... DUNYADA VE TURKIVE'DE EVDE ÇALIŞMA VE EVE IŞ VERME. Prof. Dr. Öner EVRENCi i.t.ü. işletme Fakültesi Yrd. Doç. Dr.

Benzer belgeler
BİRİNCİ BÖLÜM... 1 KAYIT DIŞI İSTİHDAM... 1 I. KAYIT DIŞI EKONOMİ...

EKONOMİK GELİŞMELER Temmuz

EKONOMİK GELİŞMELER Ekim

TÜRKİYE İŞSİZLİKTE EN KÖTÜ DÖRT ÜLKE ARASINDA

EKONOMİK GELİŞMELER Kasım

EKONOMİK GELİŞMELER Haziran

Türkiye de Kadın İstihdam Sorununa Çözümler LİZBON SÜRECİ ve KADIN GİRİŞİMCİLİĞİ

EKONOMİK GELİŞMELER Ocak

SERAMİK SANAYİİ. Hazırlayan Birsen YILMAZ T.C. Başbakanlık Dış Ticaret Müsteşarlığı İhracatı Geliştirme Etüd Merkezi

TÜRKİYE DE KADIN İŞÇİ GERÇEĞİ: DAHA FAZLA AYRIMCILIK, DÜŞÜK ÜCRET, GÜVENCESİZ İSTİHDAM

KAYITDIŞI ĐSTĐHDAMLA MÜCADELE

ALMANYA DA 2012 MAYIS AYI İTİBARİYLE ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK ALANINDA MEYDANA GELEN ÖNEMLİ GELİŞMELER. 1. İstihdam Piyasası

İşsizlik ve İstihdam Raporu-Ağustos 2016

REEL İŞÇİLİK MALİYETİ ARTIŞI 2012'DEN BERİ HIZLANARAK SÜRÜYOR

EKONOMİK GELİŞMELER Ağustos

SOSYAL GÜVENLİK KURUMU

Türkiye, OECD üyesi ülkeler arasında çalışanların en az boş zamana sahip olduğu ülke!

SOSYAL POLİTİKA II KISA ÖZET KOLAYAOF

5. İşçi fazlasını, işveren fazlasını ve iş fazlasını şekil yardımıyla gösteriniz.

EVLET PLANLAMA ÖRGÜTÜ EKİM 2011 HANEHALKI İŞGÜCÜ ANKETİ SONUÇLARI

ALAN ARAŞTIRMASI II. Oda Raporu

EVLET PLANLAMA ÖRGÜTÜ EKİM 2006 HANEHALKI İŞGÜCÜ ANKETİ SONUÇLARI

ENGELLİLERE YÖNELİK SOSYAL POLİTİKALAR

EVLET PLANLAMA ÖRGÜTÜ EKİM 2007 HANEHALKI İŞGÜCÜ ANKETİ SONUÇLARI

İşgücü Piyasasında Gelişmeler: Döneminde Kadınlar ve Erkeklerin İstihdamı ve İşsizliği Ne Yönde Değişti? 1

EKONOMİK GELİŞMELER Kasım

EKONOMİK GELİŞMELER Eylül

ÇALIŞMA EKONOMİSİ II

Beyin Gücünden Beyin Göçüne...

ÇALIŞMA HAYATINDA KADINLAR: DAHA ÇOK ÇALIŞIYOR, DAHA AZ KAZANIYOR

EVLET PLANLAMA ÖRGÜTÜ EKİM 2005 HANEHALKI İŞGÜCÜ ANKETİ

EVLET PLANLAMA ÖRGÜTÜ EKİM 2012 HANEHALKI İŞGÜCÜ ANKETİ SONUÇLARI

EKONOMİK GELİŞMELER Mayıs

EVLET PLANLAMA ÖRGÜTÜ EKİM 2008 HANEHALKI İŞGÜCÜ ANKETİ SONUÇLARI

CAM SANAYİİ. Hazırlayan Birsen YILMAZ T.C. Başbakanlık Dış Ticaret Müsteşarlığı İhracatı Geliştirme Etüd Merkezi

EVLET PLANLAMA ÖRGÜTÜ EKİM 2017 HANEHALKI İŞGÜCÜ ANKETİ SONUÇLARI

EVLET PLANLAMA ÖRGÜTÜ EKİM 2015 HANEHALKI İŞGÜCÜ ANKETİ SONUÇLARI

Dünya da ve Türkiye de İş Sağlığı ve Güvenliği

İŞSİZLİK VE İSTİHDAM RAPORU- EYLÜL 2018 İŞSİZLİK TIRMANIYOR. Gerçek İşsiz Sayısı 6 Milyon. İşsiz Sayısı Bir Yılda 192 Bin Arttı

Araştırma Notu 16/191

EKONOMİK GELİŞMELER Ekim

İÇERİK. Hakkımızda Ekibimiz Sunduğumuz Hizmetler Değer Önerilerimiz Hizmet Süreci Referanslarımız İletişim

EVLET PLANLAMA ÖRGÜTÜ EKİM 2016 HANEHALKI İŞGÜCÜ ANKETİ SONUÇLARI

EVLET PLANLAMA ÖRGÜTÜ EKİM 2010 HANEHALKI İŞGÜCÜ ANKETİ SONUÇLARI

Araştırma Notu 17/212

EVLET PLANLAMA ÖRGÜTÜ 2006 NÜFUS VE KONUT SAYIM SONUÇLARINA GÖRE REVİZE EDİLMİŞ EKİM 2004 HANEHALKI İŞGÜCÜ ANKETİ SONUÇLARI.

İŞSİZLİKTE TIRMANIŞ SÜRÜYOR!

KRİZ İŞSİZ BIRAKIYOR

EVLET PLANLAMA ÖRGÜTÜ EKİM 2014 HANEHALKI İŞGÜCÜ ANKETİ SONUÇLARI

GÜMÜŞHANE DE İŞKOLLARI BAZINDA İSTİHDAM SORUNLARI GÜMÜŞHANE TİCARET VE SANAYİ ODASI SUNUMU

EVLET PLANLAMA ÖRGÜTÜ EKİM 2009 HANEHALKI İŞGÜCÜ ANKETİ SONUÇLARI

TEKSTİL MAKİNALARI. Hazırlayan Hasan KÖSE T.C. Başbakanlık Dış Ticaret Müsteşarlığı İhracatı Geliştirme Etüd Merkezi

EVLET PLANLAMA ÖRGÜTÜ EKİM 2013 HANEHALKI İŞGÜCÜ ANKETİ SONUÇLARI

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ

Ayakkabı Sektör Profili

Araştırma Notu 18/229

İşsizlik ve İstihdam Raporu-Aralık 2017 İŞSİZLİK VE İSTİHDAM RAPORU- AĞUSTOS 2018 MEVSİM ETKİLERİNDEN ARINDIRILMIŞ İŞSİZLİK ARTTI, İSTİHDAM DÜŞTÜ

İŞSİZLİK VE İSTİHDAM RAPORU

TÜRKİYE İŞ KURUMU. İşbaşı Eğitim Programı İşverenlere Yönelik Bilgilendirme Sunumu

(Türkiye Sözleşmeyi 18 Ekim 1961 tarihinde imzalamış ve 16 Haziran 1989 tarihinde onaylamıştır.)

Ekonomik Rapor Kaynak: TÜİK. Grafik 92. Yıllara göre Doğuşta Beklenen Yaşam Süresi. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği /


HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2017 TEMMUZ AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU. İTKİB Genel Sekreterliği Hazırgiyim ve Konfeksiyon Ar-Ge Şubesi.

Bu bağlamda, sigorta primine tabi olan kazançlardan;

Kadın işçiler. Dr. Nilay ETİLER Kocaeli Üniversitesi

yılları arası Tekstil Makineleri Yatırım Durumu

MECLİS TOPLANTISI. Ender YORGANCILAR Yönetim Kurulu Başkanı. 25 Şubat 2019

İşsizlik ve İstihdam Raporu-Eylül 2016

Araştırma Notu 14/163

İKİ AYDA 500 BİN YENİ İŞSİZ Krizin Tahribatı

tepav Nisan2011 N DEĞERLENDİRMENOTU 2008 Krizinin Kadın ve Erkek İşgücüne Etkileri Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı

Araştırma Notu 15/176

ÇANAKKALE ÇALIŞMA VE İŞ KURUMU İL MÜDÜRLÜĞÜ TEŞVİKLER 2018

Toplam Erkek Kadin Ermenistan Azerbaycan Gürcistan Kazakistan Kırgızistan Moldova Cumhuriyeti. Rusya Federasyonu

KAYIT DIŞI İSTİHDAM VE SOSYAL GÜVENLİK

İNSANİ GELİŞMEYİ SÜRDÜRMEK:! EĞİTİM VE İŞGÜCÜ PİYASASI GÖSTERGELERİ İTİBARİYLE TÜRKİYE NİN PERFORMANSININ DEĞERLENDİRİLMESİ!

