Günümüz Amerika sında İncil den sonra en çok satan dinî eserin Mesnevî olduğu belirtilmektedir. Sizce bunun nedenleri nelerdir?

Benzer belgeler
Günümüz Amerika sında İncil den sonra en çok satan dinî eserin Mesnevî olduğu belirtilmektedir. Sizce bunun nedenleri nelerdir?

Günümüz Amerika sında İncil den sonra en çok satan dinî eserin Mesnevî olduğu belirtilmektedir. Sizce bunun nedenleri nelerdir?

Günümüz Amerika sında İncil den sonra en çok satan dinî eserin Mesnevî olduğu belirtilmektedir. Sizce bunun nedenleri nelerdir?

AYP 2017 ÜÇÜNCÜ DÖNEM ALIMLARI

2014 YILI KUTLU DOĞUM HAFTASI SEMPOZYUMU HZ. PEYGAMBER VE İNSAN YETİŞTİRME DÜZENİMİZ

10.SINIF TÜRK EDEBİYATI DERSİ KURS KAZANIMLARI VE TESTLERİ

MÂTÜRÎDÎ KELÂMINDA TEVİL

Tefsir, Kıraat (İlahiyat ve İslâmî ilimler fakülteleri)

Mezhepler, bir dinin mensupları için alt kimlik ifadeleridir. Mezhepler beşeri nitelikli oluşumlardır; din ile özdeştirilemezler.

Giresun/Bulancak Sarayburnu Camii

İSLÂM TARİHİ VE SANATLARI BÖLÜMÜ. Doç. Dr. HÜSEYİN AKPINAR Türk Din Mûsikîsi Anabilim Dalı

Zirve 9. Sınıf Dil ve Anlatım

SANAT FELSEFESİ. Sercan KALKAN Felsefe Öğretmeni

EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI... ANADOLU LİSESİ 12. SINIF TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

Arap diliyle tesis edilen İslam a dair hakikatler diğer dillere tercüme edilirken zaman ve zeminin de etkisiyle gerçek anlamından koparılabiliyor.

T.C. KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ REKTÖRLÜĞÜ İlâhiyat Fakültesi Dekanlığı. REKTÖRLÜK MAKAMINA (Öğrenci İşleri Daire Başkanlığı)

T.C. RECEP TAYYİP ERDOĞAN ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ENSTİTÜ KURULU TOPLANTI TUTANAĞI

BEP Plan Hazırla T.C Ceyhan Kaymakamlığı ALTI OCAK MESLEKİ VE TEKNİK ANADOLU LİSESİ Müdürlüğü Edebiyat Dersi Bireyselleştirilmiş Eğitim Planı

Bacıyân-ı Rum. (Dünyanın İlk Kadın Teşkilatı: Anadolu Bacıları)

Fakülte Kurulunun tarih ve 2018/02 1 sayılı karar eki İSTANBUL 29 MAYIS ÜNİVERSİTESİ ULUSLARARASI İSLAM VE DİN BİLİMLERİ FAKÜLTESİ

Ömer Yılmaz, Geçmişten Günümüze Tasavvuf ve Tarîkatlar, Akçağ Yayınları, Ankara 2015, 1. Baskı, 431 sayfa. ISBN:

ÖN SÖZ fel- sefe tarihi süreklilikte süreci fel- sefe geleneği işidir

Murabaha Nedir? Murabahalı Satış Ne Demek?

