KURUMLARDA ZARAR MAHSUBU (5520 Sayılı Kanun la Getirilen Yeni Esaslar)



Benzer belgeler
YENİ KVK KAPSAMINDA YAPILAN VERGİSİZ ŞİRKET DEVİRLERİ VE DEVRALINAN ŞİRKETE AİT ZARAR MAHSUP HAKKININ DEVRALAN ŞİRKET TARAFINDAN KULLANILMASI

Anahtar Kelimeler: Geçmiş yıl mali zararı, devir, tam bölünme, aynı faaliyete devam şartı, kıst dönem zararı, zarar mahsubu.

GEÇMİŞ YIL ZARARLARININ BİLANÇO KALEMLERİNDEN MAHSUP EDİLMESİ HALİNDE BEYANNAME ÜZERİNDE İNDİRİM HAKKI ORTADAN KALKAR MI?

FAALİYETİNİ TERK EDEN BİR MÜKELLEFİN TERK DÖNEMİNE AİT ZARARLARININ MAHSUBU MÜMKÜN MÜDÜR

ESKİŞEHİR TİCARET ODASI

TASFİYEYE GİREN KURUMLARDA GEÇMİŞ YIL ZARARLARININ MAHSUBU

mali açıklamalar YÖNTEM YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK ve BAĞIMSIZ DENETİM A.Ş.

-Satış konusunun taşınmaz, iştirak hissesi, kurucu senetleri,intifa senetleri, rüçhan hakkı olması,

KURUMLAR VERGİSİ KANUNU 9. MADDESİNDE TANIMLANAN ZARAR MAHSUBU MÜESSESESİ VE ÖZELGELER IŞIĞINDA DEĞERLENDİRİLMESİ

BÖLÜNME SURETİYLE ELDE EDİLEN HİSSE SENETLERİNİN İKTİSAP TARİHİ

Özet: Gelir Vergisi Genel Tebliğ Taslağında; 6009 sayılı Gelir Vergisi Kanunu ve Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına

YENİ KURUMLAR VERGİSİ KANUNU TASARISINA GÖRE TAŞINMAZLAR VE İŞTİRAK HİSSELERİ SATIŞ KAZANCI İSTİSNASI. İrfan VURAL Gelirler Kontrolörü

SİRKÜLER NO: POZ-2008 / 61 İST,

içinde işletmenin tasfiyesi halinde de bu hükmün uygulanacağı ifade edilmektedir.

İstanbul, SİRKÜLER ( )

SİRKÜLER İstanbul, Sayı: 2012/36 Ref: 4/36

VERGİ SİRKÜLERİ NO: 2009/24 TARİH: Bazı Varlıkların Milli Ekonomiye Kazandırılması Hakkında Kanuna İlişkin 2 Seri Numaralı Genel Tebliğ

denetim güç katar Yeminli Mali Müşavirlik & Denetim & Danışmanlık

YATIRIM İNDİRİMİ İLE İLGİLİ GELİR VERGİSİ GENEL TEBLİĞİ YAYIMLANDI

MALİ MEVZUAT SİRKÜLERİ NO : 2010 / 60

KURUMLAR VERGİSİ KANUNU NDA YER ALAN 5/1-H İSTİSNASI

UYGULAMA ÖRNEKLERİYLE BÖLÜNME BİRLEŞME VE TASFİYE İŞLEMLERİ. (Vergi Hukuku-Ticaret Hukuku-AB Hukuku) İÇİNDEKİLER

YATIRIM İNDİRİMİ İSTİSNASINI KALDIRAN GVK NUN GEÇİCİ 69.MADDESİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ

Muhasebe Müdürlüğü ne

BAZI VARLIKLARIN MİLLİ EKONOMİYE KAZANDIRILMASI HAKKINDA KANUN

VARLIK BARIŞI OLARAK ADLANDIRILAN KANUNİ DÜZENLEME RESMİ GAZETEDE YAYINLANMIŞTIR

karar vermiş ve bu Karar, 8 Ocak 2010 tarihinde yürürlüğe girmişti.

SĐRKÜLER Đstanbul, Sayı: 2011/112 Ref: 4/112

Sirküler no: 083 İstanbul, 14 Ağustos 2009

3) Beyan Edilen, Bildirilen Varlıklar Üzerinden Ödenecek Vergi Tutarı ve Ödenen Verginin Gider Kabul Edilebilme Durumu;

4 Seri No.lu Kurumlar Vergisi Kanunu Genel Tebliği Yayımlandı DUYURU NO:2009/70

VARLIK BARIŞI İLE İLGİLİ HATIRLATMALAR

VERGİYE UYUMLU BAZI MÜKELLEFLERE GELİR/KURUMLAR VERGİSİ İNDİRİMİ GETİRİLDİ:

BAZI VARLIKLARIN MİLLİ EKONOMİYE KAZANDIRILMASI HAKKINDA 5811 SAYILI KANUN

6736 Sayılı Kanun Kapsamında Varlık Barışı Sunumu Sirküler

5520 Sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu*

DEĞER YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK A.Ş.

