Kanser Hastalar nda Psikiyatrik Bozukluklar ve İlişkili Etmenler



Benzer belgeler
YAYGIN ANKSİYETE BOZUKLUĞU OLAN HASTALARDA NÖROTİSİZM VE OLUMSUZ OTOMATİK DÜŞÜNCELER UZM. DR. GÜLNİHAL GÖKÇE ŞİMŞEK

KANSER HASTALARINDA ANKSİYETE VE DEPRESYON BELİRTİLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ UZMANLIK TEZİ. Dr. Levent ŞAHİN

GİRİŞ İki uçlu bozukluk: Manik episod Depresif episod Ötimi (iyilik hali) Kronik gidişli Kesin ilaç tedavisi gerektirir (akut episod ve koruyucu

UMU ETKİLEYEN ETKİLEYEN ETMENLER ETMENL

KULLANILAN MADDE TÜRÜNE GÖRE BAĞIMLILIK PROFİLİ DEĞİŞİKLİK GÖSTERİYOR MU? Kültegin Ögel, Figen Karadağ, Cüneyt Evren, Defne Tamar Gürol

KADINLARDA MASTEKTOM N N PS KOSOSYAL ETK LER

Kanserli Hasta Yönetiminde Danışman Hemşirenin Rolü

Yönetici tarafından yazıldı Perşembe, 05 Kasım :07 - Son Güncelleme Perşembe, 05 Kasım :29

Psoriazis vulgarisli hastalarda kişilik özellikleri ve yaygın psikiyatrik tablolar

İŞLEVSEL DÜZENLEMELERİN, ENGELLİ HASTA MEMNUNİYETİNE OLAN YANSIMASI ERCİYES TIP ÖRNEĞİ

PROF. DR.SEDAT ÖZKAN

ELLE SÜT SAĞIM FAALİYETİNİN KADINLARIN HAYATINDAKİ YERİ ARAŞTIRMA SONUÇLARI ANALİZ RAPORU

HEMODİYALİZ HASTALARINDA HASTALIK ALGISI ÖLÇEĞİNİN KLİNİK SONUÇLAR İLE İLİŞKİSİ

İZMİR İLİ İŞ KAZALARI VE MESLEK HASTALIKLARI İSTATİSTİKLERİ VE İŞ GÜVENLİĞİNİNKENT YAŞAMINA ETKİLERİ. Aykut AKDEMİR Maden Mühendisi

GEKA NİHAİ RAPOR TEKNİK BÖLÜM. 1. Açıklama

Obsesif KompulsifBozukluk Hastalığının Yetişkin Ayrılma Anksiyetesiile Olan İlişkisi

Bariatrik cerrahi amacıyla başvuran hastaların depresyon, benlik saygısı ve yeme bozuklukları açısından değerlendirilmesi

YAYGIN ANKSİYETE BOZUKLUĞU OLAN HASTALARDA TEMEL İNANÇLAR VE KAYGI İLE İLİŞKİSİ: ÖNÇALIŞMA

Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı Değerlendirme Notu Sayfa1

fiekil 2 Menapoz sonras dönemde kistik, unilateral adneksiyel kitleye yaklafl m algoritmas (6)

GÖRÜfiLER. Uzm. Dr. Özlem Erman

Depresyon Yayg nl ğ ve Risk Etkenleri: Huzurevinde ve Evde Yaşayan Yaşl larda Karş laşt rmal Bir Çal şma

Kronik Böbrek Hastalarında Eğitim Durumu ve Yaşam Kalitesi. Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesi Nefroloji Kliniği, Prediyaliz Eğitim Hemşiresi

KANSER HASTALARINDA PALYATİF BAKIM VE DESTEK SERVİSİNDE NARKOTİK ANALJEZİK KULLANIMI

Yrd.Doç.Dr. AYLA TUZCU

LENFOMA NEDİR? Lenfoma lenf dokusunun kötü huylu tümörüne verilen genel bir isimdir.

Dünyada ve Ülkemizde Meslek hastalıkları

İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ UYGULAMALARI

İş Sağlığı İş Sağlığı nedir? Çağdaş İş Sağlığı anlayışı nedir?

Hayata Dokunan Bir El: YEDAM (Yeşilay Danışma Merkezi)

Üniversite Öğrencilerinde Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu Belirtileri

EĞİTİM VEREN BİR DEVLET HASTANESİ PSİKİYATRİ POLİKLİNİĞİNE BAŞVURAN HASTALARIN TANI GRUPLARINA GÖRE SOSYODEMOGRAFİK ÖZELLİKLERİ

TOTEK Beşinci Dönem UZMANLIK EĞİTİMİ GELİŞİM SINAVI (UEGS) RAPORU Dr. Semih Aydoğdu Uzmanl k Eğitimi Gelişim S nav Koordinatörü

Tip 1 diyabetli genç yetişkinlerin hastalığa psikososyal uyumları ve stresle başa çıkma tarzları

Kanserde Psikososyal Sorunlar Ve Psikososyal Onkolojinin Önemi

PSİKİYATRİK BOZUKLUKLARIN EPİDEMİYOLOJİSİ*

Ara rma, Dokuz Eylül Üniversitesi Strateji Geli tirme Daire Ba kanl na ba

BAŞ BOYUN KANSERİ NEDENİ İLE CERRAHİ GİRİŞİM GEÇİREN HASTALARIN ÖZ BAKIM GÜCÜNÜN DEĞERLENDİRİLMESİ

LABORATUVARIN DÖNER SERMAYE EK ÖDEME SİSTEMİNE ETKİSİ. Prof. Dr. Mehmet Tarakçıoğlu Gaziantep Üniversitesi

İnfertilite ile depresyon ve anksiyete ilişkisi

CERRAHİ KLİNİKLERİNDE YATAN HASTALARIN ANKSİYETE VE DEPRESYON DÜZEYLERİNİN BELİRLENMESİ*

Araştırma Notu 15/177

PS K YATR DE KULLANILAN KL N K ÖLÇEKLER

DÜNYADAN HABERLER NİSAN

hükümet tabibi olarak görev yaptıktan sonra, 1988 yılında Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi nde başladığım

KEMOTERAPİ ALAN ONKOLOJİ HASTA VE YAKINLARININ ANKSİYETE -DEPRESYON DÜZEYLERİNİN İNCELENMESİ

SB Sakarya E itim ve Araflt rma Hastanesi Asinetobakterli Hastalarda DAS Uygulamalar ve yilefltirme Çabalar

Tam yağlı süt ürünleri tüketen erkeklere kötü haber

Hemşirelerin Hasta Hakları Konusunda Bilgi Düzeylerinin Değerlendirilmesi

Depresif rahatsızlık nedir?

Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi nde KLP Çalışmaları Amaçlar Yurtdışında Yan Dal süreci

ÖZGEÇMİŞ DİL ADI SINAV ADI PUAN SEVİYE YIL DÖNEM. İngilizce ÜDS ORTA 2004 Güz

BEBEK VE ÇOCUK ÖLÜMLÜLÜĞÜ 9

Bir Üniversite Hastanesi Psikiyatri Polikliniğine Başvuran Hastaların Sosyodemografik Özellikleri ile Tanı Grupları Arasındaki İlişki

İlkadım Birey Tanıma Envanteri

İZMİR KÂTİP ÇELEBİ ÜNİVERSİTESİ ENGELSİZ ÜNİVERSİTE KOORDİNATÖRLÜĞÜ VE ENGELLİ ÖĞRENCİ BİRİMİ ÇALIŞMA USUL VE ESASLARI BİRİNCİ BÖLÜM

Kalyoncu A., Pektaş Ö., Mırsal H., Yılmaz S., Serez M., Beyazyürek M.

Suç Duyurusu: Dilovası = Sanayi = Hava Kirliliği = Akciğer Kanseri? / Onur Hamzaoğlu

İÇİNDEKİLER. Duygusal ve Davranışsal Bozuklukların Tanımı 2

ALPHA ALTIN RAPORU ÖZET 26 Ocak 2016

ÇANAKKALE ONSEKİZ MART ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ

Alkol tanısı almış ve tedavi alan hastaların hastalıklarını etkileyen faktörlerin belirlenmesi*

MAKÜ YAZ OKULU YARDIM DOKÜMANI 1. Yaz Okulu Ön Hazırlık İşlemleri (Yaz Dönemi Oidb tarafından aktifleştirildikten sonra) Son aktif ders kodlarının

ÇOCUKLARDA VE ERGENLERDE İNTİHAR GİRİŞİMİ

HUZUREVİNDE YAŞAYAN YAŞLI BİREYLERDE YAŞAM KALİTESİ

Depresyon 1. Depresyon nedir? 2. Depresyon (çökkünlük) sanıldığı kadar sık mı? 3. Depresif belirtiler ile depresyon farklı mıdır?

Mizofoni: Psikiyatride yeni bir bozukluk? Yaygınlığı, sosyodemografik özellikler ve ruhsal belirtilerle ilişkisi

ŞİZOFRENİ HASTALARINDA TIBBİ(FİZİKSEL) HASTALIK EŞ TANILARININ DEĞERLENDİRİLMESİ

DEĞERLENDİRME NOTU: Mehmet Buğra AHLATCI Mevlana Kalkınma Ajansı, Araştırma Etüt ve Planlama Birimi Uzmanı, Sosyolog

Acil Servis Çalışanlarına Karşı Şiddet. Keziban Uçar Karabulut

ÖZGEÇMİŞ. Derece Bölüm Üniversite Yıl. Okullarda Uyuşturucu ve AIDS Mücadele Kulüplerinin Geliştirilmesi Semineri, 9 Ekim 2009, İZMİR

Yrd. Doç. Dr. Ayda ÇELEBİOĞLU Proje Araştırmacısı

İşte Eşitlik Platformu tanıtıldı

Cornell Demansta Depresyon Ölçeği nin Türk Yaşl Toplumunda Geçerlik ve Güvenilirliği

AĞRIİLE HUZUR EVİ OLUR MU? DR. FİLİZ ŞÜKRÜ DURUSOY

KORELASYON VE REGRESYON ANALİZİ

Evaluation of life satisfaction & depression prevalence in elderly patients administered to a family health center

BİRİNCİ BASAMAKDA PSİKİYATRİ NURAY ATASOY ZKÜ TIP FAKÜLTESİ AD

İçindekiler Şekiller Listesi

ALPHA ALTIN RAPORU ÖZET 10 Kasım 2015

Doç. Dr. Mehmet Durdu KARSLI Sakarya Üniversitesi E itim fakültesi Doç. Dr. I k ifa ÜSTÜNER Akdeniz Üniversitesi E itim Fakültesi

Banka Kredileri E ilim Anketi nin 2015 y ilk çeyrek verileri, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankas (TCMB) taraf ndan 10 Nisan 2015 tarihinde yay mland.

KEMOTERAPİ ALAN HASTALARA BAKIM VERENLERİN PSİKİYATRİK SEMPTOM DÜZEYLERİ VE BAKIM VERME YÜKLERİ

AMAÇ: Hastalarımızın ve hasta yakınlarının tedavi öncesi, tedavi sırasında ve tedavi sonrasında bilgilendirilmesini ve eğitilmesini sağlamak.

Açıklama Araştırmacı: YOK. Danışman: YOK. Konuşmacı: YOK

Onkoloji Hekimlerinin Gözünden Psikoonkoloji: "Birim Kurulurken ve Ýki Yýl Sonra" - Bir Anket Çalýþmasý

Tarifname PARKĠNSON HASTALIĞININ SEMPTOMATĠK TEDAVĠSĠNE YÖNELĠK BĠR FORMÜLASYON

Veri Toplama Yöntemleri. Prof.Dr.Besti Üstün

Şizofreni ve Bipolar Duygudurum Bozukluğu Olan Hastalara Bakım Verenin Yükünün Karşılaştırılması

14 YAŞ VE ÜZERİ BİREYLERİN ANKSİYETE VE GENEL SAĞLIK DÜZEYLERİNİN BELİRLENMESİ

DÜNYA EKONOMİK FORUMU KÜRESEL CİNSİYET AYRIMI RAPORU, Hazırlayanlar. Ricardo Hausmann, Harvard Üniversitesi

Türkiye İlaç Sektörü Strateji Belgesi ve Eylem Planı Toplantısı

Bilim Uzmanı İbrahim BARIN

KANSER VE AİLE. Dr. Hayriye Elbi Ege üniversitesi Psikiyatri A. D. Konsültasyon Liyezon Bilim Dalı

HEMODİYALİZ HASTALARININ GÜNLÜK YAŞAM AKTİVİTELERİ, YETİ YİTİMİ, DEPRESYON VE KOMORBİDİTE YÖNÜNDEN DEĞERLENDİRİLMESİ

Proje Yönetiminde Toplumsal Cinsiyet. Türkiye- EuropeAid/126747/D/SV/TR_Alina Maric, Hifab 1

SOSYAL S GORTALAR VE GENEL SA LIK S GORTASI KANUNLARI VE GERÇEKLER SEMPOZYUMU

Hipofiz adenomu; Prolaktin salgılayan hipofiz adenomu;

T.C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ PSİKİYATRİ ANABİLİM DALI EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI DÖNEM V PSİKİYATRİ STAJ DERS PROGRAMI

Transkript:

