T.C GAZİ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ÇAĞDAŞ TÜRK LEHÇELERİ VE EDEBİYATLARI ANABİLİM DALI KIRGIZ MASALLARI (METİN-İNCELEME)

Benzer belgeler
HALKBİLİMİNE GİRİŞ I DR. SÜHEYLA SARITAŞ 1

-Anadolu Türkleri arasında efsane; menkabe, esatir ve mitoloji terimleri yaygınlık kazanmıştır.

TÜRK EDEBİYATININ DÖNEMLERİ

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI ANABİLİM DALI

İÇİNDEKİLER GİRİŞ...III

DESTANLAR VE MASALLAR. Muhsine Helimoğlu Yavuz HILE İLE DILE. Masal. KÜRT MASALLARI Resimleyen: Claude Leon

İSLAM UYGARLIĞI ÇEVRESINDE GELIŞEN TÜRK EDEBIYATI. XIII - XIV yy. Olay Çevresinde Gelişen Metinler

Hafta Sonu Ev Çalışması HAYAL VE GERÇEK

(Dış Kapak Örneği) T.C. ÖMER HALİSDEMİR ÜNİVERSİTESİ FEN-EDEBİYAT FAKÜLTESİ ÇAĞDAŞ TÜRK LEHÇELERİ ve EDEBİYATLARI BÖLÜMÜ TEZ ADI BİTİRME TEZİ

HALK EDEBİYTI IV AŞIK EDEBİYATINDA ÜSLUP

Mamasalý Apýþev (1960)

EĞİTİM ÖĞRETİM YILI SORGULAMA PROGRAMI

Mitoloji ve Animizm, Fetişizm. Dr. Süheyla SARITAŞ 1

2. Sınıf Kazanım Değerlendirme Testi -1

Paragraftaki açıklamaya uygun düşen atasözü aşağıdakilerden hangisidir?

İÇİNDEKİLER BÖLÜM I BÖLÜM II. vii GİRİŞ / 1 ÇOCUK VE KİTAPLARI / 17

MİTOLOJİ İLE İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR

Zirve 9. Sınıf Dil ve Anlatım

Sevilen Oğul bir Köle Oluyor

ÇALIŞKANLIK NİSAN 2017

Canlı ve cansız varlıklara, çeşitli somut ve soyut kavramlara ad olan sözcük türüdür.

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

2. Sınıf Cümle Oluşturma Cümle Bilgisi

KIRGIZ MİLLETİNE AİT <KIRKKIZ> EFSANESİ

Aynı kökün "kesmek", "kısaltmak" anlamı da vardır.

İÇİNDEKİLER BÖLÜM 1 BÖLÜM 2

Kültür Nedir? Dil - Kültür İlişkisi

Dört öğrenci sabahleyin uyanamamışlar ve matematik finalini kaçırmışlar, ertesi gün hocalarına gitmişler, zar zor ikna etmişler. Arabaya bindik yolda

İMAN/İNANÇ ve TANRI TASAVVURU GELİŞİMİ JAMES FOWLER

PİNOKYO EĞİTİM KURUMLARI MART AYI AYLIK EĞİTİM PROGRAMI 1. HAFTA

BÖLÜM 1. İLETİŞİM, ANLAMA VE DEĞERLENDİRME (30 puan) Metni okuyunuz ve soruları cevaplayınız. MUTLULUK HİKAYESİ

Samed Behrengi. Sevgi Masalı. Çeviren: Songül Bakar

Engin arkadaşına uğrar, eve gelir duşunu alır ve salona gelir. İkizler onu salonda beklemektedirler.

tellidetay.wordpress.com

gösteren gösterilen biçim anlam

JUDITH LIBERMAN ÇAĞDAŞ BİR HALK OZANI

IX. HAFTA HİN 412 KLASİK SANSKRİT EDEBİYATINDAN SEÇMELER

GUY de MAUPASSANT ın FANTASTĐK MASALLARININ ŞEKĐL OLARAK ĐNCELENMESĐ * Dr. Ali BÜYÜKASLAN

"Satmam" demiş ihtiyar köylü, "bu, benim için bir at değil, bir dost."

DENEYLERLE BÜYÜYORUZ

YARATILIŞ MİTLERİ DR. SÜHEYLA SARITAŞ 1

İçindekiler. Değişim. Toplumsal Değişim. Değişim Eğitim ilişkisi. Çok kültürlülük. Çok kültürlü eğitim. Çok kültürlü eğitim ilkeleri

MASALLAR. Editör. Prof. Dr. M. Öcal OĞUZ

Hazırlayan: Saide Nur Dikmen

Atatürk ün Kişisel Özellikleri. Elif Naz Fidancı

BURDURLU HOCA DAN YURT SÖYLENCELERÝ

BENDEN SELAM OLSUN BOLU BEYİ'NE

TATÍLDE. Biz, Ísveç`in Stockholm kentinde oturuyoruz. Yılın bir ayını Türkiye`de izin yaparak geçiririz.

ÖZGEÇMİŞ. 4. Öğrenim Durumu :Üniversite Derece Alan Üniversite Yıl Türk Lisans. Halk Atatürk Üniversitesi Türk Halk Hacettepe Üniversitesi 1971

İDEAL BİR EĞİTİMCİ. İdeal Bir Eğitimcinin İhmal Etmemesi Gerekenler

Vakıfların toplumsal yaşamımızdaki hizmetlerini şöyle sıralayabiliriz. 1. Dini hizmetler. 2. Sağlık hizmetleri. 3. Eğitim ve öğretim hizmetleri

M. Sinan Adalı. Eski zamanlarda yaşamış peygamberlerin ve ümmetlerinin başlarından geçen ibretli öyküler, hikmetli meseller

Metin Edebi Metin nedir?

Türk Dili Anabilim Dalı- Tezli Yüksek Lisans (Sak.Üni.Ort) Programı Ders İçerikleri

edersin sen! diye ciyaklamış cadı. Bunun hesabını vereceksin! Kadının kocası kendisini affetmesi için yarvarmış cadıya. Karısının bahçedeki marulları

TEK TEK TEKERLEME. Havada bulut Sen bunu unut

BİR BAYRAK RÜZGÂR BEKLİYOR

Hz. Ali nin şehit edilmesinin ardından Hz. Hasan halife olur. Ancak babası zamanından kalma ihtilaf yüzünden Muaviye ile iç savaş başlamak üzereyken

ABDULLAH ALİYE CAN ANAOKULU ÇİÇEKLER SINIFI ARALIK AYI BÜLTENİ

Tek başına anlamı ve görevi olmayan ancak kendinden önce gelen sözcükle öbekleşerek anlam ve görev kazanan sözcüklerdir. Edatlar şunlardır:

Duygu, düşüncelere bedenin içsel olarak karşılık vermesidir. Başka bir deyişle, beyne kalbin eşlik etmesidir.

REHBERLİK VE İLETİŞİM 8

3. Yazma Becerileri Sempozyumu

HİKÂYE ETME BİLİMİ 1 :

1- Kurnazlık: Oyunun stratejisini planlamak ve oyun kurallarını kendi çıkarları doğrultusunda kullanabilmek.

KÜÇÜK KALBİMİN İLK REHBERİNİN BU GÜNÜME UZATTIĞI HAYAT YOLU

Selam vermekle karşımızdaki kimseye neyi ifade etmiş oluruz?

T.C. ERCİYES ÜNİVERSİTESİ REKTÖRLÜĞÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü

ODTÜ GV ÖZEL DENİZLİ İLKOKULU EĞİTİM ÖĞRETİM YILI 3. SINIFLAR MART AYI KAZANIMLARI TÜRKÇE DERSİ

Lesley Koyi Wiehan de Jager Leyla Tekül Turkish Level 5

10.SINIF TÜRK EDEBİYATI DERSİ KURS KAZANIMLARI VE TESTLERİ

İSLÂMİYET ETKİSİNDE GELİŞEN TÜRK EDEBİYATI İSLÂMİ İLK ESERLER SORU PROĞRAMI AHMET ARSLAN

Kahraman Kit Misafirlikte

ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI. Refik Durbaş. Şiir BEZ BEBEKLE KUKLASI. 2. basım. Resimleyen: Burcu Yılmaz

bez gez sez tez biz çiz diz giz boz roz koz poz toz yoz çöz göz köz söz buz muz tuz büz düz güz

Editörler: Prof. Dr. Gürer GÜLSEVİN Yrd. Doç. Dr. Metin ARıKAN

SIFATLAR. 1.NİTELEME SIFATLARI:Varlıkların durumunu, biçimini, özelliklerini, renklerini belirten sözcüklerdir.

TÜRK MİTOLOJİSİ DR.SÜHEYLA SARITAŞ 1

CANLILAR DÜNYASINI GEZELİM TANIYALIM

CÜMLE BİLGİSİ. ( Cümle değildir. Anlamı yok)

İŞARET DİLİNİN GELİŞİMİ KURUMLARARASI İŞBİRLİĞİNE BAĞLIDIR - Genç Gelişim Kişisel Gelişim

EĞİTİM-ÖĞRETİM DÖNEMİ DENİZYILDIZI GRUBU EKİM AYI BÜLTENİ

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 9. SINIF TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ PLANI

Benzetme ilgisiyle ismi nitelerse sıfat öbeği, fiili nitelerse zarf öbeği kurar.

Tanrı Herşeyi Yarattığı Zaman

Yabancı Dil Ööğreniminde Güçlü Hafıza Teknikleri - Genç Gelişim Kişisel Gelişim

DDD. m . HiKAYE. KiTAPLAR! . CİN. ALİ'NİN. SERiSiNDEN BAZILARI. Öğ. Rasim KAYGUSUZ

İnsanı Diğer Canlılardan Ayıran Özellikler


ÇEVREMİZDEKİ VARLIKLARI TANIYALIM

NAFAKA. Nafakasının yiyecek sınıfları ekmek veya un, tuz, yağ, sabun, odun ve her ihtiyaçta kullanılmak üzere laz

Anne Ben Yapabilirim Resimleyen: Reha Barış

..OKULU ÖZEL EĞİTİM SINIF I. EĞİTİM-ÖĞRETİM YLILI HAFİF DÜZEYDE ZİHİNSEL ENGELLİLER; SINIFLAR TÜRKÇE DERSİ ÇERÇEVE PLANI

ŞİRİNLER Öğretmen öğrencilere eklerdeki boyama kâğıtlarını gösterir ve öğrencilere bazı sorular yöneltir.

