1.1. Sığırlarda Büyüme ve Gelişme

Benzer belgeler
ET VERİMİ. Et verimi kavramı. Karkas kalitesi. Karkas bileşimini etkileyen faktörler. Karkas derecelendirme. Karkas parçalama tekniği.

RUMİNANTLARDA TELAFİ EDİCİ BÜYÜME. Prof.Dr. Nurettin GÜLŞEN

Doğum Sonrası (post-natal) Büyüme

SÜT SIĞIRLARININDA LAKTASYON BESLENMESİ. Prof. Dr. Ahmet ALÇİÇEK EGE ÜNİVERSİTESİ

Ruminant. Buzağıdan Süt Sığırına Bölüm ll: Sütten Kesimden Düveye Besleme ve Yönetim

SAĞLIM İNEKLERİN BESLENMESİ

Simental sığır ırkının anavatanı İsviçre dir. Simental hem süt ve hemde etçi olmalarından dolayı kombine bir sığır ırkıdır. Dünyada bir çok ülkede

SÜT ĐNEKLERĐNDE DÖNEMSEL BESLEME

SIĞIR BESİCİLİĞİ. Prof. Dr. Murat Görgülü

Abalım bir markasıdır

Balık Yemleri ve Teknolojisi Ders Notları

Sıgır Besiciligi. Prof. Dr. Murat Görgülü. Besi performansını etkileyen, hayvan ile ilgili faktörler;

KOYUN VE KEÇİLERİN BESLENMESİ

1. Keçi eti 2. Et Verimi ve Kalitesi için ıslah

SÜT İNEKLERİNİN BESLENMESİNDE DİKKAT EDİLECEK HUSUSLAR. Süt ineklerinin beslenmesini başlıca 4 dönemde incelemek mümkündür.

CA ve kalitesine göre 2-6 kg kaba yem 10 aylık yaşta meme bezi gelişimini tamamlar;

Çukurova Bölgesi Sığır Yetiştiriciliğinin Yapısı. Prof. Dr. Serap GÖNCÜ

İnek Rasyonları Pratik Çözümler

LAKTASYON VE SÜT VERİMİ

Türkiye de Simental Genotipinin Yaygınlaştırılması. Araş. Gör. Ayşe Övgü ŞEN Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi

creafix.net

Hedefe Spesifik Beslenme Katkıları

Sığır yetiştiriciliğinde Sıcaklık Stresi ve Alınabilecek Önlemler. Prof. Dr. Serap GÖNCÜ. Çukurova Üniversitesi Ziraat Fakültesi

SPORCULAR İÇİN TEMEL BESLENME İLKELERİ

Sığırlar İçin Rasyon Örnekleri

DAMIZLIK DİŞİ SIĞIRLARIN BÜYÜTÜLMESİ. Prof.Dr. Selahattin Kumlu. Akdeniz Üniversitesi Ziraat Fakültesi Zootekni Bölümü Antalya. Jump to first page

Karaciğer koruyucu DAHA İYİ DAHA SAĞLIKLI, DAHA İYİ VERİMLİ SÜRÜLER İÇİN HEPALYX

Kuru Dönem ve Geçis Dönemi

YEM VE DİĞER TARLA BİTKİLERİ

YEM BİTKİLERİNDE KALİTE TAYİNİ ve KULLANIM ALANLARI. Hazırlayan: Arş. Gör. Seda AKBAY TOHUMCU

TEMEL ZOOTEKNİ KISA ÖZET KOLAY AÖF

NIRLINE. NIRLINE ile Ham Maddelerinizde Yağ Asidi Tayini, Sürdürülebilir Besleme ile Sizi Geleceğe Taşır!

T.C. Güney Ege Kalkınma Ajansı 2016 Yılı Doğrudan Faaliyet Desteği

Meme şekli-büyüklüğü ineğin kalıtsal yapısı, yaşı, süt verim düzeyi, laktasyon dönemi ve laktasyon sayısına bağlı olarak faklılık gösterir.

SIĞIR YETİŞTİRİCİLİĞİ VE BESİCİLİĞİ

Trakya Kalkınma Ajansı. Edirne İlinde Yem Bitkileri Ekilişi Kaba Yem Üretiminin İhtiyacı Karşılama Oranı

Irkların Sınıflandırılması

Ruminant. Koyun Beslemede Dikkat Edilmesi Gereken Kritik Noktalar

Ruminantlara Spesifik Performans Katkısı

KONYA-EREĞLİ TİCARET BORSASI TÜRKİYE DE VE İLÇEMİZDE HAYVANCILIK SEKTÖRÜ SORUNLARI

RUMİNANT RASYONLARINDA MAYA KULLANIMI VE ÖNEMİ

Bölüm 8 Çayır-Mer alarda Sulama ve Gübreleme

Prof.Dr.Serap GÖNCÜ Ç.Ü. Ziraat Fak. Zootekni Böl.

İÇİNDEKİLER 1. BÖLÜM: DÜNYA KANATLI HAYVAN ÜRETİMİ 2. BÖLÜM: YEM HAMMADDE DEĞERİNİN SAPTANMASI VE YEM FORMULASYONU

ENERJİ METABOLİZMASI

SÜTÜN BİLEŞİMİ ve BESİN DEĞERİ

RASYON ÇÖZÜMÜNDE TEMEL KRİTERLER

Besi Hayvanları Pazarlama Politikası ve Canlı Hayvan Borsaları Komitesi. Sonuç Raporu

Kan NEFA (nonesterified fatty acids ) yükselir. (asetoasetat, β-hidroksibütirat ve. Laktasyon başlangıcında yüksektir

TÜRKİYE DE SIĞIR YETİŞTİRİCİLİĞİ

Yakın Doğu Üniversitesi Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksek Okulu

TÜRKİYE ET ÜRETİMİNDE BÖLGELER ARASI YAPISAL DEĞİŞİM ÜZERİNE BİR ANALİZ

Ruminant GEÇİŞ DÖNEMİ SÜT SIĞIRLARINDA KULLANILAN FARKLI ENERJİ KAYNAKLARI

Zeytinyağı ve Çocukluk İnsanın çocukluk döneminde incelenmesi gereken en önemli yönü, gösterdiği bedensel gelişmedir. Doğumdan sonraki altı ay ya da

PROJE SONUÇ RAPORU. Proje No: BAP -SÜF YB (AÖ)

Mustafa KABU 1,Turan CİVELEK 1. Afyon Kocatepe Üniversitesi, Veteriner Fakültesi, İç Hastalıklar Anabilim Dalı, Afyonkarahisar

KOYUNLARIN BESLENMESİ

Prof. Dr. Zafer ULUTAŞ. Gaziosmanpaşa Üniversitesi

ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ

Onları ne kadar. iyi beslersek. onlar da bizi o kadar. iyi besler...

ÇOCUKLARDA BÜYÜME VE GELİŞMENİN İZLENMESİ

Sığır İşletmelerini Planlama İlkeleri

düve yedüvtistirmee yetistirm

Rumen Kondisyoneri DAHA İYİ BY-PASS PROTEİN ÜRETİMİNİ VE ENERJİ ÇEVRİMİNİ ARTTIRMAK, RUMEN METABOLİZMASINI DÜZENLEMEK İÇİN PRONEL

Çamlı, BioAqua markası altında ürettiği balık yemleri ile müşterilerine çok geniş bir ürün segmenti sunmaktadır. Ağırlıklı olarak üretilen Levrek,

Özel Formülasyon DAHA İYİ DAHA DÜŞÜK MALIYETLE DAHA SAĞLIKLI SÜRÜLER VE DAHA FAZLA YUMURTA IÇIN AGRALYX!

Uygun koşullar altında gelişen bir bitkinin ilk çiçek taslaklarının görüldüğü zamana kadar geçen dönemi gençlik (juvenile) olarak isimlendirilir.

ÇOCUKLARDA FİZİKSEL AKTİVİTE VE FİZİKSEL UYGUNLUK PROF. DR. ERDAL ZORBA

BÜYÜKBAŞ-KÜÇÜKBAŞ HAYVAN VARLIĞI VE SÜT ÜRETİMİ MEVCUT DURUMU TÜRKİYE İZMİR KARŞILAŞTIRMASI

HAYVAN YETİŞTİRİCİLİĞİ

SIĞIRLARDA KURU DÖNEM BESLEMESİ

TUJ ERKEK KUZULARIN ENTANSİF ŞARTLARDAKİ BESİ PERFORMANSLARI İLE KESİM VE KARKAS ÖZELLİKLERİ

BÜYÜME. Vücudun ya da vücut bölümlerinin boyut olarak artması Yaşamın ilk 20 yılında görülen en önemli biyolojik süreçtir.

Sığır Yetiştiriciliğinde Sinekle Mücadele Problemi. Prof. Dr. Serap GÖNCÜ

YUMURTA TAVUĞU YETİŞTİRİCİLİĞİ

Keçi sütünün Beslenmede Yeri

TARIMSAL YAPILAR. Prof. Dr. Metin OLGUN. Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarımsal Yapılar ve Sulama Bölümü

BOVİFİT FORTE İLE AVANTAJLARINIZ Optimal laktasyon başlangıcı Yüksek yem tüketimi İyi doğurganlık Yüksek süt verimi Uzun damızlık ömrü

KANATLI HAYVAN BESLEME (Teorik Temel-Pratik Uygulama)

NIRLINE. NIRS Teknolojisinin Kaba Yem Analizlerinde Kullanımı

ORGANİK MANDA YETİŞTİRİCİLİĞİ. Vet. Hek. Ümit Özçınar

SÜT HUMMASI (Milk Fever-Parturient Paresis)

Enerji ve Protein Beslemesiyle İlgili Metabolik Problemler

YEMLERDE PARTİKÜL BÜYÜKLÜĞÜ. A.V.Garipoğlu TEMMUZ-2012

Laktasyon Dönemi. Şekil 1: Laktasyon döneminde süt verimi, yem tüketimi ve canlı ağırlıkta görülen değişimler.

