Aynı sahneyi paylaşan tiyatro oyuncularının evine aynı anda hırsız girdi Ünlü yönetmen ve tiyatro oyuncusu Harun Özakıncı ve tiyatro oyuncusu Ülkü Aşaröz evlerine hırsız girdiği haberini tiyatro sahnesinde aldı. Haberi duymalarına rağmen oyunu terk etmeyen ikili daha sonra İstanbul ve Ankara da ki evlerine dönüp şikâyetçi oldu. Özakıncı ve Aşaröz ün aynı anda farklı şehirlerde bulunan evlerine eş zamanlarda hırsız girmesi ise şaşırttı. ŞAŞIRTAN TESADÜF Tiyatro oyununun ardından ilk uçakla Ankara ve İstanbul da bulunan evlerine giden Harun Özakıncı ve Ülkü Aşaröz polise şikayetçi oldu. Özakıncı nın evinde bulunan bir miktar para ve altının, Aşaröz ün ise 35 Bin TL değerindeki motosikletinin çalındığı öğrenildi. Öte yandan Harun Özakıncı, Facebook sayfasından Ben sahnedeyken evimi soyan hırsız! Buradan takip edip evde olmadığımı biliyorsan gene buradan oku yazarak hırsıza mesaj gönderdi. Naptorun Pansiyon İzleyiciden Tam Not Aldı Sahne Gari organizasyonu olarak Naptorun Pansiyon adlı
tiyatro oyunu Bodrum Belediyesi Heredot Kültür Merkezi gösteri salonunda sahnelendi. Bodrum da yaşayan yerli ve yerleşik halkın yoğun bir ilgisiyle karşılaşan oyunda başka bir şehirden gelerek pansiyon kiralayan ve kiraladığı bu pansiyonda halkın şivesini çözerek kitap haline getirmeye çalışan ve bunu komşularının desteğiyle yapmayan çalışan bir kadının hikayesi komik bir dille anlatıldı. Sanat Yönetmenliğini Funda Açıkbaş ın yaptığı, Harun Özakıncı nın yazıp, yönetmenliğini yaparak sahne aldığı tiyatroda Özge Balkanlı ve Mehmet Çağlar Ertuğrul da rol aldı. Ses ve Işık Yönetmenliğini Selçuk Aydın ın yaptığı tek perdelik oyunda halk dilindeki şivenin mizahi bir dille yansıtılması kahkahaları yükseltti. Oyuncuların başarılı performansları ise takdire şayandı. Oyunun sonunda usta oyuncular, seyircilerden büyük bir alkış aldı. Salonu dolduran izleyiciler oyuncuları dakikalarca alkışladılar. Oyun öncesi yapılan çalışmalar hakkında bilgi veren Yazar, Oyuncu ve Yönetmen Harun Özakıncı, başta Bodrum Belediye Başkanı Mehmet Kocadon olmak üzere, Kültür ve Sosyal İşler Müdürü Mükerrem Uyar ve Mehmet Kocair ile kucaklaştıklarını ve Bodrum da bir tiyatro topluluğu olan Sahne Gari nin kurulduğunu söyledi. Harun Özakıncı kurulan Sahne Gari nin amacının ve sözünün Bodrum un yerel hikayeleri olduğunu belirterek, Hadigari Cumhur, Yürügari İbram, İnaf Gari filmleri gibi Bodrum un yerel hikayelerinden tiyatro oyunları yazıyoruz. Bodrumlu yada Bodrum da yaşayan veya oturan amatör insanlarla tiyatro oyunu sahneliyoruz. Heredot Kültür Merkezi olunca burada bir repertuar tiyatrosu olması gerekiyordu. Benim çalışmalarımda bunun ilk adımı. Tüm derdimiz tasamız Bodrum da kültür, sanat, sinema, tiyatro gibi çalışmalara ön ayak olmak. Gücümüz