Çocuklar için Kutsal Kitap sunar. Tanrı Herşeyi Yarattığı Zaman

Benimle Evlenir misin?

2. Sınıf Kazanım Değerlendirme-4

Adım Tomas Porec. İlk kez tek boynuzlu bir at gördüğümde sadece sekiz yaşındaydım, bu da tam yirmi yıl önceydi. Küçük bir kasaba olarak düşünmeyi

KİM OLDUĞUMUZ TEMASI BİLGİ OKURYAZARLIĞI KAZANIMLARI 1.SINIF

3. SINIFLAR BU AY NELER ÖĞRENECEĞİZ? OCAK

Transkript:

T.C GAZİ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ÇAĞDAŞ TÜRK LEHÇELERİ VE EDEBİYATLARI ANABİLİM DALI KIRGIZ MASALLARI (METİN-İNCELEME) YÜKSEK LİSANS TEZİ Hazırlayan Sabri DOĞAN Tez Danışmanı Prof. Dr. Naciye YILDIZ ANKARA-2009

T.C GAZİ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ÇAĞDAŞ TÜRK LEHÇELERİ VE EDEBİYATLARI ANABİLİM DALI KIRGIZ MASALLARI (METİN-İNCELEME) YÜKSEK LİSANS TEZİ Hazırlayan Sabri DOĞAN Tez Danışmanı Prof. Dr. Naciye YILDIZ ANKARA-2009

ONAY Sabri DOĞAN tarafından hazırlanan Kırgız Masalları (Metin-İnceleme) adlı bu çalışma /./ 2009 tarihinde yapılan savunma sınavı sonucunda oybirliği ile başarılı bulunarak jürimiz tarafından Çağdaş Türk Lehçeleri ve Edebiyatları Anabilim dalında yüksek lisans tezi olarak kabul edilmiştir. [Unvanı, Adı ve Soyadı].. [Unvanı, Adı ve Soyadı].. [Unvanı, Adı ve Soyadı].. Yukarıdaki imzaların adı geçen öğretim üyelerine ait olduğunu onaylarım.

ÖN SÖZ Türk kültürü zengin bir dinamiğe ve yapıya sahiptir. Bu zenginlik, köklerini tarihin derinliklerinden almaktadır. Türkler, asırlar boyunca değişik bölgelerde pek çok devletler kurmuşlar, birçok medeniyete ve kültüre etki etmişler, sahip oldukları kültür hazinesini başka kültürlerden aldıkları unsurlarla yoğurmuşlardır. Bu hareketlilik, kuşkusuz Türk kültürünü sürekli ve daim kılmaktadır. Türk kültürünü zengin kılan unsurlardan birisi de masallardır. Türkiye de bugüne kadar Anadolu sahası ile ilgili masal derleme ve inceleme çalışmalarının var olduğunu biliyoruz. 1991 yılında Sovyetler Birliği nin dağılmasından sonra, Türk dünyasına yönelik folklor çalışmalarına da hız verilmiş, Türk boylarına ait masalların Türkiye Türkçesi ne aktarılması ve incelenmesi hususunda önemli çalışmalar yapılmıştır. Kırgızlar da zengin sözlü kültüre sahip Türk boylarındandır. Kırgızların asırlardan beri süregelen zengin tarihi, geleceğe yönelik düşünceleri, hayat tecrübeleri en başta Manas olmak üzere Er Töştük, Kurmanbek, Canıl Mırza, Er Tabıldı gibi destanlarda, efsanelerde, şecerelerde, atasözlerinde, türkülerde, masallarda geniş bir şekilde yer alır. Bu kültür mirası içinde, Kırgız masalları ayrı bir öneme sahiptir ve Masal mantığı içinde Kırgızların hayatını, gelenek ve göreneklerini, felsefî düşüncelerini, geleceğe dair ideallerini yansıttığı gibi, doğa olaylarının izlerini de yansıtır. Dolayısıyla, masallardaki fantastik fikirler ve düşüncelerden, halkın isteklerini ve ideallerini anlamak mümkündür. Türk masal geleneği içinde Kırgız masal geleneğinin yerini tespit etmek, bu alanda yapılan çalışmaların artması ile doğru orantılıdır. Bu sebeple çalışmamızda Kırgız masallarını Türkiye Türkçesine aktarmaya ve değerlendirmeye çalıştık.

ii Tezimiz; ön söz, giriş ve dört bölümden oluşmaktadır. Giriş kısmında Kırgız masallarıyla ilgili tanım, sınıflandırma, masalların genel özellikleri ve bugüne dek yapılmış çalışmalar yer almaktadır. Tezin birinci bölümünde; yirmi Kırgız masalının transkripsiyonu, ikinci bölümünde; masalların Türkiye Türkçesine aktarımı, üçüncü bölümünde; masalların tiplerine göre epizot sırası verilmiştir. Dördüncü bölümünde ise, masalların motif yapıları incelenmiştir. Masallarda tespit edilen motifler, Stith Thompson ın Motif Index of Folk Literature adlı eserine göre tasnif edilmiştir. Çalışmada madde başlıkları aynen korunmuştur; masallarda geçen motifler açıklanmıştır. Masalların aktarımı esnasında asıl metne bağlı kalınmakla birlikte, ifade güzelliği açısından yer yer serbest aktarıma da başvurulmuştur. Bunun yanında metinler Latin harflerine aktarılırken özgün imlâya dikkat edilmiştir. Masallar Türkiye Türkçesine aktarılırken özellikle Yudahin in Kırgız Sözlüğü olmak üzere; E. Abduldaev ve D. İsaev in birlikte hazırladıkları Kırgız Tilinin Tüşündürmö Sözdügü nden, C.Osmonova, K.Konkobaev ve Ş.Caparov un hazırladıkları Kırgız Frazeologiyalık Sözdügü nden ve de Gülzura Cumakunova nın hazırladığı Türkçö-Kırgızça Sözdük ten istifade edilmiştir. Çalışmamızdaki masal isimleri Türkiye Türkçesi ne göre alfabetik bir sırayla parantez içinde verilmiş; bunun yanında transkript ve aktarmaların kolay bir şekilde bulunabilmesi için masallar numaralandırılmıştır. Bu çalışmaya beni teşvik eden, birlikte çalıştığımız zaman diliminde desteğini esirgemeyen ve her türlü sabrı gösteren değerli hocam Prof. Dr. Naciye YILDIZ a şükranlarımı sunarım. Sabri DOĞAN

iii

iv İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...i İÇİNDEKİLER iv KISALTMALAR ix GİRİŞ 1. MASALLAR.....1 2. KIRGIZ TÜRKLERİNDE MASAL...5 2.1. KIRGIZ MASALLARININ MUHTEVA ÖZELLİKLERİ...8 2.1.1. HAYVAN MASALLARI...8 2.1.2. SİHİRLİ MASALLAR.9 2.1.3. GERÇEKÇİ MASALLAR 10 2.1.4. EFSANELER......12 2.2. KIRGIZ MASALLARININ ŞEKİL VE ÜSLUP ÖZELLİKLERİ... 12 2.2.1. GİRİŞ KALIPLARI...13 2.2.2. GEÇİŞ KALIPLARI..15 2.2.3. BİTİŞ KALIPLARI....22 2.3. KIRGIZ MASALLARI İLE İLGİLİ YAPILMIŞ ÇALIŞMALAR...25 BİRİNCİ BÖLÜM Masalların Transkripsiyonu 1 (AQÇÜKÖ MENEN QUUÇÜKÖ)...28 2 (ALNAZAR BAQI) 35 3 (ALTIN BALIQ) 53 4 (ALTIN QUŞ)...61 5 (ATANIN KEREEZİ) 65 6 (CALĞIZ UUL CANADIL)...69

v 7 (CANNAT)...75 8 (ACIDAAR AYAL)...84 9 (XANDIN BALASI)..87 10 (ÖNÖRLÜÜ BALA).94 11 (QARAÇ BAATIR)..98 12 (CANEK MERGEN).....103 13 (KÖÇPÖSBAYDIN BALASI)..106 14 (KENCE BALA)...109 15 (MADILGEN SULUU)..115 16 (MENDİRMAN)..121 17 (MUÑDUQ MENEN ZARLIQ) 127 18 (SOQURBAY) 137 19 (TALQAMIŞ).143 20 (KEMPİRDİN CETİ BALASI).148 İKİNCİ BÖLÜM Masalların Türkiye Türkçesine Aktarılması 1 (AKÇÜKÖ İLE KUUÇÜKÖ).152 2 (ALNAZAR BAKI)..159 3 (ALTIN BALIK)...176 4 (ALTIN KUŞ)..184 5 (BABANIN VASİYETİ)..188 6 (BİRİCİK OĞUL CANADIL)...192 7 (CANNAT)...198

vi 8 (EJDERHA KADIN)...207 9 (HANIN OĞLU)...210 10 (HÜNERLİ ÇOCUK)...217 11 (KARAÇ BAHADIR) 221 12 (KESKİN NİŞANCI CANEK)..227 13 (KÖÇPÖSBAY'IN OĞLU)...230 14 (KÜÇÜK OĞLAN)...233 15 (MADILGEN GÜZEL)..239 16 (MENDİRMAN).245 17 (MUNDUK İLE ZARLIK).251 18 (SOKURBAY)...261 19 (TALKAMIŞ)..266 20 (YAŞLI KADININ YEDİ OĞLU)..271 ÜÇÜNCÜ BÖLÜM Masalların Epizot Sırası 1 (AKÇÜKÖ İLE KUUÇÜKÖ).275 2 (ALNAZAR BAKI)..275 3 (ALTIN BALIK)...276 4 (ALTIN KUŞ)...277 5 (BABANIN VASİYETİ)...278 6 (BİRİCİK OĞUL CANADIL)..278 7 (CANNAT)...279 8 (EJDERHA KADIN)...279

