EKONOMĠ POLĠTĠK P.NĠKĠTĠN ÇEVĠREN HAMDĠ KONUR ::::::::::::::::: ĠÇĠNDEKĠLER. Ekonomi Politiğin Konusu

Benzer belgeler
İÇİNDEKİLER KAPİTALİST ÜRETİM TARZI 41 I TEKEL-ÖNCESİ KAPİTALİZM 42

EKONOMİ POLİTİĞİN KONUSU

Karl Heinrich MARX Doç. Dr. Yasemin Esen

ZUBRÝTSKÝ, MÝTROPOLSKÝ, KEROV KAPÝTALÝST TOPLUM ERÝÞ YAYINLARI. Kapitalist Toplum

P.Nikitin EKONOMİ POLİTİK. P. Nikitin. Ekonomi. Leninizmin. yayınları. Halk Kitaplığı / ML Klasikler. Halk Kitaplığı sayfa: 01

ÇALIŞMA EKONOMİSİ KISA ÖZET

SSCB'DE SOVYET TOPLUMUNUN VE İKTİDARININ ZAFERİ - GÖSTERGELER (100. YILINDA BÜYÜK SOSYALİST EKİM DEVRİMİ) (2. Makale) İbrahim Okçuoğlu

TÜRKİYE EKONOMİSİ Prof.Dr. İlkay Dellal Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü

Örgütler bu karmaģada artık daha esnek bir hiyerarģiye sahiptir.

SAĞLIKTA DÖNÜġÜMÜN TIP EĞĠTĠMĠNE ETKĠSĠ

ULUSAL Ġġ SAĞLIĞI VE GÜVENLĠĞĠ KONSEYĠ YÖNETMELĠĞĠ BĠRĠNCĠ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar. Amaç ve kapsam

Tarım Tarihi ve Deontolojisi Dersi 2.Hafta. Dr. Osman Orkan Özer

Siyasal Sistemler, Hükümet Sistemleri-2

SAÐLIKTA ÖZELLEÞTÝRME

T.C ADALET BAKANLIĞI Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü

MADDE 1 (1) Bu Yönetmeliğin amacı; çalıģanlara verilecek iģ sağlığı ve güvenliği eğitimlerinin usul ve esaslarını düzenlemektir.

DUYURU. *406 sayılı Telgraf ve Telefon Kanununun Ek 37, Geçici 13 ve Ek 36 ncı maddelerinde değiģiklikler yapılmıģtır.

Yeni bir dönem açılıyor: Mali çöküş, depresyon, sınıf mücadelesi

İnsan Kaynakları Yönetiminin Değişen Yüzü

EVRENSEL DEĞER TEORĠSYENĠ (Abdulkadir YAġARGÜN) YÖNTEM

Üretimde iş bölümünün ortaya çıkması, üretilen ürün miktarının artmasına neden olmuştur.

İktisat Tarihi II. I. Hafta

TÜRKİYE PROLETARYASININ SOSYALİST VE DEMOKRATİK PLATFORMU

İktisat Tarihi II. 2. Hafta

ÖN SÖZ... XI KISALTMALAR... XIII KAYNAKLAR VE ARAŞTIRMALAR... XV GİRİŞ... 1 I. ARNAVUTLUK ADININ ANLAM VE KÖKENİ...

ÜCRET SİSTEMLERİ VE VERİMLİLİK YURTİÇİ KARGO

İktisat I. Maslow un İhtiyaçlar Hiyerarşisi. İhtiyaç 10/12/2011 İKTİSAT I DERS PLANI TEMEL ĠKTĠSADĠ KAVRAMLAR. Doç. Dr. Erdal GümüĢ. (2.

İÇİNDEKİLER Sayfa ÖNSÖZ... v İÇİNDEKİLER... vi GENEL EKONOMİ 1. Ekonominin Tanımı ve Kapsamı Ekonomide Kıtlık ve Tercih

T.C. SĠLĠVRĠ BELEDĠYE BAġKANLIĞI ĠNSAN KAYNAKLARI VE EĞĠTĠM MÜDÜRLÜĞÜ ÇALIġMA YÖNETMELĠĞĠ. BĠRĠNCĠ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak, Ġlke ve Tanımlar

T.C. BĠNGÖL ÜNĠVERSĠTESĠ REKTÖRLÜĞÜ Strateji GeliĢtirme Dairesi BaĢkanlığı. ÇALIġANLARIN MEMNUNĠYETĠNĠ ÖLÇÜM ANKET FORMU (KAPSAM ĠÇĠ ÇALIġANLAR ĠÇĠN)

İktisat Tarihi II. 1. Hafta

Küresel Kriz Sonrası Dünya Ekonomisinin Geleceği

4-TÜRKĠYE DE VE DÜNYA DA KĠMYASAL GÜBRE ÜRETĠMĠ VE TÜKETĠMĠ

Program AkıĢ Kontrol Yapıları

ULUSAL İSTİHDAM STRATEJİSİ EYLEM PLANI ( ) İSTİHDAM-SOSYAL KORUMA İLİŞKİSİNİN GÜÇLENDİRİLMESİ

Madde 1 - Bu Yönetmelik, iģyerlerinde sağlık ve güvenlik Ģartlarının iyileģtirilmesi için alınacak önlemleri belirler.

Ekonomi II. 13.Bölüm:Makroekonomiye Genel Bir Bakış Doç.Dr.Tufan BAL

DĠYALEKTĠK MATERYALĠZMĠN VE MARKSĠST DEVRĠM ANLAYIġININ ELEġTĠRĠSĠ.. FELSEFEDE DEVRĠM!.. Münir Aktolga Ağustos Ġlk yayınlanma tarihi 2009-

DERS ÖĞRETİM PLANI. İktisat Tarihi. Dersin Adı Dersin Kodu Dersin Türü. Seçmeli Doktora

YÖNETMELİK. Mehmet Akif Ersoy Üniversitesinden: MEHMET AKĠF ERSOY ÜNĠVERSĠTESĠ KADIN SORUNLARI UYGULAMA VE. ARAġTIRMA MERKEZĠ YÖNETMELĠĞĠ

BİRİNCİ BÖLÜM TÜRKİYE EKONOMİSİNE PANORAMİK BAKIŞ...

ĠÇĠNDEKĠLER. BAġLARKEN 1. Bölüm II

İktisadi Planlamayı Gerektiren Unsurlar İKTİSADİ PLANLAMA GEREĞİ 2

İktisat Tarihi II

2010 YILI OCAK-HAZĠRAN DÖNEMĠ

Kitabın çok sayıda tezi bulunmakla birlikte bence bunlar üçe indirilebilir:

DEVRÝM ÝÇÝN SAVAÞMAYANA SOSYALÝST DENMEZ!

Ekonomik Performans Ġçin Olmazsa Olmaz KoĢul: Finansal GeliĢme

Mahir Çayan Son Gençlik Hareketleri Üzerine SON GENÇLİK HAREKETLERİ ÜZERİNE (*)

8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü, Kapitalist Sömürü Sistemini Yıkmak için Örgütlenme ve Mücadelenin adıdır!

6098 SAYILI BORÇLAR KANUNU KAPSAMINDA. ADAM ÇALIġTIRANIN SORUMLULUĞU. Av. Mustafa Özgür KIRDAR ERYĠĞĠT HUKUK BÜROSU / ANKARA

GÜNEġĠN EN GÜZEL DOĞDUĞU ġehġrden, ADIYAMAN DAN MERHABALAR

ÇAĞDAŞ SİYASET DÜŞÜNCESİ (SBK204)

ĠġLETMELERDE ĠNSAN KAYNAĞININ ETKĠLĠ YÖNETĠMĠNDE KURUM ĠÇĠ HALKLA ĠLĠġKĠLER VE MOTĠVASYON

T.C DOKUZ EYLÜL ÜNİVERSİTESİ ÇALIŞMA EKONOMİSİ VE ENDÜSTRİ İLİŞKİLERİ ÜCRET SİSTEMLERİ VE VERİMLİLİK DERSİ GRUP SİSTEM

Zorunlu çağrıyı doğuran pay edinimlerinden önceki ortaklık yapısı Adı Soyadı/Ticaret Unvanı. Sermaye Tutarı (TL)

UĞUR DEMĠR ĠÇĠNDEKĠLER

SAĞLIK ORTAMINDA ÇALIġANLARDA GÜVENLĠĞĠ TEHDĠT EDEN STRES ETKENLERĠ VE BAġ ETME YÖNTEMLERĠ. MANĠSA ĠL SAĞLIK MÜDÜRLÜĞÜ HEMġĠRE AYLĠN AY

DOĞAL GAZ SEKTÖRÜNDE PERSONEL BELGELENDĠRMESĠ

YÖNETMELİK. Siirt Üniversitesinden: SĠĠRT ÜNĠVERSĠTESĠ YABAN HAYVANLARI KORUMA, REHABĠLĠTASYON UYGULAMA VE ARAġTIRMA MERKEZĠ YÖNETMELĠĞĠ BĠRĠNCĠ BÖLÜM

Ġspanya da üniversite Sistemi

işçiokulu FASİKÜL 3: Sömürü nedir, işçiler nasıl sömürülür? İşçi sınıfı kurtuluşu için kahramanlara değil, kendi bilinçli eylemine güvenmeli.

PROF. DR. HAYDAR BAġ IN ALMIġ OLDUĞU ULUSLARARASI ÖDÜLLER

2009 YILI SAYILARIYLA SAVUNMA SANAYİİMİZ

MARXĠST MÜLKĠYET YAKLAġIMI

HAFTA 3 YÖNETĠM VE ORGANĠZASYON. MODERN VE POSTMODERN YÖNETĠM YAKLAġIMLARI. HEDEFLER Bu üniteyi çalıģtıktan sonra;

MEHMET KAYA YEMĠNLĠ MALĠ MÜġAVĠR BAĞIMSIZ DENETÇI LİMİTED ŞİRKET Mİ, ANONİM ŞİRKET Mİ?

MESLEKİ EMEKLİLİK PROGRAMLARININ TÜRKİYE DE UYGULANABİLİRLİĞİ

İktisat Tarihi II. IV. Hafta

TOPLUMSAL CĠNSĠYETLE ĠLGĠLĠ KURAMLAR. İlknur M. Gönenç

HEKTAŞ TİCARET T.A.Ş. Sayfa No: 1 SERİ:XI NO:29 SAYILI TEBLİĞE İSTİNADEN HAZIRLANMIŞ YÖNETİM KURULU FAALİYET RAPORU

2016 YILI OCAK-HAZĠRAN DÖNEMĠ KURUMSAL MALĠ DURUM VE BEKLENTĠLER RAPORU

Farklı Sistemlerde Kentleşme

bu Ģekilde Türkiye ye gelmiģ olan sıcak para, ĠMKB de yüzde 400 lerin, devlet iç borçlanma senetlerinde ise yüzde 200 ün üzerinde bir kazanç

NĠHAĠ RAPOR, EYLÜL 2011

İŞLETME SERMAYESİ

POLİTİK EKONOMİ DERS KİTABI CİLT: II

ENER TARTIŞMAYA AÇIYOR OLTU VE HINIS İL OLMALI MI?

