Cumhur ŞAHİN * ÖZET. Prof. Dr., Gazi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ceza ve Ceza Muhakemesi Hukuku Anabilim Dalı Öğretim Üyesi

Benzer belgeler
İÇİNDEKİLER. Giriş 1 SORUŞTURMA EVRESİ. 1. SORUŞTURMA KAVRAMI ve SORUŞTURMANIN AMACI 3 2. SORUŞTURMANIN YÜRÜTÜLMESİNDEN SORUMLU MERCİ

ANAYASA MAHKEMESİNDEN VERGİ USUL KANUNUYLA İLGİLİ BİREYSEL BAŞVURUYA İLİŞKİN YETKİSİZLİK KARARI

Dr. SEYİTHAN GÜNEŞ Emekli Hakim HÜKMÜN AÇIKLANMASININ GERİ BIRAKILMASI

CEZANIN ERTELENMESİ VE HÜKMÜN AÇIKLANMASININ GERİ BIRAKILMASI KARARLARI. Stj. Av. Müge BOSTAN ERYİĞİT HUKUK BÜROSU/ANKARA

T.C. YARGITAY Ceza Genel Kurulu. Karar Tarihi:

HÜKMÜN AÇIKLANMASININ GERİYE BIRAKILMASI KARARINI ASLİYE CEZA MAHKEMESİ İŞİN ESASINA GİREREK İNCELEMELİDİR

İPTAL BAŞVURUSUNA KONU OLAN YASA MEDDESİ İLE İLGİLİ AÇIKLAMA:

OLAĞANÜSTÜ BİR KANUN YOLU: KANUN YARARINA BOZMA

Anahtar Kelimeler : Yargılamanın yenilenmesi, kesinleşen mahkeme kararı, özel tüketim

İÇİNDEKİLER SUNUŞ...V ÖNSÖZ...VII İÇİNDEKİLER...IX KISALTMALAR...XV GİRİŞ...1

Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması

ĠSTĠNAF KANUN YOLU GENEL ESASLAR

CEZA MUHAKEMESİNDE İSTİNAF. Doç.Dr. Hakan KARAKEHYA Anadolu Üniversitesi Hukuk Fakültesi

CEZANIN TEŞDİDEN VERİLMİŞ OLMASI SANIK LEHİNE OLAN KANUNU UYGULAMA YENİ YÜRÜRLÜĞE KONULAN KANUNDA CEZANIN ALT VE ÜST SINIRLARININ ARTTIRILMASI

Prof. Dr. Zehra ODYAKMAZ Ümit KAYMAK İsmail ERCAN THEMIS İDARİ YARGI

Prof. Dr. Zehra ODYAKMAZ Ümit KAYMAK İsmail ERCAN THEMIS İDARİ YARGI

ÜÇÜNCÜ KISIM Olağanüstü Kanun Yolları. BİRİNCİ BÖLÜM Karar Düzeltme ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının İtiraz Yetkisi

CEZA MUHAKEMESİ KANUNUNUN YÜRÜRLÜK VE UYGULAMA ŞEKLİ HAKKINDA KANUN

Prof. Dr. Zehra ODYAKMAZ Ümit KAYMAK İsmail ERCAN THEMIS İDARİ YARGI

Prof. Dr. Zehra ODYAKMAZ Ümit KAYMAK İsmail ERCAN THEMIS İDARİ YARGI

1 ( TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASA MAHKEMESİ İKİNCİ BÖLÜM KARAR BURAK EDİŞ BAŞVURUSU. (Başvuru Numarası: 2014/11177)

Sirküler Rapor /70-1 ANAYASA MAHKEMESİNİN ÖZEL USULSUZLUK CEZASIYLA İLGİLİ BAŞVURUYA İLİŞKİN KARARI

T.C. Y A R G I T A Y Ceza Genel Kurulu E: 2008/ K: 2009/13 T:

(2709 S. K. m. 40) (5271 S. K. m. 34, 231, 232, 264) (1412 S. K. m. 310)

ONÜÇÜNCÜ DAİRE USUL KARARLARI. Anahtar Kelimeler : Dava Açma Süresi, Yazılı Bildirim, Başvuru Mercii ve Süresi, Hak Arama Hürriyeti

T.C. D A N I Ş T A Y Yedinci Daire

ADLİ PARA CEZASI KISA SÜRELİ HAPİS CEZASINA SEÇENEK YAPTIRIMLAR KİŞİLERİN HUZUR VE SÜKUNUNU BOZMA

İDARÎ YARGILAMA USULÜ KANUNU NUN 4. MADDESİ VE DİLEKÇELERİN KAYDA GİRİŞ TARİHİ

İlgili Kanun / Madde 6100 S. HMK/27

T.C. İZMİR BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 10. HUKUK DAİRESİ T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I

7035 SAYILI YASA İLE TEMYİZ SÜRELERİ DEĞİŞTİ

ANAYASA MAHKEMESİ KARARLARININ TÜRLERİ VE NİTELİKLERİ

AVUKAT YASİN GİRGİN

CEZA MUHAKEMESİ KANUNUNUN YÜRÜRLÜK VE UYGULAMA ŞEKLİ HAKKINDA KANUN. BİRİNCİ BÖLÜM Genel Hükümler

BİRİKMİŞ NAFAKA BORCUNU ÖDEMEMEK HAPİS CEZASI GEREKTİRMEZ...

Danıştay Tetkik Hakimi Yeniay Kaya nın Düşüncesi: Temyiz isteminin reddi ve mahkeme kararının onanması gerektiği düşünülmektedir. TÜRK MİLLETİ ADINA

ANAYASA MAHKEMESİNDEN GVK GEÇİCİ 73 ÜNCÜ MADDEYLE İLGİLİ BİREYSEL BAŞVURUYA İLİŞKİN YETKİSİZLİK KARARI

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK. /32,46

"Tüketici Aleyhine Başlatılacak İcra Takibinde Parasal Sınır" "Tüketici Aleynine Ba~latllacak icra Takibinde Parasal ~ınırn

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/18-21

Sayı: Ankara, 24 /03/2014 ANKARA İDARE MAHKEMESİ BAŞKANLIĞI NA

T.C. KAMU DENETÇİLİĞİ KURUMU RET KARARI :F.Y.

