Geleneksel Ekonomik Kalkınma Kuramları

Benzer belgeler
İktisadi Planlamayı Gerektiren Unsurlar İKTİSADİ PLANLAMA GEREĞİ 2

BİRİNCİ BÖLÜM: KALKINMA VE AZGELİŞMİŞLİK...

KALKINMA TEORİLERİ 1. Kalkınma Teorileri- G. Armağan Clark ve Fisher in Görüşleri Chenery ve Kuznets in Görüşleri

İÇİNDEKİLER BÖLÜM 1: EKONOMİ İLE İLGİLİ DÜŞÜNCELER VE TEMEL KAVRAMLAR...

İÇİNDEKİLER Sayfa ÖNSÖZ... v İÇİNDEKİLER... vi GENEL EKONOMİ 1. Ekonominin Tanımı ve Kapsamı Ekonomide Kıtlık ve Tercih

A İKTİSAT KPSS-AB-PS / Mikroiktisadi analizde, esas olarak reel ücretlerin dikkate alınmasının en önemli nedeni aşağıdakilerden

plastik sanayi Plastik Sanayicileri Derneği Barbaros aros DEMİRCİ PLASFED Genel Sekreteri

DR. BEŞİR KOÇ KALKINMA

Kalkınmış ülkelerin davranışları

TARIM VE KALKINMA. Doç.Dr.Tufan BAL. Not: Bu sununun hazırlanmasında, Prof.Dr. Murat Ali DULUPÇU nun ders notlarından faydalanılmıştır.

Makro İktisat II Örnek Sorular. 1. Tüketim fonksiyonu ise otonom vergi çarpanı nedir? (718 78) 2. GSYİH=120

DENEME SINAVI A GRUBU / İKTİSAT

TARIM ÜRÜNLERİ TİCARETİNİN ULUSLARARASI BOYUTU

ONBĠRĠNCĠ BÖLÜM BÜYÜME, KALKINMA VE YOKSULLUKLA MÜCADELE

DÜNYA TARIM ÜRÜNLERİ TİCARETİ

KARŞILAŞTIRMALI ÜSTÜNLÜK TEORİSİ

1 İKTİSAT İLE İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR

BÖLÜM I MAKROEKONOMİYE GENEL BİR BAKIŞ

Dış Ticaret Politikasının Amaçları

24 HAZİRAN 2014 İSTANBUL

2018/1. Dönem Deneme Sınavı.

TARIM ÜRÜNLERİ TİCARETİNİN ULUSLARARASI BOYUTU

İKTİSAT ANABİLİM DALI ORTAK DOKTORA DERS İÇERİKLERİ. Dersin Adı Kod Yarıyıl T+U AKTS. Dersin Adı Kod Yarıyıl T+U AKTS. Dersin Adı Kod Yarıyıl T+U AKTS

Dersin Planı (Bu ders sunumunun hazırlanmasında büyük ölçüde Nevzat Güran ve Sadık Acar ın ders notu ve kitaplarından yararlanılmıştır)

EĞİTİMİN EKONOMİK TEMELLERİ

Dış Ticaret Politikası. Temel İki Politika. Dış Ticaret Politikası Araçları Korumacılık / İthal İkameciliği

Ekonomi II. 13.Bölüm:Makroekonomiye Genel Bir Bakış Doç.Dr.Tufan BAL

FİYATLAR GENEL DÜZEYİ VE MİLLİ GELİR DENGESİ

C.Can Aktan (ed), Yoksullukla Mücadele Stratejileri, Ankara: Hak-İş Konfederasyonu Yayını, 2002.

Tarımsal Gelir Politikası/Amaç

IMF KÜRESEL EKONOMİK GÖRÜNÜMÜ

DIŞ TİCARETTE KÜRESEL EĞİLİMLER VE TÜRKİYE EKONOMİSİ

A İKTİSAT KPSS-AB-PS/2007

İçindekiler kısa tablosu

DÜNYA PLASTİK SEKTÖR RAPORU PAGEV

Ekonomide Uzun Dönem. Bilgin Bari İktisat Politikası 1

DENEME SINAVI A GRUBU / İKTİSAT

ÜLKELERİN 2015 YILI BÜYÜME ORANLARI (%)

DURGUNLUK VE MALİYE POLİTİKASI

UNCTAD DÜNYA YATIRIM RAPORU 2015 LANSMANI 24 HAZİRAN 2015 İSTANBUL

Tablo 1. Seçilen Ülkeler için Yıllar İtibariyle Hizmetler Sektörü İthalat ve İhracatı (cari fiyatlarla Toplam Hizmetler, cari döviz kuru milyon $)

1844 te kimlik belgesi vermek amacıyla sayım yapılmıştır. Bu dönemde Anadolu da nüfus yaklaşık 10 milyondur.

