GASTROİNTESTİNAL SİSTEM ve PERİTON TÜBERKÜLOZU



Benzer belgeler
HIV & CMV Gastrointestinal ve Solunum Sistemi

Crohn Hastalığı. İnflamatuar Barsak Hastalıkları. Patofizyoloji. Klinik. Dr. Erkan GÖKSU Acil Tıp A.D.

Böbrek kistleri olan hastaya yaklaşım

Gastrointestinal Sistem Hastalıkları. Dr. Nazan ÇALBAYRAM

KOLON VE İNCE BAĞIRSAĞIN NONTÜMÖRAL REZEKSİYON MATERYALLERİNDE TANIYA YAKLAŞIM. Dr. Armağan GÜNAL GATA Tıbbi Patoloji AD - Ankara

Dev Karaciğer Metastazlı Gastrointestinal Stromal Tümör Olgusu ve Cerrahi Tedavi Serüveni

Gerçek şilöz asit: yüksek trigliserid oranlarına sahip sıvı.

KOLOREKTAL POLİPLER. Prof. Dr. Mustafa Taşkın

İNDETERMİNE KOLİT TANI. Patoloji. Makroskopik bulgular

Akut Apandisit Tanısal Yaklaşımlar

OLGU 3 (39 yaşında erkek)

Göğüs Cerrahisi Sedat Gürkok. Göğüs Cerrahisi. Journal of Clinical and Analytical Medicine

Nocardia Enfeksiyonları. Dr. H.Kaya SÜER Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji

Aşağıdaki 3 kriterin birlikte olması durumunda derin cerrahi alan enfeksiyonu tanısı konulur.

İNVAZİF ASPERGİLLOZ Radyolojik Tanı. Dr. Recep SAVAŞ Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyoloji AD, İzmir

TÜBERKÜLOZ. Verem; TB; TBC; Tüberküloz nasıl yayılır? Tüberküloz şikayetleri nelerdir?

igog toplantıları 23.şubat 2011

AORT ANEVRİZMASI YAKIN DOĞU ÜNİVERSİTESİ SHMYO İLK VE ACİL YARDIM BÖLÜMÜ YRD DOÇ DR SEMRA ASLAY 2015

Lafora hastalığı, Unverricht Lundborg hastalığı, Nöronal Seroid Lipofuksinoz ve Sialidozlar en sık izlenen PME'lerdir. Progresif miyoklonik

Kolon Karsinomunu Taklit Eden Kolon Tüberkülozu: Nadir Görülen Bir Olgu

BRUSELLA ENFEKSİYONU. Doç. Dr. Mehtap BULUT Bursa Şevket Yılmaz EAH Acil Tıp Kliniği

Karaciğer Metastazlarının Cerrahi Tedavisi. Dr. Orhan Bilge İ.Ü. İst. Tıp Fakültesi Genel Cerrahi ABD

Mycobacterium. Mycobacterium hücre duvarının lipid içeriği oldukça fazladır ve mikolik asit içerir

A RARE CAUSE OF ABDOMINAL MASS IN CHILDREN : TUBERCULOSIS

Dr. Mehmet İnan Genel Cerrahi Uzmanı

TÜBERKÜLOZ Tüberküloz hastalığı gelişimi için risk faktörleri

AKCİĞER DIŞI TÜBERKÜLOZ OLGU SUNUMU. Dr.Onur URAL Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji AD

Sarkoidoz. MSS granülomatozları. Sarkoidoz. Sarkoidoz. Granülom / Granülomatoz reaksiyon

Kronik Pankreatit. Prof. Dr.Ömer ŞENTÜRK KOÜ Gastroenteroloji, KOCAELİ

Adalet Elçin Yıldız, Sinan Genç, Berna Uçan, Suat Fitoz. Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi, Çocuk Radyolojisi Bilim Dalı, Ankara

Araştırmalar / Original Articles

Olgu Sunumu Dr. Işıl Deniz Alıravcı Ordu Üniversitesi Eğitim Ve Araştırma Hastanesi

Olgu sunumu. Doç. Dr. Erkan Çakır. Bezmialem Vakıf Üniversitesi Çocuk Hastalıkları Anabilim Dalı Çocuk Göğüs Hastalıkları Bilim Dalı

LAPAROSKOPİK KOLOREKTAL KANSER CERRAHİSİNİN ERKEN DÖNEM SONUÇLARI:251 OLGU

Tanı: Metastatik hastalık için patognomonik bir radyolojik. Tek veya muitipl nodüller iyi sınırlı veya difüz. Göğüs Cerrahisi Hasan Çaylak

OLGU SUNUMU. DOÇ. DR. VUSLAT KEÇİK BOŞNAK Gaziantep Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji AD.

