Hamza AVCIOĞLU PARAZİTOLOJİ ANABİLİM DALI DOKTORA TEZİ. DANIŞMAN Prof. Dr. Ayşe BURGU

Benzer belgeler
Zoonoz parazit nedir?

T.C. ADNAN MENDERES ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ VPR-YL

GAİTADA PARAZİT ARAŞTIRMASI

NEMATODLARIN NEDEN OLDUĞU HASTALIKLAR. Prof. Dr. Y. Ali Öner

2017 YILI İLK İKİ ÇEYREK BLOK MERMER TRAVERTEN DIŞ TİCARET VERİLERİ

TÜ ROFED TÜRİ ZM BÜ LTENİ

ZOONOZ HASTALIKLAR İNSAN HAYVAN

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı. Çocuk Polikliniği Olgu Sunumu 3 Kasım 2017 Cuma. Dr.

KİST HİDATİK. Yrd.Doç.Dr Süreyya YILMAZ

PARAZİTLERDE ÜREME VE ÇOĞALMA

PARAZİTLERİN EVRİMİ VE KONAK İLİŞKİSİ

OKSİYUR YUMURTASI ARAŞTIRILMASI

ECHİNOCOCCCOSİS/HYDATİDOSİS (Kist Hidatit) Zekai BASTEM Veteriner Hekim

2014 EKİM DIŞ TİCARET RAPORU

Bornova Vet.Kont.Arst.Enst.

Bacillus anthracis. Hayvanlarda şarbon etkenidir. Bacillus anthracis. Gram boyama. Bacillus anthracis. Bacillus anthracis

2017 YILI İLK İKİ ÇEYREK İŞLENMİŞ MERMER VE TRAVERTEN DIŞ TİCARET VERİLERİ

TÜ ROFED TÜRİ ZM BÜ LTENİ

2017 YILI İLK İKİ ÇEYREK BLOK GRANİT DIŞ TİCARET VERİLERİ

TÜRKİYE İSTATİSTİK KURUMU

MÜCEVHER İHRACATÇILARI BİRLİĞİ MAL GRUBU ÜLKE RAPORU (TÜRKİYE GENELİ) - (KÜMÜLATİF)

KIRIM KONGO KANAMALI ATEŞİ HASTALIĞI (KKKA) VE KARADENİZ BÖLGESİ NDEKİ DURUMU

A.ERDAL SARGUTAN EK TABLOLAR. Ek 1. Ek 1: Ek Tablolar 3123

DIŞKININ TOPLANMASI ve SAKLANMASI

TÜ ROFED TÜRİ ZM BÜ LTENİ

TR33 Bölgesi nin Üretim Yapısının ve Düzeyinin Tespiti ve Analizi. Ek 5: Uluslararası Koşulların Analizi

TÜRKİYE İSTATİSTİK KURUMU

TÜ ROFED TÜRİ ZM BÜ LTENİ

TÜ ROFED TÜRİ ZM BÜ LTENİ

AKCİĞER KİST HİDATİĞİ. Dr. Salih TOPÇU Göğüs Cerrahisi AD

BATMAN TİCARET BORSASI

TÜRKİYE DEKİ YABANCI ÜLKE TEMSİLCİLİKLERİ

TEMİZLİK MADDELERİ SEKTÖRÜ

GTİP : PLASTİKTEN KUTULAR, KASALAR, SANDIKLAR VB. EŞYA

Deri ve Deri Ürünleri Sektörü 2015 Nisan Ayı İhracat Bilgi Notu

SIĞIRLARIN NODÜLER EKZANTEMİ LUMPY SKIN DISEASE (LSD) Hastalık Kartı. Hazırlayan. Dr. M. Fatih BARUT Vet. Hekim

1/11. TÜRKİYE İSTATİSTİK KURUMU DIŞ TİCARET İSTATİSTİKLERİ VERİ TABANI Rapor tarih 30/03/2018 Yıl 01 Ocak - 28 Subat 2018

HALI SEKTÖRÜ. Kasım Ayı İhracat Bilgi Notu. TDH AR&GE ve Mevzuat Şb. İTKİB Genel Sekreterliği. Page 1

Barsak parazitozları. Dr. Recep ÖZTÜRK İ.Ü. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Klinik Bakteriyoloji ve Enfeksiyon Hastalıkları Anabilim Dalı

TÜ ROFED TÜRİ ZM BÜ LTENİ

PAGEV - PAGDER. Dünya Toplam PP İthalatı

Büyük İklim Tipleri. Ata Yavuzer 9- A Coğrafya Performans Ödevi. Bu çalışma Bilgi ve İletişim Teknolojileri dersinde hazırlanmıştır.

TÜRKİYE İSTATİSTİK KURUMU DIŞ TİCARET İSTATİSTİKLERİ VERİ TABANI Rapor tarihi:11/02/2016 Yıl 2015 YILI (OCAK-ARALIK) HS6 ve Ülkeye göre dış ticaret

DÜNYA SERAMİK KAPLAMA MALZEMELERİ SEKTÖRÜNE GENEL BAKIŞ

TÜRKİYE İSTATİSTİK KURUMU DIŞ TİCARET İSTATİSTİKLERİ VERİ TABANI

DEĞİŞEN DÜNYA-DEĞİŞEN ÜNİVERSİTE:YÜKSEKÖĞRETİMİN GELECEĞİ TÜRKİYE İÇİN BİR ÖNERİ

2015 OCAK DIŞ TİCARET RAPORU

Aydın Yöresi Sokak Köpeklerinde Dışkı Bakısına Göre Saptanan Mide Bağırsak Helmintleri

2015 MAYIS DIŞ TİCARET RAPORU

Akdeniz iklimi / Roma. Okyanusal iklim / Arjantin

PARAZİTER HASTALIKLARDA KONTROL ve KORUNMA

HALI SEKTÖRÜ. Nisan Ayı İhracat Bilgi Notu. TDH AR&GE ve Mevzuat Şb. İTKİB Genel Sekreterliği. Page 1

2014 MAYIS DIŞ TİCARET RAPORU

TÜRKİYE İSTATİSTİK KURUMU DIŞ TİCARET İSTATİSTİKLERİ VERİ TABANI

YURTDIŞI MARKA TESCİL MALİYETLERİ

Deri ve Deri Ürünleri Sektörü

Dünya da ve Türkiye de İş Sağlığı ve Güvenliği

TÜ ROFED TÜRİ ZM BÜ LTENİ

Bölgesel iklim: Makroklima alanı içerisinde daha küçük alanlarda etkili olan iklimlere bölgesel iklim denir.(marmara iklimi)

SERAMİK KAPLAMA MALZEMELERİ VE SERAMİK SAĞLIK GEREÇLERİ SEKTÖRÜNDE DÜNYA İTHALAT RAKAMLARI ÇERÇEVESİNDE HEDEF PAZAR ÇALIŞMASI

Kısa Süreli Rüzgar Enerjisi Tahmini Giriş

TÜİK VERİLERİNE GÖRE ESKİŞEHİR'İN SON 5 YILDA YAPTIĞI İHRACATIN ÜLKELERE GÖRE DAĞILIMI (ABD DOLARI) Ülke

Deri ve Deri Ürünleri Sektörü 2015 Haziran Ayı İhracat Bilgi Notu

MÜCEVHER İHRACATÇILARI BİRLİĞİ MAL GRUBU ÜLKE RAPORU (TÜRKİYE GENELİ) - (KÜMÜLATİF)

S İ S T E M İ K M İ K O Z L A R

Rapor tarihi:13/06/ HS6 ve Ülkeye göre dış ticaret. İhracat Miktar 1. İhracat Miktar 2. Yıl HS6 HS6 adı Ulke Ulke adı Ölçü adı

İÇİNDEKİLER Yılları Yassı Ürünler İthalat Rakamları Yılları Yassı Ürünler İhracat Rakamları

24 HAZİRAN 2014 İSTANBUL

UNCTAD DÜNYA YATIRIM RAPORU 2015 LANSMANI 24 HAZİRAN 2015 İSTANBUL

INCOMING TURİZM RAPORU / ARALIK 2017

Spermatozoanın Dişi Genital Kanalındaki Hareketi. Üreme Biyolojisi ve Yapay Tohumlama Prof. Dr. Fatin CEDDEN

2018 HAZİRAN DIŞ TİCARET RAPORU

HALI SEKTÖRÜ. Mayıs Ayı İhracat Bilgi Notu. TDH AR&GE ve Mevzuat Şb. İTKİB Genel Sekreterliği. Page 1

İthalat Miktar Kg. İthalat Miktar m2

2016 HAZİRAN DIŞ TİCARET RAPORU

HALI SEKTÖRÜ. Mart Ayı İhracat Bilgi Notu. TDH AR&GE ve Mevzuat Şb. İTKİB Genel Sekreterliği. Page 1

2017 MAYIS DIŞ TİCARET RAPORU

DEHİDRE KÖPEKLERDE BİKARBONATLI SODYUM KLORÜR SOLÜSYONUNUN HEMATOLOJİK VE BİYOKİMYASAL PARAMETRELERE ETKİSİ

HALI SEKTÖRÜ 2015 YILI İHRACATI

2015 EYLÜL DIŞ TİCARET RAPORU

Minavit Enjeksiyonluk Çözelti

Deri ve Deri Ürünleri Sektörü 2015 Mart Ayı İhracat Bilgi Notu

HALI SEKTÖRÜ. Mart Ayı İhracat Bilgi Notu. TDH AR&GE ve Mevzuat Şb. İTKİB Genel Sekreterliği. Page 1

SERAMİK SEKTÖRÜ NOTU

BİTKİ TANIMA I. P E P _ H 0 4 C h a m a e c y p a r i s l a w s o n i a n a ( L a v z o n Ya l a n c ı S e r v i s i ) Yrd. Doç. Dr.