yettiği ve halkımızdan, yetkililerden destek aldığımız sürece çalışmalarımıza devam edeceğiz dedi. Özakıncı, kurulan Sahne Gari ekibine katılacak 18 yaş üstü amatör oyunculara çok ihtiyaçları olduğunu, kendilerine katılmak isteyen arkadaşlarda çok özellik aramadıklarını, kişinin oyunculuk yapmak istemesinin yeterli olduğunu ve bu çalışmalarda aralarına yeni katılacak arkadaşları da eğitim sürecinden geçireceklerini belirtti. Harun Özakıncı bu gün oynayacakları Naptorun Pansiyon un Sahne Gari nin ilk oyunu olacağını ifade ederek, Bundan sonraki süreçte Halikarnas Balıkçısı nın hayatından bir parça ve kesitleri anlatan benim kurguladığım Usta İle Balıkçısı isimli Tarık Günersel, Ayşe Mine Aykutlu ve benim oynadığım oyunumuz ile devam edeceğiz. Bu oyunda da Bodrumluların Halikarnas Balıkçısı na nasıl sahip çıktığı, Bodrum olmasaydı Halikarnas Balıkçısı olurmuydu? sorusuna dikkat çekiyoruz. Bildiğimiz balıkçının hikayelerinin çok dışında kurgusu itibariyle biraz absürt bir oyun dedi. Harun Özakıncı, Sahne Gari yi Bodrum belediyesinin desteklediğini ve bu destekle Bodrum un tüm mahallelerini (Beldelerini) gezerek oyunu sergileyeceklerini, oyunun Muğla genelinde gösterime sunulacağını, imkanlar el verirse Türkiye turnesi düşündüklerini söyledi. Haber-Fotoğraf : Uğur Yurtsev
Naptorun Pansiyon Herodot Kültür Merkezi nde Harun Özakıncı tarafından kurulan Sahne Gari, Bodrum Belediyesi Herodot Kültür Merkezi nde ekim ayında iki tiyatro oyunu sergileyecek. Bodrum Belediyesinin destekleriyle Sahne Gari tarafından ekim ayı içerisinde sergilenecek iki oyundan Naptorun Pansiyon 13 Ekim de, Usta İle Balıkçısı ise ekim sonunda tiyatroseverlerle buluşacak. Sanat yönetmenliğini Funda Açıkbaş ın yaptığı Naptorun
Pansiyon oyununun yazarı ve yönetmeni Harun Özakıncı. 13 Ekim saat 20.00 de Herodot Kültür Merkezi nde izleyicisiyle buluşacak olan oyunun oyuncuları ise Özge Balkanlı, Harun Özakıncı ve Mehmet Çağlar Ertuğrul. Oyun, 1980 senesinde Bodrum da eski bir ev kiralayıp ev pansiyonculuğu yapmaya başlayan Meltem in Bodrumluların neyi nasıl yaptıklarını, neyi nasıl söylediklerini araştıran bir kitap yazması üzerine kurulu. Ayrıca Meltem karakterinin Bodrum daki sosyal yaşamın sebeplerini araştırması ile mal sahibi ve komşusu Ersöz le uğraşarak mutlu mesut yaşarken Bodrum kasabasında fiziksel değişikliklerin gerçekleşmesinin konu edildiği oyun, yaklaşık doksan dakika. Naptorun Pansiyon 13-14-15 Ekim de saat 20.00 de Herodot Kültür Merkezi nde ücretsiz olarak halka sunulacak. Ekim sonunda sahnelenecek Usta İle Balıkçısı oyununun da yazarı ve yönetmeni Harun Özakıncı. Biyografi türündeki oyunun karakterlerini, Tarık Günersel ve Harun Özakıncı canlandıracak. Sanat Yönetmenliğini yine Funda Açıkbaş ın yaptığı oyunda dramaturjiyi Tarık Günersel yapacak. Sahne Gari tarafından uygulanan oyunda Halikarnas Balıkçısı Cevat Şakir Kabaağaçlı nın hayatından kesitler yer alıyor. Oyunda, Halikarnas Balıkçısı nın Bodrum da yaşadığı günlere kendi kafasının içindeki zaman tüneli ile giderek yeni bir Halikarnas Balıkçısı kitabı yazmaya karar veren genç yazar adayı İlke nin usta çırak ilişkisine başka bir açıdan bakarak yazmaya devam etmesi anlatılıyor. Usta ile Balıkçısı da tiyatro severlerle ücretsiz olarak buluşacak.
