T.C. AHĠ EVRAN ÜNĠVERSĠTESĠ FEN BĠLĠMLERĠ ENSTĠTÜSÜ

Benzer belgeler
Preservice Science Teachers Self-Efficacy Beliefs About Teaching GM Foods: The Potential Effects Of Some Psychometric Factors

Doç. Dr. Mustafa ÖZDEN Arş. Gör. Gülden AKDAĞ Arş. Gör. Esra AÇIKGÜL

TEZSİZ YÜKSEK LİSANS PROJE ONAY FORMU. Eğitim Bilimleri Anabilim Dalı Eğitim Yönetimi, Denetimi, Planlaması ve Ekonomisi

Mini Sempozyum: Fen Öğretmenleri ve Sosyobilimsel Konuların Öğretimi

TEZSİZ YÜKSEK LİSANS PROJE ONAY FORMU. Eğitim Bilimleri Anabilim Dalı Eğitim Yönetimi, Denetimi, Planlaması ve Ekonomisi

Meyve ve Sebze ile ilgili kavramlar ve GDO

TEMAKTĠK YAKLAġIMDA FĠZĠKSEL ÇEVRE. Yrd. Doç. Dr. ġermin METĠN Hasan Kalyoncu Üniversitesi

BĠYOLOJĠ EĞĠTĠMĠ LĠSANSÜSTÜ ÖĞRENCĠLERĠNĠN LĠSANSÜSTÜ YETERLĠKLERĠNE ĠLĠġKĠN GÖRÜġLERĠ

KĠMYA ÖĞRETMEN ADAYLARININ ÖZEL ALAN YETERLĠK DÜZEYLERĠ. Sinem GÜNEġ, Nusret KAVAK, Havva YAMAK

KIMYA BÖLÜMÜ ÖĞRENCİLERİNİN ENDÜSTRİYEL KİMYAYA YÖNELİK TUTUMLARI VE ÖZYETERLİLİK İNANÇLARI ARASINDAKİ İLİŞKİ; CELAL BAYAR ÜNİVERSİTESİ ÖRNEĞİ

T.C. BĠNGÖL ÜNĠVERSĠTESĠ REKTÖRLÜĞÜ Strateji GeliĢtirme Dairesi BaĢkanlığı. ÇALIġANLARIN MEMNUNĠYETĠNĠ ÖLÇÜM ANKET FORMU (KAPSAM ĠÇĠ ÇALIġANLAR ĠÇĠN)

BĠRĠNCĠ BASAMAK SAĞLIK ÇALIġANLARINDA YAġAM DOYUMU, Ġġ DOYUMU VE TÜKENMĠġLĠK DURUMU

FEN ve TEKNOLOJİ / GENETİK MÜHENDİSLİĞİ ve BİYOTEKNOLOJİ. GENETİK MÜHENDİSLİĞİ ve BİYOTEKNOLOJİ

BĠR DEVLET HASTANESĠNDE ÇALIġANLARIN HASTA VE ÇALIġAN GÜVENLĠĞĠ ALGILARININ ĠNCELENMESĠ. Dilek OLUT

ADIM ADIM YGS- LYS 92. ADIM KALITIM 18 GENETİK MÜHENDİSLİĞİ VE BİYOTEKNOLOJİ ÇALIŞMA ALANLARI

ÖĞRETMENLİK MESLEK BİLGİSİ DERSLERİ ÖĞRETMENİ

10. SINIF KONU ANLATIMI 37 KALITIM 18 GENETİK MÜHENDİSLİĞİ VE BİYOTEKNOLOJİ ÇALIŞMA ALANLARI

ÖĞRETMENLER, ÖĞRETMEN ADAYLARI VE ÖĞRETMEN YETERLĠKLERĠ

SAĞLIK ORTAMINDA ÇALIġANLARDA GÜVENLĠĞĠ TEHDĠT EDEN STRES ETKENLERĠ VE BAġ ETME YÖNTEMLERĠ. MANĠSA ĠL SAĞLIK MÜDÜRLÜĞÜ HEMġĠRE AYLĠN AY

Örnekleme Süreci ve Örnekleme Yöntemleri

12. SINIF KONU ANLATIMI 7 GENETİK MÜHENDİSLİĞİ VE BİYOTEKNOLOJİ ÇALIŞMA ALANLARI

KALĠTE BĠLGĠLENDĠRME TOPLANTISI SONUÇ BĠLDĠRGESĠ. 18 Temmuz Harran Üniversitesi. Ġktisadi ve Ġdari Bilimler Fakültesi

TÜBİTAK-BİDEB Y.İ.B.O. ÖĞRETMENLERİ (FEN VE TEKNOLOJİ, FİZİK, KİMYA, BİYOLOJİ VE MATEMATİK) PROJE DANIŞMANLIĞI EĞİTİMİ ÇALIŞMA PROGRAMI ÇALIŞTAY 2009

IV.ULUSLARARASI POLİMERİK KOMPOZİTLER SEMPOZYUMU SERGİ VE PROJE PAZARI SONUÇ BİLDİRGESİ 7-9 MAYIS 2015

Bitkisel Üretimde Genetiği Değiştirilmiş Ürünler: Efsaneler ve Gerçekler

894 2 nd International Conference on New Trends in Education and Their Implications April, 2011 Antalya-Turkey

Türkiye de Biyoloji Eğitimi. Türkiye de Biyoloji Eğitimi İÇERİK

TOPLUMSAL CĠNSĠYETLE ĠLGĠLĠ KURAMLAR. İlknur M. Gönenç

Eğitim ve Öğretim Araştırmaları Dergisi Journal of Research in Education and Teaching Kasım 2017 Cilt: 6 Sayı: 4 ISSN:

NEVġEHĠR ÜNĠVERSĠTESĠ BOLOGNA SÜRECĠ

ÇANAKKALE ONSEKĠZ MART ÜNĠVERSĠTESĠ EĞĠTĠM FAKÜLTESĠ ÖĞRENCĠLERĠNĠN ÖĞRETMENLĠK MESLEĞĠNE ĠLĠġKĠN TUTUMLARI DÖNEM PROJESĠ.

Öğretmen Adaylarının Eğitim Teknolojisi Standartları Açısından Öz-Yeterlik Durumlarının Çeşitli Değişkenlere Göre İncelenmesi

ÖĞR.GÖR.DR. FATĠH YILMAZ YILDIZ TEKNĠK ÜNĠVERSĠTESĠ MESLEK YÜKSEKOKULU Ġġ SAĞLIĞI VE GÜVENLĠĞĠ PROGRAMI

Modern Biyoteknolojinin Tarımda Kullanımının Politik ve Ekonomik Yönden Değerlendirilmesi

daha çok göz önünde bulundurulabilir. Öğrencilerin dile karşı daha olumlu bir tutum geliştirmeleri ve daha homojen gruplar ile dersler yürütülebilir.

Ġstanbul daki ĠnĢaat Mühendisliği Öğrencilerinin Motivasyonlarını Etkileyen Faktörlerin Değerlendirmesi

Teori (saat/hafta) Laboratuar (saat/hafta) Beslenme ve Diyetetiğe GiriĢ BES113 1.Güz ÖnkoĢullar

TEZSİZ YÜKSEK LİSANS PROJE ONAY FORMU. Eğitim Bilimleri Anabilim Dalı Eğitim Yönetimi, Denetimi, Planlaması ve

HĠTĠT ÜNĠVERSĠTESĠ. SÜREKLĠ EĞĠTĠM UYGULAMA VE ARAġTIRMA MERKEZĠ FAALĠYET RAPORU

SINIFTA ÖĞRETĠM LĠDERLĠĞĠ

TEZSİZ YÜKSEK LİSANS PROJE ONAY FORMU

TABULOJĠ GRUBU PROJE DANIŞMANLARI. Özgü TÜRK Ömer GÜNGÖR Gökhan KARAASLAN

ANKET ÇALIġMA ve SONUÇ RAPORU ĠÇĠNDEKĠLER :

Kitap Tanıtımı: İlköğretimde Kaynaştırma

T.C. ORTA KARADENİZ KALKINMA AJANSI GENEL SEKRETERLİĞİ. YURT ĠÇĠ VE DIġI EĞĠTĠM VE TOPLANTI KATILIMLARI ĠÇĠN GÖREV DÖNÜġ RAPORU

İLKÖĞRETİM 8.SINIF ÖĞRENCİLERİNİN HAVA KİRLİLİĞİ KONUSUNDAKİ BİLGİ DÜZEYLERİNİN İNCELENMESİ

Kimya Eğitiminde Okul Deneyimi Dersinde Yaşanan Sorunlar ve Çözüm Önerileri Burhan ACARSOY

ĠSHAKOL. Ġġ BAġVURU FORMU. Boya Sanayi A.ġ. En Son ÇekilmiĢ Fotoğrafınız. No:.. ÖNEMLĠ NOTLAR

ÖĞRETMEN ADAYLARININ KĠġĠSEL GELĠġĠME YÖNELĠK ALGILARI VE KĠġĠSEL GELĠġĠM ÇABALARI 1

TÜRKÇE ÖĞRETMENİ ADAYLARININ BİLGİSAYAR DESTEKLİ EĞİTİME İLİŞKİN TUTUMLARININ İNCELENMESİ

T.C ADALET BAKANLIĞI Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü

EĞİTİMDE ARAŞTIRMA TEKNİKLERİ

ÖZEL SPOR MERKEZLERİNDEKİ İŞLETME SORUNLARININ İNCELENMESİ (Ankara İli Örneği) Doç. Dr. Hakan SUNAY Ankara Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi

T.C. ÇANAKKKALE ONSEKĠZ MART ÜNĠVERSĠTESĠ BEDEN EĞĠTĠMĠ VE SPOR YÜKSEKOKULU BEDEN EĞĠTĠMĠ VE SPOR ÖĞRETMENLĠĞĠ BÖLÜMÜ ÖĞRETMENLĠK UYGULAMASI

Gaziosmanpaşa Üniversitesi Ziraat Fakültesi Öğrencilerinin Ziraat Fakültelerindeki Eğitim Hakkında Görüşlerinin İncelenmesi

T.C. ANKARA ÜNĠVERSĠTESĠ SOSYAL BĠLĠMLER ENSTĠTÜSÜ FELSEFE-DĠN BĠLĠMLERĠ (DĠN EĞĠTĠMĠ) ANABĠLĠM DALI

T.C. İSTANBUL BİLİM ÜNİVERSİTESİ FEN-EDEBİYAT FAKÜLTESİ PSİKOLOJİ BÖLÜMÜ EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI MÜFREDATI. Kodu Dersin Adı T U K AKTS