Türk Psikiyatri Dergisi 2003; 14(2):145-152 Kanser Hastalar nda Psikiyatrik Bozukluklar ve İlişkili Etmenler Dr. Figen Ç. ATEŞCİ 1, Dr. Nalan K. OĞUZHANOĞLU 2, Dr. Bahar BALTALARLI 3, Dr. Filiz KARADAĞ 1, Dr. Osman ÖZDEL 4, Nursel KARAGÖZ 5 ÖZET Amaç: Kanserli hastalarda özellikle depresyon ve anksiyete gibi psikiyatrik bozukluklar yüksek oranlardad r. Bu bozukluklar tedavi edilmedi i zaman tedavi uyumunda bozulma, hastanede kal fl sürelerinde art fl ve yaflam kalitesinde bozulma olabilir. Bu prospektif çal flmada kanserli hastalarda psikiyatrik bozukluklar n s kl ve bu s kl a etkili olabilecek etmenlerin belirlenmesi amaçlanm flt r. Yöntem: Onkoloji, dahiliye, kad n do um ve genel cerrahi bölümlerinde tedavi gören 150 kanser hastas çal flmaya al nd. Psikiyatrik tan lar DSM-IV için yap land r lm fl klinik görüflme (SCID- I) ile kondu. Ayr ca tüm hastalar Genel Sa l k Anketi (GSA) ve Hastane Anksiyete Depresyon ölçe- i (HAD) ile de erlendirildi. Bulgular: Kanser hastalar n n %28.7 si bir DSM-IV Eksen I tan s alm flt r. Depresif duygudurum ile giden uyum bozuklu u (%14) ve majör depresif bozukluk (%11.3) en s k karfl lafl lan tan lar olarak belirlendi. Psikiyatrik bozukluklar, kad nlarda, hastal n bilenlerde, geçirilmifl psikiyatrik bozukluklu u ve stres etmeni olanlarda fazlayd. Sonuç: Bu çal flmada kanser hastalar nda en fazla depresif duygudurum ile giden uyum bozuklu u ve majör depresif bozuklu un bulundu u, özk y m düflüncelerine de s k rastland saptanm flt r. Hastanede yatma, kad n cinsiyeti, hastal n bilinmesi, geçirilmifl psikiyatrik bozukluk ve stres etmenleri psikiyatrik bozukluklar için önemli risk etmenleridir. Bu sonuçlar, kanser hastalar nda t bbi tedavinin yan s ra, psikiyatrik sorunlar n tan nmas ve uygun yaklafl mlar n sa lanmas n n önemini ortaya koymaktad r. Ayr ca çal flmam zda kanser hastalar nda psikiyatrik bozukluklar tarayabilecek GSA ve HAD nin etkinli i de belirlenmifltir. Anahtar Sözcükler: Psikiyatrik bozukluk, kanser, depresif bozukluk, özk y m SUMMARY: Psychiatric Disorders in Cancer Patients and Associated Factors Objective: There is a high prevalence of psychiatric disorders, especially depression and anxiety, among cancer patients. If they are left untreated, especially depressive disorders, they may result in poor treatment compliance, increased hospital stays and reduced quality of life. The aim of this prospective study is to investigate the prevalence of psychiatric morbidity among cancer patients and the factors that predict psychiatric morbidity. Method: One hundred and fifty patients with the diagnosis of cancer who were treated in different departments of the Pamukkale University Hospital were included in this study. Psychiatric diagnoses were made according to the criteria of DSM-IV with the SCID-I interview. In addition, all patients were evaluated using the General Health Questionnaire (GHQ) and the Hospital and Anxiety Depression Scale (HADS). Results: 28.7% of cancer patients were found to have a DSM-IV Axis I diagnosis. The most common diagnoses were adjustment disorder with depressed mood (14%) and major depressive disorder (11.3%). Female gender, awareness of the diagnosis of cancer, history of previous premorbid psychiatric disorders and stress factors were correlated with psychiatric morbidity. Conclusion: In this study, the most common diagnoses were adjustment disorder with depressed mood and major depressive disorder, suicidal ideations were also frequently found. Awareness of the nature of the illness, female gender and the duration of the illness were the parameters which predicted psychiatric morbidity. Careful attention should be paid to cancer patients in order to diagnose and treat their psychiatric disorders. Furthermore, two screening instruments (GHQ and HADS) performed satisfactorily for screening of psychiatric disorders in cancer patients. Key Words: Mental disorders, neoplasm, depressive disorder, suicide 1 Yrd. Doç., 2 Doç., 4 Öğr. Gör., 5 Hem., Pamukkale Ü. T p Fak., Psikiyatri AD. Denizli. 3 Yrd. Doç., Pamukkale Ü. T p Fak., Radyasyon Onkolojisi AD., Denizli. 145

GİRİŞ Kanser tan s, hastalar için stres verici bir olayd r. İlk aşamada verilen en yayg n tepki, şok ve inanmamad r. Bu dönemde görülen; tan n n yads nmas, katlan lmas güç olan gerçeğin yaratt ğ kayg ve çaresizlik duygular na karş bir savunmad r. Bunun ard ndan k zg nl k ve depresyon gelişebilir. Zamanla hastan n gerçeği kabul edip, enerjisini ve ruhsal gücünü yeni yaşam na yöneltmesiyle uyum süreci başlar. Tedavi seçeneklerinin belirlenmesi ve tedavi program n n sunulmas kabullenişi kolaylaşt rabilir (Özkan 1999). Hastalar n kansere yükledikleri anlamlar ve hastal ğ alg lay ş biçimleri kansere verilen yan t etkilemektedir. Ayr ca t bbi, ruhsal ve sosyal etmenler de bu yan t sürecinde önemli rol oynamaktad r. Kanserin evresi, tedavinin yan etkileri, ruhsal olgunluk, aile-arkadaş desteği, ekonomik durum gibi değişkenler bu etmenler aras nda yer almaktad r. (Massie ve ark. 1993, Fawzy ve Greenberg 1996). Kanserli hastalarda psikiyatrik bozukluklar %29-47 aras nda değişebilen oranlarda bildirilmektedir. Özellikle depresyonun varl ğ tedaviye uyumu bozarak hastanede kal ş süresini ve tedavi masraflar n artt rmakta ve hastal ğ n gidişini olumsuz yönde etkileyebilmektedir (Hardman ve ark. 1989, Derogatis ve ark. 1983). Depresyon ayn zamanda özk y m gibi ciddi sorunlar da gündeme getirmektedir (Valente ve Saunders 1997). Yap lan çal şmalarda özellikle sosyoekonomik durum, sosyal destek, performans kapasitesi, son dönemde yaşanan kay plar, kanser tan s ile ilgili bilgi düzeyi gibi etmenlerin psikiyatrik bozukluklar n oran na etki ettiği saptanm şt r (Maguire ve Harrison 1994, Pettingale ve ark.1990, Derogatis ve ark. 1983). Klinisyenler için bu etmenlerin varl ğ psikiyatrik bozukluklar n araşt r lmas yönünde sinyal olabilmektedir. Psikiyatrik bozukluklar n tan nmas ve sağalt m, hastalar n tedaviye uyumunu ve yaşam kalitesini artt rabilecektir (Hardman ve ark.1989). Kanser süregen ve ölümcül bir hastal k olmas n n yan s ra duygusal, ruhsal ve davran şsal tepkilere yol açan önemli bir sorundur. Bu anlamda hastay anlayabilmek, yeni duruma uyumunu kolaylaşt rmak ve uygun yaklaş m planlamak amac yla ruhsal sorunlar n ve bu ruhsal sorunlar etkileyen etmenlerin saptanmas önemlidir. Çal şmam zda, kanserli hastalarda psikiyatrik bozukluklar n oran ve psikiyatrik bozukluklarla ilişkili olabilecek etmenlerin belirlenmesi amaçlanm şt r. GEREÇ ve YÖNTEM Araşt rma grubu, Pamukkale Üniversitesi T p Fakültesi Hastanesi onkoloji, dahiliye, kad n doğum, genel cerrahi servislerinde Eylül 2000-May s 2002 tarihleri aras nda ard ş k olarak yatarak veya ayaktan tedavi edilen kanser hastalar aras ndan seçilmiştir. Okur-yazar olmayan ve ayr nt l psikiyatrik görüşme veya test uygulamas na engel olacak düzeyde bilişsel işlev bozukluğu gösteren terminal dönemdeki on iki hasta çal şma d ş nda b rak lm şt r. Üç hasta çal şmaya kat lmay reddetmiştir. Diğer hastalar çal şma hakk nda bilgilendirilmiş ve onay veren 150 hasta çal şma grubunu oluşturmuştur. Kullan lan Ölçekler 1. Sosyodemografik Veri ve Bilgi Toplama Formu: Bu formda hastan n sosyodemografik özellikleri (yaş, cinsiyet, eğitim düzeyi, medeni durum, meslek), hastal ğ na yönelik bilgileri, uygulanan tedaviyle (türü, süresi, yan etkileri gibi) ilgili bilgileri, psikososyal stres etmenleri ve özk y m düşünceleri sorgulanmaktad r. Psikososyal stresler DSM-IV çok eksenli değerlendirme sistemine göre ilgili olduklar son bir y l içindeki yaşam olaylar na (birincil destek grubuyla olan sorunlar, toplumsal çevre ile ilişkili sorunlar, eğitimle ilgili sorunlar, mesleki sorunlar, bar nma sorunlar, ekonomik sorunlar, sağl k kuruluşlar - na ulaşma, yasal sistemle ilgili ve diğer sorunlar) göre s n fland r ld (American Psychiatric Association 1994). 2. Genel Sağl k Anketi (GSA): Hasta taraf ndan doldurulan, özellikle birinci basamak sağl k hizmetlerinde kullan lan ve psikiyatrik hastal klar tarayan bir ölçektir. Ülkemizde anketin geçerlik ve güvenilirlik çal şmalar iki farkl araşt rma ile yap lm şt r (Akb y k ve ark. 1996, K l ç 1996). Asl 60 soruluk olan anketin, 30, 28, 20 ve 12 soruluk k sa formlar kullan ld ğ nda asl kadar iyi sonuç al nan çal şmalar vard r. Zaman aç s ndan kolayl k sağlamas nedeniyle en s k kullan lan formu 12 sorulu oland r. Çal şmam zda 12 soruluk GSA kullan lm ş ve sonuçlar her bir yan t seçeneğinin 0-1-2-3 şeklinde puanland - ğ likert tipi puanlamayla değerlendirilmiştir. 146

