BANKA MEVDUAT SÖZLEŞMELERİ



Benzer belgeler
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasından:

MEVDUAT VE KATILIM FONLARININ VADELERİ VE TÜRLERİ HAKKINDA TEBLİĞ (SAYI:2007/1)

BANKA MUHASEBESİ 3 MEVDUAT VE DİĞER YABANCI KAYNAKLAR

Ülkemizde kalkınma bankaları ve yatırım bankaları mevduat ya da katılım fonu kabul etme yetkisine sahip değildir.

Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması ve Bankalar Kanunu Hükümlerine İstinaden Bankacılık İşlemleri Yap

Ekler: Nakit Kredi Taahhütnamesi Sözleşme Öncesi Bilgi Formu (4 sayfa) Nakit Kredi Uygulama Esasları Hakkında Prosedür

SİGORTAYA TABİ MEVDUAT VE KATILIM FONLARI İLE TASARRUF MEVDUATI SİGORTA FONUNCA TAHSİL OLUNACAK PRİMLERE DAİR YÖNETMELİK

T.C. SANAYİ VE TİCARET BAKANLIĞI Tüketicinin ve Rekabetin Korunması Genel Müdürlüğü GENELGE NO: 2007/02....VALİLİĞİNE (Sanayi ve Ticaret İl Müdürlüğü)

BANKACILIK HİZMET ÜRÜNLERİ

TASARRUFUN İPTALİ DAVALARI

(Resmi Gazetenin 10 Nisan 2012 tarih ve sayılı nüshasında yayımlanmıştır)

KREDİLİ MEVDUAT HESABI SÖZLEŞME ÖNCESİ BİLGİ FORMU

SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ

İSTANBUL TAKAS VE SAKLAMA BANKASI A.Ş. PAY ALIM TEKLİFİ İŞLEMLERİ PROSEDÜRÜ

MEVDUATI SİGORTA FONU HUKUK İŞLERİ DAİRE BAŞKANLIĞI

BANKALARLA KARŞILAŞTIRMALI OLARAK HUKUKİ YÖNDEN ÖZEL FİNANS KURUMLARI

KREDİLİ MEVDUAT HESABI SÖZLEŞME ÖNCESİ BİLGİ FORMU

SİRKÜLER İstanbul, Sayı: 2015/066 Ref: 4/066

ELEKTRONİK BEYANNAME SÖZLEŞMESİNİN MÜKELEF TARAFINDAN İPTAL EDİLMESİ

EK-1 Elektronik Ortamda Muhtasar ve Prim Hizmet Beyannamesi Gönderme Talep Formu

.. /.. /... Adı - SOYADI/Ticaret unvanı Kaşe ve İmza 3

MAL VE HİZMET BEDELLERİNİN ÖDENMESİ VE TEVSİKİ (BELGELENDİRİLMESİ)

SOSYAL GÜVENLİK KURUMU PRİM VE İDARİ PARA CEZASI BORÇLARININ HAKEDİŞLERDEN MAHSUBU, ÖDENMESİ VE İLİŞİKSİZLİK BELGESİNİN ARANMASI HAKKINDA YÖNETMELİK

SİRKÜLER NO: POZ-2008 / 61 İST,

.. A.Ş. TAKASBANK İSTANBUL TAKAS VE SAKLAMA BANKASI A.Ş. Ekler: Ödünç Pay Piyasası Sözleşmesi Sözleşme Öncesi Bilgi Formu

TİCARÎ SIR, BANKA SIRRI VE MÜŞTERİ SIRRI HAKKINDA KANUN TASARISI

T.C. ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANLIĞI Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü Tapu Dairesi Başkanlığı

II 6183 SAYILI KANUNUN 79 UNCU MADDESİNDE YAPILAN DEĞİŞİKLİK

YABANCI SERMAYE ĐŞ AKIŞI

BAZI VARLIKLARIN MİLLİ EKONOMİYE KAZANDIRILMASI HAKKINDA KANUN

YÖNETMELİK. MADDE 1 (1) Bu Yönetmeliğin amacı, taksitle satış sözleşmelerine ilişkin uygulama usul ve esaslarını düzenlemektir.

Ö z e t B ü l t e n Tarih : Sayı : 2017/60

T. ĐMAR BANKASI T.A.Ş. MÜŞTERĐLERĐNĐN KURUMUMUZA ĐLETTĐKLERĐ SORULARA ĐLĐŞKĐN AÇIKLAMA

SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ

KREDİLİ MEVDUAT HESABI SÖZLEŞMESİ

I Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinde Yapılan Değişiklikler ile Tebliğe Eklenen Paragraf ve Bentler

ÇEYİZ HESABI VE DEVLET KATKISINA DAİR YÖNETMELİK

T.C. ZİRAAT BANKASI A.Ş. SABİT FAİZ ORANLI KONUT FİNANSMANI KREDİLERİ İÇİN SÖZLEŞME ÖNCESİ BİLGİ FORMU

TEBLİĞ. h) Bu maddede sayılanların bağlı ortaklıkları, müessese ve işletmeleri ile birlikleri,

SİRKÜLER NO: POZ-2009 / 52 İST, MALİYE; VADELİ ÇEKLERDE REEKONTU KABUL ETMİYOR

MALÎ SEKTÖRE OLAN BORÇLARIN YENİDEN YAPILANDIRILMASI VE BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASI HAKKINDA KANUN

VERGİ SİRKÜLERİ NO : 2008/14 TARİH : 22/08/2008

Arkan & Ergin Uluslararası Denetim ve Y.M.M. A.Ş.

İrfan VURAL Gelirler Kontrolörü

Mali Suçları Araştırma Kurulu. Genel Tebliği. Sıra No : 7 (RG: )

Resmi Gazete Tarihi:7/2/2001 Resmi Gazete Sayısı: MĠLLĠ EMLAK GENEL TEBLĠĞĠ (SIRA NO:)

SATIŞ SÖZLEŞMESİ MADDE 1- TARAFLAR: 1.2. Ltd. Şti. Ümraniye İstanbul

87 Seri No.lu Gider Vergileri Genel Tebliği Yayımlandı DUYURU NO:2010/48

İŞYERİ KREDİSİ / KONUT FİNANSMANI HARİCİNDEKİ KONUT KREDİSİ BİLGİ ve TALEP FORMU TAHSİL EDİLECEK FAİZ, ÜCRET, MASRAF VE KOMİSYON TUTARLARI * :

TASARRUF MEVDUATI SİGORTASI VE FİNANSAL İSTİKRAR FONU YASASI. (32/2009 Sayılı Yasa) Madde 9 (6) Altında Tebliğ

S İ R K Ü L E R : / 2 8

İsteklinin Türk vatandaşı gerçek kişi olması halinde, 11 rakamdan oluşan T.C. kimlik numarası yazılacaktır. 2

MÜFLİS ASYA KATILIM BANKASI A.Ş. NİN İFLASI NEDENİYLE SIKÇA SORULABİLECEK SORULAR

BİRİM FİYAT TEKLİF CETVELİ İhale kayıt numarası : 2016/320629

Yönetmelik hükümleri, katılım bankaları yönünden kar payı dikkate alınarak uygulanacaktır.

TARİH: 01/03/2018 SAYI: 2018/33 KONU: İNTERAKTİF VERGİ DAİRESİNE İLİŞKİN VERGİ USUL KANUNU GENEL TEBLİĞİ YAYIMLANDI.

TASARRUF MEVDUATI SİGORTASI VE FİNANSAL İSTİKRAR FONU KESİN ALIM İŞLEMİ HAKKINDA TEBLİĞ

PAZARLAMACILIK SÖZLEŞMELERİ

86 SERİ NO'LU GİDER VERGİLERİ GENEL TEBLİĞ TASLAĞI

SUN BAĞIMSIZ DIŞ DENETİM YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK A.Ş.

İÇİNDEKİLER BİRİNCİ BÖLÜM ADİ VEDİA SÖZLEŞMESİ

Yeminli Mali Müşavirlik & Denetim & Danışmanlık

İstihkak prosedürü sonunda, üçüncü kişinin bu hakkı kabul edilir, lehine sonuçlanırsa, o mal üzerindeki haciz kalkar veya mal o hakla birlikte

BANKACILIK İŞLEMLERİ SÖZLEŞMESİ EKİ ÖDEME HİZMETLERİ SÖZLEŞMESİ(Tacirler İçin)

SİRKÜLER. Vergi Usul Kanunu'na "Teminat uygulaması" başlıklı 153/A Maddesi Eklenmiştir.

T.C. YARGITAY 22. HUKUK DAİRESİ

İTİRAZIN İPTALİ DAVASINDA HAK DÜŞÜRÜCÜ SÜRE. Stj. Av. Belce BARIŞ ERYİĞİT HUKUK BÜROSU / ANKARA

AKARYAKIT HARİCİNDE KALAN PETROL ÜRÜNLERİNİN YURT İÇİ VE YURT DIŞI KAYNAKLARDAN TEMİNİNE İLİŞKİN USUL VE ESASLAR HAKKINDA TEBLİĞ

TASARRUF MEVDUATI SİGORTA FONUNUN KONTROLÜNDEKİ ŞİRKETLERİN TASFİYESİNE DAİR YÖNETMELİK

KURUMSAL BAŞVURU SÖZLEŞMESİ

Mali Sektöre Olan Borçların Yeniden Yapılandırılması ve Bazı Kanunlarda Değişiklik

Sirküler, 2013/15. Sayın MeslektaĢımız; KONU: Vadeli Çekler de reeskonta tabi tutulabilir.

Adı - SOYADI/Ticaret Unvanı Kaşe ve İmza 4

REPO İŞLEMLERİNE İLİŞKİN ESASLAR HAKKINDA TEBLİĞ (III-45.2) (6/12/2015 tarihli ve sayılı Resmi Gazete de yayımlanmıştır.)

İHTİYAÇ KREDİSİ BİLGİ ve TALEP FORMU TAHSİL EDİLECEK FAİZ, ÜCRET, MASRAF VE KOMİSYON TUTARLARI (*):

Sirküler Rapor Mevzuat /153-1 TAHSİLAT GENEL TEBLİĞİ (SERİ: B SIRA NO: 8) YAYIMLANDI

denetim mali müşavirlik hizmetleri

TURİZMİ TEŞVİK KANUNU NUN CEZAİ HÜKÜMLERİ

ÖZEL ŞARTLAR. 1.6 Sigorta Bedeli Poliçe üzerinde belirtilen ilgili Sigorta Yılı na ait teminat tutarıdır.