DÜNDEN BUGÜNE KULA...

SÜT İNEKLERİNDE GEÇİŞ DÖNEMİ YAĞLI KARACİĞER SENDROMU VE KETOZİS

SÜT SIĞIRLARININ BESİN MADDE İHTİYAÇLARI

Kuzu üretim teknikleri:

ÇOCUKLARDA FİZİKSEL GELİŞİM

ORMANCILIK İŞ BİLGİSİ. Hazırlayan Doç. Dr. Habip EROĞLU Karadeniz Teknik Üniversitesi, Orman Fakültesi

TARIMSAL YAPILAR. Prof. Dr. Metin OLGUN. Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarımsal Yapılar ve Sulama Bölümü

Prof.Dr. Muhittin Tayfur Başkent Üniversitesi SBF, Beslenme ve Diyetetik Bölümü

Sıcaklık Stresi Kapınızda

DAHA İYİ ÖZEL FORMÜLASYON. Yumurta Verim Kabuk Kalitesi Yemden Yararlanma Karaciğer Sağlığı Bağırsak Sağlığı Bağışıklık Karlılık

YEMEKLİK TANE BAKLAGİLLERİN KALİTE BİLEŞENLERİ

FARKLI YAŞLARDA BESİYE ALINAN SİMENTAL TOSUNLARDA BESİ PERFORMANSI VE OPTİMUM KESİM AĞIRLIKLARI

Bir populasyonun birey sayısı, yukarıdaki büyüme eğrisinde görüldüğü gibi, I. zaman aralığında artmış, II. zaman aralığında azalmıştır.

Beslenme Dersi sunusu

İskelet Kasının Egzersize Yanıtı; Ağırlık çalışması ile sinir-kas sisteminde oluşan uyumlar. Prof.Dr.Mitat KOZ

Transkript:

1 1. GİRİŞ Sığır yetiştiriciliğinin ülke ekonomisinde önemli bir yeri bulunmaktadır. 2004 yılı istatistiklerine göre Türkiye 10 548 000 baş sığır varlığı ile sığır sayısı bakımından dünyada 25. sırada yer almaktadır. Sığır varlığının yaklaşık olarak % 38,62 sini yerli ırklar, % 61,38 ini ise kültür ırkları ve melezleri oluşturmaktadır (Anonim, 2007). Sığır yetiştiriciliği hayvancılık sektöründe lokomotif görevi yapmaktadır. Dünyada üretilen sütün büyük kısmı, kırmızı etin ise hemen yarısı sığırlardan sağlanmaktadır. Türkiye nin toplam et üretimi 1 583 bin ton, kırmızı et üretimi 685 bin tondur. Sığır eti üretimi toplam et üretiminin % 23,2 sini, kırmızı et üretiminin % 53,6 sını teşkil eder. Sığırlardan elde edilen ürünler insanların önemli gıdaları arasında yer almaktadır. Türkiye, coğrafi yapısı ve iklim şartları bakımından hayvancılığa dolayısıyla sığır yetiştiriciliğine oldukça elverişlidir. Sığırlardan elde edilen et ve sütün, insan beslenmesinde hayvansal protein kaynağı olması nedeniyle önemi büyüktür. Dolayısıyla insan beslenmesi için gerekli hayvansal proteini sağlamak hayvan başına verimliliğin artırılmasını zorunlu kılmaktadır. Nüfusun, kentleşmenin hızla artması özellikle büyük şehirlerde yaşayan insanların sığır eti tüketimine yönelik talepleri doğrultusunda Türkiye de sığır besiciliğine olan ilgi gün geçtikçe artmaktadır. Sığır besiciliği, genç hayvanlara, uygun bakım ve besleme yapılarak, miktar ve kalitesi yüksek et elde etmek için hayvanların kesim olgunluğuna getirilmesi amacıyla yapılan faaliyettir. Besi için en uygun materyal erkek buzağı, erkek dana ve tosunlardır (Özbeyaz, 2006).

2 Sığır besiciliğinde genç ve sağlıklı olmak koşuluyla kondisyonu zayıf hayvanlar tercih edilmektedir. Genç hayvanlarda büyüme çok hızlıdır. Sığırlar büyüme çağındayken besiye alınırlarsa daha hızlı canlı ağırlık kazanırlar. Ayrıca canlı ağırlık artış hızı ile karkastaki et miktarı arasında pozitif bir ilişki vardır. Hızlı canlı ağırlık kazanan sığırların karkaslarındaki et miktarı fazla, yağ miktarı azdır. Tüm canlılarda önce kemik, sonra kas (et) ve en sonra da yağ dokusu gelişir. Genç sığırlar, büyümelerini henüz tamamlamadıklarından, aldıkları besin maddelerini iskelet ve kas sistemlerinin gelişmesinde kullanırlar. Kazandıkları canlı ağırlığın büyük bir kısmını et oluşturur. Genç sığırlarda yağ doku az geliştiğinden birim canlı ağırlık artışı için ihtiyaç duydukları enerji miktarı da daha azdır. Yani yemden yararlanma daha iyi olmaktadır. Ayrıca genç sığırların alış maliyeti de daha düşüktür. Bunlar besicilerin avantajınadır (Arpacık, 1997). Besi için, zayıf hayvanların satın alınması besi maliyetlerini düşürdüğü gibi besiye alınan zayıf hayvanlarda yoğun beslemeyle sağlanan telafi büyümesi de karlılığı artırmaktadır. Besiye alınacak sığırlar farklı kondisyonda olabilir. Çok zayıf kondisyondaki hayvanlar besiye alınmamalıdır. Zayıflığın nedeni hastalık değilse beside karlılık artırılabilir. Yetersiz beslenen hayvanlar uygun koşullar bulduğu zaman çok hızlı ağırlık artışı sağlayabilirler. Yani telafi büyümesi gösterirler (Özbeyaz, 2006). Sığır besiciliğinde maliyeti etkileyen çok sayıda faktör bulunmaktadır. Bunlar arasında; barınak, hayvanların alış fiyatı, yem maliyeti, ilaçlama ve aşılama giderleri sayılabilir. Sığır besiciliğinde yem maliyeti toplam masraflar içerisinde en yüksek paya sahiptir. Yem fiyatlarında zaman zaman meydana gelen dalgalanmalar, besinin karlılığını etkilemektedir. Özellikle yem fiyatlarının yüksek olduğu dönemlerde yapılacak yem kısıtlamasının besi performansı ve besi ekonomisine olan etkisi sığır besicilerinin ilgisini çekmektedir.

3 Et fiyatlarının düşük olduğu veya istenilen bir sürede besiyi tamamlamak gerektiğinde, sürekli yoğun yemleme karlılığı düşürebilmekte dolayısıyla uzun bir sürede yoğun yemleme yerine belli bir süre sınırlı besleme yapılarak kesime yakın sınırsız yemlemeyle telafi büyümesi sağlanabilir. Sığırlarda sınırlı beslemenin besi performansına ve telafi büyümesine etkileri üzerine yurtdışında birçok araştırma yapılmıştır. Türkiye de rasyondaki enerji düzeyinin besi performansına etkisi, sınırlı ve sınırsız yemlemenin kesim ve karkas özelliklerine etkisi üzerine araştırmalar bulunmakta ancak farklı sürelerde yapılan sınırlı beslemenin besi performansı ve maliyeti ile kesim ve karkas özelliklerine etkisi üzerine yapılan araştırma sayısı oldukça sınırlıdır. Özellikle puberta döneminden sonra yapılan sınırlı besleme ile ilgili yeterli araştırma bulunmamaktadır. Yem ve et fiyatlarındaki zaman zaman görülen dalgalanmalar besi süresini ve maliyetini etkilemektedir. Bu nedenle besi maliyetinin azaltılmasında elde edilebilecek bilgilerin besi işletmeleri açısından önemi oldukça büyüktür. 1.1. Sığırlarda Büyüme ve Gelişme Büyüme, zigotun oluşumundan itibaren ergin ağırlığa ulaşana kadar canlının ağırlık kazanmasıdır. Gelişme ise canlının vücut yapısının ve şeklinin çeşitli görevleri yapabilecek şekilde değişikliğe uğraması (farklılaşma) dır. Büyümenin karakteristiği olan canlı ağırlık artışı büyümenin ilk dönemlerinde doğal olarak düşüktür. Giderek yükselir ve en yüksek düzeye ulaşır, ergin ağırlığa yaklaştıkça azalır ve durur. Büyüme durumunu ve büyüme hızını açıklamak için canlı ağırlık, günlük ağırlık artışı, büyüme hızının değişimi ve rölatif büyüme eğrisi olmak üzere dört çeşit eğri kullanılır. Canlı ağırlık ve günlük ağırlık artışı eğrileri; çeşitli ırklar ve farklı beslenme metodlarının büyüme hızı bakımından karşılaştırılmasında; rölatif büyüme

