Bölüm 20. İşsizlik ve İstihdam. (Unemployment and Employment)



Benzer belgeler
Chapter 15. Para, Faiz Oranları ve Döviz Kurları. Slides prepared by Thomas Bishop. Copyright 2009 Pearson Addison-Wesley. All rights reserved.

M2 Para Tanımı: M1+Vadeli ticari ve tasarruf mevduatları (resmi mevduatlar hariç)

İşsizlik Çeşitleri, Para Kavramı. Spor Bilimleri Anabilim Dalı

PARANIN ÖZELLİKLERİ, PARA ÇEŞİTLERİ VE EMİSYON REJİMLERİ

Chapter 9. Ticaret Politikasının Araçları. Slides prepared by Thomas Bishop. Copyright 2009 Pearson Addison-Wesley. All rights reserved.

SORU SETİ 11 MİKTAR TEORİSİ TOPLAM ARZ VE TALEP ENFLASYON KLASİK VE KEYNEZYEN YAKLAŞIMLAR PARA

Servet değer biriktirme araçlarının tümüne (tahvil, bono, hisse senedi, ev, arsa vb. verilen bir isimdir.

Ekonomi II. 19.Para ve Bankacılık. Doç.Dr.Tufan BAL. Not:Bu sunun hazırlanmasında büyük oranda Prof.Dr.Tümay ERTEK in Temel Ekonomi kitabından

DERS NOTU 09 DIŞLAMA ETKİSİ UYUMLU MALİYE VE PARA POLİTİKALARI PARA ARZI TANIMLARI KLASİK PARA VE FAİZ TEORİLERİ

Chapter 9. Ticaret Politikasının Araçları. Slides prepared by Thomas Bishop. Copyright 2009 Pearson Addison-Wesley. All rights reserved.

Rezerv para Rezerv Parasal taban Parasal Parası AKTİF: PASİF: Rezerv para Parasal Taban, Merkez Bankası Parası

ÜNİTE:1. Para ve Finansal Sistem ÜNİTE:2. Mali Varlık Fiyatlarının Belirlenmesi ÜNİTE:3. Finansal Kurumlar ve Piyasalar ÜNİTE:4

Chapter 9. Ticaret Politikasının Araçları (devam. 2. Kısım) Slides prepared by Thomas Bishop

Doç.Dr.Gülbiye Y. YAŞAR

Makro İktisat II Örnek Sorular. 1. Tüketim fonksiyonu ise otonom vergi çarpanı nedir? (718 78) 2. GSYİH=120

Ekonomi II. 20.Para Teorisi ve Politikası. Doç.Dr.Tufan BAL. Not:Bu sunun hazırlanmasında büyük oranda Prof.Dr.Tümay ERTEK in Temel Ekonomi kitabından

PARA POLİTİKASI AMAÇLARI VE ARAÇLARI TÜRKİYE UYGULAMASI

DR. Caner Ekizceleroğlu

FİNAL ÖNCESİ ÇÖZÜMLÜ DENEME PARA VE BANKA SORULAR

Bölüm 1. Para, Banka ve Finansal Piyasaları Neden Öğrenmeliyiz?

PARA VE BANKA I.BÖLÜM. PARANIN TEMEL KAVRAMLARI ve TARİHSEL GELİŞİMİ

Uluslararası Tarım ve Gıda Politikası II

İçindekiler kısa tablosu

1 MAKRO EKONOMİNİN DOĞUŞU

Kamu bütçesi, Millet Meclisi tarafından onaylanıp kanunlaşan ve devletin planlanan gelir ve harcamalarını gösteren yıllık bir programdır.

FİNAL ÖNCESİ ÇÖZÜMLÜ DENEME MALİYE POLİTİKASI 1 SORULAR

MAKROİKTİSAT BÖLÜM 1: MAKROEKONOMİYE GENEL BİR BAKIŞ. Mikro kelimesi küçük, Makro kelimesi ise büyük anlamına gelmektedir.

TÜRKİYE CUMHURİYET MERKEZ BANKASI LİKİDİTE DESTEĞİ KREDİSİ YÖNETMELİĞİ

Bölüm 1 Firma, Finans Yöneticisi, Finansal Piyasalar ve Kurumlar

Para talebi ekonomik bireylerinin yanlarında bulundurmak istedikleri para miktarıdır. Ekonomik bireylerin para talebine tesir eden iki neden vardır;

Plan Ödemeler Dengesi, tanım, kapsamı Ana Hesap Grupları Cari Denge, Sermaye Hesabı Dengesi Farklı Ödemeler Dengesi Tanımları Otonom ve Denkleştirici

ONDOKUZUNCU BÖLÜM ULUSLARARASI EKONOMİVE ULUSLARARASI FİNANSMAN

IS-MP-PC: Kısa Dönem Makroekonomik Model

Finansal Piyasalar ve Bankalar

FİNANSAL HESAPLAMALAR

BÖLÜM I MAKROEKONOMİYE GENEL BİR BAKIŞ

TARIM ÜRÜNLERİ TİCARETİNİN ULUSLARARASI BOYUTU

Finansal Piyasa Dinamikleri. Yekta NAZLI

Chapter 9. Ticaret Politikasının Araçları (devam) Slides prepared by Thomas Bishop. Copyright 2009 Pearson Addison-Wesley. All rights reserved.


Bölüm 1 (Devam) Finansal Piyasalar & Kurumlar

A İKTİSAT KPSS-AB-PS / Mikroiktisadi analizde, esas olarak reel ücretlerin dikkate alınmasının en önemli nedeni aşağıdakilerden

Para Arzı. Dr. Süleyman BOLAT

PARA VE KAMBİYO YASASI. 38/1997 Sayılı Yasa

Sayı : 38/1997. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhuriyet Meclisi aşağıdaki Yasayı yapar:

Chapter 15. Para, Faiz Oranları ve Döviz Kurları. Slides prepared by Thomas Bishop. Copyright 2009 Pearson Addison-Wesley. All rights reserved.

KÜÇÜK İŞLETMELERDE FİNANSMAN İŞLEVİ VE YENİ FİNANSAMAN YÖNTEMLERİ. Öğr. Gör. Aynur Arslan BURŞUK

TARIM ÜRÜNLERİ TİCARETİNİN ULUSLARARASI BOYUTU

Prof. Dr. Güven SAYILGAN Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi İşletme Bölümü Muhasebe-Finansman Anabilim Dalı Öğretim Üyesi

VII PARA, BANKA VE MALÝ PÝYASALAR

2018/1. Dönem Deneme Sınavı.

ÖDEMELER BİLANÇOSU VE DENGESİ

Ekonomi II. 21.Enflasyon. Doç.Dr.Tufan BAL. Not:Bu sunun hazırlanmasında büyük oranda Prof.Dr.Tümay ERTEK in Temel Ekonomi kitabından

FİNANSAL SİSTEM VE FİNANSAL PİYASALAR

ÜNİTE 4: FAİZ ORANLARININ YAPISI

Chapter 18. Sabit Döviz Kurları ve Döviz Piyasası Müdahalesi. Slides prepared by Thomas Bishop

iktisaoa GiRiş 7. Ürettiği mala ilişkin talebin fiyat esnekliği değeri bire eşit olan bir firma, söz konusu

Doç.Dr.Dilek Seymen DEÜ.İİBF İktisat Bölümü

BİRİNCİ BÖLÜM TÜRKİYE EKONOMİSİNE PANORAMİK BAKIŞ...

Dış Ticaret Politikası. Temel İki Politika. Dış Ticaret Politikası Araçları Korumacılık / İthal İkameciliği

9. DERS : IS LM EĞRİLERİ: MALİYE VE PARA POLİTİKALARI

gerçekleşen harcamanın mal ve hizmet çıktısına eşit olmasının gerekmemesidir

M1 = Nakit + Vadesiz Mevduat + Diğer Çek Yazılabilir Mevduat (16.1)

Güncellenmiş Faiz Dersi

Ekonomi II. 23.Uluslararası Finans. Doç.Dr.Tufan BAL. Not:Bu sunun hazırlanmasında büyük oranda Prof.Dr.Tümay ERTEK in Temel Ekonomi kitabından

Piyasa Türleri. Nihai Mal Piyasaları Reel Kesim. Üretim Faktör Piyasaları Reel Kesim. Para ve Sermaye Piyasaları Finansal Kesim

Chapter 15. Para, Faiz Oranları ve Döviz Kurları (devam) Slides prepared by Thomas Bishop. Copyright 2009 Pearson Addison-Wesley. All rights reserved.

Rakamlarla 2011'de Türkiye Ekonomisi

1 İKTİSAT İLE İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR

Finansal Yönetim Yabancı Kaynak Maliyeti. Arş. Gör. Yasin Erdem ÇEVİK Gazi Üniversitesi İİBF İşletme Bölümü. Finanslama Politikası

FİNANSAL SERBESTLEŞME VE FİNANSAL KRİZLER 4

Merkez Bankası 1998 Yılı İlk Üç Aylık Para Programı Gerçekleşmesi ve İkinci Üç Aylık Para Programı Uygulaması

Standart Ticaret Modeli

Bölüm 1. Paranın Tanımı ve İşlevleri. 1.1 Para Tanımı

T.C. ZİRAAT BANKASI A.Ş. Banka Bonosu İhracı Tanıtım Sunumu. Hazine Yönetimi Genel Müdür Yardımcılığı Finansal Piyasalar Bölüm Başkanlığı

5.21% -11.0% 25.2% 10.8% % Eylül 18 Ağustos 18 Eylül 18 Ekim 18 AYLIK EKONOMİ BÜLTENİ ÖZET GÖSTERGELER. Piyasalar

Finansal Sistem ve Bankalar. 1. Bankacılık İşlemleri ve Banka Türleri. 2. Dünya da ve Türkiye de Bankacılığın Gelişimi

İÇİNDEKİLER BÖLÜM 1: EKONOMİ İLE İLGİLİ DÜŞÜNCELER VE TEMEL KAVRAMLAR...