EKONOMİK GELİŞMELER Mart

TÜRK İŞGÜCÜ PİYASASI MESLEKİ EĞİTİM İSTİHDAM İLİŞKİSİ VE ORTAKLIK YAKLAŞIMI

EKONOMİK GELİŞMELER Nisan

GERÇEK İŞSİZ SAYISI 6 MİLYON 2,6 MİLYON GENÇ BOŞTA GEZİYOR

ALMANYA DA SOSYAL GÜVENLİK SİSTEMİ SEÇKİN KESGİN

İş Yeri Hakları Politikası

SAĞLIK SEKTÖRÜNE YÖNELİK FAALİYETLERİMİZ ARALIK 2018

Türkiye Nüfusunun Yapısal Özellikleri Nüfus; 1- Nüfusun Yaş Gruplarına Göre Dağılımı Genç (Çocuk) Nüfus ( 0-14 yaş )

ABD'DE SOSYAL GÜVENLİK SİSTEMİ

ALMANYA DA 2012 ARALIK AYI İTİBARİYLE ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK ALANINDA MEYDANA GELEN ÖNEMLİ GELİŞMELER

TÜRK DERİ VE DERİ MAMÜLLERİ SEKTÖRÜ

Nitekim işsizlik, ülkemizin çözümlenemeyen sorunları arasında baş sırada yer alıyor.

MOBİLYA SATIŞ ELEMANI

AB Ekonomisinin Mevcut Durumu ve Geleceğe Dönük Projeksiyonlar. Prof. Dr. Lerzan ÖZKALE, İTÜ Ankara, 18 Ekim 2006

3. Emek Piyasası. Grafik-3.1: İşsizlik Oranları (yüzde)

EKONOMİ BAKANLIĞI Türkiye Ekonomisi ve Tekstil ve Konfeksiyon Sektörü

SAĞLIK HARCAMALARINDA SON DURUM

KRİZ ÜÇ KOLDAN SARSIYOR ENFLASYON-KÜÇÜLME-İŞSİZLİK

FİNANSAL SERBESTLEŞME VE FİNANSAL KRİZLER 4

amfori BSCI Sistem Kitapçığı Şablon 3

İŞKUR TARAFINDAN SUNULAN HİZMETLER AKTİF İŞGÜCÜ HİZMETLERİ

Göç ve Serbest Dolaşım Eğilimler ve Engeller. Ayşegül Yeşildağlar Ankara, Turkey

Tekstil-Hazır Giyim Gülay Dincel TSKB Ekonomik Araştırmalar Kasım 2014

KÜRESEL OTOMOTİV OEM BOYALARI PAZARI. Bosad Genel Sekreterliği

Transkript:

istanbul TiCARET ODASI YAYlN NO: 2000-32..... DUNYADA VE TURKIVE'DE EVDE ÇALIŞMA VE EVE IŞ VERME Prof. Dr. Öner EVRENCi i.t.ü. işletme Fakültesi Yrd. Doç. Dr. Kadriye BAKlRCI i.t.ü. işletme Fakültesi

Bu eserin tüm hakları istanbul Ticaret Odası'na (ito) aittir. ito'nın ve yazarının ismi kaydedilmek koşuluyla yayından alıntı yapmak mümkündür. Ancak, ITO'nın yazılı izni olmadanyayının tamamı veya bir bölümü, kopyalanamaz, çoğaltılamaz, ticari amaçlarla kullanılamaz. Bu kitapta öne sürülen fikirler eserin yazarına aittir. istanbul Ticaret Odası'nın görüşlerini yansıtmaz. Ağustos 2000 istanbul ISBN 975-512-481-0 ito Yayınları için ayrıntılı bilgi Ticari Dokümantasyon Şubesi'nden edinilebilir. Tel : (212) 455 63 29 Faks : (212) 513 88 27- (212) 520 10 27 E. Posta: dokumantasyon@tr-ito.com Baskı: Prive Grafik & Matbacılık San. ve Tic. Ltd. Şti. Tel: (0212) 527 33 24-526 37 27-526 47 12 Fax: (0212) 511 12 01

ÖNSÖZ 2000'1i yıllara gelindiğinde ekonomik, sosyal, kültürel ve en önemlisi teknolojik alanda yaşanan değişimler günlük yaşantımızı doğrudan etkiler hale gelmiştir. Günlük yaşamın en doğal ve vazgeçilmez aktivitesi olan çalışma yaşamı da bu değişimden nasibini almış durumdadır. Çağdaş toplumlarda alışılagelmiş istihdam modeli olan günde sekiz saat ve haftanın beş veya altı gününden oluşan çalışma düzeni yerini giderek esnek çalışma modellerine bırakmaktadır. Özellikle iletişim teknolojisinde meydana gelen gelişmeler esnek çalışma sisteminin başta gelişmiş ülkeler olmak üzere tüm dünyada uygulama alanı bulmasına yolaçmaktadı r. Esnek çalışma modellerinden en yaygın olanı "Eve iş Verme" ve "Evde Çalışma" ülkemizde de özellikle dokuma, konfeksiyon ve hediyelik eşya sektörlerinde görülen bir çalışma modeli olarak karşımıza çıkmaktadır. "Dünyada ve Türkiye'de Evde Çalışma ve Eve iş Verme" adlı çalışmamızda sözkonusu çalışma şekilleri dünyadaki gelişme trendi ve örnekleri ile birlikte Türkiye'deki mevcut durumu ve yasal boyutunu da kapsayacak şekilde ele alınmış bulunmaktadır. Ülkemizin istihdam yapısına ve anlayışına farklı bir bakış açısı getireceğine inandığımız çalışmanın tüm üyelerimize, çalışma ekonomisi ile ilgili yetkililere ve uzmanlara yararlı olmasını diler, çalışmayı gerçekleştiren araştırma ekibine teşekkür ederim. Prof. Dr. ismail Özaslan Genel Sekreter

içindekiler GiRiŞ...? 1. KONUNUN ÖNEMi... 9 1. Evde Çalışmanın Günümüzdeki Boyutları... 9 a) Genel Olarak... 9 b) Evde Çalışanların Nitelikleri... 1 O 2. Evde Çalışman ı n Yarar ve Sak ı ncaları... 13 a) işvereniere Sağladığı Yararlar... 13 b) işçiler Açısı ndan Yarar ve Sak ı ncaları... 15 c) Ülke Ekonomisi Açısından Yarar ve Sakıncaları... 22 ll. EVDE ÇALlŞMAYA ilişkin GENEL BiLGiLER... 24 1. Evde Çalışmanın Tanımı ve Biçimleri... 24 a) Evde Çalışma ve Evde Çalışanların Tanımı... 24 b) Evde Çalışmanın Biçimleri... 26 aa) Geleneksel Evde Çalışma... 26 bb) Evde Tele-Çalışma... 27 2. Uluslararası ve Bölgesel Örgütlerin Evde Çalışmaya ilişkin Çalışmaları ve Konuya ilişkin Belgeler... 28 a) Uluslararası Çalışma Örgütü... 28 b) Avrupa Birliği... 30 c) Avrupa Konseyi... 30 lll. EVDE ÇALIŞANLARlN HUKUKSAL KORUNMALARI... 31 1. Değişik Ülkelerdeki Yasal Koruma... 31 a) Yasal Düzeniemelerin Durumu... 31 b) Evde Çalışanların Hukuksal Statüleri... 31 c) Yardımcıların Hukuksal Statüleri... 34 d) Aracıların Durumu... 34 e) Çalışma Koşulları... 35 5

aa) Ücret... 36 bb) iş Süresi... 38 cc) Ücretli Tatiller... 39 dd) Evde Çalışanların iş Güvenceleri....40 ee) işçi Sağlığı ve iş Güvenliği.... 41 f) Evde Çalışanların Sosyal Güvenlikleri....42 aa) işsizlik Yardımı... 44 bb) Hastalık Yardımı....44 cc) Analık Yardımı... 44 g) Evde Çalışmanın Denetimi, işverenin Yükümlülükleri....45 2. Uluslararası Çalışma Örgütü Belgeleri....46 3. Türk Hukukunda Evde Çalışma....47 IV. DEGERLENDiRME VE SONUÇ... 51 1. Sosyal Tarafların Evde Çalışmaya ilişkin Görüşleri... 51 a) işveren Kuruluşlarının Görüşleri... 51 b) işçi Kuruluşlarının Görüşleri...,... 51 2. Uluslararası Örgütlerin Görüşleri... 54 3. Türkiye için Değerlendirme ve Geleceğe Yönelik Öneriler... 54 YARARLANILAN KAYNAKLAR... 58 6

GiRiŞ Evde çalışma uzun bir geçmişe sahiptir. Gerçekten, geçmişi Endüstri Devrimi öncesine dayanan evde çalışma sistemi, Endüstri Devrimi sonrası fabrikadaki çalışmayla birlikte varlığını sürdürmüş; günümüzde de tüm Dünya'da özellikle gelişmekte olan ülkelerde hızla yayılmakta ve genellikle endüstrileşmenin erken dönemlerinin bir kalıntısı olarak değerlendirilmektedir. Geleneksel alanlardaki -tekstil, deri vb.- evde çalışmanın son yıllarda yaygınlaşmasının temel nedeni, ekonomideki küreselleşme olgusudur. Küreselleşme, işletmeler üzerinde ulusal ve uluslararası yoğun ticari bir rekabete neden olmakta; bu rekabet işletmeleri her gün artan oranda maliyetierin düşürülmesi ve esnek çalışma biçimlerinin kabulü baskısı altında tutmaktadır. Bu düşüncelerle işletmeler eve iş vermek suretiyle üretimi merkeziyetçilikten kurtararak (adem-i merkezileştirerek) maliyetleri düşürmeyi amaçlamaktadırlar. Öte yandan bilgisayar teknolojisindeki olağanüstü gelişmeler ve bu teknolojinin giderek artan oranda mal ve hizmet üretiminde kullanılması sonucu evde çalışma, geleneksel alanların dışında çeviri, redaksiyon, programlama gibi entelektüel alanlara da yayılmaktadır. "Tele-Work (Tele-Çalışma)" olarak adlandırılan bu çalışmada, işyeri çalışanın evine ya da ortak bürolara taşınarak dar anlamda istihdamın dışsallaştırılması olanağı yaratılmaktadır. Evde çalışmaya talebin yıllardır giderek artan oranda sürmeye devam etmesinin nedeni, evde çalışmanın, evde yaşamak zorunda kalanlar -ev kadınları, sakatlar vb.- için düzenli istihdama bir seçenek ve hem evde kalmak ve hem gelir elde etmenin bir yolu olmasıdır. Evde çalışma, çeşitli nedenlerle ulusal işgücü piyasasına giremeyenler için de bir geçim kaynağı olabilmektedir. Kimileri de kendilerini bağımsız hissettikleri için evde çalışmayı tercih etmektedirler. işverenler için evde çalışma, genel giderleri azalttığı için çekici bir seçenektir. Yapılacak işin miktarı talebe göre düzenlenebilir ve bu biçimde işgücü maliyeti azaltı labilir. Ancak evde çalışma uygulamada, aynı zamanda düşük ücret ve kötü çalışma koşullarına da yol açmaktadır. Evde çalışanlar evlerinde soyutlanmış durumda olduklarından pazarlık etme olanakları genellikle yoktur. Özellikle yüksek işsizliğin hüküm sürdüğü durumlarda ya da kayıtlı (formel) istihdama katılmanın olanaklı 7