Sultanı Türkan, Starı Ajda Nuri Harun Ateş, Bodrum da bir klip düşünüyorum Kontratenor Nuri Harun Ateş eğlenceli sahne performansı ve şarkılarıyla Mandalin Bar ın sahnesinde izleyenlerine ve sevenlerine güzel saatler yaşattı. Sahnede yaklaşık 3 saat kalan sanatçı Kontratenor Nuri Harun Ateş, başta kendi albümünden olmak üzere pop ve Türk sanat müziği karmalarından şarkılar söyledi. Şarkılara nerdeyse tamamına kendisini izlemeye gelen seyirciler eşlik etti. Kontratenor Nuri Harun Ateş sahne öncesi gazetecilere yaptığı konuşmada, burada olmaktan çok mutlu olduğunu, Mandalin in tüm ekibini ve dinleyicilerini çok sevdiğini ifade ederek, Burası harika, Bodrum da çok güzel bir yer. İstanbul dan her geldiğimde yenileniyorum, bütün keyfim yerine gelmiş olarak geri dönüyorum ve bir sonraki gelişimi iple çekiyorum. Bodrum seyircisi harika, Mandalin Bar ayrı bir harika o yüzden Bodrumlular ve Bodrum da yaşayanlar olarak çok şanslılar. Cennette yaşıyorlar, değerini bilsinler dedi. -En çok annem için söylüyorum Ateş, Albüm daha yeni çıktı, Sevgilinden mi? Ayrıldın albümünü insanlar çok sevdiler. Klipte kanallarda sürekli dönüyor, bende bunun mutluluğunu yaşıyorum. Şimdi ikinci klip için çalışmaya başladık. Bu sefer Baş Başa isimli yavaş bir parçaya klip geliyor. Bu bir tanışma albümüydü. Bu yüzden çok mutlu ve heyecanlıyım. Annemde burada ve onun olduğu, beni izlediği sahneler ayrıca bir güzel benim için. Bu çalışma süreçlerinde hep yanımdaydı, ilkokula götürdüğü günden bugüne
elimi hiç bırakmadı, hep yanyanaydık. Çok duygulanıyorum ve en çok onun için söylüyorum şeklinde konuştu. -Bodrum da bir klip düşünüyorum Bundan sonraki süreçte bir sürü klip olacağını dile getiren Nuri Harun Ateş, İzlemeye devam etsinler. Dinleyicilerime ve sevenlerime umarım şarkılarım iyi gelir. Çünkü iyi gelsin diye yaptım. Uzun bir süre beraber olacağız. Ben aslında opera sanatçısıyım ama boynumda Ajda Pekkan ı temsil eden Ajda yazılı dövmem var. Türkan Şoray sultanım, Ajda Pekkan starım. Pop a da hiçbir zaman uzak olmadım. İkisi bir arada devam ediyor. Bodrum da Karia Barok ile birlikte Avrupa ve Türkiye de konserler veriyoruz. Ama pop müzik kariyerimde bir yandan devam edecek. Her tarzı söylemeyi çok seviyorum. Yaza doğruda müziklerimden birine Bodrum da klip çekmeyi düşünüyorum. Özellikle Varsın Yansın adlı şarkıma burada klip çekmek çok güzel olur ve kesinlikle içinde deniz ve kale teması işlenir dedi. Konser sonrası sanatçı Kontratenor Nuri Harun Ateş hayranları, kendisiyle fotoğraf çektirmek için sıraya girdi. Hiçbir hayranını kırmayıp tek tek fotoğraf çektiren sanatçı gösterilen ilgi ve alakadan memnun olarak ayrıldı. Haber : Uğur Yurtsev
12. Yüzyıl, Fatimiler e ait batık bulundu Türkiye kıyıları batık envanteri projesi çalışmaları yeni keşiflerle devam ediyor. Ülkemiz Ege ve Güneybatı Akdeniz kıyılarının batık envanteri, Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) tarafından uzun yıllardır yürütülen çalışmalarla büyük ölçüde çıkarılmıştır. Türkiye Batık Envanteri Projesi ilk defa 2006 yılında TÜBİTAK destekli olarak Deniz Bilimleri ve Teknolojisi Enstitüsü (DBTE) öğretim üyesi Doç.Dr. A.Harun Özdaş tarafından ülkemiz