403 NO LU VERGİ USUL KANUNU GENEL TEBLİĞİ YAYIMLANDI

İlgili Kanun / Madde 5510 S. SGK. /88

BANKACILIK İŞLEMLERİ SÖZLEŞMESİ EKİ ÖDEME HİZMETLERİ SÖZLEŞMESİ(Gerçek Kişiler)

EK/1 Portföy Yönetim Şirketi Kurucularına/Pay Devralacaklara İlişkin Beyanname (Tüzel Kişiler İçin ) Tüzel Kişinin

VERGİ SİRKÜLERİ NO : 2008/29 TARİH : 30/10/2008

AKTİF YATIRIM BANKASI A.Ş. (1) NO LU VARLIK FİNANSMANI FONU İÇTÜZÜĞÜ

403 Sıra Numaralı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği

YARGITAY 12. HUKUK DAİRESİ NİN

SENDİKA ÜYELİĞİNİN KAZANILMASI VE SONA ERMESİ İLE ÜYELİK AİDATININ TAHSİLİ HAKKINDA YÖNETMELİK. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

BİRİKTİREN HESAP SÖZLEŞMESİ

SİRKÜLER 2009 / 21. T.C. Merkez Bankası tarafından 1990 yılından bu güne kadar yayımlanan iskonto ve faiz oranları ise aşağıdaki gibidir.

Dış Borç Ödeme Hesabı Oluşturulması ve İşleyişine İlişkin Esas ve Usullere Dair Yönetmelik

EV DEĞİŞTİREN MORTGAGE SABİT FAİZLİ KONUT FİNANSMAN KREDİSİ VE TEMİNAT SÖZLEŞMESİ KREDİYE İLİŞKİN BİLGİLER

KREDİLİ MEVDUAT HESABI SÖZLEŞMESİ

Duyuru No: 2015/67 İstanbul, 11/09/2015

KESİN MİZAN GÖNDERME ZORUNLULUĞU KALDIRILDI

1. Tüketici kredileri ve tüketicilerin korunması Tüketici kredisi sözleşmesinin tarafları ve konusu Kredi sözleşmelerinin yazılı biçimde

Nüfus Cüzdanı No: Sürücü Belgesi No: Pasaport No: İkamet Tezkeresi No: Diğer (Adı ve Numarası): Ev:

BİRİNCİ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar ve Öncelikle Uygulanacak Hüküm

Amaç Madde 1-Bu Kanunun amacı finansman sağlamaya yönelik finansal kiralamayı düzenlemektir.

TEMEL BANKACILIK HİZMETLERİ TALEP VE BİLGİLENDİRME FORMU : KATILIM FONU (TL/YABANCI PARA) Asgari Tutar

Transkript:

BANKA MEVDUAT SÖZLEŞMELERİ Mevduat ilişkisi, banka ile mevduat sahibi arasında, tarafların bir araya gelmesi ile kurulmaktadır. Ancak, uygulamaya baktığımızda bankalar dışında da başka kuruluşlar tarafından mevduat toplanmaktadır. Avukat Şebnem BOSTANCI I. MEVDUATIN TANIMI, ÖNEMİ VE HUKUKİ NİTELİĞİ A. Mevduatın Tanımı 4389 Sayılı Bankalar Kanununda, mevduatın açık bir tanımı yerine, kanunun uygulamasında mevduat kabulü olarak nitelendirilebilecek faaliyetler belirlenmiştir. Buna göre, yazılı veya sözlü ya da halka duyurulmak suretiyle faiz veya bir ivaz karşılığında istenildiğinde veya belirli bir vadede iade edilmek üzere para kabulü mevduat sayılır (m.10). Mevduat kelimesi, emanete bırakılmış, tevdi edilmiş şeyler anlamına gelmekle birlikte, bankacılık faaliyetleri açısından, kişilerin banka ile yapmış oldukları belli bir sözleşme çerçevesinde, istenildiklerinde veya belirli bir vadenin sonunda çekilmek üzere, bankaya para yatırma işlemi olarak ifade edilebilmektedir. Sözleşmeye dayalı olarak açılan hesaba mevduat hesabı, taraflar arasında kurulan ilişkiye mevduat ilişkisi ve banka ile müşteri arasında yapılan sözleşmeye de mevduat sözleşmesi denilmektedir. Mevduat işleminin unsurlarını dört başlık altında incelemek mümkündür: a. Mevduat işleminin konusu paradır. Banka ile müşteri arasında mevduat ilişkisinin kurulabilmesi için bankaya mevduat amacına yönelik para yatırılması gerekmektedir. Yatırılan paranın cinsi önemli değildir. Paranın virman, havale ya da EFT yoluyla da yatırılması halinde mevduat işlemi gerçekleşecek olup; paranın bankaya fiziken teslimi de şart değildir. Ayrıca, günümüz teknolojik şartlarında kişilerin bizzat bankaya gelmeden internet ya da banka ATM leri vasıtası ile hesap açabilmeleri de mümkün olmaktadır. Bu durumda müşteriye mevduat cüzdanı verilip verilmemesi, mevduat ilişkisini kurulması açısından önemli değildir. b. Mevduata konu para iade edilmesi koşulu ile bankaya tevdi edilmelidir. Bu koşulu taşımayan bir işlem açısından mevduat ilişkisinden bahsetmek mümkün olamayacaktır. İadesi talep edildiğinde banka tarafından hesapta bulunan tutar müşteriye ödenir. Bu sebeple örneğin; elektrik, telefon borcunu ödemek ya da özellikle kıyı bankalarına yatırılmak üzere tevdi edilen paralar mevduata konu oluşturmayacaktır. c. Mevduata konu olan paranın geri ödemesi vadeye bağlanabilir. Bu şekilde yapılan bir anlaşma, paranın hesaptan çekilmesi zamanını geciktirir ancak hakkı ortadan kaldırmaz. Bu durumda da mevduat sahibine hesaba yatırılan paranın iade edileceğinin kararlaştırılması şarttır. d. Mevduat ilişkisinin söz konusu olabilmesi için halka çağrı yapılması koşulu aranmaz. Mevduat ilişkisi açısından önemli olan taraf iradelerinin mevduat işlemi yönünde uyuşmasıdır. Bu sebeple, mevduat ilişkisi açısından mevduat sahibinin tacir olması, gerçek veya tüzel kişi olmasının önemi yoktur. 1

B. Mevduatın Önemi Mevduatın Bankalar için önemi, Bankaların kuruluş nedenleri ve amaçları ile doğru orantılıdır. Bankaların ana faaliyeti para alım- satımı, bir diğer ifade ile Para Ticareti yapmaktır. Asıl olarak, ödenmiş sermayeleri ile ihtiyat akçeleri gibi öz kaynaklardan ziyade kapsamında mevduatın da yer aldığı yabancı kaynaklara dayanarak faaliyet gösteren bankaların itibarları ve rakipleri karşısındaki konumları, yapmış oldukları mevduat çalışmaları ve bu çalışma sonucunda elde ettikleri mevduat miktarı ile orantılıdır. Mevduatın önemi, bankaların itibar ve büyüklük göstergesi sayılmasının yanı sıra, milli ekonomi bakımından da önemli bir yer tutmaktadır. Ekonominin yurt içi tasarruflarla desteklenmesi ve tasarruf anlayışının toplumda yerleşmiş olması milli ekonomi için saptanan hedeflere kısa zamanda ulaşılmasını da sağlayacaktır. C. Mevduatın Gizliliği Bankalara duyulan güven, bankalara mevduat yatırılmasındaki en önemli etkendir. Bu güven kapsamına ilk planda mevduat hesabındaki paranın başkaları tarafından bilinmemesi ve yapılan işlemlerin SIR olarak kalması hususları girmektedir. Bankacılık mesleğinde gizli tutulması gereken bilgileri iki gruba ayırmak mümkündür. a. Müşteri Sırları b. Banka Sırları 4389 Sayılı Bankalar Kanunu nun 22. maddesinin 8. fıkrasında Sırların Açığa Vurulmasına İlişkin Kanuni Müeyyide ler düzenlenmiştir. Buna göre; Bankaların mensupları ve diğer görevlileri, sıfat ve görevleri dolayısıyla öğrendikleri bankalara veya müşterilerine ait sırları bu konuda kanunen açıkça yetkili kılınan mercilerden başkasına açıklayamazlar. Bu yükümlülük görevden ayrılmalarından sonra da devam eder. Bu madde hükmüne aykırı davrandığı tespit edilen kişiler için bir yıldan üç yıla kadar ağır hapis ve bir milyar liradan az olmamak üzere ağır para cezasına hükmolunur. Banka ve müşterilerine ait sırları açıklayan üçüncü kişiler hakkında da aynı cezalar uygulanır. şeklindedir. Ayrıca, 4389 Sayılı Bankalar Kanunu nun 22. maddesinin 9. fıkrasında; (7) ve (8) numaralı fıkralarda yazılı kişiler sırları kendileri ya da başkaları için yarar sağlamak amacıyla açıklarlarsa, üç yıldan beş yıla kadar ağır hapis cezasına ve üç milyar liradan az olmamak üzere ağır para cezasına mahkûm edilmekle birlikte, fiilin önemine göre bu Kanun kapsamına giren kuruluşlarda görev yapmaları geçici veya sürekli olarak yasaklanır. şeklinde düzenleme getirilmiştir. Yukarıdaki izahatlarımızdan da anlaşılacağı üzere, Bankalar Kanununa göre mevduatın gizliliği ve banka sırrı esastır. Bankalar Kanunun uygulanmasında ve uygulanmasının denetiminde görev alanlar, görevleri sırasında öğrendikleri bankalar ile bunların iştirakleri, kuruluşları ve müşterilerine ait sırları bu Kanuna ve özel kanunlarına göre yetkili olanlardan başkasına açıklayamazlar ve kendi yararlarına kullanamazlar. Bu hususta yetkili merciler: - T.C Merkez Bankası - İcra ve İflas Daireleri - Vergi Daireleri ve yetkili organları 2

