PETROL FİYATLARI. Taha ÖZHAN SETA EKONOMİ ARAŞTIRMALARI. Aralık 2005



Benzer belgeler
INTERNATIONAL MONETARY FUND IMF (ULUSLARARASI PARA FONU) KÜRESEL EKONOMİK GÖRÜNÜM OCAK 2015

Ekonomi Bülteni. 14 Aralık 2015, Sayı: 39. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 15 Ağustos 2016, Sayı: 32. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Petrol Piyasası Temel/Teknik Görünüm

ORTA VADELİ PROGRAMA İLİŞKİN DEĞERLENDİRME ( )

DÜNYA BANKASI TÜRKİYE DÜZENLİ EKONOMİ NOTU TEMMUZ Hazırlayan: Ekin Sıla Özsümer. Uluslararası İlişkiler Müdürlüğü

TÜRKİYE PLASTİK SEKTÖRÜ 2014 YILI 4 AYLIK DEĞERLENDİRMESİ ve 2014 BEKLENTİLERİ. Barbaros Demirci PLASFED - Genel Sekreter

ÜLKELERİN 2015 YILI BÜYÜME ORANLARI (%)

Ekonomi Bülteni. 14 Kasım 2016, Sayı: 44. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

2010 OCAK MART DÖNEMİ HALI SEKTÖRÜ İHRACATININ DEĞERLENDİRMESİ

Ekonomi Bülteni. 17 Ekim 2016, Sayı: 40. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

2010 YILI OCAK-MART DÖNEMİ TÜRKİYE DERİ VE DERİ ÜRÜNLERİ İHRACATI DEĞERLENDİRMESİ

Ekonomi Bülteni. 21 Kasım 2016, Sayı: 45. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Kıvanç Duru 2015 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Programı Değerlendirmesi

2010 OCAK NİSAN DÖNEMİ HALI SEKTÖRÜ İHRACATININ DEĞERLENDİRMESİ


2010 OCAK AYI HALI SEKTÖRÜ İHRACATININ DEĞERLENDİRMESİ

DÜNYA EKONOMİSİNDEKİ GELİŞMELER

Ekonomi Bülteni. 01 Aralık 2014, Sayı: 48. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Yılları Bütçesinin Makroekonomik Çerçevede Değerlendirilmesi

Dünya Ekonomisindeki Son Gelişmeler

Ekonomi Bülteni. 18 Temmuz 2016, Sayı: 28. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2017 KASIM AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU. İTKİB Genel Sekreterliği. Hazırgiyim ve Konfeksiyon Ar-Ge Şubesi.

Ekonomik Görünüm ve Tahminler: Temmuz 2014

Aylık Dış Ticaret Analizi

2010 ŞUBAT AYI HALI SEKTÖRÜ İHRACATININ DEĞERLENDİRMESİ

EKONOMİK GÖRÜNÜM MEHMET ÖZÇELİK

DÜNYA EKONOMİSİNDEKİ GELİŞMELER

Ekonomi Bülteni. 15 Mayıs 2017, Sayı: 20. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2017 MAYIS AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU. İTKİB Genel Sekreterliği Hazırgiyim ve Konfeksiyon Şubesi

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2017 EKİM AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU. İTKİB Genel Sekreterliği. Hazırgiyim ve Konfeksiyon Ar-Ge Şubesi.

Ekonomi Bülteni. 31 Ekim 2016, Sayı: 42. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 3 Ekim 2016, Sayı: 38. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2016 AĞUSTOS AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU. İTKİB Genel Sekreterliği Hazırgiyim ve Konfeksiyon Ar-Ge Şubesi

GÜNLÜK BÜLTEN 23 Mayıs 2014

5.21% -11.0% 25.2% 10.8% % Eylül 18 Ağustos 18 Eylül 18 Ekim 18 AYLIK EKONOMİ BÜLTENİ ÖZET GÖSTERGELER. Piyasalar

EKONOMİ POLİTİKALARI GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Eylül 2013, No: 74

İTKİB Genel Sekreterliği AR&GE ve Mevzuat Şubesi

IŞIKFX Uluslararası Piyasalar Departmanı Günlük Yorum

2017 AĞUSTOS FİNANSAL TREND RAPORU

Ekonomi Bülteni. 7 Kasım 2016, Sayı: 43. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

2012 Nisan ayında işsizlik oranı kuvvetli bir düşüş ile 2012 Mart ayına göre 0,9 puan azalarak % 9 seviyesinde

IŞIKFX Uluslararası Piyasalar Departmanı Günlük Yorum

FİNANS KILAVUZ COINKILAVUZ GÜNLÜK BÜLTEN FOREXKILAVUZ HİSSEKILAVUZ. /finanskilavuz. /forexkilavuz. /hissekilavuz.

2010 OCAK HAZİRAN DÖNEMİ HALI SEKTÖRÜ İHRACATININ DEĞERLENDİRMESİ

Ekonomi Bülteni. 06 Temmuz 2015, Sayı: 18. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 29 Ağustos 2016, Sayı: 34. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

IŞIKFX Uluslararası Piyasalar Departmanı Günlük Yorum

Ocak 2015 HALI SEKTÖRÜ Ocak Aralık Dönemi İhracat Bilgi Notu. Tekstil, Deri ve Halı Şubesi İTKİB Genel Sekreterliği 01/2015 Page 1

tepav PETROL FİYATLARINDAKİ DÜŞÜŞÜN ÖTEKİ YÜZÜ Ocak2015 N DEĞERLENDİRMENOTU Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı

Dünya Ekonomisindeki Son Gelişmeler

7.36% 2.9% 17.9% 9.7% % Temmuz 18 Nisan 18 Temmuz 18 Ağustos 18

Aralık. Günlük Araştırma Bülteni Gün Sonu RAPORU

FİNANS KILAVUZ COINKILAVUZ GÜNLÜK BÜLTEN FOREXKILAVUZ HİSSEKILAVUZ. /finanskilavuz. /forexkilavuz. /hissekilavuz.

Dış Ticaret Verileri Bülteni

Ekonomi Bülteni. 3 Temmuz 2017, Sayı: 27. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

plastik sanayi Plastik Sanayicileri Derneği Barbaros aros DEMİRCİ PLASFED Genel Sekreteri

Ekonomi Bülteni. 03 Ağustos 2015, Sayı: 21. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomik Görünüm ve Tahminler: Nisan 2015

RUS TÜRK İŞADAMLARI BİRLİĞİ (RTİB) AYLIK EKONOMİ RAPORU. Rusya ekonomisindeki gelişmeler: Aralık Rusya Ekonomisi Temel Göstergeler Tablosu

7 Kasım Yoğun Veri Akışının Olduğu Bir Haftayı Geride Bırakıyoruz. Haftalık Ekonomik Takvim

Küresel Krizden Sonrası Reel ve Mali. Sumru Altuğ Koç Üniversitesi, CEPR ve EAF 14 Mayıs 2010

Ekonomi Bülteni. 13 Şubat 2017, Sayı: 7. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

IŞIKFX Uluslararası Piyasalar Departmanı Günlük Yorum

KÜRESEL EKONOMİ VE TÜRKİYE EKONOMİSİNDE BEKLENTİLER

Ekonomi Bülteni. 08 Haziran 2015, Sayı: 14. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 7 Ağustos 2017, Sayı: 32. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 27 Mart 2017, Sayı: 13. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 2 Ocak 2017, Sayı: 1. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

1-Ekonominin Genel durumu

IŞIKFX Uluslararası Piyasalar Departmanı Günlük Yorum

Ekonomi Bülteni. 5 Haziran 2017, Sayı: 23. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

TÜRKİYE DÜZENLİ EKONOMİ NOTU

CARİ İŞLEMLER DENGESİ

01 Haziran - 05 Haziran 2015

05 Haziran Yoğun Veri Akışının Olduğu Bir Haftayı Geride Bırakıyoruz. Haftalık Ekonomik Takvim

internet adreslerinden

Ekonomi Bülteni. 5 Aralık 2016, Sayı: 47. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2017 TEMMUZ AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU. İTKİB Genel Sekreterliği Hazırgiyim ve Konfeksiyon Ar-Ge Şubesi.

DÜNYA EKONOMİSİ. FED in faiz artırımı sürecine yönelik zamanlamayı fiyatlandırmakla güçlük çeken küresel piyasalar,

Türkiye ekonomisi 2012 yılında net ihracatın ve kamu sektörünün katkısıyla %2.2 büyüdü.

Reel Sektör Risk Yönetimi

Ekonomi Bülteni. 20 Şubat 2017, Sayı: 8. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 26 Haziran 2017, Sayı: 26. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

IŞIKFX Uluslararası Piyasalar Departmanı Günlük Yorum

7.26% 9.9% 10.8% 10.8% % Mart 18 Şubat 18 Mart 18 Nisan 18 AYLIK EKONOMİ BÜLTENİ ÖZET GÖSTERGELER. Piyasalar

Ekonomi Bülteni. 17 Ağustos 2015, Sayı: 23. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 8 Mayıs 2017, Sayı: 19. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

TÜRKon/HED/13-39 DEĞERLENDİRME NOTU. Faks: +90 (212) TÜRKİYE EKONOMİSİ. Sanayi üretiminde kritik gerileme.

