7. TEKİRDAĞ SÜT VE SÜT ÜRÜNLERİ SEKTÖRÜNÜN REKABETÇİLİK ANALİZİ



Benzer belgeler
Türkiye de hayvancılık sektörünün önündeki sorunları iki ana başlık altında toplamak mümkündür. Bunlar;

Dünyada ve Türkiye de Endüstriyel Süt İşleme

TÜRKİYE SÜT SEKTÖR İSTATİSTİKLERİ ÖZET RAPORU

Dünya Mısır Pazarı ve Türkiye

DÜNYA SERAMİK KAPLAMA MALZEMELERİ SEKTÖRÜNE GENEL BAKIŞ

PAGEV - PAGDER. Dünya Toplam PP İthalatı

SERAMİK KAPLAMA MALZEMELERİ VE SERAMİK SAĞLIK GEREÇLERİ SEKTÖRÜNDE DÜNYA İTHALAT RAKAMLARI ÇERÇEVESİNDE HEDEF PAZAR ÇALIŞMASI

ÖNSÖZ. Dr. Ahmet ALTIPARMAK Antalya Valisi BAKA Yönetim Kurulu Başkanı. Tuncay ENGİN BAKA Genel Sekreteri

AĞAÇ VE ORMAN ÜRÜNLERİ RAPORU

İZMİR DE SÜT HAYVANCILIĞI

HALI SEKTÖRÜ. Mart Ayı İhracat Bilgi Notu. TDH AR&GE ve Mevzuat Şb. İTKİB Genel Sekreterliği. Page 1

TÜRKİYE PLASTİK SEKTÖRÜ 2014 YILI 4 AYLIK DEĞERLENDİRMESİ ve 2014 BEKLENTİLERİ. Barbaros Demirci PLASFED - Genel Sekreter

Bölüm 2. Tarımın Türkiye Ekonomisine Katkısı

Çukurova Bölgesi Sığır Yetiştiriciliğinin Yapısı. Prof. Dr. Serap GÖNCÜ

İZMİR DE SÜT SEKTÖRÜNE BAKIŞ

HALI SEKTÖRÜ. Nisan Ayı İhracat Bilgi Notu. TDH AR&GE ve Mevzuat Şb. İTKİB Genel Sekreterliği. Page 1

İçindekiler İçindekiler... 2 Şekil Listesi Bağ Ve Bağ Ürünleri Sektörü Dünya da Bağ ve Bağ Ürünleri Sektörü Bağ Alanı...

HALI SEKTÖRÜ. Mayıs Ayı İhracat Bilgi Notu. TDH AR&GE ve Mevzuat Şb. İTKİB Genel Sekreterliği. Page 1

ZEYTİNYAĞI SEKTÖR RAPORU-2013

2016 YILI İPLİK İHRACAT İTHALAT RAPORU

Deri ve Deri Ürünleri Sektörü 2016 Haziran Ayı İhracat Bilgi Notu

BÜYÜKBAŞ-KÜÇÜKBAŞ HAYVAN VARLIĞI VE SÜT ÜRETİMİ MEVCUT DURUMU TÜRKİYE İZMİR KARŞILAŞTIRMASI

SÜT ve SÜT ÜRÜNLERİ. Durum ve Tahmin TARIMSAL EKONOMİ VE POLİTİKA GELİŞTİRME ENSTİTÜSÜ TEPGE. Hazırlayan. Zarife Nihal GÜLAÇ. Durum ve Tahmin 2015

plastik sanayi PLASTİK SEKTÖR TÜRKİYE DEĞERLENDİRMESİ VE 2014 BEKLENTİLERİ 6 AYLIK Barbaros DEMİRCİ PLASFED Genel Sekreteri

ULUDAĞ HAZIR GİYİM VE KONFEKSİYON İHRACATÇILARI BİRLİĞİ 2016 YILI HAZİRAN AYI DIŞ TİCARET DEĞERLENDİRME RAPORU

HALI SEKTÖRÜ. Mart Ayı İhracat Bilgi Notu. TDH AR&GE ve Mevzuat Şb. İTKİB Genel Sekreterliği. Page 1

Türkiye Cumhuriyeti-Ekonomi Bakanlığı,

HALI SEKTÖRÜ. Kasım Ayı İhracat Bilgi Notu. TDH AR&GE ve Mevzuat Şb. İTKİB Genel Sekreterliği. Page 1

TR 71 BÖLGESİ 2013 YILI İHRACAT RAPORU AHİLER KALKINMA AJANSI

TÜRKİYE DE TARIMIN GELECEĞİ ve AVANTAJLAR

DÜNYA PLASTİK SEKTÖR RAPORU PAGEV

CAM SANAYİİ. Hazırlayan Birsen YILMAZ T.C. Başbakanlık Dış Ticaret Müsteşarlığı İhracatı Geliştirme Etüd Merkezi

GTİP : PLASTİKTEN KUTULAR, KASALAR, SANDIKLAR VB. EŞYA

GIDA İŞLEME MAKİNELERİ

İHRACATTA VE İTHALATTA TL KULLANIMI

HALI SEKTÖRÜ. Eylül Ayı İhracat Bilgi Notu. TDH Ar&Ge ve Mevzuat Şb. İTKİB Genel Sekreterliği. Page 1

Deri ve Deri Ürünleri Sektörü 2016 Mayıs Ayı İhracat Bilgi Notu

Fao Gıda Fiyat Endeksi

ABD Tarım Bakanlığının 12/07/2018 Tarihli Ürün Raporları

Polonya ve Çek Cumhuriyeti nde Tahıl ve Un Pazarı

KURU ÜZÜM ÜRETİM. Dünya Üretimi

SÜT ÜRÜNLERİ. Hazırlayan İsmail Erkan SARISAÇLI T.C. Başbakanlık Dış Ticaret Müsteşarlığı İhracatı Geliştirme Etüd Merkezi

HALI SEKTÖRÜ. Ocak Ayı İhracat Bilgi Notu. TDH AR&GE ve Mevzuat Şb. İTKİB Genel Sekreterliği. Page 1

DİYARAKIR DIŞ TİCARETİ 2014

HALI SEKTÖRÜ. Ekim Ayı İhracat Bilgi Notu. TDH AR&GE ve Mevzuat Şb. İTKİB Genel Sekreterliği. Page 1

SEKTÖRÜN TANIMI TÜRKİYE TEMİZLİK MADDELERİ SEKTÖRÜ

HİDROLİK PNÖMATİK SEKTÖRÜ NOTU

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜNÜN 2011 OCAK - ARALIK İHRACAT PERFORMANSI ÜZERİNE KISA DEĞERLENDİRME

24 HAZİRAN 2014 İSTANBUL

2010 OCAK MART DÖNEMİ HALI SEKTÖRÜ İHRACATININ DEĞERLENDİRMESİ

Dünya Seramik Sektörü Dış Ticareti a) Seramik Kaplama Malzemeleri

Dış Ticaret Verileri Bülteni

Deri ve Deri Ürünleri Sektörü 2017 Mart Ayı İhracat Bilgi Notu

2010 OCAK NİSAN DÖNEMİ HALI SEKTÖRÜ İHRACATININ DEĞERLENDİRMESİ

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜNÜN 2012 NİSAN İHRACAT PERFORMANSI ÜZERİNE KISA DEĞERLENDİRME

DERİ VE DERİ ÜRÜNLERİ SEKTÖR RAPORU

1. KIRMIZI ET SEKTÖRÜNDEKĠ GELĠġMELER a. Kırmızı Et Sektörü Pazar Analizi

Dünyada ve Türkiye de Süt ve Süt Ürünleri Üretimi, Tüketimi ve Ticaretindeki Gelişmeler

Deri ve Deri Ürünleri Sektörü 2016 Ağustos Ayı İhracat Bilgi Notu

Deri ve Deri Ürünleri Sektörü 2016 Temmuz Ayı İhracat Bilgi Notu

Türkiye Cumhuriyeti-Ekonomi Bakanlığı,

SERAMİK SEKTÖRÜ NOTU

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2016 MAYIS AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU. İTKİB Genel Sekreterliği Hazırgiyim ve Konfeksiyon Ar-Ge Şubesi

FAO SÜT VE SÜT ÜRÜNLERİ FİYAT VE TİCARET GÜNCELLEME: KASIM 2014

DÜNYA SERAMİK SAĞLIK GEREÇLERİ İHRACATI. Genel Değerlendirme

TÜRKİYE. PLASTİK İŞLEME MAKİNELERİ SEKTÖR İZLEME RAPORU 2015 / 8 Ay PAGEV

20/09/2018 ABD Tarım Bakanlığının 12/09/2018 Tarihli Ürün Raporları Mısır:

Türkiye Cumhuriyeti-Ekonomi Bakanlığı,

HUBUBAT, BAKLİYAT, YAĞLI TOHUMLAR VE MAMULLERİ SEKTÖRÜ 2016 RAPORU

TÜRKİYE'NİN DIŞ TİCARETİ

BETON SANTRALİ SEKTÖRÜ NOTU

ET VE ET ÜRÜNLERİ SEKTÖRÜ

Deri ve Deri Ürünleri Sektörü 2017 Nisan Ayı İhracat Bilgi Notu

Deri ve Deri Ürünleri Sektörü 2017 Ekim Ayı İhracat Bilgi Notu

Durum ve Tahmin. SÜT ve SÜT ÜRÜNLERİ T.C. GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞİ TARIMSAL EKONOMİ VE POLİTİKA GELİŞTİRME ENSTİTÜSÜ

HALI SEKTÖRÜ 2015 YILI İHRACATI

FINDIK VE FINDIK MAMULLERİ SEKTÖRÜ

TORBALI TİCARET ODASI MOBİLYA SEKTÖR ANALİZİ

Ekonomik Araştırmalar ÖDEME DAVRANIŞLARI. Mayıs Şirketlerin işletme sermayesi ihtiyaçları için iyi stok yönetimi çok önemli