TOPLAM TALEP I: IS-LM MODELİNİN OLUŞTURULMASI

YATIRIM. Ders 19: Menkul Kıymet Analizi. Bahar 2003

DÜNYA TARIM ÜRÜNLERİ TİCARETİ

Chapter 9. Ticaret Politikasının Araçları (devam. 2. Kısım) Slides prepared by Thomas Bishop

DERS İÇERİĞİ. Para-Banka Teori ve Politikası. Zorunlu DERS HEDEFİ

İKTİSAT ANABİLİM DALI ORTAK DOKTORA DERS İÇERİKLERİ. Dersin Adı Kod Yarıyıl T+U AKTS. Dersin Adı Kod Yarıyıl T+U AKTS. Dersin Adı Kod Yarıyıl T+U AKTS

Para Piyasasında Denge: LM (Liquit Money) Modeli

/ 77 TÜRK PARASI KIYMETİNİ KORUMA HAKKINDA 32 SAYILI KARARDA YAPILAN DEĞİŞİKLİKLER


T.C. ZİRAAT BANKASI A.Ş. 173 Gün Vadeli Banka Bonosu Ve 383 Gün Vadeli Tahvil İhracı Tanıtım Sunumu

KURUMLAR KISA ÖZET KOLAYAOF

Dersin Planı (Bu ders sunumunun hazırlanmasında büyük ölçüde Nevzat Güran ve Sadık Acar ın ders notu ve kitaplarından yararlanılmıştır)

FİNANSAL PİYASALAR VE KURUMLAR. N. CEREN TÜRKMEN

Çankaya Üniversitesi-İİBF Bahar Yarıyılı. Dr. Ahmet OZANSOY


İÇİNDEKİLER SUNUŞ İÇİNDEKİLER BİRİNCİ BÖLÜM KALKINMA VE FİNANS

FİBA EMEKLİLİK VE HAYAT A.Ş. LİKİT ESNEK EMEKLİLİK YATIRIM FONU NA AİT PERFORMANS SUNUŞ RAPORU

OSMANLI YATIRIM MENKUL DEĞERLER A.Ş. E-ŞUBE DE BONO İŞLEMLERİ

GENEL DEĞERLENDİRME TÜRKİYE CUMHURİYET MERKEZ BANKASI

SERMAYE PİYASALARI VE FİNANSAL KURUMLAR

CARİ AÇIK NEREYE KADAR?

Vahap Tolga KOTAN Murat İNCE Doruk ERGUN Fon Toplam Değeri ,49 Fonun Yatırım Amacı, Stratejisi ve Riskleri

Transkript:

Bölüm 20 İşsizlik ve İstihdam (Unemployment and Employment) Doğal işsizlik oranı (Natural Unemployment Rate): Reel GDP potansiyel GDP ye eşit olduğu durumda (ekonominin durgunluk ya da canlılık halinde olmadığı zaman) var olan işsizlik oranı. Konjonktürel işsizlik (Cyclical Unemployment): Doğal işsizlik oranından yüksek olan işsizlik oranı, ekonomik durgunluktan ötürü karşılaşılan işsizlik. Friksiyonel işsizlik (Frictional unemployment): Bir ekonomide insanların kısa dönem yaşadıkları iş veya yer değiştirmelerinden ötürü ya da iş hayatına yeni girmesinden ötürü geçişten dolayı sebep oldukları işsizlik. Yapısal işsizlik (Structural unemployment): Yapısal problemlerden ötürü uzun vadeli işsizlik. İşsizlik nasıl Ölçülür? (How Is Unemployment Measured?) Çalışmak isteyen fakat iş bulamayan herkes işsizdir. Para karşılığı çalışan herkes iş sahibidir. İşgücü (Labor force): Çalışan ve işsiz olan herkes. Çalışma yaşındaki nüfus (Working-age population): Çalışma yaşına gelmiş ve çalışmak için bir engeli olmayan nüfus. Yarım zamanlı işçi (Part-time worker): Haftada 1-34 saat arası çalışan işçi. Labor Force Participation Rate: İşgücü katılım oranı Employment to Population Ratio: İş sahibi nüfus oranı İşsizlik oranı= İşsizler / İşgücü İşgücü katılım oranı = İşgücü / Çalışma yaşındaki nüfus İş-sahibi nüfus oranı= İş sahibi / Çalışma yaşındaki nüfus 1

Aggregate hours: Belirli bir zaman aralığında tüm çalışanların çalıştığı saat miktarı. İşsizliğin Doğası (The Nature of Unemployment) Job losers: iş kaybedenler. Job leavers: iş bırakanlar. New entrants: işe yeni başlayanlar. Job vacancies: İşyerinde boş pozisyonlar. Seasonal unemployment: Mevsimsel işsizlik. 2

İşsizlik ve İstihdam Trendlerini Açıklamak (Explaining Unemployment and Employment Trends) Emek Talep Eğrisi (Labor demand curve): Her olabilir ücrette firmaların almak istedikleri emek miktarını gösteren aşağı doğru eğimli eğri. Emek Arz Eğrisi (Labor supply curve): İşçilerin her olabilir ücrette arz etmek istedikleri emek miktarını gösteren yukarı eğimli eğri. (Real Wage) Reel Ücretler= Ücretler / fiyat seviyesi (= wage / price level) Neden işsizlik oranı sıfırdan büyüktür? Emek arz ve talebi eğrilerinde işsizlik hakkında eksik bir nokta var. Bu noktalar da job rationing ve job search ile aşılmıştır. Job Rationing: Reel ücretlerin gereğinden daha yüksek olmasından ötürü arz edilen emek ile talep edilen emek arasındaki farktan doğan işsizlik. Ücretlerin denge ücretlerinden yüksek olmasının sebepleri: 1. Minimum wage (asgari ücret): Daha düşüğünün ödenmesi kanunsuz olan ücretler. 2. Insider: Firmada çalışıp ödemeler maaşı üzerinde söz sahibi olabilen kimse. 3. Outsider: Firma için çalışmayan fakat daha düşük ücretle çalışmaya razı olmasına rağmen işi alması zorlaştırılan kimse. 4. Efficiency wages: İşçilerin verimliliğini arttırmak için denge ücretlerinden yüksek ödenmiş ücretler. Stochastic equilibrium and Job search The Effect of Taxes Policy Implications Genç İşsizlik oranı Ailesi ile yaşayan gençler oranı 3

4

Ortalama ücret oranı olarak asgari ücret Ücretlere vergi oranları Bölüm 21 Üretkenlik ve Ekonomik Büyüme (Productivity and Economic Growth) Bir saatlik çalışma ile elde edilen çıktıdaki büyüme oranı 5

Son 300 yıldaki Ekonomik Büyüme ZAMAN ARALIĞI SAATLİK ÇALIŞMADA REEL GDP NİN ARTIŞI 1700-1785 0 1785-1820 1 / 2 1820-1890 1 1 / 2 1890-1996 2 1 / 4 Emek artışı GDP arttırır ama birim zamandaki GDP büyüme oranını arttırmaz. Bu değişim için sermayedeki artış ile teknolojideki ilerleme incelenmelidir. Sermaye, birim zamanda üretilmiş GDP yi daha fazla araç gereç vererek arttırır, fakat bu birim zamanda meydana gelen üretimdeki artışın hepsini açıklayamamaktadır. Teknoloji bu açıklanamayan kısımda rol oynamıştır. Basit bir Model: Varsayım: Reel GDP veya çıktı sadece emeğe bağımlı olsun Y=F(L) Bir ürünün üretildiğini düşünelim. Şekil 23.1 Çıktı ile girdinin ilişkisini özetlemektedir. Bu basit ekonomide çıktı nasıl olacaktır? İç Karartıcı Bilim Azalan getiriler kanunu (Diminishing Returns): Diğer bütün değişkenleri sabit tutmak kaydıyla, sürekli bir girdinin kullanımını arttırmanın git gide her birim girdi için üretilmiş çıktının miktarının düşeceği durumdur. olarak 18 ve 19 yüzyıllarda ekonomi bu modele uygundu. Geçim çizgisi (Subsistence Line): Yaşamak için gerekli minimum veya en az miktarı gösteren doğru. Geçim çizgisinin üstündeki noktalar, toplumda yaşamak için yeterli olandan fazla çıktıyı temsil etmekte, bu çizginin altındaki noktalarda ise toplumu doyurmaya yetmeyecek kadar çıktıyı temsil etmektedir. Fazla çıktı olduğunda toplumdaki insan sayısı artacak, az çıktı olduğunda insan sayısı azalacaktır. Malthus ile Ekonominin geleceğini açıklamaya çalıştı. Malthus dengesi: Nüfus artışının tüketilebilecek gıda miktarına göre olduğunda, uzun dönemde ulaşılan üretimin ancak insanların karnını doyurmak için yeterli miktarda olduğu durum. Uzun dönemde ekonomi bu dengede kalıyor, sonsuza kadar. Iron Law of wages: ücretlerin her zaman geçim seviyesinde olacağı tahmini. Sonuç: Malthus un tahmin ettiği gibi çıkmadı. II. Varsayım: Real GDP emeğe ve sermayeye bağımlı Y=F(L,K) Çıktı, emek miktarı artmasa dahi sermaye arttırarak yükseltilebilir. Kısacası aynı sayıdaki işçi ile daha yüksek üretim olabilir. Şekilller 6