2016 ARALIK DIŞ TİCARET RAPORU

UYUZ ETKENLERİ. Astigmata

NEMATODLARIN VÜCUT TABAKALARI

ZİRAİ MÜCADELE TEKNİK TALİMATLARI CİLT IV. BAĞ MİLDİYÖSÜ Plasmopara viticola (Berk. Et Curt) Berl et de Toni

2014 HAZİRAN DIŞ TİCARET RAPORU

GENEL VETERİNER KLİNİĞİ PRENSİPLERİ VE EKİPMAN BİLGİSİ VEYSEL TAHİROĞLU

2015 HAZİRAN DIŞ TİCARET RAPORU

Deri ve Deri Ürünleri Sektörü

Türkiye Cumhuriyeti-Ekonomi Bakanlığı,

TÜ ROFED TÜRİ ZM BÜ LTENİ

KİST HİDATİK. Yrd.Doç.Dr Süreyya YILMAZ

Pazar AVRUPA TİCARİ ARAÇ SEKTÖR ANALİZİ. 27 Şubat 2018

2015 EKİM DIŞ TİCARET RAPORU

Sınıfaltı: CESTODA. Takım: Taeniidae Familya: Anaplocephalidae. Diphyllobothriidae. Davaineidae. Dilepididae. Hymenolepididae.

TÜRKİYE İSTATİSTİK KURUMU DIŞ TİCARET İSTATİSTİKLERİ VERİ TABANI

Transkript:

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANKARA ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ ANKARA PARKLARINDAKİ OYUN ALANLARININ KEDİ VE KÖPEK HELMİNT YUMURTALARI İLE KONTAMİNASYONU Hamza AVCIOĞLU PARAZİTOLOJİ ANABİLİM DALI DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Prof. Dr. Ayşe BURGU 2007-ANKARA

Ankara Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü Parazitoloji Doktora Programı çerçevesinde yürütülmüş olan bu çalışma, aşağıdaki jüri tarafından Doktora Tezi olarak kabul edilmiştir. Tez Savunma Tarihi :29/01/2007 Prof.Dr. Ayşe BURGU Ankara Üniversitesi Jüri Başkanı Prof.Dr. Semih ÖGE Ankara Üniversitesi Raportör Prof.Dr.Mehmet ŞAHAL Ankara Üniversitesi Prof.Dr. Ahmet DOĞANAY Ankara Üniversitesi Prof.Dr. Sibel ERGÜVEN Hacettepe Üniversitesi ii

İÇİNDEKİLER Kabul ve Onay İçindekiler Önsöz Simgeler ve Kısaltmalar Şekiller Çizelgeler ii iii v vi vii viii 1.GİRİŞ 1 1.1. Cestod Enfeksiyonları 3 1.1.1. Echinococcosis 3 1.1.1.1. Echinococcus Türlerinin Dünyadaki ve Türkiye deki Yayılışı 5 1.1.1.2. Kistik ve Alveolar Echinococose un Dünyadaki ve Türkiye deki Yayılışı 6 1.1.2. Coenurosis Önemi ve Yayılışı 6 1.2. Nematod Enfeksiyonları 7 1.2.1. Ancylostomatidosis ve Önemi 7 1.2.1.1. Kancalıkurtların Dünyadaki ve Türkiye deki Yayılışı 9 1.2.1.2. Cutanous Larva Migrans ın Dünyadaki Yayılışı 10 1.2.2. Toxocarosis ve Toxascariosis 11 1.2.2.1. Toxocara Türlerinin Dünyadaki ve Türkiye deki Yayılışı 16 1.2.2.2. Visceral Larva Migransın Dünyadaki ve Türkiye deki Yayılışı 17 1.3. Park / Çocuk Parklarındaki Oyun Alanlarının Köpek - Kedi Helminti Yumurtaları ile Kontaminasyonu ve Tespiti 18 1.3.1. Dünya da Park/Çocuk Parklarının Kedi Köpek Helmint Yumurtaları ve Diğer Parazitlerle Kontaminasyon Durumu 21 1.3.2. Türkiye de Değişik Şehirlerde ki Park/Çocuk Parklarının Kedi-Köpek Helmint Yumurtaları ve Diğer Parazitlerle Kontaminasyon Durumu 24 2. GEREÇ VE YÖNTEM 27 2.1. Örneklerin Toplanması 29 2.2. Laboratuvar Çalışmaları 30 2.2.1. Toprak ve Kum Örneklerinin İncelenmesi 30 2.2.2. Dışkı Muayenesi 31 2.2.2.1.Fülleborn un Doymuş Tuzlu Su Flotasyon Yöntemi 31 2.3. İstatiksel Analiz 31 3. BULGULAR 32 3.1. Seçilen Yöntemin İşlerlik Durumu 32 3.2. Her Ay Bakısı Yapılan Parkların Kontaminasyon Durumu 32 iii

3.3. Bir Takvime Bağlı Kalmaksızın Bakısı Yapılan Parkların Kontaminasyon Durumu 38 3.4. Ankara daki Parkların Genel Kontaminasyon Durumu 40 3.5. Bulunan Yumurtaların Morfolojik Özellikleri 43 4.1. Dışkı Bakıları 45 4. TARTIŞMA 46 5. SONUÇ VE ÖNERİLER 56 ÖZET 58 SUMMARY 59 KAYNAKLAR 60 ÖZGEÇMİŞ 71 iv

ÖNSÖZ Kedi ve köpekler insan yaşamına çok iyi uyum sağlamış hayvanlardır. Bugün dünyada çok sayıda aile, evinde veya bahçesinde kedi, köpek beslemektedir. Çeşitli resmi ve özel kuruluşlarda, başta güvenlik olmak üzere avcılık, kurtarma gibi değişik amaçlarla küçümsenmeyecek sayıda köpek yetiştirilmekte veya barındırılmaktadır. Bunlara ilaveten, özellikle az gelişmiş veya gelişmekte olan ülkelerde çok sayıda kedi ve köpek sokaklarda başıboş dolaşmaktadır. Yüzyıllardır süregelen insan ile kedi, köpek ilişkisinden, insanlar şüphesiz çeşitli yararlar sağlamış, ancak bu hayvanlardan bulaşabilecek çeşitli hastalıklara da maruz kalmışlardır. Çocuklar, parklardaki kum toprakla severek oynamaktadır. Oysa parklara sahipsiz kedi ve köpekler serbestçe girerek buralara dışkılamakta veya evlerinde köpek besleyenler köpeklerini gezdirirken hayvanlar dışkılama ihtiyaçlarını parklarda gidermektedir. Köpek ve kedilerin buralara bıraktığı dışkılardan helmint türü parazitlerin yumurtaları kum veya toprağa karışarak, parklarda oynayan çocuklara bulaşabilmektedir. Bu çalışma, Ankara daki parkların çocuk oyun alanlarından alınan kum veya toprak örneklerinde insanlara geçebilecek kedi-köpek helmintleri başta olmak üzere herhangi bir parazit yumurtası bulunup bulunmadığını ve çocuk parklarının bu hastalıkların bulaşması yönünden taşıdığı risk derecesini ve varsa parklardaki bulaşıklığın mevsimlere göre durumunu belirlemek amacıyla yapılmıştır. Çalışmalarım sırasında değerli öneri ve yardımlarıyla her zaman destek olan başta Parazitoloji Anabilim Dalı Başkanı ve danışman hocam Prof. Dr. Ayşe BURGU olmak üzere tüm Anabilim Dalı Öğretim Üyelerine, mesai arkadaşlarıma ve aileme sonsuz teşekkür ederim. v

SİMGELER VE KISALTMALAR CLM Cutaneous larva migrans FTS Fizyolojik tuzlu su gr Gram µm Mikrometre OLM Ocular larva migrans P Önemlilik derecesi mm Milimetre C Santigrat derece cm Santimetre VLM Visceral larva migrans vi

ŞEKİLLER Sayfa Şekil 1.1. Değişik ülkelerden köpek dışkılarının biriktirildiği dışkı kutusu örnekleri, konu ile ilgili uyarılar ve köpek tuvaletleri. 2 Şekil 2.1. Ankara da örnek alınan parklar ve parkların bulunduğu ilçeler 28 Şekil 3.1. Toxocara sp. Yumurtası 34 Şekil 3.2. Toxascaris leonina yumurtası 34 Şekil 3.3. Taenia sp. Yumurtası 34 Şekil 3.4. Örneklerde parazit yumurtaları ile karıştırılabilecek yapılar 35 vii

ÇİZELGELER Sayfa Çizelge 1.1. Kum ve toprak örneklerinden Toxocara canis yumurtalarını elde etmek için uygulanan başlıca yöntemler. 20 Çizelge 1.2. Dünyada park/çocuk parklarının kedi köpek helmint yumurtaları ve diğer parazitlerle kontaminasyon durumu 22 Çizelge 1.2. (Devam) Dünyada park/çocuk parklarının kedi köpek helmint yumurtaları ve diğer parazitlerle kontaminasyon durumu 23 Çizelge 1.3. Konuyla ilgili çalışmalarda kontamine örneklerdeki Toxocara sp. yumurta sayıları 25 Çizelge 3.1. Her ay bakıları yapılan parkların genel ve mevsimsel kontaminasyon durumu 33 Çizelge 3.2. Bulunan helmint yumurtalarının mevsimlere göre dağılımı 36 Çizelge 3.3. Parklardaki kontaminasyonun yumurta türlerine göre durumu 37 Çizelge 3.4. Parklardaki kontaminasyonun ilçelere göre durumu 37 Çizelge 3.5. Bir takvime bağlı kalmaksızın bakısı yapılan parkların genel kontaminasyon durumu 39 Çizelge 3.6. Ankara daki parkların genel kontaminasyon durumu 41 Çizelge 3.6. (Devam) Ankara daki parkların genel kontaminasyon durumu 42 Çizelge 3.7. Toxocara sp. yumurtalarının çaplarına göre dağılımı 44 viii