vii 9 (HANIN OĞLU)...279 10 (HÜNERLİ ÇOCUK)...280 11 (KARAÇ BAHADIR) 281 12 (KESKİN NİŞANCI CANEK)..281 13 (KÖÇPÖSBAY'IN OĞLU)...282 14 (KÜÇÜK OĞLAN) 282 15 (MADILGEN GÜZEL)..284 16 (MENDİRMAN).284 17 (MUNDUK İLE ZARLIK).284 18 (SOKURBAY)...285 19 (TALKAMIŞ)..286 20 (YAŞLI KADININ YEDİ OĞLU)..286 DÖRDÜNCÜ BÖLÜM Masallarda Tespit Edilen Motifler B. HAYVANLAR 288 C. YASAK 291 D. SİHİR...293 E. ÖLÜM..297 F. OLAĞANÜSTÜLÜKLER.298 G. DEVLER.301 H. İMTİHANLAR.302 J. AKILLILAR VE APTALLAR....304

viii K. ALDATMALAR.306 L. KADERİN TERS DÖNMESİ...308 M. GELECEĞİN TAYİNİ...310 N. ŞANS VE TALİH...311 P. CEMİYET...313 Q. MÜKÂFATLAR VE CEZALAR...315 R. ESİRLER VE KAÇAKLAR...316 S. ANORMAL ZULÜMLER...317 T. CİNSİYET...314 U. HAYATIN TABİATI...319 V. DİN...319 W. KARAKTERİN ÖZELLİKLERİ...321 X. MİZAH.321 Z. ÇEŞİTLİ MOTİF GRUPLARI...322 SONUÇ..329 KAYNAKÇA....332 ÖZET...336 ABSTRACT...337

ix KISALTMALAR A.g.e. : Adı geçen eser C. : Cilt çev. der. haz. : Çeviren : Derleyen : Hazırlayan s. : Sayfa S. : Sayı vb. vs. : ve benzeri : vesaire

GİRİŞ 1. MASALLAR Prof. Dr. Saim Sakaoğlu masalı şöyle tarif etmektedir: Kahramanlarından bazıları hayvanlar ve tabiatüstü varlıklar olan, olayları masal ülkesinde cereyan eden, hayal mahsulü olduğu halde dinleyicileri inandırabilen bir sözlü anlatım türüdür. 1 Prof. Dr. Şükrü Elçin in masallarla ilgili tespiti şu şekildedir: Masallar, bir zaman içinde, köklü bir geleneğe bağlı, kolektif karakter taşıyan, hayalîgerçek, mücerret-müşahhas, maddî-manevî bir takım konu, mâcera, vak a, problem, motif ve unsurlar nesir dili ile vakit geçirmek, insanları eğlendirirken terbiye etmek düşüncesinden hareketle hususi bir üslûpla anlatılır veya yazılırlar. 2 Tanım ve tespitlerde de görüldüğü üzere, masalın en belirgin özelliği içinde olağanüstü olayları barındırıyor olmasıdır. Bu olağanüstülük, beraberinde belirsizliği ve bilinmezliği de getirmektedir. Masallarda genel itibariyle zaman ve mekân mefhumu yoktur. Çünkü bazı masallarda yer adı olarak Hindistan dan, İstanbul dan, Çin den bahsedilir. Ama yine de burada bir bilinmezlik, bir belirsizlik söz konusudur. Masalda yer mefhumu gibi, zaman mefhumu da belirsizdir. Evvel zaman içinde şeklinde belirsiz bir zamandan söz edilir. Hangi zaman, hangi tarih? diye sorduğumuzda açık, kesin bir cevap alamayız. Masallarda çoklukla hayalî olaylar, iyi-kötü şeklinde zıt karakterde kahramanlar, yedi kat yerin dibi, Kaf dağının arkası gibi adı var, kendisi yok dağlar, taşlar, sular, ormanlar vb. anlatılır. 3 Masallar gerçek dışı ve olağanüstü bir olay veya olaylar bütünüdür. Halk hikâyeleri, destan tipi halk hikâyelerinden ayrıldıkları gibi; halk masalları 1 SAKAOĞLU, Prof. Dr. Saim; Masal Araştırmaları, Ankara, 1999, s.2. 2 ELÇİN, Prof. Dr. Şükrü; Halk Edebiyatına Giriş, Ankara, 1986, s.369. 3 AÇA Mehmet-YILMAZ A.Müge-SEVER Mustafa; Türk Halk Edebiyatı El Kitabı, Ankara, 2008, s.137.

2 da halk hikâyelerinden ayrılırlar. Bilindiği gibi halk hikâyeleri daha çok gerçeğe dayanır; olağanüstü olaylar arka planda kalır. Oysaki bir fantezi mahsulü olan masallarda olağanüstülük başta gelir, gerçekler arka planda kalır. Masallarda da gerçek veya gerçeğe yakın bazı ayrıntılar bulunabilir; fakat bunlar masalın belkemiği olan olağanüstü bünye içinde eritilmiştir. Yani masallarda gerçek dışı olaylar esas teşkil eder, gerçeklik bir süs gibi kalır. Masallara tarihî vak alar katılmış bile olsa, bunlar masal atmosferinde tanınmaz hâle gelir. Elazığ masalları konusunda doktora çalışması yapmış olan Umay Günay ın tespitine göre: Asırların birikmiş irfanını ve belirli bir hayat düzenini, yaşamak zorunda olduklarımızla, yaşamak istediklerimizi bir arada kendisine has bir atmosferde ve üslupla, kendi mantık silsilesi içinde geleneksel motiflerle anlatan masallar, sözlü anlatım türlerinin en ilgi çekici olanıdır. 4 Dolayısıyla, yaşamak istediklerimizi yansıtan masallarda olmaz diye bir şey yoktur, her şey olabilir. Masal kahramanı bir anda yedi kat yerin dibine inebilir; hayvanlar, ağaçlar, kuşlar vb. dile gelip konuşabilir, kılık değiştirip insan olabilirler. Kahraman göz açıp kapayıncaya kadar uzak diyarlara gidip gelebilir, herhangi bir hayvana, bitkiye, objeye dönüşebilir veya bunun tam tersi gerçekleşebilir, açıl susam açıl deyince önünde kapılar, yayıl sofram yayıl deyince de önünde sofralar açılabilir. Ayrıca ölen bir varlık olağanüstü bir şekilde canlanabilir, hastalıklar yine tabiatüstü bir yolla tedavi edilebilir. Bütün bu değişimlerde masal kahramanları olağanüstü güçlerini, destan kahramanları gibi tanrılardan değil de büyülü bir araçtan, tasarlanmış (var olmayan) bir mahlûktan veya esrarlı, ermiş bir kimseden alırlar. Masallarda yer ve zaman konusundaki belirsizliğe karşılık, masalların konusu genel olarak iyiyle kötünün mücadelesi şeklindedir. Kötülüğü-iyiliği, eğriliği-doğruluğu, azgınlığı-alçakgönüllülüğü cisimlendirmiş kişilerin savaşları veya başkaca alışverişleri, insanoğlunun erişilmesi güç amaçlara ulaşma isteğinden doğan düşleri, kendi becerikliliği, yılmazlığıyla ya da 4 GÜNAY, Umay; Masal Türk Dünyası El Kitabı; Ankara, 1992, c.3, s.321.

3 olağanüstü güçlerin yardımıyla birbiri ardından, birbirinden çetin engelleri aşma çabaları Bütün bunlar tarih ve coğrafya ile çerçevelenmiş insan toplulukları içinde belli bir zamanı ve yeri bulunmayan, belki insanlığın tarihi boyunca herhangi bir toplumca kolaylıkla benimsenebilen, kalıplaşmış düşünce, duygu ve olaylar, gezgin temlerdir 5 şeklindeki tespiti ile Boratav, masal konularının kalıplaşmış olduğunu ifade eder. Türk masallarında iyiyle kötünün, güzelle çirkinin, akıllıyla akılsızın, adaletliyle adaletsizin mücadelesi konu edilir. Masal sonunda iyi, güzel, akıllı, adaletli olan mutluluğa ulaşırken; kötüler, çirkinler, haksızlar hak ettikleri cezaya çarptırılırlar. Masallarda çile çekmeden, sabır sınanmadan mutluluğa ulaşılamaz. Kısacası, masal ideal olanı, ideal edilmeye değeni yüceltirken veya şerrinden kaçınılması, korunulması gerekeni belirtirken bunu, birtakım olağanüstü motifler ve sembol tiplerle ve bu motif ve tiplerin yaşadıkları olay ve durumlarla sergiler. Kahramanlar genellikle olağanüstü yardımcıları sayesinde başarıya ulaşırlar. Bu yardımcılar kahramanın atı, köpeği, kedisi olabileceği gibi daha önce hayatını kurtardığı veya yardım ettiği bir kuş, balık vs. de olabilir. Bunun yanında kahramana sahip olduğu sihirli bir obje de yardım edebilir. Masallar; her çeşit tasvir, benzetme usullerinden yararlanırlar. Ayrıca kendine has söz kalıpları ile kalıplaşmış deyişlere de sahiptirler. 6 Usta masal anlatıcıları masal başı, ortası ve sonlarında çeşitli kalıpları kullanmışlardır. Masallarda karşımıza çıkan kalıp ifadeler (formeller) başlangıç/giriş kalıpları, bağlayış/geçiş kalıpları ve bitiş kalıpları başlıkları altında toplanmaktadır. Başlangıç/giriş kalıpları, dinleyiciyi masala hazırlamaya yönelik kalıp ifadeleri; bağlayış/geçiş kalıpları, bir olaydan başka bir olaya geçişi sağlamaya yönelik kalıp ifadeleri; 7 bitiş kalıpları ise masaldaki olayların, durumların gerçekten yaşanmış olduğu hissini uyandırmak amacıyla masal sonunun süslendiği ifadeleri içermektedir. 5 BORATAV, P.Naili; Zaman Zaman İçinde, Ankara, 2007, s.16. 6 AÇA Mehmet-YILMAZ A.Müge-SEVER Mustafa; Türk Halk Edebiyatı El Kitabı, Ankara, 2008, s.140. 7 a.g.e, s.140.

