LYDİA UYGARLIĞI ve SARDEIS

Benzer belgeler
ANTİK ÇAĞDA ANADOLU ANATOLIA AT ANTIQUITY KONU 4 LYDİALILAR 2

ANTİK ÇAĞDA ANADOLU ANATOLIA AT ANTIQUITY KONU 4 LYDİALILAR 1

ANTİK ÇAĞDA ANADOLU ANATOLIA AT ANTIQUITY KONU 3 FRİGLER 1


Lidyalılar Batı Anadolu'da hala etkin olan Kimmerleri Kızılırmak'ın ötesine sürerek bu tehlikeye kalıcı olarak son vermişlerdir.

LİDYA DEVLETİ VE LİDYA (KARUN) HAZİNELERİ

ANKARA ÜNİVERSİTESİ ZİRAAT FAKÜLTESİ PEYZAJ MİMARLIĞI BÖLÜMÜ MİMARLIK BİLGİSİ YUNAN UYGARLIĞI

MED SANATI: Arkeolojik kaynaklar ise çok sınırlıdır. Iran arkeolojisinde Demir Devri I I I. safhasıdır (Orta Batı İran da: ).

ADNAN MENDERES ÜNİVERSİTESİ FEN EDEBİYAT FAKÜLTESİ ARKEOLOJİ BÖLÜMÜ DERS KATALOĞU

YERYÜZÜNDE YAŞAM ANADOLU VE MEZOPOTAMYA UYGARLIKLARI

ESKİÇAĞ TARİHİ ve UYGARLIKLARI-II 7.Ders. Dr. İsmail BAYTAK. Eski DOĞU: Anadolu Lydialılar-Lidya Uygarlığı

ADNAN MENDERES ÜNİVERSİTESİ FEN EDEBİYAT FAKÜLTESİ ARKEOLOJİ BÖLÜMÜ DERS KATALOĞU

KLA 109 ARKAİK ÖNCESİ EGE ARKEOLOJİSİ. 11. Hafta. Submiken Protogeometrik Dönem

ORTA /OLGUN BRONZ ÇAĞ M.Ö

Urla / Klazomenai Kazıları

ANTİK ÇAĞDA ANADOLU KONU 1 TUNÇ ÇAĞINDA EGE KÜLTÜRLERİ

Anadolu eski çağlardan beri insanların dikkatini çekmiş, önemli bir yerleşim ve uygarlık merkezi olmuştur.

Aynı Duvarda Düzlenmiş ve Düzlenmemiş Yüzeyler

Tokat ın 68 km güneybatısında yer alan Sulusaray, Sabastopolis antik kenti üzerinde kurulmuştur.

KLA 109 ARKAİK ÖNCESİ EGE ARKEOLOJİSİ. 10. Hafta Doç. Dr. Serdar Hakan ÖZTANER KLA ARKAİK ÖNCESİ EGE ARKEOLOJİ Ege Göçleri Dor Göçleri

URARTU UYGARLIĞI. Gülsevilcansel YILDIRIM

HİERAPOLİS, 06/08/14-21/08/14 ÇALIŞMALARI MERMER RESTORASYONU ÇALIŞMALARI

15. MÜZE ÇALIŞMALARI ve KURTARMA KAZILARI SEMPOZYUMU

Figür 1. Euromos Ion Kymationu. Figür 6-7. Klazomenai lahitlerinde Ion kymationu. Figür 8. Klazomenai lahtinde Ion kymationu

M.Ö. 1200' LERDEN GÜNÜMÜZE ANADOLU UYGARLIKLARI

İLK ÇAĞ UYGARLIKLARI MEZOPOTAMYA UYGARLIKLARI MISIR UYGARLIĞI İRAN UYGARLIĞI HİNT UYGARLIĞI ÇİN UYGARLIĞI DOĞU AKDENİZ UYGARLIĞI

5. SINIF SOSYAL BİLGİLER BÖLGEMİZİ TANIYALIM TESTİ. 1- VADİ: Akarsuların yataklarını derinleştirerek oluşturdukları uzun yarıklardır.

ANADOLU UYGARLIKLARI (RÖLYEF) KABARTMA ESERLERİ. Burcu Aslı ÖZKAN

LYDİA UYGARLIĞI (DIA) COĞRAFYASI

Roma mimarisinin kendine

ATATÜRK KÜLTÜR, DİL VE TARİH YÜKSEK KURUMU KAZI DESTEĞİ: POLEMAİOS ONUR ANITININ KAZI, RESTİTÜSYON VE RESTORASYON RAPORU

URARTULAR. topografik özelliklerinden dolayı federasyon üyelerinin birbirleriyle bağları gevşekti.

Bayraklı Höyüğü - Smyrna

Arap Yarımadasından Mezopotamya'ya gelen Sami kökenli bir kavimdir.

Aphrodite nin Kenti Aphrodisias

Şehir devletlerinin merkezlerinde tapınak bulunurdu. Yönetim binası, resmî yapılar ve pazar meydanları tapınağın etrafında yer alırdı.

2013 YILI TRİPOLİS ANTİK KENTİ KAZI VE RESTORASYON ÇALIŞMALARI

PRT 403 Geç Asur-Geç Babil Arkeolojisi

PRT 403 Geç Asur-Geç Babil Arkeolojisi

DASKYLEION. Daskyleion Daskylos un. .. Bir Satraplık Başkenti

COĞRAFİ YAPISI VE İKLİMİ:

En eski uygarlıklardan biri olan Mısır Uygarlığı Nil nehri vadisinde gelişmiştir. Mısır mimarisinin en önemli yapıtları Mısır Piramitleri dir.

GÖRSEL SANATLAR. Mehmet KURTBOĞAN

Sikkeler: (Sağda) Tanrısal gücün simgesi Ammon/Zeus un koç boynuzuyla betimlenen İskender. (Solda) Elinde kartal ve asa tutan Tanrı Zeus

PRT 403 Geç Asur-Geç Babil Arkeolojisi

İlkçağ Anadolu Uygarlıklarında Sosyo-Ekonomik ve Kültürel Yapı Bağlamında Kütüphane/Arşiv Kurumu

PRT 403 Geç Asur-Geç Babil Arkeolojisi. 8. Sanherib Dönemi (Siyasi tarih, mimari ve kabartmalar).

İktisat Tarihi II. IV. Hafta

İktisat Tarihi II. 2. Hafta

Görsel İletişim Tasarımı Öğr.Gör. Elif Dastarlı

İktisat Tarihi II. I. Hafta


KRONOLOJİK İSLAM MİMARİSİ 2 SASANİLER-İSPANYA EMEVİLERİ-TULUNOĞULLARI

PANAZTEPE- MENEMEN KAZISI

GÜZ DÖNEMİ SEÇMELİ DERS LİSTESİ

ANTİK ÇAĞDA ANADOLU DERS 11 HELLEN SERAMİK SANATI

MAĞARALARI VE YERLEŞİM ALANI

ANKARA ÜNİVERSİTESİ ZİRAAT FAKÜLTESİ PEYZAJ MİMARLIĞI BÖLÜMÜ MEZOPOTAMYA UYGARLIKLARI MİMARİSİ

KRONOLOJİK İSLAM MİMARİSİ

Bozkır hayatının başlıca ekonomik faaliyetleri neler olabilir

Roma ve Bizans Dönemi Tarihi Eserleri. Ahmet Usal - Edirne Vergi Dairesi Başkanlığı

ONDOKUZ MAYIS ÜNİVERSİTESİ FEN-EDEBİYAT FAKÜLTESİ ARKEOLOJİ BÖLÜMÜ DERS İÇERİKLERİ

Konya İli Beyşehir İlçesi Fasıllar Anıtı ve Çevresi Yüzey Araştırması 2013 Yılı Çalışmaları

BOĞAZA. sevgiyle gülümseyen bir ev... Özlem ve Halit Akyürek ten Boğaz da bir restorasyon çalışması...

