Ani Antik Şehri koruma altında Somut olmayan kültür arşivleniyor. Kadınlar kurumsallaşmayı tartıştı Yasal güçlendirme ve herkes için adalete erişim

Sayı: 55 Temmuz 2010 Kars'ın dünya çapında turizm potansiyeli Ani Antik Şehri koruma altında Somut olmayan kültür arşivleniyor Kadınlar kurumsallaşmayı tartıştı Yasal güçlendirme ve herkes için adalete erişim

Kars'ın dünya çapında turizm potansiyeli Tek bir çivi bile kullanılmadan inşa edilen ahşap harikası Katerina Köşkü, kuş seslerinin eşlik ettiği çam ormanları içinde Türkiye deki en iyi telesiyej sistemleriyle tırmanılan Sarıkamış zirvesi, Kuyucuk Gölü etrafında kuş gözlemi fırsatı, Ortaçağ dan kalma Ani Antik Şehri ve Osmanlı ve Selçuklu mimarisinin en zarif örneklerinden bazılarını barındıran şehir merkezi ile Kars dünya çapında bir turistik merkez olmaya aday. Ankara, Temmuz 2010 Doğu Anadolu da Kültür Turizmi İçin İttifaklar Birleşmiş Milletler Ortak Programı kapsamında yerel paydaşlar tarafından oluşturulan Tanıtım ve Promosyon Çalışma Grubu, Kars ın kültür, doğa ve kış turizmi potansiyelini Türkiye nin önde gelen tur acenteleri ve basın kuruluşlarına daha iyi anlatabilmek için Haziran ayında Kars Tanıtım Gezisi düzenledi. Gezi dahilinde Sarıkamış, Kuyucuk ve Çıldır Gölleri, Kars şehir merkezi ve Ani Antik Kenti ziyaret edildi. Katılımcılar, Kars ın kültürel ve doğal zenginliklerinin ili kültür turizmi alanında sadece Türkiye de değil dünyada da önemli bir çekim merkezi yapacak potansiyeli yarattığı görüşünde birleştiler. Türkiye nin çeşitli illerinden tur acenteleri ve ulusal basından gazetecilerin yer aldığı 40 kişilik grup ziyaretlerine kış turizmi için gittikçe artan bir önem ve ilgi kazanan Sarıkamış ilçesinden başladılar. Katılımcılar pırıl pırıl Haziran güneşi altında en az kışın karlarla kaplı olduğu zamanki kadar davetkar olan Sarıkamış a tırmandılar ve burada yetkililerden kayak tesisleri ve Sarıkamış hakkında detaylı bilgi alma şansı buldular. Günün ikinci durağı ise Katerina Köşkü oldu. Rus Çarı 2. Nikola nın, Sarıkamış ta komutanlık binası olarak yaptırdığı ahşap köşkün, yakın gelecekte özel sektör yatırımları aracılığıyla Sarıkamış turizmine kazandırılması planlanıyor. Gezinin ikinci gününde ise Türkiye nin sayılı kuş göllerinden olan Kuyucuk Gölü ne yapılan ziyarette Kars-Iğdır yöresindeki doğal hayat, kuş nüfusu ve flora konusunda bilgilendirilen katılımcılar daha sonra göl kenarına kurulan özel dürbünlerle bizzat kuş gözlemi yaptılar. Daha sonra ise kışın tamamen donan ve bu sayede atlı kızaklara ve buz balıkçılarına ev sahipliği yapan Çıldır Gölü ziyaret edildi. Çıldır Gölü nden sonraki durak ise Rus, Osmanlı ve Selçuklu mimarisinin en zarif örneklerinden bazılarını barındıran Kars şehir merkezi oldu. Birçoğu ilk defa Kars ı ziyaret ediyor olan katılımcılar tarihi binalarla dolu sokakların yanı sıra, ilin zengin kültür mirasını ve zenginliklerinden örnekler sergileyen Kars Müzesi ni de ziyaret ettiler. Şehir gezisi boyunca gruba eşlik eden İl Kültür ve Turizm Müdürü Hakan Doğanay ve Ali Canip Olgunlu verdikleri detaylı bilgilerle şehrin tarihi, kültürel yapısı ve ilde turizm sektörünü harekete geçirmek için yapılan ve yapılması planlanan çalışmaları anlattılar. Ayrıca turizm acentelerinin temsilcileri ildeki otelleri de gezme ve tanıma fırsatı da buldu. Üçüncü günü gelincik ve papatyalarla kaplanmış Ani de karşılayan grup, Ortaçağ mimarisinin en güzel örneklerinden bir kısmını barındıran