İNTERAKTİF VAKA TARTIŞMASI

LENFATİK VE İMMÜN SİSTEM HANGİ ORGANLARDAN OLUŞUR?

Tüberküloz Peritoniti

1. OLGU. Tüberküloz Kursu 2008 Antalya

Vücutta dolaşan akkan sistemidir. Bağışıklığımızı sağlayan hücreler bu sistemle vücuda dağılır.

TÜBERKÜLOZ PERİTONİT VAKA SUNUMU

KANSERDE RADYOLOJİK GÖRÜNTÜLEME DOÇ. DR.İSMAİL MİHMANLI

SPONDİLODİSKİTLER. Dr. Nazlım AKTUĞ DEMİR

Kolon Kanserini Taklit Eden İleoçekal Tüberkülozu:

Pankreas Tümörü Ameliyatı Bilgilendirilmiş Onam Formu

OLGU SUNUMU-1. Dr. Nazlım AKTUĞ DEMİR

RUTİN KOLONOSKOPİK İNCELEMEDE TERMİNAL İLEUM BULGULARI VE SIKLIĞI

ÇOCUKLUK ÇAĞINDA AKUT KARIN DOÇ. DR. GONCA TEKANT CERRAHPAŞA TIP FAKÜLTESİ ÇOCUK CERRAHİSİ ANABİLİMDALI

Pankreas Kisti Ameliyatı Bilgilendirilmiş Onam Formu

06 Şubat Nisan SAAT P a z a r t e s i S a l ı Ç a r ş a m b a P e r ş e m b e C u m a

4. SINIF GENEL CERRAHİ STAJ PROGRAMI

HIV Enfeksiyonu ve Tüberküloz Birlikteliğinin Değerlendirilmesi

Saat 25 Eylül 2017 Pazartesi 26 Eylül 2017 Salı 27 Eylül 2017 Çarşamba 28 Eylül 2017 Perşembe 29 Eylül 2017 Cuma. Seminer

SAAT P a z a r t e s i S a l ı Ç a r ş a m b a P e r ş e m b e C u m a. Pre-Operatif Hastaların Genel Değerlendirilmesi Yrd.Doç.Dr.

LENF NODU ve DİĞER DOKU BİYOPSİLERİNDE TÜBERKÜLOZ BASİLİ İZOLASYONU

HODGKIN DIŞI LENFOMA

TOKSOPLAZMA İNFEKSİYONUNUN LABORATUVAR TANISI UZM.DR.CENGİZ UZUN ALMAN HASTANESİ

Kalın bağırsağın mukoza adı verilen iç yüzeyinin zayıf noktalardan dışarı doğru kese şeklinde fıtıklaşmasına veya cepleşmesine, bağırsak divertikülü

BATIN BT (10/11/2009 ): Transvers kolon orta kesiminde kolonda düzensiz duvar kalınlaşması ile komşuluğunda yaklaşık 5 cm çapta nekrotik düzensiz

DÖNEM IV 3. GRUP DERS PROGRAMI

KÜNT ve DELİCİ/KESİCİ KARIN TRAVMALARI

İmmünyetmezlikli Konakta Viral Enfeksiyonlar

TÜBERKÜLOZ DIŞI MİKOBAKTERİ ENFEKSİYONLARI. Tanı ve Sorunlar. Süheyla SÜRÜCÜOĞLU. Celal Bayar Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Mikrobiyoloji AD Manisa

NEFRİT. Prof. Dr. Tekin AKPOLAT. Genel Bilgiler. Nefrit

PERİTON RADYOLOJİSİ. Dr. Deniz Akata Hacettepe Radyoloji

Göğüs Cerrahisi Kuthan Kavaklı. Göğüs Cerrahisi. Journal of Clinical and Analytical Medicine

İSKEMİK BARSAĞIN RADYOLOJİK OLARAK DEĞERLENDİRİLMESİ. Dr. Ercan Kocakoç Bezmialem Vakıf Üniversitesi İstanbul