Yrd. Doç. Dr. İlkay TAŞ GÜRSOY Dokuz Eylül Üniversitesi

Dr. A. Tarık GÜMÜŞ Selçuk Üniversitesi Hukuk Fakültesi Kamu Hukuku Anabilim Dalı. Sosyal Devlet Anlayışının Gelişimi ve Dönüşümü

Sanayi Devriminin Toplumsal Etkileri

«KUŞAK VE YOL» VİZYONU

Ekonomi II. 24.Ekonomik Büyüme ve Ekonomik Kalkınma. Doç.Dr.Tufan BAL

İKTİSAT BİLİMİ VE İKTİSATTAKİ TEMEL KAVRAMLAR

1 MAKRO EKONOMİNİN DOĞUŞU

TÜRKIYE NİN MEVCUT ENERJİ DURUMU

TÜRKİYE PLASTİK SEKTÖRÜ 2014 YILI 4 AYLIK DEĞERLENDİRMESİ ve 2014 BEKLENTİLERİ. Barbaros Demirci PLASFED - Genel Sekreter

: Uluslararası Karşı

İKTİSADÎ DÜŞÜNCENİN EVRİMİ (Başlangıcından Neoklasiklere) (İktisada Giriş I dersi için yardımcı kısa notlar)

1 TEMEL İKTİSADİ KAVRAMLAR

BÖLGE VE NÜFUSUN GENEL DURUMU. Doç.Dr.Tufan BAL

3. Keynesyen Makro İktisat Teorisi nin Bazı Özellikleri ve Klasik Makro İktisat Teorisi İle Karşılaştırılması

plastik sanayi PLASTİK SEKTÖR TÜRKİYE DEĞERLENDİRMESİ VE 2014 BEKLENTİLERİ 6 AYLIK Barbaros DEMİRCİ PLASFED Genel Sekreteri

TÜRKİYE EKONOMİSİ Prof.Dr. İlkay Dellal Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü

İktisat Anabilim Dalı- Tezsiz Yüksek Lisans (Uzaktan Eğitim) Programı Ders İçerikleri

izlenmiştir. Çin Halk Cumhuriyeti 1949 yılında kurulmuştur. IMF'ye bağlıbirimler: Guvernörler Konseyi, İcra Kurulu, Geçici Kurul, Kalkınma Kurulu

EĞİTİMİN EKONOMİKTEMELLERİ. 6. Bölüm Eğitim Bilimine Giriş GÜLENAZ SELÇUK- CİHAN ÇAKMAK-GÜRSEL AKYEL

Klasik ve Neo-klasik Dış Ticaret Teorileri

2.BÖLÜM ÇOKTAN SEÇMELİ

Sürdürülebilir Kalkınma - Yeşil Büyüme. 30 Mayıs 2012

İKTİSADİ DALGALANMALAR ve MALİYE POLİTİKASI UYGULAMASINDA YÖNTEMLER

AB NİN EKONOMİK YAPISIYLA İLGİLİ TEMEL BİLGİLER 1. Ülkelerin Yüz Ölçümü 2. Ülkelerin Nüfusu 3. Ülkelerin Gayri Safi Yurtiçi Hâsıla 4.

AB NİN EKONOMİK YAPISIYLA İLGİLİ TEMEL BİLGİLER 1. Ülkelerin Yüz Ölçümü 2. Ülkelerin Nüfusu 3. Ülkelerin Gayri Safi Yurtiçi Hâsıla 4.

Türkiye de Kadın İstihdam Sorununa Arz-Talep açısından bir Yaklaşım

İKTİSADİ KALKINMANIN TARİHSEL VE YAPISAL TEMELLERİ

EKONOMİK SÜREÇ İÇİNDE DEVLETİN FONKSİYONLARI KAMU HİZMETLERİ DIŞSALLIKLAR KAMU HARCAMALARININ ARTIŞINA YÖNELİK GÖRÜŞLER

EKONOMİK BÜYÜME. Ekonomik Büyüme ile İlgili Kavramlar

SORU SETİ 11 MİKTAR TEORİSİ TOPLAM ARZ VE TALEP ENFLASYON KLASİK VE KEYNEZYEN YAKLAŞIMLAR PARA

ÇEVRESEL TARIM POLİTİKASI

Yeni Dış Ticaret Teorileri. Leontief Paradoksu

-MAKROEKONOMİ KPSS SORULARI- 1) Nominal faiz oranı artarsa, reel para talebi nasıl değişir?( KPSS 2006)

