SİYASET VE DEVLET YÖNETİMİ



Benzer belgeler
TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu

SİYASET BİLİMİ VE ULUSLARARASI İLİŞKİLER DOKTORA PROGRAMI DERS İÇERİKLERİ ZORUNLU DERSLER. Modern Siyaset Teorisi

NEDEN. Türk ye Cumhur yet Cumhurbaşkanlığı S stem

ULUSLARARASI KARADENİZ-KAFKAS KONGRESİ

Milli Devlete Yönelik Tehdit Değerlendirmesi

TÜRKİYE TİPİ BAŞLANLIK SİSTEMİ MODEL ÖNERİSİ. 1. Başkanlık Sistemi Tartışmasının Temel Gerekçeleri

MESLEKİ EĞİTİM, SANAYİ VE YÜKSEK TEKNOLOJİ

Hükümet in TSK İçinde Oluşturduğu Paralel Yapılar; Cumhurbaşkanı ve AYİM nin Konumu..

ADALET KURULTAYI SONUÇ BİLDİRGESİ. Adalet yürüyüşü korku zincirini kırdı. Cesaret ve umudu ateşledi.

Kadın Dostu Kentler Projesi. Proje Hedefleri. Genel Hedef: Amaçlar:

İSLAM DÜNYASI İSTANBUL ÖDÜLLERİ SUNUŞ

Merakla Beklenen Anket Sonuçları Açıklandı

DenizBank Yatırım Hizmetleri Grubu Özel Bankacılık Araştırma İngiltere, Haziran 2017 Seçim Sunumu

Siyasi Parti. Siyasi iktidarı ele geçirmek ya da en azından ona ortak olmak amacıyla örgütlenmiş insan topluluklarına siyasi parti denir.

Bu bağlamda katılımcı bir demokrasi, hukukun üstünlüğü ve insan hakları alanındaki çalışmalarımız, hız kesmeden devam etmektedir.

Maliye Bakanı Sayın Mehmet Şimşek in Konuşma Metni

EMRE KÖROĞLU BAŞKANLIK İÇİN ADAYLIĞINI AÇIKLADI

11 EYLÜL SALDIRISI VE YENİ DÜNYA: SOĞUK BARIŞ DÖNEMİ

TÜRK DÜNYASI KIZIL ELMA ÖDÜLLERİ SUNUŞ

TÜRKİYE - POLONYA YUVARLAK MASA TOPLANTISI - 1

Yerel Yönetim Vizyonu. Emin Dedeoğlu , Eskişehir

Demokrasi ve Sivil Toplum (SBK256)

1. Gün: Finlandiya Hükümetinin Strateji Araçları

KAMU DİPLOMASİSİNDE KİTLE İLETİŞİM ARAÇLARININ VE MEDYANIN ROLÜ

DEMOKRASİ VE SAYDAMLIK ENSTİTÜSÜ

AĞUSTOS 2015 TÜRKİYE GÜNDEMİ VESEÇMEN EĞİLİMİ ARAŞTIRMASI SONUÇ RAPORU 25 AĞUSTOS 2015

SİYASET ÜSTÜ DÜŞÜNMEK Pazar, 30 Kasım :00

CHP İLÇE BAŞKANI RECAİ SEYMEN TEKRAR ADAY

ANAYASA DERSĐ ( ) ( GÜZ DÖNEMĐ YILSONU SINAVI) CEVAP ANAHTARI

SİYASET NEDİR? Araştırma Soruları

Türk Bankacılık ve Banka Dışı Finans Sektörlerinde Yeni Yönelimler ve Yaklaşımlar İslami Bankacılık

Haziran 2015 Seçimlerine Giderken Kamuoyu Dinamikleri

İ Ç İ N D E K İ L E R

IMF KÜRESEL EKONOMİK GÖRÜNÜMÜ

İKLİM MÜCADELELERİ. bu küresel sorunlarla yüzleşmede kilit bir rol oynayacak, eğitme, tecrübeye ve uzmanlığa sahiptir.

ULUSAL ÇALIŞTAY SONUÇLARI

Yeni anayasa neyi hedefliyor?

Vekiller Heyeti Kararı, Sıkıyönetim Komutanlığı ve Milli Güvenlik Konseyi'nce Kapatılan Siyasi Partiler

DÜŞÜNCE KURULUŞLARI. Şubat 2018

1999 dan 2007 ye Seçmen Tercihleri ve Değişim

SİVİL GLOBAL GLOBAL SİVİL DİPLOMASİ İNŞASI PROGRAMI Potansiyelin Keşfi

20. RİG TOPLANTISI Basın Bildirisi Konya, 9 Nisan 2010

1 TÜRKİYE CUMHURİYETİ DÖNEMİ (TÜRKİYE) EKONOMİSİNİN TARİHSEL TEMELLERİ

Devletin Şefleri Cumhurbaşkanları

Kamu Yönetimi Bölümü Ders Tanımları

İÇİNDEKİLER. Sunuş Konu Proje Koordinatörü ve Uygulayıcı Kurum Tarih ve Yer Amaç ve Hedefler Katılımcılar...

