BURSA ÇARŞILARI YAŞAM FOTOĞRAFLARI ARAP ŞÜKRÜ SOKAĞI LUNAPARK PAZARDA YAŞAM MICHAEL JORDAN ASSOS SUALTINA YOLCULUK AYŞEGÜL İNCİ DUBLIN YAŞAM



Benzer belgeler
9. Sigarayı bırakma zamanı

Muhteşem Pullu

SULTAN IZZETTIN KEYKAVUS TÜRBESİ, 1217, SİVAS

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

1950 LERDEN GÜNÜMÜZE GELEN BİR ALIŞVERİŞ KOMPLEKSİ: BALIKESİR KASAP VE SEBZE HALİ. Gaye BİROL Yrd. Doç. Dr., Balıkesir Üniversitesi Mimarlık Bölümü

Kanserin sebebi, belirtileri, tedavi ve korunma yöntemleri...

Roma ve Bizans Dönemi Tarihi Eserleri. Ahmet Usal - Edirne Vergi Dairesi Başkanlığı

Edirne Çarşıları. Ahmet Usal - Edirne Vergi Dairesi Başkanlığı

Abd-i Kethüda (Cücük) Camisi

TÜTÜN ÜRÜNLERİNİN ZARARLARI PASİF ETKİLENİM

MEME KANSERİ. Söke Fehime Faik Kocagöz Devlet Hastanesi Sağlıklı Günler Diler

OLİMPA PARK PLUS TA plus 0212

Osmanlı nın ilk hastanesi:

Anneye En Güzel Hediye Olarak Ne Alınması Gerekir?

BURSA HANLAR BÖLGESİ NDE YER ALAN HANLAR, BEDESTEN VE ÇARŞILARIN DEPREM AÇISINDAN İNCELENMESİ

B unl a r ı B i l i yor mus unuz? MİTOZ. Canlının en küçük yapı biriminin hücre olduğunu 6. sınıfta öğrenmiştik. Hücreler; hücre zarı,

BAŞDURAK KEMERALTI TURİSTİK EL SANATLARI ÇARŞISI

Deniz Esemenli ile Üsküdar Turu 27 Ekim 2013, Pazar

TUR 1 - ĠSTANBUL KLASĠKLERĠ

Edirne Camileri - Eski Cami. Ahmet Usal - Edirne Vergi Dairesi Başkanlığı

KANSER TANIMA VE KORUNMA

ANKARA ÜNİVERSİTESİ ZİRAAT FAKÜLTESİ PEYZAJ MİMARLIĞI BÖLÜMÜ. Konu:14.YÜZYIL BEYLİKLER DÖNEMİ MİMARİSİ

ĐSTANBUL KÜLLĐYELERĐ (FATĐH / SULTAN SELĐM / ŞEHZADE MEHMET) TEKNĐK GEZĐSĐ RAPORU

42 I MİMARİ I HAMAMLAR. Hamamlar. Yazı ve Fotoğraf: İsmail Büyükseçgin /

Helena Center Helena Wood Art. Elegance of The Wood

Edirne Hanları - Kervansarayları. Ahmet Usal - Edirne Vergi Dairesi Başkanlığı

Kalem İşleri 60. Ağaç İşleri 61. Hünkar Kasrı 65. Medrese (Darülhadis Medresesi) 66. Sıbyan Mektebi 67. Sultan I. Ahmet Türbesi 69.

MİMARİ RESTORASYON ÖĞRENCİLERİ EĞİTİM GEZİSİ

ADANA SEYHAN - ULU CAMİ MEDRESESİ ULU CAMİ MEDRESESİ

Baş döndüren bir yaşam...

Tarihi Mekan... Çağdaş Konfor...

MERAKLI KİTAPLAR Kavramlar

Edirne Köprüleri. Ahmet Usal - Edirne Vergi Dairesi Başkanlığı

Sessiz Koza. Minehead de yer alan bu keyifli yaşam alanını tarif etmek için samimi, sıcak ve huzurlu demek yeterli...

TÜRKİYE KIRSALINDA KADIN

ΤΠΟΤΡΓΔΙΟ ΠΑΙΓΔΙΑ ΚΑΙ ΠΟΛΙΣΙΜΟΤ ΙΓΡΤΜΑ ΓΙΑΥΔΙΡΙΗ ΑΠΟΓΔΤΜΑΣΙΝΩΝ ΚΑΙ ΒΡΑΓΙΝΩΝ ΔΠΙΜΟΡΦΩΣΙΚΩΝ ΠΡΟΓΡΑΜΜΑΣΩΝ ΚΡΑΣΙΚΑ ΙΝΣΙΣΟΤΣΑ ΔΠΙΜΟΡΦΩΗ

1. görev İlk görevimize hoş geldiniz. Biliyorsunuz ki Sinan ilk görevinde şifreli mesajı çözdü ve Taksim Meydanı na gitmesi gerektiğini buldu. Sinan ı

2. İstanbul Boğazı 31 kilometre uzunluğundadır. 3. İstanbul Boğazı Asya ve Avrupa yı birbirinden ayırır. 4. İstanbul Boğazını turistler çok severler.

Dünya üzümden sadece şarap yaparken, biz ise üzümden sadece şarap değil, başka neler yapacağımızı göstermeye devam edeceğiz.

ÇANKIRI-ILGAZ (19-20 Şubat 2011)

Ramazanoğlu Medresesi: 1540 yılında yapılmış klasik Osmanlı medresesidir.

Merhaba! Daha önce söyleyen muhakkak olmuştur, biz yine de hatırlatalım; Mutluluk herkese çok yakışıyor

1. Kanalizasyon Altyapı Çalışmalarından Bozulan yolların Onarım ve yenileme çalışmalarının ikmali ( Yaklaşık m2 Kilit Parke çalışması )

ÇEVREMİZ VE BİZ 1.park 2.büfe 3.okul 4.banka 5.otel 6.market 7.alışveriş merkezi 8.kafe 9.hastane 10.köprü 11.nehir 12.kafe 13.spor salonu 14.

TEMEL, İLK 3 YILDA ATILIYOR!

YAZ 2015 SAYI: 305. şehir tanıtımı

OKULLAR YENİ YAŞAM ALANLARIMIZ

KANSER NEDIR? TARAMA YÖNTEMLERI NELERDIR? BURSA HALK SAĞLIĞI MÜDÜRLÜĞÜ KANSER ŞUBE DR.AYŞE AKAN

Hayal gücünüzden ilham alınarak inşa edilmiş bir yaşam.

MEME KANSERİ VE KENDİ KENDİNE MEME MUAYENESİ İSTANBUL SAĞLIK MÜDÜRLÜĞÜ 2009

İSTANBUL DA, İSTANBUL UN ÜSTÜNDE BİR YAŞAM!

YAŞAM. yeniden. `de TANIMLANIYOR

Uygulama yirmi dakika sürüyor ve hemen normal yaşamınıza dönebiliyorsunuz. "Kaşlarımın arasındaki çizgi beni aslında olmasamda, kızgın gösteriyor.

Ateş Ülkesi'nde Ateşgâh Ateşgâh ı anlatmak istiyorum bu hafta sizlere. Ateş Ülkesi ne yolculuk ediyorum bu yüzden. Birdenbire pilot, Sevgili yolcular

HAYATTAN KEYİF ALMANIZ İÇİN HER ŞEY DÜŞÜNÜLDÜ...

KONURALP TEKNİK GEZİ RAPORU

Meşe ağaçlarının içinde bir yaşantıya ne dersiniz?

Erçal Fındık Otomotiv San. Tic. A.Ş.

NESİLLER BOYU ANLATILACAK YENİ YAŞAM ÖYKÜNÜZ MY LİFE. Hayat şimdi Kayapa da başlıyor

232 NARLIDERE PREMIUM

Rahat Bir Hayat İçin Esnek Çözümler

Sigara sağlığa zararlı olmasına rağmen birçok kişi bunu bile bile sigara kullanmaktadır. En yaygın görülen zararlı alışkanlıkların içinde en başı

Kolon Kanseri Nedir? Prof. Dr Tahsin ÇOLAK. MEÜ Tıp Fakültesi. Kolorktal Cerrahi Ünitesi. Genel Cerrahi AD

TARSUS DA BİR GÜN...BELKİ DE İKİ... Adanalılar...Mersinliler...Gaziantep, Hatay ve Osmaniyeliler...Türkiye nin gezmeyi sever insanları...

Silivri. Kalite, tecrübe, yenilik... Yaşam boyu mutluluk

KADIN VE AİLE SAĞLIĞI HİZMETLERİ İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ SAĞLIK VE SOSYAL HİZMETLER DAİRE BAŞKANLIĞI SAĞLIK VE HIFZISSIHHA MÜDÜRLÜĞÜ

Ayrıca sinirler arasındaki iletişimi sağlayan beyindeki bazı kimyasal maddelerin üretimi de azalır.

KİTAP GÜNCESİ VIII. GELENEKSEL KİTAP GÜNLERİ SAYI:3

Sağlıklı besleniyoruz Sağlıkla büyüyoruz. Diyetisyen Serap Orak Tufan

"Nereden başlasam, nasıl anlatsam..."

yetmişinde bile, mesela, zeytin dikeceksin

ANKARA ÜNİVERSİTESİ ZİRAAT FAKÜLTESİ PEYZAJ MİMARLIĞI BÖLÜMÜ ANADOLU SELÇUKLU DÖNEMİ BAHÇELERİ

Eğer metabolizmanızda bir sorun varsa, başta kilo kontrolünüz olmak üzere vücudunuzdaki pek çok şey problemli hale gelir.

BİLECİKTE YATIRIMIN DOĞRU ADRESİ KAYI PLAZA.

GAYRİMENKUL GELİŞTİRME

SİVEREK'TE TARİHİ ESERLER VE CAMİLER

Gezdikçe Gördükçe BD TEMMUZ İzlen Şen Toker. Güzel ağaç adlı masal kasabası. lberobello

50 MİMARİ I TAHİR AĞA TEKKESİ TAHİR AĞA TEKKESİ. Yazı ve Fotoğraf: İsmail Büyükseçgin /

VI.ETAP ÇARŞI CADDESİ

Samm Hotel. Konaklama Sanatı

PERVARİ İLÇESİ. Siirt deki Kültür Varlıkları

Hisar Intercontinental Hospital

Bağdat Caddesi ne yakışan yüksek standartlar

ikonu bir yeşilçam (ev dekorasyon)

ÖZEL İSTANBUL ÜNİVERİSTESİ VAKFI ADIGÜZEL OKULLARI ÇEKMEKÖY ANAOKULU TAVŞANLAR SINIFI MAYIS AYI KAVRAM VE ŞARKILAR

NÖROMUSKÜLER HASTALIKLAR

OVER KANSERİ. Yumurtalık kanseri; Over tümörü; Over kanseri neden olur?