ALKOLLÜ VE ALKOLSÜZ İÇECEKLER. Sektör Raporu

Sıra Ürün Adı

Türkiye Cumhuriyeti-Ekonomi Bakanlığı,

Çimento, Cam, Seramik ve Toprak Ürünleri Sektör Raporu 2010

Türkiye Cumhuriyeti-Ekonomi Bakanlığı,

KANATLI ET SEKTÖRÜ RAPORU

TÜRKİYE. PLASTİK İŞLEME MAKİNELERİ SEKTÖR İZLEME RAPORU 2015 / 6 Ay PAGEV

T. C. KARACADAĞ KALKINMA AJANSI Diyarbakır Yatırım Destek Ofisi

Türkiye Cumhuriyeti-Ekonomi Bakanlığı,

TÜ ROFED TÜRİ ZM BÜ LTENİ

Şubat 2013, Sayı: 7 Intrade, Fatih Üniversitesi Uluslararası Ticaret Bölümü Aylık Dış Ticaret Bülteni 1 $24 $22 $20 $18 $16 $14 $12 $10 $8 $6 $4 $2 $0

OECD TARIMSAL POLİTİKALAR VE PİYASALAR ÇALIŞMA GRUBU

Dünya da ve Türkiye de İş Sağlığı ve Güvenliği

ANTEP FISTIĞI DÜNYA ÜRETİMİ

SEKTÖRÜN TANIMI TÜRKİYE KOZMETİK ÜRÜNLERİ SEKTÖRÜ

2010 YILI OCAK-MART DÖNEMİ TÜRKİYE DERİ VE DERİ ÜRÜNLERİ İHRACATI DEĞERLENDİRMESİ

TMO FINDIK SEKTÖR RAPORU

GIDA İŞLEME MAKİNALARI SANAYİİ RAPORU

SÜT SEKTÖRÜNDE MEVCUT DURUM. Yusuf GÜÇER Ziraat Mühendisi İzmir İl Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü

Deri ve Deri Ürünleri Sektörü 2018 Şubat Ayı İhracat Bilgi Notu

Büyüme Rakamları Üzerine Karşılaştırmalı Bir Değerlendirme. Tablo 1. En hızlı daralan ve büyüyen ekonomiler 'da En Hızlı Daralan İlk 10 Ekonomi

Transkript:

7. TEKİRDAĞ SÜT VE SÜT ÜRÜNLERİ SEKTÖRÜNÜN REKABETÇİLİK ANALİZİ 7.1. Giriş Süt, canlıların gelişmesi, yaşayabilmesi ve verimli olabilmesi için gerekli besin maddelerini bileşiminde bulunduran kusursuz bir besin maddesidir. Tüketilen süt türleri toplumların kültürlerine göre değişiklik göstermekle birlikte ülkemizde süt denildiğinde akla ilk olarak inek sütü gelmesine karşın tüketilmekte olan sütler inek, koyun, keçi ve manda sütü olmak üzere dört çeşittir. Sağlık Bakanlığı nın 2006 yılında yayımladığı bilisel çalışmaya göre 1 ; sütte insan yaşamı için gerekli olan protein, karbonhidrat, yağ, su, vitamin ve mineral maddeler bulunmaktadır. Likit sütün %87 si su, %13 ünü de katı maddeler olan yağ, proteinler, laktoz, mineral, vitamin ve enzimler oluşturmaktadır. Süt proteini; kasların çalışmasını güçlendirir, saç ve tırnakların oluşmasını sağlar, büyüme ve gelişmeyi sağlar, hücre ve dokuların oluşmasını artırır. Süt şekeri; bağırsaklarda yumuşaklığı sağlar, enerji sağlar, istenmeyen ve hastalık yapan canlıların gelişmesini önler. Süt yağı; enerji kaynağıdır, vücuda A, D, E, K vitaminlerini sağlar. Süt kalsiyum ve fosfor bakımından oldukça zengindir. Bunların dışında vücut için önemli 30'un üzerinde mineral madde içerir. Kalsiyum, fosforla birlikte kemik ve dişlerin gelişiminde çok önemlidir. Kas kasılması, kanın pıhtılaşması, sinir iletimi gibi önemli görevler üstlenirler. Eğer yetersiz miktarda alınırsa; kemiklerde yumuşama, kas kasılmalarında yetersizlik ve diş çürümeleri görülebilir. Bu nedenle, beslenmemizde süt ve süt ürünleri önemli kalsiyum ve fosfor kaynağıdır. Bu yönleriyle süt yüksek bir besin değerine sahiptir. Diğer taraftan süt oluştuktan hemen sonra ortamdaki ısı, nem, koku gibi etkenlerden çabuk etkilenen hassas bir özelliğe sahiptir. Bu nedenle korunma ve taşınma maliyetleri oldukça yüksek olan bir besindir (Knips, 2005). Süt doğrudan tüketilebildiği gibi, sütten değişik yöntemlerle elde edilen yoğurt, ayran, tereyağı, peynir, peynir altı suyu tozu ve süttozu gibi ürünler günlük yaşamda önemli ölçüde tüketildiği gibi bazıları gıda sanayinde hammadde olarak kullanılmaktadır. Ülkemizin zengin küçük ve büyükbaş hayvan varlığı ve doğal koşulları süt ve süt ürünlerinin 1 Konu hakkında daha fazla bilgi için bakınız http://sdb.meb.gov.tr/okulsagligi/beslenmede_sutun_onemi.pdf

üretimine uygun şartlar sağlamaktadır. Diğer taraftan tüm tarımsal faaliyetlerimizde olduğu gibi, bu sektörün potansiyelinden de tam olarak yararlandığımız söylenemez. Hayvancılıkla olan yakın ilişkisi nedeniyle süt üretimi bütün dünyada oldukça yaygın bir şekilde yapılmaktadır. Türkiye de kırsal alanda yaşayan ailelerin önemli bir bölümü, süt üretimini sadece kendi günlük süt, yoğurt ve peynir ihtiyaçlarını karşılamak için üretmektedir. Bu özelliği dolayısıyla kırsal besin açığının azaltılmasında ve yakın kent pazarlarında piyasaya sürüldüğünde de ailelerin ek bir gelir kazanmasına yardımcı olabilmektedir. Tekirdağ ın ekonomisindeki ağırlığı ve önemli katkısı göz önüne alındığında, mevcut hayvancılığın süt ve süt ürünleri sanayinin daha fazla gelişmesine katkı sağlayacağı düşünülebilir. Mevcut süt üretimindeki verimliliğin artırılması ve sütün işlenerek süt tozu ve penir altı suyu tozu gibi endüstriyel mamullere dönüştürülmesi durumunda ilin ekonomisine önemli katkılar yapacaktır. 7.2. Dünya Süt ve Süt Ürünleri Sektörünün Genel Durumu Toplam dünya süt üretiminin yaklaşık olarak %84 ü inek, %12 si manda, %2 si keçi, %1 ikoyun ve %0,2 side deveden elde edilmektedir. Geçmiş 24 yıllık süreçte dünya toplam süt üretiminde %32 lik bir artış olmasına rağmen, kişi başına dünya süt üretiminde %9 luk bir düşüş yaşanmıştır. Bu durum, dünya süt üretimindeki artışın gerçekte artmakta olan nüfusa ayak uyduramadığını göstermektedir. Kişi başına süt üretimindeki düşüşün temelinde, gelişmiş ülkelerin süt üretimindeki azalma yatmaktadır. Gelişmiş ülkelerdeki bu düşüşe karşılık gelişmekte olan ülkelerde kişi başına süt üretiminde sadece küçük çapta bir artış olmuştur. Bu süreçte genel eğilim, gelişmiş ülkelerdeki süt üretiminin giderek sermaye-yoğun bir üretim (intensive) tarzına dönüşmesine karşılık gelişmekte olan ülkelerdeki süt üretim artışının daha çok hayvan sayısının artırılmasıyla gerçekleşmesidir (Knips, 2005). Süt üretimindeki verim ile yem sistemi arasında yakın bir ilişki bulunmaktadır. Tablo 7.1 de de görüldüğü gibi, tahıllara dayanan yemlerle beslenen ineklerin yıllık süt üretimleri daha fazladır. Diğer taraftan mera ve açık alanlarda otlatmaya dayalı yetiştirircikteki yılık inek başına süt üretimi de, samana dayalı sisteme kıyasla daha yüksek olmaktadır.

Tablo 7.1: Süt Veriminin Farklı Yem Sistemlerindeki Durumu Verimlik (kg/inek/yıl) Ülke 2001 2002 Yem Sistemi İsrail 10.715 ABD 8.256 8.5 Japonya 7.39 Sanayi Yemi AB 15 5.976 5.92 İsviçre 5.45 Avustralya 5.146 4.63 Mera (Otlatma) Arjantin 3.842 3.95 Yeni Zelanda 3.7 3.73 Saman Hindistan 1 Kaynak: Knips, 2005. Süt üretimindeki verimliği de değerlendirmek gerekmektedir. FAO nun 2002 yılı verilerine göre, kilometre kare tarımsal toprak başına süt verimliliğinin en yüksek olduğu ilk beş ülke sırasıyla Hollanda (556.285), Malta (489.350), İsviçre (259.201), İsrail (229.461) ve Güney Kıbrıs (177.350) tı. Türkiye bu açıdan 20.169 luk değeri ile ancak 64. sırada gelmektedir. Sığır başına yıllık kilogram süt verimi incelendiğinde, ilk sıralarda İsrail (10523), Güney Kore (10057), ABD (8450), Suudi Arabistan (8404), İsveç (7736) ve Danimarka (7524) gibi modern yem sistemlerini kullanan ülkelerin geldiği görülmektedir. Türkiye ise yıllık 1.705 kg ile ancak 74. sırada yer alabilmektedir. Koyun başına yıllık süt veriminde ise dikkati çeken ülkelerin yine sermaye yoğun ve geniş ölçekli işletmeciliği benimsemiş ülkeler olduğu gözlemlenmektedir. Bu sıralamada Avusturya (377 kg), Malta (350 kg), İsviçre (349 kg), Fransa (190 kg), İspanya (186 kg) ve Portekiz (184 kg) başta gelen ülkelerdir. Mısır, Irak ve Romanya gibi ülkelerden sonra gelen Türkiye 48 kg ile ancak 32. sırada yer almaktadır. Dünyadaki toplam süt üretimi tarihsel bir perspektiften incelendiğinde, büyük bir payının gelişmiş ülkelerde üretildiği anlaşılmaktadır (Şekil 7.1a). 2007 yılında 650 milyon tondan daha fazla olan süt üretiminin yaklaşık olarak 360 milyondan fazlasını gelişmiş ülkeler üretirken, gelişmekte olan ülkelerin toplam süt üretimindeki payı 1997 den günümüze kadar sürekli artmıştır. Az gelişmiş ülkelerin payı ise oldukça küçük kalmaktadır. 2006 yılında Asya ülkeleri en büyük süt üreticileri konumuna gelerek Avrupa nın bu alandaki üstünlüklerine son vermiştir. Bu değişimle birlikte beş yıl öncesine kadar toplam dünya süt üretiminin %30 nu gerçekleştiren Asya ülkelerinin toplam payı % 34 e yükselmiştir.