olmadığı durumlarda evde çalışanlar, kendilerine teklif edilen her türlü ücreti kabul etmek zorunda kalmaktadırlar. Çalışma koşullarının oldukça düşük düzeylerde bulunması, evde çalışma ile ilgili tartışmalarda, sosyal taraflar arasında tamamen zıt görüşlerin ortaya atılmasına yol açmaktadır. işçi olumsuzluğu ve ücretierin işyerinde çalışanlara göre sendikaları, evde çalışmanın sömürüye yol açtığı gerekçesiyle, yasaklanması gerektiğini savunmaktadır. Sendikalar, evde çalışanlara diğer çalışanlarla aynı haklar ve koruma sağlanmadıkça, evde çalışmanın toplu pazarlıkla elde edilen haklara tehdit oluşturmaya devam edeceğini düşünmektedirler. Buna karşılık işverenler, evde çalışmanın ülke ekonomisi açısından işsizliğin olumsuz sonuçlarını bir ölçüde hafiflettiğini ve esnek çalışma olanağı yarattığını belirterek, evde çalışma uygulamalarının aynen devam etmesi, yasal düzenlemelerden kaçınılması gerektiğini ileri sürmektedirler. Sosyal tarafların evde çalışmaya ilişkin son bölümde ayrıca ele alınacaktır. görüşleri Evde çalışma ile ilgili bu incelememizde önce, evde çalışmanın taşıdığı önemi ortaya koymak için, evde çalışmanın boyutları ile ilgili genel bilgiler verilecek ve çeşitli açılardan evde çalışmanın yarar ve sakıncaları ele alınacaktır (1). Daha sonra, evde çalışanların ve evde çalışmanın tanımı ve biçimleri, uluslararası örgütlerin evde çalışmaya ilişkin çalışmaları kısaca incelenecektir (ll). lll. Bölüm'de ise, evde çalışmanın ulusal ve uluslararası belgelerde nasıl korunduğu anlatılacaktır. Son bölümde ise, genel bir değerlendirme yapılarak bir sonuca varılacaktır (IV). 8

1. KONUNUN ÖNEMi 1. Evde Çalışmanın Günümüzdeki Boyutları a) Genel Olarak Evde çalışma ile ilgili bugüne kadar yapılan birçok ulusal ve uluslararası itibariyle yaygınlaştığın ı araştırma, evde çalışmanın genel olarak ve endüstri dalları ortaya koymakta ise de, bu araştırmalar evde çalışanların toplam sayısı konusunda güvenilir bir istatistiksel bilgi sunamamaktadırlar. Bunun başlıca nedeni, istatistiksel bakımdan anlam ifade edebilecek ortak bir "evde çalışma" tanımının henüz yapılamamış olmasıdır. Gerçekten, geçici çalışma, mevsimlik çalışma veya evde çalışma gibi istihdam biçimlerini saptamak için kullanılan ortak istatistiksel yöntemler henüz tam olarak gelişmemiştir ve bu nedenle güvenilir değildir. Öte yandan, resmi istatistikler veya tahminler genellikle evde çalışmanın boyutunu olduğundan daha az göstermektedir; çünkü, evdeki ekonomik faaliyetler genellikle görünmezdir veya doğası gereği gizlice, el altından yapılmaktadır. Ayrıca pek çok olayda evde çalışma ülke hukuku açısından yasa dışıdır: yasal düzenlemeler belirli endüstri kollarında evde çalışmayı yasaklamış olabilir veya evde çalışan kişinin (örneğin, çalışma belgesi bulunmayan yabancı uyruklunun) çalışmaya hakkı bulunmayabilir ya da vergiden kaçırmak için gelirini beyan etmemiş olabilir. Bu nedenle, evde çalışmaya ilişkin uluslararası karşılaştırmaların büyük bir dikkat ve ihtiyatlayapılması gerekmektedir. Bununla beraber, evde çalışma bütün ülkelerde yaygın olduğundan, boyutlarını göstermek amacıyla bazı istatistiksel bilgiler vermekte yarar vardır. Avrupa Konseyi tarafından 1987-88 yıllarında yapılan bir araştırmada, üye i 5 ülkede evde çalışanların toplamının 2,1 milyon civarında olduğu belirtilmiştir. ingiltere'de 1981'de, "evde çalışma" ile "evden çalışma" kavramları farklılaştırılmış ve toplam 658.200 evde çalışanın 229.790'ının -ki çoğunluğu kadınlardan oluşmaktadır "evde çalışanlar"; buna karşılık satıcı, serbest danışman, her türlü akademisyen, serbest gazeteci ve yazar gibi çoğunluğu erkeklerden oluşan 400.819 kişinin "evden çalışanlar" olduğu açıklanmıştır. Amerika Birleşik Devletleri'ndeki 1985 yılı nüfus sayımında, bu ayrım yapılmaksızın, hemen hemen 4,8 milyon kişinin haftada en az sekiz saat evde çalıştığı ve bunların büyük bölümünün de hizmet sektöründe olduğu saptanmıştır. Japonya'da 1988 yılında toplam evde çalışan sayısı 97.700 olarak belirlenmiştir. 9

Gelişmekte olan ülkelerde evde çalışmanın çeşitleri ve boyutları konusundaki veriler oldukça yetersizdir; halbuki bilindiği gibi, bu gibi ülkelerde evde çalışma çok yaygındır. Cezayir'de 1989'da yapılan bir işgücü piyasası araştırması 145.000 evde çalışan bulunduğunu ortaya koymuştur; bu da toplam çalışan nüfusun %3,3'ünü oluşturmaktadır. Yine, resmi kaynaklara göre Filipinler'de 1980'1i yıllarda yalnızca giyim endüstrisinde 450.000 ile 500.000 kişi evde çalışmaktaydı. Aynı şekilde, Meksika'da giyim endüstrisinde 5.000 işletme evde çalışma yaptırmaktadır. E.Mine Çınar'ın, 1989'da yaptığı araştırmada, istanbul Ticaret Odası'na kayıtlı işveren sayısından hareketle, istanbul'da evde çalışan kadın sayısının tahmini olarak 88.000 olduğu dile getirilmektedir. Bu, istanbul'daki 18-60 yaş grubu kadın nüfusunun %3.1 O'unu ve 18-64 yaş arası eğitim görmemiş kadın nüfusun %23.38'ini oluşturmaktadır. Kuvvet Lordoğlu'nun 1990 yılında Bursa'da yaptığı araştırmada, 2500-3000 civarında kadının sürekli olarak işverenlerden iş talep ettiği ya da ilişkisini sürdürdüğü saptanmıştır. Sonuç olarak, istatistiklere yansıyan evde çalışmanın, bir buzdağının su üstünde kalan kısmından ibaret olduğunu söylemek pek yanlış olmayacaktır. b) Evde Çalışanların Nitelikleri Bugüne kadar yapılan pek çok araştırma, evde çalışanların büyük çoğunluğunu kadınların oluşturduğunu doğrulamaktadır. O kadar ki, evde çalışma genellikle ev işi veya ev hizmetleriyle karıştırılmaktadır. Belkıs Kümbetoğlu'nun 1990 yılında istanbul Ümraniye Belediyesi sınırları içinde bir mahallede 62 ev kadını arasında yaptığı araştırmada, evde çalışmanın "çalışmak-iş" olarak görülmediği saptanmıştır. Ev içinde yapılan işler (firmalara örgü, nakış, tekstil ürünlerinin temizliği, tamamlanması, çeşitli elektronik aksamın montaj ı, çeşitli ürünlerin ambalajlanmas ı, pazarlanması, oyuncak yapımı ve benzerleri gibi) boş zamanı değerlendirme, boş durmamak gibi nedenlerle yapılan işler olarak değerlendirilmektedir. Kadınların yakınlarınca ve çoğu zaman kendileri nce, yaptıkları işlerle ilgili değerlendirmeler de bu doğrultudadır. Bu kadınların çoğu kendilerini "çalışmıyor", "ev kadını" olarak adlandırmaktadırlar. işverenlerin bu işlerde çalışan kadınları benzer doğrultuda değerlendirdikleri bu konuda gerçekleşti ri Imiş araştırmalarda belirtilmiştir. Bu araştırmada belirtildiğine göre, genel nüfus sayımı ve benzeri araştırmalarda, hane üyelerine ne tür bir işte çalıştıkları veya meslekleri sorulduğunda yanıtlayanların büyük çoğunluğu, soruyu "iş" temelinde yanıtlamakta, ev kadınları, çeşitli gelir getirici faaliyetler yapsalar da, bu temelde yanıtlar verdiklerinden 10