- Mahkemeler, Cumhuriyet Savcılıkları, Hukuk ve Ticaret Mahkemeleri, - Maliye Müfettişleri ve Hesap Uzmanları - Bankalar Yeminli Murakıpları - Devlet Planlama Teşkilatı - Başbakanlık Yüksek Denetleme Kurulu dur. D. Mevduat Sözleşmesinin Şekli ve Unsurları 1. Mevduat Sözleşmesinin Şekli Taraflar arasında bir mevduat ilişkisinden bahsedebilmek için bu hususta banka ile müşteri arasında yapılacak bir sözleşmenin varlığı aranır. Bu sözleşme ile müşteri, belli bir miktar parayı bankanın kullanımına bırakmayı, banka ise müşterisi tarafından yatırılan parayı saklama ve istenildiğinde iade etmeyi taahhüt etmektedir. Tarafların karşılıklı ve birbirine uygun irade beyanları sözleşmenin kurulması için şarttır. Taraflar arasında bir mevduat ilişkisinden bahsedebilmek için tarafların, sözleşmenin zorunlu unsurları üzerinde yazılı veya sözlü mutabakata varmaları şarttır. Mevduat sözleşmesi, herhangi bir şekle bağlı değildir. Yukarıda da izah ettiğimiz gibi mevduat işlemi karşılığında faiz veya başkaca bir ivaz söz konusu olduğu gibi, özellikle vadesiz mevduat açısından faiz ödeme şartı bulunmamaktadır. Bu sebeple, faiz ödeme, sözleşmenin zorunlu bir unsuru değildir. Taraflar arasında yapılan mevduat sözleşmesinin geçerliliği, mevduat cüzdanının düzenlenip düzenlenmemesine bağlı değildir. Ancak, sözlü olarak yapılan mevduat sözleşmelerinde ispat sorunu ile karşılaşıldığında, mevduat cüzdanı taraflar arasında bir sözleşme bulunduğunu ispata yarar. Günümüz gelişen teknolojisi ile birlikte, mevduat sözleşmesinin internet ortamında yapılabilmesi mümkün olmaktadır. Elektronik ortamda, mevduat ilişkisinin kurulabilmesi, mevduat açtırmak isteyen kişinin daha önceden bankaya başvuruda bulunarak imzalayacağı sözleşme neticesinde kendisine verilen şifre ile, ilgili internet sayfasında hesap açtırma iradesini beyan etmesi ve bankanın da ilgili işleme onay vermesi ile mümkün olmaktadır. Bunun yanı sıra, kişi aynı şekilde para çekebilir ya da başka bir hesaptan virman ya da EFT yapmak suretiyle para yatırabilir. 2. Mevduat Sözleşmesinin Unsurları Mevduat sözleşmesinin unsurlarını üç başlık altında incelemek mümkündür. Bu hususta, yasada herhangi bir düzenleme mevcut değildir. a) Mevduata konu oluşturacak bir paranın varlığı: Mevduat sözleşmesinde, Mevduata konu oluşturacak bir paranın varlığı aranmaktadır. Bununla beraber, tarafların mevduata konu oluşturacak paranın türü konusunda da anlaşmaları gerekmektedir. Ayrıca, sözleşmenin yapılması safhasında hesaba ne miktar para yatırıldığının da belirlenmesi önemlidir. Bu husus zorunlu olmamakla beraber, banka tarafından sözleşme özgürlüğü kapsamında para yatırılması, müşteriye şart koşulabilir. Mevduat hesabının, Türk Lirası cinsinden ya da yabancı bir para birimi cinsinden açılması mümkün olmakla beraber TL cinsinden açılmış bir hesaba yabancı bir para yatırılması mümkün olmamaktadır. b) Mevduata konu oluşturacak paranın, banka mülkiyetine geçirileceğinin kabul edilmesi: Mevduat sözleşmesi ile taraflar, Mevduata konu oluşturacak paranın, banka mülkiyetine geçirileceğinin kabul ederler. Böylece banka, tevdi edilen para üzerinde serbestçe tasarruf etme yetkisine sahip olmaktadır. Çünkü müşteri, sözleşmenin konusunu oluşturan ve kararlaştırılan miktarda parayı banka mülkiyetine devretmeyi kabul etmektedir. Bu paranın bankaya teslim edilmesi ile beraber müşteri taahhüdünü yerine getirmiş olmaktadır. Bu aşamada, müşterinin parayı yatırarak taahhüdünü yerine getirmesine rağmen, bu paranın kayıtlara sokulmadan personel tarafından zimmete geçirilmesinden bankanın sorumluluğu söz konusu olacaktır. 3

c) Mevduat sahibi tarafından bankaya yatırılan paranın banka tarafından geri ödeneceğinin taahhüt edilmesi: Mevduat sahibi tarafından bankaya yatırılan paranın banka tarafından geri ödeneceğinin taahhüt edilmesi, mevduat sözleşmesi kapsamında yer alması gereken bir unsurdur. Bankalar Kanununun 10/ 3 maddesi uyarınca, Medeni Kanunun rehinlere ve Borçlar Kanununun alacağın devir ve temlikine ilişkin hükümleri ile diğer kanunların verdiği yetkiler ve koyduğu yükümlülükler saklı kalmak kaydı şartıyla, mevduat sahiplerinin mevduatını geri alma hakları hiçbir suretle sınırlandırılamaz. Dolayısıyla, mevduat sözleşmesinde, mevduatın iade koşullarına yönelik olarak yapılacak olan düzenlemeler geçersiz olacaktır. Bu husus, BK. md 306, 307 ve 372/1 de; Bankalar kendilerine yatırılan paraları mudilerce istenildiğinde veya belli bir vadede aynı veya misli olarak iade etmekle yükümlüdürler. Bankalar hiçbir gerekçe ve bahane ile yararlandıkları mevduatı mudilere iadeden kaçınamazlar. Bu taraflar arasındaki sözleşmenin geçerliliği gereğidir şeklinde düzenlenmiştir. Ancak, mevduat sahibinin kimliğini ispat edememesi ya da mesai saatleri dışında para çekilmek istenmesi gibi durumlarda, banka tarafından müşteriye ödeme yapılmaması yasadaki düzenlemeye aykırılık oluşturmayacaktır. E. Hukuki Niteliği Mevduat sözleşmesinin hukuki niteliği, doktrinde tartışmalıdır. Bu hususta çeşitli görüşler ileri sürülmektedir. Doktrin ve Yargıtay kararları incelendiğinde, bu hususta savunulan fikirleri, çeşitli açılardan incelemek mümkündür. Buna göre; bazı yazarlar, mevduat sözleşmesinin karz niteliği taşıdığını ileri sürmektedirler. Karz sözleşmesi, BK nun 306 vd. maddelerinde ele alınmıştır. Buna göre, bankaların mevduat sahiplerinden topladıkları paraları işletmeleri, karşılığında banka tarafından mevduat sahibine faiz ödemesi yapılması ve mevduat sözleşmelerinde bankaya takas yetkisi verilmesi gibi hususlar, bu görüşün dayanağını oluşturmaktadır. Bu husus, Yargıtay ın eski tarihli kararlarında da yer almaktadır. Bir başka görüş ise mevduat sözleşmesinin karz değil, usulsüz tevdi niteliği taşıdığı yönündedir. Usulsüz tevdi, BK nu md. 472 de düzenlenmiştir. Buna göre, mudi tarafından, saklanması istenilen mal ya da para, güvendiği bir kişiye mülkiyeti o kişiye geçecek şekilde tevdi eder ve bu kimse de belirli bir sürenin sonunda ya da istenildiği takdirde aynı miktar mal veya parayı geri vermeyi taahhüt etmektedir. Bu hizmet karşılığında, saklayana bir bedel ödenmesi söz konusu olmaktadır. Bu sözleşmede saklama unsurunun asıl amaç olduğu aşikârdır. Mevduat açısından da, yapılan özel mevduatı koruyucu düzenlemeler göz önüne alındığında, saklama amacının ön planda olduğu sonucu ortaya çıkacaktır. Bu görüşü savunanlar, mevduat sahibinin asıl amacının parasını güvenli bir şekilde saklamak olduğunu, usulsüz tevdide sözleşmeye konu olan mal veya paranın her zaman geri istenebilme özelliğinin mevduat ile uyuştuğunu kabul etmektedirler. Her ne kadar Bankalar Kanunu m. 10 çerçevesinde, vade dolmadan mevduatın çekilemeyeceği esası kabul edilse de uygulamada bankalar tarafından, faiz indirimi yapmak suretiyle, vade günü gelmeden mevduat sahibi tarafından para çekilmesine onay vermeleri bu hususu desteklemektedir. Yine, mevduat ilişkisinde, sözleşme konusu paranın ancak banka şubesine yapılacak başvuru sonucunda ödenebilmesi de usulsüz tevdi görüşünü kuvvetlendiren bir diğer husustur. Bir diğer görüş; banka mevduat sözleşmelerinin, usulsüz tevdi, karz ve vekâlet sözleşmesine ilişkin unsurları bünyesinde barındıran bir karma sözleşme olduğu yönündedir. Bu görüşü savunanlar, mevduat sözleşmesinin karz, vekalet ve usulsüz tevdi sözleşmelerinin unsurlarını taşıyan bir karma sözleşme olduğunu ifade etmektedirler. Bu husustaki en son görüş, mevduat sözleşmesinin kanunda düzenlenen hiçbir sözleşme tipine uygun düşmemesi sebebi ile kendine özgü bir sözleşme olduğu yönündedir. Bu görüş, son zamanlarda oldukça taraftar bulmakta ve Yargıtay tarafından da benimsenmektedir. Şahsi kanaatim, mevduat sözleşmelerinin Borçlar Kanununda düzenlenen sözleşme tiplerinden hiçbirine tam olarak uygun düşmediği ve kendine özgü bir sözleşme olduğu yönündedir. Çünkü karz sözleşmesi dikkate alındında, bu sözleşmede saklama amacının yer almaması, mevduat sahibine ne zaman isterse geri çekme hakkı tanınması, bankaya kendiliğinden takas yetkisi tanınmaması ve bankanın ödünç alanın 4

