YENİ TÜRK TİCARET KANUNU



Benzer belgeler
STOKLARDA DEĞERLEME: UFRS/TFRS VE VERGİ MEVZUATI AÇISINDAN VALUATION OF INVENTORY: FROM THE PERSPECTIVE OF IFRS/TFRS AND TAX LEGISLATION

I. KUYUMCULARIN VERGİYE TABİ SATIŞ KAZANÇLARININ TESPİTİ

DEĞERLEME ĠġLEMLERĠNE ĠLĠġKĠN ÖZET TABLO

ISL203 ENVANTER VE BİLANÇO

STOKLAR TMS-2

VARLIK HESAPLARI: DÖNEN VARLIKLAR

T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI BÜYÜK MÜKELLEFLER VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI. (Mükellef Hizmetleri Grup Müdürlüğü)

GELĠR VE GĠDER TAHAKKUKLARININ VERGĠ UYGULAMASI VE TEK DÜZEN HESAP PLANI YÖNÜNDEN DEĞERLENDĠRĠLMESĠ

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ... HATA! YER İŞARETİ TANIMLANMAMIŞ. KISALTMALAR... HATA! YER İŞARETİ TANIMLANMAMIŞ. İÇİNDEKİLER... II

FİNANSAL HESAPLAMALAR

Yeni Türk Ticaret Kanunu ve LOGO Ürünleri

DEFTER DEĞERİNİN HESAPLANMASI R A P O R 08/ TEMMUZ

İÇİNDEKİLER ÖN SÖZ... XVII BİRİNCİ BÖLÜM MUHASEBE

Kabul Tarihi: 31/12/2004 Resmi Gazete Tarihi : 31/12/2004

A MUHASEBE KPSS-AB-PS / 2008

Ö z e t B ü l t e n Tarih : Sayı : 2018/60

İŞLETMELERİN AKTİFLERİNDE YER ALAN GAYRİMENKULLERİN DEĞERLENMESİNDE VUK VE TTK/TMS YAKLAŞIMI

KOBİ LER İÇİN UFRS/TFRS KAPSAMINDA TEMEL FİNANSAL ARAÇLAR: MUHASEBELEŞTİRME VE ÖLÇÜM

A MUHASEBE KPSS/1-AB-PS/ Kayıtlarında nâzım hesapları kullanan bir işletmenin, 1. I. Amortisman ayrılması

Ö z e t B ü l t e n Tarih : Sayı : 2018/59

ISL203 ENVANTER VE BİLANÇO

SİRKÜLER 2018/70. Taşınmazların Yeniden Değerlemeye Tabi Tutulabilmesine İlişkin VUK. Tebliği Yayımlanmıştır.

TEBLİĞ 032 GERÇEĞE UYGUN DEĞER FARKI DİĞER KAPSAMLI GELİRE YANSITILAN MENKUL DEĞERLER - T.P.

TMS -2 STOKLAR STANDARDINDA ALIŞLARLA İLGİLİ OLARAK ORTAYA ÇIKAN VADE FARKLARINA YÖNELİK BİR UYGULAMA ÖNERİSİ

1- Aşağıdakilerden hangisi bilançonun aktif kısmında yer almaz(orhan Sevilengül Muhasebe Kitabı Problem 1. Soru)?

Sirküler Rapor Mevzuat /128-2 SERMAYE ŞİRKETLERİNDE SERMAYE ÜZERİNDEN HESAPLANAN FAİZİN VERGİ MATRAHINDAN İNDİRİMİNE İLİŞKİN BKK YAYIMLANDI

Yeni Türk Ticaret Kanunu. Son Düzenlemeler Çerçevesinde Önemli Hatırlatmalar ve Şirketlere Yol Haritası

İÇİNDEKİLER BÖLÜM 1 ENVANTER İŞLEMLERİNE İLİŞKİN TEMEL KAVRAMLAR

Yeni Ticaret Kanunu. Hayati Şahin Birleşik Uzmanlar. Yeni TTK ve UFRS ve Microsoft Dynamics Ax

BÖLÜM 1 TEMEL KAVRAMLAR...III

Muhasebe Müdürlüğü ne

369 Nolu, VUK Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği. Seri, Sıra Numarası, No : 369 Sayılı Tebliğ. 3 Nisan 2007 SALI. Sayı : TEBLİĞ

Hülya YAVUZCAN ÇOLAK MAZARS/DENGE Vergi Bölümü, Müdürü Yardımcısı. Lebib Yalkın Mevzuat Dergisi Aralık 2014 sayısında yayınlanmıştır.

T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI Mükellef Hizmetleri Usul Grup Müdürlüğü

GÜNCELLEMELER ve YÜRÜRLÜK TARİHLERİ

Yeni Türk Ticaret Kanunu ve LOGO Ürünleri

DEĞER YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK A.Ş.

MEVZUAT SİRKÜLERİ /

İşletme Kayıtlarının Düzeltilmesi (Madde: 6)

USUL İNCELEMELERİ KİTABI (TEK DÜZEN HESAP PLANI ÇERCEVESİNDE) Doç. Dr. Özgür ÇATIKKAŞ

Sirküler no: 013 İstanbul, 3 Şubat 2009

TMS 2 STOKLAR. GÜNCELLEMELER ve YÜRÜRLÜK TARİHLERİ

Sirküler Tarihi : Sirküler No : 2011/24 : Stok Beyanları, Kasa Mevcudu ve Ortaklardan Alacaklar Hk.

Kurumlar Vergisi Genel Tebliği TASLAĞI (Seri No: )

SİRKÜLER. TARİH : SAYI : 2015 / 07 / 1 KONU : Kurumlar Vergisi Kanununa ilişkin 2015/7910 sayılı BKK ÖZETİ

Sayı : 2018/233 2 Tarih : Ö Z E L B Ü L T E N. MENKUL SERMAYE İRADI BEYANI (2017 Yılı Kazançları)

Gelir Vergisi Kanununun Geçici 67. maddesi kapsamında vergi kesintisine tabi tutulmuş olan

20 HAZİRAN /2.DÖNEM B GRUBU STAJ ARA DEĞERLENDİRMESİ SORU VE CEVAPLARI

Muharrem İLDİR Boğaziçi Bağımsız Denetim ve YMM A.Ş Vergi Bölüm Başkanı E.Vergi Dairesi Müdürü

TMS 29 YÜKSEK ENFLASYONLU EKONOMİLERDE FİNANSAL RAPORLAMA. GÜNCELLEMELER ve YÜRÜRLÜK TARİHLERİ

TMS 23 BORÇLANMA MALİYETLERİ

5 SERİ NOLU KURUMLAR VERGİSİ GENEL TEBLİĞİ

KİRACI AÇISINDAN FİNANSAL KİRALAMA İŞLEMLERİ

T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI BÜYÜK MÜKELLEFLER VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI Mükellef Hizmetleri Grup Müdürlüğü. Sayı : KDV /07/2014

Satın alınan emtianın maliyetini oluşturan hususlar Vergi Usul Kanunu nun ilgili maddeleri ve tebliğleriyle açıklamaya çalışacağız.

Anılan değişiklikler ile ilgili açıklamalarımız önceki yazılarımızda yer almaktadır.

1 DÖNEN VARLIKLAR 15 STOKLAR Stoklar, işletmenin satmak, üretimde kullanmak ve tüketmek amacıyla edindiği ilk madde ve malzeme, ticari mal, yarı

VERGİ SİRKÜLERİ NO: 2008/62 TARİH:

TMS - 29 YÜKSEK ENFLASYONLU EKONOMİLERDE FİNANSAL RAPORLAMA

ENFLASYON DÜZELTMESİNDEN KALAN BİLANÇO KALEMLERİ

Tek Düzen Hesap Planı, Muhasebe Hesap Kodları 1. DÖNEN VARLIKLAR 10. Hazır Değerler 100. Kasa 101. Alınan Çekler 102. Bankalar 103.

S İ R K Ü L E R : / 2 8

ÖZBAL ÇELİK BORU SANAYİ TİCARET VE TAAHHÜT A.Ş. 30 EYLÜL 2018 TARİHİ İTİBARIYLA TTK 376 BİLANÇO VE DİPNOTLARI

Tebliğ. Yüksek Enflasyonlu Ekonomilerde Finansal Raporlamaya İlişkin Türkiye Muhasebe Standardı (TMS 29) Hakkında Tebliğ Sıra No: 16

TRANSFER FİYATLANDIRMASI YOLUYLA ÖRTÜLÜ KAZANÇ DAĞITIMINDA KDV TARTIŞMASI

DEĞER YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK A.Ş.

I. STOPAJ YÖNTEMĠNE TABĠ MENKUL SERMAYE GELĠRLERĠ VE DEĞER ARTIġ KAZANÇLARI

Galatasaray Sportif Sınai ve Ticari Yatırımlar Anonim Şirketi ve Bağlı Ortaklıkları

6. GELİR TABLOSU HESAPLARI İşletmenin faaliyet dönemine ilişkin brüt satışları, satış-indirimleri satışların maliyeti, faaliyet giderleri, diğer

SİNERJİ SİRKÜLER RAPOR

Sayı: İstanbul, Konu: Bazı Vergi Kanunlarında değişiklikler içeren Yasa Tasarısı nın Kurumlar Vergisi Kanunu ile ilgili düzenlemeleri.

Galatasaray Sportif Sınai ve Ticari Yatırımlar Anonim Şirketi ve Bağlı Ortaklıkları

2014/1.DÖNEM SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLİK SINAVLARI FİNANSAL MUHASEBE 16 Mart 2014-Pazar 09:00-12:00

RASYO YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK LTD.ŞTİ.

İrfan VURAL Gelirler Kontrolörü

Galatasaray Sportif Sınai ve Ticari Yatırımlar Anonim Şirketi ve Bağlı Ortaklıkları

DEĞER YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK A.Ş.