Tel: / e-posta:

ÖZGEÇMİŞ DERECE BÖLÜM/PROGRAM ÜNİVERSİTE YIL LİSANS İLAHİYAT FAKÜLTESİ ANKARA ÜNİVERSİTESİ 1991

İÇİNDEKİLER SÖZ BAŞI...5 MEHMET ÂKİF ERSOY UN HAYATI VE SAFAHAT...9 ÂSIM IN NESLİ MEHMET ÂKİF TE GENÇLİK... 17

7- Peygamberimizin aile hayatı ve çocuklarla olan ilişkilerini araştırınız

Prof. Dr. Ahmet ÖGKE

Tahsin Görgün-Yayınlar ve Çalışmalar 1. Tahsin Görgün (Kısa Özgeçmiş)

ERCİYES ÜNİVERSİTESİ İLAHİYAT FAKÜLTESİ

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS

Üniversitemiz Senatosunun tarih ve 2018/19 2 sayılı karar eki

Diğer müritlerin neşeyle elindekileri takdiminden sonra, Aziz Mahmut Efendi, boynunu bükerek bu kırık ve solmuş çiçeği üstadına takdim eder.

Günümüz Amerika sında İncil den sonra en çok satan dinî eserin Mesnevî olduğu belirtilmektedir. Sizce bunun nedenleri nelerdir?

ESKİ TÜRK EDEBİYATI TARİHİ- 14.YÜZYIL TEMSİLCİLERİ

SELÇUK ÜNİVERSİTESİ İSLÂMÎ İLİMLER FAKÜLTESİ LİSANS PROGRAMI 1. Yıl / I. Dönem Ders. Kur'an Okuma ve Tecvid I

İÇİNDEKİLER GİRİŞ...III

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 11. SINIF TÜRK EDEBİYATI DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ PLANI

e-imza Prof. Dr. Şükrü ŞENTÜRK Rektör a. Rektör Yardımcısı

FAKÜLTEMİZ. Fakültemizin vizyonu ise uluslararası

İLAHİYAT FAKÜLTESİ I. VE II. ÖĞRETİM HAZIRLIKSIZ İLAHİYAT MÜFREDATI

AVCILIK. İnsanlığın tarihi kadar eski bir fenomen ve bir faaliyettir.

Üniversitemiz Senatosunun tarih ve 2018/19 2 sayılı karar eki

UFA. islam. Rusya Federasyonu Başkırdistan Cumhuriyeti nde UFA İSLAM ÜNİVERSİTESİ YAPILIYOR. ÜNiVERSiTESi TÜRKİYE DİYANET VAKFI İSTANBUL ŞUBESİ

Nihat Uzun, Hicrî II. Asırda Siyaset-Tefsir İlişkisi, Pınar Yay., İstanbul, 2011, 302 s.

Merkez / Bitlis Temel İslam Bilimleri /Tasavvuf Ana Bilim Dalı.

Temel İslâm Bilimler BÖLÜMÜ. Yrd. Doç. Dr. Ali TENİK Tasavvuf Anabilim Dalı

Fransa'da, Hz. Muhammed'e hakaret içeren karikatürleri yayınlayan Fransız Dergisi'ne baskın düzenlendi ve 12 kişi öldürüldü.

TARİH DANS EDİYOR HÜRREM SULTAN DANS GÖSTERİSİ

Türk Dili Anabilim Dalı- Tezli Yüksek Lisans (Sak.Üni.Ort) Programı Ders İçerikleri

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS KELAM VE İSLAM MEZHEPLERİ ILH

Cuma İzmir Basın Gündemi. Edebiyattan sinemaya, sinemadan sosyolojiye Türkiye de sosyal bilimler

11.SINIF TÜRK EDEBİYATI DERSİ KURS KAZANIMLARI VE TESTLERİ

HALK EDEBİYTI IV AŞIK EDEBİYATINDA ÜSLUP

Günümüz Amerika sında İncil den sonra en çok satan dinî eserin Mesnevî olduğu belirtilmektedir. Sizce bunun nedenleri nelerdir?

