OBEZİTE CERRAHİSİ SONRASI PROTEİN SHAKE GEREKLİLİĞİ

Benzer belgeler
TİP 2 DİYABETİN TEDAVİSİNDE MİNİMAL İNVAZİV CERRAHİ

OBEZİTE CERRAHİSİ SONRASI REAKTİF HİPOGLİSEMİ VE ALINMASI GEREKEN ÖNLEMLER

OBEZİTE CERRAHİSİ SONRASI GÜNLÜK KAÇ KALORİ ALMALIYIZ? OBEZİTE CERRAHİSİ SONRASI DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN NOKTALAR: BALAYI PERİYODU

KİMLERE MİDE BALONU UYGULAMASI YAPILAMAZ? OBEZİTE CERRAHİSİ SONRASI PROTEİN SHAKE GEREKLİLİĞİ

OBEZİTENİN FARKLI ALT-TİPLERİ VE YENİ TEDAVİ YAKLAŞIMLARI

OBEZİTE CERRAHİSİ SONRASI 7 ÖNEMLİ BESLENME İPUCU

BARİATRİK CERRAHİ GEÇİRMİŞ HASTALARDA SAÇ DÖKÜLMESİ VE NEDENLERİ

OBEZİTE CERRAHİSİ NEDEN DESTEKLENMELİ? AKŞAM GAZETESİ

OBEZİTE CERRAHİSİ SONRASI KAFEİN TÜKETİMİ VE ÖNERİLER

BARİATRİK AMELİYATLARIN KİLO VERMENİN ÖTESİNDE 7 ÖNEMLİ YARARI

OBEZİTE CERRAHİSİNDEN SONRA YENİDEN KİLO ALMANIN TEDAVİSİ

ÇOCUKLARINIZDA OBEZİTEYE DİKKAT!

Şişmanlık (obezite); sağlığı bozacak düzeyde vücutta yağ miktarının artmasıdır.

DİYABET NEDİR? Özel Klinik ve Merkezler

OBEZİTEYİ ANLAMAK! FAZLA KİLO İLE OBEZİTE ARASINDAKİ FARK NEDİR?

OBEZİTE CERRAHİSİNDEN SONRA GEBELİK VE SONUÇLARI

DİYABETTE BESLENME PRENSİPLERİ

Kocaeli İlinde Obezite ve Bir Tedavi Alternatifi Olan Obezite Cerrahisi Farkındalığının Değerlendirilmesi

OBEZİTE ÇOCUK SAHİBİ OLMA ORANINI AZALTIYOR! AKŞAM GAZETESİ

KİLO KAYBI AMELİYATI VE ÇAPRAZ BAĞIMLILIK: AŞIRI YEME BOZUKLUĞUNA BİR BAKIŞ

Diyabet Nedir? Diyabetin iki tipi vardır:

Kilo verme niyetiyle diyet tedavisinin uygulanamayacağı durumlar nelerdir? -Hamilelik. -Emziklik. -Zeka geriliği. -Ağır psikolojik bozukluklar

BİR PSİKOLOĞUN OBEZİTE ZAFERİ!

OBEZİTEYİ ANLAMAK! FAZLA KİLO İLE OBEZİTE ARASINDAKİ FARK NEDİR?

HIZLI ZAYIFLAMAK MÜMKÜN MÜ?

SAĞLIKLI BESLENME TABAĞI

DİYABETTE İLAÇ VE İNSÜLİN TEDAVİSİ

DİYABETES MELLİTUS. Uz. Fzt. Nazmi ŞEKERC

gereksinimi kadar sağlamasıdır.

LAPAROSKOPİK SLEEVE GASTREKTOMİ SONRASI METBOLİK VE HORMONAL DEĞİŞİKLİKLER

BARİATRİK CERRAHİ İLE BESLENME KOMPLİKASYONLARI ARASINDAKİ İLİŞKİ

OKUL ÇAĞINDA BESLENME

ŞEKER HASTALARINDA SAĞLIKLI BESLENME NASIL OLMALIDIR? Uzm. Dyt. Yonca SEVİM Haseki Eğ. ve Araş. Hast. Diyet Polikliniği

OBEZİTE CERRAHİSİ GEÇİREN KİŞİLERDE KİLO VERMEK BEYNİ İŞTE BÖYLE ETKİLİYOR!

EMZİREN ANNELERİN BESLENMESİ. Kendiniz ve bebeğiniz için sağlıklı olan gıdaları seçin

ÇOCUKLARDA OBEZİTE VE ÖNLEMLER: AKŞAM GAZETESİ

OBEZİTE CERRAHİSİ GEÇİREN KİŞİLERDE KİLO VERMEK BEYNİ İŞTE BÖYLE ETKİLİYOR!

HIZLI ZAYIFLAMAK MÜMKÜN MÜ?

BARİATRİK AMELİYATLARIN KİLO VERMENİN ÖTESİNDE 7 ÖNEMLİ YARARI

Dengeli Beslenme. Efe Kaan Fidancı

OBEZİTE CERRAHİSİNDE SIKÇA SORULAN SORULAR (SSS)

Hipertansiyon. Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı. Toplum İçin Bilgilendirme Sunumları 2015

YETERLİ VE DENGELİ BESLENME NEDİR?

Kalp Hastalıklarından Korunma

Sağlıklı besleniyoruz Sağlıkla büyüyoruz. Diyetisyen Serap Orak Tufan

OBEZİTEYİ ANLAMAK! FAZLA KİLO İLE OBEZİTE ARASINDAKİ FARK NEDİR?