GELİR VERGİSİ GENEL TEBLİĞİ (Seri No:266)

2011/1.DÖNEM SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLİK SINAVLARI FİNANSAL MUHASEBE. 13 Mart 2011-Pazar 09:00-12:00

UFRS Bülten. 31 Mart 2016 Tarihli Finansal Tabloları Hazırlarken Dikkat Edilecek Yeni Standartlar, Değişiklikler ve Yorumlar

Muhasebe I 1. M UHASEBENİN TEMEL KAVRAMLARI 2. G ENEL KABUL GÖRMÜŞ MUHASEBE İLKELERİ

Muhasebe Müdürlüğü ne

2009/ Konu: 15 ve 30 ncu Maddedeki Tevkifat Oranlarıyla İlgili Düzenlemeleri Açıklayan Kurumlar Vergisi Sirküleri

GELİR VERGİSİ KANUNU NDA YER ALAN MAKTU TUTARLAR ARTIRILMIŞTIR

UZERTAŞ BOYA SANAYİ TİCARET VE YATIRIM A.Ş TARİHLİ TTK 376 BİREYSEL (KONSOLİDE OLMAYAN) FİNANSAL DURUM TABLOSU VE DİPNOTLAR

MEVZUAT SİRKÜLERİ. SİRKÜLER NO: 34/2012 İstanbul,

12 MART 2011 TARİHİNDE YAPILAN 2011/1.DÖNEM C GRUBU STAJ ARA DÖNEM DEĞERLENDİRMESİ SORU VE CEVAPLARI

Aşağıda söz konusu Kanun un Gelir ve Kurumlar Vergisi Kanunları mevzuatına ilişkin düzenlemeleri sirkülerimizin konusunu oluşturmaktadır:

TMS 29 YÜKSEK ENFLASYONLU EKONOMİLERDE FİNANSAL RAPORLAMA

Kontrol listesinin bu kısmı gelir vergilerinin muhasebeleştirilmesini düzenleyen UMS 12 ye yöneliktir.

içinde işletmenin tasfiyesi halinde de bu hükmün uygulanacağı ifade edilmektedir.

Elbistan Meslek Yüksek Okulu Bahar Yarıyılı

KURUMLAR VERGİSİ BEYANNAMESİNİN SON VERSİYONUNDA DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN HUSUSLAR

MATRAH ARTIRIMINA İLİŞKİN MUHASEBE İŞLEMLERİ

EKİZ KİMYA SANAYİ VE TİCARET A.Ş TARİHLİ TTK 376 FİNANSAL DURUM TABLOSU VE DİPNOTLARI

Arkan & Ergin Uluslararası Denetim ve Y.M.M. A.Ş.

SİRKÜLER: 2014/021 BURSA, Konu: E-Beyanname Sistemindeki 2013 Yılı Kurumlar Vergisi Bildirimindeki Yenilikler Hakkında

Türkiye Muhasebe Standardı (TMS) 23 - Borçlanma maliyetleri

-Satış konusunun taşınmaz, iştirak hissesi, kurucu senetleri,intifa senetleri, rüçhan hakkı olması,

Transkript:

AYIN MAKALESİ YENİ TÜRK TİCARET KANUNU Ünal AYDIN İZYMMO Başkanı 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu 50 yıl uygulandıktan sonra işlevini 6102 sayılı yeni Türk Ticaret Kanununa bıraktı. Beş yıl süren komisyon çalışmaları ile ortaya konan yeni TTK. nun yasalaşması da bir beş yıllık süre aldı. Çok yaygın tartışma ve eleştirilerle yürürlüğe giren yeni TTK, 6335 ve 6353 sayılı yasalarla önemli değişikliklere uğrayarak 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe girdi: - Sermaye Şirketlerinin bazı yöneticilerine getirilen T.C. vatandaşı olmak ve Türkiye de mukim olmak şartı kaldırıldı. - Tüm sermaye şirketlerinin bağımsız denetime tabi olma şartı kaldırıldı. Bakanlar Kurulu Kararı ile belirlenecek bağımsız denetime tabi sermaye şirketleri sayısının hayli az olması beklenmekte. - E-Ticari defterlerde noter onayı aranmaması öngörüldü. - Finansal tabloların Türk Muhasebe Standartlarına göre hazırlanması koşulu korundu, fakat, Kamu Gözetim Kurumunun özel ve istisnai bazı standartlar koyması olanağı sağlandı. Tüm şirketler yerine bazı şirketlerin TMS ye tabi olması esası benimsendi. (SPK ya tabi şirketler, Banka ve Sigorta/Reasürans şirketleri, emeklilik şirketleri, dileyen diğer şirketler). - İşlem Denetçiliği yasadan çıkarıldı. - TTK ikincil mevzuatının 14.02.2012 yerine 31.12.2012 tarihine kadar yürürlüğe girmesi öngörüldü. - Şirket evrakında bulunması zorunlu bilgilere ilişkin uygulama tarihi 01.07.2012 yerine 01.01.2014 oldu. - Esas sözleşmelerin yeni TTK na uyumu süresi 14.08.2012 yerine 01.07.2013 oldu. - Oy hakkı ve oy hakkı doğumuna ilişkin düzenlemelerin uygulama tarihi 14.08.2012 yerine 01.07.2013 oldu. 1

- Genel kurul toplantı ve karar nisabına ilişkin uygulama değişiklik tarihi 01.01.2013 yerine 01.07.2013 oldu. - Şirkete borçlu ortakların borçlarını 01.07.2015 tarihine kadar ödemeleri hükmü iptal edildi. - Limited şirket ortağına sermaye taahhüt borcunu ödemede getirilen zaman sınırı Anonim şirketlerdeki gibi oldu. - Meslek mensuplarından kimlerin denetçi olarak yetkilendirileceğinin Kamu Gözetim Kurumu tarafından belirlenmesi öngörüldü, denetçi rotasyon süresi 2 yıldan 3 yıla çıkarıldı. - Ticari işletmenin kullandığı her tür belgede bulunacak bilgilerin değil ticari mektup ve ticari defterlerde bulunacak bilgilerin düzenlenmesi esası benimsendi, geçiş tarihinin 01.07.2012 yerine 01.01.2014 olması kabul edildi. - Denetçinin olumsuz görüş vermesi halinin sonuçları yumuşatıldı. - Şirkete borçlanan ortağa ceza vermek yerine, koşuluna uygun olmadan ortağa borç verenin cezalandırılması esası benimsendi. - Her sermaye şirketi yerine denetime tabi sermaye şirketlerinin internet sitesi açması esası benimsendi. - İşletme yöneticilerinin kusurlu olduğu iddia edildiğinde, yöneticinin kusursuzluğunu ispatlaması yerine, iddia edenin kusurluluğu ispatlaması esası benimsendi. - Bazı hapis cezaları adli para cezasına çevrildi. - 01.10.2012 tarihine Kadar; Tüzel kişi ortak temsilcisi yönetim kurulu üyelerinin istifası ve yerine yenilerinin seçilmesi, eski TTK Md:8 çerçevesinde düzenlenmiş sözleşmelerden bileşik faiz hükümlerinin çıkarılması öngörüldü. - 31.12.2012 tarihine kadar; stok sayımı ve açılış bilançolarının TMS ye göre düzenlenmesi öngörüldü. - 01.01.2013 tarihi finansal tablolarda TMS/TFRS uygulama başlangıcı kabul edildi. - 14.02.2013 tarihi bağlı şirket/hakim şirket arasında oy haklarının kullanılmasına sınırlama başlangıcı kabul edildi. - 31.03.2013 tarihine kadar bağımsız denetçi atanması öngörüldü. 2

- 01.07.2013 tarihine kadar anonim şirket esas sözleşmelerinde nama yazılı hisselerin devrine ilişkin kısıtlamanın uygulanması, internet sitesi açılması, esas sözleşme hükümlerinin yeni TTK na uyumlu hale getirilmesi, genel kurul toplantı ve karar nisaplarının yeni TTK na uygun hale getirilmesi, oy hakkına ilişkin TTK Md: 434-435 maddelerin yürürlüğe girmesi, oyda imtiyaz kullanımının sonlandırılması öngörüldü. - 01.01.2014 tarihinde ticari mektup ve defterlerde bulunması zorunlu bilgilere dair hükümler yürürlüğe girecek. - 14.02.2014 tarihi anonim ve limited şirket sermayelerinin belirli meblağlara tamamlanma süresinin, oyda imtiyaza ilişkin esas sözleşme tadili süresinin sonudur. - 01.07.2014 bağlı şirketteki kayıpların hakim şirket tarafından giderilmesi için son tarihtir. 3

AYLIK BÜLTEN DİZİNİ İÇİNDEKİLER Odamızdan Haberler...5 Odamıza Gelen Yazılar...6-37 Maliye Bakanlığı Özelgeleri....38-72 Yargı Kararları 73-75 Seçilmiş Birkaç Güzel Yazı..78-80 Sayı: 110 Eylül Ekim Adres:Cumhuriyet Bulvarı NO:193 K:3 D:3 Tan Apartmanı Alsancak/İZMİR Yazı Danışma ve Okuma Kurulu Turan ÖZTÜRK (YMM) (Genel Yayın Sorumlusu) Hasan Zeki SÜZEN (YMM) (Genel Yayın Sorumlusu) Hazırlayan Ayşe GÖZGÖZOĞLU (Yazı İşleri Sorumlusu) ODAMIZ BANKA HESAP NUMARALARI T.İş Bankası Gündoğdu Şubesi HESAP NUMARASI : 3424-0296179 IBAN NUMARASI : TR 080006400000134240296179 Yapı Kredi Bankası Mustafabey Şubesi HESAP NUMARASI : 283-65248362 IBAN NUMARASI: TR 080006701000000065248362 Ziraat Bankası Alsancak Şubesi HESAP NUMARASI: 712-6969135 IBAN NUMARASI: TR 670001000712069691355004 Denizbank Alsancak Şubesi HESAP NUMARASI: 9190-5901176-351 IBAN NUMARASI: TR50 0013 4000 0059 0117 6000 01 4

