SOFULAR MAĞARASI (ŞİLE-İSTANRUL)

Benzer belgeler
Akdeniz in Pleyistosen Deniz Düzeyi Değişimlerini Karakterize Eden, Çok Dönemli-Çok Kökenli Bir Mağara: Gilindire Mağarası (Aydıncık-İçel)

BAŞLICA TOPRAK TİPLERİ

ABANT GÖLÜ CİVARININ TEKTONİK VE YAPISAL JEOLOJİSİNİN HAVA FOTOĞRAFLARI İLE KIYMETLENDİRİLMESİ GİRİŞ

ÖZEL EGE LİSESİ İKLİM

AYIİNİ MAĞARASI (KAYSERİ)

MEKANSAL BIR SENTEZ: TÜRKIYE. Türkiye nin İklim Elemanları Türkiye de İklim Çeşitleri

KAYAÇLARDA GÖRÜLEN YAPILAR

Ö:1/ /02/2015. Küçüksu Mah.Tekçam Cad.Söğütlü İş Mrk.No:4/7 ALTINOLUK TEL:

TOKAT DOĞAL SİT ALANLARI

ORDU SIRA NO İLÇESİ ADI SİT TÜRÜ 1 FATSA GAGA GÖLÜ 1.VE 3. DERECE DOĞAL SİT ALANI 2 MERKEZ

PETMA BEJ MERMER OCAĞI. PETMA MERMER DOĞALTAŞ ve MADENCİLİK SANAYİ VE TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ

Kıyı turizmi. Kıyı turizminin gelişiminde etkili olan etmenler; İklim Kıyı jeomorfolojisi Bitki örtüsü Beşeri etmenler

Rüzgarlar kum çakıl gibi gevşek maddeleri havalandırarak taşımak, zemine çarparak aşındırmak ve biriktirmek suretiyle yeryüzünü şekillendirirler.

KONYA OVASI ÇEVRESİNDE SON YILLARDA ARTAN OBRUK OLUŞUMU HAKKINDA ÖDN: 2

TÜRKİYE NİN İKLİMİ. Türkiye nin İklimini Etkileyen Faktörler :

MAĞARALARI VE YERLEŞİM ALANI

5. SINIF SOSYAL BİLGİLER BÖLGEMİZİ TANIYALIM TESTİ. 1- VADİ: Akarsuların yataklarını derinleştirerek oluşturdukları uzun yarıklardır.

Temel Kayaçları ESKİŞEHİR-ALPU KÖMÜR HAVZASININ JEOLOJİSİ VE STRATİGRAFİSİ GİRİŞ ÇALIŞMA ALANININ JEOLOJİSİ VE STRATİGRAFİSİ

Sarıçam (Adana, Güney Türkiye) Jeositi: İdeal Kaliş Profili. Meryem Yeşilot Kaplan, Muhsin Eren, Selahattin Kadir, Selim Kapur

GİRİŞ. Faylar ve Kıvrımlar. Volkanlar

Bölgesel iklim: Makroklima alanı içerisinde daha küçük alanlarda etkili olan iklimlere bölgesel iklim denir.(marmara iklimi)

Dünya kendi içinde benzerlik gösteren 6 büyük flora alemine ayrılır: 1.Holarktikflora alemi 2.Paleotropis, 3.Neotropis, 4.Australis 5.

Sedirler (Cedrus) Türkiye de doğal olarak yetişen. Türkiye de egzotik (yaygın ya da parklarda)

KAYAÇLARDA GÖRÜLEN YAPILAR

TÜRKİYE NİN YER ALTI SULARI ve KAYNAKLARI

Türkiye de bir ilk: Mersin ilinde omurgalı fosili Metaxytherium (Deniz İneği) bulgusu

EDİRNE UZUNKÖPRÜ DOĞAL ORTAMI TEMİZ HAVASI İLE SÜPER BİR YAŞAM BURADA UZUNKÖPRÜ DE. MÜSTAKİL TAPULU İMARLI ARSA SATIŞI İSTER YATIRIM YAPIN KAZANIN

