EBELİKTE EĞİTİM. Zeynep SAĞLAM

Benzer belgeler
TÜRK EĞİTİM SİSTEMİ ve OKUL YÖNETİMİ. 8. Bölüm Eğitim Bilimine Giriş GÜLENAZ SELÇUK- CİHAN ÇAKMAK-GÜRSEL AKYEL

Türkiye Milli Eğitim Sisteminin Yasal Dayanakları. 2. Eğitim ve Öğretimi Düzenleyen Yasalar. 3. Milli Eğitim Şuraları. 4.

TÜRK EĞİTİM SİSTEMİNİN TEMEL İLKELERİ VE YASAL DAYANAKLARI

AÇIK SİSTEM. Sistemler, çevrelerinden girdiler alarak ve çevrelerine çıktılar sunarak yaşamlarını sürdürürler. Bu durum, sisteme; özelliği kazandırır.

DERS: EĞİTİM YÖNETİMİ

Matematik Öğretimi. Ne? 1

EĞİTİMLE İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR

İlköğretim Fen ve Teknoloji Öğretim Programı. Fen ve Teknoloji Program ve Planlama Dersi

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM. Sosyal ve Ekonomik Haklar ve Ödevler

Her Okulun Bir Projesi Var

OSMANCIK KAYMAKMLIĞI NENAHTUN ORTAOKULU MÜDÜRLÜĞÜ AİLEM OKULDA PROJESİ

Ebelik Mesleğinin Gelişimi. Prof. Dr. Sibel ERKAL İLHAN

TÜRK EĞİTİM SİSTEMİNİN GENEL YAPISI

EĞĠTĠMĠN EKONOMĠK TEMELLERĠ

2. PSİKOLOJİK DANIŞMA VE REHBERLİKTE HİZMET TÜRLERİ. Abdullah ATLİ

3/7/2010. ÇAĞDAŞ EĞİTİMDE ÖĞRENCİ KİŞİLİK HİZMETLERİNİN YERİ ve ÖNEMİ EĞİTİM EĞİTİM ANLAYIŞLARI EĞİTİM

Milli Eğitimin Temel İlkeleri. Ferdin ve Toplumun İhtiyaçları:

Çocuk Gelişimi ve Eğitimi Bölümü

MUĞLA SITKI KOÇMAN ÜNİVERSİTESİ

ERDEK KIZ TEKNİK VE MESLEK LİSESİ ÇOCUK GELİŞİMİ VE EĞİTİMİ ALANI TANITIM KILAVUZU

TÜRKİYE DE MESLEKİ EĞİTİM

EBE TANIM BURSA A /I

BÖLGE PLANI SÜRECİ. Eskişehir Sosyal Yapı Özel İhtisas Komisyonu Çalışmaları Anadolu Üniversitesi

BÖLGE PLANI SÜRECİ. Bursa Sosyal Yapı Özel İhtisas Komisyonu Çalışmaları Merinos Atatürk Kültür ve Kongre Merkezi

KÖPRÜLÜ MEHMET PAŞA ANADOLU LİSESİ PANSİYONU BİLGİLENDİRME DOSYASI

TÜRKİYEDE BULUNAN RESMİ LİSE TÜRLERİ

Hekim, Tıp Fakültesinden mezun olarak, diploma sahibi olan kişidir.

YÖNETMELİK. b) Merkez (Hastane): Turgut Özal Üniversitesi Sağlık Uygulama ve Araştırma Merkezini,

TÜRK MİLLİ EĞİTİM SİSTEMİNİN YAPISI VE ÖZELLİKLERİ

HEMŞİRELER İÇİN ETİK İLKE VE SORUMLULUKLAR. Prof. Dr. Lale Büyükgönenç

EĞİTİMLE HUKUKU İLE İLGİLİ DÜZENLEMELER

Erken çocukluk eğitim dalı; okul öncesi eğitim programı hazırlama, öz bakım becerileri, yetersizlik türleri ve kaynaştırma, oyunu gelişim alanları ve

T.C. İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ - CERRAHPAŞA FLORENCE NIGHTINGALE HEMŞİRELİK FAKÜLTESİ LİSANS PROGRAMI KLİNİK UYGULAMA DERSİ UYGULAMA YÖNERGESİ

DİŞ HEKİMLİĞİ FAKÜLTESİNİN TANITIMI

MUĞLA SITKI KOÇMAN ÜNİVERSİTESİ

MANİSA CELAL BAYAR ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK HİZMETLERİ MESLEK YÜKSEKOKULU

Program Geliştirme ve Öğretim. Yard. Doç. Dr. Çiğdem HÜRSEN

BİRİNCİ KISIM Genel Esaslar

KARTAL MİLLİ EĞİTİM VAKFI ORTAOKULU MÜDÜRLÜĞÜ BRİFİNG DOSYASI

Kadın Olmak? Prof. Dr. Sibel ERKAL İLHAN

T.C. TOROSLAR KAYMAKAMLIĞI AKŞEMSETTİN ANADOLU İMAM HATİP LİSESİ AKŞEMSETTİN İMAM HATİP ORTAOKULU BRİFİNG DOSYASI

Resmî Gazete YÖNETMELİK. Sağlık Bakanlığından: HEMŞİRELİK YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar. Amaç

T.C. OSMANİYE KORKUT ATA ÜNİVERSİTESİ OSMANİYE MESLEK YÜKSEKOKULU ÇOCUK BAKIMI VE GENÇLİK HİZMETLERİ BÖLÜMÜ ÇOCUK GELİŞİMİ PROGRAMI

TARİH LİSANS PROGRAM BİLGİLERİ

VEFA LİSESİ ÖĞRENCİLERİNİN DEMOGRAFİK YAPISI ( ) 26/11/2014

Yaygın Eğitim Enstitüsü Müdürlüğü TÜRKİYE DE YAYGIN EĞİTİM

İÇİNDEKİLER BÖLÜM 1 TÜRK EĞİTİM SİSTEMİNİN GENEL YAPISI

ÇOCUK GELİŞİMİ ALANI GENEL BİLGİLER

UNESCO Eğitim Sektörü

Ebelik Sosyal Hizmet. Hemşirelik.

SAĞLIK HİZMETLERİ MESLEK YÜKSEKOKULU Ameliyathane Hizmetleri Programına İlişkin Bilgiler

AĞIZ VE DİŞ SAĞLIĞI SEKTÖRÜ

T.C. MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI Öğretmen Yetiştirme ve Geliştirme Genel Müdürlüğü. Mesleki Gelişim Programı

ZİHİN ENGELLİLER SINIF ÖĞRETMENİ

TÜRK EĞİTİM SİSTEMİNİN AMAÇLARI VE TEMEL İLKELERİ LOGO

ÇIRAKLIK EĞİTİMİ: KALFALARIN USTALIK EĞİTİMİ: Kalfalık döneminde;

DARICA ANADOLU LİSESİ 9. SINIF REHBERLİK PLANI

AFYON KOCATEPE ÜNİVERSİTESİ SANDIKLI UYGULAMALI BİLİMLER YÜKSEKOKULU

HEMŞİRELERİNİN UYGULADIKLARI HASTA EĞİTİMİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ Uzm. Hem. Aysun ÇAKIR

TEMA 1 İZLEME VE DEĞERLENDİRME MEVCUT DURUM ÜST POLİTİKA BELGELERİ. Durum (2015) Hedef. Mali Kaynak Sorumlu. Gerçekleşme Durumu

EĞİTİM ÖĞRETİM YILI ÇALIŞMA TAKVİMİ

Sağlık Bakanlığından: HEMŞİRELİK YÖNETMELİĞİ. Resmi Gazete: BİRİNCİ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar. Amaç

BĠR MESLEK OLARAK ÖĞRETMENLĠK

YÖNETMELİK İZMİR KÂTİP ÇELEBİ ÜNİVERSİTESİ DİŞ HEKİMLİĞİ UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

ÖĞRETİM PROGRAMLARINI İKİ TÜRDE UYGULAMAKTADIR ÖRGÜN EĞİTİM YAYGIN EĞİTİM ÖRGÜN EĞİTİM ALANINDA AMACI Lise dengi meslek okuludur.