DİYABET DİYETİ * Diabet diyeti, yeterli ve dengeli beslenme temeline dayanmaktadır. Size önerilen miktarlardaki yiyecekler günlük protein,

MERVE SAYIŞ TUĞBA ÇINAR SEVİM KORKUT MERVE ALTUN

KARACIGERINI KORU SIGORTAYI ATTIRMA!

BAŞARILI BARİATRİK CERRAHİ HASTASI OLMANIN 8 ADIMI!

GASTRİK BYPASS TİPLERİ NELERDİR? FARKI NEDİR? BAŞARILI BARİATRİK CERRAHİ HASTASI OLMANIN 8 ADIMI!

BARİATRİK AMELİYATLARIN KİLO VERMENİN ÖTESİNDE 7 ÖNEMLİ YARARI

DiYABET VE BESLENME N M.-

İç Hastalıkları Anabilim Dalı Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Bilim Dalı

1 gr yağ: 9 kilokalori, 1 gr protein ve karbonhidrat: 4 kilokalori, 1 gr alkol 7 kilokalori verir.

OBEZİTE CERRAHİSİNDEN SONRA KALSİYUM, B1 ve B2 VİTAMİNİ ALIMININ ÖNEMİ

OBEZİTE CERRAHİSİ SONRASI PROTEİN SHAKE GEREKLİLİĞİ

Diyabet ve egzersiz TÜRKİYE ENDOKRİNOLOJİ VE METABOLİZMA DERNEĞİ DİABETES MELLİTUS ÇALIŞMA VE EĞİTİM GRUBU

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından da obezite, sağlığı bozacak ölçüde vücutta aşırı yağ birikmesi olarak tanımlanmıştır.

DİYABETES MELLİTUS. Dr. Aslıhan Güven Mert

OBEZİTE CERRAHİSİ VE RAMAZAN AYI ÖNERİLERİ

GENEL BİLGİLER. Vizit tarihi: / /

METABOLİK CERRAHİ İLE TİP 2 DİYABET NASIL TEDAVİ EDİLİR? (VİDEO) OBEZİTE CERRAHİSİ TİP 2 DİYABETİ TEDAVİ EDEBİLİR!

SAĞLIKLI BESLENME BİRECİK MESLEKİ VE TEKNİK ANADOLU LİSESİ ZEYNEP ŞAHAN KARADERE

DİYABET CERRAHİSİ ZİRVESİ KONSENSUS KONFERANSI

GİRİŞ. Sağlıklı Beslenme ve Vücudumuzun Sağlıklı Beslenme Piramidi. Ana Gıda Grupları

EKMEKSİZ DİYET OLUR MU? ŞİŞMANLIĞIN TEK SUÇLUSU EKMEK Mİ? Dilara Koçak Beslenme ve Diyet Uzmanı 8 Mart

DENGELİ BESLENME NEDİR?

DUYGUSAL BESLENME VE OBEZİTE AKŞAM GAZETESİ

OBEZİTE CERRAHİSİ SONRASI BESLENME: GLİSEMİK İNDEKS NEDİR? NEDEN ÖNEMLİDİR?

Klinik Beslenme Günleri II-Diyabet Karbonhidrat Sayımı

DUYGUSAL BESLENME VE OBEZİTE AKŞAM GAZETESİ

OBEZİTE CERRAHİSİ SONRASI: KALSİYUM, B1 VE B2 VİTAMİNİ

OBEZİTE NEDİR? Erkeklerde %20,5 Kadınlarda ise % 41,0 Toplamda % 30,3 olarak bulunmuştur. İstanbul 33,0 Orta Anadolu 32,9

Besin Gidaların Yararı ve Zararı

Can boğazdan gelir.. Deveyi yardan uçuran bir tutam ottur..

SAĞLIKLI YAŞAM VE BESLENME ALIŞKANLIKLARI BİLGİ FORMU

Kanser tedavisi sırasında sağlıklı bir diyet hemen hemen başka zamanlardakiyle aynıdır. Her gün çeşitli gıdalar yemeniz gerekir.

Gastrik Bypass Ameliyatından Sonra Beslenme

HIZLI ZAYIFLAMAK MÜMKÜN MÜ?

neden az yağlı az kolesterollü diyet?

Diyabetlilerin sadece %37 sinde hedef glikoz değerine ulaşılabiliyor

5. Sınıf Fen ve Teknoloji

OBEZİTE CERRAHİSİ SONRASI SAÇ DÖKÜLMELERİ BARİATRİK BESLENME UZMANININ BARİATRİK TAKİPTEKİ YERİ VE ÖNEMİ

Doç. Dr. Halil Coşkun. Dr. Hüseyin Kazim Bektaşoğlu

ALANYA BELEDİYESİ ÇEVRE KORUMA VE KONT.MD YETERLİ VE DOĞRU BESLENME KURALLARI

SÜT VE SÜT ÜRÜNLERİ YETERLİ VE DENGELİ BESLENMEDEKİ ÖNEMİ

BESİN GRUPLARININ YETERLİ VE DENGELİ BESLENMEDEKİ ÖNEMİ

SAĞLIKLI BESLENME İPUÇLARI AKŞAM GAZETESİ

Prof. Dr. Sedat BOYACIOĞLU

Emzirme dönemindeki beslenmeniz en az hamilelikte beslenmenize dikkat etmeniz kadar önemlidir.

Prof.Dr. Muhittin Tayfur Başkent Üniversitesi SBF, Beslenme ve Diyetetik Bölümü

İleri Obez Diyabetiklerde Tedavi Yaklaşım Bariatrik Cerrahinin Zamanlaması

TEMEL KARBONHİDRAT SAYIMI

SINCAN İLÇE MİLLİ EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜ

Kansız kişilerde görülebilecek belirtileri

Günde kaç saat, haftada kaç gün egzersiz yapılmalı?

