Merhaba Arkadaşlar!!! Sizlerden gelen bir cok güzel mektuptan zorlanarak sectigimiz birbirinden güzel yazılarla, şiirlerle donattığımız yeni Günışığı nız sizlerle buluşmak için yola çıkıyor. Sizlerde kendi eserlerinizin dergimizde yayınlanmasını istiyorsanız durmayın ve kalem, kağıda sarılın! Bu dönemde çok çalışarak hakkettiğiniz başarıları elde edeceğinize inanıyor, sizlere güveniyoruz. Yeni bir Günışığında görüşünceye kadar kendinize çok iyi bakın ve bol bol ders çalışıp kitap okumayı unutmayın Günışığı ndaki bütün resimler size ait ve biz dergide Türkiye nin her tarafındaki okullardan gelen şiirleri, resimleri, manileri, bilmeceleri ve fıkraları görmek istiyoruz. 1
Sevgili Arkadaşlar, Bazı arkadaşlar hem benim İLKYAR a nasıl başladığımı, hem de çalışmamla ilgili bazi sorular sordular, ben de babam için yazdığım aşağıdaki yazı elime geçince size yollamak istedim. Hepinize ayrı ayrı sevgilerimi yolluyor, en üstün başarılar diliyorum... Prof. Dr. Hüseyin Vural Babam bir ağa çocuğu olarak Denizli nin Honaz nahiyesinde doğdu. Ama içinde okuma heyecanı Denizli de okuyan akranlarını görüp acaba neler kaçırıyorum? kaygısıyla başladı. Zor da olsa sağlık memuru olmayı başardı. Ama sürekli okudu, kendini geliştirmek için, çocuklarını sonuna kadar okutabilmek için hiçbir fedakarlıktan çekinmedi Babam mükemmel bir insandı, mesleği sağlık memurluğu olduğu için, ilçede girmediği ev, dinlemediği dert yoktu, bir yerde Marko Paşa gibiydi. Doğuda ikinci dünya savaşı sonrası Adıyaman, Diyarbakır, Mardin illerinde trahom, sıtma ve diğer salgın hastalıklara karşı mücadelede köy köy dolaştı. Denizli de Sarayköy ilçesinde 23 sene çalıştı. Çocukluğumda köylere birlikte giderdik. Saatlerce at sırtında köylere giderdi Yardım etmenin, bilmediğin bir yerdeki, bilmediğin insanlara yönelik bir şeyler yapmanın önemini hep Babam öğretti... Akrabalara yapılanın görev olduğunu, yardımın ise hiç tanımadığın ve kendilerinden hiçbir beklentin olamayacağı insanlara yöneltilmesi gereğini öğretti İnanıyorum ki İLKYAR ın temellerinde Babamın bu öğretisi mevcut. Kitap okuma sevgimi de bir yerde Babama borçluyum. İlkokula kayıt olduğum gün elimden tutarak Sarayköy Çocuk Kütüphanesine götürdü, kütüphaneye üye olmamı sağladı. İlkokulu bitirene kadar hep sabahçıydım. Annem yemeği hazırlayana kadar ödevlerimi bitirir, hemen yemeğimi yiyip, koşarak kütüphanenin kapısında beklerdim kütüphane müdürü Kamil Beyi. Beş sene boyunca bir gün bile aksamamıştır bu tempo. Yüzlerce kitabın büyüsü içime sinerdi Kendisi de köy çocuğu olan Babam, İLKYAR daki çocukların hikayelerini gözyaşları içinde okurdu. Bayburt ta kendi ismine böyle bir anı kitaplığı çekirdeği kurulduğunu hissediyor olduğuna inanıyorum, elleriniz kitapların sayfalarını çevirdikçe Babamın dudaklarında yayılan gülümsemeyi hayal ediyorum Sevgili Çocuklar, İnsan ne için okur, ne için okumalıdır? diye sorsam çeşitli yanıtları duyar gibi oluyorum, insan olmak için. İnsanlık ne parayla, ne teknolojiyle ilintilidir, varlığı ve yokluğu paylaşmayı, sevgiyi kardeşliği çoğaltmayı gerektirir. Bu bir şekilde gerçekleşecek, geç olacak belki, 3. ya da 4. dünya savaşları yaşansa bile sonunda zorunlu olarak gerçekleşecek. İnsanın en temel hakkı olan yaşama hakkını gasp eden teröre, savaşa en başta anneler çocuklarını ölüme göndermeyi kabul etmeyerek dur diyecekler, barışı dünyada kalıcı kılacaklar, buna inanıyorum. 