4 eğrisi ise vücudun çeşitli bölümleri ve dokularının büyüme hızı bakımından karşılaştırılmasında kullanılmaktadır. Her türün karakteristik bir büyüme eğrisi vardır. Maksimum büyüme ve gelişme kalıtımla sınırlıdır. Kalıtımla sınırlı olan büyüme düzeyine optimum bakım ve besleme ile ulaşılabilir. Gerçek büyüme kas, kemik ve organlardaki dokuların bir artışıdır. Dokularda yağ birikmesinden ileri gelen bir canlı ağırlık artışı değildir. Genel olarak büyüme, organizmada protein ve mineral element çatısının artışı olarak kabul edilir. Büyüme organizmanın protein, mineral element ve su bakımından bir artışı olarak da kabul edilir. Büyüme hızı, doğum ağırlığının iki misli olana kadar geçen süre ile tanımlanır. Bu da sığırlarda 40-50 gündür. Büyümenin sona ermesi türlere göre değişir. Büyümenin sığırlarda 4-5 yaşlarda sona erdiği belirlenmiştir. Büyüme ve gelişme olayı doğum öncesi (pre-natal) ve doğum sonrası (postnatal) olmak üzere iki dönemi kapsar. İntrauterin büyüme belli bir süre genetik faktörlerin kontrolündedir. Belli bir dönemden itibaren genetik ve çevrenin (anasal) etkisi altına girer. Doğum sonrası büyüme, doğum ile başlar ve ergin çağa kadar devam eder. Doğumdan sonra yavrunun ağırlığında biraz (% 2-3) düşme olur. Yavru 2-3 gün sonra eski ağırlığına ulaşır (Akçapınar ve Özbeyaz, 1999). 1.2. Telafi Büyümesi Yabani hayvanlar, özellikle ruminantlar doğal şartlarda yem maddelerinin bolluğunu takiben yetersizliğine de maruz kalmaktadırlar. Yem yetersizliği döneminde bu hayvanlar normal büyüme eğrisine uygun büyüme hızı gösterememektedirler. Ancak

5 yeterli yem elde edildiğinde hayvanlarda yeniden büyüme hızı artmaktadır (Lawrence ve Fowler, 2002a). Metabolizmada meydana gelen bazı değişikliklerle hayvan vücudu en kısa sürede yaşına uygun bir büyüklüğe ulaşma faaliyeti gösterir (Doyle ve Leeson, 1998). Büyüme dönemlerinde yetersiz beslenen ve büyümesi geri kalan hayvanlar ilerleyen dönemlerde normal veya yüksek düzeyde beslenmeleri halinde yaşıtlarından daha fazla ağırlık artışı sağlarlar. Bu duruma Telafi Büyümesi denir (Akçapınar ve Özbeyaz, 1999). Telafi büyümesi kas dokularının hipertrofisiyle meydana gelmektedir (Owens ve ark., 1993). Büyümeyi Yakalama, Esneklik Büyümesi ve Onarıcı Büyüme, telafi büyümesinin alternatif eşanlamlıları olarak kabul edilen terimlerdir. Telafi büyümesi, ruminantlarda, özellikle sığırlarda daha uzun sürme eğilimindedir (Lawrence ve Fowler, 2002a). Büyüme eğrisi yaşla ters orantılı olup pubertadan önce daha hızlı pubertadan sonra ise daha yavaş seyreder (Owens ve ark., 1993). Telafi büyümesi, sınırlı beslenen dönemde kazanılamayanların, kazanılmasını sağlamaktır. Sınırlı beslenen bazı hayvanlar, telafi büyümesiyle daha fazla büyüme hızı göstererek yaşıtlarıyla aynı zamanda aynı ağırlığa gelebilmektedirler (Şekil 1.1). Bazı hayvanlar ise kısmi telafi sağlamakta ya da hiç telafi yapamamaktadır (Şekil 1.2). Kısıtlama sonrası telafinin iyi olabilmesi için hayvanlar yüksek düzeyde beslenmelidir (Read ve Tudor, 2004).

6 CANLI AĞIRLIK Normal Büyüme Telafi Büyümesi Yem Kısıtlaması YAŞ Şekil 1.1. Tam telafi büyümesi (Read ve Tudor, 2004). Uzayan Büyüme Dönemi CANLI AĞIRLIK Normal Büyüme Telafi Büyümesi Yem Kısıtlaması YAŞ Şekil 1.2. Uzayan telafi büyümesi. Hayvan, kısıtlama yapılmamış akranlarıyla karşılaştırıldığında aynı ağırlığa aynı zamanda ulaşamamıştır (Read ve Tudor, 2004).

7 Prenatal dönemde, doğumu takip eden dönemde ve pubertadan sonra yetersiz beslenme sonucu zayıf kalan hayvanlar telafi büyümesi gösterememektedirler. Besleme düzeyi, yaşama payı gereksiniminin altında ise gereksinimler vücut dokularının parçalanmasıyla karşılandığından yetersiz beslenenlerde telafi büyümesi görülmeyebilir. Büyüme döneminde yetersiz beslenen hayvanlarda büyüme yavaşlamakta, hatta canlı ağırlık kaybı olmaktadır. Bu nedenle hayvanların puberta yaşı gecikmektedir. Puberta yaşının gecikmesi, yaşam süresinin dolayısıyla verimli dönemin uzamasına neden olmaktadır (Akçapınar ve Özbeyaz, 1999). 1.2.1. Telafi Büyümesini Etkileyen Faktörler Sınırlı besleme döneminde hayvanın kazanamadığı ağırlığı telafi etme yeteneğini, hayvanın genetik yapısı, yaşı, yem sınırlamasının derecesi, süresi ve şekli; telafi büyümesi aşamasındaki kullanılan rasyon ve telafi büyüme süresi etkiler (Owens ve ark., 1993; Doyle ve Leeson, 1998; Lawrence ve Fowler, 2002a). Diğer taraftan sınırlı yemleme başlangıcında hayvanın kondisyonu ve telafi büyüme döneminin şartları da telafi büyümesini etkilemektedir (Doyle ve Leeson, 1998). 1.2.1.1. Yetersiz Besleme Başlangıcındaki Hayvanın Kondisyonu Hayatının erken dönemlerinde yapılan sınırlı yemlemede hayvanlar çok düşük telafi büyümesi gösterirler (Lawrence ve Fowler, 2002a). Sınırlı besleme periyodundan önceki hayvanın vücut yapısı telafi büyümesinde etkili olmaktadır. Yetersiz beslenmede ağırlık kaybı olmakta ancak DNA birimlerinin sayısı değişmeden kalmaktadır. Temel olarak DNA birimlerinin sayısının ergin vücut büyüklüğünü belirlediği düşünülmektedir. Ratlarda yapılan bir çalışmada besleme yetersizliği DNA ünite sayısını değiştirmezken DNA büyüklüğünü azaltmaktadır. Sayı aynı kaldığı için yetersiz besleme sonrası belirli bir hatırlama mekanizması sayesinde hayvan yaşına uygun büyüklüğe gelebilmektedir. Besleme yetersizliğine bağlı stres çok genç yaşta etkili düzeyde olursa, DNA birimlerinin sayısı değişmekte böylelikle

8 hatırlama mekanizması çalışamadığından telafi büyümesi başarılı olmamaktadır. Birçok araştırmada telafi etkisi görülebilecek yem kısıtlamasının 7-10 aylık yaşta ve 240-270 kg civarında başladığı bildirilmektedir (Doyle ve Leeson, 1998). 1.2.1.2. Yaş Sığırların tam telafi büyümesi gösterebilmeleri için, sınırlı beslemenin uygun yaşta yapılması gerekir. Bu yaş sınırı 3 aylık yaştan kesim öncesine kadar değişebilmektedir (O Donovan, 1984). Tüm canlılarda olduğu gibi, sığırların da gençlik çağları büyüme hızının en fazla olduğu dönemdir. Sığırlar, büyüme döneminde besiye alındıklarında daha hızlı canlı ağırlık kazanırlar, fiziksel olgunluk yaşına ulaştıklarında büyümeleri yavaşlar. Fiziksel olgunluk yaşı, sığırlarda kas ve kemik gelişiminin durduğu yaştır. Kültür ırkı sığırlarda fiziksel olgunluk yaşı yaklaşık 18 aydır. Yani canlı ağırlık kazancının en hızlı olduğu dönem 18. aya kadar olan dönemdir. Bu aydan sonra büyüme yavaşlamaktadır (Arpacık, 1997). Yemden yararlanma bakımından da genç hayvanlar yaşlılara göre daha üstün olurlar (Lawrence ve Fowler, 2002a). Coleman ve Ewans (1986) tarafından yapılan ve telafi büyümesine yaş ve ırkın etkisinin incelendiği bir çalışmada; Şarole ve Angus ırklarından genç hayvanlarda telafi büyümesi yaşlılara göre daha iyi bulunmuştur. Tudor ve O Rourke (1980) tarafından yapılan bir araştırmada, doğumdan hemen sonra 200 gün süreyle sadece doğum ağırlığını koruyacak şekilde beslenen buzağılarda, normal besleme döneminde telafi büyümesi olmamıştır. Yaş ve sınırlı besleme derecesinin telafi büyümesine etkilerinin incelendiği 74 çalışmadan hazırlanan bir derlemede; sınırlı beslemeye 6 aylıktan küçük yaşlarda başlanan buzağılarda, telafi büyümesi düşük ve sınırlı besleme derecesinden bağımsız olurken; 6 aylık yaştan büyük olanlarda telafi büyümesi daha iyi olmakta

9 ve sınırlı besleme derecesiyle artmaktadır. Süt emme döneminde kısıtlama yapılan buzağılarda ise telafi büyümesi görülmemiştir (Berge, 1991). 1.2.1.3. Sınırlı Besleme Başında Hayvanın Yağlılık Durumu Kolay mobilize olabilen yağın tamamı adipoz doku olarak depolanmış bir hayvan, diğerleriyle karşılaştırıldığında sınırlı beslemeye daha dirençli olmakta ve daha uzun dayanabilmektedir (Doyle ve Leeson, 1998). 1.2.1.4. Genotip Genellikle hızlı büyüyen (erken gelişen) ırklar sınırlı besleme sonrasında tam telafi büyümesi gerçekleştirememekte; yavaş büyüyen (geç gelişen) ırklar ise tam telafi yapabilmektedirler (Doyle ve Leeson, 1998). Aynı canlı ağırlıkta fakat dokularında farklı olgunlaşma derecesine ve bundan dolayı da farklı vücut kompozisyonuna sahip iki hayvandan erken gelişen hayvan daha iyi yağ deposuna sahip olduğundan sınırlı beslemeye karşı daha dayanıklı olmaktadır (Lawrence ve Fowler, 2002a). 1.2.1.5. Cinsiyet Erkek hayvanlar dişi hayvanlara göre daha iyi telafi büyümesi göstermektedirler. Dişi memeliler puberta döneminde düzenli olarak östrus siklusu gösterdikleri için hormonal durumdaki değişiklikler ve davranış problemleri büyümeyi olumsuz etkilemektedir (Lawrence ve Fowler, 2002a). Holştayn düveler üzerinde yapılan bir araştırmada, düvelerde telafi büyümesinin büyüme ve süt verimi üzerine etkisi araştırılmıştır. Yaklaşık 160 kg ağırlığında 6 aylık yaşta, kontrol ve sınırlı besleme grubu olmak üzere 2 grup oluşturulmuş ve