BALAT- FENER - CİBALİ KÜLTÜR GEZİMİZ

SELANİK HAMZA BEY CAMİSİ

Bağlıca nın En Kapsamlı Projesi

BOĞAZA. sevgiyle gülümseyen bir ev... Özlem ve Halit Akyürek ten Boğaz da bir restorasyon çalışması...

KUDÜS TE BULUNAN TARİHİ OSMANLI ESERLERİ

Beşiktaş Gazetesi. Günlük web Gazetesi Salkım Söğüt Saç

(22 Aralık 2012, Cumartesi) GRUP A Türkçe Ortak Sınavı Lise Hazırlık Sınıfı

HAYATI ŞİMDİ İSTEDİĞİNİZ GİBİ YAŞAYIN. Remley Land, bir Remley Grup projesidir.


Kelime anlamı olarak kanser, bir organ veya dokudaki hücrelerin düzensiz bir şekilde bölünüp çoğalmasıyla ortaya çıkan kötü urlara denir.

SELANİK ALACA İMARET CAMİSİ

YILBAŞI KATALOĞU. İyiliklerle dolu bir yıl dileriz...

Transkript:

www.dergibursa.com.tr Yıl:3 - Sayı:14 - Nisan 2013 - Fiyat : 7 G E Z İ - F O T O Ğ R A F - K Ü L T Ü R - S A N A T BURSA ÇARŞILARI YAŞAM FOTOĞRAFLARI ARAP ŞÜKRÜ SOKAĞI LUNAPARK PAZARDA YAŞAM MICHAEL JORDAN ASSOS SUALTINA YOLCULUK AYŞEGÜL İNCİ DUBLIN YAŞAM

1

arka plan Yıl: 3 Sayı: 14 / Nisan 2013 ISSN: 2146-1457 Yerel Süreli Yayın (2 Aylık) www.dergibursa.com.tr İmtiyaz Sahibi ve Yayın Yönetmeni Engin Çakır (Sorumlu) engincakir@photographica.com.tr Yazarlar Ayşegül Alkış, Dilek Şen, Emine Civanoğlu, Gökay Öngör, Özgür Çakır, Özlem Şenkoyuncu, Nazan Aşkalli, Serkan Duru, Sezai Evans Yayın ve Reklam Koordinatörü Emine Korku eminekorku@photographica.com.tr Yayıncı / Yapımcı / Yönetim Grafik Tasarım Photo Graphica Creative grafik@dergibursa.com.tr Fotoğraf Demet Argun Güngör, Engin Çakır, Özgür Çakır, Sezai Evans Çekirge Mah. Selvili Cad. No:12 Çelebi 2 Apt. D.1 Osmangazi / BURSA T. (0224) 233 87 11 www.photographica.com.tr Çorbada Tuzu Olanlar Enise Güleryüz, Korcan Karaoysal, Op.Dr.Vasıf Soysal, Op.Dr. Sena Kutucu, Op.Dr. Servet Yetgin Baskı www.furkanofset.com.tr Dağıtım www.seckurye.com.tr Dijital Yayıncılık www.dergibursa.com.tr Reklam İletişim reklam@dergibursa.com.tr T. (0224) 233 87 11 Dergi Bursa, Photo Graphica tarafından T.C. yasalarına uygun olarak yayınlanmaktadır. Dergi Bursa nın isim ve yayın hakkı Photo Graphica ya aittir. Yayımlanan yazı, fotoğraf ve konuların her hakkı saklıdır ve tüm sorumluluğu eser sahiplerine aittir. İzin alınarak ya da kaynak gösterilerek alıntı yapılabilir. Reklamların sorumluluğu reklam verenlere aittir. Dergi Bursa, Basın Meslek İlkeleri ne uymaya söz vermiştir. 2

3

plan plan öneriler tek karede bursa bursa dokusu yakın plan odak noktası sağlık eğitimin psikolojisi Film, müzik, kitap, web ve mekan önerileri Bursa dan yaşam kareleri Bursa nın çarşılarından yaşam izleri İçi dışı yaşayan fasıl kutusu - Arap Şükrü Sokağı Hayata acemi bir merhaba Uzman yazıları ile sağlık konuları Anne-baba ben nasıl oldum? - Ayşegül Alkış 8 16 22 38 46 54 60 d. armağansın Yaşamın içinden bir ses - Serkan Duru 62 kitabi serbest yazı havadan sudan köşe çizgi üstü teknoloji gezi-yorum detaylı bakış detaylı bakış uzaktaki yakın detay foto öykü foto öykü hayat hikayesi evrensel sanat armoni film şeridi g.zaman kipinde Bu şarkıyı da benim için çal - Emine Civanoğlu İş yaşamında eğitim şart - Özlem Şenkoyuncu Nehrin kıyısında - Nazan Aşkalli Yaşadıkça - Dilek Şen Sınırlı bir yaşam - Gökay Öngör Twitter eyaleti Yaşam iksiri dolu kadeh - Assos Batı ya en yakın Asya toprağı - Babakale Zeus un seyir terası - Zeus Altarı - Adatepe Köyü İrlanda yaşama çağırıyor / Dublin - Özgür Çakır Hayat; kırmızı, kocaman bir meyve - Emine Civanoğlu Hareketli bir yaşam - Lunapark İçi su dolu bir yaşam öyküsü - Manavgat / Karaburun En iyisi - Michael Jordan Hala yaşayan ritim - The Doors Zamanı tamir eden adamın kızı - Ayşegül İnci Başroldeki tatlı hayat - Federico Fellini Zamanın tuş ettikleri - Daktilolar 64 66 68 70 72 74 76 88 90 94 110 120 122 130 136 140 146 150 www.dergibursa.com.tr 4

5

editör notu Yaşamın kaynağındaki Yaşam ya da hayat. İster biyolojik ister kimyasal reaksiyonlar veya bir sonuç olarak bir dönüşüm sergileyen bazı biyolojik süreçleri gösteren tüm organizmaların ortak özelliği yaşamaları... Yaşamın en önemli özelliği ise gelişmeye ve üremeye yani çoğalmaya müsait olması. Tüm varlıkların yaşadıkları süre boyunca kazandıkları deneyimler ve yaşadıklarının bütünüdür aslında yaşam. Canlı bilimi Biyoloji tüm gezegeni kaplayan küresel boyuttan, hücre ve molekülleri kapsayan mikroskobik boyuta kadar canlıları etkileyen önemli tüm dinamik olayları masaya yatırıyor. Peki ya bu canlıların yaşarken neler hissettiğini kim düşünecek? Psikoloji dediğinizi duyar gibiyim. Ancak benim demek istediğim biraz daha farklı. Doğum ile ölüm arasında geçen sürede etrafımızdaki her şey ile bir iletişimimiz oluyor. Her bir temasın insana ruhani ve fiziki boyutlarda etkileri oluyor. İşin fiziki yanını büyük oranda çözebilseler de ruhani boyutta gelişebilecek herhangi bir sonuç önceden kestirilemiyor. Kimileri enerji ve maddenin işlenmesi, vücudu oluşturan maddelerin sentezlenmesi, yaraların iyileşmesi ve tüm organizmanın çoğalması gibi fiziki sonuçları çeşitli şekilde tanımlayabiliyorlar. Ancak içimizde kopan fırtınalar diye basitçe tarif edebiliyoruz olanları. Kimisinin fırtınası çabuk geçiyor kimisininki yıllar yıllar sürüyor. Hayatın gizli yanları, geçmişte tüm insanoğlunu etkilediğinden; insanın fiziksel yapısı, bitkiler ve hayvanlar hakkındaki araştırmalar tüm toplumların tarihlerinde yer buldu. Bu ilginin bir kısmı, insanların hayata hükmetme ve doğal kaynakları kullanma isteğinden geliyordu bence. Ama esas sorun soruların peşinden koşma ile ilgiliydi. Hep denir ya hayatın sırrını mı söyleyecek diye. İşte tam o mesele. Bence sırrını bulamasak da aramaya devam ediyor olmamız bile bir gizem barındırıyor. Gerçi karmaşık da olsa basit de olsa herkes için cevap birbirinden farklıdır. İnsanlara birçok sorunun cevabını veren bu arayış yaşamın sürmesini hem kolaylaştırdı hem karmaşık psikolojilerimize iyi geldi hem de yaşamın sırrına odaklandığımız merakımızı perçinledi. Organizmaların yapıları hakkında bilgi kazandık, yaşam standartlarımız günden güne yükseldi. Ama çözemediğimiz birçok konu da varlığını sürdürüyor. Bence bu arayışın temelinde doğayı kontrol etme isteğinden çok, onu anlama isteği yatıyordu. Arzumuz hep yaşam kaynağı ile alakalı oldu. Konunun çözümüne en yakın gördüğüm nokta ise felsefe ve dini yaklaşımlar. Kendi yaşamını anlamlandırmaya çalışıp yaşam soyutlaması yapma gayretinde olan felsefe ve dinler bile işin içimizdeki fırtınalar boyutuna çok da yaklaşamıyor bence. Yaşamı farklı bakış açılarıyla tanımlamaya, açıklamaya çalışan üzerine birçok tartışma sürdüren o kadar çok insan tanıdım ki. Diğer bir ifade ile onlar da felsefe yapıyorlardı. Kimisi yaşamın amacının ruhsal bir tekamül olduğunu söylüyor, kimileri ise yaşamın bir anlamı olması gerektiği konusunda kuşkuluyum diyordu. Ama dedim ya herkesin cevabı kendisine. Yaşamın kaynağı, anlamı üzerine yeterince bilgi sahibi olmadığımızı düşünüyorum. Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmanın da çok bir anlamı bulunmadığına göre; ironili bir şekilde ben de kendi fikrimi söylemeliyim. Basitçe konuların özüne bakmak gerekir diye düşünürüm hep. Hiçbir şey ihtiyaç olmadan oluşmaz. Bu birinci tespitim. İkinci tespitim ise her şeye değişim sağlatan güneşin, aradığımız cevaba oldukça yakın olduğu. Işık hem üretimi sağlıyor hem gelişimi. Aramızda bir bağ oluyor. Görmemizi sağlıyor. Umutlarımızı bile ışıkla tanımlıyoruz. Bu demek oluyor ki işin ruhani yani içimizdeki fırtınalar boyutuna da cevap veriyor. Karanlık kötülüğü simgeliyor ama ışık iyiliği. Bu tezimi besleyecek onlarca argüman bulmak mümkün ama mutlak doğru mudur, bunu söylemek imkansız. Ama benim cevabım bu; sanıyorum biraz da fotoğrafa aşık birisi olmamdan. Ben de her fani gibi hayat hakkındaki arayışımı ve bulduğum cevabı paylaştım sizlerle. Ama ışığı hiç hissetmeyenler de var, bu da benim tezimin boşluğu. Uzun lafın kısası; hayat tanımlanamayacak kadar belirsiz çünkü hakkında 6 milyar insan bile doğru dürüst bir cevap bulamıyor. Bize düşen bize sunduğu zaman kadar onun tadını çıkarabilmek, bunun yolu da paylaşmaktan geçiyor. Bu sayıda sizin için yaşamdan sayfalar hazırladık. Keyifli okumalar. https://twitter.com/#!/editornotu Engin Çakır 6