Ürün Olarak Konut Kavramı ve Türkiye deki Konut SatıĢlarının Ürün Hayat Eğrisi YaklaĢımıyla Değerlendirilmesi

KAPİTALİZMİN İPİNİ ÇOK ULUSLU ŞİRKETLER Mİ ÇEKECEK?

Konut Sektörüne BakıĢ

Türk Hazır Giyim ve Tekstil Sektörünün 2008 Yılı Rekabet Durumu (II)

1 İKTİSAT İLE İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR

Ekonomi II. 19.Para ve Bankacılık. Doç.Dr.Tufan BAL. Not:Bu sunun hazırlanmasında büyük oranda Prof.Dr.Tümay ERTEK in Temel Ekonomi kitabından

Uluslararası Kadın Hareketinin Uyanma ve Ayağa Kalkma Zamanı Gelmiştir! 2011 Venezüella Dünya Kadınları Konferansı için hep birlikte ileri!

TEMEL ZOOTEKNİ KISA ÖZET KOLAY AÖF

İktisat Tarihi I. 8/9 Aralık 2016

Daima Çözüm Ortağınız!!!

SINIFTA ÖĞRETĠM LĠDERLĠĞĠ

Türkiye de İşsizlik Sorunu Çıkmaz Sokakta

ÇĠNLĠ LASTĠKLER TÜRKĠYE NĠN YOLLARINDA SALINIRKEN

DEVLET TEŞKİLATINA TEORİK YAKLAŞIMLAR PROF. DR. TURGUT GÖKSU VE PROF. DR. HASAN HÜSEYIN ÇEVIK

T.C. SĠNOP ÜNĠVERSĠTESĠ SU ÜRÜNLERĠ FAKÜLTESĠ ÖĞRENCĠ STAJ UYGULAMA ESASLARI

SOSYALİZMİN TEK YANLI ÖRNEĞİ Kapitalizmin dünya bunalımı bir süre önce Asya ve Latin Amerika da belirginleştikten sonra, giderek dünyanın bütün

YAZI ĠġLERĠ MÜDÜRLÜĞÜ 2013 FAALĠYET RAPORU

Oklun Öğrenci Mevcudu

SİYASAL İDEOLOJİLER (SBK457)

1 TÜRKİYE CUMHURİYETİ DÖNEMİ (TÜRKİYE) EKONOMİSİNİN TARİHSEL TEMELLERİ

İKTİSAD VE EKONOMİ TERİMLERİNİN FARKI

inşasının olmazsa koşullarındandı.

Transkript:

EKONOMĠ POLĠTĠK P.NĠKĠTĠN ÇEVĠREN HAMDĠ KONUR ::::::::::::::::: ĠÇĠNDEKĠLER Ekonomi Politiğin Konusu Toplum YaĢamının Temeli Olan Maddi Malların Üretimi Üretici Güçler ve Üretim ĠliĢkileri Toplumun GeliĢmesinin Ekonomik Yasaları Ekonomi Politiğin Tanımı Birinci Bölüm: Kapitalist-Öncesi Üretim Tarzları 1- Ġlkel Topluluk Üretim Tarzı 2- Köleci Üretim Tarzı 3- Feodal Üretim Tarzı 4- Feodalizmin Dağılması ve Ortadan Kalkması, Feodal Rejimin Bağrında Kapitalist ĠliĢkilerin DoğuĢu KAPĠTALĠST ÜRETĠM TARZI Ġ- TEKEL-ÖNCESĠ KAPĠTALĠZM Ġkinci Bölüm: Meta Üretimi, Meta ve Para 1- Meta Üretiminin Genel Niteliği Meta Üretimi Kavramı Meta Üretimi. Meta Üretiminin Ortaya ÇıkıĢ KoĢulları Basit Meta Üretimi ve Kapitalist Meta Üretimi 2- Meta ve Emek, Metaların Yaratıcısı Metaın Kullanım-Değeri ve Değeri Somut Emek ve Soyut Emek Özel Emek ve Toplumsal Emek Metaın Değerinin Büyüklüğü 3- DeğiĢimin ve Değer Biçimlerinin GeliĢmesi DeğiĢim-Değeri, Değerin Ġfade Biçimi Değerin Basit Biçimi Değerin Tam ya da GeliĢmiĢ Biçimi

Değerin Genel Biçimi Değerin Para Biçimi 4- Para Para, Niteliği ve Görevleri Altın ve Kağıt Para. Enflasyon Kredi-Para 5- Değer Yasası, Meta Üretiminin Ekonomik Yasası Üretimde Rekabet ve AnarĢi Değer Yasası Metaın FetiĢ Niteliği Üçüncü Bölüm: Sermaye ve Artı-Değer. Kapitalist Düzende Ücret 1- Sermayenin Ġlkel Birikimi Kapitalizmin Ortaya ÇıkıĢ KoĢulları Üretim Araçlarıyla Üreticiler Arasında Ayrılma. Zenginliklerin Bir Azınlık Elinde Birikmesi 2- Paranın Sermayeye DönüĢmesi Sermayenin Genel Formülü Meta Olarak Emek-Gücü, Değeri ve Kullanım-Değeri 3- Artı-Değer Üretimi. Kapitalist Sömürü Kapitalist Rejimde Emek Sürecinin Özel Çizgileri Değerin Büyüme Süreci. Kapitalist Sömürü Gerekli-Emek ve Ek-Emek Zamanı Burjuva Toplumun Sınıf Yapısı 4- Sermaye ve BileĢtirenleri Üretimin Toplumsal ĠliĢkisi Olarak Sermaye DeğiĢmeyen Sermaye ve DeğiĢen Sermaye Sabit Sermaye ve Döner Sermaye Artı-Değerin Kitlesi ve Oranı 5- ĠĢçi Sınıfının Sömürü Derecesini Yükseltmek Ġçin Ġki Yol Mutlak Artı-Değer Nispi Artı-Değer Ek Artı-Değer

Sanayide Kapitalist GeliĢmenin Üç Evresi Kapitalizmin Temel ÇeliĢkisi 6- Kapitalist Rejimde Ücret Ücret Nedir? Ücret Biçimleri Nominal Ücret ve Gerçek Ücret ĠĢçi Sınıfının Ücretlerin Artırılması Uğruna SavaĢımı Dördüncü Bölüm: Sermaye Birikimi ve Proletaryanın Durumunun KötüleĢmesi 1- Sermaye Birikimi ve ĠĢsiz Ordusunun OluĢumu Yeniden-Üretim ve Sermaye Birikimi Sermayenin Organik BileĢimi Yedek Sanayi Ordusu ve Bu Ordunun ġekilleri Malthus'un Ġnsandan-Kaçma (Misantropie) "Teori"si 2- Kapitalist Birikimin Genel Yasası Kapitalist Birikimin Genel Yasası Nedir? Proletaryanın Durumunun Nispi ve Mutlak KötüleĢmesi Kapitalist Birikimin Tarihsel Eğilimi BeĢinci Bölüm: Artı-Değerin Kara DönüĢmesi ve ÇeĢitli Sömürücü Gruplar Arasında Dağılımı 1- Sermayenin Farklı ġekillere Girmesi Sermaye Hareketi Farklı Sermaye ġekilleri ve Kapitalist Gruplar 2- Ortalama Kar ve Üretim Fiyatı Üretim Giderleri ve Kar Oranı Ortalama Kar Oranının OluĢumu ve Üretim Fiyatı Kar Oranının DüĢme Eğilimi. 3- Ticari Kar Sanayi Sermayesi ve Ticari Sermaye Ticari Karın Kaynağı DolaĢım Harcamaları Kapitalist Ticaret ġekilleri. DıĢ Ticaret 4- Ġkraz Sermayesi. Hisse Senetli Ortaklıklar

Ġkraz Sermayesi ve Faiz Kapitalist Kredi. Banka ve Bankacı Karı Hisse Senetli Ortaklık 5- Kapitalist Rejimde Toprak Rantı ve Toprak ĠliĢkileri Kapitalist Toprak Rantı Farklılık Rantı Mutlak Rant. Toprağın Fiyatı Tarımda Kapitalist GeliĢmenin Ayırdedici Özellikleri Toprağın UlusallaĢtırılması ve Toprak Rantı Altıncı Bölüm: Toplumsal Sermayenin Yeniden-Üretimi ve Ekonomik Bunalımlar 1- Toplumsal Sermayenin Yeniden-Üretimi Bireysel Sermaye ve Toplumsal Sermaye Toplam Toplumsal Ürün GerçekleĢme Sorunu Niteliği Basit Kapitalist Yeniden-Üretimde GerçekleĢme GeniĢletilmiĢ Kapitalist Yeniden-Üretimde GerçekleĢme KoĢulları 2- Ulusal Gelir Ulusal Gelir Nedir? Ulusal Gelir Dağılımı Ulusal Gelirin Kullanılması 3- Ekonomik Bunalımlar Bunalımların Niteliği ve Ġlk Nedeni Kapitalist Çevrim ve Evreleri Bunalımlar ve Kapitalizmin ÇeliĢkilerinin KeskinleĢmesi ĠĠ- EMPERYALĠZM, TEKELCĠ KAPĠTALĠZM Yedinci Bölüm: Emperyalizmin BaĢlıca Ekonomik Belirtileri 1- Üretimin YoğunlaĢması ve Tekeller Üretimin YoğunlaĢması Tekel ġekilleri BaĢlıca Kapitalist Ülkelerde Tekelci Birlikler Tekeller ve Rekabet