10 sınırlı besleme grubuna 3 ay (puberta öncesi dönem) sınırlı besleme ve 2 ay telafi büyümesi; 4 ay (puberta sonrası) sınırlı besleme ve 3 ay telafi büyümesi; 4 ay sınırlı besleme (gebelik) ve 2 ay telafi büyümesi dönemi olmak üzere değişik dönemlerde sınırlı besleme yapılmıştır. Sınırlı besleme grubuna kontrol grubunun % 70 i oranında kuru madde verilmiş ve rasyonda protein oranı (% 17 HP) kontrol grubuna göre (% 12 HP) artırılmıştır. Telafi döneminde ise protein oranı aynı olurken ME (Metabolik Enerji) sınırlı beslenen grupta (3,05 Mcal/kg) kontrol grubuna göre (2,35 Mcal/kg) artırılmıştır. Araştırmanın tamamında sınırlı besleme grubunda rasyondaki ME kontrol grubundan % 7 daha az olmuştur. Sınırlı besleme dönemlerinde GCAA sınırlı besleme grubunda kontrol grubuna göre düşük olurken, telafi büyümesi döneminde önemli derecede yüksek olmuştur. Araştırma boyunca sınırlı besleme yapılan grupta kontrol grubuna göre daha fazla GCAA (0,95 ve 0,80 kg/gün) ve daha az yem tüketimi (8,8 ve 11,3 kg/gün) meydana gelmiştir. Sınırlı besleme yapılan grupta 1. ve 2. laktasyonlarda kontrol grubuna göre sırasıyla % 21 ve % 15 daha fazla süt verimi gerçekleşmiştir (Ford ve Park, 2001). Benzer şekilde Holştayn düveler üzerine yapılan başka bir araştırma ise yaklaşık 6 aylık yaşta ve 172 kg ağırlıkta başlatılmış ve 3 ay sınırlı-2 ay serbest, 4 ay sınırlı-2 ay serbest ve 5 ay sınırlı-2 ay serbest besleme uygulanmıştır. Sınırlı besleme yapılan grupta büyüme olumlu yönde etkilenmiş ve süt verimi de yaklaşık olarak % 9 artmıştır (Choi ve ark., 1997). Yambayamba ve ark. (1996) tarafından 92 gün süreyle sınırlı beslenen düvelerde GCAA telafi büyümesi döneminde sınırsız beslenen gruba göre yüksek bulunmuştur. 1.2.1.6. Metabolik Değişiklikler, Hormonal Durum ve Yemden Yararlanma Nabız sayısı, metabolik değişiklikler için uygun bir belirleyicidir. Sınırlı beslemede nabız sayısı azalmakta ve baskılanmış metabolizma nedeniyle ihtiyaçlar azalmaktadır. Böylece hayvanlar sınırlı beslemede besin maddelerini

11 değerlendirmede daha başarılı olmaktadırlar (Lawrence ve Fowler, 2002a). Yem sınırlamasında kanda yüksek oranda büyüme hormonu ve düşük oranda IGF-I, thyroxin (T 4 ) ve triiodothyronine (T 3 ) bulunmaktadır (Elsasser ve ark., 1989; Casser- Malek ve ark., 2001; Lawrence ve Fowler, 2002a). Büyüme hormonunun yoğunluğundaki artışın sebebi, düşük metabolik enerji alımıdır. Telafi büyümesi döneminde, büyüme hormonu yoğunluğu tekrar azalmaktadır. Serum insulin seviyesi ise sınırlı besleme döneminde azalmakta, telafi büyümesi döneminde ise artmaktadır (Choi ve ark., 1997). Telafi büyümesinin ilerleyen dönemlerinde hormonlar normal seviyelerine dönmektedirler (Lawrence ve Fowler, 2002a). Yetersiz beslenen tosunlarda IGF-I (Insulin like growth factor-i) düzeyi düşmekte veya tamamen yok olmaktadır. Sığırlarda rasyondaki ham protein oranı, IGF-I için başlıca belirleyicidir. Ancak IGF-I in ham proteine karşı cevabı, metabolik enerjiden de etkilenmektedir. Yetersiz beslemede IGF-I in büyüme hormonuna cevabı çok zayıflamaktadır (Elsasser ve ark., 1989). Ellenberger ve ark. (1989) tarafından yapılan bir araştırmada, sınırlı besleme süresince büyüme hormonu serum konsantrasyonu artarken, IGF-I konsantrasyonu azalma eğiliminde olmuştur. T 4 ve glukoz seviyeleri ise kontrol grubuna göre düşük bulunmuştur. Telafi büyümesi döneminin başlarında glukoz, IGF-I ve T 4 artarken, T 3 değişmemiştir. IGF-I konsantrasyonu kesime kadar yüksek seviyede kalmıştır. Aynı sonuçlar Hayden ve ark. (1993) tarafından da bildirilmiştir. Sınırlı besleme süresi ve periyodu hormon ve plazma metabolitleri değişiminde etkili bulunmuştur. Sınırlı besleme döneminde T 3, T 4 ve IGF-I düzeylerinde kontrol grubuna göre azalma olurken telafi büyümesi döneminde bu değerler kontrol grubuna yaklaşmıştır (Hornick ve ark., 1998b).

12 1.2.1.7. Sınırlı Beslemenin Derecesi Sınırlı besleme; a) canlı ağırlık kaybına neden olan, b) canlı ağırlığı koruyan, c) normalin altında düşük canlı ağırlık artışına izin veren (ılımlı) sınırlı besleme olmak üzere üç şekilde olmaktadır. Eğer sığırlar 6 aylık yaştan büyükse, sınırlı beslemenin derecesi ne kadar fazla olursa telafi büyümesi de o kadar iyi olmaktadır (Lawrence ve Fowler, 2002a). Kış mevsiminde 3 farklı yoğunlukta (düşük, orta, yüksek) beslenen sığırlarda CAA sırasıyla 0,50; 0,75 ve 0,96 kg olarak gerçekleşirken, yazın otlama döneminde 1,01; 0,79 ve 0,65 kg olarak gerçekleşmiştir. GCAA organik madde alımı yüksek yoğunlukta beslenen grupta daha fazla olmuş ancak ot sindirilebilirliği daha düşük olmuştur. Telafi büyümesi, meradaki bitki türlerinden (besin değerleri farklılığı nedeniyle) önemli ölçüde etkilenmiştir. Kaliteli ota sahip merada telafi büyümesi daha iyi olmuştur (Wright ve ark.,1989). Sonbaharda sütten kesilen Angus x Angus-Hereford melezi erkek danalar 3 farklı düzeyde beslenmişler. Aynı işlem 2 ayrı denemede tekrarlanmış ve kış beslemesinde 1. araştırmada günlük canlı ağırlık artışı; yüksek, düşük ve pamuk tohumu küspesi ilave edilmiş gruplarda sırasıyla 1,31; 0,54 ve 0,16 kg; 2. araştırmada ise aynı sırayla 1,10; 0,68 ve 0,15 kg olarak bulunmuştur. Kış beslemesi bitiminde bütün gruplar yüksek yoğunluktaki rasyonlarla beslenmişler. Besi sonunda birinci denemede yüksek düzeyde beslenen grup düşük ve doğal merada beslenenlere sırasıyla 39 ve 31 kg düzeyinde önemli üstünlük sağlamıştır. Yoğun rasyonla besleme döneminde, ortalama günlük kuru madde tüketimi 10,4 kg/gün olarak gerçekleşmiş ve gruplar arasında fark bulunmamıştır. GCAA bakımından da gruplar arasında farklılık tespit edilmemiştir. Karkas ağırlığı açısından yüksek besleme grubu düşük beslemeye göre % 6,7 daha yüksek değer göstermiştir (P<0,05). Diğer karkas özellikleri arasında farklılık bulunmamıştır (Hersom ve ark., 2004).