C. ÖĞRETİM ELEMANLARINA GÖRE NİCEL VE NİTEL ANALİZ SONUÇLARI

OKUL KILAVUZU W RLD. Okul Kılavuzu #çocuklarokullarıelealıyor. CHILDREN'S 20 November

KUR AN ve SAHÂBE SEMPOZYUMU

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 12. SINIF TÜRK EDEBİYATI DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ PLANI

KELAM DERSİ ÖĞRETİM PROGRAMI

Tarımda inovasyon küresel ölçekte stratejik değer kazandı

STRATEJİK AMAÇLARIN BELİRLENMESİ: STRATEJİK NİYET ANALİZİ

İSLAM UYGARLIĞI ÇEVRESINDE GELIŞEN TÜRK EDEBIYATI. XIII - XIV yy. Olay Çevresinde Gelişen Metinler

Doç. Dr. Ahmet ÖGKE. Görev / Unvan Kurum Tarih Aralığı Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Öğretmeni

ERCİYES ÜNİVERSİTESİ İLAHİYAT FAKÜLTESİ Eğitim-Öğretim Yılı 1.ve 2. Öğretim Eğitim Planları

CEVAP ANAHTARI. Meleklerin Özellikleri ve Görevleri - Meleklere İman, Davranışların Güzelleşmesine Katkıda Bulunur

TEMEL İSLAM BİLİMLERİ BÖLÜMÜ

Ebû Dâvûd un Sünen i (Kaynakları ve Tasnif Metodu) Mehmet Dinçoğlu

6. BÖLÜM: BULGULARIN DEĞERLENDİRİLMESİ

3- Hareketimizin; Ankara'da Musab bin Umeyr Derneği dışında hiçbir grup, dernek, cemaat ya da örgütle bir bağlantısı bulunmamaktadır.

MEDYA'DA YER ALAN HABERLERLE ALAKALI KURTUBA GENÇLİK HAREKETİ AÇIKLAMASI

Araştırmalar, evli çiftlerin yarıdan fazlasının birbirini tam olarak tanımadıklarını gösteriyor. Peki siz eşinizi yeterince tanıyor musunuz?

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS FIKIH I İLH

EĞİTİM ÖĞRETİM YILI SORGULAMA PROGRAMI

Günümüz Amerika sında İncil den sonra en çok satan dinî eserin Mesnevî olduğu belirtilmektedir. Sizce bunun nedenleri nelerdir?

2.SINIF (2013 Müfredatlar) 3. YARIYIL 4. YARIYIL

Prof. Dr. Ahmet ÖGKE

Dersin Optik Kodu. Ders Dur. (Z/S) Kredi AKTS. Ulus. Kredi. Dersin Optik Kodu. Kredi AKTS. Ulus. Kredi. Ders Dur. (Z/S) Dersin Adı

ÖZGEÇMİŞ. Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü. Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü. Ankara Üniversitesi 2015

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...7

ANACHRONISMUS CAN BONOMO

KARİYER GÜNLERİ PROJESİ. Şaban İNAT. N. Berrak ERKILIÇ

AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ REKTÖRLÜĞÜ İLAHİYAT FAKÜLTESİ DEKANLIĞI EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI DERSLER KATALOĞU. Dersin Optik. Kredi AKTS. Ulus.

TEMEL İSLAM BİLİMLERİ

ÖZGEÇMİŞ VE ESERLER LİSTESİ

HİZMETE ÖZEL. T.C. ERCİYES ÜNİVERSİTESİ REKTÖRLÜĞÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü

HÜCCETİN İKAMESİ VE ANLAŞILMASI

YALOVA ÜNİVERSİTESİ - SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

İslam İtikadında Sünnet: Hamdi GÜNDOĞAR /

YÜZÜNCÜ YIL ÜNİVERİSTESİ İLAHİYAT FAKÜLTESİ HAZIRLIK SINIFLARI (NORMAL VE İKİNCİ ÖĞRETİM) GÜZ MAZERET SINAV PROGRAMI

1-Anlatım 2-Soru ve Cevap 3-Sunum 4-Tartışma

belirli bir süre içinde, belirli bir bütçe ile, net olarak tanımlanan hedeflere ulaşmaya yönelik olarak Hafta1 Giriş Serkan Gürsoy