ekonomik olarak faal olmayanlar kategorisine konmaktadırlar. Kadınların evde çalışmalarının nedeni, yalnızca kadınları eve bağlayan aile sorumlulukları değildir. Kadınların işgücü piyasasında çok daha zayıf konumda olmalarının da bunda rolü büyüktür. Avrupa Konseyi'nin bir çalışmasına göre, evde çalışmanın kadınlaştırılması Almanya, Yunanistan, irlanda, italya ve Hollanda'da %90-95, ispanya'da %75, ingiltere'de %70, Avustralya'da %95 oranındadır ve bunlar çoğunlukla göçmen kadınlardır. Japonya'da 1988 yılında yapılan bir araştırmada evde çalışanların %93.5'inin kadın olduğu saptanmıştır. Bazı endüstrileşmiş ülkelerde evde çalışma, endüstri bölgelerinde ve genellikle yasadışı göçmen ve etnik azınlıkların yoğun olarak bulundukları büyük metropollerde yoğunlaşmıştır. Göçmenler -bunlar içinde özellikle kadınlar- dil engeli, eğitimlerinin düşük olması ve ayırırncılık korkusuyla genellikle kayıtlı sektörde bir işte çalışmayı düşünmemektedirler. Görünmez kalmayı ve evlerinde kalarak üretmeyi arzulamaktadırlar. Bu olgu, Londra, Paris, New York, Bostan, Los Angeles ve diğer pek çok metropolde saptanmıştır. Belkıs Kümbetoğlu'nun yaptığı araştırma, kadınların bu işleri gerçekleştirirken çoğunlukla diğer kadınlardan yardım gördüklerini ortaya koymaktadır. Araştırmaya katılan kadınların %42'si, kız çocuklarının (%50), kız kardeşlerinin (%38) bazen de kayınvalidelerinin (%11) yardımını gördüklerini ifade etmişlerdir. Araştırmaya katılan kadınların %44'ü komşularıyla çeşitli biçimlerde yardımlaştıklarını belirtmişlerdir. Bu yardımlar, gelir getirici faaliyetlerle (bitirilmesi gerekli kısımları paylaşma, karmaşık modellerde yardım vb. ile) ilgili olduğu gibi, para ödünç alıp verme, çocuk bakımı, yemek, besin hazırlama gibi konularda da olabilmektedir. Gelişmekte olan ülkelerde de, evde çalışanların büyük çoğunluğunu kadınlar oluşturmaktadır. Brezilya giyim endüstrisinde evde parça başına çalışanlar genellikle kadınlardır. Hindistan'daki 2,5 milyon tütün sarıcısının %90'ı kadındır ve bunlar da parça başına çalışmaktadır. Cezayir'de 1991 yılında yayımlanan bir araştırmaya göre, evde çalışanların hemen hemen %97'sini kadınlar oluşturmakta, bunların çoğunluğu da dikiş dikme (%39), halı dokuma(% 19) ve nakış işleme (% 13) işlerinde çalışmaktadırlar. Türkiye'ye gelince, E.Mine Çınar'ın yaptığı araştırmada, araştırmaya katılan evde çalışan kadınların hepsinin istanbul'a göç etmiş ailelere mensup oldukları belirtilmektedir. Kuvvet Lordoğlu'nun yaptığı araştırmada, eve iş verme sistemiyle çalışan kadınlardan el örgüsü yapanların, Bursa-istanbul ve izmit-düzce-arifiye 11

ekseninde yoğunlaştıkları ve yaygın olarak Doğu'dan göç eden kadınlardan oluştuğunun gözlendiği dile getirilmektedir. Bursa yöresinde evde yapılan işler, örgü işleri, nakış-çeyiz-beyaz iş-dantel ve daktilo yazım işleridir. Belkıs Kümbetoğlu'nun yaptığı araştırmada evde çalışan kadınların ya hiç eğitim görmemiş ya da az eğitimli kadınlar olduğu belirtilmektedir. Araştırmaya katılan kadınların %32'sinin okur-yazar olmadığı, %53'ünün ilkokul eğitimine sahip, %4.8'inin ise orta ve lise ve lise üstü eğitime sahip olduğu dile getirilmektedir. E.Mine Çınar'ın yaptığı araştırmada ise, araştırmaya katılan evde çalışan kadınların %51 'inin eğitim görmemiş olduğu, %2'sinin ilkokuldan terk, %39.21 'inin ilkokul mezunu olduğu, geri kalanların ise okur-yazar olmadığı belirtilmektedir. Endüstriyel ev çalışmasında erkekler, genellikle ya taşeron ya da aracı olarak görev yapmakta veya hammaddeyi ve tamamlanmış işleri toplama ve teslim etme gibi yardımcı işleri yapmaktadırlar. Çok ender olarak ev çalışmasında kadınlara yardımcı olmaktadırlar. Bununla birlikte, bazı ülkelerde erkeklerin de aktif rol aldığı ev çalışmaları vardır. Örneğin, Hindistan'da dokumacılık yapan ailelerde, kadın ve çocuklar hazırlık çalışmalarını, erkekler de dokumayı yapmakta d ır. Ailevi nedenler dışında eve bağımlı olanlar için evde çalışma, bir mesleği yerine getirme ve ekonomik bakımdan aktif olma olanağı sağlamaktadır. Örneğin, fiziksel veya zihinsel olarak bir engeli bulunanlar, üstesinden gelebiliyorlarsa ve bir gelir elde etmek istiyorlarsa, evde veya denetim altındaki atölyelerde çalışmaktan başka seçeneğe sahip değildirler. Özellikle Doğu Avrupa ülkelerinde fiziksel olarak engelli olan kişiler evde çalışan olarak aktiftirler ve bunlar genellikle kooperatifierde örgütlenmişlerdir. Rusya Federasyonu'nda %67'si kadın olan yerel endüstrilerdeki evde çalışanların %35,2'sini engelliler oluşturmaktadır. Polanya'da aşağı yukarı 272.035 ev çalışanı Engelliler Kooperatİf Hareketi altında örgütlenmişlerdir. Belçika, Fransa ve ABD gibi bazı gelişmiş ülkelerde, engeliiierin hem toplumdan soyutlanmalarını önlemek hem de işin dağıtımını kolaylaştırmak amacıyla engel li ev çalışanları için denetim altındaki atölyeler kurulmuştur. Ayrıca, evde çalışan engeliilere yardımcı olan hükümet programları pek çok ülkede mevcuttur. Nihayet, gelişmekte olan ülkelerde evde çalışmanın önemli bir oranını çocuk işgücünün oluşturduğu bilinmektedir. Kayıt dışı ve gizli evde çalışmaların boyutu göz önünde bul undurulduğunda, çocukların okuldan önce veya sonra birkaç 12

saat dahi olsa ev çalışmasında yer aldıkları konusunda kuşku yoktur. Bu ülkelerin yoksul bölgelerinde ve geleneksel ev endüstrilerinde çocuklar ev temelli işgücünün bir parçasını oluşturmaktadırlar. 2. Evde Çalışmanın Yarar ve Sakıncaları a) işvereniere Sağladığı Yararlar Evde çalışmanın işverenler açısından temel yararı, bu çalışmaların esnekliğinden kaynaklanmaktadır. Bu esneklik, bir işletmenin maliyetleri ve kar oranları üzerinde doğrudan etkilidir. Bu etki üç açıdan kendini göstermektedir: Birincisi, evde çalışanlara dağıtılacak iş miktarının planlanmasında işverene büyük bir serbestlik sağlamas ıdır. ikincisi, işletmenin pazardaki, mevsime bağlı ve düzensiz dalgalanmalara uyum göstermedeki yeteneğini iyileştirmesidir. Ve nihayet üçüncüsü, üretimin yapısını değiştirebilmesi olanağını işverene sağlamasıdır. Birçok ülkede, fakat özellikle endüstrileşmiş ülkelerde, evde çalışmaların büyük bir bölümü, düzensiz ve mevsimsel talep dalgalanmaları nedeniyle, üretimde büyük iniş ve çıkışların yaşandığı alaniard ır. Bu bakımdan evde çalışma, üretim miktarının ve özelliklerinin pazar koşullarına uydurulmasında en uygun araç haline gelmektedir. Evde çalışmanın işverenler açısından en önemli yararı, "offshoring (yabancı ülkede üretim veya tescil)" olarak adlandırılan, işgücünün dünya ölçeğinde coğrafi dağılımı konusunda güvenli organizasyonel önlemleri alabilme olanağını işverene sağlamasıdır. Bu yöntemle, endüstrileşmiş ülkelerdeki işletmeler, işleri, gelişmekte olan ülkelerdeki işçilere dağıtabilmektedirler. Böylece, örneğin ABD'deki firmalar, elektronik uzaktan çalışma (tele-çalışma) biçiminde büro elemanların ı, Barbados'ta, Çin'de, Hindistan'da, irlanda'da, Güney Kore'de, Meksika'da ya da Singapur'da istihdam etmektedirler. Dolayısıyla firmalar herşeyden önce, organizasyona bağlı masraflardan tasarruf etme olanağını elde etmektedirler. Bu tür çalışmalarda, genellikle donanım (hardware) ve yazılım (software) bilişim teknolojileri ile çalışan, özellikle gençlerin oluşturduğu yetenekli işgücü istihdam edilmektedir. Bu gibi işyerleri az bir yatırımı gerektirdiğinden, yeniden kurulması veya yer değiştirmesi az bir masraflamümkün olmaktadır. 13

