CONSEIL DE L'EUROPE AVRUPA KONSEYİ AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ İKİNCİ DAİRE TOK VE DİĞERLERİ - TÜRKİYE DAVASI (Başvuru no:37054/03, 37082/03, 37231/03 ve 37238/03 ) KARARIN ÖZET ÇEVİRİSİ STRAZBURG 20 Kasım 2007 İşbu karar AİHS nin 44 2. maddesinde belirtilen koşullar çerçevesinde kesinleşecek olup bazı şekli düzeltmelere tabi olabilir. 1
USUL Türkiye Cumhuriyeti aleyhine yapılan ve 37054/03, 37082/03, 37231/03 ve 37238/03 numaralı başvuruların nedeni dört T.C. vatandaşı İsa Tok, Şerif Tuncer, Seyit Ahmet Köymen ve İsa Şahin in (başvuranlar) Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ne (AİHM) 7 Kasım 2003 tarihinde Temel İnsan Hakları ve Özgürlüklerini güvence altına alan Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi nin (AİHS) 34. maddesi uyarınca yapmış olduğu başvurudur. Başvuranlar Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) önünde Balıkesir barosu avukatlarından E. Erbulun tarafından temsil edilmektedir. OLAYLAR 1. DAVANIN KOŞULLARI Başvuranlar sırasıyla 1965, 1969, 1964 ve 1968 doğumlu olup Balıkesir de ikamet etmektedirler. Olayların meydana geldiği dönemde başvuranlar Balıkesir Gölcük Belediyesi nde (İdare) memur olarak görev yapmaktaydılar. 18 Aralık 1999 tarihinde kaynak yetersizliği nedeniyle iş sonu tazminatı ödenmeksizin başvuranlar işten çıkarılmıştır. Başvuranlar tazminat alabilmek amacıyla dava açmıştır. Sındırgı İş Mahkemesi 18 Ekim 2001 (Ş.Tuncer ve S.A.Köymen için) ve 29 Kasım 2001 tarihlerinde almış olduğu dört kararla (İ.Tok ve İ.Şahin için) yasal faiziyle birlikte İdarenin başvuranlara iş sonu tazminatı ödemesine karar vermiştir. Mahkeme tarafından ödenmesi kararlaştırılan (TL.) meblağların Euro olarak yaklaşık karşılığı ve dağılımı şu şekildedir: - İ. Tok için 6.185.584.743 TL (4.800 Euro); - Ş. Tuncer için 4.757.954.933 TL (3.300 Euro); - S.A. Köymen için 4.697.641.877 TL ( 3.250 Euro); - İ. Şahin için 6.005.985.591 TL (4.650 Euro); Bu miktarlara işten çıkarılma tarihi olan 18 Aralık 1999 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere yasal faiz eklenmiştir. Taraflar temyize gitmediklerinden 19 Kasım 2001 ve 19 Ocak 2002 tarihlerinde kararlar nihai hale gelmiştir. 7 Nisan 2002 de Gölcük Belediyesi aldığı bir kararla taşınır ve taşınmaz malları da dahil olmak üzere tüm mal varlığını ve kira gelirlerini kamu yararına kullanmak için tahsis etmiştir. Başvuranlar alacakları için 30 Nisan 2002 tarihinde icra takibi başlatmışlardır. İdarenin kimi taşınır ve taşınmaz mallarına ve banka hesaplarına ihtiyati haciz konmuştur. İdare 24 Mayıs 2002 tarihinde Sındırgı İcra Mahkemesi nde haciz kararının iptali istemiyle dava açmıştır. 2
İcra mahkemesi 19 Aralık 2002 tarihinde İdarenin talebini yerinde bularak ihtiyati haciz kararını iptal etmiştir. Mahkeme, 1580 sayılı Belediyeler Kanunu na göre kamu hizmeti veren bir belediyenin mallarının hacize konu olamayacağına karar vermiştir. Yargıtay 17 Nisan 2003 tarihinde İcra Mahkemesi nin kararını onamıştır. İdare 15 Ocak 2007 tarihinde Balıkesir Valiliği ne gönderdiği bir yazıyla sözkonusu tazminatlara değin yükümlülüklerini yerine getirecek yeterli kaynaklara sahip olmadığını, başvuranların talebi doğrultusunda sözkonusu ödemeleri mümkün olan en kısa zamanda gerçekleştireceğini belirtmiştir. Dosyada yer alan unsurlardan, 9 Haziran 2007 tarihi itibarıyla hiçbir ödemenin yapılmadığı anlaşılmaktadır. HUKUK I. DAVALARIN BİRLEŞTİRİLMESİ Başvuruların olaylara ve esasa ilişkin benzer yanlar taşıdığı dikkate alındığında, AİHM başvuruların birleştirilerek tek bir başlık altında incelenmesine karar vermiştir. II. KABULEDİLEBİLİRLİĞE DAİR Hükümet, başvuranların, ihtiyati