Keyifle izlediğimiz belgeseller



Benzer belgeler
Bu türleri yakından tanımak için haritaya tıklayın.

POPÜLASYON EKOLOJİSİ

1. Peyzaj Ekolojisi: Tanımı ve Biyolojide Hiyerarşi Düzeni Kavramıyla İlişkisi

Kelaynakların Hazin Öyküsü

Ekoloji, ekosistemler ile Türkiye deki bitki örtüsü bölgeleri (fitocoğrafik bölgeler)

YABANI MEYVELER ve KULLANıM ALANLARı. Araş. Gör. Dr. Mehmet Ramazan BOZHÜYÜK

12. SINIF KONU ANLATIMI 29 EKOLOJİ POPÜLASYON EKOLOJİSİ

Denizlerimizi ve Kıyılarımızı Koruyalım

Muhteşem Bir Tabiat Harikası SULTAN SAZLIĞI MİLLİ PARKI

13 Mart 2009 Cuma, 12:20 GÜNCEL. A.A Nursel Gürdilek. İşitme engelli çocuklar için Türk-İsrail işbirliği

Biyoloji = Canlı Bilimi. Biyoloji iki ana bölümden oluşur:

10. SINIF KONU ANLATIMI. 46 EKOLOJİ 8 BİYOMLAR Karasal Biyomlar

EĞİTİM ÖĞRETİM YILI SORGULAMA PROGRAMI

YEŞİL DENİZ KAPLUMBAĞASININ KORUNMASI İÇİN İŞBİRLİĞİ YAPIYORUZ BROŞÜR TR 2017 AKYATAN2016 NIN YOLCULUĞU

Mağaraların ve Mağara Doğasının Korunması İçin İşbirliğinin Geliştirilmesi Projesi EGE MAĞARA ARAŞTIRMA VE KORUMA DERNEĞİ

TRA1 FLORA. Erzurum Erzincan Bayburt FAUNA

TÜRKİYE DE İŞ DÜNYASINDA ÇALIŞANLAR SOSYAL MEDYAYI NASIL KULLANIYOR?

Türkiye'nin En İyi 10 Üniversitesi

KORUNAN ALANLARIN PLANLANMASI

Atoller (mercan adaları) ve Resifler

Göller Bölgesi Aylık Hakemli Ekonomi ve Kültür Dergisi Ayrıntı/ 49

ÖĞRENCİLERİMİZİN DİKKATİNE:

LÜTFEN KAYNAK GÖSTEREREK KULLANINIZ 2013

KAFKAS ÜNİVERSİTESİ YABAN HAYATI KORUMA, KURTARMA, REHABİLİTASYON VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ

AYA THEKLA YERALTI KİLİSESİ

BİYOCOĞRAFYA DERS 4 1

Araştırma Notu 13/155

Hedef 1: KAPASİTE GELİŞTİRME

Hepimiz onun için 'bedavaya' çalışıyoruz: Veriyi tekeline alan şirket Facebook

GÜNLÜK OLARAK NEDEN YETERLİ MİKTARDA KALSİYUM ALMALIYIZ?

Eber Gölü (Bolvadin-Afyonkarahisar) (10-11 Mayıs 2008) Yazan ve fotoğraflayan: Hüseyin Sarı,

TÜRKİYE PEYZAJI (FAKÜLTE)

Rüzgar Enerji Santralleri ve Karasal Memeli Faunası

Türkiye nin Gizli Yoksulları 1

EKOLOJİ EKOLOJİK BİRİMLER

ZOOLOG TANIM A- GÖREVLER

Alanın Gelişimi ile İlgili Kriterler

Araştırma Notu 16/192

GAR - GÖÇ ARAŞTIRMALARI DERNEĞİ

GOBUSTAN KAYALIKLARI VE İLK SANATÇILAR

DERS VI-VII Nüfus Artışı Küresel Isınma

Öğrenci Memnuniyet Anketi

Çarşamba İzmir Basın Gündemi

1

DiJiTAL TÜRKÇE ANSiKLOPEDi

HUKUK TABAN PUANLARI, KONTENJAN ve TERCİH EĞİLİMLERİ i HUKUK TABAN PUANLARI, KONTENJAN VE TERCİH EĞİLİMLERİ ÖZET

CARROLL ÜNİVERSİTESİNİ KEŞFEDİN 1846 dan beri akademisyenlerde mükemmellik

BÜLTENİMİZDE NELER VAR?

