Türk Hükümetine Memorandum

Benzer belgeler
Türkiye Türk Hükümetine Memorandum

2016 YILI İLK 6 AY DOĞU VE GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİ

2016 YILI İLK 9 AY DOĞU VE GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİ

2016 YILI DOĞU VE GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİ

COUNCIL OF EUROPE AVRUPA KONSEYİ AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ ÜÇÜNCÜ DAİRE. Nezir KÜNKÜL/TÜRKİYE (Başvuru no /00) KARAR STRAZBURG

İNSAN HAKLARI DERNEĞİ 2017 YILI İLK 3 AY DOĞU VE GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİ İNSAN HAKLARI İHLALLERİ RAPORU BİLANÇO 05 MAYIS 2017 İHD DİYARBAKIR ŞUBESİ

OHAL KAPSAMINDAKİ SORUŞTURMA VE KOVUŞTURMALARDA AVUKATLARIN SAVUNMA HAKLARININ KISITLANMASI KONULU ARAMA KONFERANSI SONUÇ RAPORU

İNSAN HAKLARI DERNEĞİ 2017 YILI İLK 6 AY DOĞU VE GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİ İNSAN HAKLARI İHLALLERİ RAPORU -BİLANÇO-

TÜRKİYE DE CEZA VE ADALET SİSTEMİ

İNSAN HAKLARI DERNEĞİ 2017 YILI İLK 9 AY DOĞU VE GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİ İNSAN HAKLARI İHLALLERİ RAPORU -BİLANÇO-

ANAYASA MAHKEMESİ İKİNCİ BÖLÜM TEDBİRE İLİŞKİN ARA KARAR

2:Ceza muhakemesinin amacı nedir? =SUÇUN İŞLENİP İŞLENMEDİĞİ KONUSUNDAKİ MADDİ GERÇEĞE ULAŞMAK

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ İKİNCİ DAİRE. KESHMIRI/TÜRKİYE (Başvuru no /08) KARAR STRAZBURG. 13 Nisan 2010

Savcıların Mesleki Sorumluluk Standartları ile Temel Görev ve Hakları Beyannamesi*

Türkiye. İfade, Örgütlenme ve Toplanma Özgürlüğü

Tanzimat tan Günümüze Anayasal Gelişmelerde Temel Hakları Sınırlayan Ceza Muhakemesine İlişkin Düzenlemeler

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ İKİNCİ DAİRE. GEÇGEL ve ÇELİK/TÜRKİYE (Başvuru no. 8747/02 ve 34509/03) KARAR STRAZBURG.

2 Kasım Sayın Bakan,

İLTİCA HAKKI NEDİR? 13 Ağustos 1993 tarihli Fransız Ana yasa mahkemesinin kararı uyarınca iltica hakkinin anayasal değeri su şekilde açıklanmıştır:

2017 İNSAN HAKLARI İHLAL RAPORU

Trans Olmak Suç Değildir!

Adli Yardım Temsilini Geliştirmek: Küresel Standartların Uygulanması

Uluslararası Af Örgütü. Türkiye: Đşkence Karşıtı Komite ye sunulan bilgilendirme raporu

D.B. / Türkiye (33526/08) AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ KARARI. Aşağıdaki metin kararın resmi olmayan özetidir. Özet

İNSAN HAKLARI GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI ARALIK AYI İNSAN HAKLARI İHLAL RAPORU ARALIK 2012

Birleşmiş Milletler Avukatların Rolüne İlişkin Temel İlkeler Bildirgesi (Havana Kuralları)

EUROPEAN COURT OF HUMAN RIGHTS AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASA MAHKEMESİ BİRİNCİ BÖLÜM KARAR BİLAL MÜŞTAK BAŞVURUSU. (Başvuru Numarası: 2014/233)

Her türlü alıkonulma yerinin düzenli ziyaretler yolu ile denetlenerek kişilerin işkence ve kötü muameleye karşı etkin biçimde korunması amacını

TÜRKİYE. İfade, Örgütlenme ve Gösteri Hakkı Özgürlüğü

2006 Yılı Türkiye Đnsan Hakları Đhlalleri Bilançosu

30 Temmuz 2008 tarihinde Mahkeme başvuru sahiplerinin 3 Eylül 2008 e dek İran a sınır dışı edilmemeleri hakkında 39 sayılı Kuralı yayınladı.

T.C. AİLE VE SOSYAL POLİTİKALAR BAKANLIĞI Trabzon Koza Şiddet Önleme ve İzleme Merkezi PINAR ÖŞME PSİKOLOG

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...V ÜÇÜNCÜ BASKIYA SUNUŞ... VII İKİNCİ BASKIYA SUNUŞ... IX SUNUŞ... XI İÇİNDEKİLER... XIII KISALTMALAR...XIX

BİRİNCİ KİTAP DENETİM MEKANİZMASI (KURUMSAL HÜKÜMLER) BirinciBölüm GİRİŞ

Türkiye de Çocukların Terör Suçluluğu. Dr. Yusuf Solmaz BALO

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...V ÖZET...VII ABSTRACT...VIII İÇİNDEKİLER...IX KISALTMALAR LİSTESİ...XV GİRİŞ...1

AVRUPA İNSAN HAKLARI SÖZLEŞMESİ

Çocuk İstismarını ve İhmalini Önleme Kongresi Eylül 2009 Ankara

Özet Rapor. Kürt Öz Yönetim Güçleri Tarafından Gerçekleştirilen Tutuklama Sayıları ve Zorla Kaybolma Vakalarındaki Artış. Pazartesi, Şubat 18, 2019

KADIN DOSTU AKDENİZ PROJESİ

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASA MAHKEMESİ

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASA MAHKEMESİ

SAVCILARIN ROLÜNE DAİR İLKELER

AKOFiS. Halkla İlişkiler Başkanlığı

OHAL Bilançosu, Hak İhlalleri Raporu

ÖNSÖZ 3 EMNİYET GENEL MÜDÜRLÜĞÜ YAZISI 5 İÇİNDEKİLER 7-12 KANUNLAR VE KAYNAKLAR BİRİNCİ BÖLÜM Genel Bilgiler Dersin adı ve konusu 17