2003 Haziran ayında Tunceli nin Mazgirt ilçesi Göktepe Köyü İlköğretim okulunda 7. ve 8. sınıflara eğitimde motivasyon etkinliğine girmiştim. Okumanın öneminden söz ederken bir kız öğrenci, öğretmenim, biz üniversiteyi bitiren ağabey ve ablalarımızı da görüyoruz, işsiz geziyorlar, dedi. Nasıl yanıt vereceğimi düşünürken ön sıradan Onur kalktı: Bu sorunu da ancak eğitimle çözebiliriz, dedi. Onur haklı, sorunların çözümü, gereken donanımların arttırılmasını sağlayacak tipte bir eğitimden geçmektedir. 2
Aslında okumak için; meslek sahibi olmak, bilgi ve kültürünü çoğaltmak gibi pek çok neden sıralanabilir. En temel nedenin insanlık bilincini geliştirmek olduğunu görmenizi isterim. İnsanlar da hayvanlar da doğar, acıkır, yer içer, yavruları olur. İnsan dünyayı, kendini ve çevresini tanırken kendi amaçlarıyla başkalarının seçimleri arasındaki çatışmaları yaşarken kendinin ve başkasının farkına varır, kendini öncekilerden ileri götürmeye çabalar. Bireysel kurtuluşlar, tek tek kişileri daha iyi yaşam düzeylerine taşıyabilir. Toplumsal sorumluluk ve evrensel adaletle bağdaşmayan yükselişler, insanlığın beklediği kurtuluşu sağlayamaz. İnsan olmak iyi bir vatandaş olma sorumluluğu verir. İyi vatandaşlık, dürüst olmayı, işini iyi yapmayı, başkalarının hakkına saygı göstermeyi, eşitliği savunmayı, özgürlüğe, insan haklarına sahip çıkmayı gerektirir. Bu özellikler gökten zembille inmez, öğrenilerek, yani eğitimle kazanılabilir ancak. Her meslek sahibi insanlığı gerçekten öğrenirse sorunlar rahat çözülebilir. Konya da, Bingöl de, Yalova da, İzmit te depremden veya kendiliğinden çöken binaları ve yaşamlarını kaybeden binlerce insanı düşünün. Eğer o binaları yapanlar burada bizim kardeşlerimiz, bizim çocuklarımız oturacak bilincine sahip olsalardı, malzemeden çalarak çürük binalar yapar, geçin güle güle oturun, diyebilirler miydi? Kendinizi, yeteneklerinizi, yaratıcılığınızı keşfetmeye çalışmanızı, yapmayı en çok istediğiniz mesleği seçmeye çalışmanızı öneririm. Seçtiğiniz meslekte ustalaşmak, disiplinli çalışmayı, yoğunlaşmayı, sabrı tüm yaşama uygulamaktan geçer. Dünya üstündeki tüm çarpıklıklar, kirlenmeler, savaşlar... sizlerin sayenizde son bulacak, buna yürekten inanıyorum. Sizler her türlü zorluğu aşarak bir yerlere ulaşırken insan olmanın bilincine de erişecek, ülkemize ve tüm insanlığa hizmet edeceksiniz. Her şeye rağmen dünyanın olmasını istediğimiz biçimde düzenlenebileceği hayalinden vazgeçmemeyi, başkalarını suçlamak yerine eksik olan şeyleri yerine koymak için çabalamayı, merak duygunuzu hep diri tutarak yaşamın sınırsız güzelliklerinin keşfine doğru yolculuklara çıkmayı hedeflemenizi isterim. Dünyayı istediğimiz gibi düzene sokamayacağımızı düşündürten bir dizi sarsıntı ve