* Eski Türkçe çandan beri tarih ve ça da Türk dili alanlar nda tan klanan ürper-~örper- fiili, köken aç klanmas sa lam bir biçimde ortaya konmam sözlerimizden biri olarak ilgi uyand r c d r. Tarih ve ça da Türk dili alanlar ndaki verilerin nda ürper- fiilinin sa l kl bir çözümlemesi mümkün görünmektedir. Ürper-~örper- fiilinin yap s na ili kin tartmalarda ba l ca iki görü ileri sürülebilir. Bu savlardan ilki ürper-~örper- fiilinin tasarlanm bir ürp~örp kökünden olu bildiren fiiller türeten +Ar- ekiyle geli ti idir. Ancak tarih ve ça da Türk dili alanlar nda K rg. ürp tulumun cidar nda kalan k m z *
posas (K rgs II:797) d nda bir veriye rastlanmad gibi bu kelimenin de anlam bak m ndan çözümlememize yard mc olmayaca apaç kt r. kinci sav; ürpe-~örpe- fiilinin, nesnesiz fiiller türeten (x)r- ekiyle geni lemi bir biçim oldu udur. Bu ikinci sav kabul edilecek olursa nitekim biz bu görü teyizürpe-~örpe- gövdesinin yap s n n da aç kla kavu turulmas gerekir. Özünde ürp~örp+a- kurulu lu bir yap dan söz edilemeyece ine göre ba ka bir teklif söz konusu olmal d r. Özünde Türkiye Türkçesi azlar nda görülen ürpe-~üpre- birden korku, tiksinti duymak, ürpermek (DerSXII:4795), ürper-~örper- fiilinin bu tabandan geli ti ine güzel bir tan kt r. Ürpe-~üpre- (göçü meli biçim) gövdesinin ür-[<at h r- üflemek, üfürmek (TDBUÜ:185)] köküyle ilgilendirilmesi dü ünülemez:et ür- üflemek (EDPT:195), Krh. ür- üflemek (DLT I:164, 337), ürül- 1. i mek, kabarmak ; 2. üflenmek, i irilmek (DLT I:195), Harz. ür- üflemek (KE II: 684), ürül- kabarmak, i irmek (ME:198), K pç. ür- (II) üflemek (K pçts:298), Ça. ür-~hür- üflemek (K F: 709), ETT, Osm. ür- (I) üfürmek, üflemek (TarS VI:4082-4083), ürül- 1. üfürülmek, üflenmek ; 2. i irilmek (TarS VI:4083-4084), TT (a.) ür- (II) üfleyerek i irmek (DerS XI:4070), ürül- i mek, i manlamak (DerS XI:4071), ürgün i kin, dolu (DerS XI, 4069), TT üfür- 1. dudaklar büzerek h zla nefes vermek, üflemek ; 2. (rüzg r) esmek ; 3. üfleyerek bulundu u yerden ileriye sürmek ; 4. üfleyerek çalmak (MBTS III: 3265), Azb. üfür- üflemek (AzbTS II:1175), Tat. ür-~ör- üflemek, üfürmek (KW:121), Kzk. ür- üflemek, soluk vermek (Kzk-TürkS:599), Kkalp. ür-1. (rüzg r) esmek ; 2. üflemek, soluk vermek (KkalpTTS IV:414), Krç.-Malk. ür- üflemek (Krç-MalkTS:423), Alt. ür- üflemek (Alt-TürkS:197), Tel. ürgen i irilmi, içi hava dolu (TelS:127), or. übür- üfürmek, üflemek, esmek ( ors:123), Hks. ür- üflemek (Hks-TürkS:549). Örpe-~ürpe- gövdesinin göçü meli biçimine Malatya a z nda rastlan r: üpre- ekintopraktan ye erip ç kmak (DerS XI:4067) <ürpe-. lgili azda bu veriye ili kin örnek cümledeki ikilemeli kullan l (üpre-kalk-), r-~ör- ç kmak, yükselmek köküyle uyu ur niteliktedir: afyonlar üpremi kalkm (SDDIII:1433). Ayn kavram alan nda yer alan u tan klar da üpre- gibi r- ~ör- ( >ür-) fiilinden geli mi e köklü ekillerdir: ürtmek 1. taze filiz ; 2. so an cücü ü, ürtmeklen- sürgün vermek (DerS XI:4070), ürtmek sürgün, filiz (DerS XII:4795), hürtmek~ürtmek otlar n, sebzelerin, üzüm ba lar n n taze, sulu sürgünleri (Mers S:232), hörtmek so an n tohuma kaçan k sm (DerS VII:2435) <*ür-t-~*ör-t- (peki tirme eki) < r-./h/ li biçimler, kök hece ünlüsünün uzunlu una tan k say labilir. Ürtmek sözünün ör- yükselmek köküyle ili kilendirilmesi için ayr ca bk. Gülensoy, 2007: 995-996. Tarih ve ça da Türk dili alanlar nda yal n /geni lemi biçimleriyle yayg n olarak kullan lan r-~ör-, örper-~ürper- fiilinin köküne k tutar: ET
