KÜRESEL FİNANS KRİZİNİN ALMANYA VE TÜRKİYE YE ETKİLERİ - ALMANYA ÖRNEĞİ



Benzer belgeler
tepav Küresel Kriz e Karşı ş TEPAV Politika Önerileri TBB İstanbul , 28 Nisan 2009

TÜRKİYE EKONOMİSİNDE YAŞANAN GELİŞMELER VE 2011 YILI EKONOMİK BEKLENTİLERİ. Dr.Süleyman Yaşar. 17 Nisan 2011

2012 Nisan ayında işsizlik oranı kuvvetli bir düşüş ile 2012 Mart ayına göre 0,9 puan azalarak % 9 seviyesinde

Dünya ve Türkiye Ekonomisindeki Gelişmeler ve Orta Vadeli Program. 22 Kasım 2013

DÜNYA EKONOMİSİNDEKİ GELİŞMELER

GRAFİKLERLE FEDERAL ALMANYA EKONOMİSİNİN GÖRÜNÜMÜ

Ekonomi Bülteni. 17 Ağustos 2015, Sayı: 23. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Abdi İpekçi Caddesi No : 57, Reasürans Han, E Blok 7.Kat Harbiye İstanbul Tel : +90 (212)

TÜRKİYE İŞVEREN SENDİKALARI KONFEDERASYONU AYLIK EKONOMİ BÜLTENİ

MESLEK KOMİTELERİ ORTAK TOPLANTISI. Ender YORGANCILAR Yönetim Kurulu Başkanı

MAKROİKTİSAT BÖLÜM 1: MAKROEKONOMİYE GENEL BİR BAKIŞ. Mikro kelimesi küçük, Makro kelimesi ise büyük anlamına gelmektedir.

DÜNYA EKONOMİSİNDEKİ GELİŞMELER

2010 YILI OCAK-MART DÖNEMİ TÜRKİYE DERİ VE DERİ ÜRÜNLERİ İHRACATI DEĞERLENDİRMESİ

Dünya Ekonomisindeki Son Gelişmeler

Küresel Krizden Sonrası Reel ve Mali. Sumru Altuğ Koç Üniversitesi, CEPR ve EAF 14 Mayıs 2010

Abdi İpekçi Caddesi No : 57, Reasürans Han, E Blok 7.Kat Harbiye İstanbul Tel : +90 (212)

Türkiye Ekonomisi: Bazı Yapısal Sorunlar. Fatih Özatay 30 Mart 2012

2012 SINAVLARI İÇİN GÜNCEL EKONOMİ ÇALIŞMA SORULARI. (40 Test Sorusu)

Ekonomide Değişim. 15. ÇözümOrtaklığı Platformu. 15 Aralık

2010 ŞUBAT AYI HALI SEKTÖRÜ İHRACATININ DEĞERLENDİRMESİ

ORTA VADELİ PROGRAM ( ) 4 Ekim 2016

EKONOMİK VE MALİ POLİTİKA GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Eylül 2011, No:1

Dünya Ekonomisindeki Son Gelişmeler

EKONOMİ POLİTİKALARI GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Nisan 2013, No: 58

tepav Mart2011 N POLİTİKANOTU Cari Açığın Sebebini Merak Eden Bütçeye Baksın Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı

2010 OCAK MART DÖNEMİ HALI SEKTÖRÜ İHRACATININ DEĞERLENDİRMESİ

2017 AĞUSTOS FİNANSAL TREND RAPORU

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2017 TEMMUZ AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU. İTKİB Genel Sekreterliği Hazırgiyim ve Konfeksiyon Ar-Ge Şubesi.

Ekonomik Görünüm ve Tahminler: Ekim 2014

Genel Görünüm. ABD, Euro Bölgesi, İngiltere ve Japonya merkez bankaları da kısa dönemde faiz artırımı yapmayacaklarının sinyalini vermişlerdir.