ŞİÎ-SÜNNÎ POLEMİĞİNDE EBÛ TÂLİB VE DİNÎ KONUMU. Habib KARTALOĞLU

Altın Ayarlı İslâmi Finans

ERCİYES ÜNİVERSİTESİ İLAHİYAT FAKÜLTESİ Eğitim Öğretim Yılı 1.ve 2.Öğretim (2010 ve Sonrası) Eğitim Planları HAZIRLIK SINIFI (YILLIK)

Yayın Değerlendirme / Book Reviews

T.C. RECEP TAYYİP ERDOĞAN ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ENSTİTÜ KURULU TOPLANTI TUTANAĞI

KİŞİSEL GELİŞİM NASIL BAŞLAR?

T.C. BİLECİK ŞEYH EDEBALİ ÜNİVERSİTESİ İSLAMİ İLİMLER FAKÜLTESİ İSLAMİ İLİMLER BÖLÜMÜ EĞİTİM-ÖĞRETİM PROGRAMI

Transkript:

DR. SALİH ÇİFT * İLE SÖYLEŞİ Günümüz Amerika sında İncil den sonra en çok satan dinî eserin Mesnevî olduğu belirtilmektedir. Sizce bunun nedenleri nelerdir? Sosyal meselelerin tek sebeple açıklanamayacağı gerçeğinden hareketle, bu konuda da birçok etkenin mevcut olduğunu düşünüyorum. Bu çerçevede başlıca iki husus öne çıkarılabilir. Bunlardan birincisi tarihsel, diğeri ise manevîpsikolojiktir. Batı dünyasının ilmî-akademik anlamda tasavvuf ile tanışması evresinde Mesnevî nin, özellikle doğunun (oriental) şiirini temsil eden özgün örneklerden biri oluşu üzerinde durulmaya değer görülmesinde etkili olmuştur. Bununla bağlantılı olarak da Göethe gibi bazı meşhur batılı mütefekkirlerin de Mesnevî nin tanınmasında katkıları olduğu bilinmektedir. Manevîpsikolojik açıdan bakıldığında ise Mesnevî nin asıl gücünü bu noktada ortaya koyduğu görülmektedir. Zira mahzâ Kur ân tefsiri olan bu eserde Mevlânâ nın kullanmış olduğu üslup ilmî anlamda teknik kriterlere uyma endişesi gütmeyen, varlıktan, hayattan ve en önemlisi insandan hareket eden bir özellik taşıdığından dolayı, dinî konumu her ne olursa olsun temel gayesi kendini tanımak isteyen her insana hitap eden bir yapıya sahiptir. Dolayısıyla insanı ilgilendiren her hususta ve özellikle de insana aşılamayacakmış gibi görünen meselelerde dahi sade bir dille, varlık resminin bütününü gören biri olarak içeriden seslenmiş olması Mevlânâ yı tanıdık-bildik ve anlaşılır kılmaktadır. Sizce Mevlânâ nın günümüz insanına vermek istediği temel mesajlar nelerdir? Mevlânâ nın mesajının zamanla ve belli bir toplumla sınırlı olmadığını düşünüyorum. Zira onun hedefi en genel anlamıyla insandır ve insan, kullandığı araç-gereçlerin niteliği değişse de temel özellikleri asla değişmeyen bir varlıktır. Dolayısıyla Mevlânâ gibi eren-bilgeler söz konusu olduğunda günümüz insanı kaydına gerek yoktur. Onun mesajı gayet açıktır: Yaratıcı ve yaratılanla her anlamda ve her düzeyde uyum. * Uludağ Ü. İlahiyat Fakültesi Tasavvuf Anabilim Dalı Tasavvuf İlmî ve Akademik Araştırma Dergisi, yıl: 8 [2007], Mevlânâ ya Armağan Sayısı