Toplumsal Cinsiyet Kalıp Yargıları ve Cinsiyet Ayrımcılığı. Ġlknur M. Gönenç

ISSN : sadetmaltepe@hotmail.com Balikesir-Turkey

Bilgisayar ve İnternet Tutumunun E-Belediyecilik Güvenliği Algısına Etkilerinin İncelenmesi

EKLER EK A. ĠLKOKUL 1., 2. VE 3. SINIF ÖĞRETMENLERĠNĠN MATEMATĠK ÖĞRETĠMĠNDE KARġILAġTIKLARI SORUNLAR VE ÇÖZÜM ÖNERĠLERĠNE YÖNELĠK ALGILARI

KİMYA ÖĞRETMENİ ADAYLARININ ÖZEL ALAN YETERLİKLERİNE İLİŞKİN GÖRÜŞLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ

TABLO-1 KPSS DE UYGULANACAK TESTLERİN KAPSAMLARI Yaklaşık Ağırlığı Genel Yetenek

BİYOTEKNOLOJİ BÖLÜMÜ

BİYOTEKNOLOJİ BÖLÜMÜ

FEN BİLGİSİ ÖĞRETMEN ADAYLARININ FEN BRANŞLARINA KARŞI TUTUMLARININ İNCELENMESİ

Siirt Üniversitesi Eğitim Fakültesi. Halil Coşkun ÇELİK

Tarımsal Biyoteknolojiye Giriş

YAŞAM ÖYKÜSÜ. Doğum yeri: Doğum Tarihi: 1. Aile Bilgileri Baba: Adı: YaĢı:

Modern Bitki Biyoteknolojisi

Sınıf Öğretmenliği Anabilim Dalı Yüksek Lisans Ders İçerikleri

Bir çalışmanın yazılı bir planıdır. Araştırmacının yapmayı plandıklarını ayrıntılı olarak ifade etmesini sağlar. Araştırmacıya yapılması gerekenleri

Kimya Öğretmen de Hizmet İçi Eğitim Türkiye'de İhtiyaçları

ÖĞRENCĠLERĠN MATEMATĠK ÖĞRETĠMĠNDE KULLANILAN DĠLE YÖNELĠK GÖRÜġLERĠNĠN KARġILAġTIRILMASI

S. NO İŞBİRLİĞİ YAPILACAK KİŞİ VE KURULUŞLAR

Ek-1. Tablo 1. TYYÇ nin OluĢturulma AĢamaları ve Tamamlanma Tarihleri. 1 Süreci baģlatmak için karar alınması Nisan 2006

COĞRAFYA EĞĠTĠMĠ ANABĠLĠM DALI I. SINIF ÖĞRENCĠLERĠNĠN PROFĠLLERĠ ĠLE AKADEMĠK BAġARILARININ KARġILAġTIRILMASI

TIMSS Tanıtım Sunusu

ĠLKÖĞRETĠM FEN BĠLGĠSĠ ÖĞRETĠMĠNDE DENEY YAPMA ETKĠNLĠĞĠ, LABORATUAR KULLANIMI VE GÜVENLĠĞĠNE ĠLĠġKĠN ÖĞRENCĠ TUTUMLARI

Lisansüstü düzeyinde vizyon, analitik düģünce ve etik değerlere sahip bilim insanları yetiģtirmektir.

ÖĞRETMEN ADAYLARININ PROBLEM ÇÖZME BECERİLERİ

Yıl: 4, Sayı: 11, Haziran 2017, s

İletişim Programlarına Özgü Öğretim Çıktıları

SAKARYA ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM FAKÜLTESİ DÖRDÜNCÜ SINIF ÖĞRENCİLERİNİN ÖĞRETMENLİK MESLEĞİNE KARŞI TUTUMLARI

8. Sınıf Öğrencilerinin Genetiği Değiştirilmiş Organizmalar (GDO) Hakkındaki Bilgi Düzeyleri ve Biyoteknolojiye Yönelik Tutumlarının İncelenmesi

OLUMLU ÖĞRENME ORTAMI OLUġTURMA. Doç. Dr.Yücel Gelişli, Sınıf Yönetimi 1

Dr. Gıda Müh. Sibel ÖZÇAKMAK

SOSYAL BİLGİLER DERSİ ( SINIFLAR) ÖĞRETİM PROGRAMI ÖMER MURAT PAMUK REHBER ÖĞRETMEN REHBER ÖĞRETMEN

Diyarbakır da Anayasa Değişiklik Paketi ve Referandum Algısı. 10 Ağustos 2010 Diyarbakır

BARDAK MISIRCILAR BİZE GDO MU SATIYOR?

T.C. FIRAT ÜNĠVERSĠTESĠ SOSYAL BĠLĠMLER ENSTĠTÜSÜ EĞĠTĠM PROGRAMLARI VE ÖĞRETĠM ANABĠLĠM DALI YÜKSEK LİSANS TEZ ÖNERİSİ

ĠLAN AKDENĠZ ÜNĠVERSĠTESĠ REKTÖRLÜĞÜNDEN

TABLO-1 KPSS DE UYGULANACAK TESTLERİN KAPSAMLARI Yaklaşık Ağırlığı Genel Yetenek

Sosyal Proje Geliştirme Dersi Raporu PROJE BAŞLIĞI BURAYA YAZILACAK. İsim Soyisim Öğrenci No Buraya Yazılacak

Cerrahpaşa Tıp Fakültesi İngilizce Eğitim Programı için gerekli ek rapor

İş Yaşamı İçin İletişim Becerileri II (ENG 302) Ders Detayları

T.C. Hitit Üniversitesi. Sosyal Bilimler Enstitüsü. Felsefe ve Din Bilimleri Anabilim Dalı

VERİ TOPLMA ARAÇLARI

BEDEN EĞİTİMİ VE SPOR DERSLERİNDE ALTERNATİF ÖLÇME-DEĞERLENDİRME YÖNTEMLERİ KULLANILMASINA İLİŞKİN ÖĞRETMEN GÖRÜŞLERİNİN İNCELENMESİ

YAKIN DOĞU ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ EĞİTİM PROGRAMLARI VE ÖĞRETİM ANABİLİM DALI

Transkript:

T.C. AHĠ EVRAN ÜNĠVERSĠTESĠ FEN BĠLĠMLERĠ ENSTĠTÜSÜ FEN VE TEKNOLOJĠ ÖĞRETMEN ADAYLARININ GDO LU BESĠNLER HAKKINDAKĠ BĠLGĠLERĠ, RĠSK ALGILARI, TUTUMLARI VE BÖYLE BĠR KONUNUN ÖĞRETĠMĠNE YÖNELĠK ÖZ YETERLĠLĠKLERĠ Arzu SÖNMEZ YÜKSEK LĠSANS TEZĠ ĠLKÖĞRETĠM ANABĠLĠM DALI FEN BĠLGĠSĠ ÖĞRETMENLĠĞĠ BĠLĠM DALI KIRġEHĠR HAZĠRAN 2011

T.C. AHĠ EVRAN ÜNĠVERSĠTESĠ FEN BĠLĠMLERĠ ENSTĠTÜSÜ FEN VE TEKNOLOJĠ ÖĞRETMEN ADAYLARININ GDO LU BESĠNLER HAKKINDAKĠ BĠLGĠLERĠ, RĠSK ALGILARI, TUTUMLARI VE BÖYLE BĠR KONUNUN ÖĞRETĠMĠNE YÖNELĠK ÖZ YETERLĠLĠKLERĠ Arzu SÖNMEZ YÜKSEK LĠSANS TEZĠ ĠLKÖĞRETĠM ANABĠLĠM DALI FEN BĠLGĠSĠ ÖĞRETMENLĠĞĠ BĠLĠM DALI DANIġMAN Yrd. Doç. Dr. Ahmet KILINÇ KIRġEHĠR HAZĠRAN 2011

Fen Bilimleri Enstitüsü Müdürlüğü ne Bu çalıģma jürimiz tarafından..anabilim Dalında YÜKSEK LĠSANS TEZĠ / DOKTORA TEZĠ olarak kabul edilmiģtir. BaĢkan.(Ġmza) Akademik Ünvanı, Adı-Soyadı Üye...(Ġmza) Akademik Ünvanı, Adı-Soyadı Üye...(Ġmza) Akademik Ünvanı, Adı-Soyadı Onay Yukarıdaki imzaların, adı geçen öğretim üyelerine ait olduğunu onaylarım. / /20.. (Ġmza Yeri) Akademik Ünvan, Adı-Soyadı Enstitü Müdürü i

ĠÇĠNDEKĠLER ÖZET.iv ABSTRACT..v ÖNSÖZ.vi TABLOLAR DĠZĠNĠ..viii ġekġller DĠZĠNĠ..ix 1. GĠRĠġ...1 2. KURAMSAL ÇERÇEVE....2 2.1. Biyoteknoloji ve GDO...2 2.2. GDO ve Psikometrik Özellikler...3 2.2.1. Bilgi ve GDO 3 2.2.2. Risk Algıları ve GDO 4 2.2.3. Tutum ve GDO..6 2.3. Sosyobilimsel Konular ve Bu konuların Öğretimi...8 2.3.1. Sosyobilimsel Konular.8 2.3.2. Sosyobilimsel Konuların Öğretimi..8 2.3.3. Pozisyonlar ve Sosyobilimsel Konuların Öğretimi.9 2.3.4. Özyeterlilik ve Sosyobilimsel Konuların Öğretimi...11 2.4. AraĢtırmanın Amacı 13 2.5. AraĢtırmanın Önemi 13 2.6. AraĢtırmanın Sınırlılıkları...14 2.7. Tanımlar..14 3. YÖNTEM....15 3.1. AraĢtırmanın Modeli..15 ii

3.2. Evren ve Örneklem...15 3.3. Verilerin Toplanması...15 3.3.1. Veri Toplama Araçları...15 3.3.1.1. KiĢisel Bilgi Ölçeği..15 3.3.1.2. GDO lu Besinler Bilgi Testi...16 3.3.1.3. GDO lu Besinlere Yönelik Tutum Ölçeği.16 3.3.1.4. GDO lu Besinlerle Ġlgili Risk Algıları Ölçeği 17 3.3.1.5. GDO lu Besinlerin Öğretimine Yönelik Öz Yeterlilik Ölçeği...17 3.3.2.Verilerin Analizi.. 18 4. BULGULAR...18 4.1. Demografik Özellikler. 18 4.2. Bilgi ve GDO lu Besinler...19 4.3. Risk Algıları ve GDO lu Besinler..21 4.4. Tutumlar ve GDO lu Besinler.......22 4.5. GDO lu Besinler Konusunun Öğretimine Yönelik Öz Yeterlilik....23 5. SONUÇLAR VE TARTIġMA.......28 6. KAYNAKÇA....30 EKLER...35 1. KiĢisel Bilgi Ölçeği......36 2. GDO lu Besinlerle Ġlgili Risk Algıları Ölçeği...37 3. GDO lu Besinler Bilgi Testi... 39 4. GDO lu Besinlere Yönelik Tutum Ölçeği...40 5. GDO lu Besinlerin Öğretimine Yönelik Öz Yeterlilik Ölçeği.......41 6. Bilgi Testinin GeliĢtirilme Süreçlerinde Elde Edilen Veriler...43 7. Risk Algısı Ölçeğinin GeliĢtirilme Süreçlerinde Elde Edilen Veriler...46 8. Tutum Ölçeğinin GeliĢtirilme Süreçlerinde Elde Edilen Veriler...48 9. Öz Yeterlilik Ölçeğinin GeliĢtirilme Süreçlerinde Elde Edilen Veriler...51 10. Ölçeklerde Elde Edilen Frekans ve Yüzde Değerleri...53 iii

