 400 e düşürmeye çalışıyoruz, yani varsayıma dayalı konuşuyoruz. Yani bu kurulun elinde ne kadar bir materyal var, denetleyeceği ne kadar şirket var, bu şirketlerin A sına ne kadarı giriyor, B sine ne kadarı giriyor, C sine ne kadar giriyor. Bu tür bir doküman, analiz var mı? Bunları paylaşır mısınız bizimle. Şimdi şunun için soruyorum bu soruyu, mevcut gerek belgeli gerekse belgesiz, yani denetici olabilecek vasıflı olan veya bu durumda olan sayısal miktar nedir elinizde bir rakam var mı? Yani şu anda ne kadar denetici var ve ne kadar şirket denetlenebilir. UĞUR SAÇMACIOĞLU: E tabii, rakamlarımız var da. Tabii biz planları yaparken ona göre yapacağız planı. 2500 tane belgeli var. Bir kısmı da SMMM, YMM belgesi olmayanlar da var. YILMAZ BÜKE: 2500 kişi ne kadar şirket denetleyebilir? Ne kadar denetçi lazım ve bu denetici ne kadar sürede yetişebilir? Biz sizin dediğinize göre madem bugün mevcut denetçi vasfında olan nitelikli olan kişilerin sınavsız kabul edilmediğine göre siz hangi uygulamayla bugünkü bilgi birikimi olan kişileri bir yana koyarak denetimi gerçekleştireceksiniz. Gerçekten çok önemli. Bunların analizleri varsa, bunları paylaşırsanız memnun olurum. UĞUR SAÇMACIOĞLU: Şu kısmı açık olmamış galiba konunun. Yani lisans belgesi geçiş döneminde olacak ve geçiş hükmünde sınav olmadan, hiçbir belge olmadan mevcut YMM ve SMMM lere de zaten denetim yaptıracağız biz. Mecburuz yani. Ama nasıl yaptıracağız, hani belli bir yıl tecrübesi olana belki. 10 yıllık SMMM ler zaten sağlar çoğunluğu. 2 yıl, 3 yıl sonra belki lisans yenileme eğitimine katılmak suretiyle belki de sınava girmek suretiyle, bu kararlaştırılmadığı için bir şey diyemiyorum, yani bana kalsa ben şahsen de sınav yapmayı düşünmüyorum. Öyle bir şey demiyorum ama sizi de anlıyorum. Ama diğer taraftan kurumun gözetmesi gereken dengeler var, kalite sağlama şeyi var. Biz mümkün mertebe çabuk şekilde bilimsel veri ve raporlarla küçük şirketler için yeni bir SMMM, YMM raporuyla murakıp raporlarına benzer bir raporla halletmeyi düşünüyoruz. Geçici hükümler şu anda çok tartışılan konulardır. A.MASİS YONTAN: Sayın Başkan çok teşekkür ediyorum, Sayın Uğur üstadım hoş geldiniz. İnşallah yüzünüz hep güler. Kurulun da yüzü güler ve hep güleç şeyler yaparsınız. Şimdi 98.000 anonim şirket, 734.000 limitet şirket var. Bir hesaba göre 324.000 şirket gayri faaldir. Gümrük ve Ticaret Bakanlığı ile Maliye Bakanlığı görüşmeler yapıyor, bu 324.000 şirketin 15

tasfiyesi gündemde. Öbür tarafta işte Yeminli Mali Müşavirler, Mali Müşavirlerin sayısı 88.000. Tabii hepsi Mali Müşavir değil. 2500 tane denetçimiz var, bunun 700 ü mali müşavirdir, meslek mensubudur. Diğer kalanı meslek mensubu olmadan onlar bağımsız denetim yetkisi alanlardır. Biraz önce gündeme gelen de oydu. Bunların müktesep hakları olacak mı olmayacak mı? Şimdi siz bir gözetim kurulusunuz, Dünyanın hiçbir yerinde gözetim kurulu, standartlar koymaz, görevi gözetimdir. Standartları meslek odaları, meslek birlikleri yapar, onlar koyar, gözetim kurumu gözetimi yapar. Fakat ne yazık ki sevgili üstadım siz hem