IŞIKFX Uluslararası Piyasalar Departmanı Günlük Yorum

Reel Sektör Risk Yönetimi

FOMC GÜNÜ

İhracat azaldı, Merkez Bankası faiz indirdi

Dünya Enerji Görünümü Dr. Fatih BİROL Uluslararası Enerji Ajansı Baş Ekonomisti Ankara, 25 Aralık 2012

EKONOMİ POLİTİKALARI GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Eylül 2012, No: 44

IŞIKFX Uluslararası Piyasalar Departmanı Günlük Yorum. Piyasalarda Bugün Ne Oldu? EURUSD USDTRY BRENT PETROL ALTIN GBPUSD

SEKTÖREL GELİŞMELER İÇİNDEKİLER Otomotiv. Beyaz Eşya. İnşaat. Turizm. Enerji. Diğer Göstergeler. Sektörel Gelişmeler /Ağustos

FAO SÜT VE SÜT ÜRÜNLERİ FİYAT VE TİCARET GÜNCELLEME: KASIM 2014

Makro Veri. TÜİK tarafından açıklanan verilere göre -5,6 puan olan dış ticaretin büyümeye katkısını daha yüksek olarak hesaplamamızdan kaynaklandı.

Bugün, Yurtiçi Piyasalar Enflasyonla Topyekün Mücadele Programına Odaklandı

Transkript:

PETROL FİYATLARI Taha ÖZHAN SETA EKONOMİ ARAŞTIRMALARI Aralık 2005 SETA Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı Reşit Galip Cad. Hereke Sok. No:10 GOP/Çankaya 06700 Ankara Tel: 0312 405 61 51 Faks. 0312 405 69 03 www.setav.org

İÇİNDEKİLER 1. Genel Bakış...1 2. 2004 Değerlendirmesi 9 3. Petrol Fiyatları Baskısı Altında Dünya Ekonomisindeki Son Gelişmeler.14 4. Petrol Krizleri ve Fiyat Dalgalanmaları.31 5. Petrol Gelirleri 43 6. Enerji Yatırımları..48 7. Fiyatların Küresel Ekonomik Büyümeye Etkisi 56 8. Son Dönem Petrol Fiyatları Hareketlenmesi....61 9. Arz-Talep Dengesi ve Petrol Fiyatları...69 10. Petrol Arz Eden Ülkelere Bakış...80 11. Türkiye de Sıcak Enflasyon Gelişmeleri ve Petrol Fiyatları 90 Sonuç.93

Grafik 1 Grafik 2 Grafik 3 Grafik 4 Grafik 5 Grafik 6 Grafik 7 Grafik 8 Grafik 9 Grafik 10 Grafik 11 Grafik 12 Grafik 13 Grafik 14 Grafik 15 Grafik 16 Grafik 17 Grafik 18 Grafik 19 Grafik 20 Grafik 21 Grafik 22 Grafik 23 Grafik 24 Grafik 25 Grafik 26 Grafik 27 Grafik 28 Grafik 29 Grafik 30 Grafik 31 Grafik 32 Grafik 33 Grafik 34 Ham Petrol Fiyatları ve Dünya Olayları.. 2 Büyüyen Dünya Enerji Talebinde Kalkınan Asya nın Payı..3 Dünya Yedek Petrol Üretimi Kapasitesi..4 Ham Petrol Fiyatları...5 İran Ham Petrol Üretimi..6 Küresel Petrol Talebindeki Artış..9 Petrol Fiyatlarında Yeni Artış Sinyalleri..10 Dünya Enerji Talebinde Yaşanan Büyüme..12 2003 Dünya GSH sı 36,3 Trilyon Dolar. 14 2030 Dünya GSH sı 76,5 Trilyon Dolar.15 Dünya Ana Enerji Talepleri..18 Bölgelere Göre Artışlar...19 Ham Petrol Fiyatları..31 ABD-Dünya Olayları - Petrol Fiyatları.. 33...34 Ham Petrol Üretimi (MVG) OPEC Ülkeleri. 35 Ham Petrol Üretimi (MVG) OPEC-Dışı Ülkeler..36 Ham Petrol Fiyatları.38 Yıllık Petrol Rezervi Artışı vs. Yıllık Petrol Tüketimi..40 2005 in En Büyük petrol İhracatçıları..43 Kümülatif Enerji Yatırımları...48 Ortalama Petrol Spot fiyatı ve Yedek Kapasite....57 Petrolün Nominal ve Reel Fiyatları.. 61 Petrol Yoğunluğu 1970-2003.. 62 OECD-Dışı Talep Büyümesi.63 Petrol Talebinde toparlanma: OECD vs. OECD-Dışı.64 OECD-Dışı Talep Büyümesi.65 Çin Petrol Arzı Dengesi..66 En Büyük Petrol Tüketicileri...69 Küresel Talep Büyümesi 2004/2005/2006...70 Kişi Başına Tüketim..72 Çin in Dünya Üretiminde Büyüyen Payı ve Enerji Talepleri.74 2004 Sonunda Kesinleşmiş rezervler. 76 OPEC ve OPEC Dışı Üretim, 1960-2025...78

Grafik 35 Grafik 36 Grafik 37 Grafik 38 OPEC Ham ve Rafine Petrol Akışı, 2003...80 OPEC-Dışı Üreticiler, 2004 ten 2005 e Tahmini Üretim..86 Ham Petrol İthalatı...91 ÜFE ve İmalat Sanayi Fiyatları (Aylık Yüzde Değişim).. 91 Tablo 1 Büyüme Oranları, 2005-2006 %...15 Tablo 2 Tablo 3 Tablo 4 Tablo 5 Tablo 6 Tablo 7 Tablo 8 Tablo 9 Tablo 10 Tablo 11 Tablo 12 Tablo 13 Tablo 14 Tablo 15 Tablo 16 Tablo 17 Tablo 18 Üretim 26 Petrol- Bölgeler Arası Hareketler.27 Petrol- Ticari Hareketler...27 Petrol- Rafineri İşlem Hacmi..28 Tüketim. 29 Petrol- Teyit Olunan Rezervler..30 Petrol Şirketlerinin 3. Çeyrekteki Gelirleri....44 Dünya Enerji Yatırımları (2000/Milyar $)....49 Bölgelere Göre Dünya Enerji Yatırımları...50 Çin ve Hindistan Kamu Şirketlerinin Dış Enerji Yatırımları...51 Nominal Petrol Fiyatları Artışının Etkisi.58 2005 te 80 $ Fiyatın Etkileri 59 Küresel Petrol Piyasası: Talep, Kapasite ve Fiyatlar. 67...71 Dünya Petrol Talebi 2002-25 (tahminleri)..71...77 Ham Petrol İthalatı 1996-2005. 90

Petrol Fiyatları 1 1. Genel Bakış Şubat ayında petrol endüstrisinin önemli isimlerinin katıldığı toplantıda, Chevron Texaco nun başkanı Dave O Reilly, daha sonraları gazete ilanlarına da yansıyan, ucuz petrol ve çok ucuz doğal gaz dönemi bitmektedir itirafını yapıyordu. O Reilly ve diğerlerinin endişesini haklı çıkarırcasına, bu toplantıdan bir ay sonra, Venezuela Başkanı Chavez Dünya ucuz petrolü unutmalı diyecektir. 1998 de 10 Dolar seviyesinde ya da taban fiyatında seyreden petrol fiyatlarının 2005 ile birlikte 50 Doların çoktan üstüne çıkmış olması farklı yorumları da beraberinde getirmektedir. Fiyatların spekülasyon sonucu olduğunu söyleyenlerden bundan sonra asgari-taban fiyatın 30 Dolar, hatta 40 Dolar olması gerektiğini söyleyenlere kadar farklı yaklaşımlar bulunmaktadır. Bu yaklaşımların her birisi beraberinde kendi risk analizini de getirmektedir. Eğer fiyatların bugünkü seviyesi bir spekülasyon sonucunda oluşmuşsa, fiyat balonu her an patlayabilir demektir. Aksi görüş, yani fiyatların bugünkü halinin yapısal bir hareket olduğu doğruysa da önümüzdeki yakın dönemde küresel ekonomiye baskısı çok ciddi olacak demektir. Bu baskının içine yatırım maliyetleri ve son ürün fiyatlarının artmasını da eklersek daha vahim bir tablodan bahsediyoruz demektir. Hepsinin ötesinde petrol fiyatlarına dair bir analiz yapılırken hangi fiyatı ve değişkeni baz alacağımız hayati bir meseledir. OPEC in analizlerinde kullandığı petrol referansı ile Amerika nın kullandığı referans birbirinden farklıdır. Amerika daki analizlerde Kuzey Denizi ya da Norveç Brent ve Batı Teksası Petrolü (WTI) kullanılırken, OPEC analizlerinde Petrol İhracatçısı Ülkeler Örgütünün ham petrol sepeti referans olarak kullanılmaktadır. Bu çalışmada her iki referanstan da faydalanılacaktır. Bir petrolün markör (fiyatlandırma standardı) içerisinde kabul edilebilmesi için çok miktarda alım ve satımın gerçekleşmesi gerekmektedir. Batı Teksas Petrolü (WTI), New York Vadeli İşlemler Borsası nda (NYMEX) işlem gören bu petrolün toplam günlük üretimi 1 milyon varilin altında olduğu halde vadeli kontratlar aracılığı ile yapılan işlem milyonlarca varile denk geliyor. Bu kontratlarla üreticiler belli bir zaman sonunda belli miktar petrol teslimatını taahhüt etmiş oluyor. Ancak yatırımcılar daha çok petrol fiyatına yönelik pozisyonlarla ilgilendiğinden gerçekte bu teslimatın çok azı gerçekleşiyor. Norveç Brent petrolünün fiyatı Batı Teksas tan farklı olarak daha çok gerçek alışverişe bağlı olarak belirleniyor.