Damar Tıkanıklığı Nedir ve Belirtileri Nelerdir?

SAĞLIKLI BESLENME. AVRASYA ÜNİVERSİTESİ Sağlıklı Yaşam Merkezi Dyt. Melda KANGALGİL

PRENET LE KİLONUZU Kontrol Altına Alın!

Transkript:

OBEZİTE CERRAHİSİ SONRASI PROTEİN SHAKE GEREKLİLİĞİ Obezite cerrahisi olmaya karar verdiyseniz veya obezite cerrahisi geçirdiyseniz proteinler hayatınızın bir parçası olacaktır. Besinlerden yeterli proteini almak bazen zor olabilir. Bu durumlarda protein tozlarına ihtiyacınızı karşılayabilir. Protein shakelerini seçerken obezite cerrahisi için farklılıkları anlamak ve doğru olan protein tozunu seçmek çok önemlidir. Hazır olarak satın aldığınız protein shakeler veya kendi yaptığınız shakeleri tüketirken en iyi tolere edebilebileceğiniz protein shakei tercih etmeniz çok önemlidir. Protein shakeler arasındaki farklılıklar nelerdir? Protein türü Proteinin porsiyon miktarı Ne kadar şeker ilavesi olduğu Ne kadar yağ ilavesi olduğu Ne kadar farklı şeyler olduğu (gıda boyası, yapay tatlandırıcılar gibi) Protein Çeşitleri Protein kaynağı çeşitli gıdalardan elde edilebilir. Protein kaynağını belirlemek için ürünün etiketini okuyabilirsiniz. Aşağıdakilerden biri olacaktır: Hayvansal Kaynaklar: Whey protein Yumurta proteini Whey protein yani peynir altı suyu proteini iki çeşittir:

Konsantre whey protein Hidrolize whey protein İzole whey protein Laktoza karşı intolerasyonunuz varsa izole whey protein tercih etmeniz daha doğru olacaktır. Bitkisel Kaynaklar: Soya proteini Pirinç proteini Kuru baklagiller En popüler protein shakeler; izole whey protein, konsantre whey protein, soya sütü ve soya sütü whey protein kombinasyonudur. Sizin için doğru olan protein kaynağı hangisidir? Obezite cerrahisi hastaları öncelikli olarak whey protein daha sonra soya ve yumurtayı tercih etmelidir. Diğer bitkisel protein seçenekleri daha sonra tercih edilmelidir. Whey protein, soya ve yumurtadan düşük kaloride yüksek protein alabilirsiniz. Protein shakeinizi 150-250 kalori aralığında tercih etmelisiniz. Laktoz intolerasyonunuz varsa (genellikle gastrik bypass sonrası görülebilir) izole whey proteini veya soya proteinini tercih ediniz. Konsantre whey protein tüketmekten kaçınınız. Protein shakelerden ne kadar protein alabilirsiniz? Protein shakelerden ne kadar protein alacağınız markaya bağlı olarak değişebilir. Bunun için etiket okumak çok önemlidir. Protein shake/ tozunun almadan önce 1 ölçeğinde ne kadar protein içerdiğini inceleyiniz. Protein içeriği en az 15 g olan protein shakelerini tercih ediniz.

Günlük protein ihtiyacınız kişiden kişiye göre değişebilir ama genellikle almanız gereken protein 60-80 g/gündür (Doktor/Diyetisyen kontrolünde olunuz). Günde 15 g protein içeren 2 protein shake tüketerek günlük protein ihtiyacınızın yarısını karşılayabilirsiniz. Kalan proteini de beslenmenizle sağlayabilirsiniz. 1 ölçek whey protein ortalama 23 g protein içerir. 1 bardak sütle tükettiğinizde yaklaşık olarak 30 g protein alabilirsiniz. Şeker ilavesi Protein shakelerdeki şeker ilavesi markadan markaya değişebilir. Şekerli protein tozunun tadı güzel olacaktır fakat özellikle gastrik bypass sonrası dumping sendromuna neden olabilir. Şeker ilavesinin tolere edilebilir en yüksek düzeyi 5 g dır. Şeker miktarı ne kadar az gibi görünse de mümkün olduğunca şekersiz olanları tercih ediniz. Aromasız, şekersiz protein shakelerini tercih ettiyseniz ve içmekte zorlanıyorsanız güvenilir bir tatlandırıcıyla, sevdiğiniz meyveleri ilave edip, kalorisine dikkat ederek tüketebilirsiniz. Yağ ilavesi Yağ ilavesi markadan markaya değişebilir. Çok fazla yağ, şeker gibi dumping sendromuna ve fazla kalori alımına neden olabilir. Etiket okurken yağ miktarı 5 g dan az olan protein shakelerini tercih ediniz. Katkı maddeleri Bazı protein shakeleri protein, şeker, yağ dışında bazen sodyum, gıda boyaları, tatlandırıcı, vitamin ve mineral

eklenmiş olabilir. Bu maddeler bazen midenizi bulandırabilir. Renk vermek için kullanılan gıda boyaları sağlık açısından tehlikeli olabilir ve midenizi rahatsız edebilir. Eklenmiş bazı vitamin ve minerallerinde protein tozundaki formları mide bulantısına sebep olabilir. Protein shakeinizi seçerken etiketteki tüm besin bileşenlerini dikkatlice okuyunuz. Kimyasal madde içerenleri tercih etmekten kaçınınız. Obezite cerrahisi hastaları için en doğru protein shake/tozu nasıl olmalıdır? 14-25 g protein içermeli 150-250 kalori arasında olmalı 5 g dan az şeker içermeli 5 g dan az yağ içermeli Mümkün olduğunca az katkı maddesi içermeli Protein kaynağı olarak whey, soya veya yumurta proteini içermel Bu makale http://www.personal-nutrition-guide.com/protein-shakes.html kaynak alınarak düzenlenmiştir. Bariatrik Dyt. Nida Yıldız OBEZİTE CERRAHİSİ SONRASI 7 ÖNEMLİ BESLENME İPUCU Obezite cerrahisi sonrası 7 önemli beslenme ipucu! 1 Her Zaman Öncelik Proteinlerde!