4 Masallarda halkın anlayabileceği açık ve sade bir dil kullanılır. Hem masalların anlatıcısı, hem de dinleyicisi halktan kişiler olduğundan bu durum kaçınılmazdır. Bölgeler arasında görülen ağız farklılıkları da masalın anlaşılmasını güçleştirecek kadar değildir. Masalın tahkiye tarzında da bir özellik vardır. Asla ayrıntılara girilmez. Zaman ve mekânlar arasında büyük boşluklar bırakılır. Kırk yıl hatta bin yıllık zaman bir çift söz ile geçiştirilir; çünkü masalın baş özelliği çabukluktur. Masalcı, kahramanın bütün hayat safhalarını izlemez, yalnız çok önemli vak alar üstünde durur. Bunun için anlatış kısa sürer. Masalı, halk hikâyeleri ile destanlardan ayıran önemli noktalardan birisi budur. Bir masalda anlatıldığı bölgenin kültürel ve folklorik özelliklerine de rastlamak mümkündür. Usta bir masal anlatıcısı kelime kelime bir masalı ezberlemez. O, bir başkasından dinlediği masalı kendi bilgi ve kültürüyle yoğurarak şekillendirip anlatır. Böylece anlatıcı farkında olmadan kendisine ve yaşadığı bölgeye ait bazı özellikleri masalları vasıtasıyla dinleyiciye aktarır. Hayvanlar âlemini, hayalî olayları ve günlük hayatla ilgili hâdiseleri konu alan masalların içerisinde fıkra, efsane, dua-beddua, mâni, türkü, atasözü, deyim, bilmece, ağıt vb. anonim halk edebiyatı ürünlerine de rastlanmaktadır 8. Bunlar gerçekte masalın aslında olmayıp anlatıcının bilgi ve birikimine bağlı olarak sonradan ilave edilen kısımlardır. Masallarda çevre tasvirleri büsbütün yok değildir. Ancak bu tasvirler gözleme değil, hayale dayanmaktadır. Bunlar, dünyadan seçilen unsurlarla donatılmış; fakat dünyada rastlanması imkânsız olan bahçeler, saraylar, ırmaklar, şehirler vb. dir. Masal kahramanlarından bazıları sembolik tiplerdir ve bunlar karakteristik özellikler gösterirler. Mesela; küçük kardeş aklı, zekâyı ve 8 Türk Dünyası Edebiyatı Tarihi, Türk Dünyası Masalları, Atatürk Kültür Merkezi, Ankara, 2002, c.5, s.290.

5 başarıyı; büyük kardeşler kıskançlığı, çekememezliği; üvey ana ve üvey kardeş zulüm ve eziyeti; yaşlı adam iyiliği ve yardımı; güzel ve genç kız saflığı, masumiyeti vs. temsil eder. Masalların bir özelliği de uluslararası olmalarıdır. Bunun içindir ki, bir masalın benzerine aynı ülkenin çeşitli bölgelerinde ya da aynı masalın varyantlarına değişik ülkelerde rastlamak mümkündür. Aralarında çok uzak mesafeler bulunan farklı toplumlardaki benzer masalları nasıl açıklayabiliriz? Bu masallar, beşeriyetin başlangıcında insanlar vasıtasıyla mı yayıldılar? Yoksa yayılma veya ödünç almayla, göçlerle ya da serbest keşiflerle veya tabiattaki umumî kaynakların telkiniyle mi izah edilebilecektir? Özetle; bir masalın varyantları veya kesin olarak masalların yayılması hakkında görülebilen bu benzerlikler tarihî ilişkilerin sonucudur. 9 şeklindeki sorular ve tespitler, masalların evrenselliği yönündeki tartışmaları ortaya koyar. 2. KIRGIZ TÜRKLERİNDE MASAL Kırgız Türklerinde anlatmaya dayalı sözlü edebiyat ürünlerinden masal ve destan için comok ve cöö comok terimleri kullanılmaktadır. Bu kavramlar Kırgız sözlü edebiyatında farklı şekillerde tanımlanmışlardır. Yudahin in Kırgız Sözlüğünde comok kahramanlık destanı, bu kabilden bir eser; cöö comok masal ; comokçu masalcı, hikâyeci ; comokto- fiili anlatmak, hikâye söylemek ; comoktol- fiili masala mevzuu olmak, masallarda tasvir edilmek ; comoktoo ise masal şeklinde tasvir ve anlatma 10 olarak verilmiştir. Kırgız Adabiyatı adlı eserde comok, şifahi edebiyatta yaygın olarak bilinen, genellikle hayal ürünü, olayları abartmaya dayalı, fanteziye bağlı, muhtevası insana hoş gelen, anlatı türündeki eser. 11 şeklinde tanımlanmıştır. Kırgız 9 EKER, G.Öğüt-EKİCİ, M.-OĞUZ, M.Öcal, ÖZDEMİR, Nebi; Geleneğin Sürekliliği ve İcranın Vurgulanması Halk Biliminde Kuramlar ve Yaklaşımlar, Milli Folklor Yayınları, Ankara, 2003, s.164. 10 YUDAHİN, K.K; Kırgız Sözlüğü, C.I, (Çev. Abdullah Taymas), TDK Yay, Ank., 1994, s.221. 11 ASANOV, Ü-AKMATALİEV,A.; Kırgız Adabiyatı, Bişkek, 2004. s. 142.

6 Sovet Entsiklopediyası nda ise şifahi halk edebiyatının en eski türlerinden biri, nesir türündeki hikâyeler 12 olarak tanımlanır. Kırgız Tilinin Tüşündürmö Sözlüğü nde comok, hayal ürünü, olayları abartılı ve fanteziye bağlı olarak hikâye edilip anlatılan sözlü geleneğin bir türü 13 şeklinde ifade edilmiştir. Aynı eser cöö comok terimi için, insanların birbirleriyle, tabiatla, çevreleriyle, hayvanlarla ve toplumun her kesiminden kişilerle olan ilişkilerini, davranışlarını ve düşüncelerini nesir veya secili bir şekilde anlatan hikâye. 14 tanımını yapmaktadır. Kırgız Etnografayası Boyunça Sözdük te de comok, Kırgız halkının şifahî yaratmalarındaki en eski türlerden biri, kara söz türünde söylenen, yazılan sözlü hikâyeler 15 olarak tanımlanmıştır. Sovyettik Entsiklopediyalık Sözlük te de aynı şekilde comok, Folklordaki temel terimlerden biri. Destansı, çoğunlukla nesir olarak söylenen ve hayalî olan eser. şeklinde tarif edilmiştir. Manas Entsiklopediyası nda ise terimin, eposun karşılığı olduğu; cöö comoktan daha geniş bir manada kullanıldığı ifade edilmiştir 16. Kırgız Elinin Oozeki Çıgarmaçılıgının Tarıhının Oçerki ismindeki çalışmada ise, comok teriminin farklı anlamlarda kullanıldığı, comokla asıl izah edilmek istenenin kahramanlıklarla ilgili, büyük olaylara bağlı, yüksek fikirlerin işlendiği epik eserler olduğu vurgulanmıştır. Diğer yandan yine söz konusu eserde hacim bakımından küçük, nesir şeklinde ve fantastik unsurların çokça bulunduğu türlere cöö comok dendiği söylenmiştir. 17 Kırgız Adabiyatının Tarıhı adlı eserde comok teriminin hem destanı hem de masalı karşıladığı; yalnız masal için ayrıca cöö comok teriminin kullanıldığı dile getirilmiştir. Bunun yanında aynı eserde 1930 lara kadar Kırgızlar arasında epos teriminin olmadığı, bu nedenle Kırgızların epik eserlerin tamamını comok terimi ile karşıladıkları kaydedilmiştir. Comok dendiğinde; Kırgızların, kahramanlık olayları 12 Kırgız Sovet Entsiklopediyası, 2. Tom, Frunze, 1977, s. 502-503. 13 Kırgız Tilinin Tüşündürmö Sözdügü, Frunze, 1969, s.215. 14 Kırgız Tilinin Tüşündürmö Sözdügü, Frunze, 1969, s.219. 15 KARATAEV, Olcobay-ERALİEV, Salaydin; Kırgız Etnografyası Boyunça Sözdük, Bişkek, 2005, s.174. 16 Manas Entsiklopediya, c.i, Bişkek, 1995, s.223. 17 Kırgız Elinin Oozeki Çıgarmaçılıgının Tarıhının Oçerki, İlim Basması, Frunze, 1973, s.245.

7 bakımından zengin, büyük olayların yumak haline geldiği, karışık olay örgüsüne sahip, hacimli ve şiir şeklindeki eserleri anladığı yazılıdır. 18 diye bir tanım yapılmış, cöö comok ve comok kavramı arasında hacim, şekil ve konu bakımından farklılıklar olduğu dile getirilmiştir. Daha sonra da comok un diğer şifahî eserlerle karşılaştırıldığında, mana ve hacim bakımından diğerlerinden daha hacimli olduğu söylenmiştir. 19 Bu bilgilerden anlaşılan şudur ki, Kırgızlar hem masal için hem de destan için comok terimini kullanmaktadırlar. Yalnız şekil, konu, hacim bakımından konuya yaklaştığımız takdirde, comok kavramının hem destanı hem masalı, cöö comok kavramının da sadece masalı karşıladığını görmekteyiz. Comok olarak adlandırılan destanlar manzum şeklinde iken, cöö comoklar kara söz yani nesir halindedir. Fakat bazı masallar, manzumnesir karışık şekilde de karşımıza çıkmaktadır. Bu tür masallarda şiirle söylenmiş kısımlar da mevcuttur. Çalışmamızda yer alan Muñduq menen Zarlıq ile Talkamış masalları bu türe örnek olarak gösterilebilir. Ayrıca comokların bazıları, Manas Destanında olduğu gibi kutsal metinler olarak sayılırken, cöö comoklar kutsal olarak değerlendirilmezler. Cöö comoklar yani masallar aybanattar cönündö cöö comoktor hayvan masalları, keremettü comoktor sihirli masallar ve turmuştuk comoktor günlük hayat masalları gibi birtakım alt türlere ayrılmaktadır. Comoklarda yani destanlarda ise böyle bir sınıflandırma söz konusu değildir. Comokları ancak belli bir eğitimden geçmiş, şiir söyleme yeteneğine sahip kişiler, bu işin ustaları icra edebilirler. Cöö comokları ise en küçüğünden en yaşlısına kadar herkes anlatabilir. Bu bakımdan her iki türün anlatıcıları arasında farklılıklar vardır. Diğer taraftan Kırgızlar bugün hem masal anlatıcıları, hem de destancılar için comokçu ifadesini 18 AKMATALİEV, A.-CAYNAKOVA, A.-CUMABAEV, İ.-KEBEKOVA, B.-KIDIRBAEVA, R.- KIRBAŞEV, K.-MUSAEV, S.-ŞARŞENALİEV, Ö.D.; Kırgız Adabiyatının Tarıhı, C.I, Şam Basması, Bişkek, 2004, s. 480. 19 age, s.480.