AKTİF EĞİTİMCİLER SENDİKASI EKONOMİ SERVİSİ YÜKSEK ENFLASYON / KAMU ÇALIŞANLARI KAYIP RAPORU

2010 OCAK AYI HALI SEKTÖRÜ İHRACATININ DEĞERLENDİRMESİ

ORTA VADELİ PROGRAM ( ) 8 Ekim 2014

Abdi İpekçi Caddesi No : 57, Reasürans Han, E Blok 7.Kat Harbiye İstanbul Tel : +90 (212)

ANADOLU HAYAT EMEKLİLİK A.Ş GELİR AMAÇLI ESNEK EMEKLİLİK YATIRIM FONU YILLIK RAPOR

CARİ AÇIK NEREYE KADAR?

İthalat 5 birim olduğuna göre, toplam talep kaç birimdir?

Küresel İktisadi Görünüm

Abdi İpekçi Caddesi No : 57, Reasürans Han, E Blok 7.Kat Harbiye İstanbul Tel : +90 (212)

IMF KÜRESEL EKONOMİK GÖRÜNÜMÜ

Abdi İpekçi Caddesi No : 57, Reasürans Han, E Blok 7.Kat Harbiye İstanbul Tel : +90 (212)

TEMEL MAKROEKONOMİK GÖSTERGELER - BÜYÜME

AB NİN EKONOMİK YAPISIYLA İLGİLİ TEMEL BİLGİLER 1. Ülkelerin Yüz Ölçümü 2. Ülkelerin Nüfusu 3. Ülkelerin Gayri Safi Yurtiçi Hâsıla 4.

TCMB O/N Faiz Oranları (% ) 70.0% 60.0% 50.0% 40.0% 30.0% 20.0% 10.0% 0.0%

ANADOLU HAYAT EMEKLİLİK A.Ş GRUPLARA YÖNELİK GELİR AMAÇLI KAMU BORÇLANMA ARAÇLARI EMEKLİLİK YATIRIM FONU YILLIK RAPOR

TÜRKon/HED/13-39 DEĞERLENDİRME NOTU. Faks: +90 (212) TÜRKİYE EKONOMİSİ. Sanayi üretiminde kritik gerileme.

FİNANSAL RİSKLER & KORUNMA YÖNTEMLERİ

Ekonomi Bülteni. 29 Haziran 2015, Sayı: 17. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

PAZAR BÜYÜKLÜĞÜ YATIRIM MALĐYETLERĐ AÇIKLIK EKO OMĐK VE POLĐTĐK ĐSTĐKRAR FĐ A SAL ĐSTĐKRAR

FEDERAL ALMANYA EKONOMİK GELİŞMELER RAPORU Yılı. II. Çeyrek Dönem Değerlendirmesi. Berlin Ekonomi Müşavirliği

DÜNYA EKONOMİSİ. FED in faiz artırımı sürecine yönelik zamanlamayı fiyatlandırmakla güçlük çeken küresel piyasalar,

MALİYE BAKANI SAYIN MEHMET ŞİMŞEK İN MAKROEKONOMİK GELİŞMELER İLE 2010 YILI OCAK- HAZİRAN DÖNEMİ MERKEZİ YÖNETİM BÜTÇE GERÇEKLEŞMELERİNİ

Halka Arz Seyri: Türkiye ye Bakış 2013 yılının ikinci çeyreği

TÜRKİYE NİN DIŞ TİCARET YAPISI. Doç. Dr. İsmet GÖÇER Aydın İktisat Fakültesi Ekonometri Bölümü

Ekonomik Görünüm ve Tahminler: Nisan 2015

Global Ekonomi ve Yurtdışı Piyasalar. Temmuz 2011

GENEL EKONOMİK DEĞERLENDİRME

Dünya Ekonomisindeki Son Gelişmeler

Kıvanç Duru 2015 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Programı Değerlendirmesi

Giriş İktisat Politikası. İktisat Politikası. Bilgin Bari. 28.Eylül.2015

Enflasyon çift haneye yaklaştı, cari açık daralıyor

Ekonomi Bülteni. 01 Aralık 2014, Sayı: 48. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Abdi İpekçi Caddesi No : 57, Reasürans Han, E Blok 7.Kat Harbiye İstanbul Tel : +90 (212)

