Söz Sanatları. Do~anAksan (Ankara)



Benzer belgeler
GÖKTÜRK HARFLİ YAZITLARDA gali EKİ ÜZERİNE

AHMET TURAN SİNAN, TÜRKÇENİN DEYİM VARLIĞI, KUBBEALTI YAYINCILIK, MALATYA 2001, 516 S.

gösteren gösterilen biçim anlam

Feryal KORKMAZ. Feryal KORKMAZ/ Türk Dili ve Edebiyatı Dergisi Cilt/Sayı: XLVIII

ÜNİTE TÜRK DİLİ - I İÇİNDEKİLER HEDEFLER TÜRKÇENİN KİMLİK BİLGİLERİ

Fiilden İsim Yapma Ekleri

KÖKTÜRK YAZıTLARIVE KÖKTÜRK YAZITLARINDAATLAIt

KÖL TİGİN VE BİLGE KAĞAN YAZITLARININ METİNLERİNDE ÜNLÜLERİN YAZIMIYLA İLGİLİ KARŞILAŞILAN FARKLILIKLAR

ESKİ TÜRK YAZITLARINDA BENZETME İLGİSİYLE KURULMUŞ CÜMLELER ÜZERİNE

PROF. DR. HÜLYA SAVRAN. 4. ÖĞRENİM DURUMU Derece Alan Üniversite Yıl Lisans

Doç.Dr. ENGİN ÇETİN ÖZGEÇMİŞ DOSYASI

İÇİNDEKİLER BÖLÜM 1 BÖLÜM 2

KALIPLAŞMIŞ KELİME ÖBEKLERİNDE ANLAM

ZAMANA HÜKÜMDAR OLMAK

-gi de ra yak- se ve bi lir sin... Öl mek öz gür lü ğü de ya şa mak öz gür lü ğü de önem li dir. Be yoğ lu nda ge zer sin... Şöy le di yor du ken di

CJ MTP11 AYRINTILAR. 5. Sınıf Türkçe. Konu Tarama Adı. 01 Sözcük ve Söz Gruplarında Anlam - I. 02 Sözcük ve Söz Gruplarında Anlam - II

ORHUN YAZITLARI NDA BOYLARI BİR ARAYA GETİRME ÇABALARI

İÇİNDEKİLER. Birinci Bölüm ÖABT Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmenliği Konu Anlatımlı Soru Bankası ESKİ TÜRK DİLİ VE LEHÇELERİ...

Türkçe Eğitimi Anabilim Dalı- Tezli Ortak Yüksek Lisans Programı Ders İçerikleri

İSLÂMİYET ETKİSİNDE GELİŞEN TÜRK EDEBİYATI İSLÂMİ İLK ESERLER SORU PROĞRAMI AHMET ARSLAN

5. SINIF TÜRKÇE YILLIK PLANI

Dilin Tanımı DİLİN TANIMI, ÖZELLİKLERİ / DİL-MİLLET İLİŞKİSİ

ABİDELERİNDE 3. KİŞİ İYELİK EKİNDEN SONRA YÜKLEME HÂLİ EKİ KULLANILDI MI?

ORTA ASYA TÜRK TARİHİ-I.ders. Dr. İsmail BAYTAK. Kültür ve Medeniyet DEVLET YÖNETİMİ

ORHON YAZITLARI NDA BOL- VE ER- FİİLLERİ ÜZERİNE

ORHUN ABİDELERİ İLE GENÇLİĞE HİTABE NİN SUNDUKLARI MESAJLAR AÇISINDAN MUKAYESESİ ÜZERİNE BİR İNCELEME

kpss Önce biz sorduk 50 Soruda SORU Güncellenmiş Yeni Baskı ÖABT TÜRK DİLİ EDEBİYATI Tamamı Çözümlü ÇIKMIŞ SORULAR

ISBN NUMARASI: ISBN NUMARASI: ISBN NUMARASI: ISBN NUMARASI:

Prof. Dr. Mirjana Teodosiyeviç, Turski Jezik u Svakodnevnoj Komunikatsiji, Beograd, 2004, 327 s. Günlük Konuşmada Türkçe

1. BÖLÜM KURAMSAL ÇERÇEVE

EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI... ANADOLU LİSESİ 10. SINIF TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

ORHUN ABİDELERİ Prof. Dr. Muharrem Ergin

TÜRK DİLİ I DERSİ UZAKTAN EĞİTİM DERS SUNULARI. 11.Hafta

TÜRKÇE SÖZCÜKTE ANLAM

TÜRK DİLİ I 3. DERS: DÜNYA DİLLERİ ZELİHA ÇELEN BOZTİLKİ

Dilbilgisi ve Dilbilim Yazıları. Caner KERİMOĞLU

YAZILI SINAV CEVAP ANAHTARI TÜRKÇE

kpss Önce biz sorduk 50 Soruda 30 SORU Güncellenmiş Yeni Baskı ÖABT TÜRK DİLİ EDEBİYATI Tamamı Çözümlü DENEME

DOÇ. DR. SERKAN ŞEN İN ESKİ UYGUR TÜRKÇESİ DERSLERİ ADLI ESERİ ÜZERİNE

Türk Eğitim Tarihi. 2. Türklerin İslam Öncesi Eğitimlerinin Temel Özellikleri. Dr.

DERS BİLGİLERİ Ders Ön Koşul Dersleri Dersin Dili Dersin Seviyesi Dersin Türü Dersin Koordinatörü Dersi Verenler Dersin Yardımcıları Dersin Amacı

NOT:Yukarıdaki hece ve sözcükleri öğrencimize bol bol okutunuz.15 tanesini yazımına bakmadan deftere yazdırınız.