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği. Dünya da ve Türkiye de Ekonomik Görünüm

PAGEV - PAGDER. Dünya Toplam PP İthalatı

Faktör Donatımı Teorisi (Heckscher Ohlin) Karşılaştırmalı Üstünlüklere Eleştiri. Heckscher Ohlin Modelinden Çıkartılan Teoremler

KONU 1: TÜRKİYE EKONOMİSİNDE ( ) İŞGÜCÜ VERİMLİLİĞİ ve YATIRIMLAR İLİŞKİSİ (DOĞRUSAL BAĞINTI ÇÖZÜMLEMESİ) Dr. Halit Suiçmez(iktisatçı-uzman)

Türkiye de Yabancı Bankalar *

Türkiye Ekonomisinde Dönüşüm

Dünya Mısır Pazarı ve Türkiye

Kırsal Alan ve Özellikleri, Kırsal Kalkınmanın Tanımı ve Önemi. Doç.Dr.Tufan BAL

BASIN TANITIMI TÜRKİYE DE BÜYÜMENİN KISITLARI: BİR ÖNCELİKLENDİRME ÇALIŞMASI


2005 YILI İLERLEME RAPORU VE KATILIM ORTAKLIĞI BELGESİNİN KOPENHAG EKONOMİK KRİTERLERİ ÇERÇEVESİNDE ÖN DEĞERLENDİRMESİ

INTERNATIONAL MONETARY FUND IMF (ULUSLARARASI PARA FONU) KÜRESEL EKONOMİK GÖRÜNÜM OCAK 2015

HOLLANDA ÜLKE RAPORU

4)Yukarıdaki 3 temel varsayım altında ekonomi daima tam istihdamdadır ve fiyatlar genel seviyesi istikrarlıdır.

iktisaoa GiRiş 7. Ürettiği mala ilişkin talebin fiyat esnekliği değeri bire eşit olan bir firma, söz konusu

ORTA VADELİ PROGRAM ( ) 8 Ekim 2014

Dünya da ve Türkiye de İş Sağlığı ve Güvenliği

Finansal Piyasa Dinamikleri. Yekta NAZLI

DÜNYA EKONOMİSİNDEKİ GELİŞMELER

Brezilya Plastik Ambalaj Sanayi Araştırması

TARIMA MÜDAHALE ŞEKİLLERİ

KÜRESEL OTOMOTİV OEM BOYALARI PAZARI. Bosad Genel Sekreterliği

Enerji ve İklim Haritası

BİLGİ EKONOMİSİ VE TÜRKİYE NİN KALKINMASINDAKİ ROLÜ

Transkript:

Geleneksel Ekonomik Kalkınma Kuramları

Kalkınma ekonomisinin ortaya çıkışı İkinci Dünya Savaşı sonrası yeni yapılanma Soğuk savaşın yarattığı rekabet ortamı Dünya ekonomilerinin karşılıklı bağımlılığı

Klasik İktisat Kuramı Adam Smith, işbölümü ve uzmanlaşma Malthus, nüfus teorisi David Ricardo, azalan verimler yasası ve karşılaştırmalı üstünlükler teorisi

J.M. Keynes Keynes gelişmekte olan ülkeler için özel bir teori oluşturmamıştır. Ancak kalkınma ekonomisinin devlet müdahalesi görüşüne dayanak oluşturmuştur.

R.Harrod ve E.Domar Tasarruf, yatırım ve milli geliri artırmaya yönelik büyüme eksenli kalkınma yaklaşımı oluşturmuştur. Yatırım artışı yurt içi kaynak yetersizliğinde dış borç ya da yabancı sermaye ile karşılanabilir.

Kalkınma Başarısı Sanayileşmiş ülkelerin belli bir kalkınma sürecinden geçtiği ve bunun bir benzerinin gelişmekte olan ülkelerde de geçerli olabileceği savunulmaktadır.

Öncü Kalkınma Teorileri Yapısal Değişme ve Basit Aşama Teorisi 1939 da A.G.B.Fischer in Üretim, Birincil, İkincil ve Üçüncül adlı makalesi 1940 da C.Clark ın Ekonomik Büyümenin Koşulları başlıklı makalesi Basit Aşama Teorisine göre ülkeler belli aşamalardan geçerek kalkınabilirler.