İŞTİRAK ETTİĞİ ŞİRKETİ DEVİR SONRASI BİLANÇODA

Murat KÖSEOĞLU Serbest Muhasebeci Mali Müşavir

Kurumlar Vergisi Matrahının Tespitinde Zarar Mahsubu Uygulaması ve Özellik Arz Eden Hususlar

KISMİ BÖLÜNME SONUCU ELDE EDİLEN HİSSELERİN ELDEN ÇIKARILMASI

F- DÜZELTME Özel Tüketim Vergisi Kanununun 15 inci maddesinin (1) numaralı fıkrası uygulamasında, Kanuna ekli (II) sayılı listedeki mallar için

(269 Seri No.lu Gelir Vergisi Genel Tebliği)

C) I-II-III D) IV-III

İNDİRİMİ BAKIŞ MEVZUAT VERGİSİNİ ZAMANINDA ÖDEYEN MÜKELLEFLERE VERGİ BAŞLIK. Sayı 2017/39

SİRKÜLER 2009 / 34. KOBİ Birleşmeleri İçin Öngörülen İndirimli Kurumlar Vergisi Oranı Yüzde 5 Olarak Belirlenmiştir

BAZI VARLIKLARIN MİLLİ EKONOMİYE KAZANDIRILMASI HAKKINDA KANUN (VARLIK BARIŞI KANUNU) RESMİ GAZETE DE YAYIMLANARAK YÜRÜRLÜĞE GİRDİ.

SİRKÜLER RAPOR 2 SERİ NO LU KURUMLAR VERGİSİ GENEL TEBLİĞİ. Sirküler Tarihi: Sirküler No: 2008/53

TASFİYEYE GİREN KURUMLARDA BEYANNAME VERME SÜRELERİ

GELİR VERGİSİNE TABİ MÜKELLEFLERE GÖRE; KURUMLAR VERGİSİ MÜKELLEFLERİNİN VERGİSEL AVANTAJLARI TÜR DEĞİŞTİRME

YURTDIŞI İŞTİRAKTEN ELDE EDİLEN KAR PAYLARININ VERGİSEL DURUMU

DEĞER YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK A.Ş.

YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK LTD.ŞTİ.

Sirküler no: 044 İstanbul, 27 Mayıs 2010

Arkan&Ergin Uluslararası Denetim ve Y.M.M. A.Ş.

TEBLİĞ. Maliye Bakanlığından: KURUMLAR VERGĠSĠ GENEL TEBLĠĞĠ (SERĠ NO: 4)

2012 KURUMLAR VERGİSİ BEYANNAMESİ ÜZERİNDEN HE- SAPLANAN VERGİDEN DÖNEM İÇİNDE ÖDENEN VERGİLERİN MAHSUBU

5811 Sayılı Bazı Varlıkların Milli Ekonomiye Kazandırılması Hakkında Kanunda 5917 Sayılı Kanunla Yapılan Değişiklikler

YURT DIŞINDA ÖDENEN VERGİLERİN MAHSUBU

Sat Geri Kirala İşlemi ile Sağlanan Vergisel Avantajlar. Sat Geri Kirala İşlemi ile Sağlanan Vergisel Avantajlar


ADİ ŞİRKETLERİN GENEL ÖZELLİKLERİ VE BU ŞİRKETLERİN VERGİLENDİRİLMESİ

VERGİ SİRKÜLERİ NO: 2010/52 TARİH: Yatırım İndirimi İstisnası Uygulamasına İlişkin 276 Seri No lu Gelir Vergisi Tebliği

Kurumlar Vergisi Kanunu Sirküleri Sayılı (Seri, Sıra Numarası, No : 03 Sayılı)

YATIRIM İNDİRİMİNDE TERCİH SORUNU

YURT DIŞI İŞTİRAK VE ŞUBE KAZANÇLARINA TANINAN İSTİSNA SONRASINDA YURT DIŞI İŞTİRAK VE ŞUBE ZARARLARININ DURUMU

SİRKÜLER. Tarih: Sayı:2017/20 KATMA DEĞER VERGİSİ GENEL UYGULAMA TEBLİĞİNDE DEĞİŞİKLİK YAPAN 10 SERİ NOLU KDV TEBLİĞİ HAKKINDA

KOBİ BİRLEŞMELERİNDE İNDİRİMLİ KURUMLAR VERGİSİ ORANI UYGULAMASI. Ali ÇAKMAKCI. Yeminli Mali Müşavir. Bağımsız Denetçi

86 SERİ NO'LU GİDER VERGİLERİ GENEL TEBLİĞ TASLAĞI

VERGİYE UYUMLU MÜKELLEFLER İÇİN % 5 LİK VERGİ İNDİRİMİ 13 MART 2019

İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı KURUMLAR VERGİSİ KANUNUNDA ÖZELLİK ARZ EDEN HUSUSLAR

Kurumlar Vergisi Kanunu nda Yapılması Öngörülen Değişiklikler* 15 Mart 2006

Matrah Ve Vergi Artırımı (Madde: 5)

SİNERJİ SİRKÜLER RAPOR

Sözkonusu Maddede; yurtdışındaki kıymetlerin beyanına imkan sağlanmış, yurtiçindeki varlıklarla ilgili bir düzenlemeye yer verilmemiştir.

