Uluslararası Kadın Hareketinin Uyanma ve Ayağa Kalkma Zamanı Gelmiştir! 2011 Venezüella Dünya Kadınları Konferansı için hep birlikte ileri! Dünyanın her yerinde milyonlarca kadın kendi geleceklerini kendi ellerine alarak; ekonomik, sosyal, kültürel ve siyasal hakları için harekete geçiyor. Bazıları hala kendi bașlarına kalsa bile, biz, kadınlar, aramızda örgütleniyor ve birlikte mücadele ediyoruz. Biz, kadınlar, sürekli olarak hem özgürlüğümüz için hem de elverișsiz koșullara karșı mücadele etmek zorunda bırakıldık. Bugün insanlık; dayanıșma, eșitlik ve mutlulukla dolu olan bir gelecek için dünyanın- çalıșan, ișsiz, sömürülen ve ayrımcılığa tabi tutulan- tüm kadınlarından bir yükümlülük beklemektedir. Bütün kıtalarda biz kadınlar, özellikle sömürüden ve kapitalist sistemdeki krizlerden acı çekmekteyiz. Afrika'da, Asya'da, Okyanusya'da, Amerika'da ve Avrupa'da milyonlarca insan açlıktan ölmektedir. Eğitimden, sağlık hizmetlerinden, barınmadan, sosyal refahtan, kısacası onurlu bir yașamdan yoksundurlar. Son yıllarda meydana gelen geniș çaplı değișiklikler insanların büyük bir çoğunluğunun karșı karșıya olduğu yașamsal sorunlara bir çözüm getirmemiștir. Tam aksine bu değișiklikler gücün ve zenginliklerin daha az sayıda insanın eline geçmesi için kullanılmıștır. Kapitalizmin çelișkileri daha da yoğunlașmıștır. Büyük tekellerin dünyanın her köșesine yayılmaları çalıșanların daha fazla sömürülmesine, yığınların ve ülkelerin daha fazla boyun eğdirilmesine yol açmaktadır. Çalıșanların yaratıcı güçlerinden kaynaklanan bilimsel-teknolojik gelișme sadece
emperyalist güçlerin piyasalardaki rekabetleri ve siyasi ve askeri hegemonyaları için kullanılmakta ve onlara hizmet etmektedir. Emperyalist ülkeler gittikçe artan bir biçimde doğal kaynakları zengin dolayısyla stratejik önemi olan bölgelere el koymaktadırlar. Bu güçler çelișkileri kıșkırtmakta, insanlar arasında savaș çıkartmakta ve ülkeleri ișgal etmekte bir an bile tereddüt etmemektedirler. Bunlar aynı zamanda çevresel yıkımdan ve çevreye büyük zararlar vermekten de sorumludurlar. Tüm bunlar emperyalizmin doymak bilmeyen, açgözlü karakterini açığa vurmaktadır. Tüm kıtalardaki milyonlarca kadın fakirlik, ișsizlik, sefalet ücretleri ile çalıșma ve asgari güvencenin doğrudan muhataplarıdır. Savașlardan ve yığınlar halinde göçlere zorlanmaktan muzdariptirler, ızdırap çekmektedirler. İçme suyu, temiz hava, sağlık hizmetleri, eğitim, barınma ve kendini geliștirme gibi olanaklardan genellikle yoksundurlar. Çalıșan kadınların büyük bir çoğunluğu, hem çalıșan sınıfın bir parçası olduklarından, hem de cinsel ayrımcılığa tabi tutulduklarından, kapitalizmin sömürüsünden ve zulmünden iki kat fazla eziyet çekmektedir. Büyük yığınlar, sırf bağımlı ülkelerde ve boyun eğdirilen kültürler ve katmanlar içinde yașamaktan dolayı baskı altında tutulmaktadır. Emperyalizm; kadınlara, çocuklara ve gençlere karșı uygulanan her türlü șiddeti teșvik eder. Emperyalizm için seks ticareti, pornografi ve organ ticareti karlı ișler arasındadır. Bu durum, sistemin insan hayatına ne kadar az değer verdiğini göstermektedir. Bu dünyanın geleceği olan iki milyar çocuk, kadınlar tarafından bakılmakta ve yetiștirilmektedir. Hakim olan ve giderek yayılan kültürün ürünü olan seks istismarı, ataerkil yasalar, gelenekler, klișeler ve eğilimler nedeniyle biz, kadınlar, kendimiz ile ilgili olan hususları özgürce tayin edemiyoruz. Bu