ODAMIZDAN HABERLER Hasan Zeki SÜZEN + BAĞIMSIZ DENETİM YÖNETMELİĞİ Yeni Ticaret Yasası nın muhasebe ve murakıplık sistemi ile ilgili olarak getirmiş olduğu düzenlemeler hepimizin bilgisi dahilindedir. Muhasebe yine tek düzen muhasebe sistemine göre tutulacak. Murakıplık, yeni deyimiyle denetçilik ikiye ayrılmış bulunmaktadır. Bu günlerde çıkması beklenen bağımsız denetim yönetmeliği uyarınca kapsama girecek firmaların mali tabloları UFRS sistemine göre dönüştürülerek, denetçi görevini yerine getirmiş olacaktır. Basına yansıyan yönetmelik taslağına göre; net satışları 200, aktif toplamı 150 ve çalışan sayısı 500 kişi ölçülerinden ikisini aşanlar bağımsız denetçi yani murakıplarını 31.03.2013 tarihe kadar seçeceklerdir. Bu ölçülere uyan firma sayısının ülke çapında 1500 ü geçmeyeceği tahmin edilmektedir. Belirtilen ölçülere uymayan firmaların ise murakıplarını eski yöntemlere göre belirleyeceği anlaşılmaktadır. + YENİ ODA BİNAMIZ Yıllar önce Şehit Nevres Bulvarındaki Defterdarlık eğitim salonunda başlayan bina serüveni, Kıbrıs Şehitleri No:96, Kıbrıs Şehitleri Sevil İş Merkezi, Kıbrıs Şehitleri Amerikan Pasajı üstü ve Cumhuriyet Bulvarı No:193 (Şimdiki binamız) devam etmiş, nihayet Şehit Fethibey Caddesi Marla Otel yanında noktalanmış olacaktır. İzmir SMMM Odasına ait binanın 5 ve 6 ncı katları (1,1) milyon TL bedelle satın alınmıştır. Şimdiki binamıza göre daha geniş, ferah ve merkezi olan binamıza tahminen Haziran/2013 ayı itibariyle taşınmış olacağız. Siz değerli üyelerimizin aidatlarıyla edinilen bu mülkün hepimize hayırlı olmasını diliyoruz. Diğer taraftan, binanın satışında Odamıza gösterdikleri yakın ilgi, ödeme kolaylığı ve bazı demirbaş kolaylıkları için İZSMMO Başkanı Feyzullah Topçu nun şahsında tüm yönetim kurulu üyeleri ile satış komisyonu üyelerine teşekkür ediyoruz. + İKİNCİ YMM DENETİM VE TASDİK SEMPOZYUMU İlki iki sene önce Antalya da yapılan denetim ve tasdik sempozyumunun ikincisi 21-25 Kasım tarihlerinde yine Antalya da yapılacaktır. Sempozyuma gitmek isteyen üyelerimiz Odamızdan bilgi alabilirler. Sempozyum (8) Odanın işbirliği ile İstanbul YMM Odasının öncülüğünde yapılacaktır. Gündem; bağımsız denetim ağırlıklı olup, tasdik işlemleriyle ilgili konular da görüşülecektir. Gelecek sayıda buluşmak umuduyla 5

ODAMIZA GELEN YAZILAR BİR TASARRUF BONOSU HİKÂYESİ Prof. Dr. Adnan GÜLERMAN Yeminli Mali Müşavir Yaşı 60 ın üzerinde olanlar hatırlayacaklardır. Olmayanlara da bu hikâye ile ben anlatacağım. Aslında bu yazının başlığına Davulun sesi uzaktan hoş gelir diye de yazılabilirdi. 1960 İhtilalinden sonra başlatılan bu uygulama maaş, ücret ve öteki gelir sahiplerinin bir yandan zorunlu tasarrufta bulunmalarını, öte yandan hazineye önemli miktarda gelir sağlanmasını amaçlayan bir uygulama olarak başlatılmıştı. İhtilal hükümetinin kısa bir dönem ilk Maliye Bakanlığını yapan Kemal Kurdaş, yukarıda saydığım gelir sahiplerinin maaş ve ücretleri ile beyanname veren kazanç sahiplerinin kazançlarından tasarruf bonosu adı altında, yıllık düşük faizli ve on yıl vadeli kesinti yapılmasına yönelik bir uygulama başlatmıştı. Bu uygulamaya göre verilen bonoların %4 kadar yıllık faizi olup, kuponlarının vadesi dolunca faizleri ödenirken, on yılsonunda da anaparası ödenecekti. Ayrıca, bonoların vadesinin on yıl olması da bu uygulamanın sadece on yıl süreceğini ve bu süre sonunda da dengenin kurularak işlerin yoluna gireceğini göstermekteydi. Görüldüğü gibi amaçlardan birisi de kazanç sahiplerini tasarrufa yönlendirmekti. Ne var ki, maaş ve ücretleri zaten yetersiz olan maaş ve ücretli gibi dar gelirliler, verilen bu tasarruf bonolarını, bono toplayıcılarına düşük fiyattan devrederek, tasarrufta bulunmaları bir yana zararlı çıkmışlardı. O sıralarda Ankara Defterdarlığı Millî Emlak Müdürlüğünden emekli olan babamla Ulus Meydanında Ulus İş Hanındaki büromuzda mali müşavirlik yapmaktaydık. Millî Emlak Genel Müdürü olan Ferit Melen de babamın iyi dostu olduğu için önceden Helmi (Hilmi) kahveleri hazırlat geliyorum diye telefon açar kısa bir süre sonra da büromuza gelir, havadan sudan konuşurlardı. Bu konuşma sırasında babamla aramızdaki bölmeyi tıklatarak Yegen sen de gel diye beni de davet ederdi. Ben de aklım yattığı kadar konuşmalarına ölçülü bir biçimde katılırdım. Tam o sırada Kemal Kurdaş Maliye Bakanlığından ayrılmış, yerine de Ekrem Alican Maliye Bakanı olmuştu. Melen in büromuza her gelişinde laf döner dolaşır tasarruf bonosunun sorunlarına gelir ve Melen Helmi, bu Alican ın yaptığı da iş değil. Millet tasarruf yapmıyor, üstelik bono toplayıcılara düşük fiyattan devrederek zarara uğruyor. Alican bu bono uygulamasını hemen kaldırmalı diye yakınır ve kendince olması gerekeni dile getirirdi. Hatırlanacaktır, Banker Kastelli unvanı ile çok büyük miktarlarda tasarruf bonosu toplayan Cevher Özden, finans piyasasını sarsan işlemlerin de kaynağı olmuştu. 6

Aslında, enflasyon on yıl boyunca anaparayı da aşındırdığı için Hazineden başka Ben bu işten kârlı çıktım diyen de yoktu. Bankerler de tasarruf bonolarını bir hayli düşük fiyattan aldıkları için enflasyonun aşındırmasından o kadar da etkilenmiyorlardı. Yani özetle olan tasarruf sahibine oluyor, zarara sadece onlar uğruyorlardı. Kuşkusuz, Hazine de açığını bu yolla kapamayı alışkanlık haline getirince esas gelir kaynaklarının islah edilmesi de ikinci plana itilmiş olmaktaydı. Gün olur, devran döner derler ya, günün birinde Ferit Melen Van Milletvekili olarak siyasete bulaşıverdi. Kısa bir süre sonra da telefonumuza Yerinizde iseniz Maliye Bakanı kahvenizi içmeye gelecek mesajları ulaşır oldu. Bir süre sonra Melen geldi, babamın bölümünde kahvelerini içerken ara bölme tıkladı ve Melen Yegen gel yanıma bakalım diyerek beni de yanlarına çağırdı. Önceki gelişlerinde hemen her zaman tasarruf bonosu konusu açılır ve Ekrem Alican ın yanlış yaptığı ve tasarruf bonosu uygulamasını hemen kaldırması gereği dile getirilirken bu kez tasarruf bonosu konusunun kıyısından köşesinden geçilmediğini görünce dayanamayıp Ferit amca, hani tasarruf bonosu uygulaması sakıncalı idi, kimseye faydası yok, kaldırılmalı diyordunuz, Bakan olalı bir hayli zaman geçti, şimdi siz ne yapmayı planlamaktasınız? sorusunu bir çırpıda soru vermiştim. Babamın kaşlarının çatıldığını fark ettim ama, olan olmuş, soru ağzımdan çıkıvermişti. Melen kısa bir süre düşündükten sonra Yegen, öyle diyordum ama, sonra baktım ki hazineye önemli miktar de para gelmekte. Vazgeçilmesi kolay değil diyerek kestirip attı. Babamın tavrı Bir daha ağzını açıp, böylesine münasebetsiz sorular sorma, ayıp oluyor gibilerdendi. Konu öylece kapandıktan sonra Ferit amcanın sonraki gelişlerinde de konu bir daha açılmadı. Her ne kadar Yanlış hesap dağdan döner denilmekte ise de bu yanlış hesabın dönmesi bir türlü mümkün olamamıştı. 1972 yılına gelinceye kadar yürürlükte bırakılan bu sistemden vazgeçmenin mümkün olmadığı görülünce sistem isim değiştirerek Mali Denge Vergisi ismiyle, ikinci versiyon olarak takdim edilmişti. Bitti mi? Bitmedi. Nitekim bir politikacımızın Çare tükenmez dediği gibi, bu kez 1987 yılında ismi Konut Edindirme Yardımı olan yeni bir versiyon gündeme getirilmiş, maaşlılar, ücretliler ve bunların emeklilerinin konut edinmelerine yardımcı olmak üzere maaş ve ücretlerinden her ay belli bir miktarda kesinti yapılmış ve bu uygulamaya da 1995 yılına kadar devam edilmiştir. Hatırladığım kadarıyla gelirlerinden kesinti yapılanlardan herhangi birisi bir konut değil, bir oda bile edinememişti. Ama kamu bütçesindeki dengesizlik böylece bir miktar sağlanabilmişti. 7