T.C. DANIŞTAY Yedinci Daire. Anahtar Kelimeler : Katma Değer Vergisi, Müteselsil Sorumluluk, Ek Tahakkuk, İdari İşlemin İcrailiği

İlgili Kanun / Madde 6100 S. HMK. /Geç. 3.

İlgili Kanun / Madde 6100 S. HMK/115,120

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASA MAHKEMESİ BİRİNCİ BÖLÜM KARAR BİLAL MÜŞTAK BAŞVURUSU. (Başvuru Numarası: 2014/233)

HÜKMÜN AÇIKLANMASININ GERİ BIRAKILMASINDA KANUN YOLU

Milletlerarası Ceza Hukuku (Özgenç)

İsmail ERCAN THEMIS CEZA MUHAKEMESİ HUKUKU

MÜKERRİR HÜKÜMLÜLERİN İNFAZINDA MÜDDETNAME HESAPLAMALARI:

1. ASLİYE CEZA MAHKEMESİ NE A... ESAS NO : 2004/... KARAR NO: 2006/... UYARLAMA TALEP EDEN (HÜKÜMLÜ SANIK) : A.T.K.

TÜRK VATANDAŞLARI HAKKINDA YABANCI ÜLKE MAHKEMELERİNDEN VE YABANCILAR HAKKINDA TÜRK MAHKEMELERİNDEN VERİLEN CEZA MAHKUMİYETLERiNİN İNFAZINA DAİR KANUN

İstinaf Kanun Yolu ile Temyiz Kanun Yolu Arasındaki Fark Nedir? Hukuk Davası İçin İstinaf Mahkemesine Başvuru Şartları

BİRİNCİ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

İlgili Kanun / Madde 3201 S.YHBK./3

İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesine İlişkin Tarihli Yönetmeliğin 11 ve 19. Maddeleri Anayasaya Aykırıdır

Türkiye Barolar Birliği Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi 2007

İÇİNDEKİLER. Ceza Hukuku Genel Hükümler

KANUN YARARINA BOZMA

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ... V İÇİNDEKİLER... VII KISALTMALAR...XIII GİRİŞ... 1

DANIŞTAYIN SÜRESİNDE AÇILMAYAN DAVAYLA İLGİLİ KANUN YARARINA BOZMA KARARI

T.C. DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU E. 2011/76 K. 2014/1397 T

Yargıtay 13, Hukuk Dairesinden:

KESİN SÜRE VERİLİRKEN GİDERLERİN KALEM KALEM AÇIKLANMASI GEREKTİĞİ

KTO KARATAY ÜNİVERSİTESİ HUKUK FAKÜLTESİ CEZA MUHAKEMESİ HUKUKU 2016 / 2017 ÖĞRETİM YILI BÜTÜNLEME SINAVI OLAY ÇÖZÜMÜ

EMLAK VERGİSİNDEN MUAF OLAN TAŞINMAZLA İLGİLİ DÜZENLENEN ÖDEME EMRİNE İLİŞKİN KANUN YARARINA BOZMA KARARI

KIDEM ZAMMI ÜCRETE UYGULANAN AYRI ZAMDIR ÖNCE KIDEM ZAMMI UYGULANIR DAHA SONRA TOPLU SÖZLEŞMEDEKİ NISBİ ZAM UYGULANIR Y A R G I T A Y İ L A M I

HÂKİMLER VE SAVCILAR YÜKSEK KURULU HUKUKİ MÜZAKERE TOPLANTILARI / MALATYA

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ... V İÇİNDEKİLER... IX

SANIĞIN TEMYİZ AŞAMASINDAKİ TUTUKLULUK HALİNİN AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ KARARI IŞIĞINDA İFADE ETTİĞİ ANLAM VE BUNUN İÇ HUKUKUMUZDAKİ YANSIMASI:

Sirküler Rapor /108-1

ANAYASA MAHKEMESİ NE BİREYSEL BAŞVURU YOLU AÇILDI

CEZA MUHAKEMESİ KANUNUNUN YÜRÜRLÜK VE UYGULAMA ŞEKLİ HAKKINDA KANUN

MADDE 2 : Bu Yönetmelik, Ceza Muhakemesi Kanunu gereğince müdafi veya vekil görevlendirilmesi ile bu kişilere yapılacak ödemeleri kapsar.

: Av.Tezcan ÇAKIR Meşrutiyet Cd. N:3/15 - ANKARA

CEZA MUHAKEMESİ HUKUKU Ders Planı. Birinci Bölüm GİRİŞ VE GENEL BİLGİLER

UYUŞTURUCU VEYA UYARICI MADDE SATIN ALAN, KABUL EDEN VEYA BULUNDURMAK TEDAVİYE VE DENETİMLİ SERBESTLİK TEDBİRİNE KARAR VERMEK

Emre Can BASA MÜKELLEFLERİN ÖZEL İŞLERİNİ YAPMA SUÇU

ANAYASA MAHKEMESİNDEN KATMA DEĞER KANUNUYLA İLGİLİ BİREYSEL BAŞVURUYA İLİŞKİN YETKİSİZLİK KARARI

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I

ANAYASA MAHKEMESİ BİRİNCİ BÖLÜM TEDBİRE İLİŞKİN ARA KARAR S. R. BAŞVURUSU

İsmail ERCAN THEMIS CEZA MUHAKEMESİ HUKUKU

İçindekiler Önsöz 5 Kısaltmalar 19 Giriş 21 Birinci Bölüm İDARÎ YARGININ GELİŞİMİ VE TÜRK YARGI TEŞKİLATININ GENEL GÖRÜNÜMÜ I. YARGISAL DENETİMİNDE

İTİRAZIN İPTALİ DAVASINDA HAK DÜŞÜRÜCÜ SÜRE. Stj. Av. Belce BARIŞ ERYİĞİT HUKUK BÜROSU / ANKARA

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/18-21

İlgili Kanun / Madde 6100 S.HMK/120, 324

TRAFİK KAZASINDAN DOĞAN TAZMİNAT TALEPLERİNDE ZAMANAŞIMI

TÜRK YARGI SİSTEMİ YARGITAY Öğr. Gör. Ertan Cem GÜL MYO Hukuk Bölümü Adalet Programı