konumundan çok farklı olarak, banka kartı vermesi, fatura ve benzeri ödemeleri yapması gibi hizmetler sunması açısından karz sözleşmesinden ayrılacaktır. Usulsüz tevdi sözleşmesinde ise, gelir etme amacının bulunmaması, saklama karşılığında ücret almak yerine faiz verilmesi, usulsüz tedvinin konusunun para dışında başka taşınırların da oluşturabilmesi bu görüşün de pek yerinde olmadığını göstermektedir. Yine, mevduat sözleşmelerinin karma bir sözleşme olduğu görüşünü ise, mevduat sözleşmelerinin bu sözleşmelerin belirli bir unsurunu tam olarak içermemesi sebebi ile kabul etmek mümkün olmayacaktır. II. MEVDUAT TÜRLERİ VE SINIFLANDIRILMASI A. Amacına Göre Mevduat Türleri Mevduat işlemini amacına göre sınıflandırmak mümkündür. Buna göre; tasarruf amacı ile yapılan mevduatı ticari amaçla yapılan mevduattan ayırmak gerekecektir. 1. Tasarruf Mevduatı: Gerçek kişiler tarafından bu nam altında açtırılan ve ticari işlemlere konu olmayan mevduat "tasarruf mevduatı" dır. Bu mevduat türü, ticari bir amaç söz konusu olmaksızın, kişilerin birikimlerini değerlendirmek amacıyla yaptıkları mevduattır. Tasarruf Mevduatı, Bankalar Kanunu 10/ 2b maddesinde düzenlenmiştir. Bir mevduatın tasarruf mevduatı olarak kabul edilmesi için gerekli olan unsurlar şunlardır: - Tasarruf mevduatı sahibi gerçek kişi olmalıdır, - Tasarruf mevduatı ticari işlemlere konu olmayan mevduattır, - Tasarruf mevduatı bu ad altında açılan mevduat hesabıdır. 2. Ticari Kuruluşlar Mevduatı: Gerçek kişilerin ticari işletmelerine, her çeşit ortaklıklara, Kamu İktisadi Teşebbüsleri ile bunlara bağlı müessese ve bağlı ortaklıklara, Genel ve Katma bütçeli kuruluşlarla yerel yönetimlerin ticari işletmelerine, döner sermayeli kuruluşlara, vakıfların, derneklerin, sendikaların, birliklerin ve mesleki kuruluşların kurdukları veya katıldıkları ticari işletmelere, sigorta şirketlerine ait mevduat "ticari kuruluşlar mevduatı dır. Buna göre; gerçek veya tüzel kişi bir tacirin ticari faaliyetlerine yardımcı olmak için bankada yapacağı mevduat işlemini ticari mevduat olarak kabul etmek doğru olacaktır. B. Hesap Sahibine Göre Mevduat Türleri Hesap sahibine göre mevduat türlerini, kişiler açısından değerlendirmek gerekecektir. Buna göre, hukuki açıdan kişiler Gerçek ve Tüzel Kişiler olmak üzere iki şekilde karşımıza çıkmaktadır. 1. Gerçek Kişi Mevduatı: Hesap sahibinin gerçek kişi olduğu, tüm mevduatları kapsamaktadır. Hesap sahibinin tacir olması veya mümeyyiz ya da gayri mümeyyiz olması bu hesap açısından önemli değildir. Bu açıdan, hesap sahibi olacak kişinin gerçek kişi niteliği taşıması yeterlidir. 2. Tüzel Kişi Mevduatı: Tüzel kişiler niteliğine haiz tüm topluluklar, dernekler vakıflar, sendikalar, ticaret şirketleri ve kamu tüzel kişileri adına açtırılan hesaplar tüzel kişi mevduatı olarak adlandırılmaktadır. C. Vadesine Göre Mevduat Türleri 4389 Sayılı Bankalar Kanunu nun 10/ f.2 (a). Maddesi, Bankalar tasarruf mevduatını diğer mevduat hesaplarından ayırmak ve mevduat hesaplarını, Merkez Bankasınca tespit edilecek vade ve türlerine göre tasnif etmek zorundadırlar. hükmüne amirdir. 5

Bu hükme istinaden 29 Mart 2002 tarih ve 24710 sayılı Resmi Gazete de yayımlanan 2002/1 sayılı Mevduatın Vade ve Türleri ile Katılma Hesaplarının Vadeleri Hakkında Tebliğ ile mevduat türleri ve vade dilimleri belirlenmiştir. 1. Vadesiz Mevduat: Bankanın izni aranmaksızın hesap sahibi tarafından istenildiği zaman kısmen veya tamamen geri çekilebilen, herhangi bir ihbar veya vade koşulu taşımayan ve faiz tahakkukları yıl sonunda veya hesabın kapatılmasında yapılan mevduattır. Vadesiz mevduata faiz verilip verilmemesi önem taşımamaktadır. Ancak, mevduat sahibi mevduatı geri çekme hakkını MK m.2 de yer alan Dürüstlük Kurulu çerçevesinde kullanmalıdır. Hafta sonu ya da mesai saatleri dışında para çekilmek istenmesi bu durumlara örnek oluşturmaktadır. 2. Vadeli Mevduat: Mevduatın ancak belirli bir süre sonra çekilebileceğinin banka ile müşteri arasında kararlaştırıldığı durumlarda vadeli mevduat söz konusu olacaktır. TCMB tebliğine göre vade türleri; 1 aya kadar vadeli (1 ay dahil) 3 aya kadar vadeli (3 ay dahil) 6 aya kadar vadeli (6 ay dahil) 1 yıla kadar vadeli 1 yıl ve daha uzun vadeli (1 ay, 3 ay, 6 ay ve yıllık faiz ödemeli) şeklindedir. Ancak, Merkez bankası tebliğinde asgari bir vade süresi belirlenmediğinden, 7, 5 ve 1 gün vadeli mevduat kabulü dahi söz konusu olmaktadır. Vadeli mevduatta, vadeden önce para çekilmesi bankanın kabulüne bağlı olmakla birlikte uygulamada bankalar müşterilerini bu taleplerini geri çevirmemektedir. Bu durumda sözleşmeyle kararlaştırılan vadeli mevduat faiz oranının uygulanması da imkan bulunmamaktadır. Yine, uygulamada bankaların, hesaptan kısmen para çekilmesi halinde vadeyi bozmaları TCMB tarafından banka genel müdürlüklerine gönderilen 08.07.2002 tarihli bir yazı ile engellenmiştir. 3. İhbarlı Mevduat: Çekileceği tarihten 7 gün önce yazılı bir ihbar verilmek suretiyle çekilebilen mevduattır. Önceden mevduat sahibi tarafından bildirimde bulunulmaması durumunda banka, para çekme talebini reddedebilecektir. Ancak, vadeli mevduatta olduğu gibi bankanın bu bildirimde bulunulmamasına rağmen talebi onaylaması da mümkündür. Tebliğde öngörülen 7 günlük ihbar süresinin, taraflarca düzenlenecek sözleşme ile daha kısa olarak belirlenmesi mümkündür. Ancak, sürenin uzatılması mevduat şeklinin amacına ters düştüğünden bu şekilde yapılacak düzenlemenin geçersiz sayılması söz konusu olacaktır. İhbar, hukuki sonuçlarını karşı tarafa ulaşmasından sonra doğuracak olup 7 günlük süre de bu tarihten sonra işlemeye başlayacaktır. İhbar, mevduat hesabında tasarrufta bulunmaya yetkili olan kimselerce yapılmalıdır. 4. Birikimli Mevduat: Asgari 5 yıl vade ile açılan, sözleşme ile belirlenen aylık veya üç aylık sürelerde hesaba para yatırmaya imkân veren mevduattır. D. Tasarruf Yetkisine Göre Mevduat Türleri Tasarruf yetkisine göre mevduatı, bireysel mevduat ve birlikte mevduat şeklinde ikiye ayırarak incelemek mümkündür. 1. Bireysel Mevduat: Bireysel mevduat, kişilerin bireysel amaçlarına yönelik açtıkları hesaplarıdır. Bu 6