Sirküler Rapor Mevzuat /128-2 SERMAYE ŞİRKETLERİNDE SERMAYE ÜZERİNDEN HESAPLANAN FAİZİN VERGİ MATRAHINDAN İNDİRİMİNE İLİŞKİN BKK YAYIMLANDI

SİRKÜLER NO: YORDAM 2010/S 16 İST ÜCRET GELİRLERİNE İLİŞKİN GELİR VERGİSİ TARİFESİ YENİDEN YAYINLANDI

alfa ymm İstanbul, 17/08/2009 ALFA GENELGE 2009/32 Konu : Varlık Barışı İçin Yeniden Tanınan İmkan

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumundan:

T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI Mükellef Hizmetleri Usul Grup Müdürlüğü

GVK nun Geçici 67. Maddesi Kapsamında Elde Edilen Gelirlere İlişkin GVK Genel Tebliği Yayımlandı DUYURU NO:2007/12 İstanbul,

VERGİ SİRKÜLERİ NO : 2008/45 TARİH : 24/11/2008

Türkiye den Yurtdışında Yerleşiklere Verilen Hizmetlerde Vergi İndirimi

BAZI VARLIKLARIN MÝLLÝ EKONOMÝYE KAZANDIRILMASI HAKKINDA KANUNA ÝLÝÞKÝN GENEL TEBLÝÐ Çarþamba, 17 Aralýk 2008

HİSSE SENEDİ SATIŞLARINDAN DOĞAN KAZANÇLARIN VERGİLENDİRİLMESİ

YENİ VARLIK BARIŞI HAKKINDA BİLİNMESİ GEREKENLER

TRANSFER FİYATLANDIRMASINDA HAZİNE ZARARI. Ramazan BİÇER. I. Giriş

KURUMLAR VERGİSİ GENEL TEBLİĞİ (SERİ NO: 1) NDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR TEBLİĞ (SERİ NO: 9)

VERGİ SİRKÜLERİ NO: 2009/57 TARİH:

VERGİ SİRKÜLERİ NO: 2016/41 TARİH: 10/05/2016

Varlık Barışında Süre Uzatımı

Maliye Bakanlığı (Gelir İdaresi Başkanlığı) ndan: GELĠR VERGĠSĠ GENEL TEBLĠĞĠ (SERĠ NO: 292)

T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI BÜYÜK MÜKELLEFLER VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI Mükellef Hizmetleri Grup Müdürlüğü

SORU 1) 22 Kasım 2008 tarihinde yürürlüğe giren 5811 sayılı Bazı Varlıkların Milli Ekonomiye Kazandırılması Hakkında Kanun un amacı nedir?

İştirak Kazançları İstisnası Kontrol Edilen Yabancı Şirket

Sirküler no: 071 İstanbul, 6 Ağustos 2010

SİRKÜLER RAPOR

Yazar ALİ KARAKUŞ Perşembe, 30 Mayıs :20 - Son Güncelleme Perşembe, 30 Mayıs :22

SAYI : 2014 / 26 İstanbul,

Transkript:

Denet Sirküler Denet Yayıncılık A.Ş. Tel : 0212 275 96 90/274 77 06 Avni Dilligil Sokak No:6 Faks : 0212-272 62 16/272 33 23 34394 Mecidiyeköy-İSTANBUL E-mail: bdo.denet@bdodenet.com.tr Web : www.bdodenet.com.tr Sirküler Tarihi : 10.07.2006 Sirküler No : 2006/070 KURUMLARDA ZARAR MAHSUBU (5520 Sayılı Kanun la Getirilen Yeni Esaslar) 1. GENEL AÇIKLAMA : Bilindiği üzere, Kurumlar Vergisi Kanunu yeniden yazılmış ve 5520 sayılı Kanun olarak yürürlüğe girmiştir. Yeni Kurumlar Vergisi Kanunu hakkındaki genel ve özet açıklamalarımız 2006/066 no.lu Sirkülerimizde yer almıştır. Yeni Kanun un yürürlüğe girmesiyle eş zamanlı olarak 5422 sayılı eski Kurumlar Vergisi Kanunu yürürlükten kaldırılmıştır. Yeni Kanun un Resmi Gazete de yayım tarihi ve genel olarak yürürlüğü 21.06.2006 olmakla beraber ekseri maddeleri 01.01.2006 dan itibaren geçerli olmak üzere yürürlüğe girmiş olup, yürürlüğün bu şekilde geçmişten başlatılması bu maddelerin bazıları itibariyle hukuki olmayan durumlara sebebiyet vermiştir. Bu Sirkülerimizde yeni Kurumlar Vergisi Kanunu nundaki geçmiş dönem zararlarının kurum kazancından mahsubu konusu özet olarak ele alınmıştır. Özet diyoruz çünkü yeni Kanun daki zarar mahsubuna ilişkin 9 uncu maddede Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usulleri belirlemeye Maliye Bakanlığı yetkilidir hükmü yer almakta olup, Bakanlık henüz bu yetkisini kullanarak bir açıklamada bulunmamıştır. 2. ZARAR MAHSUBUNA İLİŞKİN ESKİ VE YENİ MADDE METİNLERİ : 2006/117 sayılı Duyurumuzda, yürürlükten kaldırılan 5422 sayılı eski Kurumlar Vergisi Kanunu yla bunun yerine yürürlüğe giren 5520 sayılı yeni Kurumlar Vergisi Kanunu nun birbirine denk gelen madde metinleri karşılıklı olarak bilgilerinize sunulmuştur.