TÜRK EDEBİYATININ DÖNEMLERİ

TÜRKÇEDE BAGLAYICI (YARDIMCI) SES KONUSU ÜZERİNE

Türk Dili I El Kitabı

KAVRAM ALANI-KELİME AİLESİ İLİŞKİLERİ VE TÜRK YAZI DİLİNİN ESKİLİĞİ ÜZERİNE

Türk Dili Anabilim Dalı- Tezli Yüksek Lisans (Sak.Üni.Ort) Programı Ders İçerikleri

Kazak Hanlığı nın kuruluşunun 550. yılı dolayısıyla Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümümüzce düzenlenen Kazak

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

YABANCILARA TÜRKÇENİN ÖĞRETİMİNDE TEMEL SÖZ VARLIĞININ ÖNEMİ

Yrd. Doç. Dr. Ali GURBETOĞLU İstanbul Ticaret Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi

1. DÜNYADAKİ BAŞLICA DİL AİLELERİ

İşte sözcüğün gerçek anlamından tamamen uzaklaşarak kazandığı bu anlama mecaz anlam diyoruz.

TEG EDATI VE TÜREVLER TEG PARTICLE AND ITS DERIVATIVES

I. BÖLÜM I. DİL. xiii

İnci. Hoca GEÇİŞ DÖNEMİ ESERLERİ (İLK İSLAMİ ESERLER)

TÜRK DİLİNDE ÇEKİM EDATLARININ İSİM HÂLİ TERCİHLERİ

ÖZGEÇMİŞ. Yüksek Lisans Tezi: Çin in Ming Döneminde Yapılmış olan Türkçe-Uygurca Sözlük: Ġdikut Mahkemesi Sözlüğü (1997 Ankara)

İYELİK TAMLAMASINDA ÇOKLUK ÜÇÜNCÜ KİŞİ SORUNU

Konumuz CÜMLENİN ÖĞELERİ çocuklar.

1 TEMA OKUMA KÜLTÜRÜ SÖZCÜKTE ANLAM

1.KÖK 2.EK 3.GÖVDE. Facebook Grubu TIKLA.

Türklerin Anayurdu ve Göçler Video Ders Anlatımı

DİL BİLİMİNİ SEVDİREN ADAM: PROF. DR. DOĞAN AKSAN ( )

Hazırlayan Muhammed ARTUNÇ 6.SINIF SOSYAL BİLGİER

Çekim Ekleri. Çözümler. 1. Test. 4. Bölüm

T.C. MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI ÖLÇME, DEĞERLENDİRME VE SINAV HİZMETLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

TÜRKÇE BİÇİM KISA ÖZET.

Türk Eğitim Tarihi. 1. Türklerin İslam Öncesi Eğitimlerinin Temel Özellikleri. Yrd. Doç. Dr.

Orhon Yazıtlarında Geçen t(e)ŋri töp(ü)sinte tut(u)p yüg(e)rü kötürm(i)ş İbaresi Üzerine

Benim en büyük şansım Adnan Turani gibi hem iyi bir sanatçı hem de iyi bir eğitimci atölye hocamın olmasıydı.


EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI... ANADOLU LİSESİ 12. SINIF TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

Zirve 9. Sınıf Dil ve Anlatım

10.SINIF TÜRK EDEBİYATI DERSİ KURS KAZANIMLARI VE TESTLERİ

HALK EDEBİYTI IV AŞIK EDEBİYATINDA ÜSLUP

Danışman: Prof. Dr. H.Ömer KARPUZ


Türkçe Eğitimi Anabilim Dalı- Tezli Yüksek Lisans Programı Ders İçerikleri

TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI BÖLÜMÜ EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI GÜZ DÖNEMİ PROGRAMI

DERS YILI MEV KOLEJİ ÖZEL ANKARA ANADOLU LİSESİ VE FEN LİSESİ 10. SINIFLAR TÜRK EDEBİYATI DERSİ YARIYIL ÖDEVİ

6. SINIF TÜRKÇE DERSİ KURS KAZANIMLARI VE TESTLERİ

İSLAM UYGARLIĞI ÇEVRESINDE GELIŞEN TÜRK EDEBIYATI. XIII - XIV yy. Olay Çevresinde Gelişen Metinler

İÇİNDEKİLER. Sorular... 9 Ödev... 10

ÜNLÜLER BÜYÜK ÜNLÜ UYUMU. Türkçe bir sözcükte kalın ünlülerden sonra kalın, ince ünlülerden sonra ince ünlülerin gelmesine büyük ünlü uyumu denir.

1) Dost ayıbını. söyler. Tümcesini en anlamlı şekilde tamamlayan sözcük çifti hangisidir?

ANA DİL Mİ, ANA DİLİ Mİ? IS IT PARENT LANGUAGE OR OR MOTHER TONGUE?

Tezkire-i Şeyh Safî (İnceleme-Metin-Dizin) Cilt I

Ben yazabilirim! DÜNYA ÇOCUKLARI HAİKU YARIŞMASI - TÜRKİYE

Lisans Türk Dili ve Edebiyatı Selçuk Üniversitesi Y. Lisans Türk Dili ve Edebiyatı Cumhuriyet Üniversitesi

ÝÇÝNDEKÝLER TEMA 1. Anlam Bilgisi. Yazým Bilgisi. Dil Bilgisi. SÖZCÜK ANLAMI...15 Gerçek, Yan ve Mecaz Anlam...15 Deyim...15

Ölçme Yöntemleri 1) Dilbilgisi ve dil bilimin temel kavramlarını tanır. 1,2 1,2

ORHON YAZITLARINDA İTAAT KAVRAMI

Büyük Ünlü Uyumu (Kalınlık-İncelik Uyumu)

Talat Tekin. Orhonfta

BİR METİN ANALİZİ MODELİ

6 AŞAMADA LYS EDEBİYAT NETLERİ NASIL ARTAR?

İslamiyet Öncesi Türk Edebiyatı

MİTOLOJİ İLE İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR

CÜMLENİN ÖGELERİ YÜKLEM / ÖZNE

Transkript:

Türk Dilleri Araştırmalarıl991: 19-29 Göktürk Aıütlarında -Güçlü Anlatım Söz Sanatları Yolları* Do~anAksan (Ankara) Göktürk anıtları üzerinde anlambilim (semantique) açısından incelemelerimiz derinleştikçe, bu yazıtların gelişmiş, işlenmiş ve eski bir dilin ürünleri oldu~u konusundaki görüşümüz daha da güçlenmektedir. Bu bildirimizde, bugüne kadar yayımlanan çalışmalarımızda. ı yer almayan yeni örnekler üzerinde duracak, anıtların bu niteii~ini pekiştirmeye çalışaca~z. Bildiride şu konular işlenmektedir: 1. Göktürk anıtlarında benzetme ve aktarınalar. 2. Yazıtlarda kavram zenginli~i. 3. Çokanlamlılık. 4. "Phraseologique" yapılara genel bir bakış. 5. Anlatımı etkileyici kılan özellikler: a. Karşıt anlamlı ö~elere başvurma. b.!kilemeler. c. Öteki özellikler. Şimdi şu konular üzerinde duralım: ı. Her dilde anlam de~işmelerini ve çokanlamlılı~ doğuran nedenlerden biri, bizim aktarma adını verdi~imiz anlam olaylarıdır. Bu olaylar sonucunda, örnek olarak Türkçede, insan vücuduyla ilgili dirsek sözcü~ü, biçim bakımından dirse@ * III. Sovyet-Türk Kollokyumu'na (8-15.6.1990, Alma-Ata) sunulan bildiridir. 1. Yayınlanmız sırasıyla, u ba lıklar altında çıkmı tır: "Türkçe ara tırrııalarında yeni yollar", TDAY-l3elleten 1969: 45-55; "Kavram alanı-kelime ailesi ili ki1eri", TDAY-Belleten 1971: 253-262; Anlambilimi ve Türk Anlambilimi, Ankara, 1971,90 ve ötesi; "E anlaın Wık sorunu", Türkoloji Dergisi VI (1974)1: 1-14; "Eski Türk yazı dilirün ya ıyla ilgili ye- ni ara tırınalar", TDAY-Belleten 1975-1976: 133-141; "Zur Frage der semantischen Kriterien in der uralaltaischen Sprachwissenschaft-Neue Anwendungsmethoden", Altaica (Proceedings of the 19 th Annual Meeting of the P.I.A.C., Helsinki, 7-11 June 1976), Helsinki, 1977: 17-27; "Köktürkçenin sözvarlığı üzerine", TDAY-Belleten 1980-1981, Ankara '1983: 17-21. Ayrıca "Neuere Funde zur Lexicologie des Köktürkischen" adlı bildiri, Oslo'da yapılan 32. P.I.A.C. Toplantısma sunulmuştur.

20 ])()ÖAN AKSAN andıran başka nesneleri de (su borusu, soba borusu gibi) anlatır duruma gelir; yeni bir.anlam kazanmış olur. Deyim aktarması (metaphore) adını alan bu tür aktarmanın ilk aşaması benzetme'dir. Bugün Türkiye Türkçesinde çogunlukla gibi sözcügüyle oluşturulan anlaum biçimleri (süt gibi beyaz, buz gibi, bal gibi; ayrıca kuşa dönmek, suyu çekilmiş değirmene dönmek... ) dalıa etkili bir anlaumı gerçekleştirir. Göktürk yazıtlannda ilgi çekici benzetme örneklerine rastlanmaktadır: ~ıfi ügüzçe yügürti. Süfiüküg tagça yatdı. (BK dogu 20) ügüzçe, tağça ~ıfi subça yügürti, süfiüküfi tagça yatdı (KT dogu 24) subça, tağça Yagımız tegre oç~ teg erti, biz isig ertimiz (T i güney 1) oçu/f:., teg Tefiri küç birtük üçün kafiım kagan süsi böri teg ermiş, yagısı ~oyô teg ermiş.. (KT dogu 12) böri teg, (eoylı teg Körür közüm körmez teg, bilir biligim bilmez teg boldı (KT kuzey 10) körmez teg, bilmez teg Öz içi taşın tutmış teg biz. (T i güney 6) taşın tutmış teg Türgiş lcagan süsi otça borça kelti. (BK dogu 27) otça, borça Üze tefiri köbürgesi öterçe 2 (BK batı 3-4) öterçe Umay teg ögüm lcatı1n (KT dogu 31) Umay teg Benzetmelere başvurulmuş olması, yazıtlarda anlatım gücünü artıran, etkileyici bir dile yönelmenin belirtisidir. Aynı egilim, aşagıdaki anlam olaylarında da kendini göstermektedir: Deyim aktarmaları gerek konuşma dilinde, gerekse şiir ve edebiyat dilinde sık görülen anlam olayları, söz sanatlarıdır. Somut ve canlı bir anlatım saglayan bu olayın her dilde görülen türlerinden biri, ayrı duyu alanlarından kavramlar arasındaki aktarmalardır. ömegin sıcak bir ses, işitme ve dokunma duyularını ilgilendiren kavramlardaki aktarmalardır. Göktüfk yazıtlannda, her dilde görülen tatlı söz aktarmasına rastlıyoruz: süçig sab (KT güney 5). Öte yandan sözü tıpkı sert, kırılabilen bir nesne gibi sayarak bugünkü Türkiye Türkçesınde sözünü kır- biçi- 2. T.Tekin (1988: 56), eterçe okumuş, 'gümbürder gil?i' biçiminde anlam vemıi tir.