1.GİRİŞ Doğal şartlar altında hayvanlardan insanlara çok sayıda enfeksiyon etkeni geçebilmektedir. İnsanların hayvanlarla çok yakın ilişkisinden kaynaklanan zoonoz adını verdiğimiz bu enfeksiyonlarda evlerde beslenen evcil hayvanların önemli rolü bulunmaktadır. Kedi ve köpekler insan yaşamına çok iyi uyum sağlamış hayvanlar olup bu hayvanlar çok sayıda aile, çeşitli resmi ve özel kuruluşlar tarafından yetiştirilmekte veya barındırılmaktadır, son yıllarda bunlara ilaveten, özellikle az gelişmiş veya gelişmekte olan ülkelerde çok sayıda kedi ve köpek sokaklarda başıboş dolaşmaktadır. Türkiye de son yıllarda çeşitli nedenlerle bunların sayısında artma olduğu da gözlenmektedir. Çocuklar, parklardaki kum ya da toprakla severek oynamaktadır. Çoğunlukla etrafı açık olan bu parklara sahipsiz kedi ve köpekler serbestçe girerek buralara dışkılamakta veya evlerinde köpek besleyenler köpeklerini gezdirirken hayvanlar dışkılama ihtiyaçlarını parklarda gidermektedir. Maalesef, ileri ülkelerde olduğu gibi, köpek dışkıları sahipleri tarafından toplanmamakta, parklarda bunların biriktirileceği dışkı kutuları, dışkı poşetleri veya özel tuvaletleri bulunmamaktadır (Şekil 1.1.). Köpek ve kedilerin buralara bıraktığı dışkılardan helmint türü parazitlerin yumurtaları kum veya toprağa karışarak, parklarda oynayan çocuklara bulaşabilmektedir. Köpek ve kedilerde yaşamakla beraber insan sağlığı açısından da önem taşıyan parazitler arasında Echinococcus granulosus, E. multilocularis, Toxocara canis, T. cati, Ancylostoma caninum, A. braziliense, A. tubaeforme, Uncinaria stenocephala gibi helmintler önemli yer tutmaktadır. 1

Şekil 1.1. Değişik ülkelerden köpek dışkılarının biriktirildiği dışkı kutusu örnekleri, konu ile ilgili uyarılar ve köpek tuvaletleri. Bu parazitlerden Echinococcus türlerinin larvaları insanlarda kistik ve alveolar echinococcose a, Toxocara türlerinin larvaları visceral larva migrans (VLM) ve ocular larva migrans (OLM) a, Ancylostoma 2

türlerinin larvaları ise cutaneous larva migrans (CLM) a neden olmaktadırlar (Burgu, 1981; Güralp, 1981; Glickman ve Shofer, 1987). Ancylostoma caninum larvaları insanlarda daha derin dokulara geçmekte, VLM a da yol açabilmektedir. Nitekim A. caninum ileri gelen eozinofilik enteritis olguları bildirilmiştir (Prociv ve Croese, 1990). Aşağıda kedi ve köpeklerde bulunan insan sağlığı açısından önemli olan cestod, nematod enfeksiyonları ayrı başlıklar halinde ele alınmıştır. 1.1. Cestod Enfeksiyonları Taenidae ailesinde bulunan bazı parazitlerin larva şekilleri insanların da arasında bulunduğu koyun, keçi, sığır, at, tavşan gibi canlılarda hastalıklara neden olmaktadır. Zoonotik önemi olan echinococcosis bunların başında gelmektedir, çok daha seyrek olarak coenurosis olguları da kaydedilmektedir. 1.1.1. Echinococcosis Hastalığı oluşturan başlıca türler Echinococcus granulosus ve Echinococcus multilocularis dir. Echinococcus granulosus (Bausch, 1786) son konakları olan köpek, kurt, çakal ve diğer kanidelerin ince bağırsağında yaşar. Uzunluğu 2-6 mm olup, vücut üç halkadan ibarettir. Son halka uzunluğu cestodun tüm uzunluğunun yarısından daha fazladır (Güralp, 1981). Echinococcus multilocularis (Leucart, 1863) son konakları olan tilki, kurt, köpek ve kedilerin ince bağırsağında yaşar. Uzunluğu 1.2-2.7 mm olup, 3

vücut 3-5 halkadan ibarettir. Son halka uzunluğu cestodun tüm uzunluğunun yarısından daha kısadır (Güralp, 1981). Echinococcus türlerinin yumurtaları yuvarlak veya ovaldir. Birbirlerinden kesin olarak ayırt edilemedikleri gibi, diğer Taenia yumurtalarına benzerler. Büyüklüğü yaklaşık 32-36 µm x 36-39 µm dir. Embriyofor embriyoyu dış koşullardan koruyan en önemli tabakadır. Keratin benzeri bir proteinden oluşmuştur ve geçirgen değildir. Yumurtaların taşıdığı onkosferler diğer Taenia yumurtalarından çok daha dayanıklıdır. Bunlar toprakta kuruluğa ve dona bir yıl direnç göstermekte, formole ise iki hafta dayanmaktadır. Yumurtaların 60 C üstündeki ve -70 C altındaki ısılarda hemen öldüğü bildirilmiştir. Yumurtalar dış çevrede zamanla büzüşmekte ve enfeksiyon yeteneklerini kaybetmektedir (Güralp, 1981). Echinococcus türlerinin gelişmesi, son konak tarafından atılan gebe halkaların parçalanması sonucu çevreye dağılan yumurtaların, insanların da arasında bulunduğu ara konaklar tarafından ağız yoluyla alınması ile başlar. Ara konak ince bağırsağında onkosferler serbest kalarak, kan dolaşımına girer, başta karaciğer ve akciğer olmak üzere dalak, pankreas, beyin, kemik iliği, kalp, göz gibi hemen hemen bütün organ ve dokulara giderek hidatik kist adını alan larva şekli oluşur (Dunn, 1978; Güralp, 1981). Ayrıca tozlara karışan yumurtaların arakonaklar tarafından solunum yoluyla alınması sonucunda da enfeksiyon oluşabilmektedir (Urquhart ve ark., 1987). Hidatik kistler yavaş gelişmekte olup, içlerinde protoskoleks ve çimlenme kapsülleri olanlar fertil, olmayanlar ise steril kist olarak nitelendirilir. Fertil kistlerin son konak tarafından yenmesinden sonra protoskolekslerden ince bağırsakta olgun parazitler gelişir (Dunn, 1978; Güralp, 1981). Önemi: Erişkin parazitlerin son konağa önemli bir zararı yoktur. Binlerce erişkin parazitin bile herhangi bir klinik belirtiye yol açmadığı 4

kaydedilmiştir. (Urquhart ve ark., 1987). Neden olabileceği klinik belirtiler de diğer cestodlarınkinden farklı değildir. Echinococcus türlerinin larvalarının ara konakta oluşturduğu klinik belirtiler kistin büyüklüğüne ve yerleştiği yere göre değişir. Kistlerin genel etki şekli basınç ve tıkama olup, bulunduğu organa göre klinik belirtiler ortaya çıkmaktadır. Kistler yavaş gelişim gösterir, insan gibi yaşam süresi uzun olan canlılarda daha büyük boyutlara ulaşır. Vurma, çarpma, düşme, operasyonlar sırasında kistin patlaması sonucu aşırı duyarlılığa bağlı olarak anaflaktik şok sonucu ölümler şekillenebilmektedir. Alveolar echinococcose da, kistlerin metastaz yapma özelliğinden dolayı prognoz daha kötüdür (Urquhart ve ark., 1987). 1.1.1.1. Echinococcus Türlerinin Dünyadaki ve Türkiye deki Yayılışı Akyol (2004) çeşitli yazarlara atfen E. granulosus un yayılışını Amerika kıtasında % 2,1 19,7, Avrupa kıtasında % 1-8,1, Afrika kıtasında % 22-72, Asya kıtasında % 6,75-79,1, Avustralya kıtasında % 86,9-100 olarak, E. multilocularis i ise Amerika kıtasında %37,5, Avrupa kıtasında %1,8-81, Asya kıtasında %5-56,7, Avustralya kıtasında % 7-50 olarak kaydetmiştir. Echinococcose Türkiye de geniş bir yayılış göstermektedir. Echinococcus granulosus nun yayılışı %0.94-54.5 arasında olup, yapılan çalışmalarda: Ankara da; Doğanay (1983), %44, Zeybek ve Tokay (1990), %54.5, Hasslinger ve ark.(1993), %3.3, Ayçiçek ve ark. (1998), %0.94, Bursa da; Tınar ve ark. (1989), %36, Sivas da; Saygı ve ark. (1990), %16, Ataş ve ark. (1997), %28, Kayseri de; Şahin ve ark. (1993), %25, Konya da; Aydenizöz (1997), %28.33, Kars da; Umur ve Arslan (1998), %40.5, olarak bildirmişlerdir. 5

Türkiye de E. multilocularis' in olgunlarına Trakya' da bir tilkide rastlandığı Merdivenci (1963) tarafından kaydedilmiştir. 1.1.1.2. Kistik ve Alveolar Echinococose un Dünyadaki ve Türkiye deki Yayılışı Kistik echinococcose geniş bir coğrafik yayılış göstermekte, hemen hemen bütün kıtalarda görülmektedir. Parazit prevalansının en yüksek olduğu bölgeler Asya, Avrupa, Afrika, Avustralya ve Güney Amerikanın bazı bölgeleridir. Hastalığın endemik olarak görüldüğü bölgelerin yanında sporadik olarak da saptanabildiği, Grönland ve İzlanda da ise parazite hiç rastlanmadığı bildirilmiştir. Alveolar echinococcose, Orta Avrupa, Avrasya nın kuzey ve ortasının büyük bir bölümünde ve İran da görülmektedir. Enfeksiyon Rusya ve komşu ülkelerinde endemiktir. Çin in özellikle batı ve orta bölgelerinde, Japonya da ise Hokkaido adasında, Kuzey Amerika ve özellikle Tunus olmak üzere, Kuzey Afrika ülkelerinde yaygın olarak görülmektedir (Eckert ve ark., 2000 ). Canda ve Canda (1995), Türk tıp kaynakçasında, 10381 üniloküler, 251 multiloküler kistik echinococcose olgusu olduğunu, Altıntaş (2003), 1984-1994 yılları arasında 27267 kistik echinococose olgusu bulunduğunu Sağlık Bakanlığı kayıtlarına göre bildirilmişlerdir. Altıntaş ve ark. (1999) Türkiye de 1980-1998 yılları arasında değişik bölgelerden toplam 118 alveolar echinococcose olgusu bildirildiğini kaydetmiştir. 6