Sermaye için de azalan getiriler kanunu mevcuttur. Şekil 23.6 Eksik bir değişken var, çünkü emek ve sermayenin azalan verimler göstermesini bekliyorduk ama öyle olmadı. Emek, Sermaye ve Teknoloji Reel GDP; emek, sermaye ve teknolojiye bağımlı Y=F(L,K,T) Teknoloji: Eldeki sabit miktarda sermaye ve emek ile çıktıyı arttıran her şey. (Genelde teknoloji=bilgi) Teknoloji sadece yeni keşifler demek değildir, teknoloji yeni organizasyon şemaları da olabilmektedir ya da işte ihtisaslaşma olabilmektedir. Labor-saving technological change: Emek tasarruf edici teknolojik değişim Capital-saving technological change:sermaye tasarruf edici teknolojik değişim Division of labor: İş bölümü Learning by doing: tecrübe dereke öğrenme. İnsan Sermayesi (Human capital): İşçilerin verimliliğini arttıran birikmiş eğitim ve tecrübeler Patent: Kaşife 17 yıl boyunca keşfinin kullanılması için bütün hakların verilmesi Rekabetsiz (Nonrivalry): Bir insanın artan tüketiminin diğer insanların tüketimi için kullanılabilir miktarı düşürmeyen bir durum. Dışlanamaz (Nonexcludability): Başka insanların tüketimini engelleyemeyeceğiniz mal veya hizmet. Teknolojiyi üretilebilir bir mal gibi düşünürsek, Rekabetsiz ve Dışlanamaz özellikleri vardır. Entelektüel telif hakları (Intellectual property laws): Fikirleri ve keşifleri koruyan mülkiyet hakları. 7

Türkiye de Entelektüel telif hakları Trabzon Patent ofisine yapılan başvurular -Hakiki Laz Icatlari 1. Su geçirmez havlu 2. Güneş enerjisiyle çalışan fener 3. Camlı denizaltı kapısı 4. " Okuma Öğreniyorum " Kitabi 5. Şişirilebilir Dart Tahtası 6. Sözlük indeksi 7. Helikopterler için fırlatma koltuğu 8. Sutozu (süttozu gibi) 9. Pedalla çalışan tekerlekli sandalye 10. Su geçirmez poşet çay Büyüme hesaplama formülü: Real GDP nin artışının ne kadarı sermaye artışından ne kadarı da teknoloji değişiminden olduğunu gösterir. Saatlik calismada 1 Saatlik calismada = ( reel GDPdeki buyume 3 sermayedeki ) buyume (1) (2) (3) ZAMAN ARALIĞI (1) (2) (3) 1955-1975 2.0 0.7 1.3 1975-1995 0.7 0.5 0.2 Teknoloji Politikası Teknolojideki + ( ) buyüme Eski Sovyetlerdeki büyüme tablosu: ZAMAN ARALIĞI (1) (2) (3) 1971-1975 4.5 3.0 1.5 1976-1980 3.3 3.9-0.6 1975-1995 2.7 3.5-0.8 Teknolojik gelişme için neler yapılabilir. İnsan sermayesine yatırım yapılabilir, bunu da eğitim çok iyi sağlar. Araştırma ve geliştirmeye daha çok önem verilebilir. Araştırma ve Geliştirme (Research and development, R&D): Araştırma ve geliştirme aktiviteleri daha ileri bilgi ve yeni ürün geliştirmeleri için yapılır. R&D harcamaları. Devlet vergide indirim yaparak teknolojik gelişmeyi destekleyebilir. Bölüm 22 Para Sistemi ve Enflasyon 8

Basit bir Ekonomi: Yaşamak için herkes ürettiği malı takas yapıyor (The Monetary System and Inflation) Balıkçı Atıfcan Çiftçi Veli Ayakkabıcı Schumacher Bıçakçı Mustafa Bir günlük üretimler: 1 elbise= 2 çift ayakkabı= 1 bıçak= 10 kg buğday= 20 balık Takas, değiş-tokuş, trampa (Barter): Alış-verişte para yerine mal değişimi. İsteklerin uygunluğu (Coincidence of wants): Para olmayan bir sistemde gerekli olan koşul. Ticaretin olması için istenileni almaya razı ve bunun karşılığında istenileni vermeye razı birinin bulunması gerekmektedir. Bu toplum yıllarca mutlu bir hayat sürdükten sonra bir sabah Schumacher bir kabusla uykusundan uyandı. Rüyasını hatırlamamasına rağmen canı feci şekilde balık istiyordu. Atıfcan a koştu üretiği formula 1 ayakkabıları için ton balığı istedi. Fakat Atıfcan ayakkabı değil buğday istiyordu ve buna karşılık balık verebileceğini söyledi. Aynı şekilde bu ekonomide o gün herkeş farklı şeyler istiyorlardı. Aşağıda bunların listesi mevcuttur: Atıfcan buğday istiyor ve balık vermeye hazır. Veli elbise istiyor ve buğday vermeye hazır Schiffer bıçak istiyor ve elbise vermeye hazır Mustafa ne olursa alıp bıçaklamaya hazır Bu durumda Schumacher ne yapmalı? Schumacher Mustafa Schiffer Veli Atıfcan Ayakkabı bıçak elbise buğday balık Efsaneler der ki: O gün anlaşıldı ki hayat bir yoldur ve yürümekle aşınmaz...ve ömür biter yol bitmez. Terzi Schiffer Bunun üzerine köyün bilgesi Birtaş a (Einstein) gidip bu soruna çözüm istediler. Birtaş 40 gün 40 gece düşündü, bildiği bütün masalları tekrar okudu ve şu sonuca vardı: Her şey görelidir (relativistik) ve madde enerjidir. E=mc 2 formülüne göre elimizdeki malları ilk önce enerjiye çevirirsek daha sonra bu enerjiyi ihtiyacımız olan mala çevirebiliriz. Ama kâhinler bu teknolojinin ancak 9829 yılında keşfedileceğini söyledikleri için şimdilik bu enerjinin yerine altın kullanın dedi ve herkesten üretmiş olduğu malı aldı bunun için her birine 20 Cumhuriyet altını verdi. Buna ilaveten malların fiyatlarını aşağıdaki gibi koydu ve alışverişleri süpermarkette yapmalarını söyledi. Akşam olunca da Bilge Birtaş tekrar herkese 20 altın vermek üzere altınları topladı. 1 elbise= 2 çift ayakkabı= 1 bıçak= 10 kg buğday= 20 balık= 20 altın Balıkçı Atıfcan Çiftçi Veli Süpermarket Ayakkabıcı Schumacher Uzun yıllar insanlar bu yöntemi kullandılar ve bu işe kendilerini çok kaptırdılar. Bunun sonucu olarak çok para kazanmanın iyi bir şey olduğu ve çok paranın mutluluk getireceğini düşünmeye başladılar ve Bilge Birtaş tan kendilerine zenginlik getirecek yöntemleri sordular. Bilge Birtaş insanların araçla amacı birbirine karıştırdığını Bıçakçı Mustafa Terzi Schiffer görünce onlara bir ders vermek için herkesin elindeki altınları aldı ve herkese eşit miktarda 2000 altın dağıttı ve onlara supermarkete gidip alışveriş yapmalarını söyledi. Süpermarket: Balıkçı Atıfcan Çiftçi Veli Ayakkabıcı Schumacher Veli ve Schumacher her gün kol kola balık almaya giderlerdi. İkisi de bir önceki gün ürettikleri buğday ve ayakkabıların parası olan 20 altını alır ve ikisi de Atıfcan dan 10 balık buna ilaveten Mustafa dan 2 bıçak Bıçakçı alırlardı. Mustafa Akşam olunca da kendi ürünlerini satarlardı. O gün ikisi de 2000 altınla alışverişe gittiklerinde hiç beklemedikleri bir şey oldu. Eğer para miktarı yüz katına çıkarsa ne olur? Eğer para miktarı yüz katına çıkarsa, öteki koşullar değişmemek kaydıyla, bütün mal fiyatları ve parasal gelirlerde yüz katına çıkar, insanların kazandıkları gelirdeki bu değişme onların durumunu ne daha iyi yapar, ne de daha kötü. 9

TARTIŞMA SORULARI: "Para sevgisi tüm günahların kaynağıdır." (I Timothy 6:10). Bir ülkede parayı yasadışı sayan teokratik bir düzen kurulursa, sizce ulusal gelir bundan etkilenirmi? Emek verimliliği ne olur? HİPERENFLASYON 10

