TÜKETiCi HUKUKU MEVZUATA ilişkin



Benzer belgeler
İÇİNDEKİLER SUNUŞ 3 I.BÖLÜM

İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesine İlişkin Tarihli Yönetmeliğin 11 ve 19. Maddeleri Anayasaya Aykırıdır

TİCARÎ SIR, BANKA SIRRI VE MÜŞTERİ SIRRI HAKKINDA KANUN TASARISI

TURİZMİ TEŞVİK KANUNU NUN CEZAİ HÜKÜMLERİ

23- TÜKETİCİNİN VE TÜKETİCİ SAĞLIĞININ KORUNMASI

6563 Sayılı Elektronik Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanun ve Uygulaması

REKABET HUKUKUNDA TAZMİNAT TALEPLERİ

REKABET HUKUKUNDA TAZMİNAT TALEPLERİ

T.C. SANAYİ VE TİCARET BAKANLIĞI Tüketicinin ve Rekabetin Korunması Genel Müdürlüğü GENELGE NO: 2007/02....VALİLİĞİNE (Sanayi ve Ticaret İl Müdürlüğü)

Yasal Çerçeve (Bilgi Edinme Kanunu ve Diğer Gelişmeler) KAY 465 Ders 1(2) 22 Haziran 2007

T.B.M.M. CUMHURİYET HALK PARTİSİ Grup Başkanlığı Tarih :.../..«. 8

ÜNİTE:1. Vergi Hukukuna İlişkin Genel Bilgiler ÜNİTE:2. Vergi Hukukunun Kaynakları ÜNİTE:3. Vergi Kanunlarının Uygulanması ÜNİTE:4

6563 Sayılı Elektronik Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanun Çerçevesinde E-ticaret Uygulamaları

Ödenek Üstü Harcama Nedir? Ödenek Üstü Harcama Yapılmasının Yaptırımı Nedir?

Dr. ABDULKERİM YILDIRIM MESAFELİ SÖZLEŞMELERDE TÜKETİCİNİN KORUNMASI

ÖNSÖZ...vii KISALTMALAR...xvii KAYNAKÇA...xix GİRİŞ... 1

TÜKETİCİNİN KORUNMASI AÇISINDAN HUKUKA AYKIRI REKLAMLAR

FİNANSAL HİZMETLERE İLİŞKİN MESAFELİ SÖZLEŞMELER YÖNETMELİĞİ YAYIMLANDI

2002/2 SAYILI DİKEY ANLAŞMALARA İLİŞKİN GRUP MUAFİYETİ TEBLİĞİ

1. Tüketici kredileri ve tüketicilerin korunması Tüketici kredisi sözleşmesinin tarafları ve konusu Kredi sözleşmelerinin yazılı biçimde

Dr. Özge Ay OTOMOTİV SEKTÖRÜNDEKİ DAĞITIM SÖZLEŞMELERİNDEN KAYNAKLANAN HUKUKİ İLİŞKİLERİN REKABET HUKUKU DÜZENLEMELERİ AÇISINDAN İNCELENMESİ

TİCARİ İLETİŞİM VE TİCARİ ELEKTRONİK İLETİLER HAKKINDA YÖNETMELİK YAYIMLANDI

Ceza Hukukuna Giriş. Ceza Hukukuna Giriş (Özgenç)

SİGORTA TÜKETİCİ HUKUKU

İÇİNDEKİLER. Önsöz... Birinci Bölüm TÜRK ÖZEL HUKUKUNUN DAYANAKLARI

ELEKTRONİK TİCARETTE HİZMET SAĞLAYICI VE ARACI HİZMET SAĞLAYICILAR HAKKINDA YÖNETMELİK YAYIMLANDI:

Dr. Hediye BAHAR SAYIN. Pay Sahibi Haklarının Korunması Kapsamında Anonim Şirket Yönetim Kurulu Kararlarının Butlanı

Sirküler Rapor / NO LU KURUMLAR VERGİSİ KANUNU SİRKÜLERİ YAYIMLANDI

6502 sayılı TÜKETİCİNİN KORUNMASI HAKKINDA KANUN

Karşılıksız Çek Suçu Yeni Çek Kanunu nda Ceza Sorumluluğu

YÖNETMELİK. MADDE 3 (1) Bu Yönetmelik, 9/5/2013 tarihli ve 6475 sayılı Posta Hizmetleri Kanununa dayanılarak hazırlanmıştır.

İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı KURUMLAR VERGİSİ KANUNUNDA 2016 YILINDA YAPILAN DEĞİŞİKLİKLER

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği PERSONEL MÜDÜRLÜĞÜ

TAHSİLÂT VE ÖDEMELERDE BANKA, PTT VE ÖZEL FİNANS KURUMLARININ KULLANILMA ZORUNLULUĞU

TEBLİĞ BAZI TÜKETİCİ ÜRÜNLERİNİN İTHALAT DENETİMİ TEBLİĞİ (ÜRÜN GÜVENLİĞİ VE DENETİMİ: 2017/18)

BELİRLİ SÜRELİ TÜKETİCİ KREDİSİ SÖZLEŞMELERİ

TEBLİĞ PİL VE AKÜMÜLATÖRLERİN İTHALAT DENETİMİ TEBLİĞİ (ÜRÜN GÜVENLİĞİ VE DENETİMİ: 2015/15)

İHRACAT BEDELLERİNİN YURDA GETİRİLME MECBURİYETİ KALDIRILMIŞTIR

/ 77 TÜRK PARASI KIYMETİNİ KORUMA HAKKINDA 32 SAYILI KARARDA YAPILAN DEĞİŞİKLİKLER

1998/3 SAYILI MOTORLU TAŞITLAR DAĞITIM VE SERVİS ANLAŞMALARINA İLİŞKİN GRUP MUAFİYETİ TEBLİĞİ

KAYITLARINI ELEKTRONİK ORTAMDA OLUŞTURMASI, MUHAFAZA VE İBRAZ ETMESİ GEREKEN MÜKELLEFLER

ÖNSÖZ... vii KISALTMALAR LİSTESİ... xv GİRİŞ...1

Rekabet Kurumu Rekabet Kanunu. Doç. Dr. A. Barış BARAZ

TEBLİĞ KİŞİSEL KORUYUCU DONANIMLARIN İTHALAT DENETİMİ TEBLİĞİ

Anılan rejimde ekonomik değeri olmayan atıklar ise fire olarak tanımlandığından bu atıklar dahilde işleme rejiminin konusunu oluşturmamaktadır.

Kabul Tarihi :

YÖNETMELİK. MADDE 1 (1) Bu Yönetmeliğin amacı, taksitle satış sözleşmelerine ilişkin uygulama usul ve esaslarını düzenlemektir.

Yrd. Doç. Dr. MELİHA SERMİN PAKSOY SÖZLEŞMEYİ İHLALE YÖNELTME

TEBLİĞ TELSİZ VE TELEKOMÜNİKASYON TERMİNAL EKİPMANLARININ İTHALAT DENETİMİ TEBLİĞİ (ÜRÜN GÜVENLİĞİ VE DENETİMİ: 2017/8)

İçindekiler. Önsöz III BİRİNCİ KISIM. Genel Hükümler BİRİNCİ BÖLÜM. Borç İlişkisinin Kaynakları BİRİNCİ AYIRIM. Sözleşmeden Doğan Borç İlişkileri

YENİ TÜRK TİCARET KANUNU

Enerji Piyasası Düzenleme Kurumundan:

TÜKETİCİ HAKLARINDA YENİ DÖNEM

SPKn İDARİ PARA CEZALARI

İÇİNDEKİLER BİRİNCİ BÖLÜM TÜKETİCİNİN KORUNMASI HAREKETİ I TARİHÎ GELİŞİM İÇİNDE TÜKETİCİNİN KORUN MASI '.. 5

İDARİ PARA CEZALARINDA UYGULAMA

Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurulu nun tarih ve 2010/DK-07/87 sayılı Kararı ile;

Türk Tüketici Hukuku nun AB Hukuku İle Uyumu Sorunu. Doç. Dr.Yeşim M. Atamer

TEBLİĞ PİL VE AKÜMÜLATÖRLERİN İTHALAT DENETİMİ TEBLİĞİ (ÜRÜN GÜVENLİĞİ VE DENETİMİ: 2017/15)

Bazı Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Kanun No Kabul Tarihi :

FK YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK LTD. ŞTİ.

TEBLİĞ OYUNCAKLARIN İTHALAT DENETİMİ TEBLİĞİ (ÜRÜN GÜVENLİĞİ VE DENETİMİ: 2017/10)

KOOPERATİFLER KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILDI

TEBLİĞ YAPI MALZEMELERİNİN İTHALAT DENETİMİ TEBLİĞİ (ÜRÜN GÜVENLİĞİ VE DENETİMİ: 2017/14)

Ayıplı aracın varlığı halinde tüketicinin 6502 sayılı yasaya göre seçimlik hakları

İÇİNDEKİLER SAYFA NO ÖNSÖZ IX GİRİŞ.. XI

1982 Anayasası nın Cumhuriyetin Nitelikleri başlıklı 2. maddesinde, Türkiye Cumhuriyeti nin bir hukuk devleti olduğu kurala bağlanmıştır.

ELEKTRONİK TİCARETİN DÜZENLENMESİ HAKKINDA KANUN

Özet, yaprak test, deneme sınavı ders malzemelerine ANADOLUM ekampüs Sistemin'nden ( ulaşabilirsiniz. 19.

BAZI KANUNLAR İLE 375 SAYILI KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMEDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASI HAKKINDA KANUN

İSTANBUL İL GÖÇ İDARESİ MÜDÜRLÜĞÜ ULUSLARARASI KORUMA ÇALIŞMA GRUP BAŞKANLIĞI

c) Erişim: Herhangi bir vasıtayla internet ortamına bağlanarak kullanım olanağı kazanılmasını,

6563 sayılı Kanun. Ticari İletişim ve Ticari Elektronik İletiler Hakkında Yönetmelik

BİRİNCİ BÖLÜM TÜKETİCİ HUKUKU

6645 SAYILI SON TORBA KANUN İLE İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ ALANINDA YAPILAN DEĞİŞİKLİKLER

VERGİ AFFI TAKVİMİ sayılı Askerlik Kanunu, - Mülga 5539 sayılı Karayolları Genel Müdürlüğü Kuruluş ve

KOLLUK KONUSUNA İLİŞKİN KAVRAMLAR LİSTESİ

Dış Borç Ödeme Hesabı Oluşturulması ve İşleyişine İlişkin Esas ve Usullere Dair Yönetmelik

Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Adalet MYO. HBYS Programı. Hukuk Başlangıcı Dersleri

Sirküler Tarihi : Sirküler No : 2014/002

T.C. D A N I Ş T A Y Dördüncü Daire. Anahtar Kelimeler: Abonelik Sözleşmesi, Gecikme Faizi, Tahsil Edilince Beyanname Verilmesi

2- Dâvanın, her biri hakkında aynı sebepten neşet etmesi. hükmü öngörülmüş. iken,

İSTANBUL TAKAS VE SAKLAMA BANKASI A.Ş. NİN BORSA İSTANBUL A.Ş KIYMETLİ MADENLER PİYASASINDA YÜRÜTECEĞİ NAKİT TAKAS VE TEMİNAT

TAHSİLÂT VE ÖDEMELERDE BANKA, PTT VE ÖZEL FİNANS KURUMLARININ KULLANILMA ZORUNLULUĞU- 2018

AİLE MAHKEMELERİNİN KURULUŞ, GÖREV VE YARGILAMA USULLERİNE DAİR KANUN

BİLGİ TEKNOLOJİLERİ VE İLETİŞİM KURULU KARARI. KARAR :Sektörel Denetim Dairesi Başkanlığının hazırladığı takrir ve ekleri incelenmiştir.

