DAS DEUTSCHE ALPHABET (ALMAN ALFABESİ)

Benzer belgeler
Konjunktiv 1 (Dolaylı Anlatım)

VORSCHAU. Önsöz. zur Vollversion

Almanca yapısal kalıp kavram sözlüğü Deutsches Konjunktionen Wörterbuch [Mevlüt Baki Tapan]

AÖĞRENCİLERİN DİKKATİNE!

Der kleine Hase möchte lesen lernen

oynamak - çalmak oturmak ikamet etmek Besuchen ziyaret etmek yüksek öğr. görmek (gidip) almak Schreiben yazmak Kommen gelmek

T.C. MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI ÖLÇME, DEĞERLENDİRME VE SINAV HİZMETLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ 8. SINIF 1. DÖNEM ALMANCA DERSİ MERKEZÎ ORTAK SINAVI (MAZERET)

AÖĞRENCİLERİN DİKKATİNE!

FLASHBACK: Die Kantstraße? Mädchen, die ist im Westen, verstehen Sie? Da können Sie jetzt nicht hin.

PERFEKT CÜMLE DİZİLİMİ

Açıklamalar ve Alıştırmalar. Almanca Temel Grameri

COMPUTER: Mission Berlin. 9 Kasım, sabah saat 11 e 20 var. 70 dakikan ve bir canın kaldı. Acele etmen gerekiyor. Seni kim takip ediyor?

Mission Berlin. Deutsch lernen und unterrichten Arbeitsmaterialien. Bölüm 26 Zaman Deneyleri

T.C. MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI ÖLÇME, DEĞERLENDİRME VE SINAV HİZMETLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ 8. SINIF 1. DÖNEM ALMANCA DERSİ MERKEZÎ ORTAK SINAVI

BÖĞRENCİLERİN DİKKATİNE!

CÖĞRENCİLERİN DİKKATİNE!

AÖĞRENCİLERİN DİKKATİNE!

Bejahte Aussage im Futur

Bu dersimizde Bayan Graf bir eğitim kursuna gitmek istiyor. Bu konuyu bir arkadaşıyla görüşüyor.

mit haben 1) Am Morgen hat Laura nicht gefrühstückt. 2) Die ganze Nacht hat es geregnet. 3) Gestern haben wir Hähnchen gegessen.

Çalısma Yönergeleri. Umfrage: Frag deine Klassenkameraden und kreuz an! Anket: Sınıf arkadaşlarına sor ve işaretle.

COMPUTER: Mission Berlin. 9 Kasım, sabah saat Görevini tamamlamak için 65 dakikan var.

Mission Berlin. Deutsch lernen und unterrichten Arbeitsmaterialien. Bölüm 19 Soğuk Savaş ta Aşk

AÖĞRENCİLERİN DİKKATİNE!

İçindekiler. Çözüm Anahtarı Sözcük Listesi Copyright 2002 Max Hueber Verlag. ISBN , 1. Auflage 1.

Ünite 1: Wie heißt du? Wo wohnst du? Woher...? Pekiştirme, kendini ve başkalarını tanıtma 3.

T.C. MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI ÖLÇME, DEĞERLENDİRME VE SINAV HİZMETLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ 8. SINIF 2. DÖNEM ALMANCA DERSİ MERKEZÎ ORTAK SINAVI

Bald komm ich in die Schule. Anregungen zur Vorbereitung auf die Schule für Kinder und Eltern

Mission Berlin. Deutsch lernen und unterrichten Arbeitsmaterialien. Bölüm 22 Harekete Geç

TED KDZ EREĞLİ KOLEJİ VAKFI ÖZEL ORTAOKULU 5.SINIFLAR ALMANCA ÜNİTELENDİRİLMİŞ YILLIK DERS PLANI

COMPUTER: Mission Berlin. 9 Kasım, sabah, saat dakikan ve iki canın kaldı. Ayrıca sana yardım

COMPUTER: Mission Berlin. 9 Kasım, sabah saat dakikan ve iki canın var, ve biri seni tanıyor.

COMPUTER: Mission Berlin. 9 Kasım, sabah saat 10 u 20 geçiyor. iki canın ve 95 dakikan var. Mesaj ne anlama geliyor?

24) a) helfe b) teile c) behandle d) greife

Herzlich willkommen! - Hoş geldin! ÜBUNGEN / ALIŞTIRMALAR. Ergänze den Dialog! / Diyaloğu tamamla!

COMPUTER: Mission Berlin. 9 Kasım, sabah saat 10 u 10 geçiyor. Almanya yı kurtarmak için 120 dakikan ve üç canın var. Komisere güvenebilir misin?

Hueber. Hörkurs Deutsch für Anfänger. Deutsch als Fremdsprache. Yeni Başlayanlara Dinleyerek Öğrenilen Almanca Kursu.

DÖĞRENCİLERİN DİKKATİNE!

Yabancı Diller Yüksekokulu Almanca Birimi

Örnekler; Das ist ein Haus (bu bir evdir) Das Haus ist grün (ev yeşildir) Das Haus ist weiss (ev beyazdır) Das Haus ist neu (ev yenidir)

Almanca aile birleşimi sınavı dört bölümdür: 1-Dinleme, 2-Okuma, 3-Yazma, 4-Konuşma

PRIVATE MALTEPE GÖKYÜZÜ SECONDARY SCHOOL 7. GRADE MONTHLY PLAN

Mission Berlin. Deutsch lernen und unterrichten Arbeitsmaterialien. Bölüm 17 Barikat Đnşası

Marie hat Heimweh. Sevgi evini özler

Mission Berlin. Deutsch lernen und unterrichten Arbeitsmaterialien. Bölüm 21 Yeni Bir Plan

COMPUTER: Mission Berlin. 9 Kasım 1989, akşam saat Görevini tamamlamak için 15 dakikan kaldı. Ama hala dikkatli olmak zorundasın.

T.C. MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI ÖLÇME, DEĞERLENDİRME VE SINAV HİZMETLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ 8. SINIF 2. DÖNEM ALMANCA DERSİ MERKEZÎ ORTAK SINAVI (MAZERET)

COMPUTER: Mission Berlin. 9 Kasım, sabah saat 11 e çeyrek var. 65 dakikan ve bir canın kaldı.

COMPUTER: Mission Berlin. 9 Kasım, sabah saat dakikan ve iki canın kaldı.

Seyahat Genel. Genel - Olmazsa olmazlar. Genel - Muhabbet. Yardım isteme. Birinin İngilizce konuşup konuşmadığını sormak

Almanca yapısal kalıp kavram sözlüğü Deutsches Konjunktionen Wörterbuch [Mevlüt Baki Tapan]

Mission Berlin. Deutsch lernen und unterrichten Arbeitsmaterialien. Bölüm 02 Firarda

AÖĞRENCİLERİN DİKKATİNE!

Gebrauchte Sachen - 2. El Eşyalar Aşağıdaki diyalogu iyice inceleyip geliştirebiliriz:

TÜRKISCH. NIE MEHR SPRACHLOS! Zeigebilder: praktisch beim Einkaufen Umgangssprache: extra Slang-Kapitel Tipps: Fettnäpfchen vermeiden

T.C. M LLÎ E T M BAKANLI I AÇIK Ö RET M OKULLARI (AÇIK LKÖ RET M OKULU) Almanca 7 Ders Notu

Mission Berlin. Deutsch lernen und unterrichten Arbeitsmaterialien. Bölüm 20 Zamandan Zamana

LERN MIT UNS 1. Deutsch in der ilköğretim SCHULER - ARBEITSHEFT YAZARLAR. Barbara SELİMOĞLU Serdar AYAS Oya KERMAN

Radio D Teil 1. Deutsch lernen und unterrichten Arbeitsmaterialien. Ders 26 Ayhan a veda


Mission Berlin. Deutsch lernen und unterrichten Arbeitsmaterialien. Bölüm 25 Đşler sarpa sarıyor

Mission Berlin. Deutsch lernen und unterrichten Arbeitsmaterialien. Bölüm 04 Uyarı Sinyalleri

COMPUTER: Mission Berlin. 9 Kasım, sabah saat 11. Sadece 60 dakikan kaldı, ve ek bir canın yok.

Präteritum Geçmiş zaman(3ncü tekil şahıs.)

COMPUTER: Mission Berlin. 9 Kasım, sabah saat 11 e 10 var. 60 dakikan ve bir canın kaldı.

Radio D Teil 1. Deutsch lernen und unterrichten Arbeitsmaterialien. Ders 19 Sahtekarlık ortaya çıkar

Schuljahr. Herkunftssprache Türkisch

İş E-Posta. E-Posta - Giriş. Son derece resmi, alıcının ismi yerine kullanılabilecek bir ünvanı var ise. Resmi, erkek alıcı, bilinmeyen isim

Mehrsprachiger Elternabend

Mission Berlin. Deutsch lernen und unterrichten Arbeitsmaterialien. Bölüm 18 - Saklı Kutu

Almanca A1.1-A.1.2 (8 Hafta Saat)

Bald komm ich in die Schule. Yakında Okula Başlıyorum

AÇIKÖĞRETİM LİSESİ İÇİN ALMANCA 2

Hazirlik Almanca A1.1-A Dönem (17 hafta) (09 EKİM Şubat 2018)

COMPUTER: Mission Berlin. 9 Kasım, sabah saat dakikan ve bir canın kaldı.

DÜZENSİZ FİİLLER LİS INFINITIV PRÄTERİTUM PERFEKT (Mastar Kipi) (Hikaye Kipi) (Geçmiş Zaman Kipi) fangen fing hat gefangen fechten focht hat

TÜRKISCH. NIE MEHR SPRACHLOS! Zeigebilder: praktisch beim Einkaufen Umgangssprache: extra Slang-Kapitel Tipps: Fettnäpfchen vermeiden

COMPUTER: Mission Berlin, 9 Kasım, sabah saat 10. Berlin e hoşgeldin. Kahramanın kim olsun? Berlin e hoşgeldin. Kahramanın kim olsun?