Sonunda bu fonda biriken paraların sahiplerine iadesine karar verildi. Ama, devletin kayıtları kimden ne kadar kesinti yapıldığı bilgisini veremediğinden kamu kuruluşlarında çalışanların dışındakiler, çalıştığı yerlerden yeterli kayıt temin edemediklerinden kesintileri tam alamayıp, alabildikleri ile yetinmek zorunda kaldılar. Üstelik bu kesintileri de enflasyon bir hayli törpülediği için geri verilen paraların satın alma güçleri de o ölçüde azalmıştı. Yani, konut edinecekleri hayalini kuranlar üstelik bu projenin içinden de zararla çıkabilmişlerdi. Böylece 1987 yılında kesilmeye başlanan bu paraların geri verilmesi de ancak 2008 yılında tamamlanmıştı. Tam bunları anlatırken aklına gelen bir fıkra ile sözlerimizi tamamlayalım: Birisi memleketinde kuru fasulye yemeğinden çok bıktığı için, çıktığı seyahatte, uğradığı bir lokantada karnını doyurmak istemiş. Menüyü incelediğinde o zamana kadar hiç duymadığı lobya isimli yemeği işaret etmiş. Biraz sonra masasına gelen tabakta yine kuru fasulyeyi görünce dayanamamış Yahu olmaz bu kadar. İsim değiştirip yine karşıma çıktım diyerek çatalı kaşığı elinden bırakmış. Genellikle gelir sağlamayı amaçlayan kanunlarda oranlar ve alanlar sağlıklı bir biçimde belirlenemediği veya sağlıklı bir biçimde belirleme yapılmış olmasına rağmen uygulamada ihmalkâr davranıldığı durumlarda ortaya çıkan açığı kapatabilmek yani ortaya konulan mali dengesizliği ortadan kaldırabilmek ve kamuoyunda uygulama bıkkınlık yaratmaması için isim değiştire değiştire bir dengenin oluşturulmasına çalışılır. Aslında, kazanç sahiplerinden, alınması gerektiği kadar vergi toplanarak bütçelerin iki yakası bir araya getirilme becerisi gösterilebilse, böylesine açıklaması zor uygulamalara kalkışmak da gereksiz olur. Son zamanlarda, Yunanistan başta olmak üzere, bazı AB ülkelerinde görülen ekonomik bunalımların bütçe dengelerinin korunmasının becerilmemesinden ve sağlam kaynaklara dayanmayan gelirlere sırt dayanılmasından oluştuğu ortaya çıkmış bulunmaktadır. Dilimizde de böylesine kaynaklara sırt dayanılmasına miras yedilik denilmesi isabetsiz değildir. 8

STOKLARDA DEĞERLEME: UFRS/TFRS VE VERGİ MEVZUATI AÇISINDAN VALUATION OF INVENTORY: FROM THE PERSPECTIVE OF IFRS/TFRS AND TAX LEGISLATION Arş. Gör. Dr. Oğuzhan BAHADIR* Öz Yeni Türk Ticaret Kanunu nun yürürlüğe girmesiyle birlikte tüm işletmeler için Uluslararası/Türkiye Finansal Raporlama Standartları (UFRS/TFRS) zorunlu hale gelecektir. UFRS/TFRS kapsamında varlıkların, borçların, gelirlerin ve giderlerin muhasebeleştirilmesi ve finansal tablolarda raporlanması vergi mevzuatına göre farklılık göstermektedir. Stok maliyetinin hesaplanması ve stokların dönem sonunda değerlemesine ilişkin işlemler de iki sistem arasındaki önemli farklılıklardan biridir. Bu çalışma örnek uygulamalarla birlikte UFRS/TFRS de stokların elde edilmesi ve dönem sonunda değerlemesine ilişkin işlemleri ve muhasebe kayıtlarını açıklamaktadır. Anahtar Sözcükler: UFRS/TFRS, stok maliyeti, stok maliyetini hesaplama teknikleri, net gerçekleşebilir değer Abstract With the enactment of the new Turkish Commercial Code, International/TurkishFinancial Reporting Standards (IFRS/TFRS) will become mandatory for all firms. Under IFRS/TFRS, accounting for assets, liabilities, revenues and expenses and reporting of these items in financial statements differ from rules of tax legislation. Calculation of the cost of inventory and transactions regarding the valuation of inventory in the period end is one of the important differences between IFRS/TFRS and tax legislation. This study examines acquisition and valuation of inventories and explains accounting records of these transactions with examples. Key Words: IFRS/TFRS, cost of inventory, cost calculation techniques, net realizable value * Galatasaray Üniversitesi, Muhasebe-Finansman Ana Bilim Dalı 9

1. GİRİŞ Geleneksel tarihi maliyet yaklaşımı kapsamında stoklar, tüm diğer varlıklar gibi başlangıçta orijinal maliyetleri ile kaydedilir. Orijinal maliyet; varlığın satın alınmasına ya da üretilmesine ilişkin katlanılan maliyetlerin tamamı olarak tanımlanabilir. Tarihi maliyet yaklaşımında, gelecekle ilgili çeşitli karar alan yöneticilerin bu kararlarını almadan önce geçmiş performansı değerlendirmelerinin uygun olacağı ve ayrıca olası veriler yerine gerçekleşmiş verilerin finansal tablolarda raporlanmasının daha güvenilir ve doğru finansal bilginin sunumunu sağlayacağına inanılmaktadır (Kam, 1990, 164). Ancak, stokların değeri orijinal maliyetlerinin altına düşerse stokların orijinal maliyetle raporlanması uygulamasına son verilir. Stokların değerinin orijinal maliyetin altına düşmesinin nedeni stokların eskimesi, hasar görmesi ya da bir doğal afet sonucunda stokların bozulması olabilir. Eğer bu faktörlerden herhangi biri gerçekleşirse, varlığın gelecekte yaratacağı nakit akışları orijinal maliyetinden daha büyük olmayacağı için genel bir kural olarak tarihi maliyet düzeltilir. Bu şekilde değeri düşen stoklar satın alma ya da elde etme maliyeti yerine; maliyet ya da piyasa değerinden düşük olan bedel ile bilançoya yansıtılır (Davis, 1986, 381).Stokların değeri orijinal maliyetin altına düştüğünde, tarihi maliyetten sapılmasının iki önemli nedeni vardır. Birincisi, finansal tabloları okuyan yatırımcıların ve kredi verenlerin, dönen varlıkların en azından finansal durum tablosunda (bilançoda) raporlanan değerleri üzerinden nakde dönüşeceğini varsaymalarıdır (Graham, 1986, 752). Söz gelimi stokların finansal durum tablosunda raporlanan değeri 200.000 TL ise, yatırımcılar ve kredi verenler işletmenin stoklarını 200.000 TL civarında bir tutar üzerinden satabileceklerini ve nakde dönüştürebileceklerini varsayarak likidite analizlerinde bu tutarı kullanırlar. İkinci neden ise, eşleştirme ilkesi kapsamında varlıktan gelecekte elde edilecek faydada azalma olması halinde, söz konusu zararın varlığın satıldığı dönem yerine zararın gerçekleştiği dönemin hasılatından indirilmesinin zorunlu olmasıdır. Ayrıca, maliyet ya da piyasa değerinden düşük olanı ile finansal durum tablosunda raporlama yaklaşımı stok değerlemesinde ihtiyatlı davranıldığını gösterir. Her ne kadar Uluslararası Finansal Raporlama Standartları/Türkiye Finansal Raporlama Standartları (UFRS/TFRS) ve Genel Kabul Görmüş Amerikan Muhasebe İlkeleri (US GAAP) gibi çağdaş muhasebe sistemlerinde işletmenin gerçek durumunu finansal bilgi kullanıcılarına daha doğru şekilde göstereceği düşüncesi ile varlıkların gerçeğe uygun değerleriyle finansal durum tablosuna yansıtılmaları genel ilke olarak benimsense de, stoklar için ihtiyatlılık yaklaşımı korunarak stokların maliyet bedellerinin üzerinde raporlanmasının önüne geçilmiştir (Shanklin ve diğerleri, 2011, 24). İhtiyatlılık yaklaşımı, stokların değerinde bir azalış olduğuna dair bir şüphe oluştuğunda stokların değerini yükseltmek yerine düşürmenin daha doğru olduğunu savunur. 10