Cukurova Medical Journal

Prof.Dr.Abdullah SONSUZ Gastroenteroloji Bilim Dalı Eğitim yılı

TULAREMİ OLGU SORGULAMA FORMU. Dr. Güven ÇELEBİ Zonguldak Karaelmas Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji AD

DEMİR İÇEREN İLAÇLARLA ZEHİRLENME UZM.DR. SEVGİ YUMRUTEPE MALATYA EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ 22.O4.2018

BOS GLUKOZ DÜġÜKLÜĞÜ ĠLE SEYREDEN TÜBERKÜLOZ MENENJĠT ÖN TANILI VARİCELLA ZOSTER MENENJİTİ OLGUSU

Giriş. Yaşlılarda Karın Ağrısı. Genel Bilgiler. Genel Bilgiler. Değerlendirmeyi Etkileyen Faktörler Öykü. Değerlendirmeyi Etkileyen Faktörler Öykü

SİNDİRİM SİSTEMİ KANSERLERİNDE ONKOLOJİK TEDAVİ. Prof. Dr. Evin Büyükünal Cerrahpaşa Tıp Fakültesi İç Hastalıkları. ABD Tıbbi Onkoloji Bilim Dalı

MENENJİTLİ OLGULARIN KLİNİK VE LABORATUAR ÖZELLİKLERİNİN RETROSPEKTİF OLARAK DEĞERLENDİRİLMESİ

17 Nisan Haziran SAAT P a z a r t e s i S a l ı Ç a r ş a m b a P e r ş e m b e C u m a

Akut Karın Ağrısı. Emin Ünüvar. İ.Ü. İstanbul Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı.

İnvazif Fungal İnfeksiyonlarda Tanı Klinik-Radyolojik Yaklaşım. Dr.Özlem Özdemir Kumbasar

Karsinoid Tümörler Giriş Sınıflandırma: Göğüs Cer rahisi rahisi Göğüs Cer Klinik:

Tıkanma Sarılığı. Yrd. Doç. Dr. Zülfü Arıkanoğlu

Rahim Ağzı Kanseri Korkulu Rüyanız Olmaktan Çıkıyor

Göğüs Cerrahisi Hasan Çaylak. Göğüs Cerrahisi. Journal of Clinical and Analytical Medicine

GASTROİNTESTİNAL SORUNLAR

Polipte Kanser. Dr.Cem Terzi. Dokuz Eylül Üniversitesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı Kolorektal Cerrahi Birimi

ÇANAKKALE ONSEKİZ MART ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı. Onkoloji Bilim Dalı Olgu Sunumu 6 Aralık 2016 Salı

MIDE KANSERİ. Prof.Dr.Yusuf ÇİÇEK GENEL CERRAHİ ANABİLİM DALI

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı. Romatoloji Bilim Dalı Olgu Sunumu 28 Haziran 2016 Salı

TÜMÖR MARKIRLARI. Dr. Ömer DİZDAR. Hacettepe Üniversitesi Kanser Enstitüsü, Prevantif Onkoloji Anabilim Dalı

Travmalı hastaya müdahale eden sağlık çalışanları, hasta kanı ve diğer vücut salgıları ile çalışma ortamında karşılaşma riski bulunan diğer sağlık

BASİLLİ DİZANTERİ (SHİGELLOZİS) (KANLI İSHAL)

Multipl Myeloma da PET/BT. Dr. N. Özlem Küçük Ankara Üniv. Tıp Fak. Nükleer Tıp ABD

SAĞLIK ÇALIŞANLARININ ENFEKSİYON RİSKLERİ

T.C. Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi

NEDENLERİ. Endometrial polipler ile sigara kullanımı, doğum kontrol hapı kullanımı ve yapılan doğum sayısı arasında bir ilişki yoktur.

Ateş Nedeniyle Enfeksiyon Hastalıkları Kliniğine Yatırılarak Takip ve Tedavi Edilen Hastaların Değerlendirilmesi

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Enfeksiyon Hastalıkları BD Olgu Sunumu 13 Ekim 2018 Perşembe

Karın yaralanmaları ister penetran ister künt mekanizmaya bağlı olsun ciddi morbidite ve mortalite ile seyrederler.

