GENEL BAKIŞ Genel Bakış Bir ulusun gerçek değeri insanlardır. UNDP İnsani Gelişme Raporu (1990) xix
DÜNYADA GÖNÜLLÜLÜĞÜN DURUMU RAPORU 2011 Gönüllülük, insan ilişkilerinin temel bir dışavurumudur. İnsanların içinde yaşadıkları topluma iştirak etme ve diğerleri için önemli olduklarını hissetme ihtiyaçlarıyla ilgilidir. Biz, gönüllü çalışmanın esası olan sosyal ilişkilerin, bireyin ve topluluğun refahı için kritik önemde olduğuna inanıyoruz. Gönüllülük etiği, hepsi de yaşam kalitesine anlamlı şekilde katkıda bulunan, dayanışma, karşılıklılık, aidiyet, karşılıklı güven ve güçlendirme gibi değerleri barındırmaktadır. Tüm dünyada insanlar çok çeşitli sebeplerle gönüllü faaliyetlere katılıyor. Yoksulluğu yok etmek, temel sağlık ve eğitim hizmetlerini iyileştirmek, insanlara güvenli su kaynağı ve sağlıklı koşullar sağlamak, çevre sorunlarından ve iklim değişiminden kaynaklanan sorunlarla başa çıkmak, afet riskini azaltmak, sosyal dışlanmayla ve şiddete meydan veren itilaflarla mücadele etmek bunlardan sadece bazıları. Bütün bu alanlarda gönüllülük, insanların ve toplulukların refahını sağlayarak, kalkınmaya ve barışa katkıda bulunuyor. Gönüllülük aynı zamanda pek çok sivil toplum kuruluşunun, sosyal ve politik hareketin belkemiğini de oluşturuyor. Kamu sektöründe varlığını sürdürdüğü gibi, özel sektörün de giderek artan bir niteliği olmaya devam ediyor. Özellikle, Birleşmiş Milletler 2001 yılını Uluslararası Gönüllüler Yılı (IYV) olarak ilan ettiğinden beri gönüllülüğün anlamı ve değeri giderek artan oranda kabul görürken, söz KUTU GB.1: Kalkınma planlarının değerli bir bileşeni olarak gönüllülük Gönüllülük kavramını, ulusal kalkınma planlamasının değerli bir ek bileşeni olarak kalkınma işbirliği politikasının kapsamına alın. Yerel nitelikteki, gönüllülüğe dayalı zengin kendi kendine yetme ve yardım geleneklerinin farkına varmak ve bunları stratejik olarak sağlam temellere oturtmak, kalkınma çabalarını destekleyecek yeni bir seçmen yapısı oluşturmanın yolunu açmaya yardım edebilir. Ayrıca, kalkınma yardımı sağlayan ülkelerde kamuoyunun zihninde, yardım sağlayan ülkelerdeki gönüllüler ile yardım alan ülkelerdeki yerel gönüllüler arasında bir bağlantı tesis etmek, kalkınma işbirliğine kamuoyu desteği sağlamaya yardımcı olabilir. (4) Kaynak: UNGA (2002b). konusu kavram gene de hâlâ yanlış yorumlanıyor ve gereken değeri görmüyor. Gönüllü faaliyet ile hem insani gelişim, hem de barış arasındaki güçlü bağlar sıklıkla gözden kaçırılıyor. Gönüllülüğün yaşam kalitesine, daha geniş anlamıyla refaha olan katkısının, ekonomik gelişmeyi merkezine alan bir kalkınma paradigmasının da kayıp parçalarından biri olarak kavranmasının tam zamanıdır. Bununla birlikte, ilk UNDP İnsani Gelişme Raporu nda da belirtildiği üzere, bir ulusun gerçek değeri insanlardır. Kalkınma, insanların değer verdikleri bir hayatı yaşayabilmeleri için ulaşabilecekleri seçenekleri çoğaltmaktan geçer. Ekonomik büyüme insanların seçeneklerini arttırmanın yollarından sadece biridir. (1) Sağlık ve eğitim gibi kriterlerin yanı sıra insani gelişim kavramına eklenen bir unsur daha vardır: İnsanların bilgi ve becerilerini kendi kaderlerini belirleyecek şekilde kullanabilme özgürlükleri. Kalkınmanın bu geniş tanımı, yirmi yıldır küresel İnsani Gelişme Raporları ile 600 ün üzerinde ulusal İnsani Gelişme Raporu na şekil veriyor. İlk Birleşmiş Milletler Dünyada Gönüllülüğün Durumu Raporu, gönüllülüğün insanların kendi hayatlarının