T.C. ESKİŞEHİR TEPEBAŞI BELEDİYESİ KADIN SIĞINMA EVİ ŞUBE MÜDÜRLÜĞÜ YÖNETMELİĞİ BÖLÜM I GENEL HÜKÜMLERİ

Tablo 1: Mezunlarımızın Tanıtıcı Özellikleri (n=110)

T.C. ONDOKUZ MAYIS ÜNİVERSİTESİ SAMSUN SAĞLIK YÜKSEKOKULU BESLENME VE DİYETETİK BÖLÜMÜ STAJ YÖNERGESİ

SOSYAL HİZMET UZMANI (SOSYAL ÇALIŞMACI)

REHBER ÖĞRETMEN (PSİKOLOJİK DANIŞMAN)

KKTC de EĞİTİM ve ÖĞRENİM. GÖRÜŞLER ve ÖNERİLER

YÜKSEK HEMŞĐRE KADROSU HĐZMET ŞEMASI

T.C. MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI ÖZEL EĞİTİM HİZMETLERİ YÖNETMELİĞİ. 573 Sayılı Özel Eğitim Hakkında KHK

ÇOCUK GELİŞİMİ VE EĞİTİMİ EVDE ÇOCUK BAKIMI MODÜLER PROGRAMI (YETERLİĞE DAYALI)

DİŞ HEKİMLİĞİ FAKÜLTESİ PROGRAM YETERLİLİKLERİ

SPOR HUKUKU. 3.Ders. Yrd.Doç.Dr. Uğur ÖZER

Türkiye de Erken Çocukluk Eğitimi. Temel Eği)m Genel Müdürlüğü. Funda KOCABIYIK Genel Müdür

ELEŞTİREL DÜŞÜNME. Tablo 1: Ölçekten ve Alt Boyutlarından Alınan Puan Ortalamaları

DERS BİLGİLERİ Ders Kodu Yarıyıl T+U Saat Kredi AKTS Ebelikte Yönetim Ön koşul dersi yoktur

BÖLGE PLANI SÜRECİ. Bilecik Sosyal Yapı Özel İhtisas Komisyonu Çalışmaları Bilecik İl Genel Meclis Toplantı Salonu

KİMYA ÖĞRETMENİ TANIM. Çalıştığı eğitim kurumunda öğrencilere kimya ile ilgili eğitim veren kişidir. A- GÖREVLER

SAĞLIK HİZMETLERİ MESLEK YÜKSEKOKULU Ortopedik Protez ve Ortez Programına İlişkin Bilgiler

Mesleki ve Teknik Eğitim Genel Müdürlüğü ÇİN HALK CUMHURİYETİ. HAZIRLAYAN: Dr. Recep ALTIN

DÜNYADA ve TÜRKİYEDE EBELİK EĞİTİMİ ICM KÜRESEL STANDARTLARI. Prof. Dr. Zekiye KARAÇAM ADÜ- Sağlık Bilimleri Fakültesi Ebelik Bölümü

İSTANBUL MEDİPOL ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK EĞİTİM UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ

GÜZELLİK VE SAÇ BAKIM HİZMETLERİ KOZMETİK SATIŞ DANIŞMANI MODÜLER PROGRAMI (YETERLİĞE DAYALI)

2. BÖLÜM EĞİTİMİN AMAÇLARI VE HUKUKSAL TEMELLERİ Öğrenci bu bölümü öğrendiğinde; 1. Eğitimde amaçları öğrenir, 2. Okulun amaç ve işlevlerini kavrar,

SAĞLIK HİZMETLERİ MESLEK YÜKSEKOKULU Elektonörofizyoloji Programına İlişkin Bilgiler

BARTIN ÜNİVERSİTESİ SÜREKLİ EĞİTİM UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

EGE ÜNİVERSİTESİ İZMİR ATATÜRK SAĞLIK YÜKSEKOKULU. Uzaktan Öğretim Ebelik Lisans Tamamlama Programı

ONDOKUZ MAYIS ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ FAKÜLTESİ HEMŞİRELİK BÖLÜMÜ

ÇOCUK GELİŞİMİ VE EĞİTİMİ EVDE ÇOCUK BAKIMI MODÜLER PROGRAMI (YETERLİĞE DAYALI)

EĞİTİM İLE İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR. 1. Bölüm Eğitim Bilimine Giriş GÜLENAZ SELÇUK- CİHAN ÇAKMAK-GÜRSEL AKYEL

BÜRO YÖNETİMİ VE SEKRETERLİK ALANI TEMEL SEKRETERLİK HİZMETLERİ MODÜLER PROGRAMI (YETERLİĞE DAYALI)

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ. EĞİTİM VE GENEL AMAÇLI KURUL VE KOMİSYONLARIN KURULUŞ VE ÇALIŞMA ESASLARI YÖNERGESİ Amaç

İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ FLORENCE NIGHTINGALE HEMŞİRELİK FAKÜLTESİ LİSANS PROGRAMI KLİNİK UYGULAMA DERSİ UYGULAMA YÖNERGESİ

BARTIN ÜNİVERSİTESİ OKUL ÖNCESİ EĞİTİM UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

7.3. Uluslararası bilimsel toplantılarda sunulan ve bildiri kitabında basılan bildiriler:*

Transkript:

Zeynep SAĞLAM

2 16.1. nin Tarihsel Gelişimi 16.2. nin Amaçları ve Temel İlkeleri 16.3. Ebelik Mesleğinin Gelişimi, Rolleri ve Ebelik Eğitimi 16.4. Dünyada Ebelik Mesleğinin Gelişimi 16.5. Türkiye de Ebelik Mesleğinin Gelişimi 16.6. Ebenin Çalışma Alanları ve Ebeden Beklenen Roller 16.7. ETİK KODLAR

ÜNİTE 16 TÜRK EĞİTİM SİSTEMİ VE EBELİK EĞİTİMİ Zeynep SAĞLAM 1.1. nin Tarihsel Gelişimi Nüfusun eğitim ve kültür durumu bir toplumun yapısını yansıtan en temel göstergelerdendir. Modern toplumlarda eğitim hizmeti sunumunda, kendi ulusal amaçlarına uygun düşen temel bir eğitim vermenin yanı sıra her bireyin kişisel özelliklerine ve niteliklerine uygun düşen bir üst öğrenim verebilme çabası vardır. 1.1.1. Türk Milli Eğitim Sisteminin Genel Yapısı 1973 yılında 21739 Sayılı Milli Eğitim Temel Kanununa göre Türk Milli Eğitim Sistemi, örgün eğitim ve yaygın eğitim olmak üzere iki ana bölümden oluşmuştur. Örgün eğitim, okul öncesi eğitim, ilköğretim, ortaöğretim ve yükseköğretim kurumlarını kapsarken; yaygın eğitim, örgün eğitimin yanında veya dışında düzenlenen eğitim faaliyetlerinin tümünü kapsamaktadır. 3

