YOLSUZLUK VE YOKSULLUK GÖSTERGELERİ ARASINDAKİ İLİŞKİ: TÜRKİYE ÖRNEĞİ Yrd. Doç. Dr. Birol ERKAN * Yrd. Doç. Dr. Oğuz KARA ** Özet



Benzer belgeler
A N A L İ Z. Yolsuzluk Endeksleri Çerçevesinde Türkiye nin Durumu

Kritik kavşağa ilerlerken

Araştırma Notu 12/134

2016 YILI I.DÖNEM AKTÜERLİK SINAVLARI EKONOMİ

AB Ülkelerinin Temel Ekonomik Göstergeleri Üye ve Aday Ülkeler

Binyıl Kalkınma Hedefleri ve Yoksul Odaklı Büyüme

Türkiye de Dünya Bankası: Öncelikler ve Programlar

Türkiye de Ar-Ge, Patent ve Ekonomik Büyüme İlişkisi ( )

2017 YILI İLK ÇEYREK GSYH BÜYÜMESİNİN ANALİZİ. Zafer YÜKSELER. (19 Haziran 2017)

Ekonomik Rapor 2011 KAYNAKLAR 67. genel kurul Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği /

C.Can Aktan (ed), Yoksullukla Mücadele Stratejileri, Ankara: Hak-İş Konfederasyonu Yayını, DÜNYADA VE TÜRKİYE DE İNSANİ YOKSULLUK

İZMİR TİCARET ODASI EKONOMİK KALKINMA VE İŞBİRLİĞİ ÖRGÜTÜ (OECD) TÜRKİYE EKONOMİK TAHMİN ÖZETİ 2017 RAPORU DEĞERLENDİRMESİ

C.Can Aktan (ed), Yoksullukla Mücadele Stratejileri, Ankara: Hak-İş Konfederasyonu Yayını, 2002.

ORTA VADELİ PROGRAM ( ) 8 Ekim 2014

Araştırma Notu 14/162

2014 YILI VERİLERİ IŞIĞINDA TÜRKİYE NİN DÜNYADAKİ YERİ & KONUMU

SOSYAL İMKANLAR YOKSULLUĞU VE TÜRKİYE NİN KONUMU

Kurumsal Şeffaflık, Firma Değeri Ve Firma Performansları İlişkisi Bist İncelemesi

İkinci Öğretim. Küreselleşme ve Yoksulluk

İktisat Anabilim Dalı- Tezsiz Yüksek Lisans (Uzaktan Eğitim) Programı Ders İçerikleri

Bu sayıda: 2017 Aralık ayı İşgücü, İstihdam ve Sigortalı İstatistikleri ile Birleşmiş Milletler in 2018 Dünya Mutluluk Raporu sonuçları

DÜNYA EKONOMİSİNDEKİ GELİŞMELER

A.ERDAL SARGUTAN EK TABLOLAR. Ek 1. Ek 1: Ek Tablolar 3123

Kamusal Bir Kötülük Olarak Yolsuzluğun Ekonomik Analizi

HAM PETROL FİYATLARINDAKİ VOLATİLİTENİN GAYRİ SAFİ YURTİÇİ HASILA BÜYÜMESİ ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ: TÜRKİYE ÖRNEĞİ

TÜRKİYE DE EĞİTİM VE İKTİSADİ BÜYÜME ARASINDAKİ İLİŞKİNİN VAR MODELİ İLE ANALİZİ Ceyda ÖZSOY 1

Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası

Büyüme, Tasarruf-Yatırım ve Finansal Sektörün Rolü. Hüseyin Aydın Yönetim Kurulu Başkanı

DSK nın Ortaya Çıkışı ve Gelişimi

İKTİSAT ANABİLİM DALI ORTAK DOKTORA DERS İÇERİKLERİ. Dersin Adı Kod Yarıyıl T+U AKTS. Dersin Adı Kod Yarıyıl T+U AKTS. Dersin Adı Kod Yarıyıl T+U AKTS

EKONOMİK KATILIM VE FIRSATLARDA CİNSİYET EŞİTSİZLİĞİNİN SOSYOEKONOMİK VE KÜLTÜREL DEĞİŞKENLERLE İLİŞKİSİ. Aslı AŞIK YAVUZ

RIO+20 ışığında KOBİ ler için yenilikçi alternatifler. Tolga YAKAR UNDP Turkey

Reel Efektif Döviz Kuru Endekslerine İlişkin Yöntemsel Açıklama

KONU 1: TÜRKİYE EKONOMİSİNDE ( ) İŞGÜCÜ VERİMLİLİĞİ ve YATIRIMLAR İLİŞKİSİ (DOĞRUSAL BAĞINTI ÇÖZÜMLEMESİ) Dr. Halit Suiçmez(iktisatçı-uzman)

TÜRKİYE YE GELEN DOĞRUDAN YABANCI SERMAYE YATIRIMLARI KONJONKTÜR YÖNLÜ MÜ HAREKET EDİYOR?

Türkiye de Tarımsal Üretim ile Tarımsal Kredi Kullanımı Arasındaki Nedensellik İlişkisi

2010 OCAK NİSAN DÖNEMİ HALI SEKTÖRÜ İHRACATININ DEĞERLENDİRMESİ

Araştırma Notu 14/161

Sayfa 1 Kasım 2016 ULUSLARARASI SIRALAMALARINDA BELARUS UN YERİ

Yoksulluk Sınırı Nasıl Hesaplanır?

alphanumeric journal The Journal of Operations Research, Statistics, Econometrics and Management Information Systems

ULUSLARARASI ŞEFFAFLIK DERNEĞI

MESLEKİ EĞİTİM, SANAYİ VE YÜKSEK TEKNOLOJİ

ONBĠRĠNCĠ BÖLÜM BÜYÜME, KALKINMA VE YOKSULLUKLA MÜCADELE

AB Ülkelerinin Temel Ekonomik Göstergeleri Üye ve Aday Ülkeler

İNSANİ GELİŞMEYİ SÜRDÜRMEK:! EĞİTİM VE İŞGÜCÜ PİYASASI GÖSTERGELERİ İTİBARİYLE TÜRKİYE NİN PERFORMANSININ DEĞERLENDİRİLMESİ!

kurumsal olmayan sivil nüfus (KOSN)

ENFLASYON YOKSULU VURUYOR. Yönetici özeti

BİRİNCİ BÖLÜM... 1 KAYIT DIŞI İSTİHDAM... 1 I. KAYIT DIŞI EKONOMİ...

2010 OCAK MART DÖNEMİ HALI SEKTÖRÜ İHRACATININ DEĞERLENDİRMESİ

1. SOSYAL SERMAYE 1. (1) (2) 2. (3). (4) 3. (5) (6) 4.

Sağlık ve Ekonomik Büyüme Arasındaki İlişkinin Analizi: BRIC Ülkeleri Üzerine Bir Panel Regresyon Analizi

MAKROİKTİSAT BÖLÜM 1: MAKROEKONOMİYE GENEL BİR BAKIŞ. Mikro kelimesi küçük, Makro kelimesi ise büyük anlamına gelmektedir.

