DERGISI. Language Journal. Muna Yüceol ÖZEZEN. Salim KÜÇÜK. Muhlise Coşkun ÖGEYİK. Oktay YİVLİ. Meltem. Sena TULPAR. Hüseyin. Birsen KARACA ÇOBAN

Benzer belgeler
O.Ö. 100 Temel Eser. Kategori: Türk Şiiri Çarşamba, 28 Nisan :35 tarihinde yayınlandı. Gösterim: 3981

GARİP AKIMI (I. YENİ)

Muzaffer Asiltürk. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

Orhan Veli. BENİ BU GÜZEL HAVALAR MAHVETTİ Kendi Sesinden Şiirler

Benzetme ilgisiyle ismi nitelerse sıfat öbeği, fiili nitelerse zarf öbeği kurar.

Eğitim Öğretim Yılı OKUL ÖNCESİ DÜŞÜNEN ÇOCUKLAR EĞİTİM SETİ YARIM GÜNLÜK PLAN ÇİZELGESİ

MUTLU HAFTALAR. Emrah&Elvan PEKŞEN

MUTLU HAFTALAR. Emrah&Elvan PEKŞEN

Canlı ve cansız varlıklara, çeşitli somut ve soyut kavramlara ad olan sözcük türüdür.

Adım-Soyadım:... Oku ve renklendir.

TEMALARIMIZ UZAY VE GEZEGENLER DÜNYA GÖKYÜZÜ İNSAN HAKLARI VE DEMOKRASİ HAFTASI YERLİ MALLARI VE TUTUM HAFTASI YENİ YIL

ÖZEL EFDAL ERENKÖY ANAOKULU PENGUEN GRUBU EKİM AYI BÜLTENİ

En güzel 'Anneler Günü' şiirleri

Engin arkadaşına uğrar, eve gelir duşunu alır ve salona gelir. İkizler onu salonda beklemektedirler.

ÇALIŞKAN ARILAR EKİM AYI EĞİTİM PROGRAMI 1.HAFTA NELER ÖĞRENECEĞİZ HAFTANIN KONUSU:OKULUMUZ

GÖKLERDE YÜKSELSİN UÇURTMAM 23 NİSAN'DA YANIMDA BABAM

Sayfa 130,131,132,133,134,1 35,136,137 Sular

TIRTIL DAİRE BEDENİM. Görmek için gözlerim,(gözler gösterilir.) İşitmek için kulaklarım var, (kulaklar gösterilir.)

1) Aşağıdaki cümlelerin hangisinde yazım yanlışı yapılmamıştır?

ÖĞRENME ALANI : FİZİKSEL OLAYLAR ÜNİTE 5 : IŞIK

DENİZ YILDIZLARI ANAOKULU. NİSAN AYI 1. ve 2. HAFTASINDA NELER YAPTIK?

Sonsuza Kadar Beraber Sonsuza Kadar Ayrı

Tuğrul Tanyol. Beyaz at. Sönmüş kentleri dolaştım sessizlikte Boş meydanları, kirli sokakları Herkes kendi yankısının peşinde

Cornelia, şarkı söylemek isteyen kaz

Aşağıdaki ışık kaynaklarını doğal ve yapay olarak sınıflandıralım.

&[1Ô A w - ' ",,,, . CiN. ALl'NIN. HiKAYE. KiTAPLAR! SERiSiNDEN BAZILARI Rasim KAYGUSUZ

SEVGİNİN GÜCÜ yılında Manisa da doğan İlhan Berk, Türk şiirinin en üretken, usta şairlerinden

Veli Mektupları MyLittle Island 1

Birbirimize anlatacağımız ne çok şey var; düşündünüz mü? İşte bu yazma nedenlerimden biri. İlki...

gösteren gösterilen biçim anlam

ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI. Refik Durbaş. Şiir BEZ BEBEKLE KUKLASI. 2. basım. Resimleyen: Burcu Yılmaz

ÖZEL NİLÜFER ANAOKULU

ÖZEL GÜRÇAĞ ANAOKULU 5 YAŞ KASIM 2017 AYLIK BÜLTEN

FORUM EGE GÜNEŞİ ANAOKULU CİVCİVLER SINIFI MAYIS AYI AYLIK EĞİTİM PROGRAMI. Tekerlemeler: Arabam Geliyor, El El Emek tekerlemelerini öğreniyorum.

w w w. l i t s a y a p i. c o m. t r

YENİ YILINIZ KUTLU OLSUN.

GÖKYÜZÜNDE KISA FİLM SENARYOSU

Ben yazabilirim! DÜNYA ÇOCUKLARI HAİKU YARIŞMASI - TÜRKİYE

Gökyüzü Hakkında Neler Biliyorum? Sorusuna arkadaşlarımızın verdiği cevaplar.