7

film önerileri Hayat Güzeldir Roberto Benigni 1997 - İtalya Dram, Komedi, Romantik Yedi Yaşam Gabriele Muccino 2008 - ABD Dram 127 Saat Danny Boyle 2010 - ABD, İngiltere Dram İngiliz Hasta Anthony Minghella 1996 - ABD, İngiltere Dram, Romantik, Savaş Patch Adams Tom Shadyac 1998 - ABD Biyografi, Dram, Komedi, Romantik, Tarih Cinderella Man Ron Howard 2005 - ABD Dram, Spor Bir Gün Lone Scherfig 2011 - ABD, İngiltere Dram, Romantik Umudunu Kaybetme Gabriele Muccino 2007 - ABD Aile, Biyografi, Dram Açlık Oyunları Gary Ross 2012 - ABD Aksiyon, Dram, Gerilim, Gizem, Romantik, Schindler in Listesi Steven Spielberg 1993 - ABD Biyografi, Dram, Tarih Uyanışlar Penny Marshall 1990 - ABD Biyografi, Dram 8

mekan kaşifi Dünya mutfaklarının en lezzetli ve sağlıklı olanı kuşkusuz Uzak Doğu Mutfağı... 1997 den beri birbirinden lezzetli ve farklı Uzak Doğu yemeklerinin en gözdelerini sunan SushiCo, şimdi de 23. şubesi ile Bursalıların hizmetinde. Korupark AVM Sinema Katı T. 241 54 90-91 www.sushico.com.tr Paket Servis: 444 78 74 9

albüm önerileri Carole King Her greatest hits Göksel Bende bi aşk var Adele 21 Yasmin Levy Libertad Mor ve Ötesi Güneşi beklerken Mabel Matiz Yaşım çocuk Cafe de Beyoğlu Violins Piano The Rolling Stones Grrr! Levent Yüksel Topyekün Ayşegül İnci Zamanı tamir eden adam Taylor Swift Red 10

11

kitap önerileri Yaşamın Özüne Dokunmak Mine Kasman Yaşama Yerleşmek Üstün Dökmen Bir Türk Ailesinin Öyküsü İrfan Orga Yaşam Tehlikelidir Andy Mulligan Yaşama Sanatı R.Sibel Yolak Gerçek Yaşam Öyküleri Ayşe Şen Yaşam Dönüşümdür Victor Ananias Yaşama Sanatı Andre Maurois Yaşamak Şart Ayça Akın Yaşamla Buluşmak J. Krishnamurti Yalınayak Yaşamak Alan Pauls 12

13

web önerileri www.binbirkunduz.com www.hayatmelodisi.blogspot.com www.2noktayanyana.blogspot.com www.gizliteras.com www.kirpininyeri.com www.cokabook.blogspot.com www.herbirenk.blogspot.com 14

15

tek karede bursa Kıştan hatıra hayat dolu bir kare Uludağ, Bursa - 15.03.2008 16

17

tek karede bursa Hoşgeldin bahar Reşat Oyal Kültürparkı, Bursa - 31.03.2012 18

19

tek karede bursa Bursa da yaşam keyif demektir İznik Gölü kıyısı, Bursa - 17.03.2012 20

21

22 bursa dokusu

Bursa nın çarşılarından yaşam izleri Çarşıların tarihi, Bursa nın tarihidir. Geçirdiği evreler, yaşadığı depremler ve yangınlar; Bursa nın ve Bursalıların geçmişidir. En çok onlar etkilenmiştir ve gelecekte yine onlar etkilenecektir. Tarihi Çarşılar ve Hanlar Bölgesi nin UNESCO Dünya Mirası Listesi'ne aday olması, yeniden doğuş sürecini de beraberinde getiriyor. Fotoğraflar: Demet Argun Güngör, Engin Çakır 23

bursa dokusu Bursa çarşılarını anlatırken söze Bursa insanı ile bağlarından başlamak gerekir. Alışverişini burada yapıp, karnını burada doyurup, dininin gereklerini burada yerine getirip belki de hayatındaki pek çok duyguyu burada yaşayan Bursa insanı için Bursa çarşıları ve orada yaşananlar fark ettiğimizden çok daha değerlidir. Örneğin esnaf kültürünü burada yaşayabilirler. Bir yudum çayın etrafında günün tüm stresinden uzaklaşabilirler. Her türlü ihtiyacını Tarihi Çarşılar ve Hanlar Bölgesi nde temin edebilirler İpeklerin rengârenk dokusunda İpek Yolu na gidip geri gelebilir, dükkân dükkan gezip kendisine en yakışanı bulup giyebilirler. Ulu Cami nin mistik havasının ardında ve etrafında şekillenen bu büyük çarşı, Bursa nın ve Bursa insanının hem toplanma noktasıdır hem de birçok şeyden kaçış noktası Bu bölge; yöre insanının ticaret kaynağı, kültürü, geçmişi, ihtiyaçları, belleği ve sahip çıktığı dır. Yangınlara ve depremlere rağmen, yaşayan mirastır Bursa çarşıları. Osmanlı Beyliği Bursa yı fethettiğinde, Bursa yı askeri üs olarak kullanmayı planlamıştı. Ancak zamanla hanlar, hamamlar ve Tahtakale nin oluşumuyla şehrin yeni aksi görünmeye başlamıştı... Tahtakale den aşağıya doğru oluşan Uzun Çarşı zaman içerisinde Kapalı Çarşı nın temellerini atmıştı. Yüzyıllar içerisinde büyük depremler ve yangınlar geçiren tarihi çarşılar tarihe yenik düşmemiş ve bugünkü görünümünü sahip çıkmıştı. Çarşılar tarih içerisinde birkaç kez tamamen yanmış fakat küllerinden tekrar hayat bulmuştu. 1958 yılında yanan çarşının gazetelerde yer alış şekli bile Bursa için önemini açık bir şekilde gözler önüne seriyordu: Bursa ya felaket çöktü. Tarihi çarşılardaki alışveriş kültürünün ardında tarihi bir doku da saklı... Her ara sokağından tarih kokan bu yapılanma; Osmanlı çarşı kültürünü iyi bir şekilde yansıtan, Bursa nın ticaret ve alışveriş vitrinlerinin baş tacı denebilir... Öyle ki Osmanlı nın ünlü lonca yapılanmasına da örnek teşkil ediyor. Birçok meslek yıllarca çarşı dokusu içerisinde hayatta kaldı... Tarihi Çarşılar ve Hanlar Bölgesi nin geçmişten taşıdıkları, Bursa yı anlatan bir kimlik adeta... Sepetlerdeki el işi işlemeler, doğal ipekten örtüler, eşarplar, kravatlar, elbiseler; bedestenden işçiliğin kendini gösterdiği gerdanlıklar, yüzükler ve göz kamaştıran altın ya da gümüş takılar Bakır ya da gümüşten işlemeli kurnalar, tepsiler, birbirinden değerli ayna taçları; hala el emeğiyle hazırlanan masa örtüleri, çeşit çeşit ayakkabılar, mobilyalar, perdeler, hacı malzemeleri, biblolar ve birbirinden güzel pek çok kumaş tarihi çarşıların kapalı kutusunun içinde sakladıklarından sadece bazıları. Kısaca tanımlamak gerekirse bir insanın ihtiyacı olan her şey, şehrin atardamarında can buluyor. Tarihi çarşıların farklı ve insanı büyüleyen özelliklerinin başında ise karmaşık görünümünün içerisinde gizlediği düzendir Yorgancıların çarşısı bir yerdedir, ayakkabıcılarınki bir yerde, kuyumcuların çarşısı Bedesten bir yerde Herhangi bir noktasından içerisine girdiğinizde saatler sonra Bursa nın başka bir noktasında bulursunuz kendinizi. Bursa nın yeni gelişen alafranga yapısının aksine, alaturka bir kültüre ortak olur ve çarşıların geçmişten taşıdıklarına dokunursunuz Uzun Çarşı nın ardından vücuda gelen Kapalı Çarşı nın devamı, zaman içerisinde adım adım geldi. Orhan Gazi zamanında hanların araları çatı ile kapatıldı. Daha sonraki yıllarda Sahaflar, Aktarlar, İvaz Paşa, Gelincik, Sipahiler, Karacabey (Yorgancılar, Sandıkçılar) ve Eski Bakırcılar çarşıları eklendi. 1958 yılında tamamen yanan Kapalı Çarşı yeniden inşa edildi. İlk halinde olduğu gibi tek katlı olarak değil; alttan zemin kat, sokak seviyesinde ve yolların iki tarafında dükkanlar ve dükkanların üst katları olarak inşa edilmişti. Çarşının üstü de modern bir şekilde kapatıldı. 1855 depreminde yıkıldıktan sonra üstü açık kalan İvaz Paşa ve Eski Bakırcılar çarşıları da 1960 yılında restore edilerek üstleri kapatıldı. Günümüzde içinde barındırdığı Kuyumcular Bedesteni, Yorgancılar Çarşısı, Ayakkabıcılar Çarşısı, Mobilyacılar Çarşısı ile Kapalı Çarşı alışveriş ve ticaretin yeniden nefes aldığı haline geldi. Üst katta 50, alt katta 45 olmak üzere toplam 95 odası bulunuyor. Üst katta bulunan odaların tamamı ipek ve ipek ürünleri satan dükkanlar olarak kullanılıyor. Üst katta güneye açılan bir kapısı ile alt katta Orhan Cami tarafına, Tuz Pazarı na açılan kapıları bulunuyor. Kuzeye açılan büyük taş kapısı firuze çinilerle süslü. Avlusunda altı şadırvan olan kubbeli bir mescit bulunuyor. Günümüzde Kozahan'ın iç avlusu insanların dinlenebilecekleri kafeterya ve çay bahçesi olarak düzenlenmiş durumda. Elbette ki birçok han da aynı işlevi üstlenmiş durumda. Orhan Gazi nin yaptırdığı ve ilk bedesten olarak bilinen Emir Han ın yetersiz kalması üzerine, Yıldırım Bayezit tarafından 14. yy ın sonunda yapılan 100 dükkânlı Bedesten, günümüzde Kapalı Çarşı nın kalbini oluşturuyor. Kentin merkezindeki Emir Han, Koza Han, Geyve Han gibi hanların aralarının zaman içinde çatı ile kapatılarak oluşturulan Kapalı Çarşı; daha sonraları Sahaflar, Aktarlar, Yorgancılar, Sandıkçılar, Kuyumcular, Kavukçular, İplikciler, Sipahiler ve Bakırcıların ilave edilmesiyle genişletildi. Dükkanların çoğu kuyumculuk ya da döviz üzerine satış yapıyorlar. Son dönemde Büyükşehir Belediyesi tarafından açıklanan süreçler ise Bursa ve Bursalıların değerlisi çarşılar için oldukça umut verici. UNESCO Dünya Mirası Listesi'ne aday olan Tarihi Çarşılar ve Hanlar Bölgesi nin tümüyle yenilenmesini öngören projenin ihalesi yapıldı. Sonbahar aylarında tamamlanacak çalışmalarla çarşıların, Bursa ya yepyeni bir vizyon katması hedefleniyor. Her gün yerli ve 24

