ÇELİK KİRİŞ KOLON BİRLEŞİMLERİNİN SİSMİK TASARIM PARAMETRELERİ İÇİN BİR YAZILIM

Benzer belgeler
Çelik Yapılar - INS /2016

Birleşimler. Birleşim Özellikleri. Birleşim Hesapları. Birleşim Raporları

Birleşimler. Birleşim Özellikleri. Birleşim Hesapları. Birleşim Raporları

idecad Çelik 8 Kullanılan Yönetmelikler

BİLGİLENDİRME EKİ 4A. MOMENT AKTARAN ÇERÇEVELERDE KİRİŞ-KOLON BİRLEŞİM DETAYLARI

ÇELİK YAPILAR EKSENEL BASINÇ KUVVETİ ETKİSİ. Hazırlayan: Yard.Doç.Dr.Kıvanç TAŞKIN

BÖLÜM I 4. DEPREM ETKĐSĐNDEKĐ ÇELĐK BĐNALAR

TAŞIYICI SİSTEM TASARIMI 1 Prof. Dr. Görün Arun

idecad Çelik 8 Kullanılan Yönetmelikler

Çelik Bina Tasarımında Gelişmeler ve Yeni Türk Deprem Yönetmeliği

idecad Çelik 8.5 Çelik Proje Üretilirken Dikkat Edilecek Hususlar Hazırlayan: Nurgül Kaya

BÖLÜM-2 ÇELİK YAPILARDA BİRLEŞİM ARAÇLARI

D.ÖZHENDEKCİ. 17 Ocak 1994 Northridge depremi sonrasında yapılan saha çalışmalarından elde edilen bulgular-1

BETONARME-II (KOLONLAR)

SÜRTÜNME ETKİLİ (KAYMA KONTROLLÜ) BİRLEŞİMLER:

MOMENT YENİDEN DAĞILIM

Yapma Enkesitli Çift I Elemandan Oluşan Çok Parçalı Kirişlerin Yanal Burulmalı Burkulması Üzerine Analitik Bir Çalışma

Çelik Yapılar - INS /2016

Depreme Dayanıklı Çelik Bina Tasarımının Temel İlkeleri Ve Yeni Türk Deprem Yönetmeliği

Tanım: Boyuna doğrultuda eksenel basınç kuvveti taşıyan elemanlara Basınç Çubuğu denir.

Yapı Elemanlarının Davranışı

ELASTİSİTE TEORİSİ I. Yrd. Doç Dr. Eray Arslan

MUKAVEMET DERSİ. (Temel Kavramlar) Prof. Dr. Berna KENDİRLİ

INSA 473 Çelik Tasarım Esasları Basınç Çubukları

BETONARME YAPI TASARIMI -KOLON ÖN BOYUTLANDIRILMASI-

D. ÖZHENDEKCİ. Kesme aktaran basit kiriş-kiriş birleşimleri-1

BETONARME YAPI ELEMANLARINDA HASAR VE ÇATLAK. NEJAT BAYÜLKE İnş. Y. Müh.

YAPILARIN ONARIM VE GÜÇLENDİRİLMESİ DERS NOTU

Malzemelerin Mekanik Özellikleri

KESME BAKIMINDAN DOĞRU TASARLANMAMIŞ BETONARME PERDE DUVARLI YÜKSEK BİNALARIN DEPREM PERFORMANSI

YARI RİJİT BİRLEŞİMLİ ÇELİK ÇERÇEVELERİN ANALİZİ

BETONARME BİNALARIN FARKLI HESAP YÖNTEMLERİNE GÖRE PERFORMANS SINIRLARININ İNCELENMESİ ÜZERİNE BİR DEĞERLENDİRME

Birleşim Araçları Prof. Dr. Ayşe Daloğlu Karadeniz Teknik Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü

TAŞIYICI SİSTEM TASARIMI 1 Prof. Dr. Görün Arun

ÖĞR. GÖR. MUSTAFA EFİLOĞLU

İNŞAAT MÜHENDİSLİĞİNE GİRİŞ

qwertyuiopasdfghjklzxcvbnmqw ertyuiopasdfghjklzxcvbnmqwert yuiopasdfghjklzxcvbnmqwertyui opasdfghjklzxcvbnmqwertyuiopa sdfghjklzxcvbnmqwertyuiopasdf

SÜNEK OLMAYAN B/A ÇERÇEVELERİN, ÇELİK ÇAPRAZLARLA, B/A DOLGU DUVARLARLA ve ÇELİK LEVHALAR ile GÜÇLENDİRİLMESİ.

Perçinli ve Bulonlu Birleşimler ve Perçin Hesapları Amaçlar

Perçinli ve Bulonlu Birleşimler ve Hesapları Amaçlar

2.2 KAYNAKLI BİRLEŞİMLER

ÇELİK YAPILARIN TASARIM, HESAP ve YAPIM ESASLARI YÖNETMELİĞİ 2016

MMU 420 FINAL PROJESİ

ÇELİK YAPILAR (2+1) Yrd. Doç. Dr. Ali SARIBIYIK

Burkulması Önlenmiş Çelik Çaprazlı Sistemler ile Süneklik Düzeyi Yüksek Merkezi Çelik Çaprazlı Sistemlerin Yapısal Maliyet Analizi Karşılaştırması

idecad Çelik 8 idecad Çelik Kullanarak AISC ve Yeni Türk Çelik Yönetmeliği ile Kren Tasarımı Hazırlayan: Nurgül Kaya

Kirişsiz Döşemelerin Uygulamada Tasarım ve Detaylandırılması

BURSA TEKNİK ÜNİVERSİTESİ DOĞA BİLİMLERİ, MİMARLIK VE MÜHENDİSLİK FAKÜLTESİ MAKİNE MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ 3 NOKTA EĞME DENEYİ FÖYÜ

11/10/2013 İNŞAAT MÜHENDİSLİĞİNE GİRİŞ BETONARME YAPILAR BETONARME YAPILAR

BETONARME YAPI TASARIMI DERSİ Kolon betonarme hesabı Güçlü kolon-zayıf kiriş prensibi Kolon-kiriş birleşim bölgelerinin kesme güvenliği M.S.