Mezun Anketleri Sonuç Raporu

Dersin Kodu

Yükseköğretim Üniversite İstatistikleri 2019 by İngilizce Öğretmeni Sefa Sezer İnönü Üniversitesi Fırat Üniversitesi - Ardahan Üniversitesi Siirt Üniversitesi

Evrensel Cinsel Sağlık ve Üreme Sağlığının Yüzü 2009

Jeolojik Miras Listeleri (AFRİKA) Prof.Dr. Atike NAZİK Ç.Ü. Jeoloji Mühendisliği Bölümü

ŞANLIURFA YI GEZELİM

a 3 -<» rt3 ft3 Ö o\3 CO o\3 Ö o\3 CO v-< 0x3 Ö V-i -i» 3 Gezi / İlgaz Anadolu'nun Sen Yüce Bir Dağısın 0x3 Ö 0x3 Kitap / Kayıp Gül

Anadolu nun Biyoçeşitliliğini oluşturan sebepler

KÜLTÜREL YAPILANMA GRUBUNUN (KYG) DEĞERLENDİRME ANKETİ

DOĞA - İNSAN İLİŞKİLERİ VE ÇEVRE SORUNLARININ NEDENLERİ DERS 3

Bölüm - 1 GARDEN CITY. (Ebenezer Howard) Doç. Dr. Zeynep Enlil Yıldız Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Şehir ve Bölge Planlama Bölümü

AK PARTİ YURT DIŞINDAKİ

10. SINIF KONU ANLATIMI. 48 EKOLOJİ 10 BİYOMLAR Sucul Biyomlar

Ekosistem Ekolojisi Yapısı

ÇANAKKALE İLİNDE ÇALIŞAN KAMU SAĞLIK ÇALIŞANLARININ, SAĞLIK REFORMLARININ ETKİLERİ KONUSUNDAKİ DÜŞÜNCELERİ SES ÇANAKKALE ŞUBESİ

OKUMA YAZMAYA HAZIRLIK ÇALIŞMASI

Hasankeyf ve Dicle Vadisi Sempozyumu Sonuç Bildirgesi

GELECEGIN MUCITLERI ROBOT YAPMAYI ÖGRENIYOR

2013/14 AKADEMİK YILI İÇİN KIBRIS TÜRK TOPLUMUNA YÖNELİK BURS PROGRAMI

GRUP DOĞA GEBZE SANAYİ BÖLGESİNDE ÇEVRE KİRLİLİĞİNİN AZALTILMASINDA KULLANILABİLECEK BİYOAKÜMÜLATÖR BİTKİLERİN ARAŞTIRILMASI

Araştırma Notu 14/165

IĞDIR ARALIK RÜZGÂR EROZYONU ÖNLEME PROJESİ İZLEME RAPORU

ÖĞRENCİLERİMİZİN DİKKATİNE:

Rutinler temamız kapsamında sabah sporu yaptık, grup sohbetleri ile paylaşımlarda bulunduk. Sabah sporunda reçel yaptık, hayali reçellerimizi

GAZİOSMANPAŞA ÜNİVERSİTESİ ALMUS MESLEK YÜKSEKOKULU

BALIKESİR de. Yatırım Yapmak İçin 101 Neden

BİYOMLAR KARASAL BİYOMLAR SELİN HOCA

İŞLETME VE YÖNETİM BİLİMLERİ FAKÜLTESİ GİRİŞİMCİLİK BÖLÜMÜ

49.Dünya Meteoroloji Günü ĐTÜ Süleyman Demirel Kültür Merkezinde Kutlandı

Sivil Toplum Afet Platformu: Soma İçin Bilgi Paylaşımı Toplantısı

ÖSYM. Diğer sayfaya geçiniz KPSS / GYGK-CS

ICF Türkiye ANKET-2 SONUÇLARI

KTO KARATAY ÜNİVERSİTESİ

BOĞAZİÇİ ÜNİVERSİTESİ MATEMATİK VE FEN BİLİMLERİ EĞİTİMİ BÖLÜMÜ

Duygusal ve sosyal becerilere sahip Genç profesyoneller

FLORA, FAUNA TÜRLERİ VE YABAN KUŞLARININ KORUNMASI TÜZÜĞÜ

DÜZEY B1 Avrupa Konseyi Ortak Dil Ölçütleri Çerçevesinde BÖLÜM 4 SINAV GÖREVLİSİNİN KİTAPÇIĞI. Dönem Kasım 2009 DİKKAT