HEYELAN ETÜT VE ARAZİ GÖZLEM FORMU

Alanı gösterilmiş olan doğal sit alanlarımız, yerinin belirli olması nedeniyle gösterilmiştir. Resmi işlemlerde, ilgili Çevre ve Şehircilik İl

BİNA BİLGİSİ 2 ÇEVRE TANIMI - İKLİM 26 ŞUBAT 2014

INS13204 GENEL JEOFİZİK VE JEOLOJİ

KARTEPE-MAŞUKİYE-SAPANCA GEZİMİZ

MENDERES GRABENİNDE JEOFİZİK REZİSTİVİTE YÖNTEMİYLE JEOTERMAL ENERJİ ARAMALARI

IĞDIR ARALIK RÜZGÂR EROZYONU ÖNLEME PROJESİ İZLEME RAPORU

Toprak oluşumu ve toprak türleri

Kaya çatlaklarına yerleşen bitki köklerinin büyümesine bağlı olarak çatlak genişler, zamanla ana kayadan parçalar kopar.

Toprak etütleri; Prof. Dr. Ali Ömer ÜÇLER 1

Akdeniz iklimi / Roma. Okyanusal iklim / Arjantin

Ceviz Fidanı-Ağacı İklim ve Toprak İstekleri

TOPRAK ANA MADDESİ KAYAÇLAR. Oluşumlarına göre üç gruba ayrılırlar 1. Tortul Kayaçlar 2.Magmatik Kayaçlar 3.Metamorfik (başkalaşım) Kayaçlar

İKLİM TİPLERİ. Yıllık ortalama sıcaklık 25 C dolayındadır. Yıllık ve günlük sıcaklık farkı 2-3 C yi geçmez. Yıllık yağış miktarı 2000 mm den

BİTKİ TANIMA I. P E P _ H 0 4 C h a m a e c y p a r i s l a w s o n i a n a ( L a v z o n Ya l a n c ı S e r v i s i ) Yrd. Doç. Dr.

BÖLGE KAVRAMI VE TÜRLERİ

ÇAMLIDERE (ANKARA) NEOJEN SİLİSLEŞMİŞ AĞAÇLARI PALEOEKOLOJİ-PALEOKLİMATOLOJİ

ÖSYM. Diğer sayfaya geçiniz KPSS / GYGK-CS

B- Türkiye de iklim elemanları

COĞRAFYA BÖLÜMÜ NDEN EDREMİT KÖRFEZİ KUZEY KIYILARINA ARAZİ ÇALIŞMASI

AĞAÇLANDIRMALARDA UYGULAMA ÖNCESİ ÇALIŞMALAR

DEDEGÖL MASİFİNDE MAĞARA ARAŞTIRMALARI TEMMUZ

Iğdır Aralık Rüzgâr Erozyonu Önleme Projesi

İKLİM ELEMANLARI SICAKLIK

TUFA ve TRAVERTEN-III

Potansiyel. Alan Verileri İle. Hammadde Arama. Endüstriyel. Makale

TOPOGRAFİK, JEOLOJİK HARİTALAR JEOLOJİK KESİTLER

ANKARA KECİSİNİN TANIMLAYICI ÖZELLİKLERİ. Prof. Dr. Okan ERTUĞRUL Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi Genetik Anabilim Dalı

COĞRAFİ YAPISI VE İKLİMİ:

Porsuk. Şube : Gymospermae Sınıf : Coniferae Takım : Taxoideae Familya : Taxaceae Cins : Taxus L. Tür : Taxus baccata L.