İTHALAT SÜRECİNDE TAHSİL EDİLEN EK MALİ YÜKLERİN HUKUKSAL ANLAMI

ŞİKAYET NO : /222 KARAR NO : 2013/88 TAVSİYE KARARI ŞİKAYETÇİ : T.Ç. ŞİKAYET EDİLEN İDARE : Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu /ANKARA

Dr. Ayşe KÖME AKPULAT İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi İş ve Sosyal Güvenlik Hukuku Anabilim Dalı İŞ MAHKEMELERİNDE YARGILAMANIN ÖZELLİKLERİ

Endüstri İlişkileri Kapsamında

CUMHURBAŞKANLIĞI KARARNAMESİ, KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMESİ, YÖNETMELİK ve KARARI

İCRA DAİRELERİNİN ÖZERKLEŞTİRİLMESİ: FRANSIZ İCRA GÖREVLİLİĞİ MODELİ

TÜRK CEZA KANUNUNUN YÜRÜRLÜK VE UYGULAMA ŞEKLİ HAKKINDA KANUN ileti5252

86 SERİ NO'LU GİDER VERGİLERİ GENEL TEBLİĞ TASLAĞI

Doç. Dr. Nusret İlker ÇOLAK Kocaeli Üniversitesi Hukuk Fakültesi İdare Hukuku Anabilim Dalı Öğretim Üyesi KİTLE İLETİŞİM HUKUKU

ANAYASA MAHKEMESİ NE BİREYSEL BAŞVURU YOLU AÇILDI

Damga Vergisine Tabi Olup Olmadığı Tartışmalı Olan Kurumların Damga Vergisi Karşısındaki Durumları

BİYOSİDAL ÜRÜNLER YÖNETMELİĞİ. Genel açıklamalar ve Yönetmelik hükümlerinin ihlali halinde uygulanan yaptırımlar

II. ANAYASA MAHKEMESİNİN YETKİSİNİN KAPSAMI

6585 SAYILI PERAKENDE TİCARETİN DÜZENLENMESİ HAKKINDA KANUN BİLGİ NOTU. 1. Giriş ve Yöntem

Transkript:

istanbul TiCARET ODASI TÜKETiCi HUKUKU MEVZUATA ilişkin YORUM-ELEŞTiRi-ÖNERi Dr. Renan Baykan GÜNCELLEŞTiRiLMiŞ 2. BASKI YAYlN NO: 2005-41 istanbul, 2005

Bu eserin tüm telif hakları istanbul Ticaret Odası'na (ito) aittir. Eser üzerinde 5846 sayılı FSEK tarafından sağlanan tüm haklar saklıdır. ito'nun ve yazarın adı belirtilmek koşuluyla eserden normal ölçüde alıntı yapılabilir. ito'nun yazılı izni olmadan eserin tamamı veya bir bölümü fotokopi, faksimile veya başka bir araçla çoğaltılamaz, dağıtılamaz, elektronik ortamlarda ticari ya da başka bir amaçla kullanılamaz. istanbul Ticaret Odası: 06.04.09 BAY Baykan, Renan Tüketici Hukuku: Mevzuata ilişkin Yorum-Eleştiri-Öneri 2.bs. istanbul, 2005, 488 sayfa. 1.TÜKETiCiNiN KORUNMASI!.TÜKETiCi HUKUKU, II.TÜKETiCi HAKLARI llltüketici IV.TÜKETiCi SÖZLEŞMELERi V. TÜKETiCi KREDiLERi VI.TÜKETiCi ŞiKAYETLERi Vll.iTO ISBN NO: 9944-60-026-1 Türkçe Reşadiye Cad.Eminönü/istanbul ito BiLGi HATTI (212)4556161 www.ito.org.tr ito yayınları için ayrıntılı bilgi Bilgi ve Doküman Yönetimi Şubesi'nden alınabilir. Tel: (212) 455 63 29 Faks: (212) 512 06 41 E. Posta: itoyayin@ito.org.tr Web: www.ito.org.tr BASKI MEGAAJANS REKLAMCillK MATBAACILIK VE FUAR HiZM. LTD. ŞTi Tel: (212) 528 93 15- (212) 514 25 05 Faks: (212) 528 94 32 info@megaajans.com.tr www.megaajans.com.tr

ll. BASKlYA ÖNSÖZ Tüketicinin korunmasına ilişkin mevzuatın genel amacı; kamu düzeninin korunması ve nispeten zayıf durumda bulunan tüketicinin haklarının korunması olarak özetlenebilir. Ülkemizde Tüketici Hukuku konusundaki ilk önemli düzenleme, 08.09.1995 tarihinde yürürlüğe giren 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun' dur. Ancak, sözkonusu Kanun'da ve Tüketici Hukukunu ilgilendiren diğer mevzuatta son yıllarda önemli değişikiiider gerçekleştirilmiştir: Tüketici Hukuku konusunda. ülkemizdeki ender çalışmalardan birisi olan ve ilk baskısı 2004 yılında gerçekleştirilen bu kitaba büyük ilgi gösterilmesi ve ilk baskının kısa sürede tükenınesi Odamızca memnuniyetle karşılanmıştır. Konunun dünya ve ülkemiz gündeminde önemli bir yer tutması, Tüketici Hukuku konusundaki ulusal mevzuatımııda yaşanan gelişmeler ve yeni kitap basımına dair yoğun talep göz önünde tutularak, sözkonusu kitabın güncellenerek yeniden basımı yoluna gidilmiştir. Güneellenmiş ve genişletilmiş bu ikinci basımın, konuyla ilgilenen herkese yararlı olmasını diler, çalışmayı büyük bir titizlik ve özveriyle gerçekleştiren Dr. Renan Baykan'a teşekkür ederim. Dr.Cengiz Ersun Genel Sekreter

ÖN SÖZ İnsan, çevresiyle yoğun etkileşim içinde bulunan bir varlıktır. Bu etkileşirnde kişinin çevreye uyum sağlama kabiliyeti kadar, çevreyi kendisine göre değiştirme ve yönlendirmesi de belirleyici bir unsur oluşturmaktadır. İnsanların temel ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik çabaları sonucunda elde edilen ürünler, önce işbölümü ve uzmanlaşma, ardından bilim ve teknikteki gelişmeler neticesinde artmaya ve çeşitlilik kazanmaya başladıkça, ihtiyaç fazlası ürünlerin tüketilmesi konusu gündeme gelmiş ve böylece ticaret ile dağıtım ve pazarlama kavramlarının doğuşu ve gelişim süreci başlamıştır. Üretici-tüketici ilişkileri hakkındaki düzenlemeler çok eski dönemlere kadar uzanmakla birlikte, günümüzde tüketicinin üreticiye karşı ekonomik yönden çoğunlukla güçsüz, örgütsüz ve reklamların yönlendirmesine açık olması nedeniyle, koruma altına alınması ayrı bir önem arzetmektedir. Özellikle reklamcılıkla ilgili sorunlar, tüketici hukuku açısından önemli bir unsur haline gelmiştir. Bireyler yaşamlarının her anında sürekli ve yoğun bir reklam mesajına maruz kalmakta; yürürken, gazete okurken, yolculuk ederken, din Ienirken sürekli bir ikna çabası ile mücadele etmek zorunda kalmaktadır. Tüketicinin korunmasıyla ilgili olarak hem tüketici eğitimi, hem de mevzuatın içerik ve uygulaması en önemli konu başlıklarıdır. Ülkemizde tüketicinin korunmasıyla ilgili mevzuatın gelişmiş ülkeler seviyesinde olmasına rağmen uygulamada gerekli başarının sağlanamaması, örneğin yeterli sayıda tüketici mahkemelerinin hala kurulamaması, yasal sürecin uzun ve masraflı olması nedeniyle, ülkemizde tüketici hakları konusunda istenen sonuca ulaşılabilmiş değildir. Bu durum, yerli malların ve dolayısıyla işletmelerimizin uluslar arası rekabet gücünü elde etmesini de dalaylı olarak engelleyebilmektedir. Toplumumuzdaki gelir seviyesinin dengesiz ve düşük olması da tüketici hukuku için bir açmaz oluşturmaktadır. Yoksulluk sınırında yaşayan insanlarca tüketici hakları ikinci planda görülmekte, bu bakış açısı genel bilgi eksikliği ve hak aramadaki yılgınlıkla birleşince tüketici hakları konusunda genel bir mağduriyet ve çaresizlik hali gözlemlenmektedir.