kuralları koyuyorsunuz, hem standartları koyuyorsunuz, hem gözetime talipsiniz, öncelikle bu konuda anlaşalım sizinle. Şimdi tabii ki Uğur üstadın üstüne gitmeyelim, tabii ki o da burada görüş alıyor ve TÜRMOB da Gözetim Kuruluyla ilişki içinde hep görüşmeler yapılıyor. Sayın Seyit Ahmet BAŞ Başkan la da görüşülüyor. Mutlaka aklın önerdiği gerçekten ortak bir yol bulacağız, o kadar da kötümser olmayın. Şimdi standartta denetim kalitesi olur ama denetçinin kalitesi olmaz. Meslek yasası çıktığı zaman mali müşavirin kalitesi, yeminli müşavirin kalitesi, hepimiz insanız, hatamız da olacak, doğrumuz da olacak. Ha mesleğin kalitesi, evet denetimin kalitesi, bu husus ortak bir şekilde oturulur, tespit edilir. Şimdi meslek eğitimi ile ilgili Onursal genel başkan söyledi; ben önce serbest muhasebeciydim, sonra mali müşavir oldum, sonra yeminli mali müşavir oldum. Şimdi bana diyorsunuz ki, valla bu kadar çalıştın, yeminli müşavir de oldun ama kusura bakma sizi tekrar sınava alacağım. Bakın açık ve net söylüyorum siz sınav getirirseniz buradaki bütün yeminli mali müşavirler yürürler, bakın yürürüz de, bunu söyleyeyim. Dünyanın hiçbir yerinde eğitimle kimse denetçi olmamıştır. Denetim bilgi birikiminin yanında deneyim olacak, çalışma olacak. Yani siz istediğiniz kadar gelin burada eğitim alın, eğitimle hiç kimse tam bir denetim raporu düzenleyemez. Bu çıraklık, ustalık ilişkisidir, aynı zamanda bilgi birikimidir. Biraz önce çok güzel söylediniz, hukuk bileceksiniz, muhasebe bileceksiniz, denetim bileceksiniz, sosyal güvenliği bileceksiniz. Şimdi bakın Gümrük Yasası değişiyor, tek pencere diye geliyor bakın. Biliyor musunuz, gümrük beyannamelerinde yirmi bin çeşit şey vardır, yasa, yönetmelik vardır. Belgeler 330 taneymiş, ben de yeni öğrendim. Şimdi tek pencere geliyor TTK dan sonra. Dolayısıyla bütün bunlarda anlaşacağız, onun için. Lisans belgesi Şimdi o konuda da şey, şimdi her şey konuşuluyor, efendim geçişler aşamalı olsun, önce büyüklere sonra küçüklere. Bakın saygıdeğer meslektaşlarım böyle bir geçiş olursa hepimiz işsiz kalırız, neden dört büyükler, altı büyükler habire eleman aldılar, habire işleri kapıyorlar. Dolayısıyla önümüzde bir sene sonra, iki sene sonra piyasaya girdiğiniz zaman arkamıza bakacağız, vallahi yapacak işimiz kalmayacak. Onun için tutup da böyle aşamalı geçişler falan değil, bu işe ya birden geçilir yahut da geçilmez. Şimdi bağımsız denetçilerin kriterini getirdiniz, sınavlı, sınavsız, yenileme eğitimi. Biz meslek içi eğitimlerden her zaman yanayız, ben de yanayım, meslek içi eğitime sonuna kadar evet. Bakın şu anda TÜRMOB bütün Türkiye de 7 saat TTK yı yaptı, çoğumuz girdik değil mi, 14 saat KOBİ TFRS ye girdik, şimdi 42 saat denetim standartları artı 36 saatte uzaktan eğitime gireceğiz. Şimdi bu eğitim çalışmalarını kabul edecek misiniz, etmeyecek misiniz? Size net bir soru. Şimdi bunu düzenleyenler, yapanlar hepimizin hocalarıdır. Başkan çok konuştum, çok teşekkür ediyorum, öbür tarafta hepinize sağlık diliyorum, mutluluk diliyorum. ARİF AYTULUN: Hoş geldiniz Sayın Başkan, şimdi siz denetimi sınırlıyorsunuz, KOBİ ler için ayrı bir denetim. Biliyorsunuz İngilizlerin sözüyle denetim denetimdir. Siz bunu sınırladığınız 16