Maliyet; gerçek parti maliyet yöntemi, FIFO (İlk giren ilk çıkar) yöntemi, LIFO (Son giren ilk çıkar) yöntemi, hareketli ağırlıklı ortalama maliyet yöntemi ya da dönem sonu ağırlıklı ortalama maliyet yöntemi gibi tarihi maliyet ilkesi yöntemlerinden biri kullanılarak hesaplanır. US GAAP tüm bu yöntemlerin kullanılmasına izin vermesine rağmen UFRS/TFRS, LIFO haricindeki diğer yöntemlerin kullanılabileceğini ancak bu yöntemlerden işletmenin iş akışını en iyi yansıtan yöntemin seçilmesi gerektiğini belirtmektedir (Kerr ve diğerleri, 2009, 3). Diğer taraftan dönem sonunda stokların değerlemesi esnasında maliyet ya da piyasa değerinden düşük olanı ile değerleme ilkesi uygulanırken piyasa değeri olarak; net gerçekleşebilir değerin mi yoksa yerine koyma maliyetinin mi dikkate alınması gerektiği muhasebe literatüründe tartışılmaktadır. Net gerçekleşebilir değer; işin olağan akışı içinde stokların beklenen satış fiyatından tahmini tamamlama ve satışı gerçekleştirme maliyetleri düşülerek elde edilen tutardır (UMS/TMS 2, paragraf 6). Yani net gerçekleşebilir değer bir anlamda stokların elden çıkarılmasında elde edilecek tutar olarak algılanabilir. UFRS/TFRS de piyasa değeri net gerçekleşebilir değer; diğer bir deyişle elden çıkarma değeri olarak ele alınmış ve geleneksel maliyet ya da piyasa değerinden düşük olanı ile değerleme ilkesi değiştirilerek maliyet ya da net gerçekleşebilir değerden küçük olanı ile değerleme ilkesi haline getirilmiştir. US GAAP te ise piyasa değerinin göstergesinin yerine koyma maliyeti olduğu kabul edilir (Williams ve diğerleri, 2008, 358). Yerine koyma maliyeti, işletmenin mevcut stoklarını yerine koymak için şu anda ödemek zorunda olacağı miktarı ifade eder. (Stanko ve Zeller, 2010, s. 34). Net gerçekleşebilir değer (elden çıkarma değeri) ve yerine koyma maliyeti kavramlarının farklı olması, maliyet ya da piyasa değerinden düşük olanı ile değerleme ilkesinde gerekli olan piyasa değerinin belirlenmesinde farklılık olabileceğini gösterir. Örneğin, perakende satış yapan bir işletmenin elindeki malların birimini 10 TL den satmayı planladığını, ancak işletmenin tedarikçisinin söz konusu malın liste fiyatını 5 TL ye düşürdüğünü varsayalım. Bu durumda, işletmenin cari piyasa koşullarında yeni mallar alabilmek için katlanacağı maliyet; yani yerine koyma maliyeti 5 TL olacaktır. Satış maliyetinin olmayacağı varsayımı altında elden çıkarma değeri; yani net gerçekleşebilir değer ise 10 TL olacaktır. Eğer bir birim malın işletmeye maliyeti 8 TL ise, piyasa değeri olarak yerine koyma maliyetinin alınması durumunda 3 TL (8-5 = 3 TL) değer düşüklüğü karşılığı kaydedilerek stok finansal durum tablosunda 5 TL üzerinden raporlanacaktır. Piyasa değeri olarak net gerçekleşebilir değerin alınması durumunda ise, piyasa değeri maliyetin üzerinde olacağı için herhangi bir değer düşüklüğü kaydedilmeyerek stok finansal durum tablosunda maliyet bedeli olan 8 TL üzerinden raporlanacaktır. 11

Görüldüğü gibi, stokların maliyet ya da piyasa değerinden düşük olanı ile raporlanması ilkesi uygulanırken piyasa değeri olarak yerine koyma maliyetinin mi yoksa net gerçekleşebilir değerin mi dikkate alınacağı stokların finansal durum tablosundaki görünümünü ve yapılacak muhasebe kayıtlarını etkilemektedir. 2. UFRS/TFRS AÇISINDAN STOKLARDA DEĞERLEME UFRS/TFRS kapsamında stoklar maliyet ya da net gerçekleşebilir değerden düşük olanı ile değerlenir. Bu değerleme ilkesi ile stokları değerlemek için aşağıdaki adımların uygulanması gerekir (Warren ve diğerleri, 2009, 278): i) Stok maliyetini hesaplama tekniklerinin (tarihi maliyet akış yöntemlerinin) kullanılarak stok maliyetinin hesaplanması ii) Net gerçekleşebilir değerin belirlenmesi iii) Stok maliyetinin net gerçekleşebilir değer ile karşılaştırılması iv) Stokların finansal durum tablosunda maliyet ya da net gerçekleşebilir değerden düşük olanı ile raporlanması Şekil 1: UFRS/TFRS Kapsamında Stoklarda Değerlemenin Uygulama Adımları 12

2.1. Stok Maliyetinin Hesaplanması Stokların maliyeti; tüm satın alma maliyetlerini, dönüştürme maliyetlerini ve stokların mevcut durumuna ve konumuna getirilmesi için katlanılan diğer maliyetleri içerir (UMS/TMS 2, paragraf 10). UFRS/TFRS de yapılan bu tanım genel bir tanım olmakla birlikte ticaret işletmelerinin taşıdıkları ticari mal stoklarının maliyetinin satın alma fiyatı ve ticari malların mevcut durumuna ve konumuna getirilmesi için katlanılan diğer maliyetlerden oluşacağı; üretim işletmelerinin taşıdıkları mamul stoklarının maliyetinin ise satın alma fiyatı (hammadde maliyeti için) ve dönüştürme maliyetinden (direkt işçilik giderleri ve genel üretim giderleri) oluşacağı açıktır. 2.1.1. Ticaret İşletmelerinde Stok Maliyeti Satın alma maliyeti; satın alma fiyatı, ithalat vergileri ve diğer vergiler (firma tarafından vergi idaresinden iade alınabilecekler hariç) ve nakliye, yükleme boşaltma maliyetleri ile mamul, malzeme ve hizmetlerin elde edilmesiyle doğrudan bağlantısı kurulabilen diğer maliyetleri içerir. Ticari ıskontolar ve benzeri diğer indirimler, satın alma maliyetinin belirlenmesinde indirim konusu yapılır (UMS/TMS 2, paragraf 11). Satın alma maliyetinin belirlenmesinde önemli konulardan biri de vadeli alımlardır. Vadeli olarak satın alınan stoklar için (normal vade koşulları dışında), ödenecek tutar ile peşin alış fiyatı arasındaki fark finansman unsuru olarak değerlendirilir ve stok maliyetine dahil edilmeyerek tahakkuk esasına uygun olarak ilgili olduğu dönemde faiz gideri olarak muhasebeleştirilir (UMS/TMS 2, paragraf 18). UFRS/TFRS deki bu uygulamanın amacın satın alma anlaşmasındaki zımni faiz maliyetinin stok maliyetine dahil edilerek stokların olduğundan daha yüksek değerlenmesini engellemektir. Ticaret işletmelerinde stoklar elde edildiklerinde yukarıda açıklandığı gibi muhasebeleştirilir. Stoklar satıldıkça; yani hasılat elde edildikçe geleneksel eşleştirme ilkesi kapsamında satılan stokların maliyetinin gelir tablosuna aktarılarak gidere dönüştürülmesi; ayrıca dönem sonu itibariyle işletmenin deposunda kalan mevcut stokların maliyetinin belirlenmesi gerekir (Williams ve diğerleri, 2008, 359). Diğer bir deyişle, bu aşamada daha önce maliyet bedeliyle kaydedilmiş olan stokların ne kadarlık kısmının gidere dönüştüğü; ne kadarlık kısmının işletmenin elinde bulunduğu belirlenir. UFRS/TFRS; normal şartlarda birbirleri ile ikame edilemeyen stok kalemlerine ilişkin gidere dönüşecek maliyetin ve işletmenin elinde kalan stok maliyetinin belirlenmesinde, her bir varlığa ilişkin özel maliyetin dikkate alınmasını benimsemiştir (UMS/TMS 2, paragraf 23). Ancak, gerçek parti maliyet yöntemi olarak anılan bu yöntemin genellikle birbirleri ile ikame edilebilen büyük miktardaki kalemlerden oluşan stoklar için uygun bir maliyet hesaplama yöntemi olmadığı açıktır (Williams ve diğerleri, 13

2008, 353). Bu durumlarda, stokların maliyeti, FIFO (ilk giren ilk çıkar) veya işletmenin iş akışına bağlı olarak ağırlıklı ortalama maliyet yöntemlerinden biri (hareketli ağırlıklı ortalama maliyet yöntemi yada dönem sonu ağırlıklı ortalama maliyet yöntemi) uygulanarak belirlenir (UMS/TMS 2, paragraf 25). İşletmelerin söz konusu yöntemlerden fiili iş akışlarına en uygun yöntemi benimsemeleri gerekir. Örneğin, bozulabilir malların ya da modaya duyarlı malların ticaretini ya da üretimini yaptıkları için stoklarındaki en eski malları satmaya çalışan işletmelerde, fiili iş akışını en iyi yansıtan yöntem FIFO dur (Jermakowicz ve Epstein, 2011, 44). İşletmelerin benzer özelliklere ve benzer kullanıma sahip tüm stoklar için aynı maliyet hesaplama yöntemini kullanmaları zorunludur (UMS/TMS 2, paragraf 25). Örnek (Ticaret İşletmelerinde Stok Maliyetinin Belirlenmesi): Dizüstü bilgisayar alım satımı yapan A Ticaret İşletmesinin Ocak 2012 dönemi alımlarına ve satışlarına ilişkin bilgiler aşağıdaki gibidir. İşletme stok maliyetinin hesaplanmasında dönem sonu ağırlıklı ortalama maliyet yöntemi ni kullanmaktadır (KDV ihmal edilmiştir). 1 Ocak 2012: Dönembaşı stok; 100 adet, birim maliyet 1.250 TL 5 Ocak 2012: 200 adet mal birim fiyat 1.200 TL den alınmış; ödeme peşin yapılmıştır. Ayrıca malın işletmeye getirilmesiyle ilgili bir nakliye firmasına 5.000 TL ödenmiştir. 12 Ocak 2012: Peşin fiyatı 1.200 TL olan 150 adet mal birim fiyat 1.300 TL den 2 ay vadeli olarak alınmıştır. 20 Ocak 2012: Satıcısı, A İşletmesine 10.000 TL iskonto yaptığını bildirmiş ve iskonto tutarını işletmenin bankadaki mevduat hesabına havale etmiştir. 25 Ocak 2012: 200 adet mal 1.100 TL fiyatla peşin olarak satılmıştır. 5 Ocak 2012 tarihinde: Satın alma maliyeti 240.000 (200 x 1.200 = 240.000 TL) Nakliye maliyeti 5.000 Stok maliyeti 245.000 TL olarak hesaplanır ve 5 Ocak 2012 tarihinde yapılan kayıtla, stoklar 245.000 TL lik maliyet bedeli üzerinden muhasebeleştirilir. 14