sualtı kültür mirası coğrafi bilgi sisteminin oluşturmasını hedefleyerek başlatılmıştır. Geçen bu süre içinde projeye Dokuz Eylül Üniversitesi, Kültür ve Turizm Bakanlığı nın yanı sıra İzmir Deniz Ticaret Odası, TİNA gibi değişik kurumlar destek vermiştir. Proje halen Kalkınma Bakanlığı desteği ile sürmektedir. Proje kapsamında Antalya ile Çanakkale arasında yer alan kıyılar ayrıntılı bir şekilde araştırılarak sualtında bulunan batıklar, seramikler, çapalar, demirleme bölgeleri, mimari kalıntılar ve limanlar kayıt altına alınmıştır. Bu çalışmalar sonucunda, bulunduğumuz coğrafyanın en sağlıklı ve büyük veri tabanı, DBTE bünyesinde kurulan Coğrafi Bilgi Sistemi ne aktarılmıştır. Kültür ve Turizm Bakanlığından alınan izin doğrultusunda, Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Ege Bölgesi Araştırma Merkezi (EBAMER) Müdür Yardımcılığı görevini yürütmekte olan Doç. Dr. A. Harun Özdaş başkanlığında sürdürülmekte olan Sualtı Arkeolojik Araştırmalarında 2015 yılında toplam 15 kişilik bir ekip görev aldı. Ekibin sualtı video çekimlerini ise daha önce Haluk Cecan la birlikte çalışan profesyonel kameramanlar tarafından gerçekleştirildi. DBTE denizel alanda ülkemizde ve bulunduğumuz coğrafyada farklı disiplinlere ait çalışmaların yapılabildiği önemli bir kurum. Bu nedenle araştırmalar sırasında arkeolojik kayıtların yanı sıra deniz jeolojisi, biyolojisi ve diğer bilim dallarına kaynak sağlayacak bilgiler de toplanıyor. Oşinografik ve jeolojik yapılara ilişkin veriler ile kıyı bölgelerindeki incelemelerde liman yapılarının sualtında kalma sebepleri, depremsellik ve deniz seviyesi değişimlerine ilişkin önemli sonuçlara ulaşıldı. Bu nedenle çalışmalara sadece sualtı arkeologları değil, deniz jeofizikçileri ve biyologları da katıldı. 3 eğitmen balık adamın da yer aldığı ekibin tamamı akıntı ve derin dalış dahil olmak üzere her türlü deniz şartında dalış yapabilecek eğitime sahip. Ülkemizde ilk defa sistematik ve bilimsel sualtı arkeolojik çalışmalar, Türkiye Batık Envanteri Projesi kapsamında DEÜ DBTE tarafından
başlatılmış olup, bu çalışmalarda Dokuz Eylül Üniveritesine bağlı K. Piri Reis araştırma gemisi kullanıldı. 4 bin yıl öncesine ait Tunç Çağının izleri Doç.Dr. A. Harun Özdaş tarafından yürütülen Türkiye Batık Envanteri Projesi nde 2006 dan bu yana yapılan çalışmalarda elde edilen sonuçlara, yenileri eklenmeye devam etmekte. 2014 yılı Ege Bölgesi çalışmalarda Hisarönü Körfezi nde yapılan dalışlarda, günümüzden 4 bin yıl öncesine ait Tunç Çağına tarihlenen bir batığın izlerine ulaşmıştı. Sualtı Arkeolojisi alanındaki araştırmalarında ülkemiz kıyılarında bugüne kadar bulunan en eki batıklardan biri olan Hisarönü Tunç Çağı Batığının kazısına 2015 yılında başlanmış ve bölge tarihini aydınlatacak önemli verilere ulaşılmıştır. Bu sene keşfedilen batıklar arasında en dikkat çekici olanı, olasılıkla MS.11-12. yy a ait Fatimiler e ait bir Cam Batığıdır. Marmaris açıklarında 30 m derinlikte ve yaklaşık 2 200 m lik bir alana dağılmış yüzlerce parçadan oluşan yaklaşık 1 ton cam külçenin yanı sıra, küçük şişelere de rastlanmış. Böylece ekip ilk defa bir cam batığını kayıtlarına geçirmiştir. Batık alanında bulunan kalıntılar, günümüzden yaklaşık 1000 yıl önce Doğu Akdeniz den yola çıkan ve cam taşıyan ticaret gemilerinin rotaları ve uğradıkları limanlar hakkında önemli bilgiler veriyor. Batık keşiflerine yönelik hazırlanan araştırma programı ve yöntemlerinin başarılı bir sonuç verdiği ve bu yöntemin gelecekte daha büyük keşifleri beraberinde getirmesi bekleniyor. Türkiye Batık Envanteri Projesi kapsamında yürütülen çalışmalarda elde edilen deneyim ve bilgilerin doğru kullanımı ve yorumlanmasıyla geliştirilen yöntemlerin diğer denizlerde de uygulanarak önemli sonuçların elde edilmesi bekleniyor. Akdeniz medeniyetleri arasındaki ilişkiler her zaman deniz yoluyla olmuş, çatışma ve uzlaşmalar su altında iz
bırakmıştır. Ticari ürünlerin yanı sıra, akıl ve fikirler de insanlarla gemilerde taşınmış ve farklı kültürlere ulaştırılmıştır. Akdeniz medeniyetlerinin denizlerdeki izleri ve Ege yle olan ilişkileri bu proje kapsamında açıklık kazanmaktadır. Akdeniz havzasında gelişen bu medeniyetleri deniz alanındaki çalışmalar ve bilgiler olmadan anlamak ve hipotezler üretmek mümkün olamayacaktır.