GÖKTÜRK ANI1LARINDA SÖZ SANA TLARI-GüÇLü ANLA TIM YOLLARI 21 minde kullandığımız ve benim somut[aştırma adını verdiğim olay, yazıtlarda karşımıza çıkıyor: Menin sabımın sımadı (KT güney 11). Yine aynı dilde geçen başlığve tizlig aynı yoldan somutlaştırmayla oluşturulmuş deyim aktarmalarıdır: başlığığ yükündürmiş, tizligig sökürmiş (KT doğu 15, BK doğu 5). Bu sözcüklerde tıpkı bugünkü Türkiye Türkçesinde kuııanılan dişli, çeneli, içli sözcüklerinde olduğu gibi bir somudaştırmaya gidilmiştir. Öte yandan, benzeri bir eğilimle, kimi sözcüklerde yeni anlamların oluşmasına yol açılmaktadır. Yazıtlarda geçen "könülteki sabımın urturtum" (KT güney 12), "könlünçe uduz" (T i güney S) gibi kullanimlar könül'de çok anlamlılığa yol açmıştır ki, bu gelişme bugüne kadar geliyor (gönlüne göre, gönlümden geçen, gönül ister ki... gibi). Aynı "biçimde, kör- eyleminin emgek kör- olarak da geçtiğine tanık oluyonız: "On Aif; bodun emgek körti" (BK doğu 16). Bu anlatımın benzerleri bugün Türkiye Türkçesinde kötü muamele gör-, gün gör-, ölüm görmemiş insan örneklerinde ortaya çıkıyor ki, körmek'in 'maruz kal-, yaşa-' anlamlarını işaret ediyor. Ad aktarması (Metonymie) adını verdiğimiz anlam olayı, kavramı doğrudan değil, dolaylı olarak, başka kavramlardan yararlanma yoluyla anlatıriaya yönelmedir. Örneğin bugün 'dilen-' kavramı Türkiye Türkçesinde 'avuç aç-' biçiminde bir ad aktarmasıyla da dile getirilebilir. Konuyu daha somut ve canlı olarak söze dönüştüren olaya Göktürk çağında da rastlamaktayız: Türk begler bodun ögirip sebinip toiiıtmış3 közi yügerü körti (BK doğu 2). Burada tonıtmış köz 'aşağıya inmiş, dönmüş göz' anlatımı tıpkı, bugünkü Türkiye Türkçesinde yüzü y~rlere geçmek deyiminde olduğu gibi bir ad aktarması örneğidir; "utan-, mahcup 01-" kavramının güçlü biçimde a"nlatımını sağlar. Öte yandan 'öl-' kavramının kergek bol- deyimi dışındaki öteki adlandırına yollarında da (yo~ bol-, uça bar-, uç-, BK doğu 36, 40; KT doğu 16, BK doğu 20, KT doğu 30) aynı "metonymique" anlatım yolunu görüyoruz. 2. Bilindiği gibi, diller işlendikçe, değişik bilim ve sanat alanlarında ürünler "" verildikçe anlatım yolları çoğalmakta, soyutlama (abstraction) gücü artmakta, özellikle soyut kavramlarda büyük bir zenginlik ortaya çıkmaktadır. Bugün "kültür dili" sayılan dillerde soyut kavramların sayısının çokluğu, tartışma götürmez. Buna karşılık, dilleri bazı genel kavramlara ulaşamamış, kavramlaştırma yönü eksik olan toplumların da bulunduğu bilinmektedir. L. Weisgerber'in kimi kıızey Amerika yerli dillerinde nesnelere bağlı olarak yıkama işlemini anlatan çanak-çömlek yıkamak, et yıkamak... gibi 13 ayrı eylem varken yıkamak eyleminin bulunmadığını belirtmekte oluşu, bunun örneklerinden biridir (1929: 74). Amerikalı dilbilimci BL. Whor! da konuyu geniş olarak incelemiştir (1956). 3. Ergin (s.g.y.) tomamış olarak veriyor.

; ";" 22 :ı::ıoöan AKSAN Gerek konu, gerekse sayı bakımından çok sınırlı bir sözvarlığına sahip olan Göktürk metinlerinde soyut kavramların çoklu~na daha önceki yayımlarımızda işaret etmiş, J Kramsky"nin bu hususta yanıldığını belirtmiştik. 4 Son zamanlarda yaptığımız çalışmalarda konu üzerinde daha aynntılı olarak durmuş, aşağıda vereceğimiz örnekleri saptamış bulunuyoruz. Burada ilkönce belirtmemiz gereken, Göktürk metinlerinde hem gerçekten soyut ve gelişmiş dillerde görülen kavramlara rastlanmakta oluşu, hem de bu kavramları yansıtan göstergelerin çokanlamlılık (polysemie) kazanmış bulunmasıdır. Önce tekanlamlı öğelere değinelim: Göktürk metinlerinde geçen unç sözcüğü "mümkün, olanaklı" kavramının daha o çağda Türkçede kullanıldığını göstermektedir: Ol yolun yonsar unç tidim (T i doğu 7). Aynı sözcük ailesinden una- 'kabul et-' eyleminin geçişi de ilgi çekicidir: Sü yonlım tideçi, unaman (T i kuzey 11). Aynı örnek Uygur metinlerinde ve Kaşgaıi'de de vardır. Dahaönceki. yayınlarda verdiğimiz örnekleri bir yana bırakarak burada, yazıtlarda geçen aşağıdaki soyut kavramlara dikkati çekmek istiyoruz: ökün- 'nedamet et-, pişman 01-' (KT doğu 23, BK doğu 19). Bu sözcüğün geçtiği "Türk bodun ertin, ökün!" tümces4ıdeki ertin'i de kimi araştırmacılar gibi (M. Ergin, T. Tekin) 'vazgeç!' anlamında alacak olursak buna yine soyut bir kavram eklemiş oluruz. kürega 'itaatsizlik' (KT doğu 23, BK doğu 19). küni 'kıskançlık, haset' (BK doğu 29-30). Bu örneklere, daha başkaları da eklenebilir (bkz. Aksan 1971: 9Off). Çokanlamlı öğelere gelince, Göktürk yazıtlarının dar sözvarlığı içinde, birbirine çok yakın anlamlı örneklere rastlandığına eski yayınlarımızda değinmiştik. Aynı kavram alanına giren bu öğelerin aynı zamanda çokanlamlı(polysematique) oluşları, bunların eskiliğine ve yerleşik, yaygın sözcükler sayılması gerektiğine tanıktır. örneğin her ikisi de çokanlamh olan kör- ve içik- Tonyukuk'ta arka arkaya iki satırda karşımıza çıkıyor (T i batı 1 ve 3): Türk bodun Tabgaçlça körür em. ~n 1:codup Tabgaç~ yana içikti. - Her iki tümcede de anlatılan, bir ulusun bir başka ulusun boyunduruğu altına 4. Krıimsky"nin (1956: 225-40) soyut kavramların saylsl konusunda ileri siirdüklerine ka:r l savolarak görü ümüz için bkz. Aksan, 1982: 57.