Sprachen der Welt: Turksprachen

Ich bin ein Baum, einer von in dieser Stadt. Jeder einzelne von uns ist wertvoll. Ben bir ağacım, bu şehirdeki değerli ağaçtan biriyim.

GÜÇ KOŞULLARDAKİ BİREYLERİ DESTEKLEME DERNEĞİ (GÜÇKOBİR) (Supporting Association for the Individuals in Difficult Condition)

Reisen Unterkunft. Unterkunft - Finden. Unterkunft - Buchen. Nach dem Weg zur Unterkunft fragen

BERK HAZIRLIK LİSESİ DERS REHBERLERİ EĞİTİM YILI BHL320 ALMANCA

Radio D Teil 1. Deutsch lernen und unterrichten Arbeitsmaterialien. Ders 17 Tarladaki şekiller

Tavsiyeniz için 60, EUR ya varan primler. Arkadaşınıza tavsiye edin ve primlerden faydalanın

Auswandern Studieren. Studieren - Universität. Angeben, dass man sich einschreiben will. ders almak istiyorum.

bab.la Cümle Kalıpları: Kişisel Dilekler Almanca-Türkçe

Auswandern Studieren. Studieren - Universität. Bir üniversiteye kaydolmak istiyorum. Angeben, dass man sich einschreiben will

Ocak / Januar Subat / Februar 2012

Hazirlik Almanca A1.1-A Dönem (17 hafta) (09 EKİM Şubat 2018)

telc Türkisch-Zertifikate: Für alle, die mehr können

bab.la Cümle Kalıpları: Kişisel Dilekler Türkçe-Almanca

Mission Berlin. Deutsch lernen und unterrichten Arbeitsmaterialien. Bölüm 15 Zamanda Yolculuk

Kapitel. Das ist kein Geldautomat. Bu bir bankamatik değildir.

Reisen Unterwegs. Unterwegs - Ort. Du weißt nicht, wo Du bist. Onun haritada nerede olduğunu bana gösterir misiniz?

Radio D Teil 1. Deutsch lernen und unterrichten Arbeitsmaterialien. Ders 24 Hamburg Gazetesi

Das hörst oder liest du im Deutschunterricht:

Radio D Teil 1. Deutsch lernen und unterrichten Arbeitsmaterialien. Ders 23 Yüzgeçli bir dalgıç

Transkript:

www.yabancidil.info Sayfa 1 / 102 DAS DEUTSCHE ALPHABET (ALMAN ALFABESİ) a b c d e f g h ı j k l m n o p q r s t u v w x y z Umlaute: a, ö, ü Bu harflerden sesli olanlara (a, e, i, o, u) Vokal, sessiz olanlara ise Konsonant denir. Noktalı harflere (ä (e okunur), ö, ü) Umlaut denir. Diphtong adı verilen çift sesli harflerin okunuşları şöyledir: ei=ay (Mein=mayn: Benim) eu=oy (Euch=Oyh: Sizi, Size) ie=iî (Dienstag=Diînstag: Salı), au=au (Auch: Auh: -de, -da). Almanca'daki β=ss (sert s, Strasse=ştrasse: Cadde), v=f (Volk=folk: Halk), z=ts (Zeitung=Tseitung: Gazete) s=z (Seife=Zayfe: Sabun) olarak okunur. Yan yana gelen bazı sessiz harflerin çıkardığı sesler ise şöyledir: sch=ş (Schirm=Şirm: Şemsiye) ch=h (Buch=Buh: Kitap) st=şt (Strasse=Ştrasse),

Sayfa 2 / 102 sp=şp (Sport=Şport), ng=(genizden) n (Achtung=Achtung: Dikkat), ph=f (Photo=Foto: Fotoğraf). DAS NOMEN (AD, İSİM) Almanca'da isimler basit, türemiş ve birleşik isimler olmak üzere üç türlüdür. Basit isimler ek almamış ve başka bir kelimeyle de birleşik olmayan isimlerdir. Örnek: Heft. Türemiş isimler ek almış olan isimlerdir. Örnek: das Reden (Bu isim reden fiilinden türemiştir). Birleşik isimler ise, birden fazla kelimenin birleşmesinden oluşmuş isimlerdir. Örnek: Fupball (Fuβ (Ayak)+Ball (Top)).Almanca da özel isimler gibi eşya, cisim isimleri de büyükharfle başlar. Örnek,Ich kaufe ein Heft. Ben bir defter satın alıyorum. Almanca'da her ismin bir Artikel'i (belirlilik takısı) vardır. İsimlerin başına gelen Artikeller der (maskulin, erillik), die (feminin, dişillik) veya das (neutral) olabilir. Örnek, der Bleistift (kurşunkalem), die Tasche (çanta) ve das Auto (araba) gibi. Bunlara belirli Artikel denir. Artikeller belirsiz de olabilir. Şöyle ki, ein Belistift (herhangi bir kurşunkalem), eine Tasche

Sayfa 3 / 102 (herhangi bir çanta) ve ein Auto (herhangi bir araba) gibi. Olumsuz olarak kullanmak istediğimizde belirsiz Artikellerin başına (k) harfi getiririz: kein Bleistift (hiçbir kurşunkalem), keine Tasche (hiçbir çanta) ve kein Auto (hiçbir araba) gibi. Çoğul isimlerin Artikelleri her zaman die olur. Almanca'da isimlerin Artikelleri ve çoğullarıyla ilgili bazı sınırlı kuralların dışında kapsamlı kurallar bulunmadığından, her ismi ezberlerken anlamıyla birlikte, artikelini ve çoğulunu (plural) ezberlemeliyiz. Örneğin "araba" sözcüğünün Almancasını yalnızca "Auto" olarak değil, "das Auto, die Autos" olarak ezberlemeliyiz. Almanca'da isimlerin çekimi, Artikellerin değişmesiyle olur. Yalın hâle Nominativ; -i hâline Akkusativ; -e hâline Dativ; -in hâline ise Genitiv denir.

Sayfa 4 / 102 İsmin hallerine göre Artikellerin aldığı şekiller şöyledir: Nominativ Akkusativ Dativ Genitiv Singular der Mann adam den Mann adamı dem Mann des Mannes (Tekil) adama adamın (k)ein Mann (k)einen Mann (k)einem Mann (k)eines Mannes das Kind çocuk das Kind çocuğu dem Kind çocuğa des Kindes çocuğun (k)ein Kind (k)ein Kind (k)einem Kind (k)eines Kindes die Frau kadın die Frau kadını der Frau kadına der Frau kadının (k)eine Frau (k)eine Frau (k)einer Frau (k)einer Frau

Sayfa 5 / 102 Plural die Mânner die Mânner den Mânnern der Mânner (Çoğul) adamlar adamları adamlara adamların die Kinder die Kinder den Kindern der Kinder çocuklar çocukları çocuklara çocukların die Frauen die Frauen den Frauen der Frauen kadınlar kadınları kadınlara kadınların Akkusativ, Dativ ve Genitiv'e örnekler, Ich sehe meinen Freund. Arkadaşımı soruyorum. Ich helfe meiner Tante. Teyzeme yardım ediyorum. Das ist das Auto meines Lehrers. Bu, öğretmenimin arabasıdır. 1. Genitiv çoğu zaman von+dativ şeklinde kurulur. Örneğin yukarıda geçen "Das ist das Auto meines Lehrers" cümlesi, "Das ist das Auto von meinem Lehrer" şeklinde de ifade edilebilirdi.

Sayfa 6 / 102 2. Özel isimlerin Genitiv halleri, sonlarına gelen -s takısıyla kurulur. Örneğin "Alis Buch ist auf dem Tisch" (Ali'nin kitabı masanın üzerindedir) gibi. DAS PRONOMEN (ZAMİR) Almanca'da kişi zamirleri olan 'ich, du, er-sie-es, wir, ihr, sie, Sie' zamirlerine 'Personalpronomen' denir. İyelik zamirleri olan 'mein (benim), dein (senin), sein-ihr-sein (onun), unser (bizim), euer (sizin), ihr (onların), İhr (Sizin)' ise 'Possesivpronomen' olarak adlandırılır. İsimlerin çekimlerine paralel olarak zamirlerin çekimleri şöyledirsayfa 6 / 102 :

Nominativ Akkusativ Sayfa Dativ 7 / 102 Genitiv ich Mich mir Meiner ben beni bana benim du dich dir deiner sen seni sana senin er ihn ihm seiner sie sie ihr Ihrer es es Ihm seiner 0 onu ona onun wir uns uns Unser biz bizi bize bizim ihr euch euch euer siz sizi size sizin sie sie ihnen ihrer onlar onları onlara onların Sie Sie İhnen Ihrer Siz (nezaket) Sizi Size Sizin

Sayfa 8 / 102 Almanca'da isim ve zamirlerin cümlede sıralanış kuralları şöyledir: A. İsimlerde, 1. Nominativ (yalın hal) 2. Dativ (-e hali) 3. Akkusativ (-i hali) şeklinde sıralanır. Örnek, Der Mann gibt der Frau die Zeitung. Adam kadına gazete veriyor. B. Zamirlerde, 1. Nominativ 2. Akkusativ 3. Dativ şeklinde sıralanır. Yukarıdaki cümlede isimlerin yerine zamir koyarak, cümleyi şöyle ifade ederiz: Er (der Mann) gibt sie (die Tasche) ihr (der Frau).