Borç Alacak.Ticari Mallar (Bil-Aktif) 245.000 - Satın alma fiyatı 240.000 - Nakliye 5.000 Bankalar (Bil-Aktif) 245.000 12 Ocak 2012 tarihinde: Vadeli tutar Peşin alış tutarı Finansman unsuru 195.000 (150 x 1.300 = 195.000 TL) 180.000 (150 x 1.200 = 180.000 TL) 15.000 TL Vadeli alım yapıldığında stoklar peşin alış fiyatı üzerinden kaydedilir. Böylelikle, alış işlemindeki zımni faiz gideri (vade farkı gideri) stok maliyetine dahil edilmemiş olur. 15.000 TL lik faiz gideri, finansmanın sağlandığı 2 ay boyunca dönemsellik ilkesine uygun olarak gelir tablosuna gider olarak aktarılmalıdır. Bunun için satın alma esnasında yapılacak muhasebe kaydında faiz giderinin Ertelenmiş Faiz Giderleri veya Borçlar Reeskontu adı altındaki pasif düzenleyici bir aktif hesaba kaydedilmesi; dönem sonlarında o döneme ilişkin faiz giderinin (vade farkı gideri) bu hesaptan alınıp gelir tablosunda açılacak Vade Farkı Giderleri hesabına aktarılması uygun olur (Akdoğan ve Sevilengül, 2007, 176). Borç Alacak Ticari Mallar (Bil-Aktif) 180.000 Ertelenmiş Faiz Giderleri (-) (Bil-Pasif 15.000 Satıcılar (Bil-Pasif) 195.000 20 Ocak 2012 tarihinde : Alış iskontoları, stok maliyetinden düşülür. 15

Borç Alacak Bankalar (Bil-Aktif) 10.000.Ticari Mallar (Bil-Aktif) 10.000 25 Ocak 2012 tarihinde: Satış hasılatı: 200x1.100=220.000 TL Borç Alacak Bankalar(Bil-Aktif) 220.000.Yurtiçi Satışlar (GT-Gelir) 220.000 31 Ocak 2012 tarihinde: Dönem sonunda, dönem içinde satılarak gidere dönüşen stok maliyeti ve işletmenin elinde kalan stokların maliyeti dönem sonu ağırlıklı ortalama maliyet yöntemi uygulanarak şu şekilde hesaplanır: Dönembaşı stok 125.000 (100 adet x 1.250 TL) 5 Ocak tarihli alım 245.000 (200 adet) 12 Ocak tarihli alım 180.000 (150 adet) 20 Ocak tarihli iskonto (-) (10.000) Toplam maliyet Birim maliyet Gidere dönüşen stok maliyeti 540.000 TL 1.200 TL (540.000 / 450 = 1.200 TL) 240.000 TL (200 x 1.200 = 240.000 TL) İşletmenin elinde kalan stok maliyeti 300.000 TL(250 x 1.200=300.000 TL ) Borç Alacak.Satılan Ticari Mallar Maliyeti (GT-Gider) 240.000 Ticari Mallar (Bil-Aktif) 240.000 16

2.1.2. Üretim İşletmelerinde Stok Maliyeti Üretim işletmelerinde stokların maliyeti; tüm satın alma maliyetlerini, dönüştürme maliyetlerini ve stokların mevcut durumuna ve konumuna getirilmesi İçin katlanılan diğer maliyetleri içerir (UMS/TMS 2, paragraf 10). Burada satın alma maliyeti ile kastedilen üretimde kullanılan hammadde maliyetidir. Hammaddeler satın alındıklarında ticari mal stoklarında olduğu gibi maliyet bedeli ile kaydedilirler. İşletmenin üretimde kullandığı hammaddenin maliyeti ve dönem sonu itibariyle elinde kalan hammaddenin maliyeti ise stok maliyetini hesaplama formüllerinden biri (FIFO hareketli ağırlıklı ortalama maliyet yöntemi dönem sonu ağırlıklı ortalama maliyet yöntemi) kullanılarak hesaplanır. Dönüştürme maliyetleri; direkt işçilik giderleri ve ilk madde ve malzemenin mamule dönüştürülmesinde katlanılan sabit ve değişken genel üretim giderlerinden sistematik bir şekilde dağıtılan tutarlardır (UMS/TMS 2, paragraf 12). Ancak, sabit genel üretim maliyetleri planlanan bakım onarım çalışmalarından kaynaklanacak kapasite düşüklüğünün dikkate alındığı normal kapasite kullanımına göre dönüştürme maliyetlerine dahil edilir (UMS/TMS 2, paragraf 13). Üretimin düşük seviyede gerçekleştiği dönemlerde, normal kapasiteye düşmediği için dönüştürme maliyetine dağıtılmayan sabit genel üretim maliyetleri ise gider kaydedilerek dönemin kar veya zararından düşülür (Epstein ve Jermakowicz, 2007, 183). Örnek (Üretim İşletmelerinde Stok Maliyetinin Belirlenmesi): A Sanayi İşletmesi Ocak 2012 döneminde 150.000 birim mamul üretmiş; 400.000 TL direkt ilk madde ve malzeme maliyetine, 300.000 TL direkt işçilik maliyetine, 150.000 TL değişken genel üretim maliyetine ve 500.000 TL sabit genel üretim maliyetine katlanmıştır. İşletme normal kapasitede faaliyet gösterdiğinde 200.000 birim mamul üretmektedir. Normal üretim kapasitesine bağlı dağıtım katsayısı = Sabit genel üretim maliyeti / Normal üretim kapasitesi = 500.000 TL / 200.000 birim = 2,5 TL/birim Bir birim mamule dağıtılacak sabit genel üretim maliyeti 2,5 TL dir. Mamullere dağıtılacak toplam sabit genel üretim maliyeti = Normal üretim kapasitesine bağlı dağıtım katsayısı x Üretim miktarı = 2,5 x 150.000 = 375.000 TL Üretim maliyetleri yarı mamullere yüklenirken, mamullere dağıtılmayan 125.000 TL lik sabit genel üretim gideri (500.000 375.000 = 125.000 TL) bir dönem gideri hesabına aktarılarak dönemin kar veya zararından indirilir. DİMM maliyeti 400.000 D. İşçilik maliyeti 300.000 Değişken genel üretim maliyeti 150.000 Sabit genel üretim maliyeti 375.000 Üretim maliyeti 1.225.000 TL 17

Borç Alacak Yarı Mamuller Üretim (Bil-Aktif) 1.225.000 Dağıtılmayan Gen.Üretim Mal. (GT-Gider) 125.000 - Normal kapasiteye düşmeyen sabit genel üretim maliyeti DİMM Giderleri Yansıtma 400.000 D. İşçilik Giderleri Yansıtma 300.000 Genel Üretim Giderleri Yansıtma 650.000 2.2. Net Gerçekleşebilir Değerin Belirlenmesi UFRS/TFRS net gerçekleşebilir değeri; bir işletmenin, işin normal akışı içinde, stokların satılmasından elde etmeyi beklediği net tutar olarak tanımlamaktadır (UMS/TMS 2, paragraf 7). Bu tanımdan yola çıkarak net gerçekleşebilir değerin tahmini satış giderinin tahmini satış fiyatından düşülmesiyle ulaşılan tutar olduğunu söylemek mümkündür. Bu durumda, satış fiyatının nasıl tahmin edileceği önem kazanmaktadır. UFRS/TFRS bu konuda. satış fiyatının tahmini, hesaplama anında mevcut güvenilir kanıtlara göre stokların satılması durumunda elde edilmesi beklenen satış tutarları esas alınarak yapılır diyerek satış fiyatının tahmin edilmesinde cari satış fiyatlarının kullanılmasına işaret etmektedir (UMS/TMS 2, paragraf 30). Örnek (Net Gerçekleşebilir Değerin Belirlenmesi): Yukarıdaki örnekte stok maliyetinin nasıl hesaplanacağı açıklanan A Ticaret İşletmesi dönem sonu itibariyle elinde kalan 250 adet stokun net gerçekleşebilir değerini belirlerken, tahmini satış fiyatı olarak 25 Ocak 2012 tarihinde gerçekleşen satıştaki fiyatı esas alabilir. Ayrıca işletmenin bu tarihte, stoklarını satabilmek için adet başına 30 TL nakliye giderine katlanacağını tahmin ettiğini varsayarsak net gerçekleşebilir değer şu şekilde belirlenir: Tahmini satış tutarı Tahmini satış gideri(-) Net gerçekleşebilir değer Birim net gerçekleşebilir değer 275.000 (250 adet x 1.100 TL) (7.500) (250 adet x 30 TL) 267.500 TL 1.070 TL (267.500 / 250 = 1.070 TL) 2.3. Stok Maliyeti ve Net Gerçekleşebilir Değerin Karşılaştırılarak Stokların Finansal Durum Tablosunda Raporlanması Daha önce de belirtildiği gibi, işletmenin elindeki stoklar maliyet ya da net gerçekleşebilir değerden küçük olanı ile değerlenerek finansal durum tablosunda raporlanır. Eğer net gerçekleşebilir değer, stok maliyetinden düşükse stokları net 18