MÜBDÎ. Allah MUHSÎ dir. MUHSÎ, her şeyin sayısını bilen demektir.

Nükhet YILMAZ HAYAT BİLGİSİ Tutum, Yatırım ve Türk Malları Haftası nı kutladık. Halk ekmek fabrikası gezisine katıldık. TÜRKÇE * Dilbilgisi:

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

T.C. M.E.B ÖZEL MANİSA İNCİ TANEM ANAOKULU DENİZ İNCİLERİ SINIFI

EYLÜL AYI BÜLTENİMİZ

ARI GRUBU EKİM AYI BÜLTENİ

Günaydın, Bana şiir yazdırtan o parmaklar. ( ) M. Mehtap Türk

ÜNİTE 14 ŞEKİL BİLGİSİ-II YAPIM EKLERİ. TÜRK DİLİ Okt. Aslıhan AYTAÇ İÇİNDEKİLER HEDEFLER. Çekim Ekleri İsim Çekim Ekleri Fiil Çekim Ekleri

ÇİÇEK GRUBU NİSAN BÜLTENİ

ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI. Cihan Demirci. Şiir ŞİİR KÜÇÜĞÜN. 2. basım. Resimleyen: Cihan Demirci

İsim İsim İsimlerin Tamamlanmış Hali

FORUM EGE GÜNEŞİ ANAOKULU 3-4 YAŞ GRUBU AYLIK PROGRAMI. Tekerlemeler: Hanım kızı, ebe tekerlemelerini öğreniyorum.

B. ŞİİRİN AHNEK ÖGELERİ

Doğada Keşif Yapıyoruz

AYLA ÇINAROĞLU. Şiir Gemisi

Ö.Ç BİLFEN ANAOKULU 5 YAŞ GRUBU GÜNLÜK EĞİTİM PROGRAMI

.com. Faydalı Olması Dileklerimizle... Emrah&Elvan PEKŞEN

BAHARA MERHABA. H. İlker DURU NİSAN 2017 İLKOKUL BÜLTENİ

Erotik Şiirler Atlasım. Serkan Engin. (Derleme)

Faydalı Olması Dileklerimizle...

Faydalı Olması Dileklerimizle...

MALTEPE SİHİRLİ GEMİLER ANAOKULU MAYIS AYI BÜLTENİ 3 YAŞ

CÜMLENİN ÖGELERİ. YÜKLEM Cümlede anlatılan iş, olay, duygu, düşünce ya da yargıyı içeren temel öğeye yüklem denir.

ÖZEL EFDAL ANAOKULU YILDIZ GRUBU MART AYI BÜLTENİ

AYLIK BÜLTEN TEMA: HAYVANLARI KORUMA GÜNÜ, DÜNYA TASARRUF GÜNÜ, CUMHURİYET HAFTASI,DÜNYA ÇOCUK GÜNÜ

turkuaz evleri TURKUAZ TURKUAZ EVLERİ YENİ MAH. MEVLANA CAD. NO:10 Altınordu-ORDU / TÜRKİYE İLETİŞİM...

FORUM EGE GÜNEŞİ ANAOKULU KELEBEKLER SINIFI AYLIK PROGRAMI

DÜNYA İNSANLIK AİLESİNİN YÜZAKI YAZARLARINDAN!... Ekmel Ali OKUR; Hemşerimiz, Adanalı, Adam gibi adam! İnşaat Mühendisi,

ARALIK AYINDA NELER YAPTIK?

5 YAŞ VE HAZIRLIK SINIFI EKİM BÜLTENİ

Parlar saçların güneşin rengini bana taşıyarak diye yazıvermişim birden.

Gültekin Emre nin YKY deki kitapları:

ilkokulu E-DERGi si 23 Nisan ın Önemi Sorumluluk Okulumuzda 23 Nisan Hedef Siir: Egemenlik Ulusundur 2017 Nisan Sayısı Bu Sayımızda:

EFDAL ERENKÖY ANAOKULU PENGUENLER GRUBU KASIM AYI BÜLTENİ

ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ

gece bana gündüzleri uğramaz gece uykudayken gelir şşşşşşt deyince ağzı şarap tadındadır hatıralarım karışır

İÇİNDEKİLER FARE İLE KIZI 5 YUMURTALAR 9 DÜNYANIN EN AĞIR ŞEYİ 13 DEĞİRMEN 23 GÜNEŞ İLE AY 29 YILAN 35 ÇINGIRAK 43 YENGEÇ İLE YILAN 47