İktisat ilminin kurulduğu ilk yıllar olan 18 yy da, iktisatçılar ilk kapsamlı teorilerini geliştirirken ekonominin biri "gerçek-reel", öteki "parasal" olmak üzere iki kısma ayrılabileceğini kabul ettiler. Yaptıkları gözlemlere göre ekonominin gerçek sektöründe kaynakların dağılımı arz ve talep tarafından belirlenirken, kaynakların alternatif kullanımlar arasında dağılımı nispi fiyatlara bağlıdır. İlk iktisatçılara göre fiyat düzeyi ekonominin parasal sektöründe belirlenirdi ve sistem dengede iken ekonominin gerçek ve parasal kesimlerinin birbirleri üzerinde bir etkilerinin olmadığına inanılmaktaydı. Para miktarının parasal fiyat düzeyini etkilediğini, ancak ekonominin gerçek kesimi üzerinde bir etkisi olmadığını öne süren doktrine paranın tarafsızlığı (neutrality of money) deniyor, ilk iktisatçılar en önemli soruların-ekonomi ne kadar üretir? Toplumdaki gruplar bu üretimden ne kadar pay alırlar?-gerçek kesimde cevaplandırıldığına inandıklarından, paradan bir "örtü" olarak söz ettiler. Maddi refahı etkileyen gerçek olaylar o örtünün arkasında cereyan etmekteydi. Modern iktisatçılar, ilk iktisatçıların nispi fiyatların kaynakların dağılımının başlıca belirleyicisi olduğu ve para miktarının daha çok fiyatların mutlak düzeyini belirlediği görüşlerini hâlâ doğru bulmakta, fakat değişme etkisi olan bütün kuvvetlerin kendilerini tamamen ortaya koyduktan sonra yani uzun dönemde paranın tarafsızlığım kabul etmektedirler. Tarih Alınan toptan eşya fiyat endeksi (1913=1) Ocak 1913 1 Ocak 1920 13 Ocak 1921 14 Ocak 1922 37 Temmuz 1922 101 Ocak 1923 2,785 Temmuz 1923 74,800 Ağustos 1923 944,000 Eylül 1923 23,900,000 Ekim 1923 7,096,000,000 Kasım 1923* 750,000,000,000 Para nedir (What is money)? Para çeşitli şekillerde tanımlanabilir. Basit bir tanıma göre, "para dolaylı bir maldır". Fransız Raymond Barre'ın tanımına göre; "Para bir toplumda ödemelerde genel olarak kabul edilen, bir mübadele malıdır". B. Z. Sanus ise parayı şöyle tanımlar: "Para bağımsız satmalına gücü olan umumi bir mübadele aletidir". İş yapmak için insanların zenginliklerinden kullanabilecekleri her şey paradır. Kısacası mal ve hizmetlerin ödemesinde kullanımı kabul edilen her şey paradır. Alım-satım, tasarruf-yatırım, borç alma-borç verme gibi insanların birbiriyle iş yapmak için kullandıkları anlaşma para sistemidir. Bankalar, basılmış paralar bu sistemin bir parçasıdır. Mal ve değişim aracı olan para (Commodity money): Para dışı kullanımda da gerçek bir değeri olan mal. Sık kullanılan mal-para (commodity money) altın ve gümüş olmuştur, fakat bu malların arzının artması onların değerini düşürmüştür. Bir malın "mal para" olabilmesi bazı koşulları gerekli kılar: - Mal genel talebe konu olmalıdır, - Mal dayanıklı olmalıdır, - Mal kolay saklanmalıdır, - Malın bölünmesi kolay olmalıdır. Paranın üç Fonksiyonu (Three Functions of Money) 1. Değişim vasıtası (Medium of Exchange): Genel olarak ödeme vasıtası olarak kabul edilen her şey. Para mübadele aracıdır. Parası olan kimse istediği malı, istediği zaman istediği satıcıdan alır. Bunun için paranın genel kabul görmesi gerekir. Para olmazsa, uzmanlaşma ve işbölümüne dayalı olan ekonomik sistem işleyemez ve ilkel üretim ve değişim biçimlerine dönmek zorunda kalırız. Paranın insanın özgürlüğüne ve refahına katkıda bulunan büyük yeniliklerden biri olduğu kuşkusuzdur. Paranın değişim aracı işlevini etkin olarak yerine getirebilmesi için birçok özelliğinin olması gerekir. Kabul edilebilir olmalıdır. Ağırlığına göre değeri yüksek olmalıdır (aksi takdirde taşımak sorun olur). Bölünebilir olmalıdır, aksi takdirde küçük değer taşıyan alış verişlerde kullanılamaz. Kolayca taklidi yapılamamalıdır, aksi takdirde kolayca sahtesi yapılır, değerini kaybeder. 2. Kıymet birikimi (Store of Value): Bir zamandan diğerine alım gücünü taşıyan şey. Değer depolama aracı. Para kıymet biriktirir. Malları biriktirmek bozulmaya ve masrafa neden olur. Oysa para yardımı ile kıymetler kolayca biriktirilir. Para likit bir kıymet sembolüdür. Paranın kıymetleri biriktirme fonksiyonu paranın değerinin istikrarına sıkı sıkıya bağlıdır. Para satmalına gücü depolamanın uygun yoludur; mallar bugün satılabilir ve para gerek duyulana kadar saklanabilir. Para başkalarının mallan üzerinde gelecekte bir tarihte satın alabilme imkanı sağlar. Alış veriş işleminin iki yanı zaman bakımından ayrılır, bu özgürlüğü artırıcı bir olaydır. Ancak paranın tatmin edici bir değer 11