ÇANAKKALE ONSEKİZ MART ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ

Transkript:

21. Yüzyılda Tüberküloz Sempozyumu ve II. Tüberküloz Laboratuvar Tanı Yöntemleri Kursu, Samsun GASTROİNTESTİNAL SİSTEM ve PERİTON TÜBERKÜLOZU Doç. Dr. Ahmet Bektaş Ondokuz Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi Gastroenteroloji Bilim Dalı, Samsun Tüberküloz antik çağlardan beri bilinen, ülkemizde önemli morbidite ve mortaliteye neden olan multisistemik tutulum gösteren kazeifiye granulomlarla karakterize bir enfeksiyon hastalığıdır. Gastrointestinal sistemin herhangi bir bölgesi tutulabilir. Tüberküloz sosyoekonomik düzeyi düşük toplumlarda ve immünsupresyonu olan kişilerde daha sık görülmektedir. Hasta araştırılırken akla getirilmezse kolayca atlanabilir, tanı gecikebilir ve sonuçta morbidite ve mortalitesi artabilir. Tüm dünyada yılda 10 milyon yeni aktif tüberküloz oluştuğu ve tüm ölümlerin %6 sından sorumlu olduğu tahmin edilmektedir. Bu yönüyle önlenebilir ölüm nedenlerinin ön sıralarında gelmektedir. Gastrointestinal sistem ve periton tüberkülozu ekstrapulmoner tüberkülozun başlıca yerleşim yerleri arasındadır. GASTROİNTESTİNAL SİSTEM TÜBERKÜLOZU Patogenez: Gastrointestinal tüberkülozlu vakaların çoğundan Mycobacterium tuberculosis sorumlu olmasına rağmen özellikle Mycobacterium bovis ile enfekte süt ürünleri iyi pastörize edilmezse enfeksiyon kaynağı olabilir. Ajanın doğal bulaş yolu oral alındıktan sonra direkt mukozal penetrasyondur. Bu, aktif tüberkülozda enfekte balgamın yutulması, kontamine sütün içilmesi yoluyla olabilir. Bunun dışında aktif pulmoner tüberkülozun hematojen yayılımı, milier tüberküloz, tüberkülozun primer fazında bakteriyemi veya komşu organlardan direkt yayılımla gelişebilir. Etkin tedavinin olmadığı yıllarda aktif pulmoner tüberkülozla birlikteliği yüksekti. Fatal vakalarda %55-90 gastrointestinal tüberküloz da saptanmaktaydı.intestinal hastalığın sıklığı pulmoner tüberküloz şiddeti ile koraleydi; hafif vakalarda %1, orta aktivitedeki vakalarda %4.5, ilerlemiş vakalarda %25 intestinal tüberküloz saptanıyordu. Akciğerde kavitasyon ve balgamda bakteri saptanan kişilerde intestinal tutulum riski yüksekti. Son serilerde intestinal tüberkülozlu vakaların %50 sinden azında pulmoner tutulum saptanmaktadır. Vakaların %15-20 sinde aktif pulmoner tüberküloz vardır.