YAZILI SINAV CEVAP ANAHTARI COĞRAFYA

Karasu Nehri Vadisinin Morfotektonik Gelişiminde Tiltlenme Etkisi

Yapısal jeoloji. 3. Bölüm: Normal faylar ve genişlemeli tektonik. Güz 2005

FENERBAHÇE SPOR KULÜBÜ EĞİTİM KURUMLARI ANADOLU LİSESİ 10. SINIFLAR COĞRAFYA İZLEME SINAVI

Herhangi bir yerin ya da ülkenin turist çekebilme potansiyelinin bağlı olduğu unsurlar

FAYLARI ARAZİDE TANIMA KRİTERLER TERLERİ TEKTONİK IV-V. V. DERS. Doç.. Dr. Sabah YILMAZ ŞAHİN

4. LINEASYON, LINEER YAPILAR ve KALEM YAPISI

Herhangi bir noktanın dünya üzerinde bulunduğu yere COĞRAFİ KONUM denir. Coğrafi konum ikiye ayrılır. 1. Matematik Konum 2.

TOPOÐRAFYA ve KAYAÇLAR

BİTKİ TANIMA I. Yrd. Doç. Dr. Taki DEMİR

CORYLACEAE 1C 1 E. Anemogam, kışın yaprağını döken odunsu bitkilerdir. Gövde kabukları çatlaksız ya da boyuna çatlaklıdır. Tomurcuklar sürgüne

BİTLİS İLİ MADEN VE ENERJİ KAYNAKLARI

COĞRAFYA SORU BANKASI. kpss SORU. Lise ve Ön Lisans. Önce biz sorduk. Güncellenmiş Yeni Baskı. Tamamı Çözümlü. 120 Soruda 85

BÖLÜMLERİ: - 1. Adana Bölümü - 2. Antalya Bölümü YERYÜZÜ ŞEKİLLERİ: AKDENİZ BÖLGESİ KONUMU, SINIRLARI VE KOMŞULARI: Akdeniz Bölgesi

PERKOLASYON İNFİLTRASYON YÜZEYSEL VE YÜZETALTI AKIŞ GEÇİRGENLİK

KONYA KARAPINAR 300 KİŞİLİK ÖĞRENCİ YURDU İnceleme Dosyası

TABAKALI YAPILAR, KIVRIMLAR, FAYLAR. Prof.Dr. Atike NAZİK Ç.Ü. Jeoloji Mühendisliği Bölümü

COĞRAFYA YEREL COĞRAFYA GENEL COĞRAFYA

Diğer sayfaya geçiniz YGS / SOS

III.BÖLÜM A - KARADENİZ BÖLGESİ HAKKINDA

Volkanlar ve Volkanik Püskürmeler

AYI (Ursus arctos) SAYIMI

Doğal ve doğal olmayan yapı ve tesisler, özel işaretler, çizgiler, renkler ve şekillerle gösterilmektedir.

EĞNER-AKÖREN (ADANA) CİVARI JEOLOJİSİ

Doðal Unsurlar I - Ýklimin Etkisi Doðal Unsurlar II - Yerþekillerinin Etkisi Dünya'nýn Þekli ve Sonuçlarý

Tarım, yeryüzündeki belli başlı üretim şekillerinden en gerekli ve yaygın olanıdır. Tarımın yapılış şekli ve yoğunluğu, ülkelerin gelişmişlik

TOPRAKLARA KARAKTER KAZANDIRAN ETMENLER

MAĞARA OLUŞUMLARI Soda Tüpü Sarkıt Dikit Sütun

DIŞ KUVVETLER. Hazırlayan : Taylan Batman Coğrafya Öğretmeni

KAHRAMANMARAŞ SEMPOZYUMU 1247

Mağara Turizminin İlke Ve Esasları İle Kullanımdan Kaynaklanan Sorunlar. Fundamentals And Principles Of Cave Tourism And Problems Due To Utilize

Başlıca Kıyı Tipleri, Özellikleri ve Oluşum Süreçleri

INS13204 GENEL JEOFİZİK VE JEOLOJİ

Doğal Su Ekosistemleri. Yapay Su Ekosistemleri

TÜRKİYE EKONOMİSİ. Prof.Dr. İlkay Dellal Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü. Ankara

HEYELANLAR HEYELANLARA NEDEN OLAN ETKENLER HEYELAN ÇEŞİTLERİ HEYELANLARIN ÖNLENMESİ HEYELANLARIN NEDENLERİ

AKSARAY YÖRESĠNĠN JEOLOJĠK ĠNCELEMESĠ

COĞRAFYA-2 TESTİ. eşittir. B) Gölün alanının ölçek yardımıyla hesaplanabileceğine B) Yerel saati en ileri olan merkez L dir.