Yayınımızın, hepsi aynı zamanda tüketici de olan üyelerimize, hukuk dünyasına ve diğer ilgililere yararlı olmasını diler, çalışmayı gerçekleştiren Dr.Renan Baykan'a teşekkürlerimi sunarım. Dr.Cengiz Ersun Genel Sekreter

SUNUŞ Bu kitap, ülkemizde tüketici hukuku alanında yayınlanmış ilk çalışmalardan biridir. Kitaba özgü bazı özellikler dikkate alındığında bu çalışmanın ilk olduğu söylenebilir. Şöyle ki: Öncelikle bu çalışmada yalnızca TKHK ve buna ilişkin Yönetmelik ve Tebliğ hükümlerinin irdelenmesi ile yetinilmemiş, 30 uncu madde uyarınca BK. Hükümleri ile birlikte, geniş tanımlı tüketici hukuku kapsamına giren diğer mevzuat da ele alınmıştır. İkinci olarak bu çalışmada mevzuatın açıklanması ve yorumu ele alınırken gereksiz ayrıntıya inilmesinden kaçınılmıştır. Ancak kitapta mevzuattaki boşluklar, aksaklıklar ve önerilere büyük ölçüde yer verilmiştir. Bu arada AB Yönergelerinden hatalı yansıtıldığına inanılan hususlar ele alınmıştır. Yönergelerin uygulama örneğini ve bir bölümünün de menşeini teşkil eden Fransız tüketici mevzuatından önemli ölçüde yararlanılmış ve karşılaştırmalara yer verilmiştir. Bilindiği gibi Fransa, gerek idari yapısı bakımından ve gerekse geçmişte izlediği müdahaleci politikalar yönünden Türkiye'ye benzerliği olan ülkelerden biridir. Bu önerilerin şekillenmesinde, İstanbul Ticaret Odası'na, bugüne kadar intikal etmiş tüketici şikayetleri yardımcı olmuştur. Bu arada, kitapta yer alan eleştiri ve önerilerin mümkün mertebe değişik karakterli harflerle gösterilmesine dikkat edilmiş olduğunu belirtmek gerekir. Öte yandan kitapta, TKHK nun herhangi bir kritere dayanmayan bölüm ve madde sıralaması izlenmemiş, kitabın sistematiğinin oluşturulmasında Jean Calais-Auloy'un tüketici hukuku eserlerinden yararlanılmıştır. Kitabın giriş bölümünde tüketici hukukunu genel görünümü ele alınmış, tüketici tanımlamasına, tüketici örgütlerine yer verilmiştir. Birinci bölümde tüketicinin bilgilendirilmesi, ticari uygulamalar, satış özendirme yöntemleri ve GİŞ gibi, sözleşme öncesine ilişkin düzenlemeler değerlendirilmiştir. İkinci bölümün konusunu tüketici sözleşmeleri, son bölümünkünü de tüketici şikayetlerinin çözümü teşkil etmiştir.

Çalışmanın son şeklini gözden geçirerek, katkılarda bulunan ve gözden kaçan imla ve basım hatalarını dahi yakalayan değerli dostum Prof.Dr.Cevdet Yavuz'a şükran borçluyum. Ayrıca, metinlerin tape edilmesinde emeği geçen başta Nuran Çapkın ve Yüksel Ünsal olmak üzere Süleyman Aksoy, Mustafa Çağlayan ve Oya U çar' a teşekkür ederim. Kitabın yararlı olması dileğiyle Dr.Renan Baykan

ll. BASKlYA SUNUŞ 2004 yılı ortalarında yayımlanan bu eserin I.inci Baskısı 6 ay gibi kısa bir süre içinde tükenmiştir. Gerek kitabın ilk basımı aşamasında, gerekse bir yılı aşan bir süre içinde tüketiciyi ve tüketicinin muhatabı olarak satıcı ve sağlayıcıyı ilgilendiren mevzuatta çok sayıda değişiklikler ve ilaveler sözkonusu olmuştur. Yürürlüğe giren yeni mevzuat arasında; yeni Türk Ceza Kanunu, Kabahatler Kanunu, Dernekler Kanunu, Dernek ve Vakıfların Kamu Kuruluşları ile İlişkilerine Dair Kanun, Telekomünikasyon Kanunu, Sıvılaştırılmış Likit Petrol Gazı Kanunu, Organik Tarım Kanunu, Büyükşehir Beledıyesİ Kanunu, Belediye Kanunu, Türkiye Odalar ve Borsalar ile Oqa ve Borsalar Birliği Kanunu, Esnaf ve Sanatkarları Kanunu, Elektronik Imza Kanunu, Gıda Kanunu, Optisyenlik Kanunu gibi Yasalar yanında, TKHK nun ve Rekabet Kanununun 5azı maddelerinin tadili önem taşımaktadı~: Diğer mevzuat çerçevesinde Emlak Komisyonculuğu Standardı, Tıbbi Urünler Yönetmeliği, Karayolu Kanunu Yönetmeliği ve ouna ilişkin tebliğler, Bankacılık Düzenleme Kurumu, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu, Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumunun çeşitli Yönetmelik ve tebliğleri ile Sağlık Bakanlığının çok sayıdaki tebliğleri sayılabilir. Bu mevzuat değişikliklerinin bir bölümü kitabın ilk baskısında yer alan eleştiri ve önerilerimiz doğrultusunda olduğundan, bu eleştiri ve öneriler metinlerden çıkarılmıştır. Buna karşılık, yenı baskıya yeni düzenlemelere ve Yargıtayın kararlarına ilişkin düzenlemeler ve tartışmalar ilave edilmiştir. Bu arada, daha önceki baskıda gözden kaçan maddi hatalar düzeltilmiş ve istatistiki bilgiler güncelleştirilmiştir. Diğer taraftan, bu kitap bir mevzuat rehberi niteliğinde olmadığından, Y.önetmelik ve tebliğierin içeraikleri formalite vb. gibi ayrıntılı düzenlemeler ılımal edilmiştir. 4822 sayılı Kanunla getirilen devre tatil (md.6/b) ve paket tur (md.6/c) ile ilgili Yönetmelik düzenlemelerine ise, birkaç küçük istisna dışında hemen hiç yer verilmemijtir. Nedeni bu Yönetmeliklerin hukuki geçerliliğinin olmamasıdır. yünkü Kanunun anılan maddelerinde sadece tanımlama yapılmış, 25'incı maddede ise bu maddelerle ilgili olarak Bakaniıkça belirlenen usul ve esaslara aykırı hareket edenlere para cezası uygulaması öngörülmüştür. Böylece Bakanlık Yönetmelik ve teb1iğler ile suç yaratılmış olmaktadır. Anayasamızın 7 inci md. Yasama yetkisinin TBMM'ne ait olduğu ve bunun

devredilemeyeceğini amirdir. Gene 8 inci maddesi yürütme yetkisinin Anayasa ve Kanunlara uygun olması gereğinden bahsederken, 38 inci maddesi kimsenin, kanunun suç saymadığı fiilden dolayı cezalandırılamayacağı ilkesini kabul etmiştir. Böylece TKHK'da gerekli çerçeve düzenleme dahi yokken KHK'lerle bile Bakanlar Kurulu'na tanınmayan ceza yetkisi Bakanlığa verilmiş ol.maktadır. (Bak Renan Baykan, Tük~tici Kanunu Ne Getiriyor Ne Götürüy:or?, Itovizyon, Yılı sayı 3, Nisan 2003, ITO yayını, S.41). Dolayısıyla Yönetmeliklerle yapılan bu düzenlernelerin hukuku değeri bulunmamaktadır. Diğer taraftan, paket tur ve devre tatil düzenlemeleri sözleşme özgürlüğüyle ilgili olup sözleşme özgürlüğünün Anayasa'da (md.48) düzenlenen temel haklardan biri olduğu ve ancak yasayla sınırlanabileceği (md. 13) noktasından hareketle bizimle aynı sonuca varan ve dolayısıyla Bakanlık düzenlemelerinin yok hükmünde olduğunu savunan görüşlere (Aydın Zevkliler-Murat Aydoğan, Tüketicinin Korunması Hukuku, Ankara 2004, s:l82) de şüphesiz katılmamak mümkün değildir. Bu çerçevede yeniden düzenlenen ve güncelleştirilen II nci baskıyı okuyucuların istifadelerine sunarken, metinlerin tapajını ve düzenlemelerini yapan Nuran Çapkın'a teşekkürlerimi bir kez daha sunarım. Eylül 2005 Dr.Renan Baykan

içindekiler GiRiŞ 1. TÜKETİClNtN KORUNMASI SORUNU 21 1.1 Tüketicinin Korunmasını gerektiren Sebepler 21 1.2 Tüketici Hareketinin Tarihçesi 24 2. TÜKETİCİ HUKUKUNUN GENEL GÖRÜNÜMÜ 27 2.1 Tüketici Hukukunun İçeriği 27 2.2 Tüketici Hukukunun Çeşitli Hukuk Dallan İle ilişkisi 29 2.3 Tüketici Hukukunun Temeli 32 2.4 Tüketici Hukukunun Yöntemleri 35 3. TÜKETİClNtN TANIMI 37 3.1 Genel Bakış 37 3.2 Tüketici Tanımı Önerisi 38 3.3 Mevzuatta Tüketicinin Tanımı 42 3.4 Tüketici Tanımının Genişletilmesi Önerileri 44 4. TüRKİYE'DE TÜKETİCİNİN KORUNMASI 47 4.1 Tüketici Kuruluşları 47 4.1.1 Tüketici Örgütleri 47 4.1.1.1 Tüketici Örgütlerinin Çeşitleri 47 4.1.1.2 Tüketici örgütlerinin İşlevleri 53 4. 1.1.3 Tüketici Örgütlerinde Y etkilendirme 54 4.1.2 Tüketicinin Korunmasıyla Görevli veya İlgili Kamu Birimleri 56 4.1.3 Tüketici Kuruluşlarıyla ilgili ihtiyaçlar, Sorunlar, Öneriler 63 4.2 Türkiye' de Tüketicinin Korunmasına İlişkin Mevzuat 65

5. AB'DE TÜKETİCİNİN KORUNMASI 69 I. BÖLÜM SÖZLEŞME ÖNCESİNE İLİŞKİN TÜKETİCİ HUKUKU KURALLARI 1. TÜKETİCİNİN BİLGİLENDİRİLMESİ VEEGİTİMİ 75 ı. ı Tüketicinin Satıcı Tarafından Bilgilendirilmesi 76 ı.ı.ı Mecburi Bilgilendirme 77 ı. ı. ı. ı Genel Bilgilendirme Zorunluluğu 77 1. 1. 1.2 Bilgilendirme Zorunluluğuna İlişkin Özel Kurallar 79 1.1.1.3 Madde Bazındaki Düzenlemeler 82 1. 1. 1.4 Fiyat Etiketleri vetarifeleri 87 1.1.1.5 Sözleşmede Yer Alması Zorunlu Şartlar ve ibareler 9ı 1. 1.2 Kalite ifade Eden Amblem ve işaretler 97 ı. ı.2. ı Genel Düzenlemeler 97 ı.ı.2.2 AB Hukukuna Uyum Çerçevesinde Yapılan Düzenlemeler ıoo 1.2 Tüketici Kuruluşlarınca Bilgilendirme 107 1.3 Tüketicinin Eğitimi ıo8 2. TÜKETİCİYİ İLGİLENDİREN TİCARİ UYGULAMALAR ıo9 2. ı Satış Yöntemleri ı ı O 2. 1. ı işyerlerinde Satış ı 11 2.ı.ı.ı Kuruluş Yeri Sınırlamalar 112 A-Gaysıhhi Müesseseler ı ı3 B-İçkili Yerler 115 C-Diğer Eğlence ve İstirahat Yerieri ı ı 6 D-Hipermarkederle ilgili Mevzuat Çalışmaları ı ı 7 2. 1. 1.2 işyerleri Mesai Saatleri ı22 2.1.1.3 işyerlerinde Uğranılan Kazalar ı24 2. 1.2 Kapıdan Satış ı27 2.1.3 Mesafeli (Uzaktan) Satış 135 2.1.3.ı Sözleşmenin Kurulması 139