13 İkinci araştırmada canlı ağırlık artışı açısından farklılık bulunmamıştır. Yoğun rasyonla besleme döneminde, ortalama günlük kuru madde tüketimi 9,92 kg olarak gerçekleşirken, düşük besleme grubunda en yüksek olmasına rağmen gruplar arasında farklılık bulunmamıştır. Karkas randımanı açısından yüksek besleme grubu diğerlerine % 2,9 ve % 7,4 düzeyinde üstünlük sağlamıştır. Diğer karkas değerleri arasında farklılık bulunmamıştır. Karkas ağırlıkları daha fazla olan yüksek ve doğal mera grubu düşük besleme grubuna göre daha fazla yağ ve enerjiye sahip olmuşlardır (P<0,05) (Hersom ve ark., 2004). Choat ve ark. (2003) tarafından değişik kış otlatma denemesinden sonra yoğun besiye alınan İngiliz Etçi Irk melezi sığırlarda besi performansı ve karkas özelliklerinin incelendiği araştırmada, 178 gün süren otlama döneminde düşük GCAA gösteren grupta (0,33 kg/gün) yüksek GCAA gösteren gruba (0,90 kg/gün) göre, telafi büyümesi döneminde daha yüksek GCAA (1,88 ve 1,75 kg/gün) tespit edilmiştir. Kışın merada otlayan grubun yemden yararlanma oranı da diğerinden daha iyi olmuştur. Besi sonunda merada otlayan grup diğerinden daha düşük karkas ağırlığı ve karkas randımanına sahip olmuştur (P<0,001). Choat ve ark. (2002) tarafından Angus x Hereford melezlerinde yapılan iki araştırmadan birinde, 70 gün süren adaptasyon döneminde ilk 28 günde GCAA, sınırlı beslenen grupta sınırsız beslenen gruba göre % 37,1 oranında daha düşük bulunmuştur (2,29 ve 1,67 kg/gün). 29-56 günler arasında ise farklılık bulunmamıştır (2,18 ve 2,37 kg/gün). Son 14 günde ise sınırlı beslenen grupta GCAA önemli düzeyde yüksek bulunmuştur (1,56 ve 2,01 kg/gün). Yem tüketimi araştırma boyunca sınırsız besleme grubunda daha yüksek bulunurken, CAA:yem tüketimi oranları (kg CAA/100 kg KMT) benzer bulunmuştur (19,6 ve 20,8 kg/100 kg KMT). Sınırlı beslemenin yemden yararlanma (GCAA:KMT) üzerine etkisi bulunmamıştır, ancak sınırsız besleme grubuyla sınırlı besleme grubu karşılaştırıldığında sınırlı besleme grubunda yem tüketiminin azaldığı tespit edilmiştir. Karkas özellikleri arasında ise farklılık bulunmamıştır. Diğer araştırmada, 28 gün sınırlı besleme sonrasında GCAA sınırlı besleme grubunda 1,70 kg olurken ad libitum beslemede 2,33 kg olmuş ve farklılık önemli bulunmuştur. Toplam 170 gün süren besi sonunda ad libitum

14 beslenen grubun GCAA (1,65 kg/gün), sınırlı beslenen grubun GCAA ndan (1,51 kg/gün) önemli düzeyde yüksek bulunmuştur. Ortalama yem tüketimi sınırsız besleme grubunda diğer gruba göre daha yüksek (9,15 ve 8,68 kg/gün) bulunmuştur. Besi başındaki ilk 28 günde sınırlı besleme grubu sınırsız besleme grubunun % 69,7 si oranında kuru madde tüketmiştir. 29 ile 56. günler arasında sınırlı besleme grubunun yem tüketimi sınırsız besleme grubuna ulaşmış, 85 ile 112. günler arasında sınırsız besleme grubundan daha fazla olmuştur. Ancak 113 ile 140. günler arasında sınırsız besleme grubunun KMT, sınırlı besleme grubuna göre daha yüksek olarak gerçekleşmiştir. Sınırlı besleme grubunda yemden yararlanma oranı 29 ile 56. günler arasında daha iyi olmasına rağmen araştırma süresince benzer bulunmuştur. Kesim ağırlığı ve sıcak karkas ağırlığı sınırlı besleme grubunda daha düşük (26 ve 15 kg) bulunurken, karkas özellikleri arasında farklılık bulunmamıştır. Sonuç olarak yoğun yeme adaptasyon döneminde uygulanan yem kısıtlamasının CAA nı etkilemediği fakat yem alımını azalttığı bunun sonucu olarak da sınırlı besleme grubunda yemden yararlanmanın arttığı araştırıcılar tarafından bildirilmektedir (Choat ve ark., 2002). 1.2.1.8. Sınırlı Beslemenin Süresi Sınırlı beslemenin derecesi değiştirilmeden süresinin uzatılmasının, telafi büyümesini olumlu yönde etkilediği bildirilmektedir. Ancak sınırlı beslemenin derecesi/düzeyi, süresinden daha etkili olmaktadır (Drouillard ve ark., 1991a). Bununla birlikte çok uzun süren sınırlı besleme telafi büyümesinin başarısını olumsuz olarak etkilemektedir (Lawrence ve Fowler, 2002a). Drouillard ve ark. (1991a) tarafından protein ve enerji kısıtlamasının derecesi ve süresinin telafi büyümesine etkisinin incelendiği araştırmada, enerji kısıtlaması yapılan gruplarda uzun süreli kısıtlamada kısa süreli kısıtlamaya göre günlük canlı ağırlık artışı ve yemden yararlanma önemsiz olmakla birlikte daha yüksek

15 bulunmuştur. 77 ve 126 günlük sürelerde protein kısıtlamasının günlük canlı ağırlık kazancına önemli etkisi bulunmamıştır. Besi sonu ağırlığı ve yemden yararlanma ise kısa süre sınırlı besleme yapılan grupta uzun süre sınırlı beslenen gruba göre daha yüksek bulunmuştur. Ancak telafi büyümesi dönemi boyunca uzun süreli kısıtlamada kısa süreli kısıtlamaya göre yüksek oranda ağırlık artışı beklenmektedir. Protein sınırlaması yapılan gruptaki hayvanların enerji sınırlamasına göre daha uzun telafi büyümesi periyoduna ihtiyaç duydukları ve telafi büyümesi döneminin başında daha hafif, sonunda ise daha ağır karkas verdikleri belirlenmiştir. Hornick ve ark. (1998a) tarafından yapılan ve değişik sürelerde sınırlı beslemenin besi performansına etkilerinin incelendiği bir araştırmada; ortalama 9,7±1,3 aylık yaşta ve 310±38 kg ağırlıkta Belçika Mavisi tosunlar ile 4 grup oluşturulmuştur (kontrol grubu; 115 gün sınırlı besleme; 239 gün sınırlı besleme ve 411 gün sınırlı besleme grubu). Düşük protein ve enerji içeren rasyonla yapılan sınırlı beslemeden sonra rasyonun enerji ve proteini tedricen artırılarak yaklaşık 1 ay sonra sınırsız beslemeye geçilmiştir. Hayvanlar ortalama GCAA 1 kg/gün ün altına düştüğünde kesilmişlerdir. Besi sonunda gruplardaki toplam CAA ları sırasıyla; 330,2; 320,0; 340,5 ve 402,1 kg olarak bulunmuştur. Kontrol grubunda 252 günlük besi döneminde CAA 330,2 kg, GCAA 1,3 kg ve yemden yararlanma oranı 7,37 olarak tespit edilmiştir. Sınırlı besleme döneminde, sınırlı besleme yapılan gruplarda CAA yaklaşık 0,5 kg/gün olarak bildirilmiştir. Telafi süresi sınırlı beslenen gruplarda sırasıyla 147, 120 ve 112 gün olmuştur. Besi süresince kontrol grubu ve sınırlı beslenen gruplarda yem tüketimi sırasıyla, 9,7; 11,8; 10,7 ve 12,1 kg/gün olarak bulunmuştur. Telafi büyümesi döneminde yemden yararlanma (7,5 kg/kg CAA) tüm gruplarda benzer olmuştur. Araştırmada sınırlı besleme süresinin artmasıyla GCAA azalmıştır. Kısa süreli sınırlı beslenen grup, kontrol grubuyla benzer zamanda kesim ağırlığına ulaşmıştır. Orta ve uzun süreli sınırlı besleme grupları ise kesim ağırlığına kontrol grubundan 4 ve 9 ay sonra ulaşmıştır. Kısa süreli sınırlı besleme grubunda en yüksek GCAA (2,0 kg/gün) kısa sürerken, orta süreli sınırlı beslenen grupta pik GCAA 1,5 kg/gün olmuş ve bu düzeydeki GCAA eğimi daha uzun süre devam etmiştir. Uzun süreli sınırlı

16 besleme grubunda, pik GCAA kısa süreli sınırlı besleme grubuna benzer olmuş ancak bu düzeydeki GCAA na kısa süreli sınırlı beslenen gruptan daha erken zamanda ulaşmıştır. İstemli yem alımı telafi büyümesi döneminde artarak devam etmiş, maksimum GCAA meydana geldiğinde 11 kg/gün e ulaşmıştır. Telafi büyümesi başlangıcından 2 ay sonra GCAA, kısa süreli sınırlı besleme grubunda 1,93 kg, orta süreli sınırlı besleme grubunda 1,60 kg olurken uzun süreli sınırlı besleme grubunda ise telafi başlangıcından 1 ay sonra maksimum ortalama GCAA na (1,79 kg) ulaşılmıştır. Telafi büyümesi, sınırlı besleme sonrasında yapılan sınırsız besleme süresinin azalmasına bağlı olarak yaşama payı ihtiyaçlarının azalmasına ve protein birikimine bağlı gerçekleşir. Telafi büyümesinde metabolik etkinlik 2 ay kadar sürmekte, fakat maksimuma ulaştıktan sonra hızlı bir şekilde düşmektedir. Kontrol grubuna göre telafi büyümesi gösteren gruplarda telafi dönemi süresince yem alımı ve yemden yararlanma daha yüksek olmaktadır. Telafi büyümesi olan gruplardaki hayvanların karkaslarında daha yüksek deri altı bağ ve yağ doku bulunurken daha düşük kas (et) yağı oranı bulunmuştur. Yani telafi büyümesi periferal yağ oranını artırırken, intramusküler yağ oranını azaltmaktadır. Araştırma sonuçlarına göre orta süreli sınırlı besleme grubu, telafi büyümesi açısından daha başarısız bulunmuştur (Hornick ve ark., 1998a). Angus x Simental melezlerinde yapılan sınırlı beslemenin süresi ve derecesinin besi performansına etkilerinin incelendiği bir araştırmada, uzun süreli sınırlı besleme yapılan gruplarda telafi büyümesi daha yüksek gerçekleşmiştir. Sınırlı beslemede, GCAA ve yemden yararlanma sınırsız beslemeye göre daha yüksek olmuştur. Kısa süreli kısıtlama yapılan hayvanlarda GCAA ve yemden yararlanma uzun süreli kısıtlama yapılanlara göre daha az olmuştur (Knoblich ve ark., 1997). Berge (1991) tarafından yapılan bir derlemede, sütten kesildikten sonra geçirdikleri ilk kış mevsiminde kısıtlama yapılan buzağılarda geciken büyümenin, yaz mevsiminde otlama döneminde telafi edildiği belirtilmiştir. Otlama döneminde