etkileyici Antik Şehir de binlerce yıl öteden birçok kültürün iç içe geçmiş etkileyici mirasını yansıtan eşsiz bir mimari ve kültürel zenginlikle karşılaştılar. Ögrenciler Kars'ı tanıtıyor 21 yıldır yerli ve yabancı turistlerle Türkiye yi karış karış gezen araştırmacıyazar, Türkolog ve profesyonel rehber Ali Canip Olgunlu, mesleğinin inceliklerini 10 Haziran da Kafkas Üniversitesi Turizm Meslek Yüksek Okulu Rehberlik Bölümü nde okuyan genç rehber adaylarıyla paylaştı. Kendisi de Kars lı olan Ali Canip Olgunlu nun verdiği Anadolu nun Kültürel Mirası ve Rehberlik Mesleğinin Temel Esasları konulu özel seminerde bir rehberin sahip olması gereken temel özellikler, kaçınılması ve mutlaka geliştirmesi gereken noktalar gibi konularda kapsamlı bir söyleşi gerçekleştirdi. Salonu dolduran 100 den fazla öğrenci soru ve yorumlarıyla seminere aktif olarak katıldı ve rehberlik hakkında detaylı bilgi alma şansı buldular.

Ani Antik Şehri koruma altında Ortaçağ mimarisi ve sanatının günümüze kalan en önemli örneklerinden bazılarını barındıran ve Kars ın somut kültürel mirasının da en önemli parçalarından birini oluşturan Ani Antik Şehri Doğu Anadolu da Kültür Turizmi İçin İttifaklar Birleşmiş Milletler Ortak Programı kapsamında hazırlanan Ani Ören Yeri Alan Yönetimi Planı ile korunacak. Ankara, Temmuz 2010 29 Mayıs 1 Haziran tarihleri arasında Kars ta gerçekleştirilen 2. Ani Yönetim Planı Geliştirme Çalıştayı nın sonuç bildirgesinde Ani nin; şehircilik, mimarlık ve sanat açısından Orta Çağ ın tüm zenginlik ve çeşitliliğinin bir arada sergilendiği, Türklerin Anadolu ya ilk giriş noktalarından biri olduğu ve Anadolu daki ilk Türk camisi Ebul Manuçehr Camii nin yanı sıra ilk Selçuklu Kitabesi gibi bir çok ilk e ev sahipliği yaptığı da vurgulandı. Ani Ören Yeri Alan Yönetimi Planı nın hazırlanması için Ortak Program ı oluşturan BM kuruluşlarından UNESCO ve Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü koordinasyonunda gerçekleştirildi. Çalıştay ın sonuç bildirgesi 1 Haziran 2010 Salı günü bir basın toplantısı ile kamuoyu ile paylaşıldı. İlk iki günü Bilimsel Hazırlık Programı na ayrılan Çalıştay da Ani Ören Yeri nin Kültürel Öneminin Belirlenmesine Yönelik Bilimsel Çalışma nın ardından Akademik Değerlendirme Forumu gerçekleştirildi Ani Örenyeri ne bir inceleme gezisi yapıldı. Özellikle paydaşların ve üstlenecekleri rollerin belirlenmesi amacı taşıyan çalıştayda aynı zamanda Kars İl Kültür Turizm Müdürlüğü yetkilileri, Ani Örenyeri nde kazı çalışmaları yürüten ve Alan Yönetim Planı hazırlanması sürecine danışman olarak katkıda bulanan bilimadamları, yerel Sivil Toplum Örgütleri, Kafkas Üniversitesi nden temsilcileri bilimsel oturumun sonuçları ve Yönetim Planı Hedefleri konularını ele aldılar. Alan yönetimi çalışması yönetim alanının korunması, kültürel ve doğal varlıklarına zarar vermeden sosyo-ekonomik potansiyelinin değerlendirilmesi, vizyon, hedef ve politikaların geliştirilmesi anlamına geliyor. Alanın yönetilmesi sürecinde iş birliği ve katılımcı modelin geliştirilmesi, yıllık ve beş yıllık süreçlerde kararların gözden geçirilmesi ve bütçesi ile yetki ve sorumluluklar belirleniyor. İlki 4-9 Aralık 2009 tarihlerinde Kars ve Ankara da düzenlenen bu çalıştay serisinin geliştirilecek alan yönetimi çalışmaları kapsamında Ani Ören Yeri Yönetim Planı nın hazırlanmasından ve uygulanmasından sorumlu olacak olan yerel paydaşlara, ulusal ve yerel kurum ve kuruluşlara yol gösterici olması amaçlanıyor.