2.1.3.2 Sözleşmenin ifası 144 2.1.3.3 Siparişsiz Mal Gönderimi 149 2.1.3.4 İstisnalar ve Yasaklar ısı 2.1.3.5 Elektronik Ticarete İlişkin Özel kurallar ı52 2.1.4 Çok Katmanlı Satışlar ıs8 2.1.4.ı Genel Bilgiler 158 2.1.4.2 Kartopu Satışlar (Boule de neige) ıs9 2.ı.4.3 Mevzuatla Düzenlenebilir Çok Katmanlı Satışlar ı60 2.1.5 Kamusal Alanlarda Satış 16ı 2.1.5.ı Sabit ve Geçici Pazarlar 16ı 2.1.5.2 İşportacılık ve Seyyar Satıcılık ı62 2.1.5.3 Panayır 163 2. 1.5.4 İşyeri'işgalleri ı63 2.2 Satış Özendirme Yöntemleri ı63 2.2.ı Reklam 163 2.2.ı.ı Reklamlada İlgili Genel Düzenlemeler ı66 2.2.1.2 Yanıltıcı Reklam Yasağı 169 A- Tanım ve Mevzuat Düzenlemeleri ı69 B-Sorumluluk ve Başvuru ı 75 2.2.1.3 Karşılaştırmalı (Mukayeseli) reklam ı77 2.2.ı.4 Çeşitli Mal ve Hizmetlerle İlgili Reklam Yasaklama ve Kısıtlamaları ı 8 ı 2.2.1.5 Radyo ve Televizyon Reklam Rejimi 185 2.2.2 Fiyat İndirimleri ı87 2.2.3 Diğer Promosyonlar (Ayni Avantajlar) ı9o 2.2.4 Kampanyalı Satışlar ı95 2.2.4. ı Kampanyalı Satışlarda Tüketicinin Bilgilendirilmesi ve Sözleşmenin Kurulması ı 97 2.2.4.2 Kampanyalı Satış sözleşmesinin ifası ı 97

3. GENEL İŞLEM ŞARTLARI (ÖNCEDEN HAZlRLANMIŞ STANDART SÖZLEŞMELER) ı 98 3.ı Tanımlama ve Genel Açıklamalar ı98 3.2 Sözleşme Özgürlüğü Prensibi Çerçevesinde Kabuleünün Aydınlatılması ve Rıza (İrade) Sakatlığına İlişkin Çözümler 206 3.2.ı Kabuleünün (Tüketicinin) Aydınlatılması 207 3.2.ı.ı Sözleşmenin Şekli 207 3.2.1.2 Bilgilendirme Zorunluluğu 209 3.2.1.3Sözleşme Dokümanlannın Tüketiciye Verilmesi 2ıo 3.2.1.4 Düşünme Süresi Tanınması 2ı0 3.2.2 İrade Sakadığı 211 3.2.2.ı Feshi Kabil İşlemler (Nispi Butlan) 213 3.2.2.2 İradenin Yorumlanması 216 3.3 Sözleşmelerde Denge Sağlanmasına Yönelik Arayışlar: 2J8 Genel İşlem Şartlarının Denetimi 3.3.ı Genel İşlem Şartlarının Borçlar Kanunu Hükümleri ile Denetimi 220 3.3.l.ı Emredici Hukuk Kurallarına Aykırılık 22ı 3.3.1.2 Ahlaka Aykırılık 222 3.3. 1.3 Gabin (Lesion) 222 3.3.1.4 Dürüstlük Kuralı ve Hakkın Kötüye Kullanılması Yas ağı 223 3.3. 1.5 Kamu Düzenine Aykırılık 224 ~.3.2 TKHK Çerçevesinde Haksız Sözleşme Şartları 225 3.3.2.ı Tanım ve Tarihçe 225 3.3.2.2 TKHK Ja Yapılan Düzenlemeler 227 A-Uygulama Alanı 227 B-Haksız Şartların Belirlenmesi 229 C-Haksız Şartların Sözleşmelerde Kullanılmasının Sonuçları 235 D-Haksız Kabul Edilebilecek Şartlar Listesi 238 3.3.3.Sözleşmelerin İçeriklerinin Tespiti 25 ı

II.BÖLüM TÜKETİCİ SÖZLEŞMELERİ 1. TÜKETİCİ SÖZLEŞMELERİNE İLİŞKİN GENEL AÇIKLAMALAR 253 2. TÜKETİCİNİN MAL VE HİZMET SAGLAMA AMACIYLA YAPTI GI SÖZLEŞMELER 255 2.1 Mal ve Hizmet Tanımı 255 2.2 Tüketicinin Piyasaya Sunulan Mal ve Hizmetleri Edinme Hakkı 257 2.3 Mal ve Hizmetlerin Uygunluğu 258 2.3. 1 Uygunluğun Tanımı ve Kapsamı 258 2.3.2 Mal ve Hizmetlerin Uygunluğuna İlişkin Önleyici Tedbirler 261 2.3.2.1 Mal ve Hizmetlerle İlgili Mevzuat 261 2.3.2.2 Mal ve Hizmetlerin Standartları 264 2.3.3 Mal ve Hizmetlerin Uygunluğuna İlişkin Cezai Hükümler 267 2.3.4 Mal ve hizmetlerin Uygunluğuna İlişkin Hukuki Hükümler 270 2.3.4.1 Tüm Sözleşmelere Uygulanan Mal ve Hizmetlerle İlgili Borçlar Kanunu Hükümleri 270 A- Hata ve Hile 270 B- Sözleşmenin (Borcun) İfa Edilmemesi (Ademi İfa) 272 2.3.4.2 Tüketici Sözleşmelerine Uygulanan Mal ve Hizmetlere İlişkin TKHK Hükümleri 278 A-Ayıba Karşı Tekeffül 278 a-ayıp kavramı ve çeşitleri 279 b-satıcının AyıbaKarşı Tekeffül Borcunun Maddi Şartları 283 aa-sözleşmenin ifa edilmiş olması 284

bb-sözleşme kurulduğu anda ayıp sayılan bir eksiklik bulunması 284 cc-alıcı tarafından aybın bilinmemesi 284 c- Malın Ayıplı Olması Durumunda Tüketicilere Tanınan Haklar ve Bu Hakların Kullanımı 285 aa-tüketicinin Seçimlik Hakları 285 bb-hakların Seçiminde Serbestlik ve Kullanımındaki Sınırlamalar 289 cc-tüketiciye Tanınan Hakların Sözleşme İle Değiştirilmesi 29 ı dd-tüketicilere Tanınan Diğer Haklar 292 d-tkhk da Yer Alan Ayıplı Hizmet Sunumuna İlişkin Kurallar ve Diğer Bazı Hizmetlere İlişkin Özel Düzenlemeler 294 B- işlerlik Garantisi 300 a-genel Değerlendirme 300 b-garanti Belgesi Uygulamalarına ilişkin Esaslar 304 C- İhtiyari Akdi Garanti 307 D-Satış Sonrası Hizmetler 309 2.4 Mal ve Hizmetlerin Güvenliliği 3 ı 1 2.4.ı Tehlikeli Mal ve hizmetlerle İlgili Genel Önleyici Kurallar 3ı2 2.4.l.ı Ürünlere İlişkin Teknik Mevzuatın Hazırlanması ve Uygulanmasına ilişkin Kanun Çerçevesinde Yapılan Düzenlemel~r 3 ı 2 2.4.1.2 Ticarette Tagşişin Meni (Yasaklanması) ve İhracatın Murakabesi (Denetlenmesi) ve Korunması Hakkında Kanunun Uygulaması 3 ı 7 2.4.1.3 Türk Ceza Kanununun İlgili Hükümleri 3ı8 2.4.1.4 TKHK nun İlgili Hükümleri 3ı9 2.4.2 Bazı Mal ve Hizmetlere İlişkin Özel Önleyici Kurallar 323 2.4.3 Güvenli olmayan Mal ve Hizmetlerden Doğan Zararın Tazmini 326 2.4.3.ı imalatçı-üreticinin Bozuk Maldan Doğan Sorumluluğuna İlişkin TKHK Hükümleri 327

A-Genel Açıklamalar 327 B- Yönetmeliğin Uygulama Alanı 329 C-Bozukluk Kavramı 330 D-Zarar Kapsamı 331 E-Sorumluluk 333 F-İmalatcı-Üreticinin Sorumluluktan Kurtulması (Kurtuluş beyinnesi) 336 G-Zamanaşımı Süreleri 338 2.4.3.2 Hizmetin Neden olduğu Zararların Tazmini 339 2.5 Mal ve Hizmetlerin Fiyatı (Bedeli) 344 2.5.1 Fiyatların Belirlenmesi 345 2.5.1.1 Fiyatların Belirlenmesinde Satıcı ve Sağlayıcının Rolü 350 A-Satıcı ve Sağlayıcıların Fiyat Belirleme Hakkı 350 B-Sözleşme Kurulurken Fiyat Düzeyinin Belirlenmesi 351 C-Sözleşmenin Kurulmasından Sonra Yapılacak Fiyat Artışları 353 D-Miktarı Önceden Bilinmeyen Sözleşmelerde Bedelin Hesaplanması 358 2.5.1.2 Günümüzde Fiyat Oluşumunda Devletin Rolü 360 A-Rekabetin Korunması 360 B-Devletin Fiyat Tespit Etmesi 364 2.5.2 Mal ve HizmetFiyatları Hakkında Bilgilendirme 370 2.5.3 Mal ve Hizmet Bedellerinin Ödenmesi 375 2.5.3.1 Mal ve Hizmet Bedelinin Ödeme Zamanı 376 2.5.3.2 Mal ve Hizmet Bedelinin Ödeme Yeri 379 2.5.3.3 Mal ve Hizmet Bedelinin Ödeme Şekli 379

