C.Ü. Hemşirelik Yüksekokulu Dergisi, 2001, 5(1) TÜRKİYE DE GERONTOLOJİ HEMŞİRELİĞİ EĞİTİMİ (I): BİR SERTİFİKA EĞİTİM PROGRAMI GELİŞTİRME ÇALIŞMASI- PROGRAMIN DAYANDIĞI TEMELLER, DENEYİMLER VE EĞİTİM PROGRAMI ÖNERİSİ* Belgin AKIN,** Ümit SEVİĞ,*** Nimet KARATAŞ**** ÖZET Dünya'da ve ülkemizde yaşlıların sayısı giderek artmaktadır ve bu yaşlanma eğilimi tüm toplumların gelecek için planlama yapmak zorunda olması anlamına gelmektedir. Yaşlanma, artan yeti yitimi ve başkalarına daha fazla bağımlılıkla ilişkili olduğundan, yaşlanan bir toplumun sağlığını ve yaşam kalitesini sürdürme, sosyal ve ekonomik olarak önem taşımaktadır. Türkiye gelişmekte olan bir ülkedir ve yaşlı nüfus sürekli artmaktadır. Sınırlı olanaklarımızı göz önünde bulundurduğumuzda, bu değişim yaşlı nüfusun gereksinimlerini karşılayabilmek için geleceğe dönük planlama yapmak zorunda olduğumuz anlamına gelmektedir. Yaşlıların sağlık gereksinimlerinin kendine özgü yanları vardır ve bu sağlık bakımının uygun bir şekilde planlanması, sunulması ve geliştirilmesinde gerontoloji/geriatri eğitimi anahtar bir faktördür. Yaşlıların sağlık sorunları çeşitlidir ve pek çok sağlık ve sosyal bakım mesleklerinin katkıları eşit oranda önem taşımaktadır. Yaşlıların tedaviden ziyade uzun süreli bakıma gereksinimleri vardır. Hemşirelik bir bakım disiplinidir ve yaşlıların sağlık bakımında önemli bir sağlık ekibi üyesidir. Hemşirelerin yaşlılara kaliteli sağlık bakımı sunmaları bir gereklilik olduğuna göre, onların yeterli bilgi ve beceri ile donatılmaları zorunludur. Bu makalede bir gerontoloji hemşireliği sertifika eğitim programı gerekçeleri ile birlikte tartışılmak üzere önerilmiştir. İlk bölümde, programın dayandığı temeller açıklanmıştır. İkinci bölümde, gerontoloji hemşireliği eğitimi konusundaki deneyimler gözden geçirilecek, sonuçlar verilerek, Türkiye için bazı önerilerde bulunulacak ve son olarak Türkiye için bir gerontoloji hemşireliği eğitim programı önerisi sunulacaktır. Anahtar sözcükler: Gerontoloji, hemşirelik eğitimi, Türkiye, program geliştirme SUMMARY Gerontological nursing education in Turkey (I): an education programme development study for certificate-the foundations of programme The number of older persons is increasing gradually in the world and so is our country and this ageing trends means that all societies have to plan for future. Because ageing is associated with increasing disability and greater dependence on others, maintaining health and quality of life in an ageing population is socially and economically important. Turkey is a developing country and older population is increasing steadily. Taking into account of our limited resources, we have to plan for future immediately in order to meet the needs of our ageing population.the health care in older adults has special characteristics and gerontology/geriatry education is a key factor for planning, providing and developing health care appropriately. The health problems in older adults are various and the contributions of many health and social professionals are equally important. Older adults need long term care rather than therapy. Nursing profession is a caring discipline and an important health care team member in elderly health care. If nurses are to provide quality care for older adults, they must be equipped with sufficient knowledge and skills. In this article, a gerontological nursing education programme for certificate has been suggested with its justification for discussion. In this first part, the foundations that programme based on has been explained. In the second part, gerontological nursing experiences will be reviewed and some results and suggestions for Turkey will be given, and finally, a gerontological nursing education programme for Turkey will be proposed. Key Words: Gerontology, nursing education, Turkey, programme development * VIII. Ulusal, I. Uluslararası Hemşirelik Kongresi nde sunulmuştur (Kasım 2001, Antalya). ** Öğr.Gör. Selçuk Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu, Konya *** Prof.Dr. Erciyes Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu, Kayseri **** Prof.Dr. Erciyes Üniversitesi Nevşehir Sağlık Yüksekokulu, Nevşehir 33