1.1.1.1. Örgün Eğitim İnsanın yetişmesinde kasıtlı olarak yapılan kültürlemenin yanısıra, yaşam içinde kendiliğinden oluşan öğrenmelerin eğitimde önemli rolü vardır. Formal ve informal olmak üzere iki tür eğitimden söz edilebilir. Formal eğitim amaçlıdır. Önceden hazırlanmış bir program çerçevesinde planlı olarak yapılır ve öğretim yoluyla gerçekleştirilir. Sürecin belli aşamalarında ve sonunda değerlendirme işlemi yer alır. Okullardaki eğitim formaldir. Okul dışında verilen formal eğitimin okulda verilen eğitimden farkı; kısa süreli olması, bireylerin yaşlara göre gruplandırılmaması, ihtiyaç duyuldukça yapılması ve belli konularla sınırlandırılmamasıdır. Okul dışında verilen formal eğitimler şunlardır; endüstri, tarım ve hizmet alanlarında kişileri bir mesleğe hazırlamak, meslekte ilerlemelerini sağlamak, yenilikleri öğretmek amacıyla yapılan öğretim etkinlikleri, halk eğitim kursları. Ülkemizde formal eğitim örgün eğitim ve yaygın eğitim olarak verilmektedir. Örgün eğitim belli bir yaş grubundaki bireylere Milli Eğitimin amaçlarına göre hazırlanmış eğitim programlarıyla okul çatısı altında düzenli olarak yapılan eğitimdir. İnformal eğitim, yaşam içinde kendiliğinden oluşan bir süreçtir. Amaçlı ve planlı değildir. Birey karşılaştığı durum ve içinde bulunduğu grubun üyeleriyle etkileşimde bulundukça farkında olmadan yeni şeyler öğrenir. İnformal eğitimde gözlem ve taklit öğrenmenin kilit noktasıdır. Dezavantajı ise istenmeyen ve zararlı alışkanlıkların kazanılabilir olmasıdır. a. Okul Öncesi Eğitimin Önemi Okul öncesi eğitim, zorunlu ilköğrenim çağına gelmemiş çocukları ilköğretime hazırlayan bir eğitim kademesidir. Çocukların bedensel, zihinsel ve sosyal gelişimini sağlamak amacıyla planlanmış bir ortam içinde verilir. Ülkemizde Milli Eğitim Bakanlığı na bağlı olan ana okulları 4-6 yaş grubu çocuklara, anasınıfları da 5-6 yaş grubundaki çocuklara hizmet vermektedirler. Sağlık Sosyal ve Yardım Bakanlığı na bağlı olan kreşler 0-2 yaş grubundaki çocukların bakımlarıyla, çocuk yuvaları ise 2-4 yaş grubundaki çocukların bakım ve eğitimleri ile ilgilenmektedirler. Okul öncesi eğitim dönemini kapsayan 0-6 yaş, çocukların bedensel, zihinsel ve sosyal gelişimlerinin en hızlı olduğu dönemlerden biridir. Araştırmalarda çocukların 17 yaşına kadar olan zihinsel gelişmesinin; % 50 si 4 yaşına kadar, % 30 u 4 yaşından 8 yaşına kadar, % 20 si ise 8 yaşından 17 yaşına kadar oluşmaktadır. Çocuğun bu dönemdeki gelişiminin, öğrenme ve büyüme yeteneklerini büyük ölçüde etkilediği belirlenmiştir. b. İlköğretim İlköğretim 6-14 yaş grubundaki öğrencilere temel beceri kazandırır. Ülkemizde ilköğretim eğitimi, beş yıl ilkokul ile üç yıl ortaokul olmak üzere sekiz yıllık zorunlu eğitimden meydana gelir. Bu eğitim kademesinde bireylere toplum içinde diğer üyelerle uyum içinde yaşamaları ve yaşamlarını iyi bir şekilde sürdürmeleri için gerekli olan temel bilgi ve beceriler kazandırılır. 4 İlköğretimin ikinci devresini oluşturan ortaokullar, üç yıllık bir eğitim süresi sonunda bireyleri akademik, teknik ve mesleki liselere hazırlar. Bu okullarda öğrencilere yalnızca lise eğitimi için gerekli olan temel bilgi, beceri ve yetenekler kazandırılmaktadır. Ortaokullarda öğrencilere kazandırılan bilgi ve beceriler ortaokuldan sonra hayata atılmayı düşünen kişiler

için yeterli nitelikte olmaması nedeniyle bu öğrenciler daha sonraki eğitimlerini mesleki ve teknik liseler ile iki yıllık yüksekokullarda devam ettirmektedirler. c. Ortaöğretim Ortaöğretim 15-17 yaş grubunu kapsayan öğrencilere bir meslek kazandırmayı ve onları yükseköğretim kurumlarına hazırlayan eğitim devresidir. Ortaöğretim, toplumların kalkınması ve gelişmesinde ara insan gücü yetiştirmede büyük önem taşımaktadır. d. Yükseköğretimin Önemi Yükseköğretim, eğitim sisteminin en üst kademesini oluşturur. Yükseköğretim kurumları, bir ülkenin kalkınması için gerekli olan ve mesleki donanımı en iyi derecede sağlanmış insan gücünün yetiştirilmesinde önemli rol oynar. 2547 Sayılı Yükseköğretim Kanununa göre Yükseköğretimin amacı öğrencilerini; Atatürk İlke ve İnkilapları doğrultusunda Atatürk Milliyetçiliğine bağlı, Türk milletinin milli, ahlaki, insani, manevi ve kültürel değerlerini taşıyan Türk olmanın şeref ve mutluluğunu duyan, Toplum yararını kişisel çıkarlarının üstünde tutan; aile, ülke ve millet sevgisi ile dolu, Hür, bilimsel düşünce gücüne ve geniş bir dünya görüşüne sahip, insan haklarına saygılı, Beden, zihin, ruh, ahlak ve duygu bakımından dengeli ve sağlıklı şekilde gelişmiş, İlgi ve yetenekleri yönünden yurt kalkınmasına ve ihtiyaçlarına cevap verecek, aynı zamanda kendi geçim ve mutluluğunu sağlayacak bir mesleğin bilgi, beceri ve genel kültürüne sahip, vatandaşlar olarak yetiştirmek, Türk Milleti nin ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütün olarak refah ve mutluluğunu artırmak amacıyla; ekonomik, sosyal ve kültürel kalkınmasına katkıda bulunacak ve hazırlayacak programlar uygulayarak; çağdaş uygarlığın yapıcı, yaratıcı ve seçkin bir ortağı haline gelmesini sağlamak, Yükseköğretim kurumları olarak yüksek düzeyde bilimsel çalışma ve araştırma yapmak, bilgi ve teknoloji üretmek, bilimsel verileri yaymak, Yükseköğretim kurumları olarak ulusal gelişme ve kalkınmaya destek olmak, yurt içi ve yurt dışı kurumlarla iş birliği yapmak, bilim dünyasının seçkin bir üyesi haline gelmek ve evrensel ve çağdaş gelişmeye katkıda bulunmaktır. 1.1.1.2. Yaygın Eğitim Yaygın eğitim örgün eğitim sistemine hiç girmemiş bu sistemin herhangi bir kademesinde bulunan ve bu kademelerin birinden ayrılmış olan kişilere, ilgi ve gereksinim duydukları alanlarda yapılan eğitimdir. Halk eğitim merkezlerinde açılan kurslar, resmi ve özel kurum ile işyerlerinde yapılan hizmet içi eğitim faaliyetleri yaygın eğitim sistemi ile ilgili uygulamaları oluşturur. Yaygın eğitim, örgün eğitimin yanında veya dışında düzenlenen formal eğitim faaliyetlerinin tümünü kapsar. Yaygın eğitimde belli bir yaş sınırı yoktur. Her yaş grubu çocuk, genç, yetişkin için yaygın eğitim faaliyetleri düzenlenebilir. 5

Milli Eğitim Temel Kanununa göre yaygın eğitimin genel amaçları: Çağımızın, bilimsel, teknolojik, iktisadi, sosyal ve kültürel gelişmelerine uyumlarını sağlayıcı eğitim imkanları hazırlamak, Toplu yaşama, dayanışma, yardımlaşma ile birlikte çalışma ve örgütlenme anlayış ve alışkanlıklarını kazandırmak, İktisadi gücün artırılması için, gerekli beslenme ve sağlıklı yaşama şekli ve usullerini benimsetmek, Boş zamanları iyi bir şekilde değerlendirme ve kullanma alışkanlıklarını kazandırmak, Kısa süreli ve kademeli eğitim uygulayarak ekonominin gelişmesi doğrultusunda ve istihdam politikasına uygun meslekleri edinmelerini sağlayıcı imkanlar hazırlamak, Çeşitli mesleklerde çalışmakta olan bireylerin, hizmet içinde ve mesleklerinde gelişmeleri için gerekli bilgi ve becerileri kazandırmaktır. 1.2. nin Genel Amaçları ve Temel İlkeleri Top lumsal gelişmelerin ve çağdaş eğitimin genel amaçları göz önünde bulundurularak, Türk Milli Eğitiminin Temel İlkeleri belirlenmiştir. Türk Milli Eğitiminin genel amacı Türk Milletinin bütün fertlerini: Atatürk İnkılap ve İlkelerine bağlı; Türk Milletinin milli, insani, ma nevi ve kültürel değerlerini benimseyen, koruyan ve geliştiren; ailesini, vatanını, milletini seven ve daima yüceltmeye çalışan; insan haklarına ve Anayasanın başlangıcındaki tem el ilkelere dayanan milli, demokra tik, laik, sosyal ve hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyetine karşı görev ve sorumluluklarını bilen ve bunları davranış haline getirmiş yurttaşlar olarak yetiştirmek; Beden, zihin, ruh ve duyguları bakımından dengeli ve sağlıklı şekilde gelişmiş bir kişiliğe ve karaktere, hür ve bilimsel düşünme gücüne, geniş bir dünya görüşüne sahip, insan haklarına saygılı, kişiliğe değer veren, topluma karşı sorumluluk duyan; yapıcı, yara tıcı ve verimli kişiler olarak yetiştirmek; İlgi ve kabiliyetlerini geliştirmek; gerekli bilgi, beceri, dav ranışlar ve birlikte iş görme alışkanlığı kazandırmak suretiyle hayata ha zırlamak ve onların, kendilerini mutlu kılacak ve toplumun mutluluğuna katkıda bulunacak bir meslek sahibi olmalarını sağlamak; böylece, bir yandan Türk vatandaşlarının ve Türk toplumunun re fah ve mutluluğunu arttırmak; diğer yandan milli birlik ve bütünlük içinde iktisadi, sosyal ve kültürel kalkınmayı desteklemek ve hızlandırmak ve Türk Milletini çağdaş uygarlığın yapıcı, yaratıcı, seçkin bir orta ğı yapmaktır. 6