25

26 bursa dokusu

yabancı binlerce kişinin ziyaret ettiği çarşılar tepeden tırnağa yenileniyor. Diğer bir ifade ile bu çalışmalar tüm çarşıları vizyon bölge haline getirecek. 1958 deki yangından bu yana topyekün tadilat görmeyen çarşıların zaten ıslah edilmesinin zorunluluk haline geldiği de aşikar. Başta çatılar olmak üzere cepheler, zemin, giriş ve çıkışlar değişecek. Çatılar çini desenli olarak hafif metalden özgün mimariye uygun şekilde yapılacak. Cepheler traverten taş kaplama ve vitrinlerle birlikte tümüyle yenilenecek. Tabelalar tek tip ve düzenli hale getirilecek. Çalışmalar tamamlandığında, tarihi çarşılar Bursa ya yakışır hale gelecek. Atatürk, İnönü ve Cumhuriyet caddelerindeki cephe yenileme çalışmaları ve düzenlemelerini de düşünürsek Bursa merkezdeki çarşılar oldukça farklı bir seviyeye ulaşmış olacak. Bir diğer çarşı olan Tarihi Irgandı Köprüsü nü de beraberinde düşünürsek, birçok otelin ve alışveriş merkezinin açıldığı Bursa, turizmin Türkiye deki atardamarı haline gelecek. Bursa nın çarşıları saymakla bitmiyor ancak belli başlıları şunlar: (Kaynak: www.btch.org.tr, Raif Kaplanoğlu, www.bursa.bel.tr, Çarşının Öyküsü-Bursa Kitaplığı) Bakırcılar Çarşısı Yapılan araştırmalar, Anadolu da bakırcılığın gelişiminin çok eski tarihlere dayandığını, bakır cevher yataklarının eskiden beri işletildiğini doğrular. Anadolu sanatında önemli bir yeri olan bakır, süslemeye de çok elverişli bir madendir. Ayrıca en çok kullanılan maden de bakırdır. Kapı tokmakları ve süslemelerinin, mutfak araçlarının, takıların, müzik aletlerinin, hayvan koşumlarının, tarım araçlarının ve mimaride kullanılan araçların yapımında kullanılır. Bursa daki bakırcıların daha çok güğüm ve mangalları karakteristik özellikler gösterir. Bursa daki bakırcılar, bugün de aynı adla anılan Bakırcılar Çarşısı nda etkinlik göstermekteydi. Kadı sicillerinde bu çarşı adına sıklıkla rastlanıyor. 1760 yılında çıkan yangında, çarşıdaki ev ve dükkanlar tahrip olmuştu. Eskiden tüm torna atölyeleri de bu çarşıda bulunurdu. Çarşı, 1958 yılındaki yangında yanmasına karşın, büyük ölçüde aslına uygun biçimde onarıldı. Ancak ahşap olan tonozları betondan yapıldı. Özellikle doğudaki Taç Kapısı nda, oldukça güzel bir tuğla işçiliği bulunuyor. Çarşının kuzey tarafında, yuvarlak kemerli alt kat dükkanları var. Geneli Konfeksiyon üzerine satış yapıyor. Tahtakale Çarşısı Bursa'nın en eski çarşılarından biri olan Tahtakale, kendi adıyla anılan mahallenin can damarıdır. Eski Köylü Pazarı nın da kurulduğu Tahtakale, Bursa'nın tarihî ve kültürel kimliği açısından büyük öneme sahiptir. Osmanlı dan önce Bizans döneminde Taht-El Kale olarak geçen bölge atların bağlandığı yer olarak kullanılıyordu. Aynı süreçte atlar için revir olarak kullanılıyordu. Osmanlı dönemi ile birlikte şehir kale dışına taşınmaya başlandığında bu bölgede bir mahalle ve çarşı ortaya çıktı. Taht-el-kale isminden dönüşen Tahtakale ismi Kale Altı anlamına gelir. Osmanlı döneminde bölgede tenekeciler, kasaplar, sakatatçılar, zahireciler vardı. Babadan oğula esnaf anlayışı halen devam etmekte olan bölgede 75-125 yıl arası aynı yerinde faaliyet gösteren 3 nesildir devam eden esnaflar halen bulunur. 1855 Bursa depreminden sonra Tarihi Tahtakale Hanı yapıldı. Esnafın yoğun talebine istinaden surların altıda dükkan olarak yapıldı. 2.Dünya Savaşı evveli Karacabey ovasında leylekler ile kartalların kavgası olmuş, buna istinaden halk kıyamet mi kopacak diye düşünmüştür, neticesi 2.Dünya Savaşı çıkmıştır. Karacabey'de meydana gelen bu olayda yaralanan leylekler Tahtakale'ye getirilmiş, bölgede bir leylek hastanesi kurulmuştur. Esnaf, leylekleri kendi elleri ile beslemişlerdir. Bursa'nın en iyi meyvesi, sebzesi, süt ürünleri, eti, balı her zaman burada satılmaktaydı ve buna istinaden Bursa'nın zengin kesimi halk deyimi ile Bursa sosyetesi buradan alışveriş yapardı. Merinos Fabrikası açılışına gelen Atatürk'ün Mudanya'ya demirleyen gemisine katırlarla buzlar içinde etler buradan gitmişti. 1958 Kapalı Çarşı yangınından sonra Kapalı Çarşı esnafı bölgeye rağbet etmiş ve bölgenin değeri artmıştır. 1998 yılında Tahtakale Hanı nda çıkan yangın ile han tamamen yanmıştır. Bu bölgede sancıları halen hissedilen bu yangın, bölgeye rağbeti azaltmıştır. Tahtakale de hala aynı mütevazi esnaf kimliği ile etin, peynirin, balın, sebzenin, meyvenin ve birçok ürün satılır. Uzun Çarşı Kapalı Çarşı nın devamında, açık olarak bulunan çarşılar vardır. Önceleri Bursa çarşısı Kapalıçarşı dan Tatarlara kadar uzamaktaydı. Bugün de, Batpazarı na doğru uzanan çarşılara Uzun Çarşı adı veriliyor. Bu çarşıda sırasıyla elbiseciler, şekerciler, ayakkabıcılar ve bıçakçılar vardı. Bugün elbiseciler, ayakkabıcılar ve bıçakçılar kısmen bulunurken, şekerciler yoktur. 1927 yılında, İl Genel Meclisi görüşmelerinde Uzun Çarşı nın üzerinin kapalı olduğu ve açılması kararlaştırılır. Belgelere göre Uzun Çarşı; Tahtakale den Batpazarı ve Yiğitköhne Cami nin yanında bulunan Galle Pazarı na kadar uzamıştı. Bu çarşı daha sonraki yıllarda Bursa ya yetmediğinden başka yerlerde de yeni çarşılar kurulmuştur. İkinci önemli çarşı da Atpazarı nda bulunmaktaydı. Dükkanların geneli giyim üzerine satış yapıyor. Eski Aynalı Çarşı Orhan Külliyesi nde bulunan bir hamamdı. Koza Hanı nın yanında, ama ondan önce, 1339 yılında Orhan Bey tarafından Tophane deki Manastır Medresesi ne gelir sağlamak amacıyla yaptırılmıştı. Çifte hamam sınıfından olan hamamın duvarları kesme taş, kubbe kasnakları üç sıra tuğla, bir sıra kesme taş ile örülmüştür. Bir kenarı on iki metre, kare planlı soyunmalık bölümünden ılıklık bölümüne geçilir. Soyunmalık bölümünün üzerinde bir büyük kubbe vardır. Hamamda dört 27