Kuzey Marmara Otoyolu (3. Boğaz Köprüsü dâhil) Projesi için Çevresel ve Sosyal Etki Değerlendirmesi (ÇSED): Ekler

Asya Hun Devleti (Büyük Hun Devleti) Orta Asya da bilinen ilk teşkilatlı Türk devleti Hunlar tarafından kurulmuştur. Hunların ilk oturdukları yer

Ankara da SELÇUKLU MİRASI. Arslanhane Camii. (Ahi Şerafeddin) 58 YEDİKITA

DASKYLEİON 2011 KAZI SEZONU ÇALIŞMALARI

III.BÖLÜM A - KARADENİZ BÖLGESİ HAKKINDA

ANKARA ÜNİVERSİTESİ ZİRAAT FAKÜLTESİ PEYZAJ MİMARLIĞI BÖLÜMÜ. Konu:14.YÜZYIL BEYLİKLER DÖNEMİ MİMARİSİ

HELLENİSTİK DÖNEM UYGARLIĞI 2.Ders. Dr. İsmail BAYTAK. İSKENDER Gençlik yılları

SARAY Saray İlçesinin Tarihçesi:

Üstte, Lagaş Kralı Ur-Nanşe yaptırdığı tapınağa küfe taşıyor, karşısında karısı Kraliçe Abda

LYDİA KRALLIĞI DÖNEMİNDEKİ LYDİA ve İONİA İLİŞKİLERİ

ŞANLIURFA YI GEZELİM

PRT 303 KIBRIS ARKEOLOJİSİ Prof. Dr. Vasıf Şahoğlu

GEVALE KALESĠ KAZI ÇALIġMALARI

Teos Çevre Düzenleme Projesi ve Uygulanması İle İlgili Çalışmalar:

BİRECİK İLÇEMİZ Fırat ta Gün Batımı

HİERAPOLİS KAZISI Hierapolis - Pamukkale Missione Archeologica Italiana

STRATONIKEIA ANTİK KENTİ SU YAPILARI. Antik kent Muğla Milas yolu üzerindedir. Aşağıda görüldüğü gibi Helenistik kurulmuştur.

PANAZTEPE KAZISI. Armağan ERKANAL-ÖKTÜ

Atoller (mercan adaları) ve Resifler

TARĠH TÜRKLERDEN ÖNCE ANADOLU

ANTİK DÖNEM İN EN ESKİ BİLİCİLİK MERKEZİ KLAROS

İzmir İli Arkeolojik Yüzey Araştırmaları

İktisat Tarihi II

İktisat Tarihi II. 1. Hafta

RESULOĞLU YERLEŞİMİ VE MEZARLIK ALANI 2013 YILI KAZI RAPORU

MUHSİN ERTUĞRUL MESLEKİ EĞİTİM MERKEZİ TAKI TARİHİ SORULARI 1) Yapılan kazılarda takılarla ilgili ilk bulgular hangi döneme aittir?

Başkale nin Tarihçesi: Başkale Coğrafyası:

HELLENİSTİK DÖNEM UYGARLIĞI 9.Ders. Dr. İsmail BAYTAK. (Diadokhlar Dönemi ve İPSOS SAVAŞI)

Frig Uygarlığı Mimarisi

Antik Yunan Kentleri (Polis)

YAKIN DOĞU ARKEOLOJİSİ / GEÇ-HİTİT KRALLIĞI

ASSOS KAZISI 2015 YILI SONUÇ RAPORU yılı çalışmaları kapsamında aşağıda listelenen alanlarda kazı çalışmaları gerçekleştirilmiştir (Resim 1).

Adıyaman'ın İsmi Nereden Geliyor?

Th. Bossert, B. Alkım ve H. Çambel tarafından yapılan yüzey araştırmaları sırasında tespit edilmiştir.

BASIN METNİ BEYLİKDÜZÜ MİGROS ALIŞVERİŞ MERKEZİ ÇOCUK KÜLTÜR SANAT FESTİVALİ. Thema Anadolica!

4. SINIF FEN VE TEKNOLOJİ DERSİ II. DÖNEM GEZEGENİMİZ DÜNYA ÜNİTESİ SORU CEVAP ÇALIŞMASI

Transkript:

LYDİA UYGARLIĞI ve SARDEIS

Doğu Anadolu da Urartu, Orta Anadolu da Frig devletleri yıkılırken batıda Küçük Menderes Irmağı havzasında yeni bir uygarlık ortaya çıkar. Bu uygarlık M.Ö. 690-546 yılları arasında güçlü bir devlet olan Lydia Krallığı dır. Bu krallık kısa sürede kuzeyde Karadeniz, kuzeybatıda Marmara Denizi, güneyde Lykia kıyıları, batıda Ege kıyıları ve doğuda Kızılırmak (Halys)e kadar olan geniş bir bölgeyi siyasi denetimi altına almayı başarmıştır. Daha dar anlamıyla Anadolu nun batısında yer alan, güneyi Karia, kuzeyi Mysia, doğusu Frigya, batısı İonya ve Aeolya bölgeleri ile çevrili alana Lydia denmektedir.

LYDİA UYGARLIĞI Tarihi Coğrafyası: İlkçağda bugünkü Gediz ve Küçük Menderes vadilerini içine alan bölgeye LYDIA adı verilmekteydi. Lydia ülkesi içinde, doğudan batıya doğru akan, üç ırmak bulunmaktadır: Kaikos (Bakırçay) Hermos (Gediz) Kaistros (Küçük Menderes) *Doğuda Phrygia ile olan sınırı kesin olarak bilinmez iken, *Batıda Lydia yı Ionia Bölgesi nden Magnesia ad Sipylos (Manisa) kenti ayırır, *Güneyde Lydia yı Karia Bölgesi nden Aydın Dağları ayırırken, en güneydeki kent Tyrha dır (Tire), *Kuzey sınırında ise Hermos dan Temnos a ve oradan da Dindymos a (Murat Dağları) dek uzanan kesim oluşturur.

SARDEIS Bozdağ (Mt.Tmolos) Bayındır Tümülüsü Kaistros (K.Menderes) Karia Bölgesi ile sınırı oluşturan Aydın Dağları

LYDİA BÖLGESİ NİN DOĞAL KAYNAKLARI Hermos ve kolları her zaman yararlanılabilir su kaynaklarıydı; yağmurlar sürekli ve bereketliydi. Dağlar ormanlarla kaplıydı, Tmolos Dağı üzerinde mermer yatakları vardı ve bu taşlar Lydialılar tarafından heykeltraşlık eserlerinin yapımında kullanılıyordu. Kil yatakları sayısızdı ve içinde bol miktarda mika bulunan bu kilden yerli Lydia çanak çömleği ile kerpiç ve çatı-süs kiremitleri üretiliyordu. Lidya maden bakımından da zengin bir bölgedir. Mt.Tmolos'dan gümüs, bakır, boya yapımında kullanılan arsenik ile, ilaç yapımında kullanılan antimon çıkarılıyordu; bu çağın en önemli ve tek kaynağı olan cıva yatakları vardı ve Lidya'lılar cıva ile metal levhaları gümüşleyip parlatarak ayna yapıyorlardı. Antik dönemin lüks tüketim mallarından olan safrandan elde edilen parfümler de Lidya'da üretiliyordu. Doğal zenginliklerine Pactolus Çayı alüvyonlarında bulunan elektron madeninin de katılması, Sardes ve Lydia Krallığı nı siyasal bakımdan güçlü ve önemli bir konuma gelmesinde en büyük rolü oynadı. Perslerin (Akhaemenidler) Sardeis i eyalet merkezi (satraplık) olarak seçmeleri ve kentin Roma döneminde de büyük bir yerleşime dönüşmesi, doğal kaynaklarının sağladığı olanakların göstergesidir.