3. TÜKETİCİ KRED1LER1 3.ı Tüketici Kredilerinin Hukuki Teknikleri 3.1.1 Kredi Sözleşmeleri 3.1.1.1 Serbest Tüketici Kredileri A-N akdi Serbest Tüketici Kredilerinin Hukuki Mahiyeti B-N akdi Serbest Tüketici Kredilerinin Şekil şartı C-Nakdi Serbest Tüketici Kredisi Sözleşmesinin Kurulması 3.1.1.2 Ön Tahsisli(Satış Öncesi Özgülenmiş) Krediler A-Taksitle Satış B- Bağlı Krediler C-Tedarik Kredisi D-Finansal Kiralama 3.1.1.3 Satış Sonrası Tahsisli ( Özgülemeli) Krediler A-Kredi Kartları B-Taksit Kartları C-Cari Hesap Şeklinde İşleyen Bireysel Krediler 3.1.2 Kredi Güvenceleri 3.1.2.1 Ayni Güvenceler 3.1.2.2 Kişisel Güvenceler A-Kefalet B- Eşierin Sorumlulukları 3.2 Tüketici Kredileriyle İlgili Koruyucu Kurallar 3.2. 1 Kredi Sözleşmesinin Kurulmasına İlişkin Kurallar 3.2.1.1 Tüketicinin Aydınlatılması A-Reklam Anonsları B-Sözleşmede Yer Alması Zorunlu Bilgiler C-Düşünme Süresi Tanınması Gerekliliği 382 385 385 387 388 389 390 392 392 395 399 400 402 402 407 408 409 410 412 412 414 414 415 416 416 418 422

3.2. 1.2 Kefılin Bilgilendirilmesi 423 3.2.1.3 Bağlı Kredilerde Ana Sözleşmenin (Satış Sözleşmesinin) Sonuçlanmasını Kredi Sözleşmesinin (Ödünç Sözleşmesinin) Sonuçlanmasına Bağlayan Kurallar 425 3.2.2 Tüketicinin Kredi Sözleşmesinden Doğan Yükümlülükleriyle İlgili Kurallar 427 3.2.2.1 Tüketicinin (Borçlunun) Yükümlülüklerine İlişkin Sınırlamalar 427 A-Faiz Sınırlamaları 427 B-Döviz Kredilerinde Uyarlama 429 3.2.2.2 Tüketicinin(Borçlunun)Yükümlülüklerinin kaldırılması 430 3.2.3.3 Bağlı Kredilerde Borcun Geri Ödenmesiyle, Esas Sözleşmenin İfası Arasındaki ilişki 43 2 A- Kredi verenin müteselsil (dayanışmalı) Sorumluluğuna İlişkin TKHK Hükümlerinin Yorumu 432 B-TKHK Hükümlerinin Eleştirisi 435 C- Kıymetli Evrak Düzenleme Yasağı ve Kısıtlamaları 436 3.2.3 Kredi Sözleşmelerine İlişkin Anlaşmazlıklar ve Yaptırımlar (Müeyyideler) 438

lllbölüm TÜKETİCİ ŞİKAYETLERİNİN ÇÖZÜMü 1. ADLİ MAHKEMELER DIŞINDA TÜKErtCİ ŞİKAYETLERİNİN ÇÖZÜM KANALLARI 44ı ı. ı Genel Açıklamalar 44 ı 1.2 Tüketici Sorunları Hakem Heyetleri 442 1.3 İhtiyari Tahkim, Uzlaştırma (Arabuluculuk) ve Ombudsmanlık 446 1.4 İdari Birimlere ve Bağımsız Kurullara Başvuru 449 1.5 İlgili Meslek Odalarına Şikayet 457 ı.6 Tüketici Örgütlerine Başvuru 458 2. TÜKETİCİ ŞİKAYETLERİNİN ADLİ MAHKEMELERDE ÇÖZÜMÜ 460 2. ı Genel Açıklamalar 460 2.2 Türkiye'de Dava Açılmasını Kolaylaştıncı Tedbirler 464 2.3 Tüketici Mahkemeleri, Görev ve Yetkileri 465 2.3.ı Mahkemenin Görevlerine İlişkin Genel Bilgiler 466 2.3.2 Üretimin, Satışın Durdurulması ve MalınTopiatılması Görevi 467 2.3.3 Tüketici Mahkemelerinin Yetkisi 468 2.4. Tüketici mahkemelerine Başvuru 2.5 Tüketici Mahkemelerinde Yargılama Yöntemi 2.6 ispat Yükü 2. 7 Zamanaşmı Süreleri BİBLİYOGRAFYA 470 472 473 477 479

GiRiŞ 1. TÜKETiCiNIN KORUNMASI SORUNU 1.1 Tüketicinin Korunmasını Gerektiren Sebepler En önemli neden bilgi dengesizliginin ortaya çıkışıdır.özellikle 16.yüzyılın sonlarında başlayan üretimde mekanik aletlerin ve daha sonra makinelerin kullanılması ve sanayi devrimi ile birlikte üretim şekli yanında tüketim alışkanlıkları değişmiştir. Bundan önceki dönemlerde, kişilerin ihtiyaçlarının büyük bir bölümü kendileri tarafından evlerde üretilirdi. Diğer dışardan alınan mallar ise çok yalın mamuller, hububat, bakiiyat gibi gıda maddeleri ve basit kumaşlardan ibaretti. Genellikle mal seçimi, bu malların nasıl yapıldığı, neleri içerdiği, kimin tarafından yapıldığı, yapımcının kişisel becerileri bilinirdi. Tüketicinin, bu dönemlerde karışık mallara, tartı ve ölçü sahtekarlıklarına, bozulmuş mallara karşı veya sözleşme özgürlüğüne dayalı klasik hukuk hükümleriyle korunması sözkonusu olmuştur. Oysa sanayileşme ile birlikte seri üretim verimliliği artırmış piyasalarda mal bolluğu ve çeşitlenınesi ortaya çıkmıştır. Birbirinin peşisıra meydana gelen yeni buluşlar ve teknolojinin gelişmesiyle yeni mallar hiç bilinmeyen mamuller piyasaya sunulmuştur. Daha önceden lüks olarak görülen bazı mallar herkesçe temin edilebilir hale gelmiştir. Bu dönemde üretimde emeğin payının dolayısıyla kişisel becerilerin ikinci plana düştüğünil görüyoruz. Artık üretilen mamuller çok kar:qıaşık ve değişik marka, vasıf ve özelliktedir. Tüketicinin bu malların içeriklerini, üretim tekniklerini, gerçek maliyetlerini bilmesi mümkün değildir 1 Özellikle bitkisel üretimde kullanılan ilaçlama, sun'i gübreleme, hormonlama, genlerle oynama gibi uygulamalar, hayvansal üretimde ise antibiyotik vb. ilaçlar kullanımı, sun'i yemleme, hormon kullanımı ve hayvan genleriyle oyuanınası ürünlerin sağlıklı olup olmadığı tartışmaianna yol açmıştır. Tüketicinin bu üretim tekniklerinin kullanılıp kullanılmadığını bilmesi ise çok defa olanaksızdır. 1 Renan Baykan, Türkiye'de Tüketicinin.Korunması Tedbirleri, Öneriler ve Ekonomik Etkileri,!stanbul Ticaret OdasıYayın No: 1996/23, Nisan 1996, s. ls 21

Reklam ve promosyon alanındaki gelişmeler karşısında da, tüketicinin korunmasının bir zorunluluk haline geldiğini söyleyebiliriz. Reklamın esas amacı bir mamulün tanıtilması değil, satışların artırılmasıdır. Reklamda o malın ihtiyaç olduğu, alınması gerektiği, geç kalınmaması icap ettiği imajı verilebilir ve tüketici psikolojik bir tuzağa düşebilir. Pazarlama yöntemlerindeki gelişme diğer bir korunma nedenidir. Selfservis satışlar, kartopu satışlar, kapıdan satışlar, taksitli, kampanyalı satışlar gibi satış tekniklerinin ortaya çıkıp yaygınlaşması ile tüketici yeni tehlikelerle karşı karşıya kalmıştır. Örnek olarak dört yeni müşteri bulması kaydıyla bir mamulün kendisine çok avantajlı fiyatlarla veya ek hediyelerle satılacağına kanan tüketici düşünmeden mal ve hizmet satın alabilmektedir. Kartopu veya piramit satış denen bu zincirleme satışın 14. halkasında Türkiye'nin nüfusuna eşit bir iştirakçiye ulaşılabilmekte olduğunu tüketicinin idrak etmesi zordur. Kapıdan satışlardaki ikna edici pazarlamacılara kanan tüketici çok kere aldatılmaktadır.sonuç olarak tüketiciler pazarlama uzmanlarının elle şekil verdikleri plastik bu nesne haline gelmiştir. Bu arada geçtiğimiz yüzyılda beliekierimize yerleşen diğer bir kavram "Tüketim Toplumu" ifadesidir. Tüketim toplumunun ayıncı özelliği, kişilerin ihtiyaçları için tüketmeleri yerine, tüketimin başlıbaşına bir ihtiyaç haline gelmesidir. Diğer bir deyişle alışveriş bir araç olmaktan çıkmış amaç haline gelmiştir. Şehirde yaşayanlar haftasonu tatillerini piknikte veya sinemacia geçirmek yerine hipermarketlere, büyük alışveriş merkezlerine gezmeye giderek vakit geçirmektedirler 2 Bu merkezlerdeki restoran, kafeterya, çocuk parkı, eğlence yerleri bir çekim yeri haline gelmiştir. Buralarda,özellikle self servis satış yerlerinde hiç hesapta olmayan, ihtiyacı duyulmayan mallar satın alınmaktadır. 20.Yüzyılın sonlarına doğru başlayan globalleşme ve ekonomik entegrasyon süreci tüketici açısından bambaşka bir boyut ortaya çıkarmıştır. Gelişen telekomünikasyon vasıtaları dünyanın her yerinde üretilen ürünleri tüketicinin gözleri önüne sermiş, elleme, koklama, muayene etme, deneme 2 İ. Yılmaz Aslan, Tüketici Hukuku, Ekin Kitabevi Yayınları, Bursa 1996, s.13. 22

olanağı olmadan mal sipariş etme biçimi ortaya çıkmıştır(mesafeli satış). Kredi kartlarının ortaya çıkışı, nakit kullanımı yerine hesabi, kaydi para ödemeleri problemin diğer bir yüzünü teşkil etmiştir. Tüketicinin korunmasını gerektiren diğer bir olgu tekelleşme daha doğru bir ifade ile piyasa hakimiyetinin, yoğunlaşmanın artmasıdır. Rekabetin olmadığı, tekellerin ve oligopollerin bulunduğu bir piyasada kaynaklar etkin kullanılamaz, iktisadi savurganlık, keyfi fiyatlandırma, kalite empoze edilmesi gibi sonuçlarla karşılaşılır. Böyle piyasalarda satıcılar genellikle kendi çıkarlarını gözetirler, tüketicinin çıkarları, ihtiyaçları gözardı edilir. Böylece rekabetin kurulması ve korunması için düzenlemeler yapılması ihtiyacı ortaya çıkmıştır. Güç dengesizliği diğer önemli bir nedendir. 1900 lü yıllardan itibaren ticari, sınai ve mesleki kredilerin gelişmesi, yeni yeni finansman tekniklerinin ve kuruluşlarının ortaya çıkması işletmelerin mali yapılarının güçlenmesine ve boyutlarının büyümesine, işletme bazında üretim çeşitliliğinin artmasına neden olmuştur. Kısacası, günümüzde sözleşme özgürlüğüne dayalı hukuki görüşün geçerliliğinin bulunmadığı, tüketicilerle satıcılar arasındaki ilişkilerde bir dengesizliğin mevcut olduğu kabul edilmektedir. Satıcının kendi faaliyet alanının uzmanı olması, gerekli bilgi kaynaklarına kolayca erişebilmesi yanında genellikle mali güce sahip bulunması, tüketiciye kendi kurallarını dikte ettirmesine imkan vermektedir. Bu durum satıcıların hukuka aykırı davrandıkları şeklinde algılanmamalıdır. Satıcının üstün konumda olması, tüketiciyi mağdur olma riski ile karşı karşıya bırakmaktadır. Şüphesiz, çok fakir olan eğitim düzeyi düşük bulunan ya da yaşlı veya çok genç veya çocuk sınıfına giren kitle daha çok risk altında bulunmaktadır. Böylece, tüketicilerin sadece kandırma, dolandırma, hile vs. gibi gayrı hukuki davranışlara karşı değil, fakat aynı zamanda ekonomik gücün kötüye kullanılmasına karşı da korunmaları gereği kabul edilmiştir 3 3 Jean Calais-Auloy, Frank Steinmetz, Droit de la comsommation, 4e edition 1996, s.l-2 23

