SUYUN ÖNEMİ VE EKOLOJİK SORUNLARI. Prof. Dr. Necmettin ÇEPEL ve Celâl ERGÜN



Benzer belgeler
SULAMA VE ÇEVRE. Küresel Su Bütçesi. PDF created with pdffactory trial version Yrd. Doç. Dr. Hakan BÜYÜKCANGAZ

Su, evrende varolan canlı varlıkların yaşamlarını devam ettirebilmeleri için gerekli olan en temel öğedir. İnsan kullanımı, ekosistem kullanımı,

Tablo : Türkiye Su Kaynakları potansiyeli. Ortalama (aritmetik) Yıllık yağış 642,6 mm Ortalama yıllık yağış miktarı 501,0 km3

İNSAN VE ÇEVRE A. DOĞADAN NASIL YARARLANIYORUZ? B. DOĞAYI KONTROL EDEBİLİYOR MUYUZ? C. İNSANIN DOĞAYA ETKİSİ

İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ AÇIK VE UZAKTAN EĞİTİM FAKÜLTESİ KAMU YÖNETİMİ LİSANS PROGRAMI TÜRKİYE'DE ÇEVRE SORUNLARI DOÇ. DR.

Su Yapıları I Su Kaynaklarının Geliştirilmesi

DOĞA - İNSAN İLİŞKİLERİ VE ÇEVRE SORUNLARININ NEDENLERİ DERS 3

Meteoroloji. IX. Hafta: Buharlaşma

Bölüm 8 Çayır-Mer alarda Sulama ve Gübreleme

ÇYDD: su, değeri artan stratejik bir nitelik kazanacaktır.

Ekosistem ve Özellikleri

Çevre Yüzyılı. Dünyada Çevre

Doğal Su Ekosistemleri. Yapay Su Ekosistemleri

SU KİRLİLİĞİ HİDROLOJİK DÖNGÜ. Bir damla suyun atmosfer ve litosfer arasındaki hareketi HİDROLOJİK DÖNGÜ

DERS VI-VII Nüfus Artışı Küresel Isınma

TÜRKİYE EKONOMİSİ. Prof.Dr. İlkay Dellal Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü. Ankara

LAND DEGRADATİON. Hanifi AVCI AGM Genel Müdür Yardımcısı

1. DOĞAL ÜZERİNDEKİ ETKİLER. PDF created with pdffactory trial version

PERKOLASYON İNFİLTRASYON YÜZEYSEL VE YÜZETALTI AKIŞ GEÇİRGENLİK

HİDROLOJİ Doç.Dr.Emrah DOĞAN

BİYOKÜTLE ENERJİ SANTRALİ BİOKAREN ENERJİ

BÖLÜM-1 HİDROLOJİNİN TANIMI VE ÖNEMİ

2016 Yılı Buharlaşma Değerlendirmesi

4. Ünite 2. Konu Enerji Kaynakları. A nın Yanıtları

Su ayak izi ve turizm sektöründe uygulaması. Prof.Dr.Bülent Topkaya Akdeniz Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü

KADIKÖY BELEDİYESİ ÇEVRE KORUMA MÜDÜRLÜĞÜ

T.C. ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANLIĞI ÇEVRE YÖNETİMİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ YER SEVİYESİ OZON KİRLİLİĞİ BİLGİ NOTU

Biliyor musunuz? İklim Değişikliği ile Mücadelede. Başrol Kentlerin.

GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİ KONUMU, SINIRLARI VE KOMŞULARI:

Biyosistem Mühendisliğine Giriş

Yaşar Topluluğu nda Su Riski ve Verimlilik Çalışmaları

Su Yapıları II. Yrd. Doç. Dr. Burhan ÜNAL. Yrd. Doç. Dr. Burhan ÜNAL Bozok Üniversitesi n aat Mühendisli i Bölümü

10. SINIF KONU ANLATIMI. 48 EKOLOJİ 10 BİYOMLAR Sucul Biyomlar

ÇEVRE KORUMA ÇEVRE. Öğr.Gör.Halil YAMAK

Dünyada 3,2 milyon tona, ülkemizde ise 40 bin tona ulaşan pestisit tüketimi bunun en önemli göstergesidir. Pestisit kullanılmaksızın üretim yapılması

METEOROLOJİ. VI. Hafta: Nem

Küresel. İklim değişikliği

AÇLIĞIN ÖNLENMESĠ ve GIDA GÜVENCESĠNĠN SAĞLANMASI

Horzumalayaka-ALAŞEHİR (MANİSA) 156 ADA 17 PARSEL DOĞAL MİNERALLİ SU ŞİŞELEME TESİSİ NAZIM İMAR PLANI AÇIKLAMA RAPORU

Ağaç Nedir? Bir ağacın yaşayıp gelişebilmesi için; ışık, sıcaklık, CO 2, O 2, su ve mineral madde gereklidir.

