DÜNYA DA VE TÜRK YE DE TÜBERKÜLOZ

Benzer belgeler
Küresel Bir Problem Olarak Tüberküloz. Prof. Dr. Ali ALBAY Gülhane Askeri Tıp Akademisi Tıbbi Mikrobiyoloji. AD. Öğretim Üyesi

ÜLKEM ZDE ÇOK LACA D RENÇL TÜBERKÜLOZ EP DEM YOLOJ S

Ayşe YÜCE Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji AD.

TÜBERKÜLOZ EP DEM YOLOJ S

DÜNYADA VE TÜRK YE DE TÜBERKÜLOZ

2007 YILI VE ÖNCES TAR H BASKILI HAYVANCILIK B LG S DERS K TABINA L fik N DO RU YANLIfi CETVEL

SB Sakarya E itim ve Araflt rma Hastanesi Asinetobakterli Hastalarda DAS Uygulamalar ve yilefltirme Çabalar

ÜN TE V SOSYAL TUR ZM

GÖRÜfiLER. Uzm. Dr. Özlem Erman

Dünyada ve Türkiye de Güncel Verilerle HIV/AIDS. Hacettepe Üniversitesi AIDS Tedavi ve Araflt rma Merkezi (HATAM)

Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı Değerlendirme Notu Sayfa1

önce çocuklar Türkiye için Önce Çocuklar önemlidir

DÜNYADA VE TÜRKİYE DE TÜBERKÜLOZ

EK: VEREM EĞĠTĠM VE PROPAGANDA HAFTASI BĠLGĠ NOTU (04-10 Ocak 2014)

Yeni ve Önceden Tedavi Alm fl Akci er Tüberkülozlu Olgularda laç Dirençleri

Nüks ve Tedaviye Ara Verip Dönen Akci er Tüberkülozlu Olgularda Yeniden Tedavi Rejimi Sonuçlar

stanbul Kültür Üniversitesi, Türkiye

YOLSUZLUKLARIN ÖLÇÜLMESİ

fiekil 2 Menapoz sonras dönemde kistik, unilateral adneksiyel kitleye yaklafl m algoritmas (6)

DEĞERLENDİRME NOTU: Mehmet Buğra AHLATCI Mevlana Kalkınma Ajansı, Araştırma Etüt ve Planlama Birimi Uzmanı, Sosyolog

Ekonomi Alan ndaki Uygulamalar ve Geliflmeler 2

Çocuk ve Tüberküloz (Verem)

Uluslararas De erleme K lavuz Notu, No.11 De erlemelerin Gözden Geçirilmesi

Türk Silahl Kuvvetleri nde Tüberküloz Kontrolü

Mehmet TOMBAKO LU* * Hacettepe Üniversitesi, Nükleer Enerji Mühendisli i Bölümü

Tablo 2.1. Denetim Türleri. 2.1.Denetçilerin Statülerine Göre Denetim Türleri

Merkezi Sterilizasyon Ünitesinde Hizmet çi E itim Uygulamalar

CO RAFYA GRAF KLER. Y llar Bu grafikteki bilgilere dayanarak afla daki sonuçlardan hangisine ulafl lamaz?

Ulusal Uzman Havuzu. Kimyasal Madde Tasarrufu Enerji Tasarrufu. Kapasite Gelifltirme

HIV/AIDS HASTALI INDA SON GEL fimeler

Animasyon Tabanl Uygulamalar n Yeri ve Önemi

Girifl Marmara Üniversitesi Eczac l k Fakültesi Farmakoepidemiyoloji Araflt rma Birimi (MEFEB) Ecz. Neslihan Güleno lu

Ders 3: SORUN ANAL Z. Sorun analizi nedir? Sorun analizinin yöntemi. Sorun analizinin ana ad mlar. Sorun A ac

Doç. Dr. Cemal Niyazi SÖKMEN*

ISI At f Dizinlerine Derginizi Kazand rman z çin Öneriler

TÜBERKÜLOZ SÜRVEYANS ÇALIŞMALARINA PRATİK YAKLAŞIM ve ÖNEMİ

İKİNCİ BÖLÜM EKONOMİYE GÜVEN VE BEKLENTİLER ANKETİ

Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Uygulaması Yönetmeliğinin Getirdiği Yenilikler

Hart Walker, gövde deste i ve dengeli tekerlek sistemi sayesinde, geliflim düzeyi uygun olan çocuklar n, eller serbest flekilde yürümesini sa lar.