11. Bilgi Testinde Frekans ve Yüzde Dağılımları...53 12. Risk Algısı Ölçeğinde Frekans ve Yüzde Dağılımları...54 13. Tutum Ölçeğinde Frekans ve Yüzde Dağılımları...57 14. Öz Yeterlilik Ölçeğinde Frekans ve Yüzde Dağılımları...59 15. Öz GeçmiĢ........61 iv

ÖZET Sosyobilimsel konular her geçen gün günlük hayatımızda bir yer teģkil etmekte ve bu tip konularda insanlardan karar vermeleri beklenmektedir. Bu tip konular tartıģmalı olup, bilim insanları arasında ve halk içinde görüģ ayrılıkları söz konusudur. Bu çalıģmada böyle bir konu olan GDO lu besinlerle ilgili olarak geleceğin vatandaģlarını yetiģtirecek olan Fen ve Teknoloji öğretmen adaylarının bilgileri, risk algıları, tutumları ve bu konunun öğretimine yönelik öz yeterlilikleri belirlenmeye çalıģılmıģtır. ÇalıĢmada Ahi Evran Üniversitesi Fen Bilgisi Öğretmenliği Ana Bilim Dalı nda okuyan 3. ve 4. Sınıf toplam 161 öğretmen adayı örneklem olarak seçilmiģtir. ÇalıĢma betimsel ve nicel bir özelliktedir. Veri toplama araçları olarak KiĢisel Bilgi Ölçeği, GDO lu Besinler Bilgi Testi, GDO lu Besinlere Yönelik Tutum Ölçeği, GDO lu Besinlerle Ġlgili Risk Algıları Ölçeği, GDO lu Besinlerin Öğretimine Yönelik Öz yeterlilik Ölçeği kullanılmıģtır. Verilerin analizinde yüzde değerleri gibi betimsel istatistikler ile Stepwise regresyon gibi açıklayıcı istatistikler kullanılmıģtır. ÇalıĢmanın sonuçlarına göre örneklemdeki katılımcılar GDO lu besinler hakkında genel olarak bilgilidir. Ayrıca risk algıları yüksek ve olumsuz tutumlara sahiptirler. GDO lu besinler konusunun öğretimine yönelik olarak öz yeterlilikleri genel olarak orta düzeydedir. Ayrıca öz yeterliliğin yordayıcılarına bakıldığında bilgi ve bilim kamplarına katılmanın etkili yordayıcılar olduğu tespit edilmiģtir. Sosyobilimsel konular ve bu konuların öğretimi için gerekenler öğretmen adaylarının eğitim programlarına dahil edilmelidir. Ayrıca öğretim sırasında öğretmen adaylarının bilgi birikimlerindeki geliģim, risk algıları ve tutumları da hesaba katılmalıdır. Öte yandan bu tip konuların öğretimine yönelik güçlü bir öz yeterlilik geliģtirmeleri amacıyla akademik bilgilerini artırıcı öğretim ortamları oluģturulmalı, bilim kampları gibi okul dıģı etkinliklere önem verilmelidir. v

ABSTRACT Socioscientific issues gradually gain importance in daily life and people are expected to make informed decisions regarding these issues. These issues are both controversial and include disagreements between scientists and between society. In the present study, it has been sought to determine preservice Science and Technology teachers, knowledge about, risk perceptions regarding and attitudes towards GMO foods, who will educate future citizens. Totally 161 participants in year 3 and 4 groups in Teaching Science Department at Ahi Evran University constituted the sample. The study displays the features of quantitative descriptive model. As data collecting tools, it has been made use of personal information scale, Knowledge about GMO foods scale, Attitudes towards GMO foods scale, Risk perceptions about GMO foods scale, and Self-efficacy about teaching GMO foods scale. In data analysis, percentages and Stepwise regression has been used. The results have displayed that participants are generally well-informed about GMO foods. In addition, they posses high risk perceptions and negative attitudes towards this issue. They have moderate level of perceptions of self-efficacy regarding teaching GMO foods issue. Looking at the predictors of self-efficacy, knowledge and participation of science camps were strong and significant ones. Socioscientific issues and the needs to teach these issues should be included in the education of preservice teachers. Also, the development in academic knowledge, risk perceptions and attitudes should be taken in to account. Lastly, in order that preservice teachers can improve strong self-efficacy regarding teaching these types of issues the environments where the academic knowledge can be enhanced should be created and the importance should be attached to the out-of-school activities such as science camps. vi

ÖNSÖZ Ġnsanlığa yararlı olabilmenin, iyi bir bilim insanı olmaktan geçtiğini bana öğreterek, tezimin her aģamasında hiçbir zaman desteğini esirgemeyen çok saygıdeğer Sayın DanıĢmanım Yrd. Doç. Dr. Ahmet KILINÇ a sonsuz teģekkürlerimi sunuyorum ve öğrettiği bilgiler ıģığında ülkeme ve insanlığa daha yararlı olabilmeyi umut ediyorum. Eğitim hayatımın yanı sıra hayatımın her anında desteklerini hiçbir zaman esirgemeyen, her zaman yanımda olarak bana sonsuz güç veren çok kıymetli aileme, maddi manevi desteklerini esirgemeyen saygıdeğer hocalarım Prof. Dr. Zafer BAHÇECĠ ve Yrd. Doç. Dr. Dilber BAHÇECĠ ye, güler yüzü ve manevi desteğiyle her zaman güç veren Sayın Sevhan KILINÇ a ve araģtırmalarım boyunca evlerinde beni misafir eden sevgili arkadaģlarım Zerrin HENDEN ve Elif HENDEN e teģekkürü bir borç bilirim. Arzu SÖNMEZ vii

Bu bilimsel çalıģmayı çok kıymetli aileme adıyorum.. viii

TABLOLAR DĠZĠNĠ Tablo 2.1. Eurobarometer serisinde Avrupalı katılımcıların GDO lu besinlerle ilgili bilgi sorularında doğru cevaplama yüzdeleri...4 Tablo 4.1. Örneklem ile ilgili demografik veriler.19 Tablo 4.2. GDO lu besinlerin öğretimine yönelik öz yeterliliğin yordayıcı faktörleri...26 Tablo 4.3. Regresyon modelinde yer alan faktörlerin karģılıklı korelasyon değerleri......26 ix

ġekġller DĠZĠNĠ ġekil 2.1. Eurobarometer (2005) çalıģmasına göre farklı biyoteknoloji uygulamalarına yönelik düģünceler...6 ġekil 4.2. GDO lu besinlerle ilgili bilgi maddelerine verilen cevapların yüzde dağılımları...20 ġekil 4.3. Öğretmen adaylarının GDO lu besinlerle ilgili risk algılarının cevaplara göre yüzde dağılımları.23 ġekil 4.4 Öğretmen adaylarının GDO lu besinlere yönelik tutumların cevaplara göre yüzde dağılımları.24 ġekil 4.5. Öğretmen adaylarının GDO lu besinler konusunun öğretimine yönelik öz yeterlilik algılarının cevap seçeneklerine göre dağılımı.....25 x

1. GĠRĠġ Ġnsanlar yaģadıkları çağın gereksinimleri doğrultusunda bir çok riskle karģılaģmakta, hatta bu risklerin bir çoğunun farkına varmamaktadırlar. Nükleer santraller, domuz gribi, kuģ gribi, trafik kazaları, ameliyatlar, sigara, alkol, silah taģıma, röntgen ıģınları, renkli gıdalar ve benzer birçok konu bu tip risk gruplarını oluģturmaktadır. Biyoteknoloji de bu risklerden biridir ve biyoteknoloji insanlar tarafından çoğunlukla sağlık ve çevre gibi konular için riskli olarak algılanmaktadır (Darçın ve Türkmen, 2006; Kahveci ve Özçelik, 2008; Shaow, 2002). Bu algı biyoteknolojiye dair negatif tutumların oluģmasına yol açmakta ve insanlarda oluģan bu negatif tutumlar da biyoteknoloji alanındaki araģtırma ve uygulamalarına karģı bir engel teģkil etmektedir. Biyoteknolojinin en çok tartıģılan alanlarından birisi de genetiği değiģtirilmiģ organizmalardır (GDO). GDO lu ürünler çoğunlukla sağlık açısından tartıģma yaratsa da, bu tartıģmanın göz ardı edilemeyecek politik, ekonomik ve çevresel boyutları da bulunmaktadır. Eğitim-öğretim açısından bakıldığında fen okur-yazarı bireylerin günlük hayatta karģılaģtıkları sosyobilimsel konularda karar vermeleri gerekmektedir. Bir markette GDO lu besinleri alıp almama, GDO lu besinlerin üretimi ve kullanımını sağlayan bir yasayı veya politikayı destekleyip desteklememe bu tip kararlardandır. Ancak GDO lu besinler gibi sosyobilimsel konularda bilgiler genel olarak gazete, TV gibi çok iyi organize olmamıģ ve konuyu kendi perspektiflerinden ele alma ihtimali olan informal kaynaklardan gelmektedir. Öte yandan sosyobilimsel konular bilim insanlarının da kendi aralarında ortak bir yargıya varamadıkları, genel olarak ahlaki ve etik bir muhakeme gerektiren konulardır. Ayrıca bireylerin risk algıları da bu süreçte devreye girmektedir. GDO lu besinler gibi güncel kompleks bir sosyobilimsel konunun öğretiminde öğretmenlerin eğitimi önem kazanmaktadır. Müfredatlara ve ulusal eğitim programlarına son zamanlarda girmekte olan bu tip sosyobilimsel konular hakkında öğretmenlerin bilgi birikimlerinin yeterli seviyede olmadığı hatta bu alanda yapılmıģ çalıģmaların oldukça sınırlı olduğu gözlenmektedir. Dolayısıyla bu çalıģmada GDO lu besinler gibi tartıģmalı bir konuda öğretmen adaylarının risk algıları, tutumları ve bilgileri anlaģılmaya çalıģılmıģ ve bu konunun öğretiminde öğretmen adaylarının gösterdiği öz yeterlilik algıları tespit edilmiģtir. 1