1.2 Tüketici Hareketinin Tarihçesi Tüketicinin karışık, hileli, zararlı mallara karşı korunmasına ilişkin çeşitli düzenlemelere Babillerde, Sümerlerde, Hititlerde, eski Yunan ve Mısır' da ve Roma İmparatorluğu döneminde rastlanmaktadır 4 Bu tür hukuki düzenlernelerin Orta Çağda yoğunlaştığını görülmektedir. Genellikle gıda maddelerinde sahtekarlık ve hileler gözlemlendiğinden alınan tedbirler daha çok, gizli ayıplara ve sahteciliğe yönelik olmuştur. Fransa'da 1481 yılında XI inci Louis'in hilekarları cezalandırmak amacıyla yayımladığı ferman ilginçtir. Bu fermana göre, süte su karıştınldığı tespit edilen satıcıların ağızlarına, bir doktor veya berber tarafından ölüm tehlikesi belirene kadar huni ile süt dökülmesi ') öngörülmüştür. Osmanlı döneminde de malın üretimine ve içeriğine yönelik ilizel standartların belidendiği bilinmektedir. 1680 tarihli bir Nizamnamede, fırıııcılar, kasaplar, ahçılar, börekçiler, lokmacılar, bakkallar, yoğurtçular, kaymak.;:ılar, helvacılar, şerbetçiler, turşucular, terziler, çuhacılar vs. gibi çeşitli mal ve mesleklerle ilgili düzenlemeler dikkati çekmektedir 5. Buna benzer düzenlemeler Sultan Beyazıt zamanında çıkarılan Kannuname-i İhtisab-ı Bursacia (Bursa Belediye Kanunu) da mevcuttur 6. Osmanlı döneminde esnafın uymaya mecbur olduğu kuralların da bulunduğu ve bazı malların narhatabi tutulduğu da bilinmektedir 7 Batl ülkelerinde 19. ve 20.yüzyıllarda meydana gelen piyasa _ekonomisindeki gelişmeler ve kitlesel üretimin devreye girmesi sonucu ma:rnul kalite ve fiyatlarında olumlu eğilimler ortaya çıkmıştır. O dönemde Rekabet piyasasında tüketicinin mevzuatla korunması gereğinin bulunmadığından bile sözedilmiştir. Gerçekten, piyasa ekonomisinin ve serbest rekabetin gelişmesi mal arzının yükselmesi, fiyatların_ ~şağı çekilmesi ve kalite düzeyinin artmasına 4 Roda H.Karpatkin, "Tüketici Hakları: Global görünüm", Tüketici Koruma Derneği Tüketici Hakları Semineri, 15 Mart 1966, Tebliğ, s.2 5 Reşat Ekrem Kocu, BarıŞ Dünyası, Mayıs 1968, Sayı:72, s.45-47 6 Yıldırım Kılkış, Tüketicinin Korunması-Pazarlamacı Karşısında Tüketici, s.67 7 İ.Yılmaz Aslan, a.g.e., s.29 24

neden olmuştur. Bu gelişmeye paralel olarak ise, irade serbestisi (sözleşme özgürlüğü) ilkesi, hukuk sisteminin temelini teşkil etmiştir. Bu düşünce sözleşmenin her iki tarafını (tüketici ve satıcı) da aynı derecede akıllı ve deyim yerinde ise "uyanık" kabul eder 8 Alıcı ancak, hile, tehdit vs. gibi durumlarda korunur. Ancak satıcı-tüketici dengesinin bozulması ve satıcıların ekonomik gücünün kötüye kullanılması tehlikesi farkedilmiş ve klasik yasaların tüketicinin korunmasında yetersiz kaldığı anlaşılınaya başlanmıştır. Klasik yasalarla tüketicinin korunamayacağı savı için ileri sürülen diğer sebepler ise, bu yasaların uygulamasının pratik, ucuz ve kesin olmayışıdır 9 Özellikle ispat problemleri ve mahkeme masrafları nedeniyle tüketicinin kendini savunması son derece güçtür. Teknolojideki gelişmeler ve karmaşık malların ortaya çıkması ve satıcı-tüketici dengesizliğinin belirginleşmesi üzerine tüketicinin bilinçlendiği gözlerolenmiş ve böylece tüketici hareketi de başlamıştır. Bu hareketin özellikle 1960'lı yılların başlarında ABD'de kendini gösterdiği anlaşılmaktadır. John F.Kennedy'nin 1962 yılında tüketicilerin toplumla en önemli fakat aynı zamanda en az kulak verilen bir ekonomik grup olduğuna ilişkin konuşmasında tüketici haklarının da telaffuz edildiği görülmektedir 10 Güvenlik hakkı, temsil edilme hakkı, bilgilendirme hakkı, seçme hakkı şeklinde sıralanan tüketici haklarının tam olarak tanınması için mevzuata ihtiyaç bulunduğunu Kennedy bu mesajında dile getirmiştir. Aslında esas amacı tüketicinin korunması olmayan ancak kamu sağlığı ve düzeninin korunması amacına yönelik çeşitli kanunların Amerika Birleşik Devletlerinde 19.yüzyılın ikinci yarısından itibaren çıkarıldığı, hatta ilk tüketici birliğinin 1891 yılında New York'da kurulmuş olduğu anlaşılmaktadır. Posta güvenliğinin sağlanması amacıyla çıkarılan 1872 tarihli Kanun, 1893 yılında sağlığa zararlı çayların, 1890 yılında kalitesi düşük gıda maddeleri ve içeceklerin ithalini yasaklayan kanunlar, tekelciliğin önlenmesine yönelik 1890 tarihli Sherman Act, 1906 tarihli Gıda Maddeleri ve İlaç Kanunu ile Denetim Kanunu, 1914'de çıkarılan haksız rekabeti 8 Jean Calais-Auloy, Frank Steinmetz, a.g.e., s.l-2 9 İ.Yılmaz Aslan, a.g.e., s.l7. 10 Renan Baykan, a.g.e., s.l6. 25

önleyici Federal Ticaret Komisyonu Kanunu ile benzeri Kanunlar bu arada sayılmaktadır 11 Tüketici hareketinin hızlanmasıyla, batı ülkelerinde tüketicinin korunmasına yönelik hükümetlerce alınan çeşitli tedbirlerin peşpeşe gelmesi olgusu ile karşılaşılmaktadır. Uygulanan tüketicinin korunmasına yönelik politikalar tüketicinin fiziki korunması yanında ekonomik çıkarlarının korunması ve gözetilmesi, bilgilendirilmesi ve eğitimi ile örgütlenmesi hususlarını da içermektedir. Bu mevzuata yönelik düzenlemeler ile birlikte rekabet piyasalarının oluşması tüketicinin en uygun, en kaliteli malı bulması imkanını ortaya çıkarmış ve tüketiciye dönük pazarlama yaklaşımının ortaya çıkmasına neden olmuştur. Şüphesiz bu arada, anti tröst, antikartel yasaları, kısaca rekabetin korunmasına dönük hukuki düzenlernelerin de yaygınlaşmasını belirtmek gerekmektedir. Şüphesiz bu tedbirler ve uygulamalar sonucu fiyat ve kalitedeki blumlu gelişmeler yanında tüketicinin ekonomik çıkarlarının korunması nedeniyle tüketim harcamaları daha uygun ve verimli, etkin hale gelmiştir. Diğer bir deyişle, aynı gelir düzeyinde daha fazla tasarruf veya aynı gelide daha fazla harcama imkanı ortaya çıkmıştır. Bazı istisnalar dışında tüketiciler bilinçlenmeye ve kendi aralarında örgütlenmeye ancak 20.yüzyılın ortalarında başlamışlardır. Oysa kişiler masraflarını azaltmak, harcamalarını rasyonalize etmekten ziyade, psikolojik olarak gelirlerini artırmaya yönelik çabalara öncelik vermişlerdir 12 Bu nedenle 19.yüzyılın sonlarında işçiler yaygın olarak korunmaya başlanmış, zayıf olan diğer bir deyişle sistemin kurbanı olan tarafın tüketiciler değil, işçiler olduğu kabul edilmiştir. Kişilerin gelir yönüne verdikleri bu önem nedeniyle sanayileşme ile birlikte sendikalaşma hareketi de tüketici hareketinden çok önce başlamıştır. ı ı!.yılmaz Aslan, a.g.e., s.20-21. ıı Renan Baykan, a.g.e., s.71. 26