Ahmet Bektaş Hastalığın dağılımı: Gastrointestinal tüberkülozlu vakaların %75 inde tutulum yeri ileoçekal bölge veya jejunumdur. Tüberküloz basilinin lenfoid dokuya affinitesi ve staz bundan sorumlu olabilir. İleoçekal kapakcığın, Crohn hastalığının aksine, heriki tarafı da tutulur. İleoçekal kapakcıkta yetmezlik gelişir. Daha sonra sıklık sırasına göre çıkan kolon, jejunum, apandiks, duodenum, mide, özofagus, sigmoid kolon ve rektum tutulur. Barsakta multipl bölge tutulumu olabilir. Patoloji: İntestinal tüberkülozun makroskopik görünümü üçe ayrılır. i.ülseratif Lezyon: Vakaların %60 ında görülür. Epitel yüzeyine sınırlı multipl yüzeyel lezyon bulunur. Virulansı yüksek olup geçmişte mortalitesi fazlaydı. ii.hipertrofik Lezyon: Vakaların %10 unda görülür. Fibrozis, skar gelişir. Bazen kanser görünümünde kitleye neden olabilir. iii.ülserohipertrofik Lezyonlar: Vakaların %30 unda görülür. Mukozal ülserasyonlarla beraber iyileşme sırasında skar dokusu da gelişir. İntestinal tüberkülozda barsak duvarı kalınlaşır. Çevresinde inflamatuar bir kitle görülür. Striktür veya fistülizasyon saptanabilir. Serozal yüzeyde multipl tüberkül görülür. Sıklıkla mezenterik lenf nodları da tutulur. Lenf nodu kesildiğinde kazeifiye nekroz görülebilir. Endoskopide mukoza hiperemik, kaldırım taşı manzarasında, barsak uzun eksenine dik yüzeyel ülserasyonlar görülebilir. Ülserler genelde segmentaldir. Crohn hastalığında olduğu gibi arada sağlam doku (skip area) görülür. Bu ülserlerin fibrozisle iyileşmesiyle striktür ve stenozlar gelişir. Hipertrofik lezyonlar polip veya kitleyi taklit edebilir. Kolonda nadiren ülseratif kolit görünümünde diffüz kolitis saptanabilir. Histolojik olarak kazeifiye granulomların görülmesi patognomoniktir. Kazeifikasyon özellikle mukozada her zaman görülmez, ancak bölgesel lenf nodlarında görülmesi mutaddır. Kas tabakası genellikle tutulmaz. Vakaların 1/3 ünde kesitlerin Ziehl Neelsen boyasıyla boyanmasıyla aside dirençli basiller görülebilir. Tutulan dokunun kültüründe tüberküloz basili üretilebilir. Klinik Özellikleri: İntestinal tüberküloz her yaşta görülebilir. Kadın ve erkeklerde eşit sıklıkta bulunur. Vakaların %20 sinde bir aydan daha kısa süreli klinik anamnez vardır. Çoğu kez vakalar şikayetler başladıktan 1-12 ay sonra başvurmaktadır. Semptom ve bulgular genellikle nonspesifiktir. Vakaların %80-90 ında karın ağrısı, 2/3 ünde kilo kaybı, %30-50 sinde ateş, %20 sinde diyare şikayeti olur. Bunların dışında halsizlik, bulantı, kusma, melena ve rektal kanama bulunabilir. Vakaların %25-50 sinde özellikle sağ alt kadranda kitle palpe edilebilir. Bazen yaygın intraabdominal inflamasyona bağlı karın duvarı hamur kıvamında palpe edilebilir. Laboratuvar tetkiklerinde hafif anemi saptanabilir. Akut komplikasyonu yoksa beyaz küre sayısı genellikle normaldir. Bazı vakalarda tüberkülin deri testi negatiftir. Akciğer grafisinde vakaların yaklaşık %20 sinde aktif tüberküloz saptanabilir. Vakaların 1/3 ünde gaitada tüberküloz basili izole edilebilir. Ancak aktif akciğer 136