zaman mesleğe büyük bir darbe vurursunuz, yani ufak muhasebeci, büyük muhasebeci. Sayın Başkanın da dediği gibi bu bir kere çok yanlış bir şey, çünkü denetim standartlarını, efendim KOBİ lerde şunları, şunları uygula dediğiniz zaman zaten biz o KOBİ standartlarını okuyoruz orada denetim esası nedir, büyük bir bölümü, kanıttır. Kanıt da bir ufak şirket için on tane bulursunuz, yeter. Büyük şirkette yüz tane bulursunuz odur. Yani siz bizi sakın şey yapmayın, sizin söylemlerinizden ben şunu anlıyorum, biz uluslararası alana açılmıyoruz, biz SPK ya göre gitmeye çalışıyoruz. Siz belki geldiğiniz kurum nedeniyle bunu benimseyebilirsiniz ama meslek buna gitmiyor. Buna lütfen şey yapalım. UĞUR SAÇMACIOĞLU: Açıklayabilir misiniz, anlamadım demek istediğinizi. ARİF AYTULUN: Sizin bütün söyledikleriniz, tarif ettikleriniz SPK belgesi. 2009 da devreye giren SPK daki denetim standartları ile ilgili açıklık projesini daha şu an uygulamıyor. Sınava girenler daha bununla ilgili bir şey bilmiyorlar. Yani 265 No lu denetim standartları daha yok sizde, ama bu bizde yapılıyor. 1 Ocak ta başlayacağız daha denetim standartları kitabı yok, ama eğitimini veriyoruz. Oradan buradan, fotokopilerle bunları yapıyoruz ama siz kısıtlayacağım diyorsunuz, ama bakın bu zaten standardın içinde var Sayın Başkanım. Siz ICQ 1 i okuduğunuz zaman bir denetim firmasının neler yapacağı var. Siz tabii KOBİ veya küçük şirketi esas alınca büyük şirketteki gibi bir yapılanma yapmayacaksınız. E bunun bilincinde buradaki tüm arkadaşlarımız da. Siz şimdi şunu demek istiyorsunuz bize, sen kardeşim üç kişiyle çalışıyorsun büyük şirketi alacaksın, sen buna bakamazsın diye, dikkat ederseniz siz böyle bir cümle de sarf ettiniz. Avrupa da bunu yapmıyorlar ama Türkiye de yapabilirler dediniz. Ama bakın siz buradaki tüm haziruna tüm buradaki en az 15 senelik değil mi Başkan aşağı, yukarı. 25, 30 senelik üstatlarımız da var. Ya bizi hakikaten tanımıyorsunuz ya da SPK yı. Sayın SPK Başkanı söylediği için burada söylüyorum SPK daki şirketlerin denetiminin % 60 ını bir firma yapıyor. İsmini siz de biliyorsunuz. E şimdi siz başkanın dediği gibi iş buraya doğru yönelirse o zaman bizler denetçi oluruz ama taşeron denetçi oluruz. Yani büyük şirketlere taşeron düşeriz. Teşekkür ederim. SABRİ TÜMER: Sayın Başkan ben özellikle Uğur Bey den, sayın onursal genel başkanımızın sormuş olduğu çok önemli soru vardı, o soruyu tam cevabını veremedi, onu rica ediyorum. Sıra gelmedi mi ona, ben tekrar edeyim. Şimdi bir Yeminli Mali Müşavir olabilmek için 10 yıl Serbest Muhasebeci Mali Müşavir olarak çalışmak lazım ve geçiş dâhil, staj dâhil bütün bu denemelerden geçiyor ve imtihana giriyor. Yeminli Mali Müşavir olarak ve şu an İstanbul da 17.000 tam tasdik yapılıyor ve bu Türkiye genelinde de 30.000 e yakın ve bu yapılan tam tasdikten birçok kurum istifade ediyor. SPK dâhil, birçok kurum istifade ediyor. Şimdi bu arkadaşlarımızı 660 sayılı Kanun hükmünde Kararname