ör- ç kmak (yukar ), yükselmek (EDPT:195), ör- ba kald rmak, isyan etmek (?) (OrhTG:251), ör- yükselmek, (topraktan) ç kmak, bitmek, yeti mek, örit- yükseltmek, beslemek, yeti tirmek (AY III:108), örle- yükselmek (EUTS:152) <örü yukar, dik +le-, örtür- ç karmak, yükseltmek (ETG:291), Krh. 1. r- (bulutlar) belirmek, ç kmak, yükselmek (DLT I:173, 257); 2. (koyunlar) otla a ç kmak, geceleyin otlamak (DLT I:173), örü - (bulut) belirmek, örlen- (bulut) yükselmek (OYT :242), örle- yükselmek, belirmek, ç kmak (KB III:363), örü yüksek, dik, üst, örile- böbürlenmek (OYT :242) <ET öri yüksek, vakur (EUTS:152), örün- kalkmak, dikle mek (DLT I:201), Harz. ör- yükselmek, aya a kalkmak (NF III:339), örke- yükselmek (KE III:509) <ör-ke- (peki tirme eki), örle- yükselmek, ç kmak, belirmek (KE III:509) <örüle-,örü tur- ayakta durmak, durmak (KTSV:215), öre direk, sütun (KTSV:213)<ör-e, K pç. ör- (II) kalkmak (K pçts : 211), ör- yeti mek, (bitki) büyümek (K F:599), örü tur- ayakta durmak, örü (I) ayakta durmak (K pç TS:212), örle tepe, yoku (K pç TS:212)<*örü+le-, ETT örü tur-/dur- aya a kalkmak, ayakta durmak (TarS V:3122-3127), örü kalk k, dik (TarS V:3120), örü~öri otlak, yayl m, mera (TarS V:3120-3121), Osm. örü kalk- aya a kalkmak (TarS V:3127), örü duray. (EÇSOS:186), örü çemen, çay r, otlak (a.y.) TT (a.) ör- 1. yükselmek; ç kmak, belirmek ; 2. (t rt l, böcek vb. için) yürümek ; 3. (sürü için) yanlamas na aç larak otlay p ilerlemek ; 4. (çocuk için) emekleyerek dola mak (Ça bay r, 2009:464), örele- (yeni yürümeye ba layan çocuk için) kimi zaman yürüyerek ço unlukla da emekleyerek çevrede dola mak (Ça bay r, 2009:463),örü- hayvanlar gece otlanmaya ç kmak, örüt-~yörüt- hayvanlar otlatmaya ç karmak, örüm~örü~örün hayvanlar n gece otlanmas (MersS:298), örüm 1. sürünün gece otlamas ; 2. sürünün sabah erkenden otlamas (DerS IX:3353), örü-~örün- 1. hayvanlar gece yay lmak, otlamak ; 2. hayvanlar gece otlatt ktan sonra ala sokmak (DerS IX:3354), örü yayl m, otlak (SDD III, 1118), örü (III) 1. ayakta durma ; 2. dik (DerS IX:3351), örüle- (II) gece uyuyamayan kimse kalkmak (DerS IX:3353), örle- yoku yukar ç kmak (SDD III:1116) <*örüle-, örükle- (I) t rmanmak (DerS XII:4627), örü kalk- aya a kalkmak (DerS IX:3352), ört- (ördek) kalkmak, havalanmak (DerS XII:4627) <* ör-t- (peki tirme eki), kr. az t-<az-, örelen- (II) sallanmak, dalgalanmak (DerS IX:3345), örele- (IV) (yeni yürümeye ba layan çocuk, keklik) seke seke yürümek (DerS IX:3345) <ör-ele-(s kl k eki), örmele- çocuk emeklemek (SDD III:1116) <*ör-mele- (s kl k eki), Azb. örü- üreyip ço almak, türemek (Azb DL II:437), örü dur- dirilmek, aya a kalkmak; harekete geçmek (AzTDK:219), örü hayvanlar n otlad alan, yer, mera, otlak (AzbTS II:947) Türkm. r- 1. bitmek, gö ermek ; 2. dökmek, meydana ç kmak (yara, döküntü vb. için) ; 3. tüy ç kmak ; 4. aya a kalkmak, ri mera, otlak,
rüz- 1. uyand rmak ; 2. ürkütmek, kaç rmak ; 3. aya a kald rmak, r e- ço almak, nesli artmak (Türkm-TürkS: 507) <* rü +e- <* rü <* r-ü-, re evin içinden geçen direk, r tur-/gal- aya a kalkmak, do rulmak (Türkm-TürkS:506) < rü, K rg. ör-~örü- emeklemek, (kütle h linde) yukar ya do ru ç kmak, örü avul yak n ndaki otlak, mera, örmele- t rmanmak, emeklemek (K rgs II:615), örçü- üremek, geli mek ösüp örçüp~önüpörçüp büyüyüp geli erek (K rgs II:614) <*ör-çü-, Kzk. ör- (II) 1. (hayvanlar) otla a ç kmak, yay lmak, otlamak ; 2. mec. hep birden, topluca hareket etmek (Kzk-TürkS:430), örle- 1. yukar do ru ç kmak ; 2. yükselmek, havalanmak ; 3. mec. ilerlemek, geli mek (Kzk-TürkS:431), Kkalp. ör- 1. (hayvanlar) otla a ç kmak, yay lmak ; 2. (kurt, kurtçuk) t rmanmak (KkalpTTS IV:62), Krç.-Malk. öre dik, yüksek, örele- 1. t rmanmak ; 2. endi elenmek, örçü- büyümek, yeti mek (Krç-MalkTS:317), örle otlak, örü dik, yoku, örümle- t rmanmak, yukar ç kmak, örü 1. yoku ; 2. s rt, tepe, örü lü çay rl, otlu (Krç-MalkTS:318), YUyg. örke kabaran dalga, dalga (<*örke- ), öre dik, tepe, yoku, örlet- yükseltmek; (koyunlar ) da yamac na sürmek (YUygTS:306), örmele- emeklemek, t rmanmak (YUygTS:307), Özb. örl - ç kmak, yükselmek, örm l - t rmanmak, yürümek (hayvan) (Özb-TürkK:126), Alt. örölö- yükselmek (Alt-TürkS:144) <örö yukar, ileri <*örü, Tel. örlön- büyümek (insan, hayvan, bitki) (TelS:80) <örö yukar, yukar do ru, Hks. öörle- yukar ç kmak, yükselmek <öör yukar (<*öörü), öörlen- 