CARİ İŞLEMLER DENGESİ

TÜRKİYE İŞVEREN SENDİKALARI KONFEDERASYONU AYLIK EKONOMİ BÜLTENİ

Türkiye de melek yatırımcıların ve

SORU SETİ 11 MİKTAR TEORİSİ TOPLAM ARZ VE TALEP ENFLASYON KLASİK VE KEYNEZYEN YAKLAŞIMLAR PARA

AÇIKLANAN SON EKONOMİK GÖSTERGELERDE AYLIK DEĞERLENDİRME RAPORU

Plan Ödemeler Dengesi, tanım, kapsamı Ana Hesap Grupları Cari Denge, Sermaye Hesabı Dengesi Farklı Ödemeler Dengesi Tanımları Otonom ve Denkleştirici

Geleceği Şimdiden Tüketmek Hazırlayan: Prof. Dr. Veysel ULUSOY Yard. Doç. Dr. Çiğdem Özarı

BİRİNCİ BÖLÜM TÜRKİYE EKONOMİSİNE PANORAMİK BAKIŞ...

Abdi İpekçi Caddesi No : 57, Reasürans Han, E Blok 7.Kat Harbiye İstanbul Tel : +90 (212)

Abdi İpekçi Caddesi No : 57, Reasürans Han, E Blok 7.Kat Harbiye İstanbul Tel : +90 (212)

EKONOMİ POLİTİKALARI GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Eylül 2013, No: 72

Makro Veri. Cari açık yeni rekorda. Tablo 1: Cari Denge (milyon $) -month,

2005 YILI İLERLEME RAPORU VE KATILIM ORTAKLIĞI BELGESİNİN KOPENHAG EKONOMİK KRİTERLERİ ÇERÇEVESİNDE ÖN DEĞERLENDİRMESİ

Döneminde Türk Bankacılık Sektörü

AB NİN EKONOMİK YAPISIYLA İLGİLİ TEMEL BİLGİLER 1. Ülkelerin Yüz Ölçümü 2. Ülkelerin Nüfusu 3. Ülkelerin Gayri Safi Yurtiçi Hâsıla 4.

Türkiye Ekonomisi 2000 li yıllar

TÜRKİYE İŞVEREN SENDİKALARI KONFEDERASYONU AYLIK EKONOMİ BÜLTENİ

Ekonomi Bülteni. 28 Aralık 2015, Sayı: 41. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

2010 OCAK EKİM DÖNEMİ HALI SEKTÖRÜ İHRACATININ DEĞERLENDİRMESİ

EKONOMİ DEKİ SON GELİŞMELER Y M M O D A S I P R O F. D R. M U S T A F A A. A Y S A N

AYDIN TİCARET BORSASI

AYDIN TİCARET BORSASI

Eylül 2013 B.H. AB VE ULUSLARARASI İŞBİRLİĞİ ŞUBESİ

Cari işlemler açığında neler oluyor? Bu defa farklı mı, yoksa aynı mı? Sarp Kalkan Ekonomi Politikaları Analisti

DERS NOTU 09 DIŞLAMA ETKİSİ UYUMLU MALİYE VE PARA POLİTİKALARI PARA ARZI TANIMLARI KLASİK PARA VE FAİZ TEORİLERİ

DÜNYA BANKASI TÜRKİYE DÜZENLİ EKONOMİ NOTU TEMMUZ Hazırlayan: Ekin Sıla Özsümer. Uluslararası İlişkiler Müdürlüğü

ANADOLU HAYAT EMEKLİLİK A.Ş GRUPLARA YÖNELİK GELİR AMAÇLI ESNEK EMEKLİLİK YATIRIM FONU YILLIK RAPOR

Ekonomi. Dünya Ekonomisi. FED varlık alımlarını durdururken, Avrupa Merkez Bankası negatif faiz uygulamaya. başlamıştır.

Ders Notları Dr. Murat ASLAN. Bu notlar; Prof. Dr. ABUZER PINAR ın MALĠYE POLĠTĠKASI ders kitabından faydalanılarak hazırlanmıştır.