ile ne düşünüyorsunuz, müktesep hak olarak, nasıl bir çerçeve içine oturtuyorsunuz, Türkiye genelinde 3900 Yeminli Mali Müşavir var. 3900 Yeminli Mali Müşavirin 2200 ü bizzat çalışıyor. Biraz önceki 30000 tam tasdiki yapan kişiler. Bunun hemen, hemen %70 i devletten gelen, büyük hizmetler görmüş Hesap Uzmanı, Maliye Müfettişi, Gelirler Kontrolörü ve diğer gruplardan gelen arkadaşlarımız. Bu arkadaşlarımızla, meslektaşlarımızla çeşitli yetenek testlerinden ve imtihanlarından geçerek buraya gelmişlerdir. Şimdi bunun yanında yine Serbest Muhasebeci Mali Müşavir arkadaşlarımız var, belli bir sene 15 yıl, 10 yıl esas koyularak bu arkadaşlarımıza müktesep hak verilmezse yarına dönük Türkiye de çok büyük kargaşa olur. Tüm bu denetim şirketlerini dörtlere teslim edersiniz. Bu arkadaşlarımızın birçoğu da biraz önce Arif arkadaşımın da dediği gibi taşeron, yani onların altında çalışan bir birim haline dönüşür. Şimdi sayın kurul üyemiz! 17

568 sayılı yasa çıktığında Türkiye de bir devrim yaşandı ve bu devrimin içerisinde üç tane geçici madde vardı. 1.3.1989 tarihi itibariyle yazıhanesi olan her kişi okur, yazar olmasa dahi Serbest Muhasebeci Mali Müşavir oldu. İkinci madde 5 yılını doldurmuş ve bizzat işyeri olan mükellefiyet tesis edilmiş kişiler Serbest Muhasebeci Mali Müşavir oldu, lisans seviyesinde mezun olma kaydı ile. Üçüncü geçici madde de 10 yıl Serbest Muhasebeci Mali Müşavir olmuş, 8 yıl denetim biriminde çalışmış ve serbestten gelen 10 yıl içerisinde son 3 yıl içerisinde 30 Milyar TL lik bilançoların tasdikini yapmış veyahut da şöyle söyleyeyim müşavirliğini yapmış olduğunu belgelerle ispat etmiş olan kişilerin tümü Yeminli Mali Müşavir oldu. Bakın dikkat edin Türkiye geçiş anında ve çok önemli maddelerdi. Çok önemli kişileri meslek mensubu yaptı. Bunların hepsi çok güzel Yeminli Mali Müşavir, çok güzel Serbest Mali Müşavir miydi, değil. Ama zaman içerisinde selekte olarak belirli bir kaymak tabakası ortaya çıktı ve Türkiye bundan istifade etmektedir. Benim özellikle üzerinde durduğum, Kamu Gözetimi Kurumunun özellikle SMMM lerde, YMM lerde, bu mevkilerde bulunan arkadaşlarımıza mutlaka müktesep hak verilmeli, geleceğe dönük sınav mı olur, nasıl olur orasını bilemem. Ben bu duygularımı özellikle belirtmek istiyorum. Sayın Genel Başkanım zannediyorum sizin de aynı duygularınızdı, teşekkür ediyorum. DİNLEYİCİ: Benim ki çok kısa olacak, önce özür diliyorum, yanlış anlaşılmasın. Şimdi Sayın Başkanımız şöyle bir şey anlattı, 2500 kişi lisans almış SPK dan, bunun da büyük bir kısmı SMMM, YMM değil. Bunlara bağımsız denetim hakkı nasıl verilecek. UĞUR SAÇMACIOĞLU: SMM veya YMM olmaları halinde. DİNLEYİCİ: Ben şöyle diyorum bizim Yeminli Mali Müşavirler Odası olarak, bir meslek mensubu olarak, Sayın Milletvekili ve Sayın Başkan Yardımcımız az evvel anlattılar, biz acaba o seviyede değil miyiz diye düşünüyorum, ben bu soruyu sormak istiyorum. ASLAN COŞKUN: Evet Sayın Başkan, değerli arkadaşlar hepinizi saygıyla selamlıyorum ve bugünkü konuşmacımıza da özellikle teşekkür ediyorum. Resim bence yavaş, yavaş netleşmeye