haciz kararı çıkarmadan önce Belediye nin mallarını kamu kullanımına tahsis etmesi kararına karşı dava açmaları gerektiği cihetle, AİHS nin 35/1. maddesinde yer alan iç hukuk yollarının tüketilmediğini savunmaktadır. Hükümet idarenin sözkonusu tazminatı ödemeye hazır olduğunu fakat başvuranların bu yönde bir talepte bulunmadıklarını ifade etmektedir. Başvuranlar bu görüşe karşı çıkmaktadır. AİHM, demokratik bir toplumun temel ilkelerinde biri olan hukukun üstünlüğü ilkesinin AİHS nin tüm maddelerinin ayrılmaz bir parçası olduğunu ve devletin ve/veya kamu erkinin aleyhlerinde alınmış bir hükme veya karara uyma yükümlülüğünü getirdiğini vurgulamaktadır (Bkz. Belvedere Alberghiera S.r.l.-İtalya kararı, no: 31524/96, Amuur-Fransa kararı, 25 Haziran 1996). AİHM bu başvuruda iç hukuktaki yargının başvuranların işine son veren İdareyi tazminat ödemeye mahkum ettiğini hatırlatmaktadır. Taraflar temyize gitmediklerinden bu kararlar nihai hale gelmiştir. Başvuranlar daha sonra İdarenin karşı çıkmasıyla sonuçsuz kalan icra takibini başlatmışlardır. Kendilerinden makul olarak yapmaları beklenecek girişimleri yapan başvuranlara, bütün bu yaptıklarının haricinde bir de kesinleşmiş bir kararın ifasını yani ödemenin yapılmasını sağlamak için idari bir süreç başlatmadıkları için suçlanamazlar (Bkz. mutatis mutandis Tunç-Türkiye kararı no: 54040/00). Hükümetin itirazı kabul edilmemektedir. Hükümet ikinci olarak başvuranların gecikmeli olarak başvuruda bulunduklarını belirtmektedir. İç hukuktaki nihai karar Yargıtay ın 17 Nisan 2003 tarihli kararıdır, oysa başvurular altı aydan fazla geçen bir sürenin ardından 7 Kasım 2003 tarihinde yapılmıştır. 3
Başvuranlar bu hususa karşı çıkmaktadır. AİHM, yerleşik içtihadına göre ara ve nihai kararın infazının veya herhangi bir hükmün «davanın» bütünleyen bir parçası olarak sayılması gerektiğini hatırlatmaktadır (Bkz. sözü edilen Hornsby kararı). AİHM, İcra dairesinin 5 Kasım 2003 tarihinde düzenlediği resmi evraka göre İdare nin nihai hale gelen yargı kararlarından doğan yükümlülüklerini halen yerine getirmediğini tespit etmektedir. Başvuranlar 7 Kasım 2003 tarihinde Mahkeme ye başvurmakla AİHS nin 35/1. maddesinde öngörülen koşulu yerine getirmişlerdir. Hükümetin itirazı reddedilmektedir. AİHS nin 35. maddesinin 3. paragrafı çerçevesinde başvuruların dayanaktan yoksun olmadığını kaydeden AİHM, ayrıca başka açılardan bakıldığında da kabuledilemezlik unsuru bulunmadığını tespit eder. Bu nedenle başvurular kabuledilebilir niteliktedir. III. EK 1 NO LU PROTOKOL ÜN 1. MADDESİ NİN İHLAL EDİLDİĞİ İDDİASI HAKKINDA Başvuranlar, kesinleşmiş yargı kararlarıyla İdare tarafından kendilerine ödenmesi gereken gelen iş sonu tazminatlarının ödenmemesi nedeniyle mülkiyet haklarına riayet edilmediğinden şikayetçi olmakta, bu bağlamda Ek 1 no lu Protokol ün 1. maddesini ileri sürmektedirler. Hükümet davanın esası hakkında görüş bildirmemiştir. AİHM bundan önce de bu başvurudakine benzer sorunları ortaya koyan davaların ele alındığını ve bunların Ek 1 no lu Protokol ün 1. maddesinin ihlali ile sonuçlandığını kaydetmektedir (Bkz. Bourdov-Rusya kararı no: 59498/00, Romachov-Ukrayna kararı no: 67534/01 27 Temmuz 2004; sözü edilen Tunç kararı, Kuzu-Türkiye kararı no: 13062/03 17 Ocak 2006). AİHM ye göre talep edilebilirliği yeterince ispat edildiği takdirde bir «alacak» Ek 1 no lu Protokol ün 1. maddesi çerçevesinde bir «mülk» oluşturabilmektedir (Bkz. Stran ve Stratis Andreadis Yunan Rafinerileri-Yunanistan kararı, 9 Aralık 1994). AİHM, başvuranların Sındırgı İş Mahkemesi tarafından 18 Ekim 2001 ve 29 Kasım 2001 tarihlerinde alınan kararlar uyarınca talep edilebilir alacakları