2- Mali Sermaye ve Mali OligarĢi Sermayenin YoğunlaĢması ve Banka Tekelleri Bankaların Yeni Rolü Mali Sermaye Mali OligarĢi 3- Sermaye Ġhracı Dünyanın Toprak ve Ekonomik Bakımdan PaylaĢılması Sermaye Ġhracı Dünyanın Kapitalist Birlikler Arasında Ekonomik Bakımdan PaylaĢılması Dünyanın Toprak Olarak PaylaĢılması ve Yeniden PaylaĢılması Uğruna SavaĢım Emperyalist Sömürge Sistemi 4- Tekel Karı, Tekelci Kapitalizmin Ġtici Gücü Tekel Karı Tekel Karının Kaynakları Sekizinci Bölüm: Tarihte Emperyalizmin Yeri Kapitalizmin Genel Bunalımı 1- Tarihte Emperyalizmin Yeri Emperyalizm, Tekelci Kapitalizmdir Emperyalizm, Asalak ya da Çürüyen Kapitalizmdir Emperyalizm, CançekiĢen Kapitalizmdir Tekelci Devlet Kapitalizmi Ekonomik ve Politik GeliĢmenin EĢitsizliği Yasası 2- Dünya Kapitalizminin Genel Bunalımı Kapitalizmin Genel Bunalımının Niteliği ve AĢamaları Dünyanın Ġki Sisteme Bölünmesi Bunalım ve Emperyalizmin Sömürge Sisteminde Dağılma Pazarlar Sorunun VahimleĢmesi. Süreğen ĠĢsizlik ve DüĢük Üretim Kapasitesi Kapitalist Çevrimde (Cycle) DeğiĢme Ekonominin AskerileĢtirilmesi ve Emekçilerin Durumunda KötüleĢme Ulusun Çıkarları ile Tekeller Arasındaki ÇeliĢkilerin YeğinleĢmesi Kapitalist Ülkeler Arasındaki ÇeliĢkilerin KeskinleĢmesi

KOMÜNĠST ÜRETĠM TARZI Ġ- SOSYALĠZM, KOMÜNĠST TOPLUMUN ĠLK EVRESĠ Dokuzuncu Bölüm: Sosyalizmin Ortaya Çıkması ve OluĢumu 1- Marksizm-Leninizm ve Kapitalizmden Sosyalizme GeçiĢ Dönemi Kapitalizmden Sosyalizme Devrimci GeçiĢ GeçiĢ Döneminin Gerekliliği Proletarya Diktatörlüğü Sosyalizmi Kurma Aracıdır Sosyalist Devrimin ve KuruluĢun Genel Yasaları 2- GeçiĢ Döneminin Ekonomisi Sosyalist Ekonomi Tipi Küçük Meta Üretimi Tipi ve Kapitalist Tip GeçiĢ Döneminde Sınıflar GeçiĢ Döneminin ÇeliĢkileri 3- GeçiĢ Dönemi Ġçinde Ekonomi Politikası. Lenin'in Sosyalizmi Kurma Planı Sosyalist SanayileĢme Tarımın Sosyalist DönüĢümü Kültürel Devrimin Tamamlanması 4- Sosyalizmin Zaferi Ekonomi Tipleri Çokluğunun Tasfiyesi ve Sosyalizmin BaĢarısı Sosyalist Ülkelerde Kapitalizmin Diriltilmesi Olanağı KalkmıĢtır Onuncu Bölüm: Sosyalist Toplumda Üretici Güçler ve Üretim ĠliĢkileri 1- Üretici Güçler Teknik Ġlerleme Sosyalizmin Maddi ve Teknik Temeli Toplumun BaĢlıca Üretici Gücü, Emekçiler 2- Üretim ĠliĢkileri Sosyalist Üretim ĠliĢkilerinin Temeli Sosyalist Mülkiyetin Ġki Biçimi Bireysel Mülkiyet Ekonomik Yasalar

3- Sosyalizmin Temel Ekonomik Yasası 4- Sosyalist Devletin Ekonomik Rolü Onbirinci Bölüm: Sosyalizmde Ulusal Ekonominin Uyumlu GeliĢmesi 1- Ulusal Ekonominin Uyumlu, Oranlı GeliĢme Yasası. Sosyalist Üretimde Uyumlu GeliĢme Zorunluluğu Sosyalist Ekonomide Oranlar 2- Sosyalist Planlama Sosyalist Planlamanın Ġlkeleri Planlamada Bilanço Yönetimi 3- Planlı Ekonominin Üstünlükleri Onikinci Bölüm: Toplumsal Emek ve Emeğin Üretkenliği 1- Sosyalist Rejimde Toplumsal Emek Sosyalizmde Emeğin Niteliği Emeğin Sosyalist Elbirliği Sosyalist YarıĢma ve Rolü 2- Emek Üretkenliğinin Kesintisiz Büyümesi Sosyalizmin Ekonomik Bir Yasasıdır Emek Üretkenliği Nedir? Emek Üretkenliğinin Sürekli GeliĢme Yasası Emek Üretkenliğini GeliĢtirmenin Etkenleri Onüçüncü Bölüm: Sosyalist Rejimde Meta Üretimi Para ve Ticaret 1- Sosyalist Rejimde Meta Üretimi Sosyalist Rejimde Meta Üretiminin Gerekliliği ve Niteliği Metaın Kullanım-Değeri ve Değeri Meta Değerinin Büyüklüğü 2- Sosyalist Toplumda Para ve ĠĢlevleri Para Nedir? Paranın ĠĢlevleri Sosyalist Rejimde Para DolaĢımı 3- Sosyalist Ekonomide Değer Yasası 4- Sosyalist Rejimde Ticaret

Sosyalist Rejimde Ticaretin Niteliği ve Rolü Sosyalist Rejimde Ticaret Biçimleri Ticarette Perakende Fiyatlar ve DolaĢım Harcamaları DıĢ Ticaret Ondördüncü Bölüm: Emeğe Göre BölüĢüm ve Emeği KarĢılama ġekilleri 1- Emeğe Göre BölüĢüm Ekonomik Yasası 2- Sosyalist Rejimde Ücretler Ücretler, Niteliği ve Örgütlenmesi Ücret Biçimleri ve Sistemleri Sosyalist Rejimde Reel Gelirlerin ve Ücretlerin Artırılması 3- Kolhozlarda Emeğin KarĢılanması OnbeĢinci Bölüm: Dengeli Yönetim ve Verimlilik Maliyet Fiyatı ve Fiyat 1- Dengeli Yönetim ve Verimlilik Tasarruf Rejimi ve Rolü Dengeli Yönetim ĠĢletmenin Verimliliği 2- Dengeli Yönetimde Fonlar ve ĠĢletme Kaynakları Sabit Fonlar DolaĢan Fonlar DolaĢan Araçlar DolaĢan Araçların Devri 3- Maliyet Fiyatı ve Sınai Üretim Fiyatı Maliyet Fiyatı ve Sosyalist Ekonomideki Yapısı Safı Gelir ve Ġki Biçimi Devlet Sektöründe Fiyat 4- Kolhozlarda Dengeli Yönetim Onaltıncı Bölüm: Sosyalist Yeniden-Üretim, Ulusal Gelir, Mali Sistem ve Kredi Sistemi 1- Sosyalist Yeniden-Üretim Sosyalist Yeniden-Üretim Nedir? Toplam Toplumsal Ürün ve BileĢimi Toplam Toplumsal Ürünün GerçekleĢme KoĢulları

Üretim Araçları Üretiminin Öncelikle GeliĢmesi 2- Ulusal Gelir ve Sosyalist Rejimde Ulusal Gelir Dağılımı Ulusal Gelir Ulusal Gelir Dağılımı Sosyalist Birikim 3- Sosyalist Rejimde Mali Sistem ve Kredi Sistemi Sosyalist Rejimde Kredi ve Bankalar Onyedinci Bölüm: Dünya Sosyalist Sistemi 1- Dünya Sosyalist Sisteminin DoğuĢu ve GeliĢmesi 2- Dünya Sosyalist Sistemi Ülkeleri Arasında Ekonomik ĠliĢkilerin Temeli, Elbirliği ve YardımlaĢma Yeni Tip Ekonomik ve Politik ĠliĢkiler Uluslararası Sosyalist ĠĢbölümü 3- Ekonomik Elbirliği ġekilleri Ulusal Ekonomi Planlarının Koordinasyonu DıĢ Ticaret Kredi Verme Bilimsel ve Teknik Alanda Elbirliği 4- BarıĢ Ġçinde Birarada YaĢama ve Ġki Dünya Sisteminin Ekonomik YarıĢması BarıĢ Ġçinde Birarada YaĢama Ne Demektir? Sosyalizm ile Kapitalizmin Ekonomik YarıĢması ĠĠ- SOSYALĠZMDEN KOMÜNĠZME KERTELĠ DÖNÜġÜM Onsekizinci Bölüm: Komünist Toplumun Üstün AĢaması ve Sosyalizmin Komünizme DönüĢme KoĢulları 1- Sosyalizmin ve Komünizmin Ekonomik Ortaklığı ve Farklılığı Komünizm ile Sosyalizmin Ortak Özellikleri Komünizm ile Sosyalizmi Birbirinden Ayıran BaĢlıca Çizgiler 2- Sosyalizmin Komünizme DönüĢmesinin Yasaları Sosyalizmin Komünizme DönüĢmesinin Niteliği SSCB, Komünizmin Büyük Ölçüde KuruluĢu Dönemine Girmektedir Sosyalist Ülkelerin Hemen Hemen Aynı Zamanda Komünizme GeçiĢi

Ondokuzuncu Bölüm: Komünizmin Maddi Temelinin Yaratılması 1- Komünizmin Maddi Temelinin Yaratılması Komünizmin Maddi Temelinin Yaratılması Ne Demektir? Komünizmin Maddi Temelinin Yaratılması Komünizmin Maddi Temelini Ne Getirecektir? 2- Toplumun BaĢlıca Üretici Gücü Olan Ġnsanın YetkinleĢtirilmesi Yirminci Bölüm: Sosyalist Üretim ĠliĢkilerinden Komünist Üretim ĠliĢkilerine 1- Sosyalist Mülkiyetten Komünist Mülkiyete Komünizme GeçiĢ Döneminde Devlet Mülkiyeti Komünizme GeçiĢ Döneminde Kolhozcu-Kooperatif Mülkiyet 2- Ekonomik ve Toplumsal Farklılıkların Kaybolması Kent ile Kır Arasında Özsel Farklılıkların Giderilmesi Kol Emeği ile Kafa Emeği Arasındaki Özsel Farklılıkların Giderilmesi Sınıf Farklılıklarının Ortadan Kalkması Uluslararası ĠliĢkilerin GeliĢmesi 3- ÇalıĢma, Ġnsanın Ġlk Hayati Gereksinmesi Komünistçe ÇalıĢmak ve YaĢamak 4- Komünist BölüĢüm Ġlkesine GeçiĢ Komünist BölüĢüm Ġlkesine Geçmek Ġçin Ne Gerekir? Komünist BölüĢümün Yolu, Toplumsal Fonlar 5- Sosyalizmden Komünizme GeçiĢ Döneminde Toplumun Siyasal Örgütlenmesi, Devletin ve Yönetimin Yapısı Proletarya Diktatörlüğü Devletinden Bütün Halkın Devletine Sovyetler ve Devlet Yönetiminde Demokratik Ġlkelerin GeliĢmesi Toplumsal Örgütlerin Artan Rolü Komünizm ve Devlet Komünizmin KuruluĢ Döneminde Parti ::::::::::::::::: EKONOMĠ POLĠTĠĞĠN KONUSU BĠLĠMLERĠN birçoğu, dünyayı tanımayı amaç edinmiģtir. Bunlardan bazıları doğa ve bazıları da toplum görüngülerini (phenomenes) irdelerler. Doğa alanını irdeleyen bilimlere, doğa bilimleri denmiģtir. Toplumun geliģmesinin çeģitli yönlerini