1.2.1. Türk Milli Eğitiminin Temel İlkeleri de şunlardır: Genellik ve Eşitlik İlkesi: Eğitim kurumları dil, ırk, cinsiyet ve din ayırımı gözetmeksizin herkese açıktır. Eğitimde hiç bir kişiye, aile ye, zümreye veya sınıfa ayrıcalık tanınmaz. Ferdin ve Toplumun İhtiyaçlarını Karşılama İlkesi: Milli Eği tim hizmeti, Türk vatandaşlarının istek ve kabiliyetleri ile Türk toplumu nun ihtiyaçlarına göre düzenlenir. Yöneltme İlkesi: Fertler, eğitimleri süresince, ilgi ve kabi liyetleri ölçüsünde ve doğrultusunda çeşitli programlara veya okullara yöneltilerek yerleştirilirler. Yöneltmede ve başarının ölçülmesinde rehberlik hizmetlerinden ve objektif ölçme ve değerlendirme metotlarından yararlanılır. Eğitim Görme Hakkı İlkesi: Temel eğitim görmek her Türk vatandaşının hakkıdır. Temel eğitim kurumlarından sonraki eğitim kurumlarından vatan daşlar ilgi ve kabiliyetleri ölçüsünde yararlanırlar. Fırsat ve İmkan Eşitliği İlkesi : Eğitimde kadın, erkek herkese fırsat ve imkan eşitliği sağlanır. Maddi imkanlardan yoksun başarılı öğrencilerin en yüksek eğitim kademelerine kadar öğrenim görmelerini sağlamak amacıyla parasız ya tılı, burs, kredi ve başka yollarla gerekli yardımlar yapılır. Özel eğitime ve korunmaya muhtaç çocukları yetiştirmek için özel tedbirler alınır. Süreklilik İlkesi: Fertlerin genel ve mesleki eğitimlerinin hayat boyunca devam etmesi esastır. Bireylerin toplumdaki değişen şartlara uyum gösterebilmeleri ve yenilikleri uygulayabilmeleri için eğitimlerin hayat boyu süreklilik göstermesi gerekmektedir. Atatürk İnkılap ve İlkeleri ve Türk Milliyetçiliğine Bağlılık İlkesi: Atatürk İnkılap ve İlkeleri eğitim sistemimizin her derece ve türü ile ilgili ders programlarının ha zırlanmasında ve uygulanmasında temel alınır. Türk milli eğitim sisteminin temel amaçlarından biri de Atatürk inkılap ve ilkeleri ile Atatürk milliyetçiliğine bağlı bireyler yetiştirmektir. Demokrasi Eğitimi İlkesi: Güçlü ve istikrarlı, hür ve demokratik bir toplum düzeninin gerçekleşmesi ve devamı için yurttaşların sahip ol maları gereken demokrasi bilincinin, yurt yönetimine ait bilgi, anlayış ve davranışla sorumluluk duygusunun ve manevi değerlere saygının, her türlü eğitim çalışmalarında öğrencilere kazındırılıp geliştirilmesine çalı şılır. 7

Laiklik İlkesi: Türk Eğitiminde laiklik esastır. Din ve Ahlak eğitim ve öğretimi Devletin gözetim ve denetimi altın da yapılır. Bunun dışındaki din eği tim ve öğretimi ancak kişilerin kendi isteğine, küçüklerin de kanuni tem silcisinin talebine bağlıdır. Bilimsellik İlkesi: Her derece ve türdeki ders programları ve eğitim metotlarıyla ders araç ve gereçleri, bilimsel ve teknolojik esasla ra ve yeniliklere, çevre ve ülke ihtiyaçlarına göre sürekli olarak geliştiri lir. Eğitimde verimliliğin artırılması ve sürekli olarak gelişme ve yenileşmenin sağlanması bilimsel araştırma ve değerlendirmelere dayalı olarak yapılır. Planlılık İlkesi: Milli Eğitimin gelişmesi iktisadi, sosyal ve kültürel kalkınma hedeflerine uygun olarak, eğitim-insan gücü-istihdam iliş kileri dikkate alınmak suretiyle, sanayileşme ve tarımda çağdaşlaşmada gerekli teknolojik gelişmeyi sağlayacak, mesleki ve teknik eğitime ağırlık verecek biçimde planlanır ve gerçekleştirilir. Karma Eğitim İlkesi: Okullarda kız ve erkek karma eğitim ya pılması esastır. Okul ve Aile Arasında İşbirliğinin Sağ1anması İlkesi: Eğitim kurumlarının amaçlarının gerçekleştirilmesine katkıda bulunmak için okul ve aile arasında işbirliği sağlanır. Çocuğun okuldaki başarısında ailenin sosyo-ekonomik statüsü, aile üyelerinin eğitim düzeyi, ailede çocuğa gösterilen ilgi, anne-baba ve çocuk ilişkisinin niteliği gibi etmenler önemli rol oynar. Her Yerde Eğitim: Milli eğitimin amaçları yalnız resmi ve özel eğitim kurumlarında değil, aynı zamanda evde, çevrede, işyerinde her yerde ve her fırsatta gerçekleştirilmeye çalışılır. Resmi özel ve gönüllü her kuruluşun eğitimle ilgili faaliyetleri Milli Eğitim Bakanlığının denetimine tabidir. 8