GİRİŞ DSÖ verilerine göre 2025 yılında dünyada 800 milyondan fazla yaşlı insan olacağı ve bu yaşlı nüfusun üçte ikisinin gelişmekte olan ülkelerde yaşıyor olacağı tahmin edilmektedir. Pek çok gelişmekte olan ülkede 60 yaşın üzerindeki nüfus, nüfusun toplam artışından daha hızlı artmaktadır. 1980-2020 yılları arasında gelişmekte olan ülkelerde yaşlı nüfus %240 artarken, toplam nüfusun %95 artması beklenmektedir (DSÖ 1998). Bugün gelişmiş ülkelerin sorunu olarak görülen yaşlı nüfus artışı, yakın gelecekte gelişmekte olan ülkelerin de sorunu olacaktır. Bu ülkelerin pek çoğunun da diğer yaş gruplarından daha farklı gereksinimleri olan ve bu gereksinimlerinin farklı yollarla karşılanması gereken yaşlıların gereksinimlerine cevap verebilecek bir hazırlığa sahip olmadıkları söylenebilir (DSÖ 1998, Kalache 1999). Ülkemizde de 1980 li yıllardan itibaren yaşlı nüfusta artma başlamış olup gelecekte de artan bir hızla devam edecektir. Doğuştan yaşam beklentisinin 1994 de 67.7 iken, 2000 yılında 69.1 ve 2005 yılında 70.3 olması, bu doğrultuda toplam nüfus içindeki yaşlı oranının da 1990 yılında %4.19 iken 2015 yılında %5.7 olması beklenmektedir (DİE 1995). Ortalama yaşam süresinin ve toplam nüfus içindeki yaşlı oranının artması yaşlı nüfusun sağlık bakım gereksinimleri ile ilgili çözüm arayışlarını da beraberinde getirmektedir. Yaşlanmaya bağlı olarak ortaya çıkan ve normal olduğu kabul edilen biyopsikososyal değişimlerin, yaşlının günlük yaşama uyumunu güçleştirmesi ve bu değişikliklerin sağlık sorunları ile karıştırılmaması ve özel olarak ele alınması gereği ve her yaşta görülen sağlık sorunlarının yaşlılarda ortaya çıkması durumunda tanı, tedavi ve bakımında farklılık gerektirmesi gibi nedenlerle yaşlıların sağlık bakım gereksinimlerinin kendine özgü yanları vardır ve bu nedenlerle de yaşlılar özel olarak ele alınmalıdırlar (INIA 1998, Staab ve Hodges 1996, Ünal 1997 ). Yaşlılara sunulan sağlık bakım hizmetlerinin toplumun gereksinimlerine, evrensel ve bilimsel gerçeklere dayalı olarak planlanması, sunulması ve geliştirilmesinde gerontoloji/geriatri eğitimi önemli bir faktördür. Bu alanda hizmet sunacak hemşirelik ve diğer profesyonellerin amaca uygun bir hizmet sunabilmeleri ancak yaşlıların gereksinimlerine uygun bir eğitim programı ile gerçekleştirilebilir. Bu bilinç ve inançtan yola çıkarak mezuniyet sonrasında yaşlılara yönelik alanlarda (huzurevleri, yaşlı danışma merkezleri, geriatri üniteleri, evde bakım hizmetleri vs.) çalışan ya da çalışmayı düşünen lisans mezunu hemşirelerin gereksinimlerine uygun bir sertifika eğitim programı geliştirme çalışması yapılmıştır. Bu eğitim programı mevcut bilgi birikimine dayanarak geliştirilmiş bir öneri olup, yeni bilgiler ve yapıcı eleştirilerle geliştirileceğini umut etmekteyiz. Bir eğitim programı konu alanı ile ilgili bilimsel bilgi birikimi, evrensel ve toplumsal gerçekler ile eğitim programının uygulanacağı grubun amaç ve beklentilerine dayanmalıdır. Programın hedefleri bu gerçeklerle uyumlu ve ayrıca ölçülebilir, eğitim yoluyla oluşturulabilir ve ulaşılabilir olmalıdır (Büyükkaragöz 1997, Sönmez 1997). Bu nedenlerle öncelikle programın dayandığı temellerin kısaca gözden geçirilmesi yararlı olacaktır. TOPLUMSAL VE BİLİMSEL GERÇEK İnsan yaşlanması döllenme ile başlayıp ölene kadar devam eden bireysel bir süreçtir. Yaşlılık belirtilerinin başlama zamanı ile hastalık ve yetmezliklerin bulunmadığı ya da geç başladığı