başladı. Şimdi burada sekizinci direktif temel alınıyor, ama sekizinci direktifte özellikle sınav konusunda birçok istisna var, o istisnalar hiç gündeme gelmedi. Sınavsız hakkı da var sekizinci direktifte. Hatta o branştan üniversite sınavlarını dahi sınav olarak kabul ediyor sekizinci direktif. Bir kere bunu mutlaka göz önüne almak lazım. Hatta sekizinci direktifte üniversite mezunu olma şartı bile yok. Bazı istisnalar konuyor buna. Onun dışında sekizinci direktifte birinci derece, ikinci derece, üçüncü derece denetçi diye bir şey yok. Şimdi siz PCAOB yi örnek verdiniz, PCAOB bir kere sınav koymuyor, sınav diye bir şey yok PCAOB de. Onun dışında sekizinci direktifte birinci derece, ikinci derece, üçüncü derece denetçi diye bir şey yok. Akredite olmak için sadece belirli bir takım kriterleri dolduruyorsunuz, o sizi yetkilendiriyor sonra da kalite kontrol olarak bakıyor, eğer kaliteyi dolduruyorsanız devam ettiriyor. Yurt dışında akredite olmanın ne anlama geldiğini ben anlayamadım bir türlü, çünkü yurt dışında akredite olmak bizim gidip yurt dışında denetim yapmamızsa, bunun bence fazla bir anlamı yok. Çünkü ne bizim yurt dışında denetim yapmamız bence söz konusudur ne de dışarıdaki bir takım denetçilerin gelerek Türkiye de denetim yapması söz konusu, onun kriterleri ayrıdır bence. Ama akredite olmak bizim burada imzaladığımız denetim raporlarının yurtdışında kabul görmesi ise, e ben 30 yıldan fazladır imzalıyorum, kabul görüyor 18

yurtdışında. Hiç kimse sen akredite misin, değil misin diye sormuyor bana. Dolayısıyla orada da ben bir sorun olduğunu zannetmiyorum. Ama eğer konu bir sınav koymak sureti ile zaten herkes bir sınav koymuş bir de biz koyalım, bizim gücümüzü ortaya koyalım diye bir düşünce varsa benim buna diyeceğim hiçbir şey yok. Teşekkür ederim. KEMALETTİN KOÇ: Sayın Başkan, Sayın Kamu Gözetimi Muhasebe ve Denetim Standartları Yönetim Kurulu üyesi. Sayın arkadaşlar, yeni Ticaret Kanununun 400. maddesindeki denetçi ancak bir bağımsız denetim kuruluşu olabilir cümlesini aynen mevzuatlarına alan bazı merkezi yönetim birimleri var. Bunlardan üç tane önemli gördüğüm birim, İç İşleri Bakanlığı Dernekler Daire Başkanlığı, Vakıflar Genel Müdürlüğü, bir de KOSGEB, bunların internet sitelerinde şimdi şöyle, dernekler.gov.tr de örnek dernek tüzüğünün derneğin iç denetimini düzenleyen 17. Maddesi var, onu müsaadenizle kısaca hemen okumak istiyorum. Derneğin iç denetimi; madde 17; dernekte genel kurul, denetim kurulu veya yönetim kurulu tarafından iç denetim yapılabileceği gibi bağımsız denetim kuruluşlarına da denetim yaptırılabilir. Genel kurul, yönetim kurulu veya bağımsız denetim kuruluşlarınca denetim yapılmış olması denetim kurulunun yükümlülüğünü ortadan kaldırmaz. Denetim kurulu tarafından en geç yılda bir defa derneğin denetimi gerçekleştirilir. Genel kurul veya yönetim kurulu gerek görülen hallerde denetim yapabilir veya bağımsız denetim kuruluşlarına denetim yaptırabilir. Bütün dernekler bu emre uyarak tüzüklerini yukarıdaki şekilde değiştirmişlerdir. Vakıflar Genel Müdürlüğü internet sitesinde de, Vakıflar