Okullarda Su Tüketimi %40 Azaltılabilir

KENTLERDE SU YÖNETİMİ İLE UYUM POLİTİKALARI. Dr. Tuğba Ağaçayak

GAP Bölgesinde Yetiştirilen Bitkilerin Sulama Proğramları

SU MÜHENDİSLİĞİNE GİRİŞ YRD. DOÇ. DR. FATİH TOSUNOĞLU

HİDROLOJİK DÖNGÜ (Su Döngüsü)

BİYOMLAR SUCUL BİYOMLAR SELİN HOCA

YENİLENEBİLİR ENERJİ KAYNAKLARI. Gökhan BAŞOĞLU

1. İklim Değişikliği Nedir?

Küresel. İklim Değişikliği. ÇEVRE KORUMA ve KONTROL DAİRESİ BAŞKANLIĞI

TOPRAK TOPRAK TEKSTÜRÜ (BÜNYESİ)

Su, yaşam kaynağıdır. Bütün canlıların ağırlıklarının önemli bir kısmını su oluşturur.yeryüzündeki su miktarının yaklaşık % 5 i tatlı sulardır.

ÜNİTE 4 DÜNYAMIZI SARAN ÖRTÜ TOPRAK

YAGIŞ-AKIŞ SÜREÇLERİ

Suyun yeryüzünde, buharlaşma, yağış, yeraltına süzülme, kaynak ve akarsu olarak tekrar çıkma, bir göl veya denize akma vs gibi hareketlerine su

YAZILI SINAV CEVAP ANAHTARI COĞRAFYA

Çevre Sorunlarının Nedenleri. Nüfus Sanayileşme Kentleşme Tarımsal faaliyet

TARIMSAL KAYNAKLI NİTRAT KİRLİLİĞİNE KARŞI SULARIN KORUNMASI YÖNETMELİĞİ TARIMSAL KAYNAKLI NİTRAT KİRLİLİĞİNE KARŞI SULARIN KORUNMASI YÖNETMELİĞİ

Nüfus Dağılışını Etkileyen Faktörler İkiye Ayrılır: 1-Doğal Faktörler 2-Beşeri Faktörler

Ayxmaz/biyoloji. Azot döngüsü. Azot kaynakları 1. Atmosfer 2. Su 3. Kara 4. Canlılar. Azot döngüsü

3. SU TASARRUFU SAĞLAMANIN YOLLARI

Küresel İklim Değişikliği ve Ülkemize Etkileri

Ekoloji, ekosistemler ile Türkiye deki bitki örtüsü bölgeleri (fitocoğrafik bölgeler)

Dersin Kodu

HİDROLOJİ. Buharlaşma. Yr. Doç. Dr. Mehmet B. Ercan. İnönü Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü

DÜNYA TARIMININ BAŞLICA SORUNLARI

Kuraklık Risk Yönetimi. Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu İTÜ Afet Yönetim Merkezi İTÜ Meteoroloji Müh. Böl. Öğretim Üyesi

Ekosistemi oluşturan varlıklar ve özellikleri

CANLILARIN SINIFLANDIRILMASI

HİDROJEOLOJİ. Hidrolojik Çevrim Bileşenleri Buharlaşma-Yağış. 2.Hafta. Prof.Dr.N.Nur ÖZYURT

SU HALDEN HALE G İ RER

SU HALDEN HALE GİRER. Nazife ALTIN. Fen ve Teknoloji

Sürdürülebilir Tarım Yöntemleri Prof.Dr.Emine Olhan Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi

COĞRAFYA-2 TESTİ. eşittir. B) Gölün alanının ölçek yardımıyla hesaplanabileceğine B) Yerel saati en ileri olan merkez L dir.