ÖZEL GÜRÇAĞ ANAOKULU 4 YAŞ KASIM 2017 AYLIK BÜLTEN

NİŞANTAŞI AKADEMİ MART AYI AYLIK BÜLTENİ YILDIZLAR SINIFI

BİREYSELLEŞTİRİLMİŞ ÖĞRETİM PROGRAMI

ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI. Betül Tarıman. Öykü GÖKYÜZÜ PRENSİ PO İLE KÜÇÜK KIZ. 2. basım. Resimleyen: Uğur Altun

FORUM EGE GÜNESI ANAOKULU 3-4 YAS GRUBU AYLIK PROGRAMI

Evren Nağmesinde Bir Gelincik Tarlası

MART AYINDA ÖĞRENDİĞİM DİL GELİŞİM ÇALIŞMALARI

3. Yazma Becerileri Sempozyumu

DERS YILI MEV KOLEJİ ÖZEL ANKARA ANADOLU LİSESİ VE FEN LİSESİ 9. SINIFLAR TÜRK EDEBİYATI DERSİ YARIYIL ÖDEVİ

DELİ KIZIN TÜRKÜSÜ Seçme Şiirler. Gülten Akın

Ay Yine Gecikti. Ferhat Şahnacı

Km/sn IŞIĞIN KIRILMASI. Gelen ışın. Kırılan ışın

ÖZEL EFDAL ERENKÖY ANAOKULU PENGUENLER GRUBU NİSAN AYI BÜLTENİ ÇİÇEKLER TEMASI

Karşındakini Var Etmenin En Zor Yolu: DİNLEMEK - Genç Gelişim Kişisel Gelişim

ABDULLAH ALİYE CAN ANAOKULU ÇİÇEKLER SINIFI. Nİsan AYI BÜLTENİ. Sevgİ Kİlİmlerİmİz

BİR BAYRAK RÜZGÂR BEKLİYOR

MEVSİM İLKBAHAR SAĞLIKLI YAŞAM. İlkbahar mevsiminin özelliklerini öğreniyoruz.

MESLEKLER 2017 HAZİRAN / 1. HAFTA CUMA KONU PERŞEMBE

Nükhet YILMAZ HAYAT BİLGİSİ Evimiz Yuvamızdır Tutum, Yatırım ve Türk Malları haftası TÜRKÇE Tutum, Yatırım ve Türk Malları haftası 5N 1K KÜTÜPHANE

Pırıl pırıl güneşli bir günde, içini sımsıcak saran bir mutlulukla. Cadde de yürüyordu. Yüzü gülümseyen. insanların kullandığı yoldan;

TEST. 7. Dişer ne zaman fırçalanmalıdır? A. Yemeklerden sonra B. Okuldan gelince C. Evden çıkmadan önce

3-Tasarruflu ampuller,neonlar,floresanlar neden daha az enerji harcarlar?

.com. Faydalı Olması Dileğiyle... Emrah& Elvan PEKŞEN

Tek başına anlamı ve görevi olmayan ancak kendinden önce gelen sözcükle öbekleşerek anlam ve görev kazanan sözcüklerdir. Edatlar şunlardır:

Transkript:

ISSN : I 300-3542 DERGISI Language Journal Sayı: 117 Kasım- Aralık 2002 Muna Yüceol ÖZEZEN Salim KÜÇÜK Muhlise Coşkun ÖGEYİK Oktay YİVLİ AKTAŞ Meltem Sena TULPAR Hüseyin ATABAŞ Z. CananKARABABA Birsen KARACA Fazlı ÇOBAN Tayyar ÇAYUŞ