Somut olmayan kültür arşivleniyor Kültür ve Turizm Bakanlığı, Kafkas Üniversitesi ve Doğu Anadolu da Kültür Turizmi İçin İttifaklar Birleşmiş Milletler Ortak Programı kapsamında UNESCO nun işbirliği ile gerçekleştirilen ve Somut Olmayan Kültürel Miras Ulusal Envanterine katkı sağlayacağına inanılan Kars ın Somut Olmayan Kültürel Mirası Alan Araştırması ilk bölümü Haziran ayında tamamlandı. Ankara, Temmuz 2010 Tarih boyunca çeşitli kültür ve medeniyetlere ev sahipliği yapmış olan Kars binlerce yıldır kuşaktan kuşağa aktarılan sözlü gelenek, anlatımlar, gösteri ve el sanatları, şölenler, ve toplumsal bilgilerden oluşan zengin bir somut olmayan kütürel mirasa sahip. Kafkas Üniversitesi öğrencileri 80 köyü ziyaret ederek 14911 dakikalık ses kaydı, 7054 sayfalık ses kaydı deşifresi, 2706 adet fotoğraf ve 259 video kaydından oluşan veriler elde etti. Toplanan tüm veriler ile bilgi ve belgelerin aslı Kültür ve Turizm Bakanlığı Halk Kültürü Bilgi ve Belge Merkezi ne kazandırılırken, çalışmaların birer nüshası da Kafkas Üniversitesi ve Birleşmiş Milletler Ortak Programı aracılığı ile UNESCO arşivinde yer alacak. Bu bağlamda ilk çalışma 8-9 Ekim 2009 tarihleri arasında Kars ta düzenlenmiş, Kültür ve Turizm Bakanlığı uzmanlarından oluşan bir ekip Kars ın Somut Olmayan Kültürel Mirasının Alan Çalışması nı yürütecek olan Kafkas Üniversitesi öğrencileriyle bir eğitim çalışması gerçekleştirilmişti. Somut olmayan kültürel miras kavramı, insanlığın binlerce yıldır kuşaktan kuşağa aktararak yaşattığı sözlü gelenek, anlatımlar, gösteri sanatları, el sanatları, şölen, toplumsal uygulama ve bilgilerden oluşan ortak belleği ifade etmek için kullanılıyor. Tarih boyunca çeşitli kültür ve medeniyetlere ev sahipliği yapmış olan Kars bu nedenle çok zengin bir somut olmayan kültürel miras barındırıyor. BM Ortak Programı kapsamında Kars ın sahip olduğu zengin kültürel mirasın korunması, daha geniş kitlelerce tanınması ve gelecek kuşaklara aktarılması amaçlandığı için, bu tespitler büyük önem kazanıyor. Doğu Anadolu da Kültür Turizmi İçin İttifaklar Birleşmiş Milletler Ortak Programı finansmanı İspanya Hükümeti nin sağladığı Binyıl Kalkınma Hedefleri Fonu yla destekleniyor. Ulusal ortağı T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı olan Ortak Program da yer alan Birleşmiş Milletler kuruluşları ise UNDP (Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı), UNESCO (Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü), UNICEF (Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu) ve UNWTO (Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütü).