Döşeme ve Temellerde Zımbalamaya Dayanıklı Tasarım Üzerine Güncel Yaklaşımlar

Prefabrik yapıların tasarımı, temelde geleneksel betonarme yapıların tasarımı ile benzerdir.

DAYANIM İLE İLİŞKİLİ MALZEME ÖZELİKLERİ

Yığma yapı elemanları ve bu elemanlardan temel taşıyıcı olan yığma duvarlar ve malzeme karakteristiklerinin araştırılması

DEPREME DAVRANIŞI DEĞERLENDİRME İÇİN DOĞRUSAL OLMAYAN ANALİZ. NEJAT BAYÜLKE 19 OCAK 2017 İMO ANKARA ŞUBESİ

ÇELİK YAPILARDA BİRLEŞİMLER

Çelik Yapılar - INS /2016

CS MÜHENDİSLİK PROJE YAZILIM HİZMETLERİ EUROCODE-2'ye GÖRE MOMENT YENİDEN DAĞILIM

BETONARME KESİT DAVRANIŞINDA EKSENEL YÜK, MALZEME MODELİ VE SARGI DONATISI ORANININ ETKİSİ

İÇERİSİ BETON İLE DOLDURULMUŞ ÇELİK BORU YAPI ELEMANLARININ DAYANIMININ ARAŞTIRILMASI ÖZET

BASMA DENEYİ MALZEME MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ. 1. Basma Deneyinin Amacı

MMU 402 FINAL PROJESİ. 2014/2015 Bahar Dönemi

BETONARME-I 5. Hafta KİRİŞLER. Onur ONAT Munzur Üniversitesi Mühendislik Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümü, Tunceli

MMU 420 FINAL PROJESİ. 2015/2016 Bahar Dönemi. Bir Yarı eliptik yüzey çatlağının Ansys Workbench ortamında modellenmesi

Şekil 1.1. Beton çekme dayanımının deneysel olarak belirlenmesi

BASINÇ ÇUBUKLARI. Yapısal çelik elemanlarının, eğilme momenti olmaksızın sadece eksenel basınç kuvveti altında olduğu durumlar vardır.

Malzemenin Mekanik Özellikleri

Mukavemet. Betonarme Yapılar. Giriş, Malzeme Mekanik Özellikleri. Dr. Haluk Sesigür İ.T.Ü. Mimarlık Fakültesi Yapı ve Deprem Mühendisliği

ÇELİK YAPILARIN TASARIM, HESAP ve YAPIM ESASLARI. ÖRNEKLER ve TS648 le KARŞILAŞTIRILMASI

DEÜ MÜHENDİSLİK FAKÜLTESİ FEN ve MÜHENDİSLİK DERGİSİ Cilt: 8 Sayı: 1 s Ocak 2006

Uygulanan dış yüklemelere karşı katı cisimlerin birim alanlarında sergiledikleri tepkiye «Gerilme» denir.

KİRİŞLERDE PLASTİK MAFSALIN PLASTİKLEŞME BÖLGESİNİ VEREN BİLGİSAYAR YAZILIMI

METALURJİ VE MALZEME MÜH. LAB VE UYG. DERSİ FÖYÜ

ÇATI KONSTRÜKSİYONLARINDA GAZBETON UYGULAMALARI Doç.Dr.Oğuz Cem Çelik İTÜ Mimarlık Fakültesi Yapı Statiği ve Betonarme Birimi

11/6/2014 İNŞAAT MÜHENDİSLİĞİNE GİRİŞ. MEKANİK ve MUKAVEMET BİLGİSİ MEKANİK VE MUKAVEMET BİLGİSİ

BÖLÜM - 2 DEPREM ETKİSİNDEKİ BİNALARIN TASARIM İLKELERİ (GENEL BAKIŞ)

Temeller. Onur ONAT Munzur Üniversitesi Mühendislik Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümü, Tunceli

1994 NORTHRIDGE KALİFORNİYA DEPREMİ SONRASINDA MOMENT TAŞIYAN ÇELİK KOLON-KİRİŞ BİRLEŞİM YERLERİ ÜZERİNDE YAPILAN DENEYLER, ARAŞTIRMA VE GELİŞTİRMELER

DEPREM ETKİSİNE MARUZ YIĞMA YAPILARIN DÜZLEM DIŞI DAVRANIŞI

Yapı Elemanlarının Davranışı

İNŞ 320- Betonarme 2 Ders Notları / Prof Dr. Cengiz DÜNDAR Arş. Gör. Duygu BAŞLI

Beton Basınç Dayanımın Yapısal Davranışa Etkisi

MALZEME BİLGİSİ DERS 7 DR. FATİH AY. fatihay@fatihay.net

ENLEME BAĞLANTILARININ DÜZENLENMESİ

İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI İSTANBUL ŞUBESİ DEPREM ETKİSİ ALTINDA ÇELİK BİNALARIN TASARIMI


ÖZHENDEKCİ BASINÇ ÇUBUKLARI

MEVCUT BETONARME BİNALARIN DOĞRUSAL ELASTİK VE DOĞRUSAL ELASTİK OLMAYAN HESAP YÖNTEMLERİ İLE İNCELENMESİ ÜZERİNE BİR DEĞERLENDİRME

BETONARME YAPILARDA BETON SINIFININ TAŞIYICI SİSTEM DAVRANIŞINA ETKİSİ

L KESİTLİ KİRİŞTE KAYMA MERKEZİNİN ANSYS İLE VE DENEYSEL YOLLA BULUNMASI

ÇELİK YAPILARDA MOMENT DAYANIMLI ÇERÇEVELER

DEPREME DAYANIKLI YAPI İNŞAATI SORULAR

ÇELİK YAPILAR 3. Hafta. Onur ONAT Munzur Üniversitesi Mühendislik Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümü, Tunceli