Dr. Zerrin Ayşe Bakan

EKONOMİK DEĞERLENDİRME ANKET SONUÇLARI ARALIK 2010

tepav Haziran2011 N POLİTİKANOTU 12 Haziran 2011 Seçiminde Seçim Sisteminin Parlamento Yapısına Etkileri

TÜRKİYE DE ULUSAL GÜVENLİK VE MİT DEKİ DEĞİŞİM

ALAN ARAŞTIRMASI II. Oda Raporu

VII. ULUSLARARASI BALKAN BÖLGESİ DÜZENLEYİCİ YARGI OTORİTELERİ KONFERANSI MAYIS 2012, İSTANBUL

Bu bölümde A.B.D. nin tarihi ve A.B.D. hakkında sıkça sorulan konular hakkında genel bilgilere yer verilmektedir.

K R Ü E R SEL L K R K İ R Z SON O R N A R S A I TÜR Ü K R İ K YE E KO K N O O N M O İSİND N E D İKT K İSAT A P OL O İTİKA K L A AR A I

Kerkük, Telafer, Kerkük...

Çocuk İstismarı Anketinin Sonuçları

TÜRKİYE DE ETNİK, DİNİ VE SİYASİ KUTUPLAŞMA. Dr. Salih Akyürek Fatma Serap Koydemir

İktisat Anabilim Dalı- Tezsiz Yüksek Lisans (Uzaktan Eğitim) Programı Ders İçerikleri

Bu yüzden de Akdeniz coğrafyasına günümüz dünya medeniyetinin doğduğu yer de denebilir.

Türkiye Irak İlişkilerinde Güvenlik ve Radikalleşme

Türk-Alman Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü Ders Bilgi Formu

Hükümet ile Gülen cemaatinin tartışması neyi ifade ediyor?

KARİKATÜRLERİN DİLİNDEN IRAK I ANLAMAK - 1

Sayın Mehmet CEYLAN BakanYardımcısı Türkiye Cumhuriyeti Çevre ve Şehircilik Bakanlığı

TÜRKİYE'NİN TOPLUMSAL YAPISI

Türkiye Milli Eğitim Sisteminin Yasal Dayanakları. 2. Eğitim ve Öğretimi Düzenleyen Yasalar. 3. Milli Eğitim Şuraları. 4.

Sayın Komiser, Saygıdeğer Bakanlar, Hanımefendiler, Beyefendiler,

Sayın Büyükelçiler, Değerli Kongre üyeleri, Çok değerli dostum Sayın Zügayir ve Brosh, Kıymetli basın mensupları,

4.GIDA GÜVENLİĞİ KONGRESİ KAPANIŞ BİLDİRGESİ

ORSAM ORTADOĞU STRATEJİK ARAŞTIRMALAR MERKEZİ KARİKATÜRLERİN DİLİNDEN IRAK I ANLAMAK - 3 UNDERSTANDING IRAQ THROUGH CARTOONS 3

1.- GÜMRÜK BİRLİĞİ: 1968 (Ticari engellerin kaldırılması + OGT) 2.- AET den AB ye GEÇİŞ :1992 (Kişilerin + Sermayenin + Hizmetlerin Serbest Dolaşımı.

Türkiye nin Milli Güvenliği: Güncel Durum ve Gelecek

Türkiye'de 3 Ay OHAL İlan Edildi

1999 dan 2007 ye Seçmen Tercihleri ve Değişim CHP

Yrd. Doç. Dr. Tevfik Sönmez KÜÇÜK Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Anayasa Hukuku Anabilim Dalı Öğretim Üyesi PARTİ İÇİ DEMOKRASİ

EUROBAROMETRE 71 AVRUPA BİRLİĞİ NDE KAMUOYU

FİNANSAL SERBESTLEŞME VE FİNANSAL KRİZLER 4

ANAYASAL ÖZELLİKLER. Federal Devlet

KKTC SİYASİ ARAŞTIRMA RAPORU

İSLAM DÜNYASI İSTANBUL ÖDÜLLERİ

AKP, CHP ve Umutsuzluk önde gidiyor

TÜSİAD Kayıtdışı Ekonomiyle Mücadele Çalışma Grubu Sunumu

ŞEFFAFLIK VE ETİK KÜLTÜRÜN GELİŞTİRİLMESİ

Türkiye nin Yeni AB Stratejisi ve Ulusal Eylem Planları

MALİYE YÜKSEK EĞİTİM MERKEZİ (MAYEM)