TABLO 1. Hastalar n Sosyodemografik Özellikleri. Yaş ortalamas ( ss) 55.114.3 say % Cinsiyet Kad n 72 48 Erkek 78 52 Medeni durum Evli121 80.7 Bekar 5 3.3 Dul 23 16 Meslek Ev kad n 63 42 Serbest-çiftçi 44 29.3 Emekli32 21.3 İşçi7 4.7 Memur 2 1.3 İşsiz 2 1.3 Eğitim İlkokul 123 82 Orta 10 6.7 Lise 8 5.3 Yüksek okul 9 6 GSA-12 için kesme puan 10/11 dir. 3. Hastane Anksiyete ve Depresyon Ölçeği (HAD): Hasta taraf ndan doldurulan ve 7 si depresyon, 7 si anksiyete belirtilerini araşt ran toplam 14 maddeden oluşmaktad r. Ölçeğin amac tan koymak değil bedensel hastal ğ olanlarda anksiyete ve depresyonu k sa sürede tarayarak risk grubunu belirlemektir. HAD ölçeği Zigmond ve Snaith (1983) taraf ndan geliştirilip geçerlik ve güvenilirlik çal şmas yap lm şt r. Ülkemizde ise geçerlik ve güvenilirlik çal şmalar Aydemir (1997) taraf ndan yap lm ş olup kesme noktalar anksiyete alt ölçeği için 10, depresyon alt ölçeği için 7 olarak saptanm şt r. 4. SClD-I (Structured Clinical lnterview for DSM-IV/DSM-IV Eksen I Bozukluklar İçin Yap land r lm ş Klinik Görüşme): DSM-IV s - n fland rmas na uygun olarak geliştirilmiş, birinci eksende yer alan psikiyatrik bozukluklar n tan lar n koyma olanağ sağlayan yap land r lm ş bir görüşme yöntemidir (First ve ark. 1997). Özkürkçügil ve arkadaşlar (1999) taraf ndan Türkçe'ye çevrilerek uyarlamas yap lm şt r. İşlem Hastalara bir psikiyatri hemşiresi taraf ndan ruhsal sağl k sorunlar n değerlendirmek amac yla Genel Sağl k Anketi (GSA) ve Hastane Anksiyete Depresyon Ölçeği (HAD) verildi. Ard ndan ölçek sonuçlar yla ilgili bilgisi olmayan bir psikiyatri uzman, hastalara psikiyatrik değerlendirme amac yla DSM-IV için Yap land r lm ş Klinik Görüşme (SCID-I) uygulad. Yine bu görüşme s - ras nda hastalar n sosyodemografik özellikleri taraf m zdan haz rlanan "bilgi toplama formu" ile değerlendirildi. İstatistiksel Değerlendirme Bulgular n istatistiksel değerlendirmesi SPSS for Windows 10.0 paket program yla yap lm şt r. Devaml değişkenler için iki grup ortalamas n n karş laşt r lmas nda Students t-testi, Mann Whitney U testi ve kategorik değişkenler için kikare testi kullan lm şt r. Çapraz tablolarda beklenen değerlerin 5 den küçük olduğu durumlarda Fisher kesin ki-kare testi uygulanm şt r. Hastal k süresi ile GSA ve HAD puanlar ortalamalar aras ndaki ilişki Pearson korelasyon analiziyle araşt r lm şt r. BULGULAR Hasta grubu 72 kad n (% 48) ve 78 erkek (% 52) toplam 150 hastadan oluşmakta, hastalar n 115 i (%23.3) ayaktan, 35 i (%76.7) ise yatarak tedavi görmekteydi. Kad n hastalar (51.6 14.4), erkekler hastalara (58.3813.62) göre daha gençti (t=-2.91, p=.04). Hastalar n tüm sosyodemografik özellikleri Tablo 1 de görülmektedir. Tablo 2 de görüldüğü gibi hasta grubumuzda en s k karş laş lan kanser türü hematolojik kanserlerdi. Hastal k süreleri incelendiğinde, büyük çoğunluğunun (%80.7) birinci y l içinde olduğu görüldü. Hastalar n yaklaş k yar s n n (%54, s:81) kanser tan s hakk nda bilgisi yoktu, %26.7 si (s:40) tan s n bilmekte, %19.3 ü (s:29) ise tahmin etmekteydi. Tan lar n genellikle doktorlardan öğrenilmediği, hastal ğ n araşt rma süreci ve uygulanan tedaviden dolay tahmin edildiği dikkat çekiciydi. Hastalar n %73.3 ü uygulanacak tedavinin türü, süresi, yan etkileri ve etkinliği gibi konularda bilgi sahibi değildi. Görüşmeler sonras 43 hastada (%28.7) psikiyatrik bozukluk saptand (Tablo 3). Tüm psikiyatrik bozukluklar n s ras yla, %48.8 ini depresif duygudurum ile giden uyum bozukluğu, %39.5 ini majör depresif bozukluk, %7 sini anksiyete ile giden uyum bozukluğu, %2.3 ünü yayg n anksiyete bozukluğu ve yine %2.3 ünü somatizasyon bozukluğu oluşturdu. Psikiyatrik bozuk- 147