bir yaşlılık sürecini etkileyen çeşitli faktörler bulunmaktadır. İnsanın doğuştan itibaren yaşadığı çevre, yaşam tarzı ve genetik kazanımlar yaşam süresini etkilediği gibi bu sürenin sağlıklı olup olmamasında da belirleyici olduğu kabul edilen gerçeklerdir (Bozcuk ve Demirsoy 1997). Kronolojik olarak yaşlılık için kesin bir sınır belirlemek olanaksızdır. Genel olarak yaşlılığın 60-75 yaşları arasında başladığı ve yaş ilerledikçe de yaşlılığa ilişkin biyopsikososyal sorunların arttığı kabul edilir. Ancak 60-75 yaşları arasındaki bireylerin her birinin sağlık durumu ve sosyal yaşantı olarak farklı konumlarda olabileceği akılda tutulmalıdır (INIA 1998). Günümüzde bilimsel ve teknolojik gelişmelerin getirdiği olanaklar sonucu hastalık ve ölüm oranlarının azalması, doğurganlık oranında düşme ve çevre koşullarının iyileşmesi sonucu doğuşta beklenen yaşam süresi uzamış ve yaşlı nüfusun toplam nüfus içindeki oranı artmıştır. 1960 lardan 90 lara kadar doğuşta yaşam beklentisi tüm toplumlarda uzamıştır. 1985-1990 yılları arasında tüm dünya için doğuşta yaşam beklentisi 63.9 yıldır ve bu gelişmiş ülkelerde 74.0 ve az gelişmiş ülkelerde 34
61.4 yıldır. Tüm dünyada kadınlar erkeklerden 7-8 yıl daha uzun yaşamaktadır (DSÖ 1998). Yaşla birlikte kronik hastalıklar ve bağımlılık oranında da artış söz konusudur ve bu durumun da topluma ekonomik ve sosyal bir maliyeti vardır. Yaşlıların sağlık bakım harcamaları tüm dünyada ülkelerin toplam sağlık harcamaları içinde önemli bir paya sahiptir (DSÖ 1998, Meerding ve ark.1998). Örneğin, Amerika da nüfusun %13 ünü oluşturan yaşlı nüfus toplam sağlık harcamalarının %30 unu kullanmaktadır (Stanhope ve Lancester 1996). Ülkemizde maliyete ilişkin ayrıntılı rakamlar olmamakla birlikte, bağımlılığa neden olan yetmezliklerin yaşla arttığı ve yaşlılarda hastalanma oranının toplumun geneline göre daha yüksek olduğu görülmektedir. Son 12 ayda hastalık nedeniyle en az bir gününü yatakta geçirmenin (evde ya da hastanede) toplumdaki genel oranı %17.3 iken 65 yaşın üstünde bu oranın %31 e çıktığı görülmektedir (Sağlık Bakanlığı 1995). Yaşlı sayısındaki artış, yaşlılıkta artan kısmen ya da tam bağımlılık nedeniyle yaşlıların günlük yaşamını devam ettirmede bir başkasının yardımına gereksinimleri olması anlamına gelmektedir. Bakıma gereksinimi olan yaşlıların kurumlarda ya da ev ortamında bakılmaları söz konusudur. Halen tüm dünyada yaşlıların çoğunluğu kurum dışında yaşamaktadır ve toplumun isteği de bu yöndedir (Elon 1996, DSÖ 1998). Ülkemizde de yaşlılarımızın %96.4 kadarı kurum dışında yaşamaktadır ve yapılan araştırmalarda toplumun yaşlısının ve ilerde kendisinin ev ortamında kalmasını tercih ettiği görülmektedir (Emiroğlu 1995, Özcan ve ark. 1992,... 1998). Yaşlılarda sağlık düzeyinin bozulması ve buna bağlı fonksiyonel yetinin azalması yaşlılık sürecini zor ve sıkıntılı bir hale getirmekte ve başkalarına bağımlılığı arttırmaktadır. Bağımlılık düzeyinin artması sosyal sorunlara neden olmanın yanı sıra sağlık bakım harcamalarının da artmasına neden olmaktadır. Yaşlılık alanında yapılan araştırmalar, hastalık ve yeti yitiminin sağlığı koruyucu ve geliştirici bir hizmet yaklaşımı ile geciktirilebildiğini göstermektedir (Cho ve ark.1998, Roos ve Haven 1991, Wagner ve ark.1994). Amerika da uzun süreli bir araştırmanın bulgularına göre 1982 ve 1994 yılları arasında kronik hastalık prevalansı ve yeti yitimi oranı önemli düşüş gösterirken yaşam beklentisi yükselmiştir (DSÖ 1998). Bu bulgular dünyanın nasıl başarılı bir şekilde yaşlanılacağını öğrendiğini göstermektedir. Sağlıklı yaşlanma, sağlığının korunması ve geliştirilmesinde intrauterin yaşamdan başlayarak yaşam boyu sürecek bir bakış açısını gerektirmektedir ve yaşlılık dönemini de içermektedir. Ancak yaşlılarda ortaya çıkan normal biyopsikososyal değişiklikler