gerçekleşebilir değerine indirgemek için değer düşüklüğü karşılığı ayrılmalıdır. Tersi durumda ise, yani net gerçekleşebilir değer stok maliyetinin üzerinde ise herhangi bir işlem yapmayarak stokların zaten kayıtlı olan maliyet bedelleri ile finansal durum tablosuna yansıtılmaları sağlanır. Örnek (Stokların Finansal Durum Tablosunda Raporlanması): A Ticaret İşletmesinin dönem sonu itibariyle elindeki stoklarının maliyeti 300.000 TL; net gerçekleşebilir değeri 267.500 TL olduğuna göre stoklar finansal durum tablosunda 267.500 TL olarak raporlanmalıdır. Bunun için zaten 300.000 TL olarak kayıtlarda olan stoklar için aşağıdaki muhasebe kaydıyla 32.500 TL değer düşüklüğü karşılığı ayrılır ve stoklar net gerçekleşebilir değerine; yani 267.500 TL ye indirgenir. Borç Alacak Stok Değer Düşüklüğü Karşılık 32.500 Giderleri (GT-Gider) Stok Değer Düşüklüğü 32.500 Karşılığı (-) (Bil-Aktif düz) Stokları net gerçekleşebilir değerine indirgeyen stok değer düşüklüğü karşılık tutarlarının indirgemenin oluştuğu dönemde stok maliyetini artıracak şekilde gider olarak muhasebeleştirilmesi gerekir (UMS/TMS 2, paragraf 34). Bu nedenle, yukarıdaki muhasebe kaydında yer alan Stok Değer Düşüklüğü Karşılık Giderleri hesabı satışların maliyeti grubu içerisinde yer almalıdır. Ayrıca, bir taraftan gider olarak kaydedilen değer düşüklüğü karşılığının diğer taraftan aktif düzenleyici pasif hesap olan Stok Değer Düşüklüğü Karşılığı hesabına da kaydedilmesi gerekir. Böylelikle stoklar finansal durum tablosunda 267.500 TL olan net gerçekleşebilir değer üzerinden raporlanmış olur: Ticari Mallar 300.000 Stok Değer Düşüklüğü Karşılığı (-) (32.500) Stoklar (net gerçekleşebilir değer) 267.500 TL (finansal durum tablosuna yansıtılacak tutar) Diğer taraftan net gerçekleşebilir değeri üzerinden finansal tablolarda izlenen stok kalemlerinin, izleyen finansal tablo döneminde işletme bünyesinde bulunması halinde net gerçekleşebilir değer gözden geçirilir ve net gerçekleşebilir değerde artış olması halinde stokların değeri artırılır (Christie ve diğerleri, 2010, 31). Diğer bir deyişle, daha önce stokların net gerçekleşebilir değere indirgenmesine neden olan koşulların geçerliliğini kaybetmesi veya ekonomik koşulların değişmesi sonucunda net gerçekleşebilir değerde artış olursa, ayrılan değer düşüklüğü karşılığı iptal edilir (UMS/TMS 2, paragraf 33). Böylece stoklar finansal durum tablosunda, maliyet ve revize edilen net gerçekleşebilir değerden 19

düşük olanı ile raporlanmış olur. Burada hemen belirtmek gerekir ki; UFRS/TFRS nin net gerçekleşebilir değerdeki artış nedeniyle daha önce ayrılan değer düşüklüklerinin iptal edilmesine izin vermesi muhasebe literatüründe tartışılmaktadır. Örneğin US GAAP de değer düşüklüğü karşılıkları kalıcı olarak değerlendirilmekte ve sonraki dönemlerde stokların değerinde artış olsa bile değer düşüklüğü karşılıkları iptal edilmemektedir (Tribunella, 2009, 33). Örnek (Net Gerçekleşebilir Değerde Artış Olması): A İşletmesinin önceki dönemde finansal durum tablosunda 267.500 TL olarak raporladığı 300.000 TL maliyet bedelli ticari mallarını bu dönemde satmadığı varsayılırsa net gerçekleşebilir değerin yeniden gözden geçirilmesi gerekir. Bu dönemde hiç satış yapılmamasına rağmen A İşletmesi piyasadaki artan satış fiyatları dolayısıyla, tahmini satış fiyatını 1.150 TL olarak revize etmiş ve adet başına 30 TL nakliye giderine katlanacağını tahmin etmiştir. Tahmini satış tutarı 287.500 (250 adet x 1.150 TL) Tahmini satış gideri (-) (7.500) (250 adet x 30 TL) Net gerçekleşebilir değer 280.000 TL Stokların kayıtlı değeri (267.500) İptal edilen değer düşüklüğü 12.500 TL UFRS/TFRS, net gerçekleşebilir değerin artışından dolayı iptal edilen stok değer düşüklüğü karşılık tutarının, iptalin gerçekleştiği dönemin tahakkuk eden satış maliyetini azaltacak şekilde muhasebeleştirilmesini zorunlu kılmaktadır (UMS/TMS 2, paragraf 34). Bu durumda A İşletmesi 12.500 TL lik iptal edilen değer düşüklüğünü satış maliyetini azaltacak şekilde gelir olarak kaydetmelidir. Borç Alacak Stok Değer Düşüklüğü Karşılığı (-) 12.500 (Bil-Aktif düz) Stok Değer Düşüklüğü 12.500 Karşılık İptalleri (GT-Gelir) Böylelikle stoklar finansal durum tablosunda 280.000 TL olan net gerçekleşebilir değer üzerinden raporlanmış olur: Ticari Mallar 300.000 Stok Değer Düşüklüğü Karşılığı (-) (20.000) Stoklar (net gerçekleşebilir değer) 280.000 TL (finansal durum tablosuna yansıtılacak tutar) 20

3. VERGİ MEVZUATI AÇISINDAN STOKLARDA DEĞERLEME Vergi mevzuatına göre, stoklar maliyet bedeliyle değerlenir (VUK, madde 274). Maliyet bedeli; iktisadi bir kıymetin elde edilmesi veya değerinin artırılması amacıyla yapılan ödemelerle bunlara ilişkin diğer giderlerin toplamını ifade eder. (VUK, madde 262). Üretilen mamul veya yarı mamul stoklarının maliyeti ise aşağıdaki unsurlardan oluşur (VUK, madde 275): Mamulün oluşturulmasında sarf edilen ham maddelerin bedeli; Mamule isabet eden işçilik; Genel üretim giderlerinden mamule düşen pay; Genel yönetim giderlerinden mamule düşen hisse; (Bu hissenin mamulün maliyetine katılması ihtiyaridir.) Ambalajlı olarak piyasaya arz edilmesi zorunlu olan mamullerde ambalaj malzemesinin bedeli. Diğer taraftan, stokların maliyet bedeline nazaran değerleme günündeki satış bedelleri %10 ve daha fazla düşük bir değer gösterirse, maliyet bedeli yerine maliyet bedeli esası hariç emsal bedeli ölçüsü uygulanır ve böylelikle stoklar bilançoda (finansal durum tablosunda) emsal bedel ile raporlanır (VUK, madde 274). Benzer şekilde, yangın, deprem ve su basması gibi afetler yüzünden veya bozulmak, çürümek, kırılmak, çatlamak, paslanmak gibi haller neticesinde iktisadi kıymetlerinde önemli bir azalış meydana gelen stoklar da emsal bedeli ile değerlenir (VUK, madde 278). Emsal bedel; gerçek bedeli olmayan veya bilinmeyen veyahut doğru olarak tespit edilemeyen bir malın, değerleme gününde satılması halinde emsaline nazaran haiz olacağı değerdir. Emsal bedeli sıra ile ortalama fiyat esası, maliyet bedeli esası ve takdir esasına göre belirlenir (VUK, madde 267). Ortalama fiyat esasında; aynı cins mallardan sıra ile değerlemenin yapılacağı ayda veya bir evvelki veya bir daha evvelki aylarda satış yapılmışsa, emsal bedeli bu satışların miktar ve tutarına göre mükellef tarafından çıkarılacak olan Ortalama satış fiyatı ile hesaplanır. Bu esasın uygulanması için, aylık satış miktarının, emsal bedeli tayin olunacak her bir malın miktarına nazaran % 25 ten az olmaması şarttır. Maliyet bedeli esasında; emsal bedeli belli edilecek malın, maliyet bedeli bilinir veya çıkarılması mümkün olursa, bu takdirde mükellef bu maliyet bedeline, toptan satışlar için % 5, perakende satışlar için % 10 ilave etmek suretiyle emsal bedelini bizzat belli eder. Takdir esasında ise ortalama fiyat esası ve maliyet esasına göre belli edilemeyen emsal bedelleri ilgililerin müracaatı üzerine takdir komisyonunca belli edilir (VUK, madde 267). 4. SONUÇ VE DEĞERLENDİRME Yeni Türk Ticaret Kanunu nun yürürlüğe girmesi ile 01.01.2013 tarihinde halka açık olmayan işletmelerde de başlayacak UFRS/TFRS uygulaması diğer bir çok konuda olduğu gibi stokların değerlemesinde de vergi mevzuatından farklılık göstermektedir. UFRS/TFRS, vadeli alınan stoklarda vade farkının finansman 21