Yapısal Değişme ve Basit Aşama Teorisi Üretim faaliyetleri Birincil (tarım, ormancılık, madencilik ) İkincil (imalat, inşaat ) Üçüncül (hizmetler ) Engel kanunlarından yola çıkarak, bir ülkede gelir yükseldikçe gelirden birincil ürünlere ayrılan pay da azalmaktadır. Verimlilik artışı nedeniyle sektörlerin gelir payları artabilir. Ekonomideki yapısal değişim daha ileri ürünler lehine gelişir.

H.B.Chenery ve S.Kuznets Chenery e göre optimal kaynak dağılımı ile piyasa mekanizması arasındaki ilişki zayıftır. Girişimci kârı ile sosyal kâr arasındaki fark ne kadar büyükse kaynak dağılımı optimalden uzaklaşır. Kuznets e göre tasarruf ve yatırımların milli gelir içindeki payı arttıkça milli gelir yükselir. Büyümenin ilk aşamalarında gelir dağılımı adaletsiz olacak, büyümenin sonraki aşamalarında düzelecektir.

Ortodoks Neoklasik Kalkınma Teorileri Az gelişmiş ülke toplum düzeni feodalizmdir. Bütün toplumlar sabit bir evrimsel şema doğrultusunda kalkınırlar. Toplumsal değişme içseldir. Kalkınma toplumun tasarruf eğilimine, uzmanlık düzeyine ve davranış kalıplarına bağlıdır. Geleneksel toplumlar gelişmiş ülkelerle ticaret ve yatırım ilişkisi kurarak kalkınabilir.

DOĞU ASYA ÜLKELERİ VE TÜRKİYE DE BÜYÜME, 1950-1995 K.B.Gelir K.B.Gelirin Yıllık Ort.Büyüme Hızı % K.B.Gelir 1950 $ 1950-60 1960-70 1970-80 1980-93 1995 $ Japonya 639 7,3 9,5 4,1 3,4 39,640 G.Kore 146 2,6 6 8,3 8,2 9,700 Çin - - 4,6 3,7 8,2 620 Tayvan 224 4,8 6,1 6 - - H.Kong 470 3,6 7,5 8,7 5,4 22,990 Singapur - - 6,5 6,8 6,1 26,730 Malezya 350 0,8 3,6 5,5 3,5 3,890 Tayland 132 2,6 5,1 4,4 6,4 2,740 Türkiye 316 3,5 3,5 3,4 2,4 2,780 Uzun vadede gelir artışındaki %1 ya da 2 lik bir fark önemli sonuçlar veriyor. 1950 de Japonya da k.b.gelir Türkiye nin iki katı iken, 1995 de 14 katından fazladır. G.Kore de k.b.gelir Türkiye nin yarısından azken, 1995 de 3.5 katıdır.

DOĞU ASYA ÜLKELERİ VE TÜRKİYE DE TASARRUF VE YATIRIM (GSYİH nın % si olarak) 1960 1970 1980 1995 tas yat tas yat tas yat tas yat Japonya 34 34 40 39 31 32 31 29 G.Kore 2 11 15 24 23 31 36 37 Çin - - 29 28 30 31 42 40 H.Kong 1 19 25 21 24 29 33 35 Singapur -3 11 18 39 30 43 33 32 Tayland 14 16 21 26 22 27 36 43 Malezya 27 14 - - 32 29 37 41 Türkiye 14 16 17 20 18 27 20 25 Türkiye nin tasarruf oranı hep %20 nin altında kalmış, Doğu Asya ülkelerinde 1980 den başlayarak tasarruf oranı %20 nin, 1990 larda ise %30 un üzerine çıkmıştır.

Ekonomik, sosyal, kültürel ve politik özelliklerin zaman ve mekan bakımından farklılık göstermesi nedeniyle, tek tip bir kalkınma modelinin tüm ülkelerde uygulanması çok büyük sorunlara yol açabilmektedir.

Ekonomik kalkınma 1950 li yıllarda yeni bir disiplin haline gelmiştir.

1.W.W. Rostow un Tarihsel Kalkınma Aşamaları Kuramı Amerikalı bir ekonomist olan Walt W. Rostow, bu kuramı 1960 yılında yazdığı Ekonomik Kalkınmanın Aşamaları adlı kitabında açıklamıştır. Rostow, kuramında tüm ülkelerin belli tarihsel aşamalardan geçtikten sonra gelişmişlik düzeyine ulaştıklarını savunmaktadır.