Ayrıca işveren bu yöntemle düşük ücret oranları da uygulayabilmektedir. Bunun örnekleri yabancı ülkelerde kurulan elektronik ve uydu bağlantılı merkezlerde yaptırılan çalışmalarda görülmektedir. Burada şirket, sözkonusu yabancı ülkedeki, ki bunlar genellikle gelişmekte olan ülkelerdir, işgücü maliyetleriyle kendi ülkesindeki işgücü maliyeti arasındaki farktan kazanç sağlamaktadır. Örneğin, tele-çalışma yaptıran bir Amerikan şirketi Jamaika! ı çalışanlara ustalık gerektiren bir veri giriş (data-entry) işi için saatte 1 dolar öderken -ki bu Jamaika'daki asgari ücrettir ABD'de aynı işi yapan çalışana çalıştığı coğrafi bölgeye göre saatte 5.50 ile 12 dolar ödemek zorunda kalmaktadır. Organizasyonel esnekliğin sağladığı yararlar dışında, evde çalışma işverene doğrudan işgücü maliyetlerini düşürme olanağını da vermektedir. Evde çalışana genellikle parça başına ücret verilmekte ve genel düşüneeye göre, evde çalışanlara, bir işyerinde nitelik ve nicelik açısından eşit bir işte çalışan işçiye göre düşük ve hatta birçok durumda çok düşük ücret verilmektedir. Bunun bir örneği, 1985 yılında belirli veri giriş işlerini tele-çalışmaya dönüştüren bir Amerikan pazar araştırma şirketidir. 1985'te işyerinde yapılan veri giriş işi, çalışan başına saatte 14.13 dolara malolurken, 1986'da evde yapılan çalışmada çalışan başına saatte 6.70 dolara malolmuş ve şirket saatte 7.43 dolar tasarruf edebilmiştir. Bu tasarrufu sağlama çeşitli etkenierin sonucudur. Bunlar düşük saat ücreti (%20 daha az), sosyal yardımların ortadan kaldırılması (ücreti n %30'u), işyerinde yer tasarrufu, elektrik ve araç gereç tasarrufu, gözetim ve denetimden tasarruftur. Evde çalışana işyerinde çalışanla aynı ücret verilse dahi, evde çalışanın verimliğinin daha yüksek olması nedeniyle işverenin gerçek (reel) masrafları daha düşük olmaktadır. Avrupa Birliği Komisyonu'nun bir raporuna göre, evde çalışma yaptıran ingiltere'deki iki programlama firması bu biçimde verimliliği %30 ve daha fazla artırmışlardır. ingiltere'de International Computers Limited, bürodaki 40 saatlik çalışmanın, evdeki 25 saatlik çalışmaya eşit olduğunu ve evdeki teleçalışmada verimliliğin %60 artış gösterdiğini saptamıştır. Aynı raporda, Fransa'da yapılan bir araştırmada da verimliliğin çok fazla artırıldığından söz edilmektedir. Verimlilik artışının nedenleri olarak şunlar sayılmaktadır: Gereksiz iş aralarının bulunmaması ve işe daha iyi yoğunlaşma, daha fazla motivasyon ve iş memnuniyeti, işe gidiş gelişlerdeki zaman kaybından ve masraflardan tasarruf sonucu yüksek iş morali ve işi ile özdeşleşme. işverenler, taleplerdeki değişiklikleri yanıtiayabiimek için üretimdeki esnekleşme girişimleriyle de tele-çalışanların işyerinde çalışan meslektaşlarından daha düşük 14

ücret almalarına neden olabilmektedirler. Aynı şirket, bazen farklı tele-çalışan gruplarının bazılarını düzenli, bazılarını geçici veya kısmi olarak istihdam ederek tasarruf edebilmektedirler. Maliyetierin azaltılmasında evde çalışanlar için sosyal yüklerin işverenler açısından daha düşük olması da önemli bir rol oynamaktadır. Gerçekten, işyerinde çalışan işçiler için işveren, yüksek sosyal sigorta primleri ve diğer sosyal yükler altında bulunurken, evde çalışanlar için ya hiçbir sosyal ödemede bulunmamakta ya da çok daha düşük ödemeler yapmaktadır. Evde çalışma genel işletme maliyetlerini de düşürmektedir. işin ve üretimin adem-i merkezileştirilmesi, fabrika ve bürolardaki kira, ısıtma, aydınlatma ve diğer enerji harcamalarından, sigorta primleri ile faiz gibi diğer ödemelerden önemli ölçüde tasarruf sağlamaktadır. Fransa'daki araştırma, evde çalışma ile sabit masraflarda tahminin %15 oranında bir tasarruf sağlandığını ortaya koymuştur. Öte yandan, evde çalışma, binalara, makine ve teçhizata yeni yatırımlar yapmadan üretim kapasitesinin artırılabilmesini olanaklı kılmaktadır. Nihayet, modern organizasyon stratejisinde, üretim ve diğer işletme maliyetlerinin kısıtlanmasında, üretim safhalarını bölmek ve bunları değişik taşerenlara dağıtmak önemli bir yer tutmaktadır. Özellikle küçük firmalar değişik işleri bölerek, evlere parça başına dağıtmak suretiyle hem işletme masraflarını azaltmakta, hem de üretim miktarını daha iyi kontrol edebilmektedir. b) işçiler Açısından Yarar ve Sakıncaları aa) Evde çalışma yalnızca işveren için değil, işçi için de yararlıdır. Evde çalışma işçilere, evde çalışıp aynı zamanda çocuklara bakma ve diğer ev hizmetlerini görme olanağını sunmaktadır. Çalışma temposunu istediği biçimde düzenlemek ve aynı anda birden fazla işverenle çalışmak suretiyle, evde çalışanlar bazı hallerde işyerinde çalışan işçilerden daha fazla gelir elde edebilmektedirler. Ailevi nedenlerle, örneğin, çocuk yetiştirmek veya hasta ya da yaşlı bir kişiye bakmak zorunda olmaları nedeniyle eve bağımlı olanlar için evde çalışmak tek seçenek olmaktadır. Aynı biçimde, bizzat kendisi yaşlı veya engelli olanlar için de durum aynıdır. Yeni teknolojilerin kullanılmaya başlanması, engeliilere uygun bazı işlerin otomasyon ve robotlaşmayla birlikte ortadan kaldırılmasına yol açmış 15

olmakla beraber, biyomühendislik ve mikroelektronikteki gelişmeler sonucu geliştirilen yardımcı araçlarla, engeliiierin herhangi bir kişinin yapabileceği işleri yapması sağlanabil miştir. Ayrıca tele-çalışma engelliler için yeni çalışma biçimleri sunmaktadır. Evde çalışma büyük oranda kadın çalışmasıdır. Bunun bir çok nedeni mevcuttur: Yukarıda sayılanlar dışında, dinsel veya kültürel nedenlerle bir çok kadın ev dışında işgücü piyasasına katılamamaktadır. Bunlar için evde çalışmak tek seçenek olmaktadır. Belkıs Kümbetoğlu'nun yaptığı araştırmada, ev içinde çalışmayı neden tercih ettikleri sorulan kadınların yarısından fazlası (%52'si), kocaları dışarıda çalışmaya karşı olduğundan yanıtını vermiş; önemli bir kesim de (%26) evde bakmakla yükümlü oldukları çocuk ve hastaların bulunduğunu belirtmişlerdir. Kuvvet Lordoğlu'nun yaptığı araştırmaya göre, evde iş yapmayı körükleyen unsurlardan biri, evliliğin getirdiği ekonomik zorlamalar (evlilik içi borçlanma, yeni tüketim alışkanlıkları ve çocuklar için yapılan harcamalar); diğeri ise aile reisinin kadının evi dışında çalışmasını istememesinden kaynaklanan ataerkil tutumudur. E.Mine Çınar'ın yaptığı araştırmada kadınların, özellikle evli ve az eğitimli kadınların, işverenler tarafından tercih edilmemeleri ve eşlerinin izin vermemesi nedenleriyle evde çalışmayı tercih ettikleri saptanmıştır. Kadınların eşlerinin çalışmaları için izin vermemelerinde temel nedenin, işyerierindeki yaygın cinsel taciz olaylarının varlığı ve işyerlerinde kadınların "kolay av" olarak nitelendirilmeleri olduğu, kadınlarcadile getirilmiştir. Kadınlar dışında, marjinal işgücü olarak adlandırılan, göçmen işçiler, etnik azınlıklar ve göç olanakları bulunmayan kentlerdeki ve kırsal alanlardaki yoksullar için evde çalışma, üretime katılma ve gelir elde etmenin bir aracı haline gelmektedir. Evde çalışmanın diğer bir yararı da, evde çalışana sağladığı bağımsızlıktır. Kişi evde çalışarak zamanını ve çalışma temposunu istediği gibi ayarlayabilmektedir. Başkasına bağımlı olarak onun koyduğu kurallara ve talimatiara bağlı olmaksızın, gereğinde can sıkıcı olan gözetim ve denetimden uzak bir çalışma ortamı sağlanabilmektedir. Özellikle yüksek nitelikli tele-çalışanlar için evde çalışma gerçek bir esneklik ve özgürlük getirmektedir. ABD'de 46 evde büro çalışanları (profesyoneller, yöneticiler, sekreterler) arasında yapılan bir araştırma, bunların esnek çalışma olanaklarından yararlandıklarını ortaya koymaktadır. Araştırmaya katılanların yalnızca %40'ı saat 7 ile 9 arasında çalışmaya başladıklarını 16