TABLO 2. Kanser Tan lar n n Dağ l m. Tan Say % Hematolojik 36 24 Kad n genital 23 15.3 GIS (mide, kolon, rektum) 23 15.3 Akciğer 18 12 Üroloji (mesane, böbrek) 15 10 Meme 13 8.7 Baş-boyun 10 6.7 Cilt 6 4 Beyin 5 3.3 Primeri bilinmeyen metastatik kanser 1 0.7 luklar, yatan hasta grubunda (%42.9) ayaktan tedavi gören hastalardan (%24.3) yüksek bulundu (x 2 = 4.49, p=.03). Cinsiyetler aç s ndan incelendiğinde kad nlarda (%36.1) erkeklerden (%21.4) fazlayd (x 2 = 3.7, p=.05). Ölçekler ile psikiyatrik tan ilişkisine bak ld - ğ nda; psikiyatrik tan l grubun GSA ve HAD puanlar (17.836.47, 19.259.47) tan s olmayanlardan (10.714.65, 6.865.81) anlaml derecede yüksekti (Mann Whitney U test, z=-6.07, -7.07, p=.001) ve pozitif korelasyon göstermekteydi (r=802, p=.001). GSA ve HAD n depresyon ve anksiyete alt ölçeklerinin duyarl l klar s ras yla; %86, %68.4, %75, özgüllükleri ise; %56, %85.7, %91.1 olarak saptand. Özk y m düşünceleri 18 hasta (%12) taraf ndan belirtildi. Kendilerini öldürme düşüncelerinden söz eden hastalar çocuklar n n varl ğ ve/veya dini inançlar nedeniyle böylesi bir eylemi gerçekleştirme cesaretlerinin olmad ğ n belirttiler. Özk y m düşünceleri olan hastalarda psikiyatrik bozukluk oran (%55.6, s:10 ), olmayanlardan (%25, s:33) yüksekti (x 2 = 7.2, p=.07). Bu hastalardaki psikiyatrik tan lar incelendiğinde %33.4 ünde majör depresif bozukluk, %11.2 sinde depresif duygudurum ile giden uyum bozukluğu, %5.5 inde anksiyete ile giden uyum bozukluğu ve yine %5.5 inde yayg n anksiyete bozukluğu saptand. Kanser tan s n n bilinmesi özk y m düşüncelerini önemli derecede etkilememekte, bilenlerde %15, bilmeyenlerde ise %12.3 olarak birbirine oldukça yak n bulunmaktayd. Tahmin edenlerde ise %6.9 olarak saptand. Çal şma grubundaki hastalar n %32 si aile bireylerinin yeterince destek olmad klar n ve kendilerini yaln z hissettiklerini ifade etmişlerdir. Bu grup hastalarda (%25, s:12) ailesel sorun tan mlamayanlara (%5.9, s:6) oranla anlaml derecede yüksek düzeyde özk y m düşüncesi saptand (x 2 =11.1, p=.002). Hastalar n %8.7 sinde önceden geçirilmiş bir psikiyatrik bozukluk vard. Tan lar s ras yla anksiyete bozukluklar (%4), depresif bozukluklar (%3.3), alkol bağ ml l ğ (%0.7) ve somatoform bozukluk (%0.7) olarak saptand. Geçirilmiş psikiyatrik bozukluğu olan hastalarda, görüşme s ras nda saptanan psikiyatrik bozukluklar (%69.2) anlaml derecede yüksekti (Fisher s exact test, p=.02). Kanser tan s n bilen hastalarda psikiyatrik bozukluk oran %35, tahmin edenlerde %41.4, bilmeyenlerde ise %21 olarak saptand (p>.05). Kanser olduğunu tahmin eden hastalar tan s n bilen hastalarla ayn grupta ele al n p incelendiğinde; psikiyatrik bozukluk %37.7 oranla, tan y bilmeyenlerden (%21) anlaml derecede yüksek bulundu (x 2 = 5.07, p=.02). Tan n n bilinmesi ile eğitim düzeyleri ve kanser hastal ğ n n süresi aras nda anlaml bir ilişki bulunmad. Stres etmenleri incelendiğinde hastalar n %46.6 s n n psikososyal sorun tan mlad ğ, %34 oranla birincil destek grubu ile ilgili sorunlar n çoğunlukta olduğu, bunu %10 ile ekonomik, %1.3 ile mesleki ve yine %1.3 ile diğer sorunlar n izlediği saptand. Birincil destek grubuyla ilgili sorun tan mlayan hastalar n %94.1 i aile yak nlar n n (eş ve çocuklar) kendilerine yeterince yard mc olmad klar n, anlamad klar n ve yaln z b rakt klar n ifade ettiler. Hastalar n %24.7 sinin kanser tan s na ek olarak başka bir fiziksel hastal ğ bulunuyordu. Bu hastal klar içinde diyabet en s k karş laş lan tan oldu (%10). Psikiyatrik tan s olan hastalarda, diğerlerine göre yüksek oranda stres etmeni (%62.8, s:27) saptand (x 2 = 6.2, p=.01). Ancak ek fiziksel hastal klar n varl ğ yla psikiyatrik tan aras nda anlaml bir ilişki saptanmad (p>.05). Tablo 4 te görüldüğü gibi kad n hastalar n tüm ölçek puanlar erkek hastalardan, stres etmeni tan mlayan hastalar n, tan mlamayanlardan ve hastal k süresi bir y ldan uzun olan hastalar n, birici y l n içinde olanlardan anlaml olarak yüksekti. Hastal k süresi ile GSA (Pearson korelasyon testi, r=0.190, p=.02) ve HAD-anksiyete (r=0.161, p=.04) puanlar aras nda pozitif korelasyon saptand. 148