kavrayışlardan geçerken önümüze başka türden anlayışlar çıkabilir. Medyada başını alıp giden televole, popstar, dizi kültürü pırıltılı görüntüsüyle sizi boş hayallere sürüklemesin. Bu dünyayı popstarlar veya televole mankenleri güzel günlere taşıyamayacak. Hiçbir özel çaba, zihinsel yetenek gerektirmeden saatlerinizi vererek izlediğiniz bu programlar yapay mutluluk ilaçları dır. Aldatıcıdır, büyüdür; parıltılı görüntülerin ardındaki çürümüşlüğü göremezsiniz... Son model arabalar, lüks tatil köyleri, lüks giysiler, bol paralı yaşamlar kimseyi mutlu yapmaz. Gerçek mutluluk sizlerin dudaklarındaki o içten gülümseyişlerdir, vermektir, sevmektir, paylaşmak, çoğalmaktır. Bu yılın sizler için nasıl geçtiğini merak ediyorum. Karneleriniz nasıl olacak, bana notlarınızı yazar mısınız? İçimde özlemlerinizi biriktirdikçe saçınızı karıştıran rüzgara, yanaklarınızdaki güneş yanığına, avuçlarınızdaki sıcaklığa dönüşmeyi düşlüyorum hemen. Başarılarınızı duymak, sımsıcak sarılmak, ha gayret demek için. Haberlerinizi, mektuplarınızı bekliyor, bocaladığınız, umudunuzu kaybettiğiniz, sarsıldığınız anlarda ve her düşündüğünüz zaman yanınızda olacağımı hatırlamanızı istiyorum... Sevgilerim daima sizinle... 3
1. O, odanın içinde; oda, onun içinde. 2. Altı dört teker, üstünde yük taşır. ** Esra Çörekçi Yaşar Topçu YĐBO / Sinop 3. Demir mıknatısa ne der? 5. En ağır balık hangisidir? 4. Her yanı kaya içinde bir peynir maya? 6. Bir oğlum var gelen öper giden öper. 7. Karada bayılır suda ayılır. ** Semra Çörekçi Yaşar Topçu YĐBO / Sinop 8. Pencereden ay doğdu Görenler hayran oldu Anası beşikteyken Kızının kızı oldu ** Hanife Bozkurt Ayvalıpınar YĐBO / Isparta 9. Kuru gitti, yaş geldi. ** Tülay Akdoğan Yaşar Topçu YĐBO / Sinop 4
ATATÜRK ÜM GÜLLER Kırmızı, sarı, beyaz güller Gibisin arkadaş Onlar açar Sen açarsın Güller gibisin arkadaş Açarlar tomurcuklarını Sen de aç tomurcuklarını Güller güzeldir Sen de güller gibi Güzel ol arkadaş ** Rukiye Adıgüzel 75.Yıl ĐMKB YĐBO / Isparta Milletini severdi Ulusunu överdi Düşman karşısındaydı Önderimiz Atatürk Türk milleti için Canım feda diyordu Düşman karşısındayken Onları kovalıyordu Canımızdı o bizim Önderimizdi o bizim Milletimizi kurtaran Paşamızdı o bizim ** Ahmet Özdemir Yaşar Topçu YĐBO / Sinop Git rüzgar ablama Onu nasıl özlediğimi anlat Mutluysa usulca gel yanıma Ama mutsuzsa ablam Her zaman yanında ol Fısılda unutmasın ki Yüreğim hep onunla ** Gizem Dalveren Çaylar YĐBO / Muş Dünyada yalnız kaldım Dünyam olur musun? Deniz kadar sevdim Dalgam olur musun? Đlk ışığım değilsin affet Son ışığım olur musun? KĐTABIM Kitabım benim en iyi arkadaşım Sabahları erken uyandırır beni Bir heves vardır içinde Ona doğru koşarım Acarım kapağını başlarım okumaya Bir bakmışım ki sona gelmişim Öğretmenim bana oku onu yaz der. Arkadaşlarım onu okur onu yazar Eminim ki onlarında arkadaşı Kitabım benim en iyi arkadaşım. ** Nurhan Demirtaş Hasan Ali Yücel YĐBO / Tunceli Rüyamda görsem inanmazdım, Böyle olacağını bilsem şimdiye kadar durmazdım Şimdi bildikten sonra hiç boş durur muyum? Hep aynı yerde kalır mıyım? Her zaman daha iyisi olsun diye çabalarım. ** Sarete Kanak Atatürk ĐÖO / Erzurum ** Emine Çelik Sarıoğlan YĐBO / Konya 5