Sayfa 9 / 102 1. Nominativ (yalın hal) 2. Dativ (-e hali) 3. Akkusativ (-i hali) şeklinde sıralanır. Örnek, Der Mann gibt der Frau die Zeitung. Adam kadına gazete veriyor. B. Zamirlerde, 1. Nominativ 2. Akkusativ 3. Dativ şeklinde sıralanır. Yukarıdaki cümlede isimlerin yerine zamir koyarak, cümleyi şöyle ifade ederiz: Er (der Mann) gibt sie (die Tasche) ihr (der Frau). DAS VERB (Fiil)

Sayfa 10 / 102 Almanca'da fiillerin çoğu -en veya -n takısı ile biter. Bu takı kaldırıldığında geriye kalan, fiilin köküdür. Fiillerin, şimdiki zaman ve geniş zamana (Prâsens) göre çekimi bu köklere ilave edilen eklerle gerçekleşir. Örneğin, fragen (sormak) fiilinin kökü frag-'dır. Fiillerin çekimi sırasında köklerine gelen ekler şu şekildedir: ich frage Soruyorum du fragst.. Soruyorsun er fragt.(o erkek, eril) Soruyor sie fragt.(0 bayan, dişil) Soruyor es fragt (0 neutral) Soruyor wir fragen (Biz) Soruyoruz ihr fragt (Sizler) Soruyorsunuz

Sayfa 11 / 102 sie fragen (Onlar) Soruyorlar Sie fragen. (Efendim siz/nezaket) Soruyorsunuz Bu çizelgede fiilin (fragen) köküne (frag) ilave edilen ekler (e, st, t, en, t, en) ekleri çekim ekleridir. Ancak Almanca'da fiillerin çekimi sırasında kök, hep aynı şekilde kalmayabilir. Fiil çekimi sırasında kökün değişip değişmemesine göre fiiller iki türlü olabilir. 1. Zayıf/Düzenli Fiiller (Schwache Verben): Zayıf/Düzenli fiillerin çekiminde, fiilin kökünde değişiklik olmaz. Örnek: fragen (Bu fiilin çekimi hemen üstteki tabloda verilmiştir) 2. Kuvvetli/Düzensiz Fiiller (Starke Verben): Kuvvetli/Düzensiz fiillerin çekimi sırasında 2. tekil (du) ve 3. tekil (er, sie, es) şahıslarda değişiklik olur. Çok kullanılan bazı düzensiz fiiller şunlardır: Geben, sehen, lesen, nehmen, essen, helfen, sprechen, vergessen, treffen, schlafen, tragen, laufen.

Sayfa 12 / 102 Böyle bir fiilin çekiminin örneğini lesen fiilinde görelim: ich lese, du liest, er-sie-es liest, wir lesen, ihr lest, sie lesen, Sie lessen 1. Kökü (d) veya (t) ile biten fiillerin hepsi, (m) ve (n) ile biten fiillerin çoğu du, er/sie/es, ihr şahıslarının çekimlerinde kök ile ek arasına (e) kaynaştırma harfi alırlar. Örneğin, arbeiten (çalışmak) fiilinin çekiminde "du arbeitest", "er, sie, es arbeitet", "ihr arbeitet" şeklinde kullanılır. 2. Fiilin kökünde (a) harfi varsa (äa), (o) harfi varsa (ö) olabilir. Örneğin, fahren (taşıtla gitmek) fiilinin çekimi şöyledir: lch fahre, du fährst, er/sie/es fährt, wir fahren, ihr fahrt, sie fahren

Sayfa 13 / 102 Almanca'da çok kullanılan iki yardımcı fiil olan haben (sahip olmak) ve sein (olmak) fiillerinin çekimleri biraz farklı olup şöyledir: haben sein ich habe bin du hast bist er hat ist sie hat ist

Sayfa 14 / 102 es hat ist wir haben sind ihr habt seid sie haben sind Sie haben sind Örnek, lch habe eine Tasche. Benim bir çantam var/ Ben bir çantaya sahibim. lch bin eine Schülerin. Ben bir kız öğrenciyim.

Sayfa 15 / 102 DER İMPERATİV (EMİR) Almanca'da emir (imperativ) du (sen), ihr (sizler) ve Sie (siz-nezaket) şahıslarında olur ve şu şekildedir: 1. İkinci tekil şahıs olan (du) zamirinde, mastarın sonundaki - n veya -en takısı atılır. Örnek, machen (yapmak) -> du machst (sen yapıyorsun) -> mach! (yap!) lesen (okumak) -> du liest (sen okuyorsun) -> lies! (oku!) 2. İkinci çoğul şahıs (ihr) ve nezaket (Sie) şahıslarında ise, emir, prâsens (şimdiki zaman)'teki çekimlerinin aynısıdır. Örnek,

Sayfa 16 / 102 geben (vermek) -> ihr gebt (sizler veriyorsunuz) -> gebt! (verin!) arbeiten (çalışmak) -> Sie arbeiten (Siz çalışıyorsunuz) -> Arbeiten Sie bitte! (Lüften çalışır mısınız?). Sein fiilinin emri biraz daha farklıdır. Örnek, Sei vorsichtig! Dikkatli ol! Seid vorsichtig! Dikkatli olun! (sizler) Seien Sie vorsichtig! Dikkatli olunuz! (nezaket) DİE MODALVERBEN (MODAL FİİLLER)

Sayfa 17 / 102 Modal fiiller daima ikinci bir fiille birlikte bulunurlar. Bir cümlede modal fiil kullanılmışsa, ikinci sırada modal fiil gelir, asıl fiil ise sonda, mastar halde gelir. Cümlenin öznesine göre çekilecek olan fiil, modal fiil olup, diğer fiil mastar halde kalır. Örnek, lch gehe in die Stadt. Şehre gidiyorum. lch will in die Stadt gehen. Şehre gitmek istiyorum. Başlıca modal fiiller şunlardır: wollen (istemek), können (yapabilmek), müssen (zorunda olmak), sollen (gerekmek), dürfen (bir şeyi yapmaya izinli olmak), mögen (istemek).

Sayfa 18 / 102 Bu fiillerin çekimleri şu şekildedir: wollen können müssen sollen dürfen mögen möchten ich will kann muss soll darf mag möchte du willst kannst musst solist darfst magst möchtest er will kann muss soll darf mag möchte sie will kann muss soll darf mag möchte es will kann muss soll darf mag möchte wir wollen können müssen sollen dürfen mögen möchten ihr wollt könnt müsst sollt dürft mögt möchtet sie wollen können müssen sollen dürfen mögen möchten

Sayfa 19 / 102 Sie wollen können müssen sollen dürfen mögen möchten DİE ZEITFORMEN (ZAMANLAR) Almanca'da beş temel zaman vardır: Präsens : Geniş Zaman, Şimdiki zaman Präteritum : Yakın geçmiş zaman Perfekt :-di'li geçmiş zaman Plusquamperfekt : -miş'li geçmiş zaman Futur : Gelecek zaman (Futur I, Futur II) Bu beş zaman, fiillerin üç temel durumundan (Grundformen) hareketle oluşturulur. Bunlar Prasens, Prâteritum ve Perfekt zamanlarıdır. Örnek,

Sayfa 20 / 102 holen-holte-hat geholt (almak-alıyordu-aldı) lesen-las- hat gelesen (okumak-okuyordu-okudu) schreiben-schrieb- hat geschrieben (yazmak-yazıyordu-yazdı) Ne var ki, Almanca'da bazı fiillerin (schwache Verben/Düzenli fiiller) prasens, prâteritum ve perfekt çekimleri kurallı iken, birçok fiilin (starke Verben/Düzensiz Fiiller) çekimi ise kuralsız olup, ezbere dayalıdır. Zayıf fiillerin Präteritum ve Perfekt yapılmasında genel olarak şu kural geçerlidir: Önce fiilin mastarının sonundaki -n, -en takısı atılır. Kalan köke -te takısı eklenerek Präteritum elde edilmiş olur. Fiil Perfekt yapılmak istendiğinde ise, kökün başına (ge) takısı ve sonuna -t eklenir. Örnek, lernen (ögrenmek)-lernte (yakın geçmişte öğrendi)-hat gelernt (öğrendi).

Sayfa 21 / 102 1. Ayrılmayan fiiller, Perfektte, başına (ge) almaz. Örnek, bekommen-bekam-hat bekommen vergessen-vergass-hat vergessen gehören-gehörte-hat gehört 2. Sonu -ieren ile biten fiiller de Perfektte sonuna (ge) almaz. Örnek, diskutieren-diskutierte-hat diskutiert

Sayfa 22 / 102 3. Modalverbler Prâteritum yapılırken, fiildeki ü ve ö" harfleri u ve o'ya dönüşür. Örnek, müssen-musste dürfen-durfte können-konnte 4. Ayrılan fiillerin Präteritum ve Perfektleri ise şu şekilde yapılır: aufmachen (açmak)-machte auf-(hat) aufgemacht Almanca'da çok kullanılan haben, sein ve werden fiillerinin Präteritumlarının çekim tablosu aşağıdaki gibidir: haben (hatten) sein (waren) wverden (wurden) ich hatte war wurde du hattest warst wurdest

Sayfa 23 / 102 er hatte war wurde sie hatte war wurde es hatte war wurde wir hatten waren wurden ihr hattet wart wurdet sie hatten waren wurden Sie hatten waren wurden Partizip Perfekt Fiillerin Perfektleri "haben" veya "sein" fiilleriyle yapılır. Örneğin, "lch habe ein Buch gelesen" (Ben bir kitap okudum) gibi. Ancak hangi fiilin haben, hangi fiilin sein fiili ile geçmiş

Sayfa 24 / 102 zaman yapılacağına dair, az sayılabilecek bazı kurallar dışında kural olmayıp, bu fiillerin ezberlenmesi gerekir. Söz konusu az sayıdaki kurallar şunlardır: 1. Fiil geçişsiz ise veya hareket bildiriyorsa, "sein" ile Perfekt yapılır. Örnek, Ali ist in die Schule gegangen Ali okula gitti (Bu kuralın istisnası bleiben fiilidir. Bu fiil hareket bildirmediği halde sein ile kullanılır. Örnek, Ayşe ist zu Hause geblieben.) 2. Geçişli fiiller ve reflexiv (dönüşlü, 'sich' ile kullanılan) fiiller "haben" ile kullanılır. Örnek, lch habe die Tasche getragen. Çantayı taşıdım. Ali hat sich über die Ferien gefreut. Ali tatilden dolayı sevindi.