Her toplum için geçerli olan bu beş aşama şunlardır Geleneksel Toplum Aşaması, Geçiş Dönemi, Sürdürülebilir Büyümeye Geçiş Dönemi, Olgunluğa Geçiş Aşaması, Yüksek Tüketim (Olgunluk) Dönemi.

Geleneksel Toplum Aşaması Bu dönemde ekonomi tarıma dayalıdır ve gelir düzeyi oldukça düşüktür. Basit bir eğitim düzeyinde yapılan üretim ile ilkel teknoloji kullanımı nedeniyle durağan bir ekonomi söz konusudur. Geleneksel toplumlarda tarım kesiminde çok yüksek oranda işgücü (%75 den fazla) bulunmaktadır. Birçok toplum geleneksel aşamayı tamamlamıştır.

Hazırlık Aşamasındaki Geçiş Toplumu Ekonomik, sosyal, kültürel ve politik değer yargılarında değişmeler, Belli bir sermaye birikiminin ortaya çıkışı, Modern tekniklerin bir ölçüde kullanılmaya başlanması, Alt yapı faaliyetlerinin gelişmesi, Eğitim çabaları başlamıştır.

Hazırlık Aşamasındaki Geçiş Toplumu İnsanın doğayı olduğu gibi kabullenmesi değil, doğadan üretimi artırmak için yararlanması düşüncesi topluma hakim olur. İşgücü dağılımında değişiklikler, kent nüfusunun büyümesi, beyaz-yakalı işçilerin sayılarındaki artış, geleneksel yöneticilikten sanayi liderliğine dönüşüm gibi yapısal farklılıklar da ortaya çıkar.

Take-off Dönemi Bu dönemde ekonomik kalkınma sürekli hale gelmektedir. Ekonomik büyümenin kendi kendini beslemesi ve modern teknolojinin yaygın olarak kullanımı söz konusudur.

Ön Koşulları Yatırımların milli gelir içindeki payının en az %10 olması, Birkaç önemli imalat sanayi dalının ya da öncü sektörün ortaya çıkması, Bu yapıya uygun politik, sosyal ve hukuki kurumların olması.

Rostow a Göre Farklı Ülkelerdeki Take-off Dönemi Ülkeler Take-off Yılları Ülkeler Take-off Yılları İngiltere 1783-1802 Rusya 1890-1914 Fransa 1830-1860 Kanada 1896-1914 Belçika 1833-1860 Arjantin 1935- ABD 1843-1873 TÜRKİYE 1937- Almanya 1850-1890 Hindistan 1952 Japonya 1878-1900 Çin 1952-

Olgunluğa Geçiş Aşaması Take-off aşamasından yaklaşık 60 yıl sonra olgunlaşma aşamasına geçilmektedir. Sanayi sektörü ekonomi içinde birinci derecede önem kazanmıştır. Ekonomide her türlü üretim için gerekli teknoloji vardır. Yatırımların milli gelir içindeki payı daha da yükselmiştir. Gelir artışı nüfus artışından fazladır.

Yüksek Tüketim (Olgunluk) Dönemi Sosyal refah düzeyi çok yükselmiştir. Kişi başına gelir düzeyi artmış ve gelir dağılımı adil hale gelmiştir. Yatırım malları üretimi ağırlık kazanmıştır. Ülke teknolojiyi ihraç edebilmeye başlamıştır.

Rostow a göre bir toplumun ekonomik kalkınma sürecinde yaşaması gereken aşamalar Kişi başına gelir düzeyinin düşük olduğu geleneksel toplum aşaması, Ekonomik büyüme öncesi hazırlık dönemi, Ekonomik büyüme sürecinin başladığı aşama (take-off), Teknolojik olgunluk dönemi ve yoğun üretim ve tüketim aşaması

Bu kuramın genel olarak kabul görmesiyle birlikte 1960 lı yıllardan itibaren dünya çapında dış yardımlar artmıştır. Ancak, ABD den Avrupa ya olan para akışında görüldüğü gibi bir başarı, gelişmekte olan ülkeler için geçerli olmamıştır. Sizce neden?

Rostow un Öngöremediği Rostow tezini savunurken başlangıç noktasının önemi üzerinde durmamıştır. Ancak, bugün biliyoruz ki başlangıç noktası kötü ise sonuç hiç de iyi olmuyor.