depolama aracı olabilmesi için nispeten istikrarlı bir değere sahip olması gerekir. Para kıymetleri kolayca nakleder. Para vasıtasıyla kıymetler mekan içinde kolayca taşınır 3. Hesap Birimi (Unit of Account): Fiyatların verilebileceği ve malların değerlerinin karşılaştırılabileceği standart birim. Para kıymet ölçer. Malların değeri para ile ölçülür. Ama metrenin uzunluk ölçtüğü gibi, para değer ölçmez. Paranın değeri de fiyatlar genel düzeyine bağlı olarak değişir. Fiyatlar yükseliyorsa, paranın değeri düşer. Paranın değerinin istikrarlı olması pek çok yarar sağlar. Para, kendisinin fiziksel bir varlığı olmasa da yalnızca hesaplama maksadıyla kullanılabilir. Para ertelenmiş ödemelerde bir standart olarak kullanılabilir. Gelecekte yapılacak ödemeler parayla hesaplanır. Burada para zaman boyutunun ilavesiyle hesap birimi olarak kullanılıyor, çünkü hesap ileriki bir tarihten önce görülmeyecektir. Her çeşitten mal şu ya da bu zamanda para olarak kullanılmış ve altınla gümüşün büyük üstünlüğü olduğu görülmüştür. Bunların arzları sınırlı olduğu için değerler yüksektir ve zenginler tarafından süs ve dekoratif eşya olarak sürekli talep edilirler. Ayrıca, kolay kolay yıpranmazlar. O nedenle fiyatları yüksek ve istikrarlıdır. Kolayca tanınırlar ve istikrarlı fiyatları nedeniyle kolay kabul görürler. Nihayet çok küçük birimlere bölünebilirler. Madeni paradan Kağıt paraya ve Mevduatlara (From Coins to Paper Money to Deposits) Mal paralarda olduğu gibi madeni paralar da bir çok sakıncalar gösteriyordu. Çünkü: - Madeni para çalınabilir, - Madeni para aşınır ve hile kaldırır, - Madeni paranın basımı masraflıdır, - Madeni para ağırdır. Kağıt para (Paper Money): Gerçek (eşya) değeri olmayan ve kağıttan yapılmış para. Altın standardı (Gold standard): Kağıt paranın değerinin altınla ilişkilendirildiği bir para standardı. Birinci ve ikinci dünya savaşı arasındaki dönemde dünyanın hemen hemen tüm ülkeleri altın standardını terk ettiler; artık paralan altına dönüştürülebilir (konvertibl) değildi. Yasayla herhangi bir değerli şeye dönüştürülebilir olmayan paranın kabul edilebilirliği kendi değerine bağlıdır. Bütün borçların ödenmesinde kabul edilmesi hükümet emriyle ilan edilen paraya fiat para denir. Enflasyon olmaması için ülkeler uzun yıllar boyunca paralarını bir değere bağladılar. Currency: Fiziki olarak mevcut olan bozuk ve kağıt para. Checking deposit: Çek yazılabilecek mevduat hesabı. Ufaklık (Madeni) Para Ufaklık para madeni paralardan oluşur. Ama paranın değeri ile madenin değeri arasında bağ yoktur. Türkiye'de bu tür parayı Maliye Bakanlığı darphanede basar ve Merkez Bankası tedavüle sürer. Ekonomideki ihtiyaca göre, metal para basımı yapılır. Türkiye'de toplam para miktarının % 5 kadarı ufaklık paradır. Kağıt Para Ülkemizde kağıt parayı T.C, Merkez Bankası tedavüle sürer. Kağıt parayı belirleyen ana faktörün ekonominin ihtiyacı olması gerekir. Ama kağıt para suistimallere müsait bir para olduğundan zaman zaman hazineye gelir sağlamada kullanılır. Türkiye'de para arzının % 35-40 kadarını kağıt para oluşturur. T.C. Merkez Bankası kağıt para emisyonu için aşağıda gösterilen değerleri karşılık alır: - Altın ve döviz, - Reeskont yolu ile bankalara kredi, - Bankalara tahvil karşılığı kredi, - KİT'lere avans, - Hazineye avans, -vb. 3. Kaydi Para (Banka Parası) "Çek ya da münakale emriyle (virment) kullanılabilen vadesiz alacaklı hesaba kaydi para denir". Bir ekonomideki kaydi para miktarını bulmak istersek, çekle kullanılabilen vadeli, alacaklı hesapların bakiyelerini toplamalıyız. Vadeli hesaplar, vadesinden önce kullanılamayacağından, kaydi para olarak görülmez. Bankalar müşterilerine alacaklı hesap açıp, açılan krediyi çek ve virmanla kullanma olanağı sağlayarak kaydi para yaratırlar. Banka sisteminin yarattığı kaydi para aşağıdaki Üstünlükleri gösterir: - Kaydi parayı çaldırmak ve kaybetmek tehlikesi yoktur, - Kaydi para tahsil ve ödemede kolaylık sağlar, - Kaydi para kalpazanlığı önler. Tarih sürecünde para türleri: 1. Mal-Para Para, trampanın zorluklarını aşmak üzere, değer-hesap birimi ve mübadele aracı olarak tarihi süreçte tedricen gelişirken karşılaşılan ilk form, mal-paradır. Bu uygulamada, uzunca bir dönem, çeşitli hayvanlar, deniz kabuğu, tuz gibi temel ihtiyaç maddeleri 1, vs; daha sonra altın, gümüş, platin vb değerli madenler para olarak kullanılmıştır. Değerli madenler, madenin mal şeklinde mütalaa edildiği-tartılarak değerinin belirlendiği külçe ve içerdiği maden miktarıyla nominal değeri eşit olan sikke biçiminde para işlevi görmüşlerdir. Üzerinde, içerdiği madenin değeri kaydedilmiş ilk madeni para, M.Ö. 2900 yılına aittir. Kıymetli madenlerin, birim para değerinin ifadesinde ölçüt olarak kullanılması, ABD $ nın altın konvertibilitesinin kaldırıldığı 1971 e kadar sürmüştür. 2. Temsili Paralar Değerli madenlerin muhafaza ve taşınmasındaki güçlükler yanında, ekonomik yapıların gelişmesi ve ilişkilerin karmaşıklaşması, değerli madenlere çevrilebilir temsili paralara ihtiyaç doğurmuştur. Başlangıçta % 100 altına çevrilebilir nitelikte olan temsili paralar, yerini, zamanla kağıt paraya bırakmıştır 2. Başlıcaları, tarihsel gelişim sürecine paralel olarak, altın ve gümüş sertifikaları, banknot, kağıt para ve ufaklık para şeklinde sıralanabilecek temsili paraların, ya kendiliğinden bir değeri yoktur ya da kendi değeri, nominal değerinin çok altındadır. Nitekim kağıt para, ihmal edilebilir bir basım maliyetine karşın, kaynağını onu çıkaran siyasi erkten alan bir değer taşır. 3. Kaydi Para/ Banka Parası/Mevduat Parası Kağıt para, onu çıkaran ve el değiştirmesine aracılık eden bir kurumsal yapı eşliğinde ekonomik yaşamın parçası olmuştur. Ellerinde hazır satınalma gücü bulundurmak isteyen bireyler, bunu, yanlarında nakit para tutarak yapabilecekleri gibi, bir ticari bankada vadesiz mevduat hesabı açma yolunu da seçebilirler. Zira, vadesiz mevduat, istenildiğinde nakit olarak çekilmekte ya da ödeme emri veya çek yazımı yoluyla efektif gibi likidite sağlayabilmektedir. Böylece para, banka hesaplarında kalmakta 1 Ayrıntı için bkz. Réne Sédillot, Dünya Ticaret Tarihi-Değiştokuştan Süpermarkete- (çev. E. N. Erendor), Cep Kitapları Y., İstanbul, 1983. 2 Günümüzde ulusal paralar, isimlerini, genellikle, ülkelerin geçmişteki uygulamalarına bağlı olarak, kullandıkları madenin cinsi, ağırlığı veya biçiminden almıştır. Mesela Hollanda Gulden I ve Polonya Zloty si kendi dillerinde altın anlamına gelir. Rupi, Urdu dilinde işlenmiş gümüş demektir. İngiliz Sterlini ve İtalyan Lireti, Latince de, bir ağırlık biriminin ismi olan pound dan gelmektedir. Peso ve Peseta da yine Latince ağırlık ölçüsü iken Mark, belli mikter altın ve gümüşü ifade eder. Yen ise, Japonca da yuvarlak anlamındadır. Steven Bell, and Brain Kettel, Foreign Exchange Handbook. London: Graham and Trotman, 1983, s. 3. 12

ama satınalma gücü, saklama, sayma, küsuratla uğraşma zahmetlerinden arınmış olarak dolaşmaktadır. Kaydi para ifadesi, işlemlerin, paraya dokunulmadan, banka kayıtlarındaki değişikliklerle, yapılmasını anlatmaktadır. Ticari bankalar, ayrıca topladıkları fonları, başkalarına kullandırmak suretiyle yeni ve ilave satınalma gücü yaratmakta; merkez bankalarının para basma rolüne ortak olmaktadırlar. 4. Para benzerleri Vadesiz mevduat kadar likiditesi olmasa da, değer saklama ve artırma amacıyla kullanılan ve nemasından vazgeçilince kağıt para ya da vadesiz mevduata dönüştürülerek likit hale getirilen, vadeli banka mevduatları, yatırım fonları, devlet tahvilleri vb enstrümanlardır. 5. Yeni Ekonomi-Yeni Para: Plastik Para, Sanal Para Bilgi-teknoloji odaklı global dönüşümün yeni binyıla doğru ortaya çıkardığı yeni sosyo-ekonomik yapı formu olarak yeni ekonomi de, en kritik sektörlerden biri, belki birincisi olarak para-finans, yeni enstrümanlarla değişimi yaşa(t)maktadır. Para Arzı Belli bir anda ekonomideki toplam para stokuna para arzı deniyor. İktisatçılar ve mali analistler birçok farklı para arzı tanımı kullanmaktalar. Genellikle para arzı tanımına dolaşımdaki para miktarı artı mali kurumların bazı mevduat tipleri giriyor. Tanımlardaki farklılık işte bu mevduatlardan hangisinin para arzı kapsamına alınacağı hangisinin alınmayacağı hususundan gelmektedir. Kapsamında bulundurduğu mevduat türü önem kazanan para arzı tanımı da önem kazanır. Para arzı (Money supply): Halkta ve mevduat hesaplarında tutulan para toplamı. Çeşitli para arzı ölçüleri mevcuttur ve bunlar içinde en dar kapsamlı olanı M1 dir. M1: Para + çek mevduat hesabı + yolcu çekleri = (Likid para miktarı) Saving deposit (Vadesiz-tasarruf mevduatı): Likid sayılabilecek fakat muamelelerde kullanımı zor hesap. Vadesiz mevduatta müşteri parasını istediği zaman çeker. Time deposit (Vadeli mevduat): Paranın belirli bir zaman hesapta durmasını gerektiren hesap. Vadeli mevduata faiz ödenir, yasal olarak para ancak belli bir sürenin geçmesinden sonra çekilebilir. Currency 396 M 1: Currency plus checking deposits 1,077 M 2: M l plus time deposits, savings deposits, and other deposits on which check writing is limited or not allowed 3,826 Kitapta bu noktadan bahsedilecek M=M1 olacak. Yukarıda verdiğimiz para arzı tanımı oldukça dar kapsamlıdır. Oysa, para arzı tanımı zamanla gelişmiştir. Bu gelişmelerde banka dışı mali sektörde hesaba katılmıştır. Bu gelişmelerde para arzı tanımları aşağıdaki şekli almıştır. ABD'de Para Arzı, 1989 (milyar $) (günlük rakamların yıllık ortalaması) NAKİT +$210 Vadesiz mevduat 287 Seyahat çekleri 8 Öteki çekle kullanılabilir mevduat 279 M1 $784 Gecelik yeniden alım anlaşmaları ve eurodolarlar +$74 Para piyasası tasarruf bakiyeleri 238 Para piyasası mevduat hesaplan 505 Tasarruf hesapları 433 Küçük denomination vadeli mevduat 1,019 M2 $3,053 M 1 = Nakit + Vadesiz mevduat M 2 = M 1 + Vadeli mevduat M 3 = M 2 + Bankaların dışındaki mevduat M 4 = M 3 + Mevduat sertifikalan M 5 = M 4 + Döviz mevduatları Para arzı bir ekonomideki para miktarıdır. Para arzı denildiğinde, yakardaki tanımlardan hangisinin anlatılmak istendiği belirtilmektetir. Büyük denomination vadeli mevduat +$531 Vadeli yeniden alım anlaşmaları 126 Vadeli Eurodolarlar 102 Kurumsal para piyasası tasarruf fonları 87 M3 $3,889 Kaynak: Economic Report of the Presıdent, 1989. Piyasada parayı yaratanlar (Creators of Money) Federal Reserve System (the Fed): ABD Merkez Bankası ve her merkez bankası gibi para arzında söz sahibi. Banka: Tasarrufçulara hesap açarak yatırımcılara borç veren ve böylece kaynakları yönlendiren aracı firma. Merkez Bankalarının Temel İşlevleri Banka nın temel amacı fiyat istikrarını sağlamaktır. Banka, fiyat istikrarını sağlamak için uygulayacağı para politikasını ve kullanacağı para politikası araçlarını doğrudan kendisi belirler. Temel amacı ile çelişmemek kaydıyla Hükümetin büyüme ve istihdam politikalarını destekler. Banka nın temel görevleri; - Açık piyasa işlemleri yapmak, - Hükümetle birlikte Türk Lirasının iç ve dış değerini korumak için gerekli tedbirleri almak ve kur rejimini belirlemek, - Zorunlu karşılıklar ve umumi disponibilite ile ilgili usul ve esasları belirlemek, - Reeskont ve avans işlemleri yapmak, - Ülke altın ve döviz rezervlerini yönetmek, - Ödeme ve menkul kıymet transferi ve mutabakat sistemleri kurmak ve bunların kesintisiz işlemelerini sağlamak, - Finansal sistemde istikrarı sağlayıcı ve para ve döviz piyasaları ile ilgili düzenleyici tedbirleri almak, - Mali piyasaları izlemektir. Banka nın temel yetkileri; - Türkiye de banknot ihracı imtiyazı tek elden Banka ya aittir. - Banka, Hükümetle birlikte enflasyon hedefini tespit eder, buna uyumlu olarak para politikasını belirler. - Banka, Kanunda belirtilen para politikası araçlarını kullanmaya, uygun bulacağı diğer para politikası araçlarını da doğrudan belirlemeye ve uygulamaya yetkilidir. - Banka, nihai kredi mercii olarak bankalara kredi verme işlerini yürütür. - Banka, mali piyasaları izlemek amacıyla bankalar ve diğer mali kurumlardan ve diğer kuruluşlardan gerekli bilgileri istemeye ve istatistiki bilgi toplamaya yetkilidir. 13