Petrol Fiyatları 2 Grafik 1 Petrol fiyatlarındaki artış, petrolün yakın gelecekteki miktarı, hatta varlığıyokluğu ve küresel jeopolitiğin dönüşen tabiatı beraberce dünyamızın enerji sorunsalının önemli bir parçasını oluşturmaktadır. Petrolün akıbetine ve fiyatlarına dair farklı pozisyonlar olduğunu biraz önce belirttik. Lakin bu farklı yaklaşımlar birbirlerinden bağımsız değillerdir. Petrol fiyatlarının yaşadığı volatilite ve son dönem vücuda gelen istikrarlı artışın arkasında hem finansal spekülasyonlar hem de yapısal sebepler beraberce bulunmaktadır. Öyle ki, vadeli piyasalarda gelecekteki petrol fiyatlarına dair yapılan alım ve satımlardaki spekülasyonun arz ve talepte beklenen iniş çıkışlarla birleştiği her dönemde fiyatlarda bir hareketlenme olması kaçınılmazdır. OPEC in üretim kotalarını başarılı stratejilerle manipüle etmesi petrol fiyatlarındaki arz dinamiğinde yaşanan volatilitenin en önemli sebebidir. Asya krizinin çıktığı sene yaşanan talep küçülmesi ile birlikte petrol fiyatları 10 Dolar seviyesine kadar geriledi. OPEC bu düşüşe oldukça hızlı sayılabilecek bir üretim kotası planı ile cevap verdi. Böylece hem fiyatların daha fazla kontrolden çıkmasını engelleyerek ve hem de bir kaç yıl içinde zararı da karşılayacak düzeyde toparlanmasını garanti altına almış oldular. Petrol arzının bu haline bir de son dönem Amerikan lokal piyasasında yaşanan arz sıkıntısı da eklenince fiyatların hareketlenmesi kaçınılmaz oldu. Petrol fiyatlarındaki arzın tabiatını etkileyen diğer ilginç bir etkenin bu dönemde ön plana çıkmasını da hatırlatmak gerekiyor. Petrol analistleri ve ekonomistler arasında korku etkeni olarak bilinen spekülasyon aracı da son 5 yıl içerisinde kendisine oldukça uygun zemin bulmuş oldu. 11 Eylül ile birlikte

Petrol Fiyatları 3 başlayan süreç, önce Afganistan işgali ve ardından Irak ın işgaliyle korku etkenini zirveye çıkarırken; Venezuela, Nijerya ve İran gerilimleri de ayrıca uzun süre zirvede kalmasını besleyen diğer ana sebeplerdendi. Korku etkenini oluşturan spekülatif petrol piyasası hareketleri ise yakın gelecekte petrol fiyatlarının varil başına 100 Dolara çıkacağı kanaati ya da havasının spekülasyonlardan önce oluşmaya başlaması, ardından da net-uzun dönem spekülasyonlarla 30 ve 40 Dolar seviyelerindeki fiyatlar üstünden spekülatörlerin gelecekteki petrol kağıtlarını bir sigorta ve kazanç aracı olarak yoğun bir şekilde almalarıyla fiyatları etkilediler. Arzda yaşanan bu gelişmeleri talebin de hızlı şekilde artması takip etti. Geçen sene küresel petrol talebi, alışıldık %1-2 lik artışın dışına çıkarak, %3.4 seviyesinde gerçekleşti. Bu talep artışının üçte biri, petrol tüketimi aynı sene içerisinde %16 artan Çin den geldi. Grafik 2 Küresel petrol krizlerinin tarihine bir göz atmak bile yaşanan son krizin talepmerkezli olmasını görmek için yeterlidir. Bu anlamda bir ilk diyebileceğimiz kriz, talebi karşılamak için yeterince yedek kapasitesi olmayan petrol üreticisi ülkeleri de zor durumda bıraktı. Petrolün merkez bankası vazifesini ifa eden Suudi Arabistan bile bu dönemde atıl tuttuğu kapasitesiyle yetersiz kaldı. Küresel yedek kapasite günlük 1 milyon varil düşerek son 20 yılın en alt seviyesine geriledi. Yedek kapasite marjının bu kadar sıkıştığı dönemlerde talepte yaşanan, normal zamanlarda olağan sayılabilecek hareketlenmeler bile, fiyatlara daha etkili bir şekilde yansıdı. IMF nin analizlerine göre küresel ekonominin petrol fiyatları karşısında bu denli kırılgan olmamasının tek yolu günlük yedek kapasitenin 3-5 milyon varile yükseltilmesiyle sağlanabilir.

Petrol Fiyatları 4 Grafik 3 Yedek kapasitenin diğer bir ayağı ise petrol yatırımlarıdır. Rafineriler, petrol çıkarma teknolojisi, mühendislik ve araç-gereç yatırımlarının son 10 yılda istenilen düzeyde artmamış olması da kriz dönemlerini aşmayı zorlaştıran yatırım sorunlarıdır. Bu yatırımların kısa vadede, hatta uzun vadede de aşılacağını düşünmek yanlış olur. Yatırım eksikliğinin ana nedeni finansmandan ziyade OPEC in yedek kapasiteyi anlaşılabilir stratejik sebeplerden dolayı yükseltmek istememesindendir. Petrol kartelini oluşturan firmaların hiç birisi yatırım maliyeti oldukça yüksek yeni adımlar atmayı planlamamaktadırlar. Yatırımların hepsi tahmini petrol fiyatları analizleri üstüne bina edilmektedir. Bu analizler ise, doğal olarak, enerji firmalarının varil başı 20 Dolar veya altı bir kazancı projeksiyonları içinde görebildikleri zamanlarda gerçekleşmektedir. Yedek kapasite miktarını büyük oranda sağlayan Suudi Arabistan dır. Venezuela, Libya, Endonezya ve Nijerya nın toplamından daha fazla, 260 milyar varil, ispatlanmış rezervi bulunan Suudi Arabistan, yedek petrol kapasitesini artıracak tek ülkedir. Öyle ki, petrol fiyatlarının uzun dönem yüksek seyretmesi kısa-vadede oldukça yüklü finans gücü oluştursa da, uzun vadede yatırımcıları OPEC-dışı petrol üreticisi bölgelere ve petrol-dışı enerji kaynaklarına yatırım yapmaya yöneltebilir. Kriz dönemlerindeki petrol fiyatları volatilitesinin neticelerini iyi bilenler, ani fiyat artışından sadece petrol tüketicisi ülkelerin değil, petrol üreticisi ülkelerin de etkilendiğini anımsarlar. Tüketici ülkeler orta-vadede fiyat mekanizmalarını ve üretim maliyetlerini petrol fiyatlarıyla adapte etmekte çok büyük sıkıntılar yaşamadılar. Suudi Arabistan ın sık sık hatırlattığı bu tecrübenin arkasında elbette jeopolitik pozisyonun da önemli bir yeri var. Venezuela ve İran ın ısrarlı

Petrol Fiyatları 5 fiyatları yukarıda tutma politikalarına yedek petrol üretim kapasitesiyle cevap vermeye çalışan Arabistan, gelecek sene İran ın ABD nin petrol borsası hakimiyetini ve tekelini kırmaya yönelik yeni bir petrol borsası girişimi karşısında henüz nasıl bir adım atacağı belli değil. Uluslar arası petrol fiyatları iki borsa tarafından tayin ediliyor: New York ve Londra borsaları. İran ın 2006 Mart ayında açmayı planladığı petrol borsasının OPEC ve OPEC-dışı ülkelerden ne kadar destek bulacağı henüz belli değil. Bu desteğin mahiyeti ve gücü elbette Orta Doğu da yaşanacak olan gelişmelere bağlı. Bunun anlamı ise ABD nin, özellikle, Rusya, Endonezya, Nijerya ve İran ile olan ilişkilerinin doğrudan rol oynayacağı gerçeği. İran atacağı bu adım ile Londra Uluslar Arası Petrol Borsası ve New York Vadeli İşlemler Borsası nın (NYMEX) petrol fiyatları üstünde kurdukları tekeli kırma ihtimalidir. Öyle ki, İran fiyatlandırmayı Dolar yerine Avro üstünden yapmayı planlamakta. Grafik 4 İran, 2003 senesinde de hayata geçirdiği bir yasa ile petrol ihracatı için Avro üstünden ödeme yapılmasını zorunlu tutmuştu. İran ın bu çıkışını destekleyen diğer bir önemli petrol üreticisi ülke de Rusya dır. Rusya Dolar yerine Avro ile petrol satmak için birçok girişimde bulundu. Aynı şekilde, körfez ülkelerinin ekseriyeti de, Amerika dan ziyade Avrupa ülkelerine petrol sattıkları için İran ın yeni petrol borsası girişimi ile uyumsuzluğa düşme ihtimallerini azaltıyor.