Fark nerede? Sanayileşmiş ülkeler başlangıç aşamasında bugün gelişmekte olan ülkelerin yaşadığına benzer büyük bir nüfus artışına sahip değillerdi. Sanayileşme süreci boyunca kendi teknolojilerini kendileri ve gereksinimlerine uygun bir şekilde geliştirmişlerdir. Günümüzde gelişmekte olan ülkeler bu teknolojileri ithal etmek zorunda kalmaktadır.

Fark nerede? Söz konusu teknolojilerin hem maliyeti yüksektir, hem de emek-yoğun üretim gerçekleştiren bu ülkelerin yapısına uyum sağlamamaktadır. İşsizlik sorunu ortaya çıkmaktadır. Gelişmekte olan ülkelerin tüketim fonksiyonu Batı ülkelerinin tüketimlerinden etkilenmektedir. Sonuç tüketim çılgınlığı şeklinde kendini göstermektedir.

Fark nerede? Dış ticaret hadleri gelişmekte olan ülkelerin ürettiği malların aleyhine gelişmektedir. Ekonomik büyüme için sermaye birikimini artırmak gerektiği yönündeki düşüncenin paralelinde, gelişmekte olan ülkelerin dış borç dinamiğinde büyük sorunlar ortaya çıkmıştır.

2.Dengeli Kalkınmaya Yönelik Kuramlar Friedrich List, ekonomide tarım, imalat ve ticaret kesimlerinin, diğer bir deyişle tüm sektörlerin aynı anda ve birlikte canlandırılmasının dengeli bir kalkınmayı sağlayacağını savunmuştur. Gelişmekte olan ülkelerde piyasanın tek başına kalkınmayı sağlayamayacağı ve kalkınma planlanmasının ön koşul olduğu düşünülmektedir.

Diğer Ekonomistler Rosenstein-Rodan, Nurkse, T.Scitovsky, A.Lewis, H.Leibenstein ve H.Chenery

Dengeli kalkınma kuramları üç ayrı grupta incelenebilmektedir Ekonominin tüm sektörlerine yapılacak olan yatırımların, bu sektörlerin aynı oranda büyümesini sağlayacak şekilde gerçekleştirilmesidir. Bütün sektörler aynı oranda büyümeyebilirler; ancak, bütün sektörlerde eş anlı bir kalkınma olması gerekmektedir. Yatırımlar, toplam arzın artan gelir tarafından mas edilebileceği şekilde tüm sektörlere dağılmalıdır.

Rosenstein-Rodan ın Büyük İtiş Modeli 1943 yılında Doğu ve Güney-Doğu Avrupa nın Sanayileşme Sorunları adlı makalesini yayınlamıştır. Rodan ekonomide birçok kesimde eşanlı yatırımlar gerektiğini ve bu yatırımların kalkınmanın ilk hareketini ortaya çıkardığını savunmuştur.

Rosenstein-Rodan ın Büyük İtiş Modeli Kaynakların birbirini tamamlayıcı yatırımlara yönlendirilmesi gerekmektedir. Başlangıçta gelişmemiş ve tarıma dayalı bir ekonomi yapısı varsa, tarımsal nüfus fazlasını değişik amaçlı üretim gerçekleştiren bir çok fabrikaya yerleştirmek gerekmektedir.

Rosenstein-Rodan ın Büyük İtiş Modeli Yapılacak yatırımlar sektör ve projeler arasında öyle dağıtılmalıdır ki her biri talep açısından diğer pazarları desteklesin. Bu nedenle, yatırımlar önceden planlanmalıdır.

Rosenstein-Rodan ın Büyük İtiş Modeli Yalnızca sanayi yatırımlarına değil, ülkenin her yerinde gerekli olan sosyal içerikli altyapı yatırımlarına (yol, köprü, liman, iletişim sistemi, hastane, okul, sulama, baraj vb) da öncelik verilmesi gerekmektedir.

R.Nurkse nin Kısır Döngü Kuramı R.Nurkse, 1952 yılında yayınladığı Ekonomik Kalkınmanın Bazı Uluslararası Görünümleri adlı çalışmasında bir ülke yoksul olduğu için yoksuldur formülünün geçerli olduğunu savunmuştur.

R.Nurkse nin Kısır Döngü Kuramı KİŞİ BAŞINA GELİR DÜZEYİNDEKİ DÜŞÜKLÜK TASARRUF YETERSİZLİĞİ DÜŞÜK TALEP VE PAZARIN DARLIĞI DÜŞÜK ÜRETİM YATIRIMLARIN DÜŞÜKLÜĞÜ SERMAYE YETERSİZLİĞİ VE VERİM DÜŞÜKLÜĞÜ

R.Nurkse nin Kısır Döngü Kuramı Sermaye arzı tasarruf kapasitesi, sermaye talebi de yatırım dürtüsüyle belirlendiğine göre, sermaye oluşumunda hem arz hem de talep yönlü bir kısır döngü vardır. Diğer bir deyişle, bir ülke yoksul olduğu için yoksul kalır.