stresörlerin varlığında homeostazisi sürdürme ve yeniden düzenlemeyi güçleştirdiğinden performansı en üst düzeye çıkarma ve koruma önlemleri hastalıkların başlangıcının geciktirilmesi ve buna bağlı yetiyitiminin azaltılmasında özel bir önem kazanmaktadır (DSÖ 1998, Elon 1996, Holstein ve Dean 1992). Yaşlı bakımında genel sağlığın ve fonksiyonel yetinin en üst düzeyde olmasını sağlamak ve maluliyetleri olabildiğince geciktirmek temel bir amaçtır. Bilim insanları, uluslararası kuruluşlar ve toplumlar yaşlının ev ortamında kalmasını sağlamanın bu amaca hizmet edeceğini kabul etmektedirler (Boult ve ark. 1998, DSÖ 1998, Stanhope ve Lancaster 1996). Yaşlının ev ortamında kalmasını sağlama sağlık bakım harcamalarının azalmasına, fonksiyonel kapasitenin ve yaşam kalitesinin artmasına yardım etmektedir. Genel olarak toplumların isteği de bu yöndedir. Ancak toplumun etkilendiği kentleşme, aile yapısının değişmesi, değerlerdeki değişme gibi sosyoekonomik ve kültürel değişim süreci bu isteğin yerine gelmesini güçleştirici niteliktedir (DSÖ 1998). Yaşlının ev ortamında kalmasında aile önemli bir faktördür ve yaşlı için psikolojik, sosyal ve ekonomik bir destek sistemidir. Ancak ailenin tüm dünyada ve ülkemizde de yaşadığı değişim süreci bu destek sisteminin rolünü zorlaştırmaktadır. Kentleşme (%65), çekirdek ailede artış (%69), ailenin küçülmesi ve kadının çalışma yaşamına daha fazla katılması gibi değişimler sosyoekonomik olarak ailesine bağımlı durumda olan yaşlımızın (yaşlılarımızın %60 tan fazlası okuma yazma bilmemekte ve %50 ye yakınının hiçbir sosyal güvencesinin olmadığı tahmin edilmektedir) aile içi bakımını olumsuz şekilde etkilemektedir (Büyükcoşgun 1990, DPT 1993, Toros 1993). Aileyi destekleme ve yaşlı bakımı rolünü sürdürmesini kolaylaştırıcı olanaklar sunma yaşlı hizmetlerinin amacına ulaşmasında önemlidir. Ülkemizin yaşlı ve malullere ilişkin politikalarında önceleri kurum bakımı vurgulanırken 90 lı yıllardan bu yana ailenin desteklenerek destekleyici rolünün güçlendirilmesi ve evde 35
bakım hizmetlerinin geliştirilmesinden söz edilmektedir (Emiroğlu 1995). Devlet Planlama Teşkilatı 1993 yılı programı destek çalışmasında uygulamada koruyucu ve önleyici sosyal hizmet programlarına yeterince yer verilmemesinin hizmetlerin kurum bakımında yoğunlaşmasına yol açtığı ifade edilmektedir. Kurum bakımı yerine mümkün olduğunca aile içi bakımın hedef alınarak hizmetin organize edilmesinin hizmetin başarısı yanında kaynakların verimli kullanımı için de önemli olduğu vurgulanmakta ve hedef gurupların tespitine yönelik istatistik ve araştırmaların bulunmamasının temel bir sorun olduğu üzerinde durulmaktadır (DPT 1993). 7. Beş Yıllık Kalkınma Planı nda günümüzde ailelerin bazı fonksiyonlarını devralmış kurumların hizmetlerine duyulan ihtiyacın arttığından söz edilmekte ve çocuk bakımı, yaşlı ve engelli bireylerin bakımı konularında ailenin eğitilerek desteklenmesinin sağlanacağı, birinci basamak hizmetlerinin güçlendirilerek yaşlı sağlığı, evde bakım hizmetleri gibi bir dizi hizmete yönelik programlar geliştirileceğinden söz edilmektedir (DPT 1996). Ülkemizde yaşlılara yönelik hizmetlere bakıldığında bu hizmetlerin Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu na (SHÇEK) bağlı yatılı hizmet veren kurumlar olan Huzurevi ve Rehabilitasyon merkezleri ile birkaç yaşlı danışma merkezi ile sınırlı olduğu, evinde yaşayan yaşlılara yönelik hemen hiçbir hizmet bulunmadığı görülmektedir (... 