1.1.2. Coenurosis Önemi ve Yayılışı Olgunları çeşitli karnivorların incebağırsağında bulunan Taenia multiceps (Multiceps multiceps) ve Taenia serialis in larva şekilleri olan Coenurus cerebralis başlıca koyun, keçi, sığır ve Coenurus serialis tavşan gibi hayvanlarda bulunurken nadir olarak bu larva şekillerine insanlarda da rastlandığına dair kayıtlar mevcuttur. Unat, (1979), çeşitli yazarlara atfen Afrika, Amerika Birleşik Devletleri, Fransa, İngiltere ve Brezilya da, Antonios ve Nina, (2000), Mısır da, insan beyninde C. cerebralis e rastlandığını bildirmişlerdir. Unat, (1979), çeşitli yazarlara atfen Amerika Birleşik Devletleri ve Fransa da, Benger ve ark., (1981) Kanada da, İng ve ark., (1998), Amerika Birleşik Devletleri nde insan derialtı ve kas dokusunda C. serialis e rastlandığını kaydetmişlerdir. 1.2. Nematod Enfeksiyonları Bazı nematodların larvaları insanların da arasında bulunduğu çeşitli canlılarda larva migrans a neden olmaktadır. İnsanlarda larva migransa neden olan ve zoonotik öneme sahip parazitler arasında kedi - köpek kancalıkurtları ve askaritleri bulunmaktadır. 1.2.1. Ancylostomatidosis ve Önemi Halk arasında kancalı kurtlar olarak bilinen Ancylostomatidae ailesine bağlı türler tarafından meydana getirilir. Karnivorlardan bildirilen başlıca türlerden Ancylostoma caninum; kedi ve köpeklerin, Ancylostoma tubaeforme; kedilerin, Ancylostoma braziliense; kedi ve köpeklerin, Uncinaria 7

stenocephala; kedi, köpek ve tilkilerin ince bağırsağında yerleşir. Boyları 1-2 cm uzun, ön kısımları kıvrık olup kancaya benzer. Bu türlerin ağız kapsülleri iyi gelişmiş olup, ön kenarında Ancylostoma cinsinde dişler, Uncinaria cinsinde bir çift kesici plak bulunur. Diş sayısı Ancylostoma caninum ve A. tubaeforme de üç çift, A. braziliense de iki çifttir (Dunn, 1978; Güralp, 1981). Ancylostoma sp. yumurtaları 50-70x35-70 µm ve 4-6 blastomer taşırken, U. stenocephala yumurtaları biraz daha uzun ve irice olup, 65-80x40-50 µm ve 8-16 blastomer taşımaktadır (Anderson, 2000). Yumurtadan çıkan larvalar uygun ısıda 6 10 gün içinde iki gömlek değiştirerek enfektif larva haline geçer. Bu larvalar kuruluğa dayanıklı değildir, bu nedenle sadece rutubetli bölgelerde bunlara rastlanmaktadır. Larvaların gelişmesinde rutubetli ve humuslu toprağa ve 20 C ın üstünde ısıya gerek vardır (Dunn, 1978; Güralp, 1981). Gelişmeleri direkt olup, fare ve ratlar paratenik konak görevi yapmaktadır. Enfekte köpek ve kediler dışkılarıyla yumurtaları doğaya bırakırlar. Yumurtalardan larvaların çıkması için ılık, nemli kumlu toprak en iyi ortamdır. İlk önce enfektif olmayan rhabditiform, daha sonra enfektif filariform larvalar oluşur. Enfektif form olan L 3 lerin deri ya da ağız yoluyla alınması ile (mukoza penetrasyonu) kan yoluyla akciğere giderek, oradan trache yolu ile ince bağırsaklara gelir ve olgunlaşırlar. Bu göç esnasında bazı larvalar dokularda inhibisyona uğrayarak latent hale geçer. Dişi köpeklerde gebeliğin etkisi ile doğumdan kısa bir süre önce larvalar aktif hale gelerek intrauterin ve galaktojen yolla yavruya geçer. Ancylostoma tubaeforme, A. brazilense ve Uncinaria stenocephala da galaktojen ve intrauterin bulaşma yoktur (Dunn, 1978; Güralp, 1981). Önemi: Bu familyadaki parazitlerin en önemli özelliği, sonkonaklardan fazla miktarda kan emmeleri ve bunun sonucunda anemiye neden 8

olmalarıdır. Aneminin nedeni sadece parazitler tarafından emilen kan olmayıp, kan emerken salgıladıkları pıhtılaşmayı engelleyici maddelerden dolayı, parazitlerin buradan ayrılması durumunda bile bir süre daha kanamanın devam etmesidir (Güralp, 1981). Kedi ve köpeklerin kancalıkurt etkenlerinin enfektif formları olan L 3 ler, bu parazitlerin normal konağı olmayan insanların derisini delerek cutaneous larva migrans (CLM) - deri larva migransı - creeping eruption- deri helmintosis i olarak adlandırılan hastalığa neden olurlar. Cutaneous larva migransı, kontamine topraktan bulaştığı için, özellikle bahçe işleri ile uğraşan kişilerde, bahçıvanlarda, su tesisatçılarında, turistlerde, sahil kıyısında yüzen insanlarda, kum havuzlarında oynayan çocuklarda yaygın olarak görülür (Güralp, 1981; Jones, 1993). Kancalıkurt larvaları insan derisinde stratum germinativum ile corium arasında tüneller meydana getirmekte ve buralarda amaçsızca dolanarak bazen papil, vezikül ve yangılı göç izlerine, bazen de derinin kalınlaşmasına ve şiddetli kaşıntıya sebep olmaktadır. Her gün 1-2 cm ilerleyebilen belirtiler nedeniyle creeping eruption olarak isimlendirilir. İnsan son konak olmadığı için larvalar bir süre sonra ölür, ölme süresi bazen birkaç ayı bulabilir. Hastalığın inkubasyon süresi değişken olup bir haftadan birkaç aya kadar sürebilir (Jones, 1993). Semptomlar, etkenlere ya da onların salgılarına karşı organizmanın cevabı sonucu ortaya çıkmaktadır. Hastalığın en fazla oluştuğu organlar ekstremiteler, perianal bölge ve cinsel organlardır (Jones, 1993). 9

1.2.1.1. Kancalıkurtların Dünyadaki ve Türkiye deki Yayılışı Çeşitli ülkelerde kedi ve köpeklerde kancalıkurtların yayılışına ilişkin çalışmalar yapılmıştır. Almanya da; Schuster ve ark. (1997), % 17, Barutzki ve Schaper (2003), %8.6, İspanya da; Calvete ve ark. (1998), %29.3, Vicente ve ark. (2004), %57.8, Macaristan da; Fok ve ark. (2001), %8.1-13.1, Hollanda da; Robben ve ark. (2004), %3, Uruguay da; Malgor ve ark. (1996), %49.4-96.3, Arjantin de; Zunino ve ark. (2000), % 5.6, Venezuela da; Ramirez-Barrios ve ark. (2004), %24.5, Brezilya da; Labarthe ve ark. (2004), %8.9-65.9, Meksika da; Eguya-Aguilara ve ark. (2005), %62.5, Amerika Birleşik Devletleri nde; Anderson ve ark. (2003), %33-75, Kore de; Min (1981), %3.1, Japonya da; Asano ve ark. (2004), %5.6, Güney Afrika da; Minnaar ve ark. (2002), %19 yaygın olduğu kaydetmişlerdir. Türkiye de karnivorlarda kancalıkurtların yayılışı ilgili literatürlere bağlı olarak %0,16-80 olarak bildirilmiştir. Türkiye nin farklı illerinde köpeklerde U. stenocephala yayılışını; Ankara da; Mimioğlu ve ark. (1959), %4, Pamukçu ve Ertürk (1961), %0.16, Doğanay (1983), %18, Çerçi (1990), 15.7, Zeybek ve ark. (1992), %9.09, Merdivenci (1962), %5, Elazığ da; Güralp ve ark. (1977), %15.23, Taşan (1982), %19, Bursa da; Tınar ve ark. (1989), %80, Konya da; Güçlü ve Aydenizöz (1995), %2.45, Kars da; Umur ve Arslan (1998), %73.8 olarak, A. caninum un yayılışını ise Bursa da; Tınar ve ark. (1989), %10, Kayseri de; Şahin ve ark. (1993), %8 olarak kaydetmişlerdir. Kedilerde U.stenocephala nın yayılışını Elazığ da; Dinçer ve ark. (1980), %2.7 olarak bildirmişlerdir. 10

Güralp ve Tınar (1978) ve Tiğin ve ark. (1989) yayılış bildirmeden U. stenocephala ya rastladıklarını kaydetmişlerdir. 1.2.1.2. Cutaneous Larva Migrans ın Dünyadaki Yayılışı Son yıllarda İngiltere de; Diba ve ark. (2002), 1, İspanya da; Puente Puente ve ark. (2004) 34, Çek Cumhuriyeti nde; Nevoralova, (2006), 1, Yeni Zellanda da; Manning ve ark. (2006), 1 cutaneous larva migrans olgusu bildirirken, Kanada da; Tremblay ve ark. (2000), tropikal bölgelerde tatil yapan 140 kişinin %25.4 ünde, Brezilya da; Heukelbach ve ark. (2004), nehir kıyısında oturan 1185 sakinin %3.1 inde cutaneous larva migrans semptomlarına rastladıklarını kaydetmişlerdir. Türkiye de; Erel (1965), Niğde ili köylerinde 12 aylıktan küçük çocukların kundaklanan vücut bölümlerinde bazen bir bazen daha fazla zikzak şeklinde deri değişikleri saptamıştır. Yapılan araştırmada, buradaki yerli halkın bebeklerin kundakları içine toprak koyma alışkanlığında oldukları ve toprağın alındığı yerlerinde köpek dışkısı ile bulaşık olduğu görülmüş ve sonuçta bu hastalığın köpek kancalı kurtlarından ileri gelen deri larva migransı olduğu belirlenmiştir. Yine Niğde de Kurtoğlu (1981), 2,5 aylık bir erkek çocukta deri larva migrans vakası bildirmiştir. 1.2.2. Toxocarosis ve Toxascariosis Kedi ve köpeklerde yaşayan askaritler; Toxascaris leonina, Toxocara canis, Toxocara cati türleridir. Toxascaris leonina (Linstow, 1902). Köpek, kedi, tilki ve diğer karnivorların incebağırsaklarında yaşar. Servikal kanatlar uzun ve dardır. Erkekleri 6-7 cm 11