Ekonometri ve İstatistik Sayı: TÜRKİYE EKONOMİSİNDEKİ İSTİHDAMSIZ BÜYÜMENİN EKONOMETRİK ANALİZİ * Ömür URAS **

1 TÜRKİYE CUMHURİYETİ DÖNEMİ (TÜRKİYE) EKONOMİSİNİN TARİHSEL TEMELLERİ

2010 YILI OCAK-MART DÖNEMİ TÜRKİYE DERİ VE DERİ ÜRÜNLERİ İHRACATI DEĞERLENDİRMESİ

TÜRKİYE EKONOMİSİNDE FİNANS SEKTÖRÜ VE REEL SEKTÖR ETKİLEŞİMİ

Büyümeyi Sürdürmek: Yurtiçi Tasarrufların Önemi

INTERNATIONAL MONETARY FUND IMF (ULUSLARARASI PARA FONU) KÜRESEL EKONOMİK GÖRÜNÜM OCAK 2015

EKONOMİK BÜYÜME, İŞSİZLİK VE ENFLASYON ARASINDAKİ İLİŞKİNİN VAR MODELİ İLE ANALİZİ: TÜRKİYE ÖRNEĞİ ( ) (*)

Türkiye deki İş Kazalarının Box-Jenkins Tekniği ile İncelenmesi. Doç. Dr. Arzu ALTIN YAVUZ Ar. Gör. Barış ERGÜL Ar. Gör. Ebru GÜNDOĞAN AŞIK

BİT Büyüme Dalgasının Türkiye Ekonomisine Etkileri

MAKRO İKTİSAT KONUYA İLİŞKİN SORU ÖRNEKLERİ(KARMA)

Avrupa Birliği Lizbon Hedefleri ne UlaĢabiliyor mu?

Ham Petrol Fiyatlarındaki Volatilitenin Gayri Safi Yurtiçi Hasıla Büyümesi Üzerindeki Etkileri: Türkiye Örneği

Temel Kavramlar. Bağlanım Çözümlemesi. Temel Kavramlar. Ekonometri 1 Konu 6 Sürüm 2,0 (Ekim 2011)

Kamu bütçesi, Millet Meclisi tarafından onaylanıp kanunlaşan ve devletin planlanan gelir ve harcamalarını gösteren yıllık bir programdır.

Milli geliri yükselterek, döviz rezervlerini artırarak, her yıl ortalama yüzde 5 büyüyerek bir ülkeyi değiştirmek mümkün olmuyormuş!

Banka Kredileri ve Büyüme İlişkisi

İçindekiler kısa tablosu

1. GENEL EKONOMİK GÖSTERGELER

BAKANLAR KURULU SUNUMU

Rekabetçilik İçin Kaliteli Eğitim Şart

Tüketici Güven Endeksi ile Makro Değişkenler Arasındaki İlişki. The Relationship Between Consumer Confidence Index and Macroeconomics Variables

FEDERAL ALMANYA EKONOMİK GELİŞMELER RAPORU Yılı. II. Çeyrek Dönem Değerlendirmesi. Berlin Ekonomi Müşavirliği

Ekonomik Araştırmalar ÖDEME DAVRANIŞLARI. Mayıs Şirketlerin işletme sermayesi ihtiyaçları için iyi stok yönetimi çok önemli

ENFLASYON (Genel bakış)

2012 YILI OCAK-EYLÜL DÖNEMİ BÜTÇE GERÇEKLEŞMELERİ 2012 YIL SONU BÜTÇE TAHMİNLERİ 2013 YILI MERKEZİ YÖNETİM BÜTÇE TASARISI MEHMET ŞİMŞEK MALİYE BAKANI

Dumlupınar Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Sayı 37 Temmuz 2013

TÜRKIYE NİN MEVCUT ENERJİ DURUMU

TÜRKİYE DE KAMU-ÖZEL İMALAT SANAYİNDE ÜCRET VE İŞGÜCÜ VERİMLİLİĞİ İLİŞKİSİ

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2017 TEMMUZ AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU. İTKİB Genel Sekreterliği Hazırgiyim ve Konfeksiyon Ar-Ge Şubesi.

ULUSLARARASI DOĞRUDAN YATIRIMLAR 2010 YIL SONU DEĞERLENDİRME RAPORU

FİNAL ÖNCESİ ÇÖZÜMLÜ DENEME MALİYE POLİTİKASI 1 SORULAR

HAM PETROL FİYATLARININ BİST 100 VE BİST ULAŞTIRMA ENDEKSLERİ İLE İLİŞKİSİ

Yılları Bütçesinin Makroekonomik Çerçevede Değerlendirilmesi

Dr. Ünzüle KURT Ardahan Üniversitesi, Iktisadi Ve Idari Bilimler Fakültesi,

Vol. 4, No. 1, 2017, pp Bütçe Açığının, Cari Açık, Ekonomik Büyüme ve Enflasyon Üzerindeki Etkileri: Türkiye Örneği a

ENERJĠ VE EKONOMĠK BÜYÜME ĠLĠġKĠSĠ: TÜRKĠYE ÖRNEĞĠ

Balayı bitti, yeni bir dönem başladı

G20 BİLGİLENDİRME NOTU

TÜRKİYE HANGİ SIRADA? İNSANİ GELİŞME ENDEKSİ NE GÖRE. Dr. Ayşe Betül YAPA. 68 Aralık Giriş

1 MAKRO EKONOMİNİN DOĞUŞU

BU YIL ULUSLARARASI KOOPERATİFLER YILI!

Büyüme Değerlendirmesi: Çeyrek

TÜRKİYE EKONOMİSİNDE PETROL FİYATLARI VE ENFLASYON İLİŞKİSİ: AMPİRİK ANALİZ

Avrasya Ekonomik Birliği Elektrik Piyasası Entegrasyonu Kapsamında Kırgızistan ın Enerji Tüketim Projeksiyonu

TÜRKİYE DE KISA VADELİ SERMAYE HAREKETLERİNİN EKONOMİK BÜYÜME ve REEL DÖVİZ KURU İLE İLİŞKİSİ

BÖLÜM 12 STUDENT T DAĞILIMI

Transkript:

YOLSUZLUK VE YOKSULLUK GÖSTERGELERİ ARASINDAKİ İLİŞKİ: TÜRKİYE ÖRNEĞİ Yrd. Doç. Dr. Birol ERKAN * Yrd. Doç. Dr. Oğuz KARA ** Özet Kalkınmanın önündeki en önemli engellerden birisi olarak karşımıza çıkan yolsuzluk, uluslararası alanda özellikle son zamanlarda olağanüstü bir hız almıştır. Çoğu ülke, kalkınma projelerinde yolsuzluğun ortadan kaldırılmasına öncelik vermektedir. Yolsuzluk, tüm ülkelerde çeşitli şekillerde ve derecelerde hüküm süren kompleks bir politik, ekonomik ve özellikle de sosyal bir olgudur. Uluslararası Şeffaflık Örgütü nün her yıl gerçekleştirdiği yolsuzluk algılama indeksi verileri ile ülkelerin yoksulluk göstergeleri arasındaki yüksek korelasyon dikkat çekicidir. Zira, ülkelerde yolsuzluk düzeyi azaldıkça (yolsuzluk algılama indeksi yükseldikçe), yoksulluk düzeyi de azalmaktadır. Çalışmanın amacı, Türkiye de yolsuzluk ve yoksulluk göstergeleri arasındaki karşılıklı nedensellik ilişkisini belirlemektir. Çalışmanın amacına yönelik olarak Yoksulluk İndeksi, Yolsuzluk Algılama İndeksi, Reel GSYH, TÜFE, İktisadi Hoşnutsuzluk İndeksi, Eğitim Harcamaları ve İşsizlik Oranı gibi makro ekonomik değişkenleri içeren veri tabanı kullanılmıştır. Elde edilen ampirik bulgulara göre, yoksullukla yolsuzluk arasında karşılıklı bir nedensellik ilişkisinin olduğu gözlemlenmiştir. Ayrıca, yolsuzluk ve yoksulluğun belirleyicileri modellendiğinde; eğitim harcamalarının, ekonomik büyümenin, enflasyon ve işsizlik oranlarının etkili olduğu görülmüştür. Analiz sonuçlarına bağlı olarak, yoksulluk ve yolsuzluğun mücadelesine yönelik uygulanabilir politik argümanlara yer verilmiştir. Anahtar Kelimeler: Yolsuzluk, Yolsuzluk Algılama İndeksi, Yoksulluk Endeksi 1. Yolsuzluk ve Yoksulluk; Kavramsal Analiz Literatürde yolsuzluk; yaygın olarak, kamu gücünün özel çıkarlar için kötüye kullanımı olarak tanımlanmaktadır. Uluslararası alanda birçok çalışma, yolsuzluğun nedenleri olarak aşağıdaki kurumsal faktörler üzerinde yoğunlaşmıştır (BSOS, http://www.bsos.umd.edu/gvpt/uslaner, erişim: 2010): -Demokrasi eksikliği -Yetersiz yargı -Adil olmayan seçimler * Kilis 7 Aralık Üniversitesi, MYO Pazarlama ve Dış Ticaret Bölümü, birolerkan@kilis.edu.tr ** Düzce Üniversitesi, İşletme Fakültesi, İşletme Bölümü,, oguz.kara@deu.edu.tr

-Bağımsız olmayan medya Yolsuzluk temel olarak aşağıdaki şekillerde ortaya çıkmaktadır (ROHWER, 2009: 42): -Rüşvet -Zimmete para geçirme -Sahtekarlık -Haraç -Torpil -Adam kayırma -Devlet dairelerinden özel kazanç elde etme Uluslararası Şeffaflık Örgütü nün yolsuzluğa yönelik yaptığı araştırmalara göre, yolsuzlukla en fazla yüz yüze olan kurumlar sırasıyla şöyledir (http://www.transparency.org, erişim: 2010): -Politik partiler -Kamu daireleri -Parlamento -Özel sektör, şirketler -Yargı -Medya Günümüzde, yolsuzluğun ölçümüne ilişkin en önemli gösterge, Uluslararası Şeffaflık Örgütü (International Transparency-TI) tarafından her yıl yayınlanan yolsuzluk algılama indeksi (Corruption Perception Index) dir. Yolsuzluk algılama indeksi (YAİ), uluslararası faaliyet gösteren şirketlerde yönetici olarak çalışan kişilerin ve işadamlarının yolsuzluğa ilişkin algılamalarının yansıtıldığı bir anket çalışmasıdır. Araştırmada her ülke ile ilgili olarak en az dört farklı anket yapılmaktadır. Birden fazla anket yapılarak sonuçlardaki varyans farklılıkları da ortaya konulmaya çalışılmaktadır (Aktan, 2001: 129). Her bir araştırma konusu ülkede elde edilen indeks değeri 0 (en yüksek yolsuzluk değeri) ile 10 (en düşük yolsuzluk değeri) arasında yer almaktadır. Yolsuzluk algılama indeks değerleri, Uluslararası Şeffaflık Örgütü tarafından en yüksekten en düşüğe göre ülkelere göre sıralanmaktadır. Elde edilen sonuçlar, kamu sektöründen hangi oranda özel kazanç elde edildiğinin, zimmete para geçirme, torpil, rüşvet ve sahtekarlık düzeyinin hangi boyutlarda olduğunun bir göstergesidir (Eigen, http://www.anticorruption.info, erişim: 2010). Yolsuzluk algılama indeksi, Uluslararası Şeffaflık Örgütü nün ülkelerdeki yolsuzluk düzeyini ölçmek amacıyla kullandığı tek değişken değildir. Bununla birlikte, yolsuzlukların ölçümü amacıyla rüşvet alma indeksi (Bribe Payers Index) ve global yolsuzluk barometresi (Global Corruption Barometer) de

kullanılmaktadır. Rüşvet alma indeksi, işadamları ve işletmecilerin yolsuzluk ve rüşvet konusundaki görüşlerinden elde edilir. Global yolsuzluk barometresi, halkın yolsuzluk hakkındaki görüşlerini ölçerken, yolsuzluk algılama indeksi itibarlı işadamlarının ve uzmanların yolsuzluk hakkındaki görüşleri üzerinde odaklanır. Uluslararası Şeffaflık Örgütü tarafından yolsuzluk algılama indeksine ilişkin en son çalışma 2010 yılı için yapılmıştır. 2010 YAİ, 10 bağımsız kurum tarafından yapılan 13 farklı anket ve araştırmaya dayanır. 180 ülkeye ilişkin yapılan araştırmada en yüksek YAİ değerine (en düşük yolsuzluk) sahip 3 ülke sırasıyla Yeni Zelanda (YAİ=9.3), Danimarka (YAİ=9.3) ve Singapur (YAİ=9.3) dur (Transparency Internatıonal, http://www.transparency.org, erişim: 2010). Yolsuzluğu önleme programlarının başarısı için aşağıdaki koşulların gerçekleşmesi kaçınılmazdır (International Development Law Organization, 2006: 1-2): Ekonomik eşitsizlikle savaş, sosyal refah programlarıyla eşitliği sağlama, politika değişiklikleri, yolsuzluğu önlemeye yönelik yeni yasaların çıkarılması, mevcut yasaların güçlendirilmesi, kamu denetimlerinin arttırılması (BSOS, http://www.bsos.umd.edu/, erişim: 2010), güçlü bir parlamento yönetimi, performansı iyi bir yargı, bağımsız ve dürüst anti-yolsuzluk birimleri, kamunun bütçe, gelir ve parasal akımlarında şeffaflık, bağımsız medya, aktif sivil toplum, kamu ve özel sektör işbirliği. 2. Yoksulluk ve Yolsuzluk Arasındaki İlişki Yoksulluk, temel hizmetlere, temel insan haklarına ulaşma eksikliğini kapsayan, farklı faktörlerce nitelenen çok boyutlu bir olgudur (Transparency Internatıonal, 2008: 2). Genellikle satın alma gücü paritesine göre günde kişi başına gayrisafi yurtiçi hasıla düzeyi 1$ dan düşük olan gelirliler yoksul olarak tanımlanmaktadır. Yoksulluk, gelir düzeyinin, eğitim ve sağlık harcamalarının düşük düzeyde olması şeklinde de ifade edilmektedir (CHETWYND, 2003: 6). Yoksulluğun kompleks bir kavram olması, yoksulluğun ortadan kaldırılması amacıyla uygulanacak politikaların da çok kapsamlı olmasını gerektirmektedir.