ÇALIŞMA YAPRAĞI KONU ANLATIMI

%78 Azot %21 Oksijen %1 Diğer gazlar

Dünya nüfusunun her geçen yıl artması, insanları beslenme, giyinme ve barınma gibi temel ihtiyaçlarını gidermek için değişik yollar aramaya

Su temini açısından en değerli sular atmosferden yağışla gelen, yer üstü ve yer altında bulunan tatlı sulardır.

ÇAKÜ Orman Fakültesi Havza Yönetimi ABD 1

1844 te kimlik belgesi vermek amacıyla sayım yapılmıştır. Bu dönemde Anadolu da nüfus yaklaşık 10 milyondur.

İzmir ve Ege Bölgesinde Kuraklık Alarmı. Şebnem BORAN. Küresel ısınma korkutmaya devam ediyor.

Sera Etkisi. Gelen güneş ışınlarının bir kısmı bulutlar tarafında bloke edilmekte. Cam tarafından tutulan ısı

BİNA BİLGİSİ 2 ÇEVRE TANIMI - İKLİM 26 ŞUBAT 2014

EKOSİSTEM. Cihangir ALTUNKIRAN

2023 VİZYONU ÇERÇEVESİNDE TARIM POLİTİKALARININ GELECEĞİ

İnsanlar tarafından atmosfere salınan gazların sera etkisi yaratması sonucunda dünya yüzeyinde sıcaklığın artmasına küresel ısınma denmektedir.

Editör Doç.Dr.Hasan Genç ÇEVRE EĞİTİMİ

Transpirasyonun fiziksel yönü evaporasyona benzer ve aşağıdaki şekilde gerçekleşmektedir:

Çevre İçin Tehlikeler

ÖĞRENME ALANI : CANLILAR VE HAYAT ÜNİTE 6 : İNSAN VE ÇEVRE

Veysel Işık. JEM 107/125/151 Genel Jeoloji I. Yerin Merkezine Seyehat. Prof. Dr.

ORMAN ENDÜSTRİ POLİTİKASI DERS 3 DÜNYA VE AVRUPA ORMANLARI

Entegre Su Havzaları Yönetimi

IĞDIR ARALIK RÜZGÂR EROZYONU ÖNLEME PROJESİ İZLEME RAPORU

EKOLOJİ #1 EKOLOJİK TERİMLER EKOSİSTEMİN CANSIZ BİLEŞENLERİ SELİN HOCA

ĠKLĠM DEĞĠġĠKLĠĞĠ ve TARIM VE GIDA GÜVENCESĠ

PROJE KONUSU NASIL BULUNUR? Prof. Dr. Turan GÜVEN

EĞİTİM ÖĞRETİM YILI ÖZEL ÇAMLICA KALEM İLKÖĞRETİM OKULU OKULLARDA ORMAN PROGRAMI ORMANDAN BİO ENERJİ ELDE EDİLMESİ YIL SONU RAPORU

İklim Değişikliği. Mercan DOĞAN Ahmet AKINCI Murat ÖZKAN Ela CÖMERT Ferhat ÜSTÜNDAŞ Aynur DEMİRTAŞ Sevda KOCAKAYA Merve Gizem GENÇ

Elektrik Mühendisleri Odası Ankara Şubesi Nevşehir-Aksaray-Ş.Koçhisar Enerji Formu

SERA TARIMI VE ÖNEMİ

Transkript:

SUYUN ÖNEMİ VE EKOLOJİK SORUNLARI Prof. Dr. Necmettin ÇEPEL ve Celâl ERGÜN Ana Konu Başlıkları: 1. Suyun Önemi 2. Su Kaynakları 3. Su Tüketimi 4. Su Gereksiniminin Karşılanması için Alınabilecek Önlemler 5. Özet ve Sonuç 1. SUYUN ÖNEMİ Bir canlının yaşayıp gelişebilmesi için su, hava, toprak, besin maddeleri ve güneş enerjisi mutlak suretle gerekli temel öğelerdir. Yaşamın bu temel öğelerinden su konusunda bilgi verilecektir. Su çok eski tarihlerden beri, en değerli doğal kaynaklardan biri olarak kabul edilmektedir. Bu değerlendirmenin gerekçeleri, çeşitli şekillerde ifade edilmektedir: M.Ö IV. yüzyılda Empodekles, Dünya su ve topraktan meydana gelmiştir. Diyordu. Daha sonraları bu tanımlamanın sınırları daha da genişletilerek Dört Eleman Kuramı ortaya atılmıştır. Buna göre: Bütün cisimler su, toprak, hava ve ateşten oluşmaktadır. Şeklinde bir tanımlama yapılmıştır. Modern bilim ışığı altında ise su için şu değerlendirmeler yapılmaktadır: Yaşam suda başlamıştır. Susuz yaşam olmaz. Bütün bu ifadeler, suyun dünyamızın yapısı ve canlıların yaşamı için ne kadar önemli olduğunu göstermektedir. Daha açık bir anlatımla şu şekilde tanıtım ve değerlendirmeler yapılabilir: Su, çevremizde görünen veya görünmeyen şekilde daima bulunan gizemli bir doğal kaynaktır. Su, bütün canlı varlıklarda yüksek oranlarda bulunan temel yapı taşıdır (Şekil 1) Örneğin: İnsan vücudunun % 65 i, kanın % 80-90 ı, kaslarımızın % 75 i, bitkilere ait taze ağırlığın % 60-85 i sudan oluşmaktadır. 1