Banka nın başlıca müşavirlik görevleri; - Banka, Hükümetin mali ve ekonomik müşaviri, mali ajanı ve haznedarıdır. - Banka, finansal sistemle ilgili olarak istenilecek hususlarda Hükümete görüş verir, bankalar ve uygun göreceği diğer mali kurumlar hakkındaki görüşlerini ve tespitlerini Başbakanlık ile bu kurum ve kuruluşları düzenleme ve denetleme yetkisine sahip kuruluşlara bildirebilir. - Banka, Kanunla ve mevzuatla kendisine verilen yetki ve görevlerle ilgili olarak düzenlemeler yapmaya, bu düzenlemelere tabi kurum ve kuruluşlar nezdinde bunlara uygun hareket edilip edilmediğini ve kendisine gönderilen bilgilerin doğru olup olmadığını denetlemeye görevli ve yetkilidir. 14

Ticari Bankalar Modern ticari bankacılık sistemlerinin başlıca iki tipi vardır: birincisinde az sayıda banka vardır ve bunların her birinin çok sayıda şubesi bulunmaktadır; öteki ise birçok bağımsız bankadan oluşmaktadır. Bütün ticari bankaların birçok ortak yönleri vardır: müşterilerinin mevduatlarım tutarlar, belli mevduatların çekle hesaplar arasında transferine izin verirler, hane halklarına ve firmalara borç verirler ve devletin değerli kağıtlarına yatırım yaparlar. Bugünkü Türkiye'de mali sistemin yapılanması aşağıdaki gibidir. Türk Mali Sisteminin Yapısı 1. T.C. Merkez Bankası 2. Mevduat Bankaları a. Kamu Bankaları b. Özel Bankalar c. Yabancı Bankalar 3. Kalkınma ve Yatırım Bankaları 4. Mali Aracı Kurumlar a. Menkul Kıymetler Borsası Aracıları b. Bankerler c. Diğer Mali Kurumlar d. Sigorta Şirketleri e. Kredi Kooperatifleri Merkez Bankası Hazine İlişkileri Ülkemizde Hazine Genel Müdürlüğü, Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığına bağlıdır. Hazine devletin kasası konumundadır ve devlet bütçesinin uygulamasıyla ilgili işlemleri yapar. Yani devlet gelirlerini tahsil eder ve devlet harcamalarını öder. Hazine devlet gelir ve giderlerini yer ve zaman yönünden denkleştirmeye çalışır. Uygulamada Hazinenin tahsil ve ödemelerini yani veznedarlığını T.C. Merkez Bankası yapar. Para nakil işlemlerini de yine Merkez Bankası yapar. Devlet gelirleri ve giderleri yer ve zaman itibariyle denk olmadığında, Merkez Bankası Hazineye avans şeklinde kredi açar. Eğer Merkez Bankası avansları geri dönmezse, devlet harcamalarını para emisyonu ile karşılıyor demektir. Bu tür uygulamalar genellikle enflasyon yaratır. T.C. Merkez Bankası'nın Hazineye açacağı avansların miktarı bütçe ödeneğinin % 15'ini aşamaz. Bu avanslar için Hazine Merkez Bankası'na faiz öder. T.C. Merkez Bankası Hazinenin kasası ve saymanıdır, Hazinenin çıkardığı hazine bonosu ve tahvilleri piyasaya sürer. Bu borç senetlerinin faiz ve ana para ödemelerini yine Merkez Bankası yapar. Ticari bir Bankanın Bilançosu (The Balance Sheet of a Commercial Bank) Bankanın işlevini anlayabilmek için bir bankanın bilançosuna (Balance Sheet) bakmak gerekir. Bankbir in Bilançosu: AKTIFLER (ASSETS) PASIFLER (LIABILITIES) Borçlar (Loans) 70 Mevduat (Deposits) 100 Başlangıç durumu: Bono (Bonds) 20 Rezerv/mevduat= Rezervler 10 10 / 100=0.1 Varlık, aktif (Asset): Bir firma ya da kimse için sahip olunan değerli olan bir şey. Borç, pasif (Liability): Bir firma ya da kimsenin başkasına borçlu olduğu değerli olan bir şey. Rezerv: Bankaların Merkez Bankasında tuttukların teminat (mevduat). Yasal karşılıklar oranı, gerekli rezerv oranı (Required reserve ratio): Bütün mevduatlar içinde MB bulunması gereken miktar. Rezerv=(gerekli rezerv oranı) x mevduat Reserv=(reserve ratio) x deposits Borçlar (Loan): Bir firma ya da kimsenin bankaya borç para karşılığı verdiği ve faiz getirisi olan varlıklar. Bono, tahvil (Bond): Bir firma veya devlet tarafından tespit edilmiş bir gelecekte bono sahibine belli bir miktar para ödenmesi taahhütnamesi. Bankalar olmadan yatırım ve tasarruf etmek daha zor olacaktı. Para Yaratmada Bankaların Rolü (The role of Banks in Creating Money) Bir ekonomiye para yaratmak için MB ve bankalar birlikte rol oynayabiliyorlar. Herkesin parasını mevduat hesabında tuttuğunu varsayalım. 1. MB Bankbir da kendisine ait tahvil aldı ve bunun karşılığında MB daki bankanın rezervini arttırdı (20$ oldu). AKTIFLER (ASSETS) PASIFLER (LIABILITIES) Borçlar (Loans) 70 Mevduat (Deposits) 100 Yeni durumu: Bono (Bonds) 10 Rezerv/mevduat= Rezervler 20 10 / 100=0.1 2. Bankaların bulundurması gereken rezerve oranı 0.1=%10 bu yüzden fazla rezerv olan 10$ bir getirisi olmadan duracağına faizle borç verilebilir. Bankbir UNO ya 10$ borç verir. Bu borç para UNO DOS a ödeme yapıncaya kadar hesapta kalır. DOS un bankası Bankiki olduğu için ödeme yapılınca Bankbir rezervi 10$ düşer ve Bankiki nin rezervi 10$ artar. AKTIFLER (ASSETS) PASIFLER (LIABILITIES) Borçlar (Loans) 80 Mevduat (Deposits) 100 Borç verildi Bono (Bonds) 10 Rezerv/mevduat= Rezervler 10 10 / 100=0.1 3. Bankiki de DOS un mevduatı 10$ arttı fakat bu 10 doların hepsini Bankiki tekrar borç veremiyor. Ancak 9 dolarını borç verebiliyor. Ekonomiye katkısı aşağıdaki tablodaki gibi oluyor: 15

MEVDUATLAR BORÇLAR REZERVLER Bankiki 10.00 9.00 1.000 Banküç 9.00 8.10 0.900 Bankdört 8.10 7.29 0.810 Bankbeş 7.29 6.56 0.729 Bankaltı 6.56 5.90 0.656 Bankyedi 5.90 5.31 0.590 Banksekiz 5.31 4.78 0.531 Bankdokuz 4.78 4.30 0.430 Bankon 4.30 3.87 0.387 Final 100.00 90.00 10.00 1 1 Mevduat = ( ) reservler = 10 = 100 = g. oran 0.1 Para arzını kontrol etmek Para ve Mevduatlar M CU D r BR = para arzı =(bozuk +kağıt) para = deposit = MB daki rezerv = Gerekli rezerv oranı (How the Fed Controls the Money Supply: Currency Plus Deposits) M=CU+D BR=r D Para Mevduat oranı (Currency to deposit ratio): Cepteki para mevduattaki para Para ile Mevduatlar = k CU=k D Para tabanı: MB=CU + BR Para Çarpanı M=CU+D= kd+d=(1+k)d MB=CU + BR= kd+rd=(k+r)d M ( + k) = 1 : para çarpanı, devletin para arzını kontrol etmesi için bir araç MB (r + k) 16