ZENTIVA YA BAKIŞ İÇİNDE NE OLDUĞU ÖNEMLİDİR

Uygulama Önerisi : ç Denetim Yöneticisi- Hiyerarflik liflkiler

K atma de er vergisi, harcamalar üzerinden al nan vergilerin en geliflmifl ve

Türk Üniversite Mezunlar Birli i, Makedonya

OYUNCU SAYISI Oyun bir çocuk taraf ndan oynanabilece i gibi, farkl yafl gruplar nda 2-6 çocuk ile de oynanabilir.

TÜRK DÜNYASI TRANSPLANTASYON DERNE

30 > 35. nsan Kaynaklar. > nsan Kaynaklar Yönetimi > Personel E itimleri > Personel Otomasyonu

Uluslararas De erleme K lavuz Notu No. 13 Mülklerin Vergilendirilmesi için Toplu De erleme

Yaygın İlaç Dirençli Tüberküloz (YİD-TB)

TÜRK YE EKONOM S 2008 YILI ODA FAAL YET RAPORU TÜRK YE EKONOM S

SSK Ballıdağ Göğüs Hastalıkları Hastanesi nde Yılları Arasında İzlenen Tüberküloz Olgularında İlaç Direnci

TÜRK TORAKS DERNE E T M K TAPLARI SER S. Tüberküloz

MESLEK MENSUBU KURUMLAfiMA PROJES YOL HAR TASI

ANKARA ÜNİVERSİTESİ PSİKİYATRİK KRİZ UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ

Pnömokokal hastal klar

kitap Bireysel fl Hukuku fl Hukuku (Genel Esaslar-Bireysel fl Hukuku)

MOTORLU TAfiIT SÜRÜCÜLER KURSLARINDA KATMA DE ER VERG S N DO URAN OLAY

Yrd. Doç. Dr. Olcay Bige AŞKUN. İşletme Yönetimi Öğretim ve Eğitiminde Örnek Olaylar ile Yazınsal Kurguları

Çeviren: Dr. Almagül sina

TÜBERKÜLOZ EPİDEMİYOLOJİSİ. Dr. Şükran KÖSE

DR. NA L YILMAZ. Kastamonulular Örne i

TOFAfi 2007 FAAL YET RAPORU. Otomobil Sektörü ve Tofafl n Sektör çindeki Yeri

ÇALIŞAN SAĞLIĞI BİRİMİ İŞLEYİŞİ Hastanesi

MESLEK MENSUPLARI AÇISINDAN TÜRK YE DENET M STANDARTLARININ DE ERLEND R LMES

HASAR TÜRLER NE GÖRE BAfiVURU ADETLER OCAK-ARALIK 2009/2010

KDV BEYAN DÖNEM, TAKV M YILININ ÜÇER AYLIK DÖNEMLER OLAN MÜKELLEFLER

1 OCAK 31 ARALIK 2009 ARASI ODAMIZ FUAR TEŞVİKLERİNİN ANALİZİ

İlaç Direncinin Saptanmasında Güncel Moleküler Yöntemler. O. Kaya Köksalan Deneysel Tıp Araştırma Enstitüsü (DETAE) İstanbul Üniversitesi

KOOPERAT FLERDE MAL B LD R M NDE BULUNMA YÜKÜMLÜLÜ Ü( 1 )

Dr. Osman DEM RC * *Özellefltirme daresi Baflkan Yard mc s

Eylül 2009 Finansal Sonuçları. Konsolide Olmayan Veriler

MALAT SANAY N N TEMEL GÖSTERGELER AÇISINDAN YAPISAL ANAL Z

Sivas Verem Savafl Dispanseri tüberküloz hastalar n n baz özelliklerinin karfl laflt r lmas

YÖNET M KURULU RAPORU

Sa l kta Dönüflüm Program ve Yürütülen Hizmetler

GENÇ YET fik NLERDE BÜYÜME HORMONU EKS KL

ÇOCUKLUK ve ERGENL KTE D YABETLE YAfiAM

Araflt rma modelinin oluflturulmas. Veri toplama

Hastane infeksiyonlar (sa l k hizmetine ba l. Kalite Göstergesi Olarak Hastane nfeksiyonlar. Hastane nfeksiyonlar Dergisi 2001; 5:

Dünya Hububat Pazarında Neredeyiz?