TABLO 3. Kanser Hastalar n n Psikiyatrik Tan Dağ l m. Psikiyatrik Tan Kad n Erkek Toplam s % s % s % Depresif duygudurum ile giden uyum bozukluğu 10 6.7 11 7.3 21 16 Anksiyete ile giden uyum bozukluğu 3 2 - - 3 16 Majör depresif bozukluk 12 8 5 3.3 17 11.3 Yayg nlaşm ş anksiyete bozukluğu - - 1 0.7 1 0.7 Somatizasyon bozukluğu 1 0.7 - - 1 0.7 Toplam 26 17.4 17 11.3 43 28.7 Tan yok 46 30.7 61 40.7 107 71.3 TARTIŞMA Çal şmam zda kanser hastalar nda, %28.7 olarak saptanan psikiyatrik bozukluk oran Hardman ve arkadaşlar n n (1989) bildirdiklerine (%29) yak n olmakla birlikte, diğer çal şmalarda bulunan (%38-77) oranlardan görece düşüktü (Derogatis ve ark. 1983, Devrimci ve Ünlüoğlu 1998, Şenol ve ark. 1994). Bu düşük oran, diğer çal şmalardaki hasta grubu say s ve kanser evrelerinin bizim hasta grubumuzdan farkl oluşundan kaynaklanm ş olabilir. Özellikle terminal dönem kanser hastalar nda, organik mental bozukluklar n s kl ğ psikiyatrik tan oranlar n artt ran bir etmendir. Minagawa ve arkadaşlar n n (1996) çal şmas nda ileri evre kanser hastalar nda %53 oran nda psikiyatrik bozukluk saptanm ş ve bunlar n %42 sinde deliryum, demans gibi tan lar bildirilmiştir. Oysa biz çal şma grubumuzu oluştururken ileri düzeyde bilişsel işlev bozukluğu olan hastalar d şlad ğ m z için terminal dönemde görülen deliryum, demans gibi organik beyin bozukluklar na rastlanmad. Psikiyatrik bozukluklar yatan kanser hastalar nda, ayaktan izlenenlere oranla daha yüksek bulunmuştur (Aass ve ark.1997, Anuk ve ark. 1999). Ayn sonuç bizim hasta grubumuzda da saptand. Olas l kla, hastanede tedaviyi gerektirecek düzeyde bir sağl k sorununun varl ğ ve hastane ortam nda bulunma, bireylerin stresini artt rarak baş etme becerilerini azaltmaktad r. Önceki çal şmalara benzer olarak (Hardman ve ark. 1989, Alexander ve ark. 1993, Baştürk ve ark 1994, Soysal ve ark.1991) hastalar m zda depresif duygudurum ile giden uyum bozukluğu (%14) ve majör depresif bozukluk (%11.3) en s k karş laş lan tan lar olarak belirlendi. Derogatis ve arkadaşlar (1983) DSM-III-R kullanarak psikiyatrik tan lar araşt rd klar bir çal şmada; hastalar n %53 ünün strese normal bir yan tla uyum gösterdiklerini, %47 sinin ise bir psikiyatrik bozukluğa sahip olduğunu bildirmişlerdir. Psikiyatrik bozukluk tan lar n n %68 i depresif duygudurum ile ya da anksiyete ile giden uyum bozukluğu olarak ilk s rada yer almaktad r. Çal şmam zda da uyum bozukluklar %55.8 oranla ilk s rada yer ald. Kanser tan s na genel olarak uyum dönemleri ile yan t verildiği, zamanla bedensel sağl ğ n yitimine duyulan üzüntü ve ölüme ilişkin kayg gibi nedenlerle klinik düzeyde depresyon gelişebileceği bildirilmiştir. (Elbi 1994, Angelino ve Treisman 2001). Kanser hastalar n n %25 nin hastal klar n n bir döneminde majör depresif bozukluk geçirebilecekleri öngörülmektedir (Valente ve Saunders 1997, Bottomley 1998). Bizim hasta grubumuzda majör depresyon, uyum bozukluklar ndan sonra ikinci s rada bulundu. Benzer olarak Derogatis ve arkadaşlar (1983) uyum bozukluğundan sonra, %13 oranla majör depresif bozukluğunun geldiğini saptam şlard r. Önceden var olan psikiyatrik sorunlar kanser hastalar nda psikiyatrik bozukluklara yatk nl k sağlayan önemli etmenlerden biri olarak bildirilmektedir (Fawzy ve Greenberg 1996, Massie ve Holland 1990, Pirl ve Roth 1999). Bizim çal şmam zda da psikiyatrik bozukluğu olan hastalar - m zda, geçirilmiş psikiyatrik bozukluk öyküsü yüksek oranda bulundu. Kanser gibi insan yaşam n tehdit eden bir stresle karş laşan ve geçirilmiş ruhsal sorunlar olan bireyler, yeni durumla baş etmede yetersiz kalabilmekte dolay s yla uyum sürecini başlatmada güçlükler yaşayabilmektedirler. Baz izlem çal şmalar nda hastalardaki depresyon ve anksiyete düzeylerinin hastal k süresi uzad kça artt ğ bildirilmektedir (Nordin ve ark. 2001, Ell ve ark. 1989). Çal şmam zda da hasta- 149