R.Nurkse nin Kısır Döngü Kuramı Dengeli kalkınmanın nicel etkileri iç piyasayı genişletmekte ve verimliliği artırmaktadır. Dengeli kalkınma, nitel bakımdan, iç piyasaya hareketlilik getirmekte ve yatırımların artmasına neden olmaktadır. Nicel ve nitel etkiler birbirini tamamlar özelliktedir ve iç içe geçmiştir.

R.Nurkse nin Kısır Döngü Kuramı Ekonomi politikaları tarım ve sanayi arasında bir denge yaratır biçimde uygulanmalıdır. Eğer, tarım sektörü yeteri kadar hızlı gelişemiyorsa, sanayi sektörü gereksinim duyacağı hammaddeyi sağlayamayacaktır. Ayrıca sanayi tarafından üretilen mallara yeteri kadar talep olmayacaktır.

Kısır döngü modeline yönelik eleştiriler Lewis, tasarrufun düşük olmasının asıl nedeninin yoksulluktan çok, modern kesimin nitelik ve nicelik olarak yeterince gelişmemiş olmasından ve kârların düşüklüğünden kaynaklandığını savunmuştur. Değişkenler arasındaki etkinin tek yönlü olması gerçekçi değildir. Bir zamanlar gelir düzeyleri ve sermaye birikimleri düşük olan bugünün gelişmiş ülkelerinin kısır döngüden nasıl kurtulduğu ve gelişmekte olan ülkelerin kısır döngüye nasıl düştükleri açıklığa kavuşturulmamıştır.

İkili Yapı (Düalizm) Teorisi Tarımsal (geleneksel) Kesim: sanayi öncesi toplumsal yapı, üretim teknikleri ve değer yargıları Sanayi (modern) Kesim: piyasa yapısı ve sanayileşme Geleneksel yapı çözülüp modern kesimin ekonomiye egemen olması sağlanmalıdır.

Ekonomik İkilik W.A.Lewis in Sınırsız Emek Arzı ile Ekonomik Kalkınma çalışmasında gelişmekte olan ülkelerin dağıtım, birikim ve büyüme sorunlarına çözüm sunulmuştur.

Ekonomide birbirinden çok farklı iki ayrı kesimin varlığı söz konusudur: Modern (sanayi) kesim ve geleneksel (tarımsal) kesim. Modern kesim sermaye-yoğun teknolojilerin kullanıldığı ve uluslararası piyasalarda rekabet edebilir malların üretildiği bir sistemdir. Geleneksel kesim ilkel üretim tekniklerinin kullanıldığı ve yoksulluğun ekonomiye hakim olduğu bir yapıyı göstermektedir.

W.A.Lewis in Sınırsız Emek Arzı ile Ekonomik Kalkınma makalesi Geleneksel kesimde sınırsız bir işgücünün varlığından söz etmiş, bu kesimde marjinal verimliliğin sıfıra kadar düştüğünü savunmuştur. Lewis e göre, geleneksel kesimde gizli işsizler bulunmaktadır. Bu nedenle, marjinal verimliliği çok düşük olan kişiler geleneksel kesimden çekilip tarım dışında istihdam edildiğinde, tarımsal üretimde bir azalma ortaya çıkmayacaktır

Ekonomik İkilik Lewis e göre, ekonomik kalkınmanın sağlanabilmesi için, tasarrufların artması ve bilgi ve yetenekleri de içeren hızlı bir sermaye birikimi artışı sağlanması gerekmektedir. Genişlemenin hızı yatırım oranı ve modern sektördeki sermaye birikimi tarafından belirlenmektedir.

Ekonomik İkilik Modern kesimde kapitalistlerin amacı kâr maksimizasyonudur. İşçiye ödenen ücret marjinal verimliliklerine eşittir. İşçiler elde ettikleri gelir arttıkça tasarruf eder ve tasarruflar da yatırıma dönüşebilir. Üretime dönüşen yatırımlar büyüme sürecini artıracaktır. Geçimlik kesimde marjinal verimlilik ve üretkenlik çok düşüktür. Ücretler marjinal verimliliğe göre değil, geleneklere ve göreneklere göre belirlenmektedir.

