FOSİL YAKITLAR IN ÇEVREYE ZARARLARI SERA ETKİSİ VE ASİT YAĞMURLARI
FOSİL YAKITLAR Ölen canlı organizmaların oksijensiz ortamda milyonlarca yıl boyunca çözülmesi ile oluşur.endüstriyel alanda çok geniş bir kullanım alanı vardır.
Fosil yakıtlar termik santrallerde elektrik enerjisi üretmek için, ısınma için kullanılmaktadır. Petrolün kullanım ağı daha geniştir. Enerji üretiminin yanında benzin, mazot, LPG, plastik, naftalin, boya, teflon, parafin (mum), tiner,... gibi ürünlerin yapımında da hammadde olarak petrol kullanılmaktadır. Fosil yakıtların kullanımı geleceğimizi etkileyen ciddi çevre sorunlarına yol açmaktadır. Bunlardan başlıcaları ; dünyanın ısınması ve iklim değişikliği (sera etkisi), asit yağmurları, kentsel ve endüstriyel hava kirliliğidir
GÖRÜNMEYEN TEHLİKE FOSİL YAKITLAR
Hava kirliliği Su kirliliği Toprak kirliliği Küresel ısınma Ozon tabakasının delinmesi
Hava Kirliliği Aslında fosil yakıtlardan petrol ve doğal gazın 20-50 yıl içinde tükeneceği hesaplanmaktadır. Kömür rezervleri ise 100-500 yıl yetecek miktarda olmasına rağmen geleceğin enerji sistemimizin sadece kömüre dayanması durumunda dünyamızdaki çevresel sorunlar, telafisi imkansız boyutlara ulaşacaktır.kömür ve fuel oil gibi fosil yakıtların bünyesinde bulunan kükürt, bunların yakılmasıyla kükürt oksitlerine dönüşür. Benzin, mazot ve LPG gibi fosil yakıtlarla çalışan taşıt araçlarındaki içten yanmalı motorlarda ise, havadaki azotun oksijenle reaksiyonu sonucunda azot oksitleri meydana gelir. İşte bu gazların havadaki su buharıyla etkileşimi sonucu sülfürik ve nitrik asitler oluşur ki bunlar en kuvvetli asitlerdir.
Su Kirliliği Fosil yakıtlar su kirliliğine de neden olurlar. Bunun birçok sebebi vardır. Birincisi, asit yağmurlarının neden olduğu metal kirliliğidir. Asitli yağmurların topraktan erittiği zehirli ağır metallerin ve alüminyum tuzlarının sulardaki oranı gittikçe artmaktadır. Fosil yakıtlı enerji santrallerinin ve ısı tesislerinin soğutma suyu ihtiyacı sebebiyle, ısınan suyun tekrar kaynağa deşarjı sonucu suların ısınması da bir tür su kirliliğidir.
. Birincisi, sudaki canlıların metabolik aktivitesi ısınma sonucunda artar ve bu artış daha fazla oksijen tüketimine neden olur İkincisi, ısınan suyun oksijen tutma kabiliyetinin azalmasıdır. Suyun oksijeni azalınca aerobik, yani havalı yaşam sona erer; anaerobik yaşam başlar ki bu da açığa çıkan pis kokulu gazlarla hemen kendini belli eder. Bu ısınma iki şekilde suyun oksijeninin azalmasına sebep olur
Denizlerin, akarsuların ve göllerin petrol taşımacılığı ve petrol çıkarımı sırasındaki sızıntılarla ve ayrıca tankerlerin yıkama sularının ve gemilerin sintine sularının temizlemeye tabi tutulmadan deşarjı nedeniyle de sularımız kirletilmektedir.
Toprak Kirliliği Fosil yakıtların çıkarılması ve yakılması ile birçok şekilde toprak kirliliği oluşur. Kömür madeni yatakları, açık işletmeler olarak çalıştırıldığında yüzeydeki tabaka kaldırıldığından toprak tahribatı meydana gelir. Kömürün yanması sonucunda oluşan külün atılmasıyla da büyük miktarda kirlilik oluşur. Termik santrallerin uçucu küllerinin depolanması için çok büyük barajlar inşa edilmektedir. Ve bu bölgeler tamamen verimsiz topraklar haline gelmektedir. Tozların ve diğer gazların bacadan atılmasıyla da topraklar verimsizleşir. Asit yağmurlarına bağlı çoraklaşma da buna eklendiğinde toprak tamamen yararsız hale gelmektedir.