Lydia Bölgesi ni Ionia dan ayıran Mt.Sipylos (Magnesia ad Sipylos, Manisa) Gyges Gölü Lydia kuzey sınırını oluşturan Murat Dağları

Lydia Tarihi Lydia halkının yöreye geliş tarihi kesin olarak bilinememektedir. Ancak Lydialıların Geç Tunç Çağı sonunda Phrygialılar ile aynı zamanda (İ.Ö 1200) Anadolu'ya yerleştikleri düşünülmektedir 2.bin yılın ikinci yarısında Lydia'da yasadigi ileri sürülen Atyad sülalesi ile ilgili edindigimiz bilgiler efsanevi niteliklidir ve çok güvenilir değildir.. Atyad'larin Tuthaliya IV zamanında (İ.Ö.1250-1220) yasamış olduğu düsünülmektedir. Tuthaliya IV ün bu bölgede yer alan Assuwa konfedarasyonuna karşı düzenlediği seferi anlatan çivi yazılı bir tablette adı geçen Malaziti'nin, ilk Atyad krallarından Meles ile aynı kişi olması olasıdır. Bu dönemde yaşamış diğer ünlü bir prens de Madduwattas'dir. Madduwattas adı ile Alyattes, Sadyattes gibi Lydia krallarına ait adlar arasındaki benzerlik, Tunç çağı sonlarında (İ.Ö.1300) Batı Anadolu'da yaşamış olan yerli halk ile tarih çağlarında yaşamış olan Lydialıların olasılıkla aynı dili kullandıklarını gösterir. Sardeis de yapılan kazılar kentin Tunç Çağı sonlarında bir Anadolu Köyü özelliği taşıdığını göstermiştir. Ancak bu köy topluluğu Kıta Yunanistan ile kültürel bağlar kurabilmiştir. Manisa yakınlarındaki Sipylos Dağı nda ve Karabel de bulunan kaya kabartmaları Hitit etkisinin batıya doğru yayıldığını göstermektedir. Doğu Akdeniz in diğer pek çok kenti gibi Sardeis de Tunç Çağı sonlarında, muhtemelen İ.Ö.1200 de gerçekleşen Thrak göçleri veya Hitit kralı Tuthaliya nın saldırısı sonunda yıkılmıştır. Yıkımı izleyen yıllarda Sardeis'de başa geçen Heraklid sülalesinin Thrak kökenli olması bu görüşü destekler.

Herodotos'a göre Lydia nın ilk kralı Manes dir, onun yerine oğlu Atys, Atys'in yerine oğlu Lydos geçmiştir. Lydia adı kral Lydos adından türetilerek Lydia yurdu anlamında kullanılmıştır. Herodotos'un verdigi bilgilere göre ; Demir çağ başlarında Lydia'da egemen olan Heraklesoğulları sülalesi bölgede 22 kusak boyunca 505 yıl hüküm sürmüştür. Buna göre Heraklesoğlu soyunun başlangıcı İ.Ö 1185 e, yani Thrak göçlerinin hemen sonrasına denk gelir. Bu sülaleye Yunanlılarca tanrı Herakles ile ilişkilendirilerek Heraklidler, Lidyalılarca da Tylonidler adı verilmiştir. Bu sülalenin son ve en önemli kralı, Yunanlıların Myrsilos adını verdikleri Kandaules'dir. Bir harem entrikasından sonra Daskylos un oğlu Gyges, Kanduales'i öldürerek Mermnad sülalesinin egemenliğini kurar. İ.Ö 1200-900 yılları arasında Sardeis'in güçlü bir biçimde Yunanistan ın etkisinde bulunduğunu bilmekteyiz. Öyle ki Yunanlılara ait seramiklere en derin tabakalara değin rastlanılmıştır. Bu dönemde Sardeis'de Yunanistan'dan ithal edilen seramikler oldukça yaygındır. İ.Ö.11 ve 10.yüzyıllarda yaşayan Lydialılar Yunanlıların etkisinde kalmışlar ve geometrik stildeki seramiklerini onların üslubunda geliştirmişlerdir. Demir Çağ ın en önemli buluşlarından biri olan Lydia geometrik üslup boyalı seramiğinin başlangıcı İ.Ö.900 yıllarıdır. Yerli çanak-çömlek ustaları ve ressamlar, Yunanistan dan ithal edilen malzemeyi tanıyarak, veya bizzat Yunanistan a gidip, onların ustaları ile çalışarak yenilikleri öğreniyorlardı.

Lydia da 1185-680 yılları arasında egemen olduğu belirtilen bu sülalenin son kralı, Kandaules dir. Adı, köpek boğan anlamına gelen bu kralın dönemine ait bir geleneği yansıtan kalıntılar, kralın neden bu şekilde isimlendirildiğini açıklamıştır. Söz konusu kalıntılar, Lydia dönemine ait evlerin duvarları dışında gömülmüş olarak ele geçen ve hepsi de benzer tören setinden oluşan buluntulardan oluşmaktadır: Bunlar meyve tabağı, içki kadehi, içki sürahisi, pişirme kabı ve içindeki yavru köpeğe ait tüm iskelet kemikleri ve demir bıçaktır. Toplam 11 adet benzer gömüye rastlanmış, yapılan araştırmalar köpek yavrusu iskeletine ait tüm kemiklerin bir arada bulunmasının ve köpeğin pişirme kabına sığmasının olanaksızlığına dayanarak, köpeğin yenmediğini, ancak kurban edilip pişirildikten sonra bu kabın içine konulduğu; dolayısıyla bu yemeğin Hint-Avrupalı savaş tanrısı Kandaules onuruna düzenlenmiş törensel bir yemek sunusu olduğu sonucuna varılmıştır.

Heraklid Sülalesi nin bu son kralının bir hükümet darbesi ile düşürülmesinin ardından, İ.Ö.680 de Lydia nın yükselişini simgeleyen Mermnad ailesi iş başına geçmiştir. Bu başa geçişi anlatan öyküler içinde en ünlü olanı Herodotos a ait olandır (I, 8-12): Karısının güzelliğine olan hayranlığını bir Mermnad olan Daskylos oğlu Gyges e göstermek isteyen Kandaules, bir gece onun yatak odasına gizlenip eşini izlemesi konusunda ısrar eder. Gyges çaresiz kralın bu dileğini yerine getirirse de, yatak odasından çıkarken Kraliçe tarafından farkedilir. Ertesi gün genç Gyges i yanına çağıran kraliçe bu onursuz davranışın suç ortağı olarak ya Kandaules i öldürmesini, ya da kendisinin Gyges i öldürteceğini söyler. Bunun üzerine Gyges Kandaules i yatağında bıçaklar. Delphoi kahini de Gyges in krallığını onaylayınca, devlet Heraklesoğulları nın elinden çıkar ve Mermnad lara geçmiş olur. Gyges başa geçice Delphoi e sunular göndermiş ve Herodotos un anlattığına göre Phrygia Kralı Midas tan sonra kehanet merkezine hediyeler gönderen ilk barbar olmuştur. Gyges in sunusu olan bütün altın ve gümüş parçalara sunanın adına uygun olarak Gygeant lar denilmiştir.

LYDİA KRALLARI KANDAULES (Heraklesoğulları Alkaios Sülalesi) GYGES (Mermnadlar Sülalesi) ARDYS HERODOTOS un anlattığına göre, Heraklesoğlu Alkaios soyundan gelen kral Kandaules in ataları Lydia da 22 nesil ve 505 yıl boyunca hüküm sürmüşler (İ.Ö. 1185-680), krallık İ.Ö. 7. yüzyılda Mermnad Sülalesi ne geçmiştir. Daskylos oğlu Gyges Kandaules in askerlerinden biridir ve kralın sağ koludur. Mermnadlar Sülalesi nden gelmektedir. 49 yıl boyunca krallığı yönetmiştir, Priene yi almış ve Miletos a asker göndermiştir. Kimmer lerin akropol dışında Sardeis i ele geçirdikleri ilk saldırıları sırasında da hükümdardır. SADYATTES 12 yıl boyunca tahtta kalmıştır. ALYATTES Mermnad Sülalesi nin en yetenekli, girişken ve etkin kralıdır. 57 yıl saltanatta kalmıştır. KROİSOS Lydia Krallığı nın Pers egemenliğine girmesine dek (İ.Ö 547) tahtta kalan son kral.