Gastrointestinal Sistem ve Periton Tüberkülozu tüberkülozlu hastalarda basil yutulabileceği için önemi azdır. Komplikasyonları arasında gastrointestinal kanama, perforasyon, obstruksiyon, fistülizasyon ve malabsorpsiyon sayılabilir. Perforasyon nadir olup tedavi sırasında da gelişebilir. İntestinal obstruksiyon daha sıktır. Obstruksiyon barsak duvarında inflamatuar kalınlaşma, ülser iyileşmesiyle oluşan fibrozisin yaptığı luminal kontraksiyon, intraperitoneal adezyon ve lenfadenopatilere bağlı gelişebilir. Vakaların %20 sinde görülür. Genel olarak segmental ve stenotiktir. İlaç tedavisine rağmen tıkanmayı düzeltmek için cerrahi müdahale gerekebilir. Obstruksiyon proksimalinde aşırı bakteri çoğalması sonucu malabsorpsiyon görülebilir. Eski yıllarda Tabes mezenterika da denen mezenterik lenfatik sistemin tüberkülozunda da malabsorpsiyon bulunabilir. Tanı: Tanı koymanın birinci şartı çok şüpheci olmadır. İntestinal tüberkülozun kesin tanısı dokuda aside rezistan bakterinin gösterilmesi, kültürde üretilmesi veya PCR ile konur. Kolonoskopide yüzeyel ülser ve frajil nodülarite görülebilir, ancak nonspesifiktir. Endoskopi sırasında ülser kenarlarından biyopsi alınmalıdır. Vakaların %35-60 ında kazeifiye granulom ve aside dirençi basilin gösterilmesi ile hızla tanı konabilir. Endoskopi sırasında saptanan kitleden yapılan ince iğne aspirasyonu da yardımcı olabilir. Aktif pulmoner tüberkülozlu hastaların klinik ve radyolojik özellikleri intestinal tutulumu düşündürüyorsa muhtemel tanı konur. Tüberküloz prevalansının ülkemiz gibi yüksek olduğu yerlerde şüpheli durumlarda antitüberküloz tedavi ile tedaviden tanıya gidilebilir. Özellikle malignite ile ayırıcı tanısı yapılamıyorsa eksploratuar laparotomi yapılabilir. Laparotomide tecrübeli bir cerrah bazı hastalıklarla karışsa da tüberkülozu kuvvetle düşünebilir. Tüberkülin testinin pozitif olması aktif hastalığı göstermediğinden çok yardımcı değildir. Ayrıca kilo kaybı olan, iyi beslenmeyen yaşlılarda, AIDS gibi immünsupresyonu olanlarda aktif tüberküloz olmasına rağmen tüberkülin testi negatif saptanabilir. Serolojik testlerdeki gelişmeler tüberküloz tanısında yardımcı olabilir. ELISA ve SAFA nın (soluble antigen fluorescent antibody assay) intestinal tüberkülozda sensitivitesi %80-84, spesifisitesi %88-95 tir. Sık görülen bölgelerde kullanılabilir. Barsağın radyolojik incelenmesinde mukozal katlantılarda distorsiyon, ülserasyon, barsak duvarında kalınlaşma, stenoz ve psödopolipler görülebilir. Bilgisayarlı tomografide ileoçekal kapakcık, çekum medial duvarı ve terminal ileum duvarında kalınlaşma, merkezinde nekrotik alanlar bulunan lenfadenopatiler saptanabilir. Çekum kontrakte olabilir. İleoçekal kapaktaki distorsiyone bağlı yetmezliği görülebilir. Tüberkülozda barsak segmentlerinde kısa striktürler, fistülizasyon, hipertrofik formda çekal karsinoma görünümünde kitle saptanabilir. Mezenterik lenf nodlarında kalsifikasyon ve akciğer grafisinde tipik tüberküloz görüntüsü tanıya yardımcı diğer bulgulardır. Birkaç hastalık intestinal tüberküloz benzeri görünümde olabilir. Crohn hastalığında mikroorganizmanın bulunmayışı dışında 137

Ahmet Bektaş diğer bulgular tüberkülozu düşündürebilir. Yersinia enterokolitika barsak mukozasında ülserasyon, duvar kalınlığı ve mezenterik lenfadenopati yapabilir. Ancak bu enfeksiyonda anamnez kısa olup spontan olarak düzelebilir. Çekum kanseri ve amebiazis tüberkülozla karışabilir. Günümüzde intestinal tutulumları çok nadir görülmesine rağmen sfiliz, lenfogranuloma venereum, intestinal histoplazmozis, Behçet hastalığı da ayırıcı tanıda düşünülmelidir. PERİTON TÜBERKÜLOZU Periton tüberkülozu sık görülen abdominal tüberkülozlardandır. Gelişmekte olan ülkelerde önde gelen asit nedenlerinden biridir. En sık asit nedeni olan portal hipertansiyonla birlikteliği olabilir. Asitli siroz hastalarında mutlaka araştırılması gerekir. Tüberküloz peritonit ayrıca peritoneal dializin komplikasyonlarından biri olarak karşımıza çıkabilir. Patogenez: Hastalık çoğu vakada peritondaki latent tüberküloz odağının reaktivasyonuyla ortaya çıkar. Vakaların 1/6 sında aktif pulmoner tüberküloz görülür. Periton tüberkülozunun oluşmasında diğer kaynaklar; aktif pulmoner veya milier tüberkülozun hematojen yayılımı, veya komşu organlardan direkt yayılımdır. Hastalık ilerledikçe visseral ve parietal peritonda yaygın tüberküller ortaya çıkar. Vakaların %97 sinde asit bulunurken %3 ünde daha ileri, fibroadeziv form olan kuru tüberküloz görülür. Klinik: Her yaşta görülmesine rağmen en sık 25-45 yaşlarda görülür. Kadınlarda biraz daha fazladır. Hastalık çok yavaş gelişir. Vakaların %82 sinde karında şişme, %74 inde ateş, %62 sinde kilo kaybı, %58 inde karın ağrısı ve %16 sında diyare görülür. Hastaların %75 inde karında hassasiyet vardır. Vakaların %60 ında hafif anemi, %15 inde lökositoz saptanabilir. %71 inde deri tüberkülin testi pozitiftir. Akciğer grafisinde %48 bozukluk saptanır. Asit sıvısı %95 eksuda özelliğindedir (protein >2.5 g/dl). Serum-asit aibumin gradienti <1.1 dir. Asitte beyaz küre sayısı 150-4000/mm 3 arasında değişir ve lenfosit hakimiyeti vardır. Periton diyalizli hastalarda nötrofil hakimiyeti olabilir. CT ve ultrasonografi bulguları nonspesifiktir. Asit dansitesi artmış, asit içinde ince septalar, lenfadenopati, omental ve mezenterik kalınlaşma saptanabilir. Direkt karın grafisinde kalsifiye lenf nodları, karaciğer, dalak veya pankreasta kalsifiye granulomlar görülebilir. Tanı: Asitli her hastada olduğu gibi tüberküloz peritonitli hastalarda da parasentezle tetkike başlanır. Aside dirençli basil bakılır ve tüberküloz kültürü yapılır. Laparoskopi periton iğne biyopsisi ve gerektiği durumlarda laparotomi yapılır. Asit sıvısında adenozin deaminaz bakılması diğer bir yöntemdir. Az miktarda asitle yapılan aside rezistan bakteri aranması %3, kültür %20 vakada pozitif sonuç verir. Bir litre asitin santrifüj edildikten sonra kültürü yapılırsa %66-83 pozitif sonuç verdiği saptanmıştır. Kültür ancak 4-8 haftada sonuç vermektedir, bu da tanıda gecikmeye neden olabilir. 138