17 canlı ağırlık artışının, kısıtlama yapılmayanlara göre % 35-70 oranında daha fazla olduğu bildirilmiştir (Çizelge 1.1). Çizelge 1.1. Buzağılarda ilk kış mevsiminde protein kısıtlamasının takip eden yaz mevsiminde telafi büyümesine etkisi (Berge, 1991). Buzağının genotipi veya cinsiyeti Kış kısıtlama dönemi Yaz telafi dönemi Başlangıç Süre Bitiş CA farklılıkları Süre CA farklılıklarının Telafi CA (kg) (ay) kontrol - sınırlı besleme (ay) Telafisi oranı* (kg) (%) (kg) (%) Hereford (**) 193 4 8 4 5 15 188 1,27 Kastre Buzağı (**) 242 3 12 4 3 3 25 1,03 41 13 18 44 1,15 Hereford Kastre 170 5 69 30 18 30 43 1,24 Buzağı Frizyan x Hereford 265 4,5 40 11 6 19 48 1,19 kastre buzağı Frizyan x Hereford 208 5 29 9 5,5 35 121 1,44 dişi buzağı Frizyan kastre buzağı 183 6 40 12 5,5 30 75 1,42 Frizyan kastre buzağı 102 5 13 8 5-14 -108 0,91 Frizyan kastre buzağı 181 6 38 11 5 28 74 1,29 Frizyan erkek dana 135 46 18 4,5 21 46 1,12 Frizyan kastre buzağı 231 5 46 13 5 14 30 1,11 Frizyan kastre buzağı 276 5 46 12 5 16 34 1,12 Dişi buzağı (**) 232 5 13 4 4 3 30 1,00 Frizyan kastre buzağı 96 5 121 44 3 16 13 1,15 82 3,5 84 45 3-2 -2 0,98 etme * : Sınırlı beslenen buzağılarda günlük canlı ağırlık artışı / kontrol buzağılarında günlük canlı ağırlık artışı **: Genotip veya cinsiyeti belirsiz. Çizelge 1.1 e göre 24 veya 30 aylık yaşta kesilen hayvanlarda ilk kış protein kısıtlamasına göre yaz süresince, bazılarında hemen hemen tam telafi, bazılarında ise negatif telafi gerçekleşmiştir. Kış kısıtlaması sonrası istemli yem tüketimi (her birim canlı ağırlık için) daha iyi olmaktadır. Farklılıklar kısıtlama derecesinin artışına bağlı olarak belirginleşmektedir. Yem tüketimindeki artış telafinin ilk haftasında % 50 nin üzerinde bir oranla en yüksek seviyeye çıkmakta ve sonra hızlı veya yavaş bir şekilde düşmektedir. Hayvanlar eğer uygun rasyonla beslenirlerse yemden yararlanma

18 belirgin şekilde artmakta ve ikinci kış boyunca da bu avantaj hissedilir şekilde devam etmektedir. Sınırlı besleme yapılan hayvanlar, normal beslenenlere göre daha düşük canlı ağırlıkta olmakta ve daha az yaşama payına gereksinim duymaktadırlar. Telafi büyümesi döneminin başlarında metabolik enerjinin kullanım düzeyi yüksek değerlere ulaşmakta ve zamanla düşmektedir. Yazın kısıtlama yapılıp kışın telafi büyümesi yapılanlarda, kışın kısıtlama yapılıp yazın telafi büyümesi yapılanlara göre telafi büyümesi daha az etkili olmaktadır. Bu durum kışın yapılan kısıtlama derecesinin fazla olmasına da bağlı olmaktadır. Telafi büyümesinde yem alımı % 10-15, yemden yararlanma da % 11 oranında artmaktadır. Erken yaşlarda kontrol grubuna göre % 20-30 daha az canlı ağırlık kazanan buzağılar, 15 aylık yaşta kesildiklerinde daha az yağlı karkasa ve karkasta yüksek oranda protein, satılabilir et ve kemik oranına sahip olmaktadırlar (Berge, 1991). 1.2.1.9. Sınırlı Besleme Süresince Rasyondaki Besin Yoğunluğu Ruminantlarda sonradan yapılacak telafi büyümesi açısından protein eksikliği enerji eksikliğinden daha önemlidir. Hayvanlar genellikle besin maddeleri açısından dengeli rasyonun miktarındaki eksikliğe maruz bırakılmaktadırlar. Bundan dolayı enerji alımı yani temel enerji, bütün doğal yem eksikliklerinde birincil olarak önemli olmaktadır. Spesifik vitamin ve/veya mineraller dışında diğer bütün eksiklikler ikinci derecede önemli bulunmaktadır. Sığırlarda enerji eksikliğinden dolayı büyüme gecikmesine cevap olarak telafi büyümesinin ancak iyi dengelenmiş rasyonların verilmesiyle teşvik edilebileceği göz önünde bulundurulmalıdır (Lawrence ve Fowler, 2002a). Hayvanların telafi büyümesi gösterme yetenekleri üzerine telafi büyümesi süresince verilen rasyonun bileşimi oldukça etkili olmaktadır. Rasyonun kalitesi, büyümenin etkinliği ve süresini de etkilemektedir (Doyle ve Leeson, 1998).

19 Koçak ve ark. (1995) tarafından yapılan ve farklı düzeylerde enerji içeren konsantre yemlerle kış mevsiminde açıkta beslemenin besi performansına etkisinin incelendiği bir araştırmada, besi başında enerji düzeyi en yüksek olan grubun, diğer gruplardan yaklaşık % 25 daha fazla GCAA sağladığı, ancak araştırma süresinin tümü ele alındığında gruplar arasında fark bulunmadığı bildirilmiştir. Enerji düzeyi en yüksek olan grupta yemden yararlanma oranı, diğer gruplardan % 16 daha az olarak bulunmuştur. Telafi büyümesinin olduğu serbest yemlemeye geçilen ilk hafta yem tüketimi en fazla olmuştur. Telafi büyümesinin ilerleyen dönemlerinde enerji düzeyi en düşük olan grupta, soğuğa bağlı olarak yem tüketimi daha fazla bulunmuştur. 1.2.1.10. Sınırlı Besleme (Kısıtlama) Mevsimi Kışın kazanılan artış ile toplam canlı ağırlık artışı arasında pozitif bir ilişki bulunmaktadır. Dolayısıyla, kışın canlı ağırlık kazancı fazlaysa, yıllık kazanç da fazla olmaktadır (O Donovan, 1984). Sınırlı beslemeye mevsimin etkisinin incelendiği bir araştırmada, yaz aylarında yem kısıtlaması yapılmasının sıcak etkisinin azaltılmasında ve yemden yararlanmanın artırılmasında etkili olduğu belirtilmiştir (Mader ve ark., 2002). Wright ve Russel (1989) tarafından yapılan bir araştırmada, kışın düşük canlı ağırlık kazancı gösteren hayvanların tam telafi büyümesi gösteremedikleri bildirilmektedir. Ayrıca sınırlı beslemeye başlamadan önceki günlük ağırlık kazancı ve normal besiye geçişteki canlı ağırlık da, telafi büyümesini etkilemektedir (Coleman ve Ewans, 1986).

20 1.2.1.11. Telafi Dönemindeki Yem Tüketimi ve Diğer Şartlar Telafi döneminde en önemli olaylardan biri yem alımının artmasıdır. Metabolik değişiklikler ve yaşama payındaki değişimlerin etkisi gibi diğer faktörler, iştah artışıyla bağlantılıdır. Yem kısıtlaması besleme süresince yem alımını ve alım hızını etkilemektedir. Farklı vücut kondisyonunda olmak yem alım süresinde değişikliklere sebep olmaktadır. Telafi döneminin başında metabolizma henüz yavaş olduğu için yem alımı ve canlı ağırlık artışı daha düşük olmakta ve bundan dolayı daha az besin maddesine ihtiyaç gösterilmektedir (Lawrence ve Fowler, 2002a). Ryan ve ark. (1993a), 250 kg canlı ağırlıkta başladıkları araştırmada 89 gün süren ve ağırlık kaybına neden olan sınırlı besleme sonrasında yoğun besleme döneminde yüksek kalitede rasyonla 600 kg canlı ağırlığa kadar sınırsız besleme yapmışlardır. Sınırlı besleme yapılan grup, kontrol grubuna göre yaklaşık 140 gün daha fazla beside kalmış ve bu kadar süre daha fazla yem tüketmiştir. Bazı araştırıcılar ise yem kısıtlama döneminde, belirli bir ağırlığa ulaşmak için gerekli olan toplam besin ihtiyacında azalma meydana geldiğini bildirmektedirler (Coleman ve Ewans, 1986; Wright ve Russel, 1991). Sınırlı besleme metodu (protein, enerji kısıtlama), telafi büyümesi dönemi süresince yem alımını etkilemektedir. Sınırlı besleme başlangıcındaki ağırlık ve yaş farklılıkları, telafi büyümesi döneminin uzunluğunda etkili olmaktadır (Doyle ve Leeson, 1998).