GYGES DÖNEMİ Lydia ve Sardeis de isimlerini Gyges den sonra alırlar (daha önceleri Homeros Sardeis ve akropolünden Hyde, Lydia dan da Maionia diye bahsetmektedir). Sülalenin değişmesi ile yeni bir politika da başlar, yaklaşık 141 yıl süren yeni yönetim boyunca Lydialılar Anadolu nun hemen yarısını egemenlikleri altında toplarlar. İÖ.680-547/546 yılları arası Lydialıların özgün eserlerini yarattıkları dönemdir. Bu yükselmede, sülâle krallarının diplomatik ağırlık ve ölçüleri kadar, Pactolus Çayı nın alüvyonları içinde elektron madeninin bulunması da etkili olmuştur. Gyges önceki sülalenin pasif ve durağan karakterine karşılık, istilacı bir siyaset gütmeye başladı. Bu çağda Anadolu Kimmer saldırıları ile karışıktı, Phrygia Krallığı göçebe istilacılar nedeniyle son günlerini yaşıyordu. Bu nedenle bir ordu oluşturulması ve özellikle uzun mızraklı süvari birliklerinin ön saflarda yer alması önemliydi. Gyges in kral olarak ilk işi, Lydialıların kendi aralarındaki savaşa son vererek, kuzeydeki Troas bölgesini egemenliği altına almak oldu ve bugün ki Manyas Gölü kıyısında Daskyleion kentinin kurulmasını sağladı (babası Daskylos un adından esinlenerek).

Gyges daha sonra İonia ya karşı saldırılara girişti, bunun nedeni ise Lydialılar arasındaki ayrılığı yok etmek ve Yunan kentlerini kendi ticaret ve siyasal amacına hizmet edecek üsler haline sokmaktı. Bu çabasında ne denli başarılı olduğu bilinmemekle birlikte, İÖ.676 yıllarında Phrygia Krallığı nın Kimmerler tarafından yıkılması ve Thrak boylarının Boğazlar ı aşarak Anadolu topraklarına ayak basmaları Gyges i korkuttu. Ninive ye elçiler gönderen Lydia kralı, Assurbanipal den yardım istedi. Yardım istemeye giden diplomatik heyetin Assur a varışından çivi yazılı Assur belgelerinde şöyle söz edilmektedir: Atalarımın adını bile bilmedikleri Lu-ud-di (Lydia) denen, denizin öte yanından uzak bir ülkenin Gu-gu (Gyges) adlı kralı rüyasında tanrım Assur u gördü ve onun adını söyleyerek, benim kralî eteklerime yapıştı. Ancak Assur yardımına gerek kalmaksızın İÖ.657 deki Kimmer saldırısını Lydia dan uzaklaştırdı ve bunun ardından da, Asur a karşı bağımsızlık savaşı veren Mısır a askeri birlik yardımında bulundu. Böylece Assur un öfke ve lanetini üzerine çekti. Kimmer lerin İÖ.646-645 deki ikinci büyük saldırısına ise karşı koyamayan Lydia, Sardeis in yağmalanıp yıkılması ile sonuçlanan bir felaket yaşadı; Gyges de bu savaşta öldü. Böylece yaklaşık 35 yıl süren hükümdarlığı süresince Gyges in Lydia sı Mısır, Asur ve Babil ile aynı düzeyde tutuldu. İ.Ö. 676 İ.Ö.657 İ.Ö.646-645 Phrygia Krallığı nın Kimmer ler tarafından yıkımı Lydia ya ilk Kimmer saldırısının uzaklaştırılması Lydia ya ikinci Kimmer saldırısı: Sardeis in yıkımı ve Gyges in ölümü

ARDYS DÖNEMİ Gyges den sonra tahta çıkan oğlu Ardys, Kimmer saldırılarının süreceğini ön görerek Assurlarla yeniden diplomatik ilişkilere girişti ve onlardan yardım istedi. Buna rağmen Kimmerler Lydia ya saldırarak Sardes i bir kez daha istila ettiler, ancak şehir bu saldırıya dayandı ve teslim olmadı. Daha sonra İonia ya yönelen Kimmerler burayı yıkıma uğrattıktan sonra esas yerleşme bölgeleri olan Kappadokia ya döndüler. Kimmer saldırıları, Lydialılar tarafından istila ve tehdit edilmekte olan İonia kentlerinin kurtulmasına ve güçlenmesine neden olmuştur. Zira bu saldırılar sayesinde Lydia monarşisinin gelişimi geciktirilmiştir. Ardys in Kimmer saldırıları sonrasında İonia ya yaptığı saldırılar Priene nin alınması ile sonuçlandı. Ardys in ardından, 12 yıl tahtta kalan ve dengesiz kişiliği ile bilinen Sadyattes tahta çıktı

ALYATTES DÖNEMİ Sadyattes den sonra tahta çıkan Alyattes ise Mermnad Sülalesi nin en yetenekli ve etkin kralı oldu. Miletos un denizaşırı ticarete dayanan gücünü tanıyarak, bu kent ile bir saldırmazlık anlaşması imzaladı, ancak Smyrna yı (Eski İzmir) kuşatarak, kenti oturulamayacak derecede yıkıma uğrattı. Kolophon u da ele geçirdi. Bu arada Ephesos la olan ilişkilerini yakın tutuyordu, kızlarından birini de Ephesos lu titan Melas la evlendirdi. 6 yy. başlarında ise Kappadokia ya girerek Anadolu yu Kimmer lerden temizledi. Böylece Lydia Devleti nin doğu sınırları Halys Irmağı na (Kızılırmak) kadar uzanmış oldu. Öte yandan, İran da Med ler de İskit lerle birleşerek Assur İmparatorluğu na son verdiler. Med ler batıya doğru gerileyerek Kappadokia Bölgesi ne girdiler ve batıdan Halys Irmağı na dek dayanarak Lydia lılarla yüzyüze geldiler. Lydia-Med Savaşı, Halys Irmağı yöresinde beş yıl sürdü. 28.Mayıs.585 de günü geceye çeviren ve Miletos lu Thales in önceden hesapladığı Güneş tutulması, tanrıların barış çağrısı olarak yorumlanınca savaş da son buldu. Ve yapılan anlaşmaya göre, Kızılırmak her iki devlet arasında sınır olarak kabul edildi. Bu savaş Anadolu nun kaderini belirleyen olan ilk doğu-batı savaşıdır. Bu savaştan sonra Ön Asya için ortaya çıkan yeni güç dengeleri ise şöyleydi: Med, Lydia, Babil ve Kilikia Devletleri.

KROİSOS DÖNEMİ Alyattes den sonra tahta oğlu Kroisos çıkar; Mermnadlar sülalesinin bu son kralı babasından devraldığı güçlü ve zengin devlet sayesinde ününü tüm ilkçağ dünyasına duyurur. Öyle ki İÖ.1 yy ile İS.1. yy arasında yaşamış olan Romalı yazar Seneca bile Kroisos u kralların en zengini ünlü Kroisos olarak nitelendirir. Bu kralın Hellenler tarafından en beğenilen özelliği cömertliğidir. İÖ.5.yy ozanı Pindaros kral için iyiliklerinin ve yardımseverliğinin anısı ölmez der. Öyle ki Atinalı soylular oğullarına Kroisos adını vererek onun sevgisini kazanmaya çalışırlardı. Kroisos döneminde başkent Sardeİs zenginliğin, etkinliğin ve kültürel gelişiminin doruğuna ulaşmıştır. Sanat alanında oluşturulan eserlerle Sardeİs Arkaik Doğu Yunan Sanatı nın merkezi haline gelmiştir. Öte yandan Kral, tümüyle mali oligarşinin egemen olduğu Ephesos u kuşatmış ve tiran Pindaros u Yunanistan a gitmek zorunda bırakmıştır. Kroisos un, Ephesos Artemis tapınağının inşaatına da yardımda bulunduğu, bu tapınağa armağan edilmiş, gövdelerinin alt bölümü kabartmalı sütun parçaları üzerinde okunan kral Kroisos vakfetti şeklindeki Yunanca yazıtlardan anlaşılmaktadır. Ephesos ardından Kroisos,Anadolu kıyısındaki tüm Yunan kentlerinin de kendine bağladı ve Smyrna nın yeniden iskan edilmesine izin vererek, burayı bir ticaret limanı olarak kullanmaya başladı.