STRATEJ K V ZYON BELGES

Dünyada ve Ülkemizde Meslek hastalıkları

Bovilis Bovipast RSP ile benzersiz koruma

T bbi Makale Yaz m Kurallar

G ünümüzde bir çok firma sat fllar n artt rmak amac yla çeflitli adlar (Sat fl

Çocuklar için sa l kl bir dünya

442 Mycobacterium tuberculosis Su unda BACTEC Yöntemi ile Kombine laç Direncinin Ara tırılması

Kent Hastanesi, Hepimizden Önce Çocuklarımızın Hastanesi!

TÜRK YE B L MSEL VE TEKNOLOJ K ARAfiTIRMA KURUMU DESTEK PROGRAMLARI BAfiKANLIKLARI KURULUfi, GÖREV, YETK VE ÇALIfiMA ESASLARINA L fik N YÖNETMEL K (*)

Osman Ayd n 1, Füsun Be endik Cömert 1, Canan Külah 1, Elif Aktafl 1, Vildan Sümbülo lu 2

Küresel Tüberküloz Raporu Özet

EK: VEREM EĞİTİM VE PROPAGANDA HAFTASI BİLGİ NOTU (01-07 Ocak 2017)

H. Atilla ÖZGENER* Afla daki ikinci tabloda ise Türkiye elektrik üretiminde yerli kaynakl ve ithal kaynakl üretim yüzdeleri sunulmufltur.

DÜNYA EKONOM S 2008 YILI ODA FAAL YET RAPORU DÜNYA EKONOM S

Asgari Ücret Denklemi

Çeyrek Finansal Sonuçlar. Konsolide Olmayan Veriler

YÖNETMELİK. c) Merkez (Hastane): Selçuk Üniversitesi Sağlık Uygulama ve Araştırma Merkezini (Selçuklu Tıp Fakültesi Hastanesini),

Genel Yay n S ra No: /20. Yay na Haz rlayan: Av. Celal Ülgen / Av. Coflkun Ongun

AR-GE YETENE DE ERLEND R LMES ESASLARI (*)

4691 SAYILI TEKNOLOJ GEL fit RME KANUNU 4691 SAYILI KANUN

ç kar lmas için çal flt klar n ifade eden Türk, Her geliflinizde Baflkent OSB nin sürekli de iflti ini göreceksiniz dedi.

Transkript:

DÜNYA DA VE TÜRK YE DE TÜBERKÜLOZ Haluk C. ÇALIfiIR* Tüberküloz hastal insanl k tarihi kadar eski olmas na karfl n, toplumlar etkileyen klinik formlar tarih içinde de- iflmektedir. nsanl k tarihinin geçmifl y llar nda hastal k daha çok sporadik olarak bulunmakta iken, sanayi devrimi Avrupa s nda, salg n hastal k boyutuna dönüflmüfltür. Özellikle kötü yaflam koflullar ile birlikte ortaya ç kan s k fl k yaflam, hastal n h zla yay lmas na neden olmufltur. Sanayi devrimi sonras bu hastal kla karfl laflan toplumlar n elinde etkin bir tedavi yöntemi olmad için eriflkin tipi tüberküloz formunun neden oldu u bu salg nlar s ras nda mortalite oldukça yüksek boyutlara ulaflm flt r. (1) 19 yüzy lda sanatoryumlarda hastalar n bir k sm n n yo- un istirahatla iyileflti i gözlemi, dünyan n her taraf nda sanatoryumlar n h zla yay lmas na yol açm flt r. Bugünün penceresinden sanatoryum tedavilerine bakt m zda, hastal n iyileflmesine önemli bir katk s olmamas na karfl n, hasta bireylerin sanatoryumlarda tedavi edilmesi ile toplum içinden uzaklaflmas na neden olarak, bulafl n engellenmesine önemli bir katk sa lad düflünülebilir. Tüberküloz hastal n n tedavisine önemli bir aç l m sa lanamazken, kaynak vakalar n toplumdan uzaklaflt r lmalar ile, hastal n kontrolüne önemli katk lar sa lam flt r. Bu katk hem olumlu, hem de olumsuz olmak üzere iki yönlü olmufltur: Hastal n yayg n oldu u Avrupa da toplumdan hastalar n uzaklaflmas ile bulafl azalm fl, ancak Güney Afrika da aç lan sanatoryumlara giden Avrupal hastalar, hastal n bu k taya tafl nmas na neden olmufllard r. Tüberküloz hastal n n tedavisine, özellikle bireylerin iyilefltirilmesine yönelik olarak giriflimler 19 yy. da bafllam flt r. Bu amaçla sanatoryumlar ve hastalara yard m sa layan kurulufllar oluflmufl ancak, hastal bir program çerçevesi içerisinde çözmeyi amaçlayan örgüt modeli ilk kez ikinci dünya savafl y llar nda ortaya ç km flt r. 1947 y l nda Dünya Sa l k Örgütü taraf ndan kitlesel BCG afl lamas kampanyalar teflvik edilmeye bafllan lm flt r. 1944 y l nda Streptomisinin keflfi ve 1946 y l ndan sonra yayg n olarak kullan ma girmesiyle birlikte kemoterapinin h zl ve etkin tüberküloz kontrolünde önemli bir araç olabilece i * Süreyyapafla Gö üs Hastal klar ve Gö üs Cerrahisi E itim ve Araflt rma Hastanesi anlafl lm flt r. 1950 li y llar n bafl nda isoniazidin, pirazinamidin kullan ma girmesi tüberküloz kontrolünde önemli aç l mlar sa lam flt r. 1967 y l nda rifampisinin keflfi ile de K sa Süreli Kemoterapi (Short Course Chemotherapy) diye adland r lan tedavi rejimleri gerek etkinli inin daha yüksek olmas, gerekse de toplam tedavi süresini 18-24 aydan 6 ay gibi bir süreye indirmesi, tüberküloz kontrolünde önemli geliflmelere neden olmufltur (2). kinci dünya savafl sonras nda, bulafl c hastal klar ile mücadelede vertikal örgütlenmeler gündeme gelmifltir. Bu örgütlenme modelinde, hastal a özgü bir örgüt oluflturulmaktad r. Örne in Lepra, sifilis, s tma, trahom gibi hastal klar n her biri için bir örgüt oluflturulmakta ve bunlar sa l k bakanl klar alt nda olmalar na ra men birbirlerinden ba ms z olarak hareket etmektedirler. Her biri için ayr yetiflmifl personel ve kaynak gerektiren bu modelde, baz ifller birden fazla kere yap lmakta, her örgüt yeterince perifere kadar gidememekte ve çok fazla kaynak kullan m - na neden olmas gibi faktörler nedeniyle bu uygulama pek yürümemifltir. Vertikal örgütlenme modeli içerisinde kurulan tüberküloz örgütlerinde, merkezi ünite ile en periferik ünite aras nda do rudan idari iletiflim söz konusudur. Bu yap lanma içinde merkezi ünitenin idaresi alt nda özel tüberküloz hastaneleri, dispanserleri, röntgen ekipleri, tüberkülin tarama ekipleri, BCG afl lama ekipleri bulunmaktayd ve merkezi birim ayr ca e itim, denetim, tedarik, sa l k e itimi ve laboratuar örgütlenmesini de sa lamaktayd. Bu örgütlenme modeli bir çok geliflmifl ülkede ve ülkemizde baflar yla uygulanmas na karfl n, geliflmekte olan ülkelerde örgütlenmenin perifere yay lamamas ve tüm topluma ulaflamamas nedeniyle sorgulanmaya bafllanm flt r. Mobile röntgen taramalar ve kitlesel afl lama kampanyalar ile, hastal k kontrolünün ana ilkelerinden olan KALICI Y - LEfiME sa lanamam flt r. Tan m olarak kontrol; hastal k insidans nda, prevalans nda, morbititesinde ve mortalitesinde azalman n sa lanmas ve bu azalma e iliminin sürekli k l nmas olarak ifade edilmektedir (3). Hastal k kontrolü ile ilgili di er seviyeler ise eliminasyon, eradikasyon ve genosit(soyu yok etmek) olarak adland r lmaktad r.** ** Eliminasyon: Gösterilen çabalar sonucunda hastal k insidans n n belirli bir co rafik bölgede s f ra indirilmesi ve bu durumun sürekli k l nmas.(örnek:neonatal tetanoz) Eradikasyon: Yap lan çal flmalar sonucunda bir enfeksiyon ajan n n dünya çap nda art k hastal a yol açamayacak flekilde yok edilmesi. (Örnek:Çiçek hastal ) Soyu Yok Etme: Bir enfeksiyon ajan n laboratuardan ve do adan bir daha ortaya ç kmayacak flekilde yok etmek.(örnek:yok) (3).