ZORLA KAYIP EDİLMEYE KARŞI HERKESİN KORUNMASINA DAİR BİLDİRİ

İKİNCİ DAİRE KABUL EDĠLEBĠLĠRLĠK HAKKINDA KARAR

10 Mart 2016 Perşembe Günü Saat 09:30'da Yapılan Mahkeme Toplantısında Görüşülen Dosyalar ve Sonuçları BİRİNCİ BÖLÜM

EUROPEAN COURT OF HUMAN RIGHTS AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ

AVRUPA İNSAN HAKLARI SÖZLEŞMESİ İHLALLERİNİN ÖNLENMESİNE İLİŞKİN EYLEM PLANI

OSMAN KAVALA DOSYASI YARGIYI YARGILAMA

ÖZET : 353 Sayılı Kanunun 10/^ maddesi uyarınca asker kişi sayılan. UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ CEZA BÖLtMÜ. sanıkların askerî cezaevinde işledikleri

2.İşkence ve diğer zalimane, insanlık dışı veya onur kırıcı muamele veya cezalar

İÇİNDEKİLER EDİTÖR NOTU... İİİ YAZAR LİSTESİ... Xİ

Savcıların Mesleki Sorumluluk Standartları ile Temel Görev ve Hakları Beyannamesi

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASA MAHKEMESİ

EUROPEAN COURT OF HUMAN RIGHTS AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ

2016 YILI İLK 3 AY DOĞU VE GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİ

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ İKİNCİ DAİRE. YER VE GÜNGÖR/TÜRKİYE (Başvuru no /06 ve 48581/07) KARAR STRAZBURG.

Muratcan GÖKDEMİR İstanbul Ticaret Üniversitesi Hukuk Fakültesi Araştırma Görevlisi ULUSLARARASI CEZA MAHKEMESİ NDE SORUŞTURMA USULÜ

AB İnsan Hakları İlke Kuralları. 1 2.İşkence ve diğer zalimane, insanlık dışı veya onur kırıcı muamele veya cezalar

3201 sayılı Emniyet Teşkilat Kanununun bu hükmünden yola çıkarak, İçişleri Bakanlığının emniyet ve asayişi sağlamada, yürütme organları olarak

Nurcan YILMAZ ÖZEL ADİL YARGILANMA HAKKI KRİTERLERİNİN TÜRK İDARİ YARGILAMA HUKUKU AÇISINDAN MUHTEMEL VE GERÇEKLEŞEN ETKİLERİ

EUROPEAN COURT OF HUMAN RIGHTS AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA

SEYFULLAH TOSUN ANAYASA MAHKEMESİ NE BİREYSEL BAŞVURUDA MASUMİYET KARİNESİ

ANAYASA MAHKEMESİNDEN VERGİ USUL KANUNUYLA İLGİLİ BİREYSEL BAŞVURUYA İLİŞKİN YETKİSİZLİK KARARI

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASA MAHKEMESİ İKİNCİ BÖLÜM TEDBİRE İLİŞKİN ARA KARAR BASHKIM REXHEPI BAŞVURUSU. (Başvuru Numarası: 2017/5874)

TÜRKİYE Yerleşik cezasızlık kültürü sona ermeli

CONSEIL DE L'EUROPE AVRUPA KONSEYĐ AVRUPA ĐNSAN HAKLARI MAHKEMESĐ KONUK - TÜRKĐYE DAVASI. (Başvuru no: 49523/99) KARAR STRAZBURG.

ANAYASA MAHKEMESİ İKİNCİ BÖLÜM

KABUL EDİLMEZLİK KARARI

Avukatlar için Eğitici Eğitimler TASLAK PROGRAM. 28 Eylül 1 Ekim Birinci Aşama: Hak Temelli Eğitimler. Wyndham Hotel, İzmir.

20. RİG TOPLANTISI Basın Bildirisi Konya, 9 Nisan 2010

İdari Yargının Geleceği

GÖÇ İDARESİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ TAŞRA TEŞKİLATI KURULUŞ, GÖREV VE ÇALIŞMA YÖNETMELİĞİ. Resmi Gazete Tarihi: , Sayısı: 28821

TÜRK VATANDAŞLARI HAKKINDA YABANCI ÜLKE MAHKEMELERİNDEN VE YABANCILAR HAKKINDA TÜRK MAHKEMELERİNDEN VERİLEN CEZA MAHKUMİYETLERiNİN İNFAZINA DAİR KANUN

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASA MAHKEMESİ İKİNCİ BÖLÜM TEDBİRE İLİŞKİN ARA KARAR HEKMATULLAH KAMALOV BAŞVURUSU. (Başvuru Numarası: 2017/5038)

TÜRK YE NSAN HAKLARI HLALLER B LÂNÇOSU YAŞAM HAKKI ĐHLALLERĐ

T U T U K L A M A v e T U T U K L A M A S Ü R E L E R İ

PROGRAM Eylül Avukatlar için Eğitici Eğitimler. Birinci Aşama: Hak Temelli Eğitimler. Point Hotel, Ankara

TÜRKİYE. Uluslararası Af Örgütü ziyaretleri/ raporları. v Uluslararası Af Örgütü temsilcileri Suriye de insan hakları araştırması TÜRKİYE CUMHURİYETİ

1 ( TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASA MAHKEMESİ İKİNCİ BÖLÜM KARAR BURAK EDİŞ BAŞVURUSU. (Başvuru Numarası: 2014/11177)

CONSEIL DE L'EUROPE AVRUPA KONSEYİ AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ. Zülfikar TARAF- TÜRKİYE DAVASI. (Başvuru no:14292/04) KARARIN ÖZET ÇEVİRİSİ

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ İKİNCİ DAİRE. ERTÜRK/TÜRKİYE (Başvuru no /02) KARAR STRAZBURG. 12 Nisan 2005

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ DÖRDÜNCÜ DAİRE. Gümüşten -Türkiye Davası (Başvuru no: 47116/99)

HUKUK VE ADALET DERSİ ÖĞRETİM PROGRAMI (Ortaokul 6, 7 veya 8. Sınıf)

BİRİNCİ BÖLÜM ANAYASA MAHKEMESİNE BİREYSEL BAŞVURU

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ. MEHMET MÜBAREK KÜÇÜK - TÜRKİYE DAVASI (Başvuru no:7035/02) KARARIN ÖZET ÇEVİRİSİ STRASBOURG.