GÖKTÜRK ANITLARINDA SÖZ SANATI.ARI-GÜÇLÜ ANLA TIM YOLLARI 23 girmesidir ve bu kavram iki ayn göstergeyle dile getirilmiştir. Bu da daha önce değindiğimiz ötrü/kisre, sözleş-/ögleş-, tiril-/lç.ubran-, öl-/uç-/uça bar-/yolç. bol-/kergek bol- örneklerinde olduğu gibi, dilin kavramlar açisından gelişmişlik ve zenginliğini göstermektedir. Öte yandan bu öğelerdeki semantique gelişme somuttan soyuta doğru olmuştur ('içeri gir-' > 'tabi 01-'; 'bak- gör-' > 'tabi 01-, itaat et-').lçik- eylemi bu metinlerde göndergesel anlami olan 'içeri gir-, dahil 01-' anlamında görülmemektedir. Ancak yukarıda değindiğimiz 'tabi 01-, itaat et-' gibi aktarmalı anlamları göndergesel anlamdan daha sonra oluşabilec~ği için bunun da var olması gerekmektedir. Kaldı ki, Uygur metinlerinde bu ilk anlam görülmektedir (örneğin Uigurische Sprachdenkmiiler, 272). 3. Bugün, gelişmiş kültür dillerinde görülen niteliklerden biri, kimi sözcüklerde karşımıza çıkan geniş çokanlamlılık(polysemie)'dir. Kimi bilginlerin "dilde tutumluluk açısından kaçınılmaz" olarak niteledikleri çokanlamlılık, her dilin sözvarlığında genelolarak terimler dışında yaygın bir özelliktir. s Fransız dilinin ünlü sözlüğü Littre'de 'almak' anlamındakiprendre eyleminin 80, 'yapmak' demek olanfaire'nin ise 82 anlamının yer almış olması, kullanım sıklığının da etkisiyle bazı öğelerin nasıl, yeni yeni kullanımlar kazanabildiğini göstermektedir. 6 Bugünkü Türkçede açmak, almak, vermek, gitmek gibi öğelerde de aynı özelliğe rastlanmaktadır. Göktürkçe üzerindeki çalışmalarımızda, çokanlamlılık taşıyan öğelerin niteliklerine daha önce değinmiştik. 7 Buraruı, daha önce değinmediğimiz kimi örneklere dikkati çekmek istiyoruz. Yazıtlarda ad soylu sözcüklerden birçoğu, çokanlamlılığa sahne olmuş öğeler olarak karşımıza çıkar: Bugüne kadar değişmeden gelen iç sözcüğü, daha o. dönemde, bugünkü anlamından başka, tıpkı Farsçadaki w; J.i i sözcüğünde olduğu gibi 'hükümdar sarayı, saraya ait olanlar' anlamınada geliyordu: "Tabgaç J.caganıfi içreki bedizçig ıtı" (KT güney 12). Bunun yam sıra 'gizli' anlamına da rastlamyordu: -~'Apa tar~garu içre sab itmiş" (T i kuzey 10). Ülüğ sözcüğünün 'bölüm' gibi somut bir kavramdan (örn., Tl 13) 'baht,. şans' gibisoyutbir kavrama geçerek (örn., BK kuzey 7) çokanlamlı oluşu da anıtlardaki pek çok örnek arasındadır. Yukarıda değindiğimiz kimi eylemlerde olduğu gibi dah~ birçok eylemde de 5. Çokanlaınlılık konusunda bilgi ve dilde tutumluluk açısından Ullmann'ın göril leri için bkz.~an, 1971:76-79. 6. Aynıyer. 7. ~an. 1971: 109-113.

24 DQ(;AN AKSAN çokanlamlılık belirgin durumdadır. ömegin bugünkü al-, günümüzdeki anlamı dışında, o dönemde de 'ogluna, kızına bir kimseyi gelin ya da damat olarak al-' anlamında kullanılıyordu: TÜfgiş :teağan:tea kızımın ertinü uluğ törün alı birtim. Türgiş :teağan.\ozın ertidü uluğ törün oğlıma alı birtim. (BK kuzey 9- ıo) Bunun dışında 'zaptet-, fethet-' anlamında kullanıidıgını da görüyoruz: "... tört bulundalp. bodunuğ ~op almış" (KT dogu 2). Aynca 'dikkate al-~ dinle-' anlamıyla da karşılaşıyoruz: "...igidmiş \cağanının sabın almatın" (KT güney 9). Yazıtlarda, degişik anlam ve kullanımları oldugunu gördügümüz, ancak burada, üzerlerinde ayn ayn duraınadıgımız sakın-, ö-, teg-, olur-, yanıl-, yazın-, ilt-, egir-, bas-, it-, If;azgan-, If;ız-, kötür-, If;on-, ökün-, ötün-, tonta-, tüzül-, ur-, yarlı/f:a-, yıg-, yoğur-, yükün-, kinjür-, ~amşat-, ~ablj- gibi eylemleri de eklemek gerekir. 4. "Phraseologique" Yapılarına Genel Bir Bakış Tektek 900 dolayında sözcükten oluşan Göktürk yazıtlarında, güçlü anlatım' saglayan söz sanatlarına oldugu kadar, sözvarlıgı içinde yer alan deyim, atasözü ve kalıplaşmış ögelere de yer verildigini görüyoruz. Burada, önce, Talat Tekin'in (1957:372-374 ve 422-426) degindigi ada/f; /f:amşat-, atı küsi yo/f; bol-, közi ~aşı yablaf!; bol-, ot sub If;ıl-, ödine küni teg- gibi ögelerin gerçekten, birer deyim niteligi taşıdıgını belirtmeliyiz. Ancak aynı yazıda geçen "bal*a~ı tagılf;mış tagda*ı inmiş"(kt dogu 11-12), "içre ajsiz taşra tonsuz"(kt dogu 26), "körür közi körmez teg, bilir biligi bilmez teg bol-"(kt kuzey ıo),"tün udıma- küntüz olurma-"(kt dogu 27), uç-, uça bar- gibi örnekler, deyim olarak degil, aşagıda deginecegimiz, anlatımı etkileyici kılan biçimlere başvuran anlatım yolları olarak düşünülmelidir. ömegin uç- ve uça bar- ögelerinde 'öl-' anlamının ad aktarmasıyla (meronymie) dile getirildigini yukanda belirtmiştik. Bizce, Göktürk yazıtlarında geçen aşagıdaki ögeleri de deyim niteligindeki kalıplaşmalar olarak niteleyebiliriz: Tenri yir bulğa~ın üçün (BK dogu 67) (öduie kün teg- deyimi hemen bunu izliyor). Tün ~at- (T i kuzey ll) bugünkü Türkiye Türkçesinde kullanılan geceyiesini) gündüzerüne) kat- deyiminin eksildli (elliptique) biçimi olmalıdır. Otça borça kel- (KT dogu 37) benzetmeye dayanan, deyimleşmiş bir anlatım biçimidir(krş. Türkiye Türkçesindeki yel gibi git-). Tünli künli(bk güney-dogu)(krş. Türkiye Türkçesindeki geceli gündüzlü, gece gündüz).