uzun olup, arka nihayetleri konik olarak sonlanmakta, parmak biçiminde bir uzantı taşımaktadır. Dişileri 6-10 cm uzundur (Dunn, 1978; Güralp, 1981). Yumurtaları hafif oval olup, 75-85x6076 µm çapındadır. Yumurtalar kalın kabuklu ve kabuk dış yüzeyi düzdür. Yumurta kabuğu ile blastomer arasında lamelli bir tabaka mevcuttur (Dunn, 1978; Güralp, 1981). Gelişmeleri direktir. Dışkı ile dışarı atılan yumurtalarda uygun çevre şartlarında 3 6 gün içinde ikinci gelişme dönemi larvalar oluşur. Enfektif olan bu yumurtalar ağız yoluyla alındığında son konağın ince bağırsaklarında açılarak olgun parazitler şekillenir. Fareler paratenik konak görevi yapabilmektedir (Dunn, 1978; Güralp, 1981). Önemi: Enfekte hayvanlarda karın şişliği, ishal, tüylerde matlık ve gelişme geriliği gibi semptomlar görülür (Dunn, 1978; Güralp, 1981). Doğanay, (1992), T. leonina nın Ankara daki yayılışının %0,19 62 olduğunu, Türkiye genelinde ise %0,19 ile %80 geniş bir yayılış gösterdiğini ilgili literatürlere atfen bildirmiştir. Bu parazitin zoonoz özelliği yoktur, insanlar için tehlike oluşturmamaktadır (Glickman ve Shofer, 1987). Toxocara canis (Werner, 1782). Köpek, kedi, kurt ve tilkilerin ince bağırsaklarında yaşar. Evcil karnivorların sindirim sisteminin en büyük nematodu olup, 10 18 cm uzundur. Servikal kanat mevcut olup, vücudun ön ucu ventrale doğru bükülmüş ve erkeklerin arka ucu parmak biçiminde bir uzantı taşır (Dunn, 1978; Güralp, 1981). Toxocara cati (Zeder, 1800). Kedi ve yabani felidelerin ince bağırsaklarında bulunur. Erkekleri 6 7 cm, dişileri 4 10 cm uzun olup, servikal kanatlar ok ucu biçimindedir (Dunn, 1978; Güralp, 1981). 12

T. canis, ovipar olup yumurtaları 75 95 µm çapında, yuvarlağa yakın, bazen de ovalimsi yapı gösterir. İçerisinde koyu kahve veya siyah renkte bir blastomer yer alır (Dunn, 1978; Güralp, 1981). Yumurta kabuğu oldukça kalın olup, üzeri pürüzlü ya da çıkıntılı-çöküntülü bir yapıdadır. Yumurta kabuğunun; en dışında albümin, bunun altında kitin, en içte de lipit tabakası bulunur. Albümin tabakasının üzeri, dişi parazitin uterus hücrelerince salgılanan bir madde ile kaplıdır. Albumin tabakası, ince yapıda olup altında bulunan kitin tabakasının şeklini alacak şekilde ona yapışmıştır. Kitin tabakası, yumurta kabuğunun en kalın bölümüdür ve iki kısımdan oluşur. Dış yüzeyinde küçük çıkıntılar yer alırken iç yüzeyi düzdür. Bu nedenle, yumurta kabuğunda görülen çıkıntı ve çöküntülerin esas kaynağını kitin tabakası oluşturur (Dunn, 1978; Güralp, 1981; Overgaauw,1997). Enfektif yumurtalar uygun şartlarda en az bir yıl süreyle canlığını sürdürebilir. Erişkin dişi parazitlerin günde 200.000 yumurta üretebildikleri, yumurtaların -25 C ile 36 C daki ısıya dayanıklı oldukları, %38 lik hidroklorik asiti ve %33 lük sodyum hidroksiti tolere edebildikleri ve %40 lık formoline 8 gün dayanabildikleri bildirilmiştir (Overgaauw,1997). T. cati yumurtaları, T. canis yumurtalarından daha az koyu ve daha az tırtıklı yapı göstermekte olup ışık mikroskobunda ayrımı zordur (Dunn, 1978; Güralp, 1981). T. canis in biyolojisi karmaşık olup konağın yaşına ve cinsiyetine göre değişiklik gösterir. Enfeksiyon, L 2 taşıyan yumurta ve enfekte paratenik konakların (fare, rat, değişik kanatlılar) alınması ile meydana gelebildiği gibi prenatal ve galaktojen yolla da olmaktadır. Son konağın dışkısıyla atılan yumurtalarda 2 ile 5 hafta içerisinde L 2 ler gelişir. Enfeksiyon yeteneğinde olan bu yumurtaları alan son konakların ince bağırsağında yumurtayı terk eden larva kan ve lenf yoluyla karaciğer ve akciğer göçü geçirerek, 3 13

aylıktan küçük hayvanlarda bağırsaklara giderek olgunlaşırken, 3 ile 6 aylık arası hayvanlarda bir kısmı bağırsaklara giderek olgunlaşır, bir kısmı da dokulara göç ederek inhibisyona uğrar. Larvalar 6 aylıktan büyük hayvanlarda kan yoluyla akciğer ve kalbe gelir, büyük dolaşıma girerek bütün dokulara dağılıp buralarda inhibisyona uğrar. Bu larvalar erkek köpeklerde bir süre sonra ölür. Dişilerde ise yaşamın ileri dönemlerinde gebelik hormonlarının etkisi ile gebeliğin 42. gününden itibaren inhibisyondan çıkar, bir kısmı ananın bağırsaklarında olgunlaşırken, bir kısmı uterus yoluyla yavruya geçer, bir kısmı da yeniden akciğere giderek kan yoluyla meme bezlerine geçer ve doğumdan başlayarak 35 gün süreyle sütle atılır (Dunn, 1978). T. cati nin biyolojisi, T. canis inkine benzer yalnızca intrauterin bulaşmanın olmamasıyla ondan ayrılır (Dunn, 1978). Önemi: T. canis ve T. cati normal konaklarında bağırsaklarda genellikle az reaksiyona neden olur. Karın şişkinliği, gelişme bozukluğu, ishal gibi belirtiler ortaya çıkar. Bazen bağırsaklarda tıkanma ve delinmelere yol açar, bu ise ölüme neden olabilir. Bu parazitlerin esas patojen etkisi larvalarının göçü sırasında görülür. Pnömoni, öksürük, burun akıntısı, solunum hızlanması vardır. Beyine giden larvalar sara benzeri sinirsel belirtilere yol açar (Dunn, 1978; Glickman ve ark., 1979). Bazı nematod larvalarının normal konaklar dışında özellikle de insanların iç organ ve dokularındaki göç olayına iç organ larva göçü (Visceral Larva Migrans) adı verilmektedir (Dunn, 1978). İnsanlarda iç organ larva göçüne neden olan pek çok etken saptanmışsa da bu sendromdan birinci derecede sorumlu parazitin T. canis 14

olduğu bilinmektedir (Dunn, 1978; Urquhart ve ark. 1987). VLM a Toxocara cati nin de sebep olabileceği, ancak kedilerin dışkılarını içgüdüsel olarak kuma gömme alışkanlıklarından dolayı bu durumun şüpheli olduğu bildirilmektedir (Kazacos, 1983). T. canis ve T. cati nin L 2 taşıyan yumurtaları insanlar tarafından ağız yoluyla alınırsa, larvalar ince bağırsakta serbest kalır, mukozaya penetre olur, karaciğer ve akciğer boyunca göç ederek sonunda kan yoluyla çeşitli dokulara yayılır. Bu parazitlerin kesin konağı olmayan insanların iç organlarındaki göçüne visceral larva migrans (VLM), gözdeki göçlerine ise oküler larva migrans (OLM) denir (Glickman ve Shofer, 1987). Visceral larva migrans, insanlarda bazen hiçbir belirti göstermemekle birlikte ateş, hırıltılı solunum veya astım benzeri öksürük nöbetleri, iştah azalması, zayıflama, karın, kas ve eklem ağrıları, huzursuzluk, sinirlilik, dikkatsizlik, hareket bozukluğu, karaciğer ve dalak büyümesi gibi belirtilere yol açar (Glickman ve Shofer 1987; Urquhart ve ark. 1987). Oküler larva migrans olgularında, göz basıncının artması, bulanık görme, bir gözün az veya hiç görmemesi semptomlar arasındadır (Glickman ve Shofer 1987). Şekillenen patolojik değişiklikler, larvaların hem mekanik hem de antijenik özelliğe sahip ürünleriyle ilgilidir. Bu hastalığa özgü tipik lezyon, çapları 0.1-1.5 cm arasında değişen ve özellikle karaciğerde görülen eozinofilik granulomlardır. Ancak granulomlara, beyin ve akciğerlerle birlikte diğer organlarda da rastlanabilir. Beyinde bulunan granulomların meningitis ve ensefalitise neden olduğu bildirilmektedir (Glickman ve Shofer 1987; Urquhart ve ark. 1987). 15