Kadınlar kurumsallaşmayı tartıştı Türkiye nin 81 ilinden kadınlar, Yerel Gündem Programı (YG-21) kapsamında 9-11 Haziran 2010 tarihlerinde İstanbul da biraraya geldi. Ankara, Temmuz 2010 Kadın ve Gençlik Konseyleri nin Kent Konseyleri altında resmen tanınmasına yönelik olarak Haziran 2009 da yapılan yasal düzenlemeyi takiben, Kadın ve Gençlik Konseyleri nden 200 kadın güç birliği yaparak konseylerin kurumlaşması yolundaki görüşlerini ifade ettiler. Söz konusu toplantı, Yerel Gündem Programı (YG-21) çerçevesindeki Yerel Demokratik Yönetişim Mekanizmaları Olarak Kent Konseyleri nin Güçlendirilmesine Yönelik Eğitim ve Kapasite Geliştirilmesi başlıklı 5. Safha Projesi kapsamında düzenlenmiş olup, Birleşik Şehirler Yerel Yönetişim-Orta Doğu ve Batı Afrika (UCLG-MEWA), Türkiye Cumhuriyeti İçişleri Bakanlığı Yerel Yönetimler Genel Müdürlüğü ve Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) Türkiye Ofisi nin koordinasyonunda gerçekleştirildi. 2007 Genel Seçimleri nden önce kadınların siyasetteki konumlarının geliştirilmesine yönelik özel önlemlerin alınması için çağrıda bulunulan Kadınların Siyasete Katılımları Konulu 2006 Ürgüp Kadın Zirvesi nin ardından kapsayıcılık, temsiliyet, hesap verebilirlik, sürdürülebilirlik ve kurumsallaşma konularını kapsayan gündemiyle 2010 Zirvesi, katılımcı şehir sayısında yaşanan iki katı aşkın bir artışla gerçekleştirildi. UNDP Türkiye Demokratik Yönetişim Programı Müdürü Leyla Şen, aynı tarihlerde İstanbul da düzenlenmekte olan Binyıl Kalkınma Hedefleri (MDG +10) Bölgesel Konferansı nın bulgularını katılımcılarla paylaştığı konuşmasıyla Zirve yi açarken, başta Türkiye olmak üzere bazı bölge ülkelerinin Binyıl Kalkınma Hedefleri nin kadınların güçlendirilmesi ve cinsiyet eşitliğinin sağlanması konulu 3. hedefine (MDG3) ulaşmak konusunda geride kaldıklarını belirtti. İsveç Parlamentosu eski üyesi ve Springboard adlı İsveç Sivil Toplum Kuruluşu nun eş kurucusu Bonnie Bernström, zirvenin ilk gününde kadın konseyleri ile biraraya geldi ve dünya çapında örnek teşkil eden kadınlara ilişkin örnekleri katılımcılarla paylaştı. Bernström konuşmasında, kadınların parlamentoda temsili söz konusu olduğunda İsveç in Ruanda nın ardından dünyada ikinci sırada yer almasının yolunu açan stratejilerin bazılarını ve siyasetteki feminizasyon sürecine ilişkin görüşlerini paylaştı. YG-21 Programı Ulusal Koordinatörü Sadun Emrealp, kadın konseylerinin ulusal çapta işbirliği modeline yönelik alternatifleri önerdiği konuşmasında, kurumsallaşmayı ilişkin güncel konuları dile getirdi. YG-21 sürecinin gerçek manasını Kadın Konseylerinin çalışmalarıyla kazandığını vurgulayan Emrealp, bunun Kadın Konseyleri nin kadın-erkek eşitliği ekseninde demokratik yönetişim için öncü olarak kalacaklarının göstergesi olduğunu belirtti. UNDP Türkiye Ofisi nden Aslı Şahin, yatay iletişimin, cinsiyet konusundaki ulusal ve yerel politikaların izlenmesi mekanizmalarının ve