Yoksulluğa neden olan veya yoksulluğun azaltılmasını engelleyen en önemli faktörlerden birisi yolsuzluktur. Yoksullukla savaş, yolsuzlukla savaşı gerektirir. Aslında, her iki değişken arasında karşılıklı ilişki mevcuttur (Eberlei, Fuhrmann, 2004: 1-6). Keza; Yolsuzluk yoksulluğun bir sebebidir. Yoksulluğun azalmasını engeller. Yoksulluk yolsuzluğun sebebidir. Yolsuzlukla savaşı engeller. Politikaların ve bütçelerin belirlenmesi sürecinde kamuoyu ile müzakere etmeyen, faaliyetlerinde hesap verilebilirlik ilkesine uymayan toplumlarda yolsuzluk ve bunun sonucunda ortaya çıkabilecek eşitsizlik kaçınılmaz olur. Özellikle en yoksul ülkelerde, aynı oranda hem yolsuzlukla hem de yoksullukla savaşıldığı, her iki sorunun çözümüne yönelik koordineli bir biçimde mücadele edildiği takdirde başarı sağlanabilir. Yolsuzluğun ekonomik büyüme oranı, gelir gibi bir çok ekonomik değişken üzerindeki etkisine ilişkin ampirik çalışmaların sayısı son zamanlarda hızla artmaktadır. Yolsuzluk sadece gelir ve büyüme oranını etkilememekte, aynı zamanda gelir eşitsizliği ve yoksulluğa neden olmaktadır. Yolsuzluk özellikle düşük gelir grupları üzerinde orantısız bir yük olarak kendisini hissettirmektedir. Keza, düşük gelir gruplarındaki insanların yolsuzluk karşısında ödediği bedel ve refah kaybı nispi olarak çok yüksektir (Dinçer, Günalp, 2008: 3). Yolsuzluk ve yoksulluk arasındaki bağlantı özellikle ekonomik ve yönetimsel açıdan ortaya çıkmaktadır. Yolsuzluk, özellikle ekonomik büyüme üzerinden dolaylı olarak yoksulluğu ve gelir eşitsizliğini etkilemektedir (Chetwynd, Chetwynd, Spector, 2003: 15). Ekonomik büyüme yoksulluktaki azalmayla ilişkilidir. Ekonomik büyümenin yavaşlaması sorunu özellikle fakirler üzerinde kendisini hissettirmektedir. Yolsuzluk ekonomik büyümenin yavaşlamasıyla ilişkilidir, yurtiçi yatırımları ve doğrudan yabancı yatırımları azaltır, hükümet harcamalarını arttırır, kamu sektörü verimliliğini azaltır, kamu harcamalarında sapmaya yol açar. Daha iyi eğitim ve sağlık göstergeleri düşük yoksullukla yakından ilişkilidir.

Yolsuzluk kamu gelirlerini azaltır, kamu altyapısının kalitesinin düşürür, sosyal sektörlere yapılan harcamaları azaltır, gelir dağılımı eşitsizliğini arttırır. Yolsuzluğun yoğun olduğu ülkelerde düşük gelirli kesim daha fazla rüşvet ödemektedir. Keza, yolsuzluğun arması; ekonomik büyüme, yatırım düzeyi ve diğer kalkınmaya ilişkin araçları olumsuz etkiler. Bu durum, yoksul halkı temel mal ve hizmetlere ulaşma karşılığında rüşvete başvurma yoluna iter. Yoksulluk ve yolsuzluk birbirine karışmış olur (Transparency Internatıonal, 2008: 3). Daha iyi yönetim ekonomik büyümeyi çarpıcı bir şekilde etkiler. Daha iyi yönetim daha düşük yolsuzluk ve daha düşük yoksullukla ilgilidir. Organize ve kurumsal yönetim ile kararlı politik rekabet daha düşük yolsuzlukla ilişkilidir. Yolsuzluk kamuya ve diğer kurumlara duyulan güveni azaltır, sosyal sermayenin azalmasına ve yoksulluğun artmasına yol açar, vergi sisteminin gelişmesini engeller. Yoksulluğu gözetmeyen, aksine çıkar gruplarının ve zenginlerin lehine olan vergi sistemi yoksulluğu ve gelir eşitsizliğini arttırır. Toplumda varlık sahipliğinin küçük bir elit kesimde olması ve söz konusu kesimin ülkeyi yönetenlere yakınlığı, fakirlerin borçlanabilme ve uzun dönem gelirlerini arttırabilme yeteneklerini sınırlar, yolsuzluğu ve gelir eşitsizliğini arttırır (Gupta, Davoodı, Terme, 1998: 7). Yoksulluğun azaltılması, gelir dağılımı eşitliğinin ve sürdürülebilir kalkınmanın sağlanması, devletin söz konusu kesime yapacağı yardımlara bağlıdır. Yardımların amacı, ekonomik büyümeyi ve istikrarı sağlamak amacıyla ülkelerin sosyal, ekonomik, fiziksel ve yönetimsel altyapılarını gerçekleştirebilmelerini ve güçlendirebilmelerini sağlamaktır. Yoksulluğun hakim olduğu toplumlarda, yoksulluğun ortadan kaldırılması amacıyla uygulanan yardım programlarında da yolsuzluklar ortaya çıkmaktadır. Yardımlarda yolsuzluğun ortadan kaldırılması amacıyla yönetim reformu, politik ve kurumsal halk desteği gerekmektedir. Bununla birlikte, yardımlarda şeffaflığın ve bilgiye ulaşma kolaylığının sağlanması gerekmektedir (Transparency International, 2007: 4-5, 9).