21 1.2.2. Sınırlı Besleme ve Telafi Büyümesinin Besi Performansı ve Kesim-Karkas Özelliklerine Etkisi 1.2.2.1. Canlı Ağırlık Artışı Sınırlı besleme sonrasında telafi büyümesinin etkileri üzerinde yayınlanan birçok makalede sınırlı beslenen gruplarda canlı ağırlık artışı kontrol grubuna göre daha yüksek bulunmuştur (Abdallah ve ark., 1988; Ellenberger ve ark.,1989; Carstens ve ark.,1991; Wright ve Russel,1991). Carstens ve ark. (1991) tarafından yapılan bir araştırmada, 245-325 kg arasında 189 gün süreyle yapılan sınırlı besleme döneminde Angus x Hereford F 1 melezi tosunlar 0,4 kg GCAA sağlarken kontrol grubu 1,51 kg GCAA sağlamıştır. Telafi döneminde (325-500 kg) sınırlı besleme grubunun (1,59 kg GCAA) sınırsız besleme yapılan gruba (1,16 kg GCAA) göre % 37 daha fazla GCAA sağladığı bildirilmektedir. Tüm besi süresince normal beslenen grup 1,23 kg GCAA sağlarken sınırlı beslenen grup 0,83 kg GCAA sağlamıştır. Wright ve Russel (1991) tarafından Şarole x (Hereford x Holştayn) melezi sığırlar üzerinde yapılan bir araştırmada, sığırlar iki gruba ayrılarak yüksek ve düşük seviyede beslenmişlerdir. 350 kg a gelen her sığır besi sonuna kadar yüksek seviyedeki yemle beslenmiştir. Başlangıç ağırlıkları ortalama 259 kg olan sığırlar 350, 400 ve 450 kg a ulaştıklarında her gruptan 6 şar baş kesilerek karkas kompozisyonu bakımından değerlendirilmiştir. 259 kg ile 350 kg arasında düşük seviyede beslenen grup (0,45 kg/gün) yüksek seviyede beslenen gruptan (0,78 kg/gün) daha düşük GCAA sağlamıştır. 350-400 kg arasında düşük seviyeli beslenen grup (1,35 kg/gün) yüksek seviyeli gruba (0,98 kg/gün) önemli düzeyde üstünlük sağlamıştır. 400-450 kg arasında ise gruplar arasında farklılık kalmamıştır.

22 Protein ve enerji yönünden sınırlı beslemenin besi performansı üzerine etkilerinin incelendiği bir araştırmada (Abdallah ve ark., 1988), enerji kısıtlaması yapılan grupta telafi döneminde, kontrol grubuna göre % 14-30 daha fazla ağırlık elde edilmiştir. Berge (1991) tarafından yapılan bir derlemede, sütten kesildikten sonra kış mevsiminde sınırlı besleme yapılan buzağılarda geciken büyümenin, yazın otlama döneminde telafi edildiği, otlama döneminde canlı ağırlık artışının sınırlı yapılmayanlara göre % 35-70 oranında daha fazla olduğu belirtilmektedir. Ellenberger ve ark. (1989) tarafından yapılan bir araştırmada, 240 ile 307 kg arasında sınırlı besleme yapılan grup ile (0,37 kg GCAA), sınırsız besleme yapılan grup (1,4 kg GCAA) karşılaştırılmış telafi büyümesinin erken ve geç dönemlerinde GCAA sınırlı beslenen grupta daha fazla bulunmuştur. Sınırlı besleme yapılan grubun, sınırsız besleme grubuna göre telafi büyümesinin erken dönemlerinde % 100 ve son dönemlerinde ise yaklaşık olarak % 50 daha fazla CAA gösterdiği bildirilmiştir. İngiliz Etçi Irk melezi sığırlar üzerinde yapılan bir araştırmada yüksek yoğunluktaki rasyondan sınırsız (CA) ve sınırlı (CL), düşük yoğunluktaki rasyondan ise sınırsız (FA) besleme yapılmış, sınırlı besleme dönemi CA da 57, CL de ve FA da 112 gün sürmüştür. Bu dönemde GCAA gruplarda sırasıyla 1,96; 0,69 ve 0,77 kg olmuştur. Telafi büyümesi döneminde sınırsız beslenen gruplarda (96, 89 ve 111 gün) GCAA sırasıyla 1,22; 1,92 ve 1,74 kg; tüm besi boyunca ise aynı sırayla 1,51; 1,30 ve 1,20 kg olarak gerçekleşmiştir (Sainz ve ark., 1995). Bazı araştırmalarda, sınırlı beslenen grupla sınırsız beslenen grup arasında canlı ağırlık artışı benzer bulunmuştur (Rompala ve ark.,1985; Hayden ve ark.,1993). Diğer taraftan Wright ve Russel (1989) tarafından yapılan bir araştırmada, kışın düşük canlı ağırlık kazancı gösteren hayvanların tam telafi büyümesi

23 gösteremedikleri, normal beslenenlerin ancak % 97 sine ulaşabildikleri bildirilmektedir. Telafi büyümesinde hayvanların normal beslenenlerle aynı ağırlığa ulaşmaları farklı sürelerde gerçekleşebilir. Bunda mevsimin ve besleme düzeyinin önemli etkisi vardır (Wright ve Russel, 1991). Telafi büyümesinin önemli kısmı sınırlı beslemeden sonraki ilk iki ayda meydana gelmektedir (Read ve Tudor, 2004). Holştayn danalarda kesim ağırlığı arttıkça, kesim ve karkas özellikleri ile ilgili değerler de artmaktadır. Karkasta et ve kemik oranında fark görülmezken, yağ oranı artmaktadır. Altı aydan fazla süren ve yaz mevsimini de içeren besi döneminde sıcağın olumsuz etkisi görülmektedir. Soğuk şartlarda yapılan besi, maliyeti bir miktar artırmakta, özellikle besinin son döneminde karlılığı olumsuz yönde daha fazla etkilemektedir. Yaz mevsimi sonunda veya sonbahar başlangıcında doğanların 1 yaşından itibaren besiye alınmaları halinde, yaz mevsimine girmeden 550 kg a ulaşmaları mümkün olmasına karşın, kışın ve ilkbaharda doğanlarda besi sonu yaz mevsimine rastlamaktadır. Bu durumda canlı ağırlık kazancının düşük olmasına bağlı olarak, karlılığı düşürmemek için besi sonu ağırlığının 450-500 kg düzeyinde tutulması gerekmektedir (Akcan ve ark., 1989). 1.2.2.2. Yem Tüketimi ve Yemden Yararlanma Çevresel faktörler, kuru madde tüketimini etkilemektedir. Çevre sıcaklığı bu faktörlerden en önemli olanlardan biridir (Flachowsky, 1989). Besi sığırları için 4-26 O C uygun sıcaklık aralığı olarak kabul edilmektedir. Bu sıcaklık düzeyinin alt ve üstündeki küçük iniş ve çıkışlar hayvanda büyük bir sorun yaratmazken, daha büyük sapmalar stres oluşturabilmektedir. Bu stres etkisi, çok düşük çevre sıcaklıklarında hayvanı daha fazla enerji üretmeye, yüksek çevre sıcaklığında ise enerji üretimini kısıtlamaya zorlamaktadır. Bu durum ise vücut hareketleri ve yem tüketimindeki değişikliklerle telafi edilmeye çalışılmaktadır (Morrison, 1983; Young, 1983).

24 Yüksek sıcaklıkta, yem tüketimi azalmakta (yaklaşık % 10), düşük sıcaklıkta ise artmaktadır. Yem tüketimi 5 ile 10 O C arası % 3, -5 ile 5 O C arası % 5, -15 ile -5 O C arası % 7, -15 O C nin altında ise % 16 oranında artmaktadır (Flachowsky, 1989). Kısıtlama sonrası telafi büyümesinin iyi olabilmesi için yüksek kalitede yemler sağlanmalıdır (Read ve Tudor, 2004). Telafi büyümesi döneminde yüksek yem tüketimi devam ettiği müddetçe telafi büyümesi devam etmektedir (Doyle ve Leeson, 1998). En fazla yem tüketimi, sınırlı beslemeden serbest yemlemeye geçilen ilk haftalar içerisindedir. Telafi büyümesini daha kısa sürede tamamlayan sığırlarda uzun sürede tamamlayan sığırlara göre yem tüketimi daha yüksek olmaktadır (Flachowsky, 1989). Sınırlı besleme döneminde canlı ağırlık kaybı meydana gelmesi durumunda telafi büyümesinin daha uzun olacağı bildirilmektedir (Ryan ve ark., 1993a). Telafi büyümesi protein birikiminin artması, yaşama payı ihtiyaçlarının göreceli olarak azalması ve yem alımının artmasına bağlı olarak gerçekleşir. Sınırlı beslemede, sindirim sistemi kapasitesinde meydana gelen azalma nedeniyle telafi büyümesinin başında çok kısa bir sürede yem tüketimi az olmakta, ilerleyen dönemlerde ise sindirim sistemi normal kapasitesine ulaştığı için yem tüketimi de artmaktadır (Ryan, 1990; Ryan ve ark., 1993b). Sınırlı beslenen sığırlarda telafi büyümesi dönemi süresince artan büyüme hızına göre % 60 ile 104 arasında kuru madde tüketiminde de artış olduğu bildirilmektedir (Sainz ve ark., 1995). Diğer taraftan, Rompala ve ark. (1985) tarafından sınırlı beslenen grupla sınırsız beslenen grup arasında yem tüketimi açısından farklılık bulunmamıştır.