eşitliğin savunulmasına yönelik çalışmalar yapan kuruluşlarla koordinasyonun önemini vurguladığı konuşmasında, kadınların güçlendirilmesine yönelik çalışmalara ilişkin yerel ve küresel deneyimler ile kadın kurumsal modellerini katılımcılarla paylaştı. Yönetişimin özünde yer alan 3 temel konuya odaklanılan müteakip 3 oturumda, Kent Konseyleri altında yer alan kent yönetimi karar mekanizmalarina ortak olunması ve Kent Konseyi nin görüşlerinin Belediye Meclisi ne taşınması açısından sürdürülebilirliğin sağlanması için acil eylemlerin hayat geçirilmesi amaçlanmıştır. Kadın Konseyleri nin sürdürülebilirlik yoluyla güçlendirilmesi hem bilginin yerelde politika şekillendirilmesinde etkin kullanımını hem de cinsiyet eşitliğine yönelik olarak ulusal ve yerel düzeyde alınacak önlemlerde kapsayıcılık sağlayacağı düşünülmektedir. Zirve sonucunda, yönetişimin ana kavramlarına dayalı olarak yenilenmiş vizyon ve misyon vasıtasıyla gündemdeki sorunların üstesinden gelinmesine yönelik bir yol haritası, zirve esnasında gündeme getirilen sorunlar da göz önünde bulundurularak yurt çapında online platformlarda şekillendirilmektedir. UNDP tarafiından en iyi yerel yönetişim uygulamalarından biri olarak kabul edilen Türkiye Yerel Gündem-21 Programı nın, Türkiye de Kent Konseyleri vasıtasıyla kamu kurumlarının, yerel yönetimlerin ve sivil toplum kuruluşlarının yerel karar alma mekanizmalarının köşetaşını oluşturduğu bir yerel yönetişim modeline imkan sağlayacağına inanılmaktadır. Kent Konseyleri, kalkınma önceliklerinin ve kentin acil problemlerinin teşhis edilmesine ve tartışılmasına imkan sağlayan demokratik platformlar olarak faaliyet göstermektedir. Kent Konseyleri, Belediye Kanunu nda 2009 yılının Haziran ayında yapılan yasal düzenlemeyi müteakiben resmi olarak tanınmış ve söz konusu Kanun un 76 inci maddesine dercedilmiştir. Kadın Konseyleri kadınları kentlerde kurumsal düzeyden bireysel düzeye kadar temsil etmeyi amaçlamaktadır. Kadınların yerel karar alma mekanizmalarında düşük düzeyde temsil edildikleri göz önüne alındığında, Kadın Konseyleri nin cinsiyet eşitliği konusunun kent yönetimi gündemine taşınmasında oldukça önemli oldukları söylenebilir.

Yasal güçlendirme ve herkes için adalete erişim Koruyucu hukuk tedbirlerinin geliştirilmesi ve herkes için adalete erişimin sağlanmasını hedefleyen Proje 31 Mayıs 2010 da Ankara da başlatıldı. Ankara, Temmuz 2010 UNDP Türkiye ve Adalet Bakanlığı tarafından ortaklaşa yürütülen Adalete Erişim için Koruyucu Hukuk Uygulamalarının Geliştirilmesi Projesi ile vatandaşlar temel yasal haklar ve uygulamalar hakkında bilgilendirilecekler. Açılış Konferansı, Adalet Bakanlığı,İçişleri Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı, Kültür ve Turizm Bakanlığı, Barolar Birliği, Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu, Emniyet Genel Müdürlüğü, Ankara Barolar Birliği, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ve Başbakanlık İnsan Hakları Başkanlığı nın ilgili birimlerinden üst düzey katılım ile gerçekleşti. Konferansa, çocuk, kadın, genç, engelli ve ilgili diğer grupları temsil eden sivil toplum örgütleri ve üniversitelerden oldukça yoğun bir ilgi gösterildi. Yargı reformu alanındaki hükümet çabalarına istinaden, Adalet Bakanlığı Müsteşarı Ahmet Karaman, mevzuatın geliştirilmesine yönelik yapılan çalışmalar ve adliyelerin hakim, savcı ve yardımcı personel