DENET 2006/070-2 Konumuz olan zarar mahsubuna ilişkin eski ve yeni madde metinleri aşağıdadır : Zarar Mahsubu ve Diğer İndirimler Mükerrer Madde 14 - (5228 sayılı Kanunun 32 inci maddesiyle eklenen mükerrer madde, Yürürlük; 31.7.2004) 1. Kurumlar vergisi matrahının tespitinde, kurumlar vergisi beyannamesi üzerinde ayrıca gösterilmek üzere, kurum kazancından aşağıdaki indirimler yapılır. a) Her yıla ilişkin tutarlar ayrı ayrı gösterilmek ve beş yıldan fazla nakledilmemek koşuluyla geçmiş yılların malî bilançolarına göre meydana gelen zararlar (aynı sektörde faaliyet göstermesi, son beş yıla ilişkin kurumlar vergisi beyannamelerinin kanunî süresinde verilmiş olması koşullarıyla 37 ve 39 uncu maddeler çerçevesinde devir alınan kurumların, devir tarihi itibarıyla aktif toplamını geçmeyen zararları ile 38 inci maddede belirtilen bölünme işlemi sonucu münfesih olan kurumun aktif toplamını geçmeyen zararları dahil). Tam mükellefiyette yurt dışı faaliyetlerden doğan zararlar, faaliyette bulunulan ülkenin vergi kanunlarına göre beyan edilen vergi matrahlarının (zarar dahil) her yıl o ülke mevzuatına göre denetim yetkisi verilen kuruluşlarca rapora bağlanması ve bu raporun aslı ile tercüme edilmiş bir örneğinin Türkiye'deki ilgili vergi dairesine ibrazı halinde indirim konusu yapılır. Denetim kuruluşlarınca hazırlanacak raporun ekinde yer alan vergi beyanlarının, bilanço ve kâr-zarar cetvellerinin o ülkedeki yetkili malî makamlarca onaylanması zorunludur. Faaliyette bulunulan ülkede denetim kuruluşu olmaması halinde, her yıla ait vergi beyannamesinin, o ülke yetkili makamlarından alınan birer örneğinin mahallindeki Türk elçilik ve konsoloslukları, yoksa orada Türk menfaatlerini koruyan ülkenin aynı mahiyetteki temsilcilerine onaylatılarak, aslının ve tercüme edilmiş bir örneğinin ilgili vergi dairesine ibrazı yeterlidir. Türkiye'de indirim konusu yapılan yurt dışı zararın, ilgili ülkede de mahsup edilmesi veya gider yazılması halinde, Türkiye'deki beyannameye dahil edilecek yurt dışı kazanç, mahsup veya gider yazılmadan önceki tutardır. Türkiye'de kurumlar vergisinden istisna edilen kazançlarla ilgili yurt dışı zararlar, yurt içindeki kazançlardan indirilmez. Zarar mahsubu MADDE 9- (Yürürlük, 01.01.2006 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere 21.06.2006) (1) Kurumlar vergisi matrahının tespitinde, kurumlar vergisi beyannamesinde her yıla ilişkin tutarlar ayrı ayrı gösterilmek şartıyla aşağıda belirtilen zararlar indirim konusu yapılır: a) Beş yıldan fazla nakledilmemek şartıyla geçmiş yılların beyannamelerinde yer alan zararlar. Kanunun 20 nci maddesinin birinci fıkrası çerçevesinde devralınan kurumların devir tarihi itibarıyla öz sermaye tutarını geçmeyen zararları ile 20 nci maddenin ikinci fıkrası kapsamında gerçekleştirilen tam bölünme işlemi sonucu bölünen kurumdaki öz sermayesinin devralınan tutarını geçmeyen ve devralınan kıymetle orantılı zararların indirilmesinde aşağıdaki şartlar ayrıca aranır: 1) Son beş yıla ilişkin kurumlar vergisi beyannamelerinin kanuni süresinde verilmiş olması, 2) Devralınan kurumun faaliyetine devir veya bölünmenin meydana geldiği hesap döneminden itibaren en az beş yıl süreyle devam edilmesi. Bu şartların ihlâli halinde, zarar mahsupları nedeniyle zamanında tahakkuk ettirilmeyen vergiler için vergi ziyaı doğmuş sayılır. b) Türkiye'de kurumlar vergisinden istisna edilen kazançlarla ilgili olanlar hariç olmak üzere, beş yıldan fazla nakledilmemek şartıyla yurt dışı faaliyetlerden doğan zararlar; 1) Faaliyette bulunulan ülkenin vergi kanunlarına göre beyan edilen vergi matrahlarının zarar dahil, her yıl o ülke mevzuatına göre denetim yetkisi verilen kuruluşlarca rapora bağlanması, 2) Bu raporun aslı ile tercüme edilmiş bir örneğinin Türkiye'deki ilgili vergi dairesine ibrazı, halinde indirim konusu yapılır. Denetim kuruluşlarınca hazırlanacak raporun ekinde yer alan vergi beyanlarının, bilanço ve gelir tablosunun, o ülkedeki yetkili malî makamlarca onaylanması zorunludur. Faaliyette bulunulan ülkede denetim kuruluşu olmaması halinde, her yıla ait vergi beyannamesinin, o ülke yetkili makamlarından alınan birer örneğinin mahallindeki Türk elçilik ve konsoloslukları, yoksa orada Türk menfaatlerini koruyan ülkenin aynı mahiyetteki temsilcilerine onaylatılarak, aslının ve tercüme edilmiş bir örneğinin ilgili vergi dairesine ibrazı yeterlidir. Türkiye de indirim konusu yapılan yurt dışı zararın, ilgili ülkede de mahsup edilmesi veya gider yazılması halinde, Türkiye deki beyannameye dahil edilecek yurt dışı kazanç, mahsup veya gider yazılmadan önceki tutardır. (2) Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usulleri belirlemeye Maliye Bakanlığı yetkilidir. NOT : Yukarıdaki hüküm 01.01.2006 tarihinden geçerli olmak üzere yürürlükten kaldırılmıştır. (5520 sayılı Kanun un 36 ncı maddesi)