irdeleyen bilimlere ise toplum bilimleri denir. Ekonomi politik bir toplum bilimidir. Marksist-leninist ekonomi politik, tek bir bilimin, marksizm-leninizmin bir bölümüdür. Marksizm-leninizm, toplumun, sosyalist devrimin ve proletarya diktatörlüğünün geliģme yasalarının bilimi, sosyalist ve komünist toplumun kuruluģunun bilimidir. Marksizm-leninizm, felsefe, ekonomi politik ve bilimsel komünizmin teorisini içeren üç bölümün oluģturduğu bir uyumlu bilimin gövdesidir. Burada, insan toplumunun yaģamındaki temel özellikleri inceleyen ekonomi politik önemli bir yer tutar. Toplum YaĢamının Temeli Olan Maddi Malların Üretimi Çok eski zamanlardan bu yana, insanlar, insan toplumunun geliģmesini açıklamaya çalıģmıģlardır. Bu konuda, çeģitli görüģler ileri sürülmüģtür. Dinsel akımları temsil eden sözcüler, tüm geliģmenin, tanrının iradesiyle gerçekleģtirildiğini öne sürdüler. Bununla birlikte, bilim ve pratik doğaüstü güçlerin varolmadığını tanıtladı. Bugün doğrulanan, günümüzün birçok burjuva bilginlerince de paylaģılan görüģ, toplumun evriminin belirli bir ölçüde coğrafi çevreye, yani (iklim, toprak, madenler vb. gibi) doğal koģullara bağlı olduğu merkezindedir. KuĢkusuz ki, coğrafi çevre, toplum geliģmesinin zorunlu koģullarından biridir; ama bu, belirleyici değildir. Örneğin Batı Avrupa'da üç bin yıl boyunca, üç farklı rejim, hatta Avrupa'nın ortasında ve doğusunda dört rejim, birbirini izledi. Oysa, aynı dönemde Avrupa'nın coğrafi koģulları, hiçbir değiģikliğe uğramadı ya da hesaba katılmayacak kadar az değiģikliğe uğradı. Bazıları, tarihin akıģının, yalnızca, seçkin kiģilerin, devlet adamlarının, komutanların vb. iradesine bağlı olduğu görüģünü savunuyorlar. Gerçekte, bu kiģiler, olayların geliģini çabuklaģtırır ya da geciktirebilirler, ama tarihin akıģını değiģtiremezler. O halde, tarihin geliģmesini belirleyen nedir? Bu soruyu, ilk olarak, Karl Marx yanıtlamıģır. Ġnsanlar, yaģamak için, besinlere, giysilere, ayakkabılara, barınaklara ve öteki maddi mallara gereksinme duyarlar. Öyleyse insanlar onları üretmek zorunda olduklarından, çalıģmak zorundadırlar. Maddi malların üretimini durduran her toplum yokolur. Onun için, maddi malların üretimi, her toplumun varlığının ve geliģmesinin kökenidir. Maddi malların üretimi deyince ne anlaģılır? Üretim süreci, insan emeğini, emek araçlarını ve emek konularını içerir. Emek, maddi malların üretimi için insanın yararlı gücüdür. Ġnsan, çalıģarak, doğayı, kendi gereksinmelerini karģılamaya yatkın hale getirmek amacıyla onun üzerinde etkide bulunur. Emek, yalnızca insana özgü, sürekli ve doğal olarak gerekli ve insan yaģamının ilk koģuludur. Engels'in deyiģiyle, insanı yaratan, emektir. Emek araçları olmaksızın üretim süreci düģünülemez. Emek konuları üzerinde etki yapmakta ve onların görünüģünü değiģtirmekte insanlara yardımı dokunan her Ģey, emek aracıdır. Makineler ve donanımlar, araç ve gereçler, iģletme binaları ve sanat yapıtları, bütün ulaģtırma araçları, kanallar, elektrik tesisleri vb. emek araçları sayılırlar. Toprak da evrensel bir emek aracıdır. Ve bütün emek araçları arasında, kesin rol, üretim aletlerindedir. Ġnsanın doğa üzerindeki etkisinin

gücü, insan tarafından yararlanılan iģ aletlerine bağlıdır. Ġlkel toplumda da böyledir; insan taģı, sopayı, üretim aleti olarak kullanırdı. Bu yüzden çok kez doğa karģısında güçsüz kalıyordu. Günümüzde insan, güçlü makinelerin yardımıyla çalıģır. Doğa üzerindeki uçsuz-bucaksız egemenliği bundan dolayıdır. Marx, ekonomik dönemlerin, o dönemlerde üretilen maddi mallara göre değil, maddi malları üreten iģ aletlerine göre birbirinden ayrıldığını belirler. Ġnsanlar, emek konuları üzerinde, yani insan çalıģmasının amacı olan nesneler üzerinde üretim aletlerinin yardımıyla etkide bulunurlar. Ve insan emeği, kendisini çevreleyen doğaya uygulandığından, doğa (toprak ve toprakaltı, sular), çalıģmanın evrensel konusudur. Bütün emek konuları doğada bulunur. Kendi gereksinmelerini giderebilmesi için insan, bütün emek konularını kendisine uyarlamak zorundadır. Emek araçları ve emek konuları, üretim araçlarını oluģtururlar. Bununla birlikte, doğaldır ki, üretim araçları, maddi malları kendiliklerinden üretemezler. Ġnsan olmadığı takdirde, en yetkin teknik bile hareketsiz kalır. Demek ki, her üretimin kesin etmenini oluģturan, insanın kendisi, kendi emek-gücüdür. Üretici Güçler ve Üretim ĠliĢkileri Üretim, hangi geliģme aģamasında olursa olsun, daima iki yön içerir: üretici güçler ve üretim iliģkileri. Üretici güçlerden, toplum tarafından yaratılmıģ olan üretim araçları, her Ģeyden önce de iģ aletleri ve maddi malları üreten insanlar anlaģılır. Burada, kendi edindikleri bilgileri, kendi deneyimleri ve kendi iģ alıģkanlıkları sayesinde üretim aletlerini harekete geçiren ve onları yetkinleģtiren, yeni yeni makineler yapan ve aynı zamanda da kendi bilgilerini artıran insanları özellikle belirtmek gerekir. Onlar, bu eylemleriyle, üretici güçlerin ve sürekli olarak çoğalan maddi malların üretimine katkıda bulunurlar. Ama insanlar maddi malları tek baģlarına değil, gruplar ve ortaklıklar halinde, birarada eylemde bulunarak üretirler. Örnek olarak, çağımızdaki bir ayakkabı fabrikasını ele alalım. Ayakkabı gibi bir tek meta yapımında, fabrikada kaç iģçi çalıģır? Yüzlerce ve hatta binlerce. Bu fabrikanın çalıģması için gerekli olan makinenin, köselenin, iğnenin, ipliğin vb. üretiminde çalıģan iģçilerin sayısı, sözkonusu ayakkabı fabrikasında çalıģmakta olan iģçilerin sayısından çok daha fazladır. Bir küçük köylü iģletmesi bile dıģ dünyadan kopuk değildir: onun, buğdayı üretmek için fabrikanın ya da zanaatçının yaptığı sabana gereksinmesi vardır; baģka insanlar tarafından üretilmiģ tuza, kibrite, sabuna, vb. gereksinmesi vardır. Bu gösterir ki, maddi malların üretiminde insanlar, kendi aralarında bağlantı kurmuģlardır ve birbirleriyle bağlantılıdırlar, ve kendi aralarında belirli iliģkiler kurmuģlardır. Üretim süreci içerisinde insanlar arasında meydana gelen maddi malların değiģim ve üleģim iliģkilerine, Marx, üretim iliģkileri ya da ekonomik iliģkiler adını vermiģtir. Bu ekonomik iliģkiler, elbirliği ve her türlü sömürüden uzak, özgür kiģiler arasında, yardımlaģma Ģeklinde olabileceği gibi, insanın insan tarafından sömürüsü Ģeklinde de olabilir. Burada sözkonusu olan üretim araçlarının: toprağın ve toprakaltının, ormanların, fabrikaların, atelyelerin, emek aletlerinin