1. yükselmek, gururlanmak ; 2. yukar ç kmak, yükselmek, öörele- yukar ç kmak <ööre yukar, yukar ya (Hks-Türk S:337), or. örle- 1. yukar ç kmak, yükselmek ; 2. güne do mak,güne ç kmak, öre yukar, yukar ya ( ors:73), Tuv. örü yukar, yukar da (TuvTS:86). Eski Türkçe ve Orta Türkçe çalmalar nda ürper- ve onunla e tabanl türemelerin söz ba ünlülerinin /ö/ mü /ü/ mü okunmas gerekti i önemli bir sorun olarak belirir. Nitekim sunacam z örnekler, bu hususa ili kin tutum farkl l klar n gözler önüne serer. Biz r-~ör- kökünün tan kl nda /ö/ lü okumalar n do ru olaca inanc nday z. Bu anlayla Ka garl daki verileri /ö/ okuyu uyla vermeyi ye ledik: ET ü(r)per- (tüy) ürpermek (OTWFII:537), Krh. örper- (tüy) ürpermek : takagu örperdi Horoz dövü mek için tüylerini kabartt, an n yi örperdi Onun (adam n) bedeni diken diken oldu, örper- kabarmak, diklenmek : er örperdi Adam öfkesinden ya da dövü için kabard, diklendi (DLT I:217), Harz. ürpert- ürpertmek, üpert- ay. (ME:197) <ürpert-, örper- (saç için) dan k, karmakar k olmak (NFIII:339), K pç. ürper- kamak (K pç TS:298), ETT ürper- ürpermek (KurT:605) için bk. ditreyü ürper- ürpermek, titremek (KurT:159), ditre- sars lmak, titremek (a.y.), Osm. ülper- (tüy) ürpermek (TarS VI:4067) <ürper-, TT ürper- 1. ü üme, korku, endi e, ürkme vb. gibi sebepler yüzünden vücuttaki tüyler dikilip deri nokta
nokta kabarmak ; 2. titremek, sars lmak ; 3. mec. korku, kayg ve ku ku veren bir eyden, ho a gitmeyen ürkütücü bir ihtimalden dolay endi e duymak, korkuya kap lmak, korkmak (MBTS III:3271), ürperti 1. vücuttaki tüylerin dikilip derinin nokta nokta kabarmas durumu ; 2. korku, kayg, ku ku vb. durumlardan endi e duyma hali, ürpert- ürpermesine sebep olmak (MBTS III:3272), tüyleri ürper- 1. tüyleri diken diken olmak ; 2. mec. deh et içinde kalmak, büyük bir korku duymak (MBTS III:3219), TT. (a.) ürper- korkmak (DerS XI:4070), örper- ürpermek (DerS IX:3349), Azb. ürper- ürkme veya ü üme neticesinde tüyleri dikilip deride i ne gibi kabarmak, tükleri (eti, bedeni, endam ) ürper- tüyleri diken diken olmak, derisi kabarmak (korku, heyecan vs.den dolay ) (AzbTS II:1182), irpe ürperti, irp get- ürpermek (AzbTS II:709). Gülensoy un kapsaml çalmas nda da ürper- fiili, ör- yükselmek köküyle birle tirilir (2007:995-996). Bodrum a z ndan derlenmi u ilgiye de er tan k, ürper-~örper- fiiliyle birle tirilebilir: hörpül- dikle mek, diken diken olmak : tüylerim hörpüldü (DerS VII:2435). Bu fiil, hörpe-r->hörpe-l- (benze mezlik) >hörpü-lgeli mesine ba lanabilece i gibi hörpe-l->hörpü-l- eklinde bir yuvarlakla maya da u ram olabilir. Ürper-~örper- (< rper-) fiilinin yap s nda yer alan -(x)r- eki, uland nesnesiz tabanla e anlaml olu fiilleri türeten bir ektir: ET süçir- tatl la mak (OTWFII:535) <süçi- tatl la mak,et talp r- kanat ç rpmak (OTWFII:537) <talp - kanat ç rpmak, Krh. y l r- l mak, az s nmak (DLT I:179; DLT II:283) <y l - l mak, yunç r- kötüle mek (DLT III:98) <yunç - kötüle mek (DLT II:281; DLT III:303). (x)r- eki için ayr ca bk. OTWF II:535-541; Orh TG:96. Örpe-~ürpe- gövdesinde de korunan pa- eki ise Türkçe ek varl n n tan nmam üyelerinden olup peki tirmeli fiiller türeten bir ektir:ett çalpan- çalkanmak (TarS II:819) <çal- vurmak, çarpmak, atmak, TT (a.) çalpa- yumurta ile unu çarpmak, kakla çarparak kart rmak, çalkamak (MersS:78) <çal- kart rmak, yeme i kart rarak pi irmek,krç-malk. k ypa- kesmek, do ramak (Krç-MalkTS:263) <k y- kesmek, k rpmak, Krç.-Malk. çaypal- dalgalanmak, çalkalanmak (Krç-MalkTS:171) <*çay-, kr. çayka- çalkalamak, sallamak (a.y.), K pç. çay al- (I) f rdamak, ça lamak, u uldamak, çay al- k m ldanmak, oynat lmak (K pç TS:47) <çay-ka-l- <*çay- <ET yay- sallamak, sarsmak (ETG:310), Krh. yay- 1. sallamak, çalkamak ; 2. mec. (gönül için) meylettirmek (DLT III:245, 246, 247), Türkm. sürpe- sürekli sürtmek (Türkm-TürkS:583). pa-ekine ili kin daha geni bilgi için bkn. Güngördü 2009: 42-44.