8 kullanmaktadırlar. Buna Manas destanını icra edenleri de dâhil etmek mümkündür. Yukarıda da ifade ettiğimiz gibi Kırgız masallarını verilen bilgilere ve antoloji kitaplarına dayanarak şu şekilde tasnif edebiliriz: A. Aybanattar Cönündö Comoktor Hayvan Masalları B. Keremettüü Comoktor Sihirli Masallar C. Turmuştuk Comoktor Gerçekçi Masallar Yalnız bütün kaynaklarda sınıflandırma bu şekilde değildir. Masal metinlerinin yer aldığı bazı antolojilerde Ulamıştar adıyla dördüncü bir dal daha vardır ki, o da efsanelerdir. Bu bilgiler, masal, efsane ve destan kavramının iç içe kullanılabildiğini göstermektedir. 2.1. KIRGIZ MASALLARININ MUHTEVA ÖZELLİKLERİ Masallar hayalî birtakım olayların fantastik unsurlarla süslenerek anlatıldığı sözlü gelenek ürünleridir. Bu sebeple Kırgız masallarının muhtevalarını da tasnif edildikleri gruplar içinde değerlendirmekte fayda vardır. 2.1.1. HAYVAN MASALLARI Masallarla ilgili olarak yapılan çalışmalar, bütün dünyada hayvan masallarının en eski masallar olduğunu ortaya koymuştur. İlkel insanların tabiat unsurlarını ve hayvanları kendileri gibi yaşayan, düşünen ve konuşan varlık olarak algılamaları; korktukları veya gücün simgesi olarak gördükleri hayvanları kutsallaştırıp onlarla akrabalık kurmaları, hayvanlar hakkındaki efsane ve masalların doğmasına zemin hazırlamıştır. 20 Göçebe ve hayvancılığa dayalı hayatın etkisi ile hayvan-insan ilişkisi bugün de Kırgız folklorunda önemli bir yer tutmaktadır. Mesela; kuşların piri Buudayık, köpeğin piri Kumayık, koyunun piri Çolpon Ata, ineğin piri Zangi Baba, keçilerin piri Çıçang Ata, yılkınınki Kambar Ata dır. 20 KARADAVUT, Zekeriya; Kırgız Masalları, Konya, 2006, s.16.

9 Hayvan masallarında verilmek istenen mesaj; bazen doğrudan, bazen de dolaylı yollardan verilir. Her türlü fikir ve düşünceler, eğitici bilgiler bu masallarda yer bulur. Bunun yanında hayvanların muhtelif yaşayış biçimleri, karakterleri ve adetleri geniş bir şekilde, ayrıntılarıyla ifade edilir. 21 Kırgız hayvan masallarında at, deve, kurt, tilki, karınca, ayıya gibi birçok hayvana rastlamak mümkündür. Bu hayvanlar, kendilerine masal geleneğinin yüklediği bazı özelliklerle masallarda yer alır. Kırgız masallarında da tilki kurnazlığın, kurt açgözlülüğün, aslan cesaretin sembolü olarak karşımıza çıkar. Bazı masallarda aslan, kaplan gibi hayvanların merhametsizliği, zorbalığı, haylazlığı ve avareliği anlatılır. Ayrıca sivrisinek, tavşan gibi güçsüz; koyun, deve gibi sakin; kuzu, oğlak, civciv gibi savunmasız hayvanlara yapılan merhametsizlikler de masal mantığına göre işlenerek olması gerekenler ortaya konmaya çalışılır. Masallardaki hayvanlar da tıpkı insanlar gibi bir hayat sürerler. Onların arasındaki mücadele, olumlu olanın lehinde sonuçlanır ve böylece, masal iyi olanın her zaman kazanacağı fikrini aşılar. 2.1.2. SİHİRLİ MASALLAR Sihirli masallar Kırgız masallarının önemli bir kısmını oluşturur. Bu masallarda olaylar abartılı olup, her türlü mucizevî özelliklere sahiptir. Halkın esrarengiz düşünceleri bu masalların temelini oluşturur. Efsanevî kahramanlar, her türlü sihirli güçler, mucizevî eşyalar ve abartılarak anlatılan olaylar bu masallarda yer bulur. Bazı masallarda uç bastonum dendiğinde uçup yetişen, vur tokmağım dendiğinde vuran, açıl sofram dendiğinde açılan ve çeşitli yemeklerle dolup taşan olağanüstü durumlar vardır. 22 İlkel insanlar, doğa kanunlarını bilmediklerinden ve onlardan faydalanmaya güçleri yetmediğinden her türlü gizeme ve sırra inanmışlardır. Buna rağmen, insanoğlu doğanın birtakım olağanüstülüklerini ve sırlarını 21 BOLÇUROV, Toktobek; Kırgız El Comoktoru, Bişkek, 1997, s. 9. 22 BOLÇUROV, Toktobek; Kırgız El Comoktoru, Bişkek, 1997, s. 205.

10 yenmeyi düşünerek, gökyüzünde uçan, suda yüzen fakat batmayan cisimler gibi fantastik karakterlere sahip bazı unsurları bu masallara sokmuştur. Sihirli masalların çoğunda asıl kahramanlar yaşlı karı-kocanın üç oğlu, küçük oğlu, kocakarının tek oğlu, ihtiyarın oğlu, hanın veya padişahın oğlu gibi genel adlarla anılan kimselerdir. Masallardaki olumlu kahramanlar başlangıçta kahramanlarda bulunan vasıflarıyla karşımıza çıkmazlar. Bunların bazıları başlangıçta kimsenin dikkatini çekmeyen sıradan insanlarken taş, yüzük, kilim, gözlük gibi sihirli nesneler; kurt, yılan, kuş gibi sihirli hayvanların yardımıyla amaçlarına ulaşırlar. Asıl kahramanlar ile onların sadık yardımcıları, sihirli masallarda çoğu zaman cezkempir, ejderha, tek gözlü dev gibi fantastik düşmanlarla yapılan mücadelelerde ortaya çıkarılır. Altı başlı ejderha, dağları deviren devler ve kötülük yapmak için fırsat bekleyen cezkempirler bu masalların olumsuz tipleridir. 23 Sihirli masallarda kahramanlar karşılaştıkları her türlü zorluğa göğüs gererek, sabır göstererek amaçlarına ulaşırlar. Bununla birlikte nesilleri sabırlı olmaya, kahramanlığa, önüne çıkan fırsatları değerlendirmeye ve hedeflerine ulaşmaya çağırırlar. Masallarda sihirli eşyaların yardımıyla insanı diriltme, istediği yere ulaştırma, kısa bir sürede devasa evler kurma gibi olağanüstü özellikler de yer alır. Sihirli masallarda da mücadeleler adaletin ve iyiliğin zaferiyle sonuçlanır. 2.1.3. GERÇEKÇİ MASALLAR Kırgız masallarının önemli bir kısmını da gerçekçi masallar oluşturur. Bu masallarda olağanüstü özelliklere sahip kahramanlar da yer alır; fakat geniş bir yer kaplamaz. Hayatta karşımıza çıkan olaylar, sanatkârane bir üslupla, abartılarak resmedilir. 24 Genel olarak değerlendirildiğinde, gerçekçi masallarda masal kahramanının macerası bazı abartıları taşımakla birlikte, 23 a.g.e, s. 205. 24 BOLÇUROV, Toktobek; Kırgız El Comoktoru, Bişkek, 1997, s. 55.

11 sıradan bir insanın başına gelebilecek olaylardan ibarettir ve kahraman masalın düğümünü veya sınamayı olağanüstü güçlerin veya cisimlerin değil, hayatta karşılaşılabilecek güçlerin yardımıyla çözer. Bu masalların asıl kahramanları günlük hayatta karşılaştığımız akıllı insanlar, ihtiyarlar, yetimler, kadınlar, fakir ve kimsesiz çocuklar, çiftçiler vb. dir. Bunun yanında zenginler, hanlar, padişahlar; az da olsa yarım akıllılar ve saflar da bu tür masalların kahramanları arasında yer alır. Masalların hemen hepsinde zenginlerle fakirler arasındaki sosyal ilişkiler, zıtlıklar ve mücadeleler anlatılır. Zenginlerin fakirlere yaptıkları kötülükler kınanır. Kırgız realist masallarında en çok karşılaştığımız tiplerden birisi handır ve çoğu zaman olumsuz kahraman olarak masallarda yer alır. Onun gülünç duruma düşmesi, akılsızlığı, açgözlülüğü bazı masalların Sovyet Dönemi ideolojisi doğrultusunda şekillenmesi ile de ilgilidir. Masallarda çok karşılaştığımız bir diğer tip de Anadolu sahasının Keloğlan ı olan Taz dır. Taz, hem sihirli, hem de gerçekçi masalların kahramanı olabilir. Masalın başında diğer kahramanlar tarafından kendisiyle alay edilip dalga geçilen birisi olarak tanıtılır. Ancak masalın sonunda aklı ve kurnazlığı sayesinde diğer kahramanların olumlu vasıflarına erişir. 25 Kırgız gerçekçi masallarında olumlu veya olumsuz kahramanlar genel vasıflarıyla tanıtılmaktadır. Onlar dış görünüşleri, psikolojik özellikleri ve içinde bulundukları duruma geliş şartları bakımından tanıtılmamakta; han, taz (Keloğlan), bay (zengin), çal (ihtiyar), kempir (kocakarı) gibi genel adlarla anılmaktadır. Bazı gerçekçi masallarda abartı ve insanı şaşırtan sihirler de görmek mümkündür. Ancak temel vakalar hayatın içinde var olandır. Genel itibariyle bu tür masallarda kurnazlık, açgözlülük, pratik zekâlık gibi unsurlar yer alır. 2.1.4. EFSANELER 25 KARADAVUT, Zekeriya; Kırgız Masalları, Konya, 2006, s.21.