vb. mülkiyetinin kime ait olduğudur. Bu üretim araçlarının mülkiyeti, bütün topluma ait değil de, özel kiģilere, toplumsal gruplara ya da ayrı sınıflara ait olduğu, yani özel mülkiyet Ģeklinde olduğu zaman, insanın insan tarafından sömürüsünün, egemenlik ve bağımlılık iliģkileri üzerine kurulmuģ olduğu ortaya çıkar. Kapitalist rejimde, iģçiler, üretim araçlarından yoksun oldukları için, kapitalistlerin çıkarına çalıģmak zorundadırlar. Sosyalist rejimde, üretim araçları toplumun mülkiyetindedir, bundan dolayı da insanın insan tarafından sömürüsü yoktur ve insanlar arasındaki iliģkiler, kardeģçe elbirliği ve sosyalistçe yardımlaģma üzerine kurulmuģtur. Ġnsanların, üretim araçları karģısındaki durumu, onların üretimdeki yerini ve konumunu, emek ürünlerinin dağılım Ģeklini belirler. Örneğin, kapitalist rejimde, iģçiler tarafından imal edilen bütün ürünlere, üretim araçlarını elinde bulunduran burjuvazi sahip çıkar; oysa iģçilerin büyük çoğunluğu yoksulluk içindedir. Sosyalist rejimde, üretim araçları halka aittir (toplumsal mülkiyettir), tüketim nesneleri, herkese emeğine göre bölüģtürülür, maddi ve kültürel yaģamın sürekli olarak yükseltilmesi bütün emekçiler için güvence altındadır. ĠĢte, insanlar arasındaki üretim iliģkilerinin (ekonomik iliģkilerin) özü budur. Ġnsan toplumunun evrim tarihi, baģlıca beģ tip üretim iliģkisi tanır: ilkel komünal topluluk, köleci toplum, feodal toplum, kapitalist toplum ve komünizmin ilk evresine tekabül eden sosyalist toplum. Bu oluģumların herbirinin temelini, üretim alet ve araçlarının mülkiyet Ģekli belirler. Bundan dolayıdır ki köleci, feodal ve kapitalist rejimlerde, üretim iliģkileri, üretim araçlarının özel mülkiyetine dayanır. Özel mülkiyet geçmiģte ve bugün, kaçınılmaz olarak, toplumu, sömürenler ve sömürülenler Ģeklinde hasım sınıflar olarak bölünmeye götürmüģtür. Köleliğin, feodalizmin ve kapitalizmin, çetin sınıf savaģımlarıyla ayırdedilmeleri bundan dolayıdır. Sosyalist rejimde böyle değildir, burada, üretim iliģkileri, üretim araçlarının sosyalist, toplumsal mülkiyeti temeli üzerinde kurulduğu için sınıf savaģımları yoktur; toplum, dost sınıflardan, iģçilerden, köylülerden ve aydınların toplumsal katmanından oluģmuģtur. Üretici güçler ve üretim iliģkileri tümü ile üretim tarzını oluģturur. Her ne kadar, üretici güçler ve üretim iliģkileri birliği, üretim tarzını oluģturuyorsa da, onlar, gene de farklı görüntülerdedir. Onların arasında da karģılıklı eylem ve karģılıklı etki vardır. Üretimin yetkinleģtirilmesi, üretici güçlerin ve üretim iliģkilerinin geliģmesiyle atbaģı gider. Üretici güçler, üretim tarzının en hareketli öğesidir; sürekli olarak değiģirler; çünkü insanlar, iģ aletlerini durmadan yetkinleģtirirler ve maddi üretim konusundaki deneyimlerini sürekli olarak artırırlar. Üretim iliģkilerine gelince, onlar da üretici güçlerin geliģme düzeyindeki değiģmeye uygun olarak değiģirler ve sözkonusu güçlerin geliģmesi üzerinde kendilerine düģen etkiyi yaparlar. Üretim iliģkileri, üretici güçlerin geliģme düzeyine tekabül ettiği zaman, üretici güçler baģarılı bir geliģme gösterirler. Sosyalist ülkeler, üretici güçler düzeyi ile üretim iliģkileri arasında böyle bir uyumluluğun örneğini sunarlar. Bu ülkelerde, üretim araçları, toplumsal mülkiyet üzerine kurulmuģ olduğundan, üretim, bunalım ve iģsizlik olmadan hızlı

tempolarla geliģir. Üretim iliģkileri üretici güçlerin düzeyine tekabül etmediği zaman, üretimin geliģmesini dizginler. Günümüzün kapitalist ülkeleri, üretim iliģkileriyle üretici güçlerin düzeyi arasındaki uyumsuzluğun örneğini vermektedir. Bu ülkelerde, üretim sosyalist ülkelerde olduğundan çok daha yavaģ geliģir ve hatta ekonomik bunalımlar sırasında daha da geriler; milyonlarca emekçi iģlerini kaybeder ve iģsizler ordusunun sayısı kabarır. Burjuva toplumda, üretici güçlerin geliģmesini önleyen bu durumun nedeni, üretim araçlarının kapitalist sınıfın özel mülkiyetinde olmasıdır. Üretim Tarzı 1- Üretici Güçler a) Üretim araçları b) Üretim deneyimi ve çalıģma alıģkanlıkları olan insan 2- Üretim ĠliĢkileri a) Üretim araçları üzerinde mülkiyet Ģekilleri b) Sınıfların ve toplumsal grupların toplumdaki yerleri ve iliģkileri c) Maddi varlıkların dağılım Ģekilleri Üretici güçlerin belirli bir geliģme düzeyine ulaģması üretici güçlerin bu geliģmesine uygun düģecek üretim iliģkilerini gerektirir. ĠĢte, üretici güçler ile üretim iliģkileri arasındaki uygunluk üzerine, Marx tarafından keģfedilen ekonomik yasa budur. Bu yasa, toplumsal devrimlerin ekonomik temelini gösterir. Üretim iliģkileri, üretici güçlerin ilerlemelerinin ayakbağı olduğu, üretici güçlerin geliģmelerinin gerisinde kaldığı zaman eski üretim iliģkilerinin yerini, yeni üretim iliģkilerinin alması zorunludur. UzlaĢmaz karģıt sınıflara bölünmüģ bir toplumda, üretim iliģkilerinin değiģmesi, daima toplumsal bir devrimle olur. Mevcut üretim iliģkilerinden çıkarı olan sınıflar, bulundukları yeri kendi gönülleriyle terketmezler. Örneğin BirleĢik Devletler kapitalistleri, sahibi bulundukları iģletmelerinden, fabrikalarından, demiryollarından vazgeçebilirler mi? Hayır, hiçbirinden asla vazgeçemezler, çünkü özel mülkiyet, onlara, emekçileri sömürme ve Ģatafatlı bir yaģam sürme olanağı vermiģtir. Bu nedenle, üretici güçlerin geliģmesini dizginleyen eski üretim iliģkilerinin yerini doldurmak için, insanın insan tarafından sömürülmesini kaldırma yeteneğinde bir toplumsal güç gereklidir. Kapitalist toplumda, bu güç, iģçi sınıfı tarafından temsil edilir. Müttefiki köylülük ile kendisinin, sömürüyü ortadan kaldırmakta hayati çıkarı vardır. Ancak uzlaģmaz karģıt sınıfların bulunmadığı sosyalist toplumda, üretim iliģkilerinin geliģmesi, toplumsal devrimle değil, üretici güçlerin büyümesine paralel olarak sistemli bir değiģme ile olur. Toplumun temeli ile üretim tarzı arasında bir ayrım yapmak yerinde olur. Temel ile, üretici güçlerin belirli bir düzeyindeki

durumuna göre, sözkonusu toplumda egemen olan üretim iliģkilerinin tümü anlaģılır. Toplumun temelinde uzlaģmaz karģıtlık olabilir ya da olmayabilir. Köleci, feodal ve kapitalist toplumların temellerinde uzlaģmaz karģıtlık vardır, çünkü bu toplumlar üretim araçlarının özel mülkiyeti üzerine, egemenlik ve bağımlılık iliģkileri üzerine, insanın insan tarafından sömürülmesi üzerine kurulmuģlardır. Hiçbir sömürünün olmadığı, üretim araçlarının toplumsal mülkiyeti üzerine kurulmuģ olan sosyalist toplumun temelinde uzlaģmaz karģıtlık yoktur. Temel, kendisine tekabül eden ve onun geliģmesini belirleyen üstyapıyı doğurur. Üstyapı denince, siyasi, felsefi, hukuki, sanatsal, dini vb. kavramlar ve bunlara uygun düģen kurumlar anlaģılır. Sınıflı toplumda üstyapı, bir sınıf niteliği taģır. Ġktidardaki sınıf, kendi çıkarlarını korumak için, kendi anlayıģına uygun kurumları yaratır. Temel, üstyapıda olduğu gibi, ancak belirli bir dönemde varolur. Her temel değiģikliği, üstyapı değiģikliğini de birlikte getirir. Feodal temelin değiģmesiyle ve yerini kapitalist temelin almasıyla, kapitalist üstyapı da feodal üstyapının yerini almıģtır; sosyalist temelin belirmesi, bir sosyalist üstyapının belirmesini ve kapitalist üstyapının çökmesini de beraberinde getirmiģtir. Üstyapı, bütünü ile temel tarafından ortaya çıkarılmakla birlikte, bazı yeni üstyapı öğeleri, eski toplumun bağrında doğmuģ olabilir, çünkü burada öncü sınıfın fikir ve kavramları ortaya çıkar. Örneğin, kapitalist rejimde, iģçi sınıfı ideolojisinin, yeni devrimci sınıf olan proletaryanın ideolojisinin oluģması gibi. Üstyapı, temel tarafından yaratılır. Ama doğuģundan sonra, o temel karģısında edilgin kalmaz, ona etki yapar, onun oluģmasına ve sağlamlaģmasına yardım eder. Üstyapı, ilerici bir rol oynayabildiği gibi, gerici bir rol de oynayabilir. Kapitalist temelin üstyapısı bugün son derece gericidir, çünkü bugünkü evresinde, kapitalizm, üretici güçlerin geliģmesini dizginliyor. Sosyalist temelin üstyapısı da, karģıt olarak, ilerici bir rol oynamaktadır, çünkü sosyalizmde, siyasal iktidar, üretici güçlerin geliģmesini kolaylaģtırır ve böylece de komünist toplumun kuruluģ hazırlıklarının gerçekleģtirilmesine katkıda bulunur. Üretici güçler ile üretim iliģkilerinin birliği olarak, maddi malların üretim tarzı ve ona tekabül eden üstyapı, bir toplumsal-ekonomik oluģum meydana getirirler. Tarih, baģlıca beģ toplumsal-ekonomik oluģum tanımaktadır: ilkel topluluk, kölecilik, feodalite, kapitalizm ve ilk evresi sosyalizm olan komünizm. Bunlardan herbirinin kendi ekonomisi, kavramları, fikirleri ve kurumları vardır. Evrimleri, bir aģağı aģamadan bir üst aģamaya geçiģle olur. Feodalizmin yerini kapitalizme bırakması, ve kapitalizmin yerini, komünizmin ilk evresi olan sosyalizme bırakması böyle olmuģtur. Toplumsal-ekonomik oluģumların belirmesi, evrimi ve kayboluģu, toplumun geliģme yasalarında yatar. Toplumun GeliĢmesinin Ekonomik Yasaları Marksizm-leninizm, doğa ve toplumun, birbirlerinden kopuk görüngüler yığını sayılamayacağını öğretir. Tersine, doğa ve toplum görüngüleri, kendi aralarında birbirlerine bağlanmıģ ve karģılıklı etkilerle birbirlerini koģullandırmıģlardır. Görüngülerin böylesine içten bağlılığı, doğa ve toplum