hesaplardan tasarruf etme yetkisi münhasıran mevduat sahibi kişiye ait olup, onun talimatıyla üçüncü bir kişinin hesaplarda işlem yapması mümkündür. 2. Birlikte Mevduat: Birden fazla kişinin ortak olarak bankada sahip oldukları mevduattır. Mevduat sahibinin ölümü üzerine mirasçıların mevduat üzerindeki ortaklıkları, adi ortaklık ilişkisinde ortaklar adına müştereken açılan hesaplar ve eşlerin birlikte mevduat hesabı açtırması birlikte mevduata örnek oluşturmaktadır. Bu şekilde açılan mevduat hesaplarının hukuki niteliği doktrinde tartışmalıdır. Bir görüş, bu şekilde açılan mevduat hesaplarının müteselsil alacaklılık ilişkisi olduğu yönündedir. İkinci bir görüş ise, teselsül görüşünün yerinde olmadığı, birlikte mevduatta hesabın birlikte açılmış olmasının, mevduat sahiplerine alacaklı sıfatını vermediği ve mevduat sahibi olarak gözüken kişilerden birinin tasarruf yetkisi olmasına rağmen iç ilişkide alacaklı olmayabileceği yönündedir. Asıl olarak, burada bankaya yönelik bir irade açıklaması bulunduğu kabul edilmektedir. Üçüncü görüş, birlikte mevduat sözleşmesinin, usulsüz tevdi ve vekalet sözleşmesinin unsurlarını taşıyan bir karma sözleşme olduğu yönündedir. Buna göre, birlikte mevduat sözleşmesinin aslında diğer mevduat sözleşmelerinden bir farkı olmadığı, tek farkının banka ile muhatap olan kişilerin birden fazla olduğu şeklindedir. Birlikte mevduatı, iştirak halinde mevduat ve müşterek mevduat olmak üzere iki başlık altında incelemek mümkündür: a) İştirak Halinde Mevduat: Kişilerin, mevduat üzerinde ancak birlikte imza ile tasarruf etmesinin mümkün olduğu mevduat türüdür. İştirak halinde mevduata ilişkin hesaplardan para çekebilmek için, tüm hesap sahipleri bankaya başvurarak para çekme yönündeki iradelerini açıklamaları ve birlikte hareket etmeleri gerekmektedir. Bu sebeple, iştirak halinde mevduat hesabına sahip kimselerin internet veya telefon bankacılığından ya da banka kartından faydalanabilmeleri söz konusu değildir. İştirak halinde mevduat ilişkisi, kanundan veya tarafların anlaşmasından doğabilir. Mevduat sahibinin ölümü üzerine, birden çok mirasçı bulunması durumunda, mirasçılara geçen mevduat üzerinde kanundan doğan iştirak halinde mevduat söz konusu olacaktır. Bu durumda mirasçılar, veraset ilamı ile bankaya mirasçı sıfatını kanıtlayarak ve birlikte imza atarak hesaptan para çekebileceklerdir. Bunun dışında, tarafların ortak sahibi oldukları paranın, birbirlerinden habersiz olarak çekilmesini engellemek amacıyla, iştirak halinde hesap açtırmaları da mümkündür. Burada, birlikte mevduat sahibi kişilerin, ortak imza ile para çekmeye yetkili oldukları banka ile yaptıkları sözleşme ile düzenlenmektedir. İştirak halinde mevduatta, mevduat sahiplerinin tek başında değil, birlikte işlem yapması gerekir. Bunun için de, mevduat sahiplerinin birlikte imzası şartı aranır. Aynı anda olmasa bile, imzaların tamamlanmasından sonra her bir hesap sahibine payları ölçüsünde ödeme yapılması gerekmektedir. İştirak halinde mevduata, MK m. 701 vd. hükümleri uygulanacaktır. İştirak halinde mevduatta, hesap sahiplerinden herhangi birinin alacaklısı olan üçüncü şahıslar tarafından hesap bakiyesine haciz veya ihtiyati haciz koydurulduğu taktirde, banka tarafından hacze konu olan şahsın hissesi üzerine haciz uygulanacaktır. Hissesi üzerine haciz konulan hesap sahibine bu hesap üzerinden tasarruf imkanı verilmeyecektir. b) Müşterek Mevduat: Mevduat sahiplerinden her birinin bankaya karşı tek başına ve tek imza ile hesap üzerinde tasarruf etmeye yetkili olduğu mevduata, müşterek mevduat veya teselsüllü mevduat adı verilir. Birden fazla birlikte hareket eden müşteri ile banka arasında yapılan sözleşme ile bir ortak hesap açılması ve her bir mevduat sahibinin tek başına tasarrufta bulunabilmesinin öngörülmesi ile ilişki kurulmaktadır. Müşterek mevduat, adi ortaklık gibi çeşitli ortaklık ilişkilerinde ya da eşler adına birlikte hesap açılması şeklinde karşımıza çıkmaktadır. Bu hesapların açılmasında müşterek mevduat kartı düzenlenir ve bu kartların arkasında yer alan müşterek hesaplara ilişkin bölüme, hesap sahiplerinin ad ve soyadları yazılarak imzaları alınır. Açılan hesap için bir cüzdan verilir ve bu cüzdana hesap sahiplerinin her birinin ismi yazılır. Bu tip mevduat sözleşmelerinde, ortak hesap sahiplerinin hangi oranda pay sahibi oldukları belirlenmelidir. Böyle bir belirlemenin yapılmadığı durumlarda paylar MK. m. 688/ II gereğince eşit kabul edilir. Müşterek mevduat ilişkisinde, hesap sahipleri, bankaya karşı müteselsil alacaklı durumundadır. Müşterek mevduatta, hesap sahiplerinden her biri ortakların onayına gerek olmaksızın virman, EFT, para çekme vs. bankacılık işlemlerini yapabilmektedir. Taraflardan her biri, hesaptan para 7

çekerken, kendi payı oranında kendi adına, diğer ortakların payların ilişkin olarak da onların temsilcisi sıfatıyla işlem yapmış olur. Müşterek mevduatta banka, mevduat sahiplerinden herhangi birine ödeme yaparak diğer kişilere karşı sorumluluktan kurtulmaktadır. Bu mevduat türünde, ortaklardan birinin kendi payından fazlasını ya da tamamını çekmesi halinde, müteselsil borç ilişkisinde olduğu gibi, diğer ortaklar fazla para çeken ortağa payları oranında rücu hakkını kullanabilecektir. Ayrıca, tüm mevduat sahiplerinin birlikte yapacakları irade beyanı ile, bu ilişkide tek başına işlem yapma yetkisinin ortadan kaldırılması mümkün olmaktadır. Ancak, mevduat işlemlerinde usulsüzlük yapılması gibi bir durumun söz konusu olması halinde, mevduat sahiplerinden birinin mahkemeye başvurması ve bu durumun bankaya bildirilmesi halinde bankanın mevduat sahiplerinden herhangi birine ödeme yapma hakkını yitirmesi söz konusu olacaktır. Ayrıca, mevduat sahiplerinden birinin başvurusu üzerine müşterek mevduatın iştirak halinde mevduata dönüştürülmesi de mümkündür. Müşterek mevduat sahiplerinden birinin borcundan dolayı hesaba konulan haciz, mevduat hesabında yer alan paranın tümünü kapsamaktadır. Bu durum, müşterek mevduatın niteliği gereğidir. Mevduat sahiplerinden birinin bankaya başvurarak hesaptaki paranın tümünü çekebilmesi karşısında paranın tamamının da haczi mümkün olmalıdır. Aksi bir yaklaşım, kanuna karşı hile olanağı sağlayacaktır. Haciz üzerine, banka diğer mevduat sahiplerine bildirimde bulunmalıdır. Müşterek mevduat sahiplerinden birinin ölümü halinde, taraflar arasındaki müşterek mevduat ilişkisi de sona erecek ve banka tarafından sağ kalan müşterek mevduat sahiplerine, tasarruf yetkisinin sona ermesi sebebi ile ödeme yapılmayacaktır. Ölüm halinde, ölen hesap sahiplerinin mirasçıları bu durumu bankaya zaman geçirmeden bildirmeli ve bankanın da hesaptaki paraya bloke koyması gerekmektedir. Daha sonradan banka tarafından hesap sahiplerine payları oranında ödeme yapılması söz konusu olacaktır. Ancak, bankanın ölüm olayından haberdar olmaksızın yapmış olduğu ödemeler geçerliliğini koruyacaktır. Müşterek mevduat sahiplerinin aralarında yapacakları sözleşmede, hesap sahiplerinden birinin ölümü halinde tasarruf yetkisinin sağ kalan hesap sahiplerine ait olacağı yönünde bir hüküm koymaları da mümkündür. E. Para Cinsine Göre mevduat Türleri Mevduat işlemi Türk Lirası cinsinden yapılabileceği gibi, yabancı ülke para birimlerinden de yapılabilir. Ancak, TL cinsinden işlem gören bir mevduat hesabına Dolar yatırmak mümkün değildir. Bu durumda, mevduat sahibi tarafından yeni bir mevduat hesabı açılması ya da bu paranın Türk Lirasına çevrilmesi söz konusu olacaktır. 1. TL Mevduat: Türk Lirası yatırmak suretiyle açılan mevduata TL mevduat adı verilmektedir. Mevduat hesabına yatırılacak paranın alt veya üst sınırı bulunmamaktadır. 2. YP Mevduat: Yabancı para yatırmak suretiyle açılan mevduata YP mevduat adı verilmektedir. Bu tür mevduata döviz tevdiat hesabı da denilmektedir. F. Bankalar Kanununa Göre Mevduat Türleri 4389 Sayılı Bankalar Kanunu nun 10/ f.2 (a). Maddesi hükmüne istinaden 29 Mart 2002 tarih ve 24710 sayılı Resmi Gazete de yayımlanan 2002/1 sayılı Mevduatın Vade ve Türleri ile Katılma Hesaplarının Vadeleri Hakkında Tebliğ ile mevduat türleri ve vade dilimleri belirlenmiştir. 1. Tasarruf Mevduatı: Gerçek kişiler tarafından bu nam altında açtırılan ve ticari işlemlere konu olmayan mevduat "tasarruf mevduatı"dır. Tasarruf mevduatında, tasarruf sahiplerinin korunması amaçlandığından Bankalar Kanununda bu mevduat türü özel olarak tanımlanmıştır. Tasarruf mevduatı, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu güvencesi altındadır. 8

2. Resmi Kuruluşlar Mevduatı: Genel ve katma bütçeli daire ve kurumların, yerel yönetimlerin, mahkemelerin, savcılıkların, icra ve iflas dairelerinin, tereke hâkimliklerinin mevduatı "resmi kuruluşlar mevduatı"dır. 3. Ticari Kuruluşlar Mevduatı: Gerçek kişilerin ticari işletmelerine, her çeşit ortaklıklara, kamu iktisadi teşebbüsleri ile bunlara bağlı müessese ve bağlı ortaklıklara, genel ve katma bütçeli kuruluşlarla yerel yönetimlerin ticari işletmelerine, döner sermayeli kuruluşlara, vakıfların, derneklerin, sendikaların, birliklerin ve mesleki kuruluşların kurdukları veya katıldıkları ticari işletmelere, sigorta şirketlerine ait mevduat "ticari kuruluşlar mevduatı"dır. 4. Bankalararası Mevduat: Bankalar (Kamu İktisadi Teşebbüsü olarak kurulan bankalar ve Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası dahil), özel finans kurumları ve özel kanunlarına göre mevduat kabulüne yetkili bulunan kuruluşlara ait mevduat "bankalararası mevduat"dır. 5. Diğer Kuruluşlar Mevduatı: Kanunla kurulmuş sosyal güvenlik kurumlarına, vakıflara, derneklere, meslek teşekküllerine, sendikalara, kanunla veya bir kanuna dayanılarak kurulmuş tasarruf sandıklarına, resmi ve özel idare, müessese ve ortaklıklarla mesleki teşekküllerde yalnız kendi mensuplarına ait olmak üzere sağlık, sosyal yardım ve tasarruf sağlamak amacıyla kurulan sandıklara ait paralar, noter teminat ve emanet paraları, mahkemeler, savcılıklar, icra ve iflas daireleri ve tereke hâkimlikleri nezdindeki paralar, mahkemelerce tevdi mahalli gösterilmek suretiyle yatırılan paralar, yöneticiler tarafından apartman yönetimi ile ilgili olarak yatırılan paralar, elçilik ve konsolosluklara ait paralar, uluslararası kuruluşların Türkiye'deki büro ve temsilciliklerine ait paralar, fonlara ait paralar, genel ve katma bütçeli kuruluşlar içerisinde yer almayan üst kurul, kurul ve kurumların paraları ile bunların dışındaki paralar "diğer mevduat" başlığı altında toplanacaktır. III. MEVDUAT İŞLEMLERİ VE MEVDUATIN HACZİ A. Mevduat İlişkisinin Kurulması ve Taraflar Mevduat ilişkisi, banka ile mevduat sahibi arasında, tarafların bir araya gelmesi ile kurulmaktadır. Ancak, uygulamaya baktığımızda bankalar dışında da başka kuruluşlar tarafından mevduat toplanmaktadır. Banka ile mevduat sahibinin, mevduat ilişkisinin taraflarını oluşturduğu aşikardır. Bunun dışında, Bankalar Kanunu gereğince mevduat toplamaya yetkili kuruluşlar da mevcuttur. 1. Mevduat Kabulüne Yetkili Kurumlar: Mevduat kabul etmeye yetkili kurumlar, Bankalar Kanununun m. 10/ 1 de düzenlenmiştir. Buna göre, Bu Kanuna göre izin verilen bankalarla özel kanunlarına göre yetkili olanlar dışında hiç bir gerçek veya tüzel kişi aslen veya fer an meslek edinerek mevduat kabul edemeyeceği gibi ticaret unvanları ve kamuya yapacakları açıklamalar ile ilan ve reklamlarında mevduat kabul ettikleri izlenimini yaratacak ifade ve deyimleri kullanamazlar şeklindedir. Bu düzenleme ışığında, yasada belirtilenlerin dışındaki kişilerin mevduat kabul etmesi mümkün değildir. Bu düzenlemeye aykırı davranılması yasak olup, bu durum Bankalar Kanununun m. 22/ 1 de öngörülen cezai yaptırımı gerektirir. Yukarıdaki izahatlar ve Bankalar Kanunundaki düzenlemeler ışığında, mevduat kabulüne yetkili olan kurumları bankalar ve özel kanunlarına göre yetkili olan kurumlar olmak üzere ikiye ayırarak değerlendirmek gerekecektir. a) Bankaların mevduat toplaması, bankalara has bir faaliyet olmakla birlikte tüm bankalar mevduat toplamaz. Aslında birer banka olmalarına rağmen Merkez Bankası ile kalkınma ve yatırım bankaları 9