1.3. Ebelik Mesleğinin Gelişimi, Rolleri ve Ebelik Eğitimi İnsanlığın var olduğu günden beri ihtiyaç duyulan ebelik, 19. yüzyılda meslek haline gelmiştir. 19. yüzyılda başlayan bu gelişim süreci günümüzde lisans ve lisans üstü eğitim faaliyetleriyle devam etmektedir. Batı dillerinde ebe karşılığı olarak kullanılan midwife sözcüğü eski Saxon dilinden gelmektedir. 1.3.1. Dünyada Ebelik Mesleğinin Gelişimi Yıllar boyunca ebelik, hekimlikte olduğu gibi anneden kıza geçen ve yavaş gelişen bir meslek olmuştur. M.Ö. 4000 yıllarında, Sümerler zamanında, doğumları, dişilik sembolü olarak Analık ve Merhamet Tanrıçalarının yaptırdığı kabul edilmiştir. M.Ö. 2200-2000 yıllarında Mısır Medeniyeti Devrinde; gebelikte erken hormonal teşhis bulunmuş; M.Ö. 460-370 yıllarında da İstanköylü Hipokrat, Fasıllar isimli meşhur kitabında, gebeleri bilimsel yaklaşımla doğurtmuş, sihir ve batıl inançları reddetmiştir. Aynı zamanda erkek ve kadın ebe ayrımını yapmıştır. M.S. 98-138 yıllarında ise Efesli Soranus ilk ebelik kitabını yazmış ve bu kitabında ebelerin mesleki özelliklerinden söz etmiştir. Soranus a göre ebelerin sahip olması gereken mesleki özellikleri şunlardır: Ebeler sır saklamalı, Gebelere verilecek ilaçları iyi bilmeli, Gebenin acısını paylaşmalıdır. İlk ebelik okulu XVI. yüzyılda Fransa da Paris de Hotel Dıeu da kurulmuştur. 1668 de de Mauriceau bir çok kişi tarafından bilinen ebelik kitabını yazmıştır. Almanya da 1701 yılında, Justine Siegmundin, ebelik üzerine, Öğrenci-Hoca Söyleşisi adlı kitabını yazmış ve ilk ebelik eğitimini başlatmıştır. Yunanlılarda ise ebelik, olağan ebelik (İatpouiai) ve çok yüksek nitelikte ebelik olmak üzere iki bölüme ayrılmıştır. Ayrıca Eski Yunanistan da kendileri bebek doğurmayan kadınların ebelik yapması yasaklanmıştır. Yunanlılar ve Romalılar ebelerinin okur-yazar olmalarını istemişler ve ebelerin yararlanması için bir çok kitap yazmışlardır. Bu kitapların en tanınmışı Romalı büyük Hekim Soranus un yazdığı Gynaecology adını taşıyan kitabıdır ve kitabın bir bölümü ideal bir ebenin nasıl olması gerektiğini anlatmaktadır. 1560 yılında Fransa da Henry III, ebelik standartlarını saptamıştır. Henry III ün koyduğu bir kurala göre ebeler yalnız pratik eğitim değil aynı zamanda kadın anatomisi konusunda da eğitim görmüşler; eğitimin sonunda ebe öğretmenlerin karşısında sınava tabi tutulmuşlar ve başarılı adaylar çalışma belgesi almışlardır. İngiltere de ise formal bir eğitim olmamasına karşın, Marjory Cobb, Fhilippa of Hainault gibi çok başarılı olan profesyonel ebeler doğum olayında görev almışlardır. 19. yüzyılda ebelik mesleğine erkek ebelerde katılmıştır. Bundan sonraki yıllarda bayan ebeler ile erkek ebeler arasında bir mesleki mücadele başlamış, toplum erkek ebeleri istemiş ve bu mücadeleyi kadın ebeler kaybetmişlerdir. Bunun nedeni erkek ebelerin daha iyi eğitim görmesi ve daha iyi örgütlenmeleridir. Kısır çekişmelerin yaşandığı bu dönemde mesleğini en iyi bir şekilde yapmaya çalışan Sarah Stone adlı ebe Ebelik Sanatının Tam Uygulanışı adında bir kitap yazmıştır. 1738 yılında da Mary Donally adlı diğer bir ebe İngiltere de bir sezeryan ameliyatı yaparak anne ile çocuğu kurtarmıştır. 9

1.3.2. Türkiye de Ebelik Mesleğinin Gelişimi Ebelik mesleğinin Türkiye deki gelişimi; Osmanlı İmparatorluğu döneminde ebelik ve Türkiye Cumhuriyetinden günümüze kadar olan dönem içinde ebelik olmak üzere iki dönemde halinde incelenebilir. 1.3.2.1. Osmanlı Devleti Döneminde Ebelik Ebeliğin, Osmanlı İmparatorluğu ndaki Tarihi; Amasya Darüşşifası nda çalışan Hekim Şerafettin Sabuncuoğlu ile başlar. Osmanlı döneminde eve, hareme girebilen ve bağımsız çalışabilen en önemli sağlık elemanı ebeler olmuştur. Tarihsel sürece bakıldığında Osmanlı da ebelik kadına özgü bir iş olarak kabul edilmiş, ebeler usta-çırak yöntemi ile yetiştirilmiştir. Ebelik mesleği çoğunlukla anneden kızına yada yakın bir akrabasından diğer genç kadına aktarılarak geçen bir meslek olarak sürekli liğini korumuştur. Osmanlı da ebeler hitap ettikleri kitleye göre saray ebeleri, halk ebeleri, kibar ebeler olmak üzere farklı isimlerle tanımlanmışlardır. Bu dönemde bir ebenin, aile tarafından doğumu yaptırmak üzere tercih edilebilmesi için; doğumu yaptırma daki becerisi nedeniyle ün kazanmış olması, temiz olması ve en önemlisi de iyi ahlaklı olması gibi özellikler aranmıştır. Aynı dönemde ebeler gebenin takibi ve doğuma hazırlama uygulamaları ile birlikte; gebeyi muayene etme, doğum tari hini saptama, doğum ve sonrasında bebek için ge rekli malzemelerin hazırlıklarını yapma görevlerini de üstlenmişlerdir. Osmanlı daki ebe sınıflaması eski uygarlıklardan Mezopotamya ve Mısır daki hekim sınıflaması ile benzer lik göstermekte olup, ebelerin doğum yaptırma ve yeni doğan bakı mı verme dışında özellikle halk ebelerinin aşı yapma gibi görevler üstlendikleri de bilinmektedir. 1839 yılında, II. Mahmut un Nutk-u Humayini ile başlayan; Mustafa Reşit Paşa nın Tanzimat Fermanı ile devam eden yenileşmelerinden biri de, Galatasaray da Tıbbiye-i-Aliyei-Şahane nin açılmış olmasıdır. Bu Tıp Okulu nun Fransız Nizamnamesi nde, Tıp Talebeleri ile Ebelere Mahsus, doğuma ait iki kürsü kurularak, ilk ebelik eğitimi başlamıştır. Ebelerin usta çırak yöntemiyle yetiştirilmesi uygulaması 1843 yılında sona erdirilmiştir. 1842 yılında ebelik kurslarının açılması için teklif veren hekimbaşı Abdülhak Molla nın bu teklifi 1843 yılında kabul edilmiş ve ebelik eğitimine başlanmıştır. 1842 yılında Meclis-i Umur-u Tıbbiye adı altında, Galatasaray daki Mekteb-i - Tıbbiye-i Şahane içinde bir kurul teşkil edilmiştir. Haftada iki gün, birer saat olmak üzere, iki yıllık bir eğitim programı ebeler için yapılmıştır. Tıbbiyede açılan ve ebelik kursu olarak isimlendiri len bu programın gerçekleştirilebilmesi için Pa ris ten Madam Ventura, Belçika dan Madam Ro bers, Avusturya dan Madam Messanti ve Archige nes İstanbul a getirtilmiştir. 1859 yılında da Doğum Bilgisi derslerini vermek üzere Dr. Pavlaki Efendi ile Dr. Vuçino davet edilmiştir. İlk ebelik kursuna 10 u Müslüman olmak üzere 36 kız öğrenci katılmıştır. Bu öğrenciler eğitimlerini maketler üzerinde yap mışlardır. 1845 yılında mezun olan ilk ebele re diplomaları Abdülmecit huzurunda verilmiştir. Böylece Türkiye de ilk defa Ebelik Eğitimi Programı na da yer verilmiştir. Bu olay, ülkemizde, İlk Tanzimat Yeniliği olarak bilinir. 1869 yılında; İlk özel ebe okulu, Ahırkapı daki Otluk Ambarı civarında açılmıştır. 1879 yılında tıp okulu öğretim üyelerinden Birgivi Katipzade Dr. Mehmet Nuri, ebelere doğumda rehberlik etmesi için, Lucien Penard ın Rehnumayi Kavabil adlı kitabını tercüme etmiştir. 10