Beraat Eden Sanıklar Müdafiinin Vek âlet Ücreti

Ba ve Bs FORMLARININ VERİLMEMESİ NEDENİYLE ADİ ORTAKLIK ADINA KESİLEN CEZAYLA İLGİLİ KANUN YARARINA BOZMA KARARI YAYIMLANDI

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASA MAHKEMESİ BİRİNCİ BÖLÜM KARAR TUNCAY YAZICI BAŞVURUSU. (Başvuru Numarası: 2014/735)

Kanun No: Ceza Muhakemesi Kanunu. Kabul Tarihi: R.G. Tarihi: R.G. No: Tazminat isteyemeyecek kişiler

İsmail ERCAN THEMIS CEZA MUHAKEMESİ HUKUKU

CEZA MUHAKEMESİ KANUNU NDA İTİRAZ

CEZA MUHAKEMESİNDE ARA MUHAKEME, KOVUŞTURMA EVRESİ VE KANUN YOLLARI

MAHKEMELER (TÜRK YARGI ÖRGÜTÜ) Dr. Barış TEKSOY Hukukun Temel Kavramları Dersi

Emniyet Hizmetleri Sınıfı Personeli Rütbe Terfileri ve Değerlendirme Kurullarının Çalışmalarına İlişkin Yönetmelik/m.

İKİNCİ KISIM Olağan Kanun Yolları. BİRİNCİ BÖLÜM İtiraz

Transkript:

HÜKMÜN AÇIKLANMASININ GERİ BIRAKILMASI KARARINA İTİRAZDA İNCELEMENİN KAPSAMI 1 (Scope of Review on Appeal Against the Decision Postponing the Pronouncement of the Judgment) ÖZET Cumhur ŞAHİN * Bu çalışmada itiraz kanun yoluna ilişkin incelemenin kapsamı, hükmün açıklanmasının geri bırakılması ile bağlantılı olarak ele alınmış ve Yargıtay ın konuya ilişkin kararları değerlendirilmiştir. Anahtar kelimeler: Hükmün açıklanmasının geri bırakılması, itiraz, itiraz incelemesinin kapsamı Abstract In this study, the scope of review on appeal against the decision postponing the pronouncement of the judgment were discussed and Supreme Court decisions on the issue were evaluated. Keywords: Postponing the pronouncement of the judgment, the appeal, the scope of review on appeal I. Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı bir hüküm değildir. Bu nedenle, söz konusu kararla ilgili olarak hükme ilişkin temyiz gibi olağan kanun yolu kabul edilmemiştir. Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına itiraz edilebilir (CMK m. 231/12). İtiraz merciinin incelemesinin kapsamının ne olacağı, itiraza ilişkin CMK düzenlemelerinin nasıl anlaşılması gerektiği konularında farklı değerlendirmeler ortaya çıkmaktadır. Bununla bağlantılı olarak, itiraz merciinin kararlarının kesin olduğuna dair hüküm karşısında, verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına itiraz edildiği durumlarda temyiz kanun yolunun bir biçimde devreye sokulmasının müm- 1 HUKAB ve Yargıtay işbirliğiyle 3 Mayıs 2013 tarihinde Ankara da düzenlenen Ceza Yargılamasında Yasa Yolu Olarak Temyiz ve İtiraz konulu sempozyumda sunulan bildiriden alınmıştır. * Prof. Dr., Gazi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ceza ve Ceza Muhakemesi Hukuku Anabilim Dalı Öğretim Üyesi

284 Prof. Dr. Nur Centel e Armağan / Cumhur Şahin kün olup olmadığı, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına konu olan esas hükümdeki hukuka aykırılıkların yeterince denetlenip denetlenemeyeceği sorunları tartışılmaktadır. II. Sorunu gereği gibi değerlendirebilmek için, öncelikle konuya ilişkin yasal düzenlemelerin ortaya konulması gerekmektedir. Burada CMK da hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını düzenleyen m. 231 in bazı fıkraları ve itiraz kanun yoluna ilişkin m. 271 önem kazanmaktadır: Sanığa yüklenen suçtan dolayı yapılan yargılama sonunda hükmolunan ceza, iki yıl veya daha az süreli hapis veya adli para cezası ise; mahkemece, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilir. Hükmün açıklanmasının geri bırakılması, kurulan hükmün sanık hakkında bir hukuki sonuç doğurmamasını ifade eder (CMK m. 231/5). Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilmesi için; a) Sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkum olmamış bulunması, b) Mahkemece, sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz önünde bulundurularak yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaate varılması, c) Suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararın, aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesi, gerekir. Sanığın kabul etmemesi halinde, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmez (CMK m. 231/6). Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına itiraz edilebilir (CMK m. 231/12). Kanunda yazılı olan haller saklı kalmak üzere, itiraz hakkında duruşma yapılmaksızın karar verilir. İtiraz yerinde görülürse merci, aynı zamanda itiraz konusu hakkında da karar verir. Merciin, itiraz üzerine verdiği kararları kesindir; ancak ilk defa merci tarafından verilen tutuklama kararlarına karşı itiraz yoluna gidilebilir (CMK m. 271). III. Yargıtay ın yaklaşımını bir karar üzerinden ortaya koymak, konunun daha iyi anlaşılabilmesi bakımından yararlıdır. 1) Sulh Ceza Mahkemesi, sanık hakkında; taksirle yaralama suçundan (TCK m. 89/1, 89/2-b,3-b) 3000 YTL adli para cezası ile cezalandırılmasına (TCK m. 62 ve 52/1), şartları oluşmadığından 53/1. maddesinin uygulanmasına yer olmadığına, CMK m. 231/5 ve devamı gereğince, sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkum olmamış olması, kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları gözönüne alınarak hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına, sanığın 5 yıl denetimli serbestlik tedbirine tabi tutulmasına karar verilir. 2) Katılan vekili hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına itiraz eder. 3) Dosya üzerinden inceleme yapan itiraz mercii (Asliye Ceza Mahkemesi);

Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması Kararına İtirazda İncelemenin Kapsamı 285 Katılan vekilinin itirazı yerinde görüldüğünden Sulh Ceza Mahkemesinin kararı içeriğindeki hükmün açıklanmasının geri bırakılması ile ilgili bölümlerinin kaldırılmasına ve kararın, Hükümlü nin taksirle bir kişinin yaralanmasına neden olmak suçundan davranışına uyan 5237 sayılı TCY nın 89/1 maddesi uyarınca suçun niteliğine ve işleniş özelliğine göre takdiren doksan gün adli para cezası ile cezalandırılmasına, Sanığın taksirli davranışı ile katılanın vücudunda kemik kırılmış olması ve duyu ve organlarından birisinin sürekli olarak işlevini yitirmesi nedeniyle 5237 sayılı TCY. nın 89/2b, 3b maddesi uyarınca cezasında bir kat arttırma yapılarak yüz seksen gün adli para cezası ile cezalandırılmasına, Takdiri hafifletici nedenlerle 5237 sayılı TCY.nın 62/1 maddesi uyarınca sanığın cezasında kişiliğine ve suçun işleniş özelliğine göre takdiren 1/6 oranında indirim yapılarak yüzelli gün adli para cezası olmak üzere 5237 sayılı TCY.nın 52/2 maddesi uyarınca günlüğü takdiren 20 YTL den hesaplanarak sanığın üçbin YTL adli para cezası ile cezalandırılmasına, Koşulları oluşmadığından sanık hakkında 5237 sayılı TCY.nın 53 maddesinin uygulanmasına yer olmadığına, Katılan vekili için yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret tarifelerine göre takdiren 250 YTL maktu vekalet ücretinin sanıktan alınıp katılana verilmesine kesin olarak karar verir. 4) İtiraz mercii tarafından açıklanan hükme yönelik olarak sanık müdafii tarafından yapılan temyiz başvurusu, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararını vermiş bulunan Sulh Ceza Mahkemesince; Asliye Ceza Mahkemesinin (itiraz merciinin) kararının kesin olarak verildiği, ayrıca CYY nın 271/4 maddesi gereğince de itiraz üzerine verilen kararların kesin olduğu gerekçesiyle red edilmiştir. 5) Sanık müdafii tarafından temyiz isteminin reddi kararının da temyizi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtayın ilgili Ceza Dairesince; Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına karşı itiraz üzerine verilen hükmün temyiz edilebilir olduğu anlaşıldığından temyiz talebinin reddine ilişkin karar kaldırılarak yapılan incelemede; Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına karşı itiraz yasa yoluna başvurulması halinde, itiraz merciinin suç ve sanığa ilişkin objektif şartların olmaması halinde itirazı kabul ederek hükmün açıklanması için dosyayı asıl mahkemesine göndermesi gerekirken, yazılı şekilde hükmü açıklaması isabetsizliğinden sair yönleri incelenmeyen hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

286 Prof. Dr. Nur Centel e Armağan / Cumhur Şahin 6) Yargıtay C.Başsavcılığınca; İtiraz mercii tarafından incelenecek olan karar hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararıdır. Merciin inceleme konusu, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilebilmesi için aranan objektif koşulların bulunup bulunmadığı, denetim süresinin yasaya uygun belirlenip belirlenmediği ile sınırlı bulunmaktadır. Açıklanmayan hükme yönelik olarak itiraz merciince bir inceleme yapılamayacağı gibi, bu hususların bu aşamada temyiz yasa yolu ile de incelenmesi mümkün değildir Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına yapılan itiraz üzerine mercii tarafından yapılan inceleme sonucunda, itiraz yerinde görülmez ise itirazın reddine karar verilecektir. İtiraz yerinde görülürse itiraz kabul edilip söz konusu karar saptanan hukuka aykırılık gerekçesiyle kaldırılacak ve konu hakkında yeniden karar verilmesi için dosya mahkemesine gönderilecektir. 5271 sayılı Yasanın 271/2. maddesinde yazılı itiraz yerinde görülürse merci, aynı zamanda itiraz konusu hakkında da karar verir hükmünün, (mercii tarafından itiraz yerinde bulunup, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı kaldırıldıktan sonra mercii tarafından yargılamayı yapan mahkeme yerine geçmek suretiyle işin esasına hükmetme, örneğin mahkumiyet kararı verme şeklinde değerlendirerek) uygulanması mümkün görünmemektedir. Zira, karma bir hukuki yapıya sahip bulunan hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumu, cezanın bireyselleşmesini sağlayan özgürlüğü bağlayıcı cezanın adli para cezasına veya seçenek tedbirlere çevrilmesi veya hapis cezasının ertelenmesi hususlarından değerlendirilmesinden önce uygulanması gerekmektedir. Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına itiraz üzerine merciince yapılan incelemeler sırasında işin esasına hükmedilmesinin kabulü; merciince itirazın yerinde görülerek hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kaldırılması halinde, mercii tarafından sanık hakkında cezanın bireyselleşmesini sağlayan kurumların tartışılıp değerlendirilmesi ve yeni bir mahkumiyet hükmü kurulmasını gerektirir. Bu durum, öncelikle doğal yargıç ilkesine aykırı olur. Ayrıca, itiraz mercii tarafından genel kural olarak duruşmasız karar verileceği ve ancak gerekli görüldüğünde Cumhuriyet savcısı, müdafi veya vekilin dinlenebileceğinin öngörülmesi, sanığın, mağdurun, katılanın dinlenmesinin mümkün olmaması nedeniyle yargılamanın yüzyüzelik ve doğrudanlık ilkesine ters düşer. Yine, Yasanın 231. maddenin 10. ve 11. fıkralarında, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilmesi durumunda denetim süresi sonunda davanın düşmesine, hükmün açıklanması veya yeni bir mahkumiyet hükmünün kurulmasına hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar veren (yargılamayı yapan mahkeme) tarafından verileceğinin öngörülmesi de, itiraz mercii tarafından itirazın kabulü halinde işin esasına hükmedecek türde karar verilmesine engel teşkil etmektedir. Sakınca, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kurumun yeni bir kurum olmasından ve konunun kurumun özelliği nazara alınarak ayrıntılı bir biçimde Yasanın 231. maddesinde düzenlenmemesinden kaynaklanmaktadır.

Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması Kararına İtirazda İncelemenin Kapsamı 287 Açıklanan nedenlerle, Asliye Ceza Mahkemesinin itirazı yerinde bularak hükmün açıklanması kararını kaldırdıktan sonra dosyayı yeni bir karar verilmesi için yargılamayı yapan Sulh Ceza Mahkemesine göndermesi yerine yazılı şekilde karar vermesi hukuka aykırıdır. Ancak, 5271 sayılı Yasanın 271. maddesinin 4. fıkrasında Merciin itiraz üzerine verdiği kararlar kesindir; ancak ilk defa merci tarafından verilen tutuklama kararlarına karşı itiraz yoluna gidilebilir denilmek suretiyle merciin, itiraz üzerine verdiği kararların kesin olduğu genel bir kural olarak kabul edilmiştir. Bu kuralın tek istisnası ise ilk defa mercii tarafından tutuklama kararı verilmiş olmasıdır. Dolayısıyla, istisna arasında yer almaması nedeniyle hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına yapılan itiraz üzerine verilen mercii kararları kesin niteliktedir. Bu kararlarının türünün (hüküm olup olmaması), ne şekilde verildiğinin (duruşmalı olarak verilip verilmemesi) hiçbir önemi bulunmamaktadır. İtiraz merciince kararın duruşmalı verilmesi veya yasaya aykırı olarak mahkumiyet kararı kurulması, kararı kesin nitelikte olmaktan çıkararak temyizi kabil hale getirmez. Mercii kararının kesin nitelikte olması nedeniyle saptanan hukuka aykırılığın giderilmesi ancak 5271 sayılı Yasanın 309. maddesinde düzenlenen olağanüstü yasa yolu olan kanun yararına bozma yasa yoluna başvurmak suretiyle sağlanabilir. Başka bir anlatımla, Özel Dairenin bozma gerekçesi, kanun yararına bozma yasa yoluna başvurulması için bozma nedeni olabilir. Bu itibarla, itiraz merciin kararının kesin nitelikte olup, temyiz edilemeyecek kararlardan bulunması nedeniyle Özel Dairece temyiz isteminin reddine ilişkin kararın onanmasına karar verilmesi yerine yazılı şekilde karar verilmesinin yasaya aykırı olduğu kanaatine ulaşılmıştır. İtiraz merciinin kararının kesin nitelikte olup, temyize tabi olmayan kararlardan bulunması karşısında; temyiz isteminin reddi kararının hangi mahkeme tarafından verilmesi gerektiği hususu üzerinde ayrıca değerlendirme yapılmasına ihtiyaç duyulmamıştır görüşüyle itiraz yasa yoluna başvurarak, Özel Daire bozma kararının kaldırılmasına ve temyiz isteminin reddine ilişkin Sulh Ceza Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmesi isteminde bulunulmuştur. 7) Yargıtay Ceza Genel Kurulu, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kaldırılması suretiyle, açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilen hükmün itiraz mercii tarafından açıklanması halinde, aşağıdaki gerekçelerle, Yargıtay Başsavcılığının itirazını reddetmiş ve temyiz kanun yoluna başvurulabileceğini kabul etmiştir: Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 03.02.2009 gün ve 250-13 sayılı kararında da vurgulandığı üzere; hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin karara karşı

288 Prof. Dr. Nur Centel e Armağan / Cumhur Şahin yapılan itiraz üzerine, itiraz merciince, 5271 sayılı CYY nın 231. maddesinin koşulları ile sınırlı bir inceleme yapılarak, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının usul ve yasaya uygun olduğunun belirlenmesi halinde istemin reddine, 231. maddede belirtilen objektif ve subjektif koşulların oluşmadığının tespiti halinde ise, açıklanması geri bırakılan hükmün açıklanması için dosyanın asıl mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmektedir. Hükmün içeriğinde yer alan hukuka aykırılıklar hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının objektif koşullarını etkilemediği sürece itiraz merciince denetlenemeyeceği gibi, açıklanması geri bırakılan hükmün açıklanması da olanaklı değildir. Sanık hakkında taksirle yaralama suçundan verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına yönelik yapılan itiraz üzerine, merciince 5271 sayılı CYY nın 231. maddesindeki koşulların bulunup bulunmadığı ile sınırlı bir inceleme yapılarak hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin koşulların gerçekleşmediğinin tespiti halinde, hükmün açıklanması için dosyanın, yargılama yapan asıl mahkemesine gönderilmesi yerine, bu mahkeme yerine geçerek mahkumiyet hükmünün açıklanması usul ve yasaya aykırı olup, bu nitelikteki bir kararın C. Başsavcılığı itirazında belirtildiği üzere yalnızca mercii kararı olması nedeniyle kesin nitelikte olduğunun kabulü olanaksızdır. Zira, 5271 sayılı CYY nın 271. maddesi gereğince itiraz merciinin ancak itiraz konusu ile sınırlı olmak üzere verdiği kararlar kesin niteliktedir. Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin karara yönelik yapılan itiraz üzerine, mercii tarafından itirazın kabulüyle hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kaldırılmasına karar verilmesi ile yetinilmesi gerekirken bununla yetinilmeyip mahkumiyet hükmünün açıklanmasına karar verilmiş bulunduğundan, merciince verilen hüküm kesin nitelikte olmayıp, temyiz yasa yoluna tabidir 2. IV. İtiraz merciinin kararının kapsamını belirleyebilmek ve itiraz yerinde görülürse merci, aynı zamanda itiraz konusu hakkında da karar verir şeklindeki hükmü (CMK m. 271/2) doğru anlamlandırabilmek için, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının iyi anlaşılması gerekmektedir. Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının verilebilmesi için, öncelikle, hüküm çeşitlerinden birisi olan mahkumiyet kararına hükmedilmesi gerekir. Başka bir ifadeyle, sanığın suçlu olduğu hususu hüküm makamınca kabul edilmiş olmalıdır. Ayrıca bu da yetmemekte, bütün unsurlarıyla, adeta tefhim ve tebliğ edilecekmiş, açıklanacakmış gibi, bu hükmün kurulması da gerekmektedir. Bundan sonra ise, sanığın bazı şartları taşıması veya gerçekleştirmesi üzerine, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilebilecektir. Nitekim Yargıtay kararlarına göre de, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının şartları; sanığa ilişkin şartlar ve suça ilişkin şartlar olarak ortaya konmaktadır 3. 2 YCGK, 26.10.2010, 2010/9-182-209. 3 YCGK, 03.02.2009, 2008/11-250-2009/13.

Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması Kararına İtirazda İncelemenin Kapsamı 289 1) Sanığa ilişkin şartlar, CMK m. 231/6 da yer alan şartlardır. Bunlar; a) Sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkum olmamış olması, b) Suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararın, aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tamamen giderilmesi, c) Mahkemece, sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz önünde bulundurularak, sanığın yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaate ulaşılmasından ibarettir. 2) Suça ilişkin şartlar ise; a) Yapılan yargılama sonucunda, sanık hakkında mahkumiyet hükmü tesis edilmesi ve hükmolunan cezasının ise iki yıl veya daha az süreli hapis veya adli para cezasından ibaret olması, b) Suçun, Anayasanın 174. maddesinde güvence altına alınan İnkılâp Kanunlarında yer alan suçlardan bulunmaması gerekir. Yargıtay tarafından suça ilişkin şartlar arasında sayılan, yapılan yargılama sonucunda, sanık hakkında mahkumiyet hükmü tesis edilmesi ve hükmolunan ceza ise iki yıl veya daha az süreli hapis veya adli para cezasından ibaret olması şartı, konumuz açısından önem taşımaktadır. Dikkat edilirse, mahkumiyet hükmünün bulunması hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilebilmesi için bir şart, adeta bir önşarttır. İtiraz mercii, doğal olarak, bu şart yönünden de denetim yapacaktır. Zira merci itiraza konu kararı hem hukuki yönden hem de maddi yönden ele almak ve bütün bu yönlerden kararın hukuk uygunluğunu denetlemek zorundadır. İtiraz kanun yolunda, karara temel teşkil eden deliller ve maddi olgular ile bunu doğuran hukuki durum birlikte değerlendirilmektedir 4. Bu açıdan bakıldığında, mahkumiyet hükmünün varlığı şartı yönünden denetim, iki yönden incelemeyi gerekli kılmaktadır: a) Doğru bir mahkumiyet kararı verilmiş midir? Verilmesi gereken karar mahkumiyet kararı mı olmalıdır, yoksa örneğin, beraat veya başka bir karar verilebilmesi ihtimali de bulunmakta mıdır? b) Mahkumiyet kararı, hapis cezasının miktarı itibariyle doğru bir karar mıdır? Aslında daha farklı ve hükmün açıklanmasının geri bırakılması kapsamı dışında kalan bir suç söz konusu olabileceği halde, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kapsamında bir suç nitelemesi yapılmış olması da mümkün müdür? Görüldüğü üzere, mahkumiyet hükmünün mevcudiyeti şartı ile ilgili olarak itiraz mercii tarafından yapılabilecek olan bu değerlendirmeler, ilkinde sübuta, ikincisinde ise hukuki nitelendirmeye yönelik değerlendirmelerdir. Dolayısıyla, 4 KUNTER/YENİSEY, No 515; YURTCAN, Erdener, Ceza Yargılaması Hukuku, 12. Bası, s. 481; ÖZTÜRK/ERDEM, Uygulamalı Ceza Muhakemesi Hukuku, 11. Baskı, s. 840.

290 Prof. Dr. Nur Centel e Armağan / Cumhur Şahin itiraza ilişkin değerlendirmesini dosya üzerinden yapacak olan itiraz mercii, sadece CMK nın 231. maddesindeki sanığa ilişkin koşulların gerçekleşip gerçekleşmediği hususuyla sınırlı bir inceleme yapmayacaktır. İtiraz mercii, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına yönelik bir sonuca varabilmek için, mahkumiyet hükmü ile ilişkili olarak, sübuta ve suç vasfına yönelik olarak değerlendirmelerde de bulunabilecektir. Yapılan açıklamalar da göstermektedir ki, itiraz mercii, bu inceleme kapsamında sübuta ilişkin değerlendirme yapabilecektir. Örneğin sanığa yüklenen suçun oluşmaması sebebiyle hakkında beraat kararı verilmesi gerektiğinden bahisle itirazın kabulü yönünde karar, yani hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kaldırılması kararı, verilebilir. Çünkü burada, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının suça ilişkin şartı, doğru bir mahkumiyet hükmünün kurulması şartı gerçekleşmemiştir. Ancak bu, Başsavcılık itirazında ifade edildiği gibi, esas mahkemesi yerine geçerek yeni bir yargılama yapmak şeklinde anlaşılmamalıdır. Bu nedenle konunun, tabi hakim, yüzyüzelik ve doğrudan doğruyalık gibi yargılama ilkeleri ile bağlantılı olarak tartışılması gereksizdir. Aynı şekilde, itiraz mercii, vasıf değişikliği nedeniyle de hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kaldırılmasına karar verebilecektir. Örneğin kasten yaralama olarak nitelendirilen fiilden dolayı sanık hakkında kurulan mahkumiyet hükmüyle ilgili olarak hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesi halinde; itiraz mercii, sanığa yüklenen fiilin kasten yaralama suçunu değil de kasten öldürme suçuna teşebbüs olarak nitelendirmek suretiyle de itirazın kabulü yönünde karar verebilir. Yine, örneğin görevi kötüye kullanma suçundan dolayı sanık hakkında kurulan mahkumiyet hükmüyle ilgili olarak hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesi halinde; itiraz mercii, sanığa yüklenen fiilin görevi kötüye kullanma suçunu değil de, zimmet veya icbar suretiyle irtikap suçunu oluşturduğu gerekçesiyle, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kaldırılmasına karar verebilecektir 5. Bu arada, sözgelimi değerlendirme yasağına konu olacak hukuka aykırı bir delilin değerlendirilmesi sonucunda mahkumiyet hükmünün kurulmasında olduğu gibi, hükmün oluşumuna etki edebilecek bir hukuka aykırılık itiraz mercii tarafından dikkate alınmalıdır. Zira sorun bu yönüyle sübuta ilişkin bulunmaktadır. Keza, merci tayini yoluyla çözülmemiş olmak kaydıyla, hükmün açıklanması kararı verilmesini engelleyecek bir madde bakımından yetki konusu da merci tarafından incelenebilir. Zira burada suç vasfına yönelik bir inceleme söz konusudur 6. Bununla birlikte, itiraz merciinin denetiminin kapsamı sınırsız değildir. Merci, 5 Bkz. ÖZGENÇ, İzzet, Türk Ceza Hukuku Genel Hükümler, 8. Bası, Ankara 2013, s. 625 vd. 6 Ancak bu durumda merci mahkumiyet hükmüne konu işin esasıyla ilgili bir karar veremeyeceği gibi, dosyayı madde bakımından yetkili olduğunu düşündüğü mahkemeye de gönderemez. Bu durumda merci, yapılan itirazı kabul ile hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararını kaldıracak ve dosyayı yargılamayı yapmış bulunan mahkemeye gönderecektir. Yargılamayı yapmış bulunan mahkeme de, aşağıda açıklanacağı üzere, görevsizlik kararı vererek dosyayı başka bir mahkemeye gönderemeyecektir.

Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması Kararına İtirazda İncelemenin Kapsamı 291 hükmün oluşum sürecindeki her türlü eksikliği, yanlışlığı inceleyemez. Başka bir ifadeyle, itiraz mercii, mahkumiyet hükmünün ve hukuki nitelendirmenin isabetli olup olmadığı konularına ilişkin olmayan, hükmün doğru bir hüküm olup olmadığı hususu dışında kalan hiçbir hususu inceleyemez. Bu bağlamda olmak üzere, örneğin bireyselleştirme gibi, mahkemenin takdirine ilişkin hususlarda itiraz merciinin değerlendirmede bulunma yetkisi olmamalıdır. Bu nedenle, sözgelimi, hükmün açıklanmasının geri bırakılması dışında kalabilecek bir suçun cezası bireyselleştirme sonucu hükmün açıklanmasının geri bırakılması kapsamına girmişse, bu husus itiraz mercii tarafından denetlenmeyecektir. Keza, iddianamedeki bir eksiklik, duruşmadaki bir sorun, vekalet ücreti gibi konular, merciin incelemesi dışında kalan hususlardır. Yargıtay, itiraz merciinin görev kapsamını daha sınırlı kabul etmektedir 7. Yukarıda atıf yapılan YCGK kararında da belirtildiği üzere, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının sadece sanığa ilişkin subjektif şartlarının bulunmadığı, suça ilişkin objektif şartlarının da olduğu kabul edilmekle birlikte, itiraz merciinin bunları ancak şekli yönden denetleyebileceği sonucu çıkmaktadır. Örneğin katılan, kasten yaralama olarak kurulan hükmün aslında kasten öldürme suçuna teşebbüs olduğu gerekçesi ile hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına itiraz ettiğinde, Yargıtayın kabulüne göre, itiraz merciinin bu hususu denetleyememesi gerekmektedir. Yargıtaya göre itiraz mercii, sadece, suça ve sanığa ilişkin objektif şartlar itibariyle denetim yapabileceğinden, hükmün esasına yönelik bir değerlendirme kabul edilmemektedir. Yargıtay ın yaklaşımı kabul edildiğinde, açıklanması geri bırakılan hükümdeki esasa yönelik hukuka aykırılıklar; itiraz merciinin yetkisinde sayılmadığı için hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı üzerinden denetlenemeyeceği gibi, sanığın yükümlülüklere uyması nedeniyle hükmün düştüğü hallerde de, denetim yoluna başvurulmuş olmasına rağmen hiçbir şekilde denetlenemeyeceklerdir. Uygulamada, itirazın işin esasına yönelik hukuka aykırılıkları görmezden gelecek şekilde sınırlandırılması karşısında, mahkumiyet kararı verilmemesi gereken durumlarda dahi mahkemelerin mahkumiyet hükmü kurup bunun açıklanmasını erteledikleri şikayetleri yaygınlaşmış ve bu nedenle kanun değiştirilerek, ancak sanığın kabulü halinde hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilebileceği hususu düzenlemeye kavuşturulmuştur 8. Bu suretle aynı zamanda, mahkum olmaması gerektiğine inanan sanık bakımından, yargılama makamı kararını temyiz yoluyla denetlettirebilme imkanı ortaya çıkacak ve karara itiraz etmesi gerekmeyebilecektir 9. 7 İtiraz merciinin yetkisi, önüne getirilen ve incelenmesi istenilen itiraz konusu ile sınırlıdır. Somut olayda itiraza konu husus, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının hukuka uygun olup olmadığıdır. Bu nedenle itiraz merciinin yetkisi, 5271 sayılı CYY.nın 231/6. maddesinde üç bent halinde sıralanan uygulama koşullarının varlığını denetlemekle sınırlıdır. Eylemin sanık tarafından gerçekleştirilip gerçekleştirilmediği, suç oluşturup oluşturmadığı veya nitelendirmenin isabetli olup olmadığı ve benzeri gibi geniş kapsamlı bir hukuka uygunluk denetiminin itiraz yasa yoluyla yapılması olanaklı değildir. (Yargıtay 4. CD, 11.2.2009, 2008/19326-2009/2363). 8 22.7.2010 tarihli ve 6008 sayılı Kanun (RG: 25 Temmuz 2010/27652). 9 Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının sanığın kabulü şartına bağlanmış olması ile