DOGAL RİTM VE EZGİLERİN ŞIIRE YANSIMASI Oktay YİVLİ* Şiiri düz yazıdan ayıran iki temel nitelikten birisi anlatım, öteki ezgidir. Düz yazı yalınkat iken şiir; imgeler, tasarımlar ve çağrışımlar aracılığıyla çok anlamlı bir yapıya kavuşur. Düz yazıda ezginin varlığı aranmazken şiirde anlamı ezgili, ritmli biçimde sunmak neredeyse birincil bir koşuldur. KHisik şiirimiz ve halk şiirimiz uyak, redifve ölçüyle ezgi ve ritim oluşturuyordu. İki ayrı gelenek içinde ölçünün ve uyağın egemenliğine boyun eğen şiir ve şairler olduğu gibi, ölçünün veuyağın kaba, mekanik sesini anlarola örterek yükselmiş şiir ve şairler de vardır. Bu bakımdan geleneksel şiir anlayışımızda ölçü ve uyak, uyum oluşturmada hem kolay, hem zor iki ritm aracıdır. Uyağın içinde saklı olan tuzak, uyak için anlamın aşırı derecede zorlanmasıdır. Oysa uyaktan beklenen yapay değil, rastlantısal bir uyumdur. O, türncenin doğasına zarar vermemelidir. Uyakta bulunan bubi tuzağı ölçü için de geçerlidir. Ritm yaratmak için kendisine başvurulan ölçf!ıanlamın ve sözün önüne geçerse iğdiş edilmiş, güdük bir şiir ortaya çıkar. Kulağı tırmalayan, tekdüze sesler, çağrışımı ayaklar altına alır. Çağdaş Türk şiiri, bu geleneksel iki ritm aracından uzaklaşarak şiiri oluşturmuştur. Yeni şiir geleneğimiz içinde yazılmış bir şiiri okuduğumuzda, pekahi bir ezgi duyuyoruz. Ölçü, uyak ve redif bile kullanılmadan bu armoni nasıl sağlanıyor? Serbest koşukla yazan şairler üzerinde epeydir düşünüyordum. Özellikle yeni şiirin bayraktın Orhan Veli Kanık'ın şiirlerindeki ezgi, beni oldum olası şaşırtıyordu. O, ölçüden, uyaktan ve imgeden büyük ölçüde uzak durarak şiirinin ezgisini nasıl oluşturmuştu? Orhan Veli 'nin başka bir özelliği de yeni kuşaklarca iyi tanınan, çok okunan bir şair olmasıdır. Çağdaş Türk şiiri içinde onun kadar güçlü pek çok şair olmakla birlikte niçin o daha çok sevilmektedir? 60

Dil Dergisi, Sayı: 117 Kasım-Aralık 2002 Bu olgu, ayrı bir inceleme ve yazı konusudur. Buna karşın yine de bu konuda birkaç söz söylemek isterim. Orhan Veli'yi yeni kuşaklara bu denli sevdiren onun biçemidir. Sıcak, insanın içini saran bir söylemi vardır. Şiirlerindeki halk söyleyişleri ve deyimler, yeğlediği konuşma dili, günlük yaşantıdan taşıdığı izienimler ve yalın anlatımı onun çok sevilip anlaşılmasındaki önemli yapı taşlarıdır. Birçok şiirini defalarca okuduğum h~ude Orhan Veli'de ilk kez yeni bir şey fark ettim. Şairin, göğü ilk kez gördüğü/fark ettiği "Bir uçurtma yaptım, tel/i duvaklı 1 Kuyruğu ebemkuşağı renginde 1 Bir salıverdim gökyüzüne 1 Gökyüzünü gördüm" dizelerindeki şaşkınlık durumu bende de oluştu. "Yükselip alçalan göğsü deniz gibiydi" 1 dizesiydi fark ettiğim. Bu dizedeki doğal ritmi ilk kez duyuyordum. Doğadaki bir ritmi, şairin nasıl ustaca şiirine aktararak ezgiyi oluşturduğunu gördüm. Denizde rüzgarla, gel gitlerle dalgaların oluşturduğu alçalış ve yükselişlerin ritmi, deniz kızının göğsüne taşınmış. Kadın göğsü biçimsel olarak yükseklik ve alçaklıklardan oluşur. Bu bakımdan dalgaların inişli çıkışlı kıvrımlı çizgisini anımsatır. Belieğimize yansıyan bu çizgi, resim gibi durağan değildir; soluk alış verişlerle denizin eylemini yineler. Bu iki farklı ritm özdeşleştirilerek şiire taşınmıştır. Böylece Orhan Veli şiirinde; uyaksız, ölçüsüz doğal bir ezgiyi oluşturabilmiştir. Bu saptamam bir rastlantı mıydı, yoksa şair başka şiirlerinde de bu doğal araçtan yararianmış mıydı? Bir altın arayıcısının dikkati ve heyecanıyla yeniden Orhan Veli'nin "Bütün Şiirleri"ne yöneldim. Bu, inceleyici okumadan sonra "Denizkızı"ndaki bu örneğin tekil olmadığını gördüm. Orhan Veli'de bulunan doğal ezgi ve ritmler iki ana öbek oluşturuyor: Doğanın ezgisi ve günlük yaşamın ritmi. Çağdaş şiitimizde doğal ezgi ve ritmierin bir estetik değer oluşuna karşılık gelen bu durum benimsenitse estetik bir araç olarak aliterasyon (ünsüzuyum) ve asonans (ünlüuyum)'ın yanı sıra şiir incelemelerinde kullanılabilecektir. Bu amaçla Orhan Veli'de saptadığım doğal ezgi ve ritmleri anlam ilişkileriyle birlikte aşağıda vermeye çalışacağım. "O gece gördüm, onun gözlerinde gördüm Gün ne güzel doğarmış meğer açık denizdef"2 dizesinde güneşin yavaş yavaş doğuşu, mutlu kadının gözlerindeki artan parlaklıkla özdeşleştirilıniştir. Güneşin, git gide çoğalan ışığıyla yeryüzünü aydıntatması gibi kadının gözlerinde de giderek yükselen bir parlaklık görülüyor. Aydınlık ve parlaklık benzer bir ritm oluşturuyor. Denizin birçok niteliğini bedeninde taşıyan deniz kızı imgesini içinde bhrındıran "Onun saçları öğretti bana dalgayı; 1. Orhan Veli Kanık B... Ş:iirleri, Adam Yayınları, 43 basım, İstanbul 2001, Deniz kızı, s. 124. 2. a.g.e. Deniz Kızı, s. 424. 61