Günde en az 60 gr protein almalısınız. Protein kaynaklarını bilmeli, tercihlerinizi proteinlerden yana kullanmalı ve yediklerinizin protein miktarını hesaplayabilmelisiniz. 2 Öğün Atlamayınız! Kendinizi uzun süre aç bırakmayınız. Günde en az 3 ana öğün ve en az 1 2 protein ağırlıklı ara öğün yapmalısınız. 4 saatten daha fazla aç kalmamak hem hızlı ve çok yemek yemenizi önlediği gibi hem de metabolizmanızın çalışır olarak kalmasına yardımcı olacaktır. 3 Yemek Masada Yenir! Yemek saatinde, masada olunuz. En az 30 dakikanızı yemek yemeğe ayırmalısınız. Televizyon karşısında, buzdolabının önünde, ayakta durup konuşarak, başka bir işle ilgilenerek yemeğinizi yememelisiniz. 4 Porsiyon Kontrolüne Dikkat! Küçük porsiyon tercih etmelisiniz. Küçük ve renkli tabaklar tercih edebilir, yiyeceklerinizi minik parçalara ayırarak yiyebilirisiniz. Tokluk hissinizi hissettiğiniz anda yemek yemeği sonlandırınız. 5 - Sıvılar Unutulmamalı! En az 6-8 bardak sıvı tüketmelisiniz. İçtikleriniz kafeinsiz, şekersiz ve karbonhidratsız içecekler olmalıdır. İçeceklerinizi, yemeklerden 30 dakika önce yada 30 dakika sonra tercih etmelisiniz. Katılarla sıvılar birlikte alındığında kusma ve bulantıya sebep olabilir. 6 - Vitamin ve Mineraller Düşündüğünüzden Daha Önemli! Size önerilmiş olduğu gibi vitamin ve minerallerinizi günlük, düzenli olarak alınız. Duruma göre C ve B vitamini gibi ekstra vitamin ve mineraller ilave edilebilir.

7 Yeni Hayata Başlangıç! Lütfen sürekli beslenmeme dikkat mi etmeliyim?, eğer dikkat edeceksem ben bu ameliyatı neden oldum ki? diye düşünceleri aklınızdan çıkarın! Sağlıklı beslenme alışkanlıkları edinip, yaşam tarzı haline getiriniz. Artık yeni hayatınız ve sonrası olmalı! Uzm. Bariatrik Dyt. Nazlı Acar OBEZİTE CERRAHİSİ KANSER RİSKİNİ AZALTIR MI? Obezite problemi olan kişiler, kilolu olmanın genel riskinin gerçek olduğunu bilir. Bu ağır riski kanserden ölme riskine kattığımızda cesaretimiz daha da kırılır. Obezitenin geleneksel yollarla tedavisinin başarılı olmaktan çok faydasız oluşunun ortaya çıkması gerçeği buna eklenince, obezitenin cerrahi tedavisi söz konusu olduğunda iyi haberler duymak, rahatlatıcı olacaktır. Evet, bu tür haberler gerçektir. Bilimsel Çalışma: Utah Üniversitesi Tıp Fakultesi nden Dr. Ted Adams tarafından, son çeyrek yüzyıldan bu yana obezite cerrahisi ile ilgilenmiş olan çoklu cerrahi grubunun işbirliğiyle çok kapsamlı bir şekilde ele alınmıştır. Yapılan bu çalışmada 1984 ile 2002 yılları arasında Gastric Bypass ameliyatı geçiren ve 2007 yılının sonuna kadar takip edilen 9,949 hasta incelendi. Utah sakini olmayanlar dışlandıktan sonra, Utah Kanser Kaydı ile bağlantı kurulabilen 6,709 hasta kaldı. Kontrol grubu ise Utah eyaletinde sürücü belgesi kaydı bulunan, ancak ameliyat geçirmemiş olan 9,609

kişilik bir grup idi. Bu grup yalnızca çalışma grubu ile yaş, cinsiyet ve kilo açısından eşleşenleri içerecek şekilde yeniden düzenlendi. Sonuçlar: Daha sonra her iki gruptaki kanser görülme sıklığı ile mortalite (ölüm) karşılaştırıldı. Çalışma deneklerinin tümünde çalışmanın başlangıcında kanser mevcut değildi. Ameliyat edilen grupta kanserden ölüm oranının, %46 daha düşük olduğu saptandı. Öncelikle kanser gelişmesi olasılığı, hasta Gastric Bypass ameliyatı geçirmiş ise %26 azalmıştı. Bu kadar çok sayıda hastanın katılımı ile makul ve sağlam bir kontrol grubu kullanılarak yapılan 24 yıllık bir çalışmanın (ortalama izlem süresi 12.5 yıl) sonuçları, en azından ciddi bir şekilde dikkate alınmayı hak etmektedir. Bu çalışma haricinde, en dikkatli şekilde izlenen ileriye dönük çalışmalardan biri de Swedish Obese Subject Study den (İsveç Obez Denekler Çalışması) gelen obezite tedavisini kapsamaktadır. Bu çalışma 1987 yılında başlamış ve Obezite Cerrahisi ameliyatı geçiren 2,010 hastayı yalnızca geleneksel tıbbi tedavi gören 2,037 adet uygun kontrol denekle eşleştirmiştir. Yakın zamanlarda Dr. Lars Sjöström, cerrahi olarak uyarılmış kilo kaybının, son derece titiz bir şekilde izlenen ve zayıflamak için diyet ile egzersiz yoluyla teşvik edilen kontrol hastalarına kıyasla kanser görülme sıklığı üzerindeki etkisini bildirmiştir. Bununla birlikte obezite cerrahi prosedürlerinin genel etkileri dikkate alındığında, cerrahi grup önemli miktarda kilo kaybederken tıbbi tedavi alan grup ise aslında biraz kilo almıştır. İlk kez kanser görülme sıklığı ameliyat geçiren kadınlarda yaklaşık %30 daha düşük olmasına rağmen erkekler arasındaki fark anlamlı değildi. 2005 yılının sonlarında toplanan sonuçlar, yaklaşık 18 yıllık bir izlem süresini yansıtmaktadır. Gastrik Bypass prosedürü ile kilo kaybı miktarı fazla olsa bile bu prosedür, obezitenin kontrolünde kullanılan tek