ViZYON BELİRLEME ÇALIŞMASI. Hazırlayan: Mustafa YILMAZ- Uzman (PKB)

TÜRKİYE DE SİYASET VE DEMOKRASİ

KENTSEL TASARIM ve KATILIM

Erkan ERDİL Bilim ve Teknoloji Politikaları Araştırma Merkezi ODTÜ-TEKPOL

1999 dan 2007 ye Seçmen Tercihleri ve Değişim AKP

KAMU POLİTİKASI BELGELERİ

SAYIN TAKİPÇİLERİMİZ,

Savaş DİLEK Jeoloji Yük.Müh

SAĞLIK DİPLOMASİSİ Sektörel Diplomasi İnşası

N OLACAK ŞİMDİ? BEKİR AĞIRDIR. 26 Kasım 2015

TÜRKİYE - SUUDİ ARABİSTAN YUVARLAK MASA TOPLANTISI 1

KOBİ EĞİTİMLERİ HALİM ALTINIŞIK GÜVENLİK-KİŞİSEL GELİŞİM-YÜZ OKUMA UZMANI

tepav Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı Temmuz2017 N201722

İlköğretim Fen ve Teknoloji Öğretim Programı. Fen ve Teknoloji Program ve Planlama Dersi

ONDOKUZ MAYIS ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ KAMU YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SEÇİM SİSTEMLERİNİN SEÇMEN İRADESİNE ETKİSİ

Transkript:

SİYASET VE DEVLET YÖNETİMİ Yrd.Doç.Dr.Sait YILMAZ Beykent Üniversitesi saityilmaz@beykent.du.tr Siyasi iktidarların gücü nihayetinde iki unsura dayanmaktadır; devletin kaynakları ve meşruiyet yani yasa koyucu olma erkidir. İktidarda olanlar devletin kaynaklarını optimum bir şekilde kullanarak ülkenin refah ve mutluluğuna katkıda bulunmaya çalışırlar. Meşruiyet olgusu onun sadece devletin güç kullanmak için yasalardan aldığı güç değil, halkın zihnindeki ben de olsam aynısını yapardım bilincidir. Bu bilinç ile ters düşüldüğü oranda devlet ve halk arasında çatışmaların kaynağı beslenmekte, devletin meşruiyeti sorgulanır hale gelmektedir. Seçilmiş politikacı iktidarda iken geniş halk kitlelerinin istediği bazen çok ta gerçekçi olmayan politikaları izleme baskısı altında kalabilir. Ancak seçilmişlerin dışındaki devletin diğer unsurları yani atanmış bürokrasi ise uzun vadeli politikaların izlenmesi için gerekli alt yapıyı oluşturur. İktidarlar bir yandan halka vaat ettiği politikalar diğer yandan devletin gerçekleri arasında en uygun ve gerçekçi politikaları ve icraatları yapma baskısı altında bulurlar kendilerini. Siyaset ve devlet yönetimi arasındaki ilişki başta ABD ve İngiltere olmak üzere pek çok Batılı ülkede akademik bir çalışma alanı olarak Yüksek Lisans ve Doktora programlarına konulmakta ve bu alanda tüm dünyada olduğu gibi Türkiye de de kamuoyunun bilgi ve anlayışlarının geliştirilmesine ihtiyaç bulunmaktadır. Beykent Üniversitesi Stratejik Araştırmalar Merkezi (BÜSAM) tarafından 02-23 Mayıs 2009 tarihleri arasında Taksim Yerleşkesi nde düzenlenen Siyaset ve Devlet Yönetimi konulu sertifika programı bu anlamda siyaset ile iç içe olmuş ve devlet yönetiminde bulunmuş seçkin bir konuşmacıya yer vererek önemli bir misyonu daha yerine getirdi. Programın çok kısa sürede edindiği ilgi nedeni ile her yıl Kasım ve Mayıs aylarında bu programın daha da geliştirilerek tekrarlanmasının gerekli olduğu değerlendirildi. İlk programa katılan konuşmacılarımız çok değerli bilgi ve tecrübelerini kendilerine verilen kısa sürede bol bol katılımcılara sundu ve sorulan sorulara tüm içtenlikleri ile cevap verdi. İşte bu bilgilerden bazılarını siz okuyucularımıza da aktarmak istedim. Devlet ve Siyasetçi (Prof.Dr. Şükrü Sina Gürel, Beykent Üniversitesi) Siyasetçi devlet yönetimi söz konusu olduğunda kendi siyasi çıkarlarını öteleyebilmeli, siyaseti aşan devlet adamı olmalıdır. Siyasetçi, sadece kendisini seçen seçmenlere hoş gözükmenin ötesinde toplumun bütününü kapsayacak bir anlayışla nöbet süresini doldurmalıdır. Popülist politikalar izleyen siyasetçi küçük politikacı dır. Küçük politikacı, zincirleme hatalar içinde halkı avutmakla zamanını geçirir. Çünkü zor şartlar içindeki halk, huzursuz olacağı şeyler yerine sorunlardan kaçmak güzel şeyler duymak eğilimi içindedir. Bu durum küçük politikacının işini kolaylaştırır. Ancak başka türlü siyaset yapmak ta mümkündür. Bu da halkı doğruları 1