Dil Dergisi, Sayı: 117 Kasım-Aralık 2002 Çalkandım durdum rüyalar içinde,'' 3 dizelerinde, dalganın ritmi saçlara yansıtılmıştır. Saçlar, kıvrım kıvrım biçimi ve esintiyle dağılışıyla dalgalarla özdeş bir salınım ortaya koyuyor. "Uzaklarda, çok uzaklarda, Sucuların hiç durmuyan çzngıraklarz"4 dizeleriyle günlük yaşamın ezgisi şiire taşınmıştır. Sucuların "çın çın" oten çıngırakları; gerek "çıngırak" sözcüğünün çağrışımıyla, gerekse "c" ve "ç" aliterasyonuyla şiire yansıtılmıştır. "Uzak" sözcüğü, sesin belli belirsiz oluşunu, yani tınısını; "durmuyan" sözcüğü sesin sürekliliğini, yani ritmin düzenliliğini gösteriyor. Kuşların bölük bölük geçişi ve kesintili ötüşlerindeki ritm. "Kuşlar geçiyor, derken; Yüksek/erden, sürü sürü, çığlık çığlık" s dizelerindeki sözlerin, ancak beş çırpıda söylenebilmesi ve "sürü sürü", "çığlık çığlık" ikilemleriyle karşılanmıştır. Buradaki "s", "ş", ve "ç" aliterasyonu, kuşların gökyüzünden geçişi sırasında oluşan sesin tonunu veriyor. "Çekiç sesleri geliyor doklardan"6 dizesinde, günlük yaşamın sesleri duyuluyor. "Dok" sözcüğü ve "-yor" eki, çekiçierin tok sesini, tonunu kulağımızda uyandırıyor. "Dinmiş lodosların uğultusu içinde, İstanbul' u dinliyorum, gözlerim kapa!z"7 dizelerinde, kesilen rüzgarın sesi, bir bakıma sessizliğin ezgisi çağrışım yoluyla ve "s", "ş", "ğ" aliterasyonuyla duyuruluyor. Uğultu, boğuk ve anlaşılmaz bir sesle insanda olağan dışı duygular uyandırır. "Uğultu" ile "dinıniş lodos" karşıtlık oluşturuyor. Burada uğultu çağrışımla uyandırılmış bir tasarımdır. Kuşun kanat çırparken çıkardığı ses ve aceleci devinim, "Bir kuş çırpımyor eteklerinde"8 dizesiyle kadının eteklerine yansıyor. Eteğin esintiyle dalgalanışı, uçuşmasıyla ortaya çıkan belli belirsiz ses; kanat sesiyle özdeştir. Bir bakıma "Bin Bir Gece Masalları" için bir dekor oluşturan "Beyaz bir ay doğuyor fıstıkların arkasından"9 dizesinde, ayın adeta yeryüzüne, ağaçlara sürtünerek yükselirken çıkardığı hışırtı, "fıstık" sözcüğüyle duyuruluyor. "1" asonansı ile "f", "s", "t", "ğ"sesleri bu izlerrimi güçlendiriyor. 3. a.g.e. Deniz Kızı, s. 424. 4. a.g.e. [stanbul'u Dinliyorum, s. 101. 5. a.g.e. Istanbul'u Dinliyorum, s. 101. 6. a.g.e. Istanbul 'u Dinliyorum, s. 10 I. 7. a.g.e. İstanbul'u Dinliyorum, s.!ol. 8. a.g.e. [stanbul' u Dinliyorum, s. I 02. 9. a.g.e. Istanbul'u Dinliyorum, s. 102. 62