058 DÜNYA DA VE TÜRK YE DE TÜBERKÜLOZ 60 l y llar n ortas ndan sonra, hizmetlerin entegrasyonu süreci bafllam flt r. Bu süreçte, Wallace Fox un Hindistan daki Madras Tüberküloz merkezinde yapt çal flmalar rol oynam flt r. Bu merkezde hastalar n hastanede yatmadan ayaktan tedavi olabilece i gösterilmifltir (4). ntermittant olarak isoniazid ve streptomisin enjeksiyonlar ayaktan baflvuran hastalara uygulanm flt r. Bu aflama günümüzdeki DGTS uygulamas na temel oluflturacak olan gözetim komponenti ilk kez uygulamaya girmifltir. S tma, lepra ve filaryazis ilaçlar n n içirilmesinde uygulanan gözetim alt nda içirme, tüberküloz ilaçlar içinde uygulanmaya bafllan lm flt r. Hastalar n hastanede yatma zorunlulu unun olmad n n anlafl lmas üzerine, bu hastaneler daha sonra genel hastanelere dönüfltürülmüfl, genel sa l k sistemi içindeki birinci basamak sa l k merkezleri, tüberküloz kontrolünde kullan lmaya bafllan lm flt r. Böylece genel sa l k için kurulmufl olan birinci basamak yap lanmalar ile tüberküloz kontrolü entegre edilmifltir. Bu dönemde, özellikle az geliflmifl ülkeler, entegrasyonu programlar nda benimsemifl olmalar na karfl n, yeterince uygulamaya geçirememeleri nedeniyle, entegrasyon ak m da yeterince etkin olamam flt r. 70 li y llar n sonuna do ru Alma Ata Bildirgesi nden (5) sonra, entegrasyon tekrar gündeme gelmifltir. Ancak bu kez periferik entegrasyondan öte, merkezde idari anlamda entegrasyon uygulamalar söz konusudur. Çeflitli programlar aras nda entegrasyona gidilmifltir. Örne in ba fl klama program, temel ilaç program entegre bir flekilde çal flmaya bafllam fl, tüberküloz laboratuarlar genel laboratuarlar hizmetleri içine al nm fl ve periferdeki çal flmalar bu flekilde düzenlenmeye çal fl lm flt r. Söz konusu alanlardaki entegrasyonun getirdi i faydalardan öte tüberküloz kontrolünün temel aktivitelerinde (tedavi ve gözetim) iyileflme sa lanamamas, bu dönemde dünya genelinde ortaya ç kan ekonomik bunal m nedeniyle birinci basamak sa l k hizmetlerindeki genel gerileme ile birlikte, tüberküloz kontrol aktiviteleri de gerilemifltir. Ayr ca bu dönem (70 lerin sonlar ndan 80 li y llar n sonuna do ru) tüberküloza gerek uluslararas, gerek bilimsel gerekse de ulus düzeyinde ihmal olarak adland r labilecek bir süreç olmufltur. Tüberkülozla ilgili aktivitelerde, ayr lan kaynaklarda genel bir azalma söz konusudur. 80 li y llar n sonundan bafllayarak, HIV salg n n özellikle Afrika da çok önemli boyutlara ulaflmas, Sovyetler Birli- i nin çökmesi ve ekonomik krizin bu co rafyay etkisi alt na almas, dünyada yaflanan yoksullaflma sürecinin yo- unlaflmas gibi faktörlerle, tüberküloz insidans nda tekrar bir yükselme e ilimi ortaya ç km flt r. Bu art fl sadece söz konusu sosyo-ekonomik bozukluklar n yafland co rafyalarda s n rl kalmam fl, artan göç, uluslar aras seyahatin kolaylaflmas gibi faktörlerinde etkisiyle, geliflmifl ülkelerde de tüberküloz insidans art fl e ilimi göstermifltir. Bu art fl karfl s nda tüberküloza azalan ilgi yeniden ortaya ç km flt r. Bu dönemde IUATLD nin (International Union Against Tuberculosis and Lung Disease) birkaç ülkede yapt uygulamalar ve edinilen deneyim yol gösterici olmufltur. Karel Styblo taraf ndan özellikle Malawi, Mozambik ve Tanzanya gibi ülkelerde yap lan ve saha koflullar nda %80 kür oran na eriflilebilece ini gösterdi i çal flmalardan elde olunan deneyimler, modern tüberküloz kontrol programlar n n ana noktalar n n belirlenmesinde önemli rol oynam flt r. Bu ana noktalar; K sa süreli tedavi rejimleri ile kür oran n art rmak, Düzenli bir ilaç temini, laç içiminin gözetimi (en az ndan tedavinin bafllang ç faz nda) Titiz bir kohort analizinden oluflmaktad r. DSÖ bu ana noktalar çerçevesinde, yönetimsel entegrasyon kavram n yeniden gözden geçirmifltir. Bu çerçeve içinde hasta tedavisi ve tedavinin yönetimi, birinci basamak sa l k hizmetleri içerisinde korunmufltur. Ancak tüberküloz kontrolünün yönetimsel vertikal yap s korunmufltur (6). 1991 y l nda DSÖ, 2000 y l için hedefler koymufltur. Bu hedefler bulaflt r c hastalar n % 85 inin kür edilmesi, %70 inin bulunmas d r. Gerek IUATLD deneyimleri, gerekse sözü edilen di er deneyimler sonucunda DSÖ, Directly Observed Treatment, Short Course sözcüklerinin bafl harflerinden türetilen ve DOTs olarak adland r lan stratejiyi önermifltir. Short Course Chemotherapy(K sa süreli Tedavi) nin bu bafll kta yer almas n n nedeni, Styblo nun alt n çizdi i ana noktalardan birisi olan ve tedaviye en az ndan bafllang ç faz nda rifampisin ve pirazinamidin eklendi i anlam na gelen etkin ve yüksek kür oran sa layan tedavi rejimlerine önem verilmesini sa lamakt r. Bu k saltmadaki küçük s harfi için, çeflitli aç l mlar da önerilmifltir. Balgam sözcü ünden gelen (sputum) ve balgam yaymas ile tan y vurgulayan s, survey sözcü ünden gelen ve kohort analizinin önemine dikkat çeken s gibi. Daha sonra küçük olarak yaz lan s harfi büyük yaz larak, yukar da belirtilen tüm anlamlar da içerecek flekilde Strategy sözcü ünü ifade edilmek üzere kullan lmaya bafllan lm flt r. Ülkemizde DOTS k saltmas DGTS olarak kabul görmüfl ve Do rudan Gözetimli Tedavi Stratejisi olarak kullan lmaktad r. Bu yeni stratejinin (DGTS) befl temel prensibi bulunmaktad r. Bunlardan iki tanesi teknik, üç tanesi ise yönetsel ve operasyonel prensiplerdir. Teknik Prensipler: 1. Birinci basamak sa l k merkezlerine solunumsal semptomlarla baflvuran hastalarda bakteriyolojik muayene yaparak pasif yöntemle vaka bulmak. 2. Direk gözetim alt nda k sa süreli tedavi rejimleri ile tedavi etmek. Yönetsel Prensipler: 1. Etkin tüberküloz kontrolü için, kaynaklar n bu alana