1998). Sağlık ocakları tarafından sunulan birinci basamak hizmetlerin de yaşlılar tarafından yeterince kullanılmadığı bildirilmekte ve ev ziyaretlerinin hizmet kullanımını arttırabileceği vurgulanmaktadır (Dönmez ve Dedeoğlu 1998). Sonuç olarak her toplum yaşlılara sağlık hizmeti sunmada kendi gereksinimleri, olanakları, bilimsel gerçekler ve toplumun beklentilerine uygun hizmet türleri geliştirmek ve bu hizmeti sunabilecek personel yetiştirmek zorundadır. Ülkemizin olanakları, bilimsel gerçekler ve toplumun beklentileri, birincil ve koruyucu bakıma dayalı ve yaşlıların evde bakımını destekleyecek hizmet türlerinin geliştirilmesini ve bu hizmeti sunacak profesyonellerin yetiştirilmesini gerektirmektedir. Toplumdaki yaşlılarda sık karşılaşılan sağlık sorunları, hastalıklar ve ölüm nedenleri yaşlılara sunulacak hizmetin planlanması, sunulması ve değerlendirilmesinde önemlidir. Bu bakımdan kayıt ve istatistikler ile bu konuda yapılacak araştırmalar verilecek hizmetlere ışık tutacaktır. Tüm bu hizmetlerin planlanması, sunumu ve geliştirilmesinde gerontoloji-geriatri eğitimi anahtar faktördür. Yaşlılarda sağlık sorunları ve kuşkusuz çözümleri çeşitlidir. Yaşlı sağlığı alanında çalışacak profesyonellerin birincil ve koruyucu bakımın ve multidisipliner bir ekip çalışmasının farkında olması gerekir. Bu donanıma sahip sağlık personelinin yetiştirilmesi yaşlılara yönelik sağlık hizmetlerinin beklenen nitelikte olmasını sağlamada çok önemli bir faktördür. Tüm dünyada ve ülkemizde de yaşlıların sağlık bakımında göz önünde bulundurulması gereken noktalar şunlardır (INIA 1998, Stanhope ve Lancester 1996): * Birincil ve koruyucu bakım * Multidisipliner bir ekip * Evde hizmet * Uzun süreli ve akut bakım * Gerontoloji - Geriatri eğitimi GERONTOLOJİ (GERİATRİ-GERONTİ) HEMŞİRELİĞİ Eğitimde hedef davranışlar, ancak eğitim programına alınacak kişilerin (muhtemel öğrenciler) genel özelliklerine bakılarak belirlenebilir. Davranış değişikliği oluşturulacak meslek grubu hemşirelik olduğuna göre, mesleğin amaç ve hedefleri bu öğrenci grubuna kazandırılacak hedeflerde temel ilkelerden birisi olmalıdır. Çeşitli hemşire kuramcılar hemşireliğin amaç ve felsefesine ilişkin kuramlar üretmiş ve mesleği ve sunduğu hizmetleri tanımlamaya çalışmışlardır. Leddy ve Pepper'e (1998) göre, Martha Rogers Hemşirelik insanların maksimum sağlık potansiyeline ulaşmalarına yardım etmeyi amaçlar. demiştir ve hemşirenin bunu sağlamak için ne yapacağını, kime ve nerede hizmet sunacağını da açıklayarak, hemşirelerin insanların bulunduğu her yerde (ev, okul, işyeri, hastane, huzurevi, çocuk yuvası vb. gibi) hasta ve sağlıklı, zengin ve fakir, genç ve yaşlı bütün insanlara sağlığını sürdürme, geliştirme, hastalıklardan korunma, hastalık halinde hemşirelik tanısı koyma, girişimde bulunma ve gereğinde rehabilite etme hizmeti sunduklarını belirtmiştir. Hemşire kuramcılardan Dorethea Orem'e göre ise hemşirelik, insanın kendine yeterli olamadığı durumlar için gelişmiş bir meslektir. 36
Hemşireliğin amacı, bireye kendi bireysel bakımını yapar hale gelinceye kadar yardımcı olmak ve en kısa zamanda onun kendi bireysel bakımını üstlenmesini sağlamaktır. Hemşirelik girişimi gerektiren durumlar bireyin kendi yetenekleri ile mevcut gereksinimleri arasında dengeyi sürdüremediği durumlardır (Leddy ve Pepper 1998). Bu durumda hemşireliğin amacı, bireyin kendi bakım gereksinimleri ile kendi yetenekleri arasında dengenin kurulmasına yardımcı olmaktır. Bu nedenle hemşire, bakım planı yaparken, önce bireyin bireysel gereksinimlerini neden karşılayamadığını araştırmalıdır; yetersizliklerin bilgi eksikliğinden mi, yetenek eksikliğinden mi, motivasyon eksikliğinden mi, fiziksel sınırlılıklardan mı ileri geldiğini bulmaya çalışmalıdır. Bunları belirledikten sonra bireyin var olan yeteneklerini doğru biçimde saptamalı ve bakım planını bireyin sınırlılıkları ile baş edebileceği ve var olan yeteneklerini geliştirebileceği şekilde düzenlemelidir. Sonuç olarak hemşire kuramcıların birleştiği nokta; hemşirenin, insanın yaşadığı her yerde, bütün insanlara sağlığın sürdürülmesi, geliştirilmesi, hastalıklardan koruma, kendine bakımda yetersizlik halinde