Tablo 1: Yönetim Eksikliği, Yolsuzluk ve Yoksulluk Yoksulluğun Önemli Sebepleri 1)Düşük yatırım ve büyüme 2)Fakirlerin büyümeden düşük pay alması 3)Kamu hizmetlerinden faydalanma düzeyinin azalması 4)Eğitimsiz ve sağlıksız bir yapı Yönetim Eksikliği ve Yolsuzluk Nasıl Yoksulluğa Sebep Olur? -Çıkar gruplarını ortaya çıkaran bozuk ekonomik ve kurumsal politikalar -Kamu yatırımlarının ve harcamalarının tahsisinde sapmalar -Düşük beşeri sermaye birikimi -Çıkar gruplarının eline geçen kanunlar ve politikalar -Kanun, kural ve insan haklarının yokluğu -Özel sektörün kalkınmasını engelleyen yönetim kısıtları -Kaynak dağılımı ve politikaların çıkar gruplarının eline geçmesi -Kamu yatırımlarının ve harcamalarının gerilemesi -Eşit olmayan gelir dağılımı -Rüşvet sonucu vergi gelirlerinin azalması -Temel eğitim, sağlık ve adalet hizmetlerinin kalitesinin düşmesi -Politik hizmetlerin özel şahıslarca kullanımı -Düşük beşeri sermaye birikimi -Eğitim ve sağlık kalitesinin düşüklüğü Kaynak: EBERLEI Walter, FÜHRMANN Bettina; (2004), Fighting Poverty and Corruption, Integrating the Fight Against Corruption into the PRS Process Analysis and Recommendations for Development Cooperation, Federal Ministry for Economic Cooperation and Development, Eschborn, p.6

Ülkelerin yolsuzluk algılama indeksleri (YAİ) ve insani kalkınma indeksleri birlikte ele alındığında aralarında güçlü bir korelasyon olduğu görülmektedir. Düşük yolsuzluk düzeyine (yüksek YAİ) sahip ülkelerde (Danimarka, Finlandiya, Yeni Zelanda, İsveç, İsviçre vb.) insani kalkınma endeksi de yüksektir (UNDP, 2010: 157). Bununla birlikte, yüksek yolsuzluk düzeyine (düşük YAİ) sahip ülkelerde de (Myanmar, Afganistan, Özbekistan vb.) insani kalkınma indeksi düşük, yoksulluk ve eşitsizlik yüksek düzeydedir 1. Tablo 2 de, gelişmiş ve az gelişmiş ülkelere ait Birleşmiş Milletler İnsani Kalkınma Endeksi (2010) ile yolsuzluk algılama indeksi (2010) verileri birlikte gösterilmiştir. Buna göre, gelişmiş ve az gelişmiş ülkelerde iki değişken arasındaki bağlantı çarpıcı bir şekilde ortaya çıkmaktadır. Zira, yolsuzluk algılama indeksi sıralaması yüksek olan gelişmiş ülkelerin, aynı durumunun insani kalkınma endeksi sıralamalarında da geçerli olduğu görülmektedir. Tablo 2: Gelişmiş ve Geri Kalmış Ülkelerde Yolsuzluk ve Yoksulluk Arasındaki İlişki (2010) Ülkeler YAİ İKE Ülkeler YAİ İKE Danimarka 9,3 (1.) 0,866 (19.) Somali 1,1 (178.) Veri Yok Y. Zelanda 9,3 (2.) 0,907 (3.) Myanmar 1,4 (177.) 0,4151 (132.) Singapur 9,3 (3.) 0,846 (27.) Afganistan 1,4 (176.) 0,349 (155.) Finlandiya 9,2 (4.) 0,871 (16.) Irak 1,5 (175.) Veri Yok İsveç 9,2 (5.) 0,885 (9.) Özbekistan 1,6 (174.) 0,617 (102.) Kanada 8,9 (6.) 0,888 (8.) Türkmenistan 1,6 (173.) 0,669 (87.) Hollanda 8,8 (7.) 0,890 (7.) Sudan 1,6 (172.) 0,379 (154.) Avustralya 8,7 (8.) 0,937 (2.) Çad 1,7 (171.) 0,295 (163.) İsviçre 8,7 (9.) 0,874 (13.) Burundi 1,8 (170.) 0,282 (166.) Norveç 8,6 (10.) 0,938 (1.) Ek. Gine 1,9 (169.) 0,538 (117.) Kaynak: (1)UNDP, The Real Wealth of Nations: Pathways to Human Development, Human Development Report 2010, s.157, (2) http://www.transparency.org, erişim: 2010 YAİ:Yolsuzluk algılama indeksi, İKE:İnsani kalkınma endeksi 1 İnsani kalkınma indeksi, Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı tarafından hesaplanmakta ve eğitim, sağlık, ortalama yaşam beklentisi gibi kavramları kapsamaktadır.

3. Literatür Araştırması Yoksulluk ve yolsuzluk göstergeleri arasındaki ilikiye yönelik yapılan çalışmalardan biri V. Negin, Z. Rashid, H. Nikopour tarafından, 97 gelişmekte olan ülke üzerinde 1997-2006 yıllarına ilişkin panel data analiziyle yapılan çalışmadır. Çalışmada, yolsuzluk ile yoksulluk arasındaki nedensellik ilişkisi incelenmiştir. İnsani kalkınma indeksinin temel yoksulluk göstergesi olarak ele alındığı çalışmada, yolsuzluk ve yoksulluk arasında çift yönlü nedensellik ilişkisi olduğu sonucuna varılmıştır. Bununla birlikte; yolsuzlukla mücadelenin başarısı, söz konusu ülkeler arasında konuya ilişkin entegrasyonla sağlanabilecektir (Negin, 2010: 1-13). W. Eberlei ve Bettina Führmann tarafından yapılan, 54 fakir ülkeye ilişkin yoksulluğu azaltma stratejisi ve özellikle de yolsuzlukla savaş konu edildiği çalışmada, özellikle 5 ülke (Etiyopya, Gana, Kamerun, Nikaragua, Zambia) derinlemesine ele alınmış, yolsuzlukla savaş ile yoksulluğun azalışı ve iyi yönetim arasında genel olarak korelasyon bulunduğu sonucuna varılmıştır (Eberleı, Fuhrmann, 2004: 1-18). C.Allan tarafından Afrika ülkelerine ilişkin yapılan çalışmada, yolsuzluk, sosyal hesap verilebilirlik ve yoksulluk arasındaki bağlantı incelenmiştir. Afrika ülkelerindeki yoksulluğun ve yoksulluğun, söz konusu ülkelerdeki sosyal hesap verilebilirlik sistemindeki zayıflıkla bağlantı kurularak açıklanabileceği ifade edilmiştir(allan, 2007: 1-40). E. Gundlack ve M. Poldam tarafından yapılan çalışmada, korelasyon ve regresyon analiziyle gelir düzeyiyle yolsuzluk arasındaki ilişki incelenmiştir. Buna göre, iki değişken arasında sadece uzun dönemli ilişki bulunmaktadır. Ülkeler zenginleştikçe yolsuzluk düzeyi azalmaktadır (Gundlack, Poldam, 2008: 146-148). O.C. Dinçer ve B. Güralp tarafından 1981-1997 yılları arasında 50 ülkeye ilişkin yapılan çalışmada, yolsuzluğun gelir eşitsizliği ve yoksulluk üzerindeki etkisi zaman serisi ve yatay kesit analiziyle incelenmiştir. Yolsuzluğa ilişkin resmi rakamlara yansımış suç sayıları ve yolsuzluk göstergeleri ile birlikte, Atkinson