Hibrit ve Çelik Kablolu Köprülerin Dinamik Davranışlarının Karşılaştırılması

KOÜ. Mühendislik Fakültesi Makine Mühendisliği Bölümü (1. ve 2.Öğretim / B Şubesi) MMK208 Mukavemet II Dersi - 1. Çalışma Soruları 23 Şubat 2019

Yapı Elemanlarının Davranışı

DEPREME DAYANIKLI YAPI TASARIMI

FZM 220. Malzeme Bilimine Giriş

ÇELİK LEVHA PERDELİ YAPILAR

Mukavemet-I. Yrd.Doç.Dr. Akın Ataş

Transkript:

ÇELİK KİRİŞ KOLON BİRLEŞİMLERİNİN SİSMİK TASARIM PARAMETRELERİ İÇİN BİR YAZILIM Fırat ÇINGI(*) Northridge Depreminin Sonuçları Dökme çeliğin yapı malzemesi olarak kullanılmaya başlaması 19. yüzyıla denk gelse de günümüz modern çelik yapı endüstrisinin miladı, 20. yüzyıl sonlarında meydana gelen Northridge depremidir. Bu depremden sonra ortaya çıkan tablo mühendislik açısından öyle acıklıydı ki, o ana kadar mühendislerin, sünekliğine kayıtsız şartsız güvendiği çelik yapı malzemesinin, uygun şekilde detaylandırılmadığı ve boyutlandırılmadığı durumlarda kolaylıkla gevrek göçmeye uğrayabildiği fark edildi. Hasar oluşan binaların kat yükseklikleri 1 ile 26 arasında; yaşları ise, 30 ile deprem anında inşası devam eden binalara kadar değişkenlik göstermekteydi [1]. Hasar gören binalar büyük bir coğrafi bölgeye yayılmıştı. Yer hareketinin şiddetli olduğu bölgelerde fazla bina olmamasına rağmen bu binalardaki hasarlar çok yoğundu. Bu hasarların tespitiyle beraber, başka bölgelerdeki binalarda, daha önceki depremlerde meydana gelmiş fakat farkedilmemiş çatlakların olabileceğinden şüphelenildi ve daha sonraki çalışmalar bu şüpheleri haklı çıkardı. Northridge depreminde hasar gören çelik moment çerçeve binalarının çoğu, yapı standartlarının öngördüğü temel koşulları sağlamıştır. Yani, sınırlı yapısal hasara rağmen tümden yıkılma görülmemiştir [1]. Buna rağmen, binaların davranışı, mühendislerin öngördüğü karakterde olmamıştır ve bazı bölgelerde görülen yer sarsıntıları, standartların öngördüğü seviyeden az olmasına rağmen, oldukça fazla ekonomik kayıp görülmüştür. Bu tespitler yapıldıktan sonra, ulaşılan sonuçlardan ve yapı mühendisliğine getirdiği yeni anlayıştan dolayı 17 Ocak 1994 ü belki de, Northridge den Önce ve Northridgeden Sonra diye adlandırmamıza yolaçacak standartlar geliştirildi. Mühendisler, Amerika Birleşik Devletleri nde yapılan çalışmalardan ve deneylerden sonra, sünek davranış göstereceği baştan garanti edilen birleşim tipleri önermiştir. Bu araştırmalar FEMA raporlarında yer almış ve tüm dünya mühendislerinin kullanımına sunulmuştur. Zira pek çok ülkede yenilenen standartlarda bu çalışmalardan elde edilen sonuçlar kullanılmıştır. Her ne kadar bu birleşimlerin sünek davranış göstereceği garanti edilmişse de bu raporlara gözü kapalı güvenmek her zaman iyi sonuçlar vermeyebilir. Çünkü, ABD de yapılan bu çalışmalar, o sektörde yoğun olarak kullanılan 90 cm yüksekliğinde ve flanş kalınlığı 40 mm civarında olan kirişler kullanılarak yapılmıştır. Oysa ülkemizdeki uygulamalarda yüksekliği ve flanş kalınlığı daha düşük olan profiller daha yoğun olarak kullanılmaktadır. Takdir edileceği gibi, kiriş flanş kalınlığının azaltılması tüm birleşimin davranışını etkileyecektir. Bu sebeplerden ötürü, ülkemizde daha çok kullanılan profillerin kullanıldığı sonlu eleman modelleri hazırlanarak monotonik yükleme altındaki plastik dönme miktarları ve plastik mafsalın oluşma yerleri belirlenmiştir. Proje mühendisi için plastik mafsalın oluştuğu yer özellikle önemlidir. Çünkü, elastik olmayan davranışa geçildiğinde, kolon yüzeyine etkiyecek olan kuvvetlerin öngörülebilmesi için plastik mafsalın oluştuğu yeri bilmeye ihtiyaç vardır (Şekil 1). (*) Arş. Gör., İTÜ İnşaat Fakültesi, İstanbul Şekil 1 - Birleşime Gelen Kuvvetler [1] TMH - TÜRKÝYE MÜHENDÝSLÝK HABERLERÝ SAYI 435-2005/1 69