Sayfa 25 / 102 İçerisinde modal fiil bulunan bir cümle Perfekt yapılırken, modal fiil mastar olarak cümlenin sonuna atılır. Örnek, Ali kann Auto fahren. Ali araba kullanabiliyor. Ali hat Auto fahren können. Ali araba kullanabiliyordu. Ayrılabilen fiillerin Perfektlerinde -ge eki, önek ile fiil arasına girer. Örnek, Der Zug ist um 08.00 Uhr abgefahren. Tren 08.00'da hareket etti.

Sayfa 26 / 102 Plusquamperfekt -miş'li geçmiş zamanı ifade eden Plusquamperfektin yapılışı Perfekt gibidir; şu farkla ki, Plusquamperfektte haben ve sein fiillerinin Prâteritumlan alınır. Örnek, Ayşe ist nach İstanbul gekommen. (Perfekt) Ayşe İstanbul'a geldi. Ayşe war nach İstanbul gekommen. (Plusquamperfekt) Ayşe İstanbul'a gelmişti. Mehmet hat seine Tante besucht. (Perfekt) Mehmet, teyzesini ziyaret etti. Mehmet hatte seine Tante besucht. (Plusquamperfekt) Mehmet, teyzesini ziyaret etmişti. Futur I (Gelecek Zaman) Gelecek zaman, Almanca'da "werden" fiili ile yapılır.

Sayfa 27 / 102 Tülin fâhrt nach Ankara. Tülin Ankara'ya gidiyor. Tülin wird nach Ankara fahren. Tülin Ankara'ya gidecek. Werden fiilinin çekimi şu şekildedir: werden ich werde du wirst er wird sie wird es wird wir werden ihr werdet

Sayfa 28 / 102 sie werden sie werden Bu anlatılan Fütur l'dir. Bir de Fütur II vardır ki, günlük konuşmada pek az kullanılmakla birlikte, özellikle yazı dili açısından bu konuyu bilmekte yarar vardır. Fütur II Fütur II'de olmuş bir olayla ilgili tahminde bulunma söz konusudur. Örnek, Tülin wird in İstanbul angekommen sein. Tülin, İstanbul'a ulaşmış olmalı. Ahmet wird das Buch gelesen haben. Ahmet, kitabı okumuş olmalı. Dikkat edilirse, Fütur II'de, cümledeki fiile göre, sona haben ya da sein

Sayfa 29 / 102 yardımcı fiillerinden birisi gelmektedir. İSTE STARKER UND UNREGELMASSIGER VERBEN (KUVVETLİ VE DÜZENSİZ FİİLLERİN LİSTESİ) INFINITIV PRATERİTUM P. PERFEKT ANLAMI backen/bäckt buk, backte hat gebacken fırında pişirmek befehlen/befiehlt befahl hat befohlen emretmek beginnen begann hat begonnen başlamak beissen biss hat gebissen ısırmak bergen/birgt barg hat geborgen kurtarmak bersten/birst barst ist geborsten patlamak, yarılmak

Sayfa 30 / 102 beweisen bewies hat bev/iesen ispatlamak bev/erben / bevvi rbt bev/arb hat beworben başvurmak biegen bog hat gebogen bükmek bieten bot hat geboten sunmak binden band hat gebunden bağlamak bitten bat hat gebeten rica etmek blasen/blâst blies hat geblasen üfürmek bleiben blieb ist geblieben kalmak erbleichen erblich ist erblichen solmak braten/brât, (bratet) briet hat gebraten kızartmak brechen/bricht brach ist gebrochen kırılmak brennen brannte hat gebrannt yanmak

Sayfa 31 / 102 bringen brachte hat gebracht getirmek denken dachte hat gedacht düşünmek dingen dang hat gedungen ücretle almak, tutmak dreschen/drischt drosch hat gedroschen harman dövmek dringen drang ist / hat gedrungen zorlanmak dünken/es dünkt mich mich deuchte hat gedeucht öyle gelmek dürfen/darf durfte hat gedurft izinli olmak empfehlen/empfiehlt empfahl hat empfohlen tavsiye etmek erschrecken/erschrickt erschrak hat erschrocken korkutmak essen/isst ass hat gegessen yemek fahren/fâhrt fuhr ist/hat gefahren gitmek, sürmek fallen/fâllt fiel ist gefallen düşmek

Sayfa 32 / 102 fangen/fângt fing hat gefangen yakalamak finden fand hat gefunden bulmak fliegen flog ist/hat geflogen uçakla gitmek, uçmak fliehen floh ist geflohen kaçmak fliessen floss ist gef lossen akmak fressen/frisst fraβ hat gefressen (hayvan için) yemek frieren fror hat gefroren üşümek gebären/gebiert gebar hat geboren doğurmak geben /gibt gab hat gegeben vermek gedeihen gedieh ist gediehen gelişmek

Sayfa 33 / 102 INFINITIV PRATERİTUM P. PERFEKT ANLAMI gehen ging ist gegangen gitmek gelingen/es gelingt gelang ist gelungen başarmak gelten/es gilt galt hat gegolten geçerli olmak genesen/genest genas ist genesen iyileşmek geniessen genoss hat genossen tadını çıkarmak geschehen/es geschieht geschah ist geschehen meydana gelmek gewinnen gewann hat gewonnen kazanmak giessen goss hat gegossen dökmek gleichen glich hat geglichen benzemek gleiten glitt ist geglitten kaymak graben/gräbt grub hat gegraben kazmak

Sayfa 34 / 102 greifen griff hat gegriffen tutmak, sarılmak haben hatte hat gehabt sahip olmak halten/hält hielt hat gehalten tutmak hängen/hängt hing hat gehangen asılı durmak heben hob hat gehoben kaldırmak heissen hiess hat geheipen adlandırmak helfen/hilft half hat geholfen yardım etmek kennen kannte hat gekannt tanımak klimmen klomm ist geklommen tırmanmak klingen klang hat geklungen zil çalmak kneifen kniff hat gekniffen çimdiklemek kommen kam ist gekommen gelmek

Sayfa 35 / 102 können/kann konnte hat gekonnt yapabilmek laden/ladt (ladet) lud hat geladen yüklemek lassen/lässt liep hat gelassen bırakmak laufen/läuft lief ist gelaufen koşmak leiden litt hat gelitten acı çekmek leihen lieh hat geliehen ödüne vermek lesen/liest las hat gelesen okumak liegen lag hat gelegen (yatık) durmak erlöschen/erlischt erlosch/erlösch ist erloschen/ hat sönmek, bitmek gelöscht lügen log hat gelogen yalan söylemek mahlen mahlte hat gemahlen öğütmek meiden mied hat gemieden kaçınmak

Sayfa 36 / 102 melken molk hat gemolken sağmak messen/misst maβ hat gemessen ölçmek müssen/muss musste hat gemusst mecbur olmak nehmen/nimmt nahm hat genommen almak nennen nannte hat genannt adlandırmak pfeifen pfiff hat gepfiffen ıslık çalmak preisen pries hat gepriesen övmek quellen/quillt quoll ist gequollen fışkırmak

Sayfa 37 / 102 INFINITIV PRATERİTUM P. PERFEKT ANLAMI raten/rät riet hat geraten öğüt vermek reiben rieb hat gerieben sürmek, oğuşturmak reıssen riss hat/ist gerissen yırtmak, parçalamak reiten ritt hat/ist geritten ata binmek rennen rannte ist gerannt koşmak riechen roch hat gerochen kokmak ringen rang hat gerungen güreşmek rufen rief hat gerufen çağırmak salzen salzte hat gesalzen tuzlamak saufen/säuft soff hat gesoffen (aşırı) içmek

Sayfa 38 / 102 saugen sog hat gesogen emmek schaffen schaffte, schuf hat geschafft, hat yaratmak geschaffen schallen schallte, scholl hat geschallt, ist geschollen çınlamak, yankılanmak scheiden schied hat/ist geschieden ayırmak (boşamak) scheinen schien hat geschienen görünmek, parlamak scheren/schert schor hat geschoren ilgilendirmek schieben schob hat geschoben itmek, kaydırmak schiessen schoss hat geschossen ateş etmek, vurmak schlafen/schlâft schlief hat geschlafen uyumak schlagen/schlâgt schlug hat geschlagen vurmak, dövmek schleichen schlich ist geschlichen sokulmak, yanaşmak

Sayfa 39 / 102 schliessen schloss hat geschlossen kapatmak schlingen schlang hat geschlungen sarmak, yutmak schmeissen schmiss hat geschmissen atmak, fırlatmak schmelzen/schmilzt schmolz hat/ist erimek geschmolzen schneiden schnitt hat geschnitten kesmek schreiben schrieb hat geschrieben yazmak schreien schrie hat geschrien bağırmak schreiten schritt ist geschritten kavga etmek schweigen schwieg hat geschwiegen susmak schwellen/schvvillt schwoll hat geschwollen şişmek schwimmen schwamm hat/ist yüzmek geschwommen

Sayfa 40 / 102 schwinden schwand ist geschwunden azalmak schwingen schwangen hat geschwungen sallamak, titremek schwören schwor, schwur hat geschworen yemin etmek sehen/sieht sah hat gesehen görmek sein/ist vvar ist gevvesen olmak senden sandte hat gesandt göndermek singen sang hat gesungen şarkı söylemek sinken sank ist gesunken batmak