indeksi, Gini indeksi, yoksulluk oranı, kişi başına düşen gelir ve eğitim gelir eşitsizliği ve yoksulluk göstergeleri olarak ele alınmıştır. Yolsuzluktaki artış karşısında, gelir eşitsizliğinin ve yoksulluğun arttığı konusunda kuvvetli bulgulara ulaşılmıştır (Dinçer, Güralp: 2008, 1-36). M. Mutua tarafından Kenya da yoksulluğun nedenlerinin analiz edildiği çalışmada, yolsuzluk sonucu okul, altyapı yatırımları ve sosyal hizmetlerin azaldığı, özellikle de söz konusu sapmalar sonucu politikacıların gelirlerinde artış olduğu vurgulanmıştır. Bazı tahminlere göre, Kenya nın kamu gelirlerinin yüzde 40 ından fazlası politikacıların zimmetine geçmiş, tüketilmiş ya da Avrupa bankalarında gizlenmiştir(mutua, 2008: 15). Yolsuzluğun ekonomik büyüme kanalıyla diğer yoksulluk göstergeleri üzerindeki etkilerini ele alan çalışmalar çoğunluktadır. Bu bağlamda; S. Gupta, H. Davoodi, R. Alonso-Terme tarafından 1980-1997 yıllarını kapsayan döneme ilişkin yapılan çalışmada, yolsuzluk, gelir eşitsizliği ve yoksulluk arasındaki bağlantının ortaya koyulabilmesi amacıyla regresyon analizi yapılmıştır. Yüksek oranda ve artan yolsuzluğun gelir eşitsizliğini ve yoksulluğu arttırdığı sonucuna varılmıştır. Yolsuzluğun artması; ekonomik büyümenin yavaşlaması ve vergi sistemini zenginlerin lehine çevirmesi, sosyal harcamaların azalması, eğitim hizmetlerine ulaşmadaki eşitsizlik ve fakirlerin yatırım kararları almasındaki yüksek riskler yoluyla gelir eşitsizliğini ve yoksulluğu arttırmaktadır(gupta, Davoodi, Alonso-Terme: 1998: 1-41). Asian Development Bank tarafından yapılan, Filipinler deki yoksulluğun nedenlerinin ayrıntılı bir şekilde ele alındığı çalışmada, yolsuzluğun etkisi üzerinde de durulmuştur. Buna göre, yolsuzluk özellikle ekonomik büyümenin yavaşlaması yoluyla gelir dağılımı eşitsizliğine ve yoksulluğa neden olmaktadır (Asean Development Bank: 2005: 100). F. Fofana N zue ve C. Jose Francis N guessan tarafından 1996-2001 dönemine ilişkin 18 Afrika ülkesi üzerinde panel data yöntemi kullanılarak yapılan çalışmada, yolsuzluk, yoksulluk ve ekonomik büyüme arasındaki nedensellik ilişkisi incelenmiştir. Buna göre, yoksulluk ekonomik büyümenin

azalmasına yol açmaktadır. Bunla birlikte, yolsuzluk büyümeyi direk etkilemez. Aksine, büyümedeki yavaşlamalar yolsuzluğu arttırır. Gelir dağılımı eşitsizliği de yolsuzluğun nedeni değildir. Yolsuzluk gelir dağılımı eşitsizliğini arttırmaktadır (N ZUE, N GUESSAN, 2006: 1-18). E. Chetwynd, F. Chetwynd, B. Spector, yoksulluğun yolsuzluğu arttırdığını ortaya koyan çalışmasında konuyu ekonomik ve yönetimsel açıdan ele almıştır. Çalışmada, yolsuzluğun yoksulluk üzerinde direk etkide bulunmadığı, özellikle ekonomik büyüme üzerindeki olumsuz etkisiyle yoksulluğu arttırdığı üzerinde durulmuştur. Bu bağlamda, yolsuzluğun azaltılması da ekonomik büyümeyi arttırıcı ve gelir dağılımı adaletini sağlayıcı yönde yoksulluğu azaltacaktır. Yönetimsel açıdan ele alındığında, yolsuzluk; yönetim etkinliğini ve kalitesini, kamu hizmetlerini, sağlık ve eğitim harcamalarına verilen önceliği azaltmaktadır (Chetwynd, Chetwynd, Spector, 2003: 1-21). 3. Veri Seti ve Yöntem Çalışmada kullanılan Yoksulluk İndeksi (YE) ve Yolsuzluk Algılama İndeksi (YAİ) verileri temel değişkenler, sağlık harcamaları (SH), eğitim harcamaları (EH), maaş ve ücretler (ÜC), tüketici fiyat indeksi (TÜFE), milli gelir (RGSYH) ve iktisadi hoşnutsuzluk indeksi (İHE) verileri ise kontrol değişkenler olarak kullanılmıştır. Analizlerde kullanılan veriler Türkiye İstatistik Kurumu ndan (TUİK), T.C.Merkez Bankası nın Elektronik Veri Dağıtım Sisteminden (EVDS) ve Uluslararası Şeffaflık Örgütü (TI) istatistiklerinden elde edilmiştir. Parasal nitelik taşıyan GSYH, SH, EH ve ÜC değişkenleri GSYH zımni deflatörü ile reelleştirilmiştir. Özellikle yoksulluk indeksi ve yolsuzluk algılama indekslerinin geçmiş yıllara ilişkin verileri üretilemediğinden temel ve kontrol değişkenler 1998-2008 dönemini kapsayan yıllık verilerden oluşturulmuştur. Yoksulluk ve yolsuzluk arasındaki koentegre ilişkinin olup olmadığına yönelik olarak Ange-Granger (1969, 1980, 1982, 1986), Granger nedensellik ve eşanlı denklem sistemi (Vektör Otoregresif Model (VAR)) metodolojisinden yararlanılmıştır. Koentegre ilişkisi sorgulanan serilerin durağan olması gerekmektedir. Bu nedenle serilerin durağan olup olmadığının belirlenebilmesi