GÖKTÜRK ANITI..ARINDA SÖZ SANA 1LARl-GÜÇLÜ ANLATIM YOLLARI 25 Ölü yitü(bk doğu 22) (Krş. Türkiye Türkçesindeki bata çıka, düşe kalka). Deyimleşmiş bir ikileme örneği olmalıdır. Göktürk yazıtlarının sınırlı sözvarlığı içinde atasözlerinin de yer aldığını görüyoruz. Giraud (1961:129), "Yuyka erkli tupulgalı uçuz ermiş, yinçge erklig üzgeli uçuz. Yuy~a *alın bo/sar tupu/ğulu* alp ermiş. Yinçge yoğun bolsar üzgülük alp ermiş"(t i güney 6-7) sözünü 'birlikten güç doğar' biçiminde açıklamaktaydı. Gerek bu söz, gerekse daha önceki yazılarımızda (Aksan, 1976: 139) değindiğimiz "Tor~ b~lı semiz bu~/ı ar~a(ıra~da) bilser(büiiser) semiz buj.uı toru~ bu~a teyin bi/mez"(t i batı 6) örneği, atasözü niteliği göstermektedir ki, açıklanışı tartışmalı olan bu öğeler üzerinde daha çok durmak istemiyoruz. Göktürk yazıtlarında çok sık rastlanan ikilemeler, yinelemeler ve koşut anlatım biçimlerine ise aşağıda, ayrı ayn değineceğiz. 5. Bilindiği gibi Göktürk anıtları kısa, etkileyici hitabeler sunmaya yönelen, taş üzerinde sınırlı bir uzunlukta olması gereken metinlerdir. Böylece, dar çerçeveli olmalarına karşın, sanatlı anlatımın, anlam olaylarının en belirgin örneklerini sergilemekte, kimi zaman birden fazla söz sanatını, birlikte içermektedir. Kül Tigin yazıtında (doğu yüzü, 5-8 satırları) yer alan aşağıdaki metin bu açıdan ilgi çekicidir: "Anda kisre inisi eçisin teg ls:ılınmad~ erinç, oglı.\<anın teg.\<ılınmadu.\< erinç. Biligsiz \<agan olurmış erinç yabla\<.\<agan olurmış erinç. Buyrulp. yime biligsiz ermiş erinç, yabla\< ermiş erinç. Begleri bodunı tüzsüz üçün Tabgaç bodun tebligin kürlüg üçün armaisçısın üçün inili eçiii kiiişürtükin üçün begii bodunlıg yoiişurtulpn üçün Türk bodun iiiedük ilin ıçgınu ıdmış, \<aganladui.c \<aganm yitürü ıdmış. Tabgaç bodun\<a beglik un oglın.\<ul boldı, eşilik Ip.z oglın küii boldı. Türk begler Türk atın ıtı. Tabgaçgı begler Tabgaç atın tutupan Tabgaç \<aganlça körmiş." B u metinde bir yandan; aşağıda değineceğimiz birbirine karşıt kavramlar (ini x eçi, ogı/ x ~afi., bodun x beg, inili x eçili, urı ogıl x ~ız ogıl, ıd- x tut-, i/gerü x ~urıgaru) bir arada, aynı sözceler içinde kullanılmış, bir yandan da birbirine koşut, yinelemeli anlatım biçiı;ıılerine başvurulmuştur (inisi eçisin teg/oglı!;canın teg, biligsiz ~agan olurmış erinç/yabla~ ~agan olurmış erinç, begleri bodum tüzsüz üçün/inili eçili kifi.şürtükin üçün... gibi). Bu arada "alliteration" adı verilen ses yinelemelerine, "anaphore" denen hece ve sözcük yinelemelerine, şiir dilinde rastladığımız uyaklı anlatımlara ve büyük oranda ikilemelere yer verilmiş olması, yazıtları, hemen her satırı özenle ve bilinçli olarak etkili anlatırnın örneği durumuna getirmiştir. Şimdi bu özelliği sağlayan, etkileyici dili amaçlayan örneklere değinelim: a. Karşıt Anlamlı Öğelere Başvurma Göktürk metinleriyle ilgili daha önceki yayınlarımızda, yazıtlarda Divan