Hizmet Sektörü Olarak Sağlık Turizminin Ülke Ekonomisindeki Rolü. Dr. Seyit KARACA TOBB Türkiye Sağlık Kurumları Meclis Başkanı

Aralık Tekstil ve Hammaddeleri Sektörü 2014 Ocak-Kasım Dönemi İhracat Bilgi Notu. Tekstil, Deri ve Halı Şubesi İTKİB Genel Sekreterliği

İçindekiler kısa tablosu

Tablo 1. Seçilen Ülkeler için Yıllar İtibariyle Hizmetler Sektörü İthalat ve İhracatı (cari fiyatlarla Toplam Hizmetler, cari döviz kuru milyon $)

BAKANLAR KURULU SUNUMU

2010 OCAK NİSAN DÖNEMİ HALI SEKTÖRÜ İHRACATININ DEĞERLENDİRMESİ

Esentepe Mah. Ali Kaya Sok. Polat Plaza A Blok No: 1A/52 Kat 4 Şişli / İstanbul Tel: (0212)

Transkript:

135 KÜRESEL FİNANS KRİZİNİN ALMANYA VE TÜRKİYE YE ETKİLERİ - ALMANYA ÖRNEĞİ Dr. Michael Wohlgemuth İzin verirseniz sözlerime moral veren güncel bir görünümle başlamak istiyorum. Bugün Münih te 200. Ekim Şenlikleri kutlanıyor. Bu şenlikler geleneksel olarak Eylül de yapılır. Bira çadırları tıklım tıklım dolu, biranın fiyatı neredeyse hiç artmadı, insanların morali muhteşem. Kısacası Almanların hepsi oldukça memnun. Krizden eser yok! Hatta bazıları şakalar yapacak kadar keyifli. Mevcut hükümetin bir bakanı birkaç gün önce bir bira çadırında keyifli bir konuşma yaptı ve konuşmasında özellikle şu tespitte bulundu: Almanya nın yeni hükümeti ilk on ayda hiçbir şey yapmadı. İşte bu on ay ekonominin kendini toparlamak için getirdiği dönem olmuştur. Birinci cümle doğru mu değil mi ve ikinci cümleyle ilişkili mi değil mi, burada bunu ele almak istemiyorum. Ama doğru olan şu: Alman ekonomisi son 10 ay içinde savaş sonrası tarihin en büyük gerilemesinden kendini toparlamıştır. Öyleyse haberler iyi. Ama her zamanki gibi krizin ardından gelen etkileri ve gelecekte muhtemel krizler de var. Önce iyi haberlerden başlayalım. Almanya nın İkinci Ekonomik Mucizesi mi? İhracat ve istihdam için iyi haberler

136 İçinde bulunduğumuz 2010 yılı için gayri safi milli hâsılanın %3 oranında veya daha fazla artması bekleniyor. Bu da AB ortalamasının neredeyse üç katıdır. Bunun birçok nedeni var, ama ben sadece üç tanesini belirteceğim: 1) Alman ekonomisi, özellikle ihracat sanayisi de geçen yılda aşırı kayıp verdi. Gayri safi milli hâsılanın yaklaşık %5 azalması da şimdiki artış gibi aynı şekilde ihracattan kaynaklanıyordu. Bilhassa sürekli büyüyen gelişmekte olan ülkeler üretim potansiyellerini artırmak ve geliştirmek için Almanların yatırım mallarına ihtiyaç duymaktadırlar. Exportentwicklung = İhracatın seyri - Mal ihracatı gerçek bir önceki döneme oranla değişken 3 aylık ortalama, % - Ifo: İhracat beklentileri, malları işleyen endüstri bakiye Kaynak: Destatis, Ifo 2) Almanya da (örn. ABD, İspanya ve İngiltere den farklı olarak) gayrimenkul patlaması yok ve böylece patlayabilecek ve tüketicileri tüketimden dolayı birçok borca girmekten alıkoyabilecek yatırım şişkinliği de yok 3) Alman endüstrisi fiyat bakımından rekabete çoğu OECD ülkelerinden daha elverişlidir. Bunun başlıca nedenleri Alman firmalarının artan üret-