İ.Ö.559 da Perslerin başına geçen Kyros, Med kralı Astyages i devirince siyasal denge bozuldu ve Lydia nın doğu sınırında Pers tehlikesi ortaya çıktı. Herodotos un anlattığına göre Kroisos, alışılageldiği şekilde Delphoi deki kehanet merkezine sunular göndererek, kahinlere şu soruların sorulmasını istedi: Kroisos, Perslerle savaşsın mı, savaşacaksa dost bir ülkeden de birkaç bölük alsın mı?. Kroisos a verilen yanıt şöyleydi: Eğer Perslerle savaşa girerse büyük bir imparatorluğu devirecektir. Bu yanıttan son derece mutlu olan Kroisos un Kyros un krallığını devireceğine dair hiçbir şüphesi kalmadı. İ.Ö. 547 yılının Mayıs ayında Halys (Kızılırmak) kavsinde karşılaşan iki gücün ordularından Lydia ordusu 50.000 askerden oluşuyordu. Sonbaharın gelişi ile geri çekilen Lydia ordusunu izleyen Persler Sardeis i kuşattılar ve Kroisos un ondört yıl hüküm sürdüğü Sardeis 14 gün süren savunma sonucunda düştü.

Bu şöyle oldu: Kuşatmanın ondördüncü gününde Kyros ordunun içinde atlılar dolaştırdı ve siperleri ilk aşacak olana ödüller vereceğini duyurdu. Pers ordusundan bir asker akropolün Tmolos Dağı na bakan ve çok sarp olan yamacını gözlerken, Lydialı bir askerin aşağı düşen miğferinin ardından bu bayırı indiğini, miğferi alıp yeniden yukarı çıktığını gördü. Böylece askerin izlediği yolu kullanarak, Sardeis Akropolü ne tırmanmayı başardı ve diğer Pers askerlerini de peşinden sürükledi. İşte şehir böyle düştü. Herodotos un anlattığı bu istila öyküsünü anımsatan bir buluntu, 1987 yılında yapılan kazı çalışmaları sırasında Anıtsal Kerpiç Duvar ın yer aldığı alanda, büyük bir yıkım tabakasının altında ele geçirildi. Bu tabaka Sardes in Pers istilasına uğradığı İ.Ö.6.yy ın ortasına tarihlenmektedir. Bu bir demir miğferdi ve bronz şeritlerle süslenmişti. Miğfer sekiz dilim halindeki başlık ve hareketli ve küçük menteşelerle tutturulmuş yanak plakaları ile enseyi koruyan parçadan oluşmaktaydı.

Yıkım tabakasının Lydia-Pers savaşı sırasında gerçekleştiği kabul edildiği takdirde, bu miğferin de Lydia veya Pers askerlerinden birine ait olması gerekir. Miğferin keşfinden hemen sonra aynı alanda ortaya çıkartılan ve yetişkin bir erkeğe ait olduğu anlaşılan kol ve kafatası üzerinde antropologların yaptığı incelemeler, iskeletin avuç içinde kayısı büyüklüğünde bir taşın varlığını ortaya koymuştur. Saldırmak veya kendini savunmak için avuçladığı taş elinden düşmeden ölen bu genç erkeğin bir asker olduğu ise, kafatasının uzun süre ağır ve basınç yapan bir başlığı giydiğini gösterir deformasyondan anlaşılmaktadır. Miğfer de olasılıkla bu kişiye aittir ve demir-bronz kullanılarak yapıldığından, özgün ağırlığı söz konusu iskelette deformasyona yol açmış olmalıdır.

SARDEİS DE PERS TAHRİBATI Pers Kralı Kyros un İ.Ö 547-452 arasında Sardeis de yol açtığı yıkımın izlerini taşıyan ve Anıtsal Kerpiç Duvar ın doğusunda yer alan mutfak a üzeri açık küçük bir iç avludan girilmektedir. Bu alan yanmış ve yıkılmış kerpiç duvar kalıntılarıyla, taşıyıcı ahşap ayakların ve tabanın yanmış parçalarıyla kaplanmış haldeydi. Mutfağın depolama ve saklama amacıyla kullanılan (kiler) bölümü olarak değerlendirilen bu yıkım tabakasında sayıları 150 ye varan, kimileri bütün halde korunmuş çok sayıda mutfak ve sofra kabı ele geçmiştir. Bu odanın kuzeyinde ise başı, sağ kolu, sol eli ve her iki bacağı da kayıp bir insan iskeleti ele geçmiştir. Yıkım tabakasının altında kalmış bu iskeletin kayıp olan bölümlerinin sonraki bir dönemde taşınmış olmadığı anlaşılmaktadır. Bu nedenle hayvanlar tarafından parçalandığı veya Kyros un askerlerinin kasdi bir saldırısı sonucunda bu hale geldiği düşünülmektedir.

Herodotos Kroisos un krallığının sonunu şöyle anlatır: Kyros odun yığdırdı, üzerine zincir vurulmuş olan Kroisos u çıkarttırdı; iki yanında iki kere yedi Lydia çocuğu yer almıştı. Kyros bunları bir ganimet sunusu olarak tanrılara kurban etmek mi istiyordu? Bir adağı vardı da onu mu yerine getiriyordu? Yoksa, Kroisos un dinine ne kadar bağlı bir insan olduğunu öğrenmişti de, gelsin bakalım tanrıları da onu diri diri yanmaktan kurtarsınlar, diyerekten mi çıkarmıştı odun yığınının üzerine? Neden olursa olsun, o böyle yaptı diyorlar. Ve ekliyorlar: Kroisos, odun yığınının üstünde ayakta durmuş; böyle tam bir felaketin ortasında Solon u düşünerek zaman bulabilmiş ve şu sözün tanrısal anlamını kavramıştı: Hiçbir canlı mutlu değildir. ; bunu düşünmüş, göğsünden derin bir inilti yükselmiş ve karanlık bir dilsizlikten çıkarak, üç kez, Solon! diye bağırmış. Kyros un Solon un kim olduğuna ve neden onun ismini seslendiğine dair sorularını yanıtlar sonra Kroisos. Kyros duydukları karşısında duygulanır ve Kroisos un da zenginlik bakımından kendisini kıskanacak durumda olmadığını ve böyle bir felaketin günün birinde kendi başına da gelebileceğini düşünerek, ateşin söndürülmesini ve kralın odunların üstünden indirilmesini emreder.

LYDİA DÖNEMİ ANITSAL KERPİÇ DUVARI 1976 yılında yapılan kazılarda ortaya çıkarılan tümüyle insan eliyle yapılmış anıtsal kerpiç duvar, güçlü bir taş platform üzerine oturtulmuş, kırktan fazla kerpiç tuğla sırasından oluşmaktadır. Bu kerpiç duvarın Lydia kentinin şehir duvarına ait olduğu anlaşılmıştır. Özgün yüksekliği 13-14 m. yi bulan bu duvarın 6 m.lik bir bölümü korunmuş olup, güney yönünde 3.5 m yüksekliğinde bir kule de içermektedir.

LYDİA DÖNEMİ ANITSAL KERPİÇ DUVARI Kule, birbirine sıkıca kenetlenmiş, kaba yontulmuş iri taşlardan oluşur. Duvarın dış yüzünde, taş ile kerpicin bir arada kullanıldığı bir işçilik görülür. Arka tarafta ise, duvarın yaklaşık yarı yüksekliğine ulaşan bir platform vardır; bu alan depolar, nöbetçi ve asker barınakları için ayrılmış olmalıdır. Duvar büyük olasılıkla İ.Ö.7.yy ın 2. yarısında Kimmer saldırısının hemen ardından inşa edilmiştir ve benzer tehlikelere karşı bir önlem amacı taşımaktadır.