ÜNÝTE - 1 TOPOÐRAFYA ve KAYAÇLAR

Taşların fiziksel etkiler sonucunda küçük parçalara ayrılmasına denir. Fiziksel çözülme, taşları oluşturan minerallerin kimyasal yapısında herhangi

HİDROLOJİ. Buharlaşma. Yr. Doç. Dr. Mehmet B. Ercan. İnönü Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü

TAXUS : (Porsuklar) (8 Türü var) Taxus baccata L. (Adi Porsuk)

COĞRAFYA YERYÜZÜ ŞEKİLLERİ 1.JEOLOJİK ZAMANDA OLUŞAN YERLER BU ALANLAR 1. JEOLOJİK ZAMANDA OLUŞTUĞU İÇİN DEPREM RİSKİ EN AZ OLAN YERLERDİR.

Transkript:

SOFULAR MAĞARASI (ŞİLE-İSTANRUL) T. AH M ET ERTEK* Türkiye de kireçtaşı arazisinin yayılış alanı en fazla olan kesimi, güney Anadolu da Toros Dağlarını oluşturan kuşaktır. Karstlaşma şartlarının elverişliliğinden dolayı makro karstik şekillerden bilhassa mağaraların bu kuşak dahilinde daha fazla oluşup, geliştikleri malumdur. Ayrıca Güneydoğu Anadolu, Orta Anadolu da Konya Havzası, Kuzey Anadolu da ise, Zonguldak ve Kastamonu çevresi diğer önemli mağara alanlarıdır. Kocaeli Yarımadasında ise; kireçtaşları bir kuşak halinde devamlılık göstermeyip, ancak karstlaşma ve mağaralaşma (yağış, yükselti, litoloji ve sıcaklık şartları gibi) süreçlerinin güneye oranla kısmen yeterli olmasından dolayı, büyük ölçekte ve fazla uzun olmamakla birlikte birçok mağara yeralır. Sofular Mağarasının da bu süreçlere uygunluk gösteren tipik bir mağara olduğu kanısındayız. Türkiye de ilk mağara araştırması 1927 de Hovasser tarafından yapılmıştır. Bunu daha sonra 1944 de Alagöz, 1955 de Aygen in çalışmaları izlemiştir. Günümüze kadarsa, çeşitli kurum, kuruluş, dernek ve kulüp tarafından bu araştırmalar devam ettirilmiştir. 1980 lerden beri ise, M.T.A. Mağara Aratırmaları Ekibi, Türkiye Mağaraları Kadastrosu çalışmalarını sürdürmektedirler. Bu kadastro çalışmalarına da faydalı olacağını umduğumuz Sofular Mağarası (Şile-İstanbul) adlı inceleme yazımız; İstanbul Üniversitesi Dağcı ve Mağaracılarıyla birlikte, bilimsel ve sportif amaçla bu mağaraya yapmış olduğumuz m uhtelif araştırma gezilerinin ve ayrıca kendi gözlem lerim in neticesinde kaleme alınmıştır. Mağaranın Konumu ve Çevre Özellikleri: Sofular (Xenophon1) Mağarası; Istanbul-Şile ilçesi batısındaki Kızılca- Sofular köylerinin kuzeyinde, Sofular Deresinin Karadeniz e ulaştığı kesimin 200 m kadar doğusunda, kıyı çizgisinden 50 m geride ve deniz seviyesinden 12 m yükseltide Mağara Burnu denilen mevkiide, yeralmaktadır (Foto 1). * İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümü Araş. Gör. 1 Ksenophon, Anabasis Onbinlerin Dönüşü, İstanbul, 1974.