Şekil 1. Su, canlı varlıkların yapı taşıdır. Buraya kadar verilen bu değerler canlıların yapısını oluşturması bakımından suyun taşıdığı önemi ortaya koymaktadır. Bunun dışında ayrıca suyun canlı ve cansız çevre üzerinde ekolojik ve fizyolojik bakımdan çok önemli işlevleri olduğu da bir gerçektir. Bunların başlıcaları şunlardır: Dünyada Büyük Yaşam Kuşakları olarak adlandırılan ve belirli bitki ve hayvan topluluklarını barındıran yaşam dünyaları vardır. Bunların çeşitliliği, yeryüzü üzerindeki dağılımı ve şekillenmeleri de genellikle su faktörüne bağlıdır. Hatta su, bu yaşam dünyalarının bazılarının adına damgasını vurmaktadır: Tropik Yağmur Ormanları, Kurak Bölge Ormanları, vb. (Resim 1) Resim 1. Su, büyük yaşam kuşaklarının yaratıcısıdır. Şekilde bunlardan biri olan Tropik Yağmur Ormanları görülmektedir. 2

Su, dolaylı olarak da beslenme üzerinde etkilidir. Artan nüfusun ve azalan tarım alanlarının yarattığı beslenme sorunları, Sulu Tarım uygulaması ile çözülmeye çalışılmaktadır. Tarımda olduğu gibi, endüstri alanında da üretim için vazgeçilmez bir araç haline gelmiştir. Ekolojik açıdan toprak oluşumu üzerinde de önemli rollere sahiptir. Böylece yalnız canlı çevre üzerinde değil cansız çevre üzerinde de önemli işlevlere sahip bulunmaktadır. Gerçekten, katı yer kabuğunu oluşturan kayaların önce fiziksel olarak parçalanması, sonra da bu parçaların kimyasal ayrışma ile verimli toprağa dönüşmesinde rol oynayan temel faktörlerden biri de sudur. Toprak oluştuktan sonra, içindeki bitki besin maddelerinin çözündürülmesi, bunların bitki kökleri tarafından alınması ve buradan metrelerce yüksekte olan yapraklara taşınması da yine suyun varlığı ile gerçekleşir. Yaprakların fotosentez denen gizemli ve son derece önemli süreci gerçekleştirerek tüm canlılar için besin maddeleri sağlayan Fotosentez olayının da mimarı sudur (şekil 2). Çünkü yapraklardaki klorofil ve güneş enerjisinin de yardımı ile havadan alınan karbondioksit su ile birleşerek, yaşamsal düzeyde önemli organik maddeler üretilir. Bu süreç, kimyasal reaksiyon formülü ile aşağıdaki gibi ifade edilmektedir: 6 CO2 + H2O + 692.000 cal C6H12O6 + 6H2O + 6O2 Şekil 2. Su fotosentezin temel öğesi, bitkisel besin üretiminin en önemli faktörlerinden biridir. 3