Modellerin Geliştirilmesi Depreme karşı dayanıklı tasarımın önemli konuları arasında birleşimin dayanımı, rijitliği ve sünekliği yer alır. Birleşimin dayanımı, azaltılmış sismik kuvvetlere göre kontrolü yapılan çerçevenin dayanımını etkiler. Birleşim rijitliği, yapının dinamik cevabını ve gereken şekil değiştirme ihtiyacını belirler. Birleşimin sünekliği ise yapının elastik olmayan şekil değiştirme kapasitesini ve plastik dönme kapasitesini belirler. Northridge depreminden önce, Northridge öncesi birleşimin, tüm sismik ihtiyacı karşılayabildiği düşünüldüğünden, birleşimin dayanımı, rijitliği ve sünekliği tasarımda hesaba katılmazdı. Birleşimin rijitliğinin, kolon panel bölgesinin rijitliğinden veya kirişin plastik dönme kapasitesinden büyük olduğu kabul edilmişti. Birleşim rijitliği gözardı edilmişti çünkü birleşimin rijit bir birleşim olduğu kabul ediliyordu ve böylece eleman rijitliği ve deprem etkisinin yapı üzerindeki elastik sismik ihtiyacı kontrol edebileceği düşünülüyordu. Northridge depremi bu düşünceyi yıktı. Northridge öncesi birleşiminin sünek olmadığı ve mühendislerin beklediği plastik dönmeyi yapamadığı görüldü. Bu birleşim, elastik olmayan çok az şekil değiştirme yaptı ve beklenmeyen göçme durumları yüzünden kirişin ve panel bölgesinin akma dayanımından daha az dayanım gösterebildi. Karşılaşılan bu durumdan sonra moment çerçeve birleşimlerinin ayrıntılı incelemelerinin yapılması gerekti. Pek çok birleşim tipi ele alındı ve her birleşim tipinin rijitlik, dayanım ve sünekliği incelendi. Yeterli bir sismik davranış için yeni birleşimlerin geliştirilmesinde mühendisin seçeceği üç yol vardır [2]. Bunlar: 1. Eğilme momentine ve kayma kuvvetine sebep olan kuvvetleri tamamen yeni bir yöntemle saptamak ve böylece birleşimin her parçasının dayanımı, rijitliğini ve sünekliğini iyice anlaşılır ve kontrol edilebilir kılmak; 2. Birleşimde, dayanım, rijitlik ve süneklik değerleri bilinen bir sigorta tasarlayarak birleşimin diğer elemanlarını tahmin ya da kabul edilemeyen davranıştan korumak; 3. Sismik davranışları zayıf, ya da belirsiz olan birleşim elemanlarını güçlendirmek veya dayanım ve süneklik ihtiyacının, davranışı bilinen başka noktalara taşındığından emin olmak. Bu üç seçeneğin çeşitli kombinasyonları kullanılarak yeni birleşimler tasarlanmıştır. Stratejiler çoğunlukla, her birleşim tipinin akma mekanizmasının ve göçme durumunun tam olarak anlaşılabilmesini gerektirmektedir. Çünkü, akma mekanizması ve göçme durumları, birleşimin dayanımını ve sünekliğini belirlemektedir. Akma mekanizması dayanımı, akmanın başladığı ve ilk rijitlik değişiminin beklendiği moment değeridir. Akma mekanizmaları sonucu, önemli plastik dönme, rijitlik değişimi ve enerji yutulması oluşur. Çoğu birleşimin bir kaç tane akma mekanizması vardır, ve en düşük dayanımlı akma mekanizması, elastik olmayan şekil değiştirmeyi kontrol eder. Bunun yanında, eğer bütün akma mekanizmalarının dayanımı, birleşimin kritik göçme durumu dayanımından küçükse, bütün akma mekanizmları, oluşan θ p ye katkıda bulunabilir. İyi bir sismik performans için, birden fazla sayıda mekanizmanın olması tercih edilir. Pek çok birleşimde değişik mekanizmalardan katkı alabilmek için denge durumlarına ihtiyaç duyar. Bu denge durumları, en çok istenilen akma mekanizmasının ilk önce gerçekleşmesini; istenmeyen durumun ise geciktirilmesini veya tamamen önlenmesini sağlar [2]. Göçme durumları, çatlağa, yırtılmaya ya da birleşimin dayanımında azalmaya sebep olurlar. Her birleşimin bir kaç tane olası göçme durumu vardır ve kritik göçme durumunun, o birleşim için olan dayanımı diğer durumlardan daha düşüktür. Bir birleşimin sünekliği ve elastik olmayan şekil değiştirme yapabilme kabiliyeti, kritik göçme durumu dayanımının en elverişsiz akma dayanımı mekanizmasına yakınlığına bağlıdır. Elverişsiz akma mekanizması dayanımı, kritik göçme durumu dayanımından belirgin bir şekilde küçük olan birleşimler, belirgin elastik olmayan şekil değiştirme ve büyük plastik dönme oluştururlar. Elverişsiz akma mekanizması dayanımı, kritik göçme durumu dayanımına yakın ya da daha büyük olan birleşimler ise çok az süneklik gösterir ya da hiç göstermez. Büyük depremlerde, binaların, yeterli sismik performans gösterebilmeleri için sünek olmaları gerekir. Bu sebeplerden dolayı, elverişsiz akma mekanizması ile kritik göçme durumu dayanımı arasında bir denge olmalıdır [2]. Göçme durumu ile akma mekanizmasının dengelenebilmesi için, birleşimin tüm akma mekanizmaları ve göçme durumları tam olarak anlaşılmalıdır. Mühendis, bu durumları ve mekanizmaları, göçme durumlarının her birini, kötü etkileri yok edecek şekilde birleştirmelidir. Sonuç olarak, yapısal tasarımda kullanabilecek kadar basit ama sismik davranış açısından yeterli olacak birleşim tipleri üzerinde durulmuştur. Bu modellerde, her birleşimin, elverişsiz akma dayanımı ve kritik göçme durumları bulunmuş ve deneysel sonuçlarla karşılaştırılmıştır. Bu karşılaştırmalar, modellerin güvenilir ve yeterli olmalarını sağlamıştır. Plastik dönme kapasitesi θ p ise, seçilen denge koşulunu sağlayan birleşimlerin, deneysel dönme kapasitelerinin istatistik- 70 TMH - TÜRKÝYE MÜHENDÝSLÝK HABERLERÝ SAYI 435-2005/1