25 Carstens ve ark. (1991) yaptıkları bir araştırmada, sınırlı beslenen grupta sınırlı besleme döneminde günlük 3,96 kg, kontrol grubunda ise 8,64 kg kuru madde tüketimi tespit edilmiştir. 189 günlük sınırlı beslemeden sonra telafi büyümesi döneminde sınırlı beslenen grup kontrol grubuna göre % 37 daha fazla günlük canlı ağırlık artışı sağlamasına karşılık, kuru madde tüketimi açısından gruplar arasında farklılık bulunmamıştır. Sınırlı besleme döneminde, belli bir süre canlı ağırlık artışı olmayan veya ağırlık kaybı olan hayvanlarda bazal metabolizma yavaşladığı için besin maddelerine olan ihtiyaç azalmakta; yemden yararlanma oranı ise artmaktadır (O Donovan, 1984, Ryan ve ark., 1993b; Freking ve ark., 2000). Mısır silajını baz alan rasyonlarda konsantre yem kısıtlamasının besi sonu ağırlık kazançlarına olumsuz etkisi olmadığı Angus tosunlarda yapılan bir çalışmada ortaya konmuştur. Bu çalışmada, sınırlı yemleme yapılan gruplarda, büyüme döneminde yemden yararlanma ve sindirilebilirliğin arttığı tespit edilmiştir. Sınırlı besleme sonrası yoğun yemle beslemenin karaciğer apsesi ve rumenitis vakalarını artırdığı saptanmıştır (Loerch, 1990). 1.2.2.3. Karkas Kompozisyonu Sığırlarda karkas kompozisyonu; besleme düzeyi, hayvanın ırkı, cinsiyeti ve kesim ağırlığından etkilenmektedir (Keane ve ark., 1990). Rasyonun enerji düzeyi ve günlük tüketilen enerji miktarı, karkastaki yağ miktarını önemli düzeyde etkilemektedir. Karkas protein düzeyi ise yemleme yoğunluğundan etkilenmemektedir. Yoğun yemleme; iç yağ, böbrek ve karkastaki yağ miktarını artırmaktadır. Enerjisi düşük rasyonlar ise karkasın iyi kalite sınıfına girmesini sağlamaktadır. Karkastaki yağ ve protein miktarı, özellikle besinin son dönemindeki enerji tüketiminden etkilenmektedir. Enerjisi fazla rasyonlarla yüksek

26 canlı ağırlık artışı ve protein birikimi amaçlanmaktadır. Kaba yem tüketiminde artış olduğunda günlük protein birikimi azalmaktadır. Gelişmekte olan sığırlarda protein sentezinin yüksek olabilmesi için optimum enerji alımı sağlanmalıdır (Ergün ve ark., 2001). Aşırı yem sınırlaması, özellikle protein sınırlaması, vücut hacminin küçülmesine, pubertanın gecikmesine ve karkas yağ oranının artmasına neden olmaktadır. Büyüme döneminde yapılan orta düzeyde bir kısıtlı yemleme karkas kompozisyonunda değişikliklere neden olabilmektedir. Belirli bir ağırlığa kadar vücut kompozisyonu sığırın genetik yapısı tarafından belirlenmektedir. Sığırın bu ağırlığa kısa veya uzun sürede ulaşmış olması vücut kompozisyonu üzerinde çok etkili değildir. Bununla birlikte bazı araştırıcılara göre; puberta öncesi geç dönem veya puberta sonrası erken dönemde enerji yönünden sınırlı besleme sonucu belirli bir ağırlıkta besisi sonlandırılan sığırlarda karkas yağ oranı azalmaktadır. Sınırlı besleme yaşı ve süresini değiştirmek suretiyle, yetiştiriciler tüketicilerin istekleri doğrultusunda karkas kompozisyonu ve et parça ağırlıklarını değiştirme şansına sahip olabilirler (Owens ve ark., 1993). Sığırlarda ergin vücut ağırlığına (yaklaşık boş vücut ağırlığının % 36 sı oranında yağ içeren) ulaştığında protein birikimi durmaktadır. Ancak yağ depolanması devam etmektedir. Bununla birlikte yağ birikimi enerji sınırlamasıyla azaltılabilir. Hormon uygulaması, enerji sınırlaması ve kesim olgunluğunun erken dönemlerinde kesime gönderme ile karkastaki protein:yağ oranı artabilmektedir (Owens ve ark., 1995). Ryan ve ark. (1993a) tarafından yapılan bir araştırmada, koyun ve sığırların vücut kompozisyonlarındaki değişiklikler sınırlı besleme ve telafi büyümesi süresince ölçülerek sınırsız beslenen kontrol hayvanlarıyla karşılaştırılmıştır. Sınırlı beslenen sığırların telafi büyümesini tam gösterdiği, sınırlı besleme ve kontrol gruplarında karkas kompozisyonu bakımından farklılık olmadığı belirlenmiştir. Sınırlı beslenen koyunların ise tam telafi yapamadıkları, sınırlı beslenen grubun kontrol grubuna göre daha yağsız karkas verdiği bildirilmiştir.

27 Telafi büyümesi döneminin başında, vücutta protein ve su oranı fazla, yağ brikimi az olmaktadır. Telafi büyümesinin ikinci döneminde ise yağ birikimi daha fazla, protein ve su oranı daha az tespit edilmiştir. Telafi büyümesinin son dönemlerinde sınırlı besleme grubunda deri altı yağ dokusu kontrol grubuna göre daha düşükken, bağırsak ve böbrek yağları benzer olmaktadır (Ryan ve ark.,1993a). Wright ve Russel (1991) tarafından yapılan bir çalışmada, Şarole x (Hereford x Holştayn) melezi danalarda besleme seviyesinin bazı kesim ve karkas özellikleri üzerine önemli etkisi olduğu bildirilmektedir. 268 kg canlı ağırlıktan 350 kg canlı ağırlığa kadar sınırlı beslenen grup daha sonra kesime kadar kontrol grubuyla aynı şekilde beslenmiştir. 350, 400 ve 450 kg canlı ağırlıklarda 6 şar hayvan kesilerek bazı özellikler yönünden karşılaştırılmıştır. Tüm kesim ağırlığı gruplarında yüksek düzeyde beslenen grup önemli düzeyde yüksek derialtı yağ dokusuna sahip olmuştur. İç yağ, böbrek yağları, karaciğer ağırlıkları bakımından 350 ve 400 kg ağırlıkta kesilen gruplarda yine yüksek düzeyde beslenen grup önemli düzeyde üstünlük göstermiştir. Kemik ağırlığı ve sindirim kanalı ağırlığı bakımından sınırlı beslenen grup her ağırlık grubunda daha yüksek değerler göstermekle birlikte sadece 450 kg daki ortalamalar bakımından farklılık önemli olmuştur. Drouillard ve ark. (1991b) tarafından kuzularda yapılan bir çalışmada, sınırlı besleme grubunda karaciğer ve bağırsak ağırlıklarının azaldığı bildirilmiştir. Dokulardaki protein miktarı; enerji sınırlamalı grupta korunurken protein sınırlamalı grupta azalma göstermiştir. Yağ mobilizasyonu ise her iki kısıtlama grubunda benzer oranlarda olmuştur. Telafi büyümesinin erken dönemlerinde vücutta geçici bir zayıflık meydana gelmektedir (Rompala ve ark., 1985). Normal beslemeye geçildiğinde fazladan alınan besin maddelerinin değerlendirilmesi amacıyla karaciğer ve sindirim sisteminde protein harcandığı için, bu maddeleri yerine koyma ihtiyacı doğmakta ve yağ sentezi engellenmekte, böylece fazla miktarda protein birikmektedir (Carstens ve ark., 1991).

28 Aynı yaşta kesilen sığırlardan sınırlı beslemeye tabi olanlar diğerlerine göre daha hafif ve az yağlı karkas vermektedirler (Berge, 1991). Arpacık ve ark. (1976) tarafından DAK ve Montafon x DAK melezi erkek danalar üzerinde yapılan bir çalışmada, ad libitum, sınırlı ve yetersiz beslemenin kesim ve karkas özelliklerine etkisi incelenmiş ve iç yağ miktarı, sıcak ve soğuk karkas randımanı bakımından ad libitum beslenen grup diğerlerine göre daha yüksek, sınırlı ve yetersiz beslenenler ise birbirine benzer bulunmuştur. Sainz ve Bentley (1997) tarafından yapılan bir araştırmanın (Sainz ve ark., 1995) devamı olarak sınırlı ve sınırsız beslemenin iç organ ağırlıkları üzerine etkisi araştırılmıştır. Kesif yemle sınırsız beslenen (CA) ve sınırlı beslenen (CL), düşük değerli kesif yemle sınırsız beslenen (FA) gruplarda karaciğer ağırlıkları sınırlı besleme döneminin sonunda sırasıyla 5,07; 3,80 ve 4,33 kg olurken, telafi büyümesi döneminin sonunda aynı sırayla 6,22; 6,88 ve 6,99 kg bulunmuştur. Gruplarda sırasıyla işkembe ağırlıkları sınırlı besleme dönemi sonunda 9,48; 9,08 ve 12,10 kg; telafi büyümesi döneminin sonunda 14,3; 14,3 ve 13,00 kg; kalp ağırlıkları sınırlı besleme dönemi sonunda 1,47; 1,56 ve 1,43 kg; telafi büyümesi döneminin sonunda 2,11; 1,73 ve 2,02 kg; dalak ağırlıkları ise sınırlı besleme dönemi sonunda 0,70; 0,67 ve 0,58 kg; telafi büyümesi döneminin sonunda 0,87; 0,90 ve 1,05 kg olmuştur. Telafi büyümesinin sonunda kalp ve dalak ağırlıkları açısından gruplar arasında farklılıklar önemli olmuştur. Ancak yem tüketimiyle ilgisi açık değildir. Telafi büyümesi dönemi sonunda karaciğer ağırlığı bakımından CL (+% 11) ve FA (+% 12) da CA ya göre önemli farklılıklar olmuştur. 1.3. Besi Ekonomisi Sığır besiciliği yapan işletmeler genelde beside GCAA nın yüksek olmasını ve CAA maliyetinin düşük olmasını isterler. Kesif yemle besi yapıldığında, canlı ağırlık artışının maliyeti de yüksek olmaktadır. Çoğu işletmede erkek besi danaları süt