137 kenliği, sendikaların istihdama duyarlı ücret politikaları, düşük reel faizler ve (son zamanlarda) güç yitiren Avro. Bunun iş piyasasına da etkisi olmuştur. Çok yakında işsizlerin sayısı 3 milyonun altına düşebilir ve çalışanların sayısı ise 40 milyonun üzerine çıkabilir ki neredeyse 20 yıldan beri böyle bir şey olmamıştır. Bunun için de sadece üç nedene kısaca değineceğiz: Almanya da İşsizliğin Seyri - Veriler bin üzerindendir - Asıl değerler Sezona göre ayarlanmış değerler Kaynak: Federal İş ve İşçi Bulma Kurumu 1) Son iki (kriz) yılında devlet tarafından desteklenen kısa süreli çalışma, firmaların aldıkları iş siparişlerinin düşmesine rağmen personelini önemli ölçüde elinde tutmalarını ve siparişler aynı şekilde tekrar hızla arttığı için bunları tekrar düzenli olarak (hatta fazla mesai ile) çalıştırabilmelerini sağlamıştır. 2) Kırmızı-Yeşil koalisyon hükümetinin ( 2010 Hükümet Programı ) iş piyasası reformları, iş piyasasını krizden önce bile esnekleştirdi ve çalışma teşviklerini güçlendirdi. 2003 yılında başlatılan program gerçekten 2010 yılında başarılar gerçekleştirmektedir.

138 3) Demografik gelişme sürekli olarak çalışabilir durumdaki kişilerin sayısına inecek. Bazı alanlarda az istihdamdan daha ziyade eksiklikleri (yetişmiş eleman eksikliği) hesaba katmak gerekir. DEUTSCHLAND AG (ALMANYA A.Ş.) NİN YANLIŞ TİCARET MODELİ Mİ? Bu iyi haberlerin bazılarının bir de öteki tarafı var. Bu özellikle biraz evvel bahsettiğimiz demografik gelişme için söz konusudur. Birazdan aşırı borçlu refah devleti konusuyla bağlantılı olarak bunun hakkında daha fazla bilgi vereceğiz. Almanya nın ihracattaki başarıları da Avrupalı komşularımızın çoğu (ve ABD) için iyi haberler olarak değil aksine kötü ticaret modeli olarak görülüyor. Almanya nın başkalarının sırtından zenginleştiğinden, Almanya nın ihracattaki başarılarının Avro için ve AB içindeki dayanışma veya dünya piyasalarının dengesi için bir sorun olduğundan şikayet edilmektedir. Bu ise önemli ekonomistlerin bile üzerinde tartıştıkları karmaşık bir konudur. Bu konuda birkaç kısa tezi zikredebilirim: 1) İhracatın artışları ülke içindeki siyasi planlamanın değil, yurtdışındaki kişilerin kendi satın alma kararlarının sonuçlarıdır. Almanya başbakanına Almanya çok fazla ihracat yapıyor veya Almanya nın rekabet gücü çok fazla diye sitem etmeye gerek yok. Yurtdışındaki özel aktörler Yunan teknolojisi (eğer varsa) yerine Almanya nın hassas teknolojisini satın alıyorlarsa Almanya hükümetinin bu konuda yapacağı fazla bir şey olmaz. Alman hükümetinden ithalat talebini olumlu yönde etkilemek için ücretleri artırmasını talep etmek de aynı şekilde absürddür. Piyasa ekonomisinde ücretler de hükümet tarafından dikte edilmemektedir. 2) Başkaları ise konjonktür programları aracılığıyla diğer ülkelerin ekonomilerini birlikte teşvik etmek için Almanya hükümetinden makro ekonomik denge lehine daha fazla borçlanmasını talep etmektedir. Gerçi Almanya nın 2008 ve 2009 da diğer bazı ülkelere oranla biraz daha az belirgin konjonktür programı gerçekleştirdiği doğru. Ama Almanya genişlemeci olarak yapılanmış bir sosyal devlet olarak daha güçlü ve daha otomatik stabilizatörlere sahiptir. Bu şu demektir: Gerileme döneminde (progresif) vergi gelirleri oldukça azalır ve sosyal devletle ilgili ihtiyati gelirler aşırı şekilde artar bu konuda bir program hakkında karar