Yönetmeliğinde aynen bu şekilde, bakınız orada da şöyle; Vakıf senetlerinde madde 43, vakıf senetlerinde denetim organına yer veren vakıflarda iç denetim bizzat bu organlar eliyle yapılabileceği gibi bağımsız denetim kuruluşlarına da yaptırılabilir. Uluslararası Muhasebeciler Federasyonunun yayınlarına baktım ben, orada denetimin bir kişi tarafından sadece bir kişi tarafından yapılabileceği gibi ortaklık veya şirketler tarafından da yapılabileceği belirtilmiştir. Şimdi burada, Türkiye de unvanında bağımsız denetim kuruluşu bulunan bazı kuruluşlar, bağımsız denetim kuruluşu denetimi yapacak. O zaman mesela tek olarak faaliyette bulunan şahıs firması şeklindeki bir Yeminli Mali Müşavir bu kapsamda kabul görmüyor demektir. Ve bu kamu idareleri tarafından empoze ediliyor, bağımsız denetim kuruluşunu seç diye. Bu uluslararası uygulamalara aykırı. Ayrıca yeni Türk Ticaret Kanununda 397 406. maddeler 3568 sayılı kanunla bağdaşmıyor. Yani 3568 sayılı kanun özel bir kanundur. Hukukta şöyle bir kural var bildiğiniz üzere. Özel hüküm genel hükme tercih edilir, önce gelir. Şimdi zaten bu kanunu yapanların bu denetim kısmına, 3568 sayılı kanun hükümleri uygulanır denmesi gerekirken, denetimi bir yönetmelikteki gibi çok ayrıntılı şekilde düzenlemişler ve 3568 e ve uluslararası uygulamalara aykırı olarak düzenlemişler. Sizden bir Yeminli Mali Müşavir olarak beklentim 397-400 ün çıkarılması konusunda çaba göstermek. Bir de bu Dernekler Daire Başkanlığı, Vakıflar Genel Müdürlüğü ve KOSGEB nezdinde, mevzuatlarındaki uluslararası uygulamalara aykırı düzenlemelerin kaldırılması yönünde girişimde bulunmanızı istirham ediyorum. Teşekkür ederim. UĞUR SAÇMACIOĞLU: En kritik soruya geleyim, Sayın Milletvekilimizin, üyemizin de hatırlattığı bir soru. TÜRMOB sınavı yok mu sayılacak. Çok haklısınız, o ufak kaygıyı biz de taşıyoruz. Sekizinci direktifin istisnaları var, bunlardan bir iki grup istisna, sınavla ilgili istisna. Bir de eğitim ve stajla ilgili istisnalar var. Meslekte geçen süreyle elde edilen bilgi ve tecrübe denilen ona yakın başlığı var ki yedi yıldır bu işi yapan insan, yani kendisine muhasebe, finans alanında tecrübe kazandıracağı mesleki bir faaliyetle uğraşan bir insan bu kapsama girebilir 19

diyor. Kamuda geçen, yani bu denetimle kamuda geçen yıllar da girebilir, buna ek YMM lik de girebilir tabi. Bu mesleği on yıldır yapan bir insan mesleki teorik eğitimden muaf tutulabilir. 15 yıldır yapan bir insan da hem stajdan, hem pratik eğitimden, hem teorik eğitimden muaf tutulabilir diyor. Hatta dört yıllık bu konuyla ilgili üniversite eğitimi aldıysa o sürenin hesaplamasını da düşebilirsin ama en fazla 4 yıl düşülür diyor. Mesela o zaman üniversite mezunu bir kişi 11 yıldır bu mesleği icra ediyorsa ne staj, ne eğitim bunlara girmek zorunda değil. Bir de sınavla ilgili sayın üyemizin çok güzel belirttiği, mevzuata da çok hâkim olduğu belli oluyor. Sınavla ilgili de istisnalar var. Ama burada şey diyor yani, üye ülkede kabul görmüş bir sınav, bir üniversite ve dengi sınav, kabul görmüş üniversite dengi sınavında o konuyu