376 Dr. Salih ÇİFT ile Söyleşi Müslüman bir sûfî olan Mevlânâ nın yetiştiği ortam sizce onun fikrî teşekkülüne nasıl katkıda bulunmuştur? Bilindiği üzere XIII. asır İslam düşüncesi ve özellikle tasavvuf açısından çok büyük açılımların yaşandığı bir zaman dilimidir. Özellikle Anadolu bu yönden mercek altına alınması gereken özel simalara ev sahipliği yapmıştır. Mevlânâ nın yaratılıştan getirdiği özellikler söz konusu ilmî-kültürel ortamdan en üst düzeyde faydalanmasını temin etmiş gözükmektedir. Mevlânâ yı diğer Müslüman âlimlerden ayıran ve mesajının bu kadar geniş kitlelere ulaşmasında etkili olan faktörler hakkındaki değerlendirmeniz nedir? Günümüz insanının en büyük problemlerinden biri olan stres ve sebebi tayin edilemeyen kaygıdan kurtuluş için uzmanlar öncelikle insanın kendisini tanımasını, eksik yönlerini tesbit edip kabullenerek, bunları yok saymadan çözüm yollarına tevessül etmesini, dolayısıyla kendisiyle barışık olması gerektiğini söylemektedirler. Daha önce de kısmen değindiğim gibi, benim nüfûz edebildiğim kadarıyla Mevlânâ, özellikle Mesnevî de bunu, yani insanın öncelikle kendisini tanımasını insanî örneklerden hareketle, insanî olan her şeyi herhangi bir sansüre tabi tutmadan, mevcut olanı yok farz etmeden yapmaya gayret etmektedir. Kısacası onun hedefi insandır, kullandığı yöntem insanîdir, teklif ettiği çözüm yolları da uygulanabilirdir. Dindar olsun ya da olmasın hemen her kesimden ve her zaman diliminde Mevlânâ hayranlarının mevcut olması bunun en kesin kanıtı durumundadır. Mevlânâ nın İslâmî kimliğinin kimi çevrelerde belirginliğini kaybetmesi sizce neden kaynaklanmaktadır? Özellikle bizim yaşadığımız toplum bağlamında bu durumun temelde iki sebebi olduğunu düşünüyorum. Birincisi, Mevlânâ nın asıl kimliğinin ve dolayısıyla temel gayesinin yeterince bilinmiyor olmasıdır. Diğer sebepse tamamiyle bizim toplumumuzun şu anki durumuyla alakalıdır. Tabiatları itibariyle mistik eğilimleri olan ve fakat dinle herhangi bir irtibatları bulunmayan bazı insanların, cevabını aradıkları soruların karşılıklarını buldukları Mevlânâ yı gerçek anlamını ifade ettiği çerçeveden soyutlayarak anlama gayretlerinin ardında çağdaşlık kompleksi, gerici görünmeme endişesi v.b. kaygıların bulunduğu söylenebilir. Özellikle Batı dünyasında ve ülkemizdeki bazı çalışmalarda İslamî kimliğinden soyutlanan Mevlânâ imgeleri hakkında yorumunuz nedir? Belki biraz kaba olacak ama, sözünü ettiğiniz tavır bana daima Nasrettin