144 T. AHM ET ERTEK Sahil kesiminin genel topografik özellikleri olarak; üzerleri aşınmış hafifçe Karadeniz e doğru eğimli güney-kuzey yönünde uzanan ve 50-130 m lik aşınım yüzeyi karakteri gösteren sırtların ve aralarında kuzeye akışlı dandritik drenaj tipinde, gayet yayvan yamaçlı vadilerin varlığıdan sözedilebilir. Çevrenin genel kayaç özellikleri ise; Üst Kretase yaşlı andezit ve bazaltlardan oluşan volkanitler, kısmen tüllerden oluşan tortul birimler ile bunların üzerinde çoğunlukla da sırt kesimlerinde rastlanan kırmızımsı, kirli sarı renkli kil, kum ve çakıldan oluşan Neojen yaşında örtü formasyonu şeklindedir2. Tüm bu kayaç birim lerinin yanısıra, Mağara Burnu mevkiinde, özellikle volkanik formasyonların içine girmiş, Üst Kretase yaşlı allokton, çevresine göre nisbeten küçük çapta bağımsız bir kireçtaşı birim ine rastlanır3. Sofular Mağarası işte bu birim in içinde kuzey-güney yönünde uzanmaktadır. Kıyının hemen önünde, bu formasyona ait doğu-batı yönünde uzanan ve fazlaca yüksek olmayan (15-20 m) aktif bir falez yer alır. Kireçtaşlarının çatlakları boyunca, dalga etkisi ve aşındırması ile kırılıp, parçalanarak falezin hemen önünde yer yer kütle halinde birikmiş, üzerlerinde ve iç kısımlarında erime ve dalga aşınımı izleri bulunan birkaç kovuk da bulunmaktadır. Sofular Deresi ağız kesiminde ise; gerek bu derenin getirdiği alüvyonların, gerekse dalga taşıması sonucunda birikm iş kumların bulunduğu batıya Tahlisiye ye doğru uzanımlı 3 km yi aşan uzunlukta bir plaj şeridi, minyatür bir kıyı kordonu, plaj gerisinde de kumul sırtları yeralmaktadır (Şekil 1). Bu çevrede görülen iklim karakteri ise; yazları serin ve kurak, kışları ılık ve bol yağışlıdır. Karakteristik Akdeniz ve Karadeniz iklimlerinin geçiş tipi olan Marmara Bölgesi iklimine bir benzerlik gösterirse de, daha çok Karadeniz ikliminin karakteristiğine yakınlık gösterir4. Bu sahada rastlanan toprak türü, genelde kahverengi orman toprakları olup, bitki toplulukları olarak meşe (Quercus) türlerinin oluşturduğu orman topluluğu, ayrıca akçakesme (Phillyrea Latifolia), funda (Erica Arborea), fındık (Corylus avellana), katırtırnağı (Spartium junceum ) gibi psedomaki türlerinden oluşan bodur çalılara rastlanır5. 2 A. Can Okay, Şile-Mudarlı-Kartal ve Riva Arasındaki Bölgenin Jeolojik Etüdü, İstanbul, 1948. Fuat Baykal-Mehmet Önalan, Şile Sedimenter Karışığı (Şile Olistostrumut, İstanbul, 1979. 4 Sırrı Erinç, Klimatoloji ve Metodları, İstanbul, 1984. Yusuf Dönmez, Kocaeli Yarımadasının Bitki Coğrafyası, İstanbul, 1979.