Petrol Fiyatları 6 Grafik 5 Bu noktada, elbette, körfez ülkelerinin Amerika ile olan ilişkilerinin mahiyeti Avroya geçmelerini engelleyebilir. Avrupa ülkelerinin, petrol satın almak için önce paralarını Dolara çevirip ardından satın almayı gerçekleştirmeleri, son tüketimi yapanlara ek bir maliyet olarak yansıyor. Bu değişimden kaynaklanan kazanç, küresel finans şirketlerine ve ABD Dolarına yarıyor. Körfez ülkelerinin ithalatının %45 i Avrupa ülkelerine yapılıyor. Avro da orta vadede yaşanacak bir dalgalanma ihtimali olmadığı sürece, körfez ülkelerinin ödemelerin Avroyla yapılmasını tercih etmeleri kendi avantajlarına olduğu göstermektedir. Aynı şekilde Çin ve Hindistan da petrol karşılığı Avro üstünden mübadeleye girmeyi tercih edebilirler. Petrolün Avroyla ihracatının gerçekleşmesi için OPEC, Norveç Brent markörünün avro ile işlem yapması, İngiltere nin Avro kullanmaya geçmesi, Avro-Dolar paritesinin Avro lehine olması ve AB genişleme planlarının gerçekleşmesini talep etmektedir. İran ın 4 ay sonra hayata geçirmeyi planladığı petrol borsası ve Avro ile fiyatlandırılması girişimi OPEC in daha önce AB den talep ettiği adımları farklı bir düzeye taşıyabilir. İran ın kuracağı yeni petrol borsası ile nasıl bir neticeye ulaşacağı şu an için sadece projeksiyon düzeyinde kalmak zorunda. Bu gelişmeler, başarılı olsun veya olmasın, önümüzdeki kısa-dönemde petrol piyasasını etkileyen korkular ve spekülasyonlara destek verecek ve fiyatlara belli oranda yansıyacaktır. Günlük 5.5 milyar Dolar paranın harcandığı petrol piyasasında, önde gelen tüketicilerin Dolar yerine Avro ile alım yapmaları küresel petrol piyasasını derinden etkileyebilir. Yakın gelecekte bu ihtimal zayıf olsa da, spekülasyonun başlaması bile yedek petrol kapasite oranlarının bu denli düşük olduğu bir dönemde fiyatlara beklenmedik şekilde yansıyabilir.

Petrol Fiyatları 7 Amerikan Enerji Enformasyonu İdaresi nin 2005 Haziran ayı dünya petrol üretimi ve fiyatlarına ilişkin tahminlerine göre, OPEC in 2005 yılı net petrol ihraç gelirinin 430 milyar Dolar olması beklenmektedir. Bu rakam 2004 yılındaki 338 milyar Dolarlık gelirin yüzde 27 fazlasına, 2005 yılı Ocak ayındaki gelir tahminlerinin ise yüzde 25 fazlasına tekabül etmektedir. 2006 için OPEC in net petrol ihraç gelirinin, 2005 yılının yüzde 4 üstünde gerçekleşerek, 447 milyar Dolar olması beklenmektedir. OPEC üyesi olmayan ülkeler de piyasalardaki fiyat artışından faydalanmışlardır. Örneğin Rusya, 2001 de 38 milyar Dolar olan net petrol ihracı gelirini 2004 te yaklaşık 90 milyar Dolara çıkarmıştır. Ocak 2005 tahminlerinin üstündeki artışın temel nedeni varil başına 8 Dolara yükselen ham petrol fiyatları ile Suudi üretimindeki artışa bağlı gerçekleşen OPEC in net petrol ihracındaki nispi artıştır. Son birkaç yılda petrol fiyatlarındaki artışın nedenleri arasında dünya piyasalarındaki hızlı petrol talebi artışı ile tarihi ölçülerde düşük seyreden fazladan üretim miktarları yer almaktadır. Bunun yanında 2003 ve 2004 te gözlenen piyasaya ilişkin şu faktörlerin bugün de devam ettiği görülebilir:1- Irak taki karışıklıklar ve petrol altyapısına yönelik saldırılar, 2- Asya piyasalarının petrol talebindeki düzenli artış, 3- Orta Doğu, Venezuela ve diğer bölgelerdeki siyasi ortama ilişkin kaygılar. Bu faktörlere Rus hükümeti ile petrol devi Yukos arasındaki gerilim de eklenebilir. Bu hızlı yükselişe rağmen gelirlerdeki artış, 70 lerin sonundaki tavan değerlerinden fazlasıyla düşüktür. OPEC in tamamı için kişi başına petrol ihraç geliri 2005 için 770 Dolardır, bu da 1980 deki 1804 Doların sadece yüzde 43 üne denk gelmektedir.(yine de bu rakamların 1990 lardaki yıllık ortalama gelirlerin iki katı olduğu unutulmamalıdır.) Bu durum, OPEC in petrol fiyatı ve üretimi tercihlerine önemli oranda etki etmektedir. 2003 te petrol ihracından 9.6 milyar Dolar kazanan Irak, bunu neredeyse ikiye katlayarak 2004 te yaklaşık 18.2 milyar Dolar gelir elde etmiştir. Bu rakamın 2005 ve 2006 da ise cüzi bir artışla 19 milyar Dolar civarında olması beklenmektedir, zira bu dönemler için net petrol ihracının cüzi bir düşüşe uğraması beklenmektedir. Öte yandan Irak ın petrol gelirlerine ilişkin tahminler; bu ülkedeki genel karışıklıklar, petrol altyapısına yönelik saldırılar ve firmaların altyapıda gerekli onarımları yapmaması nedeniyle yüksek orandaki belirsizliklerle karşı karşıyadır.

Petrol Fiyatları 8 Suudi Arabistan ın petrol ihraç geliri 2004 te 2003 e oranla yüzde 35 artmıştır ve 2006 daki yüzde 3 lük tahmini artıştan önce 2005 te de yüzde 30 artması beklenmektedir. Suudi Arabistan hem dünya piyasalarındaki yüksek petrol fiyatlarından, hem de ihtiyaç duyduğunda petrol üretimi ve ihracını artırabilme kapasitesinden yararlanarak Venezuela, Irak ve Nijerya dan kaynaklanan eksik üretimi ikame etmiş, sonuçta yüksek gelirler elde etmiştir. Bununla birlikte; bu ülkenin fazladan üretim kapasitesi şu anda günlük 0.9-1.4 milyon varile düşmüş, dolayısıyla ihtiyaç duyulması halinde fazladan üretim yapması oldukça zorlaşmıştır. Bugün Suudi Arabistan tüm OPEC içinde 2004 yılındaki yüzde 34 lük payla toplam petrol ihraç payı en fazla olan ülkedir. Bu payın 2005 te cüzi bir artışla yüzde 35 olması beklenirken, Irak ın payı 2004 teki yüzde 5 lik paydan, 2005 te yüzde 4 e düşecektir.

Petrol Fiyatları 9 2. 2004 Değerlendirmesi 1970 lerin başlarında ham petrol fiyatlarının 1.26$/varil den 1974 te 9.40$ a ve 1979 da da 24$ a çıkmasıyla bütün batı ekonomileri, doğal olarak siyasal örgütlenmeleri de ciddi bir kriz yaşamışlardı. OPEC in Aralık 1973 teki ham petrol fiyatlarını 5.12$ dan 11.65$ a çekme kararını Kissinger bu yüzyılın tarihinin yaşadığı en önemli olaylardan birisi şeklinde tarif etmişti. Kissinger gerçekten de haklıydı. Öyle ki 1973 kararının tam 48 saat ardından Amerika, Kanada, Batı Avrupa ve Japonya nın petrol faturalarına toplam 40 milyar Dolarlık ek bir yük gelmişti. Gelen maddi yükün ötesinde yaşanan siyasi sonuçlar çok daha ağır olmuş, yaşanacak başka bir krizin maliyetini kaldırmayı göze almayan Amerikalı ve Avrupalı güçler Orta Doğu nun ucuz petrolü üstünde tartışmasız hegemonyayı ABD ye bıraktılar. Bugün yaşanan petrol fiyatlarındaki artışın küresel anlamda bir şok etkisi yaratmamasının asıl sebebi, iktisadi olarak kalkınmış olan ülkelerin 1970 te gayri safi yurt içi hasılalarının (GSYİH) her bir Dolarının petrol masrafı karşılığının bugün takriben yarısını kullanmalarındadır. Başka bir deyişle GSYİH de 1 Dolar üretmek için gerekli olan enerji miktarı son otuz yıl içerisinde yüzde elli azalmıştır. Bu iyimser yorumu destekleyecek diğer bir argüman ise petrol fiyatlarının bugün ulaştığı rekor seviyesine ani bir çıkıştan ziyade tedrici olarak gelmesidir. Ayrıca, enflasyon hesaplanması yapıldıktan sonra bugünkü petrol fiyatları 1980 lerdeki zirvesinin sadece yarısı kadardır. Aynı şekilde, birçok farklı iktisadi model petrol fiyatlarındaki artışın üretim üstündeki etkisinin daha az ve izafi olduğunu ortaya koymaktadır. Grafik 6

Petrol Fiyatları 10 OPEC ve IMF nin tespitlerine göre, varil başına 10$ lık bir artış, küresel üretimi bir yıl sonra yüzde 0.5 oranında aşağı çekmektedir. Eğer fiyatlar şu anki seviyelerinde kalır ve son dört yıllık ortalamalara yaklaşmaz ise; takriben yüzde 1 lik bir global üretim kaybı olabilir. Küresel GSYH nın son yirmi yılın en hızlı rakamına ulaşıp yüzde 5 olduğunu hesaba katarsak, yüzde 1 lik bir kaybın kayda değer olmakla birlikte tehlike sinyalleri çaldıracak kadar öneme haiz olmadığını ya da doğrudan bir küresel resesyona sebep olmayacağını da söyleyebiliriz. Küresel petrol tüketimi bu sene yaklaşık olarak yüzde 2.5 artarken, ABD nın talebi aynı dönemin ikinci çeyreğinde yüzde 3.5 artış gösterdi. Bu önümüzdeki yıllarda da petrol fiyatlarının muhtemelen yüksek seviyelerde kalacağının bir işareti. Öyle ki, enerji kaynakları keşifleriyle ilgili olarak yapılan sermaye yatırımları 1980 lerden bu yana ciddi bir şekilde gerilemiş durumda. Önümüzdeki on yılda büyüyen enerji talebini karşılamak için 1990 larda harcanan rakamın nerdeyse üç katına ulaşan 2.4 trilyon Dolarlık bir sermaye yatırımı gerekmektedir. Şu anki yüksek petrol fiyatları bu enerji yatırımları için zaruri bir hale geldi. Grafik 7 Diğer bir etken ise arz ve talebin birleşerek petrol fiyatları üstünde oluşturduğu baskıdır. Bu durum geçen aylar boyunca spekülatörler tarafından rölatif olarak likit olmayan piyasaya yapılan ani müdahalelerle meydana geldi. Bu spekülatörler son iki çeyrek boyunca bir trend göstermeyen borsa ve statik bono piyasasından çekilip dünya piyasalarında normal şartlarda volatilitesi ve