kontrolünü ellerine alabilmeleri, kendilerinin ve etraflarındaki insanların yaşamlarında fark yaratabilmeleri için nasıl bir araç olabileceğini vurguluyor. Gönüllülük, insan çabasının önemi tam olarak anlaşılmamış ve kalkınma tartışmalarında, özellikle de Binyıl Kalkınma Hedefleri çerçevesinde yeterince ifade edilmemiş bir veçhesidir. Bunu söylememizin amacı, Dünya Gönüllüler Yılı ndan beri özellikle de gelişmekte olan dünyada, gönüllüler yılı içinde tanımlanan dört temel temaya (gönüllülüğün daha çok kabul görmesi, teşvik edilmesi, kolaylaştırılması ve bununla ilgili ağlar oluşturulması) cevaben kaydedilen hatırı sayılır ilerlemeleri inkâr etmek değildir. Hükümetler gönüllülüğü destekleyecek faaliyetlere dair tavsiyeler içeren kapsamlı bir liste oluşturdular. 2001 yılındaki 56/38 sayılı Birleşmiş Milletler Genel Kurulu Önergesi nde bu tavsiyelere yer verilmiş, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından akabinde buna başka xx
GENEL BAKIŞ önergeler de eklenmiştir. (2) Bu tavsiyeler Birleşmiş Milletler Genel Sekreterliği nin müteakip raporlarında da vurgulanmıştır. (3) Dünya Gönüllüler Yılı nın üzerinden geçen on yılın ardından yayımlanan bu raporun zamanlaması yaşamsal öneme sahiptir. Zira hem kendimiz, hem de gelecek kuşaklar için görmek istediğimiz toplum tiplerine dair yapılan yoğun tartışmalarla aynı döneme denk gelmiştir. Küreselleşme kültürel ve sosyal normları hızla dönüştürüyor, bu bazı kesimlere fayda sağlarken bazı kesimler için dışlanma ve marjinalleşme anlamına geliyor. Pek çok insan kendi hayatı üzerindeki kontrolünü yitirdiğini hissediyor. (5) Gönüllülük insanlar için yaşadıkları topluluğun ve toplumun yaşamında söz almanın bir yoludur. Bunu yaparak aidiyet ve içerilme hissi yaşarlar ve böylece hayatlarına yön verebilirler. Tarihin her döneminde asıl aktörlerin, içinde bulundukları topluluk içindeki olayların gidişatını etkileme ve kaderlerine yön verme potansiyelleri, pasif, seyirci konumundakilere oranla daha yüksek olmuştur. 1980 lerde Latin Amerika da, 1990 larda Doğu Avrupa da, daha yakın dönemde Arap ülkelerinde, dijital iletişim biçimlerinin hızla yayılmasının da yardımıyla insanlar gönüllülük temelli kampanyalar ve aktivizm aracılığı ile katılımcı demokratik süreçlere olan arzularını dile getirdiler. Küresel, bölgesel ya da ülke düzeyinde olsun, kalkınma konulu her tür görüşme ve konuşmada gönüllülüğün öne çıkarılması şarttır. Son yıllarda gönüllülüğün pek çok veçhesine olan ilgi hatırı sayılır ölçüde arttı. Bunu, konuyla ilgili yapılan akademik çalışmaların artmasından, gönüllülüğün tartışıldığı çeşitli forumlardan ve özellikle Olimpiyat Oyunları ya da Dünya Futbol Kupası gibi önemli spor etkinlikleri ve doğal afetlerle bağlantılı olarak medyada tuttuğu geniş yerden anlayabiliriz. Bir sivil katılım biçimi olarak gönüllülüğe yönelik hükümet desteğinin varlığını gösteren işaretler de artıyor. Bu desteğin amacı yalnızca verilen hizmetlerin artması değil, aynı zamanda sosyal uyum ve bağlılığı destekleyen değerlerin de teşvik KUTU GB.2: Küresel değişimler karşısında bir dayanak noktası olarak gönüllülük İnsanlar küreselleşme karşısında genelde kendilerini güçsüz, bağlı olduğu hiçbir dayanak olmadan dalgalarla savrulan bir enkaz gibi hissederler. Gönüllülük insanlar için bir dayanak noktası olabilir, zira bu sayede içinde yaşadıkları ortamda değişim yaratabilirler. Kaynak: Marian Harkin, [Avrupa Parlamentosu Üyesi, UNV Yüksek Danışma