prosedür değildir. Önemli miktarda zayıflama ile sağlıkta düzelme Mide Bandı, Tüp Mide ameliyatları ile de kaydedilmektedir. Bu prosedürlerin kanser sıklığı ve sağkalımda benzer iyileşmelere yol açıp açmadığı ise henüz belirlenmemiştir. Belirli bir prosedür için hastaların kilo vermeleri ve ameliyat riskinin düşük olması şartıyla benzer avantajların bulunacağını beklemek mantıklıdır. Doç. Dr. Halil Coşkun TİP 2 DİYABETİN TEDAVİSİNDE MİNİMAL İNVAZİV CERRAHİ Obezite, kandaki yüksek şeker düzeyleri ile karakterize olan ve ömür boyu süren Tip 2 Diyabetin gelişmesindeki en önemli faktörlerden birisidir. Bu hastalık, vücudumuzda pankreas tarafından salgılanan bir hormon olan insüline doğru bir şekilde yanıt vermediğinde ortaya çıkmaktadır. Hafif obez bir kişinin diyabete yakalanma riski normal bir insana göre iki kat iken, ağır obez bir kişi 10 kat riske sahiptir. Tip 2 Diyabet riski yaş, aile öyküsü ve daha çok karın bölgesine lokalize obezite (merkezi obezite) ile artmaktadır. Yağ ve karbonhidrat oranı yüksek besinler tüketmek kanda daha fazla yağlı aside ve karaciğer ile iskelet kaslarında lipid birikimine yol açarak insüline karşı direnç oluşmasına ve sonunda da diyabete neden olmaktadır. Zaman içinde diyabet genellikle kötüye gider ve pankreas tarafından üretilen insülin miktarı çarpıcı şekilde azalır. Geleneksel Tip 2 Diyabet tedavisi yeterli değilse?

Kandaki şeker düzeylerini iyileştirerek normale döndürmek ve böylelikle göz ve böbrek hastalığı gibi uzun süreli komplikasyonlarla sinirlere ve kan damarlarına zarar gelmesini önlemek amacıyla diyabetin tedavi edilmesi gerekmektedir. Normalize kan şeker düzeyleri ölüm, inme, kalp yetmezliği ve diğer komplikasyonların riskini azaltmaktadır. Kanda glikosilatlı hemoglobin (HbA1c) düzeylerini belirlemek amacıyla yapılan testler kişinin uzun dönem komplikasyon riskini belirleyebilmektedir. Bu test, kırmızı kan hücreleri ile diğer hücrelere yapışan glükoz miktarını ölçmektedir. HbA1c düzeyini %1 oranında düşürmek bile komplikasyon riskini %25 azaltmaktadır. Tip 2 Diyabet tedavisinde ilk hedef, kan şeker düzeylerinin normale döndürülmesi yoluyla semptomların iyileştirilmesidir. Sonrasındaki hedefler ise göz ve böbrek hastalığı gibi uzun süreli komplikasyonlarla sinirlere ve kan damarlarına zarar gelmesini önlemektir. Son zamanlarda yapılan araştırmalar, kan şekerinin sıkı bir şekilde kontrol edilmesinin göz, böbrek ve sinir hasarı gibi çeşitli uzun dönemli komplikasyonları azaltabileceğini göstermektedir. Tip 2 Diyabetin ilk adım tedavisi diyet ve egzersizdir. Bunlar normal kan şekeri düzeylerinin korunmasında yeterli değilse pankreasın daha fazla insülin üretmesini tetikleyen, insülinin daha çok işe yaramasına yardımcı olan, karbonhidratların barsakta emilimini azaltan ya da karaciğerdeki şeker üretimini azaltan ilaçlar almanız gerekebilir. Yaşam tarzı değişiklikleri ve ilaçlara rağmen kan şekeri kontrolünüz yetersiz ise insülin almanız gerekecektir. Tip 2 Diyabet bulunan bazı insanlar diyetten sonra ilaçları bırakabilmektedir, ancak sağlıklı bir kiloya ulaşmak ve bunu sürdürmek bazen oldukça zorlayıcıdır. Çeşitli diyetler deneyerek başarısız olmuşsanız obezite cerrahisinde uygulanan yöntemler Tip 2 Diyabet tedavisi için kalıcı bir çözüm oluşturabilir!