2. KURAMSAL ÇERÇEVE 2.1. BĠYOTEKNOLOJĠ VE GDO Biyoteknoloji son on yılda, tüketici gruplarının, politikacıların, çevre örgütlerinin, medyanın ve bazı ülkelerde de dini kuruluģların oldukça dikkatini çekmekte ve Avrupa da büyük tartıģmalara neden olmaktadır (Pardo vd., 2002). Günümüzde biyoteknolojinin bir çok uygulaması bulunmaktadır. Bunlardan gen testi gen teknolojisini kullanarak kalıtsal hastalıkların tetkik edilmesi ya da kalıtsal özelliklerin tespit edilmesidir. Gen terapisi bireylerin hücrelerine gen eklenmesi ile kalıtsal hastalıkların tedavi edilmesidir. Klonlama üreme hücrelerinin nükleer transferi ile genetik olarak özdeģ organizmaların üretilmesidir. Biyoteknolojik ilaç üretimi biyo-mühendislik organizmaları kullanarak hastalıkları tedavi edici kimyasallar veya ilaçlar üretilmesidir. Biyodegredasyon biyo-mühendislik organizmalarını kullanarak kanalizasyon ve benzeri atıkların yok edilmesidir. Biyoremediasyon, biyo-mühendislik organizmaları kullanarak ekosistemin doğal haline dönüģtürülmesidir. Biyolojik silahlar biyo-mühendislik organizmaları kullanarak yeni biyolojik silahların üretilmesidir. Endüstriyel biyoteknoloji biyo-mühendislik organizmalarının kullanılması ile endüstri için yararlı kimyasalların üretilmesidir. Tarımsal biyoteknoloji bitkilerin genlerini değiģtirerek daha verimli; haģere vb olumsuz etkenlere karģı daha dirençli, beslenme kalitesi yüksek besinler elde edilmesidir (Gardner & Jones, 2010). Yapılan çalıģmalara göre birçok biyoteknoloji uygulaması olmasına rağmen tıbbi ve tarımsal uygulamalar daha çok dikkat çekmektedir. Medyanın tarımsal uygulamalara karģı kararsız olduğunu ve tıbbi uygulamalara karģı daha olumlu olduğunu gösteren kanıtlar bulunmaktadır (Bauer, 2002). Halkın tutumuna bakıldığında ise tıpkı medyadaki gibi tarımsal uygulamalara karģı Ģüpheli oldukları gözlenmektedir (Bauer, 2002). Halk tarafından yeteri kadar anlaģılamayan önemli biyoteknolojik uygulamalardan birisi genetiği değiģtirilmiģ organizmalardır (GDO) (Sjöberg, 2008). Genetiği değiģtirilmiģ ürünler tarımsal geliģmeler arasında yayılıģı en hızlı olan ve insanlık tarihini geliģtirme potansiyeline sahip önemli olaylardan biri olarak görülmektedir. Çin in ticari olarak 1988 yılında bu yöntemle tütün yetiģtirmeye baģlamasına rağmen, genetiği değiģtirilmiģ tahıl kullanımının yaygınlaģması 1990 lı yılların ortalarını bulmaktadır. 1996'dan 2000'lere kadar 2

küresel transgenik mahsul alanının 7 milyon hektardan 98,6 milyon hektara yükseldiği de tespit edilmiģtir (Löfstedt vd., 2002). Mısır, soya, pamuk, tütün, patates, Ģeker pancarı ve kanola gibi ürünlerin de içinde bulunduğu, çeģitli gıdalara gen eklenmesi ile oluģturulmuģ tarımsal ürünler birçok ülke tarafından tüketilmektedir. Bu ürünlerin oluģturulmasında genetiği değiģtirilmiģ herbisit tolere ediciler, Bt-koruyucular ya da stoklayıcılar büyük öneme sahiptir. Herbisitler tüm bitkileri öldürme potansiyeline sahiptir ancak herbisit tolere edici gen tarafından korunan ürünü öldürememektedir. Bt-koruyucu ürünler Bacillius thuringiensis adlı bakteriden bir gen içermekte ve bu gen de tüm pestisitlere ve bazı böceklere karģı toksik bir protein oluģturmaktadır. Altın pirinç ve hardal gibi daha az geliģmiģ genetiği değiģtirilmiģ ürünler ise potansiyel olarak daha sağlıklı olma özelliği taģımaktadır. Ayrıca herhangi bir ticari alanda kullanılmamasına rağmen transgenik balıklar, böcekler ve memeliler de bulunmaktadır. (Löfstedt vd., 2002). 2.2. GDO VE PSĠKOMETRĠK ÖZELLĠKLER GDO lu besinler hakkında birçok psikometrik özellik çalıģılmıģtır. Bunlardan sıklıkla çalıģılanları bilgi, risk algıları ve tutumdur. 2.2.1. Bilgi ve GDO GDO konusunun algılanması belirli oranda biyoloji alan bilgisine, özelde ise bazı genetik kavramlarına hakim olmayı gerektirmektedir. Öte yandan bu tip uygulamaların henüz son 20 yıl içinde kullanılmaya baģlamasından dolayı formal okul ortamlarından daha çok TV, gazete gibi informal kaynaklar yoluyla öğrenildiği gözlenmektedir. Genel olarak, insanların GDO teknolojisi ve uygulamaları hakkında düģük düzeyde ve basit bilgilere sahip oldukları gözlenmektedir (Eurobarometer, 1996, 1999, 2002, 2005; Sjöberg, 1995, Sparks & Sperherd., 1994). Tablo 2.1 de biyoteknoloji uygulamaları hakkında yapılan Eurobarometer çalıģmalarında Avrupalı katılımcıların GDO lu besinler ile ilgili bilgilerini ölçen maddeler verilmiģtir. Görüldüğü üzere basit genetik bilgileri içeren sorularda bile bireylerin baģarıları %50 nin üzerinde değildir. 3

Tablo 2.1. Eurobarometer serisinde Avrupalı katılımcıların GDO lu besinlerle ilgili bilgi sorularında doğru cevaplama yüzdeleri (Eurobarometer, 1996, 1999, 2000, 2005). % (Doğru) 1996 1999 2002 2005 1.Genetiği değiģtirilmiģ meyveleri yemek insanların genlerinde değiģikliğe yol açabilir. 2.Genetiği değiģtirilmiģ hayvanlar, genetiği değiģtirilmeyen hayvanlardan daha büyüktürler. 3.Genetiği değiģtirilmiģ domatesler gen içerirken normal domatesler içermez. 4.Hayvan genlerinin bitki genlerine aktarılması mümkündür. 48 42 49 54 36 34 38 45 35 35 36 41 27 26 26 31 2.2.2. Risk Algıları ve GDO Risk kelime anlamı olarak Türk Dil Kurumu Sözlüğü (2011) nde zarara uğrama tehlikesi, Cambridge Ġngilizce Sözlük (2010) te ise bir Ģeylerin kötü sonuçlanma olasılığı veya önemli bir Ģeyi tehlikeli bir durumda kaybetme olasılığı olarak ifade edilmiģtir. Riskler insan için yaģanmamıģ olan gerçeklik ve bir tür belirsizlik taģımaktadır. Bu belirsizlik ise kiģide bir takım olumsuz duyguların açığa çıkmasına neden olur, diğer bir deyiģle risk algısını doğurur. Risk algısı, belirli bir olayın (genelde kaza gibi negatif olaylar) olma ihtimalinin öznel değerlendirilmesi ve insanların bu olayın sonuçlarıyla nasıl ilgilendikleri ile ilgili bir kavramdır. Riski algılamak ihtimal değerlendirmeleri ve negatif olayın muhtemel sonuçları ile ilgilidir. Öte yandan risk algısı duyusal ve biliģsel anlamdaki algıdan farklı olup hem biliģsel hem de duygusal doneler barındırmaktadır (Slovic, 1996). Risk algıları ekonomi, sağlık, siyaset ve çevre gibi birçok alanda çalıģılmaktadır. Eğitim alanında ise öğrencilerde çevresel risk algıları ve bu algılara yönelik risk eğitimi (Zint, 2002) ve riskli durumlarda karar verme (Kolsto, 2006) gibi alanların dıģında pek ilgi çekmemiģtir. 4

GDO lu ürünlerin insan sağlığı açısından iki alanda riskli olduğu düģünülmektedir. Bunlardan biri antibiyotiğe karģı direnç eğilimi diğeri ise alerjik reaksiyonlardır (Löfstedt vd., 2002). Gen değiģikliğinde amaç istenilen ürüne antibiyotik direnci kazandırmak için o ürüne gen ilave ederek ürünün dayanıklılığını artırmaktır. Çünkü antibiyotik, direnç geni eksik olan tüm hücreleri yok etmeye çalıģmaktadır. Bu yöntemle diğer bir olası risk de zararlı bakterilerin yayılma olasılığıdır. Öte yandan genetiği değiģtirilecek ürünlere alerjenik olduğu bilinen organizmalardan transfer edilen genler alerjik duyarlılığı olan bireyler için risk oluģturmaktadır (Löfstedt vd., 2002). GDO' lu ürünlerin çevre için de riskler taģıdığı düģünülmektedir. HibritleĢme, ekosistemde bozulma ve hedef olmayan türler için zarar teģkil etmesi bu risklere örnek olarak verilebilir. Örneğin hibritleģme genetiği değiģtirilmiģ bitkiler ile yabani ya da diğer bitkiler arasında oluģabilmektedir. Bu da oluģacak yeni ürünler için risk teģkil etmektedir (Löfstedt vd., 2002). GDO lu ürünler konusundaki risk algıları ile ilgili olarak halkla (BaĢaran vd., 2004; Drottz-Sjöberg, 1991; Kahveci ve Çelik, 2008; Shaow, 2002), uzmanlarla (ErbaĢ, 2009; Sjöberg, 2008), öğretmenlerle (Darçın ve Türkmen, 2006; Demirci, 2008), öğretmen adaylarıyla (Özden vd., 2008), ilköğretim ikinci kademe öğrencileriyle (Crne-Hladnik vd., 2009), lise öğrencileriyle (Dawson, 2007; Dawson & Schibeci, 2003; Hill vd., 1999; Massarani & Moreira, 2005) ve üniversite öğrencileriyle (Bal vd., 2007; Erdoğan vd., 2009; Prokop vd., 2007) yapılmıģ çalıģmalar bulunmaktadır. Bu çalıģmalarda birbirinden bağımsız olarak bilginin, ahlaki değerlerin, uzmanlara olan güvenin ve medya gibi bir çok etkenin GDO lu ürünler konusunda halkın risk algılarını etkilediği gösterilmiģtir. Sjöberg (2005) Ġsveçli katılımcıların GDO lu besinlerle ilgili olarak bu teknolojinin doğaya müdahale anlamına geldiği, ahlaken kabul edilemeyecek riskleri barındırdığı ve sonuçlarının korkunç olabileceği Ģeklinde risk algılarına sahip olduğunu belirtmiģtir. Öte yandan GDO lu besinlere yönelik risk algısının üç farklı biyoteknoloji uygulaması ile karģılaģtırıldığı Eurobarometer (2005) çalıģmasının sonuçları ġekil 2.1 de gösterilmiģtir. Buna göre Avrupa halkının farmakoloji ve nanoteknoloji konusunda oldukça pozitif olduğu, gen terapisinin onlara nazaran daha az desteklendiği ve GDO' lu ürünlerinse oldukça riskli kabul edildiği gözlenmektedir. 5