TABLO 4. Gruplar n Ölçek Puanlar. HAD HAD-D HAD-A GSA Cinsiyet Kad n Erkek t değeri 12.06 8.89-2.18* 9.68 8.06 6.16 4.61 1.91* 5.20 4.70 5.58 4.30 2.21* 4.95 3.72 14.33 11.29 3.11** 6.55 5.36 Stres Var (s:70) Yok (s:80) t değeri 12.48 8.61-2.68** 9.35 8.30 6.51 4.35-2.70** 5.10 4.70 5.94 4.30-2.30* 4.73 3.99 15.10 10.70-4.67*** 6.44 5.06 Süre 1y l (s:122) <1y l (s:28) z değeri 9.53 14.28-2.61** 8.60 9.77 4.95 7.10-1.88* 4.78 5.58 4.58 7.17-3.10** 4.22 4.69 12.05 15.78-2.42** 5.57 7.52 *:p<.05, **:p<.01, *** : p<.001 GSA: Genel Sağl k Anketi, HAD: Hastane Anksiyete ve Depresyon Ölçeği, HAD-D: HAD depresyon alt ölçeği, HAD-A: HAD anksiyete alt ölçeği. l k süresi uzad kça GSA ve HAD-anksiyete puanlar artmaktayd. Yap lan çal şmalarda, kontrol edilemeyen ağr, tedavi edilmemiş depresyon, yetersiz sosyal destek, madde kullan m, ailede özk y m varl ğ, kay p gibi etmenlerin özk y m riskini artt rd ğ saptanm şt r (Emanuel ve ark. 1996, Valente 1993, Roth ve Holland 1994). Hastalar n umutsuzluk, değersizlik ve yaşamdan vazgeçmişlik duygular, özk y m riskinin tan nmas n sağlayan ifadelerdir. Kanserli hastalarda %8 oran nda bulunan özk y m düşünceleri özellikle terminal dönemdeki hastalarda artmakta ve %2-6 oranlar nda özk y m girişimi görülmektedir (Valente 1993, Fawzy ve Greenberg 1996, Valente ve Saunders 1997). Çal şmam zda hastalar n özk y m düşünceleri %12 oran nda saptanm şt r. Kendilerini öldürme düşüncelerinden söz eden bu hastalar herhangi bir girişimde bulunmam şlar, özellikle çocuklar n varl ğ ve dini inançlar n n eylemi gerçekleştirmelerine engel olduğunu ifade etmişlerdir. Yap lan çal şmalarda özellikle depresyonun eşlik ettiği durumlarda özk y m riskinin artt ğ ayr ca madde kötüye kullan m, umutsuzluk, sosyal desteklerin yetersizliği, hastal ğ n ilerlemiş olmas gibi etmenlerin de riski artt rd ğ bildirilmiştir ( Pirl ve Roth 1999, Valente ve Saunders 1997). Bizim çal şmam zda özk y m düşüncesi olan hastalarda, ailesel sorunlar ve psikiyatrik bozukluklar anlaml derecede yüksekti ve özellikle depresif bozukluklar %80 oranla ilk s radayd. Görüldüğü gibi; psikiyatrik sorunun varl ğ ve sosyal desteğin yetersizliği özk y m düşüncelerini artt rmaktad r. Bu nedenle psikiyatrik soruna yönelik sağalt m ve destekleyici yaklaş mlar n planlanmas önemlidir. Ülkemizde yap lan çal şmalarda kanser tan s - n bilmeme oranlar %20 ile %37 aras nda değişmektedir (Elbi ve ark. 1992, Şenol ve ark. 1994, Devrimci ve Ünlüoğlu 1998, Ersoy 2000). Bizde ise bu oran % 54 olarak saptand. Çal şmam zda hastalar m z n çoğunluğunun erken dönemde oluşu, olas l kla yads ma eğilimini artt rmakta ve doktorlar n tan y söylemekten kaç nma tutumlar yla da bu eğilim desteklenmektedir. Hastalar - m z n çoğu hastanenin çeşitli birimlerinde tedavi görmekte, ancak bir k sm onkoloji birimi taraf ndan izlenmekteydi. Bu durum hastalarda kanser değil de, başka bir hastal ğ olabileceği düşüncesini kolaylaşt rarak yine yads ma eğilimini artt rm ş olabilir. Çünkü kanser gibi ölümcül bir hastal ğa sahip olmak ciddi bir kay p duygusu yaratmakta, sakat kalarak başkalar na bağ ml olacağ, yak nlar n n kendisinden uzaklaşabileceği korkular na yol açabilmektedir. Alexander ve arkadaşlar n n (1993) yapt klar bir çal şmada, tan s n bilmeyen hastalarda psikiyatrik bozukluklar n düşük olduğu ve tedavi sonuçlar ndan daha fazla ümitli olduklar gösterilmiştir. Bizim çal şmam zda da psikiyatrik bozukluklar, kanser tan s n bilmeyen hastalarda bilenlere oranla daha az gözlendi. Tersine, Montgomery ve arkadaşlar (1999) iyi bir bilgilendirmeyle hastalar n psikolojik sorunlara daha az maruz kald ğ n ve daha iyi uyum yapabildiklerini saptam şlard r. Benzer olarak Ersoy un çal şmas nda da (2000) kanser tan - 150

s n bilen hastalarda Beck depresyon puanlar anlaml derecede düşük bulunmuştur. Bizim kanser tan s n bilen hastalar m zda bilgilenme, sağl k çal şanlar n n desteğiyle aç klanmaktan çok sezgisel ve dolayl yollarla olmuştur. Bu durum olas l kla kansere atfedilen tüm olumsuz düşüncelerle birlikte psikiyatrik bozukluklar n kanser tan s - n bilmeyen hastalardan daha yüksek oranda saptanmas na neden olmuştur. Bu sonuçlar tan ile ilgili bilgilendirmede, hastan n kişisel, kültürel özelliklerinin göz önüne al nmas n n ve bu süreçte onkoloji ile psikiyatri klinikleri aras nda kurulacak işbirliğinin önemini göstermektedir. Duygusal iletişim ve gelecekle ilgili birçok alanda paylaş m n ifadesi olan sosyal desteklerin olmamas, kanser hastalar nda psikiyatrik bozukluklar için önemli bir risk etmeni kabul edilmektedir (Breitbart 1995). Nordin ve arkadaşlar (2001) kanser hastalar nda özellikle duygusal ve maddi destek yetersizliğinin, anksiyete ve depresyon için risk etmeni olduğunu bildirmişlerdir. Bizim hastalar m z n da yaklaş k yar s nda bildirilen ve genellikle birincil destek grubu ile ilgili olan psikososyal stres etmenleri, psikiyatrik bozukluğu olan hastalarda daha fazlayd. Bu hastalar duygusal destek kaynağ olan eş veya çocuklar n n kendilerini yeterince anlamad klar n, tedavi aşamas nda yard mc olmad klar n ve yaln z b rak ld klar n ifade ettiler. Hasta yak nlar ile hastal ğ ve hastay anlamaya yönelik yap lacak çal şmalar, stres etmeni olarak alg lanan bu durumun değişmesine ve ilişkili psikiyatrik sorunlar n azalmas na yol açabilecektir. Kanser hastalar nda psikiyatrik hastal klar n bireyi olumsuz yönde etkilediği, hastal ğ n seyrini ve yaşam kalitesini önemli ölçüde bozduğu göz önüne al n rsa, erken tan ve tedavi amac yla onkoloji kliniklerinde kullan labilecek baz tarama testlerinin önemi artmaktad r. Bu testlerin belirlenmesi için yap lan çal şmalarda, özellikle kullan m kolayl ğ aç s ndan GSA ile bedensel belirti içermeyen HAD seçilmiş ve duyarl l klar %65-75, özgüllükleri ise %60-90 gibi oranda bulunarak kullan labilecek testler olarak bildirilmiştir (Hopwood ve ark. 1991, Costantini ve ark. 1999, Le Ferve ve Devereux 1999). Çal şmam zda ölçeklerin geçerlik ve güvenilirliklerini araşt rmay amaçlamad k, ancak GSA ve HAD n kanser hastalar ndaki psikiyatrik bozukluklar, depresyon ve anksiyeteyi tan mada etkili olduğunu gördük. Sonuç olarak; çal şmam zda çoğu erken dönemde olan kanser hastalar n n %28.7 sinde psikiyatrik bozukluk saptanm şt r. Depresif duygudurum ile giden uyum bozukluğu ve major depresyon tan lar en s k saptanan iki tan grubu olmuştur. Psikiyatrik bozukluklar, en çok kad nlarda, hastanede yatanlarda, tan s n bilenlerde, geçirilmiş psikiyatrik bozukluğu olanlarda ve stres etmeni tan mlayanlarda saptanm şt r. Ayr ca GSA ve HAD n kanser hasta grubundaki psikiyatrik bozukluklar tan madaki etkinliği de ortaya konulmuştur. KAYNAKLAR Aass N, Fossa SD, Dahl AA ve ark. (1997) Prevalence of anxiety and depression in cancer patients seen at the Norwegian Hospital. Eur J Cancer, 33:1597-1604. Akb y k Dİ, Önder ME, Gökkurt E ve ark. (1996) Genel sağl k anketi: üç ayr puanlama yöntemine göre geçerlik ve test-tekrar test güvenirliği. 3P Dergisi, 4: 91-99. Alexander PJ, Dinesh N, Vidyasagar MS (1993) Psychiatric morbidity among cancer patients and its relationship with awareness of illness and expectations about treatment outcome. Acta Oncologica, 32: 623-626. American Psychiatric Association (1994) Diagnostic and Statistical Manual of Mental Disorders. IV. Bask. Washington DC, AP Press (American Psychiatric Press). Angelino AF, Treisman GJ (2001) Major depression and demoralization in cancer patients: diagnostic and treatment considerations. Support Care Cancer, 9: 344-349. Anuk D, Özkan M, Alçalar N (1999) İ.Ü.İTF konsültasyon liyezon psikiyatrisi bilim dal psikoonkoloji çal şmalar n n 2 y ll k dökümü. Konsültasyon-Liyezon Psikiyatrisi 1998-1999. İstanbul, s.140-152. Aydemir Ö (1997) Hastane anksiyete ve depresyon ölçeği Türkçe formunun geçerlilik ve güvenilirlik çal şmas. Türk Psikiyatri Dergisi, 8: 280-287. Baştürk M, Ünal A, Turan T ve ark. (1994) Kanserli hastalarda mental bozukluklar. Erciyes T p Dergisi 16: 15-20. Bottomley A (1998) Depression in cancer patients: a literature rewiew. Eur J Cancer, 7: 181-191. Breitbart W (1995) Identifying patients at risk for, and treatment of major psychiatric complications of cancer. Support Care Cancer, 3: 34-60. Costantini M, Musso M, Viterboli P ve ark. (1999) Detecting psychological distress in cancer patients: validity of the Italian version of the Hospital Anxiety and Depression Scale. Support Care Cancer, 7: 121-127. Derogatis LR, Morrow GR, Fetting J (1983) The prevalence of pschiatric disorder among cancer patients. JAMA, 297: 751-755. Devrimci H, Ünlüoğlu G (1998) Kanser hastalar ve yak nlar nda psikiyatrik bozukluklar. 3P Dergisi, 6: 196-206. Elbi H, Özaydemir G, Tamar M ve ark. (1992) Bir grup kanserli hastada psikososyal sorunlar ve yaklaş m. XVIIth Congress of the European Soicety for Medical Oncology. 7-10, Kas m, Lyon, France. 151