DENET 2006/070-3 3. KURUMUN KENDİ GEÇMİŞ DÖNEM ZARARLARINI MAHSUP ETMESİ : Kurumların kendi geçmiş dönem mali zararlarının daha sonraki beş döneme ait mali karlardan mahsup edilmesine ilişkin hüküm aynen korunmuştur. Örneğin, önceki yıllarda zararı bulunmayan ve 2006 yılı kurumlar vergisi beyannamesinde vergi matrahı olarak zarar gösteren bir kurum, bu zararını 2007, 2008, 2009, 2010 ve en son 2011 yılı mali karından mahsup edebilecek, bu beş yılda mali kar oluşmaması veya oluşan mali karın 2006 yılı mali zararından düşük olması nedeniyle mahsup imkanı bulunamayan zarar, 2012 ve müteakip yıllarda mahsup edilemeyecektir. Yukarıdaki iki madde metni mukayese edildiğinde görüleceği üzere mahsup edilecek zarar ; - Eski Kanun da..geçmiş yılların mali bilançolarına göre meydana gelen zararlar.. şeklinde ifade edilmişken yeni Kanun da -..geçmiş yılların beyannamelerinde yer alan zararlar ifadesi kullanılmıştır. Söz konusu ibare değişikliği eskiye göre yeni bir durum meydana getirmiş değildir. Çünkü eski ibare ile kastedilen zarar da yine ticari bilançoda görülen zarar değil kurumlar vergisi beyannamesinde görülen ve vergisel nitelik taşıyan (negatif matrah anlamındaki) rakam idi. Nitekim eski metinde mali bilançolarına göre ibaresindeki mali kelimesi bu zararın vergisel anlamdaki zarar olduğunu ifade etmekte, böyle anlaşılmakta ve uygulanmaktaydı. Zaten ticari bilançoda görülen zararın vergisel sonuç olarak dikkate alınması mümkün değildir. Çünkü ticari bilançodaki sonuca kanunen kabul edilmeyen giderlerin ilavesi, istisnaların ve diğer indirimlerin düşülmesi sonucunda vergisel neticeye ulaşılabilmekte ve bu vergisel anlamdaki zarar ticari bilançodaki kar veya zarara göre çok farklı olabilmektedir. Hatta geçmişte ortakların şirkete para veya sair iktisadi değerler koyarak veya alacaklarından vazgeçerek, şirket bilançosundaki zararı kapatıp görünmez hale getirmelerinin zarar mahsup hakkını etkilemeyeceği konusunda mukteza ve yargı kararlarına rastlanmıştır. Dolayısıyla yeni Kanun daki geçmiş yılların beyannamelerinde yer alan zararlar ibaresi daha doğru ve net bir ibare olmakla beraber eski anlayış ve uygulamaya göre farklı bir hususu kastetmemektedir. Özet olarak kurumlar eskiden olduğu gibi, geçmiş dönem kurumlar vergisi beyannamelerinde gösterdikleri vergisel anlamdaki zararları izleyen beş yıl içinde oluşacak vergisel anlamdaki kazançlarından mahsup etme hakkına sahiptirler. 4. DEVRALINAN KURUMUN DEVİR ÖNCESİ DÖNEMLERE AİT ZARAR MAHSUP HAKLARININ DEVRALAN KURUM TARAFINDAN KULLANILMASI : Bilindiği üzere, Türk Ticaret Kanunu muz bir şirketin aynı nev iden olan bir başka şirketi komple devralarak ortadan kaldırılmasını (tasfiyesiz infisahını), devralınan şirketin ortaklarına, devralan şirketin bir kısım hisselerinin verilmesini mümkün kılmaktadır. Bu devralma işleminin belli şartlarla yapılması halinde, devralma nedeniyle kurumlar vergisi hesaplanmamaktadır. Bu şartların neler olduğu eski Kanun un 37 inci ve yeni Kanun un 19 uncu maddesinde gösterilmiş ve söz konusu şartlar, eskiye göre bir değişikliğe uğramamıştır. Buna göre, vergisiz devir için, devrolunan ve devralan şirketlerden her ikisinin de kanuni veya iş merkezlerinin Türkiye de bulunması ve münfesih kurumun devir tarihindeki bilanço değerlerinin bütün olarak (tüm kalemleriyle ve aynı rakamlar üzerinden) devralınarak, devralan şirketin bilançosuna dahil edilmesidir.