Macaristan Savcılığı İşbirliği ile Avrupa Konseyi Tarafından Düzenlenen AVRUPA SAVCILARI KONFERANSI 6.OTURUMU

Çocuk Haklarına Dair Sözleşmesinin Uygulanması

Sözleşme nin 19 uncu maddesi uyarınca Taraf Devletlerce sunulan raporların değerlendirilmesi GÖZDEN GEÇİRİLMEMİŞ ÖN METİN *

Av. Ece KAVAKLI Türkiye Halk Sağlığı Kurumu Ankara Halk Sağlığı Müdürlüğü Hukuk Birimi

CEZA MUHAKEMESİ KANUNUNUN YÜRÜRLÜK VE UYGULAMA ŞEKLİ HAKKINDA KANUN

KOVUŞTURMA ve SONRASI Tanık, polise veya savcıya ifade vermek zorunda mıdır?

ÜYE ROBERT CAROLAN TARAFINDAN BİLDİRİLEN KARŞIOY VE MUTABIK GÖRÜŞ YAZISI

MALİYE BAKANLIĞI BAŞHUKUK MÜŞAVİRLİĞİ VE MUHAKEMAT GENEL MÜDÜRLÜĞÜ İÇ GENELGELER

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA

Transkript:

Türkiye Türk Hükümetine Memorandum Giriş Geçen yıl Temmuz ayında yapılan seçimlerin ardından hükümet, yasal reformları devam ettireceğine ve insan hak ve özgürlüklerini geliştireceğine dair taahhütlerini yinelemişti. Uluslararası Af Örgütü, böylesi bir niyet beyanını memnuniyetle karşılamakta ve bir önceki hükümet döneminde Türkiye de insan hakları standartlarını geliştirme yolunda atılan adımları teslim etmektedir. Ancak, 2007 yılında insan hakları alanında bir gerileme yaşanmıştır. İnsan hakları ihlalleri artmış ve bu ihlallerle mücadele etme önlemleri yetersiz kalmıştır. Uluslararası Af Örgütü, mevcut hükümetin kalıcı ve köklü gelişimler sağlamak için, sunduğumuz önerileri de dikkate alarak aşağıda belirtilen konularda harekete geçmesi gerektiğine inanmaktadır. Hâlihazırdaki hukuksal reformların uygulamaya geçirilmesine ek olarak, ivedilikle yeni yasal reformlar yapılmalı ve her halukarda temel hak ve özgürlükleri koruma ve geliştirmede yeni anayasa hazırlığının sunduğu fırsat kaçırılmamalıdır. İşkence, kötü muamele ve cezasızlık Uluslararası Af Örgütü, mevcut hükümetin işkenceye sıfır hoşgörü siyasetine bağlılığını yinelemesinden memnuniyet duymaktadır. Bu konuda, bir önceki hükümet döneminde bazı ilerlemeler sağlanmıştır. 2005 yılında yenilenen Türk Ceza Kanunu, işkence ve kötü muameleye dair cezaları yükseltmiş ve zaman aşımı süresini uzatmıştır. Gözaltına alınan kişileri korumaya yönelik bir takım önlemler alınmıştır. Şüphesiz ki, bunun bir sonucu olarak gözaltı merkezlerindeki işkence ve kötü muamele vakalarının sayısında azalma görülmüştür. Yargıtay ın Birtan Altınbaş davasında aldığı karar da, sayısız ertelemelerle dokuz yıl kadar süren bir davanın ardından önemli bir hukuksal kilometre taşı olmuştur. Dört polis memuru, Birtan Altınbaş ın 1991 yılında Ankara da gözaltındayken işkence sonucu öldürülmesinden dolayı şimdi nihayet cezalarını çekebileceklerdir. AI Index: EUR 44/001/2008 Uluslararası Af Örgütü 14 Ocak

2 Türk Hükümetine Memorandum Verilen cezaların onanmış olması olgusu, cezasızlığa karşı mücadelede önemli bir yargı kararını temsil etmektedir. Ancak, bu ilerlemelerin yanında bazı gerilemeler de yaşanmıştır. İşkence ve kötü muamele davalarında mahkemeler, bağımsız tıbbi raporları nadiren kabul etmişlerdir. Ceza Muhakemesi Kanunu nun öngördüğü adli kolluk birimlerinin kurulması kararı da henüz hayata geçirilmemiştir. Terörle Mücadele Kanunu nda Haziran 2006 da yapılan değişikliklerle, gözaltına alınan kişilerin avukat hakkının 24 saat süresince ertelenebilmesi öngörülmüştür. Keza yasa, güvenlik güçlerine, terör örgütlerine yönelik operasyonlarda doğrudan ve duraksamadan öldürücü güç kullanma hakkı vermiştir. Benzer bir şekilde, Haziran 2007 de Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu nda yapılan değişikliklerle polise geniş ölçüde durdurma ve arama yetkileri ile ek olarak öldürücü silahların kullanımında daha fazla yetki verilmiştir. Kanun, polisin dur emrine uymayarak kaçan şüphelilere ateş etmesine izin vermektedir. Yasa, silah kullanımının orantılı olmasını öngörmekle birlikte, öldürücü silah kullanımında gereken orantılılık yasada ayrıntılı olarak belirtilmekten ziyade tasvir edici nitelikte anlatılmıştır. Mevcut haliyle kanun, kolluk kuvvetlerinin ateşli silah kullanmalarına dair uluslararası standartları karşılamamaktadır. Polis gözaltısındaki işkence ve diğer kötü muamele vakalarına ilişkin bildirimlerin sayısında genel bir azalma görülse de, resmi gözaltı merkezlerinin dışındaki yerlerde, gösterilerde, cezaevlerinde ve tutuklu ve hükümlülerin nakilleri esnasında işkence ve kötü muamele vakaları görülmeye devam etmiştir. İddialar bağımsız ve etkili bir şekilde soruşturulmamış ve bir çok vakada savcılıklar, sorumlular hakkında takibat yapmamıştır. Muammer Öz, Uluslararası Af Örgütü ne 29 Temmuz 2007 de polis tarafından kötü muameleye tabi tutulduğunu belirtmiştir. Bir avukat olan Muammer Öz, ailesiyle birlikte İstanbul un Moda semtindeyken, yaklaşan polis memurları kendisinden kimliğini göstermesini istemiştir. Öz, iki polis memuru tarafından sokakta ve ardından da polis karakoluna götürülmesi sırasında polis arabasında dövülmüştür. Polisin de hazır bulunduğu bir ortamda