ABD' de hızlı bir örgütleşme ile başlayan tüketici hareketi 1 970'lerden sonra Avrupa'ya sıçramış ve İngiltere ve Kuzey Avrupa ülkelerinden başlamak üzere yayılmıştır. Ülkemize gelince Osmanlılar döneminde üretici ve dağıtıcı ile tüketici arasındaki güç dengesini sağlamaya yönelik ve özellikle satış faaliyetlerini düzenleyen üçlü bir sistemin (Kadılar ve İhtisap Ağalarının temsil ettikleri devlet, loncalar ve sonraları gedikler gibi meslek kuruluşları ile tüketici temsilcisi durumundaki şehrin ileri gelenleri ve yaşlılan) etkili bir şekilde uygulandığı ifade edilmektedir 13 Genel olarak "ihtisap" adı verilen kontrol teşkilatı şehrin temizlik vs. gibi çeşitli işleri yanında özellikle esnafın malları noksan tartması, yiyecek maddelerine hile karıştırılması gibi hususlar üzerinde faaliyet göstermiştir. Verilen cezalar ise tazir (Kınama, azarlama), dayak, hakkından gelme, hapis, zindan ve siyaset(idam) olarak sıralanmaktadır. Ayrıca hileli tartı ve ölçü aletleri müsadere edilmekte idi. Öte yandan Osmanlı İmparatorluğu zamanında esnaf teşkilatının bir otokontrol mekanizması olarak ayrı bir yeri ve önemi bulunmaktadır. Bu mekanizmanın kurulup gelişmesinde ahiliğin, büyük rolü olmuştur 14 2. TÜKETiCi HUKUKUNUN GENEL GÖRÜNÜMÜ 2.1 Tüketici Hukukunun içeriği Diğer hukuk disiplinlerinde olduğu gibi tüketici hukukunun da sınırlarını kesin çizgilerle ayırmak mümkün bulunmamaktadır. Kaldı ki, kesin bir sınır belirlemenin de bir yararı yoktur. Bazı hukukçular dar bir çerçeve çizerierken bazıları daha geniş bir kapsamı benimseyebilmektedirler. Dar anlamda tüketici hukukunun iki kritere birden sıkı sıkıya uyması beklenir: 13 İsmet Mucuk, AT' de ~üketiciyi Koruma Politikaları ve Türkiye' de Durum, İstanbul 1990, s.ll3. 14 Osmanlı döneminde tüketicinin korunması ile ilgili ayrıntı için bak.renan Baykan,a.g.e., s.121-l23. 27

(1) Tüketici hukuku hükümleri, satıcı ve sağlayıcılar (profesyoneller) ile tüketiciler arasındaki ilişkilere tahsis edilmiştir 15 (2) Tüketici hukuku hükümlerinin arnacı "tüketiciyi korumak veya tüketicinin kendini korumasına yardırncı olrnak"tır. Bu iki kriteri katı olarak yorurnlarsak, sadece Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun ile bu Kanunun gönderme yaptığı mevzuatla sınırlı kalırız. Gerçekten bu Kanunun arnacı tüketicinin korunması (md. 1) olup, tüketicinin taraflardan birini oluşturduğu her türlü hukuki işlem kanun kapsamına girrnektedir(rnd.2) Ancak bu kriterlerin geniş olarak da yorumlandığı görülmektedir 16 Şöyle ki: Yukarıda belirtilen ( l)inci kriterin kuralların münhasıran satıcı ile tüketici ilişkilerine tahsis edilmiş olması şeklinde değil, esas olarak satıcı ile tüketici arasındaki ilişkilere de uygulanması şeklinde yorumlanması mümkündür. Böyle geniş bir yorum çerçevesinde Ticarette Tağşişin Men'i (önlenmesi), İhracatın M urakabesi (kontrolü) ve Korunması hakkında Kanun, Ürünlere ilişkin Teknik Mevzuatın Hazırlanması ve Uygulanmasına Dair Kanun, Umumi Hıfzıssıhha Kanunu gibi mevzuat münhasıran satıcıtüketici ilişkilerini düzenlernemekle beraber tüketiciyi ilgilendiren kamu sağlığı, kamu güvenliği, kamu düzeni vb.hükürnler ihtiva ettiklerinden tüketici hukuku kapsamında mütalaa edilecektir. Genel nitelikte olmayıp belirli mal ve hizrnetlerle ilgili olmakla beraber tüketicinin korunmasını gözeten özel kanunlar da mevcuttur. Bunlara misal olarak Gıda Kanunu, Kozrnetik Kanunu, İspençiyari ve Tıbbi Müstahzarlar Kanunu, Gözlükçülük Hakkında Kanun, İspirto ve İspirtolu içkiler İnhisarı Kanunu, Gayrimenkul Kiraları Hakkında Kanun gibi kanunlar gösterilebilir. 15 Jean Calais-Auloy,Frank Steinmetz, a.g.e., s.l3 16 Jean Calais-Auloy, Frank Steinmetz, a.g.e., s.l3. 28

Şüphesiz bütün bu mevzuatı bu kitapta incelemek mümkün bulunmamaktadır. Ancak bazı önemli hükümler irdelenecektir. 2.2 Tüketici Hukukunun Çeşitli Hukuk Dalları ile ilişkisi Yakın zamanlara kadar hukuk dallarının (disiplinlerinin) sınıflandırılmasında, hukuki kuralların niteliği esas kriter olarak ele alınmıştır. Medeni Hukuk, Ticaret Hukuku, Ceza Hukuku, Usul Hukuku, İdare Hukuku ayırımı geleneksel sınıflandırmada karşımıza çıkmaktadır. Özel hukuk, kamu hukuku gibi genel bir ayırımdan hareketle özel hukukun dalları olarak Medeni Hukuk, Ticaret Hukuku, Devletler Özel Hukuku, Kamu Hukuku dallan olarak ise Anayasa Hukuku, İdare Hukuku, Ceza Hukuku, Devletler Genel Hukuku, Mali Hukuk şeklinde bir ayırım da sözkonusudur 17 Günümüzde hukukçular hukuki kuralların fonksiyonları itibariyle yeni bir sınıflandırmayı geleneksel sınıflandırmaya ilave etmişlerdir. Bu yeni hukuk dauarına ilk örnek "iş hukuku" dur. Bunun yanında Rekabet Hukuku, Çevre Hukuku, Tüketici Hukuku dalları ortaya çıkmıştır. Bu dört hukuk dalının kurallarının zayıfı koruyucu fonksiyonu ortak noktayı teşkil etmektedir. Bu hukuk dallarının temelinde özel hukuk ilişkileri olduğu halde devlet bu ilişkileri sosyal amaçlarla sınırlamaktadır 18 Bu ikinci grup fonksiyonel sınıflandırmanın her dalı geleneksel sınıflandırma dalları ile kesişmektedir. Bu olguya birden fazla hukuk dalı kapsamına girme anlamında "pluridisciplinarite'' denmektedir. Tüketici hukuku da birçok hukuk dalı ile ilgilidir. Geleneksel dallar arasında Medeni Hukuk, Ticaret Hukuku, Ceza Hukuku, Medeni Usul Hukuku, İdare Hukuku sayılabilir. Şöyle ki: (1) Medeni Hukukun bir cüz'ü olan Borçlar Hukuku sözleşmelerin taratlara tanıdığı hak ve borçları (yükümlülükleri) düzenlemektedir. Tüketicinin taraf olduğu sözleşmeler de tüketici hukukunun esasını teşkil etmektedir. Türk hukukunda kural olarak sözleşme serbestisi geçerlidir. Ancak sözleşme 17 İ. Yılmaz Aslan, Hukuka giriş, Bursa 2001, İkinci Baskı, s.87-115 18 İ. Yılmaz Aslan, a.g.e., s.36. 29

özgürlüğü, ileride görüleceği gibi kamu güvenliği, kamu düzeni, genel ahlak ve bazı sosyal düşüncelerle sınırlana bilmektedir> (BK.md. ı 9,20). Tüketicinin satıcı karşısında zayıf olması sözleşme dengesini etkilemekte ve dolayısıyla BK hükümleri tüketiciyi tam olarak koruyamamaktadır. Kötü ifa gibi Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun (TKHK) da yeralmayan bazı hükümler BK'unda düzenlenirken, ayıp, gizli, ayıp gibi BK'nın geleneksel hükümleri TKHK' da tüketici lehine yeni düzenlemelere tabi tutulmuştur 19 Ancak, TKHK da hüküm bulunmayan hallerde genel hükümlerin uygulanacağı (Md.30) belirtilmek suretiyle BK'nın bazı hükümlerinin uygulanma kapısı açık bırakılmıştır. (2)Ticaret Hukuku Tüketici Hukukunun ilgili olduğu diğer bir disiplindir. Türk Ticaret Kanunu aslında Türk Medeni Kanununun bir cüz'ü olup, bir ticari işletmeyle ilgili işlem, eylem ve işlere ilişkin h üküınieri kapsamaktadır( Md. ı) Tüketicilerin de açabildikleri "haksız rekabet" davaları, "ticari ünvan ve marka korunması", "yolcu ve eşya taşımaları", "sigortacılık" gibi birçok husus tüketicilerle ilgili bulunmaktadır. (3 )Ceza Hukuku, kamu güvenliği ve sağlığını ilgilendiren hususlarda düzenlemeler yapmıştır. Kamunun sağlığına ilişkin suçlar, tehlike arzeden yiyecek maddeleri, dolandırıcılık gibi hükümler tüketicileri yakından ilgilendirmektedir. Bu cezai müeyyidelerin kanunlara riayetsizliği önleyici ve suç işlernekten caydırıcı niteliği vardır. (4)Usul Hukuku çerçevesinde gerek Hukuk Usulü Mahkemeleri Kanunu ve gerekse Ceza Mahkemeleri Usulü Kanunu tüketici hukukunda önemli rol oynamaktadır. Tüketicinin temel kurallar yardımı ile korunması yanında mahkemelere başvurusunu da kolaylaştırmak önem taşımaktadır. Nitekim TKHK kanun hükümleri çerçevesindeki davalar için özel tüketici mahkemeleri ihdas edilmiş ve tüketicilerin bu mahkemelerde açacakları 19 Bazı TKHK hükümlerinin BK'na göre tüketici aleyhine olduğuna ilişkin görüş için bk. Rena Serozan, "Tüketiciyi Koruma Yasasının Sözleşme Hukuku Alanındaki Düzenlemesinin Eleştirisi", Yasa Hukuk Dergisi, Mayıs 96/4, Yıl19, Cilt 15, Sayı 173, s.579-598 30

