T.C. SÜLEYMAN DEMiREL ÜNİVERSİTESİ İLAHİYAT FAKÜLTESi İslam Felsefesi Anabilim Dalı..., VII. KUTLU DOGUM SEMPOZYUMU (TEBLİGLER) 19 NİSAN 2004 ISPARTA
S.D.Ü. İLAHİYAT FAKÜLTESi İslam Felsefesi Anabilim Dalı Başkanlığı Bilimsel Toplantılar Yayın No: 2 TERTİP HEYETi S.D.Ü. ilahiyatfakültesi İslam Felsefesi Anabilim Dalı Başkanlığı Prof. Dr. İsmail YAKIT (Başkan) Doç. Dr. Kemal SÖZEN Dr. Nejdet DURAK Bilgehan Bengli TORTUK EDiTÖR Prof. Dr. İsmail YAKIT ISBN 975-7929-92-1 Kapak ve İç Düzen Nejdet DURAK BASKI Tuğra Matbaası, (0246) 22414 68, ; :: : '. :,.:::...;,, ; Yayınlanan tebliğierin dil, üslilp ve ilmi sorumluluğu yazariarına aittir. Yayınlanan tebliğler kaynak gösterilmek şartıyla iktihas ve atıf şeklinde kullanılabilir.: SDÜ ilahiyat HtkUlt~sil~I~ Fei;~f~si Ana Bilim Dalı-2006 isteme ADRESi S.D.Ü. ilahiyat Fakültesi ISPARTA Tel: (0246) 211 45 50
HZ. PEYGAMBER DÖNEMİNDE İSLAM'IN YA YILMA AŞAMALARI Prof. Dr. İbrahim SARIÇAM Dünya tarihinin akışını değiştiren en hızlı ve kapsamlı gelişmelerden biri, VII. ve VIII. Yüzyıllarda İslam'ın yayılmasıdır. Şüphesiz bu yayılmanın ilk ve önemli hasarnağını Hz. Peygamber dönernindeki gelişmeler oluşturur. Bu bildiride, 10 yıl süren Medine dönernindeki yayılmanın aşamaları üzerinde durulacaktır. Burada amaç, olayların tarihsel realite içinde gerçekleştiğini ortaya koymaktır. AYrıca olayların önemi ve özelliği karşısında Hz. Peygamber'in tutumunun anlaşılınasına katkıda bulunulması hedeflenmiştir. Aşamaların izahında istifade edilen harita, Hüseyin Mu'nis'in aynı konuda hazırlamış olduğıı harita işlenerek hazırlanmıştır. Bilindiği gibi Hz. Peygamber ve müslümanlar, İslam'ın 13 yıllık Mekke döneminde peyderpey inen ilahi emirleri yerine getirmeye çalışıyor, aynı zamanda, insanları yeni dini kabule çağırıyorlardı. Bu faaliyet Medine döneminde de devam etti. Bu arada, Medine'ye hicretten sonra, İslam toplumunun siyasal ve askeıi şartları yavaş yavaş oluşmaya başladı. Müslümanların bir yıırda sahip olmasına bağlı olarak yurt savunması bilinci gelişti. Buna bağlı olarak da, Hz. Peygamber ve müslümanlara, İslam dininin yayılmasına izin vermeyen ve bu nedenle kendilerini Mekke'deki yurtlarından çıkaran Mekke müşrikleri ile onlarla birlikte veya bağımsız olarak aynı amaçlar doğrultusunda hareket eden diğer Arap kabilelerine karşı savaşma izni verildi. Bu amaçla, Medine'ye en yakın bölgeler de dahil olmak üzere, yarımadanın en uzak bölgelerine varıncaya kadar, Hicri 1. yılda başlayıp Hz. Peygamber'in vefatma kadar devam süreçte, 27 gazve, 35 ila 66 arasında çeşitli rakamlar verilen seriyyeler düzenlendi. Bilindiği gibi, Hz. Peygamber'in bizzat katıldığı seferlere gazve, kendisi katılınayıp da bir sahabi'nin kumandasında sevkettiği birliklere de seriyye denilmektedir. İslam'ın yayılma aşamalarında hem çoğıı askeıi aı:r:ıaçlı olan bu gazve ve seriyyelerin, hem Hudeybiye antlaşması, davet