1880 yılında da Dr. Besim Ömer Paşa ebelik eği timini güncelleştirerek, ders programlarını ve kursa kayıt koşullarını yeniden düzenlemiştir. 1895 yılında ebe okulu eğitimini Dr. Besim Ömer Paşa üstlenmiş ve ilk ebe okulu müdürlüğünü yapmıştır. Dr. Besim Ömer Paşa, Ebelik Eğitimi ne kayıt için: Otuz yaşının altında olmak, Türkçe yi anlamak ve konuşmak, Okur - yazar olmak şartlarını aramış, Müfredata uygulamalı dersler koymuştur. Hasta bakımı için gereken teorik ve uygulamalı tıp derslerini alan ebelere de hastabakıcı diploması verilmiştir. Ayrıca ebeliğin uygulamalı bir meslek olduğu ve hasta bakımı ile ilgili işlevleri içerdiğini kabul ederek, geliştirilen ders programlarında gerekli düzenlemeler yapmıştır. Mezun ebeler Mekteb-i Tıbbiye polikliniklerinde görevlendirilmelerinin yanı sıra devlet memurluklarına da atanmışlardır. 1885 yılından sonra Dr. Besim Ömer Akalın Tıp Okulu ve Ebelik Kursun da ders vermeye başlamıştır. Kursa alınan ebelerde önemli nitelikler aranmamıştır. Yaş, dil okur-yazarlık önemsenmemiştir 1891 yılında ebeler, asepsi antisepsiyi bilmedikleri ve gerekliliklerine inanmadıkları için çoğu gebe Lohusalık Humması na yakalanmıştır. Bu durum üzerine Dr. Besim Ömer Paşa, ebeleri okula çağırarak, toplu olarak üç ay süreyle asepsi antisepsi hakkında konferanslar vermiştir. Resmi ebelik eğitiminin başladığı tarihlerde (1843) ebelik eğitimi ve çalışma ruhsatı olmayan ebelerin çalışması yasaklanmış olmasına karşın ba zı kadınlar ebelik yapmaya devam etmiştir. Hatta bu dönemde İstanbul ve İzmir de isim yapmış ebe lerin yanında usta-çırak yöntemi ile yetişen genç hanımların küçük ebe adı ile ebelik yaptıkları bildirilmektedir. Bu tür yasadışı ebelik yapılmasını engellemek amacıyla bir çok karar yayınlanmıştır. Hatta eğitimsiz ebele rin çalışmasını engelleyebilmek adına ebelik ya panların sicil kayıtları tutularak denetim altına alma yoluna da gidilmiştir. Tüm bu yasaklara ilaveten 16 Şubat 1887 tarihinde Tabip lik, eczacılık, cerrahilik, hemşirelik, ebelik yapabil mek için Darülfünun-ı Tıbbiye-i Şahane nin diplo masına sahip olmak gerektiği ve bu şartları yerine getirmeyenlerin işlerinden alıkonulacağına ilişkin yasak tekrarlanmıştır. Dış ülkelerde eğitim görmüş ebelerin serbest ça-lışma izni alabilmesi için de, Mekteb-i Tıbbiye de sı nava girmesi koşulu getirilmiştir. Bu düzenlemelere ilaveten 30 Ekim 1888 tarihin de Ebelik Kanunu hazırlıkları başlatılmış ve bu ka nun yürürlülüğe girmeden ebelik ve ebelik eğitimi için farklı bir uygulama yapılamayacağı açıklan mıştır. 1.3.2.2. Türkiye Cumhuriyetinden Günümüze Kadar Ebelik 1909 yılında sivil ve askeri tıbbiye birleştirilerek yeni bir kadro ile Haydarpaşa Tıp Fakültesi kurulmuş ve sivil tıbbiyeden boşalan Kadırga daki binalarda ilk ebe okulu ve kadın hastalıkları kliniği açılmıştır. Müdürlüğünü yine Dr. Besim Ömer Paşa nın yaptığı bu okula ilkokulu bitirmiş, 30 yaşını geçmemiş kız ve kadınlar alınmıştır. Bu okul ülkemizin bilimsel bir öğretimle ebe yetiştiren ilk meslek okuludur. Ancak bu okulun mezunları Anadolu da belediye ebesi olarak çalışmak istemedikleri için, İstanbul da kalmışlardır. Bunun üzerine Sıhhiye Umum Müdürlüğü (Sağlık Genel Müdürlüğü) 1920 de çeşitli illerden ilkokul mezunu kızları bu okula getirmiş, Kadırga da Hilal-i Ahmer Barakaları nda 2 yıl yatılı okutarak, ebe gereksinimini karşılamaya çalışmıştır. 11

Cumhuriyet in ilanından sonra Besim Ömer Paşa tarafından açılan ilk ebe okulu, ortaokul mezunu ebeleri almaya başlamıştır. Öğrenciler bu okulda 3 yıl eğitim görmüşler ve buradan mezun olan bayanlar 2 yıl mecburi hizmet yapmışlardır. 1924 yılında da bu okul tam olarak Tıp Fakültesine bağlanmıştır. Bu okul, ülkenin ebe ihtiyacını karşılayamadığı için, ruhsatlı ebelerin de çalışabileceği kabul edilmiştir. Ruhsatlı ebe, Kadın-doğum uzmanı bulunan bir hastanede 3 ay süreyle pratik eğitim görerek ebelik vesikası alan ve bu vesikasını Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı na (S.S.Y.B) tasdik ettiren kişilerdir. Bu dönemde ruhsatlı ebeler, resmi hekimlerin gözetiminde çalışmışlardır. Bütün bunlara rağmen ebe sayısı yine de yeterli olmamıştır. Bu açığı kapatmak için 1924 yılında İstanbul Şişli Çocuk Hastanesinde 50 kişilik bir ebe öğrenci yurdu açılmıştır. Bu öğrenciler, iki yıl süre ile yatılı eğitim görmüşler, daha sonra zorunlu hizmet nedeniyle değişik illerin belediyelerine ebe olarak atanmışlardır. Cumhuriyetin ilanından itibaren sağlık hizmetleri yasa ile devletin görevlerinden sayılmış ve sağlık hizmetlerini yürütme görevi S.S.Y.B na verilmiştir. Ebe gereksiniminin köylerde daha fazla olduğu gerekçesiyle Milli Eğitim Bakanlığı, Köy Enstitülerinde bir de ebelik dalı oluşturmuş, ancak bu enstitülerin daha sonra kapatılması ile bu ebelik eğitimi de son bulmuştur. Türkiye de 1928 yılında yürürlüğe giren Tababet ve Şuabatı Sanatlarının Tarzı İcrasına Dair Kanun (Hekimlik ve Hekimlik Şubeleri Olan Sanatların Uygulanışlarına İlişkin Yasa, sayı 1279) özel bir eğitimle yetişmemiş (diplomasız) ebelerin doğuma yardım etmelerini yasaklamış ve suç saymıştır. Bu yasa ve ayrıca artan nüfus nedeniyle büyüyen ebelik hizmetleri gereksinimini karşılamak amacı ile Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığınca 1937 yılında Balıkesir ve 1938 de Konya da olmak üzere iki köy ebe okulu açılmıştır. Daha sonra 1952 de İzmir, 1953 de Erzurum, 1954 de Malatya, 1955 de Antalya, Aydın, Eskişehir ve Manisa ile 1958 de Gaziantep ve Isparta, 1959 da Ankara Doğumevi ve Kayseri Köy Ebe okulları bunlara eklenmiş ve okullarda dokuz ay süreli programlar uygulanmıştır. Kırsal alana ebelik hizmeti götüren bu 14 okuldan doğumevleri bünyesinde bulunan 8 inde bir buçuk yıl süreli, bağımsız olan 6 sında ise bir yıl süreli eğitim uygulanırken; bu programları bitirenlerin mesleksel ve genel kültür yetersizlikleri göz önüne alınarak 1961-62 eğitim öğretim döneminde bu okullar, doğum evlerinden ayrılarak yeni bir düzenleme ile bağımsız bir kimlik kazanmış ve sağlık okulları adı altında öğrenimlerini sürdürmeye başlamışlardır. Böylece ilkokula dayalı 3 yıllık düzenli program uyarınca kuramsal bölümü okulda ve uygulamalı bölümü doğum evlerinde yer alan bir eğitim sistemine geçilmiştir. Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı nın ortaokula dayalı ilk ebe okulu 1952 de Ankara Doğumevi nde açılmış, ancak 1956 da kapatılarak, öğrencileri Ankara-Cebeci Hemşire -Laborant Okulu na taşınmıştır. 1959 da, Ankara Doğumevi Ebe Okulu yeniden öğretimine başlamıştır. 1961 de İstanbul Zeynep Kamil, 1964 te Gaziantep ve 1966 da Isparta da yalnız ebe yetiştirmek amacıyla sağlık kolejleri de açılmıştır. Daha sonra ebelik eğitimi, sayıları 45 e varan Sağlık Meslek Liseleri nde devam etmiştir. 1969-1970 öğretim yılında uygulamasına geçilen İstanbul Üniversitesi Ebe Okulu Yönetmeliği uyarınca, eğitim süresi dört yıl olarak belirlenmiş ve ortaokul ya da kız enstitüsünü bitirmiş, 15-25 yaşları arasındaki kız öğrencilerin alındığı gündüzlü ve yatılı sağlık lisesi durumuna getirilmiştir. S.S.Y.B, 1975 yıllarında ebe ve hemşire okullarını birleştirmiş ve ebehemşire yetiştirme kararı almıştır. Ancak ebe-hemşire eğitiminden 2 yıllık uygulamadan sonra kısa sürede vazgeçilmiş ve yeniden ebe ve hemşire eğitimleri ayrılmıştır. 12 Köy Ebe Okullarının uygulamasına 1978 yılında son verilmiştir. 1978-1979 öğretim yılı sonunda çıkarılan Sağlık Meslek Liseleri yönetmeliği ile Sağlık Kolejleri, Sağlık Meslek Liselerine