Dil Dergisi, Sayı: 117 Kasım-Aralık 2002 ''Yolum asfalt, Yolum toprak, Yolum meydan Yolum gökyüzü" ID dizelerinde, yolun o bitip tükenmez uzunluğu, tekdüze ritmi "yol" sözcüklerinin yinelenmesiyle yansıtılmıştır. Hareket eden bir ulaşım aracının camından izlenilen görüntünün her an değişmesi gibi, "asfalt, toprak, meydan, gökyüzü" sözcükleri başka başka resimler oluşturuyor. Böylece "yol"un çizgisel ritmi zenginleşen bir ezgiye dönüşüyor. Sözcüklerin kesik kesik dizilmesiyle "Aşlq, yağmuru, Tramvay sesini, Otelciyi...'' ll dizelerinde yağmurun sesi başarıyla verilmiştir. Sözcükler arasında sık sık durmanın yanı sıra her üç dizenin de kısa oluşu, damlaların ritmini daha kolay duymamızı sağlıyor. Bilindiği üzere benzer bir ritm, Tevfik Pikret'in "Yağmur" şiirinde aruz ölçüsüyle oluşturulmuştur. Evren e dikkatle baktığımız zaman "damlar", "bacalar" gibi durağan nesnelerde bile bir canlılık edimi görülür. "Dinle bakalım, işitebilir misin Türküsünü dam/arın, bacaların Yahut da karıncalann buğday taşıdıklarını Yuva/arına?" 12 dizelerinde yaşamın sessizliği, dinginliği; damların, bacaların duruşu ve karıncaların ağır ritmiyle veriliyor. "Ağlasam sesimi duyar mısznız, Mısralarımda; Dakunabilir misiniz, Gözyaşlarıma, ellerinizle?" 13 dizelerinde "s" ve "z" (aliterasyonuyla ağlayış ve gözyaşının sessiz dökülüşleri anlatılıyor, "s" ve "z" sürekli ünsüzlerin çıkardığı sesle ağlama sesi arasında yatay bir ilgi kurulmuştur. "Tak takıştır, Sür sürüştür" 14 dizeleriyle günlük yaşamın içinde bir kadının hızla hazırlanıp evden çıkışındaki aceleci tavır ve ritm verilmiştir. Bu acelecilik, eylemlerin üst üste yinelenmesiyle yansıtılmıştır. 10. a.g.e. Veda, s. 203. 11. a.g.e. Veda, s. 203. 12. a.g.e. Sabaha Kadar, s. 50. 13. a.g.e. Anlatamıyorum, s. 55. 14. a.g.e. Söz, s. 59. 63

Dil Dergisi, Say1. 117 Kasım-Aralık 2002 "Yaylznzn atları şıngır mıngzr" 15 dizesinde at arabasının ağıraksak gidişi ve çı sesler, "şıngır mıngır" ikilemesiyle ve sözcüklerin çağrışım değer kardığı gıcırtılı leriyle verilmiştir. Kalan ve giden insanları birbirinden ayıran tren sesi, "Bir tren sesi duymayagöreyim, İki gözüm, İki çeşme," 16 dizelerinde, hüzün duygusu oluşturarak gözyaşiarına yansımıştır. Burada tren sesiyle ağlama arasında yatay bir kesişme vardır. "Çatanalar, mavnalar, kayık/w~ Limanda sıra bekliyen gemilerin arasında İnsanlar hayat mücadelesinde; Adamlar, kadınlar, çocuklar; Ellerinde yemek çzkınlarz, Rejiye giden işçi kızlar." 17 dizelerinde, Umanda bekleyen gemiler yaşamın çeşitli nedenlerle kesintiye uğramasını -belki de hece ölçüsündeki durağın işlevini, işlerine giden insanlar yaşamın ritmini duyuruyor. Bu bentte günlük yaşamın akışı başarıyla verilmiştir. Rüzgarın durmadan devinen akışkan ritmi, "Şimal rüzgarları gelecek uzaktan, O yolcu, biz yolcu, Şimal rüzgariyle öpüşeceğiz." 18' de "yolcu" sözcüğüyle saptanmıştır. "Yolcu" ile "rüzgar" edimi arasında yatay bir ilişki vardır. Rüzgarın tenimize değip geçişiyle yarattığı ezgi, "öpüşme"nin dudağımızda bıraktığı sıcak ve ıslak duyguyla karşılanmıştır. "Duyduğum yoktu ne vakittir Güvercin sesi, kumru sesi, pencerede; İçinıe gene Yolculuk mu düştü, nedir? 15. a.g.e. Yolculuk, s. 65. 16. a.g.e. Tren Sesi, s. 67. 17. a.g.e. Yol Türküleri, s. 75. 18. a.g.e. Yol Türküleri, s. 79. 64