STS BODRUM OKUL GEMİSİ YENİ KEŞİFLERLE DÖNDÜ Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) tarafından başlatılan sualtı arkeolojik araştırmaları kapsamında Sualtı Kültür Mirası Araştırmaları Projesi ne destek için yapılan çalışmalarda ülkemiz karasularında 30 yıl sonra bir Tunç Çağı Batığı daha keşfedildi. Çalışmalar, Bodrum Belediyesi ne ait STS Bodrum Okul Gemisi ile yürütüldü. Kültür ve Turizm Bakanlığı ndan alınan izin doğrultusunda, Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Deniz Bilimleri ve Teknoloji Enstitüsü Müdür Yardımcısı ve Ege Bölgesi Araştırma ve Uygulama Merkezi (EBAMER) Müdür Yardımcısı Yrd. Doç. Dr. A. Harun Özdaş başkanlığında sürdürülmekte olan Sualtı Arkeolojik Araştırmaları, 2014 yılı ikinci etap çalışmaları tamamlandı. Araştırmalarda Bodrum Belediyesi ne bağlı STS Bodrum Okul Gemisi kullanıldı. Kalkınma Bakanlığı tarafından desteklenen Sualtı Kültür Mirası Araştırmaları Projesi kapsamında yürütülen Türkiye Kıyıları Batık Envanteri çalışmalarında özellikle Osmanlı Dönemi batıkları üzerinde yoğunlaşıldı. Özdaş başkanlığında, son 7 yıldır yürütülen sualtı arkeolojik araştırmalarında, ülkemiz kıyılarında bugüne kadar bulunan en eski batığın kalıntıları keşfedildi. Çalışmalar, Yrd. Doç. Dr. Nilhan Kızıldağ, Hüseyin Vural, İhsan Tercan, Dr. Güngör Muhtaroğlu, Cihat Vural, Onok Bozkurt, Doç. Dr. Şenay Özdemir, Cebrail Baydan, İrfan Yıldız, Selman Kahraman, Zeynep Demir in yer aldığı Türk bilim adamlarından oluşan bir ekiple ve Mustafa Cengiz in kaptanlığında STS Bodrum Okul Gemisi yle sürdürüldü.
Araştırmaların ilk etabı Bodrum dan Finike ye kadar olan bölgede gerçekleştirildi. Toplam 35 farklı alanda yapılan 100 ün üzerinde dalışta 10 adet yeni batığın yeri tespit edildi. Ayrıca daha önceki yıllarda bulunan birçok batığın üç boyutlu foto mozaiği çıkarıldı. 2014 yılı Ege Bölgesi çalışmaları kapsamında Hisarönü Körfezi nde yapılan dalışlarda, günümüzden yaklaşık 4000 yıl öncesine ait Tunç Çağı na tarihlenen bir batığın izlerine ulaşıldı. Bugüne kadar yapılan sualtı araştırmalarında tespit edilen en eski batık Hisarönü Körfezi nde bulundu. Araştırma dalışları sırasında bulunan Tunç Çağı Batığı na ait kalıntılar arasında çok ender görülen amphora formunun yanı sıra, gaga ağızlı testiler ve değişik formlarda seramik kaplara da rastlanıldı. Ülkemiz kıyılarında bulunan ve MÖ.14.y.y. a tarihlenen Kaş Uluburun Batığı ndan daha eski olan Hisarönü Batığı, kıyıdan yaklaşık 50 m açıkta, 25-30 m derinde yer alıyor. Son 50 yılda Tunç Çağı na tarihlenen toplam 3 adet batık bulunmuş olup, gaga ağızlı testilere ise ilk defa rastlanıyor. Batıktan çıkarılan ve konservasyon ile analiz için Bodrum Sualtı Arkeoloji Müzesi ne teslim edilen eserlerin içinde bulunan organik buluntuların tarihleme çalışmaları ise devam ediyor. Önümüzdeki yıl batığın daha ayrıntılı biri şekilde sualtı çalışması ve kazısı yapılması planlanıyor.
