Dünya Düzeninde Çin, Türkiye-Çin İlişkileri Selçuk Çolakoğlu, der., USAK Yayınları, Ankara, Eylül 2012, 168 Sayfa. Müjde BRAHİMİ* Dünya Düzeninde Çin, Türkiye-Çin İlişkileri, 10 Şubat 2012 tarihinde Uluslararası Stratejik Araştırmalar Kurumu nda (USAK) düzenlenen Dünya Düzeninde Çin ve Türkiye-Çin İlişkileri konulu konferansta Çinli ve Türkiyeli akademisyenlerin konuşma ve sunumlarının Doç Dr. Selçuk Çolakoğlu tarafından derlenmesiyle oluşmuştur. Gerek Türkiye de 2012 yılının Çin Kültür Yılı olarak kabul edilmesi, gerek son yıllarda Türkiye ile Çin arasında ekonomik ve ticari ilişkilerin artması sebebiyle gözler iki ülke arasında çok boyutlu görüşmelere ve pek çok konuda istişarelerin yapılmasına çevrilmiştir. Konferansın adından da anlaşılacağı üzere konuşmalar, Çin in uluslararası sistemde gittikçe yükselen konumu ve bunun neticesinde Türkiye olan münasabetinin yörüngesini ve boyutlarını kapsamaktadır. Çinli akademisyenlerin konuşmaları, sade bir dille çevrilmiş, bazı kavramların yanına Çince karşılıkları yerleştirilerek okur bilgilendirilmiştir. Genel olarak akademisyenlerin yaptığı konuşmaların konuşma dilinin yazı diline başarılı bir şekilde uyarlanmasıyla anlaşılır ve açıklayıcı bir anlatım ortaya konulmuştur. Kitap, içindekiler, Çin Halk Cumhuriyeti Ankara Büyükelçisi Gong Xiasheng in açılış konuşması, USAK Başkanı E. Büyükelçi Özdem Sanberk in konferans ile ilgili değerlendirmesi, kitabın editörü Selçuk Çolakoğlu nun kitabın içeriğine ilişkin özeti ve kitabın basımında yardımı olanlara teşekkürü, * Orta Doğu Teknik Üniversitesi. 155
sekiz konferans metni ve her birinin son kısmında yer alan kaynakça kısımları ile en sonda Emre Tunç Sakaoğlu nun düzenlediği Çin Kronolojisi bölümlerinden oluşmaktadır. İlaveten, kitapta ilgili bölümlerde istatistiki verilere ve tablolara yer verilmiştir. Çin Ankara Büyükelçisi Gong Xiaosheng açılış konuşmasında Türkiye-Çin ilişkilerinin gelişimi üzerine bazı bilgiler sunmuştur. Xiaosheng, iki ülke arasında diplomatik, ekonomik ve ticari alanlar ile finans, maden ve çelik sektörlerinde artan ilişkilere işaret etmiş ve tarihsel bağlara değinmiş ve her iki ülke akademisyenlerinin de girişimiyle düzenlenen bu konferansın Türk-Çin dostluğunun pekiştirilmesine katkıda bulunacağını ümit ettiğini belirtmiştir. USAK Başkanı Büyükelçi Özdem Sanberk e ait konuşma metninde Türkiye ile Çin in zengin ve köklü tarihleri ile doğru orantılı olarak aralarında pek çok alanda gelişen ilişkilere, çok boyutlu işbirliğine ve bilhassa Çinli akademisyenlerin gittikçe uluslararası platformda seslerini duyurabilmelerine ve diğer ülkelerle fikir alışverişinin yapılmasına özen gösterildiğine işaret edilmiştir. Sanberk son olarak, konferansın Türkçe ye çevrilmesi ile hem Türkçe literatürüne katkı sağlamasının amaçlandığını, hem de Çin in Türkiye de daha bilinir hale gelmesinin önünün açıldığını dile getirerek konferansın önemine vurgu yapmıştır. Kitabın editörü Doç Dr. Selçuk Çolakoğlu, Çin in son yıllarda gösterdiği kayda değer büyümenin diğer tüm ülkeler gibi Türkiye tarafından da yakından takip