ġekil 2.1. Eurobarometer (2005) çalıģmasına göre farklı biyoteknoloji uygulamalarına yönelik düģünceler 2.2.3. Tutum ve GDO Tutum, Türk Dil Kurumu Sözlüğü nde (2011) belirli bir takım kiģi, nesne ve olaylara karģı sürekli olarak aynı biçimde davranmamıza neden olan öğrenilmiģ eğilim, Cambridge Ġngilizce Sözlüğü nde (2011) bir konu hakkında ne hissedildiği ve bu hissin davranıģları nasıl etkilediği olarak açıklanmaktadır. Hogg ve Vaughan (2005) tarafından ise Bilgi, duygu, inanç, değer ve davranıģ gibi farklı psikometrik faktörlerin birleģiminden oluģan, kiģinin bir durum veya olay hakkında olumlu ve olumsuzluk süzgecinden geçirerek elde ettiği yargılar. olarak ifade edilmektedir. Genel olarak bakıldığında farklı ülkelerde halkın farklı kesimlerinin GDO lu besinlere karģı negatif tutumlarının olduğu söylenebilir (Demirci, 2008; Erdoğan vd., 2009; Hill vd., 1999; Kahveci ve Özçelik, 2008; Klop & Severiens, 2007; Klop & Severiens, 2008; Prokop 6

vd., 2007; Shaow, 2002; Özel vd., 2009). Bitki ve hayvanların genetik yapılarının besin üretme amacıyla değiģtirilmesinin ahlaken kabul edilemez olduğu (Crne-Hladnik vd., 2009; Erdoğan vd., 2009; Klop, 2008; Klop & Severiens, 2008), GDO lu besinlerin insan sağlığına zararlı olduğu (Kahveci ve Özçelik, 2008), GDO lu canlıların çevre ve biyoçeģitlilik için tehlikeli olduğu (Darçın ve Türkmen; 2006; Hill vd., 1999), GDO lu besin üretmenin doğaya müdahele etmek olduğu (Sjöberg, 2005) ifade edilmiģtir. Ayrıca bu duygusal reaksiyonlardan dolayı bireylerin çoğunun GDO lu besinleri yemek istemedikleri (Massarani & Moreira, 2005) ve satın almaya yanaģmadıkları (BaĢaran vd., 2004; Demirci, 2008; Kahveci ve Özçelik, 2008; Klop & Severiens, 2007; Özel vd., 2009) gözlenmiģtir. Ayrıca aģağıda GDO lu besinlere yönelik tutumlar ile ilgili olarak yapılan iki kapsamlı çalıģma ayrıntılı bir Ģekilde anlatılmıģtır. Sjöberg (2005) yaptığı çalıģmasında verilerin daha iyi anlaģılabilmesi için tutum kavramını altı faktör altında incelemiģtir. Bunlar gen teknolojisinin kabul edilmesi ve reddedilmesi, sosyal güven, bilime güven, tüketici niyeti ve politikaların kabul edilmesi olarak isimlendirilmiģtir. Yapılan araģtırmada gen teknolojisinin reddedilmesi ile ilgili olarak bu teknolojinin sadece endüstriye yararı olacağı ve insanlık adına büyük bir yarar sağlamayacağı, GDO lu ürünlerin insanlara zarar vereceği ve politikacıların GDO lu ürünlere karģı çok daha dikkatli olması gerektiği vurgulanmıģtır. Öte yandan ekonomik sebeplerle insanların hayvan ve bitki genlerini değiģtirmelerinin doğru olmayacağı ve eğer uzmanlar GDO nun riskleriyle ilgili emin değillerse bunu halka bildirmeleri gerektiğine dair katılımcıların büyük oranda fikir birliğine sahip olduğu gözlenmektedir. Gen teknolojisinin kabul edilmesine yönelik olarak katılımcılar, GDO ya karģı olanların gerici ve cahil olduğunu ve GDO ile ilgili konuģmanın gereksiz ve saçma olduğunu belirtmiģlerdir. Halkın niyetiyle ilgili olarak eğer normal ürünlere oranla GDO lu ürünler daha kaliteli, lezzetli ve uzun süre saklanabilecek koģullara sahip ve ekonomik olarak da aynı ücrete tabii ise bu ürünü tercih edeceğini söyleyenlerin ve GDO lu ürünleri yemekle ilgili herhangi bir negatif görüģü olmadığını söyleyenlerin çok düģük bir yüzdeye sahip olduğu gözlenmiģtir. GDO lu ürünlerin normal ürünlere göre %20 daha ucuz olması ve bu ürünlerin normal ürünlere oranla daha az yağ içermesi durumunda bu ürünü satın almaktan çekinilmeyeceği konusunda büyük oranda negatif cevapların verildiği gözlenmektedir. 7

Avrupa da yapılan Eurobarometer (2005) araģtırmasında, Avrupalıların büyük çoğunluğunun GDO lu ürünleri desteklemediği görülmektedir. Tahıllar orta düzeyde kullanıģlı olarak düģünülürken, GDO lu besinler kadar riskli bulunmaktadırlar. Ayrıca GDO lu ürünlerin satın alınması ve tüketilmesinin kabul edilebilirliğiyle ilgili negatif tutumlar gözlenmiģtir. Bu araģtırmada katılımcılara; eğer GDO lu ürünler diğerlerine oranla daha az tarım ilacı atığı içerir, çevreye karģı daha yararlı olur, daha lezzetli olur ve daha az yağ içerirse bu ürünleri satın alıp almayacakları ya da restoranda tercih edip etmeyecekleri sorulmuģtur. Bahsi geçen tüm bu sebepler için GDO lu ürünleri tercih etmeyeceğini söyleyenlerin, tercih edeceğini söyleyenlerden daha fazla olduğu gözlenmiģtir. GDO lu ürünler için en ikna edici neden tarım ilacı kalıntılarının azaltılarak sağlığa daha yararlı ürünlerin elde edilmesi ve çok yakın oranda takip eden diğer bir neden ise çevre dostu ürünlerin üretilmesidir. AraĢtırma sonuçlarına bakıldığında GDO lu ürünler ile normal ürünler arasındaki fiyat farkının, en az etkiye sahip olduğu gözlenmektedir. 2.3. SOSYOBĠLĠMSEL KONULAR VE BU KONULARIN ÖĞRETĠMĠ 2.3.1. Sosyobilimsel Konular Günümüzde bireyler birçok sosyobilimsel konu ile karģı karģıya gelmektedir. Bu konuların bilimsel bir tarafı olmasına rağmen genel olarak bilimsel bilginin sınırlarında oldukları ve kiģisel veya sosyal anlamda karar vermeyi gerektirdiği gözlenmektedir. Bu kararlar değerleri, ahlaki ve etik unsurları barındırdığı gibi belirli bir fayda-zarar hesabı da gerektirmektedir. Ayrıca bu konuların anlaģılması risk ve ihtimallerin algılanmasını da beraberinde getirmektedir. Öte yandan bu tip konular halkta bireylerin kendi aralarında, bilim camiasında bilim adamları arasında bir anlaģmazlığın olduğu konulardır. Ayrıca tartıģmalı olan doğasından dolayı bu tip konuların karģılaģıldığı ana kaynak medyadır. Bu tip konulara örnek olarak küresel ısınma, gen terapisi, nükleer santrallerin kurulması, klonlama ve GDO lu besinler verilebilir (Kolsto, 2006; Ratcliffe & Grace, 2003; Sadler, 2004; Solomon, 1989; Zeidler, 2003). 2.3.2. Sosyobilimsel Konuların Öğretimi Bir çok ülkenin müfredatı tartıģmalı sosyobilimsel konuları içermektedir (Dawson, 2001). Fen öğretmenleri böyle konuların müfredata dahil edilmesinin gerekli olduğunu ve 8

öğrencilerin bu konularla ileride karģılaģacakları için okul ortamlarında ilgilenmelerinin önemli olduğunu belirtmektedirler. Öte yandan öğretmenler öğrencilerin günlük ve sosyal problemlerle bilimin iliģkilerini anlamaları, onların karar verme becerilerinin geliģtirilmesi ve feni daha iyi anlamalarını sağlamada bu konuların etkili olacağını düģünmektedirler (Lumpe vd., 1998; Lee vd., 2006). Ancak Fen öğretmenleri bazı engellerden dolayı sosyobilimsel konulardan ya çok az bahsetmekte ya da bu konuları es geçmektedirler (Lee vd., 2006). Örneğin öğretmenler okulun bulunduğu bölgedeki insanların kültürel yapıları ve dini inanıģları ile bu konuların örtüģmediği noktalar olabileceğini ve bu durumun kendi iģlerinin devamlılığı açısından bir tehdit oluģturabileceğini, ayrıca aileler ile karģı karģıya gelmek istemediklerini belirtmiģlerdir (McGinnis & Simmons, 1999). Aynı zamanda bazı öğretmenler bu tür sosyal, politik ve ekonomik problemleri içeren konuların çözümünün eğitimcilerin iģi olmadığını ifade etmiģtir (Gayford, 2002). Bazı öğretmenler ise böyle konuları tartıģırken kendilerini rahat hissetmediklerini belirtmiģlerdir. Ayrıca bu konuların tartıģılması için geniģ bir bilgi birikimine sahip olmanın gerekliliği düģünülmüģ, eğer bu durum söz konusu değilse sınıf içi hakimiyetin kaybolabileceği, dolayısıyla bu tartıģmaları sınıfa taģımaktan öğretmenlerin kaçınabileceği ifade edilmiģtir (Day & Bryce, 2010; Lee vd., 2006;). Öte yandan müfredat konularının yetiģtirilmeye çalıģılması ve ilgili ders materyallerinin olmaması da bir engel olarak belirtilmiģtir (Cross & Price, 1996; Gayford, 2002; Lee vd., 2006). Ayrıca etik ve ahlaki konularda öğrencilerin performanslarını değerlendirmenin zor olacağı da ifade edilmiģtir (Lee vd., 2006). Son olarak öğretmenler öğrencilerin seviyelerinin uygun olmaması ve bu konulardaki muhtemel ilgisizliklerini de birer engel olarak göstermiģlerdir (Lee vd., 2006). 2.3.3. Pozisyonlar ve Sosyobilimsel Konuların Öğretimi Yapılan çalıģmalara bakıldığında öğretmen ve öğretmen adaylarının fen konuları ve fen öğretimi ile ilgili tutumlarının, öğrencilerle yaptıkları iletiģimde ve kullandıkları pedagojik yaklaģımda etkili olduğu gözlenmektedir (Pell & Jarvis, 2003). TartıĢmalı sosyobilimsel konuların öğretiminde öğrenci ile olan iletiģimde öğretmenin pozisyonu önem taģımaktadır. Bu pozisyon öğrencilerin karar verme becerileri, bilgiyi yapılandırmaları ve geliģtirecekleri tutumlar açısından özellikle önemlidir. Yirmi beģ yıl önce Kelly (1986) sınıf 9