Kurulu] (2011). (6) edilmesidir. Gönüllülüğe yönelik bu ilgi 2001 de Dünya Gönüllüler Yılı ile başlamış olmamakla birlikte, pek çok yeni gönüllü inisiyatifin kökenlerinin izini oraya dek sürmek mümkündür. Bu rapor, gönüllülük hakkındaki mevcut akademik çalışma külliyatını (referanslara bakınız) çoğaltma amacıyla hazırlanmadı. Bunun yerine biz, bir gönüllülük vizyonu sunuyor ve gönüllülüğün çağımızın barış ve kalkınmayla ilgili başlıca sorunlarıyla nasıl ilişkilendirilebileceğini inceliyoruz. Burada bahsedilen örnekler ağırlıklı olarak, gelişmekte olan ülkelerden alındı, böylece akademik çalışmalarda bugüne kadarki aşikâr dengesizlik düzeltilmeye çalışıldı. Öte yandan Raporun uygulamada küresel olması amaçlandı. Birleşmiş Milletler in 56/38 sayılı çığır açan önergesi; hem hükümetlerin, hem Birleşmiş Milletler sisteminin gönüllülüğü destekleyebileceği açık seçik öneriler içerir. (7) Başlıca mülahazalar arasında şunlar sayılabilir: n Gönüllülük faktörünü politikaların gerektasarımında gerekse uygulanmasında ihmal etmek, kıymetli bir değeri gözden kaçırma ve toplulukları bir arada tutan işbirliği geleneklerini zayıflatma riskini taşıyabilir. (8) n En iyi uygulamanın ne olduğuna dair evrensel bir model yoktur, zira bir ülkede işe yarayan bir model, farklı kültür ve geleneklerde işe yaramayabilir. (9) n Gönüllü faaliyetleri desteklemek, devletin küçülmesini ya da ücretli emeğin yerini alacak bir uygulamayı desteklemek manasına gelmez. (10) xxi
DÜNYADA GÖNÜLLÜLÜĞÜN DURUMU RAPORU 2011 Gönüllülüğün doğasına ve katkılarına dair temel yanlış algılamalar Batı Dünyası nda ve başka yerlerde yaygın olarak varlığını sürdürüyor GÜNÜMÜZ DÜNYASINDA GÖNÜLLÜLÜK Biçimleri değişebilse de dünya üzerinde her toplumda bir gönüllülük etiği vardır. 2001 yılından beri yapılan geniş kapsamlı araştırmalar, bu kavrama dair kavrayışımıza büyük katkılarda bulunmuştur. Fakat buna rağmen, gönüllülüğün doğasına ve katkılarına dair temel yanlış algılamalar Batı Dünyası nda ve başka yerlerde yaygın olarak varlığını sürdürüyor. Gönüllü katılımın ölçeğini belirlemek için üzerinde fikir birliğine varılmış bir metodoloji yoktur. Öte yandan çoğu araştırma gönüllülüğün evrenselliğini, evrensel yayılımını, geniş ölçekli varlığını ve etkisini doğrulamaktadır. GÖNÜLLÜLÜĞÜN YENİ YÜZLERİ Küreselleşme, özel sektörün kurumsal sosyal sorumlulukla bağlantılı inisiyatiflerinin ve yeni teknolojilerin yayılması gibi faktörlerin sonucu olarak, insanların gönüllü faaliyetlere katılabilme imkânları son yıllarda arttı. Örneğin, mobil iletişim teknolojilerinin ve çevrimiçi gönüllülüğün ortaya çıkması pek çok insana bu tip faaliyetlere ilk kez katılma imkânı sağladı. Kısa mesajla iletişim (SMS) hizmeti, bilgi üretimi ve paylaşımına katkıda bulunan mikro-gönüllülüğün bir biçimi. İnsanlar bu hizmeti sık sık bilinç yaratmak, seçeneklere dair bilgi paylaşımında bulunmak ve kamu hizmetlerini denetlemek için kullanıyorlar. Çevrimiçi gönüllülük, yani internet aracılığıyla gönüllü bir iş yapmak, gönüllülüğün belli bir mekâna ve zamana bağlı olma gereksinimini ortadan kaldırdı, böylece gönüllü katılımın esnekliğini ve özgürlüğünü büyük oranda arttırdı. Twitter, Facebook ve Orkut gibi sosyal paylaşım siteleri aracılığıyla bilgi paylaşabilmek insanların çevre sorunlarından (yakın zamanda Arap Devletleri nde olduğu gibi) demokrasi sorunlarına dek pek çok konuda örgütlenebilmesine yardımcı oluyor. İnternet, ev sahibi organizasyonların ihtiyaçları çerçevesinde