DENET 2006/070-4 Devralan şirket, devraldığı şirketin külli halefi dir. Yani devralan şirket, devraldığı şirkete ait tüm haklara sahip olduğu gibi bu şirketin geçmişiyle ilgili tüm sorumlulukları da üstlenmiş olur. Yukarıdaki şartlara uygun olarak devralınmış bulunan şirketin devrinin tescil edildiği tarih itibariyle verilen kurumlar vergisi beyannamesindeki vergisel zarar ve devralınan kurumun daha önceki 5 yıla ait olup devir tarihine kadar kullanamadığı diğer zarar mahsup hakları, devralan kurum tarafından ve kalan süre ile sınırlı olarak kullanılabilmektedir. Devir alınan şirketin zarar mahsup haklarının devralan şirket tarafından kullanılabilmesinde aşağıdaki şartların göz önünde tutulması gerekir. - İşlemin devir niteliğini taşıması yani devralan ve devrolunan şirketlerden her ikisinin de kanuni ve iş merkezlerinin Türkiye de olması ve devralınan kurumun devir tarihindeki bilançosundaki tüm rakamların aynen devralan kurumun bilançosundaki ilgili kalemlere aktarılmış olması gerekir. - Bu devir işleminde yeni KVK nun 20 nci maddesindeki şartlara da uyulmuş olması gerekir. Yani devralınan şirket için devir tarihi itibariyle hazırlanan ve müştereken imzalanan kurumlar vergisi beyannamesinin ve daha önce verilmemişse devralınan şirkete ait bir önceki dönem kurumlar vergisi beyannamesinin, devrin ilanından itibaren 30 gün içinde devralınan şirketin vergi dairesine verilmesi, devralan şirketin devraldığı şirkete ait tahakkuk etmiş ve edecek vergi borçlarını ödeyeceğini ve diğer ödevlerini yerine getireceğini belirten bir taahhütname vermiş olması gerekir. - Zarar mahsup hakkının devralınan kurumun devir tarihindeki öz sermayesini geçmemesi gerekir. Başka bir anlatımla, devralınan kurumun devir tarihindeki öz sermayesini aşan zarar mahsup hakları devralan kurum tarafından kullanılamaz. Madde gerekçesinde buradaki öz sermayeden devralınan kuruma ait devir bilançosundaki aktif toplamından aynı bilançodaki borçların düşülmesiyle bulunan tutarın kastedildiği belirtilmiştir. (Eskiden öz sermaye yerine devralınan kurumun aktif toplamı ile sınırlı olarak devralan kuruma zarar mahsup hakkı tanınmaktaydı.) - Devralınan kurum son beş yıla ilişkin kurumlar vergisi beyannamelerini kanuni süreleri içinde vermiş olmalıdır. - Devralınan kurumun faaliyeti, devrin meydana geldiği hesap döneminden itibaren en az beş yıl süreyle devralan kurum tarafından devam ettirilmelidir. (Eskiden aranmakta olan devralınan ve devralan şirketlerin aynı sektörde faaliyet göstermesi şartı kaldırılmış bunun yerine devralınan şirketin devir tarihi itibariyle mevcut olan faaliyetinin asgari beş yıl sürdürülmesi şartı getirilmiştir.) Madde gerekçesinde konuya ilişkin olarak şu ifadelere yer verilmiştir : Yukarıda yer alan "devralınan kurumun faaliyetine devam" şartı, "aynı sektörde faaliyet gösterme" şartından daha dar kapsamlı bir şart olup faaliyetin zarar mahsubu olanağını elde ettikten sonra herhangi bir şekilde faaliyetin sınırlandırılmamasını ifade etmektedir. Faaliyetin, zarar mahsubu yapıldıktan sonra arızi hale getirilmesi veya sona erdirilmesi halinde zarar mahsubu uygulamasından yararlanılması mümkün değildir. Buradan anlıyoruz ki faaliyetin devam ettirilmesi yeterli olup, devirden sonra faaliyet hacminin küçülmesi, zarar mahsup hakkını azaltmayacak ve kaldırmayacaktır. Devralınan şirketin devir tarihinde hiçbir faaliyetinin bulunmaması durumunda ne olacağı açık değildir. Bize göre, devralınan şirketin daha önceki faaliyetlerine devam edilmesi ya da daha önceki faaliyetinden farklı da olsa bir faaliyete başladıktan sonra devralınması ve bu faaliyetin devralan şirket tarafından sürdürülmesi hallerinde, devralınan şirketin eski faaliyet kolunda uğradığı zararların devralan şirket tarafından kullanılmasına hiçbir engel yoktur.