Petrol Fiyatları 11 kâr marjı çok hareketli olmayan petrol piyasasına yöneldiler. Petrol fiyatlarının şu an ulaştığı 50 Dolar civarından tekrar nasıl bir istikamete doğru gideceğini kimsenin kestirmesi mümkün değil. Lakin, istikameti bilmemekle birlikte dünya piyasaları ve Amerika için bir kaç senaryo ortaya koymak da o kadar zor değil. Petrol fiyatları hali hazırda bir kriz havası yaratacak durumda değilse de, krizin uzağında da değil. Kriz periferisine doğru tedrici bir şekilde yaklaşan petrol fiyatları, üç ila altı ay kadar aynı seviyelerde kalırsa bir kriz döngüsü başlatabilir. O halde hayati sual şu: fiyatlar altı ay sonra da bugünkü seviyelerde kalırsa ne olacak?. Geçmişte, petrol krizlerinin hepsini ciddi resesyonlar takip etti. İlk petrol ambargosunu 1973-1975 arası sert ekonomik iniş takip etti. 1979 ambargosu 1981-82 resesyonunu üretti. I.Körfez savaşını müteakiben ise 1990-91 düşüşü yaşandı. Bu üç olayın da ortak paydası petrol krizi çıktığında ekonomilerin durgunluk içerisinde olmalarıydı. 1973 ve 1990 da küresel ekonomi yıllık yüzde 2.2 büyümekteydi. 1979 un ikinci yarısında ise büyüme oranı daha da kötü bir seviyede, yıllık yüzde 0.6 da seyrediyordu. Geçmiş tecrübeler gösteriyor ki, durgunluk hızı ile petrol krizinin birleşimi ekonomi için ölümcül bir hal alabilir. Fakat yine aynı tablodan iyimser bir sonuç olarak petrol fiyatlarının resesyon tehdidini ortadan kaldırmak üzere düşeceğini söylemek de mümkün. Lakin son artışlar geçmişte olduğu gibi arızi olmaktan ziyade daha uzun bir zaman dilimine yayılabilecek ve kalıcı özelliği olabilecek bir mahiyet taşımakta. Buna en büyük delil özellikle beş yıllık gelecekteki petrol işlem piyasası kağıtlarının varil başına 35 Doların üstüne çıkmasıdır. Son 15 yılda kağıtlar 20 Doların dar çevresi etrafında işlem görmüştü. Gelecekteki işlem piyasalarındaki bu hareket, yüksek petrol fiyatlarının bugünkü seviyelerinde uzun süre kalacağının işaretlerini vermektedir. Bu işlem piyasalarının zaten çok riskli olmasının üstüne Irak ın işgali, İran ın düzenli olarak emperyalist bir tehdide maruz kalması, Rusya daki Yukos operasyonundaki kararlılık ve Chavez in son iki senede Amerika ya rağmen ikinci zaferini kazanmasını eklersek, fiyatların seyri hakkındaki resmin ciddiyetini daha iyi kavrayabiliriz. Fiyatların yüksekliğine ve dünya ekonomisinin büyümesine etkide bulunacağı bariz olmasına rağmen piyasada aynı oranda büyük bir tedirginliğin olmamasının diğer bir önemli sebebi de, Amerika da faizlerin ve enflasyonun durumudur. Geçmişteki petrol fiyat artışları ve hatta krizlerde bildiğimiz enflasyon artışları ve faizler üzerinde yükselmesi için oluşan ağır baskılar hemen harekete geçerlerdi. Fakat bu sefer genel fiyatlar ciddi bir artış göstermiyor, Amerika da enerji ve yiyecek dışındaki fiyatlarda yaşanan artış geçen seneye göre sadece yüzde 1.8 seviyesinde kaldı. Bu durum uzun dönem faizlerin düşmesine sebep oldu. Böylesi bir ortamda ise farklı yatırım araçları cazibesini koruyabildi. Mesela daha önceki petrol fiyat artışlarına paralel olarak emlak piyasasının canlandığını görmek mümkün değildi. Ya da başka bir piyasanın. Bugün ise bu farklı piyasalar ciddi canlanma eğilimi göstermektedirler.

Petrol Fiyatları 12 Grafik 8 Bu sonuçları, petrolün dünya ekonomisinde önemli fakat 1970 lerdeki gibi tam anlamıyla belirleyici tek güç olmadığı şeklinde de okumak mümkün. Petrolün son yirmi yılda dünya ekonomisindeki hayati yeri bir değişime uğrayıp büyüme trendi yoğun olan ekonomiler için en önemli mesele haline geldi. Amerika nın 1980 deki harcamalarının yüzde altısını oluşturan petrol, bugün yüzde ikinin altına inmiş durumda. Fakat, beş Dolarlık bir artışın bile dünya ekonomisinin önümüzdeki bir-iki yıllık büyümesinde yüzde 0.5 lik bir etki gücüne sahip olduğunu düşünürsek, petrol fiyatları ile büyüme arasında bir korelasyon olduğunu daha iyi idrak ederiz. Büyüme noktasında farklılık ekonomilere göre elbette değişkenlik gösterecektir. Çin ve Hindistan ın petrol fiyatları karşısında korelasyondaki yerleri ile hali hazırda en fazla petrol tüketimi yapan Amerika nın yeri ciddi farklılıklar içermektedir. Çin ve Hindistan bu artışlardan en fazla zararı görecek olan ülkelerin başında gelmektedir. Amerika yı avantajlı çıkaran diğer bir durum Çin ve Hindistan dan farklı olarak aynı zamanda petrol üreticisi olması. Güvenlik rezervlerinin dışında, ABD ülke içi petrol fiyatlarına kısa dönem müdahaleler yapacak kadar yerli üretime sahip. Daha da önemlisi Çin ve Hindistan ın, petrol fiyatından ziyade asıl düşünmeleri gereken mesele en büyük müşterilerine arz ettikleri ürünlerin fiyatlarının ne olacağı konusu. 1992 de Amerika Avrupa Birliğinin 15 ülkesinin toplamıyla yaptığı ticarette 9 milyar Dolar ticaret fazlası veriyordu. Aynı sene Çin ile 18.3 milyar Dolar ticaret açığı bulunmaktaydı. 2004 Temmuz rakamlarına göre Avrupa Birliği ile 99.8 milyar, Çin ile 138.7 milyar Dolar ticaret açığı vermektedir. Başka bir deyişle bugün malum olan petrol fiyatları artışında ilk olarak endişelenmesi gereken Amerika değil, Amerika ya mal arzını yapan ve ticaret açığı tablosunu ortaya çıkaran ekonomilerdir. Avrupa, Çin, Japonya, Kanada ve Hindistan başta olmak üzere, bu açık dengesini Amerikan devlet tahvilleri alarak, Doların değerini koruma yolu ile Amerika ya arz akışında ciddi pürüzlerin çıkmasını bizzat bu üretici ülkeler engelliyor.

Petrol Fiyatları 13 Doların değerini muhafaza endişesi ile 689 milyar Dolar Amerikan devlet tahvili elinde tutan Japonya dan sonra 164 milyar Dolarla ikinci gelen Çin zaten ciddi bir enerji krizi yaşamaktadır. Yaşadığı çok hızlı büyümeden ve iç tüketiminin ciddi bir şekilde artmasından kaynaklanan enerji krizine bir de petrol krizinin eklenmesi Çin üzerine yapılan birçok tahmini kısa vadede boşa çıkarabilir. Böylece, matematiksel modellerden ibaret olmayan büyümenin tabiatının, kurulmuş ve yönetilen ekonomi-politik düzen karşısında çok fazla bir şansı olmadığı da bir kez daha doğrulanmış oldu. Petrol ani ve siyasi ambargo dönemleri hariç, tedrici bir şekilde ambargo dönemleri fiyatlarını bile geçmiş olmamasına rağmen küresel kapitalizmin üretici olamayan safında yer alanlar için hayati bir mesele olmaktan çıkmış bulunmaktadır. Bu sorunun elbette 15 Eylül de toplanacak olan ve dünya petrolünün üçte birinden fazlasını arz eden OPEC bakanları tarafından halledilemeyeceği de aşikârdır. Özetle, petrol fiyatlarındaki artış küresel Kapitalist sistemin merkezini değil tam aksine periferisini vurmaktadır. Periferinin aldığı bu darbelerden merkezin ne kadar etkilendiği ya da ne kadar rahatsız olduğunu tartışmak bizce doğru suali sormak olacaktır. Ham petrol fiyatlarının 70 Doları görmesi ile birlikte dünya piyasalarında yeni bir kriz spekülasyonlarından başlayan felaket tablolarından tedirginliğe gerek olmadığını söyleyen birçok farklı tepkiler geldi. Öncelikle şu can alıcı suale cevap bulmak durumundayız: Petrol fiyatlarındaki yükseliş doğal bir hareket midir? 15 yıl önce ile bir mukayese yapıldığında bugün dünya piyasasına arz edilen petrol miktarı azalmamış aksine artmıştır. Gerek Rusya, gerek Venezuela ve gerekse de Orta Asya nın değişik bölgelerinden daha fazla pompalanan petrol bizlere arzın azalmadığını aksine arttığını göstermektedir. Yaşanan ciddi bir talep artması (Çin, Hindistan) olduğu da muhakkaktır. O halde yaşanan ekonomik bir sorun mudur, yoksa tamamen siyasî bir sonuç mudur?