26 DOÖANAKSAN Şürimizdeki tezat san~tına benzer bir söz sanatından yararlanıldı~na de~nmiştik (Aksan, 1969: 52-53). Daha sonraki çalışmalarımızda, bütün yazıtlarda, anlatımı güçlendiren bu sanata geniş ölçüde yer verildigine tanık olduk. Burada yeni örneklerini veriyoruz: Üze kök tefiri asra yağlz yir Iplındul!:da ikin ara kişi oglı ~lınmış (KT dogu 1): üze x asra, kök x yagız, tenri x yir Anda kisre inisi eçisin teg lplınmadı4< erinç oglı ~ın teg ~ınmadı4< erinç (BK dogu 6): ini x eçi ve ogıl x kan İlligig ilsiretmiş I!:aganlıgıg ~gansiratmış, yağlg baz ~lmış. Tizligig sökürmiş, başlığlg yükündürmiş (BK dogu 13): illigig x ilsiret-,!faganlıg x lfagansırat-, yagı x baz, tizlig x sökür-, başlıg x yükündür- Taşra yonyur tiyin kü eşidip balıi!:dala tagı1?nış tagdal? inmiş (BK dogu 10): bal* x tag, tag*- x in- İnisi eçisin bilmez erti, oglı I!:ai'iın bilmez erti (BK dogu 18): ini x eçi, oğul x ~an. çıgaıiıg bay Ipldı, azıg öküş Ipldı (BK dogu 14): çıgari x bay, az x öküş. Açsar tos~ ömez sen, bir todsar açs~ ömez sen (BK kuzey 6): açsar x tadsar, açs* x tods* Yalın badunug tonlug.\aldım. çıgan bodunug bay ~ldım. Az bodunug öküş Ipldım (BK dogu 23): yalın. x tonlug, çıgari x bay, az x öküş. İçre aşsız taşra tonsuz yabız yabl~ bodun (BK dogu 21): içre x taşra, aşsız x tonsuz. Ira.I!: erser yabl~ agı birür yagı4< erser edgü ağl birür (BK kuzey 5): ıra~ x yağu~, yabla~ x edgü. b. İkilemeler Bilindigi gibi, ikilemelerin kullanılması, Türkçenin lexicologie, semantique ve stylistique açılanndan en önemli özelliklerinden biridir. Korecede, Japoncada da degişik ölçü ve niteliklerde gördügümüz bu özellik çeşitli lehçelerde ve Türkiye Türkçesinde yapı, kuruluş ve köken açısından birbirinden çok ayn ikileme örnekleriyle geniş ölçüde, bugün de belirmektedir. Dağ tepe, yarım yamalak, kara kara, para mara, güle oynaya, dost düşman, iyi kötü, olur olmaz... gibi binlerce örne ~iyle güçlü bir anlatım saglayan bu kalıplaşmalara Göktürk yazıtlarında da rastlıyoruz. Uygur döneminde de süren bu anlatım biçimi için yazıtlardaki şu birkaç örne~ vermekle yetinecegiz: al~ın- arıl- (KT güney 9), ögir- sebin- (BK dogu 41), yir sub (KT dogu 20)" arlç.ış tirkiş (KT güney 8), at kü (KT dogu 25), il törü (KT dogu 1,8), yabız yabl~ (KT dogu 20), iç taş (KT güney 12).' c. Öteki Özellikler Göktürk yazıtlarında ilgi çeken öteki etkileyici anlatım biçimlerine de burada

'i GÖKTÜRK ANTILARINDA SÖZ SANA 1LARI-GÜÇLÜ ANLATIM YOLLARI 27 toplu olarak değinmek istiyoruz. Yazıtların en ilginç yönlerinden biri, olay ve konuların aktanlması, bunlarla, kimi atasözlerinde, deyimlerde, çeşitli kalıplaşmalarda rastlanan etkileyici ve kalıcı anlatım yollarına önem verilmiş olmasıdır. Bu yinelemelerden bir bölümünde, birbirini izleyen iki tümce arasında hem yapı açısından birbirine eş ö~elerin kullanılması, hem uyak oluşturan sözcüklerin seçilmesi, hem de ses yinelemeleri'ne (alliteration) ve çeşitli ö~elerdeki yinelemeler'e (anaphore) gidilmesi söz konusudur. Örneğin Altun yışıg aşa keltimiz lrtiş ögüzüg keçe keltimiz (T II batı 2-3). Altun yışıg yolsuzun aşdımız lrtiş ögüzüg keçigsizin keçdimiz ( T i kuzey 11). tümcelerinde yapı açısından birbirine e yı ıg/ ögüzüg, a a kel-/keçe kel-, yolsuzun/keçigsizin, a dımız/keçdimiz ö~eleri kullanılmış, ayri.ea a a kel-/keçe kel-, a dımız/keçdimiz yarım uyakları oluşturulmuştur. Keltimiz'in yinelenmesi de ayrıea belirtilmelidir. lllig bodun ertim, ilim amtı ~anı? IÇ.aganlıg bodun ertim,!faganım ~nı? (BK do~u 9) öine~nde de illig/*aganlıg, ilim/!faganım ö~eleri yapıca eştir; bodun, er/im,!fanı ise yinelenmiştir.llim/lfaganım'la uyak sa~lanmıştır. "İlledük ilin ıçgınu ıdmış ~ganlad~ I,rnganın yitürü ıdmış" (BK do~ 7) tümceleri de aynı özelli~i gösteriyor. Burada illedük/~aganlad~, ıçgınu/yitürü, ilin/lf:aganın yapıca eştir; ıdmı yinelenmiştir. Aşa~ıdaki örnekte, art arda sıralanan tümcelerin körteçi sen/kirteçi sen/boldaçı sen ö~eleri hem yapıca eştir, hem ses yinelemeleri içerirler, hem de uyakla birlikte, öteki ö~elerde de yinelemeler görülmektedir: "Türk bodun özün edgü körteçi sen ebii'ie kirteçi sen, bufisuz boldaçı sen" (BKkuzey 13-14). Yazıtlarda yapıea eşlik gösteren, aynı zamanda düz yazıda uyak sa~lamaya yönelen daha pek çok örnek vardır: Orödke tuı ~ullug küfi. künzüg bolmış erti (BK do~u 17). Közün körmedük ~u/~*ın e idmedük bodunumlil (BK kuzey 11) Ögüm ~tunug kötürügme tenri il birigme tefi.ri (BK do~u 21) IÇ.ızıllf:anım töküti If:ara terim yügürti işig küçüg birtirn ök CT II do~u 2) Neke tezer biz? Öküş tiyin neke /fortur biz? Az tiyin ne basmalım? Tegelim tidim CT II batı 3-4)