Dr. Salih ÇİFT ile Söyleşi 377 Hoca nın leyleğin gagasını ve ayaklarını kestikten sonra: Şimdi artık kuşa benzedin demesini hatırlatır. Zira Mevlânâ yı, eserlerini ve düşüncelerini az da olsa bilen bir insanın, bahsi geçen tasvirlerde ortaya konulan Mevlânâ nın asıl Mevlânâ olmaktan çıkarılıp, manevî gücünün ve etkinliğinin farkına varılan bir sembolün başka hedefler için kullanılan bir figür şekline dönüştüğünü görmesi gerekir. Artık burada takdim edilen, temel niteliklerinden arındırılmış ve bunun sonucunda her bakışa göre rengi ve şekli değişen muhayyel bir varlık halini almıştır. Bir başka deyişle bu yeni ürüne Mevlânâ olarak değil ona bakan kişinin zihnindeki kalıbın şeklini alan ve dolayısıyla manevî anlamda herhangi bir tesiri bulunmayan bir şey olarak bakmak gerekir. Sonuçta ise, modern zamanların tüketim tuzağına çekilmeye çalışılan, belli bir amaç uğruna kullanılmaya çalışılan Mevlânâ ve onun gibilerin buna dayanabileceklerini fakat bu aşamada kaybedenlerin gerçek Mevlânâ dostları değil onu dönüştürülecek bir meta olarak algılayanlar olduklarını söyleyebilirim. Mevlânâ ve düşüncesinin günümüz insanına yeterince aktarılabildiği kanaatinde misiniz? Bunun yapılabilirliği konusundaki önerileriniz nelerdir? Maalesef değilim. Sınırlı bir çevre gerçek Mevlânâ yı tanıyor olsa da büyük çoğunluk bundan halen mahrumdur. Bir defa Mevlânâ denilince ilk akla gelen ayağa düşürülmüş ve göz-kulak zevkini tatmin vasıtası haline getirilmiş olan semâ âyinlerinin gösteri durumundan bir an evvel çıkarılması gerekir. Yapılan işin manevî değeri ve ciddiyeti bunu zorunlu kılmaktadır. Daha sonra ise yaş grupları, eğitim ve kültür düzeyleri gibi kriterler göz önünde bulundurularak Mevlânâ yı ve düşüncesini tanıtan çalışmaların gerçekleştirilmesi lazımdır. Bunların Mesnevî den Masallar türünden değil, çok daha ciddi ve özel gayeleri olan ürünler olmasına dikkat edilmelidir. Teklif edilen bu işe bir anlamda popülerleştirme demek mümkündür ama bunu yaparken de semâ âyinlerinin aldığı şu anki şekil de göz önünde bulundurularak olası yanlışları tekrarlamaya çalışılmalıdır. Mevlânâ nın ve temsil ettiği sûfî geleneğin Anadolu coğrafyasındaki dinî anlayışa etkileri var mıdır? Varsa bu etki hangi yönde olmuştur? Belli çevreler tarafından farklı yorumlansa da, tasavvuf kültürünün Anadolu Müslümanlarının din anlayışlarının şekillenmesinde güçlü etkisinin olduğu gayet açıktır. Bu durumun en dikkate değer sonucu hayata ve insanlara daha esnek bakabilen bir İslam anlayışının Anadolu halkı tarafından bugüne değin sürdürülebilmiş olmasıdır. Tasavvufî hayatın serbest olduğu herhangi bir Arap ülkesinde yaşayan halkla Anadolu insanı arasında yapacağınız gözleme