Suyun önemi çeşitli yönleriyle özet olarak bu şekilde belirtildikten sonra su kaynakları üzerinde durulacaktır. 2. SU KAYNAKLARI Bilindiği üzere suyun kaynakları hava, karalar, okyanuslar ve göllerdir. Havadaki su, buhar halinde olup hidrolojik döngü (çevrim) ile yeryüzü ve atmosfer arasında sürekli olarak hareket halindedir. Karalardaki sular ise toprak içindedir. Rus bilim insanlarının yaptığı tahminlere göre, dünya yüzündeki su varlığıyla ilgili olarak şu değerler verilmektedir (Mitscherlich 1995). Suyun bulunduğu mekân Miktar (km³) Toplam su miktarına oranı (%) Denizler 1.340 milyon 96.5 Karalar 48 milyon 3.5 TOPLAM 1.388 milyon 100.0 Karalardaki suyun bulunduğu mekân Miktar (milyon km³) Toplam tatlı su miktarına oranı (%) Buzullar 24 1.74 Yer altı suları 23 1.66 Göller, Akarsular, atmosfer 1 0.10 TOPLAM 48 3.50 Yukarıdaki sayısal değerlerden anlaşılacağı üzere, kullanılabilecek tatlı su miktarı, toplam suların ancak % 3.5 i kadardır. Bu miktarın da % 1.74 ü buzullarda katı halde bağlanmış bulunmaktadır. Geriye kalan sıvı haldeki suyun % 97 sini, Aküfer adı verilen yer altı boşluklarında depolanan sular oluşturmaktadır (UNEP 1996 ya göre Sampat 2001). Başlıca su kaynaklarımız olan aküferler, her ana karada bulunmakta olup, bunlarda depolanan suyun bir bölümü yaklaşık 18 bin yıl önce yaşanan son buzul çağında yer altına inmiştir. O nedenle bunlara Fosil Su Kaynakları denmektedir. Dünyada yer altı sularının kapladığı alanın toplam olarak 135 milyon m³ olduğu tahmin edilmektedir.bunların en büyüğünün ABD de 5-6 eyaletin altını kaplayan fosil aküferler olduğu tahmin edilmektedir (Postel 2000). 4

Havada gaz halinde bulunan suyun, kullanılabilir sıvı şeklindeki su haline gelmesi, Su Çevrimi veya Hidrolojik Çevrim olarak anılan gizemli bir süreç ile gerçekleşir. Buna Hidrolojik Döngü de denmektedir. Bu süreç, karalardaki ve denizlerdeki suyun güneş enerjisi ile buharlaşarak atmosfere karışması, buhar halindeki suyun yağmur damlacıkları haline dönüştükten sonra, yer çekimi etkisi ile yeniden yeryüzüne dönmesiyle gerçekleşir. Yeryüzündeki suların yeniden buharlaşmasıyla çevrim süreci yeniden başlar. Bu olayda ilginç olan husus, bir yağmur damlacığının bir yılda 40-42 kez buharlaşıp, yeniden yağış olarak yeryüzüne dönmesi ve böylece, yaklaşık 400.000 km³ suyun karalar ile atmosfer arasında hareket etmesidir (Klötzli 1980, ABD Tarım seksiyonu 1999 ile karşılaştırınız). Ancak bu olay sonucunda yer yüzü yılda ortalama olarak yaklaşık 1000 mm yağış alır. Bunun yaklaşık olarak 660 mm si karalara, geri kalanı da okyanuslara düşer. Eğer hidrolojik çevrim olmasaydı ve atmosferdeki nem yılda bir kez yoğunlaşıp, yağış halinde yer yüzüne düşseydi bunun miktarı 24 mm/yıl olurdu (Şekil 3 ve 4). O nedenle, su ekonomisi bakımından hidrolojik çevrim son derece önemlidir. Onun için de bu doğal sürecin insanlar tarafından herhangi bir şekilde etkilenmemesi gerekir. Şekil 3. Hidrolojik çevrimin şematik görünümü. 5

Şekil 4. Hidrolojik çevrimdeki ekolojik gizemin şematik olarak açıklanması Bu süreçle ilgili olarak şu ilginç bilgiler verilmektedir (ABD Tarım Bakanlığı 1999) Okyanuslardan her yıl 333.000 km³ su buharlaşmaktadır. Karaların yüzeyinden buharlaşan su miktarı ise 63.000 km³ tür. Bu suların hepsi yer yüzü ile atmosfer arasında hareket etmektedir. Ancak, 100.000 km³ su yağış olarak yeryüzüne dönmektedir. Geriye kalan hareketli suyun bir kısmı ya yeryüzüne gelirken yeniden buharlaşmakta, ya da kutuplarda katı halde bağlanıp kalmakta, veya yüzlerce metre yer kabuğu derinliklerinde birikmektedir. Yağışlarla bir yılda karalara gelen miktar ortalama olarak 660 mm, denizlere düşen de 340 mm olmak üzere dünyamız toplam ve yaklaşık olarak yılda 1000 mm yağış almaktadır. Yağışların dünya üzerindeki dağılımı ekstrem derecede farklıdır. Örneğin, tropik yağmur ormanlarına yılda yaklaşık 10.000 mm üzerinde yağış düştüğü halde, çöllerin bir çoğu 25 mm nin altında yağış almaktadır. Ülkemizin Su Kaynakları Türkiye de yıllık yağış ortalaması yaklaşık 642.6 mm olup, bu yolla ülkemiz topraklarına düşen yıllık yağış, toplam olarak 501 milyar m³ su sağlamaktadır. Bunun tüketilebilecek miktarı 95 milyar m³/yıl olup, gerçekleşen tüketim yaklaşık 26 milyar metreküptür. 6