mevduat toplamamaktadır. Bu anlamda, banka niteliğine sahip olmak için mevduat kabul edebilmek yeterli olmamaktadır. Özel finans kurumları açısından ise mevduat kabulü söz konusu olmamaktadır. Bu kurumlar, bir tür mevduat niteliği taşıyan fon kabul etmektedirler. Fonların, mevduattan farkı ise faiz getirisi sağlamaması yönündedir. Mevduat ilişkisinde bankanın taraf olabilmesi için mevduat toplamaya yetkili olması gerekmektedir. Buna göre bankaların, kuruluş izni dışında, BDDK tarafından verilen mevduat toplama iznine de sahip olmak zorundadır. Mevduatın kabulü, Türk bankaları dışında, yabancı ortaklarla Türkiye de kurulmuş bir banka açısından ya da yabancı bir ülkede kurulu bir bankanın Türkiye de şube açması ve izin alması koşulu ile de mümkün olmaktadır. Bunun yanı sıra, bir bankanın mevduat kabul yetkisinin sonradan geçici ya da sürekli bir biçimde kısıtlanması ya da kaldırılması mümkündür. b) Özel Kanunlarına Göre Yetkili Olan Kurumlar Bankalar Kanunu düzenlemesine göre, özel kanunlarına göre yetkili olan kurumlar tarafından mevduat kabulü mümkün olmaktadır. Buna örnek olarak, 1581 Sayılı Kanun ile Tarım Kredi Kooperatifleri ve Bölge Birlikleri ne ayrıca 4759 Sayılı İller Bankası Kanunu ile de İller Bankası na mevduat kabul ve toplama yetkisi verilmiştir. 2. Mevduat Sahibi: Bir mevduat sözleşmesinin tarafını oluşturan, mevduata yatırılan para üzerinde hak sahibi olan gerçek veya tüzel kişiye mevduat sahibi denilmektedir. Mevduat sahibi olabilmek için kişinin fiil ehliyetine haiz olmasına gerek yoktur. Ancak, mevduat üzerinde tasarrufta bulunabilmek (para çekmek, EFT ya da virman gibi bankacılık işlemleri) için fiil ehliyetine sahip olunması gerekmektedir. Mevduat sahibi, mevduat üzerinde hak sahibi durumunda olup, hesap üzerinde herhangi bir kısıtlama bulunmadığı sürece tasarrufta bulunabilecektir. Mevduatta bulunan para haciz işlemine konu oluşturabilecektir. Bir mevduat sahibi olabilmek için, mevduat işleminin bizzat yapılması zorunluluğu bulunmamaktadır. Bu sebeple, mevduat hesabını açtıran kişi ile mevduat sahibi nin farklı kimseler olması mümkündür. Ancak, bir kimse tarafından mevduat hesabının açılması o kimseye mevduat üzerinde tasarruf yetkisi vermeyecektir. Burada önemli olan, o kimsenin mevduat sahibi sıfatına da haiz olmasıdır. Dolayısıyla, örneğin bir kimsenin arkadaşı adına açtırdığı mevduat hesabına yatırdığı parayı sonradan geri çekebilmesi mümkün değildir. B. Kişinin Kendi Adına Hesap Açtırması Mevduat sahibi olmak isteyen kimsenin herhangi bir bankaya başvurması, bankanın da başvuran kişinin talebi doğrultusunda bu kişi adına vadeli, vadesiz veya ihbarlı olmak üzere bir mevduat hesabı açması ile bir kimse adına mevduat hesabı açılması söz konusu olmaktadır. Mevduat hesabı açılırken bankanın dikkat etmesi gereken bazı hususlar söz konusudur. Örneğin, hesap açılırken hesap sahibi olarak gösterilen kişinin nüfusta kayıtlı olan adının kullanılması ve takma ad kullanan kimseler açısından ise gerçek ismin yanında bu adlara da yer verilmesi ileride yaşanabilecek olumsuzlukları önleyebilecektir. Niteliği itibariyle, mevduat sözleşmeleri her iki tarafa borç yükleyen sözleşmelerdir. Bu sözleşme ile mevduat sahibi, yatırdığı paranın mülkiyetini bankaya devretmeyi, banka ise bu parayı güvenli bir biçimde saklama ve istenildiğinde geri ödemeyi yüklenmektedir. İşlemin, mevduat sahibi açısından, borçlandırıcı bir işlem olduğu aşikardır. Bu sebeple de mevduat hesabı açtıracak kişinin, bir takım niteliklere sahip olması gerekmektedir. Mevduat hesabı açtırmak isteyen kimsenin fiil ehliyetine haiz olması durumunda, herhangi bir problem yaşanması söz konusu olmayacaktır. Mümeyyiz olmayan kişilerin ise mevduat hesabı açtırması, açtırsa bile işlem yapabilmesi mümkün olmayacaktır. Sınırlı ehliyetsizler açısından ise, ana- babasının rızası ile aile birliği dışında yaşayan çocuğun, çalışarak elde ettiği kazancından istediği gibi tasarruf edebilmesi söz konusu olduğundan bu durumdaki küçüğün parasını bir bankaya yatırabilmesi mümkündür. Bankanın, sözleşme özgürlüğü kapsamında müşteri ile mevduat işlemi yapmaktan kaçınması mümkün olacaktır. Ancak, bu durumun hakkın kötüye kullanımı teşkil etmemesi gerekmektedir. 10

C. Başkası Adına Mevduat Hesabı Açtırılması: Bir kimsenin başkası adına hesap açtırabilmesi mümkündür. Örneğin, bir anne- babanın çocukları adına hesap açtırabilmesi mümkündür. Burada, mevduat sahibi olacak kişinin hak ehliyetine sahip olması yeterli iken, işlemi yapacak olan kişinin mutlaka fiil ehliyetine haiz olması gerekmektedir. Hukuki niteliği itibarıyla, bir kimsenin başkası adına mevduat hesabı açtırması, üçüncü şahıs adına sözleşme olarak kabul edilmektedir. Adına hesap açılan kimse, hesap açtıran kişi ile banka arasında yapılan sözleşme sebebi ile hak kazanmaktadır. Bu kazandırmalar, genellikle borç ödeme ya da bağışlama amacıyla yapılmaktadır. Adına hesap açtırılan kimsenin sonradan kendisi lehine yapılan edimi reddetme hakkı olduğundan bu hesap açtırılırken vekalet ya da muvafakate ihtiyaç duyulmamaktadır. Yukarıda da izah ettiğimiz gibi, başkası adına mevduat hesabı açtırılması halinde üçüncü şahıs lehine bir kazandırma söz konusu olacaktır. Bu durumda, mevduatın yatırılmasından sonra tasarruf yetkisi, mevduat sahibine geçecektir ve artık hesaba ilişkin işlemler mevduat sahibi ya da onun yetkilendirdiği kişiler tarafından gerçekleştirilecektir. Hesabı açtıran kimsenin, başlangıç safhasında vereceği bir talimat ile kendisine tanıdığı tasarruf yetkisinin ise sonradan mevduat sahibi tarafından iptal edilebilmesi mümkündür. Başkası adına hesap açtıran kimsenin aynı zamanda bu hesap üzerinde tasarruf yetkisini de elinde bulundurduğu durumlarda yabancı hesap tan bahsetmek mümkün olacaktır. Bu tür hesaplarda, kişi kendisine ait olmayan bir hesap üzerinde tasarrufta bulunabilme yetkisine sahip olmaktadır. Bu durum, açıktır ki çeşitli suiistimalleri de beraberinde getirmektedir. Mevduat sahibinin başka bir kimse olması sebebi ile hesabı açtıran kimsenin alacaklılarının bu hesaba haciz koydurabilmeleri mümkün olmamaktadır. Bu suiistimaller, çeşitli düzenlemeler ile önlenmeye çalışılmıştır. 4814 Sayılı Kanun ile değişik 3167 Sayılı Çek Kanununda, karşılıksız çek keşide edilmesi durumunda, hesap sahibi ile birlikte yetkili temsilcinin de cezalandırılacağını düzenlemiştir. Başkası adına mevduat hesabı açtıran kişinin, sonradan bu düşüncesinden vazgeçmesi ve mevduat hesabını iptal ederek yatırdığı paranın iadesini talep edebilmesi için, adına mevduat hesabı açılan kişinin bu işleme kabul iradesini açıklamamış olması gerekmektedir. Bir kimsenin başkası adına mevduat hesabı açtırması, 3. şahıs lehine sözleşme niteliği taşıdığından, 3. şahıs lehine sözleşme yapan kişinin aksine hüküm olmaması durumunda geri alma hakkının varlığı kabul edilmelidir. Adına mevduat hesabı açılan kişinin, hesaptan para çekmesi ya da banka hesap kartını imzalaması hallerinde de kabul iradesi açıklanmış sayılacağından artık hesap açtıran kişinin işlemi iptal edebilmesi mümkün değildir. 1. Türleri: Başkası adına açılan mevduat hesaplarına örnek olarak; küçükler adına açılan mevduat hesapları, tüzel kişiler ile ortaklıklar adına açılan mevduat hesapları ve çalışanlar adına işverenleri tarafından açılan mevduat hesapları verilebilir. a) Küçükler Adına Açılan Mevduat Hesapları: Kişilerin, mevduat sahibi olabilmeleri için fiil ehliyetini haiz olmaları gerekmediğine yukarıdaki açıklamalarımızda değinmiştik. Buna göre; küçüklerin kendi adlarına mevduat açmalarında herhangi bir sakınca olmadığı gibi, anne- babanın ya da bir üçüncü kişinin küçük adına mevduat işlemi yapabilmesi de mümkün olmaktadır. Çocuk hesapları üzerinde tasarruf yetkisi, adına mevduat hesabı açılan çocuğun yasal temsilcisine aittir. Küçükler, doğumlarından, erginliğe ulaşıncaya kadar anne ve babanın velayeti altındadır. Velayetleri devam ettiği sürece anne ve baba çocuğun mallarını idare ederler. Bu sebeple, hesabın anne- baba tarafından birlikte veya tek başına ya da üçüncü bir kişinin çocuk adına mevduat açtırmış olması hallerinde de aksine bir talimat olmaması halinde, tasarruf yetkisi anne ve baba tarafından kullanılacaktır. Bu sebeple de anne- baba banka ile olan muameleler hususunda bankadan malumat isteyebilirler. Banka anne ve baba tarafından istenilen bilgileri vermekle mükelleftir. 11