Şekil 7.1: (a) Dünya Süt Üretimi, (b) Dünya Süt Ürünleri İhracatının Gelişmiş, Gelişmekte Olan ve Az Gelişmiş Ülkeler Arasındaki Dağılımı Not: 2006 ve 2007 yılı değerleri tahmindir Kaynak: FAO 2006: 29 32. FAO tarafından yapılan bir tahmine göre 2005 yılına ait toplam dünya süt üretiminin 2006 yılında %2,2 artarak 657 milyon tona ulaşması beklenmekteydi. 2007 yılında da süt üretimindeki büyümenin devam edeceği ve bunun büyük bir ölçüde %4 lük büyüme oranıyla süt üretimlerini artırmaları beklenen gelişmekte olan ülkelerden Çin, Hindistan, Pakistan ve Güney Amerika daki ülkelerden kaynaklanacağı sanılmaktadır. 2006 yılında gelişmiş ülkelerdeki toplam süt üretimi bir önceki yıla göre sıfır büyüme kaydederken, bunlardan Avustralya ve AB nin süt üretimlerinde bir düşüş yaşanmıştır. Diğer taraftan Yeni Zelanda ve ABD deki süt üretimi artmaya devam etmiştir. Gelişmekte olan ülkelerdeki süt ve süt ürünlerinin üretimindeki büyümenin piyasa fiyatlarındaki artışlardan kaynaklandığı tahmin edilmektedir (FAO, 2006). FAO nun verilerine göre, Asya ülkeleri içinde Çin %20 lik bir büyüme oranı ile toplam süt üretimini son beş yıl içinde ikiye katladı. Ancak artan girdi fiyatları ve nispetten daha yavaş büyüyen uluslararası süt fiyatlarının bu ülkedeki süt üretimini gelecekte yavaşlatacağı tahmin edilmektedir. Dünya nın en büyük süt üreticisi konumundaki Hindistan daki üretimin yılda %3 büyümeye devam edeceği beklenmektedir. Bu gelişmede, ülkede katma değer sağlayan işlenmiş süt ürünlerine olan talebin artması ve sürekli olarak gelişen süt ve süt ürünleri sektörünün etkisi

önemli olmaktadır. Benzer şekilde süt üretimi geleneğine sahip Pakistan ve İran da da sektörün gelişmesine yönelik politika ve programların, bu ülkelerin süt üretimlerini yılda %3 ve 5 oranlarında artırmalarına yardım edeceği sanılmaktadır (FAO, 2006). FAO 2007 verilerine göre, Brezilya bütün Latin Amerika da üretilen sütün nerde ise %50 sini üreterek bölgenin en büyük süt üreticisi konumundadır. Buna rağmen ancak 2005 yılında %5 lik bir üretim artışıyla net süt ihracatçısı konumuna gelebilmiştir. Azalan iç talep, yem ve girdi fiyatları nedeniyle ülkedeki süt üretiminin önümüzdeki yıllarda %3 düşebileceği tahmin edilmektedir. Son olarak Afrika ülkelerinin toplam dünya süt üretimindeki payı %5 ten daha azdır. Diğer taraftan genelde küçük aile işletmeciliği şeklinde olan bu ülkelerde büyük ve küçükbaş hayvancılık, kırsal alanlarda yoksul aileler için besin güvenliği sağlanmasında ve gelire katkısı nedeniyle önem taşımaktadır. Afrika daki süt üretiminin büyük bir bölümü evde veya enformel piyasada işlem görerek tüketilmektedir. Mısır Afrika daki toplam sütün %50 sini tek başına üretmektedir. Şekil 7.2: 2005 Yılına Göre En Önemli Dünya Süt Üreticileri 100,000.00 90,000.00 80,000.00 Süt Üretimi (1000 ton) 70,000.00 60,000.00 50,000.00 40,000.00 30,000.00 20,000.00 10,000.00 0.00 Hindistan ABD Rusya F. Pakistan Almanya Fransa Brazilya İngiltere Yeni Zelanda Ukranya Polonya Turkiye Italya Kaynak: FAO, 2007. Yukarıdaki şekil, 2005 yılında dünyada en fazla süt üreten ülkeleri ve bu ülkelerin süt üretim miktarlarını göstermektedir. Hindistan 91 milyon 940 bin ton süt üretimi ile ilk sırada yer alırken, onu ABD, Rusya Federasyonu, Pakistan, Almanya ve Fransa izlemekteydi. Diğer taraftan Türkiye 11 milyon 107 bin tonla dünya genelinde bu

alanda 12. sırada gelmektedir. Bu sıralamada 5 AB üyesi ülkenin bulunması, birliğin süt üretimindeki üstünlüğünü de göstermektedir. AB 15 ve Asya ülkelerinden Hindistan ve Pakistan ın toplam süt üretimleri dünya süt üretiminin %42 sini meydana getirmektedir. ABD nin payı ise %13 dolaylarındadır. Ülkemiz ve İran ın en fazla süt üreten ülkeler olduğu Ortadoğu nun ise toplam dünya süt üretimindeki payı %3,7 dir. Genel olarak üretilen sütün çoğu bulunduğu bölge ve ülkede tüketilmektedir. Dünya genelinde ticarete konu olan sütün toplam dünya üretimi içindeki payı sadece %7 dir. Bu değer AB nin kendi içindeki ticareti içermemektedir. Süt üretiminde kendi kendine yeterli olan ülkeler sadece Hindistan, Pakistan, Kırgızistan, Somali, Güney Afrika ve Fransız Guyana sıdır. Diğer taraftan Doğu Avrupa, AB 15, Kuzey Amerika, Şili, Arjantin, Uruguay ve Okyanusya ülkeleri net süt ihracatçısı konumundadırlar. Dünya süt ihracatında %29, 34 ve 14 lik paylarıyla sırasıyla AB 15, Yeni Zelanda ve Avustralya lider konumundadır. Bu ülkelerin toplam payı dünya ihracatının %77 sini oluştururken, ABD ve Arjantin in payları ise %3 ila 4 arasında değişmektedir. Net süt ithalatçısı ülkeler ise Doğu ve Güneydoğu Asya, Afrika, Latin Amerika ve Ortadoğu da bulunmaktadırlar (Hemme, Weers ve Christoffers, 2006). Dünya fiyatlarına bakıldığında özellikle 2007 yılının başından itibaren bir artış trendine girildiği, sezona 2.900 $/ton ile başlayan yağsız süttozunun temmuzda en yüksek seviye olan 5.150 $/tona kadar çıktığı, Aralık ayında ise 4.400 $/tona indiği; sezona 2.850 $/tonla başlayan cheddar peynirin yıl sonunda 5.500 $/tona kadar yükseldiği, yağlı süttozunun 2.850 $/tondan 4.800 $/tona, tereyağın ise 1.938 $/tondan 4.050 $/tona kadar çıktığı görülmektedir (TZOB, 2008).

Tablo 7.2: Dünya Süt Ürünleri Aylık Fiyatları Dünya süt ürünleri fiyatlarının son 7 yılı değerlendirildiğinde 2007 yılı kadar hiçbir yılda bu kadar ciddi bir artışın olmadığı gözükmektedir. Öyle ki, ilgili yılda en yüksek artış %93,45 ile Yağsız süttozunda gerçekleşmiş, bunu %90,80 ile yağlı süttozu, %66,84 ile tereyağ ve %51,27 ile de cheddar peyniri izlemiştir (TZOB, 2008). Tablo 7.3: Dünya Süt Ürünleri Yıllık Fiyat Değişimleri

Tablo 7.4: Aylık Dünya Yem Hammadde Fiyatları Son iki yılda yem hammadde fiyatlarında da ciddi artışlar olmuştur. 2006 yılının ilk aylarında başlayan artışlar 2007 yılının başlarında güçlü bir şekilde yükseliş trendini devam ettirmiş, yıl sonunda pik noktaya ulaşmıştır (TZOB, 2008). Tablo 7.5: Bazı Ülkelerde Çiğ Süt Fiyatlarının Seyri