ihtiyacının giderilmesi ile adalete erişime yönelik tedbirlerin büyük ölçüde gerçekleştiğinin altını çizmiştir. Ancak bu alandaki çalışmaların vatandaş tarafından iyi bilinmemesi alınan tedbirlerin beklentileri karşılamayacağını da eklemiştir vatandaşın memnuniyetini esas almayan bir adalet sisteminin başarısından söz etmek mümkün değildir. Bu nedenle Bakanlık vizyonunu güven veren bir adalet sistemi olarak belirlemiştir. Kahraman ayrıca Proje faaliyetlerinin gerçekleşmesi için ilgili paydaş kurum ve kuruluşlar ile ortaklık ve yakın işbirliği içinde olmanın önemine de işaret etti. Adalet Bakanlığı Müsteşarı nın ifade ettikleriyle aynı doğrultuda, BM Mukim Koordinatörü ve UNDP Daimi Temsilcisi Shahid Najam da yaptığı açılış konuşmasında adalete erişimin sadece kişilerin mahkemelere erişimi ya da yasal temsilin sağlanması ile sınırlı olmadığı bunun yanında adil ve eşit hukuki süreç ve sonuçların sağlanması ile de bağlantılı olduğunun altını çizdi. Toplantıda Adalet Bakanlığı Strateji Geliştirme Başkanı Murat Cevher projenin kapsam ve rasyonelini sundu. Cevher Proje nin amacını, T.C. Hükümetinin yürüttüğü yargı reformu çalışmaları kapsamında vatandaşların yasal olarak güçlenmesi ve adil, kapsayıcı ve eşit yargı sistemine erişiminin kolaylaştırılması olarak sıraladı. Bu amaçla, projenin temel faaliyetleri yargı sektörüne yönelik kurumsal ve bireysel kapasite geliştirme ile yasal haklara yönelik kamu bilincinin arttırılmasını içeren çalışmalara dayanıyor. Böylece ilgili proje adalete erişim için koruyucu hukuk uygulamalarına ilişkin ihtiyaçların karşılanmasına katkıda bulunacak.

Proje nin kıdemli uluslararası danışmanı Andrejs Berzins, koruyucu hukuk alanındaki uluslararası deneyim ve uygulamaları özellikle Kanada modelinden yola çıkarak tanıttı. Farklı paydaş temsilcileri de tartışmalara katılarak adalete erişim alanında Türkiye deki mevcut uygulamalarla ilgili gözlemlerini paylaştılar.

Sivil gözetim artık daha etkin Etkili bir gözetim mekanizmasıyla Türkiye de daha demokratik, şeffaf ve güvenilir işleyen bir sivil gözetim sistemine katkıda bulunması beklenen İç Güvenlik Sektörünün Sivil Gözetiminin Geliştirilmesi 28 Mayıs 2010 tarihinde Ankara da düzenlenen Kapanış Konferansı ile sonuçlandırıldı. Ankara, Temmuz 2010 2000 yılında yayımlanan 21. Yüzyılda Birleşmiş Milletler raporunda BM eski Genel Sekreteri Kofi Annan, İnsan güvenliği en geniş tanımıyla şiddetli çatışmanın yoksunluğundan çok daha fazlasını ifade eder. İnsan haklarını, iyi yönetişimi, eğitim ve sağlık hizmetlerine erişimi ve her bireye kendi potansiyelini gerçekleştirmesi için fırsatlar sunulmasını garanti altına alınmasını kapsadığını belirtiken, bu doğrultuda atılan her adım, aynı zamanda yoksulluğu azaltmak, ekonomik büyümeyi sağlamak ve çatışmayı engellemek için atılmış olduğunu dile getirir. Etkili bir gözetim mekanizmasıyla Türkiye de daha demokratik, şeffaf ve güvenilir işleyen bir sivil gözetim sistemine katkıda bulunması beklenen İç Güvenlik Sektörünün Sivil Gözetiminin Geliştirilmesi İçişleri Bakanlığı, Avrupa Birliği Delegasyonu, UNDP temsilcileri, akademisyenler ve proje ekibinin katılımıyla 28 Mayıs 