için elçiler gönderilmesi gibi askeri amaçlı olmayan faaliyetlerin, hem de kabile ittifaklarının önemli rolü olmuştur. Burada, Hz. Peygamber dönernindeki yayılmanın amacı üzerinde bazı hususlara işaret etmek faydalı olacaktır. Yayılınada gazve ve seriyyelerin önemli rolü olmuştur. Aslında Hz. Peygamber'in amacı, şahıslara, kabilelere, devletlere doğrudan İslam'ı tebliğ eden kişiler göndermekti. Nitekim ortamı uygun bulduğunda bu amacını gerçekleştirmek üzere girişimlerde bulunmuştur. Ama çoğu zaman da yaşanan gelişmeler, ortamın buna müsait olmadığım göstermiştir. Daha hicretin ilk günlerinden itibaren başta Kureyş ve ona bağlı kabileler olmak üzere, çok sayıda muhalif grubun müslümanlara baskı uyguladığı bilinmektedir. Müslümanlar hicretin 4. Yılında Bi'r-i Mafi.ne, Reci' ve benzeri olaylarla da bu konuda acı tecrübeler yaşamışlardır. Bu olaylarda, sadece davet amacıyla ve barışçıl gaye ile gönderilen müslüman heyetler katliamdan geçirilrnişlerdir. Bu açıdan bakıldığında, gazvelerin ve seriyyelerin, tebliğe müsait ortam hazırlamak amacıyla tertiplendiği açıkça görülmektedir. Bir başka deyişle, Hz. i Peygamber'in askeri faaliyetlerinin asıl amacı, tebliğin önündeki direnç merkezlerinin kontrol altına alınması suretiyle, buralarda davetin daha rahat ve 1 güvenli bir biçimde yapılmasına zernin hazırlamaktır. Hz. Peygamber döneminde İslam'ın yayılış safbalarında kabile yapısının ve özellikle kabile ittifaklarının olumlu/olumsuz rolü olmuştur. Bir yandan, müşrik kabhelerin Müslümi:ı.nlara karşı ittifaklan veya eski ittifiliarın İslam'a karşı da kullanılı:iıası yayılma faaliyetlerini olumsuz etkileyip güçleştirirken, öte yandan, bazı kabhelerin Hz. Peygamber'le ittifak kurmaları da bu alanda olumlu rol oynamış, yayılma faaliyetlerinde kolaylık sağlamıştır. İslam' dan önce kabileler genellikle çekişme/mücadele halinde bulunmakla birlikte, bazen de banş içinde bulunuyorlardı. Kabileler ve alt kolları arasında zaman z;aman yardımlaşma, dayanışma, savunma ve himaye amacıyla hilf adı verilen antlaşmalar yapılıyor, ittifaklar kuruluyordu. Bu konuda kan ve vatan bağı dışında geçici faktörler rol oynardı. Halfjan (Esed+Gatafan, Esed+Fezare, Esed+ Tayy) tabiri ittifak kuran iki kabile için kullanılırdı. Bunlara ahlfıj da denirdi. Huzaa, Esed'i Mekke'den sürünce, ikincisi önce Tayy, sonra Fezare ile ittifak kurmuştu. Daha sonra da Gatafan+Esed+ Ta yy kabileleri üçlü ittifak kurmuşlar ve bu ittifak ehfılif adını 78.,.,...-.