Gerek yem hammadde gerekse dünya süt ürünleri fiyatlarında yaşanan fiyat yükselmeleri ülkelerin iç pazar çiğ süt fiyatlarını da tetiklemiştir. Aşağıdaki grafikte görüldüğü gibi 2007 yılının başından itibaren birçok ülkede fiyatlar tırmanışa geçmiştir. 2007 Ocak ayında en yüksek fiyatın AB-15 e ait olduğu bunu sırasıyla AB- 10, ABD, Türkiye ve Yeni Zelanda nın izlediği, bu sıralamanın aralık sonu itibariyle değiştiği, ülkemizin AB-10 ve ABD yi geride bırakarak 2. sıraya yerleştiği görülmektedir. Ocak-Aralık 2007 döneminde 100 kg çiğ süt fiyatı sırasıyla Türkiye de 11,92 Avro, Yeni Zelanda da 10,85 Avro, AB-15 de 10,58 Avro, ABD de 7,95 Avro, AB-10 ülkelerinde ise 7,04 Avro artmıştır (TZOB, 2008). Dünya süt ürünleri üretimindeki gelişmelere bakıldığında, artan talep nedeniyle genelde bir büyümenin olduğu görülmektedir. Diğer taraftan kişi başına süt üretimindeki düşmelerin, süte dayalı gıda endüstrisini olumsuz etkileyebileceği düşünülmektedir. Nitekim süt ürünlerine yönelik dünya talebinde geçmiş 24 yıl içinde, yıllık %2 lik bir büyümenin gerçekleşmesi bu kaygıları haklı çıkarmaktadır (Knips, 2005). Avustralya, Yeni Zelanda, Fransa, Almanya, Hollanda, Belçika, Danimarka, İrlanda ve Çek Cumhuriyeti nde üretilen sütün %50 sinden fazlası süt ürünleri olan süttozu, tereyağı ve peynirin üretimine aktarılmaktadır. ABD, Kanada, Arjantin, Peru, Şili, İtalya, İsveç, Finlandiya, İsviçre, Polonya, Macaristan, Estonya, Lituanya ve Japonya'da ise bu oran %30 ile 50 arasında değişmektedir. Buna karşılık gelişmekte olan ülkelerdeki sütün işlenerek süt ürünlerine dönüşüm oranı oldukça düşük olup %0 ile 20 arasında değişmektedir. Dünya süt üretiminin yaklaşık olarak %8,6 sı tereyağı, %11 i süttozu gibi kuru ürünler, %11 i peynir ve %1,2 si de yoğunlaşmış süte dönüştürülmektedir. Dünya tereyağı üretiminin %60 ı AB 15 ve Güney Asya tarafından yapılmaktadır. Dünya kuru süt ürünlerinin %38 ini AB 15 ülkeleri yaparken, onu Okyanusya ülkeleri olan Yeni Zelanda ve Avustralya (%20), Kuzey Amerika (%17), Latin Amerika (%11) ve Ortadoğu ve Afrika (%1,4) izlemektedir. Dünya da üretilen peynirin %43 AB 15, %27 ni de ABD ve Kanada üretmektedir (Hemme, Weers ve Christoffers, 2006).

Tablo 7.6: Dünya Süt Ürünleri İhracatı (1.000 Ton) Ürün ve Ülke 2004 2005 2006 (tahmini) Dünyadaki Payı Yağlı Süt Tozu Dünya 1780 1640 1716 100 Yeni Zelanda 1 669 592 638 39.8 AB 25 3 509 474 452 26.3 Arjantin 177 162 190 11.1 Avusturya 2 117 105 126 7.3 Yağsız Süt Tozu Dünya 1146 1050 953 100 ABD 232 300 250 26.2 AB 25 3 281 192 100 10.5 Yeni Zelanda 1 250 181 201 21.1 Avusturya 2 155 141 134 14.1 Tereyağı 100 Dünya 961 841 794 AB 25 3 344 330 230 16.4 Yeni Zelanda 1 365 288 337 42.4 Avusturya 2 83 69 70 8.8 Ukrayna 42 24 18 2.3 Peynir Dünya 1 550 1 552 1 462 100 AB 25 3 573 536 520 35.6 Yeni Zelanda 1 277 254 254 17.4 Avusturya 2 212 227 202 13.8 Ukrayna 94 116 50 3.4 Kaynak: FAO, 2006: 31. Not: (1) Yılın mayıs ayı; (2) yılın haziran ayı; (3) 25 AB üyesi ülkeler arasındaki ihracatı içermemektedir. Yukarıdaki tablo, dünya süt ürünleri ihracatçısı ülkelerin önde gelenlerini göstermektedir. 2006 yılında yağlı süttozu ve tereyağı üretiminde Yeni Zelanda %39,8 ve 52,4 lük paylarıyla dünya ticaretinde lider konumundaydı. Yağlı süt tozu üretiminde ise ABD nin üstün konumda olduğu görülmektedir. Son olarak peynir üretiminde AB 25 (%35,6) ve onu izleyen Yeni Zelanda (%17,4) lider konumundadır. 7.3. Avrupa Süt ve Süt Ürünleri Sektörünün Genel Durumu Süt ve süt ürünleri sektörü AB için birçok açıdan önem taşımaktadır. Birincisi bu sektör Avrupa nın bütün ülkelerinde özellikle dağlık alanlarda yaygın bir şekilde bulunmaktadır. İkincisi sektör tarihsel olarak Avrupa daki kırsal alanların fiziksel ve sosyo-ekonomik şekillenmesinde önemli bir unsur olmuştur. Üçüncüsü sektörün birliğin ekonomisine katkısı oldukça fazladır. AB nin toplam tarımsal üretim değeri

içindeki payının %14 civarında olması, AB nin en önemli tarımsal sektörü olduğunun bir kanıtıdır. Sadece 2004 yılında, süt üretiminin işletme bazındaki toplam değeri 43 milyar Euro iken, sütün işlenmesiyle elde edilen toplam değer 117 milyar Euro idi. Yine, AB çeşitli süt ürünlerinin (peynir, yoğurt, krem, dondurma ve diğerleri) ihracatçısı ve dünya piyasalarının önemli süt ve süt ürünleri üreticisi konumundadır (EC, 2006). Avrupa Birliği özellikle 2003 yılından itibaren müdahale alımlarını azaltıp, stokları düşürmeye, ihracat iadesini de azaltıp zamanla sıfırlamaya karar vermiş, böylece ihracat desteksiz ihracat yapılmasını sağlamaya çalışmıştır. Fakat, dünya pazarlarındaki payını Yeni Zelanda ya kaptırmaktadır. Çünkü, ihracat desteği olmadan bu ülkenin fiyatları ile rekabet edememektedir. Aşağıdaki şekiller incelendiğinde; 2003 yılından itibaren stokların azalmaya başladığı zamanla da sıfırlandığı, dünya pazarlarından aldığı payın da, %50 lerden %40 ların altına, bazı ürünlerde ise %10 ların altına kadar düştüğü görülmektedir (TZOB, 2008). Şekil 7.3: AB Süt Ürünleri Stokları ve Dünya İhracatından Aldığı Pay Avrupa Birliği 2003 sonlarından itibaren süt ürünlerinde ihracat iadesi desteğini azaltmaya başlamıştır. Aşağıdaki grafikte görüleceği gibi, Haziran 2006 döneminde

yağsız süttozu, Aralık 2006 da yağlı süttozu, Ocak 2007 de ise tereyağ ve cheddar peynirde ihracat iadeleri sıfırlanmıştır (TZOB, 2008). Şekil 7.4: AB İhracat İadelerinin Değişimi Fransa, Almanya, Hollanda, Belçika, Danimarka, İrlanda ve Çek Cumhuriyeti nde üretilen sütün %50 sinden fazlası süt ürünleri olan süttozu, tereyağı ve peynirin üretiminde kullanılmaktadır. İtalya, İsveç, Finlandiya, İsviçre, Polonya, Macaristan, Estonya, Lituanya da bu oran %30 ile 50 arasında değişmektedir (Hemme, Weers ve Christoffers, 2006). Dünyada ticaretine konu olan tereyağının %16,4 ü, peynirin %35,6 sı, yağlı ve yağısız süttozu üretiminin de sırasıyla %26,3 ve 10,5 ini AB yi oluşturan ülkeler ihraç etmektedir. Genelde sanayi yemi kullanan AB 15 ülkelerindeki ortalama süt verimi de oldukça yüksek seviyelerde bulunmaktadır. 2001 yılında, bu ülkelerdeki inek başına ortalama süt üretimi yılda 5.92 kg iken, bizde kültür ineklerinde 3,0, melez türlerde 2,0 ve yerli ırklarda 0,6 kg civarındadır. Şekil 7.5 te Güney Kıbrıs Cumhuriyeti hariç AB ni oluşturan tüm ülkelerin toplam süt üretim miktarının yıllara göre dağılımını göstermektedir. Genelde süt üretiminde bir dalgalanmanın olmuş, 2000 yılında ise süt üretiminin doruk noktaya ulaştığı 1999 seviyesinin (159 milyon ton) altına aniden düşerek 156 milyon ton olarak gerçekleşmiştir. Bu tarihten sonraki durağanlığın nedeni AB nin süt üretimini 143

milyon tonla sınırlamasıdır (EC, 2006). Birlikteki süt üretiminin %85 i AB 15 üyelerinde gerçekleşmektedir. FAO 2007 verilerinin incelenmesinden, AB ndeki toplam sağılan inek sayısının zaman içinde sürekli azaldığı görülmektedir. Örneğin, 1995 yılında 22 milyondan biraz fazla olan inek sayısı, 2005 te 18,5 milyona kadar düşmüştür. Son 10 yıl içinde AB-15 ülkelerinde toplam inek sayısında %1,8 lik bir azalmaya rağmen, inek başına yıllık süt üretiminde %2 oranında bir artış olmuştur. Bioteknolojik gelişmelerin uygulanması AB nin verimindeki bu artışta etkilidir. Şekil 7.5: AB deki Toplam Süt Üretiminin (1.000 Ton) Yıllara Göre Dağılımı 160000 159000 158000 Total milk production 157000 156000 155000 154000 153000 152000 151000 1990 1991 1992 1993 1994 1995 1996 1997 1998 1999 2000 2001 2002 2003 2004 2005 Kaynak: FAO, 2007. Aşağıdaki tablo 2005 yılında AB üyeleri içinde en fazla süt üreten ülkelerin üretim miktarları ve bunların topluluk toplamı içindeki paylarını vermektedir. Almanya ve Fransa nın toplam süt üretimi, AB de üretilen toplam miktarın %35.37 ini oluşturmaktadır. Türkiye nin aynı dönemdeki üretim miktarı, bu ülkelerin oranları ile karşılaştırıldığında toplam 11.107 milyon tonla 5. sırada, yani İtalya, Hollanda, İspanya ve İrlanda dan daha önce gelmektedir. Tablo 7.7: AB Üyeleri Arasında En Fazla Süt Üreten Ülkeler (2005) Ülke Üretim (1000 ton) EU içindeki Payı (%) Almanya 28487.95 18.45 Fransa 26133 16.92 İngiltere 14577 9.44 Polonya 11955.79 7.74 İtalya 10875.74 7.04 Hollanda 10531.8 6.82 İspanya 7458.95 4.83 İrlanda 5500 3.56 Kaynak: FAO, 2007.