Yukarıda izah etmeye çalıştığımız genel ilke dışında, velayet hakkının kullanımı koşulların gerektirdiği değişik durumlara göre uygulamada farklılık yaratabilir. Anne- babanın evli olmaması durumunda, velayet MK. m. 337/ I gereği anneye aittir. Bu durumda, hesap üzerinde tasarruf yetkisi de anaya ait olacaktır. Küçüğün velayet hakkına anne-babanın beraberce sahip olması durumunda ise, anne ve babanın bankaya karşı birlikte ya da tek başına temsil yetkisine haiz olduğunun kabul edilmesi gerekmektedir. Ancak, eşlerden her birinin bankaya vereceği talimat ile diğer eşin tek başına işlem yapmasını engellemesi mümkündür. Bu durumda, bankanın söz konusu talimatı bilmemesi veya bilecek durumda olmaması halinde, banka iyi niyetli kabul edilecek ve yapmış olduğu işlemler de geçerli sayılacaktır. Bunların dışında, çocuk lehine yapılan kazandırma şeklinde açılan mevduat hesabı da söz konusu olabilmektedir. Bu durumda, hesabı açtıran kişi tarafından bankaya verilecek bir talimat ile anne-babanın tasarruf yetkisi tamamen kaldırılabilir. Bu husus MK. m. 357 de düzenlenmiştir. Kişinin, bankaya vereceği açık bir talimat ile çocuğun 18 yaşını tamamlaması şartı ile ancak onun tarafından hesaptaki paranın çekilmesi kararlaştırılabilir. Bunun dışında, ana-babanın tasarruf yetkisinin sınırlandırılabilmesi de mümkün olmaktadır. Bu durumda, ana-baba sadece paranın faizini çekebilirken anaparaya dokunamamaktadırlar. Ayrıca, ana-babanın çocuk adına açılan mevduat hesabındaki tasarruf yetkisinin, sadece ana veya babayla sınırlandırılması da mümkün olmaktadır. Örneğin, ana tarafından çocuk adına açılan hesaplarda bu şekilde babanın para çekmesi engellenebilmekte ve babanın da velayet hakkına dayanarak hesaptan para çekmesi mümkün olmamaktadır. b) Tüzel Kişiler: Bu mevduat türü açısından, topluluğun tüzel kişi niteliğine haiz olması gerekmektedir. Bu sebeple, ticaret şirketleri, kooperatifler, vakıf ve sendikalar ile kamu tüzel kişileri adına mevduat hesabı açılabilmektedir. Bu hesaplar, adına mevduat açılacak tüzel kişinin resmi sicilinde kayıtlı ticaret unvanı veya adı altında yürütülür. Bu hesaplarla ilgili kimin tasarrufta bulunacağı, mevzuattaki düzenleme ile belirlenir ve şirket ortağı ya da üyeleri, bu sıfatları sebebi ile mevduat hesabı üzerinde işlem yapamaz. c) Adi Şirket Adına Açılan Mevduat Hesapları: Adi şirket, Borçlar Kanununun 520. maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre; Şirket bir akittir ki onunla iki veya ziyade kimseler, saylerini ve mallarını müşterek bir gayeye erişmek için birleştirmeği iltizam ederler. Bir şirket, Ticaret Kanununda tarif edilen şirketlerin mümeyyiz vasıflarını haiz değil ise bu bap ahkâmına tabi adi şirket sayılır şeklindedir. Adi ortaklık, tüzel kişiliği olmayan bir ortaklık olması sebebi ile şirketin adına banka hesabı açılması da söz konusu olmayacaktır. Ancak, bu durum bu şekilde faaliyette bulunan kişilerin mevduat sahibi olamayacağı anlamına gelmeyecektir. Bu durumda mevduat işlemi yapılabilmesi için birkaç alternatif söz konusu olabilecektir. Şirket ortaklarından birinin, ortaklardan birine vekalet vererek bu ortağın kendi adına ancak şirket hesabına mevduat işlemi yapması şekli bu alternatiflerden biri olabilir. Ancak, bu yolun suiistimallere açık bir alternatif olduğu aşikardır. Bunun dışında, tüm ortakların müşterek ticaret unvanı belirtilmek suretiyle birlikte mevduat hesabı açtırması da mümkündür. Bu durumda, ya müşterek (teselsüllü) hesap talimatı verilmesi suretiyle her bir ortağın tek başına hesap üzerinde işlem yapabilmesi mümkün olmakta ya da ortakların hep beraber hesap üzerinde tasarruf edebilmesi düşünülüyorsa buna uygun talimat (teselsülsüz) verilmesi gerekmektedir. d) Çalışanlar Adına Açılan Mevduat Hesapları: İşverenin, herhangi bir banka ile anlaşmak suretiyle çalışanları adına mevduat hesabı açtırabilmesi ve bu şekilde çalışanlarına maaş, tazminat vs ücret ödemelerini gerçekleştirebilmesi mümkündür. Bu uygulama, her iki tarafa sağladığı kolaylık ve güvenirlik sebebi ile yaygınlaşmakta ve ücret ödemeleri bu şekilde yapılmaktadır. 12

D. Mevduat Sahibinin Gizlenmesi Mevduat hesabı açılırken, başvuruda bulunan kişinin kimliğini gizlemek istemesi söz konusu olabilmektedir. Ancak bu durum, Bankalar Kanununun 20/4 maddesine aykırılık teşkil ettiğinden, mevduat sahibinin kimliğini açıklamaksızın bankada hesap açtırmak istemesi mümkün değildir. Bunun yanı sıra, hesap açtırmak isteyen kişilerden, hesap sahibi olarak gösterilen kişinin herhangi bir kimlik belgesi istenmediğinden Hayali kişi adına hesap açılması mümkün olabilmektedir. Bu işlemde, hesabı açtıran kimsenin kendi lehine tasarrufta bulunma yetkisi vermek suretiyle hesaptan faydalanabilmesi mümkün olmaktadır. Bu durumun, suiistimallere olanak sağladığı ve kanuna karşı hile oluşturduğu tartışmasızdır. Bu sebeple, bu işlemleri geçersiz olarak kabul etmek gerekecektir. E. Mevduatın Haczi 1. Genel Olarak: İcra dairelerinin ya da mahkemelerinin almış olduğu ihtiyati haciz ve ihtiyati tedbir kararları üzerine yahut doğrudan doğruya icraya yapılmış bir takip sonucu verilmiş karar gereğince, mevduat sahibinin üçüncü kişilere olan borçlarından dolayı bankadaki mevduatın haczedilmesi söz konusu olabilir. Mevduat sahibinin borcundan dolayı haczedilecek hesabın, vadeli veya vadesiz, ticari veya tasarruf mevduatı olması önemli değildir. a) Vadesiz Mevduatın Haczi: Alacaklının, hangi bankalarda borçluya ait mevduat hesabı olduğunu bilmesi çoğu zaman mümkün olmamaktadır. Bu aşamada, alacaklının bankaya müracaat edip, borçluya ait mevduat olup olmadığını öğrenebilmesi Bankalar Kanununun 22/ 8 maddesine aykırılık teşkil ettiğinden mümkün olmamaktadır. Bu sebeple, bu bilgi ancak icra dairesi tarafından bankalara gönderilecek ihbarname ile mümkün olabilecektir. Haciz işlemi, icra dairesi tarafından bankaya gönderilecek bir haciz ihbarnamesi ile yapılabileceği gibi, icra memuru tarafından hesabın bulunduğu banka şubesi nezdinde fiili haciz yapılması suretiyle de olabilir. Kıymetli evrak niteliğinde olmayan hesap cüzdanına el konulması ya da alacaklı olduğunu iddia eden kimsenin bankaya göndereceği bir yazı ile mevduat haczi yapılması mümkün olmamaktadır. Haciz işlemi, icra dairesi tarafından ilgili bankaya gönderilecek birinci haciz ihbarnamesi (İ.İ.K. m.89/i) ya da haciz yazısı ile mümkün olmaktadır. Haciz ihbarnamesinde, mevduatın bulunduğu bankanın gösterilmesi, borçluya ve borç miktarına ilişkin bilgilerin de yer alması gerekmektedir (İ.İ.K. m.89/i). Bankaya gönderilen haciz yazısı, kanunda belirtilen şartları ihtiva etmese bile geçerli olup, borçlunun mevduatının haczedilmesine ilişkin hükümleri doğurur. Haciz ihbarnamesi, bir bankanın tüm şubelerini kapsayacak şekilde gönderilemez. Banka genel müdürlüğüne gönderilen haciz ihbarnamesi, sadece merkez şubedeki hesapları kapsar. Bu sebeple, haciz ihbarnamesi hangi şubeye gönderilmiş ise o şube açısından hüküm ifade edecektir. Haciz bildirimini alan şube, kayıtlarını derhal inceleyerek ihbarnamede belirtilen tutarı herhangi bir hesaba aktarmaz ve mevduat kartında bloke olarak izler. Ayrıca, haciz ile ilgili şerh, banka tarafından mevduat kartına mutlaka görülecek bir şekilde işlenmelidir. Haciz işlemi esnasında hazır bulunmayan borçluya, mevduat hesabının haciz edildiği ve mevduat üzerinde tasarrufta bulunamayacağı, aksi durumun TCK.m.276/ II ye aykırılık teşkil edeceği iadeli taahhütlü mektupla bildirilmelidir. Borçluya ait mevduat hesabının haciz edildiğine dair icra dairesi tarafından gönderilmiş bir ihbarname ya da yazı ilgili bankaya ulaşmadığı sürece, borçlu tarafından mevduat hesabı üzerinde işlem yapabilecek (para çekme, virman, EFT vs.) ve banka da yapılan bu işlemlerden sorumlu tutulamayacaktır. Bunun dışında, borçlu bilgilerinin yetersiz olması ya da banka nezdinde borçluya ait bir mevduat bulunamadığı hallerde banka durumu 7 günlük itiraz süresi içerisinde icra dairesine bildirmelidir. - Haczin Kapsamı: Haciz işlemi, borçlunun mevduatında bulunan paraya el konulması amacına yöneliktir. Burada, mevduat sahibinin işlem yapma yetkisi, ihbarnamede bildirilen miktarla sınırlı olmak üzere kısıtlanmaktadır. Ancak, bildirilen miktarı aşan kısım yönünden borçlunun, mevduat üzerinde işlem yapma yetkisi devam edecektir. Kural olarak haciz işlemi, bankanın borçluya ait mevduat hesabına bloke 13