2010 tarihinde Ankara da düzenlenen Kapanış Konferansı ile sonuçlandırıldı. İçişleri Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Güngör Azim Tuna söz konusu proje ile arzulanan hedeflerin büyük ölçüde yerine getirildiği ve bu projenin Türkiye nin hem Avrupa Birliği ne (AB) entegrasyonu konusunda hem de bölgesinde daha güvenli bir ülke olması yolunda önemli bir kilometre taşı olacağını belirtti. Tuna, proje sonuçlarının ve projenin Türkiye de kanunların daha etkin bir şekilde uygulanmasına yapması katkıda bulunacak olmasının bu projenin önemini daha da artıracağını vurguladı. Kanunları uygulamanın en az kanun yapmak kadar önem arz ettiğini ifade eden Müsteşar Yardımcısı Tuna, kanun oluşturmanın da insanların zihinlerinde gerçekleşecek gerekli değişiklerle tamamlanması gerektiğinin altını çizerek, bu projenin şu ana kadar AB adaylığı yolunda önemli yasal düzenlemeler gerçekleştirmiş olan Türkiye ye kanunların daha intizamlı ve arzulanan bir biçimde uygulanmasına yönelik olarak etkin mekanizmalar kazandıracağına olan inancını dile getirdi. Merkezi Finans ve İhale Birimi Başkanı Muhsin Altun tarafından da ifade edildiği üzere, Kopenhag siyasi kriterlerinin sivil asker ilişkileri başlığı altında desteklenmekte olan bu projenin çıktıları ile proje süresince edinilen deneyimlerin, Türkiye nin bu alandaki intibak sürecine büyük katkıda bulunması bekleniyor. AB Delegasyonu Sektör Yöneticisi olan ve en erken aşamalarından itibaren projede yer alan Banur Özaydın ise bu projenin Türkiye de demokrasinin gelişmesi, kurumların şeffaflık ve hesap verebilirliklerinin arttırılması ve Türk halkının güveninin güçlendirilmesi yolundaki çalışmalara önemli katkılar yapacağına olan inancını dile getirdi. Kapanış Konferansında konuşan UNDP Türkiye Mukim Temsilci Yardımcısı Ulrika Richardson-Golinski ise söz konusu projeyi, Türkiye nin reform

sürecindeki en temel konulardan birine işaret etmekte olan ve Türkiye için çok önemli olan demokratikleşme ve hukukun üstünlüğünü güçlendirme çabalarının ayrılmaz bir parçasını teşkil eden bir proje olarak gördüğünü belirterek, bu başarılı projenin farkının yasal boşlukların, zorlukların ve çözümlerin tanımlanması yönündeki çabalara verdiği yaklaşımsal destek olduğunu söyledi. [BAGLANTILAR]

İklim modelleri şart Türkiye de iklim değişikliğinin etkilerini gösteren ve İTÜ Avrasya Yer Bilimleri Enstitüsü tarafından elde edilen bölgesel sonuçlar, Türkiye nin İklim Değişikliğine Uyum Kapasitesi nin Geliştirilmesi Birleşmiş Milletler Ortak Programı kapsamında 1-3 Haziran da Kayseri, Niğde ve Adana da açıklandı. Ankara, Temmuz 2010 Önümüzdeki onyıllarda Türkiye nin doğusunda kış aylarında yağışların kardan yağmura dönmesi veya hava sıcaklıklarındaki ısınma dolayısıyla kar örtüsünün erken erimesi ve akış miktarının artması bekleniyor. Bu durum; özellikle yaz aylarındaki kentsel ve tarımsal su ihtiyaçlarının karşılanması, kışın yağan ve zaman içerisinde eriyerek sisteme su sağlayan kar örtüsünden faydalanan yöreler için ciddi sorunlar oluşturabilir. Diğer yandan ardışık yağışsız gün sayısının zaman içinde ülkenin güneyinden başlayarak iç kısımlara kadar yayılarak