sel analizlerinden elde edilmiştir. Elverişsiz akma mekanizması ile kritik göçme durumu dayanımı arasında en az veya en fazla uzaklaştırmaya ihtiyaç duyulduğunda denge kurallarından yararlanılmıştır. Uzaklaştırmanın büyüklüğü, değişik denge kuralları kullanarak, deneylerden elde edilen birleşim davranışlarını karşılaştırarak belirlenmiştir. En az uzaklaştırma, bir akma mekanizması açıkca diğerlerinden üstünse uygulanmıştır. En fazla uzaklaştırma ise mekanizmaların hepsinde de akmaya ihtiyaç duyulduğu durumlarda uygulanmıştır. Bu denge kuralları her birleşim tipi için ayrı ayrı belirlenir [2]. Northridge sonrası birleşimlerde, kolonların eğilme akmasına ulaşması engellenmiştir. Çünkü bu tip birleşimlerin, belirgin elastik olmayan kat ötelemesi ihtiyacı olduğu bilinmektedir. Bunun sonucu olarak, genellikle, kolon başlığını kiriş başlığına birleştiren kaynaklarda kritik gerilmeler oluşmaktadır. Bütün birleşimlerdeki ortak kaygı, kolonun eğilme akması yapmasını engellemektir. Sonlu Eleman Modelinin Kurulması Oluşturulan modeller ANSYS programı kullanılarak hazırlanmıştır. ANSYS mühendisler tarafından tercih edilen bir sonlu eleman analiz yazılımıdır. Bu program sayesinde, yapıların ya da bileşenlerinin bilgisayar modeli hazırlanabilmekte ve bu modele, gerçekte karşılaşılabilecek yükler etkitilebilmektedir. Bu yüklerin etkisi altındayken yapıdaki gerilme seviyeleri ya da fiziksel davranış gözlemlenebilir. Böylece, mühendis için, daha pahalı olan laboratuvar testlerini yapmadan, yapının ya da bileşeninin tasarımını yapmak mümkün hale gelir. Hazırlanan modellerde ANSYS programının sunduğu yüksek mertebeli, 3 boyutlu - 20 düğüm noktalı bir eleman kullanılmıştır. Yüksek mertebeli elemanlarla çözüm yapmak daha kapasiteli bilgisayar işlemcisi ve daha uzun çözüm süresi gerektirse de, gerçeğe daha yakın çözüm verdiği için tercih edilmiştir [3]. Elemanın her düğüm noktasında 3 serbestlik derecesi bulunmaktadır: x, y ve z eksenlerinde ötelemeler. Eleman, plastikleşmeyi, gerilme pekleşmesini, büyük şekil değiştirmeyi ve büyük uzamayı desteklediği için bu çalışmada kullanılacak model için çok uygundur. Kiriş-kolon birleşiminin gerçek durumu daha iyi yansıtması için geometri ve malzeme açısından doğrusal olmayan analiz yapılmıştır. ANSYS sonlu eleman programı, geometrisi doğrusal olmayan sistemlerin çözümünde Newton-Raphson yöntemini kullanır. Bu yaklaşıma göre, uygulanan kuvvet bir dizi yük artımlarına ayrıştırılır. Bu yük artımları çok sayıda yükleme adımında uygulanabilir. Şekil 2 de tek serbestlik dereceli bir sistemin Newton- Raphson eşitliği adımları görülüyor. Şekil 2 - Newton-Raphson Metodu [3] Her çözümden önce, Newton-Raphson metodu, uygulanan kuvvetle elemanlar üzerindeki gerilmeyi oluşturan kuvvet arasındaki farkı bularak, denge dışında kalan yük vektörünü hesaplar. Bundan sonra program, denge dışında kalan yükü kullanarak doğrusal çözüm yapar ve yakınsama olup olmadığına bakar. Eğer, konulan yakınsama koşulu sağlanmadıysa denge dışı kalan kuvvet tekrar hesaplanır, rijitlik matrisi bu sonuca göre güncellenir ve yeni bir çözüm bulunur. Çözüm yakınsayana kadar bu süreç devam eder. Eğer yakınsama sağlanamazsa, program, daha küçük yük artışları kullanarak tekrar çözmeyi dener. Malzemenin doğrusal olmayışının sebebi, gerilme ile uzama arasındaki doğrusal olmayan ilişkidir. Yani, gerilme, uzamanın doğrusal olmayan bir fonksiyonudur. Plastik teori, malzemelerin elosto-plastik davranışlarını, matematiksel bir ifadeye dönüştürebilmeyi sağlar. Plastik teorinin üç bileşeni vardır: Akma koşulu, akış kuralı ve pekleşme kuralı. Akma koşulu, akmanın başlayacağı gerilme değerini belirler. Eşdeğer gerilme, malzemenin akma gerilmesine eşit olduğunda plastik uzama oluşur. Eğer eşdeğer gerilme, akma gerilmesinden küçükse, gerilme-uzama eğrisine göre elastik uzamalar oluşur. Çelik malzemesinin gerilme-uzama eğrisi, orantılılık sınırı denen bir gerilme değerine kadar doğrusal olarak devam eder. Bu sınırdan sonra malzemenin davranışı doğrusal olmaz ama elastiktir (Şekil 3). Akma gerilmesi değerine kadar davranış bu şekilde devam eder. Kalıcı uzama olarak bilinen plastik davranış, malzemenin akma gerilmesi aşıldıktan sonra başlar. Şekilde görüldüğü gibi, orantılılık gerilmesi ile akma gerilmesi arasında küçük fark vardır, ama ANSYS sonlu eleman programı bu iki noktayı çakışık kabul eder. Şantiyede yerine yerleştirilmiş bir yapı elemanı, öngörüldüğü gibi kusursuz bir goemetriye sahip olmayabilir. Bu durumda, yapı elemanı hesaba TMH - TÜRKÝYE MÜHENDÝSLÝK HABERLERÝ SAYI 435-2005/1 71