Sayfa 41 / 102 INFINITIV PRÂTERİTUM P. PERFEKT ANLAMI sinnen sann hat gesonnen düşünmek, tasarlamak sitzen sap hat gesessen oturmak spalten spaltete hat gespalten yarmak, ayırmak speien spie hat gespie tükürmek, püskurmek sprechen/spricht sprach hat gesprochen Konuşmak springen sprang ist gesprungen sıçramak stecken stack hat/ist gesteckt sokmak stehen stand hat gestanden ayakta durmak

Sayfa 42 / 102 stehlen/stiehlt stahl hat gestohlen çalmak steigen stieg ist gestiegen yükselmek sterben/stirbt starb ist gestorben ölmek stinken stank hat gestunken kötü kokmak stossen/stösst stiess hat gestossen çarpmak streiten stritt hat gestritten kavga etmek tragen/trâgt trug hat getragen taşımak treffen/trifft traf hat getroffen buluşmak, raslamak treten/tritt trat hat/ist getreten ayak basmak trinken trank hat getrunken içmek tun/tut tat hat getan yapmak, etmek vergessen/vergisst vergass hat vergessen unutmak

Sayfa 43 / 102 verlieren verlor hat verloren kaybetmek verschwinden verschwand ist verschwunden yok olmak verzeihen verzieh hat verziehen bağışlamak wachsen/wâchst wuchs ist gewachsen büyümek, yetişmek waschen/wâscht wusch hat gevvaschen yıkamak weben/webt wob hat gevvoben örmek, dokumak wenden wandte hat gewandt çevirmek (wendete) werben/wirbt warb hat geworben reklam yapmak werden/wird wurde ist geworden olmak werfen/wirft warf hat geworfen atmak wiegen wog hat gewogen tartmak wissen/weiss wusste hat gewusst bilmek

Sayfa 44 / 102 ziehen zog hat/ist gezogen çekmek zwngen zwang hat gezwungen zorlamak DAS PASSİV (EDİLGEN ÇATI) Almanca'da edilgen çatı, werden fiilinin yardımıyla, nesne/tümleç başa alınarak ve cümledeki fiil, Perfekt yapılarak elde edilir. Örnek, Veysel liest das Buch. Veysel kitabı okuyor. Das Buch wird (von Veysel) gelesen. Kitap (Veysel tarafından) okunuyor.

Sayfa 45 / 102 Edilgen çatıyla ilgili olarak aşağıdaki hususlara dikat edilmelidir: 1. Etken cümledeki nesne (ki, bu Almanca'da Akkusativobjekt olarak ifade edilir), edilgen yapılırken yalın hale (Nominativ) dönüşür. Örnek, lch schreibe einen Brief. Ben bir mektup yazıyorum. Der Brief wird von mir geschrieben. Mektup, benim tarafımdan yazılıyor. 2. Etken cümledeki Dativ halde bulunan tümleç ise, edilgen cümlede de Dativ kalır. Örnek, Ayşe hilft ihrem Grossvater. Ayşe dedesine yardım ediyor. Dem Grossvater wird von Ayşe geholfen. Dedeye Ayşe tarafından yardım ediliyor. 3. Fiillerin farklı zamanlarına göre, Passiv cümlenin kuruluşu da değişir. Bu konu aşağıda örnekler üzerinde gösterilmiştir:

Sayfa 46 / 102 Der Brief wird geschrieben. (Präsens) Mektup yazılıyor. Der Brief wurde geschrieben. (Präteritum) Mektup yazılıyordu /yazıldı. Der Brief ist geschrieben worden. (Perfekt) Mektup yazıldı. Der Brief war geschrieben worden. (Plusquamperfekt) Mektup yazılmıştı. Der Brief wird geschrieben werden. (Fütur) Mektup yazılacak. Der Brief wird geschrieben worden sein. (Fütur II) Mektup yazılmış olacak.

Sayfa 47 / 102 4. Modalverb'lerle kurulan Passiv cümlelerin durumu ise aşağıdaki örnekler üzerinde izlenmelidir: Der Brief muss geschrieben werden. (Präsens) Mektup yazılmalıdır, (şimdiki ya da geniş zamanda) Der Brief musste geschrieben werden. (Prâteritum) Mektup yazılmalıydı, (yakın geçmiş zamanda) Der Brief hat geschrieben werden müssen. (Perfekt) Mektup yazılmalıydı, (uzak geçmiş zamanda) Der Brief hatte geschrieben werden müssen. (Plusquamperfekt) Mektup yazılmalıymış. Der Brief wird geschrieben werden müssen. (Fütur) Mektup yazılmalıdır, (gelecek zamanda) 5. Almanca'da bir de çatı olarak etken (Aktiv) olup da, anlam olarak edilgen (Passiv) cümleler vardır ki, "man" sözcüğü ile kurulurlar. Örnek,

Hier darf man nicht rauchen. Sayfa 48 / 102 Burada sigara içilmez. DİE PRÂPOSITIONEN (İLGEÇLER) Prâpositionlar (prepozisyon şeklinde okunur) Almanca'da en iyi öğrenilmesi gereken konulardan birisidir. Kendilerinden sonra gelen isimleri Akkusativ, Dativ ya da Genitiv yapan

Sayfa 49 / 102 Prapositionlarla ilgili olarak aşağıdaki genel kurallara dikkat edilmelidir. 1. Bazı Prâpositionlar, kendilerinden sonra gelen isimleri, cümlede geçen fiil, şayet eylem bildiriyorsa Akkusativ; yok eylem değil de durum bildiriyorsa Dativ yapar. Bu Präpositionlar an (bitişik olarak yanına/yanında), auf (üstüne/üstünde), hinter (arkasına/arkasında), neben (ayrı olarak yanına/yanında), in (içine/içinde), unter (altına/altında), über (ayrı olarak üstüne/üstünde), vor (önüne/önünde), zwischen (arasına/arasında)'dir. Örnek, lch gehe an die Tafel. Tahtanın yanma gidiyorum. (Akkusativ)

Sayfa 50 / 102 lch bin an der Tafel. Tahtanın yanındayım. (Dativ) 2. Bazı Präpositionlar önlerindeki isimleri daima Akkusativ yaparlar. Bunlar, durch (arasından, içinden), für (için), ohne (olmaksızın), um (etrafında), gegen (karşı, (bir yöne) doğru), bis (kadar), wider (aksine), entlang (boyunca) Präpositionlarıdır. Örnek, lch danke dir für deine Hilfe. Yardımın için sana teşekkür ediyorum. 3. Bazı Prâpositionlar ise, önlerindeki ismi daima Dativ yaparlar. Bunlar, aus (-den/-dan -çıkış bildirir), von (-den/-dan -ayrılış bildirir-),

Sayfa 51 / 102 bei (yanında, nezdinde), mit (birlikte), nach (sonra, göre), seit (-den beri), zu (-e doğru -yön-), auβer (dışında), entgegen (karşı), gegenüber (karşısında), gemäβ (göre), nächst (yanında, -den sonra), ab (-den itibaren)'dır. Örnek, lch komme aus der Schule. Okuldan geliyorum. 4. Bir kısım Prâpositionlar ise, önlerindeki isimleri Genitiv hale sokarlar. Bunların belli başlıları şunlardır: während (esnasında, sırasında), wegen (dolayı), statt/anstatt (yerine), trotz (rağmen), mittels/vermittels (vasıtasıyla),

Sayfa 52 / 102 ausserhalb (dışında), innerhalb (içinde), oberhalb (üst tarafında), unterhalb (alt tarafında), jenseits (öbür tarafta), diesseits (beri tarafta). Örnek, Anstatt einer Tasche kaufe ich ein Buch. Çanta yerine kitap satın alıyorum. REKTION DER VERBEN (FİİLLERİN GEREKTİRDİĞİ HALLER) Almanca'da fiilerin gerektirdiği haller ve prâpositionlar büyük ölçüde ezberlenmesi gereken, önemli konulardan biridir. Fiillerin hangi hali (Dativ mi, Akkusativ mi vs.) alacakları, çoğu zaman Türkçe anlamlarından çıkarılabilirse de, bu durum her zaman için geçerli değildir. Sözgelimi, "lch sehe den Mann" (Ben adamı görüyorum.), cümlesinde isim (der Mann) Türkçe'de

Sayfa 53 / 102 olduğu gibi Almanca'da da -i hali (Akkusativ)'dir. Ancak örneğin, "lch frage den Lehrer." (Ben öğretmene soruyorum), cümlesi Türkçe'de -e hali iken, Almanca'da -i halidir. Bu nedenle fiillerin anlamları ezberlenirken, Präteritum ve Perfektleri ile birlikte Akkusativ mi Dativ mi aldıklarına dikkat edilmeli, mümkünse bir örnekle ezberlenmelidir. 1. Almanca'da Akkusativ alan fiillerin sayısı oldukça fazladır. Bunlar genel olarak, yukarıda belirtildiği üzere, "kimi? (wen?)" veya "neyi? (was?)" soruları sorularak bulunabilir. Bu kuralın istisnası olarak yukarıda belirtilen "fragen (sormak)", "haben (sahip olmak)" ve "unterrichten (ders vermek)" fiilleri gösterilebilir. Örnek, lch habe einen Bleistift Bir kurşunkalemim var. lch unterrichte meinen Bruder. Kardeşime ders veriyorum. 2. Dativ (-e hali) alan başlıca fiiller şunlardır:

Sayfa 54 / 102 angehören : dahil olmak gestatten : izin vermek beitreten : üye olmak katılmak gratulieren : tebrik etmek begegnen : rastlamak glauben : inanmak danken : teşekkür etmek helfen : yardım etmek dienen : hizmet etmek, sich nähern : yaklaşmak yaramak entspreehen : uygun düşmek, nutzen : faydası olmak karşılamak gefallen : hoşa gitmek passen : uymak, yakışmak gehören : ait olmak schaden : zarar vermek gelingen : başarmak zuhören : dinlemek, kulak