artacağını işaret ediyor. İklim modelleri, yağış, sıcaklık ve buna benzer iklim parametrelerindeki değişikliklerin ne şekilde gerçekleşebileceğine dair fikir veriyor. Bu modellerin çıktılarının kullanımına yönelik eğitimler, tarım, su kaynakları, arazi planlaması, şehir planlaması gibi alanlarda çalışanların iklim değişikliğinden nasıl etkilenebileceklerini değerlendirmelerini, kendi sorumluluk alanlarında iklim değişkliğinin etkilerini azaltacak uyum araştırmaları bağlamında bu sonuçlardan nasıl yararlanacaklarını ve bu sonuçlara nasıl ulaşacaklarını gösteriyor. Üç ilde farklı kurumlardan toplam 45 kişinin katıldığı eğitimlerde; İstanbul Teknik Üniversitesi Avrasya Yer Bilimleri Enstitüsü Müdürü Prof.Dr. Nüzhet Dalfes ve Dr. Ufuk Utku Turunçoğlu tarafından iklim değişikliği, iklim değişikliğinin modellenmesi ve bölgesel projeksiyonların örneklerle tanıtımı yapılırken, tarım ve su kaynakları gibi kullanım alanları ile ilgili bilgi verildi. BM Ortak Programı Bölgesel Proje Koordinatörü Alper Acar; İklim değişikliğinin etkilerinin, bulunulan coğrafyaya ve yörenin sosyo-ekonomik durumuna bağlı olarak farklılıklar göstermesi, o yörede iklim değişikliğinin etkilerini azaltmaya yönelik uyum çabalarının belirlenmesinde bölgesel veya yerel iklim modellerinin kullanımının önemini gösteriyor. İklim değişikliğine uyum konusunda tarım ve gıda güvenliği, su kaynakları, halk sağlığı, altyapı, doğal kaynaklar ve ekosistem hizmetleri gibi konularda iklimsel risklerin anlaşılabilmesi ve doğru adımların atılabilmesinde, iklim modellerinin kullanımı akademik çalışmaların yanında karar vericilere ve planlama konusunda çalışanlara da yol gösterici bir araç olarak öne çıkıyor. dedi. Türkiye de iklim modelleri konusunda uzmanlaşan İTÜ Avrasya Yer Bilimleri Enstitüsü, özellikle son beş yıldır, yurtdışındaki araştırma kurumlarının küresel iklim modellerinden elde ettikleri iklim değişikliği projeksiyonlarını yerel ölçeklere taşımaya yönelik çalışmalar gerçekleştiriyor. Türkiye nin İklim Değişikliğine Uyum Kapasitesinin

Geliştirilmesi Birleşmiş Milletler Ortak Programı kapsamında İTÜ Avrasya Yer Bilimleri Enstitüsü, bölgesel model çıktılarından üretilen bazı temel istatistikleri ve bu veri ürünlerini web tabanlı bir sistem üzerinden kullanıcılara sunuyor. Kullanıcıların bazı temel işlemleri kendilerinin yapmalarına da olanak tanıyacak olan BM Ortak Programı kapsamında oluşturulan web tabanlı sisteme http://agora.itu.edu.tr adresinden ulaşılıyor. Ortak program çerçevesinde İTÜ Avrasya Yer Bilimleri Enstitüsü tarafından oluşturulan web tabanlı sistem ile zaman boyutunu da sağlayacak şekilde iklim değişikliğinin etkileri ile ilgili bilgilere ülke, havza ve il bazında ulaşmak mümkün oluyor. Türkiye nin İklim Değişikliğine Uyum Kapasitesinin Geliştirilmesi BM Ortak Programı; Türkiye nin iklim değişikliğinin etkileriyle mücadele edebilmesi ve yönetebilmesi için gerekli stratejilerin oluşturulması ve Türkiye nin kırsal ve kıyı alanları gelişimini tehdit edebilecek iklim değişikliği risklerini yönetebilmek için kapasite geliştirmeyi amaçlıyor. Detaylı bilgi için lütfen www.iklim.mdgf-tr.org sitesini ziyaret edin.