almıştı. Bekir ve Tağlib, Hanife ve Bekir ittifakı Ehabtş'. ve Tenuh önemli ittifaklardandır. Kabile ittifakları, Arap Yanmadasının siyasal ve: sosyal hayatında önemli izler bırakmıştır. Savunma amaçlı ittifaklar, kabileler arası savaşlan önlemeye yönelik olmasıyla, caydıncılık özelliği ile bugünkü paletiara benzemekteydiler. Her türlü dayanışma ve yardımlaşmayı hedeflernesiyle de günümüzdeki siyasal, ekonomik ve kültürel antlaşmalara benziyorlardı. Zayıflar genellikle güçlülerin himayesine giriyordu. Bu suretle iki veya daha fazla kabile tek bir kabile gibi olur, birine yapılacak saldın diğerine.de yapılmış sayılır, başkasına saldırırken dayanışma içinde olurlardı; birinin bir başkasına verdiği eman/güvence diğeri tarafından kabul edilirdi. Yukarıda, kabile ittifaklannın İslam'ın yayılmasında olumlu/olumsuz rolü bulunduğunu söylemiştik. Burada olumsuz etkide bulunan ittifakiara şunları örnek verebiliriz: Huzaa'nın kollanndan Beni Mustalik'in, Ehablş'in bir üyesi olması dolayısıyla Kureyş'le ittifakı, Kureyş-Bekir, Kureyş.;Ehablş ittifakı İslam toplumu için problem teşkil etmiştir. Aynı şekilde Hayher'in Gatafan'la ittifakı Hz. Peygamber'i uğraştırmıştır. Kabile ittifaklannın İslam'ın yayılmasında olumlu etkisine de şunları örnek verebiliriz: Hz. Peygamber hicretten sonra hem Medine çevresinde ve Mekke-Medine arasında yaşayan kabilelerle antlaşmalar yapmıştır. Sözgelişi Huzaa ile ittifakı Müslümanlara çok kolaylık sağlamıştır. Prensip itibanyla kabileler ittifaklannın toplumdaki zararının farkına varan Hz. Peygamber'in, İslam'da hilfyoktur diyerek onu çözdüğü ve yerine, devleti, kabilelerio kendisine itaati getirdiği görülmektedir. İslam'ın yayılma aşamalannda, stratejik olarak panayıdan birbirine ve Arap yanmadasını dış ülkelere bağlayan ticaret yollannın ele geçirilmesi ve bunun yanısıra şehirlerin fethi önemliydi. Yayılma aşamalannda Hz. Peygamber'in bu hususa dikkat ettiği ve gerekli önemi verdiği görülmektedir. Her şeyden önce belirtınek gerekir ki, bu süreçte bir taraftan İslam toplumunun hakimiyet alanı genişlerken, bir taraftan da Müslümaniann sosyal ve siyasal teşkilatlanması, eğitim, tebliğ ve kurumsallaşma faaliyetleri gerçekleşmiştir. 79
İslam'ın Yayılma Aşamaları 1. Hz. Hamza'nın kumandasında sevkedilen S!fü'l-Bahr seriyyesi ile, Abdullah b. Cahş kumandasında sevkedilen Batn-ı Nalıle Seriyyesi arası. Ramazan 1 h.-receb 2 h. Bu iki seriyye arasında daha başka çeşitli gazve ve seriyyeler gerçekleşmiştir. Bu aşamada Müslümanlar Medine ve çevresine hakim olmuşlardır. 2. Hicıi 2. Yılda gerçekleşen Bedir zaferi ile İslam toplumunun Hicaz'daki merkezi sabitleşmiş ve onun, Arap yanmadasındaki en büyük siyasal ve askeri güç olduğu görülmüştür. Hicri 5. yılda meydana gelen Hendek savaşına ve akabinde vuku bulan Kurayza olayının sonuna kadar götürolmesi mümkün olan bu aşamada, Medine'deki üç güçlü yahudi kabilesi bu şehirde toplumsal bir güç olmaktan çıkanlmıştır. Bundan sonra Medine'de ancak bazı Ensar kabilelerinin müttefıki olan ve zarar vermelerinden endişe edilmeyen yahudiler kalmıştır.. Bu aşamada Necid bölgesinde yaşayan ve müslümanlara zarar veren Esed b. Huzeyme, Lihyan, Muharib ve Süleym gibi kabileler üzerine seferler tertip edilmiştir. 