Türk Hükümetine Memorandum 3 yapılan tıbbi muayenede Öz ün burnunun kırılmış olduğu kayda geçirilmemiş, bu ancak daha sonraki bağımsız bir tıbbi muayene raporunda kaydedilmiştir. Muammer Öz, İstanbul Barosu nun da yardımıyla şikâyette bulunmuştur. İlk olarak İstanbul Valiliği, söz konusu polis memurlarının hareketi hakkında idari veya cezai bir soruşturma yapılmasına izin vermemiş, İstanbul Emniyet Müdürlüğü tarafından yapılan bir açıklamada da, Muammer Öz ün vücudundaki yaraların, polisten kaçmaya çalışırken düşmesi sonucu meydana geldiği belirtilmiştir. Buna rağmen, olaya karışan iki polis memuru hakkında şimdi bir dava açılmıştır. Nijeryalı sığınmacı Festus Okey, Ağustos 2007 de polis gözaltısı altındayken, görevli polis memurlarından birinin tabancası ile vurulmuş ve ölmüştür. Bir polis memuru hakkında kasten adam öldürmek suçlaması yöneltilmiş olsa da, akıllarda birçok soru kalmaya devam etmektedir. Eldeki bilgilere göre sorgu esnasında kamera kaydı yapılmamış ve görünüşe göre çok önemli bir delil, yani Festus Okey in vurulduğunda üzerinde olan gömlek polis memurları tarafından kaybedilmiştir. Mart 2006 da Diyarbakır merkezindeki şiddetli gösteriler sırasında on kişi ölmüş ve olayların ardından birçok işkence ve diğer kötü muamele iddiaları ortaya atılmıştır. Olaylar sırasında gözaltına alınan çocuklarla görüşen bir Uluslararası Af Örgütü heyeti, çocukların iddialarının güvenilir ve tutarlı olduğunu tesbit etmiştir. Sonuçta, bu olayların üzerinden geçen 21 aydan fazla bir zamanın ardından yürütülen tek koğuşturma, 463 kişiye karşı gösteriler sırasında etrafa zarar vermekten dolayı açılan dava olmuştur. Kolluk kuvvetleri görevlileri hakkında ise tek bir soruşturma bile açılmamıştır. Uluslararası Af Örgütü hükümeti, ağır insan hakları ihlallerine karışan devlet görevlilerinin cezasızlığıyla mücadele etmek için somut adımlar atmaya çağırmaktadır. Aşağıda sıralanan adımlar, eğer uygulanabilirlerse, söz konusu bu cezasızlığı ortadan kaldırma yönünde önemli adımlar olabilecektir: Kanunların uygulanmasına dair daha net bir tablo elde etmek için kolluk kuvvetleri tarafından gerçekleştirilen ciddi insan hakları ihlalleri hakkındaki verileri toplamayı merkezileştiriniz ve geliştiriniz.

4 Türk Hükümetine Memorandum Önleyici mekanizmaları arttırınız BM İşkenceye Karşı Sözleşme Seçmeli Protokolü nü onaylayınız; tüm cezaevi ve tutukevlerine düzenli ve habersiz ziyaretler gerçekleştirecek bağımsız bir ulusal izleme organı kurmak suretiyle bunu uygulamaya geçiriniz; şüphelilerin polis ve jandarma gözaltısındaki tüm sorgulamalarının sesli ve görüntülü olarak kaydedilmesini sağlayınız; Kolluk kuvvetleri tarafından gerçekleştirilen insan hakları ihlallerine yönelik iddiaların derhal, bağımsız, tarafsız ve etraflı bir şekilde soruşturulmasını sağlayınız etkili bir şikayet mekanizması geliştiriniz; savcıların, amir düzeyindeki yetkililerin sorumluluklarını da soruşturmalarını sağlayınız; insan hakkı ihlallerine karışmış memurlara aktif görevden el çektiriniz ve mahkûm olmaları halinde meslekten çıkartılmalarını sağlayınız; insan hakkı ihlaline uğrayan mağdurların rehabilite edilmelerini ve kendilerine tazminat verilmesini sağlayınız. Kusurlu dava yargılamaları hususunda harekete geçiniz dava yargılamalarının adil ve tarafsız olmasını sağlayınız; davaların uzun süre ertelenmesine son veriniz. Yasal Reformlar yeniden düzenlenen Terörle Mücadele Yasası nın 10. maddesinin b fıkrasını kaldırarak, tecrit gözaltı uygulamasına dönülmesini önleyiniz; polisin öldürücü nitelikte güç kullanımının uluslararası ilkelerle uyumlu hale getirilmesini sağlamak üzere Terörle Mücadele Yasası nın Ek 2. maddesi ile Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu nda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun un 4. maddesi ni değiştiriniz; işkence suçunda zamanaşımını kaldırınız.