7.4. Türkiye Süt ve Süt Ürünleri Sektörünün Genel Durumu Dünyada geçmişi oldukça eski olan süt endüstrisi, Türkiye de 20. yüzyılın başında küçük süthane ve mandıralar durumunda iken, 1957 yılında Atatürk Orman Çiftliği bünyesinde ilk modern süt fabrikası şeklinde üretime başlamıştır. Daha sonra 1963 yılında bir yasa ile kurulan Türkiye Süt Endüstrisi Kurumu (S.E.K.) özelleştirilinceye kadar ülkenin farklı yerlerinde 40'a yakın fabrikası ile üretim yaparak Türkiye sütçülüğüne katkıda bulunmuştur. Bunun yanı sıra 1970 li yıllardan itibaren özel sektör de süt endüstrisine ilgi göstermiş ve modern fabrikalarda süt ve süt ürünlerinin üretilmeye başlandığı, 19880 li yılların sonunda mevcut bazı mandıra ve fabrikaların modernizasyona gittiği, 1990 lı yılların sonunda ise bazı modern süt işletmelerine yabancı firmaların ortak olmaya başladığı görülmüştür. 2000 li yıllarda süt sektörünün genel yapısı ve karakteristik özelliklerinin değişmeye başladığı ve yeterince hızlı gelişme göstermese de, geleneksel olarak yapılan yöntemlerden sıyrılmaya başladığı dikkat çekmektedir. Bu değişim sürecinde; özellikle orta boyutlu işletmelerin büyümeye ve modernizasyona gittiği, bu anlamda teknolojilerini yenilemeye çalıştığı bilinmektedir (Karagözlü, 2007). Türkiye inek sayısı bakımından Avrupa Birliği (AB) ülkeleri içersinde 4., keçi sayısı olarak 1., koyun sayısı olarak 2. Sırada bulunurken süt üretimi verimliliğinde ise dünya ortalamasının altında bulunmaktadır. Ülkemizde özellikle son 20 yıldır hayvancılıkta verimi arttırma çalışmaları, programları yapılsa da, maalesef istenilen verim artışı yakalanamamıştır. Türkiye nin sağmal inek varlığı yerli, kültür ve kültür melezi ineklerden oluşmaktadır (Karagözlü, 2007). Türkiye deki toplam tarımsal üretimin yaklaşık %30 u hayvansal ürünlerden elde edilmektedir. Diğer taraftan hayvansal ürün değerinin %17 si koyun ve keçi gibi küçükbaş hayvancılıktan gelirken, %59 u büyük baş (sığır) hayvancılıktan gelmektedir. Süt üretiminin toplam tarımsal üretim değeri içindeki payı ise %7 civarında seyretmiştir (Kaymakçı vd., 2007). Türkiye hayvan varlığı bakımından dünyanın önde gelen ülkelerinden birisi olsa da, süt üretiminin verimliliği konusunda gelişmiş ülkeleri oldukça geriden takip etmektedir. Türkiye genelinde saf ırkta laktasyon dönemi başına 3.881 kg; melez ırkta laktasyon dönemi başına 2.711 kg; yerli ırkta ise laktasyon dönemi başına

1.317 kg süt üretimi gerçekleşirken aynı yılda Türkiye ortalaması ise laktasyon dönemi başına 1.700 kg olmuştur. Aynı dönemde dünya ortalamasının laktasyon başına 2.200 kg olduğu düşünüldüğünde Türkiye deki süt sektöründe verimlilik konusunun önemi daha iyi anlaşılmaktadır. ABD, Fransa, Hollanda ve İsrail gibi süt sektöründe öncü ülkelerde sarf ırklarda laktasyon dönemi başına süt üretim miktarı 4.000 kg seviyesini çoktan geçmiştir. Şekil 7.6: Türkiye Yurtiçi Yem Fiyatları 2007 yılında yaşanan kuraklık ve dünya fiyatlarındaki yüksek fiyat artışları ülkemizde yem hammadde ve fabrika yemi fiyatlarının da tırmanışa geçmesine neden olmuştur. Aşağıdaki grafik incelendiğinde özellikle 2007 nin başlarında tırmanışa geçen fiyatların yıl sonunda 1-1,5 katı civarında arttığı görülmektedir (TZOB, 2008). Aşağıdaki şekil, Türkiye de yıllara göre sağılan inek türü başına elde edilen süt üretim miktarlarını göstermektedir. İneklerden elde edilen toplam süt miktarının o yıl için sağılan toplam inek başına bölünmesi ile elde edilen bu değerler incelendiğinde, kültür ineklerinin melez ve yerli ırklara, melez ırklarında yerli ırklara göre daha üretken oldukları görülmektedir. Diğer taraftan süt verimliliğinin 2002 yılına kadar genelde aynı seviyelerde kaldığı ve bu tarihten sonra bütün inek türlerindeki

verimliliğin artışa geçtiği görülmektedir. Ancak bu verim artışı yine de potansiyelinin ve dünya ortalamasının altında kalmaktadır. Şekil 7.7: Türkiye de Sağılan İnek Başına Verim Oranları 4500 4000 3500 Süt Üretimi/Sa 3000 2500 2000 1500 1000 500 ğı lan Hayvan Kültür Melez Yerli 0 1990 1992 1994 1996 1998 2000 2002 2004 Kaynak: TÜİK, 2007. Aşağıdaki şekiller sırasıyla sağılan inek, keçi ve koyun sayılarını göstermektedir. Bütün türlerde 1966 yılından 2005 e gelindiğinde bir azalmanın olduğu dikkat çekmektedir. Özellikle keçi ve koyun sayılarındaki azalmaların yıllar itibarı ile ciddi boyutta olduğu görülmektedir. 1986 yılında 6,8 milyondan daha fazla olan keçi sayısının 2005 yılına gelindiğinde %64,4 azalarak 2.426.993 a kadar azaldığı görülmektedir. 1986 yılında 6,2 milyonun üzerinde olan inek sayısında da 1986 2005 döneminde %36,5 lik bir azalma ile 3.998.097 a kadar bir azalma olmuştur. Son olarak 1986 yılında 23,3 milyon kadar olan toplam koyun sayısının 2005 yılında 10,2 milyonun altına kadar (%52,3 lük bir azalma) bir düşüşün yaşandığı anlaşılmaktadır.

Şekil 7.8: Türkiye de Sağılan İnek ve Keçi Sayılarındaki Değişmeler 8 000 000 7 000 000 6 000 000 Keçi İnek İ nek ve Keçi Say 5 000 000 4 000 000 3 000 000 2 000 000 ı sı 1 000 000 0 1986 1988 1990 1992 1994 1996 1998 2000 2002 2004 Kaynak: TÜİK, 2007. Şekil 7.9: Türkiye de Sağılan Koyun Sayısındaki Değişmeler (2005) 30 000 000 25 000 000 20 000 000 Koyun Say 15 000 000 10 000 000 ı sı 5 000 000 0 1986 1988 1990 1992 1994 1996 1998 2000 2002 2004 Kaynak: TÜİK, 2007. Toplam inek sayımızdaki azalmaya rağmen süt üretimindeki artışın bir nedeni kültür ineklerinin toplam inek sayısı içindeki oranının artmasından kaynaklandığı da öngörülmektedir. Nitekim 1990 yılında toplam inek sayısının sadece %19.40 ı kültür

ineğiyken, bu oran sürekli artarak 2005 yılında %35,7 e kadar yükselmiştir. Benzer bir durum kültür koyunlarının oranı için söz konusu olmamaktadır. Tam aksine 1990 da toplam koyunlarının %2.23 nü meydana getiren merinos türü, 2005 yılına gelindiğinde %1.38 in altına düşmüştür. Tablo 7.8: Tür ve Irklarina Göre Büyükbaş Hayvan Sayıları (Türkiye) SIĞIR -KÜLTÜR SIĞIR -MELEZ SIĞIR - YERLİ MANDA YIL (baş) (baş) (baş) (baş) 1991 1 253 865 4 033 375 6 685 683 366 150 1992 1 337 410 4 131 507 6 481 990 352 410 1993 1 442 000 4 342 000 6 126 000 316 000 1994 1 512 000 4 543 000 5 846 000 305 000 1995 1 702 000 4 776 000 5 311 000 255 000 1996 1 795 000 4 909 000 5 182 000 235 000 1997 1 715 000 4 690 000 4 780 000 194 000 1998 1 733 000 4 695 000 4 603 000 176 000 1999 1 782 000 4 826 000 4 446 000 165 000 2000 1 806 000 4 738 000 4 217 000 146 000 2001 1 854 000 4 620 000 4 074 000 138 000 2002 1 859 786 4 357 549 3 586 163 121 077 2003 1 940 506 4 284 890 3 562 706 113 356 2004 2 109 393 4 395 090 3 564 863 103 900 2005 2 354 957 4 537 998 3 633 485 104 965 2006 2 771 818 4 694 197 3 405 349 100 516 2007 3 295 678 4 465 350 3 275 725 84 705 Kaynak: TÜIK, 2008.

Tablo 7.9: Tür ve Irklarına Göre Küçükbaş Hayvan Sayıları (Türkiye) KOYUN - YERLİ KOYUN - MERİNOS KEÇİ - KIL KEÇİ - TİFTİK YIL (baş) (baş) (baş) (baş) 1991 39 590 493 841 847 9 579 256 1 184 942 1992 38 575 828 840 110 9 439 600 1 014 340 1993 36 709 000 832 000 9 192 000 941 000 1994 34 823 000 823 000 8 767 000 797 000 1995 32 985 000 806 000 8 397 000 714 000 1996 32 234 000 838 000 8 242 000 709 000 1997 29 376 000 862 000 7 761 000 615 000 1998 28 560 000 875 000 7 523 000 534 000 1999 29 425 000 831 000 7 284 000 490 000 2000 27 719 000 773 000 6 828 000 373 000 2001 26 213 000 759 000 6 676 000 346 000 2002 24 473 826 699 880 6 519 332 260 762 2003 24 689 169 742 370 6 516 088 255 587 2004 24 438 459 762 696 6 379 900 230 037 2005 24 551 972 752 353 6 284 498 232 966 2006 25 801 481 815 431 6 433 744 209 550 2007 24 504 211 971 082 6 095 292 191 066 Kaynak: TÜİK, 2008.