12 Kırgızların sözlü geleneğinde efsaneler de özel bir yere sahiptir. Efsanelerin esasını olmuş ya da olması mümkün olaylar teşkil eder. Efsanelerin ortaya çıkışı daha çok halkın dikkatini çeken bir olayla bağlantılıdır. Ayrıca yer adları da yapılan bir kahramanlık sonucu ortaya çıkar. Bazı efsaneler hacim olarak küçük olmasına rağmen içerik olarak bir hayli zengindir. Bunlar, insanı büyük bir güce eriştirir. Akıl ve ustalık kahramanlığa teşvik eder. 26 Kırgızlar, kara günlerinde kendilerine dayanma gücü veren, kahramanlık günlerinde ise kendilerini onurlandıran efsaneleri ortaya çıkarmışlardır. Eski zamanlardan beri Kırgızlar yaşadıkları her dönemde kahramanlıklarıyla masallar, destanlar, efsaneler üretmişlerdir. Kuşkusuz sözlü geleneğin en büyük ürünü olan Manas destanının da ortaya çıkışı efsanelerle ilişkilidir. Birçok masalın içinde de efsaneler yer alabilir. Ancak, çalışmamızda, Türkiye deki masal kavramı dikkate alınarak Kırgız masallarının tasniflerinde yer alan bu tür örnekler kapsam dışı olarak değerlendirilmiştir. 1.1. KIRGIZ MASALLARININ ŞEKİL VE ÜSLUP ÖZELLİKLERİ Masallar, bir destan ya da halk hikâyesi kadar olmasa da uzun metinlerdir. Kırgız masalları da bu bakımdan hacim itibariyle çok uzun değildir. Anlatılması birkaç gece devam eden masallar vardır; ancak bu örnekleri sadece realist ve sihirli masallarda görebiliriz. Hayvan masalları ise yukarıdaki masal gruplarına göre daha kısadır ve anlatılması birkaç dakika ile sınırlıdır. Kırgız masalları genel olarak nesir şeklindedir. Ancak bazı masallarda nazım kısımların bulunduğu da görülür. Bu manzum kısımların bir kısmı aslında olmayıp usta masal anlatıcılarının sonradan ilave ettiği kısımlardır. Çalışmamızda yer alan 17 ve 19 numaralı masallar buna örnek olarak 26 BOLÇUROV, Toktobek; Kırgız El Comoktoru, Bişkek, 1997, s. 333.

13 gösterilebilir. Bazı destanların ErTöştük gibi- masallaşmış metinleri de nazım kısımları içermektedir. Kırgız masalları kalıp sözler yönünden çok güçlü değildir. Masalların başında, ortasında ve sonunda yer alan kalıplar genellikle kısa ve yalındır. Aynı zamanda çok fazla çeşitliliğe sahip değildir. Çalışmamızda tespit ettiğimiz formel yapılar şunlardır: 1.1.1. GİRİŞ KALIPLARI Masalın asıl olaylarına geçmeden önce, anlatıcının dinleyicileri masalın sihirli dünyasına hazırladığı sözlerdir. Giriş Kalıpları Kırgız masallarında çok farklı şekillere sahip olmamakla birlikte oldukça yalın ve basittir. Çalışmamızdaki masallarda tespit ettiğimiz giriş kalıplarından bazıları şunlardır: Bar eken, coq eken; aç eken, toq eken Aç eken, toq eken, bar eken, coq eken, bir çal-kempir bar eken. (Aç imiş, tok imiş; var imiş, yok imiş. Bir ihtiyar adam ve ihtiyar kadın varmış.) (5) Bar eken, coq eken, aç eken, toq eken, bir kempir-çal caşaptır. (Aç açken, tok tokken. Bir varmış, bir yokmuş; bir ihtiyar adamla bir kadın yaşarmış.) (19) Bayım-bayım bay eken, tört tülügü şay eken. (Bey bey imiş, her şeyi tam imiş.) (6) Bayırqı ötkön ubaqta Bayırqı ötkön ubaqta bir qan boluptur. (Evvel zaman içinde bir han varmış.) (7) Bir zamanda Bir zamanda Köçpösbay, Köçörbay degen eki bay boluptur. (Evvel zaman içinde, Köçpösbay ve Köçörbay adlı iki bey varmış.) (13)

14 İlgeri İlgeri bir qan boluptur. (Evvel zaman içinde bir han varmış.) (1) İlgeri bir çoñ şaar bolup, anın Bekcan attuu qanı boluptur. (Evvel zaman içinde bir büyük şehrin Bekcan adlı hanı varmış.) (3) İlgeri bir abışqanın üç uulu cana bir çoñ tüp alması bar eken. (Evvel zaman içinde, ihtiyar bir adamın üç oğlu ve bir büyük elma ağacı varmış.) (4) İlgeri bir münüşkör qan cigitteri menen quş salıp cürsö, quşu uçup ketet eken. (Evvel zaman içinde bir kuşçu han yiğitleriyle kuş salıp ava çıktığında, kuşu başka tarafa uçup kaçmış.) (8) İlgeri Aydarqan attuu xan bolğon eken. (Evvel zaman içinde Aydarkan adlı bir han varmış.) (9) İlgeri ilgeri İlgeri-ilgeri Canıbek xan degen xan bar eken. (Evvel zaman içinde Canıbek adında bir han varmış.) (2) İlgeri-ilgeri bir abışqa kempir boluptur. (Evvel zaman içinde bir nine ile dede yaşamış.) (11) İlgeri-ilgeri bir qan bolğon eken. (Evvel zaman içinde bir han yaşamış.) (14) İlgeri malğa bay, tört tülüğü şay İlgeri malğa bay, tört tülügü şay Kuluke degen bir xan boluptur. (Evvel zaman içinde çok zengin Kuluke adlı han yaşamış.) (15) İlgeri ötkön zamanda İlgeri ötkön zamanda bir qan boluptur. (Evvel zaman içinde bir han varmış.) (10)

15 İlgeri ötkön zamanda körgönün caza atpağan Canek degen mergen boluptur. (Evvel zaman içinde her attığını vuran Canek adlı bir keskin nişancı varmış.) (12) İlgeri ötkön zamanda Mendirman degen cigit Qaraqandın şaarına tentip barat. (Evvel zaman içinde Mendirman adlı bir yiğit, Kara Han ın şehrine gider.) (16) İlgeri ötkön zamanda Cançarqan degen boluptur. (Evvel zaman içinde, Cançarkan adlı birisi varmış.) (17) İlgeri ötkön zamanda közü soqur, qıyalı çuqul, dünüyögö atağı çıqqan, tört tülügü şay, bir çoñ bay bolğon eken. (Evvel zaman içinde gözü kör, akıllı, dünyaya ün salmış Sokurbay adlı çok zengin bir kişi yaşarmış.) (18) Kündördün birinde Kündördün birinde qandın tört tulparın bağıp cürgön abışqanın calğız balası qandın calğız qızına aşıq bolot da atasına barıp ata, sen qandın qızın mağa alıp ber, deyt. (Günlerden bir gün hanın dört tulparına bakan ihtiyarın biricik oğlu, hanın biricik kızına âşık olmuş. Çocuk, babasına gidip: Baba, sen hanın kızını bana iste, demiş.) (10) Ötkön zamanda Ötkön zamanda bir beçara kempirdin ceti uulu bar eken.( Evvel zaman içinde fakir bir yaşlı kadının yedi oğlu varmış.) (20) 1.1.2. GEÇİŞ KALIPLARI Bu kalıplar masallarda bir olaydan başka bir olaya geçerken, uzun zamanı kısa olarak ifade ederken ve yine uzun zaman diliminden bahsedilirken kullanılır. Kırgız masallarında uzun, kısa, sanatlı ve basit şekillerine rastlanmaktadır. Anda

16 Anda Baybiçe: Oozuña qara qan tolğur, menin toğuz qızım bar. (O zaman beyin hanımı: "Ağzına kara kan dolası, benim dokuz kızım var. ) (2) Anda börü: Qorqpoğun, üstümö min da, közüñdü cum. deyt. (O zaman kurt: "Şimdi sen benim sırtıma bin ve gözünü yum." der.) (4) Anda döö: Qaydan kelatasıñ? dep surayt. (O zaman deve: Nereden geliyorsun? diye sorar.) (11) Anda qan: Ex-ee, balam, eki ağañ ketip kelbey qaldı, men körgön nerse bolboğon bir qıyal eken, bey opo düyünö, emi sen barba, men ölsöm kim kömöt, eldi kim surayt? (O zaman han: "Eh oğlum, iki ağabeyin gidip gelmez oldu. Benim gördüğüm şey, olmayan bir şey ya da bir hayalmiş. Vefasız dünya. Sen de gitme şimdi. Ölürsem beni kim gömecek, halkı kim idare edecek?) (14) Anda qandın bir ayalı: Ee, qanım, anın erkek, qızın bilbeske emne, at carışmaq oynoylu deñiz, erkek bolso, etegi ketet delbirep, ceñi ketet celbirep, qız bolso qımırılıp çabat, oşondon ele bilüügö bolot deyt. (O zaman hanın bir hanımı: "Ey Han'ım! Onun kız ya da erkek olduğunu öğrenmek zor değil. At yarışı yapalım, deyin. Erkekse eteği dalgalanıp gider, kız ise gömlek eteğinin uçmaması için sıkıca tutarak yarışacaktır. Böylece öğrenmiş olacaksınız. der.) (15) Anda at aytat: Teetigi cülündöy cerden tütün çığat, oşol cerde Ayökön bar: Assaloomaleyqum, eneke! dep ayt. (O zaman at söyler: "Oradaki hayalmeyal yerden duman çıkıyor. Orada Ayökön yaşıyor: "Selamın aleyküm, ana!" diye söyle.) (16) Anda sen bilbeseñ, men bilem, akeñ alma kimge tiyse, oşonu alam dep ant içip qoyğon, emi seni alat, - deyt da, uçup ketip qalat. (O zaman sen bilmiyorsan, ben biliyorum. Elma kime denk gelirse, onunla evlenirim diye ant içmişti. Şimdi seninle evlenecek, der ve uçup gider.) (19) Anda biröö: Uruqsat beriñiz, men barıp bilip keleyin dedi. (O zaman birisi: "İzin verirseniz ben gidip geleyim" der.) (20)