Türk Hükümetine Memorandum 5 Tıbbi raporlama ve adli tıbbı geliştirinizl. Adli Tıp Kurumu nu, Adalet Bakanlığı ndan bağımsız hale getiriniz; bağımsız uzman kuruluşların verdiği tıbbi ve psikiatrik raporların mahkemelerce delil olarak kabul edilmesini sağlayınız; gözaltına alınan kişilerin tıbbi muayenelerinin etraflıca, bağımsız ve tarafsız bir şekilde yapılmasını sağlamak için ivedi adımlar atınız. Adil Yargılanmaya Dair Kaygılar Uluslararası Af Örgütü, uzun süredir adil yargılanma hakkının, özellikle de terörle mücadele kanunlarına göre yargılanan kişilerde ihlal edilmesinden kaygı duymaktadır. Uzun süren ve adil olmayan davalarda, işkence altında alındığı iddia edilen ifadelerin delil olarak kullanılmasına devam edilmektedir. Haziran 2007 de Mehmet Desde ve diğer yedi kişi, Bolşevik Parti (Kuzey Kürdistan/Türkiye) adlı örgütle ilişkileri olduklarına dair kanıtlanamayan iddialar sonucu hüküm giymişlerdir. Söz konusu parti şiddete başvurmamış ya da şiddet kullanımını savunmamıştır. Mehmet Desde ye verilen ceza kararı esas olarak işkence altında alındığı iddia edilen ifadelere dayandırılmıştır. Selahattin Ökten, Aralık 2006 dan bu yana işkence altında söyletildiği iddia edilen ve daha sonra geri alınmış tek parça bir delil nedeniyle tutuklu bulunmaktadır. Ökten, Kürdistan İşçi Partisi (PKK) adına silahlı eylemlerde bulunmakla suçlanmaktadır. Uluslararası Af Örgütü, aşağıdaki hususlarda hükümeti adım atmaya çağırmaktadır: İşkence veya kötü muamele altında elde edilen delillerin mahkemelerde kullanılmasını tümüyle engelleyiniz mahkemelerin, delillerin işkence veya kötü muamele yoluyla elde edildiğine dair tüm iddiaları araştırmasını sağlayınız;

6 Türk Hükümetine Memorandum Türk Ceza Kanunu nun 148(1) maddesi ile Birleşmiş Milletler İşkenceye Karşı Sözleşme nin 15. maddesi uyarınca, işkence veya kötü muamele sonucu elde edilen tüm delillerin dava dışı bırakılmasını sağlayınız; sanıklardan veya tanıklardan alınan ifadelerin yasadışı bir şekilde işkence ya da kötü muamele sonucu elde edildiğine dair iddiaların söz konusu olduğu tüm vakaları tesbit etmek üzere, hali hazırda sürmekte olan tüm ceza davalarını gözden geçiriniz; sanıklara karşı başlıca delilin, yasadışı bir şekilde işkence veya diğer kötü muamele yoluyla alınmış itiraflara dayandığı iddia edilen tüm derdest davaları düşürünüz. Tecrit (incommunicado) gözaltıları yasaklayınız tecrit (incommunicado) gözaltılara, özellikle işkence veya diğer kötü muamele pratiklerini kolaylaştırdığı için hiçbir durumda izin verilmemelidir. Silahların eşitliği ilkesini ve etkin savunma hakkını güvence altına alınız Savunma ve savcılık makamının mahkemelerde, davanın duruşmaları boyunca prosedür bakımından eşit bir konumda olacakları ve kendi taleplerini ileri sürmede eşit bir konumda bulunacakları koşulları sağlayınız ( silahların eşitliği ). Bu koşullar, savunmayı hazırlamak ve sunmak için eşit zaman ve olanakların sağlanmasını da içermektedir. Bu konuda özellikle: Haziran 2006 da Terörle Mücadele Kanunu nda yapılan ve etkin savunma hakkını sınırlayıp, avukat ile müvekkilin mahrem koşullarda iletişim kurma haklarına kısıtlamalar getiren değişiklikleri (5532 Sayılı Kanun un 9(d) ve 9 (e) maddeleri) kaldırınız; gerekli olduğu durumlarda sanıklara, soruşturmanın her aşamasında ve mahkeme oturumları sırasında yetkin tercümanlar tarafından yardım edilmesi hakkını sağlayacak önlemler alınız; sanıkların şahit çağırma ve soru sorma haklarını garanti altına alınız. Özellikle de, savunma avukatlarından gelen ve iddia makamı (ve savunma makamı) şahitlerinin mahkemeye çağrılarak ifade vermeleri ve çapraz sorgulanmasına dair

Türk Hükümetine Memorandum 7 meşru taleplerinin mahkemeler tarafından keyfi olarak reddedilmesi uygulamalarına son verecek adımlar atınız; savcıların, mahkemelerde yargıçlarla birlikte daha yüksekte değil, savunma makamı ile aynı seviyede bulunmalarını sağlayınız. tutukluluk halinin uzamasını ve ceza yargılamalarının uzun sürmesini sona erdiriniz Bir suçla itham edilen tüm kişilerin aşırı gecikme olmaksızın yargılanma hakkına saygı gösterilmesini sağlayınız; ceza yargılamasının tamamlanmasını beklerken tutukluluk halleri devam eden tüm kişilerin makul bir süre içinde yargılanmalarını, ya da makul sayılan sürenin aşıldığı durumlarda devam eden duruşmadan tahliye edilmelerini sağlayınız. Mahkemelerin, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi nin kararının ardından etraflı ve tarafsız bir yeniden yargılama yürütmedeki yetersizlikleri hususunda harekete geçiniz tüm delillerin, de novo (yeni baştan, bir daha) incelenmesi ve tüm şahitlerin yeniden mahkemeye ifade vermeye çağrılarak, hem savcılık makamı hem de savunma makamı tarafından çapraz sorgulanması da dahil olmak üzere, etraflı ve tarafsız bir yeniden yargılamanın gerçekleşmesini sağlayınız; suçluluğu ispatlanana kadar masum sayılma hakkı ile tutarlı bir şekilde, cezai bir suçla itham edilen ve yeniden yargılanmayı bekleyen kişilerin otomatik olarak tutuklu kalmamalarını garanti altına alınız; Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi nin adil yargılanma ilkelerinin ihlal edildiğine karar verdiği tüm davaların mahkûmlarına Türkiye de yeniden yargılanma hakkı sağlamak için adımlar atınız, davaları 4 Şubat 2003 te Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi nde sürmekte olan kişileri yeniden yargılanma hakkından yoksun bırakan mevcut hükmü kaldırınız. İnsan Hakları Savunucuları