Ekonomik İkilik Sanayici yüksek kâr elde edebilir ve yatırımını artırabilir. Üretim artışı ve teknoloji kullanımının yaygınlaşması sonucunda, sanayi kesiminin milli gelir içindeki payının artması beklenmektedir. Böylece, ekonomide sanayi kesiminin ağırlığı artacaktır. Bu gelişme, modern kesim dışındaki emek fazlası bitinceye kadar devam edecektir

Ekonomik İkilik Lewis ekonomik büyümenin insanın çevresi üzerindeki kontrolünü artırdığını ve özgürlüğü de beraberinde yükselttiğini savunmuştur. Lewis, kalkınma koşullarının gerçekleşebilmesi için planlamanın gerekli olduğuna inanmaktadır.

Sosyal İkilik J.H.Boeke, ikili yapının tek bir ekonomi politikasının ekonominin bütününe uygulanmasını engellediğini savunmuştur. Ekonomide bir kesim için yararlı olabilecek bir uygulama diğer kesimin dışlanmasına neden olabilmektedir. Boeke, ikili bir toplumun ekonomi politikasının da ikili olması gerektiğini savunmaktadır

Sosyal İkilik Boeke, geleneksel kesimde piyasa kurallarının geçerli olamayacağını savunmuştur. Ancak uygulamalı araştırmalar bu tezi doğrulamamaktadır.

3.Dengesiz Kalkınma Modelleri Kalkınma sürecinde, başlangıçtan ileri düzeye geçiş tek aşamada gerçekleşmeyecektir. Bu geçiş, kendi içinde dengesizlikleri, dalgalanmaları ya da sıçramaları da beraberinde getirecektir. Kalkınma dinamik bir süreçtir. Planlamaları ve müdahaleleri bir kenara bırakıp, piyasa ekonomisinin işlerliğini sağlamak gerekmektedir. Bazı koşullarda dengesizlik ekonomik büyümeyi hızlandırabilmektedir.

A.O. Hirschman ve Dengesiz Kalkınma Ekonominin darboğaza ve kıtlığa düşmesi olasılığı üzerinde durmuştur. Bu dönemlerde fiyatlar girişimcilerin kârını yükseltebilecek ve yatırımları artırabilecektir. Yüksek fiyatlar-yüksek kârlar-yüksek yatırımlar zinciri

A.O. Hirschman ve Dengesiz Kalkınma Hirschman na göre, ekonomiyi dengeden uzaklaştırıcı her tür hareket, ekonomik kalkınmayı hızlandıracaktır. Büyüme ve kalkınmanın önündeki engel, mevcut tasarrufların verimli yatırımlara dönüştürülememesidir. Ekonomik planlamanın gerekli olmadığını savunmaktadır.

Paul Streeten ve Dengesiz Kalkınma Dengesiz kalkınma görüşünü nicel ve nitel faktörlere dayandırmaktadır. Nicel faktörler bölünemezlikler ve ölçek getirileri gibi faktörlerdir. Nitel faktörler ise, ekonomideki yatırımlar, piyasanın dinamizmi ve yeni buluşlardır.

Paul Streeten ve Dengesiz Kalkınma Gelişmekte olan ülkelerde piyasa dinamizmi ve teknik buluşlar zor bulunur faktörlerdir. Büyüme oranları ile ilgili önlem alma konusunda, kalkınma çok başarılıdır. Ancak yolsuzluk, adalet ve yoksulluğun ortadan kaldırılması konusunda yetersizdir ya da çok az başarılıdır.

Neoliberal Kalkınma Teorileri Planlama ve kamu müdahalesi kalkınmayı engellemektedir. Özel yatırımları ve fiyatları bozmaktadır. Piyasa dinamikleri kalkınmayı kendiliğinden sağlayacaktır. Gelişmekte olan ülkelerin dünya ekonomisine entegrasyon yoluyla kalkınması mümkündür.

Her gelişme olayı, uzun dönem içinde bir büyüme gerçekleştirdiği halde, her büyüme olayında mutlaka bir gelişme gerçekleşmeyebilir

Neo-klasik çerçevede oluşturulan büyüme merkezli kalkınma yaklaşımları, gelişmekte olan ülkelerin sorunlarına yanıt vermekte yetersizdir.

Gerçekte ekonomi, fiyat mekanizması ve gelir maksimizasyonundan çok ekonomik olmayan faktörler tarafından yönlendirilmektedir. Ekonominin diğer disiplinlerle (sosyoloji, antropoloji, politika bilimi gibi) ortak değerler üretebilmesi gerekmektedir.