Elbi H (1994) Kanserli hastada depresyon. Depresyon. Bekaroğlu M (Ed), Trabzon, s. 217-223. Ell K, Nishimoto R, Morvay T ve ark. (1989) A longitudinal analysis of psychological adaptation among survivors of cancer. Cancer, 63: 406-413. Emanuel EJ, Fairclough DL, Daniels ER ve ark. (1996) Euthanasia and physician-assisted suicide: attitudes and experiences of oncology patients, oncologists, and the public. Lancet 347: 1805-1810. Ersoy MA (2000) Kanser hastalar nda inkar, tedavi ekibiyle ilişki, bilgilendirme, kanser tan s n n söylenmesi, alternatif tedavi yöntemlerine başvurma ve depresyon ilişkisinin incelenmesi. 3P Dergisi, 8: 17-26. Fawzy FI, Greenberg DB (1996) Oncology. Textbook of Concultation-Liaison Psychiatry, Rundel JR, Wise MG (Eds) Washington DC, American Psychiatric Press, s. 673-694. First MB, Spitzer RL, Gibbon M ve ark. (1997) Structured Clinical Interview for DSM-IV Clinical Version (SCID-I/CV). American Psychiatric Press, Washington D.C. Hardman A, Maguire P, Crowther D (1989) The recognition of psychiatric morbidity on a medical oncology ward. J Psycosom Researc, 33: 235-239. Hopwood P, Howell A, Maguire P (1991) Screening for psychiatric morbidity in patients with advanced breast cancer: validation of two self-report questionnaires. Br J Cancer, 64: 353-356. K l ç C (1996) Genel sağl k anketi: güvenilirlik ve geçerlilik çal şmas. Türk Psikiyatri Dergisi, 7: 3-9. Le Ferve P, Devereux J (1999) Screening for psychiatric illness in the palliative care inpatient setting : a comparison between the Hospital Anxiety and Depression Scale and the General Health Questionnaire-12. Pall Med, 13: 399-409. Maguire P, Harrison J (1994) Predictors of psychiatric morbidity in cancer patients. Br J Psychiatry, 165: 593-598. Massie M, Holland J (1990) Depression and the cancer patients. J Clin Psychiatry, 51: 12-17. Massie M, Holland J, Passik S (1993) Kanserin psikiyatrik yönleri (çev.h Elbi). Liyezon Psikiyatrisi Sempozyumu, Özkan S (Ed), İstanbul, s. 221-238. Minagawa H, Uchitomi Y, Yamawaki S ve ark. (1996) Psychiatric morbidity in terminally iii cancer patients. Cancer, 78: 1131-1137. Montgomery C, Lydon A, Lloyd K (1999) Psychological distress among cancer patients and informed consent. J Psychosom Res, 46: 241-245. Nordin K, Berglung G, Glimelius B ve ark. (2001) Predicting anxiety and depression among cancer patients: a clinical model. Eur J Cancer, 37: 376-384. Özkan S (1999) Psikiyatrik ve psikososyal aç dan kanser. Konsültasyon-Liyezon Psikiyatrisi 1998-1999. İstanbul, s.140-152. Özkürkçügül A, Aydemir Ö, Y ld z M ve ark. (1999) DSM-IV Eksen I Bozukluklar İçin Yap land r lm ş Klinik Görüşmenin Türkçe ye uyarlanmas ve güvenilirlik çal şmas. İlaç ve Tedavi Dergisi, 12: 233-236. Pettingale KW, Morris T, Greer S (1990) Mental attitudes to cancer: an additional prognostic factor. Lancet, 1: 49-50. Pirl FW, Roth JA (1999) Diagnosis and treatment of depression in cancer patients. Oncology, 13: 1293-1306. Roth AJ, Holland JC (1994) Treatment of depression in cancer patients. Prim Care Cancer, 14: 23-29. Soysal H, Arkonaç O, Erkoç S ve ark. (1991) Meme kanserli hastalarda mizaç ve anksiyete bozukluklar. Düşünen Adam, 4: 47-79. Şenol S, Bitlis V, Ünal E ve ark. (1994) Kanser teşhis ve tedavisi amac ile bir cerrahi kliniğinde yatan hastalarda psikiyatrik tan lar. Türk Psikiyatri Dergisi, 5: 103-108. Valente SM, Saunders F (1997) Diagnosis and treatment of major depression among people with cancer. Cancer Nursing, 20: 168-177. Valente SM (1993) Evaluating suicide risk in the medically ill patient. Nurse Pract, 18: 41-49. Zigmond AS, Snaith PR (1983) The hospital anxiety and depression scale. Acta Psychiatr Scand, 67: 361-370. 152