Petrol Fiyatları 14 3. Petrol Fiyatları Baskısı Altında Dünya Ekonomisindeki Son Gelişmeler Sanayileşmiş Ülkeler ABD Katrina sonrasında ortaya çıkan ilk verilere göre Amerika Birleşik Devletleri ekonomisinin fırtınalardan beklenildiği gibi olumsuz etkilenmediği görülüyor. Eylül ayında tarım dışı istihdam 35 bin düşerken işsizlik oranı yüzde 5.1 e çıkmasına karşın geçen yılın aynı ayına göre iyimser veriler olarak görülebilir. Bütün bunların neticesinde ekonomik büyümenin ikinci çeyrekteki gibi benzer sonuçla 3.3 lük bir oranda gerçekleşeceği bekleniyor. Hane halkının taşıma ve ısınma harcamalarının kış dönemlerinde artış göstermesine rağmen bu dönemdeki büyüme beklentileri çok iyimser değiller. Bu bağlamda tüketim tarafına bakıldığında ise kış döneminin etkileri ortaya çıkıyor. Netice itibariyle 2005 yılının son çeyrek büyümesinin, kamu tüketimi ve harcamalarındaki ivmeye rağmen yüzde 2.5 seviyesine düşmesi bekleniyor. İkinci çeyrekle birlikte ABD iç talebinde güçlü işaretler bulunurken bu durum enflasyonun yukarı yönlü hareketi açısından önemli ipuçları barındırıyor. ABD merkez bankasının açık piyasa komitesinin Eylül ayındaki toplantısında atıl(yedek) kapasite ve yüksek enerji fiyatlarının 2006 yılında çekirdek enflasyonun beklenildiğinden daha fazla yukarı yönlü baskı yapacağına dikkat çekti. Fed in dikkat çektiği bu nokta esasında para politikasının daha da sertleşeceği yönünde açık mesajlar içeriyor. Bununla birlikte artık piyasalar faizlerinin 2005 yılının ilk yarısında yüzde 5 e ulaşacağı konusunda daha ciddi davranmaya başladılar. Grafik 9

Petrol Fiyatları 15 Gelecek yıl, ev fiyatlarında keskin bir ayarlama olursa yüksek faiz oranları kişisel tüketim ve ekonomik aktivite üzerinde ciddi olumsuz etkiler yaratabilecek. Amerika Birleşik Devletlerinin belli bölgelerindeki bir eve sahip olma maliyeti 1989 yılındaki yüksek seviyesine ulaşmış durumda. Yeni ev satışlarıyla ilgili göstergeler ve emlak piyasasında düşük faizle borçlanmalar piyasaların daha yüksek faizlere karşı direnç gösteremeyeceğini destekliyor. Tablo1 Diğer taraftan diğer önemli bir risk unsur ise ABD Dolarının durgun seyri olarak görülüyor. ABD Doları 2005 yılında yüksek ekonomik büyüme artan faizler tarafından desteklenmesine karşın dış ticaret dengesi bu durumu ters yönde etkilemeye devam ediyor. Ağustos ayında 59 milyar Dolar açık veren dış ticaret dengesi Doları küresel düzeyine önemli etkiler yapıyor. Dolar için daha önemli bir noktaysa artan petrol fiyatlarının Asya ülkeleri Dolar rezervlerini küçültme niyetleri olarak dikkat çekiyor. Asya ülkelerinin ihracatlarını devam ettirebilmek amacıyla Doları desteklemeye devam etmelerine karşın yetkililer artan petrol fiyatları nedeniyle parasal varlıklarında çeşitleme yapmayı düşünmeye başladılar. Grafik 10

Petrol Fiyatları 16 Bu noktada OPEC in tahminlerine göre 2005 yılında dünya ekonomisi yüzde 4.2 büyürken 2006 yılında bu büyüme yüzde seviyesinde gerçekleşecek. Diğer taraftan dünya ekonomisinin itici gücü olan ABD ise OPEC in tahminlerine göre sırasıyla 2005 ve 2006 yılında 3.5 ve 3.1 oranında büyüyecek. Japonya Bu yılın ilk çeyreğinde yüksek ekonomik büyüme performansı gösteren Japonya nın, üçüncü çeyrekle birlikte bu performansında gerileme bulunuyor. 2005 yılının ilk yarısında iç talepteki canlanmayla yüzde 4.5 oranında büyüyen Japonya üçüncü çeyrekte enerji fiyatlarında yaşanan artışla birlikte tüketici güveninde kısmi bir bozulma yaşadı. Çalışan gelirlerindeki artışa karşın kişisel tüketimdeki düşüklük nedeniyle Japonya nın GSYİH büyümesi yüzde 1 ila 2 arasında kalması bekleniyor. Diğer tarafında şirket göstergelerine bakıldığında ise beklentilerin altında gelişmelerin yaşanması dikkat çekiyor. Japonya Merkez Bankası nın ifadesine göre şirketlerin üretim ve üretim harici sektörler bazında karlarında beklenenin altında sonuç verdikleri ifade ediliyor. Şirket karlarının özellikle artan enerji maliyetlerinden derinden etkilenmesi fiyat marjlarının düşmesine neden oldu. Ancak bütün bunlara karşın şirketler yatırım yapmaya devam ediyor. Bu bağlamda 2005 mali yılında sermaye harcamaları yüzde 6.8 oranında artış gösterirken bu artış özellikle küçük şirket yatırımlarından geldi. Doğal olarak üçüncü çeyrek Japon ekonomik büyümesini durdursa da Japonya ekonomik büyüme açısından şimdilik uygun bir yolda hareket ediyor. Özellikle deniz aşırı talep beklenildiği gibi dördüncü çeyrek ekonomik büyümesine olumlu katkı sağlarken Ağustos ayı ihracatı yıllık bazda yüzde 9 luk bir büyüme gerçekleştirdi. Diğer taraftan petrol fiyatında yaşanan hızlı artış 2005 yılı sonuna doğru enflasyon oranlarında artışı gündeme getiriyor. Japon Merkez Bankası nın Ekim ayı değerlendirmesi fiyatlardaki durgun seyirle birlikte iç ve dış talep büyümesi yönündeki beklentilerde ortak bir yargının var olduğunu ifade ederken banka ortaya çıkan bu gelişmelere 2006 yılında para politikasında değişikliğe giderek yanıt verdi. Mevcut para politikası para arzını kontrol etmeye çalışırken 2006 yılıyla birlikte BOJ faiz oranı hedeflemeye geçmeyi planlıyor. Merkez Bankasının para politikasındaki değişiklik bir yana iç talepteki canlanmaya rağmen ABD ve Çin ekonomilerinde 2006 yılında yavaşlama eğilimleri Japonya ekonomisinin en önemli bir risk unsuru olarak karşısında duruyor. Bununla birlikte yüksek enerji fiyatları maliyetlerde artışa neden olurken düşmüş kar marjlarının ekonomiye katkısı sınırlı düzeyde gerçekleşiyor. Euro Alanı Yapılan birçok çalışma ve araştırmaya göre Euro alanı 2005 yılının üçüncü çeyreğinde geçmiş dönemlere göre yüksek bir büyüme sergileyecek. Yüksek enerji fiyatlarından iş dünyası olumsuz yönde etkilenirken Ağustos ayında 97.8 oranında çıkan Avrupa Birliği Birleşik göstergeleri Eylül ayında 98.6 oranında gerçekleşirken bu artış art arda dördüncü artış anlamına geliyor. Üretim sektöründe yaşanan hızlı yükselmeyle birlikte bütün sektörlerde ciddi bir gelişme görülüyor. Tüketici tarafına gelindiğinde ise Ağustos ayında perakende satışların yukarı yönlü hareket etmesine karşın tüketim kanadının sınırlı