139 vermeye gerek olmayan bir konjonktür programı. Genel itibarıyla Alman mali politikası tamamen genişlemeci bir politikaydı. 3) Ortak para birimi Avro gerçekte özellikle de şimdi gizli gerilimleri açığa çıkarmaktadır. Faizler ve döviz kurlarının Avro bölgesinde artık otomatik stabilizatörler olarak etki etmeleri mümkün değil. Avro olmadan Almanya Yunanistan a oranla (ama İspanya ve Fransa ya oranla da) uzun süreden beri kendi para birimine değer katmış olurdu. Buna karşın rekabet gücü daha az olan ülkeler kendi para birimlerinin değerini düşürmüş ve böylece de bir fiyat avantajına sahip olmuş olurlardı. Bu ülkelerin merkez bankaları da farklı konjonktür gelişmelerine farklı kredi şartlarıyla (faizlerle) karşılık verebilir. 4) Artık işler bir para birimi ve bir faiz politikasıyla yürümüyor. Yapısal krizde ülkelerin yapacağı şey sadece kendi yöntemiyle rekabet edebilir duruma gelmek (örn. ücretleri düşürerek, üretkenliği artırarak, yatırımları cazip hale getirerek vs.). Bu ise acı verici bir durum. Ama Avro ortak para birimi olarak muhafaza edildikçe ve AB nin merkezi devlete özgü transfer birliği olması gerekmedikçe başka alternatif yok. ALMANYA EKONOMİSİ İÇİN DOĞURDUĞU RİSKLER VE SORUNLAR Öyleyse Almanya da her şey yolunda mı? Ve diğer ülkeler bu krizden çıkmak için şimdi Alman mı olmak zorundalar? Hayır. Her şey yolunda değil. Mali piyasalardaki kriz de Almanya da henüz sona ermiş değil. Birçok Alman kredi kurumunun kötü kağıtlarının ne kadar kötü olduğu ve böylece daha hangi masrafların Almanya da vergi mükelleflerinin sırtına yükleneceği henüz oldukça belirsiz. Burada özellikle eyaletlerdeki devlet bankaları, ama bu arada kamulaştırılan Hypo Real Estate de söz konusudur. Hypo Real Estate nin devlet teminatı olarak şimdiye kadarki 100 Milyar Avro yanında 40 Milyar Avro ya daha ihtiyacı var. Alman bankalarına devletin yatırdığı sermaye, verdiği teminat ve kefaletler toplam olarak 500 Milyar Avro yu bulmaktadır. Bu meblağ ise Almanya nın gayri safi milli hâsılasının en az %20 sine denk gelmektedir. Elbette sonunda bu korkunç meblağın sadece küçük bir miktarı gerçekten ödenecek, yani vergi mükellefleri tarafından ödenmek zorunda kalacak. Ancak bu küçük miktarın ne kadar büyük olacağını şimdiye kadar bilen yok.

140 Buna karşın Federal hükümetin, eyaletlerin ve belediyelerin bütçelerine bir yük geleceği kesin ve demografik gelişme orta vadede hiç değişmeyecek gibi görünüyor. İşte asıl borç bombasının saati burada tik tak sesleri çıkarıyor. IMF toplumun aşırı yaşlanmasının (daha az genç vergi mükellefi, daha çok emekli aylığı alanlar) sonuçlarının ekonomik krizin G-20 ülkelerinde neden olduğu borçların on katından daha fazla tespit etti. IMF ye göre bu durum Türkiye için de söz konusu, ama daha düşük ve daha uygun bir seviyede. Tablo 6.4. Krizin Mali Bütçe Açığı ve Yaşlanmayla İlgili Harcama 1/, 2/ üzerindeki Etkinin Net Bugünkü Değeri (aksi belirtilmedikçe GSYİH nin yüzdesi) Kaynak: IMF personeli tahminleri. IMF nin alarm veren bir diğer rakamı da buna uymaktadır. Devletin dahili borçları (emekli maaşları, emekli aylıkları, sosyal sigortalar için devletin gelecekteki yükümlülüklerinin şimdiki değeri) harici borçlarına dahil edildiğinde Almanya nın borç oranı yaklaşık %85 değil bilakis %220 olacak. Almanya bundan dolayı iflas mı etti? Hayır, ama aşırı borçlanmış bir refah devletinin yükü demografik gelişmelerden ve çok az reforme edilen harcamalara katılım yöntemi (gittikçe az sayıda genç çalışanlar sürekli mutlu emekliler için ödeme yapmaktadır). Devletin borçlanması ve demografik değişim önümüzdeki birkaç on yıl boyunca Alman ekonomisinin, Alman siyasetinin ve Alman toplumunun