bursa dokusu eyvan ile dört halvet odası bulunur. 1584, 1678 ve 1962 yıllarında onarılan hamam, son onarımdan sonra çarşıya dönüştürülmüştür. Orhan, Bıçakçılar, Kadınlar, Hallaçlar Hamamı adıyla da anılmış olan hamam, bugün daha çok antikacıların bulunduğu Aynacılar veya Karagöz Çarşısı adıyla biliniyor. Aynacılar Çarşısı denmesinin sebebi son onarımdan sonra bu çarşıya gelen bir tüccarın, çarşı duvarlarına ayna astırmasıdır. Hamamın çarşıya dönüştürülmesi sırasında bazı değişiklikler olmuş, tümüyle hamam özelliğini yitirmiştir. Kurnaları da kaldırılmıştır. Okçular Çarşısı En eski çarşılardan biri olan Tarihi Okçular Çarşısı İnönü Caddesi ile Gümüşçeken Caddesi arasında kalan yaklaşık 200 metrelik bir çarşı. Alacamescit Mahallesi sınırları içerisinde yer alan çarşının doğusunda Kayhan Çarşısı, batısında Tuz Pazarı bulunuyor. Nalıncılar Sok. Kütahyalılar Sok. Hamam Sok. Gümrük Sok. Bıçakcılar Sok. Okul Sok. ve Okçular Sok. çarşının 7 ayrı kolu ve kapısı konumunda. Tarihi Çarşılar ve Hanlar Bölgesi nin 1500 metrelik ana aksı üzerinde yer alan çarşı, Heykel önüne, Ulu Cami ye, Kapalı Çarşı ya, metro istasyonlarına ve Kocaahmet Otoparkı na yakınlığı ile alışverişe uygun konumda yer alıyor. 14.yüzyılın sonlarına doğru oluşan çarşı ve Şerafeddin (Alacamescid) Mahallesi günümüze kadar varlığını sürdürebilmiştir. Özellikle Osmanlı ordusunun ok, bıçak, kılıç ve postal ihtiyacının çarşıdan karşılandığı tarihi belgelere dayanır. (1516 yılında 250.000 ok siparişi) Yine çarşının ismindeki ok yapımındaki ustalığından geldiği rivayet edilir. Yüzlerce yıldır varlığını sürdüren tarihi çarşıda onlarca sivil mimari örneği yapının yanı sıra 1.Murat Hüdavendigar döneminden Kütahya (Çukur) Han ve Şerafettin Paşa Camisi (Okçular Camii) ve Nalıncılar Hamamı ile Fatih döneminden Karakadı Camisi bulunur. Son 25-30 yıl öncesine kadar çarşı ve civarında her türlü ev, tarım ve kişisel ürünlerin (özellikle bıçak ve ayakkabı) imalatı ve satışları yapılırken bugün genellikle kişisel ürünlerin ticareti ön planda... Dükkanların geneli konfeksiyon ve ayakkabı üzerine satış yapıyor. Tuz Pazarı Adından da anlaşılacağı gibi tuz satılan pazarmış zamanında. Çoğunluk gıda üzerinedir. Tavukçular, sakatatçılar, peynirciler, zahireciler, balcılar, cevizciler, kestaneciler vardır. Önünde kurulan sürekli pazar yeri ile Tarihi Çarşı ve Hanlar Bölgesi ndeki en hareketli yerdir. Sebzenin, meyvenin, balığın en tazesi, çerezin, bakliyatın, süt ürünlerinin en iyisi bu pazarda sergilenir. Gümüşçüler Çarşısı Ulu Cami nin hemen karşısındadır. Sultan Yıldırım Bayezıt döneminde, Ulu Cami ye vakfedilmek amacıyla yaptırılmıştır. Bugün Kuyumcu Hamamı olarak da anılır. Söylenceye göre, hamamın yapımı sırasında taş taşıyan işçilerden birinin sürekli olarak, taşları camiye götürdükten sonra geri getirmesi sultanın dikkatini çekmiş. Sorunca da cenabet olduğu için kutsal bir mekâna taşları koyamadığını söyleyince, buraya hamam yapılmıştır. Duvarları moloz taşından örülmüş olan hamam, çeşitli felaketler nedeniyle çok yıpranmıştır. Hamam küçük ve tektir. 1707, 1551 ve 1718 yıllarında esaslı onarım gören hamam, uzun yıllar bakımsız bir durumda depo olarak kullanılmıştır. Soğukluğun üzeri 7 metrelik bir kubbeyle örtülüdür. Soğukluktan, sekiz dilimli bir göbek taşının bulunduğu bölüme girilir. Buradan da iki halvet odasına girilir. Bugün şahıs malı olup, tamir edilen hamam, halen işyeri olarak kullanılıyor. Hamamın çok uzun yıllar kahvehane olarak kullanıldığı eski gravürlerden anlaşılıyor. Hamam, yakın zamanlara kadar kahvehane özelliğini sürdürmüştü. Şimdi daha çok gümüşçülerin bulunduğu bir işyeri olmuştur. 1976 yılındaki gazete haberlerine göre Bekârlar Hamamı olarak anılıyormuş. Kayhan Çarşısı Bursa nın en önemli çarşılarından Kayhan da birçok kez yangın çıkmıştır. Hatta Bursa yangınlarının çoğu buradan çıkmaktaydı. Bunun nedeni, bugün bile mahallede bulunan demirci ve bıçakçıların ocaklarıydı. Çarşının Selçuk Hatun vakfı olduğu anlaşılıyor. Burada bazı günler sebze pazarları da kurulurmuş. Çevresinde ve Kapalı Çarşı ya doğru ise, Bursa nın ünlü bıçakçıları varmış. Bıçakçılar bugün halen aynı yerde faaliyetlerini sürdürmekteler. Evliya Çelebi bu çarşıda, yemiş pazarcılarının dükkânlarını meyve dalları ile süslediklerini yazar. Mevcut 11 pideli köfteci, 2 köfteci, 5 pideci, 3 kuruyemişçi, 3 lokanta, 2 ekmek fırını, 3 tatlıcı-börekçi, 3 kasap, helvacıbalıkçı- manav-bakkal ile gıda ağırlıklı olmakla beraber 3 hırdavatçı, 8 bıçakçı, 5 nakliyeci, 3 konfeksiyoncu, 5 demirci, 3 marangoz, 6 tenekeci, 2 kömürcü, 2 inşaat malzemecisi ve 5 kahvehane ile beraber muhtelif sanatkarları barındırıyor. Bayathane Tuz Pazarı Çarşısı nda başlayıp, Tuz Pazarı Cami nin yanında Cumhuriyet Caddesi ne kadar inen caddedir Bayathane. İsminin nereden geldiğiyle ilgili çeşitli rivayetler bulunur. En kuvvetli olarak görünen Bayat Pazarı ndan geldiğidir. Eski Eşyaların satıldığı, 2. el eşyaların satıldığı yerlere bayatpazarı denilirdi. Bununla ilgili iki pazar yeri vardı. Bir tanesi bugünkü Bat Pazarı denilen yer. Zamanla Bat Pazarı oldu. Diğeri de Bayathanedir. O da Bayat Pazarı ndan Bayathane olarak değişti. Bir başka söylentiye göre ise, ekmeğin karne ile satıldığı İnönü zamanında burada bulunan bir fırın daha ucuza ve özellikle fakirlere bayat ekmek satarmış. Bayat ekmek satılan yer zaman içerisinde Bayathane olmuş... 28