8 Türk Hükümetine Memorandum Uluslararası Af Örgütü, insan hakları savunucuları önüne kabul edilemez engeller çıkartılmasından kaygı duymaktadır. Bu engeller arasında, farklı yasa maddeleri altında kovuşturma açılması, özellikle de bazı tanınmış insan hakları savunucuları hakkında çok yüksek sayıda dava açılması da bulunmaktadır. Bunların yanısıra, insan hakları savunucuları avukatlar, polis ve diğer kolluk kuvvetlerinin tehdit ve yıldırmalarına maruz kalmakta; takip edilmekte, hareket özgürlükleri ve araştırma yapma özgürlükleri kısıtlanmakta, hapse atılmakta ve öldürülmektedir. Hükümet dışı kuruluşlarının görüşme talepleri hükümet tarafından görmezlikten gelinmiş ve bazı kuruluşların kapatılmasına çalışılmıştır. Kötüleşen durum, insan hakları savunucularının konumlarını zayıflatmayı hedefleyen resmi açıklamalarla daha da olumsuz bir hale gelmiştir. İfade ve örgütlenme özgürlüğünü tehdit eden girişimlerin en sonuncusu, İstanbul Valiliği nin gey, lezbiyen, biseksüel ve transseksüel kişilerin derneği Lambda İstanbul un kapatılmasına yönelik çabalarıdır. Valilik, dernek hakkındaki kovuşturmayı, derneğin ahlak ve kanunlara aykırı davrandığı gerekçesine dayandırmıştır. Gelecek duruşma 31 Ocak 2008 de gerçekleşecektir. İnsan hakları savunucularının çalışmalarının meşruluğunun devlet görevlileri tarafından tanınmasını sağlayacak adımlar atılmalıdır. Yargı sistemini ve/veya devletin idari sistemini insan hakları savunucularını baskı altına almak ya da meşru çalışmalarını sınırlamak niyetiyle kötüye kullanan devlet görevlilerine karşı yaptırımlar uygulanmalıdır. Hükümet keza, insan hakları savunucularının ifade, örgütlenme ve toplanma özgürlüklerini kullanmalarından dolayı kovuşturmaya uğramamalarını güvence altına almalıdır. Uluslararası standartların koruması altında bulunan tüm eylemler hakkında süren kovuşturmalar durdurulmalıdır. İnsan hakları savunucularına karşı gelecekte açılacak tüm soruşturmalar hükümet tarafından izlenmelidir. İnsan hakları savunucularının yaptıkları çalışmaları güvence altına almak yasal reformların uygulanmasına katkıda bulunacaktır. İnsan hakları savunucuları da, diğer tüm vatandaşlar gibi devlet tarafından korunma hakkına sahiptirler. İnsan hakları savunucusu ve gazeteci Hrant Dink in 2007 yılında öldürülmesinin

Türk Hükümetine Memorandum 9 engellenememesi ve ardından gelen soruşturmadaki kusurlar tekrarlanmamalıdır. Hrant Dink, ölüm tehditleri aldığını Şişli Cumhuriyet Savcılığı na bildirmişti. Cinayet davasının iddianamesine göre, sanıklardan biri aynı zamanda polis muhbiri olarak çalışmış ve cinayet işlenmeden aylar önce bir çok kez polise, Hrant Dink e bir suikast düzenleneceği planlarını bildirmiştir. Buna rağmen, koruma sağlanması için gereken adımlar atılmamıştır. Cinayetin ardından İstanbul Emniyet Müdürü tarafından cinayetin tek başına hareket eden bir kişi tarafından işlendiğinin söylenmesi ve jandarma görevlilerinin cinayet sanığı ile, sanki bir kahraman mış gibi fotoğraflar çektirmesi, suçun tüm boyutlarıyla araştırılması yönünde resmi bir isteksizliğin olduğuna işaret etmekte ve kolluk kuvvetleri birimlerinin taraflı olduğuna dair algıları kuvvetlendirmektedir. Soruşturmanın kapsamı, polis yetkililerinin ve jandarmanın sorumluluklarını da araştırmak üzere genişletilmelidir. İfade Özgürlüğü Kişilerin şiddeti içermeyen fikirlerini barışçıl bir şekilde ifade etmelerinden dolayı yargılanmaya devam ettiği çok sayıda vaka, Türkiye de ifade özgürlüğünün düzenli olarak ihlal edildiğini göstermektedir. Bu, hem bazı vakalarda yasal mevzuattaki kusurların varlığından, hem de yasaların yargıç ve savcılar tarafından keyfi bir şekilde uygulanmasından kaynaklanmaktadır. Hükümet, bu her iki konuda harekete geçmek için bir an önce adımlar atmalıdır. Uluslararası Af Örgütü defalarca, Türk Ceza Kanunu nun 301. maddesinin çok geniş ve belirsiz ifadeler içermesinden dolayı ifade özgürlüğü önünde büyük bir tehdit olduğu gerekçesiyle kaldırılması çağrılarında bulunmuştur. Uluslararası Af Örgütü, bu maddeden dolayı açılan dava sayısının 2007 yılında artmış olmasından kaygı duymaktadır. Dışişleri Bakanı Ali Babacan, ifade özgürlüğü önündeki kısıtlamaların 301. maddenin çok ötesine geçtiğini ve başka birçok maddenin de yeninden gözden geçirilmesi gerektiğini kabul

10 Türk Hükümetine Memorandum etmiştir. 1 Yapılacak değişiklilerde özellikle bazı yasa maddelerine de öncelik verilmelidir: 216. madde halkı kin ve düşmanlığa tahrik etme veya aşağılamayı yasaklamaktadır. Ulusararası Af Örgütü, devletlerin aryımcılığa, kine ya da şiddete yol açan ulusal, ırksal veya din temelli düşmanlığı savunmayı yasaklama hakkını tanımakla birlikte, bu maddenin uluslararası insan hakları hukukundaki hükümlerden çok daha geniş bir şekilde formüle edildiğini ve özellikle muhalif görüşlerin kovuşturulmasında ve muhalif seslerin bastırılmasında kullanıldığını düşünmektedir. Terörle Mücadele Yasası nın 7. maddesi terör örgütlerinin veya bu örgütlerin amaçlarının propagandasını yapmayı yasaklamaktadır. Uluslararası standartlara göre, ifade özgürlüğünün ulusal güvenlik veya kamu düzeni nedenleriyle yasalarla kısıtlandığı her durumda bu cezanın gerekli ve orantılılı olduğunun gösterilebilmesi zorunludur. Bu yasaya göre, şiddet savunusu içermeyen muhalif fikirler de suç olarak görülmektedir. Mülteci ve Sığınmacılar Uluslararası Af Örgütü, mültecilerin ve sığınmacıların, uluslarararası hukukun geri gönderilmeme (non-refoulement) ilkesini ihlal eden ve Türkiye nin İşkenceye Karşı Sözleşme ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi de dahil, birçok uluslararası sözleşmeden gelen yükümlülüklerine aykırı bir şekilde, ağır insan hakları ihlallerine uğrama ihtimalleri bulunan ülkelere zorla geri gönderiliyor olmasından kaygı duymaktadır. Uluslararası Af Örgütü, sığınmacıların mültecilik statülerinin belirlenmesi için adil ve etkin yollar sunulmamış olmasından da kaygı duymaktadır. İran vatandaşları olan Eyüp Parniyani ile eşi Ayşe Heirzade ve oğulları Komas Parniyani Ekim 2007 de zorla, insan haklarının durumundan dolayı yaşamlarının tehlike altına girebileceği Irak a gönderilmişlerdir. Bu olay, aile üyelerinin Birleşmiş Milletler 1 Radikal, TCK 301, 404 gibi yapıştı, 7 Kasım 2007