Oküler larva migrans genellikle tek taraflı olur ve yangısal reaksiyonlar sonucu endophtalmitis, retinoblastoma, retinitis ve gözün arka kısmında granuloma şekillenebilir (Glickman ve Shofer 1987). Hematolojik olarak şiddetli eozinofili, lökositozis, hipergamaglobunemi görülür. (Glickman ve ark., 1979; Glickman ve Shofer 1987). Kum havuzları, halk pazarları gibi yerlerde oynayan pika sendromlu çocuklar ve köpek yavrularıyla devamlı birarada olan çocuklarda VLM na daha çok rastlanılmaktadır (Glickman ve Shofer 1987). 1.2.2.1. Toxocara Türlerinin Dünyadaki ve Türkiye deki Yayılışı T.canis in yayılışını Macaristan da; Fok ve ark. (2001), %24.3-30.1, Polonya da; Okulewicz ve ark. (2002), % 66.7, İtalya da; Habluetzel ve ark. (2003), %22-64.7, İrlanda ve İngiltere de; Wolfe ve Wright (2003), %25, Slovakya da; Antolova ve ark. (2004), %16.6, Hollanda da; Le Nobel ve ark. (2004), %8.5, Almanya da; Epe ve ark. (2004), % 2.2, Kore de; Min (1981), %14.4, Japonya da; Asano ve ark. (2004), %5.7, Meksika da; Eguya-Aguilara ve ark. (2005), % 13.3, Amerika da; Hackett ve Lappin (2003), %3.1, Güney Afrika da; Minnaar ve ark. (2002), %21, olarak kaydetmişlerdir. T. cati in yayılışını Kore de; Min,(1981), %7.7, Polonya da; Okulewicz ve ark. (2002), %14.3, Almanya da; Epe ve ark. (2004), % 3.9 olarak bildirmişlerdir. 16

T.canis in Türkiye de köpeklerde yayılışı %2.6-59.4 olup, Ankara da; Mimioğlu ve ark. (1959), %20, Pamukçu ve Ertürk (1961), %13.24, Ertürk ve Tanzer (1973), %4.10, Doğanay (1983), %24, Çerçi (1990), %13.22, Zeybek ve ark. (1992), %15.15, Ayçiçek ve ark. (1998), %59.4, Elazığ da; Güralp ve ark. (1977), %44.76, Dinçer ve ark. (1980), %2.7, Taşan (1982), %26, İstanbul da; Merdivenci (1962), %22.7, Sivas da; Saygı ve ark. (1990), %28, Ataş (1997), %46, Konya da; Güçlü ve Aydenizöz (1995), %14.75, Aydenizöz (1997), %16.16, Bursa da; Tınar ve ark. (1989), %39, Kayseri de; Şahin ve ark. (1993), %40, Kars da; Umur ve Arslan (1998), %50 olduğunu bildirmişlerdir. T. cati nin Türkiye de kedilerde yayılışı %0.32-47.2 olup, İstanbul da; Merdivenci (1962), %27.6, Ankara da; Pamukçu ve Ertürk (1961), %0.32, Burgu ve ark. (1980), %47, Elazığ da; Dinçer ve ark. (1980), %47.2 olarak kaydetmişlerdir. 1.2.2.2. Visceral Larva Migrans ın Dünyadaki ve Türkiye deki Yayılışı Visceral larva migrans, Avrupa kıtasında %1.6-65.7 yayılış göstermekte olup; İspanya da; Cilla ve ark. (1996), %37-65.7, Çek Cumhuriyeti nde; Uhlikova ve ark. (1998), %5.8-36, Slovakya da; Kincekova ve ark. (1999), %36.7-43.3, Polonya da; Hozyasz ve Milanowski, (2002), % 3.5 19, İtalya da; Habluetzel ve ark. (2003), %1.6, Slovenya da; Logar ve ark. (2004), %28, Avusturya da; Auer ve Aspock (2004), %3.7-44 olarak bildirilirken, İsviçre de; Chli ve ark. (2004), 1 cerebral toxocariosis olgusu, Fransa da; Kagialis Girard ve ark. (2005), 2, Romanya da; Macarie ve ark. (2005), 1 olgu kaydetmişlerdir. Asya kıtasında; Rusya da; Avdiukhina ve ark. (1994), her 100000 kişiden 380 inde, Çin de; Luo ve ark. (1999), %50, Kore de; Park ve ark. 17

(2002), %5, Tayvan da; Fan ve ark. (2004), %46.0 yayılış bildirirlerken, Güney Asya da bu oranı Srilanka da; Iddawela ve ark. (2003), % 16.6 43, Endonezya da; Hayashi ve ark. (2005), % 12.2 81.7 olarak kaydetmişlerdir. Güney Amerika da; Venezuella da; Garcia Pedrique ve ark. (2004), %9.72, Brezilya da; De Andrade ve ark. (2005), %12.1, Arjantin de; Lopez Mde ve ark. (2005), % 67 visceral larva migrans yayılışı kaydetmişlerdir. Amerika Birleşik Devletleri nde; Cianferoni ve ark. (2006), ise 1 olgu bildirmişlerdir. Türkiye de visceral larva migransın yaygınlığını saptamak amacıyla yapılan serolojik çalışmalarda: İzmir de; Kuman ve Altıntaş (1984), %75, Özcel ve Altıntaş (1987), %29.7, İstanbul da; Büyükbaba ve ark. (1996), %33.8, Ankara da; Güngör ve ark. (1999), %51.35, Sivas' da; Oğuztürk ve Saygı (2002), %32.3, Elazığ da; Kaplan ve ark. (2004), %18.8 seropozitiflik kaydetmişlerdir. Türkiye nin çeşitli illerinden bildirilen olgular da bulunmaktadır. Ankara da; Güllülü ve ark. (2001), 1 oküler larva migrans olgusu, İzmir de; Oktar ve ark. (2002), 1 visceral larva migrans olgusu (beyinde), Antalya da; Kabaalioglu ve ark. (2005), 1 visceral larva migrans olgu (kadın), Edirne de; İnan ve ark. (2006), 1 visceral larva migrans olgusu kaydetmişlerdir. 18

1.3. Park / Çocuk Parklarındaki Oyun Alanlarının Köpek - Kedi Helminti Yumurtaları ile Kontaminasyonunun Tespiti Çalışmaları Gerek Türkiye de gerekse çeşitli ülkelerde insan sağlığı açısından önem taşıyan kedi ve köpek helmintlerinin oldukça yaygın bulunduğu, çalışmanın 1.1.1.1., 1.2.1.1., ve 1.2.2.1. kısımlarında vurgulanmıştır. Başıboş kedi ve köpekler veya dolaştırıldıkları sırada ev köpekleri dışkılama ihtiyaçlarını parklarda gidermektedir. Hayvanlar tarafından bırakılan dışkılardaki yumurtalar doğa koşullarında etrafa dağılarak toprak ve kuma karışmakta ve başta bu alanlarda oynayan çocuklar olmak üzere, yetişkin insanlara da bulaşabilmektedir. Enteresan olan husus veteriner hekimler, veteriner sağlık teknisyenleri ve köpek çiftliklerinde çalışanlar gibi devamlı köpeklerle temas halinde bulunanlar ile köpeklerle hiç temasta bulunmayanlar arasında visceral larva migrans seroprevalansı yönünden fazla bir fark olmayışıdır (Glickman ve ark., 1979). Enfeksiyon kaynağı olarak kedi ve köpek ile direk temas daha az bir öneme sahiptir. Çünkü Toxocara sp. yumurtalarının enfektif hale gelmesi için en az iki hafta süreye ihtiyaç vardır. Bu nedenle toprak kontaminasyonu insanlar için VLM ın bulaşma riskinde en önemli göstergedir (Glickman ve Shofer, 1987). Bundan dolayı son zamanlarda çocuk parkları, oyun alanları başta olmak üzere halka açık alanların Toxocara sp. yumurtaları ile kontaminasyonunu belirlemek için gerek yurtdışında gerek yurt içinde farklı yerlerde çok sayıda çalışmalar yapılmış ve yapılmaktadır. Toprak ve kum örneklerinin söz konusu helmint yumurtaları ile kontaminasyonunun belirlenmesinde bölgenin bulunduğu coğrafya ve iklim koşullarının (sıcaklık, yağış, nem, rüzgâr) yumurtalar üzerinde olumlu ve olumsuz etkisi olduğuna dikkat çekilmektedir. Araştırmanın yapıldığı bölgenin bu gibi çevresel şartlarının yanında, bölgedeki kedi ve köpek 19

helmint enfeksiyonu durumu ve bölgenin sosyo-ekonomik yapısı gibi etmenler de önemli olmaktadır (Glickman ve Shofer, 1987) Toprak ve kum örneklerinden parazit yumurtalarını elde etmek için uygulanan yöntemlerde alınan örneğin miktarının, niteliğinin, ne kadar derinden alındığının, yıkama işlemine tabi tutulup tutulmadığının, yıkama işleminde anyonik deterjan kullanılıp kullanılmadığının, kullanılan süzgeçlerin por büyüklüğünün, santrifüj flotasyon yönteminde kullanılan solüsyonların yoğunluğunun önemli olduğu, bu gibi faktörlere bağlı olarak belirlenen yumurta sayılarının değişebildiği kaydedilmektedir (Kazacos,1983; Öge ve Öge, 2000a). Toxocara canis yumurtalarını elde etmek için çeşitli araştırıcılar tarafında kullanılan başlıca yöntemler Çizelge 1.1. de özet olarak verilmiştir. Öge ve Öge, (2000a), Kum örneklerinden Toxocara canis yumurtalarını elde etmek için Çizelge 1 de gösterilen yöntemlerin aynı koşullar altında karşılaştırmasını yapmışlar ve elde edilen yumurta sayısına göre bu yöntemler içerisinde Kazacos (1983) ve Dunsmore ve ark. (1984) ün yöntemlerinin diğerlerine göre daha iyi sonuç verdiğini kaydetmişlerdir. Çizelge 1.1. Kum ve toprak örneklerinden Toxocara canis yumurtalarını elde etmek için uygulanan başlıca yöntemler. Metot Örnek Miktarı Flotasyon Solüsyonu Yoğunluğu Yıkama Bakılan Lamel Sayısı Dada (1979) 1 gr ZnSO 4 1.18-1.20 NaOH 5 Quinn ve ark. (1980) 25 gr MgSO 4 1.27 Kazacos (1983) 30 gr ZnSO 4 1.20 Tween 80 Tween 40 4 4 Deumer (1984) 50 gr ZnCl 2 -NaCl 1.30-2 Dunsmore ve ark. (1984) Düwel (1984) 50 gr NaNO 3 1.22 250-300 gr Tween 80 NaCl 1.19 Su 1 6 20