SANAYİDE GELİŞMELER VE İSTİHDAM EĞİLİMLERİ. Esra DOĞAN, Misafir Araştırmacı. Damla OR, Yardımcı Araştırmacı. Yönetici Özeti

ÇORLU MESLEK YÜKSEKOKULU GELENEKSEL EL SANATLARI PROGRAMI FAALİYET RAPORU

TEKSTİL TEKNOLOJİLERİ VE TASARIMI FAKÜLTESİ

Çaldıran daha önceleri Muradiye İlçesinin bir kazası konumundayken 1987 yılında çıkarılan kanunla ilçe statüsüne yükselmiştir.

ANA SINIFI PYP VELİ BÜLTENİ. (13 Şubat-24 Mart 2017 )

BİYOLOG TANIM. Canlı türlerinin tanımlanması, sınıflandırılması, yaşamı ve evrimini etkileyen koşullar üzerinde araştırma yapan kişidir.

YEDİGÖLLER MİLLİ PARKI

Konya İli Beyşehir İlçesi Fasıllar Anıtı ve Çevresi Yüzey Araştırması 2013 Yılı Çalışmaları

1.018/7.30J Ders 1-Ekolojiye Giriş 2009

I. ULUSLARARASI SOSYAL VE EKONOMİK ARAŞTIRMALAR ÖĞRENCİ KONGRESİ


Nükhet YILMAZ TÜRKÇE Ayın Kitabı: KÜTÜPHANE

Minti Monti. İlkbahar 2015 Sayı:17 Ücretsizdir. Kızıl Panda

Araştırma Notu 17/216

Transkript:

Ekolojinin arka bahçeleri Arpat Özgül Colorado nun marmotları Uzun süreli ekolojik araştırmaların ilk örneği, Colorado da terk edilmiş bir dağ kasabasının kalıntıları arasından filizlenmiş bir araştırma istasyonu olan Kayalık Dağları Biyoloji Laboratuvarı. İlk araştırmaların 1930 larda başlatıldığı bu istasyonda, Kuzey Amerika nın önde gelen üniversitelerinden akademisyenler ve öğrenciler onlarca yıldır altil a 52 NTVBLM EYLÜL 2010 Keyifle izlediğimiz belgeseller uzun ve zahmetli bilimsel çalışmaların ürünü. Ender bir memeli türü üzerinde çalıştığımızı varsayalım. Öncelikle, yeterli kaynak ve işgücünü bir araya getirip, popülasyonu düzenli gözlemleyebileceğimiz bir çalışma istasyonu kurmalıyız. Bireylerin günlük davranışlarını, birbirleriyle ve diğer türlerle etkileşimlerini incelemek, en azından birkaç senemizi alır. Ancak türün yaşam stratejisini ayrıntılarıyla anlamak için sağkalım ve üreme gibi süreçleri etkileyen çevresel faktörleri de incelemeliyiz. Bunun için de birkaç nesli ve yeterli çevresel değişimi kapsayacak uzun bir süre gerekiyor. Bu gözlemler sürerken varsayımlarımızı, topladığımız verilerle düzenli olarak test edip, bilimsel makaleler yoluyla bilim dünyasının eleştirisine sunmalıyız. Ancak bu sayede gelecek yıllar için kaynak bulabilir ve çalışmanın sürmesini sağlayabiliriz. Yani, bize Ezop masalları kadar kolay ulaşan bu bilgilerin arkasında, sahada ve masa başında harcanan uzun yılların ve uykusuz gecelerin emeği saklı. Yaban hayat türlerinin değişen çevre şartlarından nasıl etkilendiğini anlamak, ancak uzun süreli araştırmalarla mümkün. Örneğin, türlerin pek de sabit sayılamayacağını, değişen çevreyle beraber sürekli devinim içinde olduklarını, bu tür araştırmalar sayesinde fark ediyoruz. İnsan etkisiyle değişen çevre koşullarının, türleri ne kadar hızlı etkilediğini görüyoruz. Ancak uzun süreli araştırmaların sayısı çok az ve yapılan ekolojik çalışmaların çoğu, yeterli çevresel değişimi veya bir türün yaşam döngüsünü kapsayamayacak kadar kısa ömürlü. Peki, bu tür uzun süreli çalışmalar nasıl başlıyor? Biyoçeşitlilik açısından ilginç ve insan etkisinden uzak bölgelerde başlatılan bazı kısa süreli araştırmalar, yeterli kaynak bulursa kapsamca genişliyor ve doğal çevredeki diğer türleri de içermeye başlıyor. Toplanan bu verilerin kapsadığı süreç uzadıkça ve incelenen türler arttıkça, kısa süreli çalışmaların veremeyeceği, bilimsel açıdan önemli sonuçlar sağlanmaya başlıyor. En azından yurtdışında, bu tür çalışmalardan alınan bilimsel verim arttıkça, düzenli kaynak bulmak daha da kolaylaşıyor. Zamanla bu çalışmalar, farklı üniversitelerden araştırmacıların işbirliğiyle düzenli işleyen biyoloji istasyonlarına dönüşüyor. Bölgede yoğunlaşan diğer çalışmalarla birlikte, yavaş yavaş bölge ekosisteminin detaylı bir portresi ortaya çıkıyor. Bu çalışmalar, yalnızca bir bölgeyi ve ekolojisini daha yakından tanımamızı sağlamakla kalmıyor, bu derece ayrıntılı incelenemeyen diğer sistemleri de anlamamızı kolaylaştıran bir model oluşturuyor; onlarca akademisyen ve yüzlerce öğrenci için bulunmaz bir öğrenim ve araştırma kaynağına dönüşüyor. 19marmot.indd 52 25.08.2010 08:38