Kara kara kazanlar Kara yazı yazanlar Cennet yüzü görmesin Beni Kemal abimden ayıranlar Dozer geliyor dozer Çekilin yoldan ezer Benim sevdiğim Merve Ablam Dünyalardan güzel Maydonoz ot değil mi Yaprağı dört değil mi Ben Kemal abimden ayrıldım Bu bana dert değil mi ** Ali Çoksöyler Fikret Ünlü YĐBO / Karaman O zaman çalışacağım D erslerime çok güzel T üm her şeyi öğreneceğim Ü niversiteye gideceğim. ** Gamze Selda Tanış Tosya YĐBO / Kastamonu Dur tren bineyim 10 lira vereyim Arkadaşım Đlkyar ı Son bir olsun göreyim Ateşim 40 Tansiyonum yüksek Hastalığım ise Ankara ya gelmek Patlıcanı haşladım Yemeye başladım Ankara ya gelemeyince Ağlamaya başladım ** Merve Karabay Ayvalıpınar YĐBO / Isparta Güllerin arasında Gülleri çok sevdim ĐLKYAR Vakfı a Mutluluklar dilerim ** Neşe Karacan Ayvalıpınar YĐBO / Isparta Hayat bir sudur Belki bir gün durur Bu bir hatıra ise Ömür boyu durur Makbule Tercan Çeşmeören YĐBO / Çorum Fizikte buldum seni Kimyada inceledim Müzikte söyledim Seni çok ama çok sevdim ** Ayşe Ünal Sarıoğlan YĐBO / Konya Hatıra hatıra dedin Başımın etini yedin Al sana hatıra Okudukça beni hatırla Yarımca da saz olur Gül açılır yaz olur Ben yarime gül demem Gülün ömrü az olur ** Adem Đzgi Asarcık YĐBO / Samsun 6
** Ezel Ceren Yaloğlu / Muş ** Murat Sönmez Varto YĐBO / Muş 7
Çok sisli bir günde bir donanma denizde yol alıyormuş karşıda bir ışık görülmüş bir mesaj göndermişler Lütfen yönünüzü 30 derece kuzeye çeviriniz. Karşı taraftan bir mesaj gelmiş. Lütfen yönünüzü 30 derece kuzeye siz çeviriniz. Komutan sinirlenmiş ve bir mesaj daha yollamış. Hemen yönünüzü 30 derece kuzeye çevirin, emrediyorum. Karşı taraftan aynı mesaj geri gönderilmiş. Komutan çok sinirlenmiş, şöyle bir mesaj göndermiş: Hemen yönünüzü 30 derece kuzeye çevirin yoksa kötü olur. Karşı taraftan aynı mesaj geri gelmiş ve komutandan şöyle bir mesaj geri gitmiş: Burası Neron Donanması.Hemen yönünüzü 30 derece kuzeye çevirmezseniz bombardımana başlayacağız. Karşı taraftan cevap gelmiş: Burası deniz feneri hemen yönünüzü 30 derece kuzeye çevirmezseniz kayalara çarpacaksınız. ** Kıvanç Arat Kale Merkez YĐBO \ Denizli Nasrettin Hoca, yaşadığı yerde kadılık yapmaktadır. Bir gün iki adam Nasrettin Hoca ya gelerek birbirinden davacı olurlar. Hoca adamlardan birini dinler ve ona: Sen Haklısın der. Diğer adam itiraz eder. Hoca onu da dinler. Adama: Sen de haklısın der. Olup bitenleri izleyen Nasrettin Hoca nın hanımı: Hoca bu nasıl iş? Hem ona hem diğerine Haklısın dedin. Böyle şey olur mu? der. Hoca bu sözler üzerine hanımına döner ve: Sen de haklısın der. ** Kübra Taşdemir Yaşar Topçu YĐBO \ Sinop 8