edildiğini, buna istinaden Çin in Türkiye de daha fazla tanınır hale gelmesi adına konferansın katkı sağlayacağını, konferansta yapılan konuşmaların sınırlı katılımcıya ulaşmasından ziyade tüm Türkiye kamuoyu ile paylaşılmasının arzu edildiğini ve bu nedenle konuşma metinlerinin kitaba dönüştürüldüğünü ifade ederek kitabın bölümleri hakkında kısa bilgiler vermiştir. Yıldız Teknik Üniversitesi, Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü nden Doç Dr. Sadık Ünay ın Entegrasyondan Rekabete: Küresel Ekonomi Politik Sistemde Çin başlıklı giriş metninde Çin in bilhassa 1950 li yıllardan günümüze, uluslararası sistemde önemli bir aktör haline geliş süreci ekonomi-politik açısından değerlendirilmiştir. Ünay, Çin in ekonomik gelişiminin kendine özgü dinamiklerini sıralamış ve Çin in küresel niyetleri üzerine tartışmaları çeşitli görüşler nezdinde okura sunmuştur. İlaveten, Çin in geliştirdiği sosyalist piyasa ekonomisinin üç aşamalı yapısı ele alınmış, dünya ekonomisiyle finansal entegrasyonun gerçekleştirilmesinde rol oynayan Dünya Ticaret Örgütü gibi önemli kurumlar, Çin in 2005 ve 2008 krizleri arasındaki dönemde izlediği ekonomi poolitikaları ve finansal entegrasyon sürecinin 156
genel bir şeması çizilmiştir. Sadık Ünay ayrıca, Çin in yükselişini değerlendirmenin zorluklarına dikkati çekmiş, bilhassa güç ve önem kavramları arasındaki ayrıma vurgu yapmıştır. Bu bölümde son olarak, Çin in küresel rolü ve Çin modelinin geleceği üzerinde çıkarımlarda bulunulmuştur. Uluslararası Politikada Çin: Çin Hegemonik Bir Güç Olabilir mi? başlıklı ikinci bölüm, TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi, Uluslararası İlişkiler Bölümü öğretim görevlisi Dr. Bahadır Pehlivantürk ün konuşma metnine ait. Pehlivantürk, Çin in ekonomi temelli yükselişine, genel olarak Asya da görülen olumlu gelişmelere ve ABD nin yumuşak gücünde (soft power) meydana gelen zayıflamaya paralel olarak gündeme gelen güç kayması tartışmalarını dile getirmekte ve genel görüşün Çin in ABD nin hegemonik gücüne yönelik ciddi bir tehdit olarak algılandığı yönünde olduğunuifade etmektedir. Bu bağlamda Pehlivantürk, Robert Keohane nin Hegemonik İstikrar teorisi ışığında Çin in ABD ye alternatif bir hegemonik güç olabilmesi için uluslararası sistemde yeni bir hegemona ihtiyaç duyulması gerekliliğinden söz etmmekte ve Çin in hegemon olabilmesi için ekonomik gücün yeterli olmadığını Gramsci nin hegemon anlayışı temelinde açıklamakta ve bu anlamda Çin in önündeki mevcut engelleri sıralamaktadır. Üçüncü bölüm, Turgut Özal Üniversitesi, İktisat Bölümü Başkanı Yrd. Doç. Dr. Ramazan Taş ın Çin Ekonomisinin 10 Temel Dinamiği başlıklı konuşmasını içermektedir. Taş, bu bölümde Çin ekonomisinin 2000 yıllık değişimini bu ülkenin ekonomik yapısının kendisine has dinamikleri nezdinde ve dünya genelinde mevcut veriler aracılığıyla düzenlenmiş tablolar yardımıyla açıklamıştır. Taş, Çin ekonomisinin temelini oluşturan 10 dinamiği, Çin in dünyanın en büyük nüfusuna, en büyük işgücü piyasasına, en büyük tüketim piyasasına sahip olması, hızlı kentleşme sürecine rağmen