OKTAY KAYNARCA KİRLETMEYİN KARDEŞİM Yönetmen Harun Özakıncı ve bazı çevreci derneklerin destek verdiği İnaf Gari hareketi Bodrum da etkinliklerine devam ediyor. Deniz temizliğine dikkat çekmek için yola çıkan İnaf Gari (Yeter Artık) projesi kapsamında yapılan deniz dibi temizliklerinde çıkarılan çöpler Bodrum Ortakent-Yahşi Mahallesinde sanata dönüşüyor. Çöplerden yapılan sanat eserleri ve bir takım nesnelerin üretildiği Kabakum Plajına gelen oyuncu Oktay Kaynarca da projeye destek verdi. İnaf Gari projesinin deniz temizliği ve film olarak iki temel unsurdan oluştuğunu vurgulayan Yönetmen Harun Özakıncı, herkesi çevreye karşı duyarlı olmaya çağırdı. Özakıncı, Denizlerin temiz olması lazım. Gökova Koyunda, Bodrum da tatil yapan insanların denize karşı duyarlı olması lazım. Artık günlük tekne gezilerinin, insanların plajlardaki bıraktıkları atıkların hepsini biz denizden toplayarak sanata çeviriyoruz. Bu sanatın içinden bir film çıkacak, heykeller çıkacak, resimler çıkacak dedi.
Profilden yapılan dev balık iskeletinin üzerine, denizden çıkarılan yangın tüpü, kasetçalar, pet şişeler, bisiklet jantı ve daha pek çok maddeyi tutturarak dolduran sanatçılar çöpten bir heykel ortaya çıkarıyor. Balık heykeline denizden çıkan bir yangın tüpünü takan ünlü oyuncu Oktay Kaynarca, denizin bitmesinin insanlığın bitmesi anlıma geldiğini ifade ederek şunları söyledi; Sıkça kullandığımız bir tabir var. Deniz bitti diye bir tabir var ya, o deniz bitti lafı gerçekten çok önemli. Eğer bir gün denizleri bitirirsek, yani temizlik anlamında denizleri bitirirsek, kendimizi bitireceğiz anlamına geliyor. Sadece plajlardaki atıklar, onlar, bunlar falan değil ama hani denizlere akıtılan o kimyevi şeyler. Teknelerin veya büyük gemilerin sintine boşaltmaları, bunların hepsini kontrolsüz yapmaları, arıtmasız yapıyor olmaları, bunların hepsinin cezasını aslında bir şekilde biz çekeceğiz ve çekmemek içinde bence engel olmalıyız. Bu harekette onlardan, bu doğrultuda kurtulmanın ufak adımlarından bir tanesi ama niye büyük olmasın, büyüyebilir. Bende bir kenarından tuttum diye aslında sevinçliyim dedi. Kendisinin daha önce sahip olduğu küçük teknesine bile arıtma sistemi taktığını belirten Kaynarca, büyük firmaları çevre temizliğine karşı daha duyarlı olmaya çağırdı. Bodrum Ortakent sahilinde oturan Oktay Kaynarca konuşmasını şu sözlerle tamamladı. Kirletmeyin kardeşim ya, ayıp ya, vallahi ayıp ya. Üç kuruş para kazanacaksınız diye öbür taraf kirletilmiş bir deniz düşüncesiyle gitmek güzel bir şey değil bence. Kirletmeyelim be kardeşim. Kazandığınız paranın bir tarafını da bu meseleye ayırın. Büyük sanayicilere söylüyorum, büyük armatörlere söylüyorum; arıtmalarınızı yapın. Benim bir teknem vardı, ufacık bir tekneydi onun içine bile kendim arıtma koymuştum. Gerçekten gönlüm elvermiyordu onun içindeki denize boşaltmaya. Ona bile arıtma koydum o arıtmadan süzdürüp boşaltıyorduk suyu. Bu yapılabilecek bir şey. Bence denetimlerin arttırılması bu doğrultuda çok önemli.