unsuru olarak stok maliyetine dahil edilmeyerek vade farkı gideri olarak muhasebeleştirilmesini gerektirirken, vergi mevzuatında vadeli alınan stoklar vadeli tutar üzerinden muhasebeleştirilmekte; diğer bir deyişle vade farkı stok maliyetine alınmaktadır. Diğer taraftan üretim işletmelerinde mamul stoklarının hesaplanması için vergi mevzuatında tüm üretim giderleri dikkate alınmakta; UFRS/TFRS de ise sabit genel üretim giderlerinin yalnızca kullanılan kapasiteye düşen kısmı mamul stoklarının maliyetine yüklenmektedir. Ayrıca, stokların dönem sonunda finansal durum tablosunda raporlanmaları için gerekli değerleme işlemleri de vergi mevzuatında ve UFRS/TFRS de farklılık göstermektedir. Vergi mevzuatına göre stokların maliyet bedeline nazaran değerleme günündeki satış bedelleri %10 ve daha fazla düşük bir değer gösterirse, maliyet bedeli yerine emsal bedeli ölçüsü uygulanmakta ve böylelikle stoklar bilançoda (finansal durum tablosunda) emsal bedel ile raporlanmaktadır. UFRS/TFRS de ise dönem sonunda stoklar maliyet ya da net gerçekleşebilir değerden düşük olanı ile raporlanmaktadır. KAYNAKÇA Akdoğan, Nalan ve Sevilengül, Orhan. (2007). Türkiye Muhasebe Standartları ile Uyumlu Tekdüzen Muhasebe Sistemi Uygulaması. 13. bs. İstanbul : İSMMMO Christie, Nancy L., Brozovsky, John ve Hicks, Sam. (2010) International Financial Reporting Standards for Small and Medium-Sized Entities: An Update for the Commercial Loan Officer. Commercial Lending Review (September-October 2010) : 28-34. Davis, Albion R. Inventory Valuation and Business Profits: The Case for a Stabilized Basis. National Association of Cost Accountants, NACA Bulletin. 19; 7 (1986) : 377-400. Epstein, Barry Jay ve Jermakowicz, Eva K. (2007). Interpretation and Application of International Financial Reporting Standards. [y.y.] : Wiley Editions. Graham, E. W. Current Practices in Inventory Valuation. National Association of Cost Accountants, NACA Bulletin. 18; 3. (1986) : 752-768. Jermakowicz, Eva K. ve Epstein, Barry Jay. (2011). Accounting Policy Options in IFRS. The CPA Journal 81; 8 (2011) : 44-49. Kam, Vernon. (1990). Accounting Theory. 2.bs. Singapore : John Wiley & Sons Ediions Kerr, Stephen G., Gillett, John, Sandoz, Nathan ve Wilcox, William E. (2009), International Financial Reporting Standards: Impact on Professional Financial Statement Users. Commercial Lending Review (September- 22

October 2009) : 3-8. Shanklin, Stephen B., Hunter, Debra R. ve Ehlen, Craig R. (2011), A Retrospective View Of The IFRS Conceptual Path And Treatment Of Fair Value Measurements In Financial Reporting. Journal of Business & Economics Research. 9; 3 (2011) : 23-28. Stanko, Brian B. ve Zeller, Thomas L. (2010). The Arrival of a new GAAP: International Financial Reporting Standards. Journal of Business & Economics Research. 8 ; 10 (2010) : 27-37. T.C. Yasalar (04.01.1961). 213 sayılı Vergi Usul Kanunu. Ankara: Resmi Gazete (10703-10705 sayılı) Tribunella, Heidi. Twenty Questions on International Financial Reporting Standards. The CPA Journal. 79; 3 (2009) : 32-37. Türkiye Muhasebe Standardı 2: Stoklar. Ankara : Türkiye Muhasebe Standartları Kurulu. Warren, Carl S., Reeve, James M. ve Duchac, Jonathan. (2009). Financial and Managerial Accounting. Cengage Learning. [y.y.] : [yayl.y.] Williams, Jan R., Haka, Susan F., Bettner, Mark S. ve Carcello, Josph V. (2008) Financial & Managerial Accounting. 14.bs. [y.y.] : McGraw-Hill (İstanbul SMMM Odasının Mali Çözüm Dergisi Ocak-Şubat 2012 sayısından alınmıştır.) 23

YENİDEN FİNANSMAN GİDERLERİ KISITLAMASI M.Emin AKYOL Eski Baş Hesap Uzmanı Özet İşletmelerin kullandığı yabancı kaynaklara ilişkin giderlerin bir bölümünün, kazanç vergileri matrahından indirilememesi esası, daha önce 1.1.1195-1.1.2004 tarihleri arasında uygulanmıştır. Finansman giderleri kısıtlaması olarak adlandırılan bu uygulama stoklarını LİFO yöntemine değerleyen veya yeniden değerleme yapan ve bu müesseselerin vergisel avantajlarından yararlanan mükellefleri kapsamıştır. Enflasyon düzeltmesine geçilmesiyle birlikte son verilen uygulama, 6322 sayılı Kanunla gelir ve kurumlar vergisi kanunlarına eklenen hükümlerle 1.1.2013 tarihinden itibaren yürürlüğe girmek üzere yeniden vergi sistemimize dahil edilmiştir. Ancak yeni uygulama öncekinden farklı olup, kullanılan yabancı kaynakları öz kaynaklarını aşan mükellefler için söz konusudur. Anahtar Kelimeler: Yabancı kaynaklar, finansman giderleri, finansman giderleri kısıtlaması. 1- GENEL AÇIKLAMA İşletmede yabancı kaynak kullanılması halinde bu kaynaklar için katlanılan giderler dönem kazancını etkiler. Söz konusu giderler mali karın tespitinde yabancı kaynağın kullanım yerine bağlı olarak ya sabit kıymet maliyetine eklenir ya da doğrudan gider olarak dikkate alınır. Maliyet bedeline eklenmeyen finansman giderleri doğrudan dönem kazancından indirilmekle birlikte, ilk defa 4008 sayılı Kanunla getirilen hükümlerle bu giderlerin bir bölümünün matrahtan indirilmesi engellenmiş ve bu uygulama finansman giderleri kısıtlaması olarak adlandırılmıştır. Finansman giderlerinin kısıtlamaya tabi tutulması, 1.1.1995 tarihinden itibaren başlamış ve 1.1.2004 tarihine kadar devam etmiştir. Son olarak 6322 sayılı Kanunla GVK nın 41 ve KVK nın 11. maddelerine eklenen hükümlerle finansman giderlerinde kısıtlama öngören yeni bir düzenleme yapılmıştır. Anılan hükümler 1.1.2013 tarihinden itibaren uygulanacaktır.(1) (1) 6322 sayılı Kanun 15.06.2012 tarih ve 28324 sayılı Resmi Gazetede yayınlanmıştır. Bununla birlikte 4008 sayılı Kanunla yapılan düzenleme ile 6322 sayılı Kanunla yapılan düzenleme arasında farklar bulunmaktadır. İlk düzenlemede; stoklarım son giren ilk çıkar (LİFO) yöntemine göre değerleyen veya amortismana tabi iktisadi kıymetlerini yeniden değerlemeye tabi tutan ve bu yeni değerler üzerinden amortisman ayıran mükelleflerin finansman giderleri 24

kısıtlamaya tabi tutulmuştur. 6322 sayılı Kanunla yapılan düzenleme ise yabancı kaynakları öz kaynaklarını aşan mükelleflerin finansman giderlerinin kısıtlamaya tabi tutulmasını öngörmekte olup, kısıtlama sadece öz kaynaklan aşan yabancı kaynak kısmına isabet eden finansman giderlerine uygulanacaktır. Her iki düzenleme arasında amaçlar yönünden de farklılık vardır. İlk düzenleme yapıldığında henüz enflasyon düzeltmesine geçilmemişti ve gerek LİFO yöntemi gerekse yeniden değerleme işlemi vergi sisteminde enflasyonun etkilerini giderici müesseseler olarak yer alıyordu. Bu müesseselerin vergisel avantajlarında yararlanan mükelleflerin, finansman giderlerinin taşıdığı enflasyon yükünün de vergi matrahı üzerindeki olumsuz etkisinin azaltılması amaçlanmıştı. 6322 sayılı Kanunla yapılan düzenlemeyse vergisel bir gayeden çok, işletmelerin öz kaynakla çalışmalarını teşvik etmeyi amaçlayan bir mahiyet arz etmektedir. Bu yazıda finansman giderleri kısıtlamasına ilişkin son düzenleme irdelenmiştir. Önce 4008 sayılı Kanunla yapılan ilk düzenleme uygulamayı hatırlatma amacıyla kısaca ele alınmış, daha sonra 6322 sayılı Kanunla getirilen yeni esaslar üzerinde durulmuştur. 2-4108 SAYILI KANUNLA YAPILAN İLK DÜZENLEME 4008 sayılı Kanunun 25. maddesiyle GVK nın 41. maddesine 8. bent olarak aşağıdaki hüküm eklenmişti: 8. Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre, dönem sonu stoklarını son giren ilk çıkar yöntemine göre değerleyen veya amortismana tabi iktisadi kıymetlerini yeniden değerlemeye tabi tutanların, işletmede kullandıkları yabancı kaynaklara ilişkin faiz, komisyon, vade farkı, kar payı, kur farkı ve benzeri adlar altında yaptıkları giderler ve maliyet unsurları toplamına (yatırımın maliyetine eklenenler hariç) aşağıdaki indirim oranının uygulanması suretiyle bulunacak kısım. İndirim oranı, Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre o yıl için tespit edilmiş olan yeniden değerleme oranının, ilgili kuruluşlardan alınan bilgilere göre Maliye Bakanlığınca o yıl için hesaplanan ortalama ticari kredi faizi oranına bölünmesi suretiyle bulunur. Sanayi siciline kayıtlı imalatçıların imalat faaliyetlerinde kullandıkları yabancı kaynaklara ait gider ve maliyet unsurlarına bu bent hükmü uygulanmaz. Bu bendin birinci paragrafında yer alan % 25 oranını, % 100 e kadar artırmaya Bakanlar Kurulu; bendin uygulanmasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye ise Maliye Bakanlığı yetkilidir. 4008 sayılı Kanunun 27. maddesiyle de KVK nın 15. maddesine aşağıdaki 13. bent hükmü eklenmişti: 13. Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre, dönem sonu stoklarını son giren ilk çıkar yöntemine göre değerleyen veya amortismana tabi sabit kıymetlerini yeniden değerlemeye tabi tutan kurumların (Bankalar, Sigorta Şirketleri ve Finans Kurumlan hariç) Gelir Vergisi Kanununun 41 inci maddesinin 8 numaralı bendindeki esaslar çerçevesinde hesapladıkları giderler. 25