Türk Hükümetine Memorandum 11 Mülteciler Yüksek Komiserliği nin (UNHCR) Ankara şubesi tarafından 2003 yılında mülteci olarak tanınmalarına ve uluslararası koruma altında olmalarına, dolayısıyla zorla geri gönderilmemeleri gerekliliğine rağmen gerçekleşmiştir. Bu kişilerin geri gönderilmelerini, statüleri tanınmış beş İranlı mültecinin Ağustos ayında Kuzey Irak a gönderilmesi takip etmiştir. BMMYK nın bildirdiğine göre, beş mülteci geri gönderilmelerinin ardından tutuklanmış ve bir ay tutuklu kalmışlardır. Bu olaylar, BMMYK tarafından mülteci olarak tanınan kişilerin Türkiye tarafından zorla geri gönderilmelerinin birer örneğini göstermektedir. Temmuz ayında 135 Iraklı, sığınma başvurularının reddedilmesinin ardından Irak a geri gönderilmişlerdir. Uluslararası Af Örgütü, gerek mevcut aşırı şiddet ve istikrarsızlık nedeniyle, gerekse insan hakları ihlallerinin yaygınlığı nedeniyle Irak a yapılan tüm geri gönderilmelere karşı çıkmaktadır. 2 Birçok Iraklı sivil, silahlı gruplar, koalisyon güçleri ya da silahlı suç çeteleri tarafından, kuzeyi de dâhil olmak üzere ülkenin değişik yerlerinde öldürülmüştür. Zorla gönderilen kişilerin yaşamlarını, özgürlüklerini ve fiziksel bütünlüklerini tehlikeye atan böylesi geri göndermeler, Türkiye nin non-refoulement ilkesi çerçevesindeki yükümlülüklerinin göze batan bir şekilde ihlaline yol açmaktadır. Türkiye, mültecileri ya da mültecilik statüsü etkili bir şekilde saptanmamış sığınmacıları geri göndermemelidir. Hükümet, adil ve etkin bir ulusal sığınma prosedürünü yürürlüğe sokma ve uluslararası standartlara uygun bir şekilde mültecilerin Türkiye ye entegre olmalarını sağlama yönünde somut adımlar atmalıdır. Böylesi bir prosedürün yasal temeli hazırlanana ve uygulamaya konana kadar Türkiye, mültecilik statüsünün BMMYK tarafından belirlenmesi prosedürlerine uymak da dâhil, sığınmacıların ve mültecilerin haklarına tam olarak saygı göstermeli, mültecilik statüsü tanınanların yerleşmelerine izin vermeli ve non-refoulement ilkesine riayet etmelidir. Vicdani Red 2 Bkz. Uluslararası Af Örgütü nün Milyonların kaçışı: Iraklı mülteci krizi (UAÖ İndeks No: MDE 14/041/2007, 24 September 2007).

12 Türk Hükümetine Memorandum Uluslararası Af Örgütü, Türkiye nin vicdani red hakkını tanımaması ve zorunlu askerlik servisine sivil bir alternatif sunmamasından kaygı duymaktadır. Vicdani redcilerin defalarca kovuşturmaya uğramaları, askerlik hizmetini yerine getirmeyi her reddedişlerinde sıklıkla cezaevine gönderilmeleri ve cezaevinden salıverilişlerinde kendilerine tekrar askere çağrıldıklarını bildiren celpler tebliğ edilmesi devam etmektedir. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi nin Nisan 2006 da Ülke davasında verdiği ve bu tekrar eden kovuşturmalar ve mahkûmiyetler pratiğini, küçültücü muameleyi yasaklayan 3. maddenin ihlali olarak gören kararı uygulamaya konmamıştır. Osman Murat Ülke, vicdani red temelinde askerlik hizmetini yerine getirmeyi reddetmesinden dolayı aldığı bir önceki mahkûmiyeti nedeniyle tekrar cezasının geri kalanını çekmeye çağrılmıştır. 4 Ekim 2007 de Enver Aydemir, askerlik hizmetini yerine getirmeyi reddettiği için askeri mahkeme karşısına çıkarılmıştır. Aydemir, askerlik hizmetini yerine getirmek üzere askeri makamlara teslim olması koşuluyla mahkeme tarafından serbest bırakılmıştır. Aydemir, askerlik hizmetini yerine getirmeme konusunda kararlılığını korumaya devam etmektedir. Türkiye, Enver Aydemir e karşı yeni suçlamalar getirmeyerek vicdani red hakkını tanımaya istekli olduğunu göstermelidir. Türkiye ayrıca, Bakanlar Komitesi nin en son Ara Kararı nında 3 talep edildiği üzere Ülke davasında alınan kararı uygulamalıdır. Haziran 2006 da yapılan bir önceki Bakanlar Komitesi toplantısında Türkiye delegasyonu, Ülke davasında tespit edilen ihlallere bir son verecek bir yasa tasarısının hazırlandığını belirtmişlerdir. Hükümet, böylesi bir yasa tasarısının hazırlandığını ve herhangi bir gecikmeye uğramadan kamuoyuna sunulacağını teyid etmelidir. Esas olarak hükümet, vicdani red hakkını tanıyan ve garanti altına alan yasaları çıkarmalı ve askerlik hizmetine, cezalandırıcı bir uzunlukta olmayan gerçek bir sivil alternatif sunmalıdır. 3 Bakanlar Komitesi tarafından 17 Ekim 2007 tarihinde, Bakan Vekilleri nin 1007. toplantısında kabul edilen CM/ResDH(2007)109 no lu karar.