için standart genelleştirilmiş Dickey-Fuller (ADF) ve Phillips-Peron (PP) birim kök testi yapılmıştır. Birim kök testi sonuçları aşağıda gösterilmiştir: Tablo 3: ADF Birim Kök Testi Sonuçları Değişkenler ADF Testi PP Testi Sabitli Sabitli-Trendli Sabitli Sabitli-Trendli Düzey 1. Fark YAİ -0.958 (1) -1.209 (1) -0.162 0.136 YE 0.176 (1) -2.226 (1) 0.535-1.793 YAİ -1.254 (1) -6.367* (1) -0.746-2.04 YE -2.738 (1) -4.495 **(1) -2.216-1.582 - Parantez içindeki değerler Akaike Bilgi Kriterine göre belirlenen optimal gecikme uzunluklarıdır. (*) %1 anlamlılık düzeyinde (**) ise %5 anlamlılık düzeyinde serilerin durağan olduğunu ifade etmektedir. Tablo 3 de de görüldüğü gibi, YAİ ve YE değişkenleri ile yapılan ADF ve PP birim kök testi sınaması sonucu, serilerin düzeylerinde durağan olmadıkları ancak, birinci farkları alındığında I(1) durağan hale geldikleri görülmektedir. Her iki değişkenin trend içerdikleri görülmektedir. Gecikme uzunluklarının belirlenmesinde Modified Akaike kriteri kullanılmıştır. ADF testi ile durağan hale getirilen seriler arasında uzun dönemli bir ilişki (cointegration) olup olmadığının test edilmesi gerekmektedir. Bu ilişkinin tespiti için Angle-Granger ve Johansen eşbütünleşme test tekniği kullanılmıştır. Angle- Granger metodolisinin iki aşaması bulunmaktadır. İlk aşamada seriler arasındaki ilişkinin doğrusal bileşimlerinin durağanlığı test edilir. Modelden elde edilecek hata teriminin (u t ) düzeyde durağan olması durumunda seriler arasına koentegre ilişkinin olduğu söylenir. Uzun dönemli model ve modelden elde edilen hata teriminin durağanlık analiz sonuçları şu şekildedir:

Denklemde parantez içindeki değerler t-istatistiğini göstermektedir. Yolsuzluk algıma indeksi büyüdükçe yolsuzluğun azaldığı dikkate alındığında; modelde yoksulluk oranlarındaki artışın yolsuzluğu arttırdığı görülmektedir. Modelden elde edilen hata teriminin durağanlık testi yapıldığında, hesaplanan değerin kritik değerden büyük olması nedeniyle ( ) durağan olmadığı görülmüştür. Bu durumda seriler arasında koentegre ilişkinin olmadığı sonucuna ulaşılmıştır. Koentegre ilişkinin sorgulanmasına yönelik olarak ayrıca Johansen metodolojisi kullanılmıştır. Johansen yönteminin tercih edilmesinin nedeni, hangi değişkenin içsel değişken olacağı konusunda bir belirleme yapmanın zorunlu olmaması ve aralarında ilişki olan iktisadi değişkenleri belirlemede etkileşimlere izin verecek nitelikte olmasıdır. Johansen koentegrasyon sonuçları ise aşağıda gösterilmiştir: Tablo 4: Johansen Eş Bütünleşme Testi Sonuçları Ho λ trace ( iz istatistik değeri ) %5 Kritik değer Özdeğer Olasılık (Prob) r = 0 18.430 15.494* 0.771 0.017 R 1 5.136 3.841 0.434 0.023 *Trace (iz) ve max. özdeğer testleri 0.05 anlam düzeyini göstermektedir. İz testi sonuçlarına bağlı olarak r 1 şeklindeki hipotez reddedilemez iken, r=0 hipotezi reddedilmektedir. Buna göre, r=0 şeklindeki sıfır hipotezi, hesaplanan iz testi istatistik değerinin (18.430) %5 anlam düzeyinde tablo kritik değerinden (15.494) büyük olması nedeniyle reddedilmektedir. Bu nedenle YAİ ile YE arasında serileri koentegre edici bir vektör olduğu, değişkenler arasında uzun dönemli istikrarlı bir ilişki olduğu görülmektedir.

Koentegrasyon sonuçları nedenselliğin yönünü göstermemektedir. İki değişken arasında nedensellik ilişkisinin yönünü belirlemek amacıyla çeşitli nedensellik testleri (Granger, Sims, Geweke-Meese-Dent, Pierce-Haugh ve Geweke) kullanılabilmektedir. Bu testlerden Granger nedensellik testi, hem uygulama kolaylığı hem de test sonucundaki bazı çıkarsamaları nedeniyle diğer nedensellik testlerine tercih edilmektedir. Tablo 5 de Granger nedensellik testi sonuçları gösterilmiştir. Tablo 5: Granger Nedensellik Testi Sonuçları Nedensellik İlşkisi Opt. Gecikme F Testi Olasılık YE den YAİ ne 2 5.23744 0.0764 YAİ den YE ne 2 1.95285 0.265 Bu verilere göre yoksulluk yolsuzluğun nedenidir hipotezi %10 anlamlık düzeyinde reddedilmiştir. Bu nedenle yoksulluktan yolsuzluğa doğru tek yönlü bir nedensellik ilişkisi belirlenmiştir. Değişkenler arasında etki-tepki fonksiyonları ve varyans ayrıştırması yoluyla yoksulluğun yolsuzluğa olan etkisinin büyüklüğü hesaplanmaya çalışılmıştır. Etki-tepki fonksiyonları, rassal hata terimlerinden birindeki bir standart sapmalık şokun içsel değişkenlerin şimdiki ve gelecekteki değerlerine olan etkisini yansıtmakta ve etkide bulunan değişkenin veya bu değişkenin belirleyicilerinin bir politika aracı olarak kullanılabilmesi konusunda fikir vermektedir.

Şekil 1: Etki Tepki Analizi Sonuçları Etki tepki analizlerinden özellikle yolsuzlukta meydana gelecek şokların yoksulluğun vereceği tepkilerin üçüncü döneme kadar etkili olduğu üçüncü dönemden sonra ise azaldığı görülmektedir. Yolsuzluktaki bir şokun ise yoksulluk üzerindeki etkilerinin ikinci dönemden sonra kalıcı hale geldiği görülmektedir. Değişkenler üzerinde meydana gelecek rassal şokun karşılaştırmalı önemini belirlemek üzere varyans ayrıştırması yapılmıştır. Varyans ayrıştırması yöntemi

ile modeldeki değişkenlerin varyansındaki değişmenin kaynakları ayrıştırılabilmekle birlikte, değişmenin kendisinden ve öteki değişkenlerden kaynaklanan yüzdesi kolaylıkla anlaşılmaktadır. Tablo 6 dan elde edilen sonuçlara göre yoksullukta meydana gelecek bir değişme özellikle üçüncü dönemden sonra yolsuzluk değişkendeki değişmelerden etkilenmektedir. Yolsuzluk değişkeni ise dördüncü döneme kadar kendisinden dördüncü dönemden sonra ise yoksulluktaki değişmelerden etkilenmektedir. Tablo 6: Varyans Ayrıştırması Sonuçları Dönem Standart Hata YE Standart Hata YAİ 1 1.657095 100.0000 0.148993 99.84252 2 2.343850 98.87834 0.255947 96.21310 3 2.817009 98.00995 0.284433 96.42123 4 3.598338 85.18176 0.325990 73.43615 5 4.554231 70.38127 0.435944 48.33869 6 5.209234 60.09492 0.560504 42.08323 7 5.486726 54.23071 0.661485 45.14273 8 5.691283 55.17758 0.726573 50.97383 9 6.207250 62.10479 0.758757 55.03068 10 7.176281 66.94594 0.786233 53.04687 Yoksulluk ve yolsuzluk arasındaki ilişkiden hareketle politik önermelerde bulunabilmek amacıyla hem yoksulluk hem de yolsuzluk üzerinde etkili olan