Sayfa 55 / 102 vermek 3. Birçok fiil Prâpositionla kullanılır ve hangi fiilin hangi Prâpositior kullanılacağının da ezberlenerek öğrenilmesi gerekmektedir. Bol bol kullanmak ve kullanım örnekleri görmek suretiyle Präpositionların zihinde yerleşmesi sağlanmalıdır. Prâpositionlu fiillerin başlıcalarını ve aldıkları Prâpositionları gösteren liste bir sonraki sayfada verilmiştir: FİİL PRAPOSITIO N ANLAM abbringen von+d bir şeyden caydırmak achten auf+a dikkat etmek abhângen yon* D bağlı olmak

Sayfa 56 / 102 anfangen mit+d başlamak arbeiten an+d çalışmak sich ärgern über+a kızmak sich äussern über+â düşüncesini söylemek sich amusieren über+a eğlenmek, dalga geçmek ankommen auf*a bağlı/ilgili olmak arbeiten an+d bir şey üzerinde çalışmak arbeiten für*a bir şey için çalışmak, uğraşmak auffordern zu+d çağırmak aufmerksam machen auf*a dikkat çekmek, değinmek

Sayfa 57 / 102 aufrufen zu+d çağırmak sich auswirken auf+a etki yapmak befreien von+d kurtarmak beginnen mît+d başlamak begrenzen auf*a sınırlamak begründen mit+d bir nedene dayandırmak beitragen zu+d katkıda bulunmak sich beklagen über+a şikâyet etmek sich bemühen um+a çaba sarfetmek benutzen zu*d bir amaç için kullanmak berichten über+a bir konuda haber vermek

Sayfa 58 / 102 sich beschaftigen mit+d uğraşmak, meşgul olmak sich beschranken auf+a yetinmek sich beschweren über+a şikâyette bulunmak sich besinnen auf+a hatırlamak bestehen aus+d oluşmak, meydana gelmek betrachten als+a...olarak görmek bewegen zu+d sebep olmak sich bevverben um*a başvurmak bitten um+a rica etmek bürgen für+a kefil olmak, garanti etmek

Sayfa 59 / 102 danken für+a bir şey için teşekkür etmek denken an* A birini düşünmek denken über+a bir şey/kimse hakkında düşünmek dienen ais+a işe yaramak diskutieren über+a bir konu üzerinde tartışmak sich eignen für+a uygun olmak einladen zu*d davet etmek einsteigen irt+a bir araca binmek sich einstellen auf*a kendini hazırlamak sich für+a karar vermek

Sayfa 60 / 102 entscheiden FİİL PRAPOSITION ANLAM sich entwickeln zu+d gelişmek, dönüşmek sich erinnern arı* A hatırlamak erkennen an+a tanımak, çıkarmak sich erkundigen nach+d bir şey hakkında bilgi edinmek erwarten von+d beklemek fehlen an+d eksik olmak fragen nach+d bir şeyi sormak sich freuen auf+a ileride olacak bir şeye sevinmek

Sayfa 61 / 102 sich freuen übei'+a olmuş bir şeye sevinmek sich fürchten vor+d korkmak garantieren für+a bir şey için garanti vermek gehören zu+d ait/dahil olmak gelangen zu+d bir şeyi elde etmek gelten GİS+A olarak kabul edilmek, bilinmek gelten für+a geçerli olmak sich gewöhnen art+d alışmak glauben an+a inanmak halten für+a...olarak kabul etmek sich handeln um* A söz konusu o^mak helfen bei+d bir şeyde yardım etmek

Sayfa 62 / 102 herrschen über+a hüküm sürmek hinweisen ouf*a göstermek h of fen auf+a ummak, beklemek sich interressieren für+a ilgilenmek sich informieren über+a bir şey hakkında bilgi edinmek sich irren in+â yanılmak kämpfen für/um A mücadele etmek sich kümmern um* A ilgilenmek lachen über+a bir şeye gülmek leiden an/unter+d (bir hastalığa) tutulmak leiden unter+d acı çekmek nachdenken über+a üzerinde düşünmek

Sayfa 63 / 102 passen zu+d uygun olmak, yakışmak sich rachen an*d intikam almak rechnen auf+a güvenmek rechnen mit*d hesaba katmak reden von+d bahsetmek reden über*a bir şey üzerinde konuşmak schätzen auf+a değer biçmek schreiben an+a birisine yazmak schreiben über+a bir konuda yazmak sich schützen vor+d kendini korumak sich sehnen nach+d özlemek siegen über+a galip gelmek

Sayfa 64 / 102

Sayfa 65 / 102 Grammatik FİİL sorgen sprechen stammen stammen sterben stopen sich streiten teilnehmen traumen sich unterhalten sich verabreden verbinden verfügen vergleichen sich verlassen sich verlieben sich versöhnen sich verstandigen sich verstehen sich vertiefen sich vertragen verzichten sich vorbereiten wahlen warnen warten sich wenden werden wissen sich wundern zanken zweifeln PRAPOSITION für*a über+â a m* D von+d an+d ouf+a mit+d an+d von+d über+â mit*d mit+d über*a mit*d auf*a in* A mit+d mit+d mii*d in+a mii*d auf+a auf+a zu*d vor+d auf+a an*â mıs+d über*a über+â mît*d an+d

ANLAM ilgilenmek, bakmak bir şey hakkında görüşmek bir memleketten olmak bir soydan olmak bir (hastalık vs.'den) ölmek rastlamak kavga etmek katılmak, iştirak etmek hayal etmek, arzulamak bir konuda sohbet etmek birisiyle sözleşmek bağlamak bir şeye sahip olmak karşılaştırmak güvenmek aşık olmak barışmak anlaşmak anlaşmak, aynı fikirde olmak bir konuda derinleşmek biriyle iyi geçinmek bir şeyden vazgeçmek hazırlanmak seçmek uyarmak beklemek başvurmak ortaya çıkmak bir konuda bilgi sahibi olmak Sayfa 66 / 102

bir şeye şaşırmak tartışmak, kavga etmek şüphelenmek Sayfa 67 / 102

Sayfa 68 / 102 DAS ADJEKTIV (SIFAT) Sıfat çekimlerini, ismin hallerine göre aşağıdaki şekilde semalastırabiliriz. Şemada artikellere ve ismin hallerine göre sıfatların sonunda meydana gelen değişiklikler koyu gösterilerek belirtilmiştir. ADJEKTIVDEKLINATION (SIFAT ÇEKİMLERİ) SINGULAR Nominativ Akkusativ Dativ Genitiv bestimmt der alte den alten dem alten des alten Lehrer Lehrer Lehrer Lehrers unbestimmt ein alter einen alten einem eines alten Lehrer Lehrer alten Lehrers Lehrer alter Lehrer alten Lehrer altem Lehrer alten Lehrers bestimmt das kleine das kleine dem des Kind Kind kleinen kleinen Kind Kindes unbestimmt ein kleines ein kleines einem eines Kind Kind kleinen kleinen Kind Kindes kleines Kind kleines Kind kleinem Kind kleinen Kindes

Sayfa 69 / 102 bestimmt die schöne die schöne der der Frau Frau schönen schönen Frau Frau unbestimmt eine schöne eine schöne einer einer Frau Frau schönen schönen Frau Frau schöne Frau schöne Frau schöner schöner Frau Frau Çoğul kelimelerde sıfatların sonuna -n takısı geldiğine dikkat edilmelidir. PLURAL Nominativ Akkusativ Dativ Genitiv die alten Lehrer die alten Lehrer den alten Lehrern der alten Lehrer die kleinen die kleinen den kleinen der kleinen Kinder Kinder Kindern Kinder die schönen die schönen der schönen der schönen Frauen Frauen Frauen Frauen

Sayfa 70 / 102 Sıfatların derecelendirilmesinde genel kural, Komparativ'de (- er), Superlativ'de ise (-st) eki almasıdır. Klein (küçük) sıfatını örnek verelim. Klein sıfatının normal durumu (Grundform'u), bu kelime ile {klein) ifade edilirken, "daha küçük" demek istediğimizde (ki, buna Komparativ denir) "kleiner" deriz. "En küçük" demek istediğimizde ise (buna ise, Superlativ denir), "kleinsten" deriz. Diğer bazı örnekler: schön-schöner-schönsten güzel-daha güzel-en güzel gross-grösser-grössten büyük-daha büyük-en büyük (gross kelimesindeki o harfinin ö'ye dönüştüğüne dikkat edin) teuer-teurer-teuersten pahalı-daha pahalı-en pahalı (teuer kelimesinin sıfat çekimlerinde e'nin düşmesine dikkat).