açıklamışlar ve grubun yarısından çoğu gece çalıştıklarını belirtmişlerdir. Buna karşılık, mekanik olarak evde çalışan pek çok kişi için bağımsızlık bir duygudan öteye gidememektedir. Nihayet, işe gidiş ve dönüşlerdeki stresi n ortadan kalkması nedeniyle, evde çalışan çok daha rahat koşullarda çalışmaktadır. bb) Evde çalışma işçiler için birçok sorunları ve sakıncaları da beraberinde getirmektedir. En önemli sorun, evde çalışanların çok büyük bir bölümünün düşük ücret almasıdır. Düşük ücret düzeyi ya birçok sorunu beraberinde getirmekte ya da başka sorunlarla birleşerek evde çalışanın sorunlarının daha da artmasına neden olmaktadır. Evde çalışanların ücretleri hemen hemen her yerde parça başına ücret olarak saptanmaktadır ve bunun sonucunda uzun çalışma süreleri, görünmeyen ve ücretsiz çocuk çalıştırma durumları ortaya çıkmaktadır. Düşük ücreti n en iyi kanıtı, evde çalışanların ücret düzeylerine ilişkin araştırma sonuçlarıdır: Hindistan'ın Ahmedabad eyaletinde yapılan bir araştırmada, kayıt dışı çalışanlar arasında, ev temelli çalışanların en düşük ücretle çalışanlar olduğu saptanmıştır. Sokak satıcıları ayda 250, kalifiye olmayan bir işçi 170 rupi kazanırken, evde çalışanlar ortalama 130 rupi kazanmaktadırlar. Uttar Pradesh eyaletindeki Allahabad'ta evde. tütün saran kadınların %75'i ülkenin kırsal kesimindeki yoksulluk sınırının da altında bir yaşam sürdürmektedirler. Ücretierin düşüklüğüne ilişkin benzer veriler Endonezya, Filipinler ve Tayland için de mevcuttur. Filipinler'de yapılan çeşitli araştırmalar, enflasyonun evde çalışanların gerçek ücretlerini aşındırdığını ve fabrika işçilerine kıyasla daha az kazandıklarını ortaya koymuştur. Örneğin, evde bambu ağacından mobilya yapımında çalışanlara, fabrikada aynı işi görenlere ödenen ücretin yalnızca %40'ı ödenmektedir. Evde çalışan dokumacılar ise, fabrikada kendileriyle aynı işi yapanlarla aynı parayı kazanabilmek için haftada 58 saat çalışmak zorundadırlar. Aynı biçimde, Güney Amerika'da kentsel bölgelerde parça başına çalışanlara fabrikada çalışanlardan daha az ücret ödenmektedir. Belkıs Kümbetoğlu, E.Mine Çınar ve Kuvvet Lordoğlu'nun yaptığı araştırmalarda, Türkiye'de evde çalışanların en büyük şikayetlerinin düşük ücret almaları olduğu belirtilmektedir. Lordoğlu'nun araştırmasına göre evde çalışanların saat ücreti, asgari saat ücretinin %26 altında bir düzeydedir. Kümbetoğlu'nun 17

araştırmasında ise evde çalışan kadınlar, ücretlerinin düşüklüğü yanında, ücretlerini zamanında alamamaktan, aracı kadınların kendilerine küçük taksitler halinde ödeme yapmalarından şikayetçi olmuşlardır. Evde çalışanlara ödenecek parça başına ücret tutarının fabrikada çalışanlarla aynı düzeyde olacağına ilişkin yasal düzeniemelerin bulunduğu bazı endüstrileşmiş ülkelerde dahi, evde çalışanlar sonuç olarak fabrikada çalışan meslektaşlarından daha az kazanmaktadırlar; zira uygulamada evde çalışanların iş yükü çok daha fazla olmaktadır. Örneğin, Avustralya'da Federal Hakem Kararına göre, giyim endüstrisinde ev çalışanları fabrikada çalışanlarla aynı ücreti talep hakkına sahiptir. Ancak, işveren, her bir iş akışı için gerekli zamanı evde çalışana dikte ettirmektedir. Bu biçimde, örneğin 1983'te evde çalışan bir kadın bir elbisenin tümüyle dikilip tamamlanması karşılığında 2,50 ile 2,75 Avustralya doları almaktaydı. Bir elbisenin tamamlanması bir saatten fazla bir süreyi gerektirmekteydi ve evde çalışan bir kadın haftada 230 ile 240 dolar kazanabilmek için 70 ila 75 saat çalışmak zorundaydı. Buna karşılık, fabrikada aynı işte çalışan işçilerin saat ücreti 6 dolardı ve ayrıca yan ödemeler de mevcuttu. Uluslararası fason çalışma, evde çalışmanın önemli özelliklerinden biridir ve birbirleriyle bağlantılı uzun bir sözleşmeler zincirinden oluşmaktadır. Zincirdeki her taşeron, bazı ülkelerde birim fiyatın %20-30'u oranında pay almaktadır. Bu şu demektir: Örneğin, Kuzey Amerika veya Batı Avrupa'da bir alışveriş merkezinde 15 dolara satılan bir bebek elbisesi için, elbiseyi yapan yerel imalatçı 0.20 dolar alacaktır. Tele-çalışanların ücretleri ve diğer sosyal yardımları ise, genellikle hukuksal olarak çalışma statülerine ve mesleklerine bağlıdır. Tele-çalışmanın en geliştiği geniş bilgisayar ve telekomünikasyon şirketlerinde ve hükümet bürolarında teleçalışanların ücret durumlarının diğer çalışanlarla eşit olması eğilimi yaygındır. Özel bazı maharetlerin gerektiği alanlarda da tele-çalışanların pazarlık yapma ve daha iyi ücret ve yardım alma olanakları mevcuttur. Ancak bunlar ayrıksı durumlardır. ingiltere'de Düşük Ücret Birimi tarafından 1983'te yapılan araştırma, bilgisayarcı tele çalışanların ücretleriyle, işyerinde çalışan ve aynı işi yapan meslektaşlarının ücretleri arasında önemli farklılıklar olduğunu göstermektedir. Tele-çalışanlar 4.63 sterlin alırken, işyerinde çalışan meslektaşlarının saatlik ücretlerinin 5.69 ile 6.54 sterlin arasında aldıkları saptanmıştır. Yine bu araştırmada, bilgisayar endüstrisinde önemli bir miktar oluşturan fazla çalışma ücretini n, teleçalışanlara ödenmediği saptanmıştır. isveç'te 128 uzaktan çalışan -ki bunların 18

çoğunluğu tele-çalışandı-arasında yapılan bir araştırmada, bunların %26'sının hiçbir karşılık almaksızın fazla çalıştıklarını ortaya koymaktadır. Ayrıca tele-çalışanlara zaman zaman bağımsız çalışan veya bağımsız sözleşmeci olarak davranılmasından ötürü, tele-çalışanların ücretli tatil, hastalık yardımı, sosyal güvenlik gibi yardımlardan yararlanamadığı belirtilmektedir. Tekrar vurgulayalım ki, düşük kazanç evde çalışma koşullarının bir yönüdür; fakat önemli bir yönüdür. Çünkü, diğer sorunlarla birlikte ortaya çıkar veya diğer sorunlara yol açar. Evde çalışanlar, daha fazla kazanabilmek için, genellikle çok uzun saatlerle çalışmaktadır. Evde çalışmanın yararları arasında özellikle ön plana çıkarılan husus, evde iş görenin kendisine en uygun gelen zamanda çalışması, çalışma temposunu ayarlayabilmesi, zamanını işi ve ailesi arasında istediği gibi bölebilmesidir. Ancak bu, uygulamada genellikle böyle olmamaktadır. Evde çalışmanın normalde parça başına ücretlendirilmesi, çalışanı daha fazla kazanma baskısı altına almaktadır. Bu çaba, özellikle talebin yüksek olduğu dönemlerde hedeflenen miktara ve kaliteye ulaşma arzusu ile de bağlantılı olarak, çalışanın.işine daha fazla zaman ayırması sonucunu doğurmaktadır. Parça başı ücretin neden olduğu baskı ve stres ve ayrıca birçok ev çalışanı üzerinde yaşam standartını koruma kaygısının oluşturduğu baskı, özellikle yaşlı, hasta ve çocuklu kadınları olumsuz etkilemektedir. Bu yük, özellikle teslim ve ihraç zamanlarına uyma baskısının bulunduğu durumlarda olağanüstü artmaktadır. Örneğin, Filipinler'de giyim endüstrisinde evde çalışanlar, 5 ile 9 saati dikiş dikmek olmak üzere, günde 12 ile 14 saat çalışmaktan şikayet etmektedirler. Belkıs Kümbetoğlu'nun yaptığı araştırmada, çalışmanın alışılmış çalışma saatlerinin dışında oluşu, kadınların görünürde yararına gibi görünse de ev işleri bittiğinde ya da ev işlerinin fırsat verdiği aralarda yapılıyor olması nedeniyle çalışma zamanını çok geç saatiere yaydığı, çalışmaya ayrılan zaman ile dinlenmeye ayrılan zaman ayrımının ortadan kalktığı belirtilmektedir. Öte yandan çalışma saatlerine ilişkin koruyucu mevzuatın tele-çalışanlara uygulanması zor olduğundan, tele-çalışanlar ailevi görevleriyle iş yükümlülüklerini bağdaştırmaya çalışırken kendilerini zor durumda bulabilirler. işi yetiştirmek için ayrıca gece veya hafta sonları çalışmak zorunda kalabilirler. istenen ek bir işi yetiştirmek için yaptıkları fazla çalışmanın karşılığını alamayabilirler. 19