Doğu sınırını böylece güvence altına alan Alyattes Batı Anadolu ya dönerek, Priene ve Karia Bölgesi üzerine seferler yaptı. Karia kenti Aphrodisias da yapılan kazılar, İÖ. 6.yy da Lydia ile Karia arasındaki ilişkinin varlığını ortaya koymaktadır. 57 yıl saltanatta kalan Alyattes, son yıllarını kendine bir mezar yaptırmakla geçirmiştir. Lydialılar ile Yunanlılar arasındaki ilişkiye çok önem veren kral Yunanlı mimar ve yontu ustalarını sarayına çağırmış, bu dönemden başlayarak Lydia sanatında Yunan etkisi açıkça görülmeye başlanır. İ.Ö.6 yy. da Sardeis deki yapılar çatılı olup, parlak renklerde boyanmış kalıp yapımı terracotta kiremitlerle de süslenmişti. Bu tür kiremitlere ait örnekler Sardeis de parçalar halinde bulunmuşlardır.

LYDIA EVİ ve BAHÇESİ Lydia evinin replikası yapılırken, iskelet olarak hazırlanan modern yapı kerpiç tuğlalar ile çatı ve süs kiremitlerinin yerleştirilmesi içindir. Kerpiç tuğlaların altında ev konstrüksiyonunun taş temelleri de görülebilmektedir. Lydia evi replikasının yapımında antik dönemde kullanılan kerpiç üretim tekniklerine başvurulmuştur.

LYDİA ÇATI ve SÜS KİREMİTLERİ Kazı buluntularından yola çıkılarak hazırlanan kalıplar yardımıyla tümlenmiş, yeni kiremitler üretilmiştir; böylece bir Lydia evi üzerinde çatı ve süs kiremitlerinin sergilenebilmesi mümkün olmuştur. Bu kiremitlerin üretiminde Hermus Irmağı (Gediz) düzlüğünden alınan kil kullanılmıştır. Kiremitler birkaç farklı kilden yapılan astarlarla boyanarak, fırınlandıklarında kırmızı, siyah ve beyaz renkler elde edilmiştir. Özgün kiremit parçalarının kalıpları alınıp, süs kiremitlerinin 1:1 ölçekli modelleri yapılmıştır. Modellerden elde edilen kalıplar rötuşlandıktan sonra kiremitler üretilmiş, kurutulduktan sonra ise boyanarak, fırınlanmışlardır.

Pegasos Theseus ve Minetauros Artemis (Potnia Theron) Lydia evi nin sergilendiği alan Batı Anadolu nun antik dönem doğa örtüsüne uygun çiçekler, meyve ağaçları ile Sardeis in Lydia ve Pers dönemlerinde ünlendiği bahçelerden birine dönüştürülmüştür. Kimmerli savaşçı Keklikler

Anıtsal Kerpiç Duvar ın doğusunda ortaya çıkarılan ve Kyros un İ.Ö. 547-542 arasındaki istilasının yıkım izlerini taşıyan evdeki pişmiş toprak mutfak ve yemek kapları, Lydia dönemi gündelik çanak çömleği kadar, ithal vazolar hakkında da örnek oluşturmaktadır. Süzgeç Lydia kandilleri Skyphos Mutfak kapları Yonca ağızlı Oinochoe Amphora Lydionlar Ağırşaklar Meyve tabakları Bu odada ele geçen ayaklı meyve tabakları birbiri üzerine yerleştirilerek istiflenmiş olarak ele geçirilmiştir, muhtemelen bir sepet içinde depolanmakta idiler. Bu tabaklardan büyük bir bölümünün üzerinde graffiti bulunmaktadır.

M.Ö. 600-570

Bu odada bulunan en ilginç buluntulardan biri de ördek biçimli vazo dur. Ayaklı bir kaidesi, gerçekçi bir gövdesi, sola dönük uzun boyunlu yassı bir başı ve küçük bir kuyruğu vardır. Sırtındaki süzgeçli ve silindirik bir ağız ise bir kulpla gövdenin arka bölümüne bağlanmaktadır. Sol tarafta gövdenin alt kısmında ise tüpü andırır bir akıtacak görülmektedir. Tüm vazo portakal renginden kahverengiye doğru değişen bir astarla kaplanmıştır. Vazonun kil rengi kırmızı kahverengidir ve büyük olasılıkla yerel üretimdir. Ördek üstten, süzgeçli ağız kısmından doldurulmakta, içindeki sıvıyı içecek olan kullanıcı vazonun yan tarafında görülen tüp şeklindeki akıtacağa yerleştirdiği bir pipetle sıvıyı içmektedir. Eski Yunan kaynakları Phrygia lı ve Armenia lılar arasında pipetle içme geleneğinden söz etmektedirler. Gordion da da benzer işlevli vazolar ele geçmiş ve hatta duvar resimlerinde bile betimlenmişlerdir.

Mutfağa girişi sağlayan kapının hemen dışında yiyecekleri hazırlamak için kullanılan bir alan bulunmuştur, burada pişmiş topraktan yapılmış saç ayak üzerinde ve in situ durumda pişirme kapları, bunlara ait kapaklar, bir skyphos ele geçmiştir. Mutfağın kuzeyinde yer alan avlunun üzeri açıktır, ancak kuzey ve güney duvarlarındaki rafların üstü kapatılmış olabilir. Bu alanda ele geçen tüm çanak çömlek raflardan düşerek kırılmışlardır. Öte yandan, bu mutfak alanında bulunan ve tüm olarak ele geçen kapların içinde arpa, buğday, mercimek, üzüm, fındık kalıntılarına rastlanmıştır. Ayrıca öğütücü olarak kullanılan taş değirmenler ve demir rendeler de burada yiyecek hazırlandığını doğrulamaktadır. Pişirme kaplarından birinde ele geçen Frenk arpası ise Plinius un söylediğine göre diğer tüm tahıllara göre tercih edilen ve Gordion da da bulunan bir türdür.

Pers yıkım tabakasında ele geçen bir başka buluntu da kayık biçiminde ve açık olarak yapılmış olan, at başlı vazodur. Sağ tarafının orta bölümünden dışarı doğru uzayan bir emziğe sahiptir. Vazonun iç kısmı mermer taklidi ile süslenmiştir. Dış yüzeyi ise bir bantla iki yatay alana ayrılmış ve beyaz zemin üzerine siyah boya ile hayvan figürleri işlenmiştir. Bezemesinin alt yarısında vazonun her iki yüzünde de yüzer biçimde betimlenmiş yunuslar yer almaktadır. Ayırıcı bandın üst yarısında ise (sağ yüzde) emziğin üzerine doğru sıçrayan ve kendisini izleyen köpekten kaçan bir tavşan ile; (sol yüzde) peşpeşe sıralanmış ve ortadakinden küçük bir buzağının süt emmekte olduğu üç inek yer almaktadır.

Pers yıkımının izlendiği Anıtsal Kerpiç Duvar ın doğusunda kalan alanda, Lydia lı bir hanımın tuvalet masasında bulunabilecek yerli ve ithal kozmetik kapları ile fildişi objeler, aşık kemikleri, fayans minyatür bir Mısır şahini, cam boncuklar, sedef parçaları, Lydia kandilleri, iğ ağırlıkları ve bir mihenk taşı bir arada ele geçmiştir. Bu buluntuların hemen yanında karbonize olmuş halde ele geçen ahşap ve demir kalıntıları ile çok sayıdaki dokuma ağırlığı ise, evin hanımının dokuma tazgahının da bu odada yer aldığına işaret etmektedir.