evriminin yasalarında ifadesini bulur. Bu yasaları günıģığına çıkarmak da bilime düģer. Ekonomik yasalar, toplum geliģmesinde önde gelirler; insanlar arasında kurulmuģ olan toplumsal üretim iliģkilerindeki, yani üretim, üleģim, değiģim ve tüketim alanındaki farklılığı belirlerler. Toplum geliģmesinin ekonomik yasalarının keģfi, ekonomi politik bilimi için büyük önem taģır. Doğa ve toplum yasalarının ortak bir çizgisi vardır. Onlar nesnel niteliktedirler, yani onları bilsek de bilmesek de, Ģu ya da bu yasanın yaptığı etkiyi istesek de istemesek de, ortaya çıkarlar ve irademizden bağımsız olarak etkide bulunurlar. Bu demektir ki insanlar, onları ne değiģtirebilir, ne dönüģtürebilir, ne de yürürlükten kaldırabilir. Yeni yasalar da yaratamazlar. Ġnsanlar onları ancak keģfedebilirler. Bu yasalar nesneldir, ama nesnel olmaları, insanların onlara karģı koyamayacakları anlamına gelmez. Ġnsanlar onları tanıyabilir ve onları toplumun yararına kullanabilirler. Böylece, sosyalist ülkelerin proletaryası, üretim iliģkilerinin üretici güçlere uygunluğu yasasını öğrendikten sonradır ki, köylülerle ittifak kurarak, komünist ve iģçi partilerinin öncülüğünde, sömürücülerin iktidarını devirmiģ ve yeni bir toplum kurmaya koyulmuģtur. Ekonomik yasaların, onları doğa yasalarından ayırdeden özellikleri vardır. Ekonomik yasaların birinci özelliği, sürelerinin kısa ve ancak belli bir tarihsel dönemde geçerli olmalarıdır. Ekonomik yasalar belirli ekonomik koģullara göre etkide bulunurlar, ve toplumun temeli olan üretim iliģkilerini bu ekonomik koģullar bakımından değerlendirmek gerekir. Bir oluģumdan bir sonraki oluģuma geçildiği zaman, eski üretim iliģkilerinin yerini yeni üretim iliģkileri alır. Bu, bazı ekonomik yasaların tarih alanından çekilmesi ve yerlerini baģka yasalara bırakması demektir. Kapitalist rejimde üretim iliģkilerinin temeli olan üretim araçlarının özel mülkiyeti, kapitalistlere iģçi sınıfını sömürmek ve tüm üretimin geliģmesini kar arayıģına bağımlı kılmak olanağı verir. Artı-değer üretimi, bu nedenle, kapitalizmin nesnel ekonomik yasasıdır. Üretim araçlarının özel mülkiyeti, her kapitalisti, kendisi için daha elveriģli saydığı üretim dalını geliģtirmeye zorlar, bu da kapitalist rejimde ekonominin uyumlu geliģmesini dıģtalar. Kapitalist ekonomi, üretimde rekabet ve anarģi temeli üzerinde geliģir. Üretimde rekabet ve anarģi de bundan dolayı kapitalizmin bir nesnel yasasıdır. Kapitalizmin ekonomik yasalarının iģlerliği, üretim araçları üzerindeki özel mülkiyetin kaldırılmasıyla sona erer. Sosyalist ülkelerde, üretim araçlarının kapitalist özel mülkiyetinin kaldırılmasıyla, eski yasaların iģlerliği sona ererken, yeni ekonomik yasalar ortaya çıkmıģtır. Üretim araçlarında sosyalist mülkiyet, sosyalist üretim iliģkilerinin temelini oluģturur. Sosyalizmde, emekçiler, üretim araçlarının sahipleridir. Kendileri ve kendi toplumları için çalıģırlar. Bu yüzden üretimin geliģmesi, toplumun maddi ve kültürel gereksinmelerinin giderek eksiksiz tamamlanmasına bağlıdır. Bütün toplumun maddi ve kültürel gereksinmelerini eksiksiz karģılamayı sağlamak, iģte sosyalizmin nesnel ekonomik yasası budur.

Üretim araçlarının sosyalist mülkiyeti bütün ekonomiyi tek bir ekonomik organizma haline getirir. Ancak böyle bir ekonomi, plana uygun olarak geliģebilir. Ulusal ekonominin uyumlu ve orantılı geliģmesi, sosyalizmin nesnel ekonomik yasasıdır. Her toplumsal-ekonomik oluģumda, birçok ekonomik yasalar yürürlüktedir. Yalnızca bir tek oluģuma özgü olan bu yasalara özgül ekonomik yasalar denir. Bunlar arasında, toplum tarafından güdülen baģlıca amacı ve toplumu baģarıya ulaģtırma araçlarını belirleyen temel ekonomik yasa ayırdedilir. Özgül ekonomik yasalardan ayrı olarak, bütün toplumsal ekonomik Ģekillenmelere özgü olan yasaları, özellikle de üretici güçler ile üretim iliģkilerinin uygunluğu yasasını belirtmek gerekir. Bu yasa, toplumsal üretimin iki yönü olan üretici güçlerle üretim iliģkilerinin karģılıklı bağımlılığını ve zorunlu iliģkiyi açıklar. Ekonomik yasaların ikinci özelliği, onlardan toplumun çıkarına yararlanılmasıdır. Doğa yasalarından farklılıklarına gelince, doğada yeni bir yasanın keģfedilip uygulanması azçok kolay olur. Ekonomik alanda yeni bir yasanın keģfedilip uygulanması, eski güçlerin en Ģiddetli direnmesiyle karģılaģır. Sınıflı toplumlarda ekonomik yasaların uygulanması, sınıfsal bir niteliğe bürünür. ĠĢte, ekonomik yasaları, doğa yasalarından ayıran özellikler bunlardır. Bütün üretim tarzlarında, ister kendiliğinden olsun, ister "zorunluluğu iyice anlaģılmıģ", yani bilinçli Ģekilde kullanılmıģ olarak olsun, ekonomik yasalar ortaya çıkabilir ve etkide bulunabilirler. Üretim araçları üzerinde özel mülkiyetin hüküm sürdüğü, birbirine karģıt toplumsal-ekonomik oluģumlarda, ekonomik yasalar, bilinseler de bilinmeseler de, kendiliğinden etkide bulunurlar. Örneğin, kapitalist rejimde üretimin toplumsal bir niteliği vardır; bütün dallar, karģılıklı bağımlıdır. Ama üretimin bu toplumsal niteliği, özel mülkiyete dayanır, yani her kapitalist kendi iģletmesinde bencil amaçlarla, zenginleģmek ve azami kar elde etmeyi gerçekleģtirmek ister. Üretim dalları arasında zorunlu iliģki ve orantılar, sürekli ve sayısız sapmalar arasında kendiliğinden kurulur: bir gün bol olan meta, bir baģka gün pek az bulunabilir vb.. Bunun içindir ki, ekonomik yasalar, egemen, baģa çıkılamaz bir güç olarak, her kapitalist karģısında etkisini yürütür. KuĢkusuz, kapitalistler, kapitalizmin ekonomik yasalarını bilebilirler, ama bu yasaların faaliyetinin kendiliğinden niteliğini değiģtiremezler. Sosyalist rejimde üretim araçlarının toplumsal mülkiyeti, ekonomik yasaları bilmeyi ve onların toplum çıkarına bilinçli kullanılmasını gerektirir. Sosyalizmde bütün emekçilerin bilinçli, örgütlü faaliyetlerini, nesnel ekonomik yasaların kullanımı etkiler. Sosyalist ülkelerde, komünist toplumu kurmak için, nesnel ekonomik yasaları keģfedip uygulamak iģçi ve komünist partilerinin görevidir. Ekonomi Politiğin Tanımı

Ekonomi politik, toplumun geliģmesinin temelini irdeler. Bu temeli, maddi malların üretimi, üretim tarzı oluģturur. Ama ekonomi politik, üretimi, ancak, üretim içinde insanlar arasında kurulmuģ olan iliģkiler açısından inceler. Toplumun temelini irdeler. Lenin, "Ekonomi politik 'üretimle' değil, üretimdeki insanların toplumsal iliģkileriyle, toplumsal üretimin yapısıyla uğraģır." diye yazıyordu. Öte yandan, ekonomi politik, üretici güçler ile üretim iliģkileri arasında bulunan etkileģimi hesaba katmamazlık edemez. Gene, ekonomi politik, üstyapıdan da tamamıyla kopamaz, çünkü üstyapı temelden çıkar ve bu temel üzerinde güçlü bir etkide bulunur. Bundan dolayıdır ki, ekonomi politik, insanlar arasındaki üretim (ekonomik) iliģkilerini inceler. Bununla ilgili olarak, üretim araçlarının mülkiyet Ģekillerini, üretim içinde bulunan farklı toplumsal grupların durumunu ve onlar arasında varolan iliģkileri; maddi malların üleģim biçimlerini irdeler. Ekonomi politik, toplumsal üretim iliģkilerinin, yani insanlar arasındaki ekonomik iliģkilerin geliģmesinin bilimidir. Ekonomi politik, geliģmesinin farklı evrelerinde, insan toplumu içinde maddi malların üretim ve dağıtımını etkileyen yasaları günıģığına çıkarır. Bu tanım, ekonomi politiğin, bir tarihsel bilim olduğunu gösteriyor. Bu tanım, toplumun, ileriye dönük, alt aģamalardan üst aģamalara doğru giden bir geliģme izlediğini ve tarihsel geliģmenin tüm akıģının, komünist üretim tarzının baģarısı için nesnel zorunluluğu hazırladığını gösteriyor. Ekonomi politik, bir sınıf bilimi, bir parti bilimidir; insanlar arasındaki, sınıflar arasındaki iliģkileri, bunların hayati çıkarlarını inceler. Kapitalizmin kaybolması ve komünizmin baģarısı kaçınılmaz mıdır? Burjuva ekonomi politiği, doğal olarak, bu soruya olumsuz yanıt veriyor, çünkü o, uzun zamandan beri toplumsal geliģmeyi dizginleyen ve yokolmaya mahkum olan rejimin çıkarlarını temsil ediyor. Burjuva ekonomistleri, ancak, kapitalizmin toplumun geliģmesiyle atbaģı gittiği; burjuvazinin yükselen bir sınıf olduğu ana kadar, gerçekliği, azçok nesnel olarak tahlil edebildiler. Ama artık o günler geçmiģtir. Emekçi yığınlar, burjuvaziye karģı bağımsız bir güç olarak kendini kabul ettirdiği ve sınıflar savaģımı kapitalist düzeni değiģtirecek belirli düzeye ulaģtığı andan bu yana, burjuva ekonomi politiği, bilimsel niteliğinden uzaklaģtı. O, bugün, her türlü araçla daha Ģimdiden aģılmıģ olan kapitalizmi savunmayı ve iģçi sınıfı ideolojisine karģı savaģmayı üstlenmiģtir. Ekonomi politiğin gerçekten bilimsel incelemesi, iģçi sınıfının kılavuzları olan Marx, Engels, Lenin tarafından gerçekleģtirildi. Marx'ın Kapital'inde, Lenin'den önce, marksizmin, ekonomi politik alanında verdiği her Ģey toplanmıģ bulunuyor. Marx, kapitalist toplum tahlilini yaparken, kapitalizmin kaçınılmaz iflasını ve komünizmin zaferi olan proletarya diktatörlüğünün kurulmasını bilimsel olarak tanıtlar. Lenin, ekonomi politiği, yeni tarihsel koģullar içinde daha üst bir düzeye çıkararak, Marx'ın ve Engels'in yapıtını devam ettirdi. Lenin'in büyük değeri, kapitalizmin en yüksek