Küresel Isınma Fosil yakıtların yanma ürünü olan karbondioksitin atmosferdeki oranının artması yeryüzünden yansıyan ışınların kaçmasını engellediğinden, bu olay sera etkisi adı verilen ve yeryüzünün ortalama sıcaklığını yükselten hadiseyi ortaya çıkarır. Bu sıcaklık artışı kutuplardaki buzulların erimesine, yağışların artmasına, iklimlerin değişmesine, atmosfer olaylarının farklılaşmasına, El Nino gibi afetlere, kıyı bölgelerinin sular altında kalmasına neden olur.
Tsunami benzeri su baskınları, geçimini topraktan sağlayan fakir Asya ve Afrikalıları daha da yoksullaştıracaktır. İşin ilginç yönü, küresel ısınma sıcak kuşakta yaşayan fakir halklara zarar verirken, soğuk kuşakta yaşayan zengin ülkelerin ikliminin ılıman hale dönmesidir. Bu da o bölgeleri daha da yaşanır hale getirir. Yani küresel ısınma fakiri daha fakir, zengini ise daha zengin yapar
Ozon Tabakasının Delinmesi Atmosferin üst tabakası olan stratosferdeki ozon, güneşten gelen yüksek dalga boylu ışınları tutma özelliğine sahiptir. Burada bulunan ozonu tahrip eden iki faktör vardır. Bunlardan birincisi kloroflorokarbon gazları olup soğutucularda ve spreylerde kullanılmaktadır. Diğer faktör stratosferde ses üstü hızla uçan uçakların enerjisini temin eden fosil yakıtların yanma gazlarında bulunan azot oksitlerinin ozonu yok etmesidir. Bu şekilde delinen ozon tabakası, yeryüzündeki deri kanser vakalarının sayıca artmasına sebep olmuştur. Bu tehlikelerden korunmak için kömür, petrol ve doğal gaz gibi fosil yakıtların kullanımına sınırlamalar getirmeli ve enerji ihtiyacımızı hidroelektrik, güneş, rüzgar, jeotermal ve biyokütle enerjileri gibi yerli ve yenilenebilir enerji kaynaklarından karşılamaya çalışmalıyız. Bu sayede hem döviz kaybımızı azaltacak hem de sağlığımızı ve doğayı korumuş olacağız.
1950 lerde iklim bilimci Charles Keeling, Hawaii deki Mauna Loa gözlemevinde, havadaki karbon dioksit oranlarını ölçmeye başlamıştı ve zaman içinde CO2 oranını gösteren grafik oluştu ve buna Keeling grafiği dendi. Keeling grafiğinde 1950 lerde milyonda 315 oranındaki karbon dioksitin 2000 lerde 370 e yükseldiğini görüyoruz.
Sera etkisinin yararları nelerdir? 1- Sera etkisi dünyada yaşam olması için gereken sıcaklığı sağlıyor. 2- Su buharı karbondioksit ve metan gazı dünyanın üzerinde doğal bir örtü oluşturuyor
? SERA ETKİSİNİN ZARARLARI : 1- Buzulların erimesi. 2- Okyanusların yükselmesi. 3- Kıyı kesimlerde toprak kayıplarının artması. 4- Bazı yerlerde kasırgalar seller ve taşkınların şiddeti ve sıklığı artar. 5- Bazı yerlerde uzun süreli şiddetli kuraklıklar ve çölleşmeler görülür. 6- Kışın sıcaklıklar artar. 7- İlk bahar erken gelir. 7- Sonbahar geç gelir. 8- Hayvanların göç dönemleri değişir. 9- Bu mevsim değişikliklerine dayanamayan hayvanlar ve bitkiler azalıyor ya da tamamen yok oluyor. 10- İnsan sağlığını doğrudan etkiler. Bilim adamları iklim değişikliklerinin kalp solunum yolu bulaşıcı alerjik ve bazı diğer hastalıkları tetikleyebileceği görüşünde.
İnsanların çeşitli faaliyetlerinin küresel ısınmaya katkısı şöyledir: 1- Enerji kullanımı %49, 2- Endüstrileşme %24, 3- Ormansızlaşma %14, 4- Tarım %13'tür.
KAYNAKLAR https://www.google.com.tr/search?q=sera+etkisi http://soruvecevap.blogcu.com/asit-yagmurunun-olusumuasit-yagmuru-ozellikleri/13120560 http://www.google.com.tr/imgres?imgurl=http%3a%2f%2f http://www.biltek.tubitak.gov.tr/ http://en.wikipedia.org/wiki/global_warming https://www.google.com.tr/url?sa=t&rct=j&q=&esrc=s&sourc e=web&cd=1&cad=rja&uact=8&ved=0ccmqfjaa&url
DİNLEDİĞİNİZ İÇİN TEŞEKKÜR EDERİM