Örpe-~ürpe- (<örpe-) taban n n i ta çat s D v nu Lug ti t-türk te eren örpe di Yi itler birbirlerine kar kabard, eren ar g örpe ür Yi itler birbirine kar iyice kabar yor, birbirlerini k zt r yorlar (I:229,230) tan klar yla belirlenir. Bu fiilin Atalay, Erdal (OTWF II:537) ve Clauson (EDPT:199) taraf ndan, ürper- gelenekli okuyu una ko ut bir biçimde ürpe olarak okunu una karl k T. Tekin in örpe - (OYT :242) biçimini ye lemesi, fikrimizce söz konusu fiilin kökünü aç klamaya imkan veri iyle daha do ru bir okuyu tur. D v nü Lug ti t-türk te yal n biçimde tan klanmayan örpe- fiilinin oldurumlu kullan l da tespit edilir: er ban örpetti Adam ban (saçlar n ) kabartt (I:260). Örpe-~ürpe- taban n n sonucu bir niteli i veren ürpek~örpek türemesi, r-~ör- köküyle uygunla an anlam geli meleriyle gerek tarih Türk dili alan nda gerekse ça da K pçakça alan nda karm za ç kar: Krh. örpek (tüyleri) ürpermi, kabarm (insan ya da hayvan için) (DLT I:103) <*örpe-k, Harz. örpek dolak (saç) (NFIII:339), K pç. ürpek k v rc k, kar k (K pçts:298), üprek ürpermi (saç) ( r M:296 b/5) <ürpek, Osm. ürpek ürpermi (saç) (TarS VI:4083).K rg. ürpök ürpermi (saç), ürpök çaç kabar k saç, kabar k saçl (K rgs II:797) <ürpek, Kzk. ürpek 1. yeni tüylenmeye, büyümeye ba layan (ku yavrusu) ; 2. dan k, kar k (saç) (Kzk-TürkS:600), ürpek a dik saç (KzkTS:298), Kkalp. ürpek dan k (saç için), ürpek ba saç dimdik ba, ürpeklen- ürpek olmak, (saç) dimdik olmak, dikle mek (Kkalp TTS IV:415). Sadece K rg z Türkçesinde rastlanan ürpö dö- fiili de ürpek le e tabanl bir türemedir: K rg. ürpö dö- horozlanm, hiddetlenmi görünü te bulunmak (K rgs II:797), ürpö dö- 1. (saçlar) ürpermi, kabarm görünü te olmak ; 2. k zmak, hiddetlenmek (K rgtts:663) <*ürpö le- <*ürpö <*ürpe <*ürpe- <*ürpe-. Fiilin bildirdi i eylemin sonucu nitelikler türeten eki için bk. K rg. uya 1. çekingen, s k lgan, p s r k ; 2. yumu ak, n rin, nazik (K rgs II:790) <*uya- <*uya-, bk. uyal- utanmak (K rgs II:789), süyrö sürüklenen (K rgs II:674) <süyrö- sürüklemek, yerde çekerek götürmek. (x) ekinin Eski Türkçedeki durumu hakk nda bk. OTWFI:337-338; Clauson, 1967:24. K rg. ürpögöy, ürpek geni lemesi bir veri olarak görülmelidir: ürpögöy kar k, dan k (saç, tüy) (K rgtts:663) <*ürpököy <*ürpek+ey; yap bak m ndan kr. alagay patlak gözlü (K rgs I:19) <*alakay <*alak+ay <alak dar f rlam, ç k k (gözler hakk nda), apakay beyaz, apak (K rgs I:36) <apak+ay <apak~appak büsbütün ak, bembeyaz, coloy adet, nizam (K rg S I:222) <colay <col+ay <col 1. yol ; 2. tertip, adet (K rgs I:220). Tarih Türk dili alan nda +Ay eki için yeterince tan k vard r: Harz. küçey zor, güç (ME:153) <küç güç, kuvvet, yükey yüksek, yüce (ME:213)
<*yük+ey, kr. TT yüksek <*yük+se-k, Krh. yükse- yükselmek, uzamak (KBIII:561), K pç. terkey tez, çabuk (K pçts:271) <terk h zl, çabuk, Krh. o ay kolay (DLT I:41) <o kolay, Osm. kuzey güne görmeyen yer (TarS IV:2763) <kuzay <kuz+ay <kuz güne görmeyen serin yer. Örpe-~ürpe- tabanl u ilgi uyand r c sözler de üphesiz r-~örköküyle ili ki kurmay gerektirir: Harz. ürper- pürçeklenmek (ME:197) <*ürpe-r-, ürpek saçak, püskül (ME:197) <*ürpe-k,üpürcük saçak, püskül (ME:197) <*ürpercük <*ü(r)pe-r+cük, Türkm. üpürcük kuman yüzünde veya kenar ndaki iplik uçlar, hav, saçak (Türkm-Türk S:656), Azb. (a.) üpbecik kabarc k (AzbDL II:601) <*üppecik <*ürpe-r+cik, kr. Harz. kaparçuk kabarc k (NF III:199), K pç. kabarçuk kabarc k (K pç TS:121) <*k par+çuk <*k p-ar <*k