SOFULAR MAĞARASI (ŞİI.E-İSTANBUL) 145 Speleolojik Özellikler: Sofular Mağarası, karstik kökenli bir mağara olup, yapısını meydana getiren kireçtaşlarının yeraltı suları tarafından oyulup, eritilmesi sonucu oluşmuştur. İki giriş ağzından (Foto 2) sağda ve büyük olanı 10 m genişliğinde, 5 m tavan yüksekliğindedir. Diğer küçük giriş ağzıyla birlikte hemen girişte büyükçe bir salonda birleşirler. Bu salonun boyu 20 m, eni 8 m, yüksekliği ise yer yer azalmakla birlikte 3 ilâ 5 m dolaylarındadır. Solda biri kör, diğeri sağda yaklaşık 10-12 m. uzunlukta, ancak dar bir geçitle iç galeriye bağlanan, iki kol vardır. Mağara girişindeki salondan sonra sağa (güneydoğuya) doğru ana galeri başlamaktadır. Ana galeri tavanı, muhtemelen bir eklem veya tabakalanma düzlemini temsil etmektedir. Tavanda sarkıtların ilk giriş kısmında olmayışı; kireçtaşının kumlu, iyi çimentolaşmış olmasından dolayı su geçirmemesinden veya bu eklem sistemi boyunca bir çöküntü olmasından dolayıdır. Tavanda ancak ptigmatik kalsit oluşumlar dikkati çeker. Bunların terleme ile oluştukları düşünülebilir. Ana galeri tabanı ise, siltli-kumlu kildir. Orta derecede bunlar plastiktirler. Bu kol boyunca ağızdan itibaren 50 m kadar derlendiğinde galeri enine genişleme göstererek, m uhtelif kesimlerde yer yer eğilerek yürüm ek kaydıyla (taban-tavan yüksekliği 120-180 cm arasında değişimler gösterir), nem oranının arttığı (Tablo 1), büyükçe bir salona gelinir. TARİH SICAKLIK ( C) NEM (%) Mayıs 1986 15 65 Temmuz 1986 18 60 Eylül 1987 13 60 Ağustos 1988 18 55 Tablo 1-Sofular Mağarası içindeki salonda muhtelif zamanlarda ölçülebilen sıcaklık ve nem değerleri. Salona varmadan ana galeride, oldukça kalın bir sütun (Foto 3), küçük boylu sarkıtlar (5-10 cm) ve dikitler gözlenmektedir. Ayrıca kümbet şekilli oldukça geniş bir dikitte (Foto 4) ileri derecede kalsit rekristalizasyonu vardır. Bu dikit üzerindeki gastropod kabuklarında da aynı rekristalizasyon görülür. Bu kesimin sol tarafında galeri duvarındaki karstik boşlukları doldurdukları açıkça gözlenen çakıllar ve tabakalı plastik killer yeralır. Çakıllar, genellikle köşeli