söyleyen, halkın olumsuz tepkisini göze alarak ülke çıkarlarını kendi siyasi çıkarlarının üstünde tutan gerçekçi politikacı ile olur. Politikacı ve Ordu (E.Org.Yaşar Büyükanıt, Beykent Üniversitesi) Profesyonel askerler için askerlik bir meslek değil bir yaşam tarzıdır. Askerlerin görevlerine bağlılığı, ülke çıkarlarını koruma ve kollamadaki kesin tutumu Türkiye de her zaman halkın en fazla güvendiği kurum olma özelliğini onlara kazandırmıştır. Askerin iç siyasete girmesi hep felaketle sonuçlanmıştır. Bu yüzden askerler iç siyasete müdahil olmama konusunda iki temel mülahaza dışında hep dikkatli olmuşlardır. Bunlar; Anayasa da yer aldığı şekli ile T.C.nin laik, demokratik, sosyal bir hukuk devleti olma niteliğini ve T.C.nin ulusal ve üniter yapısını muhafaza etmesidir. Yakın tarihimize askerler de, bazı sivil politikacılar da çeşitli hatalar yapmışlardır. Ancak herkes kendine bakmalı, güvensizlikler giderilmelidir. Devlet kurumları birbirine güvenmiyorsa, devlette hastalık vardır, bu hastalığı giderecek olan Cumhurbaşkanlığı makamıdır. Devlet kurumları her konuya aynı bakmayabilir, önemli olan uzlaşma kültürüdür. Bulunduğu coğrafya TSK.nın her zaman güçlü ve caydırıcı olmasını dikte etmektedir. Türkiye nin üç önemli sorunu; terör, ekonomi ve ülke içi kutuplaşmadır. Terörü çözersek diğer sorunları da çözeriz. Avrupa Birliği, Türkiye nin üniter yapısından rahatsızdır. Bu yaklaşımın izlerine, çeşitli AB raporlarında ve sözlü beyanatlarda rastlamak mümkündür. Geleceği görmek yerine geleceği hazırlamalıyız. Dış Politika Yönetimi (Prof.Dr. Hasan Köni, Bahçeşehir Üniversitesi) 1960 Anayasası ile birlikte güvenlik konuları Türkiye de akademik çalışmalara açıldı. Ondan önce bu konular yüksek siyaset olarak belirli devlet kurumlarının işi idi. Bugün Türkiye de Beykent Üniversitesi bünyesindeki BÜSAM, bu tür çalışmalar kapsamında sempozyumlar, araştırmalar ve sertifika programları ile öncü rollerden birini oynamaktadır. Ülkenin kimliği ve kültürü dış politikasına büyük ölçüde yansımaktadır. Dış politikada konjonktür de önemli bir parametredir. Türkiye, 1997 yılına kadar tamamen Batıya dayalı bir güvenlik anlayışı içinde olmuştur. Çağımız ABD yüzyılıdır ve ABD yi ve müttefik ilişkilerini dikkate almayan bir dış politika izlemek gerçekçi değildir. Keza dış politika yönetiminde ekonomi de önemli bir etkendir. Kendi silahını üretemiyorsan bağımsız bir dış politika üretmeniz çok zordur. Dış politika yönetiminde dikkatli, hassas ve denge gözeten bir yaklaşım izlenmelidir. İstihbarat eksiği kadar, yanlış istihbarat da önemli dış politika yanlışlarına yol açabilir. Genellikle politikacılar, büyük zafiyet ve yenilgileri bile halka sırf moral olsun diye zafer şeklinde pompalamak eğilimindedirler. Güvenlik ve Savunma Politikaları (Yrd.Doç.Sait Yılmaz, Beykent Üniversitesi) 21. yüzyıl şu parametrelerin nasıl bir yol izleyeceği ile şekillenecektir; ABD hegemonyası, AB nin entegrasyonu, Çin in yükselişi, Rusya nın toparlanma süreci, küreselleşme, uygarlıklar çatışması, azalan enerji kaynakları ve teknolojide beklenen 2