Fotoğraflar: Arpat Özgül Dr. Arpat Özgül Akademik hayatına Boğaziçi Üniversitesi İşletme Bölümü nde başlayan Arpat Özgül kısa sürede jeolog anne ve babasının izine döndü. Yüksek lisans çalışmasını Boğaziçi Üniversitesi Çevre Bilimleri Enstitüsü nde yarasaların ekolojisi üzerine yaptıktan sonra, doktora çalışmasını Florida Üniversitesi nde popülasyon ekolojisi üzerine tamamladı. Şu anda doktora sonrası araştırmacı olarak Imperial College London da evrimsel demografi üzerine çalışıyor. Çalışmalarını yürüttüğü türler arasında Soay koyunu, kızıl geyik, yersincabı, marmot ve mirketler yer alıyor. Doktora sonrası çalışmalarına Ekim ayından itibaren Cambridge Üniversitesi nde devam edecek olan Özgül, 34 yaşında. alpin ekosistemin farklı unsurlarını inceliyor. Araştırmacılar, yılın büyük bölümü kar altında olan bu istasyona yaz başlarında akın ediyor ve birkaç ay sürecek hummalı saha çalışmalarına başlıyor. İstasyon civarındaki ekosistemin zenginliği ve bunlara ulaşımın kolay olması birçok farklı tür ve konu üzerinde çalışma olanağı sağlıyor. Her sene yüze yakın araştırmacı tozlaşma ekolojisi, tatlısu ekolojisi, davranış ve popülasyon ekolojisi gibi alanlarda, böceklerden memelilere dek birçok tür üzerinde çalışmalarını sürdürüyor. Toplanan uzun süreli veriler, çevresel değişime duyarlı olan bu dağ ekosisteminde bitki ve hayvanların iklim değişikliğinden nasıl etkilendiğine dair önemli bilgiler içeriyor. Her sene 50 ye yakın lisans öğrencisi, istasyonda düzenlenen iki aylık saha ekolojisi yaz okuluna devam ederek farklı alanlarda yapılan çalışmalara Farklı kolonilerdeki marmotlardan saç, dışkı ve kan örnekleri alınıyor; cinsiyet, ağırlık ve üreme durumları kaydediliyor. katılıyor, kendi seçtikleri konularda küçük projeler hazırlıyorlar. İstasyona ait binaların arasında öğrencilerin yamaklık yaptığı, her gün yüz küsur insanı doyuran büyük bir yemekhane, zengin bir kütüphane, bilgisayar laboratuvarı, derslikler ve araştırmacıların kaldıkları kulübeler yer alıyor. Seminerler, sohbetler, grup çalışmaları, fotoğraf gösterileri ve zaman zaman da insanların gizli kabiliyetlerini sergiledikleri konserler eşliğinde, farklı dallarda çalışan bir yığın araştırmacı ve öğrencinin fikir alışverişi yapabilecekleri, samimi bir ortam doğuyor. Colorado daki bu istasyonda marmotlar üzerinde yapılmakta olan bir çalışma, bir memeli popülasyonunu kapsayan en uzun çalışmalardan biri. Marmot, yılın 7-8 ayını kış uykusunda geçiren büyük bir yersincabı türü. Her yıl, akademisyen ve öğrencilerden oluşan 15 kişilik bir ekip, Nisan sonlarında, henüz kar erimeden ve marmotlar kış uykusundan uyanmadan istasyona geliyor. Araçla ulaşım kar yüzünden mümkün olmadığından, birkaç haftalık malzeme ve erzak 12 km lik EYLÜL 2010 NTVBLM 53 19marmot.indd 53 25.08.2010 22:12