(1) oranı aranır. Başlıklarında ise, (2) oranı aranır. Bu formüllerde, (3) ifadesi kullanılır [5]. Formüllerde yer alan geometrik boyutlar Şekil 4 de görülmektedir. Şekil 3 - Elastoplastik Gerilme-Şekil Değiştirme Eğrisi [3] katılmamış gerilmelere maruz kaldığından, mühendisin öngördüğü gibi davranmaz. Bu sebeplerden dolayı, gerçeğe daha yakın bir sonuç alabilmek için, hazırlanan modellere, geometrik önkusur dahil edilmiştir. Bu önkusur, x-ekseninde /300; y- ekseninde ise /250 mertebesindedir [4]. Modellerde kullanılan bulonlar, günümüz projelerinde sıklıkla kullanılan 10.9 kalitesindeki öngermeli bulonlardır. Plastik Mafsalın Yerinin ve Plastik Dönmenin Bulunması Çelik moment çerçevesi birleşimlerinin sismik tasarımında, gövde burkulması, başlık burkulması ve yanal burkulma durumları sürekli ilgi çekmiştir. Çünkü, kiriş enkesitini oluşturan plak elemanlarda oluşan yerel burkulma ve önlem alınmadıysa yanal burkulma, çelik elemanların dönme kapasitelerini azaltan önemli faktörlerdendir. Yeterli dönme kapasitesine sahip enkesitler tasarlayabilmek için yerel burkulma olayının dikkatle kontrol edilmesi gerekir. Özellikle de, yerel burkulmanın elastik bölgede oluşması kesinlikle engellenmelidir. Yani, kesit özellikleri, burkulmanın plastik bölgede oluşmasını sağlamalıdır. Northridge öncesi yapılan birleşim testlerine göre, burkulma sonucunda dayanımda azalma ve süneklik kaybı gösterilmiştir. Çelik yapıların tasarımında çok önemli olan bir konu ilk defa Eurocode 3 tarafından kullanılmıştır ve yapısal çelik kesitleri, davranışlarına göre altsınıflara ayrılmıştır. Bu sınıflar [5]: 1. Sınıf (Plastik Kesitler) 2. Sınıf (Kompakt Kesitler) 3. Sınıf (Yarı Kompakt Kesitler) 4. Sınıf (Narin Kesitler) 1. Sınıfta değerlendirilen kesitler yüksek dönme kapasitesine sahip plastik mafsal oluşturma yeteneğine sahiptir. Bu sınıfta yer alan kesitlerin gövdelerinde, Şekil 4 - Kesit Uzunlukları 2. sınıfta yer alan kesitler, en büyük plastik eğilme dayanımına ulaşabilirler fakat şekil değiştirme kapasiteleri sınırlıdır. 2. sınıfta yer alan kesitlerin gövdelerinde, oranı aranır. Başlıklarında ise, oranı aranır. ε değeri formülden bulunur [5]. 3. sınıfta yer alan kesitlerde, eğilme momenti, eğilme akmasına yol açmasına rağmen yerel burkulma olayı yüzünden kesit plastikleşemez. Bu sınıfta yer alan kesitlerin gövdelerinde ve başlıklarında sırasıyla, oranları aranır. ε değeri formülden bulunur. Son olarak, 4. sınıfta yer alan kesitler, basınç başlığında oluşan yerel burkulma yüzünden, tüm elastik eğilme dayanımını gösteremezler. Bu denklemlerde, kesit sınıfını belirleyici olan faktör, basınç başlığının c/t f oranıdır ve kesitin sınıfını belir- (4) (5) (6) (7) 72 TMH - TÜRKÝYE MÜHENDÝSLÝK HABERLERÝ SAYI 435-2005/1

ler. Yukarıda verilen kesit sınıflarından 1. ve 2. kesit sınıflarını içeren çerçevelerin analizinde plastik metod; 3. ve 4. kesit sınıflarına ise elastik metod kullanılmalıdır. Plastik analiz kullanabilmenin şartı plastik enkesit kullanmaktır. Böylece, plastik mafsallar, yeterli dönme kapasitesine ulaşabilir ve yapı içinde oluşan moment yayılımı sayesinde plastik mekanizma oluşumuna yol açar. Kompakt kesitlerin kullanımı ise plastik mekanizmaya ulaşılmasını engelleyebilir. Çünkü bu enkesitler, plastik mafsalı oluşturabilse bile yeterli plastik dönmeyi garanti edemediklerinden moment yayılımı oluşamaz. Yarı kompakt ve narin kesitlerde ise plastik kapasiteler tam olarak oluşamaz. Başlığı Kaynaklı-Gövdesi Kaynaklı Birleşim Başlığı Kaynaklı-Gövdesi Kaynaklı birleşim, Northridge öncesi birleşimin esas alınarak hazırlanmış bir birleşimdir. Northridge öncesi birleşimden ayrılan noktaları, geliştirilmiş kaynak elektrotu ile kaynak uygulama işlemi ve geliştirilmiş kaynak ulaşım deliği detayıdır. Bu analizlerde kaynak malzemesi analize dahil edilmemiş ve kaynak malzemesinin, kiriş ve kolon malzemesiyle aynı mühendislik özelliklere sahip olduğu kabul edilmiştir. Birleşim, Şekil 5 de görülmektedir [6]. Başlığı Kaynaklı-Gövdesi Kaynaklı birleşim tipi kullanılarak hazırlanan numunelerin oluşturduğu plastikleşme Şekil 6 da görülmektedir [6]. Başlık Levhası Kaynaklı Birleşim Başlık Levhası Kaynaklı birleşim, teşkili kolay olduğundan tercih edilebilecek bir birleşim tipidir. Bu birleşimin analizlerinde kullanılan başlık levhası kalınlığı, kiriş başlık kalınlığına eşit seçilmiştir. FEMA raporlarında başlık levhasının uzunluğuyla ilgili bir kriter olmadığından başlık levhası uzunluğu kiriş yüksekliğine yakın bir değer olan 41cm, 51cm ve 61cm seçilerek analizler yapılmıştır. Standart modelde başlık levhası uzunluğu 41cm olarak kullanılmıştır. Şekil 7 de, Başlık levhası Kaynaklı birleşim görülebilir [6]. Şekil 7 - Başlık Levhası Kaynaklı Birleşim Şekil 5 - Başlığı Kaynaklı-Gövdesi Kaynaklı Birleşim Şekil 8 de, Başlık Levhası Kaynaklı birleşimde yapılan analizlerden elde edilen plastik mafsal oluşumu görülmektedir [6]. Şekil 6 - Başlığı Kaynaklı-Gövdesi Kaynaklı Birleşim Tipi Kullanılarak Hazırlanan Numunelerde Görülen Plastik Mafsal Oluşumu Şekil 8 - Başlık Levhası Kaynaklı Birleşimi Kullanılarak Hazırlanan Numunelerde Görülen Plastik Mafsal Oluşumu TMH - TÜRKÝYE MÜHENDÝSLÝK HABERLERÝ SAYI 435-2005/1 73