Nominal GDP ve para arzı arasında bir ilişki vardır. Quantity equation of money: Para miktarındaki büyüme ve Enflasyon Money supply x velocity=price level x real GDP MV=PY V= Nom GDY M V (velocity): ekonomide paranın ne kadar hızlı devir ettiğine ya da paranın hızına dair bir ölçü. Bir birim paranın hazır mallardan almak için kaç kere kullanıldığını ölçüyor. Para arzı ve enflasyon arasında sıkı bir ilişki var. Inflation + real GDP growth = money growth + velocity growth Phillips Cuve: Enflasyon ve işsizlik arasındaki ilişkiyi gösteren eksi eğimli ilişki. Kısa vadede geçerli olabilmektedir. Kısa dönemde niye böyle bir ilişki olabilmektedir? Beklenmedik bir para arzı reel ücreti düşürür, bu da emek talebi yaratır. 17

Enflasyon belirsizlik yaratır ve yatırımları çok etkiler. Inflation tax: Quiz: sayda 396 soru 3 Bölüm 29: Uluslararası Ticaretten Sağlanan Kazançlar (The Gains from International Trade) Günümüzde, ülkeler birbirleriyle ilişkilerinde ticaretle ilgili engelleri kaldırmaya çalışmakta ve bu amaçla bazen serbest ticaret bölgeleri oluşturmakta ya da özel anlaşmalar yapmaktadırlar. Uluslararası ticaret (International Trade): Farklı ülkelerdeki insan ve firmaların ticareti. Antalya limanı ile Marsilya limanı arasında yapılan ticaret uluslararası ticarettir. Fakat Antalya limanı ile Ankara arasında yapılan ticaret ülke içinde yapılan ticaret sayılmaktadır. Bu iki ticaret arasındaki en belirgin fark ülke içi ticarette serbestlik varken (ki bir zamanlar böyle değildi) ülkeler arasındaki ticarette büyük sınırlamalar olabilmektedir. Bu sınırlamaların sebebi ise ülkenin menfaatlerini koruyan ülke kanunları ya da bağımsız (sovereign) hükümetlerdir. Ticaret ve Egemenlik (Trade and Sovereignty) Son 30 yıl içinde uluslararası ticaret arttı. Bunun sebepleri? 1. Ulaşım ve haberleşme hizmetlerinin kalitesi ve hızı bu artışta etkili oldu. 2. Devletler bu ticareti teşvik etmeye başladılar. (Free trade area oluştu) Merkantilistlere Saldırı (The Attack on Mercantilism) Merkantilism (Merchantilism): 18 yy da popüler olan bir ekonomik görüş (düşünce biçimi). Buna göre bir ülkenin zenginliği ithalata göre ihracatın ne kadar çok olduğuna bağlıdır. Bu görüş sonucu ülkelerde değerli metal birikimi olmuştur. İhracat (Export): Mal ve hizmetlerin yurt dışına satışı İthalat (Import): Mal ve hizmetlerin yurt dışından alınması Net ihracat (Net Export): İhracat ithalat Tarif (Tariff): İthalata konan devlet vergisi Adam Smith: Ülkenin zenginliği 1. ülkedeki insanların gelirleri ve bu gelirle ne kadar çok tüketebilmelerine bağlıdır. 2. yönetici ve asillerin altın veya değerli metal zenginliğine bağlı değildir. 3. ticaretten kazanılmaktadır. Ticaretten amaç ise ithal etmektir, çünkü ancak bu insanların yaşam standardını değiştiriyor. İhracat ise ithal edebilmek için yapılmaktadır. 4. (Free trade) serbest ticarete bağlıdır. 18

Serbest ticaretten kazancın sebepleri: 1. Var olan malların değişiminden kazanılan karşılıklı kazanç 2. Artan rekabet 3. İş bölümü-emek ihtisaslaşması (Division of Labor) 4. Farklı ülkelerdeki kaynak ve yeteneklerin daha iyi kullanılması Karşılaştırmalı Üstünlük (Comparative Advantage) Bir ülkedeki insanların başka ülkelerdeki insanlarla ticaret etmelerine izin vererek nasıl zenginleştiğini göstermek için kullanılan teori mevcuttur. (David Ricardo) Mutlak üstünlük (Absolute Advantage): Bir kişi veya ülkenin, başka bir kişi veya ülkeye göre bir malın üretiminde daha verimli olması. Karşılaştırmalı üstünlük (Comparative Advantage): Bir kişi veya ülkenin, başka bir kişi veya ülkeye göre bir malın üretiminde başka bir malın üretimine göre daha verimli olması. Rose ve Sam örneği: Karşılaştırmalı Program yazma Satış Comp. Adv. üstünlüğü bulurken insan veya ülkelerin sadece bir işi ne oranda iyi yaptığına bakıyoruz. Kısacası Rose Çok İyi İyi Program karşılaştırmalı üstünlük kişinin hangi işi daha iyi yaptığını söylüyor. Rose programlama işini daha iyi yapıyor bu yüzden karşılaştırmalı Sam Yok İdare eder Satış üstünlüğe sahip. Sam satış işini daha iyi yapıyor bu yüzden karşılaştırmalı üstünlüğe sahip. Abs. Adv. Rose Rose İşçinin günlük üretimi Eczacılık Elektronik US 6 3 Kore 1 2 Fırsat Maliyeti (Opportunity cost): Bir şeyin seçilmesinden ötürü ikinci iyi seçeneği seçmemekten ötürü meydana gelen kayıp. İlgilenilen maldan bir adet daha fazla almak için diğer maldan feda edilen miktar. (Göreli maliyet) Rose program yazmayı seçerek iyi miktarda satış yapmayı fırsat maliyeti olarak kabul etmiştir, fakat satış yapmayı seçseydi fırsat maliyeti çok iyi program yazmak olacaktı. Fırsat maliyeti bize karşılaştırmalı üstünlük tespitinde yardımcı oluyor. Kişiler veya ülkeler düşük fırsat maliyetine sahip oldukları üretimi seçmektedirler. Aynı şekilde nispi verimlilik (üretim oranları) de aynı tanımda faydalı olabiliyor. Bu sayı bir kişi için düşük verimliliğe sahip olduğu mal üretimi 1 olacak şekilde sayıların aşağı ya da yukarı oranlanması ile elde edilir. Karşılaştırmalı Üstünlük kanununa göre ülkeler başka ülkelere göre daha ucuz göreli maliyet göreli maliyete sahip oldukları malı üretip ihraç ederler. 1. A ülkesi B ülkesine göre bir ürünün üretiminde karşılaştırmalı üstünlük sahibidir eğer A ülkesinin üretiminde (B ülkesine göre) fırsat maliyeti daha düşükse. Bunun sonucu olarak diğer üründe karşılaştırmalı üstünlük sahibi değildir (comparative disadvantage). 2. Fırsat maliyeti iki ürünün göreli maliyetlerine bağlıdır, mutlak üstünlük konusuna bağlı değildir. 3. Bütün ülkelerde fırsat maliyeti eşitse, karşılaştırmalı üstünlük yoktur. İhtisaslaşma ve ticaretten bu durumda kâr yapma imkanı yoktur. 4. Eğer iki ülkede fırsat maliyeti farklı ise ve iki ülke de aynı iki ürünü üretiyorlarsa her zaman için uygun tekrar dağıtım ile her iki ürünün üretimini arttırma imkanı vardır. Karşılaştırmalı üstünlük bulmanın başka bir yöntemi en yüksek mutlak üstünlük sahibi ile en düşük mutlak üstünlüğü olmayanın (absolute disadvantage) sahibine bakmaktır. Örnek: Mutlak üstünlük? Karşılaştırmalı üstünlük? Fırsat Maliyeti? İşçilerin görüşleri ne olur? Uluslararası ticaret öncesi Nisbi Fiyatlar ne olur? İşçinin günlük üretimi Eczacılık Elektronik US 6 3 Kore 1 2 US te nispi fiyat= 2 Aşı/TV Eczacılık Elektronik US 100 200 Kore 150 75 Uluslararası ticaret sonrası Nisbi Fiyatlar ne olur? US Kore Eczacılık Elektronik Ticaret hadleri (Terms of trade): Bir ülkenin bir birim ihraç ettiği mal için elde ettiği ithal mal miktarı. =Nispi fiyat Karşılaştırmalı Üstünlük ve Ticaretten Kazanç Ticaretten kazanç (Gains from trade): Mal ve hizmetlerin değişiminden ötürü gelir, üretim ve tatminde meydana gelen artış. Bir ülkenin kazancı için örnek: 10 Amerikan işçisi günde 30 elektronik alet (TV) üretirken sektör değiştirsinler. Ne olur? Sonuç: Ülke 60 aşı daha fazla üretir ve bunu ihraç ederse yerine 60 TV alıp 30 TV daha fazla ülkede üretilmiş olur. 19