dağ yolu boyunca kar ayakkabıları ve kızaklar yardımıyla çekiliyor. Yaz ayları boyunca, farklı kolonilere ait birçok marmot kapanlarla yakalanıyor ve her birey özel numaralı bir küpeyle işaretleniyor. Yakalanan her marmotun cinsiyeti, ağırlığı ve üreme durumu kaydediliyor; kan, dışkı ve saç örnekleri toplanıyor; farklı kolonilerdeki bireylerin sosyal davranışları gözlemleniyor. 1962 den beri devam eden bu araştırmadan edinilen bulgularla memelilerde sosyal davranış, iletişim, kış uykusu fizyolojisi ve popülasyon ekolojisi alanlarında 200 e yakın bilimsel makale yayımlanmış. St. Kilda nın koyunları Uzun süreli ekolojik araştırmalara bir başka örnek, Atlas Okyanusu nun diğer yakasından. Bu defa çalışma bölgesi İskoçya nın kuzeybatı kıyısının yaklaşık 60 km açığında bulunan St. Kilda takımadaları. Adaya ulaşım sert okyanus koşulları yüzünden zor olmasına karşın takımadaların en büyüğü olan Hirta Adası, Neolitik çağdan beri insanlara ev sahipliği yapmış. Kayalık ve uçurumlarla çevrili, tarıma çok elverişli olmayan adada yaşayan Soay koyunları tek tek numaralandırılıyor, boy ve kilo ölçümleri, kan, dışkı ve yün örnekleri alınıyor. yerel halkın ana geçim kaynağı, ada ve çevresinde yuva yapan deniz kuşu kolonileri olmuş. Ada halkı, yüzyıllarca uçurum kenarlarında yuva yapan bu kuşları avlamış; tüyleri, yumurtaları ve etleriyle beslenmiş ve bunları anakaraya satarak geçimlerini sağlamış. Zaman içinde, hastalık ve göç nedeniyle ada nüfusu azalmış ve kalan son 36 kişi 1930 da adayı terk etmiş. Uzun süre ıssız kalan takımadalar, doğal güzellikleri ve taşıdıkları tarihi önemden dolayı 1957 de milli park ilan edilerek korumaya alınmış. Takımadaların doğal zenginliği kısa sürede araştırmacıların ilgisini çekmiş. 1950 lerde adada yaşayan hayvan ve bitki türleri üzerinde çalışmalar başlatılmış. Bu türlerden biri, Soay koyunları. Ada halkı, adayı terk etmeden hemen önce, anakaradan yüzyıllar önce getirilen ve Hirta nın hemen yanıbaşındaki Soay adasında yabani olarak yaşayan bu koyunların bir kısmını yakalayarak Hirta Adası na bırakmış. Son 70 senedir Hirta Adası nda yaşayan yabani koyun popülasyonu çoğalmış ve zamanla adanın taşıma kapasitesine ulaşmış. Bu noktadan sonra adadaki koyun sayısı, ot miktarı ve iklimin birbirleriyle etkileşimi sonucu koyun popülasyonunda büyük salınımlar görülmüş. İnsan etkisinden uzak ada ekosisteminin mükemmel bir doğal laboratuvar niteliğinde olması ve koyunların sayısında görülen ilginç değişimler, kısa sürede biyologların ilgisini çekmiş ve koyun popülasyonu, adanın bitki örtüsü ve iklimsel etkenleri kapsayan uzun süreli bir araştırma başlatılmış. Soay koyunları evcil koyunların bilinen en ilkel atalarından. Kıbrıs ta bulunan Akdeniz muflonuna benzer fiziksel özellikler gösteriyor. Modern evcil koyunlardan çok daha ufak olmasına rağmen, dayanıklı ve çevik bir tür. Yıl boyunca adadaki istasyonda görevli birkaç araştırmacı düzenli aralıklarla koyunları sayıyor ve davranışlarını gözlemliyor. Yazın akademisyen ve öğrencilerden oluşan yaklaşık 20 kişilik bir araştırma ekibi, çetin bir deniz yolculuğunun ardından adaya geliyor ve birkaç hafta sürecek büyük bir koşuşturmaca başlıyor. Amaç, adadaki koyunların büyük bir kısmını yakalamak. Ancak bu sanıldığı kadar kolay değil. Doğa koruma bölgesi olduğundan adaya çoban köpeği getirilemiyor ve 20 araştırmacı, koyundan çok antilopa özenen bu çevik hayvanları yakalamak için dere tepe ter döküyor. 54 NTVBLM EYLÜL 2010 19marmot.indd 54 25.08.2010 08:39