292 Prof. Dr. Nur Centel e Armağan / Cumhur Şahin İtiraz mercii, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına yönelik itirazı ya kabul edecek ya da reddedecektir. İster iddia makamı tarafından ister savunma makamı tarafından yapılmış olan itirazın kabulü, açıklanması geri bırakılmış olan hükme karşı temyiz kanun yolunun açılmış olması anlamına gelmektedir. Merci tarafından itirazın kabulü, esas veya şekil yönünden hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının isabetli olmadığını, bu nedenle bu kararın kaldırıldığını ve hükmün açıklanması gerektiğini ifade etmektedir. Hükmün merci tarafından mı yoksa hükmü kurmuş olan mahkeme tarafından mı açıklanacağı hususu, işin özüyle doğrudan ilgili değildir. Merci tarafından, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yapılan itirazın reddedilmesinin anlamı ise, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kesinleşmesi ve açıklanması geri bırakılan hükme karşı, kural olarak denetim süresince, temyiz kanun yolunun kapatılmış olmasıdır. Merci tarafından kabul veya ret şeklinde olabilen itirazın kesin olması farklı anlamlara gelmektedir. Kabul edilmiş bulunan itiraz üzerine hüküm açıklanacaktır. Başka bir ifadeyle, buradaki kesinlik, açıklanması geri bırakılmış olan hükmün artık açıklanmak zorunda olduğudur. Ancak, hüküm zaten daha önce kurulmuş olduğundan, itirazın kabulü üzerine, yargılamayı yapmış olan mahkemenin dosyayı yeniden ele alıp yeni bir hüküm kurması söz konusu değildir. Yargılamayı yapmış bulunan mahkeme, hükmün açıklanması dışında herhangi bir karar veremeyecektir. Örneğin görevi kötüye kullanma suçundan dolayı sanık hakkında kurulan mahkumiyet hükmüyle ilgili olarak hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesi halinde; itiraz mercii, sanığa yüklenen fiilin görevi kötüye kullanma suçunu değil de, zimmet suçunu oluşturduğu gerekçesiyle hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kaldırılmasına karar verdiği takdirde, yargılamayı yapmış bulunan mahkeme madde bakımından yetkisizlik kararı veremeyecektir. İtiraz mercii de, yeniden yargılama yapılması yolunda bir karar veremeyecektir. İtirazın merci tarafından reddedilmesi halinde ise, denetim süresince ya da yükümlülük yüklenmişse bunun gereği yerine getirildiği sürece, açıklanması geri bırakılmış olan hüküm, iddia veya savunma makamı tarafından temyiz incelemesine konu edilemeyecektir. Bu açıklamalar, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına itirazın kabulü veya reddi halinde herhangi bir kanun yoluna başvurma imkanının bulunup bulunmadığı, mümkün olduğu durumda da bunun hangi kanun yolu olacağı hususunda da gerekli değerlendirmeleri içermektedir. Gerçekten, itirazın reddi halinde, itiraz merciinin kararı kesin olduğu ve buna karşı olağan bir kanun yolu bulunmadığı gibi, açıklanması geri bırakılan hüküm dahi, denetim süresince ya da yükümlülük yüklenmişse bunun gereği yerine getirildiği sürece, temyiz kanun yoluna kapalı hale birlikte, bu kararlara yönelik itiraz sayısında da bir azalma olması gerekmektedir. Çünkü artık, kendi kabulü doğrultusunda verilmiş bulunan bir karara karşı kanun yoluna başvurmakta sanığın bir yararı bulunmadığı için bu yöndeki başvuruların kabul edilmemesi gerekmektedir. Artık sadece iddia makamının itiraz imkanı bulunmaktadır.

Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması Kararına İtirazda İncelemenin Kapsamı 293 gelecektir. İtirazın kabulü halinde ise; yine itiraz merciinin kararı kesin olduğu için bu karara karşı olağan bir kanun yolu bulunmamakla birlikte, itirazın kabulü üzerine açıklanmak zorunda kalınan hükme karşı temyiz kanun yolu açılmış bulunmaktadır 10. Yukarıda açıklamalar çerçevesinde kabul edildiği takdirde, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına itiraz bakımından, hukuki düzenlemelerden kaynaklanan herhangi bir sorun bulunmamaktadır. Çünkü itiraz mercii, somut durumda hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediğini denetleyecek, bunu yaparken de, sadece şartlar yönünden şekli hususlara değil, sübuta ve suç vasfına yönelik de değerlendirmelerde bulunabilecektir. Bu husustaki değerlendirme, esas mahkemesi gibi yeni bir yargılama yapma ve yeni bir hüküm kurma anlamında değildir. Aslında bu durumda merci, sübut veya vasıf konusunu kendisi bizzat incelememekte, (istinaf veya temyiz suretiyle) bu konuların asıl yetkili merciler tarafından incelenmesinin yolunu açmaktadır. İtiraz mercii bu süreçte işin esasına giremediği gibi, itirazın kabulü halinde, esas mahkemesi dahi artık işi esastan ele alamayacaktır. Çünkü zaten kurulmuş olan hüküm halen geçerliliğini sürdürmektedir. İtiraz merciinin yetkisinin kapsamının şekli hususlarla sınırlı olduğu, sübuta ve vasfa ilişkin değerlendirmeleri içermediği ya da içermemesi gerektiği düşünülüyorsa, yapılacak olan, hükmün açıklanmasının geri bırakılması düzenlemesine ya da itiraz kurumu ile ilgili düzenlemelere müdahale suretiyle, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına mahsus yeni bir itiraz usulü öngörülmesidir. Ancak Yargıtay Ceza Genel Kurulu, 22.01.2013 tarihinde verdiği bir kararda, itiraz incelemesinin kapsamı konusunda genel yaklaşımından vazgeçmiş gözükmektedir. Yargıtayın son yaklaşımı aslında sorunu çözmekte ve hükmün açıklanmasının geri bırakılması ile ilgili ayrı bir itiraz düzenlemesine ve uygulamasına ihtiyaç olmadığını göstermektedir. Gerçekten, anılan karara göre; itiraz mercii, o yer Cumhuriyet savcısının suç vasfına yönelik aleyhe başvurusu üzerine incelemesini sadece şekli olarak değil, hem maddi olay hem de hukuki yönden yapmalı, gerekli gördüğünde cevap vermesi için itirazı sanık müdafiine tebliğ etmeli ve Cumhuriyet savcısı ile sanık müdafiini dinlemeli, yine ihtiyaç duyduğu konular varsa gerekli araştırma ve incelemeyi yapmalı ya da bunların yapılmasını sağlamalı ve bunun sonucunda da kararının isabetli olup olmadığına karar vermelidir 11. 10 Merci tarafından itirazın kabulü üzerine, hüküm açıklanmak üzere dosya esas mahkemesine dönecektir. Kesin olması sebebiyle itiraz merciinin kararı esas mahkemesini bağlayacak ve mahkeme daha önce kurmuş olduğu mahkumiyet hükmünü açıklayacaktır. Açıklanmış bulunan hükme karşı ise, ilgililer, temyiz yoluna başvurma imkanına sahiptirler. Bu açıklamalar karşısında, Yargıtay Başsavcılığının, itirazın kabulü sonrasında gidilen kanun yolunun, açıklanan hükme karşı değil de kesin olan merci kararına karşı olduğu yönündeki değerlendirmesine katılmamaktayız. 11 YCGK, 22.01.2013, 2012/10-534-2013/15.