Tablo 7.10: Tür ve Irklarına Göre Sağılan Hayvan Sayısı Ve Süt Üretim Miktarı (Türkiye) SIĞIR - KÜLTÜR SIĞIR - MELEZ SIĞIR - YERLİ SAĞILAN SAĞILAN SAĞILAN HAYVAN SÜT HAYVAN SÜT HAYVAN SÜT YIL (baş) (ton) (baş) (ton) (baş) (ton) 1991 650 739 1 913 438 2 087 014 4 188 398 3 381 244 2 514 576 1992 698 223 2 065 445 2 124 103 4 236 269 3 247 849 2 413 164 1993 750 254 2 222 701 2 214 725 4 399 142 3 066 975 2 282 629 1994 779 690 2 309 742 2 308 308 4 584 837 2 994 180 2 234 294 1995 870 248 2 581 711 2 392 621 4 751 023 2 622 717 1 942 578 1996 920 185 2 723 911 2 457 923 4 827 957 2 590 102 1 913 758 1997 879 779 2 593 152 2 355 541 4 586 892 2 358 974 1 734 133 1998 879 841 2 576 065 2 346 093 4 586 511 2 263 109 1 669 483 1999 903 499 2 618 031 2 424 629 4 722 638 2 209 764 1 624 821 2000 904 849 2 639 113 2 335 119 4 591 861 2 039 601 1 501 067 2001 912 411 2 660 282 2 248 877 4 410 758 1 924 526 1 418 042 2002 850 725 2 467 889 1 971 740 3 867 656 1 570 103 1 155 088 2003 1 034 817 3 215 859 2 236 680 4 568 252 1 768 865 1 730 027 2004 832 711 3 231 461 1 699 804 4 608 293 1 343 206 1 769 571 2005 925 618 3 596 017 1 717 309 4 646 857 1 355 170 1 783 328 2006 1 106 679 4 295 367 1 799 409 4 884 590 1 281 843 1 687 345 2007 1 299 750 5 050 533 1 698 801 4 608 728 1 230 889 1 620 079 Kaynak: TÜİK, 2008. Şekil 7.10: Türkiye de Koyun ve İnek Süt Miktarları (2005) 12 000 000 10 000 000 Süt Üretimi (Ton) 8 000 000 6 000 000 4 000 000 2 000 000 İnek Koyun 0 1986 1988 1990 1992 1994 1996 1998 2000 2002 2004 Kaynak: TÜİK, 2007.

FAO (2007) dan alınarak oluşturulan aşağıdaki tablo, Türkiye nin 2004 yılında sahip olduğu toplam hayvan sayısı, hayvan sayısı bakımından dünya sırlaması (H.S.B.D Sıralaması) ile sağılan hayvan başına ortalama yıllık süt üretimi ve adı geçen hayvan türlerine sahip toplam ülke sayısını vermektedir. Buna göre, 2004 yılında Türkiye toplam sığır, manda, koyun ve keçi sayıları bakımından dünyada sırasıyla 28, 20, 9 ve 24. sıralarda yer almıştır. Diğer taraftan ülkemizin sağılan hayvan başına yıllık ortalama süt üretimindeki dünya sıralaması manda dışında oldukça gerilerde kalmaktadır. Örneğin sığırda hayvan sayısı bakımında ülkemiz dünya genelinde 28. sırada yer almasına rağmen süt üretiminde 70. sırada gelebilmektedir. Sağılan sığır başına üretilen ortalama yıllık süt üretimiz ise, bu kategorideki en verimli ülkenin verimliliğinin ancak %16,4 üne karşılık gelmektedir. Yine koyun sayısı bakımında dünyada 9. sırada olmamıza rağmen, süt üretiminde ancak 25. sırada yer alabilmekteyiz. Tablo 7.11: Türkiye nin 2004 Yılındaki Hayvan Sayısı ve Süt Üretimindeki Durumu Tür Hayvan Sayısı H. S. B. D. Sıralaması En Yüksek verim Kg/hayvan/yıl Verimlilik Sıralaması Sığır 9.800.000 28 16.4=(1.709/10.400) 70 213 Manda 136.000 20 50.29=(960/1.909) 9 64 Koyun 25.000.000 9 15.4=(60/389) 25 190 Keçi 6700000 24 9.74=(82/842) 41 185 Ülke Sayısı Not: Parantez dışındaki değer, Türkiye nin süt üretimindeki verimliliğinin, en verimli ülkenin verimliliğine oranını yüzde olarak gösterirken, parantez içindeki değerlerden birincisi Türkiye, ikincisi de en verimli ülkenin yıllık sağılan hayvan başına süt üretimini göstermektedir. Süt üretimimizin düşük olmasına çeşitli etkenler etkili bulunmaktadır. Yerli hayvan ırklarımızın fazla üretken olmaması bu etkenlerden bir tanesidir. Örneğin 2000 yılında AB ülkeleri içersinde sığır varlığı Türkiye den az olan Almanya, Fransa, İngiltere, toplam sığır eti ve sütü üretimi yönünden sıralamada Türkiye den önce gelmekteydiler. Türkiye ancak Almanya, Fransa, İngiltere, Hollanda ve İtalya dan sonra 5. sırada yer alabiliyordu. Bu durum, ülkemizde sığır başına ortalama süt veriminin ve ortalama karkas ağırlığının AB ülkelerine kıyasla oldukça düşük olduğunu göstermektedir (IDF, 2000).

Bir diğer neden ise, ülkemizdeki süt ve süt mamulleri üreten işletmelerin genelde işgücü potansiyelleri düşük, finansman kaynakları ve pazarlama olanakları yetersiz küçük imalathanelerden meydana gelmeleridir. Bu işletmeler çoğunlukla ucuz işgücü ve hammadde bulabildikleri süt üretim bölgelerinde kurularak, işletme maliyetlerini azaltabilmektedirler. Diğer taraftan son yıllarda sektörde yabancı sermaye payının artması, hammadde temini, pazar payını koruma, reklâm ve yeni ambalajlarla yeni müşteriler kazanma girişimlerini yoğunlaşmaktadır (Çelik, 2002). Süt işletmeciliği konusunda da ileride olduğumuz söylenemez. Örneğin, AB de işlenen sütün %90-98 ine yakını modern tesislerde hijyenik bir ortamda gerçekleştirilmektedir. Ülkemizde üretilen sütün %50 si hiç pazara götürülmezken, %40 ı ilkel koşullarda ve hijyenik olmayan bir ortamda küçük ölçekli mandıralarda, geriye kalan %10 da büyük ölçekli modern işletmelerde işlenmektedir (Yaygın, 1996). Ülkemizdeki süt sığırcılığının işletme büyüklüklerinin yetersiz olması, aynı zamanda veterinerlik hizmetleri, yem, suni tohumlama ve hayvan ıslahı maliyetlerini yükseltmekte, sütün kalitesini düşürmekte, üretilen sütün toplanma ve pazarlanmasını güçleştirmektedir (Çelik, 2002). Tablo 7.12: Toptan ve Perakende Süt ve Süt Ürünleri Yıllık Fiyat Değişimleri (%) Perakende -çiğ süt fiyatlarındaki artış kıyaslandığında, 2002 yılı hariç hiçbir dönemde çiğ süt fiyat artışlarının perakende süt ve süt ürünleri fiyat artış oranlarının üzerine

çıkmadığı görülmektedir. Toptan -çiğ süt fiyat artış kıyaslandığında ise, 2002 ve 2006 yılları hariç hiçbir dönemde çiğ süt fiyat artışlarının toptan fiyat artışlarını geçmediği görülmektedir. Özellikle çiğ süt fiyat artışının tepkiyle karşılandığı 2007 yılında çiğ süt fiyat artışlarının, ne toptan fiyatlardan ne de perakende fiyatlardan daha fazla artmadığı görülmektedir. 2007 yılında fiyat artışlarına bakıldığında, toptan fiyatların perakende fiyatlara göre daha fazla arttığı görülmektedir. Özellikle süt sanayicileri halkımızın en çok tükettiği süt ürünü olan peynir fiyatlarında %32,9 artış yapmışken, perakende satış yerleri %90 civarında artış yapmışlardır (TZOB, 2008). Türkiye süt sektöründe ön plana çıkan işletmeler şunlardır: Günde 1.000-1.500 ton süt işleyenler: Sütaş Ülker Pınar Danone SEK Yörsan Dimes Günde 200-500 ton süt işleyenler: Kaanlar Bahçıvan Tahsildaroğlu Eker Muratbey Akbel Ekici Kaysüt Teksüt Günde 100 tona kadar süt işleyenler: Çavuşoğulları

İtimat Derya Akpınar Aygün Kebir Balkan Ballı Süt Çaycuma Cebel 7.5. Tekirdağ Süt ve Süt Ürünleri Sektörünün Genel Durumu Sektörün tanımı, AB nin Avrupa Topluluğunda Ekonomik Faaliyetlerin İstatistikî Sınıflaması (NACE Rev.2) na göre yapılmıştır. Bu kapsamda NACE kodu 01.41 olan Sütü Sağılan Büyükbaş Hayvan Yetiştiriciliği ile 10,5 kodlu Süthane İşletmeciliği ve Peynir İmalatı (taze sıvı süt imalatı, pastörize süt, tereyağı, yoğurt, krema, peynir ve çökelek imalatı) faaliyetlerini içermektedir. Tekirdağ ilinin süt üretiminde Malkara ilçesi ön plana çıkmaktadır. Tekirdağ ın toplam süt üretiminin yaklaşık %40 ı Malkara ilçesinde üretilmektedir. 2008 yılında Tekirdağ da 650-675 ton/gün olan toplam süt üretiminin 270 ton/gün luk kısmı Malkara ilçesinde üretilmektedir. Tekirdağ Damızlık Sığır Yetiştiricileri Birliği (TDSYB) yetkililerinden elde edilen verilere göre, 1 Haziran 2008 itibariyle il genelinde kayıtlı işletmelerin %34 ü Malkara da, %17 si Hayrabolu da %14 ü Merkez ilçede ve %10 u ise Saray da faaliyette bulunmaktadırlar. Tekirdağ da kayıtlı işletmelerin diğer ilçelere dağılımı ise şu şekildedir: Çorlu da %9, Şarköy de %6, Muratlı da %4 ve Marmara Ereğlisi nde ise %2 oranında işletme faal durumdadır.