kentleşme oranının hala düşük olması, çift haneli büyüme performansı, yüksek Ar-Ge ve patent performansı, az tüketim ile çok yatırım, sanayi sektörünün ekonominin lokomotifive lider sektörü olması, ülkede sanayileşme sürecini derinleştirmesi ve ihracat merkezli ekonomi yoluyla dünya ile stratejik bir entegrasyon gerçekleştirme olarak sıralamıştır. Son olarak Taş, Çin ekonomisinin hızlı bir büyüme gerçekleştirebilmesi için uygulanan üç temel politikanın analizini yaparak Çin ekonomisi üzerine okurlara tam bir değerlendirme sunmuştur. Çin in Barışçıl Büyüme Doktrini ve Ortadoğu ile Afrika Ülkeleriyle İlişkiler başlıklı bölüm, Çin Sosyal Bilimler Akademisi, Batı Asya ve Afrika Çalışmaları Enstitüsü nden Prof. Dr. Yang Guang ın konuşma metnine aittir. Guang bu metinde barışçıl büyüme kavramını, Çin in son yıllarda Afrika ülkeleriyle artan ilişkilerini ve Çin-Türkiye ilişkilerini yorumlamıştır. 157
Nankai Üniversitesi, Zhou Enlai Hükümet Okulu, Asya Araştırmaları Merkezi Müdürü Prof. Dr. Yang Long tarafından yapılan Çin de Bölgesel Gelişimin Politik İktisadi Analizi başlıklı konuşma, beşinci bölümde yer almıştır. Long bu bölümde Çin in Doğu, Batı ve Orta bölgeleri arasındaki sosyoekonomik dengesizlikleri ele almış ve bölgeler arasındaki muazzam farklılıkları tablolarla somutlaştırmıştır. Long ayrıca, hem bölgeler arasındaki ekonomik rekabete ve dengesizliklerin giderilmesinin önündeki engellere vurgu yapmış, hem de yerel işbirliği modelleri ve bunların etkileri üzerine okurları bilgilendirmiştir. Çin Sosyal Bilimler Akademisi, Çin Sınırları Tarihi ve Coğrafyası Merkezi araştırmacısı Dr. Adili Aini, Sincan Uygur Özerk Bölgesi nin Dış Dünyaya Açılımı ve Türkiye ile İlişkiler başlıklı altıncı bölümde Uygur Türklerinin yaşadığı, Urumçi, Shihezi ve Turpan kentlerini içine alan ve özerk bir bölge olan Sincan (Xinjiang) bölgesinin 1979 dan bu yana dışa açılım sürecini üç tarihsel safhada ele almıştır. Aini özellikle, 17 Mayıs 2010 tarihinde Beijing de düzenlenen Merkezi Çalışma Konferansı ile Sincan da istikrarlı ve uzun bir kalkınma döneminin hayata geçirilmesine yönelik projelere ve hedeflere karar verildiğine işaret etmiştir. Bu bölümde yer verilen bir diğer husus ise Çin-Türkiye ilişkileridir. Aini, iki ülke arasındaki ilişkilerin geliştirilmesinin önemini vurgulamış ve yeni İpek Yolu projesinin bu bağlamda ikili ilişkileri ilerleteceğine değinmiştir. Batı Çin in Kalkınması ve Çin-Türkiye İlişkileri başlıklı metin, Çin Sosyal Bilimler Akademisi, Çin Sınırları Tarihi ve Coğrafyası Merkezi araştırmacısı Dr. Zuliyati Simayi tarafından sunulmuş ve yedinci bölümde yer almıştır. Simayi bu bölümde öncelikle Çin in az gelişmiş Batı bölgelerinde kalkınmayı gerçekleştirmek amacıyla hayata geçirilen Büyük Batı Kalkınma Stratejisi nin içeriği ve uygulanışı hakkında bilgi vermiştir. Metnin ilerleyen kısımlarında Çin in genel olarak Batı bölgesinin kalkınmasına ilişkin stratejilerin altyapı, ekonomik kalkınma, halkın yaşamı ve çevresel koruma alanlarında etkisi, Batı Çin in kalkınması ve buna paralel olarak Sincan bölgesinin hızlı