ÇAĞDAŞ BİR HALK OZANI
- A demek çocuklara masal anlatıyorsun? - Sadece çocuklara değil, yetişkinlere de anlatıyorum. - Nasıl yani? Gelen oluyor mu bari? - Tabii. - Şey, peki ben de gelebilir miyim? Masalcı Judith Liberman ın gün içinde sık sık karşılaştığı bir durum bu. Pomona Üniversitesi nde tiyatro, Paris Konservatuvarı nda anlatıcılık eğitimi alan Liberman, 11 aylığına geldiği Türkiye de 11 inci yılına girdi. Çağdaş masal anlatıcılığının en önemli temsilcilerinden biri olan Liberman akıcı Türkçesiyle masal geceleri atölyeleri düzenliyor.
Siz bir masalcı mısınız? Aslında uğraştığım sanatın adı anlatma sanatı. Türkçe de masal, hikaye, öykü, fıkra, anekdot gibi pek çok şey var. Aslında hepsi storytelling, yani anlatma...
Neden bazı insanlar çok güzel anlatır bazıları hiç anlatamaz? Herkes anlatır. Homo sapiens değil, homo fabula yız diye bir söz var; yani bilen insan değil, anlatan insanız. Ama evet, bazılarının özel bir ilgisi ve yeteneği vardır.
Masallar neden önemlidir? Çünkü bize dünyanın sıradan bir yer değil, kutsal bir bahçe olduğunu, hayatın işe git-gel, yemek hazırla, televizyon izle den ibaret olmadığını gösterirler. Hayret edebilmemizi sağlarlar. Bütün o bayıldığımız filmler eski mitlerin yorumudur. Masallar insanı transa sokar. Masalda geçen tırnağa kıymık batması insanlara Ay dedirtir. İyi bir anlatıcı hiç gitmediğiniz bir yerden bahsederken o yerin kokusunu bile hissedersiniz. Ha limon yedin, ha birinin nasıl limon yediğini anlatışını dinledin... Beynin verdiği tepki aynı; ağzın sulanır. Zaten o yüzden filmlerde de ağlarız, korkarız ya da güleriz.
Unutmak istediğimiz şeyleri anlatmazsak unutur muyuz? Kendine de anlatmazsan evet. Ama Bunu unutmak istiyorum dediğin anda onu kendine hatırlattığın için unutman uzun sürer. Anlatmak dikkat etmektir. Anlattığın şey senin için önemlidir. Anlatırken hayatındaki gerçeklere şekil verirsin.
Masallar sembolik ilaçlardır diyorsunuz... Ben masalların iyileştirici gücü olduğuna inanıyorum. Bence anlatmak şifalı bir işlem, masallar da sembolik ilaçlar... Eskiden Hindistan da doktorlar, bir hastalığın psikolojik kökenini iyileştirmek için ilaç niyetine masal verirlermiş.
Kimler geliyor masal gecelerine? Farklı mesleklerden insanlar... Günlük hayatta daha iyi iletişim kurmak isteyen de geliyor, masal öğrenmek isteyen de... Daha çok yetişkinler geliyor.
Sizin bu alana ilginiz nasıl başladı? Ailem 70 lerdeki toprağa dönüş hareketindendi. Şehirden köye döndüler, dokumacılık işine başladılar. Yaşadığımız yere sürekli jonglörler, masalcılar gelirdi. O dönemde Fransa da masal geleneği yeniden canlanıyordu. Annemler de bir masalcılık derneği kurmuşlardı.
Türkiye de böyle bir bölüm yok değil mi? Şimdilik yok fakat pek çok üniversitenin ilgisi var. Sessiz, sakin ama emin adımlarla ilerliyoruz.
Türkiye de köylerde masal anlatma geleneği devam ediyor mu? Anadolu çok zengin bir anlatı toprağı. Türkiye kadar zengin bir Hindistan vardır. Arşivler masallarla dolup taşıyor. Ama anlatıcı yok. Üniversitelerin halk bilimi bölümlerinde okuyanlar da böyle söylüyor.
Buraya nasıl geldiniz? Dışişleri Bakanlığı nın açtığı bir program için geldim. Ankara da kültür ataşeliğinde çalıştım. Sonra ODTÜ de öğretim görevlisi oldum. Birkaç sene önce de İstanbul a taşındım.
Eğer masalı yarım bırakırsan lanetlenirsin * Masal okunmaz, anlatılır. Masalın yazılı hali iki sayfa arasında kalan bir kelebek gibidir, ona üfleyip can vermek gerekir. * Masalcılar arasında iki inanış vardır: Bir masal sana Beni anlat diyorsa ve sen anlatmıyorsan hasta olursun. Bir masalı yarım bırakırsan yine aynı şekilde lanetlenirsin. * Bir masalı ancak sana dokunmuşsa, senin hayatını kurtarmışsa başka insanları da etkileyecek şekilde anlatabilirsin. * Her masalın bir iskeleti vardır. Kendi versiyonunu anlatırken o iskelete zarar vermemek masalcının sanatıdır.
Eğer insanların her gün dinledikleri öyküleri değiştirebilirsek, dünyaya da değiştirebiliriz. Judith Liberman