141 en büyük meselesi olacaktır. Bizler Almanya da kendimizi buna ayarlamış durumda mıyız? Son olarak da zorunlu reformlar bakımından özellikle de Alman refah devleti bakımından kısmen elverişsiz kısmen de elverişli etki yapabilecek spesifik Alman olan, spesifik konservatif olan düşüncelere işaret etmek istiyorum. Almanya daki elverişli (elverişsiz) konservatif düşünceler Geleneksel olarak Almanya da özellikle sosyal transferleri ve de işten çıkarmalara karşı kazanılmış haklar olarak anlayan tipik bir aktif sermayeyi koruma düşüncesi elverişsiz bir etki bırakıyor. Bu aktif sermayeler Almanya da köklü bir reformu engelleyebilecek veto oyuncularının sayısının fazla olması sayesinde siyasi olarak teminat altına alınmaktadır. Buna mahkemeler (Federal Anayasa Mahkemesi, Alman İş Mahkemeleri, ayrıca Avrupa Adalet Divanı), sendikalar ( birlikte karar verme ), ama aynı zamanda partiler (Almanya nın temsili demokrasisinde koalisyon partileri kural oldukları için) ve eyaletlerin temsilcileri (Eyalet temsilciler meclisi üzerinden) dahildir. Sistem politikasına yönelik ve uzun vadede geniş bir çoğunluğa yarar sağlayabilecek reformlar da çoğu kez veto oyuncularının fazlalığından ve konservatif bir kategorik üstünlükten dolayı başarısızlığa uğramaktadır bunlar en azından benzer gruplar kadar kazanmak isterler. Ama tipik Alman düşüncesi olan ve Sosyal Piyasa Ekonomisi nin muhafazası ve gelişmesi için ümit verici şekilde doğru olan elverişli konservatif düşünceler de mevcuttur. Özellikle güncel kriz de piyasadaki ve siyasetteki (aynı zamanda ekonomi bilimindeki) aktörlerin en azından bazı şeyleri iyi öğrenmeleri için bir fırsattır. Finans kurumları gelecekte riskli ticaretlere aşırı yatırımları önlemek amacıyla kendi kendilerine daha iyi gözetleme ve teşvik sistemleri oluşturabilirler. Aksi takdirde müşterileri ve ticaret ortakları tarafından buna yönlendirilebilir veya buna zorlanabilirler. Politikacılar ve merkez bankaları da bir sonraki aşırı borçlanma krizini devlet borçlanması şeklinde önlemek amacıyla para politikasında ve mali politikada kendilerine daha fazla çeki düzen vermeleri gerektiğini öğrenebilirler. Ama politikacılar için hırs ve kısa vadeli düşünme asla yabancı bir şey değil. Onların prim sistemi (Boni) seçim dönemleri tarafından belirlenir. Nihayetinde sadece seçmenler tarafından da anlaşılan ve istenilen şekilde fazlaca düzen politikası yapılmaktadır.