imkansızlık yașamlarımız üzerinde doğrudan doğruya olumsuzluklar yaratıyor. Modern iletișim medyası ise fuhușu, pornografiyi ve sapıklığı teșvik ediyor. Bugün dünyada ișçilerin kapitalist sömürüye karșı mücadelelerinde bir yükseliș meydana gelmektedir. Ülkelerin ve insanların kurtuluș ve bağımsızlık mücadelelerinde de yükseliș olmaktadır. Ülkeler yeni sömürgeciliğe ve bağımlılığa karșı isyan etmektedir. Dünya kadın hareketi canlıdır ve talepleri doğrultusunda mücadele etmektedir. Birçok ülkede güçlerini ișçi sınıfı, halk ve kurtuluș hareketleri ile birleștirmektedir. Dünya kadın hareketi, genel çizgisini özellikle "cinslerin savașı"na oturtan kadın hareketlerinin bir çözüm getiremeyeceğini, olsa olsa devlet aygıtı içine bir parça entegre olabileceğini öğrenmiș durumdadır. Bu saptama, adına sivil toplum örgütleri (STÖ) denen, gerici siyasal partiler, vakıflar, kiliseler ve uluslararası güç odaklarınca desteklenen kurulușlar için de geçerlidir. Bu stratejiler, birleșme yerine tam aksine, kadın hareketleri içinde bölünmelere ve bozulmalara yol açmıștır. Șu anda kadın yığınları içinde gelișen bilinç, kadınların eșitliğinin sadece biçimsel, yasal (legal) eșitlikle sağlanamayacağı yönündedir. Dünya ölçeğinde deneyimlerin paylașılmasının, ișbirliğinin ve ortak dayanıșma hareketlerinin teșvik edilmesinin gerekli olduğunun daha çok farkına varılmaktadır. Gittikçe daha fazla farkına varılmaya bașlanan bir diğer gerçek de kadın kurtulușu mücadelesinin sömürüden ve baskıdan tümüyle kurtarılmıș bir dünya için de gerekli olduğudur. Kadınların ve erkeklerin fiziksel ve mental ihtiyaçlarının tümüyle karșılanması için, iș güvencesi, sağlık hizmetleri, eğitim ve herkese refah için, dünyada kadınların ve tüm insanlığın kurtulușu için gerekli ön koșullar gelișmektedir. Ancak șimdiye kadar milyonlarca çalıșanın yarattığı büyük zenginlik sadece kar için yanıp tutușan kapitalist açgözlülüğü
tatmin için kullanılmıștır. Bu yüzden diyoruz ki kadınların gerçek özgürlüğü için mücadele ve ileri atılma zamanı gelmiștir. Zaman seslerimizi ve baș kaldırıșlarımızı birleștirme; sömürenin ve sömürülenin olmadığı bir toplum kurma perspektifiyle güçlerimizi bir araya getirme zamanıdır. Tüm kıtalardaki kadınlar ve erkekler olarak biz- tek bir dünyanın kendi öznel tarihlerini yazan farklı halklarına ve kültürlerine saygı duyarak-, kendi yaratıcı gücümüzün yarattığı nimetlerden yararlanmak istiyoruz. Mutluluk içindeki bir geleceği hakediyoruz! Çağırıyoruz Daha iyi bir dünya umuduyla mücadele eden ve bu umutla yașayan tüm kadınları 2011 yılında Venezüella da yapılacak olan Dünya Kadın Konferansı'na çağırıyoruz. 2011'de dünyanın herbir köșesinden gelen kadınlarla bir araya gelecek, 1910 yılında Clara Zetkin in öncülüğünde bașlatılan ve ilk kez 1911'de toplanan Uluslararası Emekçi Kadınlar Günü mirasına sahip çıkacağız. Bu etkinlik kadın ve erkek ișçilere ve dünyanın tüm kadınlarına büyük kazanımlar getiren yolun tașlarını döșemiștir. Unutulmaz ve anılmaya değer mücadeleleri ve büyük fedakarlıkları sayesinde bu kadınlar, tüm kadınlar için eșit ve özgür bir yașamın tohumlarını atmıșlardır. Mücadele eden kadın ve erkekler açısından cömert olan, emperyalizme karșı mücadelede ve zulmedilen insanların onurlarını korumada sembol haline gelmiș bulunan Venezüella da bir araya geleceğiz. Bütün kıtalardan gelecek kadın ișçiler, köylü kadınlar, göçmen kadınlar, ișsiz kadınlar, ev hanımları, yerli kadınlar, bilim kadınları ve sanatçı kadınlar ile bir sosyal ve siyasal özgürlük projesi için bir araya geleceğiz. Halkları ve
kültürleri baskı altında olan tüm kadınlar, bütün gençler; sizi gerçek eșitliğin ve özgürlüğün olacağı bir gelecek için dünyayı saran bu büyük dalgada yer almaya çağırıyoruz. Dünyanın tüm kadınları! Amaçlarımızı uyanan dünya militan kadınları hareketinde birleștirelim! Bizim eylemimiz/hareketimiz olmaksızın insanlığın özgürleșmesi mümkün değildir! Sömürüsüz ve baskısız bir toplum içinde kadın özgürlüğü için hep birlikte ileri! 2011'de Venezüella daki Dünya Kadınları Konferansına katılmak için harekete geçin! Tertip Komitesi Kadın Hareketi "Ana Soto" -Venezüella Değișim için Ekvador Kadınlar Birliği CONFEMEC Kadınların Politik Konseyi/ Militan Kadınlar Konseyi -Almanya-