içi bu tip tartıģmalar sırasında öğretmenlerin aldığı pozisyonlar ile ilgili olarak dört tip pozisyon tanımlamıģtır. AĢağıda bu pozisyonlar verilmiģtir: Özel nötrallik: Öğretmen herhangi bir tartıģmalı konuyu ne sınıf içine taģır ne de böyle bir konuda kendi düģüncelerini paylaģır. Bu düģünceye göre okullar hitap ettiği farklı görüģlerden öğrencilere eģit bir Ģekilde hizmet etme zorunluluğuna sahiptir. GDO lu besinler gibi tartıģmalı konuların dahil edilmesi birkaç nedenden dolayı bu üstü kapalı ortak düģünme yapısını bozar. Öncelikle farklı görüģlerin adil ve tarafsız bir Ģekilde sunulması zor bir iģtir. Ġkinci neden kiģisel, dini ve siyasi pozisyonların ortaya çıkarılması diğer sosyal kurumların iģidir. Üçüncüsü ise kıģkırtıcı değerlerin sonuçları öngörülmeyen ve dengesiz bir Ģekilde sınıf içinde tartıģılması öğretmenler için toplum içinde kabul gören genel normların zayıflamasına neden olur. Dolayısıyla okulların böyle konuları kendi kapsamlarının dıģında tutmaları en uygun olandır. Bu noktada güçlü bilimsel araģtırmalar yoluyla ispatlanmıģ ve toplumda genelde kabul görmüģ olan beceri ve bilgilerin değerler ve inançlardan bağımsız bir Ģekilde öğretilmesine bağlı kalınmalıdır. Özel yanlılık: Öğretmen GDO lu besinler gibi tartıģmalı bir konuda öğrencileri tercih edilen doğru bir pozisyonu benimsemeleri için ikna etmeye çalıģır. Öğretmen kendi pozisyonunu öğrencilerin kabul etmesi için düģüncesini açıklar. TartıĢma sırasında bilinçli veya bilinçsiz olarak GDO lu besinler ile ilgili yeterli sayıda farklı görüģün tartıģılması önlenir ve öğretmen öğrencilerine kendince doğru ve tercih edilebilir bir pozisyonu kabul ettirmek için isteklidir. Nötr tarafsızlık: Öğretmen GDO lu besinler gibi tartıģmalı bir konuda yapılacak sınıf içi tartıģmaları destekler, bu konuda kendi görüģünü/pozisyonunu açığa vurmaz ancak öğrencileri kendi düģüncelerini ifade etmeleri için cesaretlendirir. Öğrenciler GDO lu besinler gibi konuların tartıģılmasına aktif bir Ģekilde katılmalıdır, öğretmen için tartıģmalardaki en iyi rol tarafsız bir Ģekilde öğrencileri cesaretlendirmedir. Sınıf ortamında GDO lu besinler ile ilgili bütün farklı görüģler tartıģılır. Bazen öğretmen Ģeytanın avukatlığını yapar ve bazı görüģlerin zayıf veya hatalı gördüğü taraflarını diğer bir görüģün (bu görüģ kendi görüģü de olabilir) güçlü yönlerini ifade ederek göstermeye çalıģır. Burada amaç ifade ettiği diğer görüģ veya görüģleri benimsetmeye çalıģmak değil konu hakkında farklı görüģlerin de etkili olabileceğini göstermektir. 10

Kararlı tarafsızlık: Öğretmen GDO lu besinler gibi tartıģmalı konulardaki sınıf içi tartıģmaları destekler, konu ile ilgili olarak kendi düģünce veya pozisyonunu açıklar ve öğrencileri de kendi pozisyonlarını açıklamaları için cesaretlendirir. Öğretmen tartıģma sırasında belirli bir görüģe bağlı olduğunu ifade ederken öğretmenin kendi görüģüne sadık kalması ve açıklamasının amacı, öğrencilerin düģüncelerini kendi düģüncesine doğru çekmek değil onlara bir vatandaģın nasıl bir pozisyonu benimsediğini ve onu nasıl savunduğunu göstermek ve onlara bu anlamda model olmaktır. Burada amaç sonuçtaki düģünceyi savunmaktan daha çok bu düģünceye ulaģılırken kullanılan düģünme süreçleri konusunda model olmaktır. Kusursuz bir denge ile bu tip konuları sunmayı baģarmak büyük olasılıklı imkansız olmaktadır. Genellikle öğretmenlerin dengeli bir görüģ sunması gerektiği konusunda ortak bir düģünce bulunmaktadır. Ancak geniģ ölçüde de öğretmenin nötr kalıp kalmaması konusunda kararsızlık bulunmaktadır. (Oulton vd., 2004). Örneğin Lee ve arkadaģları (2006) Koreli öğretmenlerin böyle konuların öğretimi sırasında nötr kalmayı tercih ettiklerini belirtmiģlerdir. Gayford (2002) de öğretmenler ile ilgili olarak benzer sonuçları rapor etmiģtir. 2.3.4. Öz Yeterlilik ve Sosyobilimsel Konuların Öğretimi Bandura (1997, aktaran Cantrell vd., 2003) öz yeterliliği kiģisel öz yeterlilik ve ürün beklentisi olarak iki grupta incelemektedir. KiĢisel öz yeterlilik belirli ürünleri olacak bir davranıģın gerçekleģtirilmesi ile ilgili olarak kiģinin kendi yeterlilikleri ve becerileri ile ilgili algısıdır. Ürün beklentisi gerçekleģtirilecek davranıģların olası sonuçları hakkındaki kiģinin yargısıdır. KiĢisel öz yeterliliği yüksek olan öğretmenler öğrenciye bilgi aktarırken karģılarına çıkabilecek zorlukların üstesinden gelebilmek için çeģitli stratejiler geliģtirebilmekte ve amaçlarına ulaģmak için yüksek oranda performans göstermektedirler. Ayrıca bu öğretmenler baģarıya ulaģmak için çok fazla efor sarfetmektedir. Ürün beklentisi yüksek olan öğretmenler ise öğrencilerin okul dıģı ortamlardan daha fazla etkilendikleri gibi mazeretler sunmaktansa öğrenci öğrenmesinde öğretmenin oldukça önemli olduğunu ifade etmektedirler. Öte yandan Bandura (1982) yaptığı çalıģmalarda öz yeterliliğin dört ana kaynağı olduğunu belirlemiģtir. Bunlar uzmanlık deneyimi, hayali olarak yapılan deneyim, sözel ikna edicilik ve fizyolojik durumlar dır. 11

Uzmanlık deneyimi belirli bir durumla ilgili gerçek baģarıdır. Bandura (1982) bu faktörün bireysel görevde baģarılı olabilmenin tek kanıtı olduğu için öz yeterliliği en çok etkileyen faktör olduğunu belirtmektedir. Hayali olarak yapılan deneyim istenilen davranıģı gösteren kiģiyi model alarak, kendi yeteneklerini kıyaslamaktır. Model almayı etkileyen bazı durumlar vardır, bunlar (1) etkili gerçek model, (2) sembolik model, (3) kendi kendini model alma ve (4) kavramsal olarak modellemedir. Sözel ikna edicilik ise kiģilere diğerleri tarafından olumlu dönütler verilmesidir. Örneğin bir kiģi diğerine görevinde baģarılı olduğunu söyleyerek o kiģiye olumlu bir dönüt vermiģ olup, diğerinin daha çok cesaretlenmesini sağlayabilmektedir. Fizyolojik durum ise stres, endiģe ve korku gibi duygusal faktörleri içermektedir. Örneğin yüksek baģarı gösterebilecek bir durumun bu duygusal faktörlerden dolayı daha düģük baģarıyla yapılması söz konusu olabilir. Normalde Fen öğretimi öz yeterliliğine yönelik birçok çalıģma (Bleicher & Lindgren, 2005; Cantrell vd., 2003; Lumpe vd., 2000; Palmer, 2006) yapılmıģtır. Bu çalıģmalarda öğretmenlik deneyimleri, alan bilgisine hakim olmak ve fen konularını anlamak (Bryce, 2004; Cantrell vd., 2003), lise yıllarında bilim olimpiyatları, bilim kampları gibi okul dıģı fen etkinliklerine katılmıģ olmak (Cantrell vd., 2003; Kennelly vd., 2008), okul yıllarında daha fazla fen dersi almıģ olmak (Cantrell vd., 2003), fen konularına olan ilgi ve fene karģı tutum (Ramey-Gassert vd., 1996), okul yıllarındaki fen baģarısı (Ramey-Gassert vd., 1996), fen öğretimini seçme (Ramey-Gassert vd, 1996), diğer bireylerin kiģinin fen deneyimleri ve fen öğretimindeki baģarısı ile ilgili yorumları (Ramey-Gassert vd., 1996) gibi faktörler fen öz yeterliliğini olumlu yönde etkilemektedir. Literatürde sosyobilimsel konuların öğretiminde öğretmenlerin öz yeterliliği ile ilgili olarak sınırlı sayıda çalıģmaya rastlanmıģtır. Bu çalıģmalardan Lee ve arkadaģları (2006) Kore li Fen öğretmenlerinin sosyobilimsel konuların öğretimi ile ilgili olarak düģük bir kiģisel öz yeterlilik algısına sahip olduklarını belirtmiģlerdir. Öğretmenler böyle konuların öğretimi ile ilgili gerekli pedagojik ve alan bilgisi yeterliliklerine sahip olmadıklarını ifade etmiģlerdir. Ayrıca böyle konular için öğretim materyalleri hazırlamada kendilerine güvenmediklerini belirtmiģlerdir. DüĢük öz yeterlilikte bu tip konuların açık cevaplarının 12