Tablo 7.13: Tekirdağ İli Damızlık Sığır Yetiştiricileri Birliği İl Geneli İşletme ve Hayvan Varlığı İLÇE İşletme Sayısı SOY KÜTÜĞÜ ÖNSOY KÜTÜĞÜ İL GENEL TOPLAMI İnek Sayısı (Baş) Toplam Kayıtlı Sığır Sayısı (Baş) İşletme Sayısı İnek Sayısı (Baş) Toplam Kayıtlı Sığır Sayısı (Baş) Kayıtlı Toplam İşletme Sayısı Kayıtlı Toplam İnek Sayısı Kayıtlı Toplam Sığır Sayısı ÇERKEZKÖY 149 1807 4260 680 1995 3670 829 3802 7930 ÇORLU 176 1795 4199 1513 3797 7271 1689 5592 11470 HAYRABOLU 533 4154 10707 2694 6355 12415 3227 10509 23122 MALKARA 1036 10403 25848 5436 15848 30401 6472 26251 56249 M.EREĞLİSİ 33 407 935 429 779 1207 462 1186 2142 MERKEZ 394 3658 9268 2257 18741 35512 2651 22399 42604 MURATLI 85 1985 4661 608 1100 2035 693 3085 6696 SARAY 158 1507 3630 1720 4790 8979 1878 6297 12609 ŞARKÖY 97 716 1760 947 1586 3025 1044 2302 4785 TOPLAM 2.661 26.432 65.268 16.284 54.991 104.515 18.945 81.423 167.607 Kaynak: Tekirdağ Damızlık Sığır Yetiştiricileri Birliği (TDSYB), 2008.

7.6. Tekirdağ Süt ve Süt Ürünleri Sektörünün Elmas (Diamond) Modeli Rekabetçilik Analizi Süt ve Süt Ürünleri Sektörü konusundaki çalışmalardan yola çıkarak, öncelikle sektörün rekabet üstünlüklerini etkiyen Elmas modelinin başlıca alt değişkenleri belirlenmiştir. Daha sonra bu değişkenler, Elmas modeli çerçevesinde tek tek incelenerek söz konusu sektörün rekabetçi gücünün değerlendirilmesinde kullanılmıştır. Tekirdağ ilinin süt ve süt ürünleri sektörünün rekabetçilik gücünün analizinin sonuçları aşağıdaki şekilde özetlenmektedir.

Şekil 7.11: Tekirdağ İli Süt ve Süt Ürünleri Sektörü Rekabetçilik Analizi (Orta/0) DEVLET Devlet (Düşük) (-1) Türk Tarımının AB Ortak Tarım Politikası ile Uyumu (0) Konuyla İlgili Uluslararası Mevzuat (-1) Hayvancılıkla İlgili Ulusal Politika ve Düzenleyici Kurumlar (-1) Kayıt Dışı Ekonomi (-1) Teşvik Sistemi (-1) Standartların Eksikliği (-1) Bürokrasi Girdi Koşulları (Orta) Firma Stratejisi ve Rekabet Yapısı (Orta) (1) Markalaşma ve Pazarlama Stratejileri (-1) İşletmelerin Yapısı FİRMA STRATEJİSİ VE REKABET YAPISI Talep Koşulları (Orta) (-1) Dış Talep (1) İç Talep (-1) Farklılaşmış Ürünlere Talep (-1) İşgücü ve Kalifiye Eleman (-1) Mera ve Otlakların Durumu (0) Kaba Yem Durumu ve Besicilik (0) Hayvan Varlığının Özellikleri (1) Hammaddeye ve Pazara Yakınlık (1) Düve ve Suni Tohumlama (-1) Enerji GİRDİ KOŞULLARI İLGİLİ VE DESTEKLEYİCİ KURULUŞLAR TALEP KOŞULLARI (-1) Ar-Ge Çalışmaları (0) Diğer Sektörlerle İlişkiler (0) Sivil Toplum Kuruluşlarının Durumu (0) Finansal Kuruluşlar İlgili ve Destekleyici Kuruluşlar (Orta)

7.6.1. Girdi Koşulları (Orta/0) İlin süt ve süt ürünlerinin girdi koşullarını belirleyen alt değişkenler İşgücü ve Kalifiye Eleman, Meraların Durumu, Kaba Yem Durumu ve Besicilik, Hayvan Varlığının Özellikleri, Hammadde ve Pazara Yakınlık ve Düve ve Suni Tohumlama ve Enerji ve Lojistik başlıkları altında aşağıda incelenmektedir. İşgücü ve Kalifiye Eleman (Düşük/-1) İl yüksek orandaki işsizlik nedeniyle işgücü konusunda herhangi bir sıkıntı çekmemekle birlikte, hayvancılık sektörü ve süt üretimini profesyonelce yürütebilecek kalifiye eleman ve bilgi sıkıntısı çekilmektedir. Bunun başlıca nedenleri hayvancılık işletmelerinin küçük ölçekli ve genelde diğer hayvancılık ve tarımsal üretimle birlikte yürütülen geleneksel bir aile faaliyeti olarak görülmesinden kaynaklanmaktadır. Süt ürünlerini işleyen firmaların sahip olduğu makine, teçhizat ve ekipman dünya standartlarında olmakla birlikte, süt üreten işletmeler küçük ölçekte ve genellikle bilgi, tecrübe ve teknolojik yeniliklerden mahrum koşullarda üretim yapmaktadır. İl sınırları içinde faaliyet gösteren üreticilerin kamu kurumlarının verdiği eğitim programlarına karşı ilgisiz olmaları, bu tür eğitim programlarının kısa etkinlikler şeklinde yapılmasına neden olmaktadır. Diğer taraftan Tarım İl Müdürlüğü ve Tarım İlçe Müdürlüklerinde süt besiciliği konularında eğitim verebilecek nitelikte yeterli elemanda bulunmakta ve bu eğitimler yapılmaktadır. Benzer şekilde Ziraaat Odaları da Tekirdağ ili genelinde aktif olarak faaliyet göstermektedir. Kaanlar ve Ünal Peynircilik yetkilileri ile yapılan görüşmede, işletmenin daha çok kendi olanaklarını kullanarak süt üretimi ve korunması konusunda kendi personelini ve çevre köylerde anlaşmalı oldukları üreticileri eğitmeye çalıştıklarını ifade etmişlerdir. Mera ve Otlakların Durumu (Düşük/-1) Tekirdağ il genelinde meraların mevcut durumu kaliteli ve verimli süt üretiminin önünde engel olarak görülmekte olup meraların bir an önce ıslah edilmesi gerekmektedir. İlin özellikle Malkara bölgesi süt ve süt ürünleri sektörü için önemli bir merkez konumundadır. Ancak bölgede mevcut tarım arazilerinin çok parçalı olması nedeniyle süt üreticiliği daha çok kapalı ahırlarda ve genellikle hayvan sağlığını olumsuz etkileyecek şartlarda yapılmaktadır. Mera ve otlakların hem tohum hem de organik gübre bakımından ciddi eksiklikleri bulunmaktadır. İyi ülke örneklerine bakıldığında, ineklerin belli büyüklüklerdeki otlaklarda serbet dolaştığı ve hayvan sağlığı bakımından iyi konumda oldukları görülmektedir. İlde süt

üretimi ve hayvancılıkla uğraşan üreticilerin ve meslek örgütü yetkililerinin mera ve otlakların hem nitelik hem de nicelik olarak yetersiz kaldığına sürekli vurgu yapmaları da bu sıkıntının bir yansıması olarak değerlendirilmektedir. Kaba Yem Durumu ve Besicilik (Orta/0) Tekirdağ da kaba yemin hem arzı hem de fiyatı problem oluşturmaktadır. Arz tarafındaki sıkıntı kaba yem çeşit sayısının az ve arz edilen miktarın düşük olmasıdır. Diğer problem ise dünyada ve Türkiye de son yıllarda artan hububat fiyatlarına paralel seyreden yüksek kaba yem fiyatlarıdır. Süt üretiminin gelişmesini engelleyen bir diğer önemli faktör de yeterli ve kaliteli kaba yem temininde karşılaşılan zorluklardır. İlde yem fabrikaları bulunmakla birlikte, hayvan yetiştiriciliğinde yem önemli bir sıkıntı olmaya devam etmektedir. Sütün renk ve yağ oranı gibi kalitesini etkileyen faktörler kullanılan yem ile doğrudan ilgilidir. Üretilen yemlerin bir kısmında standartların üzerinde katkı maddesinin bulunması sütün kalitesinin ve dayanıklılığını olumsuz etkilemektedir. İldeki yem açığının çeşitli ot ve samanla kapatılmaya çalışılması, hem sütün verimini hem de kalitesini olumsuz yönde etkilemektedir. İldeki hayvancılığın maliyetlerini de artıran hayvan yeminin genel durumu süt ve süt ürünleri sektörünün girdi maliyetlerini de yükseltmektedir. Hayvan Varlığının Özellikleri (Orta/0) Süt ve süt ürünleri sektöründe en önemli girdi koşullarından birisi sektörün hammaddesi olan çiğ sütü üreten hayvan varlığıdır. Aşağıdaki tablo Tekirdağ ilinde faaliyet gösteren işletmelerde bulunan, süt ineği diye tanımlanan en az iki yaşında ve laktasyon döneminde bulunan hayvanların sayısını göstermektedir. Buna göre ortalama süt ineği sayısı bakımından en yüksek rakam Merkez ilçedeki işletmelerde bulunmaktadır. Merkez ilçeyi 5 adetle Çerkezköy, 4 er adetle Malkara ve Muratlı, 3 er adetle Çorlu, Hayrabolu, M. Ereğlisi ve Saray izlerken Şarköy de işletme başına düşen süt ineği sayısı 2 dir. Bu tablo, Tekirdağ daki süt üretimi yapan işletmelerin ölçek olarak çok küçük olduklarını ve dolayısıyla her bir işletmeden elde edilen sütün miktarının göreceli olarak az olduğunu göstermektedir.