Türk Hükümetine Memorandum 13 F-Tipi Cezaevleri 2000 yılında getirilen F-Tipi cezaevleri, yüksek güvenlik altında tutulması gereken tutuklu ve hükümlüleri, koğuş tipi cezaevleri yerine hücre tipi bir cezaevi sisteminde tutmak üzere kullanılmaktadır. Uluslararası Af Örgütü, uzun zamandır F-Tipi cezevi rejimi ile ilgili olarak ve özellikle de tutuklu ve hükümlülerin ağır ve keyfi disiplin cezalarına çarptırılmasından ve tecrit edilmelerinden kaygı duymaktadır. Ocak 2007 de hükümet tarafından, tutuklu ve hükümlülerin tecrit altında tutuldukları ve diğer mahpuslarla ilişkilenemedikleri yönündeki kaygılara yönelik 45/1 sayılı bir Genelge yayımlamıştır. Ancak, genelgede tutuklu ve hükümlülerin haftada 10 saate kadar diğer tutuklu ve hükümlülerle bir arada bulunma hakları olduğu belirtildiği halde, genelgenin uygulanması bir cezevinden diğerine değişiklikler göstermiş ve birçok mahpusa, genelge de belirtilen ölçülerde birbirleriyle birarada bulunmaya izin verilmemiştir. Uluslararası Af Örgütü hükümete, tecrit hapsi ve küçük gruplar halinde izole etme uygulamasının tutuklu ve hükümlülere yönelik bir cezalandırma şeklinde uygulanmasına devam etmeme ve mahpusların birarada olma zamanlarını uluslararası standartlar seviyesine çıkartma çağrısında bulunmaktadır. Bu yönde bir ilk adım olarak hükümet, söz konusu genelgenin tam olarak uygulamaya geçmesini sağlayacak önlemler almalı; bazı cezaevlerinde genelgenin açıkça uygulamaya konmamış olmasının nedenlerini soruşturmalı; uygulamama nedenleri lojistik ya da kaynak temelli eksikliklere dayanıyorsa bunları ortadan kaldırma yönünde harekete geçmelidir. Kuşkulu koşullarda gerçekleşen ölümler Uluslararası Af Örgütü, çoğu durumda aşırı güç kullanıldığını gösteren ve bazı durumlarda yargısız infaza varan, güvenlik güçleri tarafından gerçekleştirilen öldürme vakaları ile ilgili haberlerden kaygı duymaktadır. Gizlilik içinde ve aileler bilgilendirilmeden

14 Türk Hükümetine Memorandum yürütülmek suretiyle, ayrıca bazı durumlarda da delillerin kolluk kuvvetleri tarafından kaybedilmesi nedeniyle soruşturmaların güvenilirlikleri zedelenmektedir. Bülent Karataş ın görünüşe göre askerler tarafından dur ihtarına uymadığı gerekçesiyle öldürülmesi, Rıza Çiçek in olayla ilgili verdiği ifadenin askerler tarafından verilenden ne kadar farklı olduğu göz önünde tutulduğunda özellikle rahatsız edicidir. Ağır yaralanan Rıza Çiçek, ateş edilmeden önce askerlerin kendilerine kıyafetlerini çıkarmalarını söylediklerini iddia etmiştir. Olay 27 Eylül 2007 de, Tunceli nin Hozat ilçesinde meydana gelmiştir. Büyük kaygı uyandıran bir başka bir olay da Van ın Özalp ilçesinde Ejder Demir in 13 Eylül 2007 de vurulmasıdır. Mazlum-Der ve İnsan Hakları Derneği nin yaptığı araştırmaya göre, olayın gerçekleşmesinden birkaç gün önce Ejder Demir, jandarma tarafından ölüm tehditleri almıştır. Köylülerin verdiği ifadede, 13 Eylül de bir grup jandarmanın sivil kıyafetlerle ve sivil bir araç içinde Ejder Demir i aramak için Yukarı Koçkıran köyüne girdikleri ileri sürülmüştür. Ejder Demir in sırtından vurulduğuna dair iddialar otopsi raporu tarafından da doğrulanmaktadır. Ayrıca, görüşülen köylülerin ifadelerine göre jandarmalar, havaya rasgele ateş ederek köylülerin Ejder Demir e yardım etmelerine engel olmuşlardır. Uluslararası Af Örgütü, her türlü öldürücü güç kullanımının gereklilik ve ölçülülük ilkelerine uygun bir şekilde ve sadece Birleşmiş Milletler Kolluk Kuvvetlerinin Kuvvet ve Ateşli Silah Kullanımına Dair Temel İlkeler gibi uluslararası standartlar dâhilinde olmasını güvence altına almaya çağırmaktadır. Kolluk kuvvetleri tarafından gerçekleştirilen ateş etme ve öldürme vakaları derhal, kapsamlı, bağımsız ve tarafsız bir şekilde araştırılmalıdır. Kadına karşı şiddet Uluslararası Af Örgütü, kadına karşı şiddetin durdurulması amacıyla alınan önlemlerin yetersizliğinden kaygı duymaktadır. Ev içi şiddete maruz kalan kadınlar için açılan sığınma evlerinin

Türk Hükümetine Memorandum 15 sayısını arttırmak için caba sarf ediliyorsa da, Uluslararası Af Örgütü şu anki sayının 2004 Belediye Yasası nın gerektirdiğinden oldukça düşük olmasından kaygılıdır ve daha büyük adımlar atılmasının gerektiğini düşünmektedir. Keza, Temmuz 2006 daki Başbakanlık Genelgesi ile kurulması öngörülen acil yardım hattının kurulmamış olması da kaygı vericidir. Uluslararası Af Örgütü hükümeti, kadına karşı şiddet vakaları ile ilgili güvenilir merkezi veri çalışmaları yapmaya, Başbakanlık Genelgesi ile 2004 Belediye Yasası'ını uygulamaya çağırmaktadır.

16 Türk Hükümetine Memorandum

Türk Hükümetine Memorandum 17