nedenini belirlemeye yönelik tanı koyma, yardımın derecesini ve nasıl yapılacağını belirleyip uygulayarak bireyin kendine yeter hale gelmesini sağlamaya yönelik bir fonksiyonu olduğudur. Yaşlanma ile ilgili çalışmalarda iki temel terim vardır; geriatri ve gerontoloji. Geriatri, Yunanca geras (yaşlılık) ve iatrike (tıbbi) kelimelerinden gelmektedir ve yaşlıların tıbbi sorunlarına yönelik bakımı ile ilgilenen bir bilim dalıdır. Yaşlıların bakımı alanında çalışan tüm mesleklerin yaşlıları etkileyen hastalıklar konusunda bilgi sahibi olması gerekir. Dolayısıyla hemşireler, hekimler, diş hekimleri, fizyoterapistler ve sağlık ekibinin diğer üyelerinin tümü geriatri biliminin uygulayıcılarıdırlar. Geriatrinin aksine gerontolojinin perspektifi daha geniştir. Normal yaşlanmanın biyolojik, sosyolojik ve psikolojik yönlerini bir bütün olarak ele alır (Black ve Jacops 1997). Ebersole ve Hess (1994), Staab ve Hodges atıfı (1996) hemşirelikte çalışma alanı olarak geriatrinin yerini açıklamışlardır. Yazarlara göre, geriatri hemşiresi öncelikle tıbbi bir bakım alanında yaşlı hasta bireylerle çalışır. Hemşirelik için daha kabul edilebilir bir rol tanımı (geriatri ve gerontolojiyi bir arada ifade eden bir terim olarak) geronti hemşireliği (gerontic nursing) olabilir. Bu terim hemşirenin herhangi bir alanda bulunan yaşlıya yönelik olarak mesleki becerilerini kullandığı, uzmanlaşmış hemşirenin bakımını tanımlayabilir. Yaşlıların hemşirelik bakımı geriatri, gerontoloji ve geronti hemşireliği olarak adlandırılabilmektedir. Bu yazıda da kapsamlı ve bilinen bir terim olması nedeniyle gerontoloji hemşireliği terimi kullanılmıştır. Gerontoloji hemşireliği yaşlıların özgün gereksinimlerini anlayan ve geriatrik bakım ve rehabilitasyonu planlamada beceri sahibi hemşirelerin bakım etkinliklerini kapsar. Bu bakımın herhangi bir hastalıktan önce sahip olunan fonksiyon düzeyinin kazandırılması kadar herhangi bir patolojik sürecin çözümlenmesini de içermesi gerekir. Ayrıca bakım etkinliklerinin yaşlının bakımından sorumlu kişilerin gereksinim ve isteklerini de yansıtması çok önemlidir (Staab ve Hodges 1996). Yaşlı bakımını hedef alan hemşirelikte temel hemşirelik bilgi ve becerileri yaşlı nüfusun farklı ve çeşitli gereksinimlerine yönelik bilgilerle bütünleştirilmelidir. Yaşlı bakımı alanında çalışan hemşirelerin yaşlılara özgü fiziksel, psikososyal, yasal, etik ve ekonomik konular ile yaşlılarla ilgili ulusal ve yerel yardım kaynakları konusunda bilgi sahibi olması gereklidir. Hemşirelerin yaşlı bireylerin gereksinimlerine yanıt verebilmeleri için normal yaşlanma sürecini anlamaları ve akut ya da kronik sorunları olan yaşlıların bakımı için hazırlanmaları gerekir. Bu nedenlerle temel eğitim içinde tüm bilim dallarına entegre biçimde yaşlanma ile ilgili temel bilgi, beceri ve tutumun kazandırılması önemlidir (Akdemir 1997, Staab ve Hodges 1996). Yaşlılık konusundaki hemşirelik uzmanları, hemşirelerin yaşlılara daha uygun bakım verebilmek için temel hemşirelik bilgisinden daha fazla bilgiye gereksinimi olduğu konusunda hemfikirdirler (Brower ve Yurchuck 1993, Philipose ve ark.1991). Gerontoloji hemşireliği yaşlı bireylerin bakımı alanında uzmanlaşmış hemşireleri tanımlamak üzere kullanılan bir terimdir. 1973 te Amerikan Hemşireler Birliği (ANA) yaşlı bireylerin bakım standartlarını belirlemiştir (Staab ve Hodges 1996). Bu standartlar 1976 ve 1987 de yeniden gözden geçirilmiş ve gerontoloji hemşireliği uygulamasının standartları olarak belirlenmiştir. Gerontoloji hemşireliği 37