gelişimi, demografik özellikleri, dili, ekonomik kalkınmanın geldiği aşama, altyapı çalışmaları, çevresel koruma, halkın yaşam koşulların geliştirilmesi, eğitim ve sağlık hizmetleri, bölgesel ve dış ticaret üzerine incelemelerini ortaya koymuştur. Simayi, son olarak Batı Çin in kalkınmasının önemine işaret etmiş ve kalkınma politikalarının Türkiye ile Çin arasında ekonomik işbirliğinin geliştirilmesi açısından tarihi bir fırsta olduğu dile getirmiştir. Türkiye-Çin İlişkilerinde Yeni Boyut adlı son bölüm, USAK Asya Pasifik Araştırmaları Merkezi Başkanı ve aynı zamanda kitabın editörü Doç. Dr. Sel- 158
çuk Çolakoğlu tarafından yazılmıştır. Çolakoğlu, Nisan 2000 de Çin Cumhurbaşkanı Jiang Zemin in Türkiye ziyareti ile iki ülke arasındaki ilişkilerde yeni bir dönemin açıldığını, bu dönemin sadece ekonomik temelli değil, aynı zamanda siyasi düzeyde de işbirliğine yönelik olduğunu ve bu bağlamda her iki ülkenin de iyi niyetli davranarak kültürel ve diplomatik ilişkileri sürdüğünü belirtmiştir. Çolakoğlu son olarak, Türkiye ile Çin arasında son yıllarda görülmekte olan yoğun ilişkinin stratejik ortaklığa doğru evrildiğini belirtmiştir. Emre Tunç Sakaoğlu nun düzenlediği Çin Kronolojisi ise bütüncül bir Çin ve Türkiye-Çin ilişkileri tarihçesini kısa ve öz bir şekilde okurlara sunmuştur. Kitabın genel bir değerlendirmesini yapmak gerekirse,işaret edilmesi gereken ilk husus kitabın Çin in son yıllarda gösterdiği ciddi ekonomik performansı sebebiyle dikkatleri üzerine çektiği bir dönemde, bilhassa Türkiye kamuoyunda bu ülke ile ilgili birtakım soru işaretlerinin giderilmesi adına anlaşılır bir dille, somut verilerle ve farklı açılardan yorumlar ile genel bir değerlendirme sunmasıdır. Bu açıdan özellikle Sadık Ünay ın giriş bölümünde yer alan ve küresel ekonomi politik sistemde Çin in konumu ile ilgili konferans metni ile Bahadır Pehlivantürk ün ikinci bölümde yer alan ve Çin in hegemonik bir güç olup olamayacağı ile ilgili metin açıklayıcı olmaktadır. Kitabın bir diğer önemli özelliği ise Çinli akademisyenlerin gözünden Türkiye-Çin ilişkilerinin nasıl görüldüğü ve yorumlandığı konusunda aydınlatıcı bilgiler içermesidir. Bu bağlamda Türkiye-Çin ilişkilerinin ele alındığı sayfalar (Ss. 97-98, 120-126, 141-143, 145-155) ilişkilerin geçmişten günümüze seyrini ve mevcut durumunu detaylı bir şekilde ortaya koymaktadır. Konferansın amacıyla doğru orantılı olarak iki ülke arasında iyi niyet temelinde ilişkilerin geliştirilmesine ve Türkiye kamuoyunda Çin in tanınmasına ve Çin in yükselişinin doğru algılanmasına yardımcı olacak bilgiler sunulmuştur. Son olarak kitap, Çin in kendine özgü iç dinamiklerinin gerek politik gerek iktisadi analizini okurlara anlaşılır ve açıklayıcı bir şekilde sunma açısından faydalıdır. Özellikle, Çin ekonomisinin 10 temel dinamiğinin sıralandığı ve tablolarla analiz edildiği bölüm bu açıdan önemli bir veri sunmaktadır (Ss. 57-90)s Bir bütün olarak, kitabın akademik düzeyde Çin ile ilgili literatür boşluğuna ciddi katkılar sağlayacağı ve bu alanda daha çok çalışmaların yapılmasını teşvik edeceği beklenmekedir. 159