Konuşulacak çok şey var ama insanların aklına getirmek önemli dedi. Deniz kirliliğine dikkat çeken projenin ikinci etabı ise İnaf Gari isimli filmin çekimleri olacak. Halikarnas Balıkçısının ölüm yıl dönümü olan 13 Ekim günü başlayacak filmin çekimleri Gökova Körfezi ve Bodrum da gerçekleşecek. Haber Ali Fikret Er, Fotoğraf Uğur Yurtsev STS Bodrum Okul Gemisi bu kez tarihe yelken açtı Bodrum Belediyesi nin destekleriyle, 9 Eylül Üniversitesi Deniz Bilimleri ve Teknoloji Enstitüsü, STS Bodrum Okul Gemisi ile birlikte Datça Yarımadası ve Antalya arasında yaptıkları araştırmaları sonlandırdı. STS Bodrum Okul Gemisi mürettebatı ve 9 Eylül Üniversitesi ekibi Bodrum a 8 yeni batık buldukları müjdesi ile döndü. Yaklaşık 3 hafta önce STS Bodrum Okul Gemisi ile Bodrum Limanı ndan yola çıkan 9 Eylül Üniversitesi Deniz Bilimleri ve Teknoloji Enstitüsü ekibi, Datça Yarımadası ve Antalya nın batı sahilleri arasında yaptıkları araştırmalarını sonlandırdı. Kültür ve Turizm Bakanlığı, Kalkınma Bakanlığı ve Bodrum Belediyesi nin destek verdiği proje, Türkiye nin batık envanterini çıkartmak amacıyla 2007 yılından beri her yıl belirli periyotlarda gerçekleştiriliyor. Bu yılki çalışmalarda STS Bodrum Okul Gemisi Kaptanı Mustafa Cengiz ve mürettebatı ile birlikte araştırmalarına başlayan 9 Eylül Üniversitesi Deniz Bilimleri ve Teknoloji Enstitüsü nün öğretim görevlileri ve öğrencileri, Bodrum a 8 yeni batık bularak döndüler. Ayrıca bir takım eserleri de gün yüzüne çıkartan ekip, eserleri,
önümüzdeki günlerde Bodrum Kalesi Sualtı Arkeoloji Müzesi ne teslim edecek. 9 Eylül Üniversitesi Deniz Bilimleri ve Teknoloji Enstitüsü Müdür Yardımcısı Yard.Doç.Dr.Harun Özdaş, Çok uzun süreden beri devam eden Ege ve Akdeniz bölgesi araştırmalarının 2014 yılı 1.etabını tamamlamış olduklarını belirterek Öncelikle Bodrum Belediyesi ne, Bodrum okul gemisini bu etapta kullanma imkanını bize sağladıkları için çok teşekkür ediyoruz. Projemizin esas amacı; Türkiye nin batık envanterini çıkarmak için yaptığımız bir çalışmadır. 2014 yılından itibaren özellikle Osmanlı dönemini içine alan süreci, daha doğrusu Osmanlı döneminde batmış olan gemilerin envanter çalışmasına ağırlık vererek yürütmekteyiz. Toplam süremiz 3 hafta olarak gerçekleşti. Araştırma dalışlarında bu 3 haftalık süre içerisinde 8 tane yeni batık tespit ettik. Çok verimli bir çalışma oldu çünkü daha önceki yıllarda hem bizim, hem de bizden önceki yabancı ekiplerin veya Türk ekiplerinin yaptığı araştırmalarda bakmadıkları bölgeleri hedef alan bir çalışma oldu. Özellikle de yelkenli bir gemi ile yola çıkmamızın bize katkısı büyük oldu. Yelkenli gemilerin gidebileceği rotalarda seyir ettik ve dolayısıyla bunun batıkları bulmamıza da çok büyük etkisi oldu. dedi.