olmaması ve diğer fen konularından bu yönüyle ayrılmaları da ifade edilmiģtir. Ayrıca öğretmenler geleneksel öğretim metotlarının bu tip konuların öğretimine uygun olmadığını da belirtmiģlerdir. Öte yandan Reiss (1999) öğretmenlerin fen konularında etik ve ahlaki yönleri öğretmede donanımlı olmadıklarını belirttiklerini rapor etmiģtir. Yine bazı öğretmenler böyle konuların tartıģılmasına yönelik öz güvenlerinin düģük olduğunu, uzmanlıklarının yetersiz olduğunu ve müfredat konularını yetiģtirmenin bir problem teģkil ettiğini belirtmiģlerdir (Bryce, 2004). 2.4. ARAġTIRMANIN AMACI Bu çalıģmanın amacı GDO lu besinler gibi sosyobilimsel bir konuda Fen ve Teknoloji öğretmen adaylarının risk algılarını, tutumlarını, bilgilerini ve bu konunun öğretimine yönelik öz yeterliliklerini tespit etmektir. Bu genel amaç altında aģağıdaki alt problemlere cevap aranacaktır: 1.Fen ve Teknoloji öğretmen adaylarının GDO lu besinlerle ilgili risk algıları nasıldır? 2. Fen ve Teknoloji öğretmen adaylarının GDO lu besinlerle ilgili tutumları nasıldır? 3. Fen ve Teknoloji öğretmen adaylarının GDO lu besinlerle ilgili neler bilmektedir? 4. Fen ve Teknoloji öğretmen adaylarının GDO lu besinler konusunun öğretimine yönelik öz yeterlikleri nasıldır? 2.5. ARAġTIRMANIN ÖNEMĠ Ġlgili literatür incelendiğinde sosyobilimsel konuların fen eğitiminde son zamanlarda hızla geliģen bir alan olduğu söylenebilir. Ancak çalıģmalarda daha çok bu tip konularda etkili olan informal muhakemeler üzerine yoğunlaģıldığı ve nitel araģtırma desenlerinin baskın olduğu gözlenmektedir. Bu çalıģmada kullanılan nicel teknikler bireylerin bu tip konulardaki algılarında etkili olan faktörleri gözlemleme açısından yeni sayılabilir. Öte yandan risk algılarının sosyobilimsel konuları algılamada, bu tip konulara yönelik tutumların Ģekillenmesinde ve karar verme mekanizmalarında etkili olduğu sınırlı olarak ifade edilmesine rağmen bu çalıģma ile risk algılarının bu konulardaki algılamalara olan muhtemel etkileri ortaya çıkarılmaya çalıģılmıģtır. Bu açıdan değerlendirildiğinde yapılan çalıģmanın eğitim literatürü için bazı yeni veriler sunduğu söylenebilir. 13

Ayrıca sosyobilimsel konuların öğretimine yönelik öz yeterlilik algılarının da geliģtirilmiģ bir anket aracılığıyla nicel tekniklerle analiz edilmesi çalıģmanın yenilikçi ve önemli yönlerinden biridir. 2.6. ARAġTIRMANIN SINIRLILIKLARI AraĢtırmada 161 kiģilik sınırlı bir örneklemde çalıģma yapılmıģtır. Dolayısıyla elde edilen sonuçların Türkiye geneline veya dünya geneline genellenmesinde belirli sınırlılıklar mevcuttur. Veri toplama araçları ile ilgili olarak bahsedilebilecek bir sınırlılık, anketlerin bazılarının orijinal hallerinin değil, madde sayısı azaltılmıģ formlarının kullanılması olabilir. Normalde dört farklı anketin kullanılması düģünüldüğü için bu yönteme gidilmiģtir. 2.7. TANIMLAR Bilgi: Öğrenme, araģtırma veya gözlem yolu ile elde edilen gerçek, malumat, vukuf (TDK, 2011). Tutum: Belirli bir takım kiģi, nesne ve olaylara karģı sürekli olarak aynı biçimde davranmamıza neden olan öğrenilmiģ eğilim (TDK, 2011). Risk Algısı: Zarara uğrama tehlikesi (TDK, 2011). Öz Yeterlilik: Bir kiģinin belirli bir iģle etkili bir Ģekilde uğraģabilme ilgilenebilme hissidir (Woolfolk, 2001: 325). Biyoteknoloji: Canlı hücreleri ve mikroorganizmaları kullanarak biyolojik tekniklerle endüstri ve tıp alanında kullanmak üzere materyal üretimi (TDK, 2011). GDO(Genetiği Değiştirilmiş Organizmalar) : DNA moleküllerini, canlı organizmanın ya da hücrenin dıģında yeni bir tür yaratmak üzere bir molekül içinde bir araya getirilebilmesidir (Wikipedia, 2011). 14

3. YÖNTEM Bu bölüm araģtırmanın modeli, evren ve örneklem ve verilerin toplanması baģlıkları altında incelenecektir. 3.1. ARAġTIRMANIN MODELĠ AraĢtırmada nicel betimsel bir model kullanılmıģtır. Bu model değiģkenlerin belirli nicel değerler veren ölçme araçları ile sınanması prensibine dayanmakta olup, büyük örneklemlerin bazı fenomenler hakkındaki duygu ve düģüncelerinin öğrenilmesinde kolaylık sağlamaktadır (Creswell, 2008). 3.2. EVREN VE ÖRNEKLEM ÇalıĢmanın evreni Ġç Anadolu Bölgesi ndeki Fen Bilgisi Öğretmenliği Bölümü 3. ve 4. Sınıf öğrencileridir. Örneklemi ise Ahi Evran Üniversitesi Fen Bilgisi Öğretmenliği Ana Bilim Dalı 3. ve 4. Sınıf toplam 161 öğretmen adayı oluģturmaktadır. Bu örneklemin seçilmesinde 3. ve 4. sınıf öğretmen adaylarının kısa süre içinde göreve baģlama ihtimallerinin olması ve diğer sınıflara nazaran daha fazla alan bilgisi ve pedagoji dersleri almaları etkili olmuģtur. 3.3. VERĠLERĠN TOPLANMASI 3.3.1. Veri Toplama Araçları ÇalıĢmada KiĢisel Bilgi Ölçeği, GDO lu Besinler Bilgi Testi, GDO lu Besinlere Yönelik Tutum Ölçeği, GDO lu Besinlerle Ġlgili Risk Algıları Ölçeği ve GDO lu Besinlerin Öğretimine Yönelik Öz Yeterlilik Ölçeği veri toplama aracı olarak kullanılmıģtır. 15

3.3.1.1. KiĢisel Bilgi Ölçeği (KBÖ) Cinsiyet, yaģ, sınıf, baba ve anne mesleği, yaģanılan Ģehir, yaģanılan yerleģim biriminin büyüklüğü, ailenin toplam aylık geliri gibi bazı genel demografik bilgiler bu bölümde toplanmaya çalıģılmıģtır. Ayrıca öz yeterlilik üzerinde muhtemel etkisi düģünülerek katılımcılarım bilim/doğa kamplarına ve bilim olimpiyatlarına katılıp katılmadıkları, bilimsel bir proje hazırlayıp hazırlamadıkları Evet-Hayır cevap seçenekleri olan sorularla yordanmıģtır. Buna ilaveten öğrencilerin anketin uygulandığı döneme kadar olan not ortalamalarını yazmaları istenmiģ, üniversitede almıģ oldukları seçmeli dersleri belirtmeleri talep edilmiģtir. 3.3.1.2. GDO lu Besinler Bilgi Testi (GBBT) GDO lu besinlere yönelik kullanılan bilgi testlerinden (Eurobarometer, 2005; Sjöberg, 2005) yararlanılarak oluģturulan 30 adet sorudan oluģan taslak ölçek Ahi Evran Üniversitesi Biyoloji (25 kiģi), Edebiyat (33 kiģi), ĠnĢaat (40 kiģi), Kamu Yönetimi (57 kiģi) ve Sınıf Öğretmenliği (31 kiģi) Bölümü öğrencilerinden toplam 185 kiģi üzerinde uygulanmıģtır. Her bir soruda bilmiyorum, doğru ve yanlıģ seçenekleri yer almaktadır. Verilerin kodlanmasında sorunun yanlıģ cevabı ile bilmiyorum cevabı aynı rakam kullanılarak kodlanmıģtır. Bu taslak ölçeğin KR-20 güvenilirlik katsayısı 0.72 olarak bulunmuģtur. Bu araģtırmada ise taslak ölçekte yer alan toplam 8 soru kullanılmıģtır. Bu sorular taslak ölçekte madde toplam test korelasyonu 0.30 dan daha yüksek olan sorulardır. Bu araģtırmadaki uygulama sonucunda KR-20 değerini düģürdükleri gerekçesiyle 3. ve 4. sorular çıkarılmıģ ve kalan altı sorunun KR-20 değeri 0.50 olarak hesaplanmıģtır. Bu değerin biraz düģük olması ileride yapılacak yorumlarda dikkate alınması gereken bir husustur. 3.3.1.3. GDO lu Besinlere Yönelik Tutum Ölçeği (GBTÖ) GDO lu besinlere yönelik daha önceki çalıģmalarda kullanılan tutum ölçekleri (Demirci, 2008; Erdoğan vd., 2009; Hill vd., 1999; Kahveci ve Özçelik, 2008; Klop & Severiens, 2007; Klop, 2008; Klop & Severiens, 2008; Prokop vd., 2007; Shaow, 2002; Özel vd., 2009) incelenerek oluģturulan toplam 105 madde içeren beģ dereceli Likert tipi taslak ölçek Ahi Evran Üniversitesi Okul Öncesi Öğretmenliği (42 kiģi), BÖTE (33 kiģi), Edebiyat (33 kiģi), HemĢirelik (28 kiģi), Ġktisat (60 kiģi), Muhasabe (38 kiģi), Tarih (46 kiģi), Tarımsal 16