p-, Osm. kabarc k yan kara, arbon, kara kabarc k (TarS IV:2146), ETT kabar kabar ol- yer yer kabarmak (TarS IV:2146,2147), *k p- i mek, kalkmak, kabarmak, büyümek için bk. Krh. kapa kalkm, kabarm (DLT III:217) <*k p-a, kapar- kabarmak, i mek (DLT II:71) <*k pa+r-, ETT kaba büyük, iri, kocaman (DerS IV:2143), TT(a ) gaba (III) kal n, i man (DerSVI:9), Türkm. g ba 1. büyük ; 2. çok, gabar- 1. (tomurcuk) kabarmak, i mek ; 2. (yanak) kabarmak, i mek ; 3. kabarc k ç kmak, su toplamak ; 4. mec. çal ml bir tav ra girmek, kurum satmak (Türkm-TürkS:215), Hks. hapç - i ip irinle mek (Hks- TürkS:147) <*kap-ç - <*kap- <*k p-. K pç. örpek m zran ucundaki tu, develerin boynundaki kotaz (K pç TS:212), TT (a.) örpek büyük mantar (DerS IX:3349), ürpek maz a açlar üstündeki tüylü nesne (DerS XI:4070), Azb. örpek ba örtü (AzTDK:219), örpek 1. kad nlar n ba lar na örttükleri büyük ba örtüsü (ipek veya pamuklu vs.); 2. mec. örtü (AzbTS II:946), Türkm. ürpük hal, kuma, ba örtüsü vb. nesnelerin kenar ndaki iplik uçlar, saçak (<*ürpek), ürpüncek ba örtüsünün kenar (Türkm-TürkS:656) <ürpün-cek <ürpün- ba örtüsü takmak <*ürpe-n <*örpe-n-, TT (a.) ürpelek 1. darmadan k (saç için) : ürpelek saçl ; 2. aln beyaz ni anl hayvan (AD II:136), Kzk. üpelek kam vb. bitkilerin ucundaki püskül, saçak (Kzk-TürkS:599), Kkalp. üpelek ay. (KkalpTTS IV: 413) <*ürpelek <*ürpe- (e)le-k <*örpe-(e)le-k kr. TT yatalak <yat-alak <yat-. TT (a.)ürlük ba örtüsü (DerS XI:4070)de örpek (yuk. bk.) gibi r-~ör- kökünden geli mi bir biçim say lmal d r. Eski Türkiye Türkçesinde tesadüf olunan ürpele - kayna mak, harekete gelmek : skender le keri dah yerlerinden durup ürpele ti (TarS VI:4083) ile Zonguldak a z ndan derlenen ürbelen- karmak, bozulmak, k r lmak, zedelenmek (DerS XI:4067), ürbelen- bozulmak, zedelenmek : bu at n tüyü ürbelenmi, kalbim sana kar ürbelendi (SDD III:1433) fiillerinin, e tabanl ve e ekli geni lemeler olduklar bellidir: ürpele - <*ürpele- -, ürbelen- <*ürpele-n- <*ürpele- <*ürpe-(e)le- (s kl k eki) <*örpe-(e)le-. Ayr ca
ürpele - fiilinin dur- kalkmak ile birlikte kullan l dikkat çekicidir. Yine Sivas a z ndan derlenmi ürber- bir sav kan tlamak için bo una çalmak (DerS XI:4067) de ancak r-~ör- köküyle ilgilendirilebilir: ürber- <*ürpe-r- <*ürpe- <*örpe- <* r-~ör-; kr. Azb. örü dur- dirilmek, aya a kalkmak, harekete geçmek (Az TDK:219). Ürbelen- fiilinin somut ve soyut anlatlar kullan l art c de ildir. Nitekim r-~ör- köküyle bu kökten geli en öritfiili, erkenden somuttan soyuta geçi in güzel örnekleridir: ET ör- (dü ünce) belirmek : kö lümde nça sak nç ördi (EDPT:195), örit- yükselmek, (fikir) beslemek (ETG:290) <ör-i-t-(peki tirme eki) <ör- yükselmek. r-~ör- kökünden geli mi +Ay-ekli türemeler, O uz alan nda de il K pçak ve Karluk alanlar nda gözlemlenir: K rg. ürpöy- 1. dan k, kar k olmak ; 2. korkmak, ürkmek (K rg TTS:663), ürpöy-~ürpüy- horozlanmak, h rslanmak, k zmak (K rgs II:797) <*ürpö öy <*ürpögöy <* ürpököy <*ürpök+ay- <ürpök ürpermi (saç) <ürpek. Dudak çekimine girmeyen ürpüy- biçimi, ürpöy- >ürpüy- geli mesinin sonucu olmal d r; cün ürpüyt- tüy ürpertmek (a.y.). Kzk. ürpiy- 1. (saç) dan k, kar k olmak ; 2. mec. titremek, çok ü ümek ; 3. mec. korkmak, ürkmek (Kzk-TürkS:600), ürpiy- 1. korkmu, ürkmü gibi durmak ; 2. (saç) kar k ve dik olmak (KzkTS:298) <*ürpi iy- <*ürpigiy- <*ürpikiy- <*ürpik+ey- <*ürpik~ürpek dikle mi, dan k (saç) (KzkTTS II:440), ürpiyis- korkmu, heyecanlanm vaziyette bulunmak (KzkTS:298) <ürpiy-i- -, Kkalp.