DENET 2006/070-5 Görüldüğü gibi, devralınan kuruma ait zarar mahsup hakları yukarıdaki şartlar sağlanmak şartıyla devralan kurum tarafından kullanılabilmektedir. Devralınan kurumun faaliyetinin devam ettirilmesi şartı ise devirden sonra korunması gereken bir şarttır. Bu şartlara aykırı olarak zarar mahsup hakkı kullanılması veya şartların sonradan ihlali vergi ziyaı hükmündedir. Nitekim gerekçede şu açıklama yapılmıştır. Şartların ihlali halinde zarar mahsubu olanağı ortadan kalkacağından gerekli düzeltme işlemi yapılacak; yersiz zarar mahsubu nedeniyle zamanında tahakkuk ettirilmeyen vergiler için vergi ziyaı doğmuş sayılacaktır. Devralınan kuruma ait zarar mahsup hakkı kullanılırken 5 yıllık sürenin göz önünde tutulacağı tabiidir. Mesela 2001 yılına ait zararını mahsup edememiş bir şirket 2006 yılında devralınmışsa, bu hakkın 2006 yılında kullanılması gerekir. Devralan kurumun kazancının yetersizliği nedeniyle bu hak 2006 yılında kullanılamazsa 5 yıllık süre sınırı nedeniyle, izleyen yıllarda kullanılamaz. Zarar mahsubuna ilişkin yeni hüküm (9 uncu madde) 01.01.2006 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere 21.06.2006 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Bu yürürlük hükmüne göre 01.01.2006 ile 21.06.2006 tarihleri arasında devralınmış olan şirket zararlarının devralan kurum tarafından mahsubunda yeni hüküm ve sınırların dikkate alınması gerekmektedir. Ancak bu yürürlük hükmünden zarar gören mükelleflerin Anayasa ya aykırılık (kanunların geriye yürümezliği ilkesine aykırılık) nedeniyle davacı olmaları bize göre mümkündür. 5. ŞİRKET TÜRÜNÜN DEĞİŞTİRİLMESİ HALİNDE ZARAR MAHSUBU : Kurumlar vergisi mükellefi olan bir şirketin türünün değiştirilmesi (Limited şirketin anonim şirkete yahut anonim şirketin limited şirkete dönüştürülmesi gibi) hali, DEVİR hükmündedir. (Yeni KVK nun 19 uncu maddesi) Bu hükme göre, yeni şekle dönen şirket, eski şekildeyken beyan ettiği ve nevi değişikliğine kadar kullanamadığı zarar mahsup haklarını, yukarıdaki 4 no.lu bölümde belirttiğimiz şart ve sınırlara uymak şartıyla kullanabilecektir. 6. TAM BÖLÜNEREK İNFİSAH EDEN KURUMUN BÖLÜNME ÖNCESİNE AİT ZARAR MAHSUP HAKLARININ BUNLARI KISMEN DEVRALAN KURUMLAR TARAFINDAN KULLANILMASI : Tam bölünme, yeni KVK nun 19/3-a maddesinde tanımlanmış olup, tam mükellef bir sermaye şirketinin tasfiyesiz olarak infisah etmek suretiyle bütün mal varlığının alacaklarının ve borçlarının kayıtlı değerleri üzerinden mevcut veya yeni kurulacak iki veya daha fazla tam mükellef sermaye şirketine devredilmesi ve karşılığında tam bölünen şirketin ortaklarına devralan şirketlerden hisse verilmesidir. Türk Ticaret Kanunu tam bölünmeye müsait olmadığından bugüne kadar hiç tam bölünme yapılmamıştır. Yeni Türk Ticaret Kanunu Tasarısı nda tam bölünmeyi sağlayacak hükümlere yer verilmiştir. Yeni KVK nun 9 uncu maddesinde tam bölünme yoluyla infisah eden şirketlerin bölünme öncesinde ortaya çıkmış ve tam bölünen şirket tarafından kullanılamamış olan zarar mahsup haklarının, bu şirketi devralan şirketlerce kullanılabilmesi hükme bağlanmıştır. Bu hakkın kullanılabilmesi için Kanun da aranan şartlar şunlardır : - Devralan şirketler, bölünen kurumun öz sermayesinin devraldıkları tutarıyla sınırlı olarak zarar mahsup hakkı kullanabilirler. - Tam bölünerek infisah eden şirket, son beş yıla ait kurumlar vergisi beyannamelerini kanuni sürelerinde vermiş olmalıdır. - Tam bölünme yoluyla ortadan kalkan şirketin faaliyeti, devralan şirketler tarafından en az beş yıl süreyle devam ettirilmelidir. Burada bölünme söz konusu olduğu için tabiatıyla devralan her bir şirket kendisine intikal eden faaliyeti beş yıl süreyle devam ettirecektir.