büyük değişimler. Güvenlik politikaları açısından bakıldığında iktidarlara düşen görev ülkenin içinde bulunduğu ortamdaki tehdit ve fırsatları iyi değerlendirerek, başta ülke bütünlüğü ve varlığı olmak üzere ülke çıkarlarını geliştirmek ve korumak, bu amaçla ulusal güç vasıtalarını hazırlamak ve gerektiğinde kullanmaktadır. Savunma politikaları artık; askeri konulardan daha geniş güvenliğe, tehditlerden risk ve belirsizliklere, ulusal görevlerden çokuluslu yükümlülüklere, ulusaldan bölgesel ve küresel ölçeğe odaklanmaya, devletten devlet dışı aktörlere kayarak daha geniş bir gündem edinmektedir. Büyük güç merkezleri arasında sıkışmış konumda olan 21. yüzyıl başlangıcındaki Türkiye, ABD ve AB hegemonya kurgusu dahilinde içeriden ve dışarıdan ağ stratejisi ile dönüştürülme sürecine girmiştir. Bu süreç Türkiye nin gündemini kısırlaştırmakta, AB süreci ve reformları ülkenin güvenlik parametrelerinin aşınmasında hızlandırıcı bir kurgu sağlamaktadır. Türkiye kendi güvenlik sorunlarının çözümünde dış kaynaklı siyasi ve ekonomik yaptırımlara oldukça bağımlıdır. Politika ve strateji üretmekteki yapısal sıkıntılarının yanında hayati çıkarları söz konusu olduğu halde güç kullanmaktan ve güç projeksiyonsuzluğu nedeni ile etki sağlamaktan uzaktır. Türkiye nin bugünkü güvenlik yapılanması reaktif, büyük ölçüde sert güce dayalı ve güvenlik odaklıdır. Türkiye, proaktif, ulusal çıkar endeksli ve daha çok yumuşak güce dayalı bir güvenlik konseptine ihtiyaç duymaktadır. Devlet ve Strateji (Prof.Dr. İ. Yaşar Hacısalihoğlu, Beykent Üniversitesi) Strateji bugünden geleceği kavrayabilme becerisidir. Geçmişten edinilen bilinçle, günün değişim dinamiğini kavrayarak geleceğe sahip çıkabilme çabasıdır. Strateji ile devlet kavramları arasında aslında vazgeçilmez bir bağ vardır. Bu bağ öncelikle gelecek adınadır. Geleceğin zenginlik ve adalet zemininde işlemesi için, ülke kaynaklarını tüm potansiyelleriyle seferber edebilmek için, hukukun demokrasiyi koruyucu niteliğini yerleşik kılmak için stratejik akıl, devlet yönetiminin vazgeçilmezidir. Unutulmamalıdır ki, günü yaşayıp geleceği tasarlamayan toplumlar, ne yaşadığını, niçin yaşadığını ve nasıl yaşadığını bilemeyen toplumlardır. Böylesi bir toplumun geleceği yoktur. Çünkü onların geleceğe başkalarının avuçlarındadır. Bunu aşmanın yolu stratejik aklı yerleşik kılmak, geleceğe uzanan yolu kendi iradenle kat etmektir. Stratejik akıl, bilginin bilince dönüşmesidir. Değerlerin ve birikimin işlenmesidir. Geleceğe güvenle bakabilmenin iradesidir. Tüm bunlar bir devletin yönetme becerisinde saklı olması gerekenlerdir. Milletiyle bütünleşmiş bir devlet aygıtının, önceliği güçlü olmaktır. Bu güç; zenginliği, adaleti ve demokrasiyi koşulsuz yerleşik kılabilme yeteneğidir. Bu yeteneği yaratabilmenin yolu stratejik aklı süreklileştirmektir. Stratejik akıldan yoksunluk; ufuksuzluğa, sağa sola savrulmaya, iradesizliğe tutsak olmaktır. Bu tür bir tutsaklık ise tükenişin seyridir. Devlet ve Terörle Mücadele (E.Tümg. Armağan Kuloğlu, Beykent Üniversitesi) 3