dönüştürülmüş, bu okullara ortaokul mezunları alınmıştır. Sağlık Meslek Liseleri ne, ortaokul mezunu olan ya da ortaokulun son sınıfında bulunan öğrenciler başvurmuştur. Öğrencilerin okul kayıtlarının yapılabilmesi için: T.C. vatandaşı olmaları Eğitim ve öğretimi sürdürecek sağlığa sahip olmaları ve bunu sağlık kurulu raporu ile belgelemeleri Vücudunda her hangi bir özre sahip olmamaları Evli, boşanmış ya da nişanlı olmamaları Sabıka kaydı olmadığını belgelemeleri O yıl giriş sınavını kazanmış olmaları şartları getirilmiştir. 1985-1986 eğitim-öğretim yılında bu okullara ek olarak Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksek Okulları bünyesinde Ebelik Programları açılmıştır. Lise mezunu ya da meslek lisesi mezunu bayanların ÖSS sonucuna göre alındığı ön lisans ebelik programından mezun olan öğrencilere, ön lisans diploması ve sağlık teknikeri (Ebe) ünvanı verilmiştir. 1986-1987 döneminde de Sağlık Bakanlığı, liseyi bitiren kızların alındığı 1 yıllık ebelik kursları açmıştır ve buradan mezun olan meslek mensuplarına Sağlık Meslek Lisesi diploması vermiştir. Ancak kısa süre sonra bu kurslar da kapatılmıştır. 1992 yılında Sağlık Meslek Lisesi mezunu ebelere, Anadolu Üniversitesi Açık Öğretim Fakültesi bünyesinde, Sağlık Personeli Ön Lisans Ebelik Eğitimi başlatılmıştır. 1989-1990 dan itibaren de ebelik ve hemşirelik bölümlerine de diğer bölümlerde olduğu gibi gündüzlü öğrenci alınmıştır. Sağlık Meslek Liselerine 10 Eylül 1992 tarihinden itibaren Bakanlıkça öğrenci alınmayacağı ve böylece meslek liselerinin 3 yıl sonra kapatılacağı karara bağlanmıştır. Ayrıca 10 Ekim 1996 tarih 96/8655 sayılı kararı ile, bu karara ekli listede yer alan üniversitelere bağlı olarak sağlık yüksek okullarının kurulması kararlaştırılmış ve karar 2 Kasım 1996 tarih 22805 sayılı resmi gazetede yayınlanıp yürürlüğe girmiştir. Bu doğrultuda 1997-1998 eğitim ve öğretim yılında, sağlık yüksek okulları kurularak, bu okullar bünyesinde Ebelik Lisans Eğitimi ne başlanmıştır. 1.3.3. Ebenin Çalışma Alanları ve Ebeden Beklenen Roller Ülkemizde ilk olarak 1943 yılında Köy Ebeleri ve Köy Sağlık Memurları Teşkilatı yapılanmasına ilişkin kanunda ebelerin görevleri belirlenmiştir. Bu kanuna göre ebenin görevi: Doğum yardımını yapmak Gebenin sağlığını takip etmek Çocuk bakım işleri ile uğraşmaktır. Dünya Sağlık Örgütü (WHO) ve Uluslararası Ebe lik Federasyonu, ebelerden özellikle ana çocuk sağlığı alanında koruyucu roller beklemektedir. WHO nun sağlık 21 hedefleri, Münih deklarasyonuna göre ebenin rolleri şunlardır. Ebeler: Gebelik, doğum anı ve doğum sonrası dönemde bakım, eğitim, kontrol yapabilmeli Doğum yönetim sorumluluğunu alabilmeli Yeni doğan bebeğin bakımını verebilmeli Koruyucu önlemler alarak, anne ve bebekte oluşabilecek riskleri tanılayabilmeli ve tıbbi yardım sağlayabilmeli Kadına, aileye ve topluma sağlık eğitimi uygu layabilmedir. 13

Uluslararası Ebeler Konfederasyonu (ICM), ebelerin çalışma alanlarına ve hizmetlerine yönelik olarak pek çok ça lışma yapmıştır. 1986 da başlayan bu çalışmalar sonucunda kadın sağlığı ve ebelik vizyonu, etik kodlar, ebelik uygulamaları belirlenmiştir. ICM e göre ebeliğin gelecekteki vizyonu: Ebeler, ebelik bakımına gereksinim duyan tüm kadınlara ihtiyaç duydukları her yerde bakım sağ larlar. Ebeler eğitimleri sayesinde bakımlarında yet kili ve niteliklidirler. Ebeler, kadın ve ailesi nin tüm gereksinimlerini sağlayan ekibin değerli ve otonom bir üyesidirler. Ebeler uygulama standartları, bireysel yeterli likleri, etik kodlar, sürekli kalite değerlendirme ve geçerli kredilendirme sistemlerini içeren kendi hü kümetlerinin uygulamalarından haberdardırlar. Ebelik eğitimini, ebenin bulunduğu kırsal ve kentsel her alanda ihtiyaçlara göre çekirdek müf redata dayalı olarak çeşitli yollarla verebilirler. Ebeler kendi gelişimleri ve eğitimlerinde pratik yapmalıdırlar. Ebeler güvenli annelik ve innatal dönem bakı mında uzmanlığının farkında olmalıdırlar. Ebeler kadınların ve ailelerinin topluma daya lı primer sağlık bakımı da dahil olmak üzere gele cekteki sağlık bakımını tayin etmede anahtar bir rol oynarlar. Ebeler, ebelik uygulamalarının; hükümetçe düzenlenmesi, yükseltme ve güçlendirme koşulları, yetkilendirme gibi parçalarının bir bütünüdürler. Ebeler toplum için, ebelik bakımını geliştirme ve geçerli hale getirmede politikalar hazırlar ve araştırmalara katılırlar. Ebeler, menstrüasyon, gebelik, doğum ve me nopozun normal yaşam dönemleri olduğuna ve bu dönemlerde nadiren tıbbi gelişim gerektiğine inanırlar. Ebeler, sağlık bakım sistemine bir kadın bakış açısı getirmek üzere kadınlarla birlikte çalışırlar. 14

Etik kodlar ICM tarafından ebeler için uluslararası etik kod lar 1993 de hazırlanmıştır. Bu kodlar ebelik üzerine odaklanmakta ve ka dın sağlığı amaçlarına uygun olarak eğitim, uygu lama ve araştırma rollerinden oluşan 4 bölümden oluşmaktadır. Bunlar: Ebelikte kişilerarası ilişkiler Ebelik uygulaması Ebelikte profesyonel sorumluluk Ebelerin bilgi ve uygulamalarını geliştirmedir. Ebelikte Kişilerarası İlişkiler Ebeler doğru bilgilendirilmiş bir kadının seçim lerine saygılıdır. Her seçimin sonuçlarının sorumlu luğunu kadının kabul etmesini destekler. Ebeler kadınlarla çalışır. Bakımları hakkındaki kararlarında aktif katılım sağlamak için doğrularını destekler. Ebeler kadınlarla birlikte sağlık hizmetleri için kadınların ihtiyaçlarını belirlemede bürolar kurarlar. Ebeler profesyonel rollerinde meslektaşlarını desteklerler ve bunu devam ettirirler. Ebeler, diğer sağlık personeliyle çalışır, konsül te eder ve bakım için kadının ihtiyacı olduğunda gerekli önerilerde bulunarak yeterliliklerini arttırırlar. Ebeler, mevcut çatışmaların çözümünü ara mak için aktif olarak, uygulama alanlarında bağımsızlaşmak gerektiğini anlar. Ebe bir birey olarak bütünlüğünün korunma sı, kendine saygı, moral değerleri korumak üzere sorumluluk sahibidir. Ebelik uygulaması Ebeler bazı kültürlerde zararlı uygulamaları ortadan kaldırmak üzere çocuk sahibi olan aileler ve kadınlara bakım sağlar. Ebeler kadınları toplumların doğru beklentile rine karşı cesaretlendirir. Ebeler tüm çevre kültürlerde güvenli doğum uygulamalarını geliştirmek için profesyonel bilgileri ni kullanırlar. Ebeler kadınların psikolojik, fiziksel, emosyonel ve spirutual (manevi, tinsel) gereksinimlerinden so rumludur. Ebeler, diğer sağlık profesyonelleri, aileler ve kadınların yaşam dönemlerinde sağlığın yükseltil mesinde etkin rol modeli gibi davranırlar. Ebeler, ebelik eğitimi ile kişisel, entelektüel ve profesyonel gelişimlerini bütünleştirirler. 15