Dil Dergisi, Sayı: 117 Kasun-Aralzk 2002 Nedir bu yosun kokusu, Martıların gürültüsü havalarda; Nedir? Yolculuk olmalı, yolculuk." 19 "Kumrulu Şiir"in tamamında Orhan Veli, kuşların kanat sesleri ile yolculuğa hazırlanışın ritmi arasında bir benzerlik ilgisi kurmuştur. Kuşların kanat çırpışları ile grülütüsü ile yolculuğa hazırlanış, özdeş ~ir tım oluşturuyor. "Güvercin, kumru, martı" sözcüklerinin yanı sıra "yolculuk" sözcüğünün sık yineleurnesi ritmi oluşturan araçlardır. "Neydi o deli gibi gidişimiz, Bembeyaz köpükler! e, açık/ara!" 20 dizelerinde, "ş" ve "ç" sesleriyle köpüğün ezgisi çağrıştırılmıştır. Köpüğün uçuculuğu, özgürlüğü "deli gibi gidiş" ve "açıklara" sözcükleriyle güçlendirilmiştir. "Biz memurlar, Saat dokuzda, saat on ikide, saat beşte, Biz bizeyizdir caddelerde, Böyle yazmış yazımızı Ulu Tanrı; Ya paydos zilini bekleriz, Ya aybaş ını," 21 "Zilli Şiir" bütünüyle günlük yaşamın akışını, ritmini başarıyla duyuruyor. Şiirde geçen "dokuz, on iki, beş" gibi saat başlarında ve "aybaşı"nda çalan bir zilin sesini duyar gibiyiz. Saat başları ritmi, zil sesi ezgiyi oluşturuyor. "Uyandım baktım ki bir sabah. Güneş vurmuş içime; Kuşlara, yaprak/ara dönmüşüm, Pır pır eder durur, bahar rüzgcmnda. Kuşlara, yaprak/ara dönmüşüm; Cümle azam isyanda; Kuşlara, yaprak/ara dönmüşüm; Kuşlara, Yaprak/ara," 22 "Pırpırlı Şiir" in tüm dizelerinde yaprakların hışırtısı, kuş kanatlarının "pır pır" eden sesleri duyuluyor. Bu orkestrasyonun oluşumunda "kuşlar" ve I 9. a.g.e. Kumru! u Şiir, s. 86. 20. a.g.e. Denizi Özliyenler İçin, s. 82. 21. a.g.e. Zilli Şiir, s. 90. 22. a.g.e. Pırpırlı Şiir, s. 90. 65

Dil Dergisi, Say1. 117 Kasmı-Ara/z/( 2002 "yapraklar" sözcüklerinin üçer kez yinelenmesiyle birlikte "ş" ve "r" aliterasyonunun da katkısı vardır. "Biri bir koca görür rüyasında; Yüz lira maaş/ı kibar bir adam. Eylenir şehire taşınırlar. Mektuplar gelir adreslerine: Şen Yuva apartmanı, badrum katı, Kutu gibi bir dairede otururlar. Ne çamaşıra gidilir artık, ne cam silmeye; Bulaşıksa kendi bulaşıklan Çocukları olur, nur topu gibi; Elden düşme bir araba satın alznır. Kızılay Bahçesi' ne gidilir sabahları; Kurnda oynasın diye küçük Yılmaz. Kibar çocuklar gibi."23 bendi, kurulan bir düşün öykülemidir. Evlenmek, şehre taşınmak, bulaşık. yıkamak, çocuğun doğuşu, araba satın almak, bahçeye gitmek gibi bir yaşamın düzenli gelişimi verilerek yaşamın akışının ritmi şiire yansıtılmıştır. "Gün olw~ alır başımı giderim, Denizden yeni çıkmış ağlann kokusunda Şu ada senin, bu ada benim, Yelkovan kuşlarının peşi sıra. Dünyalar vardır, düşünemezsiniz; Çiçekler gürültüyle açar; Gürültüyle çıkar duman topraktan. Hele martılar, hele martılar; Her bir tüylerinde ayrı telaş!.. Gün olur, başıma kadar mavi; Gün olur, başıma kadar güneş; 23. a.g.e. Altındağ, s. 95. 66