Türkiye deki terörist yapılanmalar; Marsist-Leninist (Aşırı sol; 1961-1970- 1980), Din motifli terör, Ermeni terörü ve Bölücü terör (PKK; 1970-1980-1984-1999-2004-) olmak üzere dört gruba ayrılabilir. Etnik bölücülüğün sürdürülmesinde siyasi yöntem, terör yönteminden daha tehlikelidir. Bu nedenle teröre başvurma, siyaset yap önermesi doğru bir yaklaşım değildir. Türkiye, etnik esasa dayalı bölücülük konusunda; ABD, AB, iç siyaset, PKK ve Irak Kuzeyi nin kuşatması altındadır. Türkiye, hem iç hem de dış gelişmelerden etkilenen ve birinci derecede tehdit oluşturan bölücülüğe karşı tedbir almalıdır. Dış tedbirler kapsamında; öncelikle diplomatik ataklar arttırılmalı, AB ile ilişkilerde, Türkiye nin güvenliğine doğrudan ve dolaylı etki eden her konuya sınırlama getirilmelidir. ABD ile ilişkilerde, müttefiklik anlayışına uygun, birbirlerinin menfaatlerine zarar vermeyen sahalarda al-ver ilişkisine dayanan işbirliği, zarar veren konularda ise verimkar olunmaması, egemen bir ülke olarak hareket edilmesi esas alınmalıdır. İç tedbirler kapsamında ise; devlet otoritesi her yerde kayıtsız şartsız sağlanmalı ve devam ettirilmelidir. Küreselleşmenin paravanı olarak kullanılmak istenen demokrasi, insan hakları ve özgürlüklerin güvenliği ve devlet otoritesini sarsmasına müsamaha edilmemelidir. Kritik olarak tanımlanan bölgelere tecrübeli bürokratlar atanmalı ve devletin varlığını göreceli olarak hissettirecek imkanlar götürülmelidir. Yargı, caydırıcı olacak şekilde hukuk devleti anlayışından sapmadan süratli hareket etmeli ve kanunlar etkili kılınmalıdır. Bölgede eğitim seferberliği uygulanmalıdır. Türkçe kursları açılmalı, okul öncesi eğitime önem verilmelidir. Nüfus planlaması gerekmektedir. Ekonomik açılımlar, teşvikler ve istihdam olanakları sağlanmalıdır. Psikolojik harekat uygulanmalı, medyanın etkisi sağlanmalıdır. Mücadeledeki en etkin faktörün, kamuoyu desteği olduğu, halk tarafından benimsenmiş ve devletin tüm organları ile koordineli olarak desteklenmiş bir mücadelenin mutlaka başarıya ulaşacağı bilinmelidir. Bölücülükle mücadelede en önemli faktör, siyasi kararlılıktır. Türkiye kendisine yönelen tehditlerin tümüne karşı koyabilecek güçtedir. Devlet ve İstihbarat (Prof.Dr. Ümit Özdağ, Gazi Üniversitesi) İstihbaratı kullanmayı reddeden devlet adamı akla ve bilimselliğe sırtını dönmüş demektir. İstihbarat, devlet yönetiminde amaç-araç dengesini kurmak için gereklidir. İstihbaratı olmayan devlet gözleri bağlı bir maraton koşucusu gibidir. Politikacılar sahte kesinlikler içinde yaşamayı severler. Bulundukları konuma gelmiş olmakla kendilerinin her şeyin doğrusunu bildiklerini sanırlar (Cassandra kompleksi). Bugünkü güvenlik ortamında ölçülmüş belirsizlikler içinde yaşamaktayız. Demokrasi insandan daha değerli hale getirilmiştir, hâlbuki demokrasi insan için vardır. Devlet içindeki yabancı istihbarat unsurlarının tespiti de çok önemli hale gelmiştir. Karşı istihbarat elemanları işleri gereği devletin kadrolu paranoyaklarıdır. Devlet ve Polis (E.İçişleri Bakanı Saadettin Tantan) Bugün polisin en büyük sıkıntısı kime hizmet edeceği sorunudur. Halka hizmet etmek için kurulmuş polis gerçekte siyasi güce ve bazen de siyasi güç ile 4