Dada ve Lindquist (1979), Amerika Birleşik Devletleri nde, Gualazzi ve ark. (1986), Kanada da, Abo-Shehada (1989), Ürdün de, Mahdi ve Ali (1993), Irak ta toprak örneklerinden Toxocara sp. yumurtalarını elde etmek için aynı tekniği (Dada, 1979) kullanmalarına rağmen farklı sonuçlar (%2,3 20,6) bulmuşlardır. Dada ve Linquist (1979) ve Quinn ve ark. (1980), az miktarda (1 gr) örnekle etkili yöntem kullanarak, parklardaki Toxocara sp. yumurtaları ile kontaminasyonu sırasıyla %39, %11 olarak, Duwell (1984), fazla miktarda (200 300 gr) örnek kullanarak daha az etkili metotla kontaminasyonu %87 olarak kaydetmiştir. 1.3.1. Dünyada Park/Çocuk Parklarının Kedi Köpek Helmint Yumurtaları ve Diğer Parazitlerle Kontaminasyon Durumu Çeşitli ülkelerde konuyla ilgili yapılan çalışmalar Çizelge 1.2. de özetlenmiştir. Çizelge 1.2. de bildirilen araştırmaların yanı sıra parklardaki kontaminasyonun mevsimlerle ilişkisini belirlemek amacıyla; Japonya da; Shimizu (1993), Tokushima Şehrinde 5 parkın mevsimsel bakısını yaparak Toxocara sp. yumurtalarını ilkbahar, erken yaz ve sonbaharda (3/5 5/5) yüksek, yaz ve kış ayları ise (2/5 3/5) düşük bulduğunu, aynı zamanda yumurta sayısının yaz ve kış aylarında daha düşük olduğunu bildirmiştir. Arjantin de; Thevenet ve ark. (2004), 1 yıl süreyle mevsimsel bakı amacıyla 13 parktan alınan 226 örneğin %36,3 ünün helmint yumurtaları ile kontamine bulunduğunu, bu kontaminasyonun, ilkbaharda %71, yazın % 43, sonbaharda %27, kışın % 29 olduğunu kaydetmişlerdir. Ruiz de Ybanez ve ark., (2001), İspanya da parklardaki kontaminasyonun yağışlı ve soğuk mevsimlerde düşük, sıcak ve kurak mevsimlerde ise yüksek olduğunu bildirmiştir. 21

Çizelge 1.2. Dünyada park/çocuk parklarının kedi köpek helmint yumurtaları ve diğer parazitlerle kontaminasyon durumu Kıta Araştırıcı Yıl Yer Materyal Kontaminasyon / % si Örnek Sayısı Toxocara Ancy. / Cestod Diğer sp. Unc. Valkounova 1982 Çek Cumhuriyeti 50 Kum Havuzu 200 24 - -/- - Duwell 1984 Almanya 31 Kum Havuzu 562 87,1 - -/- - Avrupa Amerika Deumer 1984 Almanya 160 Kum Havuzu 160 38,12 4,37 -/- - Gillispie ve ark. 1991 İngiltere 15 Park 521 6,3 - -/- - Giacometti ve ark. 2000 İtalya 22 Park 63,63 - -/- - Ruiz de Ybanez ve Toxascaris 2001 İspanya 9 Park 644 1.24 - -/- ark. leonina 0,15 Dada ve Lindquist 1979 ABD Halka Açık Alanlardan 232 21.55 - -/- - Childs 1985 ABD 3 Eğlence Merkezi 146 11 - -/- - Gualazzı ve ark. 1986 Kanada 21 Park 567 2,3 - - - Paul ve ark. 1988 ABD 23 Park 135 16.3 - -/- - Karen ve ark. 1989 ABD 3 Park 114 19 - -/- - Vasquez ve ark. 1996 Meksika 297 Farklı Yerden (156 park, 83 yeşil alan, 58 ev bahçesi) 281 12.5 - -/- - Castillo ve ark. 2000 Şili 12 Park 66.72 - -/- - Alonso ve ark. 2001 Arjantin Chorazy ve Richardson 2005 ABD 141 Farklı Yerden (kum havuzu, yeşil alan) 294 Farklı Yerden (kum havuzu, yeşil alan, yürüme yolları, okul bahçesi) 475 2,8-11,8/ - - 319 14.4 - -/- - Guimaraes ve ark. 2005 Brezilya Halka Açık Alan 23 17.4-69.6 / - - 22

Çizelge 1.2. (Devam) Dünyada park/çocuk parklarının kedi köpek helmint yumurtaları ve diğer parazitlerle kontaminasyon durumu Kıta Araştırıcı Yıl Yer Materyal Asya Örnek Sayısı Toxocara sp. Abo-Shehada 1989 Ürdün 21 park 226 15,48 Gunaseelan ve ark. 1992 Hindistan Mahdı ve Ali 1993 Irak Madras Veteriner Fakültesi Kampüsü Park ve Okul Bahçelerinden Kontaminasyon / % si Cestod Ancy. / Unc. Diğer Taenia sp.,15,04, H. dimunuta 6,63 -/- A. lumbricoides 3,98 410 6.59 - -/- - 180 12.2 - -/- - Shimizu 1993 Japonya 46 Park 46 63.3 - -/- - Abe ve Yasukawa Shaıkenov ve ark. Wiwanitkit ve Waenlor Matsuo ve Nakashio 1997 Japonya 40 Park 120 75 - -/- - 2004 Kazakistan 30 Park 120 - Taenia sp.,17.5 -/- - 2004 Tayland Halka Açık Alan 175 5,1 - -/- - 2005 Japonya Afrika Umeche 1989 Nijerya Avustralya Franzco ve ark. 2003 Avustralya Ancy. / Unc.: Ancylostoma sp./uncinaria sp. Sapparo Şehrinden Çeşitli Park ve Bahçeden 9 Farklı Bölgeden 107 8.41 - -/- - 150 8 - -/- Strongyloides stercoralis 6, Trichuris vulpis 4 180 0,55 - -/- - 23

1.3.2. Türkiye de Değişik Şehirlerde ki Park/Çocuk Parklarının Kedi- Köpek Helmint Yumurtaları ve Diğer Parazitlerle Kontaminasyon Durumu Konya da; Güçlü ve Aydenizöz (1998), bir yıl süreyle bakısı yapılan 4 parktan her ay 1 örnek olmak üzere alınan 48 kum (50 gr) örneğini Kazacos (1983) un metoduna göre incelemişler ve bu örneklerin %4.16 sında Toxocara sp. yumurtalarına rastlandığını bildirmişlerdir. Ankara da; Öge ve Öge (2000) 46 parktan toplanan 170 kum (250-300 gr) örneğini Kazacos un modifiye metod 5 e göre incelemişler, bulunan helmint yumurtalarının oranını Toxocara sp. %30.6, Toxascaris leonina %4,1,Ancylostoma sp. %17.62, Taenia sp. %1.82, Trichuris sp. % 2,4., Enterobius vermicularis %1,2 olarak kaydetmişlerdir. İstanbul da; Toparlak ve ark. (2002), 63 parktan toplanan 132 kum (300 gr) örneğini Duwell (1984) in yöntemine göre incelemişler ve parkların %15,9 unda, örneklerin ise %8.33 ünde Toxocara sp. yumurtalarına rastlamışlardır. Elazığ da; Kaplan ve ark. (2002), çocuk parkı, okul bahçesi ve halka açık alanlar gibi 62 farklı yerden alınan 744 toprak ve/veya kum örneklerini Kazacos (1983) un metoduna göre incelemişler, alınan örneklerin 2 sinde (%3,22) Toxocara sp. yumurtaları bulunduğunu bildirmişlerdir. Van da; Ayaz ve ark. (2003), Yüzüncü Yıl Üniversitesi Kampüsünden ve şehir merkezindeki çocuk parkları ve okul bahçelerinden alınan 107 toprak (500 gr) örneğinin %25.97 sinde Toxocara sp., %11,25 inde T. leonina yumurtalarına rastlamışlardır. 24

Aydın da; Gürel ve ark. (2005), 111 parktan alınan 111 (250-300 gr) toprak örneğini Dunnsmore ve ark. (1984) nın metoduna göre incelemişler ve örneklerin 21 ' inde (%18,91)Toxocara sp. yumurtası saptamışlardır. Kırıkkale de; Aydenizöz Özkayhan, (2006), 1 yıl süreyle mevsimsel bakısı yapılan 8 parktan 480 örnek toplamış, örneklerin %15.6 sında Toxocara sp., %1.5 inde Toxascaris leonina, %1.0 inde Taenia sp. yumurtalarına, %0.2 Isospora sp. ookistlerine rastlamıştır. Bulunan yumurtalara şubat, mart, nisan, haziran, ağustos ve kasım aylarında rastlandığını kaydetmiştir. Çizelge 1.2. de ve çalışmanın 1.3.2. kısmında bildirilen araştırmalarda kontamine örneklerdeki Toxocara sp. yumurta sayılarına dair sonuç bildiren araştırmalar Çizelge 1.3. de verilmiştir. Çizelge 1.3. Konuyla ilgili çalışmalarda kontamine örneklerdeki Toxocara sp. yumurta sayıları Araştırıcı Yumurta Sayısı Minimum-Maksimum Ortalama Duwell (1984) 1 47 8,7 Childs (1985) 1 14 1,5 Abo-shehada (1989) 1 15 5,5 Mahdı ve Ali (1993) 1 7 2,8 Güçlü ve Aydenizöz(1998) 1 21 11 Öge ve Öge (2000) 1 10 2,8 Ruiz de Ybanez ve ark. (2001) 2 64 16,7 Toparlak ve ark. (2002) 0,2 1,2 0,44 25

Bu çalışma, Ankara park ve bahçelerindeki çocuk oyun alanlarından alınan kum veya toprak örneklerinde insanlara geçebilecek başta kedi-köpek helmintleri olmak üzere herhangi bir parazit yumurtası bulunup bulunmadığını ve çocuk parklarının bu hastalıkların bulaşması yönünden taşıdığı risk derecesini ve varsa parklardaki bulaşıklığın mevsimlere göre durumunu belirlemek amacıyla yapılmıştır. 26