29

30 bursa dokusu

Batpazarı Çarşısı Eski ve kullanılmış eşyaların alınıp satıldığı Bursa daki tek çarşıdır. Çarşının esas adı, Bayat Pazarı olup, zamanla bu adı almıştır. Batpazarı ndaki hanı Davut Paşa, 1517 yılında yaptırmıştır. Hanın ortasında ise mescit yaptırmıştır. Bu yapı yıkılınca, Şiblizade adlı bir kişi tekrar yaptırmıştır. Bu mescit, Tahtakale Mescidi olarak da geçer. Çünkü bu bölge, Bursa nın ikinci Tahtakale si idi. 1521 yılında ve 1765 yılında çıkan yangınlarda pazar büyük zarar görmüştür. Günümüzde de Batpazarı aynı işlevini sürdürüyor, eski ve ikinci el eşyaların satışı yapılıyor. Bedesten Kuyumcular Çarşısı Bedesten adı Bazzazistan dan galattır. Anlamı bez satılan yer demektir. Bu tarihte en değerli mal olan ipek ve kumaşların satıldığı yer anlamına gelir. Bu değerli ürünleri satan çarşı da, her tarafı kapalı bir biçimde tasarlanmıştır. Buna da her kentte Kapalı Çarşı denilmiştir. Bursa nın en önemli ticari merkezidir. Eskiden bedesten olarak Orhan Bey in yaptırdığı Emir Hanı kullanılıyormuş. Daha sonra bugün bile aynı amaçla kullanılan Yıldırım Bayezid yaptırdığı bedesten kullanılmaya başlanmış... Bedesten, Bursa Çarşısı nın merkezinde yer alır. Diğer çarşılar bunun çevresinde kurulmuştur. Evliya Çelebi ye göre, Bedesten in dört çevresi kuyumcular çarşısı imiş. Bunun çevresinde Gazzazlar Çarşısı, Kavukçular Çarşısı, Takkeciler Çarşısı, İplikçiler Çarşısı, Bezzazlar/Bezciler Çarşısı, Halat Çarşısı, Gelincik Çarşısı ile Hallaçlar Çarşısı ile çevrili imiş. Bu çarşıların üzeri, önceleri kurşun örtülüydü. Bazı yerlerinde demir pencereleri vardı. Yine Evliya Çelebi ye göre bu çarşının her köşesinde mutlaka bir çeşme varmış. Ayrıca bugünkü yeni Kapalı Çarşı nın uzantısı olan; Saraçhane Çarşısı varmış ki bu çarşıda her türden esnaf varmış. Uzun Çarşı da Pirinç Hanı yanında ise Kebabçılar Çarşısı varmış. Ayrıca bir de Bakkallar Çarşısı... Burada bulunan hoşafçıların, sadece Bursa da bulunduğunu yazan Çelebi, ipek çarşılarının da güzel olduğunu yazar. Dükkanların çoğu kuyumculuk üzerine satış yapıyor. Gelincik Çarşısı Dört kubbeli olan bu yapının hemen yanında beş kubbeli Sipahi Çarşısı bulunuyor. Bedesten in kuzeyinde kalır. Bu çarşıda Hallaçlar olduğu için Hallaçlar Çarşısı olarak da anılır. Sipahi Çarşısı na paralel olarak uzanır. İshak Paşa tarafından, 15. yüzyılda, Sultan Çelebi Mehmet döneminde yaptırılmış. Ayverdi ise Fatih devri yapıları içinde görülür. Bu çarşı, vakfiyelerde geçen Gelincik Sultan ile ilgili olmalıdır. Ancak bazı kayıtlarda çarşı, Fatih in vezirlerinden Dayı Karaca Bey tarafından, Karacabey deki imaretine gelir getirmesi için yaptırıldığı kayıtlıdır. Aslında kırk dükkân olması gereken bu handa bugün ancak yirmi bir dükkân vardır. Duvarları, taş ve tuğla ile örülmüş olan hanın üzeri dört kubbe ve tonozlarla örtülmüştür. Sipahi Çarşısı ise beş kubbelidir. Kubbeleri oldukça yüksektir. 1958 yılındaki yangında büyük hasar gören han onarılıp yeniden hizmete açılmıştır. Kâzım Baykal a 1950 yılından önce kubbeleri yıkık durumdaymış. Kubbeler 1970 li yıllarda yapılmıştır. Bugün handa, yorgancı ve diğer mobilyacı esnafları bulunmaktadır. Bu biçimiyle, halen çarşının Hallaçlar özelliği sürmektedir. 1618, 1645 yıllarında esaslı onarımlar görmüştür. Bursa da en özgün biçimiyle günümüze gelmiş hanlardan biridir. Sipahi Çarşısı Bursa nın en ünlü çarşılarından biridir. Kapalıçarşı ile Cumhuriyet Caddesi arasındadır. Bedesten in yanında bulunan Sipahi Çarşısı, Karaca Bey tarafından Sultan Çelebi Mehmet döneminde yaptırılmıştır. Bu Karaca Bey, Fatih in vezirlerinden olan Dayı Karaca Bey olmalıdır. Çünkü kayıtlarda Karacabey deki imaretine getirmesi için Bursa Yorgancılar Çarşısı nı yaptırdığı kayıtlıdır. Duvarları taş ve tuğla ile örülmüş olan çarşının üzeri, beş büyük kubbe ve yuvarlak tonozlarla örtülüdür. İki taraflı olarak yirmi dört dükkân bulunan çarşıda eskiden seksen yedi dükkân olduğu savunulur ki bu doğru değildir. 1536, 1616, 1685, 1777 yıllarında yapılan onarımlarda birçok değişikliğe uğrayan çarşı, 1958 yılında yapılan son onarımla aslına uygun olarak yeniden yapılmıştır. Bu çarşının kuzeyinde, çarşıya paralel uzanan bir başka çarşı varmış. Cumhuriyet/Hamidiye Caddesi nin açılması sırasında yıkılmıştır. Çarşıya çeşitli dönemlerde Yorgancılar, Sandıkçılar, Döşekçiler, Sipahi Pazarı adları da verilmiştir. Bugün de çarşıda, çoğunlukla yorgancı ve mobilyacı esnafı bulunur. Demirciler Çarşısı Demirciler yüzyıllarca körüklerinin başında kor yakıp; demir kızdırıp, dövüp, keskinletip, su verip, çelikleyip; ok bertip, kargı hazırlayıp, zırh yassıtıp orduya silah yaptılar. Demirciler Çarşısı nda devamlı çekiç seslerinden oluşan madeni musikî duyuluyordu. "Dan Dun Dan, Çan Çun" sesleriyle çarşı çınlardı. Bursa'nın demircileri: "Alemde en sağlam, keskin bıçağı, kılına yapıyoruz. Zaferlerde bizim dövdüğümüz kılıçların, kargıların büyük ehemmiyeti ve payı var" diye söylerlerdi. Çoğunlukla Sivaslılardan oluşurdu demirciler. Zaman içerisinde çoğaldılar ve Sivasiler Mahallesi bu şekilde ortaya çıktı. Şimdi ise çok azlar. Hala aynı "Dan dun" sesi yankılanıyor. Demirciler Çarşısında 40 adet dükkan bulunuyor, bu dükkanların geneli sıfır ve ikinci el eşya alım satımı yapıyor. Yorgancılar Çarşısı Bursa'nın eski bir çarşısıdır. Kapalı Çarşı nın bir bölümünü oluşturur. Bedesten in hemen yanından, kuzeygüney istikametinde uzanan çarşı, halen aynı adla anılır. Çarşının bir ucu, Sipahiler ve Gelincik Çarşısı ile Bedesten e açılır. Çancılar Çarşısı Daha çok tahta eşyaların satıldığı bir çarşıdır. Hayvanların çanlarının satıldığı bir yer olduğu için bu adı almıştır. Çarşıda hiçbir yerde bulamayacağınız 31

bursa dokusu herhangi bir şeyi Çancılar da bulabilirsiniz. Hırdavatçılar, tahta eşya satıcıları, evcil hayvan satıcıları bulunur. Ertaş Havlucular Çarşısı Bursa denince akla ilk gelenler arasındadır havlu. Havlucular ise yine Bursa nın simgesi Ulu Cami nin hemen yanındadır. Yeni restorasyonu ile üzeri kapatılarak yaz kış rahat alışveriş imkanı sağlar. Eski Sahaflar ve Gelinlikçiler Ulu Cami kuzeyinde bulunan çarşı, çarşı bölgesinde alışverişin ilk başladığı yerlerdendir. Ulu Cami inşaatı sırasında işçilere ekmek dağıtan Somuncu Baba nın ve Eskici Baba'nın bu çarşıda dükkanları olduğu söylenir. Yarısından fazlası vakıf malı olan 65 dükkan bulunur. Ağırlıklı olarak Ulu Cami ye gelen turistlere yönelik hediyelik ürünler ve dini yayınların satıldığı çarşı aynı zamanda gelinlik ve damatlık alacakların mutlaka uğradığı bir yerdir. Ulu Cami kuzey kapısından caminin bahçesine çıkıldığında 2 şadırvanın arasından Eski Sahaflar ve Gelinlikçiler Çarşısı na inilir. Gümüşçeken Atatürk Caddesi nde Tayyare Kültür Merkezi ni Doğu ya doğru geçtikten sonra aşağıya doğru inen cadde Gümüşçeken Caddesi dir. Tuzpazarı Çarşısı na kadar uzanır. Tarihi Çarşı ve Hanlar Bölgesindeki oteller burada bulunur. Aynı zamanda bu caddede çarşının en büyük otoparkı vardır. Gümüşçeken ismi isminden de anlaşılacağı gibi gümüş çekmek işinden gelir. O zamanın resmi kıyafeti olan kaftanlar giyenin gücünü sembolize ederdi. Bu yüzden zamanın en kıymetli kumaşlarıyla yapılırdı. En 32

33

bursa dokusu çok kullanılan kumaş, ipekten sık dokunan, sert ve parlak bir kumaş olan Atlas'tı. En değerli kumaş, "Seraser" idi. Dokumasında saf veya ılım alaşımlı gümüş tel kullanılırdı. İşte bu gümüş teller, gümüş plakalardan bugünkü Simkeş (Sırmakeş) Cami civarındaki evlerde yapılırdı. Sim ya da sırma gümüştür. Bu caminin adı buradan, caddenin adı da bu camiden gelmiştir. İvaz Paşa Çarşısı Cumhuriyet Caddesi nin güneyinde, 15. yüzyılın ikinci yarısında İvaz Paşa tarafından yaptırılmıştır. Hanı, Cumhuriyet Caddesi ile İvazpaşa Mescidi arasındaydı. Bugün yoktur. 1958 Bursa Kapalı Çarşı yangınından sonra tamamen yıkılmış olan yapıdan sadece bazı ufak duvar kalıntıları kalmıştır. Bu hanın kuzeydoğusunda ise Karacabey Hanı, onun karşısında da Kuşbazlar Hanı vardı. Bu hanların hiçbiri bugün kalmamıştır. İvaz Paşa Çarşısı ndaki dükkanların geneli mobilya ve aksesuar üzerine satış yapar. 34

35

bursa dokusu Nilüfer Köylü Pazarı Çeyiz dükkânları, baharatçılar, taze meyve ve sebze dükkânlarıyla çarşı bölgesinin önemli pazarlarından biri olan Nilüfer Köylü Pazarı her zaman kalabalıktır. Nilüfer Köylü pazarı içindeki Aşıklar Çayocağı'ndan günün her saati bağlama sesi duyma imkanınız vardır. Dükkanlar meyve sebze, baharat ve çeyizlik üzerine satış yapar. Özellikle el emeği çeyizliklerinin en çok çeşidi buradadır. Kapalı Çarşı Alt Çarşısı Kapalı Çarşı'da meydana gelen büyük yangından sonra yeni yapılan Kapalı Çarşı inşaatında çarşının altı sığınak olarak yapıldı. Daha sonra 1963 yılında zamanın valisi tarafından çarşı civarındaki seyyarlara yaymacılar yerleştirildi. 1966 senesinde de dükkanlar açılarak alt kat çarşısına dönüştürüldü. Her türlü giyim eşyası mevcut. Ulu Cami Caddesi Çarşısı Ulu Cami Batı duvarından aşağıya doğru uzanan cadde boyunca olan çarşıdır. Bakırcılar, Kapalı Çarşı ve Ulu Cami nin ortak alanı olduğundan çarşının en hareketli yerlerindendir. Yiyecek içecek yerleri çoğunluktadır. Bursa'nın pek çok meşhur tatları buradan çıkmıştır. Dükkanların geneli havlu ve çeyiz üzerine satış yapar. Çiçekçiler Çarşısı Orhan Cami bahçesinden Orhan Boğazı na doğru çıktığınızda ya da belediye binasından Tuz Pazarı na doğru inerken çiçek kokuları duyulur. İşte orası Çiçekçiler Çarşısı dır... Toplamda sadece 8 tane dükkan olsa da bütün çarşının çiçeği buradandır. Taze kesme, saksı ve yapma çiçekleri ile sabah erken saatlerden, geç vakitlere kadar hizmet verirler. 36