KL N K GEL fi M 059 Tablo 1: Türkiye de y llara göre tüberküloz insidans (8). Tablo 2: 2004 y l nda Türkiye de saptanan tüberküloz hastalar n n yafl gruplar na özgü insidans (n/100 000) (Verem Savafl Daire Baflk. verisi) mobilize edilmesini sa layacak politik kararl l n oluflturulmas, 2. Düzenli tüberküloz ilaç teminini güvence alt na almak, 3. Vaka bulma ve tedavi aktivitelerini izleyebilmek için, güvenilir bir takip ve bilgi sistemi kurmak. DSÖ, yukar da ana prensipleri belirtilen stratejiyi, tüberküloz kontrolünün adete bir markas olarak tüm dünyada geliflmifl ve geliflmekte olan ülkeler için önermeye bafllam fl ve bu çabalar n sonucunda da, 1990 y l nda bu prensipler çerçevesinde tüberküloz kontrol program yürüten ülke say s 10 dan az iken, DGTS 2004 y l itibar ile 183 (7) ülkede de iflik düzeylerde uygulanmaktad r. 2002 y l nda DSÖ etkin tüberküloz kontrolü için geniflletilmifl DGTS çerçevesini yay mlad (8). Buna göre 5 ana prensip: 1. Kapsaml ve kal c tüberküloz kontrol aktiviteleri için HÜKÜMET KARARLILI I 2. Ferdi baflvuru yapan semptomatik hastalarda BAL- GAM YAYMA M KROSKOP S ile vaka bulma, 3. GÖZET M ALTINDA k sa süreli kemoterapi, 1. Bütün yeni yayma pozitif hastalara (en az ndan bafllang ç faz nda) (Kat I) 2. Rifampisin içeren tüm rejimlere 3. Tüm retreatment tedavi verilen hastalara (Kat II) 4. Temel ANT -TÜBERKÜLOZ ilaçlar n DÜZENL VE KES NT S Z temini 5. Her bir hastan n vaka bulma ve tedavi sonuçlar ile tüm tüberküloz kontrol program n n performans n de- erlendirebilecek bir STANDART KAYIT VE B LD - R M sistemi. Dünya üzerinde özellikle tedavi konusunda oldukça önemli ad mlar at lmas na karfl n, vaka bulma konusu yeterli boyutlarda geliflememifltir. Bu nedenle DOTS un kalitesini art rmaya yönelik olarak, DSÖ yukar da belirtilen 5 ana prensibe ek olarak yeni ilkeler belirlemifltir. Bunlar; 1. Kaliteli DOTS ve genifllemesi 2. TB/HIV, MDRTB ve di er sorunlu alanlar 3. Sa l k sisteminin güçlendirilmesi 4. Tüm hizmet sa lay c lar bir araya getirmek 5. Tüberkülozlu hasta ve topluluklar güçlendirmek 6. Araflt rmay teflvik etmek olarak özetlenebilir. Günümüz Dünya s nda Tüberküloz: Günümüzde DSÖ tüberküloz ile ilgili olarak y ll k raporlar haz rlamaktad r. 2006 y l nda haz rlanan raporda dünya üzerinde 8.9 milyon tüberküloz hastas oldu u tahmin edilmektedir. Bu hastalar n %80 inin 22 ülkeden kaynakland tahmin edilmektedir. Bu ülkeler; Hindistan, Çin, Endonezya, Nijerya, Güney Afrika, Bangladefl, Pakistan,