378 Dr. Salih ÇİFT ile Söyleşi dayalı basit bir karşılaştırma durumun bu şekilde olduğunu daha net bir şekilde ispatlayacaktır. Günümüzde tartışılan ılımlı İslâm yorumu size göre pratik gerçekliği olan bir değerlendirme midir? Bu yorumun temellendirilmesinde ismi geçen Mevlânâ ve sûfî gelenek size göre ne kadar bu yoruma izin vermektedir? İslam ın kendisi ılımlıdır zaten. Dolayısıyla fazladan bir ılımlı sıfatına ihtiyacı yoktur. Fakat şu hususa da işaret etmekte fayda vardır: Eğer İslam ın takdim edilen, farklı gayelerle öne çıkarılan yorumu Vehhâbîlik teki gibi yapay, zorlama bir özelliği haizse o takdirde alternatif olması açısından bu ifade sınırlı olarak kullanılabilir. Bununla birlikte son dönemlerde gündeme getirilen bu ifadenin bilinçli bir manipülasyona hizmet ettiği kanaatindeyim. Bu konuda konuşurken ve yorum yaparken müteyakkız olunması gerektiğini düşünüyorum. Mevlânâ nın temsil ettiği sûfî geleneğin büyük oranda İslam ın ruhuna uygun olduğunu ve buna fazladan bir sıfat eklenmesinin doğru olmayacağını düşünüyorum. Mevlânâ nın düşünceleri size göre Mevlevî gelenekte yeterince aktarılabilmiş midir? Bütün büyük dinlerde ve mistik geleneklerde olduğu gibi Mevlânâ dan sonra teşekkül eden Mevlevîlik geleneğinde de şeklin çoğu zaman özün önüne geçirildiği bilinen bir gerçektir. Dolayısıyla Mevlânâ nın hedefleri ile kurumsal bir yapı olan Mevlevîliğin hedeflerinin en azından mevcut örneklerden hareketle- tam manasıyla örtüşmediğini düşünüyorum. Mevlevîliğin ve Mevlevî sanatkarların Türk İslâm sanatına etkileri hakkında neler söylersiniz? Özel bir alan olduğu ve bendenizin de kendimi söz söyleme ehliyetine sahip görmediğim için bu soruya alanın niteliğiyle çelişen bir genelleme yaparak cevap vermek durumundayım. Mustafa Kara Hoca nın ifadesiyle Osmanlı asırları boyunca Mevlevî tekkelerinin birer sanat enstitüsü görevi gördükleri inkar edilemeyecek bir hakikattir. İslam Dünyasında Mevlânâ ve sûfî geleneğin sevgi ve hoşgörüye dayalı İslâm anlayışı yerine el kaide İslâm ının geniş yankı bulmasının nedenleri nelerdir? Bir defa bendeniz el-kâide nin Müslümanların ihtiyaçları neticesinde teşekkül eden bir hareket olduğu kanaatinde değilim. Dolayısıyla onun temsil

Dr. Salih ÇİFT ile Söyleşi 379 ettiği anlayışın nitelikleri ve hedefleri konusunda da en yetkin ağızların dahi tatmin edici şeyler söylemediklerini ve dahası söyleyemeyeceklerini düşünüyorum. İslam tarihinden bu hareketin benzeri olarak gösterebileceğim yegâne oluşum İsmâilî-bâtınî harekettir ki bunun da ne derece İslamî olduğu malumdur. O da belli bir dönemde kısa vadede sonuca gitmeyi arzulayan bazı heyecanlı tipleri kendisine çekebilmişti. Kaldı ki el-kâide nin ve uygulamalarının izan sahibi Müslümanlar tarafından asla tasvip edilmediği de ortadadır. Diğer taraftan el-kâide kendi doğası gereği yankı bulmamakta, belli güçler tarafından adeta pompalanmaktadır diye düşünüyorum. Sevgi ve hoşgörü anlayışının İslam kültüründeki temsilciliğini yapan tasavvufun ise, Türkiye özelinde en büyük talihsizliği, tasavvuf kültürünün halka bakan tarafında duran tasavvufî oluşumların ehliyetsiz, yetersiz ve çoğu zaman da iyi niyetli olmayan kimlikler tarafından yönlendiriliyor olmasıdır. Tarikatların yasak olmasının Türkiye açısından doğurduğu en olumsuz sonuçlardan birinin bu olduğu kanaatindeyim. Zira yer altına çekilen belli oluşumların tamamen kontrolsüz bir şekilde icrâ-yı faaliyet etmeleri kaygan bir zemine sahip olan tasavvuf gibi bir sahada nâhoş ve tepki çekici örneklerin doğmasına yol açabilmektedir. Dolayısıyla, gerçek tasavvufun ne olduğunu bilmeyen ve yeterli donanıma sahip olmayıp dinî heyecanı ağır basan tiplerin ilgisinin, çarpık örneklerle temsil edilen tasavvuf düşüncesi yerine el-kâide türü oluşumlara yönelmesi bir dereceye kadar anlaşılabilirdir. 2007 yılının Unesco tarafından bir kez daha Dünya Mevlânâ yılı ilan edilmesini nasıl değerlendiriyorsunuz. Bu bağlamda bu yılki Mevlânâ etkinliklerini yeterli buluyor musunuz? 2007 nin bütün dünyada Mevlânâ yı Anma Yılı olarak kutlanmasını tabii ki muhteşem bir vakıa olarak değerlendiriyorum. Türkiye de gerçekleştirilen etkinliklere gelince; bütün bir yıl boyunca yapılanların halkın Mevlânâ ya olan ilgilerine ve onunla ilgili bilgilerine en ufak bir katkısının olmadığını gözlemliyorum. Sınırlı bir kesime hitap eden birkaç sempozyum, bazen Mevlânâ ile ilgili malumatı üç beş satırı ve birkaç basmakalıp sözü geçmeyen zevâtın verdiği konferansların ardından genellikle spor salonlarında (!?) gerçekleştirilen semâ gösterileri (!) ve bu özel yıl anısına yayımlanan sınırlı sayıda kitap v.b. Kısacası dostlar alış-verişte görsün türünde bir etkinlik programının gerçekleştirildiği kanısını taşıyorum.