Yakalanan yüzlerce koyun teker teker numaralandırılıyor, boy ve kilo ölçümleri, kan, dışkı ve yün örnekleri alınıyor. Bu veriler, her bireyin hayatındaki önemli kilometre taşlarını (doğum tarihi, ilk kez kaç yaşında yavruladığı, her yıl kaç kuzu doğurduğu, hangi yıl öldüğü) belgeliyor. Bir yandan da adadaki bitki örtüsünün, koyun sayısı ve iklim koşullarındaki değişimden nasıl etkilendiği inceleniyor. 1950 lerden beri süren bu araştırmanın sağladığı bulgular sayesinde, doğal şartlarda yaşayan bir türün, değişen popülasyon yoğunluğu ve çevre şartlarından nasıl etkilendiğini bütün detaylarıyla gözlemleme şansı buluyoruz. Bu araştırma boyunca yayımlanan 100 ü aşkın bilimsel makale, ekoloji ve evrim bilimlerine önemli bir katkı sağlıyor. Geçtiğimiz yıl, bu iki popülasyon üzerinde yıllardır toplanan verilerin ayrıntılı bir analizi yapıldı ve yaban hayat türlerinin iklimsel değişim karşısında gösterdikleri evrimsel ve ekolojik tepkilere ilişkin önemli bulgular saptandı. Bu, kısa süreli çalışmalarla sorgulanması mümkün olmayan bir konu. Yıllardır toplanan veriler, her iki popülasyonda iklim koşullarıyla paralel seyreden bir değişimin gerçekleştiğini, bu değişimin birey sayısı ve fiziksel özellikleri kapsadığını gösteriyor. Buna göre, iki türdeki birey sayısı zamanla artmış; ortalama beden ağırlığı marmotlarda artarken, koyunlarda azalmış. Verilerin toplandığı uzun yıllar içinde, iki türde de bu denli belirgin değişimler gözlemlemek şaşırtıcı. Bu değişimi ekolojik ve evrimsel bileşenlerine ayırabilmek, yani değişen çevre şartlarında hangi etkilerin ne kadar rol oynadığını saptamak zor. Toplanan veriler, istatistiksel yöntemlerle inceleniyor. İnceleme sonunda ilginç bir tablo ortaya çıkıyor: İki tür de kışların uzun ve sert geçtiği ortamlarda yaşıyor. Dolayısıyla yazın depoladıkları kilolar kış boyunca sağ kalmalarını etkileyen önemli bir unsur. Ilımanlaşan kışlar sonucu adada sağ kalan koyunların sayısı artıyor ve birey başına düşen besin miktarı azalıyor. Bunun sonucunda kuzuların büyümesi yavaşlıyor ve ortalama koyun ağırlığı düşüyor. Marmotlara gelince, onlar da kısalan kışlarla beraber daha erken uyanıp daha fazla besleniyor ve kış uykusunu atlatan bireylerin sayısı artıyor. Ancak sayıdaki artış, henüz besin miktarını sınırlayacak düzeyde değil. Bu iki türün gösterdiği fiziksel tepkideki farklılık bize önemli bir bilgi sunuyor: Doğal hayatın çevresel Colorado daki laboratuvarda araştırmacılar alt-alpin ekosistemin farklı unsurlarını inceliyor. değişime gösterdiği tepkileri genellemek zor. Tek bir kural, bütün durumlara uygulanamaz. Bunun yanı sıra, hayvanların dışyapı özelliklerindeki değişimi incelemenin, bir türün değişen çevre koşullarına vereceği tepkileri anlamak açısından ne denli önemli olduğunu görüyoruz. Uzun süreli araştırmaların sayısı arttıkça, türlerin gösterdiği tepkiler arasındaki bu farklılıkları daha iyi anlayabilir ve gelecekteki çevresel değişimin hangi türleri nasıl etkileyeceğini daha iyi öngörebiliriz. Bulgular, birkaç yıllık zaman diliminde evrimsel ve ekolojik süreçlerin nasıl iç içe geçebileceğini gösteriyor. Bu iki çalışmanın dünyanın önde gelen bilim dergileri Science (325: 464-467) ve Nature (466: 482:485) da yayımlanması ve dünya basınında büyük yankı uyandırması, bu tür uzun süreli araştırmaların önemini vurguluyor. Doğu Anadolu nun kuşları ABD ve Avrupa da neredeyse yüz yıldır sistematik olarak veri toplanmasını sağlayan uzun süreli çalışmalar, Türkiye de yok denecek EYLÜL 2010 NTVBLM 55 19marmot.indd 55 25.08.2010 08:39