ve son aģaması olan emperyalizmin, bilimsel bir tahlilini vermiģ olmasındadır. Emperyalizmin tahlili, her Ģeyden önce de emperyalizm döneminde kapitalizmin ekonomik ve politik geliģme eģitsizliği yasasının Lenin tarafından keģfedilmesi, yeni proletarya devrimi teorisine bir temel sağladı. Lenin, devrimin, önce bir ya da birkaç ülkede zafer kazanacağını gösterdi. Büyük Ekim Sosyalist Devriminin hazırlanma ve gerçekleģtirilmesi sırasında, ve daha sonra, SSCB'nde sosyalizmin zaferi uğruna savaģımda Komünist Partinin bütün strateji ve taktiği, bu dahice keģif temeli üzerine kurulmuģtur. Lenin adı, sosyalist ekonomi politiğin yaratılmasına bent edilmiģtir. Marksist-leninist ekonomi teorisi, Sovyetler Birliği Komünist Partisinin, öteki ülkelerin iģçi ve komünist partilerinin kararları ve Lenin'in öğretililerinin çalıģmaları sayesinde yeni bir geliģme kazandı. Genel olarak marksizm-leninizmin, özel olarak marksist-leninist ekonomi politiğin yaratıcı geliģmesinde SBKP'nin XXĠĠ'inci Kongresi tarafından hazırlanan aģağıdaki ilke sorunları örnek olarak belirtilebilir: komünist toplumun iki geliģme aģaması ve sosyalizmden komünizme dönüģümün özel biçimleri; komünizmin maddi temelinin yaratılması; iki sosyalist mülkiyet Ģeklinin evrimi ve bağdaģtırılmasının yolları; sınıf farklarının silinmesi ve salt toplumsal eģitliğin doğrulanması; toplumsal komünist iliģkilerin oluģumu; komünizmin temel ilkesi olan "herkesten yeteneğine göre, herkese gereksinmesine göre" ilkesini pratiğe koymanın koģulları; kültür devriminin tamamlanması ve yeni insanın eğitimi. Komünizme geçiģ anında toplumun politik örgütlenme sorunlarının ayrıntılı bir tahlili yapılmıģtı. O halde ekonomi politiğin anlamı nedir? Bunun anlamı, iģçi sınıfını ve tüm emekçileri toplumun ekonomik geliģme yasalarının bilgisi ile silahlandırmasında, onlara kendilerine düģen görevleri baģarıyla tamamlamak olanağını vermesindedir. Kapitalist ülke emekçilerine, köleliklerinin, sefalet ve yoksullaģmalarının nedenlerini gösterir. ĠĢçi sınıfı ve tüm emekçilerin gördükleri baskının ve yoksullaģmanın, ne raslantıya ve ne de tek tek kapitalistlerin keyfine bağlı olduğunu, ama tüm kapitalist sistemden geldiğini ortaya koyar. Bundan dolayıdır ki, uzlaģmaz sınıf savaģımı, kapitalizmin ortadan kaldırılması ve proletarya diktatörlüğünün kurulması, emekçilere, sömürü zincirlerini kırma olanağı verir. Marksist-leninist ekonomi politik, az geliģmiģ ülke halklarına, geri kalıģlarının ve sefaletlerinin gerçek nedenlerini öğretir. Sömürge ve bağımlı ülke halklarının baskı altına alınıp uyutulmasının, emperyalizmden ve onun sömürge sisteminden kaynaklandığını gösterir. Yüzyıllar boyunca, insanlığın büyük bir çoğunluğunu temsil eden sömürge halklarını zor ve yağma ile köle durumuna indiren, halkı köleleģtiren bir avuç emperyalist oldu. Bu halklar, ancak emperyalizme ve onun tüm belirtilerine karģı var güçleriyle savaģım vererek ulusal bağımsızlık ve ilerleme yoluna girebilirler. Ekonomi politik, sosyalizmi ve komünizmi kurmak için sermayenin boyunduruğundan kendilerini kurtaran ülkelerin izlemeleri gereken yolu gösterir; sosyalist ekonomi sisteminin kapitalist sisteme üstünlüğünü, komünizmin kaçınılmaz zaferini öğretir. Sosyalist ekonomi yasalarının bilgisi, halk yığınlarına, komünizmin kuruluģuna bilinçli bir katılmaya yönelme, bunu, onların özgür giriģkenliklerine bırakma

olanağı verir. Ekonomi politik, onlara, en verimli bir biçimde çalıģmayı öğretir ve onları komünist toplumun etkin kurucuları yapar. Marksist-leninist ekonomi politik, proletaryanın, tüm emekçilerin ellerinde barıģ, demokrasi ve sosyalizm uğruna savaģımda güçlü bir silahtır. ::::::::::::::::: BĠRĠNCĠ BÖLÜM KAPĠTALĠST-ÖNCESĠ ÜRETĠM TARZLARI BU bölümde, kısaca, ilkel topluluk, köleci ve feodal üretim tarzlarının ortaya çıkma, geliģme ve kaybolma nedenlerini inceleyeceğiz. 1- ĠLKEL TOPLULUK ÜRETĠM TARZI Dünya üzerinde yaģam baģlayalı, aģağıyukarı 900 milyon yıl oldu, ve ilk insanların ortaya çıkıģları ise, en azından, bir milyon yıla yakındır. Yeryüzünde insanın ortaya çıkması konusunda bilim, aģağıdaki açıklamayı veriyor. Avrupa'nın, Asya ve Afrika'nın iklimi sıcak olan çeģitli bölgelerinde, yüksek düzeyde geliģmiģ bir tür maymun yaģamaktaydı. Pek uzun bir dönemin sonunda, insan, bu maymundan geldi. Ġnsanla hayvan arasındaki baģlıca fark, önce tamamen ilkel de olsa, insan, iģ aletleri yapmaya koyulduğu zaman kendini belli etmiģtir. Ġnsan emeği o zaman baģlar. Emek sayesinde, maymunların ön üyeleri yavaģ yavaģ el haline geldi. Atalarımız, çalıģmak için ellerini kullandıkça ayakta durmayı öğrendiler. Ġlkel iģ aletlerinin yapımıyla birlikte, ilk insanlar, kendi aralarında, iģ aletlerinin kullanımında güçlerini birleģtirme gereğini duydular. Tek heceli dil ortaya çıktı. Emek ve emek ile birlikte tek heceli dil, beynin geliģmesi üzerinde kesin etki yaptı. Bundan dolayı, insanı yaratan emektir, emek sayesindedir ki insan toplumu oluģmuģ ve geliģmiģtir. Ġlk toplumsal, ekonomik oluģum, ilkel topluluk olmuģ ve yüzbinlerce yıl sürmüģtür. Ġlkel topluluk, toplumun evriminin baģlangıcıdır. Ġnsanlar, ilkin doğa kuvvetlerine karģı savunma olanağından yoksun, yarı-yabanıl bir yaģam sürdüler. Besin maddeleri, özellikle, doğada buldukları bitki kökleri, yabani mayveler, ceviz vb. bitkiler olmuģtu. Kaba yontma taģlar ve sopalar, insanoğlunun kullandığı ilk araçlar olmuģtur. Daha sonra, çok yavaģ bir deneyim birikimiyle, vurmak, kesmek ve kazmak için kullandıkları basit araçları yapmayı öğrendiler. Doğaya karģı savaģımda ateģin bulunuģu, büyük önem taģır. AteĢ, ilkel insana, besinini çeģitlendirme olanağı verdi. Ok ve yayların bulunuģu ise, ilkel insanın, üretici güçlerinin geliģmesinde yeni bir evre baģlattı. Bu andan baģlayarak, insanlar kendilerini avlanmaya verdiler ve et, besinleri arasına girdi. Avcılığın ilerlemesi, ilkel hayvancılığın doğuģuna olanak verdi. Avcılar, hayvanları evcilleģtiriyorlardı. Tarım, üretici güçlerin geliģmesinde yeni bir adım oldu. Uzun bir süre, düzeyi son derece düģük kaldı. Tarımda hayvan

kullanılmaya baģlanması, tarımsal emeği daha üretken kıldı ve tarıma sağlam bir temel hazırladı. Bundan sonra, insanın yerleģik bir yaģama geçtiğine tanık oluyoruz. Ġlkel toplumda, üretim iliģkileri, üretici güçlerin durumuna bağlıydı. Üretim iliģkilerinin temelini, iģ aletlerinin ve basit üretim araçlarının ortaklaģa mülkiyeti oluģturur. Bu üretim iliģkisi, bu dönemde, üretici güçlerin geliģme düzeyine uygundu. Ġlkel toplumda emek araçları öylesine basitti ki, insanlar, tek baģlarına doğa kuvvetlerine ve yabanıl hayvanlara karģı koyamıyorlardı. Bu yüzden, gruplar halinde, topluluklar halinde yaģıyorlar, kendilerini tamamen hayvan avlamaya, balık avlamaya, besin maddeleri sağlamaya veriyorlardı. Üretim araçlarının ortak mülkiyeti yanında, topluluk üyeleri, yabanıl hayvanlara karģı savunma araçları olarak kullandıkları kiģisel bazı emek araçlarına da sahiptiler. Ġlkel toplumda emeğin üretkenliği azdı ve yaģamak için zorunlu olandan fazla hiçbir Ģey yaratamazdı. Emek, basit elbirliği üzerine kurulmuģtu: birçok kiģi, bir tek ve aynı görevi yapıyordu. Ġnsanın insan tarafından sömürülmesi yoktu. Pek bol olmayan besin, topluluk üyeleri arasında eģit olarak paylaģılırdı. Ġnsanlar, hayvansal niteliğin ağır basmasından kesin olarak ayrılamadıkları sürece, hep sürüler halinde yaģadılar. Toplumun soya (gentes) göre örgütlenmesi, daha sonra, yavaģ yavaģ, ev ekonomisine geçiģle oldu. Akrabalık bağlarının biraraya getirdiği kimseler, ortaklaģa çalıģmak üzere gruplaģıyorlardı. BaĢlangıçta gens, beģ-on kiģilik gruplardan ibaretti. Daha sonra yüzlerce kiģilik gruplar haline geldi. Emek araçlarının evrimi ile, gensin bağrında, erkeklerle kadınlar arasında, gençlerle çocuk ve ihtiyarlar arasında doğal iģbölümü ortaya çıktı. Avcılık yapan erkeklerin kendi iģlerinde, bitkisel besin maddeleri toplayan kadınların da kendi iģlerinde uzmanlaģmaları ile birlikte emeğin üretkenliği gittikçe arttı. Klan rejiminin ilk evresinde, üstün otoriteye sahip olan kadındır. Yiyecek bitkileri toplar, ev iģleriyle uğraģırdı: bu, anaerkil rejimdir. Daha sonra, hayvancılık ile tarım, erkeklerin iģi haline gelince, anaerkilliğin yerini ataerkillik aldı, ve klan içinde baģlıca rol erkeğe geçti. Hayvancılığa ve tarıma geçiģle birlikte, toplumsal iģbölümü dönemine girilir, yani toplumun bir kesimi esas olarak tarımla uğraģırken, diğer bir kesimi de hayvancılıkla uğraģır. Hayvan yetiģtirme ile tarım arasındaki bu bölünme, tarihte, birinci büyük iģbölümünü oluģturur. Bu toplumsal iģbölümü sayesinde, insan emeği, daha üretken hale gelmiģtir. Bunun sonucu olarak, topluluklarda, bazı ürünlerde fazlalık ve bazı ürünlere ise gereksinme vardı. Bu durum, çoban ve tarımcı kabileler arasında ürünlerin değiģimi için elveriģli bir ortam yarattı. Daha sonra, insanlar, bakır ve kalay madenlerini eritmeyi (demir üretimi daha sonra baģlar), tunç araçlar, silahlar, araç ve gereçle üretmeyi öğrendiler; elbise ve kumaģların yapımını büyük ölçüde kolaylaģtıran dokuma zanaatı bulununca, topluluk üyeleri, birer zanaat icrasına koyuldular ve emeklerinin ürünü gittikçe daha sık değiģilebilir duruma geldi. Üretici güçlerin geliģmesi, insan emeğinin üretkenliğini, insanın doğaya üstünlüğünü, tüketim nesnelerinin yedek