Amerika Üretim değişimi Ticaret edilen Net kazanç Aşı 60 fazla 60 ihraç 0 TV 30 az 60 ithal 30 Kore Üretim değişimi Ticaret edilen Net kazanç Aşı 30 az 60 ithal 30 TV 60 fazla 60 ihraç 0 Şekil 17.2de Karşılaştırmalı üstünlük prensibini göstermektedir ki ülkeler karşılaştırmalı üstünlüğe sahip oldukları malların üretimi ve ticaret ile tüketim için mevcut olan malları arttırabilmektedirler. Karşılaştırmalı Üstünlük için Sebepler (Reasons for Comparative Advantage) Jeolojik, teknolojik, yatırım-eğilim vs. bunun sebepleri olabilir. Bunlar dinamiktir yani zamanla değişebilir. Sermaye fazlalığı (Capital abundant): Bir ülkenin başka bir ülkeye göre daha fazla işçi başına sermayaye sahip olması. Emek fazlalığı (Labor abundant): Bir ülkenin başka bir ülkeye göre daha az işçi başına kapitale sahip olması. Sermaye ağırlıklı (Capital intensive): Yüksek miktarda işçi başına kapital kullanan üretim metodu. Emek ağırlıklı (Labor intensive): Az miktarda işçi başına kapital kullanan üretim metodu. Hechscher Ohlin Model: Ülkeler daha fazla sahip oldukları faktörden (kapital veya labor) üretilmiş ürünlerde daha fazla comparative advantage sahibi olacaklardır. Leontief Paradox: Hecksher-Ohlin Teoremi ve Amerika verilerinin uyuşmaması. Factor-Price Equalization: Hecksher-Ohlin Teoremine göre farklı ülkelerle ticaret faktör fiyatlarını (emek fiyatı ve kapital fiyatını) eşitleyecektir. Ticaret göreli olarak fazla olan faktörün talebini arttırır buna karşılık az olan faktörün fiyatını düşürür, bu da fiyatları değiştirir. Genişlemiş Piyasalardan Kazançlar (Gains from Expanded Markets) Intraindustry trade: Ülkeler arasında aynı veya benzer endüstriyel mallar arasında yapılan ticaret. Interindustry trade: Ülkeler arasında farklı endüstriyel mallar arasında yapılan ticaret. Şekil 17.3 Intraindustry trade bile ülkelere kazanç getirdiğini gösteriyor. Şekil 17.4 Firma sayısı ve Piyasa ölçüsü Şekil 17.5 Firma sayısı ve karşılaştığı birim maliyet. Şekil 17.6 Firma sayısı ve Piyasa fiyatı Şekil 17.7 Uzun dönem firma sayısı Şekil 17.8 Ticaretle uzun dönem firma sayısı New Trade Theory: Uluslararası piyasanın büyümesi sonucu birim maliyetlerin düşmesini içeren yeni uluslararası ticaret modelleri Phaseout: Devlet yönetmenliklerinin veya ticaret engellerinin kademeli bir şekilde kaldırılması. Trade adjustment assistance: Serbest ticaret geçişte ötütü zarar görecek işçilere yapılan ödemeler. Bölüm 30:Uluslararası Ticaretten Politikası (International Trade Policy) Ticari kısıtlamanın etkileri Korumacı politikalar (protectionist policy): Yerli üreticileri korumak için ticareti sınırlayan politikalar. Gümrük Tarifeleri (Tariffs) Ad valorem tariff: Yapılan ithalatın değeri üzerinde yüzde olarak hesaplanan bir ithalat vergisi. Specific tariff: Ithal edilen parça veya birim miktarı ile orantılı olarak ithalata konulan vergi. Import demand curve: Farklı fiyatlarda talep edilen ithal miktarını gösteren eğri. Export supply curve: Farklı fiyatlarda arz edilen ihraç miktarını gösteren eğri. Şekil 18.1 Fiyat değişimi tariften daha az. Devletin kârı tarif ve satılan miktarla orantılı. Tarif hasılası gümrükte toplanır ve duty (gümrük harcı) olarak adlandırılır. Kota (quota): İthal edilebilir ya da satılabilir mal miktarına konan üst sınır. Eğer kota miktarı tarif konduktan sonra aynı alış-verişi sağlıyorsa etkileri aynıdır. İkisi de yerli piyasayı korumakta ve yerli mamüllerin fiyatlarının yüksek kalmasını sağlamaktadır. Kotada hükümet kârı yoktur ve kâr genellikle kota sahibine gider (ithalat izni olanlara). Kota Voluntary Restraint Agreements (VRAs) Voluntary Restraint Agreement (VRA): İhraç eden bir ülkenin hükümetinin kendi rızası ile ihracatını sınırlaması. Tarif ve kota ile aynı etki ama bu sefer kâr firmalara gidiyor. Voluntary Import Expansion (VIE) Voluntary Import Expansion (VIE): Belirli bir ülkeden ithalatı genişletmesi için hükümetlerin anlaşması. Tariff, kota ve VRA gibi etkisi vardır. Zincirleme tepkime: 1. VIE kabul edillen ülkeye ihraç ettiğimiz malın fiyatı artar. 2. İthal eden ülkenin yerli mallarının fiyatı artar. 3. Oradan ithal ettiğimiz malın da fiyatı artmış olur. 20

Amaçları öyle olmasa da bazı iç politikalar uluslar arası ticareti etkiler. Yerli Politikalarla ilgili Ticaret Engelleri Ticaret Kısıtlamalarının Tarihçesi En eski kısıtlama tarif olarak bilinir. Revenue tariff: Tek amacı devlete gelir yaratmak olan ithalat vergisi. Trade war (ticaret savaşı): Bir ülkenin korumacı önlemler almasına karşılık diğer ülkelerinde de aynı şekilde cevap vermesiyle oluşan savaş. Büyük bunalım (Great Depression) sırasında kabul edilen tarifler bunalımı rahatlatmak yerine daha büyük sorunlara sebep oldu. Bunun için Reciprocal Trade Agreement Act 1934 te tariflerin düşürülmesine izin veren yasa kabul edildi. Sonraki yıllarda tarifleri düşürmek için yeni bir kuruluş aktif oldu, General Agreement on tariffs and Trade (GATT). GATT: Uluslararası bir anlaşma sonucu kurulmuş olan bir organizasyon ve amacı ülkelerarası karşılıklı tarif ve diğer ticari kısıtlamaları indirimi. Antidumping duty: Mallarına dumping yapması sonucu bir ülkeye ceza olarak konulan tarif. Dumping: Yabancı firmalar tarafından malların yerli piyasadakinden ya da ortalama maliyetten daha ucuza ihraç edilen ülkede satılması. Firmalar ihraç ettikleri ülkedeki talebin elastik olduğunu düşünürlerse sürümden kazanmak için daha ucuza satmak isteyebilirler. Ya da stratejik bir fiyat savaşı başlatıp yerli firmaları piyasadan çıkarmaya çalışabilirler. Ya da başka bir sebebi olabilir. Tabi bu vergiyi koyan ülde de ticari engel istediği için bu vergiyi koyuyor olabilir. 21

Ticaret Engelleri için Argümanlar Arzı Kısıtlama ve Stratejik Ticaret Politikası Eğer bir ülke dünya piyasalarında satılan malın çoğunu üretiyorsa bu ülke arzı kısarak fiyatı yükseltip kazanç sağlıyabilir (OPEC). Fakat bu ticari savaş (trade war) ile sonuçlanabilir. Beggar my neighbor policy: Uluslararası misilleme politikası. Strategic trade policy: Büyük firmaları ilgili ülkede yerleşip ya da işe başlamaları için düşünülmüş devlet aksiyonları. Airbus firması örneği. Infant Industry Argument: Korumacı politikalarla yeni endüstriye yardım edilebileceği görüşü. Milli güvenlik argümanı da bahane edilebilir. Misilleme tehditleri ticareti engellemek için kullanılabilir. Ticari Engeller nasıl indirilebilir Unilateral disarmament: Ticari engellerin bir ülke tarafından karşılık beklenmeksizin indirilmesi. Multilateral negotiations: Ülkelerin aynı anda tarifleri düşürmeleri. Uruguay Round: 1986 da Uruguay da başlıyan en son GATT pazarlıkları. World Trade Organization (WTO): Ticari anlaşmazlıklarda vasıta olan uluslararası bir kuruluş. Most-favored nation (MFN): Tariflerin ülkeler arasında en küçük tarifi koyan ülkenin seviyesine gelmesi. Bölgesel ticaret alanları. Trade diversion: Ticaret engellerinin kaldırılması anlaşması yüksek maliyetle üreten ülke ile yapıldığından ticaretin düşük maliyetli ülkeden uzaklaşma. Bölgesel ticaretin zararlarından. Trade creation: Ticaret engellerini indirilmesi sonucu ticarette meydana gelen artış. Serbest ticaret bölgesi (Free trade area, FTA): Bulunduğu bölgedeki ülkelerin kendi aralarında ticaret engeli uygulamaması. Gümrük birliği (Custon Union): dış tarifeleri aynı olan serbest ticaret bölgesi. Domestic content restriction: Serbest bölgedeki bir ülkenin sıfır tarif için bir maldan belirli miktar üretme zorunluluğu. Managed Trade: Devletin bazı maddelerin ticaretini geliştirmek ya da geriletmek için tedbir alma durumu. Gelecek Quiz için çalışılacak yerler: Bölüm 18. Real GDP, economic fluctuations, economic growth, business cycles, Şekil 19.3, unemplyment rate, inflation rate, interest rate, real interest rate, nominal interest rate, potential GDP, aggregate supply, aggregate demand. Mini-sınav soruları: Q: Suppose the production of wheat and strawberries per unit of labor in the United States and Mexico is as follows: Wheat Strawberries Mexico 1 bushel 3 pints United States 2 bushels 3 pints Which country has a comparative advantage in wheat production? Show your work. Group A: Find it using opportunity cost method Group B: Find it using relative efficiency method Q: For Mexico draw the production possibilities curve before trade. Assume that the terms of trade becomes (1 bushel: 2 pints). Draw the production possibilities curve after trade. 22