Araştırmacılar zorlu deniz yolculuğuyla geldikleri Hirta Adası nda antilop kadar çevik Soay koyunlarını yakalayıp örnek alıyorlar. Fotoğraf: Çağan Şekercioğlu kadar az. Yeni yeni başlayan bir iki çalışma, devlet desteği olmadığından çok zor şartlarda ve gönüllü desteğiyle yürütülüyor. KuzeyDoğa Derneği nin (www.kuzeydoga.org) 2007 de Kars ın Kuyucuk Gölü nde ve 2006 da Iğdır ın Tuzluca ilçesinde, Aras nehri kenarına kurduğu biyoloji istasyonları desteklendiği takdirde uzun süreli ekolojik araştırmalara dönüşebilecek harika iki örnek. Doğu Anadolu da ilk olan bu istasyonlarda, Türkiye den ve 14 farklı ülkeden gelen uzmanlar ve gönüllüler çalışıyor. Kuyucuk ve Aras istasyonlarında bugüne dek 171 türe ait 26.000 den fazla kuş halkalanmış. Afrika-Avrasya göç yolu üzerinde bulunan bu istasyonlarda toplanan veriler, ülkemiz üzerinden göç eden KuzeyDoga Derneği nin Kuyucuk ve Aras istasyonlarında özel ağlarla yakalanan 26.000 den fazla kuş halkalandı. kuşlar hakkında değerli bilgiler sağlıyor ve Doğu Anadolu nun kıtalararası kuş göçü için önemini gösteriyor. Diğer bilimsel araştırmalarda kullanılmak üzere yakalanan kuşlardan parazit ve başka örnekler de toplanıyor. Çevre ekosisteminin diğer unsurları da yavaş yavaş araştırma kapsamına alınıyor. Bu istasyonlar, Türkiye deki biyoloji öğrencileri için çalışma ve staj imkânı sağlıyor; ayrıca yüzlerce ilköğrenim ve lise öğrencisinin, yerel yöneticilerin ve bölge halkının katıldığı çevre eğitim faaliyetlerine ev sahipliği yapıyor. Ve en önemlisi, bütün bunlar gönüllü desteğiyle yapılıyor. Türkiye nin farklı bölgelerinde uzun süreli araştırmaların başlatılması ve devlet tarafından desteklenmesi, hem çevre koruma hem de ekoloji eğitimi yönünden önemli. Bir türü veya sistemi detaylarıyla inceleyen bu tip araştırmalar bize yaban hayat türlerimizin ekolojisi üzerine detaylı bir tablo sunmakla kalmıyor, onlarca akademisyen ve yüzlerce biyoloji öğrencisinin, okul sıralarında öğrendiklerini gözlemle pekiştirebilecekleri bulunmaz bir fırsat sunuyor. Çoğumuz doğayla ilk defa evlerimizin arka bahçelerinde tanıştık; ilk gözlemlerimiz, ilk deneylerimiz, doğaya duyduğumuz hayranlık bu arka bahçelerde filizlendi. Bu tür biyoloji istasyonları, ülkemizin doğasını daha yakından tanımamızı, doğaya olan tutkumuzu bilimsel boyutta sürdürmemizi ve yeni nesillere bulaştırmamızı sağlayan eşsiz arka bahçeler. 56 NTVBLM EYLÜL 2010 19marmot.indd 56 25.08.2010 08:39