2. GEREÇ VE YÖNTEM Ankara park ve bahçelerindeki oyun alanlarının başlıca kedi, köpek varsa diğer helmint yumurtaları ile kontaminasyon durumunu saptamak amacıyla yapılan bu çalışma Mayıs 2005 - Nisan 2006 ayları arasında Ankara nın 5 ilçesinde ki çeşitli parklarda yürütülmüştür. Araştırma süresince Ankara da şehir içerisinde her ay kontrolü yapılacak 5 park seçilmiştir. Bir yıl süreyle aylık kontrolü yapılan parklar; Altınpark (Altındağ), Kurtuluş Parkı (Çankaya), Seymenler Parkı (Çankaya), Kanuni Sultan Süleyman Parkı (Keçiören), Cemre Parkı (Yenimahalle)olarak belirlenmiştir. Buradan bakısı yapılmak üzere 696 kum veya toprak örneği alınmıştır. Yine bu dönem içerisinde herhangi bir takvime bağlı olmaksızın, değişik zamanlarda Ankara nın değişik yerlerindeki 40 parktan 259 kum veya toprak örneği incelenmek üzere laboratuara getirilmiştir. Araştırma süresi içerisinde herhangi bir takvime bağlı kalmaksızın bakısı yapılan parklar ilçelere göre aşağıda belirlenmiştir. Şekil 2.1. de örnek alınan tüm parklar gösterilmiştir. Altındağ; İnsan Hakları Parkı, Babaharman Parkı, Nasrettin Hoca Parkı, Zeki Kulak Parkı, 75. Yıl Cumhuriyet Parkı, Celal Atik Parkı, Aydınlıkevler Parkı, Nasuh Akar Parkı. Çankaya; Fatih Terim Parkı, Emek te Cami Yanı Parkı, Emek Parkı, Kızyurdu Yanı parkı, Adnan Ötüken Parkı, Bahçeli 5 Eser Parkı, Botanik Parkı, Anıtpark, Hilal Parkı, Barış Manço Parkı, Konservatuar Parkı, Münzeviler Parkı, Abidin Paşa Köşkü Parkı, Abidinpaşa Parkı. 27

28 Şekil 2.1. Ankara da örnek alınan parklar ve parkların bulunduğu ilçeler

Keçiören; Fatih Sultan Mehmet Parkı, Yıldırım Beyazıt Parkı, Turgut Özal Parkı, Hacıbektaşi Veli Parkı, Sütçü İmam Parkı, Öğretmenler Parkı. Parkı. Mamak; Tümen Çeşme Parkı, Dudayev Parkı, Mamak Park 1, Fatih Yenimahalle; Oyuncak Dünyası, Barış 1 Parkı, Zühre Öğretmen Parkı, Polis Lojmanları Parkı, Çamlıca Refüj Parkı, Adnan Kahveci Parkı, Özgürlük Parkı, Mesa Çocuk Parkı. Bu dönemdeki çalışmalar sırasında ziyaret edilen parklardan, 15 köpek, 1 kedi, 1 insan dışkısı olmak üzere 17 dışkı toplanmıştır. Kedi dışkısı Seymenler Parkı ndan, insan dışkısı Zeki Kulak Parkı ndan alınırken, Abidinpaşa köşkü Parkı ndan 1, Adnan Ötüken Parkı ndan 1, Cemre Parkı ndan 2, Çamlıca Refüj Parkı ndan 1, Fatih Parkı ndan 1, Kanuni Sultan Süleyman Parkı ndan 1, Kurtuluş Parkı ndan 5, Münzeviler Parkı ndan 1, Seymenler Parkı ndan 2 köpek dışkısı toplanmıştır. 2.1. Örneklerin Toplanması Bir parktan; varsa kum havuzu yoksa çocuk oyun alanında her 5 metre kare alandan bir metrekare alan seçilerek, bu alandan 10 cm derinliğinden en az 250 300 gr örnek alınıp, örnekler naylon poşetlere konularak laboratuara getirilmiştir. Örnek içeriğinde homojeniteyi sağlama açısından 2 cm çaptan büyük taşların olmamasına dikkat edilmiştir. 29

2.2. Laboratuvar Çalışmaları 2.2.1. Toprak ve Kum Örneklerinin İncelenmesi Parklarda alınan toprak ve kum örnekleri, Kazacos (1983) un önerdiği Metot 5 Santrifüj Flotasyon Yöntemi ile hazırlanmıştır. Ancak, araştırma öncesi yapılan ön çalışmaların sonuçlarına bağlı olarak; daha ucuz olması fakat aynı sonuçları vermesi nedeni ile doymuş tuzlu su (%1,18), ZnSO 4 ın yerine flotasyon solüsyonu olarak tercih edilmiştir, ayrıca yöntem gereğince yapılan santrifüj sonunda yumurtaların tüp yüzeyine yapıştırılan lamelle toplanması yerine öze ile alınımı tercih edilmiştir. Bu yapılan modifikasyonlar nedeni ile yöntem Kazacos un modifiye Metot 5 Santrifüj Flotasyon Yöntemi olarak nitelendirilmiştir. Laboratuarda her örnek iyice karıştırılarak homojen hale getirildikten sonra 50 gr. alınmış, 60 ml distile su ve 1 ml Tween 40 ilave edilerek bu karışım iyice çalkalanmıştır. Sonra karışım 250 µm gözenekli süzgeç kullanılarak, boş bir kaba süzülmüş, bu süzüntüden 28 ml alınarak, 170 ml lik santrifüj tüpüne aktarılmış, üzerine 20 ml distile su ilave edilerek 1500 2000 devirde 3 dakika santrifüje edilmiştir. Üstteki sıvı dökülerek bu işlem 3 defa tekrarlanmıştır. Sonuçta elde edilen sediment 15 ml lik santrifüj tüpüne aktarılarak üzerine 12 ml doymuş tuzlu su (özgül ağırlığı 1.18) solüsyonu ilave edilip, tüpün ağzında dışa doğru bombe oluşturularak 1500 2000 devirde 10 dakika santrifüje edilmiştir. Daha sonra öze yardımıyla tüpün üst kısmındaki sıvıdan yeteri miktarda lam üzerine alınmış, üzerine lamel kapatılıp, ışık mikroskobunda incelenerek bulunan yumurtalar sayılıp 50 gr. örnekteki yumurta türleri ve sayıları belirlenmiştir. Yumurtaların incelenmesi ve resimlerinin çekilmesi Nikon DXM1200F dijital kameraya sahip Nikon marka ışık mikroskobuyla yapıldı. Resimlerdeki skalalar kameranın ACT 1 programıyla otomatik olarak konulmuştur. 30

2.2.2. Dışkı Muayenesi Araştırma süresi içerisinde çalışmalarımız sırasında ziyaret edilen parklardan toplanan dışkılar naylon poşetlere konularak laboratuara getirilmiştir. Dışkılar kedi köpek helmint yumurtaları yönünden Fülleborn un doymuş tuzlu su flotasyon yöntemi ile kontrol edilmiştir. 2.2.2.1. Fülleborn un Doymuş Tuzlu Su Flotasyon Yöntemi Dışkılardan ceviz büyüklüğünde (3 gr) alınan örnek doymuş tuzlu su ile (özgül ağırlığı 1.18) bakır kapta cam bagetle karıştırılmış, bir süzgeç yardımıyla başka bir kaba süzülmüştür. Daha sonra bakır kaba, taşmayacak kadar tekrar doymuş tuzlu ilave edilmiş ve üzerine iki lamel atılmıştır. Otuz dakika sonra bir pens yardımıyla, altındaki damla düşürülmeden lamel bir lam üzerine alınmış ve mikroskopta incelenmiştir (Oytun, 1945). 2.3. İstatiksel Analiz Parklardaki kontaminasyonun mevsimlere, parkların bulunduğu bölgelere göre bulunan farklılıklarının istatistikî açıdan önemli olup olmadığı Ki-Kare testi ile hesaplanmıştır. Bu testin kullanılmasının nedeni, elde edilen verilerin sayımla yapılmış olmasıdır. Ki-Kare testi SPSS 10.0 paket programı ile yapılmıştır (Düzgüneş ve ark. 1983). 31

3. BULGULAR 3.1. Seçilen Yöntemin İşlerlik Durumu Çalışmada toprak ve kum örneklerinin kontrolünde Kazacos (1983) un modifiye edilerek kullanılan yönteminin iyi bir seçim olduğu, örneklerdeki helmint yumurta (Şekil 3.1., Şekil 3.2., Şekil 3.3.) ve bunların yanı sıra benzeri yapıları (Şekil 3.4.) saptama olanağı verdiği kaydedilmiştir. 3.2. Her Ay Bakıları Yapılan Parkların Kontaminasyon Durumu Aylık bakıları yapılan 5 parktan alınan 696 örneğin 69 u (%9,91 ) kedi-köpek helmint/olası helmint yumurtaları ile kontamine bulunmuştur. Kontaminasyonun mevsimlere göre durumu irdelendiğinde; yazın alınan örnek sayısına göre 7 (%4,02), sonbaharda 23 (%13,21), kışın 17 (%9,77), ilkbaharda 22 (%12,64) örnekte helmint yumurtalarına rastlanmıştır. Kontaminasyon oranı yukarıda belirtildiği üzere mevsimlere göre farklılık göstermiş yaz aylarında ki kontaminasyon oranı diğer mevsimlere göre daha düşük olmuş ve bu farklılık istatistiksel olarak da önemli bulunmuştur (p<0,05). (Çizelge 3.1.). Örnek bakılarında Toxocara sp. ve Toxascaris leonina (Şekil 3.1., Şekil 3.2.) ve Taenia sp. (Şekil 3.3.) olmak üzere toplam üç çeşit helmint yumurtası saptanmıştır. Alınan örnek sayısı dikkate alındığında, bulunan yumurtalarla kontaminasyon durumu; Toxocara sp. de; 62 (%8,90), Toxascaris leonina da; 2 (%0,28), Taenia sp. de; 5 (%0,71) olmuştur. Bulunan helmint yumurtalarının mevsimlere göre dağılımı ve kontaminasyonun genel durumu Çizelge 3.2. de verilmiştir. 32