Kanıtlanmış Prosedürler Obezite Cerrahisinin en yaygın formları Laparoskopik Tüp Mide ve Gastrik Bypass ameliyatlarıdır. Hangi prosedürün size uygun olduğunu belirlemek amacıyla cerrahınız tarafından muayne edilmeniz gerekmektedir. Minimal İnvaziv Teknikler Doç. Dr. Halil Coşkun tarafından uygulanan tüm prosedürlerin %95 ten fazlası minimal invaziv (laparoskopik) teknikleri kullanarak yapılmaktadır. Minimal invaziv ameliyat; hızlı bir iyileşme sürecine katkıda bulunan daha hızlı operasyonlar, daha az anestezi, çok daha ufak kesiler ve daha az yara izi demektir. Neyi kaybetmeyi ya da kazanmayı bekleyebilirsiniz? Hastaların çoğu ameliyattan 18 ila 24 ay sonra fazla kilolarının %50 ile %85 ini kaybederler. Ulaştığınız kilo kaybını ancak diyet değişiklikleri ve düzenli egzersizle sürdürebilirsiniz. Diyabetin daha iyi kontrolü ya da gerilemesi eğilimi önemli miktarda kilo kaybı oluşmadan önce bile söz konusudur. Ameliyatın kan şekeri düzeyleri, tansiyon ve kolesterol üzerindeki etkileri Obezite Cerrahisinden hemen sonra kan şekeri düzeyleri hızla iyileşerek ilacın azaltılmasına ya da kesilmesine imkan sağlar. Yeni çalışmalar obezite ameliyatını takiben yağ dokusu kaybının insülin direncinin iyileşmesine yol açtığını göstermektedir. Laparoskopik Gastrik Bypass ameliyatı diyabetin kontrol altına alınmasında oldukça etkilidir. Hastaların yaklaşık üçte birinde ameliyattan sonra diyabet ilacı gerekmemekte, %85 inde ise ameliyattan sonraki iki yıl içinde diyabetleri tamamen düzelmektedir.

Diyabetin daha hafif formu (diyetle kontrol altında tutulan) bulunan hastalar, beş yıldan az bir süredir diyabet hastası olanlar ve ameliyattan sonra daha fazla kilo kaybedenlerde diyabetin tamamen gerileme olasılığı daha fazladır. Diyabet hastalarının pek çoğunda kalp krizi ve inme riskini önemli ölçüde artıran yüksek tansiyon ve kolesterol problemleri bulunmaktadır. Obezite Cerrahisi yüksek tansiyonla kolesterolü iyileştirerek bu riskleri azaltmaktadır. İyileşme ve Ameliyat Sonrası İzlem Obezite ameliyatı düşünen hastalar en çok başarısız olmaktan korkmaktadır; başarı için gerekli yaşam tarzı değişikliklerine bağlı kalamayacaklarından korkarlar. Bu nedenle obezite cerrahisi hastaları yaşam boyu izlemden ve sağlam bir destek ağından yarar görmektedir. Ameliyattan sonra erken dönemde cerrahla yapılan vizitler potansiyel komplikasyonlarla diyet değişikliklerine odaklanılmasını sağlar. Hekim danışmanlığında beslenme durumu, ilk ay boyunca progresif bir şekilde sıvı gıdalardan katı gıdalara doğru ilerler. Geç dönem vizitlerinde ise psikolojik destek, beslenme değerlendirmesi, vitamin takviyesi ve egzersiz programları üzerinde odaklanılmaktadır. Ameliyat için uygun musunuz? Obezite ameliyatı önemli bir ameliyat olup, yalnızca medikal tedavi ile diyabet tedavileri başarısız olduğu durumda düşünülmelidir. Eğer kilo kaybı ameliyatı düşünüyorsanız, yaşam tarzınızdaki ömür boyu sürecek değişikliklere ve obezite cerrahisi ekibiyle yapacağınız vizitlere bağlı kalmayı ciddi bir şekilde göz önüne almalısınız. Tip 2 diyabet ya da fazla kiloyla ilişkili başka hastalıklarla birlikte VKİ 35 kg/m 2 ya da üzerinde ise ve normal açlık kan şekerine (ortalama 125 mg/dl ya da HbA1C %7) ulaşamıyorsanız, muhtemelen diyabet cerrahisi adayısınız demektir. Kontrolü

yetersiz diyabet gibi bazı durumlarda hastalar, VKİ 35 kg/m 2 nin altında ise bile obezite ameliyatı için uygundur. Merkezimiz, bazı istisnalarla beraber 12 ila 70 yaş arası adayları kabul etmektedir. Her ameliyatın riskleri vardır Cerrahi prosedürlerin tümünün, yararlarıyla tartılması gereken bir takım riskleri söz konusudur. Cerrahınız, bilinçli bir karara ulaşmanız amacıyla ameliyatın potansiyel risklerini sizinle görüşecektir. Doç. Dr. Halil Coşkun HANGİ OBEZİTE CERRAHİSİ PROSEDÜRÜ BENİM İÇİN EN DOĞRU SEÇİMİDİR? Obezite cerrahisinin, önemli miktarda ve sürekli kilo kaybı sağlamada etkili olduğu artık tüm bilimsel yayınlarda gösterilmiştir. Günümüzde arzu edilen bu sonuca ulaştıran çeşitli farklı kilo kaybı ameliyatları mevcuttur. Bu nedenle kilo kaybı ameliyatı düşünen hastalardan en sık aldığım sorulardan bir taneside; Hangi prosedürün benim için uygun olduğuna nasıl karar vereceğim? sorusudur. Kilo Kaybı Cerrahi Ameliyatlarının Etkinliği Benim görüşüm, bugün en yaygın olarak yapılan kilo kaybı ameliyatlarının (mide bandı, gastrik bypass, tüp mide ve mide