3. Medine üzerine baskın amacıyla asker toplamakla meşgul olan Halid b. Süfyan'ı etki~iz hale getirmek için gönderilen Abdullah b. Üneys seriyyesi ile, Fezare kabilesi üzerine sevkedilen Zeyd b. Harise seriyyesi arası. Muharrem 6 h-cemaziyelahir 6 h. Altı aylık süreyi kapsayan bu dönemde Necid bölgesindeki kabileler ve Avali-i Necid denilen bölge itaat altına alınmış, müslümanlar Necid üzerinden Irak'a giden yola hakim olmuşlar ve Medine'nin doğusundaki Dariyye'ye kadar uzanmışlardır. 4. Zeyd b. Harise komutasındaki Hisma Seriyyesi ile Umretü'l-Kaza aras1. Cemaziyelahir 6 h.-zilkade 7 h. Bu aşamada yayılma faaliyeti bir taraftan Hicaz'ın kuzey istikametinde odaklanmıştır. Hisına, Vadilkura ve Dfımetü'l Cendel'e ulaşılmıştır. Hayber, Fedek ve Vadi'I-Kura'ya hakim olunmuştur. Cüzam, Kudaa ve bazı Hristiyan Arap kabilelerinin topraklanna girilmiştir. Diğer taraftan, Kays-Aylan, Kinane ve Kureyş gibi müslümanlara zarar veren kabhelerin etkisiz hale getirilmelerine çalışılmıştır. Mekke'nin fethine giden yollardaki engeller kaldınlmış ve böyle bir teşebbi.ise, yani Mekke'nin fethine girişildiğinde müslümaniann hakimiyetindeki bölgelerin tehlikeyle karşı! aşılmasının önüne geçilmiştir. Mekke' nin fethine yaklaşılmıştır. 5. Süleym kabilesi üzerine gönderilen İbn Ebi'l-Avcii' es-sülemi seriyyesi ile Taif'in kuşatılması arası. Zilhicce 7 h.-zilkade 8 h. Bu aşamada 80
Mekke fethedildi ve ardından yanınadanın bütünü İslam'a yönelmeye başladı. Bu aşamada, açıktır ki, başlangıçta Hz. Peygamber, Mekke'nin fethine hazırlık olınak üzere, dikkatini, Beliy, Cüzam, Behra, Lahm, Kudaa, gibi kuzeydeki Hristiyan kabileleri ile, Gatafan ve Süleym gibi Necid ve Hicaz'ın kavgacı kabilelerinin etkisiz hale getirilmesi üzerinde yoğunlaştırmıştır. 6. Beni Temim üzerine gönderilen Uyeyne b. Hısn seriyyesi ile Şuaybe seriyyesi arası. Muharrem 9 h.--rebiulahir 9 h. Yanınadanın doğusuna ve güneydoğusuna giden yolu açmak için Temim kabileler topluluğunun İslam hakimiyeti altına alınmasının tamamlanması bu aşamadadır. Bu merhale, Hicaz'ın o dönemde Kızıldeniz'e açılan önemli bir limanı olan Şuaybe'ye ve Tihame bölgesine İslam toplumunun hakimiyetinin uzanrnası ile sonuçlanmıştır. 7. Hz. Ali'nin Füls (Fülüs) seriyyesi ile Tebük Seferi arası. Rebiulahir 9 h.-receb 9 h. Bu merhalede Mekkenin fethinden ve doğu,yolunun açılmasından sonra, Hz. Peygamber yanınadanın orta kuzey ve kuzeybatı kesimine yönelmiştir. 8. Halid b. Velid'in Yemen seriyyesi ile Üsame b. Zeyd seriyyesi arası. Rebiülevvel 10 h.-rebiülevvel ll h. arası. Yemen'in fethinin tamamlanması, Yanınadanın güneyinin ve güneydoğusuunun fethi, Veda haccı, hac ibadetinin kurallannın tespiti bu merhalenin önemli gelişmeleridir. Hz. Peygamber'in vefatının yaklaştığı zaman dilimidir. Hz. Peygamber, Üsame ordusunu, kuzeye sevketmek ÜZere hazırlamıştır. Bu seferin hazırlığının, hem risaletin ve ~em gücün bir gereği olarak gerçekleştiği düşünülmelidir. 