142 Seçmen kitlesinin genel duyarlılıkları düzeyinde asla sadece sistem politikasıyla ilgili vurdumduymazlık görmek mümkün değildir. Aksine krizin Almanların sistem politikasına yönelik eski erdemlerinin yeniden keşfedilmelerini sağlamış gibi görünmektedir. Son olarak bu iyi haberi üç örnekle kısaca açıklamak istiyorum. (1) Schwabenli ev kadınının övülmesi (Angela Merkel Aralık 2008 de Stuttgart taki bir etkinlikte bundan bahsetmişti) kriz tarafından kendilerine insanın kendi şartlarının üzerinde yaşamaması gerektiği hatırlatılan halkın damarına dokunmuştur. Alman ailelerin geleneksel olarak özellikle ABD ye oranla daha yüksek olan tasarruf oranları Keynes yanlıları için genişlemeyi önleyici gelebilir. Ama bu durum Almanya da mali kriz ve ihracat krizine ilave olarak birde özel şahısların oluşturacağı aşırı borçlanma krizinin çıkmasını önlemiştir. Alman devlet bütçesi elbette Schwaben eyaletindeki şartlardan çok uzaktadır. İstemeden de olsa kamuoyuna açıklanan konjonktür programlarının sonucu olarak da Almanya nın borç bakiye oranı oldukça artmıştır. Fakat yine de halk arasındaki endişe aynı şekilde artmaya devam etmiştir. Devlet borçları artık Keynes in reçetesi olarak memnuniyetle karşılanmamakta, bilakis ağır bir yük olarak algılanmakta ve önemli bir siyasi mesele olarak ikaz edilmektedir. Aksi halde mali politikanın uzun vadede inandırıcı şekilde kendi kendini bağlayıcılığı olarak etki etme şansı olan borçların frenlenmesi konusundaki anlaşma olmazdı. (2) Aşırı genişlemeci para politikasının enflasyona yol açan etkileri konusundaki endişe de Almanlara özgüdür ve özellikle ABD de alay konusu olmuştur. Bu konuda da bir düşünce değişikliği olmalıdır. Özellikle Alan Greenspan yönetimindeki konjonktür için söz konusu olan her tehlikede piyasaları ucuz para ile doldurma şeklindeki federal ihtiyat politikası kötü bir politika olduğunu göstermiştir. Para politikası en azından Avrupa Merkez Bankası tarafından tüketici fiyat endeksi bakımından basit enflasyon hedefinden vazgeçmek ve para miktarlarının artmasındaki ve mülkiyet fiyatlarındaki aşırılıkları daha fazla dikkate almak üzeredir. Bu konuda da merkez bankalarının çıkış stratejileri için önemli sorunlar ortaya çıkmaktadır. Ama en azından Almanya da aşırı likiditenin zorunlu olarak çekilmesi için de halk arasında yeterli bir anlayışın mevcut olması gerekir. (3) Son olarak Almanya da krizin ele alınması Kant ın kategorik emir düşüncesinde şaşırtıcı bir Rönesansa yol açtı. Orada burada spesifik büyük

143 şirketlere kurtarma sözü veren politikacılar, seçmenlerin ve vergi mükelleflerinin genelinin onayını alacaklarından emin olmaları artık mümkün değildi. Almanya nın o tarihteki ekonomi bakanı zu Guttenberg özellikle de Opel olayında kamuoyunun sırtından yapılacak sübvansiyon imtiyazlarına karşı uyarmakla ve iflas hakkının kullanılmasını tercih etmekle umulmadık bir popülerliğe kavuşması da sistem politikasıyla ilgili iyi bir sinyal olabilir. Bu üç gözlem aşırı iyimser gibi gelebilirler. Bunlar kamuoyunun duyarlılıklarının gerçekten aktif sermayeyi koruma ve biz gidersek kıyamet kopar şeklindeki bir siyaset sistemine karşı kendini kabul ettirmek için bir teminat değildir. Fakat en azından halk arasında sistem politikasıyla ilgili içgüdüler bulunmaktadır. Bu içgüdüleri kuvvetlendirmek ve iyi gerekçelerle donatmak sistem ekonomisinin görevidir. Bu içgüdüleri (sürekli zarar veren diğer içgüdüler değil) güvenilir kurumlara yerleştirmek tam anlamıyla konservatif bir siyasetin görevidir. KAYNAKÇA Almanya daki reform engelleri ve bunların aşılması konusunda: Wohlgemuth, Michael (Yayımlayan): Spielregeln für eine bessere Politik. Reformblockaden überwinden Leistungswettbewerb fördern, Freiburg 2005: Herder (2. Auflage 2006). Daha iyi bir siyasetin oyun kuralları. Reform engellerini aşma Çalışma rekabetini destekleme, Freiburg 2005: Herder (2. Baskı 2006) Avrupa daki devlet borçlanmaları ve bunların ortadan kaldırılması konusunda: Wohlgemuth, Michael: Avoiding the Debt Trap: Public Finances in Crisis and Recovery, Policy Paper of the Centre for European Studies, Brussels, December 2009.