balonu) HER BİRİNİN, aşağıdaki şartlar gerçekleştirildiğinde etkin olduğudur;* Yetkin bir cerrah tarafından yapıldıklarında En önemlisi de bu ameliyatların, işbirliği yapmayı dileyen bir hasta üzerinde uygulandıklarında Hasta hangi prosedürü seçerse seçsin kilo kaybının temeli hastanın, kilo kaybı operasyonunu yaşam tarzı değişikliği uygulamada kullanmasını sağlamaktır. Mevcut ameliyatlardan her biri gerçekten de açlığı ve porsiyon büyüklüğünü kontrol etmeye yardımcı olan bir araç tır, ancak hepsi budur! Gerisi hastaya kalmıştır. Bununla birlikte mevcut araç lar arasında bazı farklılıklar vardır. Aşağıda bir hastanın, hangi ameliyatın uygun olduğuna karar verirken göz önüne alması gereken bazı hususlar yer almaktadır. Ameliyat Türünü Seçerken Dikkate Alınacak Hususlar Beklenen Kilo Kaybı: Genel olarak Gastrik Bypass ameliyatı hastaları fazla kilolarının yaklaşık %70 ini, Tüp Mide hastaları yaklaşık %40-60 ını ve Mide Bandı (Kelepçe) hastaları da yaklaşık %50-60 ını verirler. Ancak tüm bunlar; hastanın ne kadar iyi takip edildiğine ve hastanın, uzun vadede başarıyı sağlamak üzere yapılması gerekli olan tüm yaşam tarzı değişikliklerine ağırlık verip vermemesine bağlıdır. Kilo Kaybının Güvenilirliği: Gastrik Bypass ve Tüp Mide hastaları, hemen her zaman yukarıda söz edilen beklenen kilo kaybına ulaşırlar. Bu hastaların kilo kaybetmelerinden değil; zamanla yeniden kilo almalarından endişe ediyorum. Bu durum, kilo kaybı operasyonlarından sonraki ilk bir yıl içerisinde gerekli yaşam tarzı değişikliklerini yapmadıklarında oluşmaktadır. Mide Bandı ile kilo kaybı ise çok daha değişkendir. Bazı hastalar fazla kilolarının %70-90 nını (beklenenin %50-60 olduğunu hatırlayın) kaybederken, bazıları

ise çok daha az kaybedebilirler. Görüyorsunuz ki bir band ile birlikte hastalar takip edilmezse ve yaşam tarzı değişikliği üzerinde HEMEN çalışmazsa, kilo kaybını etkileyeceğidir. İyi haber ise, bir Mide Bandı hastası kilo kaybettiğinde, hemen her zaman kilo almaktan uzak durmasıdır, çünkü kilodan uzak durmak için yaşam tarzı değişiklikleri yapmaları zorunludur ve bu durum, HERHANGİ BİR kilo kaybı operasyonu için de kilodan uzak tutmaktadır. Hızlı ya da Yavaş: Gastrik Bypass ve Tüp Mide hastaları tipik olarak başlangıçta haftada 2,5-3 kg verecek ve operasyondan 12-15 ay sonra da beklenen kilo kaybına ulaşacaklardır. Diğer taraftan Mide Bandı hastaları ise daha yavaş ve istikrarlı bir kilo kaybı (haftada 0,5-1 kg kilo verme) görme eğilimindedirler ancak ameliyattan yaklaşık iki yıl sonrasında beklenen kilo kayıplarına ulaşıncaya kadar bu şekilde devam ederler. Bilinmeyenin Korkusu: Gastrik Bypass ile Mide Bandı uzun vadeli etkilerini araştıran güvenilir çalışmalar vardır. Her iki operasyonunda güvenli oldukları, önemli miktarda kilo kaybı ile kiloya bağlı tıbbi problemlerde iyileşmeye yol açtıkları ve en önemlisi de kilo kaybını sürdürdükleri görünmektedir. Bu noktada Tüp Mide için aynı şey söylenemez. Kuşkusuz halihazırda mevcut çalışmalar bu operasyonun güvenli ve etkili olduğunu göstermektedir, ancak operasyonun yeni olması nedeniyle bu operasyondan 5 ya da 10 yıl sonra hastalara ne olacağını henüz bilmemekteyiz. Yeniden kilo alacaklar mı? Bu kadar çok midenin kaldırılmasından dolayı problem yaşanacak mı? Henüz bu soruların cevapları tam olarak bilinmemektedir. Takip Edilebilirlik: Mide Bandının etkili olmasını sağlamak için bandın ayarlanması GEREKİR. Ameliyattan sonraki ilk yıl içinde Mide Bandı hastaları tipik olarak Gastrik Bypass ya da Tüp Mide hastalarından daha sık kontrole gelmektedirler, böylelikle bir Mide Bandı hastasının maksimum kilo kaybına ulaşmak için bu takip randevularını gerçekleştirebilmesi