birlikte onun arkasındaki iş çevrelerine hizmet etmektedir. Polisin toplumla bütünleşmesi için toplum da hizmetlere katılmalıdır. Devlet yapısı birbirini dengeleyen, birinin eksikliği diğerini de yok eden üç temel olguya dayanır; özgürlük, güvenlik ve hukuk. Türkiye de özgürlükler adına çıkarılan yasalar halka yansımamakta, iç ve dış istismar güçlerine kullanım alanı oluşturmaktadır. Güvenlik alanının da Avrupa Birliği müzakere süreci içinde içi büyük ölçüde boşaltıldı. Hukuk göz ardı edilmekte, iktidar kendine göre kullanmaktadır. Haber alma kaynakları yönlendirilerek bilinçsiz bir halk oluşturulmaktadır. Hukuk ve güvenlik ayağı boşalan devlette özgürlükler de gelişemez. Adaletsiz ortam içinde namuslu siyasetçinin cesareti kırılmış, polisin itibarı sarsılmıştır. Siyaset ve Medya (Mustafa Mutlu, Vatan Gazetesi) Medya diye bir şey yoktur. Tek tek gazeteler, onların sahipleri, verilmiş görevleri ve çıkarları vardır. Medya-siyaset ilişkisi ancak medya-sermaye ilişkisinin analizi ile anlaşılabilir. Türkiye de halen 38 gazete yayınlanmakta olup, toplam tiraj 4.816.000 civarındadır. Bunlardan İngilizce gazete, spor ve ekonomi gazetelerini çıkarırsak geriye kalan 28 gazetenin tirajı 4.222.000 dir. Altı gruptaki gazetelerin sahipleri ve tirajları şu şekildedir: 1. Holding gazeteleri (%47.9). 2. Cemaat ve tarikat gazeteleri (%29.7). 3. Sermayesi TMSF vasıtası ile kontrol edilen gazeteler (%15.1). 4. Yabancı fon ile desteklenen gazete (%1). 5. Tek işleri gazetecilik olanlar (% 4.4). 6. İdeoloji gazeteleri (%1.7). Bu gazete gruplarından 1 ve 5. gruptakiler ticari, diğerleri siyasi amaçlı olarak çıkmaktadır. Holding gazeteleri, gazetecilikteki ticari zararlarını diğer sektörlerde devletten aldıkları ihaleler ile karşıladıklarından iktidar ile iyi geçinmek zorundadır. Siyasi Partiler (Prof.Dr.Mithat Baydur, Beykent Üniversitesi): Türkiye de siyasi partilerin felsefi temelleri 1902 yılında yapılan Jön Türk Kongresi ile atılmıştır. Bu kongrede Ahmet Rıza nın başını çektiği düzen ve gelişme ile Prens Sebahattin in adem-i merkeziyetçi ekolü ortaya çıktı. Ahmet Rıza nın ekolü daha çok elit bir tabakanın savunduğu merkeziyetçi ve halk için halka rağmen imtiyazını kendinde gören ve daha sonra CHP ile bütünleşen anlayıştı. Prens Sebahattin in ekolü ise yerinden yönetimi savunan, geleneksel ve dini çizgilere daha bağlı olan önce Terakkiperver Cumhuriyet Fıkrası ve Serbest Fırka ile vücut bulan, daha sonraları Demokrat Parti ve Adalet Partisi ne rehberlik eden anlayış idi. Merkezin değerlerini halka baskı ile enjekte etmeye çalışan 1. Grup hiçbir zaman seçim kazanmamıştır. Solun sorunu halkı yanına alamamasıdır. Türkiye de askeri darbeleri hazırlayan üç temel parametre; büyük ekonomik krizler (devalüasyon), toplumsal kutuplaşma ve dış ilişkilerde önemli değişimler olmuştur. Adalet Partisi, kırsal kesimin partisi (DP) den farklı olarak batıya açılmak isteyen kentsel sermayenin partisi olma özelliği edinmiştir. 1960 lı yıllar ile birlikte Adalet Partisi nin çizgileri ayrışarak yeni partiler (Milli Nizam Partisi vb.) ortaya çıkmaya başlamıştır. Ancak 1980 lere kadar devam eden merkez-çevre modeli, ANAP ile birlikte ihracata dayalı-dünyaya entegre olmayan bir modele dönüşmüştür. Bugün ise Türkiye de siyasi partiler merkezin çevresi ile çevrenin merkezi arasında 5

