GIDA GÜVENLİĞİ VE YENİ TARIM POLİTİKASINA İLİŞKİN ÖNERİLER 30 10 2013 topraksuenerji-ulusal güvenlik denince çoğu zaman zihnimizde sınırda nöbet tutan askerler, fırlatılmaya hazır füzeler, savaş uçakları ve denizaltılar gibi savaş unsurları canlanır. Oysa en az bunlar kadar bir ülkenin ulusal güvenliği açısından hatırlanması gereken en önemli ihtiyaçlarımızın başında gıda güvenliği geliyor. Zira devletler için kendi halkının ihtiyaç duyduğu yeterli gıda ürünlerini üretmek ve halkın sağlıklı ve güvenli gıdaya ulaşmasını temin etmekle ülkelerinin siyasi ve sosyal istikrarı arasında doğrudan bir ilişki vardır. 21. yüzyılda güvenlik kavramı soğuk savaş döneminin sadece sınırların savunulmasına yönelik askeri güvenlik kavramının dışında SU,ENERJİ VE GIDA güvenliği kavramlarını da birlikte getirmiştir.bu alanların birbirleriyle ilişkilerinin artması konuyu çok daha hayati ve stratejik öneme sahip kılmaktadır. İnsanca bir yaşam için sürdürülebilir gıda temini ve tarımsal üretim hem bir ulusal güvenlik sorunudur, hem de küresel bir insanlık sorunudur. 1
Gıda güvenliği nedir? BM Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) gıda güvenliğini, "Bütün insanların beslenme ihtiyaçlarını ve gıda tercihlerini karşılayacak, yeterli, güvenli ve besin değeri yüksek gıdalar için fiziksel, sosyal ve ekonomik erişime sahip olması" şeklinde tanımlamaktadır Gıda güvenliğinin olmaması ise, fiziki veya ekonomik nedenlerle yeterli ve sağlıklı gıdaya erişim imkânından yoksun olmaktır. Gıda güvenliği son dönemlerde bir çok platformun öncelikli konusu haline geldi. Öyle ki Milli Güvenlik Kurulu'nun (MGK) Haziran ayı toplantısının gündeminde de "gıda güvenliği" konusu yer aldı. Toplantı sonrasında yayımlanan bildiride, Türkiye'de hassasiyetle takip edilen gıda güvenliği konusunda alınan ve alınması planlanan tedbirlerin de toplantıda görüşüldüğü ifade edildi. Hatta Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Sn Mehdi Eker de MGK toplantısının ardından gıda güvenliğine ilişkin yöneltilen bir soru üzerine tarım ve gıdayı hükümet olarak, stratejik bir sektör olarak ele aldıklarını belirtti. 2
Türkiye gerek coğrafi gerekse iklim göstergeleri yönünden çok çeşitli tarım ürünleri yetiştirilmesine uygun ülkelerden birisidir. Ancak önemli sayılabilecek gelişmeler sağlanmasına karşın bitkisel üretim ve hayvancılıkta istenen verim düzeyine ulaşılamamıştır. "Tahıl ambarı" olarak övünülen yıllar artık gerilerde kalmıştır. Rakamlar buğday, arpa, mısır gibi ürünlerde yeterlilik oranlarının gerilediğini ortaya koymaktadır. Tarımsal dış ticaretin serbestleştirilmesi sonucunda birçok üründe net ithalatçı konumuna gelinmiştir. Türkiye de iklimsel düzensizliklerin etkisi yaşanıyor ama çok fazla umursadığımız söylenemez. Su ve Gıda Güvenliğimiz için önce su yönetiminin yeni kurumsal yapısını hızla oluşturmalıyız. İkinci çok önemli konu ise Sulama Birlikleri ve Sulama Kooperatifleri nin yapılarının daha güçlü ve üyelerinin daha bilgili bilinçli duruma getirilmesi için Tarımsal sulama yönetimi altyapısını hızla güçlendirmeliyiz.. Bu kurumların halen çok büyük sorunları var Bunlar bir an önce çözülmelidir. Türkiye Su Güvenliği ve Gıda Güvenliği için hazırlayacağı ulusal stratejik plan üzerinden hareket etmelidir. Türkiye nin gıda güvenliği konusunda gen bankalarını ve Kuraklık Test Merkezi ni kurarak tedbir alma çabaları vardır ancak yetersiz kalmaktadır. Bunun yanısıra gelecek için zor şartlara dayanıklı ürün, teknoloji ve sistem geliştirmek ve arazi toplulaştırma projesinin, miras yoluyla arazilerin bölünmesini engellemeye ilişkin yasa tasarısını bir an önce yasalaştırmak gerekmektedir. 21. YÜZYIL'da TOPRAK SU ENERJİ İlişkisi Artacak 21. yüzyılın 20. yüzyıldan farklı olarak en "doğal karakteristiği" Toprak Su Enerji gibi doğal kaynakların birbirileriyle olan ilişkisindeki artış olacaktır. Bu ilişkiler bütünü ayrı ayrı ve birlikte yeni jeopolitik değişmeler yaratacaktır.su,enerji ve gıda güvenliği birbiriyle ilişkili hale gelmiştir. Ancak bu ilişki bu kaynaklardan herhangi birinde oluşacak olumlu gelişmeler kadar olumsuzlukları da birbirlerine transfer edecektir. 3