standartları gerontoloji hemşireliği hizmetlerinin örgütlenmesi, teorileri kullanma ve geliştirme, veri toplama, hemşirelik tanısı koyma, girişimler, değerlendirme, disiplinler arası işbirliği, araştırma, etik ve mesleki gelişim başlıklarını içermektedir ve sağlığın geliştirilmesi, sağlığın sürdürülmesi, hastalıkları önleme ve özbakım gücünü geliştirme gibi uygulamalar konusunda rehber niteliğindedir. Temel amaç üst düzey fiziksel, psikolojik ve sosyal fonksiyonun sürdürülmesi ve bozulması halinde onarılması olarak ifade edilmektedir. ABD de hemşireler bu alanda gerontoloji hemşiresi, klinik gerontoloji uzman hemşiresi ve pratisyen gerontoloji hemşiresi olmak üzere üç tip sertifika sahibi olabilirler. Bu sertifikalardan birine sahip olan, yaşlı bakımında uzmanlaşmış hemşire yaşlıya hizmet sunulan her alanda çalışabilir. Ayrıca bu kişiler hizmet içi eğitim, danışma, sağlık eğitimi, vaka yönetimi ve uzun süreli bakım alanlarında yöneticilik yapma gibi çeşitli roller üstlenebilmektedir (Philipose ve ark. 1991, Staab ve Hodges 1996). ÜLKEMİZDE YAŞLI HİZMETLERİN- DE HEMŞİRENİN ROLÜ Ülkemizde hemşirelerin yaşlılara özgü hizmet sunduğu tek alan huzurevleridir ve Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu - na (SHÇEK) bağlı 45 huzurevinde bu kapsamda çalışan 75 hemşire vardır (... 1998). Hemşireden beklenen hizmetler 2828 sayılı SHÇEK kanununun 15. Maddesine dayanarak hazırlanmış olan huzurevleri yönetmeliğinde (24.11.1984) belirtilmiştir: Madde 16 - Hemşirenin görev ve yetkileri : 1. Huzurevi tabibi, diş tabibi ve fizyoterapistin yardımcısı olup revirin yönetimi, ilaçların korunması ve kullanılmasından sorumlu olmak, 2. Hasta yaşlıyı dinlemek, gerektiğinde tabibe bildirmek, yaşlıyı muayene ve tedaviye hazırlamak 3. Hasta yaşlıların tedavileri için gereken bütün kayıt, bakım, tedavi ve diğer uygulamaları tabibin tarifine göre yürütmek, 4. Yaşlıların gerekli ilaçları kullanmalarını sağlamak, enjeksiyonları yapmak, bunları hemşire notuna miktar ve zaman belirterek kaydedip imzalamak, 5. Yaşlı odalarının genel temizliğini sağlamak, 6. Yaşlıların yatak, çamaşır ve vücut temizliğinden (saç tuvaleti, el ve ayak tırnaklarının temizliği, yaşlı yataklarının yapılması ve düzeltilmesi vb.) sorumlu olmak ve gördükleri noksanlıkları bizzat gidermek, 7. Diyetisyen bulunmadığı huzurevlerinde yemek servis bölümünün ve mutfağın hijyen şartlarına uygun olmasını, mutfak personelinin temizliğe uymasını ve eğitimini sağlamak. Yönetmelik 1984 yılında düzenlenmiş olmasına rağmen 1950 li yılların izlerini taşımaktadır. Hemşireyi kurumda görev yapan bütün sağlık mesleklerinin yardımcısı olarak değerlendirmekte, görev ve yetkileri de bu çerçevede ele almaktadır. Hemşirenin görevi açıkça belirlenmemiş ve diğer meslek elemanlarının tarifine bağlı beklenen hizmetleri de hasta bakımı ve tedavisi ile sınırlandırılmıştır. Yaşlı bakımında temel amacın üst düzey fiziksel, psikolojik ve sosyal fonksiyonun sürdürülmesi ve bozulması halinde onarılması olduğu ve gerontoloji hemşireliği standartlarının sağlığın korunması, sürdürülmesi, geliştirilmesi ve öz bakım gücünün geliştirilmesi gibi uygulamaları kapsadığı göz önüne alınırsa yaşlıların bakımında hemşireden beklenen hizmetlerin bunlarla sınırlandırılamayacağı açıkça görülecektir. Ülkemizdeki huzurevleri ve diğer alanlarda yaşlılara hizmet sunacak hemşirelerin sahip olması gereken niteliklerin neler olduğu, görev ve yetkilerinin neleri içermesi gerektiği konusunda, gerek hemşirelik gerekse gerontoloji alanındaki evrensel ve bilimsel gerçekler göz önünde bulundurularak ve her alandaki (uygulama, eğitim ve yönetim) hemşirenin görüşleri alınarak, hemşireler tarafından öneriler geliştirilmesi ve konunun tartışılmak üzere gündeme getirilmesi yararlı olacaktır. KAYNAKLAR Akdemir N (1997) Hemşirelik Bakımı: Geriatri, Y Gökçe Kutsal, M Çakmakçı, S Ünal (Ed), Cilt 1, Ankara, Hekimler Yayın Birliği. Black MJ, Jacops-Matasarin E (1997) Medical- Surgical Nursing, 5 th edition, W.B. Saunders Co. Boult C, Boult L, PacalaJ T (1998) Systems of care for older populations of the future, J Am Geriatr Soc, 46:499-505. Bozcuk N, Demirsoy A (1997) Ölümün Evrimsel Öyküsü: Geriatri, Y Gökçe Kutsal, M Çakmakçı, S Ünal (Ed), Cilt 1, Ankara, Hekimler Yayın Birliği. Brower HT, Yurchuck ER (1993) Teaching gerontological nursing in southern states, Nurs Health Care, 14(4):198-205. 38