Evde çalışanların yasal olarak sosyal güvenlik kapsamında olup olmadıkları konusunda her ülke için geçerli genel şeyler söylemek olanaklı değildir. Bunun nedeni, farklı ülkelerde çok sayıda değişik sosyal güvenlik sisteminin varlığı ve ülkelerin gelişmişlik düzeyine bağlı olarak, sosyal güvenlik sistemlerinin kişiler bakımından kapsamlarının farklı olmasıdır. Örneğin, Avrupa'da birçok ülkede evde çalışanlar -uygulamada bazı zorluklarla karşılaşılsa bile-, yasal sosyal güvenlikten tam olarak yararlanabilmektedirler. Uygulamadaki zorluklar evde iş görenlerin çalışma statülerinden kaynaklanmaktadır; eğer bunlar kuruma "işçi" olarak bildirilmişler ve primleri tam olarak ödenmişsesosyal yardımlardan tam olarak yararlanabilmektedirler. Bazı durumlarda evde çalışanlar, işverenlerince olmasa bile, en azından devletin sosyal yardımları ile koruma altına alınmışlardır. Buna karşılık, evde çalışma kayıt dışı olarak gizlice yürütülüyorsa, ki bu biçimde çalışanlar genellikle sosyal korumaya en çok ihtiyaç duyan yoksul kişilerdir, sosyal güvenlik şemsiyesinden yoksun kalabilmektedirler. Gelişmekte olan ülkelerde, sosyal güvenlik sistemi genellikle evde çalışanları kapsamamaktadır. Örneğin, Hindistan'da işveren evde çalışanlara, hastalık, analık ve yaşlılık sigortası hakkını sunmadığı gibi, herhangi bir sosyal yardımda bulunmamakta ve ücretli izin kullandırmamaktadır. Aynı biçimde, Güneydoğu Asya ülkelerinde (Endonezya, Filipinler, Tayland) evde çalışanların, kayıtlı sektörde çalışan işçilerin sahip olduğu, hastalık ve dinlenme izinlerini talep hakları yoktur. Belkıs Kümbetoğlu'nun yaptığı araştırmada, araştırmaya katılan kadınların %77'sinin sosyal güvenliğinin olmadığı belirtilmektedir. Evde çalışma, evde çalışanların fiziksel ve psikolojik sağlığını, kariyerlerini, gelişmelerini ciddi biçimde etkileyebilir. Meslektaşlarından ayrı kalmak, evde çalışanın soyutlanmasına ve strese yol açabilir ve moralleri üzerinde olumsuz etki yaratabilir. ABD'de 1981'de yapılan bir araştırmaya göre, evde büroda çalışanların 1/4'i yalnız ve asosyal olduklarını belirtmişlerdir. ingiltere'de 1983'te yapılan bir araştırmada tele-çalışanların %60'ı soyutlanmanın en büyük sakınca olduğunu belirtmişlerdir. 1987'de Hudson's Bay Company tarafından yapılan tele-çalışmanın yarar ve sakıncaları hakkındaki geniş kapsamlı bir çalışmak zorunda araştırmada, tele-çalışanların büyük bir bölümü meslektaşlarıyla görüş alışverişi yapmayı özlediklerini dile getirmişlerdir. Evde çalışanların soyutlanması, ayrıca evde çalışanların örgütlenmelerini engellemekte, işgücünü parçalamakta ve pazarlık güçlerini ortadan kaldırmaktadır. 20

Evde çalışmanın diğer bir sakıncası olan, sağlık ve güvenlik sorunları genellikle görmezden gelinmektedir. Bunun nedeni her şeyden önce, yasaların ev ortamında çalışmadan kaynaklanan tehlikeler ve bunlardan korunmaya ilişkin çok az hüküm getirmiş olmasıdır. Sağlık ve güvenlik tehlikesi öncelikle evde çalışanın kendisi için mevcuttur; ancak bunun da ötesinde, ev çalışmasının özelliği nedeniyle, evde yaşayan diğer aile üyeleri de, özellikle çocuklar ve yaşlılar da, aynı tehlike ile karşı ev eşyaları karşıya kalmaktadır. Makina ve tehlikeli maddelerin ev ortamında diğer ile birlikte bulunması ve hiçbir denetimin yapılmaması tehlikeleri artırmaktadır. Kaldı ki ev çalışmasının yapıldığı yerlerin genellikle kentlerin gecekondu bölgelerinde bulunması, çalışma ortamının kendisinin sağlıklı olmaması. sonucunu doğurmaktadır. Belkıs Kümbetoğlu'nun yaptığı araştırmada görüşülen kadınlar, diğer şikayetlerinin yanında, uygun çalışma yerlerinin olmayışından şikayetçi olmuşlardır. Özellikle kışın, okul çağı öncesi çocukları olan ve ısıtılan tek adayı hem çalışma yeri hem oturma alanı olarak kullanmak zorunda olanlar için bu durum, işin türüne göre zaman zaman sağlık sorunları doğurabilmektedir. Özellikle tekstil ürünleri temizleme, elektrik donanımıyla ilgili montaj ve birleştirme işlerinde, terzilikte, yapıştırma gerektiren zamk gibi havaya zehirli maddeler yayan işlerde çalışmayla ilgili ayrı bir mekanın olmayışı önemli bir sorun olmaktadır. Bu durumun yarattığı sağlık problemlerinin yanısıra özellikle örme, birleştirme işiyle ilgili olarak görmede bozukluklar, baş ve eklem ağrıları araştırma sırasında kadınların sıklıkla söz ettikleri sağlık sorunları olmuştur. Ancak belirtmek gerekir ki, evde çalışanların karşılaştıkları iş kazası ve meslek hastalıklarının miktarı ve nedenlerinin çok azı bilinmektedir; en azından bunlar kayda geçmemektedir. Bu yüzden, bu konuda kapsamlı bir çalışma yapılması gereklidir. Evde çalışmanın, henüz okuma-yazma sorunları olan,.gerek yakın gerek uzak çevresinin kadını, evle özdeşleştiren değer yargıları ile kuşatılan, kadınlığı ev alanı içindebiçimlenen ev kadınları için yararı bulunmakla beraber, alınan ücretierin düşük olması ve herhangi bir güvencelerinin bulunmayışı, kadınların yarı ücretli konumda çalışmalarına, istismar edilmelerine ve cinsiyet ayrımcılığına yol açmaktadır. Kadınların toplumsal faktörler ve işveren talepleri gibi nedenlerle, işgücü piyasası dışına itilmeleri ve evde çalışmanın ev işlerinin bir uzantısı olarak görülmesi de, kadının geleneksel cinsiyet rollerini pekiştirici bir sonuç yaratmaktadır. Öte yandan, tele-çalışmadaki ayrımcı mesleki dağılım da çarpıcıdır. Erkekler, teknik, idari ve profesyonel işlerde çalışırken, kadınlar katiplik ve sekreterlik işlerinde yoğunlaşmışlardır ve kısmi çalışma işgücünün %90'ını oluşturmaktadırlar. Bu iki grubun pazarlık yapma güçleri, çalışma koşulları ve çalışma statüleri 21

oldukça farklıdır. Kadın işgücünün aleyhine olan bu dağılımda kadınların eğitim düzeylerinin -özellikle bilgi teknolojisi alanında- erkeklere kıyasla daha düşük olmasının büyük rol oynadığı söylenebilir. Evde çalışmanın sakıncaları arasında son olarak, çocuk işçiliği sayılabilir. Endüstrileşmiş ülkelerde evde çalışmanın tamamen yasaklanması gerektiğini savunanların en önemli gerekçelerinden biri de, ev çalışmasının çocuk işçiliğini artırdığıdır. Bu ülkelerde çocuklar okul sonrası birkaç saatliğine de olsa evde çalışmaktadırlar. Buna karşılık gelişmekte olan ülkelerde çocuklar çok daha uzun süre ve çoğunlukla aile-içi işgücü olarak ücretsiz çalıştırılmaktadırlar. Aile içinde dahi olsa, çocuk işgücü kolaylıkla sömürüye açıktır ve çocuğun doğal gelişmesine ve eğitimine engel olan bir husustur. c) Ülke Ekonomisi Açısından Yarar ve Sakıncaları aa) Evde çalışma ile elde edilen gelir, sadece yoksul ailelerin ayakta kalmaları için değil, ülke ekonomisi bakımından da önemlidir. Evde çalışma, işsizlikle mücadelede önemli bir rol oynamakta, bazı hallerde GSMH içinde önemli bir yer tutmakta ve ülkelerin ihracat gelirinin büyük bir bölümünü oluşturmaktadır. Her ne kadar makro-ekonomik veriler, evde çalışmanın ülke ekonomisi üzerindeki etkileri konusunda yetersiz ise de, evde çalışmanın son zamanlarda birçok ülkede özellikle ihracat gelirlerini artırdığı yönünde belirli gözlemler mevcuttur. Örneğin, Filipinler'de konfeksiyon, el aletleri ve ayakkabı imalatı ve ihracatının son yıllarda önemli ölçüde arttığı bilinmektedir. Yine, Hindistan, Sri Lanka, Bangladeş ve ülkemizde ihraç ürünleri evde çalışmanın büyük oranını oluşturmaktadır. Orta Anadolu'da halı dokuma üzerine tesadüfi seçime dayalı bir araştırma, aile gelirlerinin %50'sinin evde çalışma ile elde edildiğini ortaya koymuştur. Birden fazla ürünün kaldırıldığı nispeten daha iyi durumda olan yörelerde dahi, evde halı dokumacılığı aile için ek gelir oluşturduğundan tercih edilmektedir. Evde çalışmanın diğer bir yararı, bir ülkenin az gelişmiş yörelerinin canlanmasına yardımcı olmasıdır. Özellikle sezon ve mevsimlik çalışmaların yapılabildiği kırsal alanlarda evde çalışma, başka iş olanaklarının bulunmadığı mevsim veya sezon dışı zamanlarda ailenin tek gelir kaynağı olmaktadır. Teleçalışma ise, kırsal ve soyutlanmış bölgelerde çalışanlar için yeni iş olanakları yaratabilir ve bölgesel farklılıkları azaltabilir. Kırsal ve soyutlanmış bölgelerde 22