koyduğu tarihteki bakiyeyi kapsar ve sonradan borçluya ait hesaba yatırılan paralar hacizden etkilenmez. Ancak, bankaya gönderilen ihbarnamede mevduat sahibinin doğmuş veya doğacak alacakları üzerine haciz koyulduğu bildirilmişse, banka tarafından hesaba bloke koyulması ve borçluya ait mevduat hesabına sonradan yatırılacak paraların da haciz kapsamına sokulması söz konusu olacaktır. Özellikle, çalışan ya da emeklilere ait maaş hesaplarına ilişkin haciz yazılarının mevduat sahibinin bağlı olduğu kurum ya da işverenin anlaşmalı bulunduğu bankaya değil, bu paraları bankaya yatıran kuruluşlara gönderilmesi gerekmektedir. Bu durumda, ödemeyi yapacak olan kuruluş gerekli kesintiyi yapmak suretiyle ödemeyi icra dairesine yapmalı ve kalan kısım varsa bunu da bankadaki hesaba yatırmalıdır. Banka mevduat hesabı, bir maaş hesabı olsa bile hesaptaki paranın tamamının haczi söz konusu olacaktır. Haczi caiz olmayan kısmın haczinin söz konusu olması durumunda, borçlunun icra hukuk mahkemesine başvurarak işlemin iptaline yönelik bir karar alması gerekecektir. - Haciz İhbarına İtiraz Edilmesi: Banka tarafından 1. Haciz İhbarnamesine cevap süresi, ihbarın bankaya tebliğinden itibaren 7 gündür. Bankanın icra dairesi tarafından kendisine gönderilen haciz şerhini ertelemek ya da geciktirmek hususunda yetkisi yoktur. Bu sebeple, haciz ihbarının bankaya tebliğine rağmen, banka tarafından borçluya ödeme yapılması durumunda, bu hususta gerekli önlemleri almayan bankanın alacaklıya karşı sorumluluğu söz konusu olacaktır. Banka, 7 günlük süre içerisinde hesapta haciz edilen tutar kadar para olmadığı, paranın temlik edildiği ya da önceden haciz koyulduğu haller ile hesap numarası ve para miktarı gibi hususların icra dairesine bildirilmesi gerekmektedir. Banka tarafından, süresi içerisinde bildirimde bulunmamanın yaptırımı, haczedilen miktarın banka zimmetinde kabul edilmesi ve bu miktarın banka tarafından icra dairesine ödenmesi şeklindedir. b) Vadeli Mevduatın Haczi: Haciz ihbarnameleri, borçlunun vadesiz mevduatları gibi vadeli mevduat hesaplarını da kapsamaktadır. Bu durumda, banka tarafından vadeli mevduat hesabı üzerine de haciz şerhi işlenmesi gerekmektedir. Alacaklı tarafından, borçluya vadeli mevduat hesabı üzerine haciz koyulması, vadeli mevduatın vadesiz mevduata dönüştürmeyecek ve banka da haciz işlemini gerekçe göstererek vadeyi bozup parayı vadesiz hesaba aktaramayacaktır. Haczin mevduat üzerindeki etkisi hesap sahibinin, mevduat üzerindeki tasarruf yetkisinin haciz kaldırılana kadar kaybetmesi yönündedir. Bu safhadan sonra banka, icra dairesinin talebiyle hareket edecektir. İcra dairesinin talebi doğrultusunda banka, mevzuata göre faiz tahakkukunu yaparak vade dolmasa bile icra veznesine haciz tutarını yatırmaktadır. Bu husus, Yargıtay 12. HD nin bir çok kararı ile de sabittir. Bu husus aleyhinde görüşler de mevcuttur; Öncelikle, hesaptaki paranın hemen çekilmek yerine vade sonuna kadar beklenmesi her iki tarafın da menfaatinedir. Vadenin sona ermesine az bir zaman kala vade bozulacak olursa, anaparaya çok düşük orandaki vadesiz mevduat faizi yürütülerek ödeme yapılacaktır. İkinci olarak, İİK.m.90 hükmü uyarınca, icra dairesi haczedilen hakların muhafazasına ve alacaklardan günü gelenlerin tahsiline çalışır. Vadeli mevduattaki alacak da, müeccel bir alacak niteliği taşıdığına göre, icra dairesi vade sonuna kadar beklemelidir. Son olarak, aksi görüşün kabulü, mevduat sahibinin, kanuna karşı hile yoluyla vade dolmadan hesaptan para çekmesine olanak vereceğinden kabul edilemez. Gerçekten, vadeden önce para çekme talebine bankadan onay alamayan mevduat sahibi, bir yakını lehine göstermelik bir borç ihdas edip, kendisi aleyhine icra takibine girişerek mevduat haczi yoluyla hesaptaki parayı çekebilecektir (Yrd.Doç.Dr. Mustafa Çeker, Hukuki Yönüyle Banka Mevduatı). Bu hususta son olarak tahakkuk ettirilecek mevduat faizinin haciz kapsamında yer alıp alamayacağı konusu üzerinde durmak gerekecektir. Buna göre, alacak tutarı hesaptaki paradan az ise kural olarak haciz işlemi hesaptaki paranın tamamını değil, alacak miktarını kapsayacaktır. Ancak, alacak tutarı hesaptaki paradan fazla ise haciz işlemi mevcut bakiyeyi kapsayacaktır. Bankaya gönderilen haciz ihbarnamesinde mevduat sahibinin doğmuş veya doğacak alacakları üzerine haciz koyulduğu şeklinde bir düzenleme bulunması halinde vade sonunda tahakkuk edecek faizlerin de, ihbarnamede belirtilen miktarda haczedilmiş olacağı açıktır. c) Birlikte Mevduatın Haczi: Borçluya ait mevduat hesabının müşterek mevduat olması halinde, aksine bir anlaşma yoksa paydaşların eşit hisseli oldukları kabul edilir ve sadece borçlunun hissesi nispetinde haciz 14

işlemi yapılarak, borçlunun payına düşen miktarın icra veznesine yatırılması söz konusu olacaktır. Bu durumda banka tarafından icra dairesi ve diğer mevduat sahiplerine süresi içerisinde cevap verilerek gerekli bilgilendirme yapılmalıdır. Bu durumda, müşterek mevduat sahiplerinin haciz kapsamı dışında kalan mevduat üzerinde işlem yapma hakları da devam edecektir. Borçluya ait mevduat hesabının iştirak halinde mevduat hesabı olması durumunda, banka tarafından icra dairesine verilecek cevapta, borçluya ait iştirak halinde bir mevduat hesabı olduğu ve hesapta bulunan paranın miktarı yer almalıdır. Bu durumda icra dairesi, borçluya ait hissenin icra veznesine yatırılmasını isteyemez. Bu hususta karar verme yetkisi İcra Hukuk Mahkemesine aittir. d) Kamu Hukuku Alacakları İçin Mevduatın Haczi: Kamu Hukuku Alacaklarına ilişkin haciz işlemleri, 6183 Sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkında Kanun a göre yapılmaktadır. Banka, tahsil dairesi tarafından kendisine gönderilen haciz ihbarnamesi üzerine, nezdindeki kayıtlarını kontrol ederek, bu hususta gerekli tedbirleri almalı ve 7 günlük cevap süresi içerisinde tahsil dairesine bilgi vermesi gerekmektedir. Bu tür hacizlerde, bankaya ikinci bir ihbarname gönderilmesi söz konusu olmamakla birlikte borçlunun nezdinde bir mevduatının olmadığını menfi tespit davası açarak ispat etme olasılığı da bulunmamaktadır. Bu sebeple, bankanın ihbarnameye süresi içerisinde cevap vermemesi, haciz tutarının banka zimmetinde sayılmasına ve bu miktarın banka tarafından ödenmesine sebep olacaktır. Banka, ancak BK. m.61 vd. uyarınca ancak borçluya başvurabilecektir. Kamu Hukuku Alacaklarına ilişkin haciz ihbarnameleri, banka genel müdürlüğüne gönderildiğinde tüm şubelerdeki hesapları kapsayacaktır. Avukat Şebnem BOSTANCI 15