380 Dr. Salih ÇİFT ile Söyleşi Dünya Mevlânâ yılında ülkemizde ve Dünya nın çeşitli merkezlerinde gerçekleştirilen çeşitli etkinliklere rağmen Diyanet İşleri Başkanlığının bu konudaki çekimserliğini neye bağlıyorsunuz? Diyânet kuruluş ve mevcudiyet amacına uygun hareket etmektedir. Aslında son yıllarda değişim den söz eden bu teşkilat için Mevlânâ Yılı ndan daha uygun bir fırsat olamazdı. Şartlar ve ortam her şeyiyle müsait olmasına rağmen, değişim uğruna son yıllarda Alevîlik ve Bektaşilik le ilgili yayınlara da öncelik vermeye başlayan bu kurumun genelde tasavvufî düşünce ve özelde Mevlânâ ile ilgili tavrını anlamak ve izah etmek doğrusu imkan dâhilinde değildir. Kaldı ki sadece Diyanet değil Millî Eğitim Bakanlığı da söz konusu faaliyetlere aktif bir şekilde katılmalıydı. Örneğin, Bursa nın merkezî okullarından birinde eğitim gören çocuğum Mevlânâ yılında bir yıl boyunca öğretmeninden Mevlânâ hakkında tek bir kelime dahi işitmedi. Halbuki aynı okulda Noel nedeniyle hazırlıklara bir hafta öncesinden başlandığını biliyorum. Yine aynı okulda batılı sanatçılara ait fotoğraflar sürekli olarak teşhir edilirken Mevlânâ ile ilgili hiçbir faaliyete yer verilmedi. İşte bu noktada Milli Eğitim Bakanlığı nın, dolayısıyla İl Milli Eğitim Müdürlükleri nin de tıpkı Diyânet gibi yetersiz kaldıklarını düşünüyorum. İhtida olaylarında daha etkin olması gereken Kelam geleneği yerine Mevlânâ ve İbnü l Arabî gibi sûfîlerin daha etkili olmasını nasıl değerlendirirsiniz? Bu sorunun cevabının gayet açık olduğu fikrindeyim. Zira iman akıl değil gönül meselesidir. Akıl dini doğru anlama ve yaşama noktasında devreye girer. Dolayısıyla sevginin mekânı olan kalbe hitap eden tasavvuf ehlinin geçmişte olduğu gibi bugün de muhatapları etkileme noktasında daha başarılı olmasında anlaşılmayacak ve yadırganacak bir durum yoktur. Bütün dinî meseleleri akılla çözecekleri kanaatini taşıyan Kelam geleneği mensuplarının bu noktada yanılgı içerisinde olduklarını görmeleri ve bu doğrultuda aslında çok uzun süreden beri işlevselliğini yitirmiş olan Kelam ilmine ait klasik yöntemleri bir kenara bırakarak yeni bir tavır geliştirmeleri gerekir.