ürpey- 1. (saç, tüy) dan k, kar k olmak ; 2. kormak, ürkmek (KkalpTTS IV:415), Kry. ürp y- ürpermek, tüyleri diken diken olmak (KryS:116). Ürper- fiili, Karluk alan nda kökündeki uzunlu un tan olarak /h-/ ön türemelidir: YUyg. hürpey- 1. (saçlar) karmakar k olmak ; 2. tiksinmek, hürpeyt- 1. saçlar n karmakar k yapmak ; 2. tiksindirmek (YUygTS:159), Özb. urp y- dik h l almak, ürpermek (Öztürk, 1997:27). Kazak, K rg z ve Karakalpak Türkçelerinde olu fiilleri türeten +Ayekli türemelerin bir bölümü, ürpek+ay- >ürpey- geli mesinde oldu u gibi, büzülmeye u ram biçimlerdir: K rg. ülüy- (l mba) çok zay f k vermek (K rgs II:794) <*ülü öy <*ülü +ey-, ülü dö- ay. <*ülü +le-, kr. TT (a.) ülüz güçsüz k (DerS XI:4065), K rg. c lmay- gülümsemek (K rg S I:210) <c lma +ay-, c lma et- gülümsemek (a.y.) Kzk. ülkey- 1. büyümek, geli mek ; 2. geni lemek, hacmi artmak (Kzk-TürkS:597) <*ülken+ey- <ülken büyük, iri, kocaman, Kzk. iymiy- e ilmek, e ik hale gelmek (KzkTS, 120) <*iymey- <*iymegey- <*iymek+ey- <iymek e ik, Kkalp. j m y- gülümsemek (KkalpTTS II:234) <*jim y- <*j m+ay-<bk. j mla- gülümsemek, ki irey- 1. derecesi dü mek ; 2. küçülmek (KkalpTTS II:357) <*ki iregey- <*ki irek+ey- <ki irek ufak, daha küçük.
Kzk. ürpi türpi tarumar, kar k, darmadan k (Kzk-TürkS:600) ikilemesinde yer alan ürpi sözü, ürper-~örper- fiiliyle kökta t r: ürpi <*örpi <* r-pi < r-. Bu sözdeki pi eki için bk. Kzk. salp sark k, sarl m (Kzk- TürkS:464) <sal-p - <sal- 1. bir nesneyi herhangi bir yere yerle tirmek, koymak ; 2. ev, in aat yapmak ; 3. göndermek, yollamak ; 4. ekin ekmek, yeti tirmek (Kzk-TürkS:462). Sal- sarkmak, sallanmak için bk. salakta- 1. sarkmak, sark k olmak ; 2. bo, avare dola mak (<salak+la-), sala da- sarkmak, sark k olmak (Kzk-Türk S:462) <sala +la-, salpa da- 1. sarkmak, sallanmak ; 2. mec. avare dola mak (Kzk-Türk S:464)<salpan+la-, Krç-Malk. salp 1. sark k, sönük ; 2. iç s k nt s, keder, mahzunluk (Krç- MalkTS:328) <sal- koymak (Krç-MalkTS:326), sal n- sarkmak (Krç- MalkTS:327), ETT sal- sallamak (TarS V:3283,3284), Harz. sal- koymak, sermek; b rakmak, terk etmek; sallamak (NF III:360), Çuv. sul- ban sallamak, ba ile selam vermek, sallamak (Çuv-Türk S:192) <sal-, Krh. yalp yass, enli, derinli i olmayan (DLT III:30) <*yal-p, TT (a.) yalpak yass, düz, kaygan (DerS XI: 4149) <*yal-pa-k, Kzk. jalpak 1. uçsuz, bucaks z, engin ; 2. yass, yayvan, yalp k (Kzk-TürkS:157), K rg. calp umum, calpa da- 1. yass lanmak ; 2. geni ve maharetsizce hareketler yapmak (K rgs I:170) <calpa +la-, calp y- yass lanmak, ezilmek (a.y.) <calp +ay-, calpakt k yass l k (K rgs I: 169), Türkm. yalpak s (Türkm-TürkS: 673) <*yal-. Ayn ikilemenin ikinci üyesi türpi (<*tür-pi), r-~ör- köküyle e anlaml tür- kald rmak fiilinden türemi bir biçimdir: Kzk. tür- (II) s vamak, k v rmak (Kzk-TürkS:564), türik (II) kalk k, kald r lm, katlanm, dürülmü, türi ki yukar do ru k vr lm, kald r lm, kalk k (Kzk- TürkS:565), türikerin kal n dudakl (KzkTS:282), Kkalp. tür- kald rmak, k v rmak (KkalpTTS IV:367). Ayn kökten gelen u fiil de ürper-~örper- (<* rper-) fiiliyle ayn kavram alan ndand r: Kzk. tür ik- tüyleri ürpermek, diken diken olmak (Kzk-TürkS:565), Kkalp. tür ik- ay. (KkalpTTS IV:368) <tür-çi-k-; yap bak m ndan kr. Krh. tewçi- seyrekçe dikmek (DLT III:276) <tew- eti i e saplamak, dizmek (DLT I:401; DLT II:15), K rg. c lc - k m ldamak, hareket etmek (K rgs I:209) <c l- hareket etmek, k m ldamak; emeklemek; yere do ru fazla e ilerek yürümek, Krç.