17 Andan kiyin Andan kiyin bulaqtın tübün qarasa, tübündö küyüp turğan altın çıraq turat. (Sonra pınarın dibine bakar, dibinde yanan altın bir mum görür.) (10) Aradan bir top cıl ötöt. Aradan bir top cıl ötöt, Aytomuş aytıluu balban bolup ösöt. (Aradan yıllar geçer. Aytomuş ünlü bir güreşçi olur.) (15) Aradan üç ay ötpöy Aradan üç ay ötpöy xandın ayalının boyuna bütöt. (Aradan üç ay geçmeden hanın hanımı hamile kalır.) (9) Aydan ay, kündön kün öttü. Aydan ay, kündön kün öttü. (Aylar, günler geçer.) (3) Beş-altı kündön kiyin Beş-altı kündön kiyin qırq töögö cük artıp, bayağı cigitti kerben başı qılıp, özünün balasın, dağı bir qança cigitterdi qoşup, sooda qılıp kelüügö cönötüp catıp: Cürüp oturup bir uzaq çölgö tuş kelesiñer. (Sokurbay, beş altı gün sonra kırk deveye mal yükleyip o yiğidi de kervanbaşı yapar. Kendi oğlunu, yanlarına birkaç yiğit daha vererek ticaret yapmak üzere gönderir. Oğluna ve yiğide: "Giderken büyük bir çöle rastlayacaksınız.) (18) Bir az kün ötköndö Bir az kün ötköndö qan ekinçi şarttı casadı. (Birkaç gün sonra han ikinci şartı yerine getirir.) (8) Bir cuma ötköndön kiyin Bir cuma ötköndön kiyin atası ölöt. (Bir hafta sonra babası ölür.) (7) Bir qança kün

18 Bir qança kün col cürüp arañ degende bir şaardın çetine cetip qonuştu. (Birkaç gün yürüyüp zar zor bir şehrin kenarına ulaşırlar ve konarlar.) (18) Bir kezde Bir kezde bala quştun keypinen taruu bolup qandın töş çöntögünö quyulup ketet. (Bir zaman sonra çocuk kuş kılığından çıkıp darı olur ve hanın göğüs cebine düşer.) (10) Bir kezde aldığa köz qadaşsa, aalamda coq aq saray turat. (Bir gün dünyada benzeri olmayan çok güzel ak saraya rastlarlar.) (19) Bir künü Bir künü keçinde bala asmandı qarasa, asmanda canaşa eki ay turat. (Çocuk bir gün akşam, gökyüzüne baktığında, gökyüzünde iki ay görür.) (1) Bir künü bayağı toqoydu közdöy cürgön celden ulam börü balanın cıtın sezip ağa cetip kelet da, dosunun ölügün qarğalar çoqup cep catqanın köröt. (Kurt, bir gün o orman tarafından gelen rüzgârdan sürekli çocuğun kokusunu duyar, oraya gelince dostunun ölüsünü kargaların yediğini görür.) (4) Bir künü bala bayağı çaldan: Şaarğa barıp keleyin. dep uruqsat surayt. (Bir gün çocuk ihtiyardan: "Kente gidip geleyim." diye izin ister.) (7) Bir künü bala uuğa çığat, oşo künü xan da cigitterin alıp, uuğa çıqqan bolot. (Bir gün çocuk ava çıkar. Aynı gün Han da yiğitlerini alıp ava çıkmıştır.) (9) Bir künü keçinde qan eşiginin aldına arı-beri basıp turup, abışqanın balasına açuulanğanın uğup qoyot da, abışqanı çaqırtıp alıp: Sen balaña emne üçün açuulandıñ? dep suray baştayt. (Bir gün akşam han, kapısının önünde sağa, sola dolaşırken, yaşlı adamın çocuğuna öfkelendiğini duyar. Han, yaşlı adamı çağırtıp: "Sen çocuğuna neden kızıyorsun?" diye sorar.) (10) Bir künü qan bayağı cigitti çaqırıp qalat. (Bir gün han bu yiğidi çağırır.) (16) Bir neçe kündön kiyin

19 Bir neçe kündön kiyin Ismayıl ata-enesi taap, ordoğo köçürüp keldi. (Bir kaç gün sonra İsmayil anne-babasını bulup han otağına getirir.) (3) Cürüp oturuşup, cürüp oturuşup Cürüp oturuşup, cürüp oturuşup, eki adam bir colğo tüşüügö bolboyt degen eki ayrılış coldoğu qara taştı körüşöt. (Gide gide bir kara taş üzerinde: "İki insan bir yolda gitmez." yazılı bir yol ayırımına gelirler.) (1) Erteñ menen Erteñ menen baldarı, kelinderi uqtap catqanda Canıbek xan attardı suğarıp keleyin dep, suuğa barat. (Canıbek Han, sabahleyin oğulları ile gelinleri uyurken: "Atları suya götüreyim." diyerek pınara gider.) (2) Erteñ menen abışqa namaz oqumaq bolup eşikke çığayın dese, carqırağan nerseden közü uyaldı. (Sabah erkenden ihtiyar namaz kılmak için dışarıya çıkmak istediğinde parlak bir ışık gözlerini kamaştırır.) (7) Erteñ menen Canek közün açsa ayalı coq. (Sabahleyin Canek gözünü açsa ki karısı yok.) (12) Ertesi Ertesi Quuçükö bayağı qızğa qantip ceteerin bilbey, döñgö çığıp otursa, üç kişi muştaşıp catat. (Ertesi gün Kuuçükö o kıza nasıl ulaşacağını düşünür. Tepeye çıkıp otururken orada üç insanın dövüştüğünü görür.) (1) Ertesi xan cüz teñgeni qamıştın arasına çaçtırıp: "Uşu teñgeni taap ber!" - dedi. (Ertesi gün han, yüz kuruşu kamışların arasına saçarak: "Şu kuruşları buluver!" der.) (2) Ertesi bala qoyğo, ağaları toyğo ketti. bakmaya, ağabeyleri ise toya giderler.) (5) (Ertesi sabah çocuk koyunlara Ertesi qan ağası ceti töögö altın, kümüş zer artıp berip, canına ceti coldoş qoşup: Ceti töönün pulun kerek-carağıña cumşap, köz körgüs, qulaq uqqus cerge barıp ooqat qıl dep, cönötüp ciberet. (Ertesi sabah han ağabeyi, yedi

20 deveye altın, gümüş yükler. Yanına yedi adam verip: "Yedi develik parayla geçinebileceğin, kulağın duymayıp gözün görmeyeceği yere gidip yaşa." diyerek onu yollar.) (7) Qan ertesi quşun qondurup, cigitterin eerçitip çıqtı. (Han ertesi gün kuşunu alıp yiğitleriyle ava çıkar.) (8) Ertesi qan kele catqanda kök bıştı: Madılgen suluu, qan sağa qırq iyik sap casap ber. dep qırq tabılğı alıp kelet. (Ertesi gün han gelmeye hazırlandığında mavi bıştı at: "Madılgen güzel, han sana. Kırk iyik sap yap. diye kırk tabılgı getirecek.) (15) Ertesi Cançarqan altımış vaziri menen uuğa barıptır. (Ertesi gün Cançarqan altmış veziri ile ava çıkmış.) (17) Ertesi cük artıp catsa, kempir canına kelip: Aylanayın baldarım, keçegi silerdin caqşılığıñardı qantip unutayın, menin qolumdan kelgeni uşul, ooz tiyip ketkile. dep qolundağı talqanın beret. (Ertesi gün yükleri yüklerken yaşlı kadın gelip: "Ah, çocuklarım, sizin dünkü iyiliğinizi nasıl unutayım? Benim elimden gelen de şuncacık şey. Tadına bakın." diyerek elindeki helvayı verir.) (18) Kündördün birinde... Kündördün birinde qandın ayalı ölöt. (Günlerden bir gün hanın karısı ölür.) (1) Kündördün birinde Israyıl: Bul Ismayıl ağam öz el-curtun, ata-enesin, qala berse meni da esinen çığarıp, qandın dünüyösünö, Gülcamaldın camalına mas bolup catıp alğanı qanday? dep oylodu. (Günün birinde İsmayil: Bu İsmayil ağam kendi halkını, anne-babasını, sonra beni de unuttu. Hanın hazinesiyle Gülcamal ın güzelliğiyle sarhoş oldu. Bu nasıl iş?" diye düşündü.) (3) Kündördün birinde Çır totu: Külanda suluu, qanğa bir sıyra ılayıq kiyim casa, qandın qırq vazirine da asıl buyumdardan bir sıyra kiyim tik, anan qandı qırq vaziri menen qonoqqo çaqır dedi. (Günlerden bir gün konuşan papağan:

21 "Külanda güzel, hana uygun giysi yap, hanın vezirlerine de giysi hazırla, sonra hanı kırk veziri ile birlikte eve çağır." der.) (9) Kündördün birinde abışqa uqtap catıp tüş köröt. (Günlerden bir gün, yaşlı adam uyurken bir rüya görür.) (11) Kündördün birinde Madılgen suluu tolğotup qalat. (Günlerden bir gün Madılgen güzelin doğum sancısı başlar.) (15) Kündü qubalap tün, tündü qubalap kün kele beret. Kündü qubalap tün, tündü qubalap kün kele beret. (Günler, geceler birbirini kovalayıp süratle geçer.) (5) Oşentip Oşentip, Aqçükö qan bolup qaldı. (Böylece Aqçükö, han olur.) (1) Oşentip köz açıp cumğuça tört kün ötüp ketti. (Böylece göz açıp kapayıncaya kadar dört gün geçer.) (7) Oşentip, baldar boy tartat. (Böylece çocuklar büyürler.) (9) Oşentip, aydın carığı menen Köçpösbay köçüp cönöyt. (Böylece ay ışığı ile Köçpösbay yola çıkmış.) (13) Oşentip, kündön-kün, cıldan-cıl ötöt. (Böylece günler, yıllar geçer.) (15) Oşentip, Ayököngö barışat. (Böylece Ayaköngö ulaşırlar.) (16) Oşondo Oşondo Canadıldın atı: Erteñ alar kelgençe özüñ batqanday üñkür qazıp, caşırınıp cat, men bolsom, coor at bolup ottop tura bereyin. (O zaman Canadıl'ın atı: "Yarın onlar gelince kendin sığabileceğin kadar bir çukur kazıp içine gizlen, ben yine uyuz at olup otlayarak durayım.) (6)