3. SU TÜKETİMİ Tüketim şekli ve amacı bakımından birbirinden farklı 3 su kullanım alanı bulunmaktadır. Bunlar; tarım, endüstri, kent ve kırsal alan kesimleridir. Bunlar hakkında özet bilgiler aşağıda verilmiştir: a. Tarımda Sulama Birim alandan daha çok ürün alabilmek veya bir yılda 2-3 hasat elde edecek şekilde intensif tarım uygulaması için, tarımda sulama yapılmaktadır. Tarım alanlarının sulanması olayı bundan binlerce yıl önce başlamıştır. Bundan 6.000 yıl önce Sümerler in Mezopotamya da ilk sulu tarım uygulamasını başlattıkları bildirilmektedir (Postel 2001). Sulu tarım; altı bin yıl önce Mezopotamya ya göç eden Sümerlerin, kuraklık nedeniyle hasat zamanı kuruyan ekinlerini kurtarmak için hendeklerle Fırat nehrinden tarlalarına su yönlendirmeleriyle başlamıştır (Dünyanın Durumu 2000). Zamanımızda da sulama giderek yaygınlaşmaktadır. Dünya üzerinde tarım ürünlerinin %40 ından çoğu sulanan arazilerden elde edilmektedir. Bu araziler, toplam arazilerin % 17 sini oluşturmaktadır (FAO üretim yıllığı, Roma 1997). Ancak son yıllarda sulu tarım alanlarının miktarı gittikçe azalmaktadır. 1978 yılında en yüksek miktarına ulaşmış sulu tarımın 2020 yılında % 17-20 oranında azalacağı tahmin edilmektedir. Bunun nedeni, diğer alanlarda su kullanımının ve nüfus sayısının artmasıdır. Halen kullanılan suyun % 65 i tarım kesiminde, % 25 i endüstride, % 10 u da kentsel ve kırsal alanlarda tüketilmektedir (Şekil 5). O nedenle tarımda sulama kıtlığı yaratmaktadır. Şekil 5. Su tüketim alanları 7

Örneğin; ülkemizde Mardin de pamuk tarım alanları hızla genişlemekte ve buna koşut olarak son 10-15 yıl içinde, bu bölgede yer altı su düzeyinin 10-18 metreden 280-300 metreye indiği, çiftçilerin dalgıç pompalarını her yıl metrelerce derine indirmelerinden anlaşılmaktadır. Ayrıca, özellikle sulama yöntemlerindeki hatadan dolayı inanılmaz derecede su israfı meydana gelmektedir. Bu da tuzlaşma, çoraklaşma gibi birçok ekolojik sorunların ortaya çıkmasına neden olmaktadır. Sulanabilen topraklar ve su kaynakları için rekabet, Militarizm e ve bölgesel savaşlara yol açabilir (Dünyanın Durumu 2000). b. Sanayide Su Kullanımı Sanayide su kullanım oranı, endüstrileşmiş ülkelerde, genel su tüketiminin % 50-80 inine ulaşmıştır. Üçüncü dünya ülkelerinde bu oran % 10-30 arasında değişmektedir (Postel 1993). Ancak suyun kıt bir kaynak haline gelmesi sonucu, alınan teknik önlemlerle, sanayide kullanılan su miktarı önemli ölçüde düşürülmüştür. Örneğin ABD de, 1 ton çeltik için tüketilen 280 ton su miktarı, geri kazanma tekniği ile 14 tona düşürülmüştür. Aynı şekilde Almanya da yeni tekniklerle, kağıt üretiminde harcanan suda % 99 oranında tasarruf sağlanabilmiştir. c. Kentlerde ve Kırsal Alanda Su Kullanımı Kentlerde ve kırsal alanda içme ve kullanma suyu (temizlik, yemek pişirme, vb.) olarak tüketilen su miktarı genel su tüketiminde % 10 paya sahiptir (Postel 1993). Ancak bu miktar, ülkelere göre çok değişmektedir. Örneğin Avrupalı için günlük su tüketimi (kullanma, endüstri ve tarımsal üretimden payına düşen miktar, vb.) yılda kişi başına 620 litredir. Türkiye de bu miktar 90-136 litredir (Şekil 6). Şekil 6. Kişi başına düşen günlük su miktarı değişmektedir. Örneğin bu miktar Almanya için 620 litre, bizde de 90-136 litre arasında değişmektedir. 8