bir dengede kendine seçmen bulmaktadır. Bir yanda sermaye hareketleri bakımından kent çeperleri (Esenler vb. varoşlar), çevrenin merkezleri (Denizli, Antep gibi iller) oy deposu olmaktadır. Türkiye de sermaye-emek ilişkisi bakımından bir sağ ve sol ayrışması olmamıştır. Sağ-sol ayrımı yaşam biçimleri bakımından oluşmaktadır. Türkiye nin lokomotif bir burjuva sınıfı oluşamamıştır, bugün ise kent soylu bir sınıfa ihtiyaç vardır. Bunun için de 1960 lardan sonra Türkiye de pek yetişmeyen önemli siyaset bilimci teorisyen ve düşünürlere gereksinim vardır. Devlet ve Ekonomi (Prof.Dr.C.Tayyar Sadıklar, Başkent Üniversitesi) Bir devletin ekonomi politikasının üç önemli ayağını; maliye, para ve döviz politikası oluşturur. Bugün 130 yıllık Maliye Müfettişliği nin kaldırılması devletin kendi kendine harakiri yapmasıdır. Denetimsiz bir mali sistemde yolsuzlukla mücadele edilemez. Bugün devlette çalışanlar müfettiş ve teftiş istememektedir. Sanıldığının aksine Türkiye nin en önemli projeleri ve en büyük paraları Doğu ve Güneydoğu Anadolu ya harcanmıştır. Türkiye de bazı bölgelerin özellikle geri bırakıldığı doğru değildir. Bütün devletlerde devlet ve özel sektörün farklı ağırlıkta olduğu karma ekonomi modeli vardır. Devletin ekonomiye müdahalesi kaçınılmazdır. Bir devlet üç şeyin bir arada olması ile kurulur; başkent, parası ve bayrağı. Merkez Bankası nın İstanbul a taşınması çok yanlıştır. Yüksek faiz, düşük kur ve enflasyondan oluşan şeytan üçgenine düşen her ekonomi batar. Ekonomik kriz bizi teğet geçti demek halkı yanıltmaktır, millete doğrular söylenirse, tedbir alır ve katlanır. Türkiye de kayıt dışı ekonomi ile mücadele edilmesi için nereden buldun yasası çıkarılmalıdır ama bunu hükümet istememektedir. Kadın ve Siyaset (Prof.Dr.Necla Arat, İstanbul Milletvekili) Siyasete atılan kadınların dünyada genelinde oranı % 11 i geçmemektedir. Böylece parti yönetimlerinde söz sahibi olamamaktadırlar. Ülkelerin %34 ünün Bakanlar Kurulu nda hiç kadın yoktur. Kadın bakan sayısı en çok kadınlara yönelik pozitif ayrımcılık yapılan İsveç te olup, 1999 yılında % 55 idi. 1977 den bugüne dünyada 17 devletin başkanı kadın olmuştur. Kadınlar, kendi insan haklarını hayata geçirmek için siyasete girmelidir. Türkiye de halen kadınların %16-17 si okur-yazar değildir. Erkek egemen toplumda yaşadığımızdan kadınlar yarışa çok geriden başlamaktadır. Parlamento ya giren kadınlar daha çok sanat, kültür ve biraz da eğitim komisyonlarında yer almakta, diğer komisyonlar genellikle erkeklere kalmaktadır. Kadınlar, kendi adına konuşabilen yurttaşlar haline gelmelidir. Sonuç yerine; Siyasetçi devlet yönetimi söz konusu olduğunda kendi siyasi çıkarlarını öteleyebilmeli, siyaseti aşan devlet adamı olmalıdır. Popülist politikalar izleyen siyasetçi küçük politikacı dır. Yakın tarihimize askerler de, bazı sivil politikacılar da çeşitli hatalar yapmışlardır. Ancak herkes kendine bakmalı, güvensizlikler giderilmelidir. Devlet kurumları her konuya aynı bakmayabilir, önemli olan uzlaşma kültürüdür. Ülkenin kimliği ve kültürü dış politikasına büyük ölçüde yansımaktadır. Türkiye, 1997 yılına kadar tamamen Batıya dayalı bir güvenlik anlayışı içinde 6

olmuştur. Türkiye nin bugünkü güvenlik yapılanması reaktif, büyük ölçüde sert güce dayalı ve güvenlik odaklıdır. Türkiye, proaktif, ulusal çıkar endeksli ve daha çok yumuşak güce dayalı bir güvenlik konseptine ihtiyaç duymaktadır. Strateji ile devlet kavramları arasında aslında vazgeçilmez bir bağ vardır. Bu bağ öncelikle gelecek adınadır. Stratejik akıl, devlet yönetiminin vazgeçilmezidir. Türkiye, etnik esasa dayalı bölücülük konusunda; ABD, AB, iç siyaset, PKK ve Irak Kuzeyi nin kuşatması altındadır. Türkiye kendisine yönelen tehditlerin tümüne karşı koyabilecek güçtedir. Politikacılar sahte kesinlikler içinde yaşamayı severler. Bulundukları konuma gelmiş olmakla kendilerinin her şeyin doğrusunu bildiklerini sanırlar. Devlet yapısı birbirini dengeleyen, birinin eksikliği diğerini de yok eden üç temel olguya dayanır; özgürlük, güvenlik ve hukuk. Türkiye de özgürlükler adına çıkarılan yasalar halka yansımamakta, iç ve dış istismar güçlerine kullanım alanı oluşturmaktadır. Bütün devletlerde devlet ve özel sektörün farklı ağırlıkta olduğu karma ekonomi modeli vardır. Devletin ekonomiye müdahalesi kaçınılmazdır. Medya diye bir şey yoktur. Tek tek gazeteler, onların sahipleri, verilmiş görevleri ve çıkarları vardır. Medyasiyaset ilişkisi ancak medya-sermaye ilişkisinin analizi ile anlaşılabilir. Türkiye de sermaye-emek ilişkisi bakımından bir sağ ve sol ayrışması olmamıştır. Sağ-sol ayrımı yaşam biçimleri bakımından oluşmaktadır. Erkek egemen toplumda yaşadığımızdan kadınlar yarışa çok geriden başlamaktadır. Kadınlar, kendi insan haklarını hayata geçirmek için siyasete girmelidir. 7