060 DÜNYA DA VE TÜRK YE DE TÜBERKÜLOZ fiekil 1: 2004 y l nda bölgelere göre tüberküloz insidans. (n/100 000) (Verem Savafl Daire Baflk. verisi) Etopya, Filipinler, Kenya, Demokratik Kongo, Rusya, Vietnam, Tanzanya, Uganda, Brezilya, Afganistan, Tayland, Mozambik, Zimbabwe, Miyanmar ve Kamboçya d r. 8.9 Milyon tüberküloz hastas oldu u tahmin edilmesine karfl n, y lda bu hastalar n % 55 i (4.9 Milyon) saptanabilmektedir. Bu rakamlar tüm tüberküloz formlar n içermektedir. Hastal n yay lmas nda en önemli form olan balgam yaymas (+) akci er tüberkülozu formunun 3.9 milyon oldu u tahmin edilirken, 2.2 Milyonu saptanabilmektedir. (%56) Bilindi i gibi özellikle Afrika k tas için oldukça önemli olan HIV ve Tüberküloz birliktelili i 741 bin vaka tahmin edilirken, hem tüberküloz hem de HIV (+) olan hastalar n sadece 9388 i (%1.3) saptanabilmektedir. Tedavi ile ilgili olarak sonuçlar de erlendirildi inde, dünya genelinde tedavi baflar s %83 tür. Etkin bir kontrol için tedavi baflar s %85 in üzerinde olmas öngörülmektedir. Bu nedenle tedavi baflar s bak m ndan hedefe yaklafl lmak üzeredir. Dünya üzerinde HIV ve Tüberküloz, yoksulluk ve tüberküloz, dirençli tüberküloz, çok ilaca dirençli tüberküloz ve 2006 y l nda tan mlanan XDR tüberküloz(ekstrem ilaç direnci: en az isoniazid ve rifampisin ile birlikte, bir enjektabl ve bir florokinolona dirençli tüberküloz basili) tüberkülozun sorunlu alanlar n oluflturmaktad r. Dünyada saptanan tüberküloz hastalar n n %20 sini temsil edecek bir popülasyon üzerinde yap lan bir direnç sürveyans nda herhangi bir ilaca direnç %0 ile %57.1(Kazakistan) aras nda de iflmektedir. Çok ilaca dirençli tüberküloz Rusya Federasyonu (Tomsk ta) %13.7, Özbekistan (%13.2), Estonya (%12.2), Çin (%10.4), Litvanya (%9.4), Çin de (%7.8) ve Ekvador da (%6.6) bulunmufltur (9). Ülkemizde Tüberküloz: DSÖ 2006 tüberküloz raporuna göre 2004 y l nda saptanan tüm tüberküloz formlar 17 543 tür. nsidans 24/100 000 tür. Bu vakalar n 5870 i yayma (+) akci er tüberkülozudur. Tablo 1 de Türkiye de y llara göre tüberküloz insidans izlenmektedir. Y llar içerisinde saptanan hasta baz nda elde olunan rakamlara göre, insidansta azalma izlenmektedir. Tablo 2 de T.C.Sa l k Bakanl verilerine göre 2004 y l nda saptanan tüberküloz hastalar n n yafl gruplar na özgü da l m e risi görülmektedir (10). Ancak saptanan hastalar n büyük bir k sm n n genç eriflkin ça da olmas, hastal n halen toplum içinde yayg n oldu unu düflündürmektedir. Ülkemizde dirençli tüberküloz için çeflitli rakamlar bildirilmektedir. Özellikle çok ilaca dirençli tüberküloz için yeni ve eski vakalarda saptanan kombine ilaç direnci oranlar %4,8 ile %17,2 aras nda de iflmektedir. (11,12,13,14,15,16) Bu rakamlar özellikle çok ilaca dirençli tüberküloz için oldukça yüksek seviyeleri göstermektedir. Ancak çal flmalarda bildirilen rakamlar n önemli bir k sm n n laboratuar raporlar ndan kaynakland ndan, klinik ile bu oranlar n do rulanmas ihtiyac bulunmaktad r. n vitro ve in vivo sonuçlar ço u zaman birbirinden farkl olabilmektedir.