Büyükcoşgun A (1990) Yaşlı Bireylerin Sağlık Sorunları ve Bakım Gereksinimlerinin Saptanması. Yayınlanmamış Doktora Tezi, Ankara, Hacettepe Üniversitesi. Büyükkaragöz S (1997) Program Geliştirme, 2. Baskı, Konya, Kuzucular Ofset. Cho CY, Alessi CA, Cho M, Aronow HU, Stuck AE, Rubenstein LZ, Beck JC (1998) The assocation between chronic illness and functional chance among participants in a comprehensive geriatric assesment program, J Am Geriatr Soc, 46(4):449-455. Devlet İstatistik Enstitüsü (1995) Türkiye Nüfusu Demografi Yapısı ve Gelişimi - 21.YY Ortasına Kadar Projeksiyonlar, 1923-94, No:1839, Ankara, DİE. Dönmez L, Dedeoğlu N (1998) Antalya kent merkezinde 60 yaş ve üzeri nüfusun sağlık hizmetlerini kullanma durumu, Türkiye Tıp Dergisi, 5(2):95-103. Devlet Planlama Teşkilatı (1993) 1993 Yılı Programı Destek Çalışması - Ekonomik ve Sosyal Sektörde Gelişmeler, Ankara. Devlet Planlama Teşkilatı (1996) 7. Beş Yıllık Kalkınma Planı (1996-2000), Ankara. Dünya Sağlık Örgütü (1998) Dünya Sağlık Raporu 21. Yüzyılda Yaşam - Herkes İçin Bir Vizyon, Cenevre, DSÖ. Elon RD (1996) Geriatri - Son gelişmeler, BMJ Türkiye, 1(9):35-39. Emiroğlu V (1995) Yaşlılık ve Yaşlının Sosyal Uyumu, Genişletilmiş İkinci Baskı, Ankara, Şafak Matbaacılık. Holstein BE, Dean K (1992) Health Promotion Among The Elderly :Health Promotion And Chronic Illness - Discovering A New Quality of Health. A Kablun (Ed), Who Regional Publication, European Series, No:44.... (1998) Huzurevleri 1998 Yılı Raporu-Sayı ve Dağılımı, Ankara, Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu (SHÇEK). International Institute on Aging - INIA (1998) International Short Training Course in Health Care for Older Population - Final Report, 16-27 November 1998, International Institude on Aging (INIA), UN, Malta. Kalache A (1999) Active ageing makes the difference (editorials), Bulletin of WHO, 77(4):299. Leddy S, Pepper JM (1998) Conceptual Bases of Professional Nursing, 4 th edit., Philedelphia, Lippincott. Meerding WJ, Bonneux L, Polder JJ, Koopmanschap MA, J Van Der Maas P (1998) Demographic and epidemiological determinants of health care cost in Netherland: Cost of illness study, BMJ, 317:111-115. Özcan A, Nural N, Karataş B (1992) Geniş ailede yaşlıların yeri ve algılanışları, Sağlıklı Yaşlanma Sempozyumu Kitabı, 26-27 Kasım 1992, H.Ü. Hemşirelik Yüksekokulu, Ankara. Philipose V, Tate J, Jacops S (1991) Review of nursing literature - Evolution of gerontological education in nursing, Nurs Health Care, 12(10):524-530. Roos NP, Havens B (1991) Predictors of successfull aging: a twelve-year study of Manitoba elderly, Am J Pub Health, 81(1):63-68. Sağlık Bakanlığı (1995) Health Services Utilization Survey in Turkey, Ankara, Ministry of Health. Sönmez V (1997) Program Geliştirmede Öğretmen El Kitabı, 7. Baskı, Ankara, Anı Yayıncılık. Staab AS, HodgesLG (1996) Essentials of Gerontological Nursing, Philedelphia, Lippincott. Stanhope M, Lancester J (1996) Community Health Nursing - Promoting Health of Aggregates, Family and Individuals, Fourth Edit., St Louis, CV Mosby. Toros A (Ed) (1993) Türkiye de Nüfus Konuları, Politika Öncelikleri, Ankara, H.Ü. Nüfus Etütleri Enstitüsü. Ünal S (1997) Yaşlı Hastanın Değerlendirilmesi: Geriatri. Y Gökçe Kutsal, M Çakmakçı, S Ünal (Ed), Cilt 1, Ankara, Hekimler Yayın Birliği. Wagner EH, LaCroix AZ, Grothaus L, Leveille SG, Hecht JA, Artz K, Odle K, Buchner DM (1994) Preventing disability and falls in older adults: a population based randomized trial, Am J Pub Health, 84:1800-1806. 39