~ - ---- 28 r:ıoöan AKSAN Bilmedükin üçün bizine yafııltulfm yazmtulfm üçün ~ganı ölti. Bu~ begleri yime ölti (BK do~u 16) Yara\dıg lfandm kelip yanya iltdi. Süi'iüglüg Ifandm /celipen süre iltdi? (KT do~23) Begleri bodum tüzsüz üçün Tabgaç bodun tebligin kürlügin üçün, arma~çısm üçün inili eçili kinşürtakin üçün, begli bodunlug yonşurtulfm üçün '" (BK do~u 6-7) Biligsiz lfagan olurmış erinç, yablalf ~agan olurmış erinç (BK do~u 6) Bu örnekleri daha da artırabiliriz. Yazıtlarda, birbirini izleyen sözceler kimi zaman, aşa~ıdaki örneklerde oldu~u gibi, tam bir simetri göstermektedir: llgerü Şantun yazllfa tegi süledim, taluylf.a kiçig tegmedim. Birigerü To~uz Ersinke tegi süledim. Tüpütke kiçig tegmedim. Burada dikkati çeken yönlerden biri, birinci sözcede yer alan -a tegi süledim'in ikinci sözcede, oldu~u gibi yinelenmesi, bunu izleyen -lfa kiçig tegmedim'in de ikinci sözcede oldu~u gibi yer almasıdır. Aynca biçim bakımından birbirinin eşi -".- -----.-- ---- -_._.. ~ - -_.., - olan ö~eler içeren bu sözceler -bir hece fazlasıyla- hece sayısı bakımından birbirine uymaktadır (13 + 8; 14 + 8).8 Aşa~ıdaki örneklerde de benzeri yapıyla, yinelemelerle karşılaşıyoruz. ııteriş ~gan ~azğanmasar, yo~ erti erser, ben özüm TonY$~fcazğanmasarbenyo~ ertim erser (T II kuzey 1-2) En ilki Tad~ çonii boz atıg binip tegdi. Ol at anda ölti. lkinti Işbara Yamtar boz atıg binip tegdi. Ol at anda ölti. Üçünç Yigen Silig '" torug at binip tegdi. Ol at anda ölti (KT do~u 32-33). Bu örnekte de 'ölti'ye kadar gelen birinci sözcedeki hece sayısıyla ikinci hecedeki sözce sayısı aymdır (8 + 7 + 6; 8 + 7 + 6). Yazıtlarda bunlar dışında anlatımı güçlendirici başka örnekler de vardır ki, bildirimizin dar çerçevesi içinde bunlar üzerinde duramıyoruz. Bu bildirimizde söz konusu edilen özellikler, daha önce yayımlanan yazılarunızda belirlemeye çalıştı~ımız niteliklerle birleştirilince yazıtların dilbilimde "konuşulan dil" adım alan dilin özelliklerini taşıyan metinler olarak de~il, her bir satın özenle hazırlanmış "yazılan dil" ürünleri olarak kabul edilebilece~i gerçeği ortaya çıkar. Bir ulusa, gelecek kuşaklara seslenen bu yazıtlarda gerek şoyutlama 8. Burada Giraud'nun (1961: 125 ve 133-134) verdiği 4-t4 hece yapısındaki "Eki ülügi atlıg erti, bir ü!ügi yadag erti" ve 4+3 yapısındaki "~lzll ~nım tükeıi ~ra terim yügürti işig /ciiçig bertim ök" örneklerini de hatırlatmak gerekir.

GÖKTÜRK ANITLARlNDA SöZ SANA TLARI-GÜÇLÜ ANLATIM YOLLARI 29 gücü ve kavramlardaki zenginlik, gerek çok uzun bir sürede oluşan anlam olay Iannın sonuçlanmış biçimlerinin görülmesi, gerekse etkileyici, güçlü bir anlatım sa~layan söz sanatlarına başvurulmuş olın:ası bizde, gelişmiş, çok eskilere uzanan bir yazı dilinin ürünleri karşısında oldu~umuz kanısını pekiştirrnektedir. KISALTMALAR (Aksan 1969) Aksan, Doğan, "Türkçe ar8 tınnalarında yeni yollar": TDAY-Belleten 1969, 45-55 (Aksan 1971) Aksan, Doğan, Anlambilimi ve Türk Anlambilimi, Ankara:, 1971 (Aksan 1975) Aksan, Doğan, Eski Türk yazı dilinin Y8 ıyla ilgili yeni ar8 tınnalar: TDAY-Belleten 1975-76, 133-141 (Aksan 1982) Aksan, Doğan, Her Yönüyle Dil II, Ankara, 1982 (Ergin 1970) Ergin, Muharrem, Orhun Abideleri, İstanbuL, 1970 (Giraud 1960) Giraud, R., L'Empire des turcs dlestes, Paris, 1960 (Giraud 1961) Giraud, R., L'Inscription de Barn Tsokto, Paris, 1961 (Krıimsky' 1956) Krıimsky', J., on the Oldest Stratum ofwords in the Basic Lexical Fund of Modem Turkish: Archiv Orientfilni 24(1956), 225-240 erekin 1957) Tekin, Talat, Köktürk yazıtlarındaki deyimlerüzerine: TürkDili VI(1957), 372-374; 423-426. erekin 1988) Tekin, Talat, Orhon Yazılları, Ankara, 1988 (Weisgerber 1929) Weisgerber,!..eo, Muttersprache und Geistesbildung, Göttingen, 1929 (Whorf 1956) Whorf, Benjamin Lee, Language, Thought and Reality, New York, 1956