LYDİA SERAMİK SANATI İ.Ö. 7-6. YÜZYILLAR Özellikle Lydia krallığın ortaya çıkışı ile birlikte yaklaşık 700 (680) 550 tarihleri arasında seramik endüstrisi ve bununla bağlantılı ürünlerde çok belirgin bir çeşitlilik ve yanısıra kalite artışı izlenir. Teknik anlamda ilerlemeler Kilin daha iyi dinlendirilişi ve işlenişi, Hızlı çarkın çok daha başarılı ve ustaca kullanımı, Yüksek ısı derecelerinde fırınlama, Zeminde çağdaş Yunan seramiklerinden alışılan açık krem rengi astarın uygulanması ve ek boyalar ile yapılan süslemeler, Hayvan ve bitki frizlerinin repertuvara katılışı Doğu Yunan seramik dünyasından Yaban Keçisi Stili nin aktarımı Büyük bir olasılıkla İ.Ö. 7. yüzyılın sonlarında gerçekleşir. Lydialı seramik sanatçıları, çağdaş Ion seramiklerini yerel tarzda hem form ve hem de bezeme anlamında taklid ederek vahşi hayvanların, çeşitli mitolojik yaratıkların belirli kuşaklar içinde diziler halinde tasvir edildikleri oldukça süslemeci üsluptaki Yaban Keçisi Stili nde vazoların üretimine başlarlar. Ancak söz konusu bu stil Lydia da hiçbir zaman baskın bir üslup halini almamıştır. Tüm Lydia seramiğinde bu dönemde kullanılan vazo formları esas anlamda büyük çapta Yunan prototiplerinden aktarılmışlardır (amphora, yonca ağızlı sürahi, dinos, hydria, kyliksler gibi). Bunun yanısıra çok az da olsa Phryg geleneğinden devam eden maden taklidi sürahiler de üretilir. Yakın Doğu sanatından ise göbekli hamam tasları çok sevilen bir form olarak Hellenistik dönem içlerine kadar bol miktarlarda bölgede üretilmişlerdir.

Lydia kültürüne ait belli başlı seramik üslupları Mermer taklidi vazolar İlk kez M.Ö. 7. yüzyılın sonunda üretilmeye başlanırlar. İçeriği demir oksid açısından yoğun olan sulandırılmış firnisin vazo üzerine sürülmesi ve bu firnisin basit, dalgalı çizgiler benzeri bir şekilde uygulanması ile elde edilir. Yayılım coğrafyası oldukça geniştir. Batı Anadolu sahil yerleşmelerinde (Larisa, Smyrna ve Kolophon gibi), ve iç Anadolu da Alişar, Midas Şehri ve Gordion dan da bilinir. Lydion Lydia kültürünün en iyi tanınan, deniz aşırı topraklara da ihraç edilen ve hatta başka kültürler tarafından da taklidleri yapılan en bilinen vazo formudur. Parfüm kaplarıdırlar. Lydia nın ünlü parfüm endüstrisinin ürünlerinin muhafazası olarak yapılmışlardır. İ.Ö. 6. yüzyılda Lydia seramiği Ciddi bir durağanlık izlenir. Çömlekçiler, eskinin devamı, fazla yenilik göstermeyen ya da taşımayan bir yola girerler. Seri üretim. Yoğunlukla iç pazara dönüktür. Siyah zeminli, sadece ek beyaz nokta dizileri ile süslenen vazolar (MMS sektörü buluntuları). Erken Fikellura İ.Ö. 6. yüzyılın ikinci çeyreğinin başlarına ait olmalı. Greenie bu okulun muhtemelen Sardis ile ilşkili olamayacağını şimdi düşünür. Önceden bunları yapan sanatçıların muhtemelen Milet kökenli göçmen sanatçılar olduğunu iddia etmişti. Dağılım bölgesi yine de ilginç. Çok güçlü Lydia varlığının hissedildiği merkezler (Sardis, Gordion ve Daskyleion ile sınırlı). Ephesian Ware Bir başka iddialı ve cezbedici, mükemmel işçilik gösteren az sayıdaki örnek ile temsil edilen seramikler. Tarih olarak 650-550 arasına aittir. Özenli bitkisel ve soyut geometrik süslemeler, hayvan frizleri. Yoğun olarak Sardeis ve Ephesos da karşımıza çıkar. Ephesian Ware denmesinin nedeni de Efes Artemis kutsal alanından gelen çok kaliteli örneklerin varlığıdır. Muhtemelen Lydialı çömlekçilerin ürünleri olmalıdırlar.

LYDİA ÖLÜ GÖMME GELENEKLERİ Sardeis'in kuzeyinde ve Gediz'in öteki yakasında Bintepeler yer alır. Bintepe Nekropolü ndeki yüzlerce tümülüsden olağanüstü boyutlarıyla ayrılan üç tanesinin doğudan batıya doğru Mermnad sülalesi krallarından Alyattes, Gyges ve Ardys'e ait olduklari sanılmaktadır. Lydia bölgesinde Mermnad'lar sülalesi ile birlikte yeni bir ölü gömme geleneği olan yığma toprak mezarlar (tümülüsler) ortaya çıkar. Bintepe tümülüslerinin mezar odalarının ahşap oluşu onları diğer Lidya mezarlarından ayırır. Bu tip mezarların benzerlerine Phrygia'da rastlanmaktadır.

Tümülüslerin içindeki odaların bazıları dromosludur. Kapı geçidi olmayan odalara ceset tavandan sokulmustur. Mezar odalarının ölçüleri birbirlerinden pek farkli değildir. Sadece mezar odasının üzerine yığılan toprağın niceliği önemlidir. Zira, mezar tepesinin çapı ve yüksekliği gömülen kisinin statüsünün ve kendisine verilen değerin göstergesi kabul ediliyordu. Toprak, kil ve taştan yapılan tümülüslerin altında bir yere gizlenmiş, mermer ya da kireç taşından mezar odaları, Lydialı soyluların ölümlerinden Lidya tümülüs mezarlarında yön birliği yoktur. Bintepeler deki toplam 13 tümülüsten 10 tanesinin mezar odası güneye (Hermos a) bakar. Dumantepe'deki mezarlardan biri batıya, biri doğuya ve bir diğeri de güney-batıya açılır. Mezar girişlerinin yönü yığma tepenin çoğrafi konumu ile doğrudan ilgilidir. Buna göre, mezar girişleri yığma tepenin yapıldığı arazinin açık ve geniş olan yönüne bakar. sonraki yaşamlarını sürdürdüklerine inanılan öteki dünyadaki evleriydi. Duvar isçiliğinde ulaşılan üstün teknik Lydia'lı soyluların gerçek yaşamlarında sahip oldukları konutlardan daha çok, öldükten sonraki yaşamlarını geçirecekleri yapılara özen gösterdiklerini, Sardeis 'i güzel ve süslü mermer yapı ve sunaklarla donatmaya meraklı olduklarını gösterir..

AKTEPE TÜMÜLÜSÜ (KIRKAĞAÇ)

KARABURUN TÜMÜLÜSÜ BAYINDIR TÜMÜLÜSÜ

Aktepe Tümülüs YitMir s104-2 Harta Tümülüs Fresk YitMir s103

. Eski Izmir-Ankara otoyolunun güneyinde, Pactolus çayının batısında, Lydia çağında nekropolis olarak kullanılan alanda halka ait kaya mezarlara rastlanılır. Buradaki mezarlar genellikle, tepe yamaçlarına oyulmus bir geçit, geçidin sonunda yaklaşık 2 m. yüksekliğinde bir kapı boşluğu ; bunun arkasında ise kaya içine oyulmus bir mezar odası içermektedir. Ölü, mezar odasında çoğu kez bir kireç taşı veya pişmiş toprak lahit içine yerlestiriliyordu.

Piramit mezar : Sardeis antik kentinin içinden geçen eski İzmir- Ankara otoyolunun kuzeyinde, Pactolus Çayı nın doğusundaki tepede yer alır. Günümüze sadece alt bölümleri koruna gelmiştir. Yapım tekniği ve mimari özelliklerine bakıldığında bu mezar anıtının Lydia nın Pers egemenliği altında olduğu dönemden, olasılıkla İ.Ö. 5 yüzyıldan kalma olduğu düşünülmektedir. En ilgi çeken yönü içindeki tonozlu mezar odasının duvarlarında tavus kuşu, diğer kuş resimlerinin bulunmasıdır.