37

yakın plan İçi dışı yaşayan fasıl kutusu Fotoğraflar: Korcan Karaoysal, Engin Çakır Yerdeki sokak taşlarından, etraftaki tarihi evlerin insana huzur veren ruhani ortamına, her köşesinden anlayabilirsiniz bu sokağın gizemli olduğunu Tarih ve zamanın içerisinde üç büyük ilahi dinin kutsallığını taşıyan Bursa da, Yahudi sokağı olduğunu tebessüm ederek hatırlatan bir dosttur Arap Şükrü Sokağı 38

Arap Şükrü, Bursa gecelerinin sokağıdır. Bu gecelerde insanlar, yudum yudum Bursa yı demlenir, içtenliğin gezintisine çıkarlar. Balıkçı Reşat bir başlangıcın resmidir Bursa Altıparmak ta. Sade ve uzun bir caddeye paralel uzanan bambaşka bir dünyanın habercisidir. Asılı ampuller ve iri balıklarla bir cümbüşün başladığını müjdeler. Kısaca arkasındaki dünyanın, başka bir anlatımla rakı-balık ikilisinin göze yansıyan ilk parçasıdır. Balıkçı Reşat la başlayan Arap Şükrü Sokağı, eski ismiyle Yahudilik, balık yeme kültürünü ve eğlence anlayışını en güzel şekliyle yansıtan değerli bir sokaktır. Gizem dolu bu köşe; içinde balık lokantalarını, çorbacıları ve fasıllı eğlence mekânlarını barındıran, trafiğe kapatılmış tam bir eğlence kutusudur. Sadece eğlence kültürüne değil sanatçılara da sahip çıkan bir hüviyet sahibidir aynı zamanda. Sokakta yerlerde her 5 metrede bir üstünde Bursalı ünlü sanatçıların isimlerinin yazılı olduğu plakalar vardır. Bu sayede kent kimliği de ayakta tutulur. Bursa da yaşamlarını sürdüren 50-60 hane Yahudi nüfusun ibadete açık olan Geruş Sinagogu da bu sokaktadır. Her köşesinde ise ayrı bir nağme yükselir, meyhane kültürü en ince ayrıntılarına kadar yaşanır. Arap Şükrü Sokağı nda, kanunun kemanla olan dansı, darbukanın klarnetle olan flörtüyle devam eder. Osmanlı'nın ilk başkenti olması, birçok anıtsal cami ve türbe barındırması nedeniyle, adeta dinsel bir peyzaj sergileyen Bursa'da, Osmanlı döneminden miras bir ''kent kültürü'' geleneği olarak meyhanelerin de kendine özgü geleneksel mekânlarında yaşam şansı bulup sürdürülebilir kılınması ise, bu şehir insanları için tam bir uygarlık gösterisidir... 39

yakın plan Sokağı en renkli kılan özelliği ise Balıkçı Reşat ile Arap Şükrü arasındaki eşsiz hizmet yarışıdır. Balıkçı Reşat deniz ürünlerine verdiği değerle, Arap Şükrü ise salaş meyhane mezeleri ile nam salmış restoran sahipleridir. Arap Şükrü Sokağı ndaki eski ama bakımlı lokantalarda ve doyumsuz sokak masalarında gerçekleşen sohbetleri zenginleştirebilecek mezeler, damağınızda uzun süre kalabilecek bir tatta 40

Arap Şükrü Sokağı nın mevcutta bir manzarası yoktur ancak tophanenin yamacında daracık bir sokak olmasına rağmen kendi manzarasını kendisi yaratır. Özellikle mavi saatlerde ve geceleri o dar sokakta oluşan ortam görülmeye değerdir. 41

yakın plan Eskiden beri Bursa da fasıl mekânı olmuş olan Yahudilik, yaz aylarında ağırlıkla turistleri ağırlayan kimliğiyle Bursa ya gelen herkes için mutlaka gidip zaman geçirilmesi gereken bir ortam. 42

43

yakın plan Sanat Müziği nde Fasıl Fasıl denince akla bin bir türlü tanım gelse de işin aslı Türk musikisinde yatar. Bir bestekarın aynı makamda bestelediği iki beste ile iki semaiye verilen isimdir fasıl. Mesela Dede Efendi nin Sultân-ı Yegâh faslı demek, bestekârın o makamda bestelediği iki beste ile iki semai anlamına gelir. Birinci beste ağır karakterli Darb-ı Fetih, Ağır Çenber, Darbeyn gibi usullerle bestelenir. İkinci beste daha hızlı, canlı ve kısadır. Hafif ve Muhammes gibi usullerle bestelenir. Geniş manasıyla Fasıl, bir konser programı anlamına geliyor. Eserler aynı makamdan olmak şartıyla usullerine göre sıralanarak icra ediliyor, Rast ya da Mâhur Faslı gibi. Eski icralarda ise bu sıra şöyle: herhangi bir sazla baş taksimi, Peşrev, 1. Beste veya Kar, 2. Beste, Ağır Semai, çeşitli şarkılar, Yürük Semai, Saz Semai, istenirse bir de oyun havası. Şarkıların aranağmelerle birbirine bağlanmasından başka aralarda saz ile taksim yapmak veya söz ile gazel okumak da adetten sayılıyor. Elbette ki bu işin hayat bulduğu yerlerin birçoğunda, özellikle de malum sokağımızda, hariçten gazel istemek, zabıtacen yasak filan değil. Fasıl heyetlerinde bulunan sazlar, zaman içinde değişimlere uğramış. Santur, Rebab, Lavta gibi sazlar unutulmuş, yerine yenileri gelmiş... 19. asırda sine kemanın yerine keman geçmiş ve klarnet yayılmış... Viyola, viyolonsel gibi Batı sazları görülmeye başlamış... Eskilerde 40 hanende (ses sanatçısı) ve 40 sazendeden (saz sanatçısı) oluşan 80 kişilik fasıl heyetleri konserler vermiş. Ser-Hânen (Fasıl Şefi veya Yöneten) ise elindeki def ile faslı idare edermiş... Hatta eskiden kalabalık ses topluluğuna eskiden Küme Faslı denirmiş... Bu topluluklar musikimizin tek seslilik yapısı içinde, geniş ve yüksek bir ses hacmi sağlamak ve bunu geniş dinleyici kitlesine duyurmak için kurulmuş. Bir de İnce Saz/Kaba Saz ayrımı vardır ki faslın geçmişine ışık tutar. İnce Saz, Küme Faslı gibi kalabalık saz ve ses topluluğu değil... Şarkı Türkü ağırlıklı; saray, köşk, konak ya da evlerde, tekke meydanı gibi yerlerde, oda müziği gibi az sayıda müzisyen tarafından icra edilirdi. 8. yüzyılın Avrupalı seyyahlarından Osmanlı edebiyat, kültür ve müziğini iyi tanıyan Toderini, İnce Saz - Kaba Saz ayırımını yapar. Mehterhane ve savaş çalgılarının yer aldığı kümeyi Kaba Saz, oda müziği yapan diğer sazlardan oluşan kümeyi de İnce Saz olarak anlatır. İkinci Meşrutiyeti izleyen yıllarda İstanbul da ilk kez halka açık Türk Musikisi konserleri verilmeye başlanır. Tanburi Cemil Bey in de katıldığı bu konserler Tepebaşı Gazinosu nda yapılır ve 15 kişilik topluluklardır. 3. Selim ( 1789-1807) yıllarında başlayan Batılılaşma hareketleri sırasında Fasıl Müziği de etkilenerek ikiye ayrılır. Batı çalgılarının da yer aldığı Fasl-ı Cedid ve geleneksel fasıl heyeti Fasl-ı Atik. TRT Ankara, İstanbul ve İzmir Radyolarında devam eden geleneksel fasıl programlarının yapısı ise çoğunlukla 30-40 ses ve 15-20 saz sanatçısının birleşiminden oluşuyor ve bir şefin yönetiminde yapılıyor. 1950 li yıllardan beri sadece makam isimleriyle, Kürdili Hicazkar Faslı, Mahur Faslı, Nihavend Faslı gibi adlandırılıyor. Program içerikleri ise şöyle: Peşrev, Ağır Aksak, Sengin Semai, Devr-i Hindi, Türk Aksağı, Aksak, Düyek, Curcuna, Yürük Semai, Yürük Aksak ve Saz Semai sinden oluşuyor. Ara Taksimi ve Gazel ile akış içinde renklendirilip icra ediliyor. 44

45

odak noktası Hayata acemi bir merhaba Yaşam temalı bu sayımızda odak noktası köşemiz, bir ailenin mutluluk sürecine ortak oluyor. Doğum öncesi ve doğum sonrası süreci yansıtan bu fotoğraf öyküsü, kendi hikayesini kendi yazıyor. Adım adım yaklaşan bir yaşamı ve yaşamın ilk günlerini yansıtan bu kareler, hepimizin hayatının tam ortasından... Fotoğraflar: Demet Argun Güngör Anne: Rana Baba: Çağlar Bebek: Berra 46

47

48 odak noktası

49

50 odak noktası

Bunlar ilk nefeslerim. Onca sensiz günün ardından dünyaya geldim işte. Ortak oldum yaşamınıza. Muhtacım sevilmeye. Annecim neredesin? En çok sana geldim. Ellerimden tut, sakın bırakma. Sıcaklığın hep yanımda olsun, ayrılma. Ancak senin yanında güvendeyim. Sesini duymalıyım, kokunu almalıyım. Beni nefessiz bırakma. 51