önemlidir. Cezalandırma Faktörü: Gastrik bypass hastaları, şeker içeren besinler aldıkları takdirde çok büyük bir olasılıkla Damping Sendromu yaşayacaklardır. Şekerli bir gıda aldıktan sonra kalpleri hızlanmaya ve terlemeye başlarlar, şiddetli karın ağrısı ile baş dönmesi çekerler ve çoğu kez ishal olurlar. Bu durum, geçmişte problem yaşamalarına neden olabilen bu besinlerden uzak durmalarına gerçekten de yardımcı olacaktır. Bazı hastalar, ameliyatlarından sonra hile yaparlarsa, ameliyatlarının kendilerini cezalandıracağını bilme fikrini sevmektedir. Mide Bandı ve Tüp Mide hastaları için ise Damping Sendromu yoktur, bu yüzden de tatlılar söz konusu olduğunda, gıda seçimlerinde daha disiplinli olmaları gerekir. Yabancı Cisim Korkusu: Mide Bandı hastalarının, yaşamlarının geri kalanında içlerinde bulunan bir bandla birlikte ÇOK rahat olmaları gerekmektedir. Hastalar sağlıklı bir kiloya kavuştuğunda band çıkartılıp alınmamaktadır. Lütfen yeterli kilo kaybı elde ettikten sonra bandın çıkartılmasını talep etmeyiniz, aksi taktirde tekrar geri kilo almanız mümkün olabilir. Tersine Çevrilebilme: Bazı hastalar band taktırmayı seçerler, çünkü obezite için tedavi bulunduğunda ya da diğer bazı problem leri yaşadıklarında bandın çıkarılabileceğine inanmaktadırlar. Bandın çıkarılmasının oldukça basit olduğu doğru olmakla birlikte cerrahın bandı çıkartması için birkaç neden vardır. Ayrıca duymuş olabileceğiniz negatif bilgilere rağmen Gastric Bypass ameliyatıda aynı şekilde geri çevrilebilmektedir. Kuşkusuz bir bypassı tersine çevirmek bir bandı çıkartmaktan daha uğraştırıcı ve zordur, ancak yine de yapılabilir. Ne var ki Tüp Mide ameliyatı geri çevrilemez. Korku Faktörü: Pek çok hasta Gastrik Bypass ya da Tüp Mide den korkar, çünkü daha invazif ve bu nedenle de daha tehlikeli olduğu hissine kapılırlar. Gastric Bypass ile Tüp Midenin daha büyük operasyonlar olduğu doğru olmasına rağmen komplikasyon

oranları Mide Bandın dan çokda yüksek değildir. Sonuç: Cerrahınızın, sizin için en iyi operasyonun hangisi olduğunu söyleyebilmesini sağlayacak bir bilimsel çalışma bulunmamaktadır. Ameliyat için iyi bir adaysanız HERHANGİ BİR kilo kaybı operasyonu büyük bir olasılıkla iyi gelecektir. Sonuçta siz kendinizi bilirsiniz ve hastaların, hangi operasyonun kendileri için uygun olduğuna en iyi kendilerinin karar vereceğine inanıyorum. SİZİN için uygun olduğunu hissettiğiniz operasyon, büyük bir olasılıkla sizin için doğru olanıdır! Doç. Dr. Halil Coşkun ÇOCUKLARDA OBEZİTE VE ÖNLEMLER: AKŞAM GAZETESİ Obezite; günümüzde hem çocuklar, hem de yetişkinler için endişe verici boyutlara ulaşmış durumdadır. Şu anda çocuklarımızın %20-25 i obez olarak sınıflandırılmaktadır. Genel olarak kabul edilen tanıma göre yaş yüzdeliği için %95 ten büyük bir vücut kitle indeksi olan çocuklar obezdir. On yıl önce diyabet, yüksek tansiyon ve osteoartrit gibi hastalıklar çocuk hastalarda hemen hiç bilinmezken şimdi bunları çocuklarda görmekteyiz. Son 30 yılda yemek yeme tarzımızdaki önemli değişim çocukların daha büyük porsiyonlar ve atıştırmalık yiyeceklerle şekerli içeceklere daha fazla bağımlı olmasına sebep olmaktadır. Daha sağlıklı ve gerekli besinlerden mahrum ederek daha çok şeker verilen bebeklerde, bu tür gıdalara karşı bir tercih

geliştiğini bilmekteyiz. Oldukça yakın dönemlere kadar nadir birer ikram olan meşrubat vs şekerli içecekler, beslenmemizin temel dayanağı haline gelmiştir. Büyük porsiyonlar da ayrı bir problemdir. Daha çok yemek verilen çocuklar, aşırı yemek yemeye eğilim göstermektedir. İyi bir temel kural, porsiyon başına 10 gramdan fazla şeker içeren gıdalardan kaçınmaktır. Beslenme ile ilgili bir diğer müdahale de daha fazla meyve ve sebze yenmesini teşvik etmektir. Meyve kâsesinin dolu olduğundan emin olun ve tatlı ya da atıştırma yerine düzenli olarak meyve verin. Buzdolabınızdaki meyve ve sebzelerin hep çocuklarınızın rahat erişebileceği biçimde yer aldığına emin olun. Yaşam tarzımızla ilgili çocukluk obezitesine katkıda bulunan bir başka büyük fark da daha az egzersizdir. Yetişkinler olarak yeterince aktif değiliz. Bir aile olarak egzersiz yapmak ve birlikte oynamak aile bağlarını güçlendirmenin yanında genel aktivite düzeyimizi artırmak için de önemli rol oynamaktadır. Çocuklarınız ile birlikte TV izlemek yerine, birlikte basketbol oynayın, yürüyüşe ya da gezmeye çıkın. Çocuğunuz olması gerektiğinden fazla kilolu ise başlamak için en iyi yol, size en yakın çocuk hastanesini arayarak kilolu çocukların tedavisi için mevcut imkanlarını sormaktır. Çocukluk obezitesi problemi yaygın bir hale gelmiş olduğundan, bunu ele alan programlarda da gelişme söz konusudur. Obeziteyi önlemek ve tedavi etmek için yapabileceğimiz her şeyi yapmak zorundayız. Bu, hepimiz tarafından önemli bir kararlılık ve yaşam tarzı değişiklikleri gerektirmektedir. Ancak çocuklarımız için en iyisi neyse onu isteriz ve bu da bazı seçimler yapmak anlamına gelmektedir. İyi haber, değişimin yalnız çocuklarımız için değil, aynı zamanda bu çocukların yaşamlarında bulunan büyükler için de yarar sağlayacağıdır.

Doç.Dr.Halil Coşkun 15/01/2015 AKŞAM Gazetesi makalesidir. http://www.aksam.com.tr/saglik/cocukluklarda-obezite-ve-onleml er-c2/haber-372656