Afrika ve Orta doğu ülkelerinin bir çoğunda bu miktar, ancak 2-3 litredir. Dünyada 80 ülkede yaşayan yaklaşık 2 milyar insan, kurak mevsimde bu kadarını da bulamamaktadır (Şekil 7). Şekil 7. Dünyada 80 ülkede yaşayan yaklaşık 2 milyar insan, kurak mevsimde günde 2-3 litre suyu bile bulamıyor. Birleşmiş Milletler FAO Örgütüne göre, bir kişiye yılda 1.000 tondan (1.000 m³) az su düşüyorsa, o ülkede su kıtlığı var demektir. Bu miktarın içinde yalnız içme ve kullanma suyu değil, giysilerden bilgisayara, kağıttan plastik eşyalara ve tüm tarımsal üretimlere kadar, bir kişinin yararlandığı her maddenin üretimi için tüketilen su miktarı da dahildir. Bizde kişi başına düşen yıllık su miktarının 1.500 ton (1.500 m³) olduğu DSİ nin 1990 verilerinden anlaşılmaktadır. O nedenle de Türkiye su kıtlığı olan ülkeler arasına dahil edilmemektedir. Ancak su tüketiminin yörelere ve bölgelere göre ekstrem derecede farklı miktarlarda olduğu ve sulanabilir birçok tarım alanının henüz sulu tarıma açılmadığı düşünülürse, bu değerlendirmenin hatalı olduğu kolayca anlaşılır. Su tüketimi, aslında çok karmaşık bir olaydır. Yapılan inceleme ve değerlendirmelere göre bir ton buğdayın elde edilebilmesi için 1000 ton gereklidir (Dünyanın Durumu 1996, s. 48). Bir porsiyon bonfilenin yenecek halde önümüze gelmesi için 9.800 litre, bir pilicin yenebilir hale gelmesi için 1.200 litre, bir kilo ekmek için 400-1.200 litre suya gereksinim bulunmaktadır (Borusan Oto A.Ş. 1991). (Şekil 8 ile karşılaştırınız). Bunlar akla gelmeyen su tüketim şekilleridir. Şekil 8. Bazı besin maddelerinin yenebilecek hale gelmesi için gerekli su 9

miktarları. (Borusan Oto A.Ş., 1991) 4. SU GEREKSİNİMİN KARŞILANMASI İÇİN ALINABİLECEK ÖNLEMLER Bunlar; hukuksal, sosyal ve teknik önlemler olarak çok kapsamlı önlemlerdir. Ayrıntıya girmeden genel olarak bu önlemlerin neler olabileceği aşağıda belirtilmiştir: a. Baraj yapımı ve akarsu yönlerinin değiştirilmesi (Resim 2) Resim 2. Su gereksiniminin karşılanması için yapılan barajlardan bir örnek. (Atatürk Barajı) b. Deniz suyundan arıtımla tatlı su üretme c. Tasarruf önlemleri alma. Bunların başlıcaları: Tarım teknolojisinde az su tüketen sulama yöntemlerinin (damla sulama ve püskürtme gibi) geliştirilmesi Sanayi sektöründe az su kullanan üretim teknolojisi geliştirilmesi, geri kazanımlı su yöntemlerinden yararlanma Ev idaresinde musluklara, duş başlıklarına havalı ek gereçler takılması, tuvalet rezervuarlarının hacimlerini 9 litreye kadar küçülten teknolojinin kullanılması. Böylece % 50-60 su tasarrufu sağlanabileceği hesaplanmıştır. Çok su isteyen çim alanlarının azaltılması, kurakçıl çim türlerinin geliştirilmesi Sıcak bölgelerdeki barajlarda buharlaşma ile su kaybını önlemek için barajların yüzeyine özel yağlar dökülmesi El yıkamadan önce sabunun ele alınması sonra musluğun açılması 10