İ.Ö. 520-500 e tarihlenen ve Lydia dilinde yazıtı bulunan stelde şöyle der: Bu Atrastas ın mezar taşıdır / Sakardas ın oğlu Ve bu yüzden her kim ki onu tahrip eder / ya da ona zarar verir, bedelini ödeyecektir. Ve böylece o ve sahip olduğu tüm varlığını, Ephesos Artemis ine adıyorum. Oda mezarlardan birinde ele geçen ve İ.Ö. 6. yüzyılın ortalarına tarihlenen, Atina ve Sparta dan ithal edilmiş pişmiş toprak vazolar.

LYDİA KRALLIĞI NIN SONU ve ANADOLU DA AKHAEMENİD (PERS) EGEMENLİĞİ Lydia nın son kralı Kroisos un Pers Kralı Kyros karşısında uğradığı yenilgi Anadolu daki diğer kentler için de Akhaemenid egemenliğinin başlangıcı anlamına gelmekteydi. Lydia Krallığı nın birdenbire çökmesi, Anadolu kıyılarındaki Yunanlıları dehşet içinde bıraktı ve Herodotos a göre, Aioller ve İonialılar Kyros a elçiler göndererek kendisine uyruk olmak istediklerini belirttiler. Kyros bu görüşmelerin ardından, Kroisos u da yanına alarak İç Asya ya doğru yola çıktı ve Sardeis i de Tabalos adlı bir valinin yönetimine bıraktı, ona yardımcı olarak da Lydialı Paktyas ı görevlendirdi. Ancak Paktyas kendisine verilen Lydia ganimetlerini getirme görevi yerine, bunlarla birlikte kaçtı ve asker kiralayarak Sardeis e saldırdı. Şehri kuşatmakla birlikte, Kyros un müdahale ederek gönderdiği Medli komutan Mazares komutasındaki kuvvetin geldiğini duyunca önce Kyme (Aliağa) ye, sonra da Khios a kaçtı. Ancak adalılar tarafından Mazares e teslim edildi. Bu olay Lydia tarihinin son olayını oluşturur; bundan sonra çıkan Yunan- Pers savaşlarında Lydia lılık bir rol oynamadı.

PACTOLUS DA ELEKTRON UN BULUNUŞU Gyges çağının en önemli buluşlarından biri ise, İÖ.7.yy ın ortalarında, Akdeniz Bölgesi nde altının hiç olmadığı bir dönemde Pactolus alüvyonlarında altının bulunuşudur. Bu döneme ait Kıta Yunanistan da üretilmiş değerli vazolar ve Kral Gyges e ait tümülüsün boyutları, Lydia krallığının güç ve zenginliğini yansıtır. Pactolus da elektron şeklinde bulunan altınla ilgili bir mitolojik öykü ise ilgi çekicidir: Mt.Tmolos (Bozdağ) Dionysos kültünün kaynağı olarak gösterilir; ayrıca Kraliçe Omphale'nin kocasına da aynı isim verilmektedir. Dağın Sardeis'i zengin eden elektronun geldiği Pactolus Çayı'nın kaynağını barındırdığına inanılır. Altın ile gümüşün doğal alaşımı olan elektronun Pactolus da ele geçmesi ise, Phrygia Kralı Midas la ilişkilendirilir. Dionysos'un arkadaşlarından olan satyr Silenos, Phrygia ve Lydia ormanlarında gezinirken, bir ağacın altında uyuya kalır ve diğer arkadaşları tarafından burada bırakılır. Onu bulan köylüler saraya getirirler; kral Silenos'u çok iyi bir şekilde on gün on gece ağırlar, ikramlarda bulunur, dinlenmesini sağlar ve sonra da Dionysos'a götürür. Buna çok mutlu olan Dionysos, Midas'tan bir dilekte bulunmasını ve ne isterse yerine getireceğini söyler. Midas her dokunduğunun altın olmasını ister ve dileği gerçekleşir. Ancak bu yeteneğin ne denli yersiz ve tehlikeli olduğunu zaman içinde anlar ve tanrıya giderek yeniden yalvarır; bağışlanmayı ve bu "altın dokunuş"tan kurtulmayı ister. Bunun üzerine tanrı ona Sardeis'e gitmesini ve Paktolos çayının kaynağına dek çıkarak, topraktan fışkıran sularla başını ve ellerini yıkamasını söyler. Kral denileni yapınca ırmak sularında arınır ve Pactolos Çayı altın tozlarını taşımaya başlar.

KROİSOS DÖNEMİ NDE ALTIN RAFİNERİSİ Sardeis in Kroisos döneminde ulaştığı bu zenginliğin başta gelen nedenlerinden biri, Pactolus Çayı alüvyonlarından elde edilen elektron madeninin çanaklama ve sementasyon adı verilen aşamalardan geçirilerek, altın ve gümüş cevherlerine ayrıldığı rafinerinin kurulmasıdır. Altın rafinerisi, Kuzey Paktolos olarak isimlendirilen alanda ortaya çıkarılmıştır. Altın arıtılan alanın kuzeyinde, dikdörtgen biçimli bir taş sunak yer alır. Üç köşesinde gömülerek yerleştirilmiş birer aslan bulunması, sunağın Sardeis in koruyucu tanrıçası Kybele ye adanmış olduğunu düşündürür. Bu anıtsal sunağın rafinerinin yakınında yer alması ve arıtma artıklarından anıtın inşası sırasında dolgu malzemesi olarak yararlanılması, tanrıçaya verilen önemi gösterir.

Erimiş kurşun oksit Erimiş kurşun ve altın Kemik külünden astar Kil çanak I. Aşama: Çanaklama Bu çanak biçimli ocakların dışında körük ağızlıkları ve çok sayıda altın parçacığı ile cüruf bulunmuştur. Düzinelerce işçi bu alanda yere çömelip körükleri çalıştırarak, erimiş elektron madeninden düğme biçimli küçük, yuvarlak külçeler elde ediyorlardı.

II. Aşama: Sementasyon Bu külçeler levha haline getirildikten sonra, üzeri tuğla tozu ve tuzdan oluşan bir karışım ile örtülerek ısıtılmakta ve uzunca bir zaman kor halinde bekletilmekteydi. İşlem sonucunda gümüş tuzla birleşmekte ve böylece altından ayrışmaktadır. Böylece bir yandan saf altın elde edilirken, diğer yandan da gümüş, tuz ve tuğla tozundan ayrışmaktadır. Herodotos un da belirttiğine göre, Kroisos bu ayrıştırma işlemi sonucunda altın ve gümüş sikkeler bastırmıştır. Bu, sadece gümüş sikkelerin bulunduğu 6.yy. Kıta Yunanistan ı için de Söz konusu arıtma işlemi, Lydia para düzeninin duyarlığına ve Lydia nın bu değerli madenin kaynağı olduğuna işaret etmektedir. olağanüstü bir durumdur. Zira altın ve gümüşün saflık derecesi kolaylıkla ölçülebilirken, doğal alaşım olan elektronda aynı işlem güçlük çıkarmaktadır.

İKİZTEPE TÜMÜLÜSÜ ( UŞAK)

İKİZTEPE TÜMÜLÜSÜ ( UŞAK)

Gümüş Alabastron ve kapak Basmacı Tümülüsü Yit Mir s105 Gümüş Alabastron Karun Hazn YitMir s101-2

Karun Oinochoeler Hazn YitMir s101-3 Gümüş Oinochoe Karun Hazn YitMir s95

Aslan Başlı Bil Yit Mir s107-2 Aslanlı Cam Bil Karun Hazn YitMir s96

Güneş Kursu Bilezik YitMir s107-1 Güneş Kursu Kolye YitMir s106

Hippokampos Biçimli Broş Karun Hazn YitMir s97-4

Kameolar Karun Hazn YitMir s102-1-4

Karun Hazn YitMir s94