olarak birikimini hissedilir ölçüde artırdı. Ama toplumun bu yeni üretici güçleri, üretim iliģkilerine artık uygun düģmüyordu. Topluluk mülkiyetinin dar çerçevesi, emek ürünlerinin üleģimindeki eģitleģtirme, üretici güçlerin geliģmesini dizginliyordu. OrtaklaĢa emek, bir zorunluluk olmaktan çıkınca, bireysel emek, zorunluluk haline geldi. OrtaklaĢa emek üretim araçlarının ortak mülkiyetini gerektirmesine karģılık, bireysel emek de üretim araçlarının özel mülkiyetini gerektiriyordu. Üretim araçlarında özel mülkiyet Ģeklinin ortaya çıkmasıyla birlikte, kabileler arasında olduğu gibi, insanlar arasında da servet eģitsizliğinin belirdiği görüldü. Ġnsanlar, zenginler ve yoksullar olarak bölündüler. Üretici güçlerin geliģmesiyle, insanlar, yaģamak için kendilerine gerekli olandan fazla geçim araçları ürettiler. Bu koģullarda savaģla elde edilen daha çok çalıģan insanın kullanılması olanaklı hale geliyor: tutsaklar köle durumuna getiriliyorlar. BaĢlangıçta, kölelik, ataerkil (ailesel) bir nitelik taģıyordu, daha sonra yeni rejimin temeli oldu. Köle emeği, eģitsizliği keskinleģtirdi; köleleri sömüren aileler hızla zenginleģtiler. Servet eģitsizliğinin artmasıyla zenginler, yoksul ve borçlu olan kendi yurttaģlarını da köleleģtiriyorlardı. Toplum, ilk kez, köle sahipleri ve köleler halinde sınıflara bölündü. ĠĢte böylece, insanın insan tarafından sömürülmesi ortaya çıktı. Ġnsanlık tarihi, bu çağdan baģlayarak, sosyalizmin kuruluģuna kadar, sınıf savaģımları tarihi olmuģtur. Ġnsanlar arasında artan eģitsizlik, sömürenler sınıfının sömürülen sınıf üzerindeki baskı organı olan devletin oluģumunu getirdi. Ġlkel topluluk üretim tarzının yıkıntıları üzerinde köleliğin doğuģu iģte böyle olmuģtur. 2- KÖLECĠ ÜRETĠM TARZI Kölelik, tarihin tanıdığı en hoyrat ve en açık ilk sömürü Ģeklidir. Bu dönemi, hemen hemen bütün halklar yaģadı. Üretici güçlerin çoğalması, toplumsal iģbölümünün ve değiģimin geliģmesi, ilkel toplumdan köleliğe geçiģin temelini oluģturur: ilkel toplumda özellikle taģtan avadanlıklar kullanıldığı halde, kölelik rejiminde, demir imali öğrenilince, demirden aletler üstünlük kazandılar. Demir aletler, insana, kendi faaliyetlerinin alanını geniģletme olanağı verdi. Bir demir balta aracılığıyla orman ve çalılarla kaplı topraklar ekilir hale getirilebilir; demir saban, nispeten daha geniģ toprakları iģleme olanağı verebilirdi. Tarımda yalnızca tahıl ve sebze üretimi ile yetinilmedi, Ģarap ve tereyağı yapımına da baģlandı. Madeni aletlerin yapımı, zanaatçılığın doğmasına neden oluyor. Zanaatçıların iģ alanı, gittikçe daha bağımsız hale geliyor. Bu, zanaatçılığın tarımdan ayrılması, ikinci büyük toplumsal iģbölümüdür. Gene bu zamanda, değiģim yeniden geliģti ve para ortaya çıktı. Bütün diğer metaların değerlenmesine hizmet eden ve evrensel bir meta olan para, değiģim aracı olmaya yaradı. ĠĢbölümünün ve değiģimin geniģlemesi, metaların alım ve satımıyla uğraģan birtakım insanlar ortaya çıkardı. Tacirlerin ortaya çıkmasıyla üçüncü büyük toplumsal iģbölümü ortaya çıktı. Küçük üreticilerin pazara uzak olmalarından yararlanan tacirler, onların metalarını, ucuz alıp pahalı satmak suretiyle, kar sağlıyorlardı. Zanaatçılığın ve değiģimin geliģmesiyle, kentlerin kurulduğu

görülür. BaĢlangıçta kent, köyden pek az farklıdır; ama yavaģ yavaģ zanaatların ve ticaretin kentlerde toplanmasıyla, kent ile kırın ayrılması baģlar. Üretici güçlerin geliģmesi, toplumsal iģbölümü ve değiģimin daha ileri götürülmesi, servet eģitsizliğini keskinleģtirdi. Bir uçta üretim aletlerini, hayvanları, parayı ellerinde toplayan zenginler var. Öteki uçta, durumu gittikçe kötüleģen ve zenginlere borçlanan yoksullar. ĠĢte tefeciler, borçlular, alacaklılar, bu dönemde ortaya çıkmıģlardır. "Eski dünyada sınıf savaģımları, borçlu ile alacaklı arasında bir savaģım biçimini almıģ ve Roma'da borçlu pleblerin mahvolması ile sona ermiģtir. Köleler, bunların yerlerini almıģtır." Köleci sistemin büyük ekonomisi Ģekilleniyor. Zenginler yüzlerce, binlerce kölenin sahibi oluyorlar; köle yığınlarının üzerinde çalıģtığı Latifundiaları oluģturan uçsuz-bucaksız alanları zaptediyorlar. Köleci toplumda üretim iliģkileri Ģöyle kurulmuģtu: üretim araçları (toprak, iģ aletleri vb.) gibi köleler de efendinin mülkiyetindedir. Köle, bir eģya sayılmıģtır. Efendi onu iģine geldiği Ģekilde kullanır. Köleden, konuģan bir alet diye de sözedilirdi. Köleci toplumda köle, baltadan ya da öküzden, ancak konuģma yeteneğine sahip olmasıyla ayırdedilirdi. Diğer bütün iliģkiler bakımından, köleler tıpkı hayvan, ev, toprak ya da iģ aletleri gibi efendinin mülkü idi. Köleler, amansızca sömürülürdü. Hayvandan daha kötü muamele görürlerdi. ĠĢe kırbaçla götürülür ve en küçük bir hata için en ağır Ģekilde cezalandırılır ve hatta öldürülebilirlerdi. Bir kölenin öldürülmesinden dolayı, efendiye soru sorulamazdı. Efendi, köle emeğinin ürünlerine toptan sahip olurdu. Köleye açlıktan ölmeyecek ve efendisi için çalıģmayı sürdürebilecek kadar yiyecek verilirdi. Antik dünya, kölelerin sömürüsüyle, hatırı sayılır bir ekonomik ve kültürel ilerleme gerçekleģtirdi. Bu uygarlık, kurban edilen köle kuģaklarının üzerinde geliģmiģtir. Özellikle matematik, gökbilim, mekanik, mimari ilerledi. Oysa, ilkel topluluk rejimine üstünlüğüne karģın, kölelik üzerine kurulmuģ olan üretim tarzı insanlığın ilerlemesine engel oluyordu. Köleci üretim tarzı kendisini yokedecek olan derin ve üstesinden gelinemeyecek çeliģkileri içinde barındırıyordu. Ġlk olarak, yürürlükte olan sömürü biçimi, toplumun baģlıca üretici gücü olan köleleri çökertiyordu. Bu nedenle, köleler, kurban edildikleri amansız sömürüye karģı sık sık ayaklanırlardı. Öte yandan, ekonomi, savaģlarla ele geçirilen köleler üzerine kurulmuģtu. Köleci toplumun askeri gücü, orduyu oluģturan köylü ve zanaatçılara dayanıyordu ve savaģların zorunlu kıldığı vergilerin esas ağırlığı da bunların üzerindeydi. Ayrıca; ucuza gelen köle emeği üzerine kurulan büyük üretim rekabeti, köylüleri ve zanaatçıları yıkıma götürüyordu. Bu rekabet, köleci devletlerin, iktisadi, siyasi ve askeri gücünü tamamıyla yıkıyordu. Zaferleri bozgunlar izledi; önceden kölelerin ucuza sağlandığı kaynak da kurumuģtu. Bunun sonucu, üretimin genel azalması oldu. "Genel yoksullaģma, ticarette, zanaatçılıkta, sanatta gerileme, nüfusun azalması, kentlerin gerilemesi, tarımın daha aģağı bir düzeye düģüģü --Roma dünya hegemonyası--nın vardığı sonuç bu oldu." Ġlk zamanlarında köleci üretim tarzı, üretici güçlerin geliģmesine