Sayfa 71 / 102 Almanca'da bazı istisnaî kelimeler vardır ki, bunların sıfat çekimlerinde köklerinde de değişiklik olur. Bunlar aşağıda verilmiştir: gut iyi viel çok gem severek hoch yüksek besser daha iyi mehr daha çok lieber daha çok severek höher daha yüksek am besten en iyi_ am meisten en çok am liebsten en çok isteyerek am höchsten en yüksek DİE FARBEN (RENKLER) weiss braun rosa : blau lila : beyaz : kahverengi pembe : mavi : mor

Sayfa 72 / 102 grau hellbraun grün gelb rot schwarz gri ela yeşil sarı kırmızı siyah DİE ZAHLWÖRTER (SAYILAR) Almanca'da belli başlı sayıların yazılışı aşağıda verilmiştir. a. 1-100 Arası Önemli Sayılar 0 null 10 zehn 20 zwanzig 30 drei ssi g 1 eins 11 elf 21 einundzwanzig 40 vierzig 2 zwei 12 zv/ölf 22 zweiundzwanzig 50 fünfzig 3 drei 13 dreizehn 23 dreiundzwanzig 60 sechzig

Sayfa 73 / 102 4 vier 14 vierzehn 24 vierundzwanzig 70 siebzig 5 fünf 15 fünfzehn 25 fünfundzwanzig 80 achtzig 6 sechs 16 sechzehn 26 sechsundzvvanzig 90 neunzig 7 sieben 17 siebzehn 27 siebenundzwanzig 8 acht 18 achtzehn 28 achtundzwanzig 9 neun 19 neunzehn 29 neunundzwanzig b. 100-1000 Arası Önemli Sayılar 100 (ein)hundert 101 (eın)hunderteins 102 (ein)hundertzwei 200 zweihundert 201 zweihunderteins 300 dreihundert

Sayfa 74 / 102 400 vierhundert 500 fünfundert 600 sechshundert 700 siebenhundert 800 achthundert 900 neunhundert c. 1000'den Sonra Gelen Bazı Önemli Sayılar 1000 (ein)tausend 20.000 zv/anzigtausend 1001 eintausendeins 100.000 hunderttausend 1100 eintausendeinhundert 1.000.000 eine Million 1200 eintausendzvveihundert 2.000.000 zvvei MiUionen 1453 eintausendvierhundertdreiundfünfzig 2000 zvveitausend 1.000.000.000 eine Milliarde 10.000 zehntausend 4.000.000.000 vier Milliarden

Sayfa 75 / 102 d. Sıra Sayıları (Ordinalzahlen) birinci : der (die, das) erste Schüler ikinci : der (die, das) zweite Schüler üçüncü: der (die, das) dritte Schüler dördüncü : der (die, das) vierte Schüler beşinci: der (die, das) fünfte Schüler altıncı : der (die, das) sechste Schüler yedinci: der (die, das) siebte Schüler sekizinci: der (die, das) achte Schüler dokuzuncu: der (die, das) neunte Schüler

Sayfa 76 / 102 onuncu: der (die, das) zehnte Schüler yirminci :der (die, das) zwanzigste Schüler : yüzüncü der (die, das) hundertste Schüler bininci :der (die, das) tausendste Schüler milyonuncu : der (die, das) millionste Schüler e. Tekrar ifadeleri, rakamların sonuna -mal eki getirilerek yapılır. Örnek, einmal bir kere zweimal iki kere dreimal üc kere zehnmal on kere MATEMATISCHE AUFGABEN (Matematik İşaretleri) plus artı - : minus eksi mal çarpma * : geteilt durch bölme

Sayfa 77 / 102 ist/ist gleich eşittir DİE UHRZEITEN, TAGE, MONATE UND JAHRESZEITEN (SAATLER, GÜNLER, AYLAR, MEVSİMLER) 1. Almanca'da saatler ifade edilirken, "geçiyor (beş geçiyor gibi)" nach kelimesiyle, "var (beş var gibi)" vor kelimesiyle ve buçuklar halb kelimesiyle ifade edilir. Örnekler: 06.00 : Es ist sechs. Saat altı 06.10 : Es ist zehn nach sechs. Saat altıyı on geçiyor 06.15 : Es ist viertel nach sechs.. Saat altıyı çeyrek geçiyor 06.30 : Es ist halb sieben.. Saat altıbucuk (halb'den sonra gelecek olan saatin -örneğimizde siebensöylendiğine dikkat) 06.45 : Es ist viertel vor sieben. Saat yediye çeyrek var.

Sayfa 78 / 102 :Es ist drei viertel sieben. 06.55 : Es ist fünf vor sieben. Saat yediye beş var. 2. Almanca'da Günler (Die Tage) Montag : Pazartesi Freitag : Cuma Dienstag : Salı Samstag/Sonnnabend : Cumartesi Mittwoch : Çarşamba Sonntag : Pazar Donnerstag : Perşembe 3. Günün Kısımları (Die

Sayfa 79 / 102 Tageszeiten) der Morgen : Sabah gestern : Dün akşam abend der Vormittag : Öğleden heute : Bugün önce der Mittag : Öğle heute : Bu sabah morgen der Nachmittag : Öğleden heute abend : Bu akşam sonra der Abend : Akşam morgen : Yarın die Nacht : Gece übermorgen : Yarından sonra die Mittemacht : Gece yarısı vorgestern : Evvelki gün gestern : Dün

Sayfa 80 / 102 4. Aylar (Die Monate) Januar : Ocak Juli Temmuz Februar : Şubat August Ağustos Mârz : Mart September Eylül April : Nisan Oktober Ekim Mai : Mayıs November Kasım Juni : Haziran Dezember Aralık Ayların artikeli, der'dir. Almanca'da ayın kaçı olduğu sorulurken "Der wievielte ist heute?" ya da "Den wievielten haben wir heute?" şeklinde sorulur ve "Heute ist 05.04."; "Heute ist der fünfte vierte" veya "Heute ist der fünfte April", şeklinde cevap verilir.

Sayfa 81 / 102 5. Mevsimler (Die Jahreszeiten) der Frühling İlkbahar der Sommer Yaz der Herbst Sonbahar der Winter Kış

Sayfa 82 / 102 DİE KONJUNKTIONEN (BAĞLAÇLAR) Almanca'da çokça kullanılan bağlaçlar, bunların anlamları ve cümle içinde kullanılışları aşağıda verilmiştir. als (iken) Als ich Kind war, gingen wir nach Deutschland. Ben çocukken, Almanya'ya gitmiştik. (Als, geçmişte bir defa meydana gelmiş olaylar için kullanılır ve fiillerin Prâteritum olmasına neden olur.) also (o halde, öyleyse)

Sayfa 83 / 102 Ali arbeitet nicht mit mir, also muss ich allein arbeiten. Ali benimle birlikte çalışmıyor, o halde yalnız çalışmalıyım. anstatt dass (yerine) Mein Bruder geht immer spazieren, anstatt dass er arbeitet. Kardeşim, çalışacağına sürekli geziyor. ausserdem (ayrıca, bundan başka) leh mache meine Aufgaben, ausserdem helfe ich meinem Bruder. Derslerime çalışıyor, ayrıca kardeşime yardım ediyorum. bevor(önce) lch muss mich vorbereiten, bevor ich abreise. Yolculuğa çıkmadan önce hazırlanmalıyım. bis (kadar) Ayşe hat auf ihren Freund gewartet, bis er kommt. Ayşe erkek arkadaşını, o gelinceye kadar bekledi.

beziehungsweise (bzw.) (veya) Sayfa 84 / 102 Sagst du das bitte Ali bzw. seiner Frau. Lütfen Ali'ye ya da eşine söyler misin. da (için) Da Ahmet krank ist, geht er nicht in die Schule. Ahmet hasta olduğu için, okula gitmiyor. (Günlük konuşma dilinde "da" yerine "weil" kullanılır. Yukarıdaki örneği konuşma diliyle ifade edecek olursak, şöyle deriz: Warum geht Ahmet nicht in die Schule? Ahmet geht nicht in die Schule, vveil er krank ist.)

Sayfa 85 / 102 daher (bundan dolayı) Der Laden ist geschlossen, daher kann ich nichts kaufen. Dükkân kapalı olduğundan, bir şeyler alamıyorum. damıt (-mek için) Mach die Türe zu, damit wir abfahren können. Kapıları kapa ki, yola çıkalım. dann (sonra, o zaman) Ali macht zuerst seine Aufgabe, dann geht er ins Kino. Ali, önce ödevini yapıyor, sonra sinemaya gidiyor. darum (bunun için) Ayşe möchte in der Prüfung Erfolg haben, darum arbeitet sie viel. Ayşe sınavı başarmak istiyor, bunun için çok çalışıyor. das heisst (d.h.) (yani)

Sayfa 86 / 102 Meine Mutter wird im April kommen, das heipt wenn sie wieder gesund ist. Annem Nisan'da gelecek, yani tekrar sağlığına kavuşursa. dass (ki) lch möchte, dass meine Schwester erfolgreich ist. Ben istiyorum ki, kız kardeşim başarılı olsun. denn (çünkü) Du musst schnell gehen, denn dein Vater vvartet auf dich. Çabuk gitmelisin, çünkü baban seni bekliyor. (Hatırlatma: Aynı cümle "weil" ile kurulsaydı, fiil sona gelecekti. Du musst schnell gehen, weil dein Vater auf dich vvartet.) deshalb, deswegen (bundan dolayı)

Sayfa 87 / 102 DasWetter ist heute bewölkt, deswegen (deshalb) fahren wir nicht spazieren. Bugün hava bulutlu, bundan dolayı gezmeye gitmiyoruz. doch (bununla birlikte, ancak) Das Auto ist wirklich schön, doch ist es sehr teuer. Araba gerçekten güzel, ama çok pahalı. ebenso (aynı şekilde, bunun yanında) Hasan kann Deutsch und Englisch, ebenso Arabisch. Hasan Almanca ve İngilizce, bunun yanında Arapça biliyor. einerseits...andererseits (bir yandan...diğer yandan) Einerseits hört Mehmet Musik, andererseits macht er seine Aufgabe. Mehmet bir yandan müzik dinliyor, diğer yandan ödevini yapıyor.

entweder...oder (ya...ya da) Sayfa 88 / 102 Entweder ich mache Urlaub, öder ich arbeite im Sommer. Ya tatil yaparım, ya da yazın çalışırım. indem (-mek suretiyle) Wir werden erfolgreich, indem wir viel arbeiten. Çok çalışmak suretiyle başarılı olacağız. insofern/insoweit (o bakımdan) Er hat mir das Geld zurückgegeben, insoweit ist alles in Ordnung. Bana parayı geri verdi, o bakımdan her şey yolunda. inzwischen (bu arada) lch muss noch arbeiten, inzwvischen kannst du, zum Markt gehen. Benim daha çalışmam gerekiyor, bu arada sen pazara gidebilirsin.