tele-çalışma yoluyla istihdam yaratma fikri yenidir. Bu fikir, uzak bölgelerde mevcut olmayan hizmetlerin sağlanması için yapılan kamusal girişimlerden ortaya çıkmıştır. Bu örnekler de gösteriyor ki, evde çalışma ulusal ve bölgesel bakımdan önemli bir ekonomik faaliyet olmakta ve elde edilen gelir, başka iş olanağı bulunmayan yoksul ailelerin gelirlerinin büyük bir bölümünü oluşturmaktadır. bb) Ülke ekonomisi için yukarıda belirtilen yarariarına karşılık, evde çalışma genellikle kayıt dışı ekonomi içinde kaldığından, devletin vergi gelirlerinde önemli kayıplara neden olmaktadır. Ayrıca, kayıt dışı evde çalışma, kayıtlı işyeri çalışmalarına karşı haksız rekabet yaratmaktadır. 23

ll. EVDE ÇALlŞMAYA ilişkin GENEL BiLGiLER 1. Evde Çalışmanın Tanımı ve Biçimleri a. Evde Çalışma ve Evde Çalışanların Tanımı Evde üretim veya ev temelli üretim, bir başka deyişle bir fabrikada veya klasik anlamda işyerinde değil, genellikle çalışanın kendi evinde üretim çeşitli biçimlerde yapılmaktadır. Bu nedenle, ev temelli üretim biçimlerinden biri olan evde çalışmanın, ev temelli üretimin diğer türlerinden, evde çalışanların da diğer çalışan gruplarından ayırtedilmesi öne-mlidir. UÇÖ'nün 1996 tarihli 177 sayılı Evde Çalışma Sözleşmesi ve aynı tarihli 184 sayılı Evde Çalışma Tavsiyesi'nin 1 (a) maddesine göre, evde çalışma, evde çalışan olarak adlandırılabilecek, ulusal yasa, tüzük ve mahkeme kararları uyarınca bağımsız çalışma için gerekli olan özerklik ve bağımsızlığa sahip olmayan kişi tarafından, "(i) kendi evinde veya işverenin işyeri dışında olmak kaydıyla kendi seçtiği diğer yerlerde, (ii) bir karşılık mukabilinde, (iii) malzeme, ekipman ve diğer girdilerin, kendisi, işveren veya aracı tarafından temin edilmesine bakılmaksızın, işverence belirlenen mal veya hizmetlerin üretimi için çalışmadır." Öğretide genel kabul gören bir tanıma göre ise evde çalışma, bir işveren veya aracı için, çalışanın seçtiği bir yerde, genellikle de kendi evinde, bu kişilerin doğrudan bir yönetimi/denetimi olmaksızın bir anlaşma uyarınca bir malın üretilmesi veya bir hizmetin sunulmasıdır. Evde çalışma, "ev çalışması", "eve iş verme sistemi" veya "ev sanayii" olarak da adlandırılmaktadır. Evde çalışanlar ise, "işyeri dışında çalışanlar", "ev temelli çalışanlar" veya "parça başına çalışanlar" olarak da adlandırılmakla beraber; evde çalışmayla aynı anlama gelen "işyeri dışında çalışanlar" dışındaki terimler, evde çalışmanın 24

farklı yönlerini vurgulamakta fakat evde çalışanlar kategorisini tam olarak tanımlamaya yeterli olmamaktadır. Avrupa Konseyi'nce 1998 yılında Evde Çalışanların Korunması Raporu'nda ulusal mevzuat ve uygulamaya dahil edilmesi için önerilen evde çalışmaya ilişkin kavram ve önerilerde, evde çalışanlar şu biçimde tanımlanmaktadır: "1.1. Evde çalışan, sabit bir yerde, işverene bağlı durumda fakat işverenin denetimi(kontrolü) altında olmayan bedensel veya düşünsel iş yapan kişidir. 1.2. Bağlılık, çalışanın yapmakla yükümlü olduğu işin bağlı olacağı koşullarla ilgili olarak uyulması istenen emirlerde ve/veya firmanın amacı olan işin üretimine ilişkin ayrıntı ve taleplerde mevcuttur." UÇÖ tarafından hazırlanan 1989 tarihli Ev Çalışmasına ilişkin çalışmada (Conditions of Work Digest) evde çalışanların aşağıdaki ölçütlerden oluştuğu kabul edilmektedir: "- Ev çalışmasında evde çalışanla işveren, taşeren (subcontractor), temsilci (agent) ve aracı (middleman) arasında iş ilişkisi vardır. Sözleşme, ulusal mevzuatta belirtildiği biçimde örtülü veya açık, sözlü veya yazılı olabilir. - işin yapıldığı yer, işverene ait binanın/yerin dışındadır. Ancak evde çalışmanın bütün türleri "ev temelli" olmak zorunda değildir. iş, komşu iş istasyonları (workstation), atölyeler veya işverene ait olmayan yerlerde/binalarda yapılabilir. Bu durum, aynı zamanda işverenin çok az bir doğrudan yönetiminin söz konusu olduğunun veya çalışma yöntemine ilişkin çok az düzenleme yapılabildiğinin de göstergesidir. - Ödeme biçimi genellikle parça başına veya üretim biçimine göre yapılmaktadır; ancak her parça başına çalışan kişi, evde çalışan değildir. - Malzeme veya araçların teminine gelince, bazı durumlarda evde çalışanların kendi araçları mevcutken, bazılarında işveren araçları ödünç verebilir veya kiralayabilir. Benzer olarak, evde çalışanlar hammaddelerini dışarıdan veya işveren veya taşerendan satın alabilirler ve bitmiş veya yarı onlara tekrar satabilirler." işlenmiş ürünleri 25

Bu ölçütlere karşın, bazı durumlarda evde çalışmaya ilişkin ayırt- edici ölçütler net olmayabilir ve evde çalışanları diğer çalışan gruplarından ayırdetmek zor olabilir. Örneğin, kendileri evde çalışmaya devam ederken diğer çalışanlara iş dağıtan ve taşeron veya müteşebbis (entrepreneurs) haline gelen evde çalışanların durumu böyledir. Evde çalışanların tanımından ötürü zorluk yaşanan diğer durumlar, işverenle hiçbir ilişkisi olmayan evde çalışana yardım eden ücretsiz aile yardımcılarının, üyesi bulundukları üretici kooperatif için çalışan evde çalışanların, çalışanı ve işvereni oldukları ticari bir işletmeyi oluşturmuş olan evde çalışanların durumlarıdır. b) Evde Çalışmanın Biçimleri Evde çalışma, bazı geleneksel alanlarda eskiden beri uygulanmakta olduğu gibi, 1980'1erden bu yana yeni teknolojilerin kullanımıyla ortaya çıkan tele çalışmanın bir bölümü de evde yapılabilmektedir. aa) Geleneksel Evde Çalışma Geleneksel alanlarda evde çalışma bir çok faaliyet alanına yayılmış olup, ürün biçimleri ise çok çeşitlidir. Evde çalışmanın en yaygın olduğu endüstri, emek-yoğun ve adem-i merkezileşmeye elverişli olan giyim ve tekstil endüstrisidir. Bunun için evde çalışanların gereksinim duydukları araçlar en az düzeydedir. Bunlar sadece dikiş makinası, makas, iğne ve ipliktir. Pek çok işlem herhangi bir makinaya gereksinim olmaksızın elle yapılabilir. Bir giysi üretimi çeşitli faaliyetlere göre bölünebilir ve parça başına eve verilebilir. Benzer özelliklere sahip olan deri endüstrisi de uzun bir evde çalışma geleneğine sahiptir. Evde çalışma bir çok ülkede diğer imalat endüstrilerine de yayılmıştır. Pek çok ürünün imalatı elle ya da basit makinalarla yapılabilen basit bazı işleri gerektirmektedir. Ürünleri ayıklamak ve sınıflandırmak, temizlemek, paketiemek ve etiketiemek gibi işler emek yoğun işlerdir. Örneğin, Almanya'da evde çalışanların işleri onüç farklı endüstride sınıflandırılmıştır. Demir, metal, elektronik ve optik endüstrileri evde çalışanların en yoğun olduğu endüstriler olarak belirlenmiştir. Bunları, giyim, kimyasal ve sentetik madde ve kağıt ve mukawa işleme endüstrileri izlemektedir. Japonya'da modern endüstriler hızla büyümesine rağmen, bu işletmelerin evde çalışanlara iş dağıtan taşeron firmalarla çalışmasında bir artışa neden olmuştur. Makina ve teçhizat endüstrisinde evde çalışanlar örneğin bobin sarmaveya radyo ya da televizyon parçalarını lehimleme işlerini yapmaktadırlar. 26