-Malk. kebçi- kurumak (Krç-MalkTS:251) <keb- kurumak.fiilden fiil türeten CI- ekine ili kin bilgi almak içib bk. Güngördü 2004:770-780. TT (a.) örcele - (tüy) ürpermek (DerS IX:3343), Evliy Çelebi Seyahatn mesi nden örcesine gel- tüyleri diken diken olmak, tüyleri ürpermek (vücut tüyleri ve sakal hakk nda; Tatarca): cümlemizi tügleri ve sakallar örcesine gelir ya n tüglerimiz ülperir (EÇSOS:186), YUyg. öre tur- (saç) ürpermek : ç çim öre turdi (YUyg TS:306) sözleri de örper-~ürper- fiilinin köküne k tutan ilgi çekici verilerdir. Bozulmu biçim sayd m z örsgars ol-
tüylü bir eyin tüyleri karmakar k olmak (DerS IX:3349) birle ik fiili de r- ~ör- köküyle ilgilidir; kr. garsala- kart rmak (DerS IX:3349) <*garsa- (a)la- <*garsa- <*gar-sa- <gar- kart rmak, garca - (I) karmak, birbirine girmek (DerS VII:1921) <gar- karmak, birbirine girmek <kar-, örce - (II) birbirine dola mak, karmak :saçlar m birbirine örce mi (DerS IX:3343), örne tir- (I) kart rmak, dola t rmak (DerS IX:3349) <*örün+e- -tir- <*örün <*ör-ü-n < r-~ör-, hörse-~hörze- yumak ya da makaradaki iplik gev eyip dola mak, hörset- masuradaki ya da yum k halindeki ipli i dola t rmak (DerS VII:2435) < rse- < r-, ürk- (III) s rçan denilen i den ç kma bükülmü iplik topa birbirine karmak, dola mak (DerS XI:4069) <ür-k-(peki tirme eki) <*ür- < r~ör-. Örce -, garca - fiillerindeki ca - eki için bk. ETT karca - karmak, birbirine girmek, karmakar k olmak (TarS IV:2287-2289), kar kat karmakar k (TarS IV:2308) < kar-(ii) kart rmak, katmak, birle tirmek (TarS IV:2315-2318), Türkm. bürce - buru mak, k rmak (Türkm-TürkS:91) <bür- 1. buru turmak, k rt rmak, çatmak ; 2. büzmek, gerce - gerginle mek (Türkm-TürkS:252) <ger- germek, çekmek. Türkiye Türkçesi azlar ndaki tülper-~tülber-, ürper-~örper- fiiliyle e anlaml ve e yap l bir kelime olarak görülebilir: tülber- esintiden, taranmamaktan saç dola mak, kabarmak (DerS X:4006), tülper- titreyerek tüyleri diken diken olmak, ürpermek (DerS X:4008), tülber- yel etkisiyle saç kabarmak, dalmak (DerS XII:4777), tülber- saç kabarmak, darmadan k olmak (MersS:367) <*tül-pe-r- <*tül-, kr. tülbür~tülpür dan k, kar k saç: Iraz tülbürünü topla (DerS X:4006), tülber~tülbür saç darmadan k, karmakar k, kabar k: yat tülberim yat, ne sa a galacak, ne ba a (MersS:367), tülbür saç dan k (DerS XII:4777) <*tüpler <*tül-pe-r. Ayr ca bk. tülü (IV) dan k, kabar k (saç vb. eyler için) (DerS X:4008) <*tül-ü, tüler- (III) karmakar k olmak : saçlar m tülerdi (DerS X:4008) <*tül-e-r-, tülü ~tülü men kabar k, kar k saç (DerS X:4009) <*tül-ü, *tülü +men, tülerük ü ümü, donmu (DerS X:4008) <tüler-ük, tülek ol- ocak bandan kalkmamak, so u a dayan ks z olmak (DerS XII:4777) <*tülek, anlamca kr. ürper-, tüyü dülek dülek ol- tüyü diken diken olmak (Mers S:368) <*dül-ek <*dül-. Tarih ve ça da Türk dili alanlar nda tan klanmayan *tül-~*dül-, kalkmak, kabarmak anlam nda bir fiil olmal d r. ETT tül tüy (Marz:439) sözü, tülper-~tülber- fiilinin kökenine k tutmaktan uzak oldu u gibi tasarlanm *tül-~*dül- fiilinin tür- (yuk. bk.) ile ilgilendirilmesi de mümkündür. Nitekim Harezm Türkçesi nde tan klanan tölfiili ve onunla anlamda tör- fiili, bu birle tirmenin güzel bir örne ini olu tururlar: Harz. töl- kazmak, delmek (KE II: 644), kr. Sah. tüör- kazmak, kurcalamak (TDBUÜ: 43), Türkm. d r- 1. kurcalamak ; 2. aramak, ara t rmak, kart rmak, yoklamak (Türkm-TürkS: 173), TT (a.) dör- 1.