gönüllü olarak bir araya gelmek isteyen insanların çıkarlarını eşleştirerek gönüllülüğü kolaylaştırıyor; AB Gönüllüleri Çevrimiçi Gönüllülük Hizmeti buna örnek olarak gösterilebilir. İnternete dayanan sanal topluluklara üye olmak aidiyet ve esenlik duygusu da yaratabiliyor. Uluslararası gönüllülük yeni bir kavram olmamakla birlikte, küreselleşme çağında yeni biçimler alıyor ve yeni boyutlar kazanıyor. Genelde kısa dönemleri kapsayan, gönüllü turizmi (volun-tourism) ya da öğrencilerin boş yıl larını gönüllü faaliyetlerle geçirmesi, yeni tezahürlerdir ve bunların etkileri üzerinde yeterince bilgi sahibi değiliz. Kurumlar, sivil toplum kuruluşları (STK), üniversiteler, inanca dayalı örgütlenmeler giderek uluslararası düzeyde gönüllü faaliyetlere katılımı kolaylaştırıyor. Dahası, bir diaspora gönüllülüğü var; göçmen topluluklardan uzmanlar ülkelerine bilgi aktarımı sağlamak için kısa dönemli görevler alıyorlar. Konuyla bağlantılı bir diğer yeni durum da özel sektörün işin içine girmesidir. Bugün, kabaca her üç büyük şirketten biri, bir tür işveren destekli gönüllülük imkânı sunuyor. Özel sektör girişimleri ile yerel STK lar arasında uzun dönemli işbirliği eğilimi giderek artıyor. GÖNÜLLüLÜK VE KALKINMA PARADİGMASI Gönüllülüğün kalkınmaya katkısı, sürdürülebilir geçim koşulları ve değere dayanan refah kavramları bağlamında özellikle çarpıcıdır. Genel algının aksine, dar gelirli kişilerin gönüllü olması diğerleri kadar muhtemeldir. Bunu yaparken hem kendilerinin hem ailelerinin hem de topluluklarının yararına olan bilgilerini, becerilerini ve ilgili sosyal ağların varlığını fark ederler. Gönüllülüğün değerleri, en kolay zarar görebilecek olanın kapasitesini; güvenli geçim koşullarına sahip olma, fiziki, ekonomik, ruhsal ve sosyal refahını artırmak için güçlendirmesiyle yakından bağlantılıdır. Dahası, gönüllülük genelde yoksulluğun, marjinalleşmenin ve eşitsizliğin diğer biçimlerinin sonucu olan sosyal dışlanmayı xxii
GENEL BAKIŞ azaltabilir. Gönüllülük; kadınlar, gençler, yaşlılar, engelliler, göçmenler ve HIV/AIDS le yaşayan insanlar gibi sıklıkla dışlanan nüfus gruplarının topluluğa dâhil olmasının bir yoludur. Gönüllü katılımın, her düzeyde şiddet içeren çatışmaları azaltan ve hatta itilaf sonrası durumlarda uzlaşmayı teşvik eden yurttaşlık değerlerini ve sosyal bağlılığı desteklediğini gösteren pek çok kanıt vardır. Gönüllü faaliyet, güvenin inşa edilmesine katkıda bulunarak, ihtilaf yaratan gerilimleri azalttığı gibi, çatışmaların çözüme ulaştırılmasına da katkıda bulunabilir. Savaş sonrasında ortak bir amaç da yaratabilir. Aslına bakılırsa, yerel düzeyde aktif katılım ve işbirliğiyle bağlı olan insanlar, farklılıkları çatışmacı olmayan yollardan çözüme ulaştırmak için daha uygun bir konumdadırlar. Doğal afetlerdeki gönüllü faaliyetler eskiden beri gönüllülüğün en çok göz önünde olan tezahürlerinden biridir. Ayrıca, başka insanları düşünme güdüsünü destekleyen insani değerlerin en açık ifadelerinden de biridir. Medya, uluslararası gönüllüleri öne çıkarma eğiliminde olsa da böyle durumlarda ilk tepki verenler genelde komşular ve yerel halktır. İklim değişimi, hızlı kentleşme ve diğer faktörler afet olasılığını arttırdığı için bu alanda gönüllülüğün rolü daha da göze çarpıyor. Ulusların ve toplulukların, topluluğun içine kök salmış gönüllü inisiyatifler biçiminde aşağıdan gelen bir süreç aracılığıyla afetlere karşı esneklik kazanabileceğine ve bunun yapılması gerekliliğine