olduğunu gözlemlemektedir. Taraflarca bir başvuruda bulunulmadığından mahkemenin bu kararları kesin hüküm haline gelmiş ve bir icra süreci başlatılmıştır. Başvuranlar açısından en azından 9 Haziran 2007 ye kadar sözkonusu mahkeme kararının ifasının sağlanamaması, Ek 1 no lu Protokol ün 1. maddesinin ilk paragrafının ilk cümlesinde ifadesini bulan mülkiyet haklarına yönelik bir müdahaledir (Bkz. mutatis mutandis sözü edilen Bourdov kararı). AİHM, özellikle Devletin bir kurumunun yargı kararıyla kesinleşmiş borcunu ödememek için kaynak yetersizliği bahanesini öne süremeyeceğini hatırlatmaktadır. Bu başvuruda nihai olarak kesinleşen yargı kararlarına uygun gerekli önlemleri almayan ulusal merciler Ek 1 no lu Protokol ün 1. maddesinin anlamını ortadan kaldırmışlardır. Sonuç olarak, Ek 1 no lu Protokol ün 1. maddesi ihlal edilmiştir. 4
IV. AİHS NİN 41. MADDESİ NİN UYGULANMASI A. Maddi ve manevi tazminat Başvuranlar aşağıda belirtilen miktarlarda maddi zarara uğradıklarını ileri sürmektedir: - İ. Tok için 27.587 YTL [yaklaşık 15.500 Euro]; - Ş. Tuncer için 23.479 YTL [yaklaşık 13.250 Euro]; - S.A. Köymen için 22.519 YTL [yaklaşık 12.700 Euro]; - İ. Şahin için 30.085 YTL [yaklaşık 16.950Euro]; Başvuranların her biri ayrıca maruz kaldıkları manevi zarar için 10.000 YTL (yaklaşık 5.600 Euro) talep etmektedir. Hükümet bu miktarlara karşı çıkmaktadır. AİHM ilgili ekonomik verilerin ışığında izleyen miktarlarda maddi tazminat ödenmesini kararlaştırmıştır. - İ. Tok için 14.300 Euro; - Ş. Tuncer için 11.200 Euro; - S.A. Köymen için 11.000 Euro; - İ.Şahin için 13.900 Euro; Bu meblağ, başvuranların, iç hukukta talep ettikleri ve bu davada ele alınan ödenmemiş alacaklarının nihai olarak hallini teşkil edecektir. (Bkz. Dildar-Türkiye kararı, no: 77361/01). Manevi tazminat konusunda, AİHM başvuranların iç hukukta sonuç alabilmek için bekledikleri uzun süre nedeniyle zarar gördüklerini düşünmektedir. Bu çerçevede hakkaniyet uygun olarak, her birine 1.000 Euro manevi tazminat ödenmesini kararlaştırmıştır. B. Yargılama masraf ve giderleri Başvuranlar yargı giderleri hususunda takdiri AİHM ye bırakmıştır. AİHM, başvuranların kanıtlayıcı hiçbir belge sunmaması doğrultusunda bu yönde bir ödeme yapılmasını gerekli görmemektedir. C. Gecikme faizi AİHM, Avrupa Merkez Bankası nın marjinal kredi kolaylıklarına uyguladığı faiz oranına üç puanlık bir artışın ekleneceğini belirtmektedir. BU GEREKÇELERE DAYALI OLARAK, AİHM, OYBİRLİĞİYLE, 1. Başvuruların birleştirilmesine; 2. Başvuruların kabuledilebilir olduğuna; 3. AİHS ye Ek 1 no lu Protokol ün 1. maddesi nin ihlal edildiğine; 5
4. a) AİHS nin 44. maddesinin 2. paragrafı gereğince kararın kesinleştiği tarihten itibaren üç ay içinde, ödeme tarihindeki döviz kuru üzerinden Yeni Türk Lirası na çevrilmek üzere ve her türlü vergi ve kesintiden muaf tutularak Savunmacı Hükümet tarafından: i. maddi tazminat olarak: - İsa Tok için 14.300 (on dört bin üç yüz) Euro; - Şerif Tuncer için 11.200 (on bir bin iki yüz) Euro; - Seyit Ahmet Köymen için 11.000 (on bir bin) Euro; - İsa Şahin için 13.900 (on üç bin dokuz yüz) Euro; ii. başvuranların her birine manevi tazminat olarak 1.000 (bin) Euro ödenmesine; b) Yukarıda belirtilen üç aylık sürenin sona erdiği tarihten itibaren ödemenin yapılmasına kadar, Avrupa Merkez Bankası nın o dönem için geçerli olan marjinal kredi kolaylığı oranının üç puan fazlasına eşit oranda basit faiz uygulanmasına, 5.Adil tatmine ilişkin diğer taleplerin reddine; KARAR VERMİŞTİR. İşbu karar Fransızca olarak hazırlanmış ve AİHM nin iç tüzüğünün 77. maddesinin 2. ve 3. paragraflarına uygun olarak 20 Kasım 2007 tarihinde yazıyla bildirilmiştir. 6