Gastrointestinal Sistem ve Periton Tüberkülozu Açıklanamayan eksudatif asitlerde laparoskopi+periton biyopsisi başarılı sonuçlar vermektedir. Görüntü %85-90 vakada muhtemel tanıyı koydurur. Visseral ve parietal peritonda çok sayıda beyazımtrak <5 mm çapında tüberküller, periton yaprakları ile organlar arasında adezyonlar görülür. Biyopside %85-90 kazeifiye granulomlar saptanır. Laparoskopinin kanama, barsak perforasyonu gibi komplikasyonları olabilir ve çok nadiren de mortaliteye neden olabilir. Laparoskopi imkanı yoksa kör perkütan periton biyopsisi yapılabilir, ancak başarı oranı düşüktür. Laparoskopi ile tanı konamazsa mini laparotomi ile alınan periton biyopsisiyle de tanı konabilir. Adenozin deaminaz pürin bazlarının katabolizmasında (adenozinin inozine çevrilmesi) rol alan bir enzimdir. Mycobacterilere karşı hücresel immünitede rol alan T-lenfositlerinin stimülasyonuyla düzeyi artar. Sınır değer (cut-off) >33U/L alınırsa sensitivite %100, spesifisite %95 civarındadır. >50U/L sınır olarak alınırsa sensitivite çok yüksek olup yanlış-pozitif sonuçlar tamamen ortadan kaldırılabilir. Asit adenozin deaminaz düzeyinde artış olan vakalarda tüberküloz tedavisinin başarılı olması tanıda kabul edilebilir bir yaklaşım olabilir. TEDAVİ Standart antitüberküloz tedavinin intestinal tüberkülozda etkinliği yüksektir. Optimal tedavi ve süresini değerlendiren kontrollü çalışmalar yoktur. Diğer ekstrapulmoner tüberküloz formlarındann elde edilen bilgilere göre 12 ay süreyle üçlü antitüberküloz tedavinin yeterli olduğu düşünülmektedir. Bu ilaçlar isoniazid (300 mg/gün), pyrazinamide (15-30 mg/kg/gün), ve rifampin (600 mg/gün) dir. İlaç direncinin sorun olduğu hastalarda (AIDS vb.) duyarlılık testi yapılana kadar tedaviye streptomisin ve ethambutol de eklenebilir. Bu ilaçlar yüksek etkinlik ve kabul edilebilir yan etkilerinden dolayı birinci-sıra ilaçlar olarak kabul edilmektedir. Birinci sıra ilaçları tolere edemeyen hastalarda ve dirençli vakalarda ayrıca ikinci sıra antitüberküloz ilaçları (para-aminosalisilik asit, cycloserine, ethionamide, capreomycin, kanamycin, thiacetazone, ciprofloxacin ve ofloxacin) gerekebilir. Ancak bunlarda etkinlik daha düşük ve toksisite daha fazladır. Tedaviye erken başlanırsa abdominal tüberkülozlu %90 vakada tedavi başarılı olmaktadır. Hastalar iyi beslenmelidir. Bazı klinisyenler iyileşme döneminde fibrozisi azaltıp obstruksiyon gibi komplikasyonları önlemek için tedavinin ilk 2-3 ayında kortikosteroid de kullanmaktadır. Ancak bu bilimsel olarak kanıtlanmış bir yaklaşım değildir. Eski yıllarda özellikle ileoçekal bölgede obstruksiyon ve fistülizasyon dolayısıyla cerrahi girişim sıklıkla gerekiyordu. Günümüzde çoğu fistül medikal tedaviye cevap vermektedir. Ancak hipertrofik formdaki kitle lezyonları striktür ve tam obstruksiyona yolaçtıklarında hala cerrahi tedavi gerektirmektedir. Serbest perforasyon, abse oluşturan sınırlandırılmış perforasyon ve kanamada da cerrahi tedavi gerekmektedir. Malignite ile karışabildiğinden bazı vakalarda eksploratuar laparotomi, sağ hemikolektomi yapılabilmektedir. 139