21. yüzyıl Su, Gıda, Enerji ve Çevre krizlerinin birbirini tetikleyeceği,ihtiyaç miktar dengesizliğinin artacağı,iklim düzensizliklerinin etkili olacağı Doğal kaynak politikalarının belirleyici olacağı bir yüzyıl olacaktır.. DPTNİN 10. KALKINMA PLANINDA Gıda Güvenliği Gıda güvenliği 2014-2018 yıllarını kapsayan 10. Kalkınma Planı'nda da önemli bir yer bulmuştur. Planda, 2013 yılı Küresel Gıda Güvenliği Endeksinde, Türkiye'nin 105 ülke arasında 36'ncı sırada yer aldığına dikkat çekilmiştir. Bu endekste gıda güvenliğinin boyutlarına göre Türkiye'nin gıdaya ekonomik ulaşılabilirlikte 44'üncü, gıdaya fiziksel ulaşılabilirlikte 26'ncı ve kalite ve gıda güvenilirliği boyutunda ise 35'inci sırada bulunduğu belirtilmiştir. Bu planda tarım sektörü için koyulan hedeflerin gerçekleşmesi bu sektördeki sorunların bir an önce giderilmesiyle mümkün olacaktır. NELER YAPILMALI? Türkiye de kırsal kesimlerdeki geçimi sağlamak, derinleşen kırsal yoksulluğu, kırsal işsizlik ve kentlere doğru yaşanan büyük göçleri önlemek amacıyla, üretime, insan kaynakları gelişimine ve adalete önem veren, ciddi kırsal politikalara ihtiyaç vardır. Ancak Tarım en düşük seviyede gelir sağlayan sektör konumunda olmaya devam etmektedir ve yoksulluk sınırında olan kırsal işgücü %35 seviyelerindedir. 4
Türkiye tarımının önünde tarımsal işletmelerin etkinliklerinin artırılması, çok sayıda ve dağınık yapıdaki parsellerden oluşan tarım işletmelerinde bütünlüğün sağlanması, arazi parçalanmasının önüne geçilmesi ve iyi işleyen bir tarım arazisi piyasasının tesis edilmesine yönelik hukuki ve kurumsal düzenlemeler yapılması Tarımsal desteklerin, tarım havzaları ve parselleri bazında, sosyal amaçlı ve üretim odaklı olarak düzenlenmesi, desteklerde çevre ile bitki, hayvan ve insan sağlığının dikkate alınması, tarımsal desteklerin etkinliğinin izlenerek değerlendirilmesi gibi atılması gereken birçok adım vardır. Ülkemizde Tarımsal üretimin destek ve müdahaleye ihtiyacı vardır. Destek ve müdahalenin ilk amacı doğal koşullara bağımlılığı çok yüksek olan bu sektörün gerekliliklerini göz önünde bulundurarak piyasa istikrarını sağlamaktır. İkinci amaç, gıda güvenliği ve kendi kendine yeterlilik endişeleri gerekçesiyle gıda tedarikini belirli bir düzeyde tutabilmektir. Bunlara ek olarak, verimliliği ve üretkenliği arttırmak için gerekli olan teknik gelişmeleri öğrenebilmek için üreticilerin destek ve rehberliğe ihtiyacı vardır. Tarımda tüm politikaların işaret ettiği temel noktalar, verimliliği ve üretici refahını sağlamak için gerekli olan tedbirleri almak, sürdürülebilir tarımsal üretime olanak tanımak, ürün kalitesini ve güvenliğini sağlamak ve rekabet ve kırsal kalkınmayı garanti altına almaktır Çiftçilerin sorunlarını anlamak ve bu sorunlara etkili çözümler üretebilmek için öncelikle sulama birliklerinin kurumsal ve yasal problemleri çözülmeli ve tarımda katılımcı yönetim anlayışı hayata geçirilmelidir Türkiye tarımı kritik yapısal sorunlardan, ülke koşullarını dikkate almayan neoliberal politikalardan önemli ölçüde etkilenmiştir. Türkiye tarımının ihtiyacı olan şey kırsal kalkınma önlemlerini ve kırsal problemlerin doğru analizini içeren anlamlı ve üretim temelli politikalardır. Gıda Güvenliğimiz ancak bu önlemler alındığı zaman sağlanabilecektir. Gıda güvenliğini temin için ise öncelikle sürdürülebilir toprak,su ve enerji politikalarının uygulamaya konulması gerekir.bunun yanısıra ürün piyasalarında ve çiftçi gelirlerinde istikrar gözetilerek etkin stok yönetimi yapılmalıdır. Üretim, pazarlama ve tüketim zincirinde kayıpların azaltılması da çok önemli bir husustur. Katma değeri yüksek ürünlerin geliştirilmesine, gen kaynaklarının korunmasına, ıslah çalışmalarına, nanoteknoloji ve biyoteknolojiye yönelik araştırmalara öncelik verilmelidir. topraksuenerji 5