Tablo 7.14: Tekirdağ İlinde İşletme Başına Düşen Süt İneği Sayısı İlçe İşletme Başına Düşen Süt İneği Sayısı ÇERKEZKÖY 5 ÇORLU 3 HAYRABOLU 3 MALKARA 4 M.EREĞLİSİ 3 MERKEZ 8 MURATLI 4 SARAY 3 ŞARKÖY 2 Tekirdağ Ortalaması 4 Kaynak: Tekirdağ Damızlık Sığır Yetiştiricileri Birliği (TDSYB) verilerinden hesaplanmıştır. Genel olarak hayvanların verim seviyesinin belirlenmesinde %30 genetik yapı ve %70 te bakım ve beslenme şartlarının etkili olduğu bilinmektedir (EVİGP, 2003). Dolayısıyla süt veya et veriminin artırılması, ya verimi daha yüksek olan kültür türlerin toplam hayvan varlığı içindeki oranının artırılmasıyla ve/veya modern yem sistemine dayalı geniş ölçekli hayvancılık işletmelerinin kurulmasıyla mümkün olabilmektedir. Tekirdağ daki kayıtlı hayvansal varlığın genetik kombinasyonu, ağırlıklı olarak süt verimi ülke ortalamasına göre yüksek olan ırklardan oluşmaktadır. Ancak inek başına süt verimi dünyanın önde gelen ülkeleri olan Fransa, ABD, Hollanda ve İsrail den daha düşük seviyededir. Yerli ırkların verimi ise oldukça düşük bir seviyede bulunmaktadır. Süt verimi ırka göre değişiklik göstermektedir. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) 2004 yılı verilerine göre saf ırkta laktasyon dönemi başına 3.881 kg; melez ırkta laktasyon dönemi başına 2.711 kg; yerli ırkta ise laktasyon dönemi başına 1.317 kg süt üretimi gerçekleşmiştir. İneklerin doğumdan sonra başlayan laktasyon dönemi 285-305 gün sürmektedir. Ülke ortalaması ise laktasyon dönemi başına 1.700 kg seviyesindedir. Yerli ırkın çok iyi bakım ve beslenmesi durumunda ancak 1.200-1.500 kg/yıl süt verebilmektedir. Buda ildeki süt verimliliğini artırmada hem modern besin sistemlerinin geliştirilmesine hem de ırk ıslahına ihtiyaç olduğunu göstermektedir. Tarım il ve ilçe müdürlüklerince yapılan suni tohumlama çalışmaları kayda değer bir iyileştirme sağlamış olmakla beraber, bu ıslah çalışmalarının hayvan popülasyonundaki genotip değişimi yeterince sağladığı söylenemez. Türkiye geneli ile mukayese yapıldığında Marmara Bölgesi ndeki hayvan varlığı özelliklerinin Türkiye ortalamasının çok üzerinde birinci sırada olduğu açıkça görülmektedir (Tablo 7.15). Yine de mevcut hayvan varlığının uluslararası düzeyde istenen seviyeye ulaşmış olduğu söylenemez.

Tablo 7.15: Türkiye İstatistikî Bölgelerinde Hayvan Varlığının Özellikleri BÖLGELER Bölge sığır varlığında Türkiye sığır varlığında bölgenin payı (%) genotiplerin payı (%) Kültür Kültür Irkı Yerli Irkı Melezi Genotip Kültür Irkı Kültür Irkı Yerli Toplam Melezi Genotip Sığır Ortakuzey 19,33 48,27 32,40 11,21 13,43 11,12 12,15 Ege 45,04 39,19 15,77 30,83 12,87 6,39 14,34 Marmara 47,60 47,47 4,93 15,71 7,52 0,96 6,91 Akdeniz 14,66 69,62 15,72 4,47 10,18 2,83 6,38 Kuzeydoğu 5,31 35,36 59,33 4,11 13,14 27,19 16,22 Güneydoğu 6,71 23,27 70,02 3,47 5,78 21,43 10,83 Karadeniz 12,01 48,96 39,03 7,83 15,31 15,05 13,65 Ortadoğu 12,47 47,47 40,06 5,76 10,52 10,94 9,67 Ortagüney 35,40 49,89 14,71 16,63 11,25 4,09 9,84 Türkiye 20,95 43,65 35,40 100 Kaynak: DPT, 2006. Hammaddeye ve Pazara Yakınlık (Yüksek/+1) Gıda sektöründe taşıma maliyetlerinin asgariye düşürülmesi ve kârın maksimizasyonu açısından, hammadde ve pazara erişim kolaylıkları büyük bir önem taşımaktadır. Bu açıdan Tekirdağ daki süt ve süt ürünleri sektörü değerlendirildiğinde, bölgedeki süt üretiminin mevcut süt ve süt ürünlerini üreten işletmeler için yeterli miktarda olduğu söylenebilir. İyi bir pazarlama ve dağıtım sisteminin kurulmasıyla, daha fazla üretime yetecek miktarda sütün yakın civardan temin edilememesi için bir sebep bulunmamaktadır. Tekirdağ ın Marmara bölgesini birbirine bağlayan ulaşım ağının üzerinde olması, çevre illere olan erişimini kolaylaştırmakta ve buralardaki pazarlardan bölgedeki diğer illere göre daha fazla yararlanabilme şansını doğurmaktadır. Bu bakımdan Tekirdağ ilindeki sektör hammaddeye ve pazara erişim anlamında önemli bir avantaja sahiptir. Düve ve Suni Tohumlama (Yüksek/1) Hayvancılıkta önemli bir yer tutan damızlık düve ve suni tohumlamanın Tekirdağ ilinde İl ve İlçe Tarım Müdürlükleri ile birlikte Damızlık Sığır Yetiştiricileri Birliği nin çabalarıyla önemli bir sorun olmaktan çıkarılmıştır. Ancak bölge genelinde saf ırk denilen ve yüksek verimli özellikler taşıyan hayvan ırklarına duyulan ilginin artırılması gerekmektedir. Bazı aileler hayvancılığı geleneksel yöntemlerle aile gelirine katkısı olsun diye yaptığı için hayvansal ırk sorunu çok önemli görülmemektedir. Tekirdağ ilindeki süt ineği yetiştiriciliği, hayvancılığın yaygın olarak yapıldığı Van, Muş, Amasya, Tokat ve Sivas illerine nazaran daha bilinçli bir yaklaşımla yapılmaktadır. Tekirdağ İlinde genellikle kültür ırkı olan Holstein hayvanlar

yetiştirilmektedir. Bunlar daha önce ithal edilen hayvanların yavrularından elde edilen ve suni tohumlama yöntemi ile genetik olarak geliştirilen hayvanlardır. Tekirdağ İlinde tohumlama rasyosu %90 civarında olup kaliteli sperma kullanımı yaygındır. Yapılan uygulamaların kayıtları Tekirdağ İli Damızlık Sığır Yetiştiricileri Birliği tarafından titizlikle tutulmakta ve hayvan yetiştiricileri bu yönde bilinçlendirilmeye çalışılmaktadır. Holstein ırkı süt verimi yüksek olasının yanında kombine verim yapısına sahip olup aile işletmeleri için uygun bir ırk olma özelliğine sahiptir. Ancak uluslararası düzeyde yapılan süt ineği yetiştiriciliği ile kıyaslandığında yapılması gereken iyileştirmelerin bulunduğu bir gerçektir. Enerji (Düşük/-1) Süt ve süt ürünleri sektöründe enerji, sütü işleyenlerin ve özellikle sütü dağınık yapıdaki üreticilerden toplayanların maliyetlerinde önemli bir girdi oluşturmaktadır. Süt işleme tesisleri elektrik ve/veya doğalgaz enerjisi kullandığı için enerjiye gelecek zamlar doğrudan maliyetleri etkilemektedir. Sektördeki en büyük enerji maliyeti ise sütü işleyenlerin süt üreticilerinden hergün kendi süt tankerleri ile süt toplarken kullandığı mazota ait maliyetlerdir. Ülkemizde özellikle son bir yılda akaryakıt ürünlerine yapılan zamlarla birlikte mazota dayalı lojistik ağına sahip süt ve süt ürünleri sektöründe enerji maliyetleri iyice artmıştır. Buna ek olarak 1 Temmuz 2008 tarihinden itibaren elektrik enerjisine uygulanacak olan %23 lük zam oranı 2, maliyetlerinde enerjinin önemli bir yer tuttuğu işletmeleri daha da zorlayacaktır. Dünyada son 2 yılda yaşanan yüksek emtia fiyatları küresel ekonomiyi çok çabuk etkilemektedir. Enerji fiyatları da doların değer kaybetmesi ve artan emtia fiyatlarından dolayı hızlı yükseliş eğilimine girmiştir. 7.6.2. Firma Stratejisi ve Rekabet Yapısı (Düşük/-1) Bireysel düzeyde firmanın izlediği stratejiler ve firmanın üstün olduğu tarafları, piyasadaki rekabet gücünü etkiler. İlde bulunan işletmelerin bu alandaki nitelikleri aşağıda değerlendirilmektedir. Markalaşma ve Pazarlama Stratejileri (Yüksek/+1) Markalaşma günümüzde gıda sektöründe pazarda yer almak ve ürünün cazibesini artırmak için giderek önem kazanan bir unsur haline gelmiştir. Markalaşma aynı zamanda süt gibi farklı özelliği fazla olmayan bir ürünün pazarda tanınmayan bir işletmenin olumlu bir imaj 2 Türkiye de elektriğin zamlandığı günlerde İsveç Hükümeti, İsveç'teki elektrik fiyatlarına %54'lük zam yaptığını açıkladı.