Ahmet Bektaş Tüberkülozda uygun ilaç tedavisi yanında minimal rezeksiyon yeterli olmaktadır. İntestinal tüberküloz cerrahisinin komplikasyonları arasında obstruksiyon, enterokütanöz fistül, perforasyon, yara enfeksiyonu ve kanama sayılabilir. Aktif pulmoner tüberküloz varsa ameliyat sonrası akciğer komplikasyonları daha sık görülmektedir. SONUÇ Gastrointestinal ve periton tüberkülozu ülkemiz gibi sosyoekonomik yönden gelişmekte olan toplumlarda, immünsupresyonu olanlarda nisbeten daha sık görülmektedir. İntestinal tüberkülozun klinik ve laboratuar bulguları Crohn hastalığı, Y.enterokolitika, kanser, amebiazis gibi hastalıklarla karışabilir. Bu hastalıkların düşünüldüğü durumlarda mutlaka tüberküloz da ayırıcı tanı arasında düşünülmeli, buna yönelik tetkikler yapılmalıdır. Periton tüberkülozu peritonitis karsinomatoza, daha önce geçirilen ameliyatlara bağlı pudra granulomlarından ayrılmalıdır. Ülkemizde tüberkülozun önemli problem ve multisistemik bir hastalık olduğu akılda tutulmalı, intestinal veya abdominal bir patoloji varlığında tüberküloz her zaman düşünülmelidir. KAYNAKLAR 1. Hamer DH, Gorbach SL. Tuberculosis of the gastrointestinal tract. In:Feldman M, Friedman LS, Sleisenger MH, eds. Sleisenger and Fordtran s Gastrointestinal and Liver Disease, 7th ed, Saunders, Philadelphia, 2002, p1899-1901. 2. Aston NO. Abdominal tuberculosis. World J Surg 1997;21:492-499. 3. Marshall JB. Tuberculosis of the gastrointestinal tract and peritoneum. Am J Gastroenterol 1993;88:989-999. 4. Horvath KD, Whelan RL. İntestinal tuberculosis: A return of an old disease. Am J Gastroenterol 1998;93.692-696. 5. Talwani R, Horvath JA. Tuberculous peritonitis in patients undergoing continuous ambulatory peritoneal dialysis: A case report and review. Clin İnfect Dis 2000;31:70-75. 6. Monkemuller KE, Lewis JB Jr. Massive rectal bleeding from colonic tuberculosis. Am J Gastroenterol 1996;91:1439-1441. 7. Berney T, Badaoui E, Tötsch M, Mentha G, Morel P. Duodenal tuberculosis presenting as acute ulcer perforation. Am J Gastroenterol 1998;93:1989-1991. 8. Akhan O, Pringot J. Imaging of abdominal tuberculosis. Eur J Radiol 2002;12:312-23. 9. Sultan S, Azria F, Bauer P, et al. Anoperineal tuberculosis: diagnostic and management considerations in seven cases. Dis Colon Rectum 2002;45:407-10. 10. Muneef MA, Memish Z, Mahmoud SA, et al. Tuberculosis in the belly: a review of forty-six cases involving the gastrointestinal tract and peritoneum. Scand J Gastroenterol 2001;36:528-32. 140