22 Oşondo Canadıl eki qap et, eki boo taramış, eki boo cantaq alıp cönögön eken. (O zaman Canadıl iki çuval et, iki demet kayış, iki demet deve dikeni alıp yola çıkmış.) (6) Oşondo cigit turup: Qoy, ceti cigitim bul işti bilip qalsa, canıma zıyan qılar. (O zaman çocuk ayağa kalkıp: Yedi yiğit bu işi öğrenirlerse, bana zarar verebilirler. ) (7) Oşondo alp qara quştun balapandarı enesine: Camandıqtı körsötölübü, ce caqşılıqtı körsötölübü? dedi. (O zaman Alp Kara Kuş un yavruları: "Kötülüğü mü gösterelim, yoksa iyiliği mi?" derler.) (14) Oşondo kök bıştı: Emi artıñdan qara çaar colbors bolup kelip quu ingendi cep ketet, qılçaybay kete ber. deyt. (O zaman mavi bıştı at: "Şimdi arkandan kara benekli kaplan olarak gelip Kuu İngen'i yiyecek. İstifini bozmadan yürümeye devam et." der.) (15) 1.1.3. BİTİŞ KALIPLARI Masalın bittiğini gösteren formellerdir. Kırgız masallarında genellikle aynı kalıpların tekrarlandığını, değişik örneklerine çok fazla rastlanmadığını görürüz. Onlardan da bazıları şunlardır: aman-esen elin coodon saqtap köp cıl ömür sürüptür. El aman, cer aman, amalduu acıdaardan qutulğan qan murdağı qalıbına kelip, aman-esen elin coodon saqtap köp cıl ömür sürüptür. (Halk ve yurt sapasağlam, ejderhadan kurtulan han da eski haline dönmüş. Sağlıklı bir şekilde çok yıl yaşamış.) (8) baqtı-muratına cetip caşap qalıptır. Şaan-şököt menen bala Erqayımdı üyünö köçürüp kelip, ortonçu ağasına qızdın ecesin alıp berip, baqtı-muratına cetip caşap qalıptır. (Görkemli bir düğün yaptıktan sonra çocuk, Erkeayım'ı evine getirir. Ortanca ağabeyini Erkeayım ın ablasıyla evlendirir. Muratlarına ulaşarak mutlu bir şekilde yaşarlar.) (5)

23 baqtıluu caşaşat eken. Alar azırqığa çeyin baqtıluu caşaşat eken. (Onlar hala mutlu yaşıyorlarmış.) (19) baqtı-muratqa cetip, cırğap catıp qalat. Bala eline kelip, ortonçu ağasın taap, şuru közdüü, bermet caştuu quştu atasına alıp berip, özü bayağı qızğa üylönüp, baqtı-muratqa cetip, cırğap catıp qalat. (Çocuk yurduna döner. Ortanca ağabeyini bulur. Mercan gözlü, inci yaşlı kuşu alıp babasına verir. Kendisi o kızla evlenir ve muradına erer. Mutluluk içinde yaşar.) (14) cırğap catıp qalışqan eken. Qayra öz cerine köçüp kelip, cırğap catıp qalışqan eken. (Tekrar kendi yurtlarına taşınıp mutlu yaşarlar.) (6) Balanın köñülü caylanıp, qızdı baqqan ata-enesin altın bulaqtağı sarayğa köçürüp barıp, cırğap catıp qalğan eken. (Çocuk çok mutlu olmuş, kızı ve kendisini evlat edinen anne-babasını da altın pınardaki saraya yerleştirip hep beraber mutlu bir hayat sürdürmüşler.) (7) Oşentip, qan baldarın, ayalın taap, neçen kün, neçen tün toy berip, cırğap catıp qalışqan eken. (Böylece han, çocuklarıyla hanımını bulmuştur. Birkaç gün düğün yaparlar. Mutluluk içinde yaşarlar.) (9) Qan ubadası boyunça qızın berip, cırğap catıp qalğan eken. (Han verdiği sözü tutarak kızını çocuğa verir ve refah içinde yaşarlar.) (10) Bay süyünüp, uulu menen körüşüp, aşıñ toyğo aylandırıp, cırğap catıp qalğan eken. (Bey sevinip oğluna sarılır. Yas yemeğini toya çevirir. Refah içinde yaşamaya devam etmiş.) (13) Cırğap quunap catıp qalğan eken. Kempir-çal baldarın körüp, ketkeni kelip, kemtigi tolup cırğap-quunap catıp qalışqan eken. (Karı koca çocuklarını görüp onlara kavuştukları için sevinirler.) (11)

24 Oşentip Oşentip, qan baldarın, ayalın taap, neçen kün, neçen tün toy berip, cırğap catıp qalışqan eken. (Böylece han, çocuklarıyla hanımını bulur, birkaç gün düğün yapar, mutluluk içinde yaşarlar.) (9) Oşentip, bala menen kerben başı sooda qılğan mülktörün alıp, içik cönündö meldeşken qandın qızın alıp, coldoğu eki qızdı alıp, bayağı bulaqtağı kempirdin malın alıp, eki cüz cıyırma töönün cügü menen Soqurbaydın üyünö kelip tüşüşöt. (Böylece, oğlan ile kervanbaşı ticarette kazandıkları malları, kürk sayesinde elde ettikleri han kızını ve yoldaki iki kızı ve o pınar başındaki cadının mallarını da alıp iki yüz yirmi devenin yükü ile Sokurbay'ın evine gelirler.) (18) Oşentip.cırğap quunap catıp qalğan eken. Oşentip eki bir tuuğan eki şaarğa qan bolup cırğap quunap catıp qalğan eken. (Böylece iki kardeş iki şehre han olmuş, mutluluk içinde yaşamaya devam etmişler.) (1) Oşentip, Alnazar eli-curtu, bala-baqırası menen cırğap-quunap catıp qalğan eken. (Böylece Alnazar halkıyla, yurduyla ve çoluk çocuğuyla mutluluk içinde yaşamış.) (2) Oşentip, Canek mergen el-curtu, balası menen cırğap-quunap catıp qalıptır. (Böylece Canek, halkıyla ve çocuğuyla mutluluk içinde yaşar.) (12) Oşentip, Akimqan uulu Aytomuştu öz orduna qan kötörüp, Küntomuştu küyöögö berip, cırğap-quunap catıp qalğan eken. (Böylece Akimkan oğlu Aytomuş'u kendi yerine han yapar. Küntomuş'u evlendirir ve mutlu bir yaşam sürerler.) (15) Oşondon kiyin Oşondon kiyin Mendirman qan bolup caşap qalğan eken. (Bundan sonra Mendirman han olup yaşamaya devam etmiş.) (16)

25 1.2. KIRGIZ MASALLARI İLE İLGİLİ YAPILMIŞ ÇALIŞMALAR Kırgız masallarıyla ilgili araştırmalar 19. Yüzyılda başlar. Yapılan ilk derleme ve çalışmalar daha çok Kırgızların hayatını, kültürünü ve yaşadıkları yerleri öğrenmek isteyen Rus misyoner seyyahları tarafından yapılmıştır. 27 Kırgız masallarıyla ilgili ilk derleme faaliyetleri Kazak folklorcu Çokan Velihanov ve Rus Türkolog Radlov tarafından yapılmıştır. Velihanov, Isık-Köl bölgesinden 1856 yılında derleme çalışmaları yapar. Radlov ise, Sarıbagış ve Solto boyundan derlediği malzemeleri Proben in 5. cildinde yayımlar. Kırgız masallarıyla ilgili ilk derlemeleri Ebubekir Divayev le başlatmak mümkündür. Divayev in Sır-Derya Bölgesi Kırgızlarından derlediği folklor malzemeleri arasında masallar da bulunmaktadır. 28 1900 yılında F.Poyarkov tarafından yayımlanan Kara-Kirgizskie Legendi, Skazki i Verovaniya adlı eserde Kırgızlara ait masallar, dini inançlar ve efsaneler ele alınmıştır. 29 Kırgız masallarını sistemli bir şekilde derleyenlerin başında köy öğretmeni olan Kayum Miftakov gelir. Miftakov, 1921 yılında öğretmenlik yaptığı Tört Kol köyündeki okulda Kırgız folklorunu derlemek amacıyla bir dernek kurar. Bu derneğin üyeleri vasıtasıyla Kırgızistan ın her tarafından folklor malzemeleri derlenir. Miftakov, derlenen malzemelerden hareketle Kırgız Halk Edebiyatın Cıynoo Coldoru, Kırgız Folkloru Boyunça Tüşünük ve Kırgız El Adabiyatın Tartipke Saluu Sheması adlarında üç kitap yazarak İlimler Akademisinin El Yazmaları Bölümüne teslim eder. Bugün bu yazmalar adı geçen akademinin ilgili bölümünde 361, 366 ve 356 envanter numaralarıyla kayıtlıdır, tarafımızdan incelenmiştir. Kırgız masallarıyla ilgili yapılan çalışmalar arasında D.M. Brudnov tarafından 1977 yılında Kirgizskie Narodnie Skazki adında yayımlanan 27 ERGUN, Metin; Türk Dünyası Efsanelerinde Değişme Motifi, Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Yayınları, Ankara, 1997, c.1-2, s.90. 28 KARADAVUT, Zekeriya; Kırgız Masalları, Konya, 2006, s.6. 29 POYARKOV, F.; Kara-Kirgizskie Legendi, Skazki i Verovaniya, Verniy, 1900.