almışsa başarılı olmuşsa yeterlilik sınavının o konusunda muaf tutulabilir. Orada ikili bir ayrım var, pratik eğitimi sınayan sorular var onların sınavlarında bir de terfi etme sınavları var. Diyor ki şu kadar staj yapmış, çalışmış, şu eğitimleri tamamlamış kişiler sınavın pratik eğitimi sınayan sorularından da muaf olabilir, o konuyla ilgili, yani böyle istisnaları da var. Bu noktada bizim oturup şeye karar vermemiz lazım ki bunlar daha konuşulmadığı için söylemedim, bu bizim yurtiçindeki hangi üniversitenin sınavı, hangi odanın, hangi sınavı kabul edilecek, hangisi bizim yapacağımız sınavda istisnaya dâhil olacak. E ne yapmamız lazım, o sınavların içeriğini incelememiz lazım. Yapmayı düşündüğümüz sınav kapsamında bunları bilmek lazım. Yani bunlar daha konuşulacak şeyler ki zaten ben notu aldım, hakikaten bu önemli. Piyasanın belli şirketlerde yoğunlaşması da, hani rekabeti de olumsuz etkileyeceği için bu açıdan da önemli. Bunları mutlaka tartışacağız biz zaten, o konuda içiniz rahat olsun, zaten biz Başkanımız adına geldik, sizi en iyi o anlıyordur. Dolayısıyla TÜRMOB sınavı ne kadar yansıtılacak sınavlarıa, ona bakacağız, konuşacağız. 2013 de UFRS giriyor Çok kısa bir süre, yani ne kadar hazırız, burada hepimiz bu kaygıyı paylaşıyoruz, zaten böyle olduğu için sıkışmışız. Biz de isteriz ki 2015 2016 da yürürlüğe girsin, keşke öyle girseydi. Yani onlarla bizim yapabileceğimiz bir şey yok, TTK da en azından bir değişiklik yapılacaksa belki orada değişiklik olması gerekir diye düşünüyorum. H.İBRAHİM AKTAN: Şöyle bir görüşünüz var mıdır, onu sanki ifade ettiniz, Başkan da onu bir ara ifade etmişti, 700 küsur bin limitet şirket var. Yani Başkan bunu birkaç sefer de söyledi. Rakamlar resmi olarak değil, yani onun ben altını çizerim yanlış anlaşılmasın, yani bir limitet şirketin sahibi bile yok, ortağı zaten bir vak a. Bunun ne denetimi olur, ne UFRS si olur, yani böyle bir görüşü siz hakikaten bir elemeye tabi tutarsanız ve bunu da parlamentoya bu kriterleri de koyarak götürürseniz belki bir sonuç alırsınız. Ama aksi takdirde iş çığırından çıkabilir. Mesela şunu hep merak ediyoruz. Avrupa da herhangi bir ülkede, yani Almanya, Fransa vs. hariç kaç bin tane şirket var ve bunların hangileri ne kadarı bizim şu anlamdaki zorunlu statüye tabi. Belki sizin bir şansınız var, araştırırsınız, yani ondan sonra ancak biz kendimizi iyi değerlendirme, test etme, imkânına sahip oluruz. Yoksa 800 bin tane şirketi ortaya koyarsanız son derece sıkıntıya girersiniz. İkişer ortağı olsa 1.600.000, anonim şirketleri koy 2 milyon, 2 milyon kişiyi hapse atmanız lazım. Yani kanun yapılırken önümüzü görmemiz lazım, neyi yapacağız, nasıl gideceğiz, yol haritamızı belirlememiz lazım diye düşünüyoruz. UĞUR SAÇMACIOĞLU: Çok haklısınız, sayının çok fazla olması bir handikap. Hem bugünlerde TTK nın 397 406 arası denetimle ilgili gerekçelerine bakayım dedim, gerekçeler dahi küçük şirketlere denetim yok diyor yani, sayı olarak tabii bunun kesinlikle araştırılması lazım. Zannediyorum ki TTK yürürlüğe girmesine kadar gözden geçirililecek, bu göz önünde 20