domuz burnu ile yeri kazmak ; 2. (tavuk) yeri e elemek (DerS IV: 1587) <AT t r- kazmak, kurcalamak, alt üst etmek (TDBUÜ: 184). r-~ör- ile e anlaml s- büyümek (TDBUÜ:1183) fiilinden kökenlendi ini dü ündü ümüz, Kastamonu a z ndan derlenmi /h-/ ön türemeli hösber- vücutta bir yer kabarmak (DerS VII:2436), ürper-~örperfiiliyle gerek yap gerekse anlam bak m ndan benze ir: hösber- < s-pe-r-. Derleme Sözlü ü nde Samsun a z na ait bir veri olarak kaydedilen ös- büyümek, boyu uzamak (DerS IX:3353) tek örnek olarak üpheyle karlanmal d r. Derleme Sözlü ü nde bulunan öteki ös- örnekleri, Türkiye Türkçesi söz varl na de il Kazak ve Karaçay lehçelerine ait olduklar için hösber- fiilinin köken aç klamas na do rudan yard mc olmalar beklenemez. Tarama Sözlü ü ndeki Evliy Çelebi kaynakl üs- yeti ip, büyümek (VI:4094), Tatarca bir ögedir: ös- büyümek, yeti mek (EÇSOS:186). s-~ös- ~üs- için bk. ET ös- büyümek (EDPT:212), Harz. ös- uzamak, büyümek; sevinmek (KE II:510), K pç. ös- (I) bina veya a aca ç kmak, t rmanmak, ös- (II) yeti mek, geli mek (K pçts:212), Ça. ös- büyümek ( T:435); Saha. üöske- bitmek, ç kmak, ne et etmek (TDBUÜ:183) <ös-ke-(peki tirme eki), Türkm. ös- 1. büyümek, yeti mek, gö ermek (bitki için) ; 2. büyümek, yeti mek (insan için) (Türkm-TürkS:507), K rg. ös- büyümek, geli mek (K rgs II:92), Kzk. ös- (saç, sakal vb.) uzamak ; 2. büyümek, olgunla mak ; 3. ço almak, artmak (Kzk-Türk S:432), Ba k. üs- 1. bitmek (bitki için) ; 2. büyümek, Tat. üs- ay., Özb. ös- ay., YUyg. ös- ay. (KTLS I:74, 75;90, 91), Alt. ös- 1. artmak ; 2. büyümek (Alt-TürkS:144), Tel. ös- büyümek, geli mek (TelS:80), or. ös- büyümek, yeti mek ( ors:73), Hks. ös- ay. (Hks-TürkS:339), Krç.-Malk. ös- büyümek, geli mek (Krç-MalkTS:318). ET örmen i, kabarc k veya ba ka deri hastal (OTWF I:389), rm n geçmez, onmaz bir deri hastal, tuzlu balgam hastal (cilt rahats zl ) (EUTS:152) <ör-men<ör- ç kmak (yukar ), yükselmek (EDPT:195); kr. Türkm. rgün mikrop; vücutta ortaya ç kan leke, döküntü (Türkm-TürkS:506) < r-gün < r- dökmek, meydana ç kmak (yara, döküntü vb. için), TT (a.) hörtük yara (ilenç olarak kullan l r) (DerS VII:2435), hörtük bilinmeyen, iyile meyen yara (DerS XII:4520) <*hör-t-ü-k <hör < r, Kzk. ösindi insan veya hayvan n vücudunda ç kan ur (Kzk-TürkS:433) <ös-i-ndi <ös- kelimeleri, hösber- fiilinin çözümlemesine katk sa layacak nitelikte verilerdir. Sonuç olarak, gerek r-~ör- yükselmek, belirmek, ç kmak kökünden geli en sözler gerekse ayn kavram alan nda bulu an ba ka verilerin nda, ürper- fiilinin bu kökle ilgilendirilmesi gerekti i kesin bir biçimde söylenebilir. r-~ör- kökünün tan kl nda ikincil bir biçim sayd m z ürper- ve onunla ayn tabandan geli en ürpek, ürpe - ürpet- gibi gelenekli okunu lar n Eski
Türkçe ve Orta Türkçe çalmalar nda söz ba ünlüsü /ö/ olarak (örper-,örpek, örpet-, örpe -) yer almalar n n (kr. Gülensoy, 2007: 668-673, 995) daha do ru oldu u görü ündeyiz. r-~ör- ç kmak, belirmek, yükselmek kökünden papeki tirme ve uland nesnesiz tabanla e anlaml olu fiilleri türeten (x)rekleriyle geli en örper-~ürper- fiilinin ana biçimi, rper- olarak tasarlanmal d r. I II
t n,
Ahii i i