dair artan bir uluslararası bilinç var. 2005 Dünya Afetleri Azaltma Konferansı nda, savunmasızlık ve zarar görmeye açık olma durumunu aşmanın en etkili kaynakları olarak, yerel topluluğun kendine yetmesi, yerel örgütlenmeler ve yerel ağlar belirtilmiştir. HDR-Küresel İnsani Gelişme Raporu 2010 da Kalkınmanın merkezine insanı koymak, entelektüel bir alıştırmadan fazlasıdır, denmektedir. Bunun anlamı, ilerlemeyi eşitlikçi ve geniş tabanlı hale getirmek, insanların değişime aktif olarak katılabilmesini sağlamaktır. (11) Gönüllülük tüm toplumlarda ve tüm seviyelerde insanların kabiliyetlerine ve yapabilirliklerine dayanmanın hayli etkili ve pratik bir aracı olabilir. Ayrıca, bu yapabilirlikler bireylerin, toplulukların ve ulusların refahını artırabilmesine de bir kanal açar. Binyıl Kalkınma Hedefleri gibi uluslararası kalkınma amaçlarına ulaşmak için, hükümetlerin ve uluslararası aktörlerin çabaları milyonlarca sıradan yurttaşın gönüllü çabalarıyla desteklenmelidir. (12) Gönüllülüğün zengin ve çeşitli ifadelerinin, ilerlemenin kuvvetli bir itici gücü olarak daha fazla kabul görmesi için uğraşıyoruz. Gönüllülüğün belli bir işi ifa etmekten çok daha öte bir anlamı olduğuna yürekten inanıyoruz. Gönüllülük; güven ve sosyal bağlılık sağlayan ilişkileri yaratıp koruduğu gibi, kimliğe ve ortak geleceğe dair bir sağduyu oluşmasına da yardımcı oluyor. Ortak bir hedef çerçevesinde birlikte çaba gösteren, bunun için birleşen insanların gönüllü faaliyeti pek çok toplumda görülen bir özelliktir. Bu anlamda tüm dünyada çok sayıda insanın yaşamını da etkilemektedir. Dünyada Gönüllülüğün Durumu Raporu, özellikle dar gelirli olan, güvensiz koşullarda yaşayan ve dışlanan çok sayıda insan için gönüllülüğün olumlu etkisinin hem bir tanımı hem de kutlanmasıdır. Biz gönüllülüğe, konuyla zaten ilgilenen akademisyenler ve aktif olarak çalışan kişilerin ötesinde de ilgi uyandırmayı umut ediyoruz. Barış, kalkınma ve refahla ilgili geleceğe yönelik politika münazaralarına bu konuyu dâhil etmek istiyoruz. Böylece politikaları oluşturanların, siyasetçilerin bu devasa ama büyük ölçüde görünmeyen ve henüz keşfedilmemiş kaynakları dikkate almalarına yol açabiliriz. Bu rapor boyunca ele alınan temalardan biri, gönüllülüğün doğasında var olan değerlerin insani gelişim için geniş kapsamlı bir potansiyeli barındırdığıdır. Bu kalkınma kavramı dayanışma, sosyal içerme, güçlendirme, yaşamdan doyum alma, bireysel ve toplumsal refah gibi faktörleri içerir. Bireylerin refahı, özü itibariyle, diğer insanların yaşamına olan katkılarına bağlıdır. Gönüllülüğün doğasında var olan değerler, insani gelişim için geniş kapsamlı bir potansiyeli barındırır xxiii
DÜNYADA GÖNÜLLÜLÜĞÜN DURUMU RAPORU 2011 Bu değerler Birleşmiş Milletler in çalışmalarıyla yakından ilişkilidir. Ama buna rağmen gönüllülük, barış ve kalkınma gündeminde büyük oranda yer almıyor. Bunun değişmesi gerekiyor. Gönüllülük; her ulusun sosyal sermayesinin yaşamsal bir bileşeni, evrensel ve güçlü bir yenilenebilir değeri olarak kabul görmelidir. Aciliyet taşıyan pek çok küresel soruna verilecek yanıtta gönüllülüğün gerçek bir fark yaratma potansiyeli vardır ve bu potansiyel çok büyüktür. Biz bu raporun, söz konusu potansiyelin daha iyi değerlendirilmesine katkıda bulunmasını, daha büyük bir stratejik düşünceyi özendirmesini, barış ve kalkınmaya yönelik hâkim politika ve programlarda işbirlikçi gönüllülüğü aktif olarak harekete geçirmesini umut ediyoruz. xxiv