52 odak noktası

53

kadın sağlığı Vajinal gevşeklikte lazer tedavisi Op.Dr. Sena Kutucu Intimalase; vajinal gevşeklik sendromunun tedavisinde kullanılan bir lazer prosedürü... Intimalase aynı zamanda patentli, yeni geliştirilmiş, invazif olmayan ve klinik araştırmalarının sonuna gelmiş bir er: yag lazer tedavi yöntemi... Kadın üreme organı; gebelik ve doğum, yaş, hormonal etkenler, genetik yapıdan kaynaklanan problemler ve bunun gibi birçok etkenin rol oynaması sebebiyle zamanla çap olarak genişler. Artan çap ve kaybolan kıvrımlar kadınların ve partnerlerinin cinsel yaşantısını etkilemekte olup, sosyal ve psikolojik olarak birçok travmaya yol açabilir. Intimalase artmış olan vajinal çapın daralması için lazer gücünü kullanarak erken dönemde dokudaki proteinlerin kasılmasını, ilerleyen dönemlerde ise yenilenmesini ve çoğalmasını uyarır. Lazer bu konuda o kadar etkili olur ki; henüz uygulama sonrasında dahi vajinal çaptaki daralma %15 lere ulaşır ve takip eden dönemde ise bu daralma devam eder. Tedavinin sonunda, intimalase ile yapılan tek seanslık uygulama vajinal gevşeklik problemi olan çoğu kadında yeterli daralmayı sağlar. Daralmadaki bu artış cinsel ilişki sırasında oluşan sürtünmeyi, hastaların ve partnerlerin cinsel zevkini yüksek oranda artırır. Intimalase ile yapılan klinik araştırmalar hastaların 95% inde hem hastalar ve hem partnerleri tarafından orta ve güçlü derecede fark edilen darlık artışı olduğunu gösteriyor. Üstelik bu hastaların büyük kısmı tek seanslık uygulamayı yeterli buluyor. Sadece az sayıda hasta, ikinci bir seansa ihtiyaç duyuyor. Tedavi sonrası elde edilen sonuçlar kalıcı mı? diye sorarsanız; evet kalıcı... Şu ana kadar yapılan çalışmalarda darlıklarında gerileme olan bir hasta görülmedi. Yine de uzun dönemde 2 yılda bir seansların tekrarlanması düşünülebilir. Özetle intimalase; vajinal gevşeklik sendromu için güvenli, çabuk, minimal invazif ve kolay bir çözüm olmakla beraber, cerrahi kesi, anestezi gerektirmeyen mucizevi bir yöntem... Hastalar tedavi sonrası günlük ve cinsel aktivitelerine devam edebilirler. Başarı oranı ve hasta memnuniyeti çok yüksek olan intimalase ile az sayıda seansla yüksek oranda başarı elde edilir. Sağlıklı ve mutlu günler dileğiyle 54

55

genel sağlık Baş boyun kanserlerinde sigaranın rolü Op.Dr. Vasıf Soysal Doruk Sağlık Grubu Baş boyun bölgesi kanserleri: cilt, dudak, ağız içerisi (oral kavite), yutak (orofarenks, hipofarenks), gırtlak(larinks), burun boşluğu, paranazal sinüsler, nazofarinks, boyun, tükrük bezleri, tiroid bezi kanserleri baş boyun bölgesi kanserlerinden oluşur. Baş boyun bölgesi kanserleri tüm vücut kanserlerinin % 9 unu, ölümlerin % 4 ünü oluşturur, erkek - kadın oranı ise 4-5/1 dir. Baş boyun bölgesi kanserleri içerisinde en fazla gırtlak kanserleri (% 45-50) görülür. Baş boyun bölgesi kanserleri gelişiminde ilk sırayı sigara alır, sigara ile birlikte alkol de kullanılırsa kanser gelişme riski artar, bunların dışında genetik faktörler, beslenme, çevresel faktörler, hijyenik faktörler, endüstriyel temaslar, radyasyon ve bazı viral ajanlar rol oynar. Sigara içme sürelerine, günlük içilen sigara sayısına, sigaranın özelliğine göre de kanser gelişim oranı değişir. Filtreli ve düşük zift bulunduran sigara içenlerle, pipo içenlerde risk orta derecededir. Alkol baş boyun kanserleri için bağımsız ve önemli bir risk faktörüdür. Sigara ve alkolün ortak tesiri, yalnız başına sigara veya alkole göre kanser riskini % 75 in üzerinde artırır. Sigara dumanı, 4000 den fazla farmokolojik olarak aktif, kanser yapıcı bileşik içeren bir karışımdır. Poliaromatik hidrokarbonlar, heterosiklik hidrokarbonlar, N-nitrozaminler, aromatik aminler, aldehitler, uçucu karsinojenler, inorganik bileşikler ve radyoaktif elementler dahil 43 adet karsinojenik madde sigara dumanında tanımlanmıştır. Bu maddeler kanser oluşumunda DNA ya bağlanarak onu hasara uğratırlar ve hücrelerde kontrolsüz çoğalma başlar. Baş boyun bölgesi kanseri olan hastalarda yapılan çalışmalarda % 70 hastanın 20 yıl üzerinde sigara içtiği, % 10 hastanın 10 yıl sigara içtiği tespit edilmiştir. 10 yıl sigara içmiş olanlar ile hiç içmemiş olanlar arasında önemli fark bulunamamıştır. 10 yıldan fazla sigara içenlerde kanser gelişme riski 5-35 kat fazladır. Baş boyun bölgesi kanserlerinde belirtiler: cilt, dudak, ağız içerisi gibi görünen kısımlarda uzun süre iyileşmeyen yara, burunda tıkanıklık, kanama, yutma güçlüğü, ses kısıklığı, boğaz ağrısı, ağızdan kan gelmesi kanserin bulunduğu bölgelere göre değişik şikayetler görülür. Baş boyun bölgesi kanserleri içerisinde en fazla gırtlak kanserleri görüldüğü için gırtlak kanserleri ile ilgili önemli birkaç noktaya değinmek gerekiyor. Gırtlak kanserlerinin %70 i 40-60 yaşlarda erkeklerde sık görülmekte fakat son zamanlarda kadınlar arasında sigara kullanımının artması ve sigara başlama yaşındaki düşüşten dolayı daha genç yaşlarda ve kadınlarda da sık görülmeye başlamıştır. Gırtlak kanseri tespit edilen hastaların % 95-98 inde sigara kullanımı vardır. 40 yaş üzerinde, 20 yılı aşkın sigara içen birisinde 2 haftayı geçen ses kısıklığı varsa gırtlak kanseri olmadığını ispat etmek gerekir. Gırtlak kanserleri erken belirti verdiği ve kolay tanı konduğu için sağ kalma süresi daha uzundur. Sigarayı bıraktıktan 5-6 yıl sonra kanser riski azalır, 15 yıl sonra hiç içmeyenle aynı duruma gelinir. Baş boyun bölgesi kanserlerinin tanısı, fizik muayene, endoskobik muayene, CT, MRI ve biopsi ile konur. Tedavisi genellikle ameliyattır, bazı kanser türlerinde kemoterapi ve radyoterapi uygulanabilir. Görüldüğü gibi sigara ile kanser arasında pozitif bir ilişki vardır. Sigara, özellikle alkol ile birlikte kullanıldığında kansere yakalanma riskini önemli ölçüde arttırır. Bugün sigara ile alkol kullanma alışkanlığı insan sağlığını sürekli tahrip ediyor ve bu alışkanlıkların mutlaka bırakılması gerekiyor, en önemlisi okullarımızda bu kötülüklerin gençlerimize bulaşmasını önlemek gerekiyor. Batı ülkelerinde sigara içme oranı gittikçe azalırken (%30), bizim ülkemizde bu oranın % 50-70 lerde olması son derece üzücüdür. Sağlıklı bir ömür dilerim. 56

57

genel sağlık Erken teşhis hayat kurtarır! Kanserden meydana gelen ölümlerde kalın bağırsak (kolon) kanseri, ikinci sırada yer alıyor. Fakat erken teşhis ile tedavi mümkün... 50 yaşına gelmiş herkesin Kolonoskopi yaptırmasında büyük fayda var. Op.Dr. Servet Yetgin Esentepe Hastanesi Kalın bağırsak kanseri ile ilgili bilinmesi gerekenler dört önemli konunun etrafında şekilleniyor. Çoğu kolon kanserinin polip şeklinde başladığını ifade edebiliriz. Polipler bağırsağın iç yüzeyinden gelişen uzantılardır. Poliplerin kansere dönüşebildiğini de biliyoruz. Bu sebeple 50 yaşına gelen herkesin kolonoskopi yaptırması sayesinde bu polipler kansere dönüşmeden saptanabilecek ve çıkarılabilecektir. Bir bilimsel görüşe göre 50 yaşa gelen herkes kolonoskopi yaptırırsa, kolon rektum kanserinden 10 ölümden 6'sının önüne geçilebilecektir. Kolonoskopide polip saptanmazsa, 10 yıl boyunca tekrar kolonoskopiye gerek olmayacaktır. Ancak kolonoskopide anormal bulgular varsa daha sık kolonoskopik incelemelere ihtiyaç olabilir. Ailede kolon kanseri görülmesi durumunda kolonoskopinin daha genç yaşta yapılması gerekir. Genelde bir polipin kansere dönüşmesi için minimum 10 yıllık bir sürenin olması gerekiyor. Kolonoskopi işlemi artık zor bir işlem de değil. Kolonoskopi işleminde doktor, ucunda kamera ve ışık olan bükülebilir bir hortumu anüsten girerek kalın bağırsağınızı inceler. Hastaya genelde hafif anestezi uygulanarak hiçbir şey hissetmemesi sağlanır. Kolonoskopi hazırlığı hastalar için kafa karıştırıcı görünebilir. İşlem kısaca şu şekilde özetlenebilir. İşlem sırasında bağırsak içerisinin boş ve temiz olması inceleme için mutlak gerekliliktir. Bunun için bir gün önceden ağız yoluyla, sık sık tuvalete gitmeye yönelik ilaçlar içirilir. İşlem sabahı da anüsten içeri lavman yapılır. Bazı insanlara bu zor ve çileli bir iş gibi gelebilir. Buna çok takılmamak gerekir. Bu rahatsızlıkta utanma ve sıkılma durumunun olmaması gerekiyor. Barsak kanserinde belirti ve bulgular arasında, dışkıda kan, bağırsak alışkanlıklarında değişiklik, dışkıda son birkaç aydır incelme, kilo kaybı gibi belirti ve bulgular bulunur. Bu yakınmalardan bir veya bir kaçının ortaya çıkması durumunda utanma, sıkılma gibi saçma sebeplerden doktora gitmekten kaçınılmamalıdır. Yaş faktörünün de büyük önemi var. Kolon ve rektum kanserleri genellikle 50 yaşın üstündeki bireylerde görülüyor. Daha küçük yaşlarda da ortaya çıkabiliyor. Ailede bu kanserin görülmüş olması diğer aile bireylerinde de riski arttırıyor. Kırmızı etten zengin, liften fakir beslenme, sigara, alkol, egzersiz yapmama, şişmanlık gibi durumlar da riski arttıran diğer nedenler... Sizlere sağlıklı bir yaşam dilerim. 58