Sayfa 89 / 102 ja...sogar (hatta, bile) Süreyya Ayhan hat sehr gute sportliche Leistungen gezeigt, ja sie wurde imrennen sogar die zweiter Süreyya Ayhan çok iyi bir sportif başarı gösterdi, hatta koşuda ikinci oldu. je...desto/je...umso (ne kadar...o kadar) Je länger man in Deutschland bleibt, desto (umso) besser spricht man Deutsch. Almanya'da ne kadar çok kalınırsa, Almanca o kadar iyi konuşulur. jedoch (bununla beraber, ama) Turgay ist in Deutschland vier Jahre geblieben, jedoch kann er nicht so gut Deutsch.

Sayfa 90 / 102 Turgay Almanya'da dört yıl kaldı, ama Almanca'sı çok iyi değil. kaum (henüz, yapar yapmaz) Kaum hatte er mich erblickt, da lud er mich zu einer Tasse Kaffee ein. Beni görür görmez kahve içmeye davet etti. nachdem (-dikten sonra) (Bu bağlaçta fiillerin zamanlarındaki uyuma dikkat edilmelidir.) Nachdem er Deutsch gelemt hatte, begann er sein Studium. Plusquamperfekt Prâteritum Nachdem er Deutsch gelernt hat, beginnt er sein Studium. Perfekt Prâsens Nachdem er Deutsch gelemt hat, wird er sein Studium beginnen. Perfekt Fütur

Sayfa 91 / 102 Almanca öğrendikten sonra yükseköğrenime başladı I başlıyori başlayacak. namlich (yani) Du musst in der Schule lernen, was in deinem Leben brauchst, namlich Lesen, Schreiben, Arbeiten usw. Okulda, hayatta sana lâzım olan şeyleri, yani okumak, yazmak, çalışmak vs. öğrenmelisin. nur (yalnız, ancak) Die Dame ist sehr schön, nur ist sie ein wenig dünn. Kadm çok güzel, ancak biraz zayıf. ob (-ip -meyeceğini)

Sayfa 92 / 102 Weisst du, ob Ali kommt? Ali'nin gelip gelmeyeceğini biliyor musun? obwohl (obgleich, obschon) (rağmen) Nazlı will sich nicht entschuldigen, obwohl (obgleich, obschon) er im Unrecht ist. Nazlı, haksız olmasına rağmen, özür dilemek istemiyor. ohne...zu/ohne...dass (-meksizin) Dein Bruder nimmt das Buch, ohne zu fragen. Kardeşin, sormadan kitabı alıyor. seit/seitdem (-den beri) Seit(dem) wir hier sind, haben viele Bekannte uns besucht. Buraya geldiğimizden beri, bir çok tanıdığımız bizi ziyaret etti sobald (olur olmaz) Du musst anrufen, sobald du zu Hause angekommen bist. Eve gelir gelmez, telefon etmelisin.

Sayfa 93 / 102 sofern (o takdirde) lch helfe dir, sofern ich in der Lage bin. Uygun olursam, sana yardım ederim. solange (olduğu sürece) Mein Grossvater wollte in Aydın wohnen, solange er lebt. Dedem yaşadığı sürece Aydın'da oturmak isterdi. somit (böylece) Mein âlterer Bruder ist aus Kayseri gekommen, somit sind unsere Familie beisammen. Abim Kayseri'den geldi; böylece ailemiz bir araya geldi. sondern (aksine)

Sayfa 94 / 102 Mein kleiner Bruder will nicht studieren, sondern gleich in den Beruf gehen. Küçük kardeşim üniversite okumak istemiyor; aksine hemen mesleğe başlamak istiyor. sonst (aksi takdirde, yoksa) Du musst viel arbeiten, sonst kannst du keinen Urlaub haben. Çok çalışmalısın, yoksa tatil yapamazsın. soviel/soweit (kadarıyla, göre) Soviel (soweit) ich weiss, kommt seine Schv/ester am Sontag. Bildiğim kadarıyla, kızkardeşi Pazar günü geliyor. sovvie (auch) (ve aynı şekilde, gibi) Ali sowie mein Bruder studieren in İstanbul. Ali ve kardeşim İstanbul'da okuyorlar.

Sayfa 95 / 102 statt (yerine) Statt ins Kino zu gehen, sollst du deine Aufgaben machen. Sinemaya gideceğine, ödevlerini yapmalısın. stattdessen (onun yerine) lch hatte dich um einen langen Brief gebeten, stattdessen hast du mir eine Postkarte geschickt. Senden uzun bir mektup yazmanı rica etmiştim; sen onun yerine bir kartposta l gönderdin. teils...teils (biraz...biraz da) Teils bejahren wir die Plâne, teils lehnen wir sie ab. Planı kısmen kabul ediyoruz; kısmen de reddediyoruz. trotzdem (buna rağmen)

Sayfa 96 / 102 Er hat viele Medikamente genommen, trotzdem ist er nicht gesünder geworden. Çokça ilaç almasına rağmen, iyileşemedi. um...zu (için) Fatma hat an einem Deutschkurs teilgenommen, um ihre Deutschkentnisse zu verbessern. Fatma Almanca bilgisini geliştirmek için, bir Almanca kursuna katıldı. und zwar (şöyle ki) Wir haben einige Stâdte besucht, und zwar Samsun, Ordu, Giresun und Trabzon. Bazı şehirleri ziyaret ettik; şöyle ki, Samsun, Ordu, Giresun ve Trabzon. wâhrend (sırasında) Wâhrend unserer Reise, haben vvir schöne Landschaften gesehen. Yolculuğumuz sırasında güzel manzaralar gördük.

Sayfa 97 / 102 weder...noch (ne...ne de) lch kann weder Englisch noch Arabisch, ich kann nur Deutsch. Ne İngilizce ne de Arapça (bilmiyorum), yalnızca Almanca biliyorum. wenn (eğer) Wenn ich nach İstanbul fahre, besuche ich meine Tante. İstanbul'a gidersem, teyzemi ziyaret ederim. wenn...auch (olmasına rağmen) Tarık hat in seiner Prüfung keinen Erfolg gehabt wenn er auch viel gearbeitet hatte. Tarık, çok çalışmış olmasına rağmen, kötü bir sınav yaptı. wie...auch/wie...auch immer (ne kadar...olursa olsun)

Sayfa 98 / 102 Wir werden unsere Aufgaben machen, wie sehwierig sie auch immer sind. Ödevlerimiz ne kadar zor olursa olsun, onları yapacağız. wo (iken) Warum hast du mich nicht besucht, vvo ich auf dich so lange gevvartet habe. Ben seni o kadar çok beklemişken, sen beni niçin ziyaret etmedin? zumal (olduğu takdirde) Wir werden im Garten arbeiten, zumal es nicht regnet. Hava yağmadığı takdirde, bahçede çalışacağız. zwar...aber (gerçi) Es fâhrt zwar Dolmuş dorthin, aber ich fahre lieber mit dem Fahrrad. Oraya gerçi dolmuş gidiyor, fakat ben bisikletle gitmeyi tercih ediyorum.

Sayfa 99 / 102 RELATIVSÂTZE (İLGİ CÜMLELERİ) Almanca'da ilgi cümleleri, ana cümlede geçen bir isimle ilgili ek bir açıklama yapılmasını sağlar. Örnek, Die Frau, die vor dem Fenster steht, ist meine Tante. O, pencerenin önünde duran bayan teyzemdir. İlgi cümlelerinde geçen isimlerin artikelleri, bu cümlelerdeki fiillere göre, Nominativ, Akkusativ, Dativ veya Genitiv olabilir. Bu konuyu aşağıdaki cümle üzerinde örneklendirebiliriz: Nominativ (Yalın Hal) Der Mann, der dört steht, ist mein Vater. Orada duran adam benim babamdır. Die Dame, die dort steht, ist meine Mutter. Orada duran bayan benim annemdir.

Sayfa 100 / 102 Das Kind, das dort steht, ist mein Bruder. Orada duran çocuk benim kardeşim. Die Kinder, die dort stehen, sind meine Brüder. Orada duran çocuklar, benim kardeşlerimdir. Akkusativ (-i Hali) Der Mann, den ich besuche, ist mein Vater. Ziyaret ettiğim adam, babamdır. Die Dame, die ich besuche, ist meine Mutter. Ziyaret ettiğim bayan, annemdir. Das Kind, das ich besuche, ist mein Bruder. Ziyaret ettiğim çocuk, kardeşimdir. Die Kinder, die ich besuche, sind meine Brüder. Ziyaret ettiğim çocuklar, kadeşlerimdir. Dativ (-e Hali)

Sayfa 101 / 102 Der Mann, dem ich helfe, ist mein Vater. Yardım ettiğim adam, babamdır. Die Dame, der ich helfe, ist meine Mutter. Yardım ettiğim bayan, annemdir. Das Kind, dem ich helfe, ist mein Bruder. Yardım ettiğim çocuk, kardeşim. Die Kinder, denen ich helfe, sind meine Bruder. Yardım ettiğim çocuklar, benim kardeslerimdir. Genitiv (-in Hali) Der Mann, dessen Heft da liegt, ist mein Vater. Defteri orada duran adam, babamdır. Die Dame, deren Heft da liegt, ist meine Mutter. Deften orada duran bayan, annemdir. Das Kind, dessen Heft da liegt, ist mein Bruder. Defteri orada duran çocuk, kardeşim.

Sayfa 102 / 102 Die Kinder, deren Hefte da liegen, sind meine Bruder Defterleri orada duran çocuklar, benim kardeslerimdir.