Başlık Levhası Kaynaklı tipi numunelerin burkulma olayından sonra da moment taşıma kapasitelerinde azalma olmadığı, ve bir süre daha moment değerlerinin artarak devam ettiği görülmüştür. Başlığı Kaynaklı-Gövdesi Kaynaklı tipteki numunelerde ise, yerel burkulma ile moment taşıma kapasitesinde azalma görülmesi aynı adımlarda olmuştur. Başlık levhasının etkisi net bir şekilde ortaya çıkmış ve plastikleşme beklendiği gibi kolon yüzeyinden uzaklaşmıştır. Başlık Levhası Bulonlu Birleşim Başlık Levhası Bulonlu birleşim, Uzatılmış Alın Levhalı birleşimler kadar sık olmasa da yaygın olarak kullanılan bir birleşimdir. Özellikle, Northridge depreminde kaynak detaylarının yetersiz sismik performans vermesinden sonra yönelinen alternatiflerden biri olmuştur. Bu birleşimin plastik dönme kapasitesine pek çok bileşenden katkı gelmektedir. Bunlar arasında, kiriş, başlık levhası, panel bölgesi ve özellikle bulonda oluşan kayma akması sayılabilir. Birleşimin geometrisi, Şekil 9 da görülebilir [6]. Başlık Levhası Bulonlu birleşim kullanılarak hazırlanan numunelerde görülen plastik mafsal oluşumu Şekil 10 da görülmektedir [6]. Rijitleştirilmemiş Bulonlu Alın Levhalı Birleşim Uzatılmış alın levhalı birleşimler Northridge depreminden sonra çok sık olarak kullanılmaya başlanmıştır. Şantiye kaynağı gerektirmediğinden uygulanması daha kolaydır. Rijitleştirilmemiş Bulonlu Alın Levhalı birleşimde, kiriş başlığının altında ve üstünde bir sıra bulon olacak şekilde tasarlanmıştır. Kolon başlığı ve alın levhası birbirine sabitlenmemiştir ve bağıl hareket yapabilirler. Birleşimde öngermeli bulon kullanılmıştır. Birleşimin geometrisi Şekil 11 de görülmektedir [6]. Şekil 11 - Rijitleştirilmemiş Bulonlu Alın Levhalı Birleşim Şekil 9 - Başlık Levhası Bulonlu Birleşim Sismik tasarım standartlarına göre, kiriş-kolon birleşimi, oluşacak plastik mafsalı kolon yüzeyinden uzaklaştıracak kadar rijit olmalıdır. Alın levhalı birleşimde, alın levhasının kalınlığı birleşimin davranışını büyük ölçüde etkiler. İnce alın levhasının kullanılması durumunda bulonların tutmadığı noktalarda alın levhasında açılmalar olabilir. Bu etkinin en büyük olduğu bölge, kiriş başlığıyla gövdesinin birleştiği bölgedir. Bu etkinin sebep olduğu şekil değiştirme Şekil 12 de açıkca görülmektedir [6]. Şekil 10 - Başlık Levhası Bulonlu Birleşimi Kullanılarak Hazırlanan Numunelerde Görülen Plastik Mafsal Oluşumu Şekil 12 - İnce Alın Levhasında Görülen Açılma 74 TMH - TÜRKÝYE MÜHENDÝSLÝK HABERLERÝ SAYI 435-2005/1

Bu sebeple, kullanılan alın levhası kolon başlığıyla aynı kalınlıkta, yani rijit seçilmiştir. Alın levhası ile panel bölgesi takviye levhası aynı yüksekliğe sahiptir. Yeterli plastik dönme davranışı gösteren Rijitleştirilmemiş Bulonlu Alın Levhalı numunede, alın levhası ile kolon başlığı arasında oluşan ayrılma küçük mertebelerde kalmıştır. Ayrılmanın küçük olmasının sebebi, kullanılan kalın alın levhasıdır. Ayrılmanın az olması sonucu bu bölgede plastikleşme oluşmamıştır ve plastik mafsal birleşimden uzaklaştırılmıştır. Daha önceki birleşim tiplerinde olduğu gibi bu birleşim tipinde de birleşim, panel bölgesinde oluşan aşırı şekil değiştirme sonucu göçme durumuna ulaşmıştır. Şekil 13 de Rijitleştirilmemiş Bulonlu Alın Levhalı birleşim için yapılan analizlerden elde edilen plastik uzama şekilleri gösterilmiştir [6]. Rijitleştirilmiş Bulonlu Alın Levhalı Birleşim Rijitleştirilmiş Bulonlu Alın Levhalı birleşim, Rijitleştirilmemiş Bulonlu Alın Levhalı birleşimin kiriş başlığının rijitleştirme levhalarıyla güçlendirilmesiyle oluşur. Rijitleştirme levhası dışındaki diğer bir farkta, kiriş başlığının altında ve üstünde bir yerine iki sıra bulon bulunuyor olmasıdır. Birleşimin geometrisi Şekil 14 te görülmektedir [6]. Tıpkı rijitleştirilmemiş numunelerde olduğu gibi rijitleştirilmiş numunelerde de kalın alın levhalı birleşim kullanılmıştır. İnce alın levhası kullanılması durumunda Şekil 5.30 da görülen ayrılma etkisi bu birleşim için de geçerlidir. Şekil 15 te Rijitleştirilmiş Bulonlu Alın Levhalı birleşim tipi kullanılarak hazırlanan numunelerden elde edilen plastikleşme şekilleri görülmektedir [6]. Şekillerden, rijitleştirme levhasının birleşim davranışı üzerindeki etkisi görülebilmektedir. Plastik mafsal, rijitleştirme levhasının dışına itilmiş olmasına rağmen, kolon yüzeyine daha yakın olan bir kesitte de gerilmeler yoğunlaşmıştır. Kirişin, plastikleşen kısmı oldukça uzundur. Kolonda hiç plastikleşme oluşmaması rijitleştirme levhalarının sebep olduğu bir durumdur. Şekil 13 - Rijitleştirilmemiş Bulonlu Alın Levhalı Birleşimini Kullanarak Hazırlanan Numunelerde Görülen Plastik Mafsal Oluşumu Şekil 15 - Rijitleştirilmiş Bulonlu Alın Levhalı Birleşim Tipini Kullanarak Hazırlanan Numunelerde Görülen Plastik Mafsal Oluşumu Şekil 14 - Rijitleştirilmiş Bulonlu Alın Levhalı Birleşim SONUÇLAR Moment-Plastik Dönme Eğrileri Analizi yapılan birleşimlerden Başlık Levhası Kaynaklı ve Başlığı kaynaklı-gövdesi Kaynaklı birleşimler kaynakla teşkil edilmiş Tam Moment Aktaran birleşimlerdir. Başlık Levhası Bulonlu ve Bulonlu Alın Levhalı birleşimler ise Kısmi Moment Aktaran birleşim sınıfına girer. Bu durumda, Tam Moment Aktaran birleşimlerin, elastik bölgedeki M/θ p oranlarının diğerlerinden daha büyük olması beklenir. Tam Moment Aktaran birleşimlerden de, Başlık Levhası Kaynaklı birleşimin kiriş başlığının bir kısmı takviye edildiğinden daha rijit bir davranış TMH - TÜRKÝYE MÜHENDÝSLÝK HABERLERÝ SAYI 435-2005/1 75