Toprakta suyun depolanmasını arttırmak için erozyona engel olunması amacıyla teraslama yapılmalı, bitki örtüsü tahrip edilmemeli, böylece toprak derinliğinin ve organik madde içeriğinin arttırılması gerekir (Resim 3). Çünkü suyun depolanan miktarı, toprağın derinliği ve organik madde oranı ile sıkı bir ilişkiye sahiptir (Çepel 1993 ile karşılaştırınız). Bitki ile örtülü bir toprak, toprağa giren yağış suyu miktarını çıplak toprağa kıyasla iki katına çıkarmaktadır. % 5-10 oranında humusa sahip bir toprak, organik maddeleri az olan (% 1 e kadar) toprağa kıyasla, her 10 cm toprak derinliği için su tutma kapasitesini 15 kat arttırabilir. Resim 3. Suyun toprakta tutulma önlemleri de su gereksinimini karşılama için büyük önem taşır. Buna ait örnek:teraslama. d. Su Tasarrufu İçin Diğer Önlemler Hızlı nüfus artışını önleme Suyun gerçek değerini anlayabilecek kadar bilinçlendirme için eğitim Yer altı sularının kirlenmesini önleme Aşırı derecede yer altı suyu kullanımına yasal önlemlerle kısıtlama getirme Baraj, göl, gölet ve nehirlerden alınacak su miktarı, geride kalan suyun ekolojik işlevlerini yerine getirebilecek ölçüde olmalıdır. 11

5. ÖZET VE SONUÇ Buraya kadar yapılan açıklamalardan kolayca anlaşılacağı üzere: a. Su, canlıların vücut yapısında önemli oranlarda bulunan bir yapı taşıdır. b. Canlı ve cansızı çevre üzerinde çok çeşitli etkileri bulunmaktadır. c. Bilinen nedenlerle su gereksinimi gittikçe artmış ve gereksinim ile varolan su miktarı arasındaki uçurum gittikçe büyümüştür. d. Su gereksiniminin % 97,2 sini karşılayan yer altı su kaynaklarının düzeyi hızla düştüğü gibi, kirlilik oranı da artmaktadır (Şekil 9). Şekil 9. Kirlenme yolu ile de kullanılabilecek su miktarı azalmaktadır. Bunun Ekstrem bir örneği şekilde görülmektedir. e. Geleceğin savaşlarının politik nedenlerden değil, su için çıkacağına inanılmaktadır. f. Su kaynaklarının azalması tüm ekosistemlerin dengesini bozmakta, besin maddesi üretimini düşürmekte ve bunun sonucunda bir çok olumsuz sosyal olaylar meydana gelmektedir (Fakirlik, göç, ve kirlilik vb.). Sonuç: su gereksinimini karşılayabilmek için su kaynaklarını arttırma olanağı bulunmadığından, su kullanımında teknik ve tasarruf önlemleriyle su tüketimini azaltmaktan, sudan geri dönüşümle yararlanma gibi çarelerden başka çıkar yol görülmemektedir. Nüfus artış hızının düşmesi tatlı su üzerindeki baskıyı azaltacaktır. Aile planlaması hizmetlerine, kadınlar için eğitime ve onlara ekonomik olanaklar sağlamaya verilecek güçlü destekler, onların hayatlarını iyileştirecek ve doğum hızını düşürecektir. Nüfus artış hızındaki 12

yavaşlama, pahalı ürün tüketiminde azalışla birleştiği takdirde, doğal ekosistemleri bozmadan insanların yeterli derecede beslenmesini sağlamak daha ulaşılabilir bir hedef haline gelecektir. Eski Mezopotamya hükümdarları gibi, bu günün siyasetçileri de sulu tarım medeniyetinin temelinin sarsılmasının tehlikelerinden habersiz görünüyorlar. Ancak tarih, tarım temelimizin sürdürülebilirliği konusunda aşırı rahat davranmamamız ve kendimizi beğenmememiz konusunda bizleri uyarıyor. Bu da, sulamaya dayanan toplumumuzun hâlâ önemsemesi gereken bir ders (Dünyanın Durumu 2000). 06.06.2003 13