biyoteknoloji (37 kiģi), Sınıf Öğretmenliği (29 kiģi) ve Biyoloji (14 kiģi) olmak üzere toplam 360 kiģi üzerinde uygulanmıģtır. Ölçekte her bir maddeye karģılık kesinlikle katılmıyorum, katılmıyorum, ne katılıyorum ne de katılmıyorum, katılıyorum ve kesinlikle katılıyorum cevap seçenekleri yer almaktadır. Veri yetersizliği nedeniyle 6 anket çalıģmadan çıkarılmıģ ve toplam 354 anket üzerinde pilot analizler yapılmıģtır. Buna göre taslak ölçeğin alpha güvenilirlik katsayısı 0.95 olarak bulunmuģtur. Bu çalıģmada ise taslak ölçekte madde toplam test korelasyonları 0.60 dan daha yüksek olan 12 maddelik bir ölçek kullanılmıģtır. 0.60 değerinin belirlenmesinde tutum ölçeğindeki madde sayısını kullanılacak diğer ölçekler de düģünüldüğünde kabul edilebilir oranda azaltmaktır. Bu ölçeğin alpha güvenilirlik katsayısı 0.87 dir. 3.3.1.4. GDO lu Besinlerle Ġlgili Risk Algıları Ölçeği (GBRAÖ) Risk algıları ile ilgili olarak geliģtirilmiģ olan testlerden (Fischhoff vd., 1978; Sjöberg, 2005) yararlanılarak toplam 34 maddeden oluģan taslak risk algıları ölçeği Ahi Evran Üniversitesi Biyoloji (48 kiģi), Kimya (43 kiģi), Matematik (25 kiģi), Muhasebe (39 kiģi), Bilgisayar (24 kiģi), Sınıf Öğretmenliği (34 kiģi) ve Uluslararası ĠliĢkiler (43 kiģi) bölümlerinde toplam 256 kiģi üzerinde uygulanmıģtır. Bu ölçekte risk algısı maddelerine karģılık ilgili riskin hangi oranda olduğunu gösteren Hiç, Çok az oranda, Az oranda, Orta derecede, Yüksek oranda, ve AĢırı yüksek oranda olmak üzere toplam altı cevap seçeneği yer almaktadır. Bu taslak ölçeğin alpha güvenilirlik katsayısı 0.88 olarak bulunmuģtur. Bu taslak ölçekte yer alan ve madde toplam test korelasyonları 0.30 dan yüksek olan toplam 26 maddeden oluģan GBRAÖ bu çalıģmada kullanılmıģtır. Bu ölçeğin alpha güvenilirlik katsayısı ise 0.94 dür. 3.3.1.5. GDO lu Besinlerin Öğretimine Yönelik Öz Yeterlilik Ölçeği (GBÖÖÖ) Öğretmen öz yeterliliği ile ilgili anketler (Bandura, 2006; Riggs & Enochs, 1990) incelenerek geliģtirilmiģ olan toplam 42 maddelik taslak ölçek Erciyes Üniversitesi (48 kiģi), KATÜ (58 kiģi), Ahi Evran Üniversitesi (58 kiģi) ve Gazi Üniversitesi (36 kiģi) toplam 200 3. ve 4. sınıf Fen ve Teknoloji öğretmen adayı üzerinde uygulanmıģtır. Bu ölçekte yeterlilik ile ilgili maddeleri bireylerin ne derecede yapabileceklerine iliģkin olarak (1) Hiç, (2), (3) Çok 17

az, (4), (5) Biraz, (6), (7) Oldukça, (8), (9) Çok Ģeklinde hem kelime hem de rakam içeren cevap seçenekleri yer almaktadır. Bu taslak ölçeğin alpha güvenilirlik katsayısı 0.97 dir. Bu taslak ölçekte yer alan ve madde toplam test korelasyonları 0.70 ten yüksek olan toplam 10 maddelik GBÖÖÖ bu çalıģmada kullanılmıģtır. Bu ölçeğin alpha güvenilirlik katsayısı 0. 86 dır. 3.3.2. Verilerin Analizi ÇalıĢmada betimsel ve açıklayıcı istatistikler kullanılmıģtır. Betimsel olarak ortalama, standart sapma ve yüzdeler kullanılırken, açıklayıcı istatistik olarak Stepwise regresyon kullanılmıģtır. Bilgi, tutum, risk algıları ve öz yeterlilik sonuçlarının açıklanmasında betimsel istatistikler ve tablolardan yararlanılırken, öz yeterliliğin yordayıcılarının belirlenmesinde Stepwise regresyon metodu kullanılmıģtır. 18

4. BULGULAR 4.1. DEMOGRAFĠK ÖZELLĠKLER Tablo 4.1 de gösterilen demografik veriler incelendiğinde ankete katılan kızların (%59,6) erkeklere (%40,4) göre daha fazla olduğu gözlenmiģtir. Katılımcıların yaģlarına bakıldığında ise çoğunluğun (%61,5) 21 ve 22 yaģ civarında olduğu belirlenmiģtir. YerleĢim olarak incelendiğinde %54 ünün il merkezinde oturduğu ve %45,9 unun diğer bölgelerde yaģadığı gözlenmiģtir. Anne mesleğine bakıldığında çoğunluğun ev hanımı olduğu (%51,8), baba mesleğine bakıldığında ise çalıģmayan kiģinin olmadığı, bir kısmının emekli olduğu (17,9) ve büyük bir kısmının da çalıģtığı (%39,8) gözlenmiģtir. Katılımcıların gelir düzeylerine bakıldığında büyük oranda (%66,6) 800 TL ile 2000 TL arasında değiģen bir gelir olduğu belirlenmiģtir. Bilimsel kamp ve olimpiyatlara çoğunlukla katılmamıģ oldukları, bilimsel proje yapanların ise %31 oranında olduğu tespit edilmiģtir. Tablo 4.1. Örneklem ile ilgili demografik veriler f % f % Cinsiyet Sınıf Kız 96 59,6 3 92 33,6 Erkek 65 40,4 4 63 23 4+ 7 2,6 Bilimsel Kamp Bilimsel Proje Evet 12 7,4 Evet 51 31,5 Hayır 150 92,6 Hayır 111 68,5 Bilimsel Olimpiyat Evet 11 6,8 Hayır 151 93,2 19

4.2. BĠLGĠ VE GDO LU BESĠNLER Öğrencilerin GDO lu besinler konusunda bilgilerine bakıldığında birkaç madde dıģında GDO lu besinlerin üretim amaçları ve üretim teknikleri ile ilgili olarak bilgili oldukları söylenebilir. ġekil 4.1 de de belirtildiği gibi maddeler tek tek incelenirse, Deli dana hastalığı hayvanların genetiğinin değiģtirilmesi sonucudur. maddesine doğru yanıt verenlerin % 42 olduğu gözlenmiģtir. Karbonhidrat, protein ve yağlar gibi temel besinler genetik mühendisliğinin kullanıldığı biyoteknolojik metotlarla üretilebilir. maddesine ise doğru yanıt verenlerin % 58 oranında olduğu belirlenmiģtir. Besinlerin lezzetini arttırmak için genetik mühendisliği teknikleri kullanılır. maddesine doğru yanıt verenlerin % 45 olduğu tespit edilmiģtir. Bir bitkinin genlerinin değiģtirilmesi için hücrelerinin öldürülmesi gerekir. maddesine doğru cevap verenlerin % 80 oranında olduğu gözlenmiģtir. Bir bitkinin genetik yapısının değiģtirilmesiyle bitkinin gübre ve ilaca olan ihtiyacı azalır maddesine doğru cevap verenlerin % 68 oranında olduğu görülmüģtür. Bitkilerde gen transferinin kullanıldığı alanlardan biri de hastalıklara karģı dirençli soyların elde edilmesidir. maddesine doğru cevap verenlerin % 84 olduğu tespit edilmiģtir. Genetiği değiģtirilmiģ domatesler gen içerirken normal domatesler içermez. GDO'lu besinler sindirilemez. Bitkilerde gen transferinin kullanıldığı alanlardan biri de hastalıklara karģı dirençli soyların elde edilmesidir. Bir bitkinin genetik yapısının değiģtirilmesiyle bitkinin gübre ve ilaca olan ihtiyacı azalır. Bir bitkinin genlerinin değiģtirilmesi için hücrelerinin öldürülmesi gerekir. Besinlerin lezzetini arttırmak için genetik mühendisliği teknikleri kullanılır. Karbonhidrat, protein ve yağlar gibi temel besinler genetik mühendisliğinin kullanıldığı biyoteknolojik metotlarla Deli dana hastalığı hayvanların genetiğinin değiģtirilmesi sonucudur. 0% 20% 40% 60% 80% 100% ġekil 4.2. GDO lu besinlerle ilgili bilgi maddelerine verilen cevapların yüzde dağılımları (ġekilde yeģil renk bilmiyorum, kırmızı renk yanlıģ, mavi renk doğru cevapları göstermektedir). 20

4.3. RĠSK ALGILARI VE GDO LU BESĠNLER AĢağıdaki yorumlarda algılamayı kolaylaģtırmak amacıyla verilen değerlerde yüksek oranda ve aģırı yüksek oranda Ģeklinde verilen cevapların yüzdeleri toplanmıģtır. Ayrıca elde edilen veriler ġekil 4.3 te gösterilmiģtir. Genel olarak bakıldığında öğretmen adaylarının GDO lu besinler ile ilgili risk algılarının yüksek olduğu söylenebilir. Örneğin insanların doğanın düzenini bozduğunu düģünenlerin % 85 oranında olduğu, GDO lu ürünlerin otoriteler tarafından kontrol altında tutulması gerektiğini belirtenlerinse % 83 olduğu gözlenmiģtir. Bu tip olayların insanların çıkarlarının bir sonucu olduğunu düģünenlerin oranı % 79 iken, etkilerinin zaman içinde artacağını düģünenlerin % 77 oranında olduğu ve % 73 ünün de GDO lu ürünlerin doğayı bozan insanların bir ürünü olduğunu düģündüğü gözlenmiģtir. Örneklemin % 65 inin bu ürünlerin çocuklarda hastalıklara yol açacağını, % 56 sının insanlara zarar vereceğini, % 53 ünün bitkilere zarar vereceğini, % 53 ünün hayvanlara zarar vereceğini ve % 51 ininse çevreye zarar vereceğini düģündüğü gözlenmiģtir. Öğrencilerin % 57 sinin GDO lu ürünlerin doğaya karģı yapılan bir uygulama olduğuna katıldığı, % 62 sinin bu ürünlerin kansere yol açtığını düģündüğü ve % 55 ininse henüz bilinmeyen ve ileride meydana gelebilecek zararların ortaya çıkacağını düģündüğü gözlenmiģtir. Ayrıca örneklemin % 53 ünün diğer insanların bu riske maruz kalacağını düģünmesine rağmen % 45 inin bu riske kiģisel olarak maruz kalacağını ve %38 inin de bu ürünleri etik dıģı bulduğu görülmüģtür. Katılımcıların % 55 inin GDO lu ürünlerin kötü sonuçlara sebep olacağını, % 50 sininse kolay azaltılamayacak riskleri bulunduğunu ve % 55 inin bu ürünlerin geri dönüģü olmayan negatif etkilere yol açacağını düģündüğü gözlenmiģtir. Öte yandan öğrencilerin % 43 ü korkutucu bulurken, % 20 si bu riski kabul edilebilir bulmuģtur. Yine öğrencilerin % 47 si bu ürünlerin doğal olmayan faaliyetlerin sonucu olduğunu düģünürken, % 36 sı ani negatif sonuçlar doğuracağını düģündüğü ve % 21 inin insanları kısa vadede öldüreceğini düģündüğü gözlenmiģtir. Ayrıca katılımcıların % 10 u ahlaki açıdan kabul edilebilir bulurken, % 20 si bu riski yeni olarak nitelendirmiģtir. 21