göstermesi beklenir. Bu durum, Şekil 16 da açıkça görülmektedir. Şekil 16 da her birleşim tipine ait olan momentplastik dönme eğrileri görülmektedir [6]. Şekil 16 - Birleşimlerin Moment-Plastik Dönme Eğrileri Plastik Mafsalın Yeri Yapılan analizler sonucunda, Başlık Levhalı birleşimlerde (Birleşim2 ve Birleşim3), bulunan plastik mafsal yeriyle FEMA raporları arasında uyumsuzluk görülmüştür. Fema raporlarının öngördüğü plastik mafsal yerleri ve bu çalışmada bulunan plastik mafsal yerleri Tablo 1 de gösterilmiştir. Tablo 1 - Birleşimlerde Oluşan Plastik Mafsalların Yerleri Birleşim No FEMA Raporları Bulunan Değer Birleşim 1 coh/2 + beh/2 coh/2 + beh/2 Birleşim 2 coh/2 + fph coh/2+fph+beh/3 Birleşim 3 coh/2 + fph coh/2+fph+beh/3 Birleşim 4 coh/2+ept+beh/3 coh/2+ept+beh/3 Birleşim 5 coh/2+ept+sph coh/2+ept+sph Tablo 1 de kullanılan parametreler, coh: Kolon yüksekliği, beh: Kiriş yüksekliği, fph: Flanş levhası uzunluğu, ept: Alın levhası uzunluğu, sph: Rijitleştirme levhası uzunluğu, olarak açıklanır. Değişik başlık levhası uzunluklarıyla yapılan analizlerde Başlık Levhalı birleşimlerde plastik mafsalın, hemen başlık levhası bitiminde değil; kiriş yüksekliğinin üçte biri kadar ötelenmiş olduğu görüldü. Şekil 17 de, Numune1, Numune2 ve Numune 3 birleşimleri görülüyor. Bu birleşimlerin başlık levhası uzunluğu sırasıyla 41 cm, 51 cm ve 61 cm dir. Şekillerden görüldüğü üzere, her üç modelde de başlık levhasından itibaren üç adet sonlu eleman sonra plastik mafsal oluşmuştur. Kiriş gövdesindeki sonlu elemanların uzunluğu 5 cm, ve kiriş yüksekliği 45 cm olduğuna göre, bu sonuç şekillerden görülebilmektedir [6]. Yapılan analizler sonucunda, seçilen birleşim tipleri, kiriş açıklığı ve seçilen profil boyutları için FEMA nın öngördüğü sonuçlar elde edilmiştir. Fakat, bu parametrelerin her birinin değişmesiyle sonuçlar büyük ölçüde etkilenmektedir. Bu sebepten dolayı proje mühendisi, kullanacağı birleşim geometrisinin yeterli plastik dönmeye sahip olduğunu ve plastik mafsalın nerede oluştuğunu ya gerçek ölçekteki deneylerle ya da burada tanıtılana benzer yazılımlarla teyit etmelidir. KAYNAKLAR [1] Roeder C.W., 2001. Connection Performance State of the Art Report, FEMA Rep. No. 355D, Federal Emergency Management Agency, Washington D.C. [2] Roeder, C.W., 2002. Connection Performance for Seismic Design of Steel Moment Frames, J. Struct. Engt., 128, 517-525. [3] ANSYS 7.0, 2000. Documentation, ANSYS Inc. [4] DIN 18800, 1990. Structural Steelwork Design and Construction, Beuth Verlag GmbH, Berlin. [5] Eurocode 3, 1992. Design of Steel Structures. Part 1.1: Genaral Rules and Rules for Buildinds, European Prestandart. [6] Çıngı, F., 2004. Çelik Kiriş-Kolon Birleşimlerinin Plastik Dönme Kapasitesitelerinin Belirlenmesi, Yüksek Lisans Tezi, İstanbul Teknik Universitesi. Numune 1 Numune 2 Numune 3 Şekil 17 - Başlık Levhası Kaynaklı Birleşimde Plastik Mafsal Yeri 76 TMH - TÜRKÝYE MÜHENDÝSLÝK HABERLERÝ SAYI 435-2005/1