Öğretmen Kimdir? Öğretmenim canım benim, canım benim. Seni ben pek çok, pek çok severim Hepinizin bu şarkıyı bildiğine ve size en azından bir öğretmenizi hatırlattığına eminim. Ne diyor şarkıda, Sen bir ana, sen bir baba her şey oldun artık bana Gün içinde birlikte olduğumuz zamanı, bizleri sevgiyle kucakladıklarını, hasta olduğumuzda endişelenip bize yardım etmek için ellerinden geleni yaptıklarını ve dersler dışında da bize pek çok şey öğrettiklerini düşününce öğretmenlerimiz şarkıda söylediğimiz gibi annemiz, babamız gibiler aslında. Hepimizin okul hayatı boyunca pek çok öğretmeni olmuştur. Her sene biraz daha farklı öğretmenleriniz oluyor değil mi? Peki hiç düşündünüz mü kaç farklı öğretmenlik dalı olduğunu? Yani hangi dersler için öğretmenler olduğunu? Türkiye de şu anda 20 den fazla öğretmenlik var. Bunlardan bazıları Matematik, Fizik, Biyoloji, Kimya, Beden Eğitimi, Felsefe Grubu, Zihinsel Engelliler, Üstün Zekalılar, Müzik, Resim, Sınıf ve Okul Öncesi Öğretmenliğidir. Đsimleri birbirinden farklı bu öğretmenliklerin birbirinden farklı amaçları vardır. Acaba bu kadar farklı öğretmenliğin ortak bir noktaları da olabilir mi? Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk ün öğretmenler için söylediği bir sözü, belki size bir fikir verebilir. Öğretmenler yeni nesil sizin eseriniz olacaktır. Evet, öğretmenlik sadece toplama-çıkarmayı, flüt çalmayı, ülkemizde bulunan madenleri ve diğer konuları öğretmek değildir. Öğretmenler yeni nesillere ışık tutar. Öğretmenler öğrencilerine sadece dersleri öğretmezler, onlara zorluklar karşısında yılmamayı da öğretirler. Onlar öğrencilerine derslerinde başarılı olmak, hayallerini gerçekleştirmek için çok çalışmak gerektiğini öğretirler. Öğretmenler öğrencilerini öğrenmeye rehberlik eden, öğrencilerinin hayata sımsıkı sarılmalarını sağlayan kişilerdir. Öğretmenlik zor bir meslektir. Öğretmenler meslekleri için pek çok fedakarlık yaparlar. Öğrencileri için en iyisinin ne olduğunu bulmaya çalışırlar. Öğrencilerine okumanın, eğitimli olmanın ne kadar önemli olduğunu anlatırlar. Bunu yaparken de öğrencileri ile aralarında başka hiçbir meslekte kurulamayan özel bir bağ kurarlar. Öğretmenler öğrencilerini çok severler, onların çok okuyarak, çok çalışarak geleceğin doktorları, hakimleri, mühendisleri, cumhurbaşkanı ve yeni nesillere ışık tutacak öğretmenleri olmalarını isterler. Yazıyı okurken aklınıza gelen o sevdiğiniz öğretmenleri düşünün bir kez daha. Đyi ki varlar ve iyi ki sizi okumayı sevdirdiler değil mi? Siz de ileride öğrencilerine okumayı sevdiren onları annesi-babası gibi seven öğretmenler olmak ister misiniz? Unutmayın sizler de isterseniz çok çalışarak harika öğretmenler olabilirsiniz! Sevil Altıparmak 9
YARIŞMA KOŞULLARI Her okul önce birinci ve ikinci kademe öğrencileri için okul çapında bir yarışma düzenler ve ilk üçe giren metinleri 15 Nisan a kadar Đlkyar a iletir. Her ödül için, her okuldan en çok, üçü ilk, üçü ikinci kademeye ait olmak üzere altı metin yarışmaya katılır. Yarışmaya metinleri gönderilen öğrencilerin adı ve soyadı, sınıfı, okul ve açık adresi yazılır. Kitaplarla baş başa ödülüne gönderilen metinlerde, ilgili kitabın adı, yazarı, yayınevi, basım tarihi yazılır. Yarışmaların sonuçları her yıl 1 Haziran da duyurulur. Verilecek ödüllerin sayısı değerlendirme kurulunca belirlenir. Yarışmaya katılan metinlerin yayın hakkı Đlkyar a aittir. 10