146 T. AHMET ERTEK yada az köşeli, arada iyi yuvarlaklaşmış, hatta bazıları da yassılaşmış durum da denizel çakıllardan meydana gelmiş olup, genelde kuvarsit ve volkanik kö- kenlidirler.çimento malzemesi bazen kireçli ve kısmen kilden oluşmuştur. Karbonatlı çimentonun ikincil olduğu düşünülebilir. Taşınarak, karmaşık bir şekilde istiflenmiş bu depolar; muhtemelen Sofular Mağarası bacalarından mağara içersine giren suların, denizle taraçalardan ve Neojen killi-çakıllı örtüden, ayrıca volkanik formasyonlardan taşıdıkları materyellerin birikimi neticesi olduğu söylenebilir. Biraz ilerleyince solda, salon taban seviyesinden yaklaşık 2 m yükselerek çıkılabilen basamaklarda guanoların (yarasa gübresinin) biriktiği, aynı zamanda fazla miktarda yarasanın yaşadığı büyük bir yan galeriye geçilir.bu galerinin uzunluğu 10 m, genişliği ise 5 m kadardır. Ev çatısı şeklindeki tavanı 10 m yükseltide olup, ayrıca büyük bir çatlak bulunmaktadır. Bu çatlağın içersinde birer metre çaplı iki dar ve uzun körbaca mevcuttur. Muhtemelen bu bacalar, yüzeyden önemli miktarda su taşımaktaydılar. Yan galeri şeklindeki bu odadan eğim aşağı, 10 m.lik tamsiper bir sürünme kolu ile tekrar mağara giriş ağzındaki salonu ulaşılmaktadır. Ana galeri üzerindeki büyük salon taban seviyesinden 2 m yükseltide başlayıp, sola ikinci bir küçük sürünme kolu ayrılır. Doğal basamaklarını yine yarasa gübrelerinin kapladığı ve ancak bir insanın tamsiper sürünerek geçebileceği darlıkta olan bu kol, 6 m uzunluktadır. Eğim yukarı giderek yükseli- nerek, neticede büyük bir odaya varılır. Burada oldukça kalın ve boyları uzun sarkıtlar, sütunlar ve ayrıca dikitler mevcuttur. Sütunların çapı 30-50 cm, boyları 7-8 m. civarındadır. Gerek giriş ağzı, gerekse ana galeri ve yan kollara nisbetle, yükselti bakımından bunların daha üst seviyelerinde yeralması, bunun yanısıra sarkıt, dikit ve sütunların daha kalın olması, burasının daha yaşlı ve fosil (eski) bir galeri (odası) olduğunu göstermektedir. Ayrıca mağara ana galerisinin taban seviyesine göre daha üst kotlarda böyle bir odanın varlığı mağaranın gelişiminin yüzeyden-derine doğru olduğunu göstermektedir. Salonu geçip, ana galeri boyunca ilerlendiğinde, mağara tavan yüksekliğinin düşey yönde azaldığı gözlenir. Önce; genişliği 3 m, tavan yüksekliği 1 m, uzunluğu 10 m. lik bir bölüm ancak çömelerek yürünebilir. Bu bölümden sonra genişlik daha da azalır (1,5-2 m), tavan yüksekliği 60-65 cm, olup, 8-9 m.lik bir kesim ancak, sadece tamsiper sürünerek geçilebilir. Mağara burada niha- yetlenmekte olup, muhtemelen ana galerinin önü bir çöküntü sonucu kapanmıştır (Çökme izlerinin gözlendiği kesimde ayrıca ağaç köklerine de rastlanılmıştır). Bu kesimde, killi ve gri, hatta koyu renkli taban depolarının çeşitli seviyelerinde halâ oluşum ve gelişimlerini sürdüren yüzeysel mikro dikitlerin (5 cm çaplı) ve yer yer üzerleri örtülmüş, uçları açıkta, ancak gömülü

SOFULAR MAĞARASI (ŞİLE-İSTANBUL) 147 dikitlerin varlığı mağarada karstlaşma ve çökelmenin birbirini takip ettiğini düşündürmektedir.ayrıca tavanda küçük boyutlu, 10-12 cm uzunlukta süt beyaz renkli sarkıtlar bulunmaktadır (Foto 5-Şekil 2). Sofular Mağarası ağzından içeriye doğru mağara oluşuklarının yaşlanması ve galeri eğimlerinin ana galeriye ve dolayısiyle mağara ağzına yönelik olması, ağzın karstlaşma (mağara oluşumu esnasındaki) döneminin karstik kaide seviyesini göstermektedir. Mağaranın fosil kesimlerinde büyük çöküntülerin ve birikimlerin varlığı mağaranın ihtiyarlık döneminde olduğunu gösterir. Buna dayanarak da mağaralaşmanın, muhtemelen Pliosen sonu-kuaterner başlarında başlamış olduğu söylenebilir. Sofular Mağarasının m uhtelif galeri ve yan kollarında; ekolojik ortama uymuş ve mağara içinin solunumuna elverişli yeterli oksijeni dolayısiyle yaşam koşullarını sürdürebilen memeli ve eklem bacaklılara (özellikle küçük kahverengi yarasa, koyu kahverengi örüm cek, kırkayak, ayrıca solucan ve guanoların içinde kurtlara) rastlanılmıştır. İstanbul un şirin turistik ilçesi Şile merkezine 14 km (karayolu ile 12 km + yağışlı zamanlarda geçilemez killi zeminli traktör yolu 1 km + yayan yürüyerek mağara ağzına kadar 1 km) gibi çok yakın bir konumda bulunan Sofular Mağarasının az bir düzenleme ile turizme açılması söz konusu olabilir. Sonuçta; deniz-orman-güneş-kum dörtlem ine bir de mağara turizmi eklenerek memleketimizin henüz eldeğmemiş bu güzel köşesi değerlendirilebilir kanısındayım.