DENET 2006/070-6 - Beş yıldan fazla nakledilmeme şartı burada da geçerlidir. Bölünerek ortadan kalkan şirketin zararının veya zarar mahsup haklarının hangi yıldan kaynaklandığına bu açıdan bakılması gerekir. Örnek vermek gerekirse, 2007 yılında tam bölünerek ortadan kalkan şirketin mahsup edilememiş geçmiş yıl zararı 2001 yılına aitse bu zarar mahsup hakkı bölünme öncesinde yok olmuş bir hak olduğundan devralan şirketlerin bu zararı mahsup etmesi mümkün değildir. Bölünen şirketi devralan şirketlerce kullanılacak zarar mahsup hakları toplamının bölünerek yok olan şirketin zarar mahsup hakkı tutarını geçemeyeceği tabiidir. Bu hakkın devralan şirketler arasında nasıl paylaşılacağı konusunda yasada devralınan kıymetle orantılı ibaresine yer verilmiştir. Buna göre, tam bölünen şirketin öz sermayesinin devralan şirketlere dağılımı oranında zarar mahsup hakkı da dağılıma konu olacaktır. Mesela öz sermayesi 100.000 YTL. olan bir şirket iki şirkete bölünmek suretiyle ortadan kalkarsa ve bu şirketlerden biri öz sermayenin 40.000 YTL. lik kısmını diğeri 60.000 YTL. lik kısmını devralmışsa, 10.000 YTL. lik bölünen şirkete ait zarar mahsup hakkı, bu iki şirket arasında 4.000 ve 6.000 YTL. şeklinde paylaşılacaktır. 7. YURT DIŞI FAALİYETLERDEN DOĞAN ZARARLARIN TÜRKİYE DEKİ KURUM KAZANCINDAN İNDİRİLMESİ : Eskiden olduğu gibi, yeni KVK da da yurtdışında uğranılan zararların belli usullerle tevsiki şartıyla Türkiye deki kurum kazancından indirilmesine izin verilmektedir. Yurtdışı zararın nasıl belgeleneceği yeni Kanun un yukarıdaki 9 uncu maddesinde detaylı olarak hükme bağlanmıştır. Maddenin sondan ikinci paragrafında, mükerrer indirimin önlenmesi için yurtdışı zararın ilgili ülkede de mahsup edilmesi veya gider yazılması halinde, Türkiye de verilecek beyannameye dahil edilecek yurtdışı kazancın bu mahsuptan veya gider kaydından önceki tutar olacağı belirtilmiştir. Yurtdışı zararın Türkiye deki kazançtan indirilebilmesi için bu zararı doğuran faaliyetten kar doğmuş olması halinde bu karın kurumlar vergisinden istisna edilmemiş olması şartı aranmaktadır. Bu hükmün asıl hedefi yeni KVK nun 5 inci maddesinin (h) bendi ile kârı kurumlar vergisinden istisna edilmiş olan, yurtdışında yapılan inşaat, onarım, montaj işleriyle teknik hizmetlerden doğan zararın Türkiye de verilecek beyannamede indirtilmemesidir. Bize göre bu hüküm Anayasa ya aykırıdır. Zira yurtdışında aldığı işten büyük zararlara uğramış ve bu zararları, başka işlerden sağladığı kazançlarını fazlasıyla silip süpürmüş bir şirketten kazanç vergisi istenmesi vergileme mantığına ve Anayasa daki vergileme ilkelerine aykırı düşmektedir. Gerek yeni KVK nun 5 inci maddesindeki son fıkra, gerekse 9 uncu maddesindeki söz konusu mahsup yasağı bu açıdan tartışılmaya açıktır. Tabiatıyla yurtdışında uğranılan zararın Türkiye de mahsubundan söz edebilmek için yurtdışındaki teşebbüsün Türkiye deki kurumun şubesi şeklinde olması gerekir. Türkiye deki şirket yurtdışı teşebbüsünü ilgili ülkede ayrı şirket kurarak ve bu şirketin hissedarı olarak yürütmekte ise, söz konusu yurtdışı şirketin uğradığı zararın Türkiye de mahsubundan söz edilemez. Olsa olsa yurtdışında kurulmuş olan şirketin iflası halinde o şirkete konulan ve geri alınamayan sermaye zarar kaydedilebilir ve o şirketten olan alacak değersiz alacak olarak giderleştirilebilir. Yahut yurtdışında kurulmuş şirketin hisseleri maliyetinin altında satılmak zorunda kalındığı için Türkiye de zarar doğmuş olabilir. 8. TASFİYENİN ZARARLA SONUÇLANMASI : Bilindiği üzere tasfiye dönemi, tasfiyeye girilmesiyle (Tasfiyeye giriş kararın tescili ile) başlar ve tasfiye bittiğinde (Tasfiyenin bittiğine ilişkin kararın tescili ile) sona erer. Bu tasfiye dönemi de kendi içinde beyan dönemlerine ayrılır. Tasfiyenin başladığı tarih ile tasfiyeye giriş arasındaki süre, tasfiyeye giriş ile aynı takvim yılının sonuna kadar olan süre, daha sonra tasfiyenin devam ettiği her bir takvim yılı ve tasfiyenin bittiği tarih ile bu tarihin rastladığı yılın başı arasındaki süre ayrı beyan dönemleridir.

DENET 2006/070-7 Tasfiyenin zararla kapanması halinde, tasfiye dönemi içindeki beyan dönemleri bir bütün olarak dikkate alınır ve bu bütünün toplam sonucuna göre daha önce fazladan alınmış vergi varsa iade edilir. (Yeni KVK nun 17 nci maddesi) Keza tasfiye başlamadan önceki dönemlerde oluşan zarar mahsup hakları, tasfiyedeki beyan dönemlerinde (5 yıllık süre ve diğer şartlara uyulmak kaydıyla mahsup edilebilir.) Ancak tasfiyenin zararla sonuçlanması halinde bu zararın ortaklar tarafından mahsup edilmesi mümkün değildir. Ortaklar, koydukları sermayeden daha az tasfiye sonucu elde etmişler, veya tasfiye edilen şirkete verdikleri borcu geri alamamışlarsa bunları gider kaydedebilirler. 9. İŞ ORTAKLIĞININ ZARARLA SONUÇLANMASI : İş ortaklıklarının zararla sonuçlanması halinde ise bu zararın ortaklarca gider kaydedilebileceği görüşündeyiz. Zira iş ortaklıkları, sadece bünyesinde oluşan kazancın kurumlar vergisini müstakile ödemek üzerine kurulmuş ortaklıklar olup asıl nitelikleri adi ortaklıktır ve diğer adi ortaklık ortaklarının yapabildikleri gibi iş ortaklığının ortaklarının da ortaklıktan gelen zararın indirimini kendi kazançlarından yapabilmeleri gerekir. Saygılarımızla.