davalar basit yargılama usulüne tabi tutulmuştur. Tüketici örgütlerine aynı kanunla dava açma hakkı tanınırken, tüketici mahkemelerinde tüketiciler ve örgütlerince açılacak davalar harçtan muaf tutulmuştur. Ayrıca HUMK'nın adli muzaharet (yardım) hükümlerinden dar gelirli tüketicilerin de yararlanmaları sözkonusudur. (S)İdare Hukuku: TKHK'nın hükümlerine aykırılık halinde, ilgisine göre belediye encümenlerince, Sanayi ve Ticaret Bakanlığınca, mülki amirlerce idari para cezası uygulanmaktadır. Dolayısıyla belediye zabıtası, Bakanlık ve Bakanlığın Müfettişleri, Kontrolörleri ve diğer görevlileri denetim yapmaya yetkili kılınmışlardır(md.27). Bu denetimler sonucu verilecek cezalar için İdare Mahkemesi nezdinde itiraz edilebilir 20. Gene garanti belgesi, yazılı basın kuruluşları, promosyon kampanyaları, kapıdan satış gibi hususlarda Bakanlığa tanınmış çeşitli izin ve onay işlemleri bulunmaktadır. Bu hususlardaki işlemlere karşı idare mahkemelerinde dava açılabilmektedir. Dolayısıyla, İdare Hukuku ile Tüketici Hukuku arasında ilişki bulunmaktadır. Tüketici Hukukunun Rekabet Hukuku ve Çevre Hukuku gibi komşu hukuk dalları ile de bazı noktalarda kesiştikleri görülmektedir. Şöyle ki: (!)Rekabet hukuku örneğini ele alırsak bu hukuk dalı, rekabet sınırlarnalarına ilişkin eylem ve kararları önlemeye ya da hakim durumdaki bir işletmenin bu hakimiyetini kötüye kullanmasına yönelik hükümler ihtiva 20 30.3.2005 tarih ve 5326 sayılı Kabahatler Kanunu kabahat deyimini "kanunun karşılığında idari yaptırım uygulamasını öngördüğü haksızlık" olarak tanımlamış ve idari para cezaları uygulamasını yeniden düzenlemiştir. Buna göre: -İdari yaptırım kararına karşı en geç onbeş gün içinde İdare mahkemesine değil, sulh ceza mahkemesine başvurulabilecektir. Bu mahkeme kararına karşı ağır ceza mahkemesine itiraz edilebilir (md 27, 29). -İdari para cezaları her yıl takvim başında V.U.K mükerrer 298 inci maddesi hükümleri uyarınca tespit ve ilan edilen yeniden değerleme oranında artırılarak uygulanacaktır. (md.l7). -Kavuşturma konusu fıilin kabahat oluşturduğunun anlaşılması halinde mahkeme tarafından idari yaptırım (idari para cezası ve idari tedbir) kararı verilebilecektir (md.24). -İdari yaptırım kararına karşı kanun yoluna başvurulması harca tabi değildir. Ancak tüm masraf ve vekalet ücreti başvurusu ve savunması rededilen tarafca ödenir (md.31). TKHKnun idari para cezalarına ilişkin hükümlerinin Kabahatler Kanunu kapsamına girdiği Adalet Bakanlığınca kabul edilmiştir. Biz de aynı görüşteyiz. Ancak, aksi görüşü savunan idari ve adli kurumlar da mevcuttur. 31

etmektedir. Ancak bu hükümler tüketiciyi de yakından ilgilendirmektedir. Mesela eşit durumdaki kişilere (tüketicilere) farklı şartların uygulanması ya da bir mal veya hizmetle birlikte diğer bir mal veya hizmetin satın alınmasının zorunlu kılınması hususlarında satıcıların aralarında anlaşmaları veya hakim konumdaki bir satıcının böyle bir uygulama yapması yasaktır. Kaldı ki, dolaylı etki açısından bakılırsa, Rekabet Hukukunun tüm kuralları Tüketim Hukukunu yakından ilgilendirir. Çünkü Rekabet Hukukunun amacı piyasalarda rekabeti korumak veya teessüs etmek olup, bu da neticede tüketiciye yarar sağlar. Bununla beraber tüketiciyi doğrudan ilgilendiren rekabet hukuku kuralları da sözkonusudur. Nitekim, tüketicinin yararı sözkonusu ıse kartel anlaşmalarına muafiyet tanınabilmektedir (RKHK Md.S/b). (2)Çevre Hukuku ile Tüketici Hukukunun içerikleri farklı olmakla beraber felsefeleri aynıdır. Çevre Hukuku kişilerin çevreden gelecek tehlikelere karşı korunmasını amaçlarken, Tüketici Hukuku mal ve hizmet sağlayan üretici, satıcı veya sağlayıcıların (profesyonellerin) ekonomik gücü karşısında tüketicinin maruz bulunduğu riskiere karşı korunmasına çaba sarfeder. Şüphesiz iki hukuk dalının kesiştiği noktalar da mevcuttur. Mesela su kirleurnesi 21 veya gayrı sıhhi perakendeci işletmelerin kuruluş yeri kısıtlamaları hem çevre, hem de tüketici sorunudur. 2.3 Tüketici Hukukunun Temeli Tüketici hukukunun varlığı veya ortaya çıkışı üç tespit üzerine oturtulmaktadır 22 a) Tüketiciler, satıcılar, (meslek erbabı) karşısında zayıf durumdadırlar. b) Kanunun kuvvetli karşısında zayıfı koruma işlevi (görevi) vardır. c) Klasik Medeni Hukuk kuralları, tüketicinin korunmasını sağlamada yetersiz kalmaktadır. 21 Jean Calais-Auloy, Frank Steinmetz, a.g.e., s.l6. 22 1.Yılmaz Aslan, a.g.e., s.32. 32

Daha önce giriş bölümünde tüketicinin satıcı karşısında neden zayıf korumda bulunduğu izah edilmişti. Toplumun barış içinde yaşaması için ise, devletin kanunlarla zayıfları koruması gerektiği savunulmaktadır. Devletin mevzuatla nasıl işçiyi, çiftçiyi, küçük tacir ve esnafı koruması konusunda genel bir mutabakat sözkonusu olup, aynı koruma nedenleri tüketiciler için de geçerlidir. Anayasamızın 2 inci maddesinde yerini bulmuş "sosyal adalet" ilkesi(md.2) zayıfların güçlüler karşısında korunmasını zorunlu kılmaktadır. Anayasanın ı 72 inci maddesinde de "Devlet tüketicileri koruyucu ve aydınlatıcı tedbirleri alır, tüketicilerin kendilerini koruyucu girişimlerini teşvik eder" hükmü bulunmaktadır. Anayasanın ı67 inci maddesinde de "Devlet para, kredi, sermaye, mal ve hizmet piyasalarının sağlıklı ve düzenli işlemelerini sağlayıcı ve geliştirici tedbirler alır; piyasalarda fiili ve anlaşma sonucu doğacak tekelleşme ve kartelleşmeyi önler" hükmü yeralmaktadır. ı 7 ı inci maddede ise, "Devlet, milli ekonominin yararını dikkate alarak, öncelikle üretimin artırılınasını ve tüketicinin korunmasını amaçlayan kooperatifçiliğin gelişmesini sağlayacak tedbirler alır" hükmü bulunmaktadır. Görüleceği üzere, doğrudan veya dalaylı olarak Anayasamız tüketicinin korunması hususunda devlete görev verilmiştir. Ancak daha önce de değinildiği gibi; klasik medeni hukuk hükümleri tüketiciyi korumaca yetersiz kalmaktadır. İrade fesadı, gizli ayıpların tekeffülü vs. gibi bazı hususlarda tüketici lehine düzenlemeler yapılmış olsa bile bunların gereğince uygulandığı söylenemez. Özellikle günlük alışverişlerdeki küçük meblağlı ihtilaflarcia tüketicinin dava açması hem astarından pahalıya mal olur, hem de dava sonucunun alınması uzun zamanı gerektirir. Ayrıca ispat güçlükleri tüketiciyi caydırıcı diğer bir unsurdur. Öte yandan, medeni hukuk çözümleri genellikle bir zararın onarılınası şeklindedir. Oysa zarar daha meydana gelmeden tehlikeli malların toplatılması, tip sözleşme yürürlüğe girmeden haksız şartların elimine edilmesi (genel işlem şartları) gibi önleyici, caydırıcı ve kollektif (bireysel olmayan) kurallara da ihtiyaç bulunmaktadır. Bununla beraber getirilen kollektif ve önleyici caydırıcı kurallann da ticareti ve ticaretin akışını, ekonomik faaliyetlerin sürdürülmesini engellernemesi gerekir. Uygulama kabiliyeti olmayan ve ekonomik faaliyeti engelleyen hükümler getirmek suretiyle olur olmaz her konuda mevzuat 33

çıkarma yoluna gidilirse, kanuna riayetsizlik yaygınlaşır. Ekonomik faaliyetin dumura uğratılmasının, arzın azalması ve rekabetin olumsuz etkilenmesi nedeniyle uzun ve orta vadede tüketicinin aleyhine olacağı unutulmamalıdır.mevzuat düzenlemelerinde, getirilecek yükümlülüklerin yol açacağı maliyet artışları ve bunun tüketiciye yansıması iyi değerlendirilmelidir. Örneğin Garanti belgesinin düzenlenmesinin zorunlu kılınması maliyetleri ve fıyatları artıran bir tedbirdir ve tüketicinin garantili ve garantisiz mal tercihi serbestisini ortadan kaldırmıştır. Mevzuat konusunda aşırıya kaçmanın tüketici açısından da bir mahzuru bulunmaktadır. Tüketiciye kanunun kendisini her durumda ve her zaman koruyacağı intibaının yaratılması, tüketicinin yardıma muhtaçlık ve acizlik kompleksine girmesine neden olacağı ileri sürülmektedir 23 Netice olarak aşırı korumanın tüketicinin içinde bulunduğu zayıflık durumunun devam ettirilmesi riski taşıdığı söylenebilir. Bu itibarla alıcı-satıcı dengesini sağlamak için, hukuki kurallan gittikçe artırmak yerine tüketicinin davranışlarını değiştirmesi, rasyonalize edilmesi ve kendi kendini koruma bilincine yönlendirilmesi daha uygun bir hareket tarzıdır. Şüphesiz tüketicinin kendini koruma sorumluluğu yüklenmesinin temini ancak eğitim ve bilgilendirme ile mümkündür. Böyle bir değişim ise hemen bugünden yarına gerçekleşebilecek bir olgu değildir. 4077 sayılı Tüketicinin ve aydınlatılmasına Korunması Hakkında Kanun Tüketicinin eğitilmesi ilişkin hükümleri de kapsamaktadır (Md.20). Ancak bu eğitim ilk ve ortaöğretim ders programiarına bir ünite ilavesinin ötesine geçernemiş ve radyo ve televizyonlarda belirli oranda tüketici eğitimine yer verilmesi yolundaki TRKGM:2001/02 sayılı Tebliğ amacına ulaşamamıştır. Netice olarak, tüketicinin korunmasını amaçlayan hukuki düzenlemeler etkin ve optimum yoğunlukta olmalıdır diyebiliriz. Mevzuatla ilgilic açıklamaları tamamlamadan önce, tüketicinin korunmasıyla ilgili mevzuatın bir tek kanunda mı toplanması gerektiği veya ayrı ayrı kanunlarla mı düzenlemeler yapılması gerektiği hususunu irdelemekte yarar görmekteyiz. Şüphesiz her iki sistemin de fayda ve 23 Jean Calais-Auloy. Droit de la Consoınmation. 2e edition, 1986, s. ls. 34