Dil Dergisi, Sayr: 117 Kasım-Arailk 2002 Gün olur, deli gibi..." 24 "Gün Olur" şiiri bütünüyle ezgi yüklü bir havayı yansıtır. İlk bölümde, kuşların rastgele uçuşlarını andırır biçimde plansız bir yolculuktan söz ediliyor. Burada yola çıkacak kişinin belli bir rotası yoktur. Çağrışımlar onun yolunu belirleyecektir. Kuşlar ve birinci kişi, özgür bir devinimle örtüşüyor. İkinci bölümde çiçeklerin açışı, dumanın topraktan çıkışı sessiz bir gürültü oluşturuyor. Martıların aceleyle kanat çırpışı "telaş" sözcüğünün çağrışımıylakarşılanmıştır. "Telaş" sözcüğünün çağrışımı, son bölümde "baş" ve "güneş" sözcüklerindeki "ş" aliterasyonuyla devam ettirilmiştir. "Kürek/eri tutmanın şehveti avuç/arında. İçinde bir iş görmenin saadeti, Gideceksin; Gideceksin zrıplarzn çalkantısında. "25 dizelerinde küreklerle yüzdürülen kayığın suyuııüzerinde iledeyişi duyuruluyor. "Gideceksin" sözcüğünün yinelenişi küreklerin devinimini yansıtırken "çalkantı" sözcüğü denizin ezgisini veriyor. "Ağları silkeledikçe Deniz gelecek eline pul pul" 26 dizelerinde balıkların çırpınışları ile ağların sil_: kelenmesi arasında kurulan yatay ritm vardır. "Pul pul" ikilernesi balıklar ve dalgalar üzerindeki benzer ışık oyununu canlandırıyor. "Bir kıyamettir kopacak ufuk/arda. Deniz kızları mı dersin, kuşlar mı dersin" 27 dizelerinde kuşların, denizin, dalgaların uyandırdığı gürültülü, patırtılı sesler "kıyamet" sözcüğü ile karşılanmıştır. "Karşı damda bir güneş parçası, İ çi md e kuş c ıvıltılan, şarkılar" 28 dizelerinde kuşların kanat sesleri, "cıvıltılar" ve "şarkılar" sözcüklerinin çağrışımımn yanı sıra "ş" aliterasyonuyla verilmiştir. "Bilmez/er yalnız yaşamıyanlar, Nasıl korku verir sessizlik insana; İnsan nasıl konuşur kendisiyle" 29 dizelerinde sessizlik, "korku" ve "kendi kendine konuşma" kavramlarıyla verilmiştir. "z" ve "s" aliterasyonlan oluşturulan korupozisyona katkıda bulunuyor. 24. a.g.e. Gün Ölme, s. 99. 25. a.g.e. Hürriyete Doğru s. 103. 26. a.g.e. Hürriyete Doğru s. 103. 27. a.g.e. Hün iyete Doğru s. 103. 28. a.g.e.baharın İlk Sabahları, s. 102. 29. a.g.e. Yalnızlık Şiiri, s. 108. 67

Dil Dergisi, Sayı: 117 Kasını-Ara/ık 2002 "Bir duyma da gürültüsünü Dallarda çztzrdayarak açılan fzstzkların" 30 dizelerinde, doğanın sesleri "gürültü" ve "çıtırdayarak" sözcüklerinin çağrışımına ek olarak "ı" asonansı ve "ç" ve "t" aliterasyonlarıy la verilmiştir. Eşeği~ yürüyüş ritmi "Şu dünyada varım yoğum: Karım, eşeğim, oğlum. Deh, eşeğim, dehf"31 dizelerinde, üç çırpıda söylenen sözcüklerle yansıtılmıştır. "Deh, eşeğim, deh!" dizesi, "Sucunun Türküsü" şiirinin bütününe yayılarak bu ritm devam ettirilmiş. "Ne hoş, ey güzel Tanrım, ne hoş Maviliklerde sefer etmek! Bu sahilden çözülüp gitmek Düşünceler gibi başzboş." 32 dörtlüğünde "o" asonansı ve "ş" aliterasyonuyla dalgaların özgür akışı verilmiştir. Bu kendi başına akış; "sefer etmek", "çözülmek" ve "başıboş" sözcükleriyle güçlendirilmiştir. "Versem kendimi bütün bütün Bir yelkenli olup engine; Kansam bir an güzelliğine Kuşlar gibi serseri ömrün."33 dörtlüğünde kuşların gökyüzündeki, yelkenlinin denizdeki süzülüş ritmi örtüştürülmüştür. "Toprak kzmzldzyor yavaş yavaş, Gün doğuyor şehrin üzerine" 34 dizelerinde "ş" aliterasyonuyla kımıldanış ve güneşin doğuşunun ezgisi verilmiştir. "Kımıldıyor", "yavaş yavaş" ve "gün doğuyor" sözleri günün akışını veriyor. 30. a.g.e. Bir Duyma Da Gör, s. 109. 31. a.g.e. Suçumun Türküsü, s. 117. 32. a.g.e. Açsam Rüzgil.ra, s. 153. 33. a.g.e. Açsam Rüzgara, s. 154. 34. a.g.e. Gün Doğuyor, s. 157. 68