KL N K GEL fi M 061 KAYNAKLAR 1. Rieder HL.Epidemiology of tuberculosis in Europe. Eur Respir J,1995,8,Suppl.20,620s-632s 2. Mitchison D.A., Nunn A.J.: Influence of initial drug resistance on the response to short-course chemotherapy of pulmonary tuberculosis. Am Rev Respir Dis (1986); 133. 423-430 3. Dowdle WR.The principles of disease elimination and eradication. Bull.WHO.1998;76:(suppl):22-5 4. Toman K.:Tuberculosis Case-Finding and Chemotherapy.Questions and Answers. 1989, Jaypee Brothers, New Delhi. 5. Eren N. Alma-Ata Bildirgesi ve Türkiyede Sa l k Hizmetleri. Hacettepe Üniversitesi, Toplum Hekimli i Bölümü Yay n No:18,Ankara 1982 6. Raviglione MC, Pio A. Evolution of WHO policies for tuberculosis control,1948-2001. Lancet 2002; 359: 775-80 7. Global tuberculosis control:surveillance, planning, financing. WHO report 2006. 8. Geneva, World Health Organization (WHO/HTM/TB/2006.32) 9. An Expanded DOTS Framework for Effective Tuberculosis Control.WHO/CDS/TB/2002.297 10. WHO/IUATLD Global Project on Anti-Tuberculosis Drug Resistance Surveillance. Anti-tuberculosis drug resistance in the world: third global report/ the WHO/IUATLD Global Project on Anti-Tuberculosis Drug Resistance Surveillance, 1999-2002. WHO/HTM/TB/2004.343 11. T.C. Sa l k Bakanl, Verem Savafl Daire Baflkanl Verisi. 2004 12. Senol G, Komurcuoglu B, Komurcuoglu A. Drug resistance of Mycobacterium tuberculosis in Western Turkey: a retrospective study from a 1100-bed teaching hospital. J Infect. 2005;50:306-11. 13. Ozturk CE, Balbay OA, Kaya D, Ceyhan I, Bulut I, Sahin I. The resistance to major anti-tuberculosis drugs of Mycobacterium tuberculosis strains isolated from the respiratory system specimens of tuberculosis patients in Duzce, Turkey. Jpn J Infect Dis. 2005;58:47-9. 14. Karabay O, Otkun M, Akata F, Karlikaya C, Tugrul M, Dundar V. Antituberculosis drug resistance and associated risk factors in the European section of Turkey. Indian J Chest Dis Allied Sci. 2004;46:171-7. 15. Guneri S, Unsal I, Oztop A, Erkut M, Avkan Oguz V, Ozgu A, Cakmak R. The resistance rates of Mycobacterium tuberculosis strains to antituberculosis drugs: evaluation of two years data in Aegean region, Turkey. Mikrobiyol Bul. 2004;38:203-12. 16. K l çaslan Z, Amasya A, Seber E. Toraks kongresi, Turkey, 2004. 17. Kart L, Altin R, Tor M, Gulmez I, Oymak SF, Atmaca HM, Erdem F. Antituberculosis drug resistance patterns in two regions of Turkey: a retrospective analysis. Ann Clin Microbiol Antimicrob. 2002; 1:6.