9. İslam hakimiyetinin yanınadanın sınırianna dayanması. Medine döneminde İslam'ın yayılma stratejisinde Hz. Peygamber'e ve Müslümanlara psikolojik destek, özgüven kazandıran vahyin rolüne işaret etmek için şu hususlan dile getirmek mümkündür: Hicret esnasında nazil olan ve Mekke'ye döndürüleceğine işaret işaret edildiği belirtilen Allah seni elbette dönüzecek yere döndürecektir mealincieki (Kasas SOresi 85) ayet. Batn-ı Nalıle seriyyesini gerçekleştiren Abdullah b. Cahş ve arkadaşlannın haklılığını açıklayan Haram aylarda savaşmanın günalı olduğunu, ancak Allah'ı inkar etmenin ve insanlan Mescid-i Haram'dan çıkarmanın daha büyük günah olduğunu açıklayan (Bakara Suresi 217) ayetler. 81
--~: Suresi bzw. Hudeybiye Barışının apaçık bir fetih olduğunu açıklayan Fetih Yayılmanın ve katılımın çoğunluğu dikkate alındığında ve aynca Kureyş eksenli düşünüldüğünde Medine döneminde İslam'ın yayılışını üç ana safhada da değerlendirebiliriz. 1. Hudeybiye'ye kadarki dönem. 2. Hudeybiye ile Mekke'nin fethi arası. 3. Mekke'nin fethi sonrası. Bu safhalardan birincisi 6 yıla yakın, ikincisi 2 yıla yakın, üçüncüsü de 2 yılı aşkın bir zaman dilimini kapsamaktadır. Bu üç ana safhada, yukanda kaydedilen temel olayların, yani Hudeybiye banşı ve Mekke'İıin fethinin yayılma açısından bellibaşlı şu yansımalan olmuştur: Hudeybiye antlaşmasının sağladığı banş ortamı içerisinde, İslam dini, Arap yanmadasındaki müşrik kabbelerin tamamına az ya da çok nüfuz etıne imkanı bulmuştqr. Asıl önemlisi, bu zamana kadar İslaınl tebliğin önündeki en! /" büyük engeli teşkil eden Kureyş' kabilesi çözülmeye başlamış, Aınr b. As ve 1 Halid b. Velid'gibi önemli müşrikler Medine'ye giderek müslüman olmuşlardır. Kureyş'i pasifleştiren Hudeybiye Barışından sonraki iki yıl zarfında İslam'a girenierin sayısı, o zamana kadar müslüman olanlardan fazladır. Bu banş sayesinde Kureyş ile, Hayher Yalıurlileri ve Gatafan ittifakı bozulmuştur. Hudeybiye Barışından bir yıl önceki Hendek Savaşında müslümanlar Medine'yi 3000 askerle savunmuşken, 22 ay sonra gerçekleşecek Mekke'nin fethine 10000 kişi katılmıştır. Belirtildiği gibi bu son tasnifte asıl eksen Kureyş'le mücadeledir. Mekke'nin fethinden sonraki olaylar ise hızlı ve ani olarak meydana gelmiştir. Bu dönemde son derece hızlı bir genişleme sözkonusudur. Bu da, Kureyş'in hakimiyet altına alınmasının doğal sonucudur. Üstelik Mekke'nin fethiyle Kureyş, yeni dine girmiş ve bu dinin sahibi olmuştur. Netice itibanyla, Mekke'nin fethi, İslam'ın yayılma sürecinde Arap yanmadasımn kaderini tayin edici nitelikte bir dönüm noktasıdır. O zamana kadar Kureyş kabilesinin nüfuzu altında olan pek çok müşrik Arap kabilesi, Mekke'nin fethiyle, Kureyş'in nüfuzunun kırıldığını ve bu kabilenin tamamına yakınının islama girdiğini görünce, kendileri de aynı yolu izlemişlerdir. Hz. Peygamber Mekke'nin 82
fethinden 10 ay kadar sonra kuzeye Tebük seferini güvenli bir şekilde tertipleyebilmiştir. Kaynaklar Casim Avcı-Recep -Şentürk, "Kabile", DİA, XXIV, 30-32 Nadir Özkuyumcu, "Hilf', DİA, XVITI, 29-30 Cevad Ali, el-mufassaljf Tarihi'l-Arab Kable'l-İsltim, Bağdad 1993, IV, 372-388 Hüseyin Mu'nis, Atlasu Ttirfhi'l-İsltinı, Kahire 1987, s. 78, 104-1106 Mehmet Özdemir, "Fetih-Tebliğ ilişkisi", TDV Kutlu Doğum Sempozyumu, Ankara 2003 Kasım Şulul, Hz. Peygamber Devri Kronolojisi, İstanbul 2003 83