Petrol Fiyatları 17 kaldığı görülüyor. Perakende ticaret satışları 2004 yılına göre iyileşme göstererek yüzde 2 arttı. Bu yılın son çeyrek dönemi ile ilgili olarak şirketler iyimser olmasına karşın hane halkı bütçeleri artan fiyatlar karşısında ciddi bir mücadele veriyorlar. Yaz ayları yüksek petrol fiyatlarıyla birleşmesi sonucunda enflasyon görünür bir şekilde artış gösterirken Euro da yaşanan gerileme de reel gelirler üzerinde ciddi bir baskı oluşturdu. Bu noktada Avrupa Merkez Bankası nın enflasyon artması yönündeki kaygıları artarken birçok piyasa uzmanı Avrupa Merkez Bankası nın uzun zamandır yüzde 2 de tuttuğu faiz oranını artıracağını tahmin ediyor. Gelişmekte Olan Ülkeler Bu yılın ikinci çeyreğinde Rusya ekonomisinin ilk çeyrekteki yüzde 5,1 oranlık büyümesini yüzde 6,1 oranında artış takip etti. Özellikle ticarette yaşanan hızlı artışı taşıma ve iletişim sektörü takip etti. Toplam sanayi üretimi yılın ilk yarısında yüzde 4 artarken bu büyüme oranının arka planında geçen yılın haziran ayına göre yüksek çıkan sanayi üretim rakamları yer alıyor. Bununla birlikte yüksek petrol fiyatları petrol gelirlerinde yirmi milyar Dolar üzerinde artış yaparak istikrar fonunun değerinin artmasına neden oldu. İlk sekiz ayında istikrar fonu 29 milyar Dolara çıkarken yılsonunda 53 milyar Dolar olacağı tahmin ediliyor. Mal ticaretinde fazla ilk üççeyrekte 140 milyar Dolara ulaşırken toplam cari işlemler fazlası 98 milyar Doları buldu. Maliye tarafında ise iyimser gelişmeler devam ederek bütçe fazlası Ağustos ayında GSYİH nın yüzde 10,2 sine ulaştı. Son olarak sosyal güvenlik sisteminde yüksek harcamaların varlığına rağmen yüksek petrol fiyatları GSYİH nin yüzde 8 i kadar fazla üretiyor. Öte yandan dünyanın parlayan yıldızı olan Çin 2005 yılının ilk yarısında geçen seneye benzer bir büyüme gerçekleştirerek yüzde 9,5 büyüdü. Kamu bazı sektörleri ele geçirmesine rağmen yatırımlar ekonomik büyümenin en önemli nedeni oldu. Deflasyon kaygısı Çin de büyüse de yüksek enerji fiyatları bu durumun önündeki en büyük engeller arasında yer alıyor. Çin gibi Hindistan da son yıllarda hızlı bir gelişme gösteren ülkeler arasında yer alıyor. Güncel veriler Hindistan ın ikinci çeyrekte yüzde 8,1 oranında büyüyeceğini gösterirken Asya ülkeleri için en önemli risk iç talepteki durgunluk olarak görülüyor. Diğer taraftan Güney Amerika ekonomilerinden Brezilya nın bu yılı biraz durgun geçireceği tahmin ediliyor. Birçok beklenti 2005 yılı ekonomik büyümesinin 2004 yılında düşeceği yönünde birleşiyor. Dünya Geneli Petrol 2005 Öngörüler ve Beklentiler Bu yılın ortaları itibariyle 1990 yılından beri görülen en yüksek seviyelerine ulaşan ham petrol fiyatları; global bazlı pek çok referans noktalarında gelecek dönemlere ait tahminleri birer muamma olmaktan öteye geçemiyor. Dünya petrolünün üçte ikisine sahip olan petrol ihraç eden ülkelerden Orta Doğu ülkelerindeki siyasi istikrarsızlığa ek olarak Orta Doğu daki muhtemel terör potansiyeli ve Amerika Kıtasında gözlenen doğal afetlerin de olumsuz etkileriyle ABD'deki petrol stoklarının öngörülenden daha hızlı azalmasının yarattığı endişelerle petrol fiyatlarının yükselmesini sürdürdüğü görülüyor.

Petrol Fiyatları 18 Global ekonominin oynak bir zeminde ilerlemesi ise petrol talep miktarının seyrinin uzun vadede tahmin edilmesini oldukça güçleştiriyor. Bu yüzden OPEC 2005 yılı içerisinde toplam petrol talep projeksiyonunu 6 kez revize etmek zorunda kaldı. OPEC in Ekim ayında yayınlanan raporuna göre toplam petrol talebi büyümesinin 1,2 mv/g ile 1,4 mv/g arasında gerçekleşeceği tahmin ediliyor. Talepte yıllık olarak büyüme rakamları ise 82.26 mv/g olarak tahmin ediliyor. Petrol Talebi Toparlanacak Global diğer tüm referanslar gibi OPEC raporu da gelecek dönem toplam talebin azalacağının kanıtları olduğunu vurguluyor ve bu azalışın bu yılın sonu itibariyle artacağını söylüyor. Rapora göre ekonomiler petrol talebini azaltmak için anahtar petrol ürünlerinin fiyatlarını artırıyorlar. Örneğin Endonezya nın bu yılın Eylül ayında fiyatları yaklaşık olarak yüzde 126 oranlarında arttırdığı görülüyor. Özellikle gelir düzeyi düşük kesimler tarafından fırınlarda kullanılan Kerosen in fiyatı yüzde 185 artarken benzin fiyatının yüzde 87 olarak arttığı vurgulanıyor. Tıpkı Endonezya da olduğu gibi diğer ülkelerde de fiyatların artmasına bağlı olarak petrol talebinin toparlanacağı öngörülüyor. Ancak gelecek dönemlerde petrol tüketimi üzerine etkileri olabilecek diğer dışsal etkileri şimdiden kestirmek oldukça güç. Grafik 11 Global ekonominin geleceğiyle ilgili, cari açık, tasarruf paradoksları, entegrasyon ihlalleri vb. gibi muammaların ağırlığının hissedilmeyi sürdürmesine rağmen büyümenin sağlıklı bir seyir izleyerek yüzde 4,24 oranlarında olduğu görülüyor. Büyümede gözlenen bu rakam ise gelecek döneme ait bazı belirsizliklerin bertaraf edilmesine katkıda bulunuyor. Tabi

Petrol Fiyatları 19 büyümenin sağlıklı görünen tablosunda ABD yi dışarıda bırakmak gerekecek. Tam olarak Katrina ve Rita nın büyüme üzerinde mutlak etkilerinin oranları tartışılsa da büyüme rakamlarında Katrina ve Rita dan sonra ikinci yarıyılda yüzde 1 lik bir fark olacağı öngörülüyor. ABD nin büyümesi ilk çeyrekte yüzde 3,5 olarak açıklanmıştı. Grafik 12 OECD Ülkeleri OECD ülkelerinde geçen yıl 2005 yılı için tahmin edilen petrol tahmin oranlarında dünya genelinde son gelişmelerle birlikte yüzde 2 ile 3 arasında bir değişiklik olduğu gözleniyor. OECD ülkelerinin toplam petrol talebi dünya geneli petrol talebinin yüzde 60 ını temsil ederken, yıllık bazda 2005 için tahmin edilen 1,2 mv/g büyüme tahmininin ancak 0,30 una ulaşabildiği gözleniyor. Bölgesel olarak OECD ülkeleri değerlendirildiğinde; kasırgalara bağlı olarak Kuzey Amerika ülkelerinin petrol taleplerinde bir gevşeme olduğu görülüyor. Bu değişimin gözle görülür bir şekilde verilere yansıdığı gözlenirken, Eylül ayı tahminlerine göre gelecek dönemde bu bölgede yeniden yapılandırılmalarla ve daha sonrasında talep artışlarının olacağı konusunda görüş birliği hâkim. Doğu Avrupa ya gelince; Avrupa genelinde ekonomik hantallık devam ediyor ve hantallık doğal olarak petrol talebine de yansıyor. Doğu Avrupa için yapılan öngörülerde petrol talebinde gözle görülür bir revizyona gitmelerine gerek kalmadığı bile anlaşılabilecek durumda olduğu belirtiliyor. Ancak yine de gelecek dönemler için büyüme oranına bağlı olarak petrol talebinde artış olacağı hesaplanıyor. Asya Pasifik Bölgesi Global ekonominin en dinamik bölgesi olması itibariyle gelecek dönemde OECD Asya Pasifik Bölgesi petrol talebinin en fazla oranda artacağı yer olarak karşımıza

Petrol Fiyatları 20 çıkıyor. 2005 kapsamında, yıllık bazda gerçekleştirilen öngörüde petrol talebinin yüzde 0,09 ile 1,06 mv/g oranlarından yüzde 8,62 oranlarına artacağı tahmin ediliyor. Genel olarak OECD ülkelerinin petrol iç talepleri ürünler yönünde ele alındığında yılın ilk yarısında talepte yüzde 0,47 lik bir artış olduğu görülüyor. Önceki projeksiyonda daha fazla beklenen talep artışının az olmasıyla yüzde 0,21 mv/g kazanç elde edildiğini gösteriyor. Bu kazancın daha fazla olmamasının nedeni ise LPG ve bir noktaya kadar benzin ve yakıt ürünlerinin tüketiminin azalmasına rağmen benzin/dizel, kerosen, ve naftalin tüketiminin seviyelerinin durumu olarak açıklanabilir. Gelişmekte Olan Ülkeler Dünya geneli petrol geneline kuş bakışı bir göz atıldığında, Asya-Pasifik Bölgesinde Gelişmekte olan ülkelerin petrol taleplerinin az da olsa azaldığı görülüyor. Ancak bölge için söylenebilecek en iyimser gözlem; yılın ilk yarısında yüksek petrol fiyatlarına rağmen petrol talebinin artmaya devam etmesiydi. Bölgenin büyüdüğünün, büyümeye devam edeceğinin sinyallerinin algılanması için bir takım göstergelere katkısı olduğu kaçınılmaz oluyor. Aslında bu durum oldukça garip ya da bir bilmeceden ibaret, yılın ilk yarısının rakamlarına göre, Gelişmekte olan ülkelerin toplam petrol talebinin artışının 0,71 mv/g den toplam 22,1 mv/g e yükseleceği tahmin ediliyor. Diğer bir ifadeyle toplam talebin yüzde 60 artacağı tahmin ediliyor. Dünya genelinde görülen petrol fiyatlarında gözlenen artışa rağmen ve bu artışla birlikte ekonomilerin kısmi olarak büyüme rakamlarına etkisine rağmen, Asya Pasifik Bölgesinin gelişmekte olan ülkelerinin büyümeye devam etmesiyle birlikte yüksek fiyatlara rağmen petrol talebinin artması geleceğe yönelik tahminleri oldukça güçleştiriyor. Bu noktada öne çıkan modellerde göze çarpan diğer bağlı değişkenlerden biri de hükümetlerin artan petrol fiyatları karşısında takınacakları tavırları kestirmek oldukça zor. Örneğin yıl ortalarında hükümetler artan petrol fiyatları karşısında sübvansiyonları kaldırmak zorunda kalmışlardı. Gelişmekte olan ülkeler arasında ekonomik dinamikliğiyle öne çıkan Çin ise, 2004 yılı rakamlarına göre petrol ürünleri talebinde azalma olan ülkeler arasında dikkatlerin üzerine çekilmesine neden oluyor. Ocak- Ağustos ayı rakamları, 2004 yılına göre yüzde 40 civarında bir azalma sergiliyor. Ham petrol tarafında ise ticaret dengesinde yüzde 7 lik bir azalma gözleniyor. Büyüme rakamlarının yüksek ve Çin in gelir elastikiyetinin yüksek olmasına rağmen petrol ticareti dengesinin ve petrol ürünlerine olan talebin performansında düşüş sergilemesinin temelinde ise Çin in iç talebinde gözlenen azalışla birlikte tüketime yönelik talebin düşüklüğü olduğu gözlemleniyor. Yapılan değerlendirmelere göre Çin in 0,35 mv/g civarında petrol talebinde canlandırma gerçekleştirmesi gerekiyor. Çin ile iyimser yaklaşım ise Ay Yılı döneminde olması talebi destekler nitelikte olacağı tahmin ediliyor.