makro ekonomik kontrol değişkenler modele dahil edilmiştir. Yapılan regresyon analizleri sonucunda aşağıdaki sonuçlara ulaşılmıştır. Tablo 7: Yoksulluk ve Yolsuzluğun Belirleyenleri MODEL Bağımsız Değişkenler Bağımlı Değiş. Sabit Terim EH SH UCR RGSYH İHE TÜFE Model 1 YAİ -32.0392 (-3.5637) 1.8931 (3.9423) 1.4536 (5.3563) -0.2090 (-2.5327) Model 2 YAİ 205.031 (2.056) 1.8990 (3.5771) -10.716-2.2240 Model 3 YE 17.566 (9.1680) 0.1634 (4.2889) Model 4 YE 301.482 (18.844) -12.899 (-17.301) Model 5 YE 389.9227 (21.946) -18.3808 (-20.556) Model 6 YE 2780.74 (3.2573) -123.504 (-3.228) Model 7 YE -86.6995 (-2.3463) 5.85133 (3.0169) Model 8 YE 19.37648 (12.393) 0.1550 (4.2843)

Tablo 7 incelendiğinde, birinci modelden elde edilen sonuçlar eğitim ve sağlık harcamalarındaki artışın yolsuzluğu azaltırken enflasyonun yolsuzluğu arttırdığı görülmektedir. İkinci modelden elde edilen sonuçlara göre eğitim harcamalarındaki artış yolsuzluğu azaltırken ücretlerdeki artış yolsuzluğu daha da arttırmaktadır. Türkiye de, kamunun toplam maaş ve ücret ödemelerindeki artışın yolsuzluğu arttırması şaşırtıcı bir gelişme değildir. Keza, son yıllarda kamu çalışanlarının sayısının artıyor olması, söz konusu alandaki kamu harcamalarının artması sonucunu doğurmakla birlikte; çalışan sayısının artması yolsuzluğu kaçınılmaz kılmaktadır. Sonuç ve Değerlendirme Yapılan analiz sonuçlarından elde edilen bulgulara göre yoksullukla yolsuzluk arasında uzun dönemli bir ilişkinin olduğu Türkiye örneklemi açısından doğrulanmıştır. İlişkinin yönü ise yoksulluktan yolsuzluğa doğru olup tek yönlü bir nedensellik söz konusudur. Model 3 ile model 8 arasındaki modeller yoksulluğu belirlemeye yönelik olup model sonuçları birlikte değerlendirildiğinde iktisadi hoşnutsuzluk, milli gelir ve enflasyon oranı arttıkça yoksulluğun arttığı, eğitim harcamaları, sağlık harcamaları ve ücret düzeyi arttıkça yoksulluğun azaldığı görülmektedir. Model sonuçları genel olarak değerlendirildiğinde özellikle eğitim harcamalarındaki artış hem yolsuzluk hem de yoksullukla mücadelede etkili olmaktadır. Ayrıca enflasyon ve işsizlik oranları toplamından oluşan iktisadi hoşnutsuzluk düzeyindeki artışlar yoksulluğu doğrudan, yolsuzluğu ise dolaylı yoldan etkilemektedir. Politika yapıcılarının uzun dönemde eğitim harcamalarının yanı sıra ekonomik istikrara önem vermek suretiyle birbirleri ile etkileşim halinde olan yoksulluk ve yolsuzlukla mücadele edebilecekleri yapılan analiz sonuçları çerçevesinde anlaşılmaktadır.

Kaynaklar AKTAN Coşkun Can; (2001), Yolsuzluklar ile Ekonomide Serbestleşme ve Demokratikleşme Arasındaki İlişki, Yolsuzlukla Mücadele Stratejileri, Hak-İş Yayınları, Ankara, ss.129-141. ALLAN Colm; (2007), Social Accountability, Power, Corruption and Poverty, South Africa Netherlands Research Programme on Alternatives in Development (SANPAD) Conference, South Africa, pp.1-40. Asian Development Bank; (2005), Poverty in the Philippines: Income, Assets, and Access, p.100. CHETWYND Eric, CHETWYND Frances, SPECTOR Bertram; (2003), Corruption and Poverty: A Review of Recent Literature, Final Report, Management Systems International, pp.1-21. DİNÇER Oğuzhan C., GÜRALP Burak; (2008), Corruption, Income Inequality, and Poverty in the United States, Fondazione Eni Enrico Mattei, pp.1-36. EBERLEI Walter, FÜHRMANN Bettina; (2004), Fighting Poverty and Corruption, Integrating the Fight Against Corruption into the PRS Process Analysis and Recommendations for Development Cooperation, Federal Ministry for Economic Cooperation and Development, Eschborn, pp.1-18. FOFANA N ZUE Felix, N GUESSAN Coffi Jose Francıs; (2006), The Causality Between Corruption, Poverty and Growth: A Panel Data Analysis, SISERA Working Paper Series, pp.1-18. GUNDLACK Eerich, POLDAM Martin; (2008), The Transition of Corruption: From Poverty to Honesty, Economic Letters, 103(3), pp.146-148. GUPTA Sanjeev, DAVOODI Hamid, ALONSO-TERME Rosa; (1998), Does Corruption Affect Income Inequality and Poverty?, IMF, Working Paper No:98/76, pp.1-41.

International Development Law Organization (IDLO); (2006), Anti- Corruption: A Capacity Building Approach, Development Law Update (DLU), Rome, (7), pp.1-2. MUTUA Makau; (2008), Why Corruption is The Root Cause of Poverty?, Economic Woes, Sunday Review, Sunday Nation, p.15. NEGIN Vahideh, RASHİD Zakariah B Abd, NİKOPOUR Hesam; (2010), The Causal Relationship between Corruption and Povery: A Panel Data Analysis, MPRA, Paper No:24871, pp.1-13. ROHWER Anja; (2009), Measuring Corruption: A Comparison Between The Transparency International s Corruption Perceptions Index and The World Bank s Worldwide Governance Indicators, CESifo DICE Report 3, p.42. Transparency International; (2008), Poverty and Corruption, TI Working Paper, No:02/2008, p.2. Transparency International; (2007), Poverty, Aid and Corruption, Policy Paper, pp.4-5,9. UNDP; (2010), The Real Wealth of Nations: Pathways to Human Development, Human Development Report 2010, p.157. BSOS; (2010), The Roots of Corruption, http://www.bsos.umd.edu/gvpt/uslaner>(erişim Tarihi: 21.02.2010). EIGEN, PETER; (2010), Corruption is a Major Cause of Poverty As Well As a Barrier to Overcoming It, Zero Tolarance For Corruption, The Corruption Perceptions Index&White-Collar Crime, Part 4, http://www.anticorruption.info>(erişim Tarihi:12.02.2010). http://www.transparency.org>(erişim Tarihi:11.04.2011).