Ebelerin Profesyonel Sorumlulukları Ebeler hastaların kişisel bilgilerini ve haklarını korurlar. Ebeler kadınların bakımları ile ilgili olarak aldıkları ka rarları, eylemleri ve sonuçlarından sorumludurlar. Sağlık hizmetlerinde kadınların bireysel istek leri, ebelerin ahlaki değerlerine ters düşerse bu is teklerini reddedebilirler. Ebeler etik ve insan haklarında şiddetin yok edilmesi çalışmalarına katılırlar. Ebeler kadın sağlığı ve çocuk sahibi olan ai lelerin sağlığının yükseltilmesi için sağlık politikaları nın geliştirilmesine katılırlar. Ebelik Bilgi ve Uygulamalarının Geliştirilmesi Ebeler birey olarak kadın haklarının korunma sı için uygulamalara bağlı ebelik bilgisini geliştir mekten sorumludurlar. Ebeler araştırma ve incelemelerle ebelik bilgi sini geliştirir ve paylaşırlar. Ebeler, ebelik öğrencileri ve ebelerin formal eğitimine katılırlar. Ülkemizde anne ve çocuk sağlığının kontrolünü ve etkin izle mini sağlamak üzere araştırmalar yapılması, bilimsel bilgi üretiminin artırılması, yasal boşlukların giderilmesi, bağımsız çalış ma koşullarının geliştirilmesi, politik karar verme mekanizmalarının güçlendirilmesi, mesleki örgüt ve birlik oluşturma çalışmalarının artırılması, di ğer mesleki örgütlerle işbirliği yapılması ve en önemlisi de lisansüstü/doktora çalışmaları aracılığı ile ebelik eğitiminin nitelik ve niceliğinin artırılması son derece önemlidir. 16

ÖZET Bir toplumun yapısını yansıtan en temel göstergelerden biri nüfusun eğitim ve kültür durumudur. Eğitim insanın kişiliğini farklılaştırır. Bu farklılaşma eğitim sürecinde kazanılan bilgi, beceri, tutum ve değerler yoluyla gerçekleşir. Formal ve informal olmak üzere iki tür eğitimden söz edilebilir. Formal eğitim amaçlıdır. Sürecin belli aşamalarında ve sonunda değerlendirme işlemi yer alır. İnformal eğitim ise, yaşam içinde kendiliğinden oluşan bir süreçtir. Yükseköğretim, eğitim sisteminin en üst kademesini oluşturur. Yükseköğretim kurumları, bir ülkenin kalkınması için gerekli olan ve mesleki donanımı en iyi derecede sağlanmış insan gücünün yetiştirilmesinde önemli rol oynar. Yaygın eğitim ise örgün eğitim sistemine hiç girmemiş bu sistemin herhangi bir kademesinde bulunan ve bu kademelerin birinden ayrılmış olan kişilere, ilgi ve gereksinim duydukları alanlarda yapılan eğitimdir. Ebelik mesleği dünyanın en eski mesleklerinden birisidir. İnsanlığın varolduğu günden beri ihtiyaç duyulan ebelik, 19. yüzyılda meslek haline gelmiştir. Türkiye de ebelik mesleği; Osmanlı İmparatorluğu döneminde ebelik ve Türkiye Cumhuriyetinden günümüze kadar olan dönem içinde ebelik olmak üzere iki dönemde halinde incelenebilir. Ebeler özellikle doğum, kadın sağlığı ve üreme sağlığı konularında bilgi ve beceriye sahip sağlık per soneli olarak; ana ve çocuk sağlığının geliştirilmesi, korunması ve yükseltilmesinde çok önemli roller üstlenmişlerdir. 17

KAYNAKÇA Arslan, H.: Ebenin Çalışma Alanları ve Ebeden Beklenen Hizmetler. Hemşirelik Forumu. Eylül Aralık, İstanbul, 2005. Aydın, R., Şenses, M.: 19. Yüzyılda Osmanlı da Ebelik. Hemşirelik Forumu, Mayıs-Haziran- Temmuz-Ağustos, 2006. Ayhan, H.: Eğitim Bilimine Giriş. Şule Yayınları, İstanbul, 1995. Başar, E.: Eğitim Sosyolojisi. Eser Matbaası, Samsun, 1994. Başaran, İ.E.:. Yargıcı Matbaası, Ankara, 1996. Başaran, İ.E.: Eğitime Giriş. Kadıoğlu Matbaası, Ankara, 1994. Beydilli, E.D.: Ebeliğin Dünü ve Bugünü. Alter Yayıncılık, Ankara, 2007. Eren, N., Uyer, G.: Sağlık Meslek Tarihi ve Ahlakı. Hatipoğlu Yayınevi, Ankara, 1993. Fidan, N., Erden, M.: Eğitime Giriş. Alkım Yayınları, İstanbul, 2001. Hesapçıoğlu, M.: Öğretim İlke ve Yöntemleri. Beta Basım Yayım Dağıtım, İstanbul, 1994. Okçabol, R.: Halk Eğitimi (Yetişkin Eğitimi). Der Yayınları, İstanbul, 1994. Öztürk, H.: Eğitim Sosyolojisi. Hatipoğlu Yayınları, Ankara, 1993. Şentürk, S.E.: Ebe ve Hemşirelik Mesleğinin Tarihsel Gelişimi. Tıbbi Etik ve Meslek Tarihi, 1995. Tezcan, M.: Eğitim Sosyolojisi.Zirve Ofset, Ankara, 1994. Varış, F.: Eğitim Bilimine Giriş. Atlas Kitabevi, Konya, 1994. 18

SORULAR 1. Aşağıdakilerden hangisi okul dışında verilen formal eğitimin özelliklerinden değildir? a. Kısa sürelidir b. Yaşlara göre gruplama yapılmaz c. Her zaman yapılır d. İhtiyaç duyuldukça yapılır e. Belli konularla sınırlandırılmaz 2. Aşağıdakilerden hangisi informal eğitim için yanlıştır? a. Gözlem ve taklit öğrenmenin kilit noktasıdır b. Yaşam içinde kendiliğinden oluşan bir süreçtir c. Zararlı alışkanlıklar edinilebilir d. Planlı olarak yapılır e. Hiç biri 3. Ülkemizde Milli eğitim Bakanlığı na bağlı olarak 4-6 yaş grubu çocuklara eğitim veren okul aşağıdakilerden hangisidir? a. Ana sınıfları b. Ana okulları c. Kreşler d. Çocuk yuvası e. Gündüz bakım merkezi 4. Aşağıdakilerden hangisi Milli Eğitim Temel Kanununa göre yaygın eğitimin genel amaçlarından değildir? a. Çağımızın, bilimsel, teknolojik, iktisadi, sosyal ve kültürel gelişmelerine uyumlarını sağlayıcı eğitim imkanları hazırlamak, b. Toplu yaşama, dayanışma, yardımlaşma ile birlikte çalışma ve örgütlenme anlayış ve alışkanlıklarını kazandırmak, c. İktisadi gücün artırılması için, gerekli beslenme ve sağlıklı yaşama şekli ve usullerini benimsetmek, d. Boş zamanları iyi bir şekilde değerlendirme ve kullanma alışkanlıklarını değerlendirmek, e. Çeşitli mesleklerde çalışmakta olan bireylerin, hizmet içinde ve mesleklerinde gelişmeleri için gerekli bilgi ve becerileri kazandırmaktır. 19

5. Aşağıdakilerden hangisi eğitim kurumlarının dil, ırk, cinsiyet ve din ayrımı gözetmeksizin herkese açık olması ilkesidir? a. Yöneltme ilkesi b. Eğitim görme hakkı ilkesi c. Genellik ve eşitlik ilkesi d. Fırsat ve imkan eşitliği ilkesi e. Süreklilik ilkesi 1-c 2-d 3-b 4-d 5-c 20