Petrol Fiyatları 21 Gelecek Yıl İçin Tahminler Aylık petrol piyasaları raporuna göre gelecek yıl OECD ülkelerinin petrol talebinin yüzde 0,47 mv/g ya da yüzde 0,94 civarında artacağı tahmin ediliyor. Diğer bir ifadeyle OECD ülkelerinde petrol talebi 50,24 mv/g miktarında artacak. Her zaman olduğu gibi Kuzey Amerika toplam taleple birlikte yüzde 80 oranlarında ilerleme sağlayacak. Petrol talebinde büyüme sağlayacak diğer ülkeler ise, Doğu Avrupa ve OECD Pasifik Bölgesi, bu bölgelerin yüzde 0,4 oranlarında talepte artış kaydedecekleri tahmin ediliyor. Gelişmekte olan ülkelerde ise petrol talebi artış seviyesi geçen yıl 1 mv/g olarak tahmin edilmişti, Bu yıl sonu itibariyle 0,7 mv/g olarak hesaplanan talep artışının gelecek yıl yüzde 0,57 mv/g ya da yüzde 2,6 oranında diğer bir ifadeyle 22,68 mv/g oranlarında gerçekleşeceği tahmin ediliyor. Gelecek yıl Asya-Pasifi Bölgesinin, OECD ülkelerinin toplam büyümesinin yüzde 50 lik kısmını gerçekleştireceği tahmin ediliyor. Son olarak Çin ve Eski Sovyet Bölgesinde petrol talebinin 0,35 mv/g ve 0,07 mv/g oranlarında büyüme gerçekleştireceği düşünülüyor. Dünya Petrol Arzı OPEC Harici OPEC Harici ülkeler Amerika ekonomisinin seyrine bağlı olarak bir takım petrol arzı tahminlerinde revizyona gitmek zorunda kaldılar. OPEC Harici ülkeler geçen yıl rakamlarına göre 2005 yılında 50,30 mv/g artacağı tahmin ediliyordu. Geçen ayın açıklanan rakamlarına göre 113.000 v/g beklenenin altında bir arz rakamına ulaşıldığı gözlemleniyor. 2005 yılı bitimine doğru ise OPEC harici ülkelerin ve geleneksel üretimlere devam eden rafinerilerin yüzde 0,7 oranında arzlarını artırmaları bekleniyor. Yılın ilk çeyreğine göre deflate edilen değerlerde OPEC harici ülkelerin arz ölçeklerinde üçüncü ve dördüncü çeyrek için 127.000 v/g ile 331.000 v/g arasında negatif yönlü revizyon görülüyor. Negatif yönlü revizyon Meksika Körfezi ve İngiltere üretimlerinde gözlenen yavaşlaması daha fazla olması bekleniyordu ancak Avustralya ve bazı gelişmekte olan ülkelerin üretimlerini artırmalarıyla azalan arzın daha fazla aşağıya çekilmesi dengelenmiş olduğu gözleniyor. OECD 2005 in sonlarına doğru OECD ülkelerinin üretimi 0.71 mv/g oranlarında azaltması bekleniyor. Diğer bir ifadeyle OECD ülkelerinin petrol üretiminin 20,56 mv/g azalması bekleniyor. Böylece geçen yıl tahmin edilen rakamlara göre 170.000 mv/g lük bir revizyona gidildiği görülüyor. OECD ülkelerinin genelinde arz yönünde bir daralma gözlense de Danimarka nın üretiminin performansından gelen olumlu haberler ve Norveç üretiminin toparlanmasına ek olarak Avustralya üretiminin beklenenden fazla olması bir takım iyimser beklentilerin oluşmasını sağladı. Ancak yine de Meksika Körfezini vuran kasırgaya ek olarak İngiltere nin petrol üretimindeki performans düşüklüğünün OECD ülkeleri ve OPEC harici ülkelerin toplamda tüm performanslarına yansıdığı görülüyor. Bu bölgelerde dikkat çeken en önemli gelişimlerden birinin de petrol üretimlerinin

Petrol Fiyatları 22 dengelenme çabaları olması iyimser yaklaşımına rağmen bölgede üretilen petrol fiyatlarının kalitesinde bir azalma olacağı tahmin ediliyor. ABD Katrina ve Rita dan sonra herkesin özellikle merak ettiği konu, gelecek dönem ABD nin petrol üretimi konusuydu. ABD için yapılan tahminler şu anda tamamen Meksika Körfez inin onarılmasına bağlı olarak şekilleniyor ki, durum şu anda bir muammadan ibaret. Rakamlar ise geçen yılın aynı dönemine göre üretimin 310.000 mv/g azaldığını gösteriyor. Geçen ay yapılan revizyonla birlikte 2005 in dördüncü çeyreğinde 250.000 v/g lük bir azalma olacağı tahmin edilmekteydi. Kasırganın, tahminlerde oldukça muhafazakar davranılmasına yol açtığı görülüyor. Diğer yandan Katrina ya bağlı olarak 2005 yılında, Eylül ayı için 750.000 v/g, Ekim için 350.000 v/g, Kasım için 200,000 v/g ve Aralık için 150.000 v/g miktarlarında toplam kayıp olacağı tahmin edilmekteydi. Son verilerle birlikte güncellenen tahminler ise şöyle; Eylül ayında kayıp 1.1 mv/g olarak açıklandı. Ekim ayı için kaybın 1 mv/g olacağı tahmin edilmişti. Sırasıyla aylara göre tahminler ise; Kasım ayı için 750.000 mv/g ve Aralık ayı için 400.000 v/g olarak açıklandı. Katrina dan sonra gözlenen kayıplardan dolayı 2005 in dördüncü çeyreği rakamları için yeni bir revizyona gidilme ihtiyacı duyuldu ve 2005 yılı için üretim azalışının 221.000 v/g ile 450.000 v/g olacağı tahmin ediliyor. Böylece ABD nin toplam talebinin 2005 in üçüncü çeyreği için 7.14 mv/g olacağı ve dördüncü çeyrek için 6.6/ mv/g e ineceği tahmin ediliyor. Tüm yıl boyunca ise toplam üretimin 7,34 olacağı ve 2004 rakamlarına göre yaklaşık 300.000 v/g azalacağı tahmin ediliyor. Rapor hazırlandığı dönemde yaklaşık 1 mv/g lük hacme sahip Meksika Körfezinin kapalı olması ki bu miktarın yüzde 80 lik kısmı New Orleons-Houma bölgesine ait; gelecek dönem için yapılan tahminleri işin içinden çıkılmaz bir hale sokuyor. Kıyı kesiminde onarım çalışmaları devam ediyor ve bu çalışmaların üç aydan önce tamamlanması imkânsız gibi görünüyor. Buna bağlı olarak kıyı kesiminde üretimin yüzde 35 civarında etkileneceği tahmin ediliyor. Öte yandan diğer yüzde 25 lik kısmın sahil ötesinden çıkarılan petrol platformlarının hasar görmesinden etkilendiği görülüyor ve sahil ötesi platformların 8 aydan önce tamamlanmayacağı belirtiliyor. Kuzey Amerika nın diğer bölgelerinde, Kanada ve Meksika için petrol arz oranlarında herhangi bir değişiklik olmadığı görülüyor. 2005 yılında Meksika da petrol arzının 3.77 mv/g olacağı tahmin ediliyor. Geçen yıla göre bu rakamın 70.000 v/g düştüğü görülüyor. Bu noktada dikkatleri çeken bir tahmin geliyor; hasarların rafinerilere verdiği hasar nedeniyle Amerika nın petrol talebinin azalmasına bağlı olarak, gelecek dönemde Meksika nın en büyük petrol üreten şirketi Pemex in petrol üretimini yüzde 10 azaltması bekleniyor. Bu nedenle talepte meydana gelen gevşeme nedeniyle, Meksika petrol üretiminin negatif yönlü potansiyeli olduğu algılanıyor. Kanada da ise pozisyonda pek fazla bir değişiklik olduğu görülmüyor. Kanada nın üretimi geçen yılın rakamlarına göre neredeyse aynı. Kanada nın toplam petrol arzının 2005 yılı için 3.05 olacağı tahmin ediliyor. Bu rakam geçen yıla göre sadece 20.000 v/g olarak değişmiş. Kanada da bazı petrol şirketlerinin hasara